22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I Cumhuriyet Sahıbı Cumhunyet Maıbaacıhk \e Gazetecıhk Turk Anonım Şırkelı adına Bcnn Nadı 0 Murahhas Uye Hmine Uşaklıgıl 0 Genel Yayın Muduru Hasaa Ccmal, Yazı Işlm Muduru Okay Gonensın 0 Haber Merkezı Mudurü. Yalçın Ba>er, Sayfa Duzenı Yönetmenı Ab Ac»r 0 Temsılcüer ANK\RA Ahmet Tın, IZMIR Hikmel Çttıaka>i. 4DANA ÇeUn Yıgenoglıı Ekonomr Meral Tamer, Dış Haberler Ergun Balcı, Kultur Celal Cster, Yurt Haberlen Necdet Dogan, Spor Danışmanı. Abdulkadir Yucelman, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma Şahin Alpay, Duzeltme Abdullah Vazıcı 0 Koordınator Ahmet Korulsan 0 Malı lşler Erol Krkul 0 Muhasebe Bulent Yener 0 Butçe-Planlama Sevgi Osraanbeşeoğlu 0 Reklam Ayşe Tonın 0 tdare Huseyin Gurer 0 Işletme Onder Çelik 0 Bilgı-Işlenr Nail lnal 0 Personel Sevgi Bostancıoğlu Bawn ıp )a\an Cumhume' Matbaaabk vs Gazaecıhk T \ Ş. Turkoca$s Cad 39/41 Cagajofhl 34334 ls[ PK 246 kunbul Tel 512 ı>< 05 120 hal), Jüa 22246, Fax (I) 526 60 ^2 0 Byrolar \.k.ra. Zı>a Ookalp Blv lnkılap S No 19 4 Tc! 133 'I 41 47, Ttloı 42344. F» (4) 133 05 65 0 l a r H Zıja Blv 1352 S. 2/3 Tcl 13 12 30. Tdej. 52359 Flt. (51) 19 53 60 0 A4m.' Inönu Cad 119 S No 1 Kal I Tel 19 y 52 (4 hat). Tdcs 62155 Fa* (71) 19 25 7g TAKVIM: 29 KASIM 1991 Imsak: 5.29 Guneş: 6.59 öğle: 11.57 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.09 Öjretmen 30 saat derse tepkî jcfeteriyor tstnbul Haber Servisi — kamurdaki orta dereceli iulkda görev yapan öğret- Knke, Vali Hayri Kozakçı- 0 ı Urafından getirilen haf- •b X) saat derse girme zo- anhıhgu, tepkilere neden olu- jor. Ejıtim-tş Sendikası tstan- M & Baş Temsilcisi Ruhi Çan- tathı. Valı Kozakçıoğlu'nun *aw*cıt yasalan uygulamayıp, ladj Idşisel, hukuk dışı tav- t/m Mntna çozum aradıgını" rtrfed. Çutoğlu, dün yaptığı açık- lanad», "Valflik bir devtet me- •uiotadur. Vali de yasalan, jMtliMİilılfii ve tüzükleri ny- griamida gorevtidir. Yürüt- neaİB bntün tasarnıflannn yısılara aygnn olması bir ge- nd hukuk kuralıdır" dedi. Bazı okullardaki öğretmen yetcrsizliği sorununun, öğret- roen kurullannda, öğretmen sendikalannda tartışılarak çö- zümlenebileceğini, sorunun çözümünün, öğretmenın hak- lannı hıçe sayarak, ıstegı dışın- da fazla ders yuklemek olma- dıgını behrten Ruhı Çanlıoğ- lu'na göre "ivedi çözümler" şunlar "— Yeterlik sınan babane edüerek acıkta bırakılan bin- leree ögretmene görev verttme- si. — 1980 sonrası, 1402 ve de- gişik nedenierie veya gerekçe- siı olank göıevierinden uzak- laşunhn ogretmenlerin, tüm haklan verilerek, görevlerine döMİunılmesi. — Ö içinde ogretmenlerin ihtiyaaı göre dengeli dagılımı- nu saglanması. — Çagdaş, gerçekçi bir üc- ret potiükasının uygiıtanma«r "30 saat derse gireceksin" demenin, hükumetin progra- mına ve eğıtim konusundaki anlayısına da aykın olduğunu söyleyen Çanlıoğlu, "Bizler, Eğtinvts üyderi olarak, bn yasadışı uygulamamn durdu- rulması için yasal baklanmızı anyacak, 'hukukun UstUnlüğü ilkesi'ni yaşama geçinneye caüjacagız" dedi. Tablo kürkler 2.5 ile 6 milyon lira arasında satılacak. (Fotoğnf: Ml HARREM AYDIN) Bıı kış kadınları ressamlar ısıtacak isUnbul Haber Servisi — Moda dünyasında pazardan pay kapma savaşı yaratıcılığın smırlarını zorluyor! Picasso, Renoir, Joan Miro, Henri Ma- tisse, Seurat, Lautrec, Gaugjn ve Kandinsky gibi dünyaca ün- lü ressamlar eğer önceki ak- şam Pera Palas Oteli'nin tari- hi salonunda düzenlenen defî- leyi izleselerdı herhalde çok şa- şınrlardı. Modacı Mostafa Kop, fikir babasT olduğu bir yöntemle Türkiye'de ilk kez Merinos ko- yunundan urettiği kürk ve pal- tolara bu ünlü ressamJann bazı tablolannı aynen aktarmış. Ta- mamen el işçiliğiyle yaratüan tablo görünumündeki kürk ve paltoların gösterildiği defıleyi izleyen davetliler, şaşkınlık ve beğeniyle baktıklan ürünlerle ilgili olarak aralarında u Sanat gaterisiııe mi geldik yoksa de- füeye mi?" ya da "Tablo gibi manken yahn!" yorumlannı ve arkalarına dünyaca ünlü ressamlann eserlerinin aynısını işleyen Mustafa Kop, "nodada çizgierin sanatla bütinkşmesi" olarak nitelen- dirdiği kürklerin 2.S milyon ile 6 milyon lira arasında satıldı- ğuu söylüyor. Rengârenk kurk ve paltolar yakında Avrupa ve ABD'nin ünlü mağazalarında satışa sunulacak. Kiev'deyapüan X)smanlı Imparutoriuğu ve Ukrayna" konferunsında tarihin gölgede kalan bir bölümü de alındı Ukrayna'da Osmanlı izleritLBER OKIAYLI KtEV — Ukrayna'nın baş- kenti Kiev'deki, "Osmanlı tmparatorluğn ve Ukra>na" konferansı 18 Ekim-20 Ekim 1991 tarihleri arasında yapıldı. Ağırlıklı konu Zaporojye Ka- zaklan ve Kınm Hanlığı idi. Kuşkusuz iki ülke tarihinin önemli bir bölümü bu iki konu etrafında dönüyor. Ukrayna; ilk defa böyle bir kongreye Simfe- ropol (Akmescit) Üniversitesi mensuplan ve Kınm'daki bazı tarihçileri de davet etmişti. Nitekim kongre sonunda Kı- nm'a bir geâ tertiplendi. Simfe- ropol, Sudak-Kefe, Bahçesaray gezüdi. Hansaray'tn kısmen res- tore edildiği, ama özellikle Kı- nm hanlarının turbelerinin ha- rap olduğu görülüyor, evvelce depo olarak kullanıldığı anlaşı- byordu. Sarayın bir salonu Puşkin'in Bahçesaray Çeşmesi ile ilgili re- sımlerine ve belgelerine tahsis edilmiş; ünlü şairin Bahçesaray Çeşmesi adlı eseri olmasa belki bu saray da zamanın ihmaline terk edilır, harap olurdu. Puşkin'in şiiri Büyük adamlar zamanlanm ve mekânlannı aşan ve dar mil- liyetçiligi onkyen yaşam ve eser- leriyle herkesin saygısım kazanı- yorlar. Puşkin, bir başka uygar- lığa da saygı duyup onu teren- nüm eden büyük bir şair. Türkiye ve Sovyetler arasında 60 yıllık soğukluk yaşanmış ve elan yaşanan tarihin yazunııu sapürmış, Osmanlı ve Ukrayna tarihinin aslına uygun yorumu- nu geciktirmıştir. Kongredekı her biri alamna bir katkı olan tebliğlerde bu sorunun vurgu- landığı görülüyordu. İki ulkenuı birikimı guçlü tarihçüen, kaybo- lan zamanın bilançosunu çıka- nyor ve adeta en yakın gelecek için umıt vaat eden bir tarih ya- zunının temellerini atıyorlar. Kkv 19. yüzyılda Kiev şehri 10. asırda Rus kili- sesinin tarih sahnesine çıktığı bir alan. Kiev, bugünkü Rusya'nın mı, yoksa çağdaş Ukrayna'nın mı, yoksa bu birbirine yakın iki Slav halkın müşterek tarihinin veşerdiği alan mı? Bu sorunun tartışmasına ginneyelim, kanşık bir konudur. Ama şimdilerdeİju karışık meseleyi sadece Ukray- nalı tarihçılenn değil, sokaklar- da binker. halkın bile yaptığı gö- rüluyor; "Knez Vladiıııir'in ve- ya Yaroslav'ıa bagnnkii Rasla- nn atası olduğuno kim söylemiş kl, oalar Ukraynalı" diyorlar. Stolypin'in mezan Sokaklarda satılan posterler- de Kiev knezlerinin portrelerini Kazak Hetmanlannın izlediğı ve hepsinin Ukrayna tarihinin yö- neticileri olarak sıralandığı so- yağaçlan yer alıyor. Kiev 19. asn yaşıyor. Dnepr kıyısmdaki tepelerde yer alan Ortodoks Slav dünya- sının eski manasürlanndan Pe- çerskaya Lavra (Mağra manas- tın) mistik ve cezbe halindeki gruplarla dolup taşıyor. Eylül 1911'de Kiev'de tiyatroda öldü- rillen çann başbakanı reformcu Stolypin'in Aziz Mihail Kilisesi avlusundaki mezan bir ara bu- radan atdmışken şimdi tekrar aynı yere taşınmış ve ziyaretçisi pekbol. Sokaklarda Ukrayna bayrak- lan, dini semboller ve tartışan kalabalıklar. Ukrayna ve Rus- ya'yı 17. asırda birleştiren ünlü Hetman Bogdan Hmelnitzki- nin, iyi mi yoksa kötu mu bir iş yaptığı tartışılıyor. Kimlik tartışması: Kiev kentinde Ukraynalılar köklerinin Rusya'ya mı yoksa Ukrayna'ya mı ait olduğunu tartışıyorlar. Kiev sanki 19. yüzyılı yaşıyor. Konferansta Ukraynaca ve Türkçe konuşuluyor. İlk kez İngilizce 3. plana düşüyor. Stolypin'in mezan: Kiev'de tiyatroda öldürülen çarın başbakam reformcu Stolypin'in mezarı atıldığı yerden alınıp yeniden Aziz Mihail Kilisesi avlusuna taşınmış. Ziyaretçisi pek bol. Sokaklarda Ukrayna bayrakları, dini semboller ve tartışan kalabalıklar var. noksanlıklanna aldırmayıp teb- liğlerini ille de Ukraynaca oku- yorlar. Turkiye'den gelen tarih- çilerimiz de Türkçe okuyorlar. Konferans düzenleme kurulu bunu özellikle istedi. Bu dilleri anlayamayanlar bu işierle uğraş- masın der gibiler. İlk defa ulus- lararası bir konferansta tngiliz- cenin ıiçuncu dereceye duştuğü- nü görüyoruz. Lvov'dan Prof. Yaroslav Daş- keviç'in "Osmanlı İmparatoriu- gu'nun parçası olarak Ukrayna" başkkh tebüğini ilgiyle izliyonız. Paris'ten Prof. Gilles Veinstein1 in "Osmanülann Kazaklar hak- kındaki bilgileri ve poütikalan" konulu tebliği bunu izüyor. TebUğler Osmanlı tarihinin en zayıf bil- diğimız yanı kuzey bölgeleri, ya- ni Karadeniz bölgesi. Oysa dün- yanın bu köşesinde tarih henüz yaşıyor, yani etkileri henüz yo- ğun ve canlı, bunun için iyi bil- mek gerekli. Istanbul Marmara Üniversite- si'nden Metamet Genç, "18. yüz- yılda Karadeniz ticareti" uzerin- de konuşuyor. Karadeniz Slav halklanna 18. yuzyıla kadar ka- palı kalmış. Prof. Omelyan Prit- zak, "18. yüzyılda Ukrayna Ka- zaklan ve Osmanlüar arasmda- ki antlaşmalan" ele alıyor. öne sürdüğü tez şu: Osman- lılar Moskova Rusyası'ndan ön- ce Ukrayna dünyası ile ilişkidey- di. Rusya bu bölgeye geç gelen bir komşu. Viktor Ostopçuk, "17. yüzyılda Osmanlı arşivleri- ne göre Osmanlı Ukrayna böl- gesuin sınıriannT tespit ediyor. Prof. Mehmet Ipşirli, Osmanlı vekayinamelerindeki Ukrayna tarihi ile ilgili bilgileri sergiliyor. tlhan Şahin, Akkerman tari- hi; Macar Maria Ivaniçs "Haps- burg Avusturya ve Kınm Hanlı- ğı ilişkileri" üzerinde durdu. Fe- ridun Emecen, arşiv vesikalan- na değiniyor. Metin Kunt, Osmanh-Ukrayna ilişkilerini ge- nel olarak değerlendınyor. Bun- lar iki buçuk günlük konferans- lardan bazı tebliğler. Son gun Osmanh Arşivleri Müdürü Ya- suf Haiacoglu Ukrayna bilgin- lerini Osmanlı arşivlerini de tet- kike davet etti ve ilgili koleksi- yonlan tanıttı. Kiev operasında Ukraynalı ulusal besteci Gulak Artemovs- kı'nin "Tnna'da Zaporojye Kazaklan" adlı operasını dinlı- yoruz. Osmanlı sultamnın Tu- na'da rehin tuttuğu Kazaklar arasında geçiyor konu. Mozart'ın "Saraydan Ku Kaçnma" adlı eserindeki üslup, tür ve espri var. Âlicenab Türk valisi sonunda Kazaklan bağış- hyor ve serbest bırakıyor. 19. yuzyıhn Doğu Avnıpahsı Türk unsuru kolay unutamıyor, olumlu olumsuz hep anıyor. Ukrayna Sovyet dünyası içinde- ki kaynaşmalar içinde gözlerini Batı'ya çevirmiş, ama Turkiye ile ilgüenmeden, Türkiye'ye baş- vurmadan edemiyor. Bunu bilim hayatında da ik- tisadi geleceğin planlanmasında da gözlemek mumkün. Bugü- nün Ukraynası yeryüzünün en bereketli topraklan üzerinde sı- kıntı çekiyor, ama geleceğe bü- tün Sovyetler gibi yarı umutlu, yan ürkek bakıyor. Geçmişle ge- leceği inşa etmek istiyor, yakın tarihi ise silmek niyetinde. Slav dünyası ile olan gecmişimiz çok önemli, geleceği birlikte dostça inşa edecek kadar. Lkravna'nın başkenti Kiev'de "Osmanlı Imparaturluğu ve Ukrayna" konferansına katılanlar toplu taalde. Ukmyna'daki konfenmsm ve Doğubilimi amştırmalannın tarihçesinde kısa birgezjnti Kırımskiy'rılnyeniden canlanışı İngilizce 3. dil Böyle bir ortamda da kültür sarayında 'Ukrayna ve Osmanlı İmparatorlugv' konferansı top- lamyor. Tebliğlerin hepsi ilginc, emek mahsulü. Son yıllarda kongre turizmi dolayısıyla yavanlaşan tebliğle- re burada rastlanmıyor. Ukray- nalı bilginler anında çevirinin Ukrayna'da 1929 yılı haziran aylarında toplanan "Doğubilimciler Kongresi'ni" Cumhuriyet gazetesi adına Fuat Köprülü izleyip yazmıştı. O zamanlar bu kongreye önderlik eden ünlü bilgin A. Kırımskiy vardı. Kınmskiy (Araştırmaa-bilgin) Kiev'deki 'Ukrayna ve Osmanh tmpara- torluğu Konferansı'nın tarihçesine göz atar- sak karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: 1929 yüı haziran ayı başlannda Ukrayna1 nın Harkov şehrinde Türkoloji tarihinin önemli kongrelerinden biri 'Ukrayna Do- ğubUimciler Kongresi' toplanmıştı. Turkiye'den Fuat Kopnilü'nün katıldığı ve kongre intibalarını "Cumhuriyet" gaze- tesinde yayımladığı görülüyor. Fuat Köprü- lü, bu kongreden Ukrayna, Rusya ve Tür- kiye'deki Türkoloji tetkiklerinin geleceği üzerine büyük ümitlerle ayrümıştı. O tarihte Ukrayna Bilimler Akademisi Doğubilim Enstitusü'nün başında unlü bü- gin A. Kınmskiy vardı. Kınmskiy, 19. yuz- yıl ve 20. yüzyü başındaki Rusya ve Ukray- na aydın muhitinin tipik temsilcisidir. Uk- rayna'mn bu dönemdeki unlü tarihçilerinin başında gelen bir kişi de bağımsız Ukray- na Rada Cumhuriyeti'nin başkanhğını ya- pan ünlü tarihçi Hruşeyski'dir. Kınmskiy, yanm duzine Avnıpa dili bi- lirdi. Bu düzinenin içinde Fince dahi var- dı. llave olarak Doğu dıllenni biüyordu. Bu- na rağmen hayatında hiçbir makalesini Al- manca veya Fransızca yazmamıştır. Dilde ulusalcüık.'asnnın ve bilimde anadilini ge- liştirme akımının şampiyonuydu. Anadili- ni zengmleştirmek için onu işlemek ve o dil- de yazmak gereğine inanmıştı. Köprulü'nün Ukrayna ve Rusya Doğubi- limciliği ve bu hayran olduğu muhitin Tür- kiye ile ilişkileri üzerindeki umutlan gerçek- leşmedi. 1930*lardan itibaren Türkiye ve Sovyetler arasında soğukluk rüzgârlan es- meye başladı ve 1940larda iki taraf birbir- lerinın neşnyatını ve basınım dahi takip ede- mez hale geldiler. 193O*lann başında bir trajik olay daha vu- kua geldi. Moskova, Sovyetler Birhği için- dekiDoğubilim araştırmalannı tek merkez- de toplamak gerekçesıyle Ukrayna Akade- misi ve üniversitelerindeki Doğubilim ens- titülerini en başta Kınmskiy Enstitüsü'nü kapattı. Bu kuşkusuz Ukrayna aydınlannın dış dünyayla kendi başlanna ilişki kurmalan- nı yasaklayan bir tasarruf olarak değerlen- dirilmiş ve bir burukluğun nedeni ohnuş- tur. Enstitüsü kapatıldıktan sonra Kınms- ki/nin akıbeti pek parlak olmadı. Işsiz kal- dı ve ortalarda görünmedi. 1940'larda Kazakistan'da bir hapis- hanenin revirinde öldü. Ukrayna şimdi onun enstitusünü yeniden kunıyor ve ismini veriyor. Enstitünün direk- törlüğüne dış dunyadaki Ukrayna bilginle- ri arasında hakb bir üne sahip olan Har- vard Üniversitesi tarih profesörlerinden ve Ukrayna Araştırmalan Enstitusü'nün Mü- dünı Omeijan Pritzak, Ukrayna Bilim Aka- demisi uyesi seçilerek tayin edildi. Ukraynah başkana saldırı • MOSKOVA (AA) — Ukrayna Parlamentosu Başkanı Leonid Kravçuk'un, devlet başkanhğı seçimi kampanyası çercevesinde bulunduğu Harkov kentinde meydana gelen saldında, bir koruma görevlisi ağır yaralandı. Interfaks ajansı, Kravçuk bir pazar yerinde halkla konuşurken bir kişinin, parlamento başkanının koruma görevUlerinden birini bıçakla ağır şekilde yaraladığını bildirdi. Ajans, saldında Kravçuk'a bir şey ounadığını ve saldırganın yakalandığını kaydetti. Harkov'daki yerel gazeteciler ise saldırganın Kravçuk'u bıçaklamak istediğini, bir koruma görevlisinin araya girerek Parlamento Başkam'm korudugunu ve kendisinin yaralandığını söylediler. Türkiye'yi taıutmı fibııi • Haber Merkezi — Young & Rubicam / Reklamevi'nin tskandinav ülkelerinde ya>ımlanmak üzere Turizm Bakanlıgı için gerçekleştırdiği tanıtım filmi, reklamcılık dunyasımn en büyük yanşmalanndan biri olan "International Film and TV Festival of New York"ta fınale kaldı. 34 yıldır yapılan festivalde bu yıl 47 ülkenin ajanslan yanştılar. "Türizm ve Seyahat" dalında fınale kalan film 60 saniyede Türkiye'nin doğal ve tarihsel guzelliklerini mizahi bir dilde tanıtıyor. Finalistler 10 Ocak 1992'de altın, gumüş, bronz madalya için yanşacaklar. bu yıl Y&R / Reklamevi'nin Türk Hava Yollan için hazırladığı basın kampanyası da Epica ödüllerinde finahst olmuştu. Iiselilere prezervatif • Haber Merkezi — ABD'nin New York kentindeki liselerde öğrencilere prezervatif verme uygulaması başlatıldı. International Herald Tribune gazetesinin haberine göre öncelikle iki lisede başlatılan uygulamada öğretmenler ve belletmenler isteyen öğrencilere prezervatif veriyor. Bu iki pilot okula iki hafta içinde on altı lisenin daha katüacağı bildirildi. New York yetkiüleri 1992'ye kadar da 120 lisede 260 bin öğrencinin prezervatif dağıtüması uygulamasından yararlanabileceğini söylediler. New York belediyesi uygulamayı başlatma karan aldığmda kilise ve bir grup öğrenci velisinin sert tepkileriyle karşılaşmıştı. Altm Koza Film Festivali • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Burosu)— Eski film sanatçısı Demir Karahan, Altın Koza Film Festivali'ni yapmak üzere kunılan Koza Kültür Şirketi'ndeki genel müdürlük ve murahhas üyelik görevlerinden istifa etti. Festivali, şirket ortağı Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selahattin Çolak ve diğer yöneticilerinin sanat ve kültüre olan duyarsızhğı yüzünden 3 kez ertelemek zorunda kaldıklaruıı öne suren Karahan, "Koza Şirketi'nden Altm Koza Film Festivali'ni gerçekleştinnek amaayla ayrilıyorum" dedi. Cermhpaşa Tıp Fakülîesi Dekanı Insel, gazetemize açıklama gönderdt 'Cerrahpaşa'da huzursuzluk yok'Prof. Hürol İnsel açıklamasında, Prof. Aktuğlu'nun görevden alınmadığını, disiplin soruşturması tamamlanana kadar "görevden uzaklaştırıldığını" belirtiyor. Haber Merkezi — Gazetemi- ması gereği ve tamamen huku- zin arka sayfasında dün yer alan "Cerrahpaşa karıştı" başhklı habere ilişkin olarak tstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi Dekanlığı'ndan gazete- mize bir açıklama geldi. Fakül- te Dekanı Prof. Dr. Hürol tn- sel'in imzasını taşıyan açıklama- da şöyle deniyor: 1- Istanbul Üniversitesi Cer- rahpaşa Tıp Fakültesi'nde "huzursuzluk" bulunduğuna üişkin beyan ve yazılar gerçeğe aykındır. Ortada bir huzursuz- luk bulunmadığına göre Prof. Dr. Yüdınm Aktuğlu'nun hak- kında açılan disiplin soruştur- ka uygun olarak verilen geçici görevden uzaklaştırma karan- nın da "var olan huznrsuzluğu su yttzüne çıkardıgı" iddia edi- lemez ve bu iddialaı gerçeklere aykındır. 2- Prof. Dr. Yüdınm Aktuğ- lu hakkında açılan soruşturma devam ettiğinden, hukuk kural- lan ve usulü gereği soruşturma- yı şu veya bu şekilde etkilemek yerinde olmayacağından, Prof. Dr. Yıldınm Aktuğlu'nun disip- lin soruşturmasına konu oluştu- ran eylemleri ve davramşlan hakkında, esasa ilişkin aynntılı açıklamalar yapmak istemekle birlikte, gazetenizin haberinde yer alan hususlar ve iddialar hakkında ve tamamen bu çerçe- vede, gerçeğm nasıl olduğunu göstermek ve kamuoyunu ay- dınlatmak amaçlanyla, aşağıda- ki hususlan da belirtmek iste- rim: a) Prof. Aktuğlu'nun tç Has- talıklan Anabilim Daü Başkan- hğı seçimi öncesi yayuıladığı ya- züı metin iddia edildiği gibi bir mektup değildir. Hakaret dolu bir bildiridir. Nitekim, hakaret ve haksız suçlamalar dolu bu bildiri ile de yetinmeyen Sayın Aktuğlu, da- ha sonra herhangi bir izin ve yetkisi olmadan, öğretim üyele- rinin bulunmadığı bir zamanda öğretim üyesi odalarma girmiş; ne amaçla yaptığını kestireme- diğim bir şekilde, odalarda re- simler çekmiş ve hakkı olmadı- ğı halde, dekardığa hakaret do- lu mektuplar yollamıştır. Bu eylemlerinin hepsi bir di- siplin suçu oluşturduğu kamsıy- la Prof. Aktuğlu hakkında di- siplin soruşturması açılmıştır. b) Prof. Aktuğlu görevden alınmamıştır. Üniversite mevzu- atmda "görevden alma" mües- sesesi yoktur. Sadece 2547 sayüı kanunda değil, daha önce yü- rürlükte bulunan 1750 sayüı ka- nuna bağü üniversite mevzua- tında da disiplin soruşturması- na ilişkin olarak ve tamamen soruşturmanm selameti açısın- dan uygulanan ve bir ihtiyati tedbir niteliğinde olan, "görev- den uzaklaştırma" kurumu var- dır. Bu hukuki kurumun ve yö- netmelik hükmünün, yukanda açıklanan nedenierie, 1980 ön- cesi de bulunduğu için, bir as- keri diizenle ilgisi yoktur. Yal- nız üniversite öğretim elemanla- nnı değil, tüm kamu görevlile- rini ügüendiren butun hukuk düzenlerinde, olağan zamanlar- da disiplin soruşturmasının uy- gun ve tarafsız yapüması neden- leriyle, geçici olarak ve bir ted- bir mahiyetinde olan bu kurum bulunmaktadır. Bu bir ceza de- ğüdir ve zaten, tarafsız öğretim üyelerinin yaptıklan soruştur- manın sonucuna göre hareket edilecektir. c) Disiplin soruşturması de- vam ederken bu sonışturmayı etkilemek amacıyla ve gerçeğe aykın olarak, kimi öğretim üye- lerimizin yaptığı bu tür açıkla- ma ve yazılann, genel hukuk ve basın kuralları ile bağdaşmaz. HUKUMET VE PROGRAMI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle