Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9
TABLO İADESİ
Sağlar'ın açıklaması
• Kültiir Servisi — 1986 yılında Irlanda'da Lord
Dunsaney malikanesinden çalınan Gabriel Metsu'nun "A
VVomen Reading a Letter - (Mektup Okuyan Kadın)"
adlı yağlı boya tablosu bugün Irlandalı yetkililere teslim
edilecek. Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel
Müzesi'nde saat 11.00'de düzenlenecek törenle Kültür
Bakanı Fikri Sağlar, Turkiye'de satılmak üzereyken
yakalanan tabloyu trlanda'nın Roma Büyükelçisi
Christopher Fogarty'e teslim edecek. Sağlar, yaptığı
açıklamada, Metsu'nun tablosunun bu ülkeye iadesinin,
külturel varlıkların yaşadığı yollarla dolaşımmın
onlenmesi mucadelesi veren ulkelere örnek olması
gerektiğini belirterek görevi suresince kultürel varlıklann
kaçakçılığıyla mucadele edeceğini soyledi. Sağlar, "Bu
tablonun iadesi, mücadeiede kararlı olacağımızın bir
gostergesı sayılmalıdır. Bu jesti, Zeus Sunağı gibi geri
almak için uğraş verdiğimiz kaçırılmış değerlerimizin
bulunduğu tum ulkelerden beklıyoruz" dedi.
AVBUPA SİNEMA HAFTASI
İtalyan Kültür'de 9 film
• İSTANBUL (1ÜHA) — Italyan Kultur Merkezi'nde
aralık ayı ıçersinde Avrupa Topluluğu Ülkeleri Kültür
Enstituleri'nın katılımlanyla "Avrupa Sinema Haftası"
düzenlenecek. İtalyan Kültür Merkezi'nden yapılan
açıklamava göre, 15 aralıkta başlayacak hafta boyunca,
Hollanda, Belçika, italyan, Alman, Ispanyol, Ingiliz, .
Fransız, Yunan ve Turk sinemalanndan birer fîlm
gosterilecek. Açıklamada, 15 aralık gunü Frouke
Fokkema'nın yönettiği Çelişki (Hollanda), 16 aralık günu
Lina VVertmulJer'in yönettiği "Onuncu Kaçak (Italya)" 17
aralık gunü Petra Tschortner'ın yönettiği Berlin
Prenzlauer, Bero (Almanya), 18 aralık günu Juanma
Baio Ulloa'nın yönettiği "Kelebeğin Kanatlan (Ispanya),
19 aralık günu Lezli-An Barett'ın yönettiği "Herzamanki
lşler (lngiltere)", 20 aralık günu Katleen Framarty'nın
yönettiği "Kıksançlık (Fransa)", 21 aralık günu Atıf
Yılmaz'ın yönettiği "Berdel", 22 aralık günu Chantal
Akerman'ın yönettiği "Anna'nın Randevuları (Belçika)"
ve Maria Gavala'nın yönettiği "Menekşelerin Kokusu
(Yunanistan)" filmlerinin gösterileceği belirtildi
TİYATRO
Kurt Weill Dormen Tiyatrosu'nda
• Kültur Servisi — Dormen Tiyatrosu, Amerikan
vatandaşhğına geçmiş Alman besteci Kurt Weill'ın
yaşamını konu alan "Gunaydın Mr. Weill" adlı müzfkal
oyunu sahnelemeye başladı. Bugun gala gecesi
gerçekleştirilecek oyun, bestecinin Almanya ve
Amerika'daki yaşamından kesitler veriyor. Haldun
Dormen'in yazıp yönettiği oyunda başlıca rolleri Cihan
Ünal ve Yekta Kara paylaşıyor. Unal ve Kara, besteci ve
eşinin yaşamına gırmiş çeşitli kişılerı canlandınyor. '
(Fotoğraf: IBRAHIM GÜNEL)
Sevdalı Bulut
• Kültür Servisi — Naam Hikmet'in 90. doğum
yıldönumu etkinlikleri çerçevesinde Dostlar Tiyatrosu,
bugunden itibaren Mehmet Ulusoy'un uyarlayıp yönettiği
"Sevdalı Bulut" adlı oyunu sahnelemeye başhyor. Sevdalı
Bulut ilk kez 1973 yılında Paris'te Theatre de Liberte'de
sahnelendi. Maçka'daki eski Maden Fakultesi Salonu'nda
seyirci karşısına çıkacak oyunda golge oyunlan ve
masklan Mehmet Guleryüz gerçekleştirdi.
ÖDÜL
Ulvi Uraz Tiyatro Odülleri
K S i l b i i i il 1990
y
Kültür Servisi — Bu yıl on beşincisi verilen 1990/91 "Ulvı
Uraz Tıyatro Ödulleri" dün akşam Devlet Tiyatroları Tak-
sim Sahnesi'nde yapılan bir törenle sahiplerini buldu. "Ulvi
Uraz Tiyatro Ödulleri", tiyatro yaşamı boyunca, yerli oyun
sahneleme ve ulkemiz tiyatrosuna yeni yazarlar kazandırma
konusunda, Uraz'ın özeni goz onunde bulundurularak her yıl,
İstanbul'da sahnelenen bir yerli oyunun yonetmenine ve oyun-
cusuna veriliyor. Bu yıl Gungor Dilmen'in yazdığı "Deli
Dumrul" oyununun yönetmeni Yücel Erten, aynı oyundaki
başanlı rolu nedeniyle de Selçuk Yöntem, "Ulvi Uraz Tiyat-
ro Odülü"ne değer gorulduler. Öduller, Ulvi Uraz'ın eşi Sel-
çuk Uraz tarafından verildi. Torenden once, evvelki gun yi-
tirdığimiz yönetmen Okan Uysaler için saygı duruşunda bu-
lunuldu. Törende Istanbul Valısi Hayri Kozakçıoğlu, İstan-
bul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yonetmenı Gencay Gurun
ve Türk tiyatro dunyasının birçok unlu ismi hazır bulundu.
Ödül toreninin ardından "Afife Jale" oyunu sahnelendi.
(Fotoğraf: İBRAHtM GÜNEL)
0
Groucho Marx, Oıarlie Chaplin,
Ingrid Bergman, John Wayne,
Simone Signoret, James Cagney,
Rita Haytvorth, Bette Davis,
Greta Garbo, Ava Gardner,
Ayhan Işık, Cahide Sonku,
bAarilyn Monroe, Clint Eashvood,
Şener Şen, Zülfü Livandi,
Orson Welles, Glenn Cbse
Tüm bu isimleri, dolayısıyla
SİNEMA yı
sevenlere
• t ••
ATILLA DORSAY
Varhk Yayınlan
Ml
SINEMA/AIILLÂ DORSAY
'Gizli YÜZ', uyumlu bir ÖmerKavur-Orhan Pamuk işbirliği
Doğu gizeminden süzülenGizli \ûz / Yönetmen:
ömer Kavur / Senaryo:
Orhan Pamuk / Görüntü:
Erdal Kahraman / Müzik:
Cahit Berkay / Oyuncular:
Zuhal Olcay, Fikret
Kuşkan, Savâş Yurttaş,
Sevda Ferdağ, Arslan
Kaçar, Salih Kalyon,
Rutkay Aziz, Kemal tnci /
Bir Alfa Film yapımı /
II5dakika (Beyoğlu)
Beyoğlu, Harbiye As,
Kadıköy As)
ömer Kavur, arayışların,
"takip"lerin, içsel bir yolculuk-
la koşut giden mekânsal yolcu-
luklann (da) yönetmeni. "Ah
Güzel tstanbul"un "uzun yol
şoförtt", "Göl"ün gizemli yol-
culuğunun kahramanı, "Köre-
be"de kaçınlmış kızının peşine
düşen kadın, "Amansız ¥ol"da
Anadolu'yu baştan başa kate-
den bir çift... "Anayurt Oteli"-
nin küçük bir kasaba boyunca
kendini arayan (kendisinden ka-
çan) baş kişisi, "Gece Yolculu-
ğu"nun Ege kıyılarında yaratış
sürecini yakalamaya çalışan si-
nemaası.. Bunlar hep birer
"yokruluk öyküsü" değil mi so-
nuç olarak?
Demek ki "GizJi Yüz" bir
yerde ömer Kavur fîlmografîsi
içinde kaçınılmaz olarak gelip
yerini alacak bir filmdi. Kavur'-
un bunun için Orhan Pamuk'-
la işbirliğine ve Pamukvari te-
malara gereksinme duyması,
sanki sanat perilerinin bir diğer
deyişle "kaderin" saptadığı bir
buJuşma olmasın?
Daha somut arayış öykülerin-
den ve daha "ayagı yerde" yol-
culuklardan sonra Kavur sine-
masının bu yeni halkası, bizle-
re çok daha soyut, mistik, ger-
çek üstücü (daha başka sözcük-
ler de bulunabilir) bir yolculu-
ğu öykülüyor. Gizemli bir kadı-
run isteği ilzerine ona îstanbul
gece hayatından "pavyonlar"-
dan resimler çekip getiren bir
genç adam, kadma tutuluyor.
Ancak kadın gelip geçici aşk se-
ALTIN PORTAKALLI FtLM— Ömer Kavur'un "Gizli Yüz" filmi kısa bir süre once sonuçlanan
Antalya Film Festivali'nde en iyi film seçildi. Filmde başrolleri Zuhal Olcay'Ia pavlaşan Fikret Kuşkan
da Ekrem Bora'vla birlikte En tyi Erkek Oyuncu odülüne değer görüldü.
rüvenlerinin değil, çok daha
başka şeylerin peşindedir: "Ha-
ritası ynzlerde gizli" bir defineyi
arar durur... Çunkü "her an-
lamlı yüz bir hikâye anlatır"
(örneğin Ingmar Bergman gıbi
"yüz tutkunu" yönetmenlerin
yadsırnayacağı bir olgu) ve in-
sanlararası iletişimin başlıca
(belki de tek) yolu, aşk, sevda,
tutku gibi kavramlar değil,
"kalbini acabilmek" içındekini
dökebilmektir...
Orhan Pamuk'un "Kara Ki-
tap"taki "fable", mesel/masal
benzeri anekdotlardan birinden
yola çıkarak geliştirdiği senar-
yoyu olgun ve son derece este-
tik bir sinemayla görseUeştirmiş
ömer Kavur... Filmin görsel er-
demleri saymakla bitmez. Ka-
vur'un dış ve iç mekânları kul-
lanışı, "kontr-İumiyer"leri de-
ğerlendirmesi, Safranboiu, Bar-
tın, KasUmonu gibi mekânlan,
hikâyenın içinde gizli doğu gi-
zemciliğiyle kaynaştırması, ola-
ğanustu. Burada elbette Erdal
Kahraman'ın görüntü çalışma-
sından da söz etmek gerekir.
(Ancak bu arada pazartesi gü-
nu Beyoğlu sinemasmda oyna-
yan kopyanın, Kavur'un bizi
uyardığı ıızere kötü basılmış,
renk tonlannı es geçen bir kop-
ya olduğunu, ancak bu kopya-
nın ertesi günden itibaren viz-
yondan çekildiğini de belirte-
lim.)
Ancak bütün bu yazageldik-
Ierimiz, filmin biçimsel, dış ya-
nıyla ilgili. Oysa öz olarak da il-
ginç bir film "Gizli Ynz." Ne-
yi anlatıyor, hangi anlamlara
yönelik, ne demek istiyor?
Kuşkusuz burada yalnız Or-
han Pamuk'tan değil, Pamuk'-
un da yazar olarak esinlendiği
doğu mistiğinden ve yazımndan
geüne etkiler var. Doğu sanat-
lannda simgedlik ve soyutlama,
Baü'dan çok daha önce vardı
kuşkusuz. Nedenleri Islam'm
"suret yasagı" da olsa, lznik çi-
nileri ve Topkapı sarayınm ki-
mi duvar fayanslan, Picasso'-
dan yüzyıllar önce resimde so-
yut arayışlann peşine düşmüş-
lerdi. Aynı şey tasavvufta, dûıi
metinlerde, Mevlana'da veya
Karacaoglan vb. halk ozanlann-
da da yok mu?
"Gizli Yüz", bizce tüm bu
kaynaklardan süzülüp gelen et-
kileri çağdaş bir temele oturtu-
yor. O temel de çağımızın
önemli sorunlarından biri olan
iletişim, daha doğrusu iletişim-
sizlik sorunudur. Oykünün / fil-
min bu açıdan son kerte açıkla-
yıcı olan bir anahtar sahnesi,
"kalpler şehri"nde kahramanı-
mızın gelip kendini bulduğu,
duvarları kirli mavi, pencerele-
ri tuğlayla örülmüş (kuşkusuz
içe dönme isteğını simgeleyen
bir buluş) binadaki sahnelerdir.
Burada herkesin yaşamlarınuzm
en çözülmez gizemlerinden ve
temel yönlendiricilennden birin-
cisi olan Zaman'ı simgeleyen bi-
rer saatle birlikte bir masaya
oturarak içinden geldiğince ko-
nuşması, "itiraflarda bulonma-
sı", bir yamyla Hıristiyanlığın
"günah çıkarma"sını, öte ya-
nıyla çağımızın gözde kurumu
psikanalizin topluca uygulanan
bir biçimini anımsatan ilginç bir
sahnedir.
Ancak vanlan nokta, kuşku-
suz bireysel bir annma ve "hu-
zur bulma" olacaktır. Bu "sa-
atler, yüzkr ve rüyalar âJemi"n-
de iki kişüik bir mutluluk reçe-
tesi yoktur. Bu yuzden fınalde
gizemli kadın kahramamn deyi-
şiyle "Sen kentten kente savnı-
lup duracaksın. Ben ise bep sa-
atlerin ve yüderin peşinden gj-
decegim." Bu modern bir Ley-
la ile Mecnun yorumudur. Çün-
kü kadın için artık aranan de-
ğil, arayışın kendisi önemlidir.
O değil midir, piyango biletinin
üzerinde görduğü resme âşık
olan adama "Onu aramaya de-
vam et. Önemli olan aramak-
tu" demek isteyen? Ve çunkü
"bütün bunlann hikmeti nedir?
Kimsenin aklı ermez bu ise..."
ömer Kavur, "Gizli Yüz'Me
sinemamızdaki soyut aşk ve
arayış öykülerine görkemli bir
halka ekliyor. Metin Erksan'ın
"Sevmek Zamam"ndan ben bu
alandaki ilk önemli Türk filmiy-
ie... Batı'da kazandığı başanla-
ra bakmaym.. Ashnda bize öz-
gu, bizim daha iyi kavrayabile-
ceğ^miz bir film bu... Seyredil-
diği kadar bir roman okur (din-
ler) gibi dınlenen, edebi hatta,
gizemli ve "gizB" bir film,
"Gizli Yüz." Zuhal Olcay, Fik-
ret Kuşkan, Savaş Yurttaş, Sev-
da Ferdag vb. oyuncuları Cahit
Berkay'ın şimdiye dek yaptıkla-
rını aşan muziği ve tum sanatçı
emekçilerin katkısı da unutul-
mamalı.
tKİ SAATtNİZ YARSA— Bu filme verebilecek 2 saatiniz varsa kaçırmayın. 'Peki, Ya Bob'da, Ame-
rikan sinemasının usta oyunculanndan Richard Dreyfuss başrolde.
Doktor hasta olunca
Bir kere daha
Kent Sineması!
P«ki, Ya Bob? (What About Bob?) / Yönetmen:
Frank Oz / Senaryo: Tom Schulman / Göruntu: Michael
Ballhaus / Müzik: Miles Goodman / Oyuncular: Richard
Dreyfuss, Bill Murray, Julie Hagerty, Charlie Korsmo,
Kathryn Erbe / Warner Bros yapımı. (Emek, Reks,
Şafak, Bakırköy 74)
Amerikan sinemasının, sine-
maya hiçbir yenilik getirmedik-
leri, bu bu konuda yaprak bile
kıpırdatmadıkları halde ılgiyle,
keyifle izlenen çağdaş güldüru-
lerinden biri daha... Bu kez
kahramanlarımız kompleks ve
sorun küpu, hastahk hastası bir
adamla, onun son sığınağı olan,
bajarılı, kendine guvenli, ünlü
ve zengin bir ruh doktoru...
Başlarda her şeyi olan elbette
doktor. Hastası ise turlü çeşitli
kompleksleriyle tam acınası hal-
de...
Ne var ki öykü ilerledikçe,
roller değişecek ve zayıflığı,
kendine guvensizliği, kompleks-
leri gitgide ortaya çıkan dokto-
rumuzla, onun "aile çevresi"
içinde birden kendine guveni aj--
tan ve herkesin sempatisini ka-
zanan "hasta", âdeta yer değiş-
tireceklerdir. Eee, meslekleri
başkalannın ruhsal bozuklukla-
rını gunboyu dinleyip çözümle-
meye çahşmak olan "paldyatr"-
ların ruh sağbğıru sonunda tü-
müyle çökmesi, o denli uzak bir
olasılık mi?
Durumların hafif abartısına
dayansa da ustalıkla yazılmış se-
naryosuyla, bırbirinden iyi oy-
nayan 2 baş oyuncusuyla ve ha-
yatta başarı, sağlık, "huznr",
mutluluk gibi çok çiğnenmiş
kavramlara getirdiği yeni açı-
lımlarla ilgiye değer ve zevkle iz-
lenen bir film, "Peki Ya Bob."
Bu filme verebilecek 2 saatiniz
varsa kaçmayın...
"NewJackCity" filmi
bitmek üzere. Jeneriği
görmeye ve jenerikteki
rap parçalarını
dinlemeye
hazırlanıyorum. Ama,
o da ne? Perde
kararıyor ve müzik
susuyor...
Kent sinemasındayım. "New
Jack City" filminin sonu geldi.
Hem jeneriği okuyup, yönet-
men Mario Van Peebles'in fil-
minde hangi rolü üstlendiğini
görmeye hem de jenerikteki
"rap" parçaları dinlemeye ha-
zırlamyorum. Ama o ne!.. Per-
de hemen kararıyor ve müzik
susuyor. "Lüks" ve diğer sine-
malardan daha pahalı (13.000
TL) Kent sinemaian, seyircisi-
ne son jeneriği gostermekle yti-
kümlü saymıyor kendini!..
Bu son jenerik konusunda
yalnız ben mi duyarlıyım? Yal-
nız ben mi "manyaklık" ediyo-
rum? Hayır. 'Nokta' dergisinin
birkaç hafta önce yayımladığı
"sinema salonlan" saptaması-
nın kupurüne bakınız. Orda da
bu olay önemseniyor ve 2 sine-
ma için "kriler" oluşturuyor.
Demek ki böyle bir seyirci ta-
lebi ve bunu isteyen belli bir se-
yirci kesimi var.
Peki, öyleysç bu sinema ve
benzerleri, niye bunu duzeltmi-
yorlar? Bunca yazılıp söylendi-
ği halde? Kuşkusuz birkaç ola-
sılık var. Bu salonlann sahip ve
yöneticileri 1) Ya Cumhuriyet
ve Nokta gibi yayın organları-
m okumuyorlar (galiba en bü-
yük olasılık bu). 2) Okuyorlar
da aldırmıyorlar ve kimsenin
aldırmadığını varsayıyorlar (ya-
nılıyorlar elbette, çunkü bu ko-
nuda sayısız teşvik mektup ve
telefonu alıyoruz). 3) Okuyor-
lar, ama inadına yapıyorlar. 4)
Okuyorlar, ama perdeyi açık
tutmaya guçleri yetmiyor.
(Çünkü makinistlere söz geçir-
mek, sinema seyircisinin dene-
yimleriyle iyi bildiği gibi, bazen
zor, giderek olanaksızdır. On-
lar, kuçük kulübelerinin kralla-
ndır.)
Her ne olursa olsun, kimbi-
lir kaç kez yazdığımızı bir kez
daha yineliyelim: Sinemasever-
ler, fıknlerin son jeneriğini so-
nuna dek okumak isterler. Tüm
dünyadaki uygulama budur ve
bunu yapmayan sinema salon-
ları, ağızlarıyla kuş tutsalar,
"birinci sınıf" salon statüsüne
yükselemezler. Onlar bunu
kavramadıkça, biz de bu turden
yazılar yazmayı surdüreceğiz.
Haberleri ola!..
'Zehirli Sokaklar', Amerikan sinemasını saran zencifılmlerinden biri
\asanın iki ucutıdaki zencîlerZehirli Sokaklar (New Jack City) / Yönetmen.
Mario Van Peebles / Senaryo: Thomas Lee Wright,
Barry Michael Cooper / Görüntü: Francis Kenny /
Muzik: Michel Colombier / Oyuncular: Wesley Snipes,
lce-T, Chris Rock, Mario Van Peebles, Judd Nelson,
Allen Payne / Warner Bros yapımı. (Fitaş, Kent,
Bakırköy Renk, Şafak, Kadıköy KSM)
Son yıllarda Amerikan sine-
masını saran "Zenci filmleri"ne
geçen Cannes Şenliği sırasında
tanık olmuş ve bu konuda yaz-
mıştık. Bu, elbette bir yandan,
günumuze dek açık veya kapalı
biçimde küçumsenen, belli alan-
larda (örneğin cazda) baçarıla-
rı yadsınamasa da diğerlerinde
(örneğin yazında veya sinema-
da) bir varhk gosterecekleri pek
beklenmeyen Amerikan zencile-
rinin en azından sinemada bir-
den artan çabalarımn bir sonu-
cu. Am^ öte yandan, "New
Jack Cit>", "Jungle Fever",
"A Rage in Harlem" gibi film-
lerin üstuste gelmesinin ABD
açısmdan bir başka anlamı da
var.
