Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İIARALIK 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Maastricht Zirvesi ve Türkiye.
(Baftarafi 1. Sayfada)
üyelik başvurusunda bulunmuştur. Maast-
richt Zirvesi'nde ise Türkiye'nin Avrupa'yla
bütünleşmesi açısından iyimserlik verici en
küçük bir işaret dikkati çekmemiştir. Özel-
likle soğuk savaşın noktalanmasından beri
kendini belli etmiş olan bir eğilim, bu zirveyte
birlikte daha da kalınlaşmıştır: Avrupa Top-
luluğu'nun kapısı Türkiye'ye aralanmıyor.
12'lerdeki bu kararlılık, BAB konusunda
sergiledikleri tutumla da ortaya çıkmıştır. Batı
Avrupa Birtiği (BAB) için bir bakıma AT'nin
"NATO"su denilebilir. Ankara, Avrupa sa-
vunmasının Türkiye'siz olamayacağı görüşü-
nü sürekli vurgulayarak BAB'a tam üyelik
peşindeydi. Yunanistan ise bu platformu da
ileride ülkemize karşı kullanabilmek için bu-
nu engellemek çabasındaydı.
Sonuç bir yerde Atina'nın istediği gibi ol-
du. Maastricht Zirvesi, BAB'a Yunanistan'-
ın tam üyeliğini öngörürken, Türkiye'ye "or-
tak üyelikle yetinmelisin!" dedi.
12'ler, Kıbrıs konusunda da Atina'yı hoş-
nut kılan tutumlannı yinelediler.
Bu durumda Türkıye ne yapabılir?
Geçen hafta sonu Diyarbakır'da Başba-
kan Demirel'le söyleşirken şöyle demiştı:
"Maastricht Zirvesi çok önemli. Büyük bir
dikkatle izlemek gerekiyor. Avrupa eğer ken-
di kabuğuna çekilir ve bizi de dışarıda bıra-
kırsa, bu bizi çok müşkül duruma sokar."
Demirel, hükümet programında da yer al-
dığı gibi AT'yle ilişkileri tam üyelik hedefini
gözden kaçırmaksızın geliştirmekten yana-
dır. Ama şimdilik kapılar Türkiye'ye aralana-
cak gibi gözükmüyor.
Bundan ötürü, insanın kendini herhangi
bir düş kırıklığına ya da eski deyişle yeise
kaptırması yersizdir. Çünkü her şeyden ön-
ce Türkiye'nin yapması gereken çok iş var.
Siyasal ve ekonomik modernleşme yolunda
daha hızlı, daha kapsamlı yürümek duru-
mundadır bu ülke.
Kendi evinin içini düzene sokarak, demok-
rasisini ve ekonomisini güçlendirecek bir
Türkiye zaten görmezlikten gelınemez.
Ayrıca AT'nin kapıları açılmıyor diye Türki-
ye modernleşmesini durduracak değildir.
Bir başka deyişle de:
Ülkemiz, sırf Avrupa'yla bütünleşmek için
modernleşme yolunu seçmış değildir...
Onun için duygusal tavırlar yerine, serin-
kanlı değerlendirmeleıie demokrasimizi ve
ekonomimizi bir an önce adam etmeye ba-
kalım.
O zaman gerisi daha kolay gelir.
îstanbul'daki belediye başkmüarı, öncelikleyasal dü&rüeme istiyor
Başkanlar: \fetkimiz arttırılsınSözen Belediyelerin özerkleşmesi ve vesayetten
kurtulmasını istiyoruz. Ozkan Her konuda
Buyükşehir Belediyesi'ne bağımlıhk olmamalı.
Gnnaydın Belediye başkanının yasalarla eli kolu
bağlı. Aslan 1580 sayılı yasa, günümUzün
ihtiyaçlannı karşılayamıyor. Akgün Yerel parlamento
görüşüne katılıyoruz. Akyüz Buyükşehir
Belediyesi'nin yetkileri, demokrasi ile bağdaşmıyor.
Girik 3030 sayılı kanun, demokrasiyi göz ardı ediyor.
Belediye borçlan tasfîye ediliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Hükümet, çoğunluğu
DYP ve SHP'li başkanlar tara-
fından yönetilen belediyelerin
borç sorununu çözüyor. Beledi-
yelerin borçlannın tasfiyesi ya
da konsolidasyonu yoluna gidi-
liyor. Bu konudaki düzenleme
Bakanlar Kurulu'nda ele alındı,
konunun pazartesi günü yapıla-
cak Bakanlar Kurulu toplantı-
sında karara bağlanacağı bildi-
rildi. Bakanlar Kurulu'nun dün-
kü toplantısında, kamu görev-
lilerinin ikinci işleri iptal edildi.
Aynca, Bağ-Kur üyeleriyle çift-
çilerin borç faizlerinin silinme-
si de görüşüldü. Başbakan So-
kyman Demirel, çiftçi alacakla-
nnın pazartesi gününden itiba-
ren ödeneceğinı açıkladı. Zey-
tinde baş fiyat 11 bin 500, taban
fiyat da S bin lira olarak belir-
lendi.
Bakanlar Kurulu, Başbakan
SUleyman Demirel başkanlığın-
da dun toplandı. Devlet Baka-
m ve Hükümet Sözcüsü Akın
Gönen, toplantıdan sonra yap-
tığı açıklamada, kamu çaiışan-
lannın ek görevlerinin yılbaşın-
dan itibaren iptal edileceğini
açıkladı. Gönen, toplantıda ele
ahnan belediye borçlarının tas-
fiyesi ve konsolide edilmesi,
çiftçUerin zirai kredi faiz borç-
\etki yasası
(Baftarafi 1. Sayfada)
özal karşı çıkarak direnmişti.
Ancak yasa, Meclis'ten geçen
haliyle de hükümete çok önem-
li yetkiler vermişti. Yasa, Cum-
hurbaşkanlığj ve Başbakanhk
da dahil olmak üzere, "mevcnt
kamu kurum ve kuruluşlanmn
birteştirilmesine. kaldınlmasına,
görev, yetki ve teşkilatlannda
degişiklik yapümasına" olanak
sağlıyordu.
Yetki yasasının iptal edilmesi
istemiyle SHP'nin yaptığı baş-
vuruyu esastan inceleyen Ana-
yasa Mahkemesi dun karannı
açıkladı. Yüksek Mahkeme, 3'e
karşı 8 oyla aldığı kararla, 3755
sayılı yetki yasasının, Anayasa'-
nın 153. maddesine aykın oldu-
ğu gerekçesiyle iptalini kararlaş-
tırdı. Mahkeme, iptal karannın
gerekçeli kararın yayınıyla bir-
likte yürürlük kazanacağını be-
lirlerken yeni düzenleme yapa-
bilmesi için hükümete süre ve-
rilemeyeceğine karar verdi.
İptal karannda, 3755 sayılı
yasaya dayanılarak çıkanlan ka-
nun hükmünde karamamelerin
yok sayılamayacağı görüşüne
vanlırken bunlardan iptali isten-
miş olanların esas incelemeleri-
nin sürdürüleceği belirtildi.
Yıldınm Akbulut'un başba-
kan olduğu dönemde çıkanlan
ve muhalefet çevrelerinde oldu-
ğu kadar hulcuk çevrelerinde de
"TBMM'nin yetkilerini hükü-
mete devretügi" yolunda eleşti-
rilen yetki yasası, 6 haziran 1991
tarihinde kabul edilmiş ve 9 ha-
ziranda Resmi Gazete*de yayım-
lanarak yürürlüğe girmişti.
ANAP hükümetinin, bu yetki
yasasma dayanarak 20'yi aşkm
KHK çıkardığı belirtildi.
Amacı, "kamu kunım ve ku-
ruluşlannda görevli personeHn
çahşmalannda etkinliği artır.-
mak, hizmefleriıı diizenh', süratli
ve verünU yürütülmesini sağla-
mak üzere mali ve sosyal hak-
larda iyueştirmeier yapmak, Ge-
neikurmay Başkanlığı dışındaki
yüriitme organı bünyesindeki
kamu kurum ve kurnluşmannın
görev ve yetidlerine flişknı konu-
larda düzenlemeler yapabümek
için bakanlar kuruluna KHK çı-
karma yetkisi vermek" olarak
belirtilen yetki yasası ile hükü-
mete değişik konularda KHK çı-
karma yetkisi verilmişti. İptal
edilen yasanın 4. maddesinde,
Bakanlar Kunılu'na verilen yet-
kinin, yasamn yayımndan itiba-
ren 10 ay sureyle 9 nisana kadar
geçerli olacağı belirtiliyordu.
Anayasa Mahkemesi yetkilile-
rinden alınan bilgiye göre iptal
edilen yetki yasasma dayanıla-
rak çıkanlan KHK'ler otomatik
olarak hükümsüz hale gelmiyor.
Bu nedenle yetki yasasına daya-
nılarak çıkanlan KHK'lerin eğer
iptali istenmişse, bu yöndeki in-
celemeler içerik yönunden sür-
dürülecek. İptal karannda, hü-
kümete ayrıca süre verilmediği
için de kararın Resmi Gazete'de
yayımı ile birlikte yetki yasası
hükümsüz hale gelecek.
lan, Bağ-Kur iştirakçilerinin so-
runlan ile devlet ve kooperatif-
lerin işçi, çiftçi, müteahhit ala-
caklılanna olan borçlannın
ödenme takvimi konulanmn 16
aralık pazartesi günü yapılacak
Bakanlar Kurulu toplantısında
karara bağlanacağını söyledi.
Kamu çalışanlannın asli gö-
revleri dışındaki ek işlerinin "is-
raf ve devlet hiyerarşisindeki
boznlma" gerekçeleriyle iptali
yoluna gidildiğini kaydeden Gö-
nen, "Devletin en ösi görevlisi
olan müsteşar yerine göre ken-
disinden alt düzeyde olan bir ge-
nel miidiirun başkanlık ettiği
yönetira kurulunda üye oluyor.
Bu devlet hiyerarşisinin altüst
olması sonucunu doğuruyor"
dedi.
Gönen, zorunlu hallerde ya-
sadan doğan istisnalann uygu-
lama kapsamına alınmayacağı-
nı belirterek bu durumda olan
bürokratların maaş düzenleme-
lerinin hükümetin bütün çah-
şanlar için öngördüğü "genel"
bir politika çerçevesinde ele aü-
nacağını bildirdi.
Bütün Bakanlar Kurulu üye-
lerinin mal bildiriminde bulun-
duğunu, konuyla ilgili açıkla-
maların önümüzdeki günlerde
yapılacağını ifade eden Gönen,
şeker stoku fazlalığj nedeniyle
daraltılan pancar ekim alanlan-
nın 3 milyon 400 bin dekardan
4 milyon dekara çıkanlmasının
kararlaştınldığım söyledi.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Gönen'e yöneltilen so-
rular ve yanıtları şöyle:
"— Pazartesi günü yapılacak
toplantıda KİT zamları günde-
me gelecek mi?
GÖNEN — Ekonominin bü-
tününü görüşmeye başladık.
Arz ettiğim konulardaki detay
çalışmalara inildi. Ancak yapı-
lan çalışmalann sonuçlanama-
yacağı göruldü. Pazartesi günü
ara bir toplantı yapılarak son
şeklin verilmesı kararlaştırıldı.
— Güneydoğu gezisiyle ilgili
Sayın Başbakan diğer bakanla-
ra bügi verdi mi?
GÖNEN — Güneydoğu'da
yapılan gezi ve güvenlikle ilgili
yapılan çalışmalar hakkında
özet bir bilgi verildi. Sanınm pa-
zartesi gunkü toplantımızda,
önümüzdeki günlerde yapılacak
genel görüşmeye sunulacak hü-
kümet görüşü de son şeklini ala-
cak.
— Devlet borçlan hangi ta-
rihten itibaren ödenmeye başla-
nacak?
GÖNEN — Takvim yapıla-
cak. Pazartesi günü takvim ge-
lecek ve son şeklini alacak. Ya-
ni işçinin, müteahhidin, çiftçi-
nin devletten olan alacağmın
hangi sürede, nasıl ödeneceğini
takvime bağlayacağız. Takdire
değü, belirli bir takvimle öden-
mesini kararlaştırdık.
— Büyük oranda zamlar bir-
den mi başlayacak, yoksa behrti
bir zamana yayüacak mi?
GÖNEN — Bakanlar Kuru-
lu'muzda zam gibi bir konu
gündeme gelmedi. Şöyle veya
böyle gelir demek yanlış olur.
Her KIT'in apayn bir tüzel ki-
şiliği var. Kurum kurum değer-
lendirmesi yapılıyor. Zaten ön-
ceden yapümış, bildiğiniz gibi
birçoğuna zam yapıknış, geri
alınmış siyasi sebeplerle. Gerek-
tiği zaman o tür ayarlamalar,
ekonominin zaten geregi, acı da
olsa haliyle gerektiği zaman ge-
reken yapılacak. Ama bugünkü
toplantımızda bunlara girme-
dik.
— Belediye borçlan tamamen
mi tasfıye edilecek?
GÖNEN — Belediye borçla-
nnın tasfiyesi veya konsolide
edilmesi, onda da tüm borçlan
mı olur, ne kadar olur, nasıl tas-
fîye veya konsolide edilir, üze-
rinde çalışma yapıhyor. Ama
sonuçlanmadığı için bugün ka-
rar safhasına gelmedi. Pazarte-
siye kadar bir alt komisyon
oluşturduk, ilgili bakan arka-
daşlanmızdan 5 arkadaş aynl-
dı. İlgili bakan arkadaşlanmız-
la birlikte bu arkadaşlanmız ça-
lışarak son şeklini verecekler.
Bakanlar Kumlu'muzun pazar-
tesi günkü çalışmasuıa yetiştire-
bilirlerse karar haline getirmek
üzere sunacaklar.
— Emekli, dul ve yetimler
konnsu görüşüldü mü?
GÖNEN — Bugün onlara gi-
.rilmedi. Ama bildiğiniz gibi bu
ek bütçeyle maaş konusu 31
aralıka kadar gündeme gele-
cek^
Demirel, TZOB
yöneticUerini kabul
etti
öte yandan TZOB yönetici-
lerini kabul eden Süleyman De-
mirel, çiftçi alacaklanmn pazar-
tesi gününden itibaren ödenece-
ğini bildirdi. TZOB Başkanı
Erol Baras, Demirel'e, "Çiftçi-
lerin sizinle ilgisi olmayan ala-
caklan var. Bunlann vadesi 2
ekimde doldu ve sizin devreni-
ze intikal etti" hanrlatması üze-
rine Demirel de köylüyü rahat-
latacaklannı belirterek "Bakan-
lar Kurulu'nda 3 saat çiftçi
borçlanna daha iyi nasıl el uza-
tabilecegimizi göriiştnk. Çiftçi
alacaklan pazartesi gününden
itibaren ödenmeye başlanacak.
Bunun için para anyoruz. Ge-
rekli kaynagı bulacagız ve borç-
ları bir ay içinde tasfiye
edecegiz" dedi.
Başbakan Demirel, daha son-
ra Refik Baydur başkanlığmda-
ki TÎSK heyetini kabul ederek
bir süre görüştü.
Başbakan Demirel, bugün ay-
nca, Mersin ve Aksaray'dan ge-
len heyetleri kabul etti.
Yeşil kart uygulamasına 6 ya
da 8 ay içinde geçileceğini belir-
ten Demirel, vatandaşlardan
kendilerine olan itimatı devam
ettirmelerini isteyerek "Panige
kapılmaym. Çocuk bile 9 ay 10
gün sonra doğuyor. Bize actıfı-
nız krediyi devam ettirin" dedi.
tSTANBUL (AA) — DYP-
SHP koalisyon hükümetinin
kurulmasıyla birlikte, İstanbul-
da yerel yönetimler, vatandaşa
daha iyi hizmet sunabilmek
amacıyla, hükümeti talep bom-
bardımanına tuttular. Büyük
çoğunluğu iktidar ortağı
SHP'den Belediye Başkanı seçil-
miş yerel yöneticilerin, hükü-
metten "mutlaka" çözmesini ta-
lep ettiği en önemli konu, "ya-
sal düzenlemeler."
Belediye başkanlan, "ellerini,
kollannı bağlayan yasalar" ola-
rak niteledikleri 1580 ve 3030 sa-
yılı yasalann, günün şartlarına
göre yeniden düzenlenerek üzer-
lerindeki hükümet vesayetinin
kaldınlmasını ve yetkilUerinin
arttınlmasını istiyorlar.
Yerel yöneticiler, bu konuda-
ki beklentilerini ve hükumetten
talepleri şöyle açıkladılar:
İstanbul Buy-ukşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen, "Biz
ciddi bir çalışma yapıyoruz, bu
çalışmayı yeni hükumetten ta-
leplerimiz diye adlandırabilirsi-
niz. Bonun icerisinde, yönetme-
lik degişiklikleri, tüzfik degişik-
likleri, yasa degişiklikleri ve
borçlann ertelenmesi ile buna
benzer taleplerimiz var. Konu,
belediyelerin özerkleşmesi ve ve-
sayetten kurtulmasıdır. 3030 sa-
yüı yasa kalsıa diye bir ısranm
yok."
Bayrampaşa Belediye Başka-
nı Necdet Özkan (DSP): "Bele-
diyelerin geiirleri ve yetkileri açı-
sından hukumet tarafından
açıklanan konular bir an önce
ele alınmalı. Her konuda Bu-
yükşehir Belediyesi'ne bagunlı-
lık olmamalı."
Fatih Belediye Başkanı Yusuf
Günaydın: "Beledrye başkanının
yasalarla eli kolu bağlı. Zaten
ANAP iktidarı doneminde eli-
miz kolumuz yeterince bağlan-
dı. 1580 sayüı yasa, 60 yülık ya-
sa kaldınlmalı."
Beyoğlu Belediye Başkanı
Hüseyin Aslan: "1580 sayılı ya-
sa 1930'lu yıUann yasası. Böyle
bir yasa günümüzün gereksi-
nimlerini karsılayabilir mi? Nü-
fusu gece ve gündüz büyük fark
gösteren yerler için yeni yasalar
çıkanlması gerekir."
Eminönü Belediye Başkanı
Aiunet Naci Akgün: "1580 ve
3030 sayüı yasa elden geçmeli.
Yerel parmmento görüşüne ka-
tılıyoruz. Belediyecilikte, parti
ikinci noktada kalır. Toplumun
beklenülerine cevap verebüecek
yeni düzenlemeler acil şekilde
eie alınmalı."
Gaziosmanpaşa Belediye Baş-
kanı İsmail Rüstemoglu: "Yeni
hükümet tarafından bu konular
ele alınıyor. Zaten konuyla ilgi-
li olarak Buyükşehir
Belediyesi'nde bir komisyon
oluşturuldu."
Bakırköy Belediye Başkanı
Yakup Akyüz: "1580 sayılı ya-
sa çok eski. günun ihtiyaçlanna
cevap verecek yasa değil. 3030
sayılı yasanın Buyükşehir Bele-
diyesi'ne verdigi yetkiler kesin-
likle demokrasiyle bağdaşmıyor.
Ek kaynaklara ihtiyacımız var."
Şişli Belediye Başkanı Fatma
Girik: "1580 sayüı Belediyeler
Kanunu eski ve çağdaş gereksi-
ninüere uzak. 3030 sayüı kanun
demokrasiyi, özerkliği ve yerel-
liği gözardı eden bir yasa."
Sanyer Belediye Başkanı İh-
san Yalçın: "3030 sayüı yasa ile
1580 sayüı yasa yeniden ele alı-
narak degiştirilmeli. 3030 sayüı
yasa yüzünden bağımlügımız
ar."
Sözeriden vaat yağmuru
(Baftarafi 1. Sayfada)
sadece metroya harcayağımız
bölüm için ayırdık. Hızlı trarava-
ya 200 milvar lira, çöp için 100
railyar lira, altyapı harcamaları
için 300 milvar lira, Maçka De-
mokrasi Parkı ve sahil düzenle-
meleri için 105 milvar lira, araç
gereç alımı için 189 milyar lira
harcayacağız."
Başbakan Süleyman Derai-
rel'ın. 1989 martında göreve ge-
len yerel yönetıcılere "gazi" sı-
fatını taktığını anımsatıyor
Nurettin Sözen. "Göreve başla-
dığımızdan bu vana siyasal ikti-
dar tarafından açıkça uygulanan
İstanbul kentinin cezalandırıl-
ması anlayışı ile karşı karşıvay-
dık. 2.5 yıllık yönetira döoemi-
mizde, hiçbir projemize destek
olunmadığı gibi çıkanlan yasa ve
kararnamelerle. uluslararası
kredi almamı/a onav >erilmeme-
si gibi yollarla engellendik. An-
kara'daki görüşmemizde Başba-
kan Sayın Demirel. Başbakan
Yarduncısı ve Devlet Bakanı Sa-
yın İnönü de bunları dile getirdi-
ler"dıvor
•' Het- >1İ düzenli ödemeîere
karşın Türk parasının değer yi-
tirmesi yüzünden bir türlü eksil-
meyen 3 tnlyonluk borç bile
Sözen'ı umutsuz kılmıyor.
I991 yılında 2 trilyon lira
olan bütçesinın dörtte binnı dış
borçlara yatınyor Anakent Be-
lediyesı. 454 mılyar lira hızlı
tramvay, denız otobüsleri, dere
ıslahlan gibi projeler için yurt-
dışından sağlanan garantili kre-
dıler ile Avrupa İskân Fonu gibi
kuruluşlann geçmış yönetime
aktardığı kredılerin anapara ve
faiz ödemelerine gıdiyor.
Anakent Belediyesi'nin 1992
yılında 750 milyar hra dış ve iç
borç anapara ve faizi ödemesi
gerekiyor. Kalan borcu ise 559
milyon dolar 2.5 yıllık arayış
süresinde ise Hazine garantisiy-
le yalnızca hızlı tramvay için
kredi bulabılen Anakent Bele-
diyesi'nin 130 milyon tsviçre
Frangı tutanndaki kredi için
Sozen, "Yıllık yüzde 5-5.5 fa-
izle saglanmış 17 yü vadeli, on
yıl odemesiz fevkalade uygun
koşullan olan kredidir" diyor.
Sözen, DYP-SHP koalisyo-
nundan devlete olan borçlan-
nın bir kez daha gözden geçıril-
mesini istiyor. Devletten ahnan
pâralarin büyük böTGmünün
ye-
niden devlete gitmesinden yakı-
nıyor. 1992 yılında Maliye'ye,
SSK'ya. Emekli Sandığı'na 516
milyar; yatınm ve satın alma
programı aynen gerçekleşirse
KDV olarak 200 milyar; Iller
Bankası, îl Sosyal Yardımlaş-
ma, Beden Terbiyesi İl Müdür-
lüğü'ne 82 milyar; SSK Sosyal
Yardım Zammı olarak da 18
milyar olmak üzere toplam 816
milyar lirayı hükümete ödemeyi
"haksızlık" diye tanımlıyor.
İETT'nin 1 trilyon hra bor-
cundan ötürü otobüsler dışında
tüm malvarlıklanıpn hacizli ol-
duğunu anımsatıyor. Hüku-
metten bu borçlara bir çözüm
getırilmesıni istiyor.
Tüm bu yatınmlara ve borç-
lara kaynak nasıl sağlanacak?
10 bin 199 personeline bütçesi-
nin yüzde 18'ini veren Anakent
Belediyesi parayı nereden bula-
cak?
Sözen, 1992 gelirini iki ka-
lem-
de gösteriyor. Biri Perpa'yı sat-
mak. Bu yıl 650 milyar liralık
gayri menkul satarak sağlanan
parayı projelere aktarmayı he-.
saplıyor. İkinci gelir kalemi ise
vergi. 1992 yılında 3 tnlyon 225
milyar lira vergi geliri hedefleni-
yor.
Selımpaşa Belediye Başkanı
Ali Çebi (ANAP): "Belediyeler
bugün Oçeiermde dektrik. okul,
telefon gibi bizmetlerte de ilgi-
leniyorlar. Vatandaş bizden bu
bizmetleri beldiyor. O halde yet-
kilerimiz genişletilmeli. Bu ara-
da maddı kaynaklanmızın art-
tınlması gerekir."
İstanbul Ticaret Odası'nın
(İTO) aylık olağan meclis top-
lantısına katılan Nurettin Sözen,
meclis üylerine İstanbul'un çe-
şitli sonınlannı ve bunlann çö-
züm yollan hakkındaki görüşle-
rini anlattı ve üyelerin bu konu-
daki önerilerini aldı.
Sözen, kentin sorunlannın
başında ulaşımın geldiğini belir-
terek bunu çözmek için otobüs
alımı ve rayli taşıma konusunda
girişimlerde bulunduklanm an-
lattı. Sözen, su problemi konu-
sunda İstanbul'u 2000'li yıllara
götürecek projeler üzerinde ça-
hştıklarını, kentin hava kirliliği
sorununa çözüm bulmak ama-
cıyla da doğalgaz şebekesinin
planlanan şekilde tamamlanaca-
ğım kaydetti.
Nurettin Sözen, meclis üyele-
rinin, gecekondu ve seyyar satı-
cılar konusundaki sorulanm da
şöyle cevaplandırdı:
Htirriyet'e
(Baftarafi 1. Sayfada)
malzeme yapısmı beİirlemek için
Kriminal Laboratuvarı'ndaki
arkadaşlar yoğun biçimde çalı-
şıyorlar."
Olay yeri araştınnasının daha
detayb yapüması gerektiğini söy-
leyen Ahmet Köse, "Saatli bom-
ba oldugnna ilişldn bir belirti
yok. Bombanın patladıgı yer ve
çevresi iyice incelenecek. Gere-
kirse toprak örnekleri aiınacak.
Bombanın, topraga hafifce gö-
mülüp üzerinin önüMüğünü sa-
nıyonız. Aynca mezarlıga çe-
lenk getirenler tek tek araşbn-
lıyor. Şimdilik gözalo ve kuşku-
lu kimse yok" dedi.
Mezarlıga konan bombanın
Devrimci-Sol adh örgütün Dev-
let Malzeme Ofisi'nin Kadıköy-
deki deposuna koyduğu ve 12
temmuz günu gerçekleştirikn
geniş operasyon sonrası ele ge-
çen patlayıcılara çok benzediğini
kaydeden Terörle Mücadele Şu-
besi Müdürü, şöyle konuştu:
"Ancak bu el yapısı bir bom-
ba olduğu için bunu onlar yap-
mışbr demek çok yanlış olur.
Çünkü bunu karşı taraftan bi-
risi de yapabilir veya başka bir
sol örgüt de yapabilir. Hangi ör-
güt olduğu konusunda henüz
bir bilgi edinemeçUk."
Sedat Simavi'nin mezan ba-
şında düzenlenen anma töreni
vatandaştar, iş bıümak, saghk ve
okul gibi hizmetlerden yararlan-
mak için, İstanbul gibi büyük
şehirlere göç ediyortar. Bu göçü
durdurmanın çözümü, o insan-
ların gddigi topraklarda istih-
dam yaratüarak örüenebflir. Ge-
Uşmiş ülkelerde sanayüeşme ya-
pdırken konut başta olmak üze-
re diğer etkenler de beraberinde
geliştirilerek uydu kentler kuru-
luyor. Hiçbir belediye başkanı
gecekondulann çoğalmasından
memnon değildir. Kanunsuz
olan her şey yıkümalıdır. Ama
bu çözüm degUdir. Kentleşme
olacaktır. Göçten korkarsanız,
sanayileşmeye karşı çüunış olur-
sunuz. Bunun çözümü devlet
politikası ile olabilir."
detle kınandı.
AJPE Başkanı Francesco
Cerri tarafından Hürriyet Gaze-
tesi Genel Yayın Yönetmeni Er-
tuğrul Özkök'e gönderilen rae-
sajda, bombalama olayı "Türk
basın hürriyetine karşı kabul
edilemez bir saldın" şeklinde ni-
telendi.
öte yandan Hürriyet gazete-
sinin Londra Bürosu'nu önceki
gece telefonla arayan ve kod adı-
nın "Şahin Sıvadı" olduğunu
öne süren bir kişi, saldırıyı
"Türkiye Cihat Cephesi" adh
bir örgütün gerçekleştirdiğini
söyledi. İstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü yetkilileri, şimdiye ka-
dar böyle bir örgüt adına hiç
rastlanmadığını belirttiler.
Stirpriz tanık: Sunalp
(Baftarafi I. Sayfada) tu."Sürpriz Unıgın " ortaya çık-
çiligi'nde görevli bir diplo- masından sonra haber, kısa sü-
rede Cumhurbaşkanı Turgut
özal'm İslam Konferansı Zirve-
si için gittiği Dakar'a ulaştırıl-
dı. Geziyi izleyen gazeteciler
mat tarafından postayla
gönderildigini" söyledi.
İslam Konferapsı Zirvesi'ne
katılmak üzere Dakar'da bulu-
nan Cumhurbaşkanı Turgut arasında heyecan ruzgân estiren
Özal ise daha önceki açıklama- haber için özal, daha onceki
tekrarlayarak "Boyle bir sözlerini tekrarlayarak "Bea
böyle bir mektup yazmadım.
Böyle bir mektup varsa sahte-
dir" dedi.
Duruşma, incelemeye alınâfa
baa belgelerin asıllannın isten-
sını
mektup yazmadım'' dedi.
Muammer Yaşar Bostancı
imzasıyla Sabah gazetesinde
yayımlanan "Şükran
Mektubn" ile ilgili olarak Cum-
hurbaşkanı özal'ın açtığı dava- mesine karar verilerek, 14 Ocak
ya dun İstanbul Küçükçekmece 1992 tarihine ertelendi.
2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
başlandı.
"Cumhurbaşkanı'na hakaret
ve özel evrakta sahteciük" iddi-
asıyla hakkında 15 yıla kadar
hapis cezası istenen gazeteci
Bostancı, "35 yıllık gazeteci-
yim. Bir haberin doğnüuğuna
emin oimadan yayunlamam söz
konusu olamaz" dedi.
Muammer Yaşar Bostancı,
mektubu kendisine verenin es-
ki MDP Genel Başkanı, emekli
Orgeneral Turgut Sunalp oldu-
ğunu belirterek "Sunalp bana
mektubu verirken 'Bu mektup
herhangi bir dava konusu olur-
sa gelir şahitlik yapanm' dedi.
Bu nedenle adını açıklıyorum"
diye konuştu.
Mektubun 1987 yılında, Tur-
gut Sunalp'e bir Amerikalı dip-
lomat tarafından gönderildigi-
ni, Sunalp'in de 1991'de kendi-
sine verdiğini anlatan Bostancı,
mektubu incelediğini ve filigra-
nında "Fübert Boid Cottoo Fıb-
re 2590/USA" yazısının görül-
düğünû söyledi.
Stirpriz tanık geliyor
"Davacı" tarafından kimse-
nin bulunmadığı dünkü duruş-
mada daha sonra, Bostancı'nın
avukatlan, eski MDP Genel
Başkanı, emekli Orgeneral Tur-
gut Sunalp'in tanık olarak din-
lenmesini istedi.
Talebin kabul edilmesi üzeri-
ne eski yazı ile yazılmış 6 say-
falık notlannı okuyarak ifade
veren Sunalp ise şunlan anlat-
tı:
"Görev sırasında önemli de-
recede devlet sırlanna vakıf ol-
dum. Ben devlet sırlannı ihlal
edemem. Ama perde arkasında
cereyan eden hususlan, elinize
geçen belgeleri nakletmeniz ya- oglu da nöbetçi asliye mahke-
saklanmış değil. Davaya konu mesine başvurarak Sabah gaze-
olan mektup, 1987 ekiminde tesi imtiyaz sahibi Dinç Bilgin,
postayla geldi. Bu mektup iki Sorumlu Yazı İşleri Müdurü Ke-
parçaydı. Biri lngüizce yazılmış mal Yüdınm ve yazar Muammer
bir not, imzasız, ama sahte de- Yaşar Bostancı aleyhine 5 mil-
ğil. Not ve zarfın üstü, ABD'- yar liralık tazminat davası açtı.
nin resmi üişkilerde kullandıgı Yine Yazıcıoğlu'nun başvuru-
suyla Bostana hakkında "Cum-
hurbaşkanı'na hakaret ve özel
evrakta sahtecilik" iddialanyla
açılan davada 15 yüa kadar ha-
pis istendi.
Bostancı ise mektubun doğru
olduğunda sonuna kadar ısrar
etti. Strausz-Hupe"un da böyle
bir mektup almadığı açıklama-
sını "Bir gün önce ne yediğini
haürlamayan yaşı doksam bul-
muş hasta bir büyilkelçinin
sözleri" olarak değerlendirdi.
"Şükran mektubunu" kendisine
ileten "sürpriz tanıgı" düne ka-
dar açıklamayan Bostana, ken-
disine "sahtekâr" diyen Cum-
hurbaşkanı özal aleyhine bir
'Şükran mektubu'
5 milyarlık
dava getirdi
İç PoUtika Servisi — Sabah
gazetesinin 17 eylül 1991 tarihli
sayısında "Özal'dan Amerika-
ya şükran mektubu" başlığıyla
birinci sayfadan verilen haber
geniş yankı uyundırmıştı. Gaze-
tenin yazarlarından Muammer
Yaşar Bostancı'nın haberinde
Turgut Özal'ın 6 Kasım 1983 ta-
rihli genel seçimleri kazandıktan
sonra ABD Büyukelçisi Robert
Strausz-Hupe'ye bir mektup ya-
zarak "yardımlanndan dolayı
teşekkür ettiği" öne sürülmüş-
tü.
Sabah'ın yayımladığı mektup,
14 Eylül 1991 tarihini taşıyordu.
ANAP antetli bir kâğıda yazıl-
mış olan lngüizce mektup Tür-
gut Özal imzasını taşıyordu.
"Bu mektup, bir şükran ifade-
sidir. Şahsım ve arkadaşlanm
hftlâ seçimlerdeki muazzam za-
ferin tesiri alundayız. Yakın bir
dostun desteği olmaksızın böy-
le muazzam bir sevinç ve tatmi-
nin mümkün olamayacagının
idraki içindeyiz. Bu sebeple si-
ze ve zaferimize katküarda bu-
hınan dostianmıza saygı ve min-
netkrimizi ifadeden kendimi
alamadım" şeklinde başlayan
mektup, "Bizim için yapümış
olan her şeye şükranlanmızı tek-
raren arz, pek yakında görüş-
mek arzumu beyan ve en derin
saygüanmın kabulünüricaede-
rim, ekselans" diye bitiyordu.
Sabah'm yayınına Cumhur-
başkam Turgut özal çok sert
tepki göstermişti.
özal'm avukatı Bilgin Yazıcı-
1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR < JRULÜ KARARINA 3ORE SIGARA SAĞLIĞA ZARARUDIR.
daktilo ile yazümıştı. Mektubu
inceledim. Yazan ABD Büyü-
kelçiliği'nde görevli birisiydi.
Kim olduğunu bilmiyorum. Ba-
na gönderdigi mektupla birlik-
te Özal'ın ABD'ye yazdıgı mek-
tubun bir örneği de vardı."
Sunalp, mektubu "Benim bir
•evi basın noterimdir" diye ni-
telediği Muammer Yaşar Bos-
tancı'ya vermekte bir sakınca
görmediğini belirterek "Başkan
Bush ve Özal'ın ABD Dışişleri
Bakanı'yla bir arada görüşme
yapması, üç ABD'linin konuş-
ması haline getirmesi normal
görulüyor da dava konusu olan
Şükran Mektubu le hiderini be-
Hrtip teşekkür etmesi neden nor-
mal görülmüyor?" diye konuş-
milyar liralık karşı bir tazminat
davası açmıştı.