12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İIARALIK 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 Maastricht Zirvesi ve Türkiye. (Baftarafi 1. Sayfada) üyelik başvurusunda bulunmuştur. Maast- richt Zirvesi'nde ise Türkiye'nin Avrupa'yla bütünleşmesi açısından iyimserlik verici en küçük bir işaret dikkati çekmemiştir. Özel- likle soğuk savaşın noktalanmasından beri kendini belli etmiş olan bir eğilim, bu zirveyte birlikte daha da kalınlaşmıştır: Avrupa Top- luluğu'nun kapısı Türkiye'ye aralanmıyor. 12'lerdeki bu kararlılık, BAB konusunda sergiledikleri tutumla da ortaya çıkmıştır. Batı Avrupa Birtiği (BAB) için bir bakıma AT'nin "NATO"su denilebilir. Ankara, Avrupa sa- vunmasının Türkiye'siz olamayacağı görüşü- nü sürekli vurgulayarak BAB'a tam üyelik peşindeydi. Yunanistan ise bu platformu da ileride ülkemize karşı kullanabilmek için bu- nu engellemek çabasındaydı. Sonuç bir yerde Atina'nın istediği gibi ol- du. Maastricht Zirvesi, BAB'a Yunanistan'- ın tam üyeliğini öngörürken, Türkiye'ye "or- tak üyelikle yetinmelisin!" dedi. 12'ler, Kıbrıs konusunda da Atina'yı hoş- nut kılan tutumlannı yinelediler. Bu durumda Türkıye ne yapabılir? Geçen hafta sonu Diyarbakır'da Başba- kan Demirel'le söyleşirken şöyle demiştı: "Maastricht Zirvesi çok önemli. Büyük bir dikkatle izlemek gerekiyor. Avrupa eğer ken- di kabuğuna çekilir ve bizi de dışarıda bıra- kırsa, bu bizi çok müşkül duruma sokar." Demirel, hükümet programında da yer al- dığı gibi AT'yle ilişkileri tam üyelik hedefini gözden kaçırmaksızın geliştirmekten yana- dır. Ama şimdilik kapılar Türkiye'ye aralana- cak gibi gözükmüyor. Bundan ötürü, insanın kendini herhangi bir düş kırıklığına ya da eski deyişle yeise kaptırması yersizdir. Çünkü her şeyden ön- ce Türkiye'nin yapması gereken çok iş var. Siyasal ve ekonomik modernleşme yolunda daha hızlı, daha kapsamlı yürümek duru- mundadır bu ülke. Kendi evinin içini düzene sokarak, demok- rasisini ve ekonomisini güçlendirecek bir Türkiye zaten görmezlikten gelınemez. Ayrıca AT'nin kapıları açılmıyor diye Türki- ye modernleşmesini durduracak değildir. Bir başka deyişle de: Ülkemiz, sırf Avrupa'yla bütünleşmek için modernleşme yolunu seçmış değildir... Onun için duygusal tavırlar yerine, serin- kanlı değerlendirmeleıie demokrasimizi ve ekonomimizi bir an önce adam etmeye ba- kalım. O zaman gerisi daha kolay gelir. îstanbul'daki belediye başkmüarı, öncelikleyasal dü&rüeme istiyor Başkanlar: \fetkimiz arttırılsınSözen Belediyelerin özerkleşmesi ve vesayetten kurtulmasını istiyoruz. Ozkan Her konuda Buyükşehir Belediyesi'ne bağımlıhk olmamalı. Gnnaydın Belediye başkanının yasalarla eli kolu bağlı. Aslan 1580 sayılı yasa, günümUzün ihtiyaçlannı karşılayamıyor. Akgün Yerel parlamento görüşüne katılıyoruz. Akyüz Buyükşehir Belediyesi'nin yetkileri, demokrasi ile bağdaşmıyor. Girik 3030 sayılı kanun, demokrasiyi göz ardı ediyor. Belediye borçlan tasfîye ediliyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Hükümet, çoğunluğu DYP ve SHP'li başkanlar tara- fından yönetilen belediyelerin borç sorununu çözüyor. Beledi- yelerin borçlannın tasfiyesi ya da konsolidasyonu yoluna gidi- liyor. Bu konudaki düzenleme Bakanlar Kurulu'nda ele alındı, konunun pazartesi