O da şu: Anlaşılan ABD'de
yasadışı işler, artık el değiştirdi.
Yuzyıl başı göçlerinden beri her
turlu yasadışı etkınliği ellerinde
tutan, Mafya ve Cosa Nostra gi-
bi tipık italyan (Sicilyalı) orgüt-
leri, tum torenselliklerıyle bir-
likte ABD'ye taşıyan Italyanla-
rın yerini, artık >avaş yavaş
Afro-Amerıkalılar alıyor. Ame-
rikan zencilerinı genel istatıstik
sayılan içinde hâlâ gelır ve eği-
tim durumlan açısından en alt
duzeylerde "stirünen" durum-
lan, bu "elkoyma" olayını ka-
çınılmaz kılıyor olmalı.
Ijte sinemaya yansıyan da bu
olgu. Mafya'nın "uyuşturucu
işi"ne bulaşmayı bile reddetti-
ği bilinirken, zenci çeteler. ozel-
likle kendi ırkdaşlannın en gor-
kemli "kaçış yolu" olan uyuş-
turucu tıcaretıne ei atnıaktan
kaçınmıyorlar.
"New Jack City" işte bu ye-
ni oluşumların filmi. Yasanın
iki yanında yer alanlann da çok-
luk zenci olduğu, jargonun ar-
gonun italyan kokenlı olmaktan
çıkıp tumuyle "zenci retorik'Me
JUNGLE FEVER'DA DA OYNADI— "Zehirli Sokaklar "ın
başrol oyuncusu VVesley Snipes (solda) son dönemin en gözde
siyah oyunculanndan.
buluştuğu, Ennio Morricone ve-
ya Nino Rota imzalı Akdenız
duyarlıklanyla örülmuş muzığin
yerini, tipik bir zenci muziği
olan "rap"m aldığı bir film...
Yeni çağların gangster fıhnı,
Amerikan sıstemimn içinde ka-
çmılmaz biçimde var olan yasa-
dışılığın, şiddetin ve kara para
ekonomılerinın eunumuzdekı
gorunumunden bir pencere..
Ama "New Jack Cit>" yal-
nızca bu sosyolojik olgular ne-
deniyle ılgı çekicı değil. Film,
aynızamanda çeşitli tematik ve
biçimsel özellıklerıyle de dıkkatı
cekiyor. "Şiddet" olgusu,
Hollyvvood'ur. yıllarboyu vere-
geldiği şiddetten pek farklı de-
ğil gerçi. Ancak bu kez şiddet,
olay orgusunün yapısına yerleş-
tirihniş melodram kıvamında
bir öykuyle iç içe veriliyor. İtal-
yan duyarlıkh Mafya filmleri-
ninkinden farklı, daha gerçek-
çi, daha "New York ve kara ırk
folkloru" kokan başka çeşnide
bir melodram bu...
Öte yandan film, "Baba" tu-
ru filmlerdekinden farklı ola-
rak, şiddeti, yasadışıhğı, "aile,
onur" vb. olumlu kavramlar
çerçevesine alarak yuceltmiyor.
Tersine, gösterdiği kişileri ve et-
kinlikleri tumuyle eleştiriyor,
kötülüyor, trajikleştiriyor. Fil-
min Mafya'yı ve yasadışılığı ro-
mantik kılarak sinema malze-
mesi yapma isteğınden çok da-
ha fazla, günumuz ABD'sinde
yaşanan ve zencilenn hem kur-
banı hem de celladı oldukları
dramatık olayları alabildiğine
eleştirmek ve mahkûm etmek
için yapıldığı açık. Bu açıdan,
"Zehirli Sokaklar", sonuç ola-
rak anlatılanlan yaşamış, acısı-
nı yureğinde duyumsamış kişi-
lerden gelcn bir oğlık sanki...
Filmin yadsınama/ gu^unu
oluşturan da bu çığlığın içtenli-
ği »anıvorum.
MSjVTnin
biriııci ayı
• Koltar Servisi— Müjdat
Gezen Sanat Merkezi
bugün saat 13.00'te
öğretmenJerme okulun
rozetini armağan ederek
birinci ayını kutlayacak. 29
Ekim'de öğretime başlayan
MSM'nin tüm öğretmenleri
ilk maaşlannı kuruma
bağışladılar. Aynı gün saat
15.00'te öğrencilerle de bir
kutlama toplantısı
yapılacak.
Ozanlar gecesi
• Kültür Servisi — Halk
ozanlan İstanbul'da
"Dayanışma Gecesi"
düzenledi. 30 kasımda
Çağlayan Düğün Sarayı'nda
saat 19.00-24.00 arasında
yapılacak gece ile ilgili
biletler 10 bin liradan
gecenin yapılacağı düğıin
salonunda satışa çıkarıldı.
Biletlerin büyük bir
bölumünun satıldıgını
açıklayan ozan Emin Ünal,
geceye Arif Meşhur, Ali
Sağlam, Murtaza Yalcın
(Halk ozanı Dernek
Başkam), Dursun Doğan ile
halk muziği sanatçılanndan
Neşe Can, Seval Yavuz,
Mürivet Bayar'ın
katıiacaklarını açıkladı.
Karma sergi
• Kültür Servisi — I.
Peron Sanatevi'nde yarın
karma bir sergi açüacak.
Mustafa Ayaz, Remiz
Aydın, Balaban, Mehmet
Çetiner, Rafet Ekiz, Devrim
Erbil ve Ekrem
Kahraman'ın yapıtlarından
oluşan sergi 20 aralık
tarihıne dek gezilebilir.
(Moda Cad. Gündoğdu
Sok.)
Çocuk el
becerileri
• Kültür Servisi — Spastik
çocuklar el becerileri
sergisi, bugun Emlak
Bankası Sanat Galerisi'nde
açılıyor. Bu sergi ile pek
çok spastik çocuğun
dünyalannın kapılan
aralanıyor. Tünel'deki
galeride pazar dışında her
gün 11.00-19.00 arası
kalacak serginin açılışında
Türkân Şoray da
bulunacak.
Kavur'un
söyleşisi
• Kültür Servisi —
Beyoğlu ve Sinema
Sohbetleri'nin bu haftaki
konuğu ömer Kavur
olacak. Kavur, yarın saat
17.00'de başlayacak
söyleşisinde, sinema yazarı
Ali Hakan'ın ve izleyicilerin
sonılarını yanıtlayacak.
Söyleşi, Beyoğlu
Sineması'nda
gerçekleştirilecek.
UGUN
• Bilim dili Türkçe Haluk
Kul'un Bilim Dili Türkçe
konulu söyleşisi saat
^.OCda İTÜ Kültür ve
Sanat Birliği'nde.
• Asaf Halet Çelebi
Ataturk Kitaplığı'nda saat
16.00'dan itibaren Hilmi
Yavuz, Seyhan Erözçeük ve
Levent Yılmaz, Asaf Halit
Çelebi: Türk Şiirinde
Gelenek ve Kopuş üzerine
konuşacaklar. (149 09 45)
• Bir Uzay Masalı İki
perdelik pop-opera Bir
Uzay Masaü, saat 18.30'dan
itibaren Istanbul Devlet
Opera ve Balesi'nce
AKM'de sahneleniyor. (151
56 00)
bugün
bilsak
29KASIVICLMA :
19.00 "Basında Günccl
Sorunlar"
Ruşcn ÇAKIR
Can KOZANOĞLU
Güvcnturk GÖRGULLJ
20.00 Hilsuk Tiyutro
Atoljesi: "l^ıe Ba^ l>lc
Govdo Kıc Kiinailar"
Ya/an. Sc\ ım BURAK
Kolojjraf Çulışmaları
M Zı\.ı L'LKENCİLER
\onctınuiHİc
üıtinte t'ali'jmalar
^Ar.üıkıaınııharcn
S.ılı-Pcrjcnıhc
l(
) W-2l' ill
BlLSVk FINDIKLI
t'afe-llar-Reslaurant
Rt/t'r\as\on:
152 38 6S-152 01 30
('at't-Kojer-Har(Gini)
Af'ricanCate-Harp K.ıi)
P.ı/.ınc-ıtcn oörcncıgunu
Çar;-Pcrş Frkın KORAY
bılsnk Mr.ısoK'ilcr cad.,
M>j;.ın( ı sok 7 rıhangır
28 ?*•) ')')