Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 29 KASIM 1991
1920
BAKÜ
KONGRESİ
NEZİH UZEL
19201i ydlann Bakü'siı. Ezilmiş Doğu'dan geten insanların, kurtuluş umutlannı taşıdığı bir kent oluvermişti kongrenin başlamasıyla.
Büyük Asya'nınuyanışı— 1 —
Bazılannın "14 Savaşı", bazılannın
"Büyük Savaş", Osmanlı dedelerimizin
de "Harb-i Umumi" diye isim verdikleri
"I. Dünya Savaşı" sonunda Ingilizlerin
"Dersaadet: Mutluluklar şehri" lstan-
bul'u işgal edişlerinden 6 ay sonra topla-
nır ünlu "Bakü" Kongresi...
Bakü Kongresi, Kırgız-Tacik-Türkmen-
Özbek-Kazanlı gibi Asya Türklerinin ya-
nında Ermeni-Iranh, Arap-Kürt, Abaza-
Hintli, Gürcu gibi çok çeşitli Asya halk-
lannı da bir araya getirir...
III. Entemasyonal'in bir ürünü olmak-
la birlikte bu kongre, sonuçta ahşılmış ka-
naatle "Komintern"in Doğu'ya açılması
değil, "ezilmiş Dogu" halklannın Batı'-
ya baş kaldırmasına dönüşür...
Nitekim kongrede bizzat hazır bulun-
mamakla birlikte Tataristan'ın en şerefli
evladı Sultan Galiyev, toplantılarda yer
alan iki arkadaşı aracılığı ile kongrenin il-
ham kaynağı olur. Böylece Galiyevizmin
en guçlü tezi olan "Batı proletaryası bir
gün oralarda iküdara gelse, fabrikasının
nammaddeye itatiyacı yüzünden yine bizi
ezecektir" göruşu kongrede temsil edilir.
Ancak bunin bunlara rağmen 1920
Kongresi başanya ulaşmış bir kongredir.
Bu kongre sonucunda Doğu işçilerinin
devrimci örgütleri henuz zayıf olduğu için
"Küçük Burjuva DernokraÖar", devrimin
yükünü kendı omuzlarına almışlar ve şu
yaşadığımız gunlere kadar taşımışlardır.
Şimdi belki yerlerini başkalarına bırakı-
yoriar.
Gttçlfl bir silah
Kongre zabıtlanndan...
Oturum, 1 Eylü! 1920
Sabah 07.25
Başkan: Yoldaşlar, oturum açıldı. Bu-
rada hazır bulunanlan sükûnete çağınyo,-
rum. Yoldaş, sev-
gili ev sahiplerimi-
A sizin adınıza kar-
deşçe selamlama-
ma izin verin. (Al-
kışlar) Kentin deği-
şik semtlerinin sov-
yetleri ve Azerbay-
can Sendikaları
Kongresi ile bir
araya gelen işçi, kı-
zıl asker ve Bakü
bahriyelileri, Sov-
yet yetkili temsilci-
leri, dünya komü-
nizminin önderleri-
ni (alkışlar) Bakü
proletaryası ve
Azerbaycan emek-
çi yığmlannın tem-
silcilerini bu tören
birieşiminde karşı-
lamaktan mutlu-
luk duyar. Dünya
emperyalizmine
karşı savaşımızda
kullanılmak üzere
güçlu bir silah
urettiğimiz şu an-
da, tecrübeli yol-
daşlanmızıh yöne-
timi altında, göre-
vimizi onurla yeri-
ne getirmenin
umudu ve sarsıl-
maz gttveni içinde-
yiz (Alkışlar). Yol-
daşlar, bize şimdi hem uzak hem de ya
kınmış gibi görünen o zamanlarda, çarh-
ğın tunç boyunduruğu ile bize göz açttr-
madığı, tüm Rusya halklannın kendileri-
ni geniş bir cezaevi içinde sandıklan işte
o sırada, Bakü şehri çarlığa karşı savaşan
işçi merkezleri arasında başı çekiyordu.
Emperyalizme karşı "tihat"
"... Bakü Kongresi, Baü emperyalizmi-
ne karşı 'mukaddes cihat' çagnlan ile ka-
pandıysa da aslında ihtilalm Dogu'ya ya-
yıbnasmın sona erdiğini göstcriyordu. Ba-
kn'de toplanan delegeler, sosyalistlerle
kttçök ve orta sınıf milli burjuvalar ara-
snnda devamlı olabilceek bir ccphenln ku-
mlmasuu rcddederken ihtihdti hareketle-
rin j önetiminin henttz siyaa rüşte erişme-
miş f akir köylülerin eUerine bırakılması-
nı ongörürken, aslında Doğu'nun komü-
nistlerini ıssız ve tesirsiz izbelere kapamış
oinyoriardı. Difter yandan Ud ihtnalin, ya-
ni emperyalizme karşı milli kurtuluş ha-
reketinin ve feodaliteye ve yerli burjuva-
ziye karşı sosyalisl hareketin birlikte yü-
rütülmesi geregine işaret ediyor ve böyle-
ce Doğu ülketerinde bulunan tek diaamik
sınıfa dayandıklaruu açıkça ortaya koyu-
yorlardı. Bu sınıf, genç burjuvalar sını-
fıydı. Nihayet Ban'daki ihtlale öncelik ta-
nıyarak Dogu ihtilaliui belirsiz, fakat çok
uzak oldugu aşikftr bir taribe bırakıyor-
lardı..." (Kaynak: Stepte Ezan Sesleri,
Alexandre Bennigsen-Chantal Quelque-
jay)
Büyük savaşın
başlangıcı
"... Sultan Galiyev ve arkadaşlan
için Bakü Kurultayı 'ezilmiş
halklann' Batı'ya karşı açtıklan
büyük kurtuluş savaşının başlangıctnı
noktalamaktadır. 'Komıntern'
yöneticUeri için ise aynı kongrede
Dogu'ya yapüan çagn, Baü'yı
zayıflatarak dün>a devrimine giden
yoiları açma amacına yoneliktir..."
(Kaynak: Sultan Galiyev ve Sovyet
Müslümanlan, Alexandre Bennigsen-
Chantal Quelquejay, Paris 1960 shf.
138)
Doğu
devriminin yeri
"...EzUmiş halklann ilk kongresi
1920 eylülünde, Bakü'de,
Enternasyonal'in II. kongresinin
tavsiyesi üzerine kurnidu. Ancak kısa
zaraanda Komintern yönetitni ile
Dogu devrimine ozel bir yer
tanınmasını isteyen Rusya Müslüman
komünistleri arasında bir surtüsmeye
dönüştü..." (Kaynak: Marksizm ve
Asya, H. Carrere d'Encausse-Stuart
Schram, Paris 1%5, shf. 227)
GrevleT, nümayişler, ayaklanmalar,
devrimci mücadeleler söz konusu oldu-
ğunde Petrograd ve Moskova, Bakü, Var-
şova, Riga'dan sonra adını andığunız yaşlı
devrimcilerin hiçbiri 19O5'te devrim sıra-
sında, daha sonra 1917 burjuva devrimi-
nin arifesinde ve ekim mücadelelerinin
başlangıcında, Bakü fabrikalannın du-
manlan içinde yaşayan ve savaşan bizim
savaşçı işçimizin devrim önünde, Rusya'-
nın işçi sınıfı önunde, dünya işçi sınıfı
önünde vüklendiği proleterce ödevi her
zaman yerine getirmesini bildiğini asla
unutmadı.
Bakülü yoldaş-
lar, Batı proleterle-
rinin Doğulu köy-
lülere ellerini uzat-
maya geldiklerinde
geçecekleri kapı ol-
masuıdan öturü se-
ref sizin şehrinize
düştü. Şehriniz
şimdi insanhk tari-
hinin henüz kay-
detmemiş olduğu
yeni olayların geli-
şeceği, Doğu ve
Uzakdoğu'nun sa-
vaşın bilinçlendir-
diği ve sermayenin
gırtlağına yapış-
mak, dizleri ile
onun göğsüne bas-
mak zamanı geldi-
ğini anlamış olan
yüzlerce milyon
köylüsUnün temsfl-
eilerinin bir araya
gelecegi bir arena
olacaktır. Kapita-
lizmin yüz karala-
nna kesin olarak
son vermek gerek
ve şuna iyi inandık
ki henüz okuma-
yazma bilmeyen,
programımızı bil-
meyen, fakat asır-
lardan beri kendi-
lerinin sermaye
adına soyulduklannın iyice farkında olan
bu köylüler, Asya'nın bu onlarca ve yuz-
lerce milyon köylüsü Batı Avrupa ve
Amerika proletaryasından ohışmuş, ön-
cü birliğinin çağnsına yanıt vereceklerdir.
Yine ûıanıyonız ki Doğu halklan sıkı
bir bağdaşhk halinde birleşecekler, onla-
rın arasına ayrılık sokan her şeyi unuta-
caklar, kapitalizmin onlar arasında önce-
den sürdürmeyi çok iyi başardığı geçim-
sizlikleri unutacaklar ve ancak onlan bir-
leştiren, birbırine bağlayan şeyleri hatır-
layacaklardır. Biz sadece Asya ve Avru-
pa'nın değil, ama kapitalizme son vermek
ve yeni yaşamın yaratılmasına başlamak
için bütün dünyarun kardeşçe birliğinin
gerekliliğini duymaktayız.
Komünist Enternasyonal Batı'nın halk-
lan ile Doğu'nun uyanan halklarını bir-
biriyle buluşturmak için Bakü'den daha
iyi bir yer kararlaştıramazdı.
Başkan: Söz yoldaş Radek'te.
Radek: Doğu Halklan Kurultayı, özel
önemi olan tarihi bir anda toplanıyor. Ba-
kü şehrini duşüncesizce seçmedik. Uzun
yıllar suresince tranlılar, Turkler, Tatar-
İar, Baku'de kapitalizm tarafından ezile-
rek ve sömürülerek ve kalplerinde sosya-
list düşünce>i benimseyerek çalıştılar.
Biz burada Bakü'de, sosyalist devrim
nasıl doğdu, nasıl çarlığa karşı burada
mucadele atılımı yaptı, Bakü'den Iran'a
dönen emekçiler, tüm halklann kurtulu-
şu için mülkiyete ve sermayeye karşı mü-
cadele fikirlerini nasıl göturdüler, biliyo-
ruz. İçinde önceden burjuvazinin erişil-
mez lüksu ile işçılerin ve halkın yoksullu-
ğunun komşuluk ertikleri bu işçi kentinin,
dünya devriminin arenalanndan biri ola-
cağına, siyasal bilincin ona ışık saçacağı-
na, Komünist Enternasyonal tarafından
insanlann kurtuluşu için verilen mucadele
içinde şimdiden denenmiş Bakü proletar-
yasına emanet edilen Doğu devriminin
bayrağının orada zafer kazanacağına ina-
nıyoruz.
Yaşasın Baku proletaryası,
Yaşasın Doğu halklannın kurtuluşunun
öncüleri (Alkışlar).
Yann: Ankara'da Bakü korkusu
Sosyal demokraiiar tarhŞiyor Nedenyenıldik nasılkazamnz?
Acil sorun: Yeni politikalarüretmek
HÛSEYİN ÜNSAL
(Merzifon Belediye Başkanı)
Türkiye, 20 Ekim 1991 tarihinde neden
kaybetti. Sanınm bu tartışmalar bundan
sonra yapılacak ilk seçimlere kadar devam
edecek. Çünkü, sosyal demokratlar hiç-
bir zaman kazanmayı tartışmıyorlar. Her
zaman neden kaybettik, kim kaybettirdi,
kimler neden oldu gibi surgit bir çekişme
ile halkın önüne çıkıyorlar ve kaybediyor-
lar.
Türkiye'de 20 Ekim günü seçim yapı-
hrken dünyada neler oluyor? Dikkatle
bakmamız gereken konu bu. Dünya, de-
ğişim sürecini, çok hızlı ve beklenilenden
daha örgutlü olarak geçiriyor. Doğu-Batı
birbirleriyle entegrasyona giriyor. De-
mokrasi, banş ve ekonomik entegrasyon
rüzgârlan esiyor. Aslmda dünya artık sos-
yal demokrat ilkelerle donatılıyor. Türki-
ye'de bunun farkına sağ partiler vanyor.
Görüşler ona göre şekil değiştiriyor fakat
sosyal demokratlar bu gerçeğin farkına se-
çimden sonra vanyor. Çelişkiler, seçim
kanununun anti demokratiklıği, sol oyla-
nn bölunmuşlüğu, belediyelerin başansız-
lığı, HEP ile uzlaşma gibi şekli, spesifık
örneklermiş gibi gösteriliyor. Bunlar mut-
laka önemli nedenler. Ama asıl neden,
sosyal demokratların dünya gerçeğini
Türkiye'de görememesi. Değişimi süslü
pankartlarda, sloganlarda bırakması, içi-
ne sindirememesi. Asıl neden, sosyal de-
mokratların değişimi yapamaması. Uzlaş-
mayı sadece oy hesabı olarak görmesi.
Sosyal demokratlar değişmelidir. Sade-
ce sol oylan alarak iktidar olunur gibi ce-
bir hesabı yaparak seçimlere girmesi,
Türkiye halkına bu nedenle sırt çevirme-
si kaybetmenin esas nedenidir.
Gündem, Türkiye halkını refaha ulaş-
tırmak için politikalar uretmektir. Yeni-
lenmektir, değişmektir.
MÜZAFFER ÖNDER
(Samsun Belediye Başkanı)
20 Ekim seçimlerini aslında sosyal de-
mokrasi kazanmıştır. Yani sosyal demok-
rasiye bir başka parti de sahip çıkmıştır.
Sosyal demokrasi kazanınca sosyal de-
mokratlar yenildi demek bence yanhş bir
tabir olur. Ama sosyal demokrat parti
olarak biz Türkiye'de neden bu kadar za-
afa uğradık suali üzerinde duralım. Ba-
kıyorum toplumun milli gelirden az pay
alan bolumunün birçok konuda müdafa-
asım biz yapıyonız. Emeğe dayalı bir par-
tiyiz dedik. Hakikaten emeğın müdafaa-
sını da biz yapıyonız. 1961 Anayasası'nda
işçiler için ne kadar hak gelirilmişse ses-
lenişi bizden gelmiştir. Onca köylüye süb-
vansiyon, taban fıyatının en yüksek sevi-
yede seyrettiğinde hemen bizim katkımı-
zı göreceksiniz. Esnafın müdafaasını biz
yapanz. Sosyal demokratlar, sosyal de-
mokraside, sosyal devlette neyi müdafaa
etmişlerse bugün bu denilenlerin ön pla-
na çıktığını açık açık görmekteyiz. Ama
ben burada bir şey söyleyeceğim. Şunun
veya bunun kabahati belediyenindir veya
şu, bu şahsındır demeyeceğim. Sosyal de-
mokratlar Türk toplumu ile sosyolojik
banşma noktasını bulamamışlardır. De-
mokraside toplumla bütünleşebilmek ilnn
topluma güven, itimat vermek lazım. Bır-
de insana saygıyı ön planda tutuyor sos-
yal demokratlar. Onlara bir bütün olarak
saygılı olmak lazım diyorum. O halde bü-
tünune saygılı olmakta noksanhklanmız
var. Bu dediğim noktalardaki noksanük-
lan tamamlayabilirsek sosyal demokrasi-
nin zaferi sosyal demokratlann zaferine
dönüşür.
GÜRSELÖZ
(SHP Sinop Merkez İlçe Başkanı)
Partide başkanlık mücadelesi halka gü-
ven vermeyen bir parti imajı yaratmıştır.
Bu ayncalık artık bitmelidir. TV'de Star'-
m da tek yanlı yayınlan yenilgide etküi ol-
muştur. Halka güven veren bir görünüm
kazanmalıyız. Partide artık bütünlük ge-
rekmektedir. özellikle bu konunun hal-
ledilmesi SHP'yi birinci parti yapmaya ye-
tecektir. Bir de koalisyonu iyi değerlen-
dirmemiz gerekiyor. Sosyal demokrasiyi
SHP temsil etmektedir. Gelecegi de
SHP'deki olumsuzlukların giderilmesine
bağlıdır.
NADİR ALBAYRAK
(DSP Samsun İl Genel Meclisi Üyesi)
CHP çok partili sisteme geçişin öncü
lüğunü yaparak demokrasinin kurucusu
olarak demokratik açıdan tarihi bir gö-
rev üstlendi. Sosyal demokratlann 20
Ekim seçimlerindeki yenilgisini iki sosyal
demokratım diyen partinin olgusunda
aramak gerekir. SHP geniş kadrosuna
karşın tabana inememiş demokrasimLz
önünde tıkanıklık oluşturacak anti-
demokratik seçim yasasına evet diyerek ve
kendi bünyesindeki çelişkileri gidereme-
diğindenfcitlegüvenini yitirerek ve halkı-
mızı mahveden iktidar partisi yerine
DSP'nin Meclise girmesine engel olmak
için DSP'ye saldırdığından ve DSP'nin de
aday tespitlerinde tabanın, yani halkımı-
zın görüşleri doğmltusunda hareket ede-
mediğinden ve basının etkisiyle Ecevit'in
tutarh Güneydoğu politikasının çarpıüla-
rak Güneydoğu halkımıza yansıtılması her
iki partinin başansız bir seçim geçirmesi-
ne neden olmuştur. Eğer RP-MÇP-IDP
biçiminde bir ittifak olsa idi kazanan sos-
yal demokratlar olurdu. Sosyal demokrat-
lann kazanması için her iki sosyal demok-
rat parti, halkımızın istemi doğrultusun-
da hareket ederek daha doğrusu halkımız-
la bütünleşebildiği ölçüde kazanabilirler.
ERSOY OSTAY
(SHP Samsun İl Başkanı)
Parti içi birliğin mutlaka sağlanması ge-
rekiyor. En alttan en üst kademeye kadar.
Başka bir parti ile birçok konuda görüş
birliği sağbyoruz da sen-ben kavgasmı bir
türlü halledemiyoruz. Bu son derece yan-
lıştır. Ve taban, sosyal demokratlara gö-
nül bağlayanlar işte bunun için üzgün ve
kırgmlar. Parti içindeki ban kişiler kişi-
sel amaçlan uğrunda üye kaydmda etkin
ve bilinçli kişiler değil, sayısal çoğunluğu
tercih etmişlerdir. Aydın kesimini ikinci
plana itmişlerdir. Koalisyon protokolün-
de yer alacağını sandığımız olumlu yak-
laşımlarla birlikte parti içi yapılaşmanın
daha sağlıkh olacağını ve demokratik ku-
ruluşlarla daha iyi diyaloglar kurulacağı-
nı sanıyorum. Seçim sonucu hakkında üz-
günüz. Anlatamadık, anlaşılamadık. Sos-
yal demokrasi aslında Türkiye için en uy-
gun görüştür. Aslında fikirler düzeyinde
Türkiye'de sosyal demokrasinin egemen-
liği çok yakında açıkça gönilecektir. An-
cak bunun sosyal demokrat partilerde oya
dönüşmesinin gUçluğü sosyal yapımızda
aranmalıdır. Din istismanna son verilme-
diği muddetçe halkımızın bazı gerçekleri
görmesi güçleşmektedir. Laikliği henüz
tüm kitlelere anlatamadık. Bizden daha
çok aşın sol ekonomik görüşu olan RP,
din kisvesi alünda politika yapüğı için bu-
yük kesimden oy alabilmiştir. Bu örnek
üzerinde çok düşünmek gerekir. Tama-
men vahşi kapitalizm diye adlandırüan
sistemle bir yere ulaşüamayacağını ve hal-
kımıza uzun süre mutluluk getirmeyece-
ğini ANAP dönemiyle yaşadık, gördük.
Bu sistem sadece mutlu azınhğı daha çok
güçlendirmiş, fakir halkı çok daha geri
götürmüştür."
ALİ GAÜP ERGÜL
(SHP Sinop İl Başkanı)
Kaybetmemizi iki nokta üzerinde top-
luyonız. Birincüi genel yönetim sosyal de-
mokrat ilkeleri hayata geçirememiştir.
Ikincisi ise parti içi gruplaşmadır. Çekiş-
me olumsuz etkiler yaratmıştır. Nasıl ka-
zanabiliriz? Bir kere parti bütünlüğü ge-
reklidir. Şimdiden yapılacak kurultayın
sonuçlannı kabullenmek gerekmektedir.
Bireysellik bitmelidir. Sosyal demokrasi-
yi SHP temsil etmektedir. Sosyal demok-
rasinin gelecegi de onun için SHP'dedir.
lç sorunlar bitmeli ve yenileşmelidir. Sos-
yal demokrasinin geleceginden kaygımız
yoktur. Tüm dünya sosyal demokrasiye
giderken Türkiye'de tersinin olması müm-
kün değildir. Demirel bile bu seçünlerde
sosyal demokrat ilkeleri savunmuştur.
Suç sekterlikte
20 Ekim 1991 seçimlerinde sosyal de-
mokrat kanadın yenilgisini tartışırken
öncelikle % 69 oy alan ülkenin sağ ve
merkez sağ partilerinin durumuna ana-
Iitik olarak bakmak ve Süleyman Demi-
rel'ın kutlamaya değer başarısımn ne-
denleri üstünde düşünmek gerekmekte-
dir. 1980 yılı sonunda ülke genelinde ta-
rafsız bir kamuoyu yoklaması yapılsay-
dı, Demirel ve örgütünün bugün ulaştı-
ğı yeri görebilecek aydın sayısı acaba ne
olurdu? 12 Eylül darbesinden sonraki
günlerde arkadaşlanmın tarafıma sıkça
yönelttikleri "Ecevit ve Demirel'in du-
rumlannı naal göriiyorsunuz?" sonısu-
na verdiğim yanıtı burada da tekrarla-
mak isterim: "Onlar ülkenin yönetimi-
ne daha da güçlenerek döneceklerdir."
O tarihte bu teşhisim aşın hayalci bu-
lunmuştu.
Günumüze gelindiğinde Süleyman
Demirel konusunda yanılmadığımı, an-
cak Bülent Ecevit konusunda ise maa-
lesef aşın iyimserliğe kapıldığımı kabul
etmek durumundayım. Ecevit'in 26 yıl
üyelik ve genel başkanlığmı yaptığı
CHP'sini ve kadrosunu yalnızca terket-
mekle kalma>ip inkâr edeceğini kim, na-
sıl tahmin edebilirdi?
12 Eylül askeri yönetimi tarafından
kapatılmış partilerine, amaç, ilke ve
kadrolanna sahip çıkmak ve toparlan-
mak yerine, salt kendilerini daha ilerici
göstermek yanşı içinde CHP'yi hiçbir
zaman onaylamamış kişileri kadrolan-
na alarak örgütlerini zayıflatmayı seçti-
ler. Sosyal demokrat aydının görevi
CHP'nin kapatıhnasının nedenleri ve so-
nuçları üstüne duşünce üretmek ve kit-
leleri aydınlatmak olması gerekirken in-
kârcıhğı bilgelik sayan bu kişilerin çağ-
dışı karalamalannı gazete sütunlannda
halen okumaktayız.
Genç sosyal demokratın inceleme,
araştırma ve sorgulama ahşkanhğım
başlatması için en uygun kaynak konu
ülkemizin yakın tarihi olmalıdır. Kurtu-
luş Savaşımızı, TBMM ve Cumhuriyet'-
in kuruluşunu ve lnkılapları incelerken
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlan-
mn dayandığı itici gücün CHP olduğu
hemen görülecektir. 57 yıllık siyasal sü-
reç içinde amaç ve ilkelerini sürekb' ye-
nileyebümiş, cumhuriyet ve demokrasi
anlayışımn ilerici bekçisi dunımunu ko-
rumuş bu siyasal örgütün varlığının in-
kân, kadrolannm bolünmesini ve erime-
sini de beraberinde getirmiştir.
ALİ ŞABAN YAŞAROĞLU
CHP son dönem Istanbul
tl Yönetim Kurulu Üyesi
Solun ortak
evi olmadı
Sosyal demokratlar bir seçimin yenilgisi-
ni tartışıyorlar. Ve, tartışma, yenilginin acı-
sıyla daha bir hırçınlaşmış taraflann kavga-
sına dönuşuyor. Taraflann, duşuncelerini is-
tediklerince bağırmalarıyla demokratik gö-
rünüm korunurken kimsenin karşı tarafı
dinlememesiyle bir sağuiar diyaloğundan
öteye gidilemiyor. tçerik, yıllardır söylene-
gelenlerin yinelenmesi. Ecevit, uziaşmasız
tutumunu sürdurüyor: Yenilen sosyal de-
mokrasi değil SHP. Inönü'ye göre yenilgi-
nin nedeni parti içi sürtüşmeler, Baykal'a
göre ise sürtüşmeler başarı nedeni bile ola-
bilir!
Sosyal demokrat bir partide görüş ve fi-
kir çeşitliliğinin çokluğundan kaynaklanan
tartışmalar sonucu vanlan uzlaşmalann par-
tiyi daha bir zenginleştirip büyütmesi bek-
lenirken SHP'deki Baykal mı, Inönü mü
çıkmazı partiyi kısırlaştınp politikalar üre-
temeyen bir konuma sokmuştur. Yülann
tartışmalan bizleri hangi politik kültür zen-
ginliğe götürmuştür? Sosyal demokratlar
neredeyse sosyal demokrasinin bayrağını bir
sağ partiye kaptırmış; lider partisi-baba par-
tisi olarak bilinen bu sağ parti de halkı din-
leyen, politikalar üreten bir fıkir partisi sü-
recine girmiş, SHP'yi aşmak üzeredir.
Sağ partilerin tepesinde bir sihirli el, ser-
maye çevTesi, dunımun ivediliğine ve gerek-
sinimine göre partileri gruplara böler, çekiş-
tirir ve birleştirir.
Sol partilerin tepesindeki tek sihirli güç
ise halktır, sosyal demokrat kişilerdir, üye-
lerdir, delegelerdir. Daha önceki seçünler-
de halk yanılmıştır, ama suçlu değildir. Ya-
nılgı yinelenmıştir şimdi ve suçlu halktır.
Sosyal demokrat liderlerden beklenen,
karşısındakini hiç dinlemeksizin aynı kav-
gaları yinelemek yerine birazcık halkı din-
lemek olgunluğunu göstermeleridir.
Çözüm: Müzminleşmiş Baykal mı, Inö-
nü mu, Ecevit mı çıkmazını aşmak tek tek
sosyal demokratlara düşuyor. Sosyal de-
mokratlar, lime lime dökülen, artık çivi tut-
mayan solun evini "en baştan, hep birlikte
yeniden inşa etmeli", evin adı ne olursa ol-
sun tek bir çatı altında toplanma becerisini
göstermelidirler.
ALİ KIŞLAK
Madrid / tspanya