günü yapıla- cak Bakanlar Kurulu toplantı- sında karara bağlanacağı bildi- rildi. Bakanlar Kurulu'nun dün- kü toplantısında, kamu görev- lilerinin ikinci işleri iptal edildi. Aynca, Bağ-Kur üyeleriyle çift- çilerin borç faizlerinin silinme- si de görüşüldü. Başbakan So- kyman Demirel, çiftçi alacakla- nnın pazartesi gününden itiba- ren ödeneceğinı açıkladı. Zey- tinde baş fiyat 11 bin 500, taban fiyat da S bin lira olarak belir- lendi. Bakanlar Kurulu, Başbakan SUleyman Demirel başkanlığın- da dun toplandı. Devlet Baka- m ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen, toplantıdan sonra yap- tığı açıklamada, kamu çaiışan- lannın ek görevlerinin yılbaşın- dan itibaren iptal edileceğini açıkladı. Gönen, toplantıda ele ahnan belediye borçlarının tas- fiyesi ve konsolide edilmesi, çiftçUerin zirai kredi faiz borç- \etki yasası (Baftarafi 1. Sayfada) özal karşı çıkarak direnmişti. Ancak yasa, Meclis'ten geçen haliyle de hükümete çok önem- li yetkiler vermişti. Yasa, Cum- hurbaşkanlığj ve Başbakanhk da dahil olmak üzere, "mevcnt kamu kurum ve kuruluşlanmn birteştirilmesine. kaldınlmasına, görev, yetki ve teşkilatlannda degişiklik yapümasına" olanak sağlıyordu. Yetki yasasının iptal edilmesi istemiyle SHP'nin yaptığı baş- vuruyu esastan inceleyen Ana- yasa Mahkemesi dun karannı açıkladı. Yüksek Mahkeme, 3'e karşı 8 oyla aldığı kararla, 3755 sayılı yetki yasasının, Anayasa'- nın 153. maddesine aykın oldu- ğu gerekçesiyle iptalini kararlaş- tırdı. Mahkeme, iptal karannın gerekçeli kararın yayınıyla bir- likte yürürlük kazanacağını be- lirlerken yeni düzenleme yapa- bilmesi için hükümete süre ve- rilemeyeceğine karar verdi. İptal karannda, 3755 sayılı yasaya dayanılarak çıkanlan ka- nun hükmünde karamamelerin yok sayılamayacağı görüşüne vanlırken bunlardan iptali isten- miş olanların esas incelemeleri- nin sürdürüleceği belirtildi. Yıldınm Akbulut'un başba- kan olduğu dönemde çıkanlan ve muhalefet çevrelerinde oldu- ğu kadar hulcuk çevrelerinde de "TBMM'nin yetkilerini hükü- mete devretügi" yolunda eleşti- rilen yetki yasası, 6 haziran 1991 tarihinde kabul edilmiş ve 9 ha- ziranda Resmi Gazete*de yayım- lanarak yürürlüğe girmişti. ANAP hükümetinin, bu yetki yasasma dayanarak 20'yi aşkm KHK çıkardığı belirtildi. Amacı, "kamu kunım ve ku- ruluşlannda görevli personeHn çahşmalannda etkinliği artır.- mak, hizmefleriıı diizenh', süratli ve verünU yürütülmesini sağla- mak üzere mali ve sosyal hak- larda iyueştirmeier yapmak, Ge- neikurmay Başkanlığı dışındaki yüriitme organı bünyesindeki kamu kurum ve kurnluşmannın görev ve yetidlerine flişknı konu- larda düzenlemeler yapabümek için bakanlar kuruluna KHK çı- karma yetkisi vermek" olarak belirtilen yetki yasası ile hükü- mete değişik konularda KHK çı- karma yetkisi verilmişti. İptal edilen yasanın 4. maddesinde, Bakanlar Kunılu'na verilen yet- kinin, yasamn yayımndan itiba- ren 10 ay sureyle 9 nisana kadar geçerli olacağı belirtiliyordu. Anayasa Mahkemesi yetkilile- rinden alınan bilgiye göre iptal edilen yetki yasasma dayanıla- rak çıkanlan KHK'ler otomatik olarak hükümsüz hale gelmiyor. Bu nedenle yetki yasasına daya- nılarak çıkanlan KHK'lerin eğer iptali istenmişse, bu yöndeki in- celemeler içerik yönunden sür- dürülecek. İptal karannda, hü- kümete ayrıca süre verilmediği için de kararın Resmi Gazete'de yayımı ile birlikte yetki yasası hükümsüz hale gelecek. lan, Bağ-Kur iştirakçilerinin so- runlan ile devlet ve kooperatif- lerin işçi, çiftçi, müteahhit ala- caklılanna olan borçlannın ödenme takvimi konulanmn 16 aralık pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında karara bağlanacağını söyledi. Kamu çalışanlannın asli gö- revleri dışındaki ek işlerinin "is- raf ve devlet hiyerarşisindeki boznlma" gerekçeleriyle iptali yoluna gidildiğini kaydeden Gö- nen, "Devletin en ösi görevlisi olan müsteşar yerine göre ken- disinden alt düzeyde olan bir ge- nel miidiirun başkanlık ettiği yönetira kurulunda üye oluyor. Bu devlet hiyerarşisinin altüst olması sonucunu doğuruyor" dedi. Gönen, zorunlu hallerde ya- sadan doğan istisnalann uygu- lama kapsamına alınmayacağı- nı belirterek bu durumda olan bürokratların maaş düzenleme- lerinin hükümetin bütün çah- şanlar için öngördüğü "genel" bir politika çerçevesinde ele aü- nacağını bildirdi. Bütün Bakanlar Kurulu üye- lerinin mal bildiriminde bulun- duğunu, konuyla ilgili açıkla- maların önümüzdeki günlerde yapılacağını ifade eden Gönen, şeker stoku fazlalığj nedeniyle daraltılan pancar ekim alanlan- nın 3 milyon 400 bin dekardan 4 milyon dekara çıkanlmasının kararlaştınldığım söyledi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Gönen'e yöneltilen so- rular ve yanıtları şöyle: "— Pazartesi günü yapılacak toplantıda KİT zamları günde- me gelecek mi? GÖNEN — Ekonominin bü- tününü görüşmeye başladık. Arz ettiğim konulardaki detay çalışmalara inildi. Ancak yapı- lan çalışmalann sonuçlanama- yacağı göruldü. Pazartesi günü ara bir toplantı yapılarak son şeklin verilmesı kararlaştırıldı. — Güneydoğu gezisiyle ilgili Sayın Başbakan diğer bakanla- ra bügi verdi mi? GÖNEN — Güneydoğu'da yapılan gezi ve güvenlikle ilgili yapılan çalışmalar hakkında özet bir bilgi verildi. Sanınm pa- zartesi gunkü toplantımızda, önümüzdeki günlerde yapılacak genel görüşmeye sunulacak hü- kümet görüşü de son şeklini ala- cak. — Devlet borçlan hangi ta- rihten itibaren ödenmeye başla- nacak? GÖNEN — Takvim yapıla- cak. Pazartesi günü takvim ge- lecek ve son şeklini alacak. Ya- ni işçinin, müteahhidin, çiftçi- nin devletten olan alacağmın hangi sürede, nasıl ödeneceğini takvime bağlayacağız. Takdire değü, belirli bir takvimle öden- mesini kararlaştırdık. — Büyük oranda zamlar bir- den mi başlayacak, yoksa behrti bir zamana yayüacak mi? GÖNEN — Bakanlar Kuru- lu'muzda zam gibi bir konu gündeme gelmedi. Şöyle veya böyle gelir demek yanlış olur. Her KIT'in apayn bir tüzel ki- şiliği var. Kurum kurum değer- lendirmesi yapılıyor. Zaten ön- ceden yapümış, bildiğiniz gibi birçoğuna zam yapıknış, geri alınmış siyasi sebeplerle. Gerek- tiği zaman o tür ayarlamalar, ekonominin zaten geregi, acı da olsa haliyle gerektiği zaman ge- reken yapılacak. Ama bugünkü toplantımızda bunlara girme- dik. — Belediye borçlan tamamen mi tasfıye edilecek? GÖNEN — Belediye borçla- nnın tasfiyesi veya konsolide edilmesi, onda da tüm borçlan mı olur, ne kadar olur, nasıl tas- fîye veya konsolide edilir, üze- rinde çalışma yapıhyor. Ama sonuçlanmadığı için bugün ka- rar safhasına gelmedi. Pazarte- siye kadar bir alt komisyon oluşturduk, ilgili bakan arka- daşlanmızdan 5 arkadaş aynl- dı. İlgili bakan arkadaşlanmız- la birlikte bu arkadaşlanmız ça- lışarak son şeklini verecekler. Bakanlar Kumlu'muzun pazar- tesi günkü çalışmasuıa yetiştire- bilirlerse karar haline getirmek üzere sunacaklar. — Emekli, dul ve yetimler konnsu görüşüldü mü? GÖNEN — Bugün onlara gi- .rilmedi. Ama bildiğiniz gibi bu ek bütçeyle maaş konusu 31 aralıka kadar gündeme gele- cek^ Demirel, TZOB yöneticUerini kabul etti öte yandan TZOB yönetici- lerini kabul eden Süleyman De- mirel, çiftçi alacaklanmn pazar- tesi gününden itibaren ödenece- ğini bildirdi. TZOB Başkanı Erol Baras, Demirel'e, "Çiftçi- lerin sizinle ilgisi olmayan ala- caklan var. Bunlann vadesi 2 ekimde doldu ve sizin devreni- ze intikal etti" hanrlatması üze- rine Demirel de köylüyü rahat- latacaklannı belirterek "Bakan- lar Kurulu'nda 3 saat çiftçi borçlanna daha iyi nasıl el uza- tabilecegimizi göriiştnk. Çiftçi alacaklan pazartesi gününden itibaren ödenmeye başlanacak. Bunun için para anyoruz. Ge- rekli kaynagı bulacagız ve borç- ları bir ay içinde tasfiye edecegiz" dedi. Başbakan Demirel, daha son- ra Refik Baydur başkanlığmda- ki TÎSK heyetini kabul ederek bir süre görüştü. Başbakan Demirel, bugün ay- nca, Mersin ve Aksaray'dan ge- len heyetleri kabul etti. Yeşil kart uygulamasına 6 ya da 8 ay içinde geçileceğini belir- ten Demirel, vatandaşlardan kendilerine olan itimatı devam ettirmelerini isteyerek "Panige kapılmaym. Çocuk bile 9 ay 10 gün sonra doğuyor. Bize actıfı- nız krediyi devam ettirin" dedi. tSTANBUL (AA) — DYP- SHP koalisyon hükümetinin kurulmasıyla birlikte, İstanbul- da yerel yönetimler, vatandaşa daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla, hükümeti talep bom- bardımanına tuttular. Büyük çoğunluğu iktidar ortağı SHP'den Belediye Başkanı seçil- miş yerel yöneticilerin, hükü- metten "mutlaka" çözmesini ta- lep ettiği en önemli konu, "ya- sal düzenlemeler." Belediye başkanlan, "ellerini, kollannı bağlayan yasalar" ola- rak niteledikleri 1580 ve 3030 sa- yılı yasalann, günün şartlarına göre yeniden düzenlenerek üzer- lerindeki hükümet vesayetinin kaldınlmasını ve yetkilUerinin arttınlmasını istiyorlar. Yerel yöneticiler, bu konuda- ki beklentilerini ve hükumetten talepleri şöyle açıkladılar: İstanbul Buy-ukşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, "Biz ciddi bir çalışma yapıyoruz, bu çalışmayı yeni hükumetten ta- leplerimiz diye adlandırabilirsi- niz. Bonun icerisinde, yönetme- lik degişiklikleri, tüzfik degişik- likleri, yasa degişiklikleri ve borçlann ertelenmesi ile buna benzer taleplerimiz var. Konu, belediyelerin özerkleşmesi ve ve- sayetten kurtulmasıdır. 3030 sa- yüı yasa kalsıa diye bir ısranm yok." Bayrampaşa Belediye Başka- nı Necdet Özkan (DSP): "Bele- diyelerin geiirleri ve yetkileri açı- sından hukumet tarafından açıklanan konular bir an önce ele alınmalı. Her konuda Bu- yükşehir Belediyesi'ne bagunlı- lık olmamalı." Fatih Belediye Başkanı Yusuf Günaydın: "Beledrye başkanının yasalarla eli kolu bağlı. Zaten ANAP iktidarı doneminde eli- miz kolumuz yeterince bağlan- dı. 1580 sayüı yasa, 60 yülık ya- sa kaldınlmalı." Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan: "1580 sayılı ya- sa 1930'lu yıUann yasası. Böyle bir yasa günümüzün gereksi- nimlerini karsılayabilir mi? Nü- fusu gece ve gündüz büyük fark gösteren yerler için yeni yasalar çıkanlması gerekir." Eminönü Belediye Başkanı Aiunet Naci Akgün: "1580 ve 3030 sayüı yasa elden geçmeli. Yerel parmmento görüşüne ka- tılıyoruz. Belediyecilikte, parti ikinci noktada kalır. Toplumun beklenülerine cevap verebüecek yeni düzenlemeler acil şekilde eie alınmalı." Gaziosmanpaşa Belediye Baş- kanı İsmail Rüstemoglu: "Yeni hükümet tarafından bu konular ele alınıyor. Zaten konuyla ilgi- li olarak Buyükşehir Belediyesi'nde bir komisyon oluşturuldu." Bakırköy Belediye Başkanı Yakup Akyüz: "1580 sayılı ya- sa çok eski. günun ihtiyaçlanna cevap verecek yasa değil. 3030 sayılı yasanın Buyükşehir Bele- diyesi'ne verdigi yetkiler kesin- likle demokrasiyle bağdaşmıyor. Ek kaynaklara ihtiyacımız var." Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik: "1580 sayüı Belediyeler Kanunu eski ve çağdaş gereksi- ninüere uzak. 3030 sayüı kanun demokrasiyi, özerkliği ve yerel- liği gözardı eden bir yasa." Sanyer Belediye Başkanı İh- san Yalçın: "3030 sayüı yasa ile 1580 sayüı yasa yeniden ele alı- narak degiştirilmeli. 3030 sayüı yasa yüzünden bağımlügımız ar." Sözeriden vaat yağmuru (Baftarafi 1. Sayfada) sadece metroya harcayağımız bölüm için ayırdık. Hızlı trarava- ya 200 milvar lira, çöp için 100 railyar lira, altyapı harcamaları için 300 milvar lira, Maçka De- mokrasi Parkı ve sahil düzenle- meleri için 105 milvar lira, araç gereç alımı için 189 milyar lira harcayacağız." Başbakan Süleyman Derai- rel'ın. 1989 martında göreve ge- len yerel yönetıcılere "gazi" sı- fatını taktığını anımsatıyor Nurettin Sözen. "Göreve başla- dığımızdan bu vana siyasal ikti- dar tarafından açıkça uygulanan İstanbul kentinin cezalandırıl- ması anlayışı ile karşı karşıvay- dık. 2.5 yıllık yönetira döoemi- mizde, hiçbir projemize destek olunmadığı gibi çıkanlan yasa ve kararnamelerle. uluslararası kredi almamı/a onav >erilmeme- si gibi yollarla engellendik. An- kara'daki görüşmemizde Başba- kan Sayın Demirel. Başbakan Yarduncısı ve Devlet Bakanı Sa- yın İnönü de bunları dile getirdi- ler"dıvor •' Het- >1İ düzenli ödemeîere karşın Türk parasının değer yi- tirmesi yüzünden bir türlü eksil- meyen 3 tnlyonluk borç bile Sözen'ı umutsuz kılmıyor. I991 yılında 2 trilyon lira olan bütçesinın dörtte binnı dış borçlara yatınyor Anakent Be- lediyesı. 454 mılyar lira hızlı tramvay, denız otobüsleri, dere ıslahlan gibi projeler için yurt- dışından sağlanan garantili kre- dıler ile Avrupa İskân Fonu gibi kuruluşlann geçmış yönetime aktardığı kredılerin anapara ve faiz ödemelerine gıdiyor. Anakent Belediyesi'nin 1992 yılında 750 milyar hra dış ve iç borç anapara ve faizi ödemesi gerekiyor. Kalan borcu ise 559 milyon dolar 2.5 yıllık arayış süresinde ise Hazine garantisiy- le yalnızca hızlı tramvay için kredi bulabılen Anakent Bele- diyesi'nin 130 milyon tsviçre Frangı tutanndaki kredi için Sozen, "Yıllık yüzde 5-5.5 fa- izle saglanmış 17 yü vadeli, on yıl odemesiz fevkalade uygun koşullan olan kredidir" diyor. Sözen, DYP-SHP koalisyo- nundan devlete olan borçlan- nın bir kez daha gözden geçıril- mesini istiyor. Devletten ahnan pâralarin büyük böTGmünün ye- niden devlete gitmesinden yakı- nıyor. 1992 yılında Maliye'ye, SSK'ya. Emekli Sandığı'na 516 milyar; yatınm ve satın alma programı aynen gerçekleşirse KDV olarak 200 milyar; Iller Bankası, îl Sosyal Yardımlaş- ma, Beden Terbiyesi İl Müdür- lüğü'ne 82 milyar; SSK Sosyal Yardım Zammı olarak da 18 milyar olmak üzere toplam 816 milyar lirayı hükümete ödemeyi "haksızlık" diye tanımlıyor. İETT'nin 1 trilyon hra bor- cundan ötürü otobüsler dışında tüm malvarlıklanıpn hacizli ol- duğunu anımsatıyor. Hüku- metten bu borçlara bir çözüm getırilmesıni istiyor. Tüm bu yatınmlara ve borç- lara kaynak nasıl sağlanacak? 10 bin 199 personeline bütçesi- nin yüzde 18'ini veren Anakent Belediyesi parayı nereden bula- cak? Sözen, 1992 gelirini iki ka- lem- de gösteriyor. Biri Perpa'yı sat- mak. Bu yıl 650 milyar liralık gayri menkul satarak sağlanan parayı projelere aktarmayı he-. saplıyor. İkinci gelir kalemi ise vergi. 1992 yılında 3 tnlyon 225 milyar lira vergi geliri hedefleni- yor. Selımpaşa Belediye Başkanı Ali Çebi (ANAP): "Belediyeler bugün Oçeiermde dektrik. okul, telefon gibi bizmetlerte de ilgi- leniyorlar. Vatandaş bizden bu bizmetleri beldiyor. O halde yet- kilerimiz genişletilmeli. Bu ara- da maddı kaynaklanmızın art- tınlması gerekir." İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) aylık olağan meclis top- lantısına katılan Nurettin Sözen, meclis üylerine İstanbul'un çe- şitli sonınlannı ve bunlann çö- züm yollan hakkındaki görüşle- rini anlattı ve üyelerin bu konu- daki önerilerini aldı. Sözen, kentin sorunlannın başında ulaşımın geldiğini belir- terek bunu çözmek için otobüs alımı ve rayli taşıma konusunda girişimlerde bulunduklanm an- lattı. Sözen, su problemi konu- sunda İstanbul'u 2000'li yıllara götürecek projeler üzerinde ça- hştıklarını, kentin hava kirliliği sorununa çözüm bulmak ama- cıyla da doğalgaz şebekesinin planlanan şekilde tamamlanaca- ğım kaydetti. Nurettin Sözen, meclis üyele- rinin, gecekondu ve seyyar satı- cılar konusundaki sorulanm da şöyle cevaplandırdı: Htirriyet'e (Baftarafi 1. Sayfada) malzeme yapısmı beİirlemek için Kriminal Laboratuvarı'ndaki arkadaşlar yoğun biçimde çalı- şıyorlar." Olay yeri araştınnasının daha detayb yapüması gerektiğini söy- leyen Ahmet Köse, "Saatli bom- ba oldugnna ilişldn bir belirti yok. Bombanın patladıgı yer ve çevresi iyice incelenecek. Gere- kirse toprak örnekleri aiınacak. Bombanın, topraga hafifce gö- mülüp üzerinin önüMüğünü sa- nıyonız. Aynca mezarlıga çe- lenk getirenler tek tek araşbn- lıyor. Şimdilik gözalo ve kuşku- lu kimse yok" dedi. Mezarlıga konan bombanın Devrimci-Sol adh örgütün Dev- let Malzeme Ofisi'nin Kadıköy- deki deposuna koyduğu ve 12 temmuz günu gerçekleştirikn geniş operasyon sonrası ele ge- çen patlayıcılara çok benzediğini kaydeden Terörle Mücadele Şu- besi Müdürü, şöyle konuştu: "Ancak bu el yapısı bir bom- ba olduğu için bunu onlar yap- mışbr demek çok yanlış olur. Çünkü bunu karşı taraftan bi- risi de yapabilir veya başka bir sol örgüt de yapabilir. Hangi ör- güt olduğu konusunda henüz bir bilgi edinemeçUk." Sedat Simavi'nin mezan ba- şında düzenlenen anma töreni vatandaştar, iş bıümak, saghk ve okul gibi hizmetlerden yararlan- mak için, İstanbul gibi büyük şehirlere göç ediyortar. Bu göçü durdurmanın çözümü, o insan- ların gddigi topraklarda istih- dam yaratüarak örüenebflir. Ge- Uşmiş ülkelerde sanayüeşme ya- pdırken konut başta olmak üze- re diğer etkenler de beraberinde geliştirilerek uydu kentler kuru- luyor. Hiçbir belediye başkanı gecekondulann çoğalmasından memnon değildir. Kanunsuz olan her şey yıkümalıdır. Ama bu çözüm degUdir. Kentleşme olacaktır. Göçten korkarsanız, sanayileşmeye karşı çüunış olur- sunuz. Bunun çözümü devlet politikası ile olabilir." detle kınandı. AJPE Başkanı Francesco Cerri tarafından Hürriyet Gaze- tesi Genel Yayın Yönetmeni Er- tuğrul Özkök'e gönderilen rae- sajda, bombalama olayı "Türk basın hürriyetine karşı kabul edilemez bir saldın" şeklinde ni- telendi. öte yandan Hürriyet gazete- sinin Londra Bürosu'nu önceki gece telefonla arayan ve kod adı- nın "Şahin Sıvadı" olduğunu öne süren bir kişi, saldırıyı "Türkiye Cihat Cephesi" adh bir örgütün gerçekleştirdiğini söyledi. İstanbul Emniyet Mü- dürlüğü yetkilileri, şimdiye ka- dar böyle bir örgüt adına hiç rastlanmadığını belirttiler. Stirpriz tanık: Sunalp (Baftarafi I. Sayfada) tu."Sürpriz Unıgın " ortaya çık- çiligi'nde görevli bir diplo- masından sonra haber, kısa sü- rede Cumhurbaşkanı Turgut özal'm İslam Konferansı Zirve- si için gittiği Dakar'a ulaştırıl- dı. Geziyi izleyen gazeteciler mat tarafından postayla gönderildigini" söyledi. İslam Konferapsı Zirvesi'ne katılmak üzere Dakar'da bulu- nan Cumhurbaşkanı Turgut arasında heyecan ruzgân estiren Özal ise daha önceki açıklama- haber için özal, daha onceki tekrarlayarak "Boyle bir sözlerini tekrarlayarak "Bea böyle bir mektup yazmadım. Böyle bir mektup varsa sahte- dir" dedi. Duruşma, incelemeye alınâfa baa belgelerin asıllannın isten- sını mektup yazmadım'' dedi. Muammer Yaşar Bostancı imzasıyla Sabah gazetesinde yayımlanan "Şükran Mektubn" ile ilgili olarak Cum- hurbaşkanı özal'ın açtığı dava- mesine karar verilerek, 14 Ocak ya dun İstanbul Küçükçekmece 1992 tarihine ertelendi. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. "Cumhurbaşkanı'na hakaret ve özel evrakta sahteciük" iddi- asıyla hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istenen gazeteci Bostancı, "35 yıllık gazeteci- yim. Bir haberin doğnüuğuna emin oimadan yayunlamam söz konusu olamaz" dedi. Muammer Yaşar Bostancı, mektubu kendisine verenin es- ki MDP Genel Başkanı, emekli Orgeneral Turgut Sunalp oldu- ğunu belirterek "Sunalp bana mektubu verirken 'Bu mektup herhangi bir dava konusu olur- sa gelir şahitlik yapanm' dedi. Bu nedenle adını açıklıyorum" diye konuştu. Mektubun 1987 yılında, Tur- gut Sunalp'e bir Amerikalı dip- lomat tarafından gönderildigi- ni, Sunalp'in de 1991'de kendi- sine verdiğini anlatan Bostancı, mektubu incelediğini ve filigra- nında "Fübert Boid Cottoo Fıb- re 2590/USA" yazısının görül- düğünû söyledi. Stirpriz tanık geliyor "Davacı" tarafından kimse- nin bulunmadığı dünkü duruş- mada daha sonra, Bostancı'nın avukatlan, eski MDP Genel Başkanı, emekli Orgeneral Tur- gut Sunalp'in tanık olarak din- lenmesini istedi. Talebin kabul edilmesi üzeri- ne eski yazı ile yazılmış 6 say- falık notlannı okuyarak ifade veren Sunalp ise şunlan anlat- tı: "Görev sırasında önemli de- recede devlet sırlanna vakıf ol- dum. Ben devlet sırlannı ihlal edemem. Ama perde arkasında cereyan eden hususlan, elinize geçen belgeleri nakletmeniz ya- oglu da nöbetçi asliye mahke- saklanmış değil. Davaya konu mesine başvurarak Sabah gaze- olan mektup, 1987 ekiminde tesi imtiyaz sahibi Dinç Bilgin, postayla geldi. Bu mektup iki Sorumlu Yazı İşleri Müdurü Ke- parçaydı. Biri lngüizce yazılmış mal Yüdınm ve yazar Muammer bir not, imzasız, ama sahte de- Yaşar Bostancı aleyhine 5 mil- ğil. Not ve zarfın üstü, ABD'- yar liralık tazminat davası açtı. nin resmi üişkilerde kullandıgı Yine Yazıcıoğlu'nun başvuru- suyla Bostana hakkında "Cum- hurbaşkanı'na hakaret ve özel evrakta sahtecilik" iddialanyla açılan davada 15 yüa kadar ha- pis istendi. Bostancı ise mektubun doğru olduğunda sonuna kadar ısrar etti. Strausz-Hupe"un da böyle bir mektup almadığı açıklama- sını "Bir gün önce ne yediğini haürlamayan yaşı doksam bul- muş hasta bir büyilkelçinin sözleri" olarak değerlendirdi. "Şükran mektubunu" kendisine ileten "sürpriz tanıgı" düne ka- dar açıklamayan Bostana, ken- disine "sahtekâr" diyen Cum- hurbaşkanı özal aleyhine bir 'Şükran mektubu' 5 milyarlık dava getirdi İç PoUtika Servisi — Sabah gazetesinin 17 eylül 1991 tarihli sayısında "Özal'dan Amerika- ya şükran mektubu" başlığıyla birinci sayfadan verilen haber geniş yankı uyundırmıştı. Gaze- tenin yazarlarından Muammer Yaşar Bostancı'nın haberinde Turgut Özal'ın 6 Kasım 1983 ta- rihli genel seçimleri kazandıktan sonra ABD Büyukelçisi Robert Strausz-Hupe'ye bir mektup ya- zarak "yardımlanndan dolayı teşekkür ettiği" öne sürülmüş- tü. Sabah'ın yayımladığı mektup, 14 Eylül 1991 tarihini taşıyordu. ANAP antetli bir kâğıda yazıl- mış olan lngüizce mektup Tür- gut Özal imzasını taşıyordu. "Bu mektup, bir şükran ifade- sidir. Şahsım ve arkadaşlanm hftlâ seçimlerdeki muazzam za- ferin tesiri alundayız. Yakın bir dostun desteği olmaksızın böy- le muazzam bir sevinç ve tatmi- nin mümkün olamayacagının idraki içindeyiz. Bu sebeple si- ze ve zaferimize katküarda bu- hınan dostianmıza saygı ve min- netkrimizi ifadeden kendimi alamadım" şeklinde başlayan mektup, "Bizim için yapümış olan her şeye şükranlanmızı tek- raren arz, pek yakında görüş- mek arzumu beyan ve en derin saygüanmın kabulünüricaede- rim, ekselans" diye bitiyordu. Sabah'm yayınına Cumhur- başkam Turgut özal çok sert tepki göstermişti. özal'm avukatı Bilgin Yazıcı- 1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR < JRULÜ KARARINA 3ORE SIGARA SAĞLIĞA ZARARUDIR. daktilo ile yazümıştı. Mektubu inceledim. Yazan ABD Büyü- kelçiliği'nde görevli birisiydi. Kim olduğunu bilmiyorum. Ba- na gönderdigi mektupla birlik- te Özal'ın ABD'ye yazdıgı mek- tubun bir örneği de vardı." Sunalp, mektubu "Benim bir •evi basın noterimdir" diye ni- telediği Muammer Yaşar Bos- tancı'ya vermekte bir sakınca görmediğini belirterek "Başkan Bush ve Özal'ın ABD Dışişleri Bakanı'yla bir arada görüşme yapması, üç ABD'linin konuş- ması haline getirmesi normal görulüyor da dava konusu olan Şükran Mektubu le hiderini be- Hrtip teşekkür etmesi neden nor- mal görülmüyor?" diye konuş- milyar liralık karşı bir tazminat davası açmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle