22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 29 KASIM 1991 1920 BAKÜ KONGRESİ NEZİH UZEL 19201i ydlann Bakü'siı. Ezilmiş Doğu'dan geten insanların, kurtuluş umutlannı taşıdığı bir kent oluvermişti kongrenin başlamasıyla. Büyük Asya'nınuyanışı— 1 — Bazılannın "14 Savaşı", bazılannın "Büyük Savaş", Osmanlı dedelerimizin de "Harb-i Umumi" diye isim verdikleri "I. Dünya Savaşı" sonunda Ingilizlerin "Dersaadet: Mutluluklar şehri" lstan- bul'u işgal edişlerinden 6 ay sonra topla- nır ünlu "Bakü" Kongresi... Bakü Kongresi, Kırgız-Tacik-Türkmen- Özbek-Kazanlı gibi Asya Türklerinin ya- nında Ermeni-Iranh, Arap-Kürt, Abaza- Hintli, Gürcu gibi çok çeşitli Asya halk- lannı da bir araya getirir... III. Entemasyonal'in bir ürünü olmak- la birlikte bu kongre, sonuçta ahşılmış ka- naatle "Komintern"in Doğu'ya açılması değil, "ezilmiş Dogu" halklannın Batı'- ya baş kaldırmasına dönüşür... Nitekim kongrede bizzat hazır bulun- mamakla birlikte Tataristan'ın en şerefli evladı Sultan Galiyev, toplantılarda yer alan iki arkadaşı aracılığı ile kongrenin il- ham kaynağı olur. Böylece Galiyevizmin en guçlü tezi olan "Batı proletaryası bir gün oralarda iküdara gelse, fabrikasının nammaddeye itatiyacı yüzünden yine bizi ezecektir" göruşu kongrede temsil edilir. Ancak bunin bunlara rağmen 1920 Kongresi başanya ulaşmış bir kongredir. Bu kongre sonucunda Doğu işçilerinin devrimci örgütleri henuz zayıf olduğu için "Küçük Burjuva DernokraÖar", devrimin yükünü kendı omuzlarına almışlar ve şu yaşadığımız gunlere kadar taşımışlardır. Şimdi belki yerlerini başkalarına bırakı- yoriar. Gttçlfl bir silah Kongre zabıtlanndan... Oturum, 1 Eylü! 1920 Sabah 07.25 Başkan: Yoldaşlar, oturum açıldı. Bu- rada hazır bulunanlan sükûnete çağınyo,- rum. Yoldaş, sev- gili ev sahiplerimi- A sizin adınıza kar- deşçe selamlama- ma izin verin. (Al- kışlar) Kentin deği- şik semtlerinin sov- yetleri ve Azerbay- can Sendikaları Kongresi ile bir araya gelen işçi, kı- zıl asker ve Bakü bahriyelileri, Sov- yet yetkili temsilci- leri, dünya komü- nizminin önderleri- ni (alkışlar) Bakü proletaryası ve Azerbaycan emek- çi yığmlannın tem- silcilerini bu tören birieşiminde karşı- lamaktan mutlu- luk duyar. Dünya emperyalizmine karşı savaşımızda kullanılmak üzere güçlu bir silah urettiğimiz şu an- da, tecrübeli yol- daşlanmızıh yöne- timi altında, göre- vimizi onurla yeri- ne getirmenin umudu ve sarsıl- maz gttveni içinde- yiz (Alkışlar). Yol- daşlar, bize şimdi hem uzak hem de ya kınmış gibi görünen o zamanlarda, çarh- ğın tunç boyunduruğu ile bize göz açttr- madığı, tüm Rusya halklannın kendileri- ni geniş bir cezaevi içinde sandıklan işte o sırada, Bakü şehri çarlığa karşı savaşan işçi merkezleri arasında başı çekiyordu. Emperyalizme karşı "tihat" "... Bakü Kongresi, Baü emperyalizmi- ne karşı 'mukaddes cihat' çagnlan ile ka- pandıysa da aslında ihtilalm Dogu'ya ya- yıbnasmın sona erdiğini göstcriyordu. Ba- kn'de toplanan delegeler, sosyalistlerle kttçök ve orta sınıf milli burjuvalar ara- snnda devamlı olabilceek bir ccphenln ku- mlmasuu rcddederken ihtihdti hareketle- rin j önetiminin henttz siyaa rüşte erişme- miş f akir köylülerin eUerine bırakılması- nı ongörürken, aslında Doğu'nun komü- nistlerini ıssız ve tesirsiz izbelere kapamış oinyoriardı. Difter yandan Ud ihtnalin, ya- ni emperyalizme karşı milli kurtuluş ha- reketinin ve feodaliteye ve yerli burjuva- ziye karşı sosyalisl hareketin birlikte yü- rütülmesi geregine işaret ediyor ve böyle- ce Doğu ülketerinde bulunan tek diaamik sınıfa dayandıklaruu açıkça ortaya koyu- yorlardı. Bu sınıf, genç burjuvalar sını- fıydı. Nihayet Ban'daki ihtlale öncelik ta- nıyarak Dogu ihtilaliui belirsiz, fakat çok uzak oldugu aşikftr bir taribe bırakıyor- lardı..." (Kaynak: Stepte Ezan Sesleri, Alexandre Bennigsen-Chantal Quelque- jay) Büyük savaşın başlangıcı "... Sultan Galiyev ve arkadaşlan için Bakü Kurultayı 'ezilmiş halklann' Batı'ya karşı açtıklan büyük kurtuluş savaşının başlangıctnı noktalamaktadır. 'Komıntern' yöneticUeri için ise aynı kongrede Dogu'ya yapüan çagn, Baü'yı zayıflatarak dün>a devrimine giden yoiları açma amacına yoneliktir..." (Kaynak: Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanlan, Alexandre Bennigsen- Chantal Quelquejay, Paris 1960 shf. 138) Doğu devriminin yeri "...EzUmiş halklann ilk kongresi 1920 eylülünde, Bakü'de, Enternasyonal'in II. kongresinin tavsiyesi üzerine kurnidu. Ancak kısa zaraanda Komintern yönetitni ile Dogu devrimine ozel bir yer tanınmasını isteyen Rusya Müslüman komünistleri arasında bir surtüsmeye dönüştü..." (Kaynak: Marksizm ve Asya, H. Carrere d'Encausse-Stuart Schram, Paris 1%5, shf. 227) GrevleT, nümayişler, ayaklanmalar, devrimci mücadeleler söz konusu oldu- ğunde Petrograd ve Moskova, Bakü, Var- şova, Riga'dan sonra adını andığunız yaşlı devrimcilerin hiçbiri 19O5'te devrim sıra- sında, daha sonra 1917 burjuva devrimi- nin arifesinde ve ekim mücadelelerinin başlangıcında, Bakü fabrikalannın du- manlan içinde yaşayan ve savaşan bizim savaşçı işçimizin devrim önünde, Rusya'- nın işçi sınıfı önunde, dünya işçi sınıfı önünde vüklendiği proleterce ödevi her zaman yerine getirmesini bildiğini asla unutmadı. Bakülü yoldaş- lar, Batı proleterle- rinin Doğulu köy- lülere ellerini uzat- maya geldiklerinde geçecekleri kapı ol- masuıdan öturü se- ref sizin şehrinize düştü. Şehriniz şimdi insanhk tari- hinin henüz kay- detmemiş olduğu yeni olayların geli- şeceği, Doğu ve Uzakdoğu'nun sa- vaşın bilinçlendir- diği ve sermayenin gırtlağına yapış- mak, dizleri ile onun göğsüne bas- mak zamanı geldi- ğini anlamış olan yüzlerce milyon köylüsUnün temsfl- eilerinin bir araya gelecegi bir arena olacaktır. Kapita- lizmin yüz karala- nna kesin olarak son vermek gerek ve şuna iyi inandık ki henüz okuma- yazma bilmeyen, programımızı bil- meyen, fakat asır- lardan beri kendi- lerinin sermaye adına soyulduklannın iyice farkında olan bu köylüler, Asya'nın bu onlarca ve yuz- lerce milyon köylüsü Batı Avrupa ve Amerika proletaryasından ohışmuş, ön- cü birliğinin çağnsına yanıt vereceklerdir. Yine ûıanıyonız ki Doğu halklan sıkı bir bağdaşhk halinde birleşecekler, onla- rın arasına ayrılık sokan her şeyi unuta- caklar, kapitalizmin onlar arasında önce- den sürdürmeyi çok iyi başardığı geçim- sizlikleri unutacaklar ve ancak onlan bir- leştiren, birbırine bağlayan şeyleri hatır- layacaklardır. Biz sadece Asya ve Avru- pa'nın değil, ama kapitalizme son vermek ve yeni yaşamın yaratılmasına başlamak için bütün dünyarun kardeşçe birliğinin gerekliliğini duymaktayız. Komünist Enternasyonal Batı'nın halk- lan ile Doğu'nun uyanan halklarını bir- biriyle buluşturmak için Bakü'den daha iyi bir yer kararlaştıramazdı. Başkan: Söz yoldaş Radek'te. Radek: Doğu Halklan Kurultayı, özel önemi olan tarihi bir anda toplanıyor. Ba- kü şehrini duşüncesizce seçmedik. Uzun yıllar suresince tranlılar, Turkler, Tatar- İar, Baku'de kapitalizm tarafından ezile- rek ve sömürülerek ve kalplerinde sosya- list düşünce>i benimseyerek çalıştılar. Biz burada Bakü'de, sosyalist devrim nasıl doğdu, nasıl çarlığa karşı burada mucadele atılımı yaptı, Bakü'den Iran'a dönen emekçiler, tüm halklann kurtulu- şu için mülkiyete ve sermayeye karşı mü- cadele fikirlerini nasıl göturdüler, biliyo- ruz. İçinde önceden burjuvazinin erişil- mez lüksu ile işçılerin ve halkın yoksullu- ğunun komşuluk ertikleri bu işçi kentinin, dünya devriminin arenalanndan biri ola- cağına, siyasal bilincin ona ışık saçacağı- na, Komünist Enternasyonal tarafından insanlann kurtuluşu için verilen mucadele içinde şimdiden denenmiş Bakü proletar- yasına emanet edilen Doğu devriminin bayrağının orada zafer kazanacağına ina- nıyoruz. Yaşasın Baku proletaryası, Yaşasın Doğu halklannın kurtuluşunun öncüleri (Alkışlar). Yann: Ankara'da Bakü korkusu Sosyal demokraiiar tarhŞiyor Nedenyenıldik nasılkazamnz? Acil sorun: Yeni politikalarüretmek HÛSEYİN ÜNSAL (Merzifon Belediye Başkanı) Türkiye, 20 Ekim 1991 tarihinde neden kaybetti. Sanınm bu tartışmalar bundan sonra yapılacak ilk seçimlere kadar devam edecek. Çünkü, sosyal demokratlar hiç- bir zaman kazanmayı tartışmıyorlar. Her zaman neden kaybettik, kim kaybettirdi, kimler neden oldu gibi surgit bir çekişme ile halkın önüne çıkıyorlar ve kaybediyor- lar. Türkiye'de 20 Ekim günü seçim yapı- hrken dünyada neler oluyor? Dikkatle bakmamız gereken konu bu. Dünya, de- ğişim sürecini, çok hızlı ve beklenilenden daha örgutlü olarak geçiriyor. Doğu-Batı birbirleriyle entegrasyona giriyor. De- mokrasi, banş ve ekonomik entegrasyon rüzgârlan esiyor. Aslmda dünya artık sos- yal demokrat ilkelerle donatılıyor. Türki- ye'de bunun farkına sağ partiler vanyor. Görüşler ona göre şekil değiştiriyor fakat sosyal demokratlar bu gerçeğin farkına se- çimden sonra vanyor. Çelişkiler, seçim kanununun anti demokratiklıği, sol oyla- nn bölunmuşlüğu, belediyelerin başansız- lığı, HEP ile uzlaşma gibi şekli, spesifık örneklermiş gibi gösteriliyor. Bunlar mut- laka önemli nedenler. Ama asıl neden, sosyal demokratların dünya gerçeğini Türkiye'de görememesi. Değişimi süslü pankartlarda, sloganlarda bırakması, içi- ne sindirememesi. Asıl neden, sosyal de- mokratların değişimi yapamaması. Uzlaş- mayı sadece oy hesabı olarak görmesi. Sosyal demokratlar değişmelidir. Sade- ce sol oylan alarak iktidar olunur gibi ce- bir hesabı yaparak seçimlere girmesi, Türkiye halkına bu nedenle sırt çevirme- si kaybetmenin esas nedenidir. Gündem, Türkiye halkını refaha ulaş- tırmak için politikalar uretmektir. Yeni- lenmektir, değişmektir. MÜZAFFER ÖNDER (Samsun Belediye Başkanı) 20 Ekim seçimlerini aslında sosyal de- mokrasi kazanmıştır. Yani sosyal demok- rasiye bir başka parti de sahip çıkmıştır. Sosyal demokrasi kazanınca sosyal de- mokratlar yenildi demek bence yanhş bir tabir olur. Ama sosyal demokrat parti olarak biz Türkiye'de neden bu kadar za- afa uğradık suali üzerinde duralım. Ba- kıyorum toplumun milli gelirden az pay alan bolumunün birçok konuda müdafa- asım biz yapıyonız. Emeğe dayalı bir par- tiyiz dedik. Hakikaten emeğın müdafaa- sını da biz yapıyonız. 1961 Anayasası'nda işçiler için ne kadar hak gelirilmişse ses- lenişi bizden gelmiştir. Onca köylüye süb- vansiyon, taban fıyatının en yüksek sevi- yede seyrettiğinde hemen bizim katkımı- zı göreceksiniz. Esnafın müdafaasını biz yapanz. Sosyal demokratlar, sosyal de- mokraside, sosyal devlette neyi müdafaa etmişlerse bugün bu denilenlerin ön pla- na çıktığını açık açık görmekteyiz. Ama ben burada bir şey söyleyeceğim. Şunun veya bunun kabahati belediyenindir veya şu, bu şahsındır demeyeceğim. Sosyal de- mokratlar Türk toplumu ile sosyolojik banşma noktasını bulamamışlardır. De- mokraside toplumla bütünleşebilmek ilnn topluma güven, itimat vermek lazım. Bır- de insana saygıyı ön planda tutuyor sos- yal demokratlar. Onlara bir bütün olarak saygılı olmak lazım diyorum. O halde bü- tünune saygılı olmakta noksanhklanmız var. Bu dediğim noktalardaki noksanük- lan tamamlayabilirsek sosyal demokrasi- nin zaferi sosyal demokratlann zaferine dönüşür. GÜRSELÖZ (SHP Sinop Merkez İlçe Başkanı) Partide başkanlık mücadelesi halka gü- ven vermeyen bir parti imajı yaratmıştır. Bu ayncalık artık bitmelidir. TV'de Star'- m da tek yanlı yayınlan yenilgide etküi ol- muştur. Halka güven veren bir görünüm kazanmalıyız. Partide artık bütünlük ge- rekmektedir. özellikle bu konunun hal- ledilmesi SHP'yi birinci parti yapmaya ye- tecektir. Bir de koalisyonu iyi değerlen- dirmemiz gerekiyor. Sosyal demokrasiyi SHP temsil etmektedir. Gelecegi de SHP'deki olumsuzlukların giderilmesine bağlıdır. NADİR ALBAYRAK (DSP Samsun İl Genel Meclisi Üyesi) CHP çok partili sisteme geçişin öncü lüğunü yaparak demokrasinin kurucusu olarak demokratik açıdan tarihi bir gö- rev üstlendi. Sosyal demokratlann 20 Ekim seçimlerindeki yenilgisini iki sosyal demokratım diyen partinin olgusunda aramak gerekir. SHP geniş kadrosuna karşın tabana inememiş demokrasimLz önünde tıkanıklık oluşturacak anti- demokratik seçim yasasına evet diyerek ve kendi bünyesindeki çelişkileri gidereme- diğindenfcitlegüvenini yitirerek ve halkı- mızı mahveden iktidar partisi yerine DSP'nin Meclise girmesine engel olmak için DSP'ye saldırdığından ve DSP'nin de aday tespitlerinde tabanın, yani halkımı- zın görüşleri doğmltusunda hareket ede- mediğinden ve basının etkisiyle Ecevit'in tutarh Güneydoğu politikasının çarpıüla- rak Güneydoğu halkımıza yansıtılması her iki partinin başansız bir seçim geçirmesi- ne neden olmuştur. Eğer RP-MÇP-IDP biçiminde bir ittifak olsa idi kazanan sos- yal demokratlar olurdu. Sosyal demokrat- lann kazanması için her iki sosyal demok- rat parti, halkımızın istemi doğrultusun- da hareket ederek daha doğrusu halkımız- la bütünleşebildiği ölçüde kazanabilirler. ERSOY OSTAY (SHP Samsun İl Başkanı) Parti içi birliğin mutlaka sağlanması ge- rekiyor. En alttan en üst kademeye kadar. Başka bir parti ile birçok konuda görüş birliği sağbyoruz da sen-ben kavgasmı bir türlü halledemiyoruz. Bu son derece yan- lıştır. Ve taban, sosyal demokratlara gö- nül bağlayanlar işte bunun için üzgün ve kırgmlar. Parti içindeki ban kişiler kişi- sel amaçlan uğrunda üye kaydmda etkin ve bilinçli kişiler değil, sayısal çoğunluğu tercih etmişlerdir. Aydın kesimini ikinci plana itmişlerdir. Koalisyon protokolün- de yer alacağını sandığımız olumlu yak- laşımlarla birlikte parti içi yapılaşmanın daha sağlıkh olacağını ve demokratik ku- ruluşlarla daha iyi diyaloglar kurulacağı- nı sanıyorum. Seçim sonucu hakkında üz- günüz. Anlatamadık, anlaşılamadık. Sos- yal demokrasi aslında Türkiye için en uy- gun görüştür. Aslında fikirler düzeyinde Türkiye'de sosyal demokrasinin egemen- liği çok yakında açıkça gönilecektir. An- cak bunun sosyal demokrat partilerde oya dönüşmesinin gUçluğü sosyal yapımızda aranmalıdır. Din istismanna son verilme- diği muddetçe halkımızın bazı gerçekleri görmesi güçleşmektedir. Laikliği henüz tüm kitlelere anlatamadık. Bizden daha çok aşın sol ekonomik görüşu olan RP, din kisvesi alünda politika yapüğı için bu- yük kesimden oy alabilmiştir. Bu örnek üzerinde çok düşünmek gerekir. Tama- men vahşi kapitalizm diye adlandırüan sistemle bir yere ulaşüamayacağını ve hal- kımıza uzun süre mutluluk getirmeyece- ğini ANAP dönemiyle yaşadık, gördük. Bu sistem sadece mutlu azınhğı daha çok güçlendirmiş, fakir halkı çok daha geri götürmüştür." ALİ GAÜP ERGÜL (SHP Sinop İl Başkanı) Kaybetmemizi iki nokta üzerinde top- luyonız. Birincüi genel yönetim sosyal de- mokrat ilkeleri hayata geçirememiştir. Ikincisi ise parti içi gruplaşmadır. Çekiş- me olumsuz etkiler yaratmıştır. Nasıl ka- zanabiliriz? Bir kere parti bütünlüğü ge- reklidir. Şimdiden yapılacak kurultayın sonuçlannı kabullenmek gerekmektedir. Bireysellik bitmelidir. Sosyal demokrasi- yi SHP temsil etmektedir. Sosyal demok- rasinin gelecegi de onun için SHP'dedir. lç sorunlar bitmeli ve yenileşmelidir. Sos- yal demokrasinin geleceginden kaygımız yoktur. Tüm dünya sosyal demokrasiye giderken Türkiye'de tersinin olması müm- kün değildir. Demirel bile bu seçünlerde sosyal demokrat ilkeleri savunmuştur. Suç sekterlikte 20 Ekim 1991 seçimlerinde sosyal de- mokrat kanadın yenilgisini tartışırken öncelikle % 69 oy alan ülkenin sağ ve merkez sağ partilerinin durumuna ana- Iitik olarak bakmak ve Süleyman Demi- rel'ın kutlamaya değer başarısımn ne- denleri üstünde düşünmek gerekmekte- dir. 1980 yılı sonunda ülke genelinde ta- rafsız bir kamuoyu yoklaması yapılsay- dı, Demirel ve örgütünün bugün ulaştı- ğı yeri görebilecek aydın sayısı acaba ne olurdu? 12 Eylül darbesinden sonraki günlerde arkadaşlanmın tarafıma sıkça yönelttikleri "Ecevit ve Demirel'in du- rumlannı naal göriiyorsunuz?" sonısu- na verdiğim yanıtı burada da tekrarla- mak isterim: "Onlar ülkenin yönetimi- ne daha da güçlenerek döneceklerdir." O tarihte bu teşhisim aşın hayalci bu- lunmuştu. Günumüze gelindiğinde Süleyman Demirel konusunda yanılmadığımı, an- cak Bülent Ecevit konusunda ise maa- lesef aşın iyimserliğe kapıldığımı kabul etmek durumundayım. Ecevit'in 26 yıl üyelik ve genel başkanlığmı yaptığı CHP'sini ve kadrosunu yalnızca terket- mekle kalma>ip inkâr edeceğini kim, na- sıl tahmin edebilirdi? 12 Eylül askeri yönetimi tarafından kapatılmış partilerine, amaç, ilke ve kadrolanna sahip çıkmak ve toparlan- mak yerine, salt kendilerini daha ilerici göstermek yanşı içinde CHP'yi hiçbir zaman onaylamamış kişileri kadrolan- na alarak örgütlerini zayıflatmayı seçti- ler. Sosyal demokrat aydının görevi CHP'nin kapatıhnasının nedenleri ve so- nuçları üstüne duşünce üretmek ve kit- leleri aydınlatmak olması gerekirken in- kârcıhğı bilgelik sayan bu kişilerin çağ- dışı karalamalannı gazete sütunlannda halen okumaktayız. Genç sosyal demokratın inceleme, araştırma ve sorgulama ahşkanhğım başlatması için en uygun kaynak konu ülkemizin yakın tarihi olmalıdır. Kurtu- luş Savaşımızı, TBMM ve Cumhuriyet'- in kuruluşunu ve lnkılapları incelerken Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlan- mn dayandığı itici gücün CHP olduğu hemen görülecektir. 57 yıllık siyasal sü- reç içinde amaç ve ilkelerini sürekb' ye- nileyebümiş, cumhuriyet ve demokrasi anlayışımn ilerici bekçisi dunımunu ko- rumuş bu siyasal örgütün varlığının in- kân, kadrolannm bolünmesini ve erime- sini de beraberinde getirmiştir. ALİ ŞABAN YAŞAROĞLU CHP son dönem Istanbul tl Yönetim Kurulu Üyesi Solun ortak evi olmadı Sosyal demokratlar bir seçimin yenilgisi- ni tartışıyorlar. Ve, tartışma, yenilginin acı- sıyla daha bir hırçınlaşmış taraflann kavga- sına dönuşuyor. Taraflann, duşuncelerini is- tediklerince bağırmalarıyla demokratik gö- rünüm korunurken kimsenin karşı tarafı dinlememesiyle bir sağuiar diyaloğundan öteye gidilemiyor. tçerik, yıllardır söylene- gelenlerin yinelenmesi. Ecevit, uziaşmasız tutumunu sürdurüyor: Yenilen sosyal de- mokrasi değil SHP. Inönü'ye göre yenilgi- nin nedeni parti içi sürtüşmeler, Baykal'a göre ise sürtüşmeler başarı nedeni bile ola- bilir! Sosyal demokrat bir partide görüş ve fi- kir çeşitliliğinin çokluğundan kaynaklanan tartışmalar sonucu vanlan uzlaşmalann par- tiyi daha bir zenginleştirip büyütmesi bek- lenirken SHP'deki Baykal mı, Inönü mü çıkmazı partiyi kısırlaştınp politikalar üre- temeyen bir konuma sokmuştur. Yülann tartışmalan bizleri hangi politik kültür zen- ginliğe götürmuştür? Sosyal demokratlar neredeyse sosyal demokrasinin bayrağını bir sağ partiye kaptırmış; lider partisi-baba par- tisi olarak bilinen bu sağ parti de halkı din- leyen, politikalar üreten bir fıkir partisi sü- recine girmiş, SHP'yi aşmak üzeredir. Sağ partilerin tepesinde bir sihirli el, ser- maye çevTesi, dunımun ivediliğine ve gerek- sinimine göre partileri gruplara böler, çekiş- tirir ve birleştirir. Sol partilerin tepesindeki tek sihirli güç ise halktır, sosyal demokrat kişilerdir, üye- lerdir, delegelerdir. Daha önceki seçünler- de halk yanılmıştır, ama suçlu değildir. Ya- nılgı yinelenmıştir şimdi ve suçlu halktır. Sosyal demokrat liderlerden beklenen, karşısındakini hiç dinlemeksizin aynı kav- gaları yinelemek yerine birazcık halkı din- lemek olgunluğunu göstermeleridir. Çözüm: Müzminleşmiş Baykal mı, Inö- nü mu, Ecevit mı çıkmazını aşmak tek tek sosyal demokratlara düşuyor. Sosyal de- mokratlar, lime lime dökülen, artık çivi tut- mayan solun evini "en baştan, hep birlikte yeniden inşa etmeli", evin adı ne olursa ol- sun tek bir çatı altında toplanma becerisini göstermelidirler. ALİ KIŞLAK Madrid / tspanya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle