Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 29 KASIM 1991
DEMİRÖZLÜ
Eski Rejimin Hayaleti
BERLİN — Eski Doğu Almanya topraklarında, eskiden de
çjlışan yataklı vagonlar şirketı MITROPA'nın vagonları işli-
yx. Almanya'nın doğusunda seyahat etmeyen bir Almansa,
tu eski şirketin çoktan ortadan silındığini sanıyor. Oysa, MIT-
FOPA -bu eski Alman "Wagons-Lıts" şirketı- olduğu gibi du-
rtyor.
Batı Almanya'daysa, şimdi saatte 320 kilometre hızla gi-
dm ekspresler var. Onların lokomotiflerinın uçları, uçakla-
rrr biçıminı andınyor. Bu çok hızlı, modern trenler hep ya-
zarların ismini taşıyoriar. Tabii şairlerin de: Hölderlin ekspresi,
Henrich Heine... vb.
Avrupa kıtasında ilk lokanta/vagon (Restaurant-vvagen)
1E72'de işlemiş. Almanya'da ise 1880de: VVeimar ile Einse-
nach arasında, MITROPA ismi 1917'de seçılmış. 1929 yılına
gdindiğinde, bu şirketin 320 yataklı vagonu, 311 lokanta va-
gcnu, 6 salon vagonu varmış.
Geçen hafta Almanya'dakı en önemli konu. artan ırkçı sal-
dnlar yanında, Rusya Cumhurıyetı Başkanı Yeltsın'ın Bonn'a
yaDmış olduğu zıyaretti.
Yeltsın, Almanya'dan büyük ekonomık yardımlar ıştemek-
tenji, bu konuda da önemli bir anlaşma sağlandı. Öte yan-
dan Rusya Cumhuriyeti, Almanya ile geleceğe dönük, sü-
re<li sıkı ekonomik ilişkıler aramaktaydı. Rusya ile Almanya
arasında \folga nehrı kıyısında yaşayan Almanların durumu
dagörüşüldü. Onlar, yerleşmiş oldukları o yerlerde kalacak-
lardı; Alman hükümeti bir konfederasyon içinde onların da
bağımsız bir cumhuriyet olmalarını ıstiyordu. Basını en çok
ilglendiren sorunlardan biri de eski Doğu Almanya Devlet
Başkanı Erıch Ho- _ _ _ _ _ _ ^ _ _ _ _
necker'in, Almanya1
_ •• -J r\ ~
ya yargılanmak üze- BugUn Oe UOğU
Almanya topraklarında
yaşayan insanların zor
durumları, ezilmişlikleh
gözle görülecek ölçüde
belirgin. Soğuk savaşın
düğümlendiği bu
bölgedeki en militan
. , baskı rejimi yıkılmca,
nı soyledı. . .'.. .. / ... . . .
Gerçekten bugün Orfaya buyuk OİÇUde
de Doğu Almanya D0ZUİmUS bİr CrOÖa,
t o p r a k l a r ı n d a y a s a - . . . • . , , , .
oldukça geri kalmış bir
teknolojiyi barındıran
bir endüstri, solgun,
ezilmiş insanlar çıktılar.
sin, Honecker'in
Rusya'da kalmasını
yasadışı görmektey-
di. Bu arada Honec-
ker, üç sayfalık bir di-
lekçe vererek politık
müiteci olarak kabul
edilmesinı istedi ve
Almanya'ya gönderi-
lirse intihar edeceğı-
yan insanların zor
durumları, ezilmişlik-
leri gözle görülecek
ölçüde belirgin. So-
ğuk savaşın düğüm-
lendiği bu bölgedeki
en militan baskı reji-
mi yıkılmca, ortaya büyük ölçüde bozulmuş bir doğa, olduk-
ça geri kalmış bir teknolojiyi barındıran bir endüstri, solgun,
ezilmiş insanlar çıktılar Şımdi burada yıkılmış bir polis reji-
minin hayaleti duruyor.
Kapitalizmin erdemlerinı sıralayacak değılim. Yaşamım bo-
yunca kapıtalizm yanlısı olmadım. Fakat bu Demokratık Al-
man Cumhuriyetı'ndeki rejim de komünizm ya da sosyalizm
asla değildi. Ne sosyalizmın teorisini kuran, ütopyasını gö-
ren duşünürler istemişlerdi böyle bir rejımi ne de yaşadığı-
mız yüzyılın ilk on yıllarında sosyalizm ve eşıtlik umutları ıçin
canlannı veren yüz binlerce insan. İnsanı daha da özgürleş-
tirmek isteyen bir felsefenın, en korkuncundan bir polis dev-
letı malzemesi haline getırilmesı.. Günümüzün en büyük in-
san başarısızlıklarından biridır bu. Şımdi uzunluğu 200 km.
tutan dosyalarda insanlar kendilerini arıyorlar. Kafka'nın ka-
rabasanlarını da aşan bir korkulu rüyadır bu.
Ne yazık ki İsmail Bilen'in başkanı olduğu Türkıye Komü-
nıst Partisi'nin merkezi de bu polis devleti içinde, Leipzig
:
deydi. Böylesı bıryerde yerleşmiş bir partı, Türkiye insanına
hangi özgürlüğü getirebilir, hangı gelişme umudunu aşıla-
yabilirdi? Böylesi bir tutum, bu anlamda koşullanmış kafa-
lar, Türkiye'de uzun yıllardır, ülke içinde doğabilecek mark-
sıst çözümlemeler yapabilen bir partınin, demok/atik bir iş-
çi partisinin de doğmasını büyük ölçüde engelledıler. Şimdi
de çok uzun yıllar için iş işten geçmış görünüyor.
Bir bakıma, insanların ve toplumlann sorunları bitmiyor, ye-
ni başlıyor. Her şeyi cesaretle gözden geçirmemiz gereken,
çok degişik bir dönemın kapılannın açıldığı belli.
YenkJen İsveç topraklanna dönerken Sasnrtz adlı eski Doğu
Alman gemisine rastlarsanız orada VVernesgruner adlı, ta
1436'dan beri üretim yapan fabrikanın benzersiz güzellikte-
ki bırasını içebilirsıniz. Baltık Denizi üzerinde erken batan bu-
lutlar yüzünden belki de hiç doğmayan güneş, acık kiremit
bir renge bulamıştır akşamın sısini. Dunya yenıden yaratılı-
yor sanki. Bu geminın lokanta işletmesı de MITROPA'nındır.
ITALYA
Lombardiya
rüzgârı sarstı
Güney İtalyalı siyasetçilere tepki büyüyor.
Lombardiya Birliği'nin kazandığı
seçim zaferi, geleneksel partilere olan tepkiyi
gündeme getirdi.
NÜJGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Italyan kentlerin-
den çok bir Isviçre kentini an-
dıran Brescia'daki belediye se-
çimleri, Italya'nın siyasi pano-
ramasında deprem etkisi yarat-
tı. Hafta başında yapılan se-
çimler, 40 yıldır pek az değişik-
ük gösteren ttalyan politikasın-
da, yepyeni rüzgârlann estiğini
kanıtladı. Milano yakınlannda-
ki bu etkin ve Katolik muhafa-
zakâr Italyan kentinde ülkenin
hâkim siyasi gücü Hıristiyan
Demokratlar'la (HD) anamu-
halefetteki "Demokratik Sol
Parti" (DSP) yerel nitelikli bir
partinin gerisine düşerek yenil-
giye uğradılar.
Prescia seçimlerinin muzaf-
fer gücü olarak ortaya çıkan
"Lombardiya Birligi" hareketi
tüm geleneksel partilere kaışı
dile getirilen protesto oylannı
topladı. Oylann yüzde 24.4'ünü
alarak kentin bir numaralı gü-
cü haline gelen "Lombardiya
Birligi" hareketi şimdi Brescia
Belediye BaskanlığVnı almayı
istiyor ve bundan böyle Italya1
nın en zengin yöresi, Lombar-
diya bölgesinin bir numaralı
partisi olmaya soyunuyor.
Umberto Bossi adında 38 ya-
şında genç bir senatörün lider-
liğindeki parti iki temel özellik
tasıyor. Bunlardan ilki ırkçıhğa
dayanıyor. "Lombardiya Birii-
gi"ni destekleyen seçmenler,
"yabancı" işçilere karşı olduk-
lan gibi Güney ttalya'dan Ku-
zey ltalya'run zengin bölgeleri-
ne akanlara da karşı çıkıyorlar.
Hatta içlerinden çoğu Italyan
birliğini gerçekleştiren Cavo-
ur'u lanetliyor. "îşyerinde yal-
nız Lombardiyaiılan istihdam
edin" sloganını kullanan parti
taraftarları "Cavour olmasay-
dı Milano, Brescia şimdi maf-
yacı Sicilyalılarla aynı ülkeyi
paylaşmak yerine Isviçre kan-
tonlanndan biri olacaktı" diye
düşünüyor.
"Lombardiya Birligi"nin
ikinci temel özelliği, geleneksel
partilere karşı duyulan derin
antipatiyi ve başkaldırıyı dile
getirmesi. Bu da ülkenin en ba-
şanlı yerel partisinin "Mücade-
lemiz saraya karşıdır" sloganıy-
la dile getiriliyor. "Saray" söz-
cüğüyle iktidardan başka hiçbir
sey düşünmeyen, saydam olma-
yan, bürokratik, yoz, siyasi sı-
nıf kastediliyor. Zengin, etkin,
teknolojik açıdan ileri ve AT'-
ye her yönüyle entegre olmuş
olan Kuzey Italya, Güney îtal-
ya'nın bürokrasisine tahammül
edemiyor ve az gelişmiş güney-
den gelen geleneksel siyasetçi-
lerin üzerindeki tahakkümüne
başkaldırıyor. Yalnız kuzeyde
değil, ttalya'nın geneline gide-
rek yayüan bu başkaldınmn ba-
har aylarında yapılacak olan
genel seçimlerin temel konusu
olması bekleniyor. Bu sorun
Hıristiyan Demokratlar'dan
(HD), Demokratik Sol Parti
(DSP) adını alan eski komü-
nistlere ve sosyalistlere (ISP)
dek tüm büyük geleneksel siya-
si gücü etkiliyor.
Ankara, Kuzey Irak'ı îzliyorKuzey Irak'ın gelecegi konusunda ABD yönetimi ye Kongre çevrelerinde artan tartışmalar,
Ankara'da yakından izleniyor. Bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına karşı olmasına
rağmen Washington'un bölge için 'özerklik' isteyebileceği göz ardı edilmiyor. ABD'nin görev
süresi dolacak olan 'Çekiç Güç'ün süresinin uzatılması için talepte bulunabileceği bildiriliyor.
SEMİH İDİZ
ANKARA — Görev süresi 28
aralıkta dolacak olan 'Çekiç
Giiç'e ilişkin ceşitli spekülasyon-
lann yoğunlaştığı şu sıralarda,
ABD yönetimi ve Kongre çevre-
lerinde Kuzey Irak'ın gelecegi
konusunda artan tartışmalar,
Ankara'da ilgiyle izleniyor.
Bölgede halen mevcut olan
'muğlak durumun' giderilmesi
ve burası için bir tür 'öz
yönetim' verilmesi istemlerini de
içeren bu tartışmalarda Stephen
Solars ve Claiborne Pell gibi
ABD Kongresi'nin önde gelen
isimlerin yer alması, özellikle
dikkat çekiyor.
Bugün toplanacak olan Milli
Güvenlik Kurulu'nun, Kuzey
Irak'taki peşmergelere askeri
yardım verilmesi gibi Türkiye
açısından 'çok ikri' sayılan un-
surlan da içeren bu istemleri de
e|e alması bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın,
bu istemlere 'soguk baktıgı' be-
lirtiliyorsa da Başkan Bush'un
bölgedeki durum karşısmda
'sabırsızlanmaya' başladığı, Be-
yaz Saray'dan Amerikan basını-
na sızan bilgiler arasında yer alı-
yor.
Beyaz Saray'ın başkanlığında
bir 'Bakanlıklararası komisyo-
nun" bu konuda ayrıntılı değer-
Son bulgular uzmanların kuşkusunu arttırdı
Irak nükleer bomba yaptı mı?
Dış Haberier Servisi — Irak'ın kitlesel im-
ha silahlanm incelemekle görevli BM özel Ko-
misyonu'nun uzmanlarından Derek Bootbby,
samlanın aksine Bağdat'ın elinde kullamma
hazır nükleer bomba bulunabileceğini açıkla-
dı. Boothby buna gerekçe olarak Irak'ın elin-
de nükleer bomba yapımında kullanılan yük-
sek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum bulun-
masını gösterdi.
AP'nin bildirdiğine göre BM uzmanlan ta-
rafından Bağdat'ın 64 km güneyinde bulunan
H Tuvayta nükleer tesisinde ele geçirilen uran-
yum örneklerinin yüzde 93 oranında zengin-
leştifildiği yapılan laboratuvar deneyleri sonu-
cunda ortaya çıktı. Ele geçirilen yüksek düzey-
de zenginleştirilmiş uranyumun Irak'ın elin-
de nükleer bomba bulunduğuna ilişkin kuşku-
lan güçlendirdiğini belinen Boothby, şu an-
da bu tür silahların olup olmadığını kesin ola-
rak ortaya çıkarmamn, nerede gizlendiğini tes-
pit etmenin güç olduğunu söyledi.
BM uzmanlan daha önce yaptıklan araştır-
malara dayanarak Irak'm kullandığı uranyum
zenginleştirme yönteminin geri ve yavaş oldu-
ğunu beürterek bunun nukleer bomba üretme-
sini geciktirdiğini söylemişlerdi. Uzmanlar,
eğer Körfez savaşı nükleer programını kesin-
tiye uğratmamış olsaydı Irak'ın iki yıl içinde
nükleer bomba yapımını gerçekleştirebilecegini
kaydetmişlerdi. BM uzmanlan tarafından ele
geçirilen belgeler de Irak'ın küçük, hafîf, tah-
rip gücü yüksek ve balistik füzelerle kullanı-
labilen bir nükleer bomba programı yürüttü-
ğünü kanıtlamıştı. Ancak Irak'ın elinde kul-
lamma hazır nükleer bomba bulunup bulun-
madığı ise açığa cıkarılamamıştı. Son bulgu-
lar bu olasıüğı güçlendirdi.
lendirmeler yaptığı yolundaki
VVashington kaynaklı haberier
ise Ankara'yı, konuya ciddiyet-
le eğilmeye sevk ediyor.
Başkan Bush'un Beyaz Sa-
ray'a ikinci kez seçilmek için
kam[>anyasını başlatmaya hazır-
ladığı bir dönemde rakiplerinin
'Saddam'ın haien iş başında
bulunmasını' ve 'Kuzey Irak so-
nınunun çözümsüz kalmasıııı'
aleyhine kullanmalarından endi-
şe ettiği ifade ediliyor.
Kuzey Irak'ta bağımsız bir
Kürt devletinin kurulmasını sa-
vunmadığmı Ankara'ya defalar-
ca bildirmesine karşm VVashing-
ton'un bölge için 'özerklik' ve-
ya bu anlama gelecek çözümle-
re yönelebilecegi, Türk diploma-
sisi açısından tümüyle gözardı
edilemiyor.
'Tiirk dostn' olduğunu, Bod-
nım'daki yazlık eviyle de tescil'
etmiş olan New Yorklu temsilci
Stephen Solarz ve Dış İlişkıler
Alt Komitesi Başkanı Claibor-
ne Pell gibi ABD Kongresi'nin
iki önde gelen isminin son dö-
nemde hararetle savunduklan
fıkirler arasında, Kürtler, Türk-
menler ve Şiiler tarafmdan Ku-
zey Irak'ta kurulacak bir gecici
hükümete ABD'nin askeri gü-
venlik sağlaması da yer alıyor.
Bu öneri de tabii Saddam Hii-
seyin'e bağlı güçlerin Kuzey
Iraklılara saldınlannı caydırmak
için oluşturulan ve Türkiye'de
konuşlandırılan 'Çekiç Güç'ün 28
aralıkta dolacak olan gorev sü-
resinin Ankara tarafından uza-
tılmasını zorunlu kıhyor.
Söz konusu gücün başıru çe-
ken ABD ve Ir.giltere'nin bu gö-
rev süresinin uzatılması için An-
kara'ya bugüne kadar resmi bir
girişimde bulunmadıklan, Dışiş-
leri Bakanlığı Sözcüsü Büyükel-
çi Filiz Dinçmen tarafından ön-
ceki gün açıklanmıştı.
Ancak Ingiltere Başbakanı
Jobn Major'un, hükümetini
kurması nedeniyle geçenlerde
Başbakan Siileyman DemireTe
gönderdiği tebrik mesajında,
Turkiye'nin Kuzey Irakbların
güvenliğine yönelik işbirliğinin
ileride de süreceğini umduğunu
belirtmesi, bu konuda çeşitli
spekülasyonlara yol açmıştı.
Diplomatik gözlemciler, bunu
'çekiç çüciin görev süresinin
uzatılması için dolaylı yoldan
Uetilen bir talep' olarak yorum-
lamışiardı.
HUZUR EVE
DÖNERMİ? —
Kuzey Irak'ta
yaşayan
Kürtlerin
Saddam'ın
saldınlanndan
kaçarken
yaşadıklan
dram
belleklerdeki
tazeliğini
korujor.
Valağını,
yorganını, bir
ıki kap kacağını
virtına
denkleyip
Türkiye ve İran
sınınna dogru
yola düşen
kurtler daha
sonra
uluslararası
güçlerin
gözetiminde
evlerine
döndüler.
Ancak barış ve
huzurdaeve
dönene dek
kaygıları
sürecek.
Başbakan Şamir, IVashington'da asü sorurüann ele alınmasını kabul en% tarihte diretiyor
Israîl Washington'a dîreniyor
Le Monde'dan DIKKAP SU
ANOAN ITIBAREN
SÖYLEYECEĞINIZ
HER SEY BENIM
ALEYHIME DELIL
OLARAK KULUNILABILIR
1
İsrailli yetkililer, ABD'ye uzlaşma çağrısında
bulunmayacaklarını açıkladılar. Bu tür bir
çağrının Arap baskısına yol açacağını kaydettiler.
Dış Haberier Servisi — Orta-
doğu Banş Konferansrnın ikin-
ci turu için saptanan tarihe dört
gün kala tsrail görüşmelerde sa-
dece yöntem sorununun ele ahn-
ması şeklindeki şartmı geri çe-
kerken ek süre isteğinde ısrar
ediyor. ABD, tek taraflı olarak
4 aralıkta Washington'da bir
araya gelinmesi şeklinde verdi-
ği öneriyi geri çekemeyeceğini
belirtirken Israil'e de herhangi
bir zorlamanın söz konusu ol-
madığı açıklandı. Suriye ve Fi-
listinliler önceki gece Washing-
ton'un davetini resmen kabul
ettiklerini duyurdular.
lsrail başbakanlık yetkilisi
Yossi Ben-Aharon, ABD'ye uz-
laşma çağnsmda bulunmaya-
caklanm, aksi takdirde bunun
Arap baskısına yol açacağını
söyledi. AP'nin haberine göre
Ben-Aharon "Arapların, ABD'-
nin kendüerinin yanında olduğu
ve görüşmelerin tsrail'e baskı
aracı olarak kullanıldıgı şeklin-
deki inançlannı kırmalıyız" de-
di. İsrail daha önce 4 aralık ye-
rine 9 aralıkta VVashington'da
Libya lideri Lockerbie sanıklarını teslim etmeyecek
Kaddafi yumuşamıyorABD ve îngiltere Lockerbie faciasından sorumlu tuttukları
Libya'nın sanıkları iade etmesini, elindeki tüm bilgileri
vermesini ve olayda ölenlerin ailelerine tazminat ödemesini
istedi. İstekleri reddetmesi durumunda Libya'nın bunun
sonuçlarına katlanacağı uyarısında bulunuldu.
Dış Haberier Servisi— ABD ve Ingiltere
hükumetleri, Lockerbie faciasından sorum-
lu tuttukları Libya'nın, olayın sanıklarını
teslim etmesini, elindeki tüm bilgileri ilgili
ulkelere iletmesini»e olayda hayatlarını yi-
tirenlerin ailelerine tazminat ödemesini is-
tedi. ABD ve Ingiltere bu istekleri İtalya'nın
Trablusgarp elciliği aracılığıyla Libya'ya ilet-
tı. Libya lideri Muammer Kaddafi ise soz
konusu istekleri reddetti.
ABD ve İngiltere hükümet yetkililerince
Londra'da yapılan ortak açıklamada, 1988
yılında Iskoçya'nın Lockerbie kasabası üze-
rinde düşürülen Pan-American uçağma dü-
zenlenen bombalı sabotajdan sorumlu tu-
tulan Libya'nın, bu isteklere "tümüyle ve
eksiksiz uyması" uyarısında bulunuldu.
Açıklamada, Libya'mn bu istekleri reddet-
mesi durumunda bu ülkeye karşı arnbargo
ya da misilleme gibi açık bir tehditte bulu-
nulmamakla birlikte "karşılıksız
bırakılmayacagı" ima edildi. Nitekim üst
düzey bir Amerikan yetkilisi, "Bir sonraki
adırnımızı Libya'nın yanıtına göre saptaya-
cagız. Eğer reddederlerse 'Eh, ne >
t
apalım'
demeyecegimizi kestirebUirsiniz" dıyerek
Libya'nın bunun sonuçlarına katlanacağı-
nı belirtti.
İngiliz yetkililerine göre ise bu isteklerin
kabul edilmemesi durumunda Libya'ya uy-
gulanacak ambargonun "birkaç ay içinde
yürürlüğe konması" beklenirken son tazmi-
Libya lideri Kaddafi, relemontecarlo te-
levizyonuna verdiği demeçte, ABD ve Ingil-
tere tarafından Lockerbie olavının faili
olarak suçlanan iki Libyalıyı teslim etme-
lerinin soz konusu olmadığını belirtti. Kad-
dafi, "Lib>a >asaları, başka ülkelerin
yasalan gibi, Lockerbie ola> ını gerçekleştir-
mekten sorumlu lutulan Lib>a >urttaşları-
nı Amerikan, İngiliz ve Fransız yetkililere
teslim etmeye izin vermez. ABD \e İngilte-
re ile bizim aramızda bn>le bir değişim an-
laşması >ok" diye konusu. Kaddafi,
"Libya'nın sorumluluğunu >crinc getirece-
ğini ancak sorunun Uluslararası Adalet Di-
vanı'nda ele alınması gerektiğini" söyledi.
Libya Başbakanı Ebu Zeyd Omer Dur-
dah da Washington'un "Muammer Kadda-
fi'nin kellesinin peşinde" olduğunu söyle-
di. Ortadoğu turunda bulunan Dur-
dah, ABD ucaklarının 1986 yılında Libya
lideri Kaddafi'nin Trablusgarp'daki evine
nat isteği bu ulkeye tanınan süreyi "birkaç düzenledikleri saldınyı hatırlatarak "W»s-
haftaya" indirmiş bulunuyor. hington hilfl Kaddafi'yi istiyor" dedi.
toplarulması yolundaki taiebinin
kabul edilmemesi üzerine kara-
nnı değiştirmeyeceğini açık-
lamıştı.
CNN'in haberine göre Israil'-
in ek süre isteği ikinci tur görüş-
meler için koyduğu "yöntem"
şartmı geri çekmesine dayanı-
yor. lsrail Başbakanı tzak Şa-
mir, ikinci tur tarihinin ertelen-
mesi durumunda ikili görüşme-
lerde asıl sorunların konuşula-
bileceğini belirtti. Daha önce
Washington'da yöntem soru-
nun ele alınmasını, asıl görüş-
melerin Ortadoğu'da yapılması-
nı istemişti. Araplar bunu kabul
etmemişlerdi.
Siyasi uzmanlann yorumuna
göre lsrail, ABD'nin kendisine
danışmadan görüşme tarihi ve
yerini saptamasını kabul etmi-
yor. Süre kazanma çabasırun ar-
dından Washington'un emrine
uyma değil, kendi isteklerini
gerçekleştirme düşüncesi yatı-
yor. ABD, taraflann Madrid'-
deki birinci görüşmeler ertesin-
de ikinci tur için yer ve tarih
saptayamamaları uzerine 4 ara-
bkta VVashington'a gelinmesini
önermişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Söz-
cüsü Margaret TutwUer, önce-
ki akşam Suriye ve Filistinlile-
rin Ortadoğu banş görüşmele-
rinin ikinci turuna katılacakla-
rını açıkladı. AP'nin haberine
göre Suriye ile Filistinlilerin ya-
nıtları İsrail'in 4 aralıkta Was-
hington'a gitmeyeceğini açıkla-
masının ardından geldi.
Suriye, ikinci turda asıl konu-
lann ele ahnmasında ısrar edi-
yordu. Filistinliler FKÖ'nün
ABD'ye girişine vize verilmesi-
ni, Ürdün heyetinden ayn tem-
sil edilmelerini ve işgal altında-
ki Yahudi yerleşim merkezleri-
nin durdurulmasını şart koşu-
yordu.
Mîtsotakis
RomanyaVia
• ATtNA (Cumhuriyet) —
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis,
resmi bir ziyaret için gittiği
Romanya ile ülkesi arasında
bir 'Dostluk, tyi Komşuluk
ve Işbirüği' anlaşması
imzaladı. Ayru anlaşmada
askeri işbirliği konusuna da
yer verildi. Anlaşma
maddelerinden biri,
'ülkeden birinin saldınya
uğraması olasılığında,
saldıran ülkeye destek
verilmesinden kaçınılmasını'
öngörüyor. Romanya'nın
Türkiye ile geliştirdiği
ilişkilerden sonra
Bulgaristan ve
Arnavutluk'la yaptığı gibi
Bükreş ile de yakın
ilişkilere girişen Yunanistan
Başbakanı, Romanya'nın
kalkınması için
Yunanistan'ın katkıda
bulunacağını ve
Romanya'nın AT ilişkileri
için köprü oluşturacağını
açıkladı.
Demirel'den
Filistiıı'e destek
• ANKARA (AA) —
Başbakan Süleyman
Demirel, "Bu yıl, Ortadoğu
banş süreci girişimlerine
ilişkin önemli gelişmelere
denk düşen 'Filistin ile
Dayamşma Günü'
dolayısıyla, kendim ve
hükümetim adına, Filistin
halkının self determinasyon
hakkı da dahil olmak üzere
bütün yasal haklan. için
mücadelesine desteğimizi ve
dayanışmamızı bir kere
daha tekrarlamaktan
mutluluk duyarım" dedi.
Süleyman Demirel, "Filistin
ile Dayamşma Günü"
dolayısıyla BM'nin ilgili
komite başkanı Bayan Absa
Cladue Diello'ya gönderdiği
mesajda, ABD ile SSCB'nin
girişimleri sonucu "
Madrid'de düzenlenen
Ortadoğu Barış
Konferansı'mn toplanmasım
sağlayan uluslararası
toplumun, Filistin sorununa
hemen ve kalıcı bir çözüm
bulmayı amaçlayan
çabalannı görmenin
mutluluk kaynağı olduğunu
belirtti.
Kızıl Kmer'den
geri adını yok
• BANGKOK-PHNOM
PENH (AA) —
Kampucya'nın başhca
gerilla gruplanndan Kızıl
Kmerler, önceki gün
liderlerine karşı düzenlenen
saldınlara rağmen Paris'te
imzaJanan banş
anlasmasına uyacaklanm
açıkladılar. Kızıl Kmerler
radyosu, Paris anlaşmasımn
uygulanması amacıyla
çabalann devam ettirilmesi
çağrısında bulunarak "Paris
anlaşmasım bozmaktan
başka bir şey düşünmeyen
düşmanlann kurduğu
tuzaklara düşmemeliyiz"
dedi.
HaitiVlen göç
stirüyor
• GUANTANAMO
DENtZ ÜSSÜ (AA) —
Haiti'de askeri darbeden
sonra başlayan kaçışlann
surdüğü ve Küba'daki
Amerikan Guantanamo
üssüne sığınanlann
sayısının 10 bini
bulabileceği bildirildi. ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın
örgütlemesiyle bir grup
Amerikalı gazeteci önceki
gün üste kurulan sıgınma
kampını gezdiler.
jliz adaleti
• LONDRA (AA) —
İngiliz adaletinin hatası
yüzünden beş yıldır
cezaevinde yatan biri
Kıbnslı Türk, diğeri İngiliz
iki kişi, İngiliz Yüksek
Temyiz Mahkemesi
tarafından önceki gün
salıverildi. Londra'nın
kuzeyinde 1985 yıhnda
çıkan kargasada bir polis
memurunu öldürmekten
hüküm giyen Kıbnslı Türk
Engin Ragıp (25) ile
Winston Silcott ve Mark
Braithvvaite adlı iki siyahın
davalan, kendilerinden
alman ifadelerde polis
zorlaması, bozma ve
eklemelerin bulunduğunun
belirlenmesi üzerine Içişleri
Bakanlığı'nca temyize
gönderilmiş, hafta başında
davanın yeniden
görüşülmesine başlanmıştı.