Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
! KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURÎYET/7
demokratiar tartişiyor Nedenyenildik,nasılkazanırız?
ESKÎ DlYARBAKIR MlLLETVEKÎLlFUATATALM
Değişim her alanda engellendiNeden yenildik... Her şeyden önce
Türkiye'de gerçek demokrasinin olma-
ması sosyal demokrat siyasetin örgüt-
lcnmesi önünde en büyük engeldir. Vaı
olan yasaklarla, sivil örgütlenme önün-
deki cngellerle, secilmişlerin dışmda
agırlıgjru koruyan kurumlarla (MGK gi-
bi) soluk alması zor bir ortamda gerçek
sosyal demokrat bir partinin yaratüması
ve toplumsal muhalefetin önderliğinin
yapüması çok zordur. Bunun koşulu;
het tûrlü şartlanmışhktan kurtulmuş,
mevcut düzenle farkldaşan anlayışla ya-
nnlann toplumunu kurmaya dönük id-
diah bir Türkiye programını hayata ge-
çirecek güçlü bir sosyal deraokrat par-
tiyi yaratma perspektifine sahip olma
meselesidir.
Bugün için Türkiye'de ideolojik şe-
killenmesiyle, kendi içinde hâlâ muha-
faza edilen ükel yapüaşmalarla, uye do-
kusuyla, örgütsel yapı ile siyaset yap-
ma yöntemleriyle, parti içi işleyişle, si-
yasi hedefleriyle; gerçek anlamda bir
sosyal demokrat hareketin var olmama-
sı yaşanılan bir dizi temel sorunlann
başlangıcmı oluşturmaktadır.
SHP prograrruyla, tüzüğüyle, top-
lumda sergilediği imajla, üye yapısıyla
organ işleyişiyle gerçek bir sosyal de-
mokrat parti midir? Bu soruyu kendi-
mize yöneltip sağduyu Ue bunu yanıt-
lamamız gereken ilk şeydir.
SHP kurulduğu giinden bu yana ik-
tidar odağj olacak yerde bir muhalefet
birliği gibi hareket etmiştir. Bu durum
parti yöneticüerinin algılama mekaniz-
malannı öylesine felce uğratmıştır ki
bugün bile aradan 11 yıl geçmesine rağ-
men bir koalisyonun esas unsuru, ge-
rekli ve yeter şartı olarak 12 Eylül hu-
kukunun ortadan kaldınlması yeterli
görülmektedir.
Anti-demokratik toplum yapüanma-
sının esas belirleyici unsurlan olan,
1920'li modellere, ittihatçı, tepeden
buyrukçu, merkezci devlet solculuğu,
tek şef geleneklerine, tabulara, eskinin
klişelerine, on ydlann köhnemiş, işlev-
siz kalan siyasi, idari ekonomik yapısı-
na dokunmaktan, köktenci öneriler ge-
tinnekten uzak, hedefi bu kadar daral-
tan bir parti yönetimi düşünülebilinir
mi?
Devlet kuran bir parti olan CHP'nin
devamı olma iddiasıyla, soyut bir dev-
let anlayışı ile "devletin harnisi", "yü-
ce devletin al menfaatleri", "kartan-
a s " , "benim misyonum var" gibi top-
tumda yaşanan gerçeklerden uzak bir
şartlanma içerisine girümiş, tek parti
dönemınin otoriter uygulamalan cesa-
retle tahlil edilmemiş, Kemalist ideolo-
ji yegane referaas noktası olarak algı-
lanmış, derin ve karmaşık toplumsal so-
runlara, değişen dünyanın gerçeklerine
uygun bir programla yaklaşümamıştır.
Tek parti döneminin CHP'yi ve
SHP'yi alabüdiğirıe etkisi altına alan,
statükocu, seçkinci, buyrukçu, yapısın-
dan lider toplumu, lider partisi anlayı-
şından, uzaklaşılmarruş "Toplum için
iyi oluu bea düsunürüm", "Parti için
Büyük kent merkezlerinde 1t 50'yi
geçen oranda oy kaybedilmiştir. Unut-
mayalım ki solun oy aldığı kesimler ara-
smda entelektuel faaüyeüerin yoğun ol-
duğu, aydınlanmanın doğup, çok hızh
yayüdığı kühur merkezlerinde, daha
çok "geçmişin", "eskinin", "eski an-
layışın" partisi görünümüyle gereken
desteği alamadık.
Bunlann sonucu olarak parti, hem
kendi aydınlarımn doğmasına yol aç-
mamış hem de parti dışında kalan ay-
dınlar için bir cazibe merkezi olamamış-
tır. tdeoloji üretmenin ve ideolojik boş-
luğun karmasık bir bütünü olan bu du-
'HP, geleceğin partisi
olarak toplumun ilgisini
çekecek 'işte benim
aradığım dünya'
yargılarına yol açacak
yarınların toplumunu
yaratmaya dönük temel
iddiaları ortaya
koyamamıştır.
artinin uzun süredir
sıkıntısım çektiği değişim
ihtiyacı, statüko tercihiyle
ertelenerek güncel bir
siyasi program, yeni bir tüzük, yeniden yapılanma
yeni lider arayıslanna dönük yenüeşme hedefı engellendi.
neyta ne zaman iyi olacagına ben ka-
rar veririm" anlayışına âdeta teslim
olunmuştur.
Seçimlerde özgün sosyal demokrat
kimliğimiz bir türlü öne çıkarılamamış-
tır. Geleceğin partisi olarak toplumun
ilgisini çekecek, "İşte benim aradığım
dünya" yargılanna yol açacak yannla-
nn toplumunu yaratmaya dönük temel
bir iddia ortaya koyulamamıştır.
Klasik sosyal demokrat sloganlar
DYP'ye kaptırılarak ideolojik zengin-
liğimizin geleceğe dönük yeni hedefleri
üretilememiş, seçim kampanyası bo-
yunca halkm karşısında ideolojik ola-
rak çırıl çıplak kalınmıştır.
rum partinin aydın desteglni yok etmiş-
tir. Böylece biz parti olarak her seyi do-
nuk bir siyasi yapıya dönüşmeyi
kendimize en uygun kıyafet sectik.
Parti yönetimi aldığı ağır maglubiye-
tin utancıyla istifa edecek yerde, bu
mağlubiyeti iktidar pastasında pay al-
ma faydacüığına dönüştürerek olağa-
nttstü kurultay çağnsını görmezlikten
geterek hesap vermekten kaçarak de-
mokrasi anlayışına aykın bir durum ya-
ratrmş, böylece geniş kitleler nezdinde
partiye olan inancı, inançstzhğa dönüş-
türerek kötü bir ömek oluşturmuştur.
Partinin uzun süredir sıluntısını çek-
tiği değişim ihtiyaa, statüko tercihiyle
ertelenmiş, guncel bir siyasi program,
yeni bir tüzük, yeniden yapılanma, ye-
ni lider anlayışlaYına dönuk yenüeşme
hedefı, modası geçmiş ayak oyunlany-
la, dedikoduculukla, tezviratla engelle-
nerek, geleceğin partisinin kendi iç di-
namiklerini ortaya koyduğu, sivil ve
gerçek sosyal demokrat yeni sol çizgi-
sinin yönetime gelmesi engellenerek 20
ekim yenilgisine neden olunmuştur.
Ne yapmah?
Yukandaki sorunlan çözecek bir ye-
niden yapılanma, liderde, söylemde,
anlayışta, programda, tüzükte, örgüt-
sel yapılanmada bir değişim yegane çö-
zümdur. Başaramayan gitmeli, başarı-
sız politikalar terk edilmelidir. Biz sos-
yal demokratiar her şeyden önce acık
olmayı, dürüst olmayı, akıllı ve huner-
U olmayı ve de cesur olmayı önemseme-
liyiz. Hem gerçeği görecek aklımız hem
de görduğumüz gerçegi söyleyecek ce-
saretimiz olmalıdır.
Bu bakımdan parti emekçi kestmler-
le, gençlikle, kadınlarla ve aydmlarla
bağlantı kurmayı başarmalıdır. Onlar
adına siyaset yerine bizzat onlarla bir-
likte siyaset yapmalıdır.
Toplum siyasi; yönetsel yapısıyla tı-
kanmış, demokrasi işlevsizleşmiş, eko-
nomi tekelci yapısıyla liberalleşme sı-
lantısmda, üretkenlikten uzaklaşnuştır.
Sanayüesme hedefiyle, bir kısım hİ2-
metlerin toplumsallaştırılmasıyla, ser-
mayenin yaygmlaştırümasıyla, herkese
en az bizler kadar demokrasi anlayışı
ile yannlann Türkiyesi'ni inşa etme
misyonu sosyal demokrasinin yeni he-
defi olmalıdır. Bu yenileşmeci akımla-
nn, statükoyu reddeden sol, sosyal de-
mokrat çizgilerin bir mutabakatıyla di-
namik ve çağı yakalayan bir uzlaşmay-
la boylesi bir hedef gerçekleştirilmeli,
sol kendi içindeki kapanıklıhğına son
vermelidir. Toplumun, ödemkrini kav-
rayıp nabzını eline alan, toplumun bu
özlemlerini dile getirip, onlan arkasma
alan, sanayileşme hedefine dönük tam
demokrasi içinde, yerinden yönetim
modelini kuracak, toplumda yeni bir
nıh ve heyecanla üretim seferberliğinin
açılacağı, toplumun kabuk değiştireceği
yeni Türkiye'yi inşa etme görevi yerü-
leşen SHP'nin, onun yeni liderinin ve
yeni kadrosunun önündeki en hayati
görevdir.
DSP ESKİ GENEL BAŞKAN YARDMCISI ÇEÜKEL
ÇELtKEL— tki sosyal demokrat parti de çozüm üretemedi. Politikalan 60'h yıllanıı izlerini taşıyor.
Seçmen,inandırıcıbulmadıSosyal demokrat partilerin ikisi de
halkm yaşadığı sıkmttlan, ugradıgı hak-
sızhklan, ülkenin içinde bulunduğu
ekonomik ve siyasi tıkanıklıkları yaruk
yanık dile getirmişlerdir, Ancak çözüm
üretememişlerdir. Ürettiklen politika-
lar 1960'h yüların izlerini taşımaktadır.
VitrinledikleTİ kadrolara secmen sıcak
bakmamış, güvenmemiştir. Seçmen
çağdaki değişikliklerin şaşkınkgı içeri-
srnde sosyal demokrat partilerin çarpı-
cı, yenilikçi, çağın içinde sosyal ve si-
yasi tavır beklemiştir. Mesajlan ile eko-
nomik görüşleri Ue çağm gerisinde bir
seçim kampanyası sergilemişlerdir.
Her iki partinin de ekonomik görüş-
lerindeki en büyük yenilik TÜSIAD'-
da girdikleri ekonomi sınavı oldu. Yü-
larca savundukları ilkelerden vazgeçip,
iki sosyal demokrat parti liderinin ken-
dilerini TÜSÎAD'ın yargısına terkleri,
seçmenlerini şoke etti.
Sosyal demokrat liderler odalar bir-
liğinin, odalann üyelerini, esnafı, üre-
ticiyi ve tüketiciyi ve tuketiciyi hiçe sa-
yarak 20 ailenin, holdinglerinin ve şir-
ketlerinin temsil edildiği bir derneğe
muhatap olup icazet istemeleri herhal-
de ça|m getirdiği en ilginç yenilik oldu.
Ben artık değiştim diyen liderlerin, de-
ğişikliğindeki inceliği TÜSlAD'ın cin
gibi üyeleri anladı, halkm kafası kanş-
tı. Sosyal demokrat parti liderleri, eskı
Marksist yeni yeni TÜStAD uyesi SHP
uzman kadrolan TÜStAD Ue bütünleş-
tüer. Amahalkaulaşamadılar. Seçme-
nin beklediği sosyal demokrat içerikli
politik mesajı veremedUer.
Sosyal demokrat parti kadrolarmm
ekonomik konulara yaklaşunlan ve cö-
zum önerileri liderlerin TÜStAD'da
parlak geçen smavlanna rağmen devlet-
çilik ve kooperatifçılikte kilitli kaldı.
Serbest piyasa ekonomisi savunması
ve patenti sağ partilerin ortak malı idi.
Serbest piyasa ekonomisinin sosyal de-
mokraüarca savunulması izah edileme-
diği için seçmen Ue aralanndaki güven
bunahmını kemikleştirdi. Ekonomide-
ki şaşkınhk ve kararsızhkları sol parti
lider ve kadrolanrun 30 yıldır aynı eko-
nomik duayı ettikleri, o dualann cen-
nette de cehennemde de cağımızda ge-
çersiz olduğu halk tarafmdan yakmdan
bilindiği için TtlStAD'ın verdiği notu
seçmen sandıkta sosyal demokrat par-
tilerden esirgedi.
Parti içi çekişmeler, hizip yelpazesi-
nin genişliği SHP'yi, tutarlı yapı iddi-
asının arka.sında bir "nokta" merkez
hizbinin yönettiği DSP'yi kamu oyun-
da tartışıhr hale getirdi.
Yerel yönetimlerdeki kahn bıyıklı, eli
telsizli kadro, halkla SHP arasında du-
var oluşturdu. Solun çağın gerisindeki
emek anlayışma emekçüer büe inanma-
dı. Günumüzde toplu sözleşmelerdeki
emek değerlendirmesi sosyal demokrat
işçi tüccarlannın iflas nedeni oldu.
Sosyal demokrat partiler insan hak-
lan ve demokrasi konusunda da ellerin-
deki bütun kozlan sağ partilere kaptı-
nnca secim sandıklanrun arkasmda ağıt
tutup ağlamaktan başka ellerinde kalan
tek silah mazeret üretmek oldu.
Secmen kadrolan da liderleri de inan-
dırıcı bulmamıştır.
DSP ADANA İL BÂŞKAM tRFANFÖFO
Çözümüreteceğimizekavgaettik
ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri
Börosu) — Demokratik Sol Parti Ada-
na tl Başkaru lrfan Foto, sosyal demok-
rasinin yaşadığı ağır yenilginin daha çok
"kavgaa görüntü verilmesi"nden ve bu
sırada ilkelerin DYP ve RP'ye kaptınl-
masmdan kaynaktandığı görüşünde.
"Ecevit'i faşist, tnönü'yü bölücu yap-
ök, biz soâval demokratiar yaptık" di-
yen Foto, r'ne yapılmalı" sorusuna
"Birbirimize gelemeyeceğimize göre
başka bir partide yeniden yapılanarak
butuşmak" yanıtıriı veriyor. Foto, bu
buluşma, "programı ve tabanı aynı iki
parti icin giiç olmayacaktır" gorüşün-
de.
DSP tl Başkam îrfan Foto, "Neden
yenildik, nasri kazamru" sorularıyla
somutlaşan platforma DSP il başkanı
kimliğinden çok "aynlık acısı duyan bir
sosyal demokrat'' sıfatıyla katıldığının
bilinrnesini istedi. Foto'ya göre çok de-
rin tahlillere gitmeye gerek yok, sorun
"kavgacı gorüntu"den kaynaklanıyor:
"Bir >ılda 2 kunılta> yaptık, başka,
birinüz sağda diğerimiz solda o> aradık.
Oysa gerçek sosjal deraokrat taban or-
tadaydı ve bu yüzde 40 değil. bence yuz-
de 70'ti. Bizim ilkemiz ne: Eşitlik, öz-
güriıik, adaiet. Bunu kim istemez ki. İş-
te halkın yüzde 75'i uzlaşryı, eşitUği, oz-
gürliigü ararken biz birbirimize duşlük.
Felsefemizi beğenetıler dahi kavga et-
tiğimizi görunce vazgeçtiter bizden. Üs-
telik iki kavga birden yaşanıyordu; bi-
ri DSP-SHP kavgası, diğeri SHP'nin
kendi kavgaa."
İrfan Foto, "Kavga içindeki kardeş
partiler"den de programını halka an-
latmasımn beklenemeyeceğine, anlatsa
da inandırıct olamayacağına işaret edi-
yor. "Üstelik" dıyor. "Bu programı
bizden daha iyi anlatantar vardı" Fo-
to, henıen bir orneğc asılıyor:
"Bir Demirel tuttu, 'Karakolun du-
van camdan olacak' dedi. DSP'den,
SHP'den daha demokrat kesildüer, biz
'Bunlar söyler, yapamaz' dedik, ama
inandtramadık, onlar inandırdı."
"80 öncesinin Ecevit'i partisindeki
hizipleri ayıktayabilseydi belki bugün
bu noktaya gelme>ecektik. Belki de 12
Eylül imdadunıza yeüşti; Ecevit sıfırdan
bâşlattı, ama çok buyüyemedik. Şimdi
SHP'de ayıklanması gereken hizip taş-
ları var. O da birieşmenin önemli en-
geli. SHP 'Udere ihtiyacıra var' diyor,
DSP 'tabana'. SHP'nin DSP'ye gelme-
si çok zor, bunu istemek biraz kustah-
hk da olur. SHP'ye DSP'nin gitmesi de
mümkun değil. O halde yapılması ge-
reken, iki partinin, eğer CHP açılmaz-
sa Sosyal Demokrat Parti adında >eni
bir partide buluşması. Artık inada da
gerek yok. Ancak bu, yapı defciştirilme-
den olmaz."
SlVASETBİLtMCl
PROF. DR. OYA ARASL1
Sosyal
demokrasi
kendini
anlatamadı
1991 mılletvekıU seçımlermde sos-
yal demokratlann neden yenildiği so-
rusuna iki farklı açıdan yarut aramak
gerekir. Bunlardan birincisi, neden
SHP'nin oylannın artmadığı, ikincı-
si ise neden seçmen çoğunlunun sos-
yal demokratları tercih etmediğidir.
Bir partinin başarısırun, urettiği po-
litikalara, üygulamalanna ve kadro-
sunun uyandırdığj güven duygusuna
bağh olarak değiştiğini biliyoruz.
SHP'de liderlikle ilgüi iç çekişme-
ler, orgutlerdeki operasyonlar, sık tek-
rarlanan kunıltaylar, liderler duzeyin-
deki karşıhklı suçlamalar, seçmenin
tum dikkatini SHP kadrosu uzerine
toplamıştır. Seçmen, bunahm içinde-
ki kadrosuna guven duymadığı için
SHP'ye oy vermekten kaçınmış ve
başka partilere yaklaşmıştır. Muhale-
fet partilerinin hemen hepsinin prog-
ramlannda benzer hususlann yer al-
ması, SHP'nin tabarunın başka par-
tilere kaymasını kolaylaştırmıştır.
SHP'deki iç çekişmelerin, parti çalış-
malannın dışa dönerek propaganda
üzerinde yoğunlaşacağım engellediği
de bir gerçektir.
SHP, urettiği politikalan halka ak-
tarmakta da güçlük çekmiştir. Çün-
kü uretilen politikalar adeta büimsel
raporlar halinde, soyut bir anlatım di-
liyle ortaya konulmuş; basit ve slogan-
lara dayah bir anlatım yolu seçiime-
miştir. SHP'nin, özellikle Guneydo-
ğu Anadolu politikasını başanh bir bi-
çimde sunamadıği görülmektedir.
HEP'le birieşmenin nedenleri gereğhv
ce açıklanmamıştır. Bunda zaman
darhğmın elbette ki buyük rolu var-
dır. Ancak HEP'in, PKK'nın bir
uzantısı oîduğunu düşunen seçmenler,
SHP'nin HEP'le birleşmekle ulusal
butünleşmeyi amaçladığmı algılaya-
mamışlar, aksıne, SHP'nin bölucü bir
politikayı benımsediğini duşünmüşler-
dir. Bu nedenle, HEP'le birleşme
SHP'ye ve Guneydoğu Anadolu'da
oy kazandırırken yurdun diğer bolge-
lerinde önemli ölcude oy kaybettinrüs-
tir.
SHP'U belediyelerin bir kısmımn
başansızhklan, seçmenlerin SHP uy-
gulamalan hakkmda olumsuz yargı-
lara varmasma neden olmuştur.
Neden sosyal demokratlann az oy
aldığı sorusuna gelince, bu, toplumun
siyasal kükürü, sosyo ekonomik çıkar
bölunûşleri ile ilgili bir husustur. An-
cak SHP ve DSP oylannın birlikte
°/«30'un uzerine çıkan bir toplama
ulaştığı, bu oranın tek başına bir sos-
yal demokrat hukümetın kurulması-
na yeteceği de bir gerçektir. Bu neden-
le sosyal demokrat kesimin birleşme-
si, sosyal demokratlan başanya götü-
recek yolun önemli aşamalanndan bi-
risi olarak gözükmektedir.
SHP'nin başanh olabilmesi için ise
once iç huzurunu bulması gerekmek-
tedir. SHP, daha sonra DSP'ye kayan
tabamnı toparlamanın ve tüm sosyal
demokrat oyları SHP'de bütunleştir-
menin yollannı aramalıdır.
"Domuzu doğru dürüst görmeden domuz çizerdim"
diyor Mehmet Güleryüz
Bazı mesajlanmı
hayvanlara yükledim
Fantastik eğilimli fıgüratif çi-
zim ve resimleriyle tamyoruz
Mehmet Güeryiu'ü. Heykelle-
riyle bir de. Içinizde onu Arena
tiyatrosunda oyuncu ve giysi ta-
sanmcısı olarak da çaüştığı yıl-
lardan tamyanlannız vardır kuş-
kusuz.
Figürlere hayvansı motif çağ-
nşımlan yaptırmakta en ileri gj-
den ressamlanmızdan Mehmet
Gükryuz'un iki atı, bir köpeği
var. Kediye pek öyle düşkünlü-
ğü yok. Seviyor ama uzaktan.
Sizin resimterinizin buyük bir
kısmında da hayvan formu
önemli bir yer tutuyor...
Evet.O hayvan-insan düah
tesine; Anadolu medeniyeüeri-
nin bütün o insan-havyan kan-
şımlanna, kanath insarîlara hay-
ranım. Fakat tabii insamn ken-
dine ait bir düş âlemi de var. Bir
sanatçı için en buyük kaynak, o
kırpık kırpık, sağdan soldan to-
parladığı, kendine kadar ulaşa-
mn o iç âlemde tekrar gözden
geçirilmesi meselesi. O formun
cazibesiyle; biçimlendirme cazi-
besiyle o her baktıgım, gözledi-
ğim nesneyi tekrar yaşamaktan
ve o formun takiplerinden edin-
diğim bir tat var. İşte bu 'form'
tadıyla ben, uzun yıllar bazı
hayvanlara sırayla taktım."
Hangi hayvanlardı bunlar?
"Uzun sure domuzlar çizdim.
Ki, domuz çizdiğim, domu2
heykelleri yaptığım zamanlarda
domuzu doğru dürüst gorme-
miştim bile."
Soyut dönem çahşmalannu
nuydı?
"Yoo, soyut dönemden genel
fıgüre geçişimde. Orada bira2
öküz-insan kanşımı desenleı
vardı. Kopek desenleri cizdim
bir ara, sonra keçüeri çizdim.
lnsana yüklediğiniz zaman
çok sert olacak baa ekspresyon-
lan hayvanlara yükledim."
Bunlann içinde atlar da var
nuydı?
"Vardı tabü. Külturumüzde
çokça kutsanan, halk edebiya-
tımızda, masallanmızda, resmi-
mizde çok önemli bir motif, at.
Çok estetik bir hayvan. Tabii
bütün dünyada atlann özel bir
yeri var, insana yakınlığı dola-,
yısıyla.
Atm bütün malzemelerini
sevdiğini söylüyor Mehmet Gn-
leryüz; eyerıni, üzengısini, diz-
ginlerini, her şeyini. Atın koku-
sunu, ısısını, rüzgârıru.
Sanatçılar
ve
Hayvanları
FATMAORAN
"lnsana yüklediğiniz zaman çok sert olacak bazı ekspresyootan
hayvanlara yükledim" diyor Mehmet Güleryüz.
İlk köpeği ise 1976'da edindi-
ği bir lngiliz Beagie; iri kahve-
rengi gözlu, sarkık kulakh, bo-
yuna göre oldukça ağır bir kö-
pek. Beş yıl süren yakmhklan
Güleryuz'ün 1980'de Amerika'-
ya gitmesiyle son buluyor; yol-
culuk öncesi bir arkadaşına ve-
riyor Beagle'ını.
"Buraya döndüğümde Pa'yı
aldım, o da bir arkadaşımın kö-
peğinin yavrusuydu."
Adını siz mi koydunuz?
"Annesinin adı Po'ydu, ço-
cuğuna da Pa koymuşlar. Ha-
zır kondum ismine. Kolay bir
isim. İşte tam o sıralarda arka-
daşlarla Karacabey harasma gi-
dip bir iki gün kaldık, atlarla
hasır neşir olduk.
Aaa, müthiş keyiflibir olay.
Bu atlann yılda ik^ kere açık art-
tırmalı satışları varrtuş. Gittik,
oradan da uç tane at ahp bir yer
kiraladık Uskumruköy'de, ahır-
lar yaptrk. Sonra arkadaşlanm
orayı satın ahnca iyice yerleştik.
Derken, bir manej yapıldı. Şu
anda ahırda dokuz tane at var.
Bunlardan ikisi benim atlanm.
tki safkan lngiliz. Birirün adı
Hayber, diğerininki Mişka."
Miska 85 doğumlu, delikanlı
bir yanş atı. Doru. Rüzgânn oğ-
lu mübarek. Hayber de öyley-
miş bir zamanlar. Şimdi ayağûu
sakaüaunş. ikisi de iğdiş edil-
mişler. Neden mi?
"İğdiş edilmezlerse arazide
binemezsiniz, mümkun değil.
Atiarla sahipleri arasında bir
ortak yan, bir benzerttk var nu?
"Var, evet", diyor Güleryüz
"Gerçi, attar 'özel' hayvan-
lar, ama bütün hayvanlar için
gecerli bu söyledikleriniz...
"Elbette. Meselâ köpekle de
son derece disiplinli olmaruz lâ-
zım. Aynı saatlerde yemeğini
vereceksiniz, yıkayacaksınız,
fırçalayacaksınız, gezdireceksi-
niz."
Pa. Kısa, hoş bir isim. Belçi-
ka kurdu: Groenendaal. Simsi-
yah ve yedi yaşında.
85'ten beri beraberler Pa'yla.
Yakm bir dost. Beraber oturu-
yorlar, beraber kalkıyorlar.
Pa'yı nelerle besliyorsunuz?
"Genelhkle bulgur yiyor. Ke-
mik, et, sebzeler, sulandmlmıs
süt, peynir, kalsiyum."
"Hür bir bahçe bizim bahçe"diyorHandanBörüteçene,
"İsteyen kalır, isteyen gider'L
tç kedimibenediranedim
o gelip beni edindi...İçlevent'in o güzelim bahçeli
evlerinden birinde otururken ne
çok hayvanım vardı. Fakat asla
evin içine sokamazdım onlan.
Annem buna iân vermezdi. Ti-
tizdir; tüytı ciğerlerimize kaça-
cak, ısıracak, tınnalayacak. Bü-
tün derdi oydu; bizi korumak.
Böyle olunca, ben de Ugi alanı-
rm başka caniılara kaydırmış-
tım.
Yedi-sekiz yaslanmda falan-
dım Rıfkı'yı tamdığımda. Ge-
nişçe bir kavanozun içine yap-
raklar koyup yuva yapmıştım
ona. Tombul, yeşilli sanlı, ayva
tüylü, efendiden bir tırtüaktı.
özgürlüğe kanat çırpmcaya ka-
dar en samimi arkadaşımdı be-
nim.
örümceklerim; Recep Ue Mü-
nevver uyumlu, hoş bir çifttüer.
Recep, Münevver'e sırsıklam
aşıktı. Hep kur yapıyordu ona;
sineklerini ikram ediyordu. Re-
cep, Münevver'den daha ufak
tefekti, ama ikisi de mesleklerin-
de çok başanlıydılar. Mimarinin
en guzel örneklerini sergiliyor-
lardı ağlannı örerlerken. Tuzak
ağı örerlerken ayn, yuva döşer-
lerken ayn motifler kullanıyor-
lardı. Derken bir gün Münevver,
Recep'i yedi. O zaman çiftleşme-
den sonra böyle yaptıklanru bil-
miyordum. Çok ağlamıştım.
Çoban-kurt kırması bir köpe-
ğimiz oldu sonra. Yumus'tu adı.
Kedüerim mi?
Benim kedilerim ikiye aynh-
yorlar: İç kediler, dış kediler.
İç kedimi asla ben edinme-
dim, o gelip beni edindi. Küçük
bir kedi yavmsu da değildi üs-
telik; gelişip serpümiş bir genç
kızdı. Duman'dan söz ediyo-
rum, evet. Kraliçeler kadar gü-
zel bir gri kedi, Duman. Bir sis-
ler demeti. Aşüftenin teki. Son
deıece zeki. Yesil gözlerinden
kıskançlık okunuyor. Sürüyle
sevgilisi var. Çocuğu olmadı bu-
güne kadar. Hayu, kısurlaşur-
madık, buna karşıyım. Sanıyo-
rum doğum kontrol hapı kulla-
myor. özgurluğüne duşkün. İn-
sanlan sevdiği söylenemez pek,
hatta hiç söylenemez. Misafırle-
rimiz geldiği zaman aşağıdaki
evin damında oturur, ne zaman
gidecekler diye dört gözle bek-
ler, bozuk çalar. Âlem gittikten
sonra gelir, her tarafı koklar.
Dünyadan haberdar bir hayvan.
Her şeyi oturup konuşabiürsiniz
onunla, çunku her şeyi anlıyor.
"Kaplum" ynpayalnız. Üstelik de 80 yaşında bir deukaııu. Ama
ailenin önemli iiyelerinden biri.
Kendisi de size anlatıyor dertle-
rini. Çılgın bir kedi.
Dıs kedUerin çoğu erkek ke-
dUer ve onların hepsi Duman-
ın sevgilileri zaten. Ama bunla-
nn içinde özelliği olan bazı ke-
diierimiz var; mesela bir tanesi,
Bay Tekir. Bay Tekir, Baba Te-
kir'in oğlu ve torunu ayru za-
manda. Hayat bu. Baba Tekir
rahmetli oldu. Biz buraya taşm-
dığımızda Bebek'in butun kedi-
leri ondan sorulurdu. Kaplan gi-
bi, paltosu koyu çizgili "baba"
bir tekirdi. Muhteşem bir erkek-
ti.
İ)ç aydır bahçeye transit takı-
lan bir çift Vanlı kedimiz var.
Van'dan göç edip buraya gelmiş-
ler. Bembeyaz iki kedi: Gözleri-
nin biri yeşil, biri mavi.
Ailemizin en önemli üyele-
rinden bir tanesi de Kaplnm
Rey. Kaplum ve Kaplume ola-
rak, onlar mutlu bir çifttiler.
Yandaki korudan gebnişlerdi bi-
ze. Fakat Kaplume geçen sene
sizlere ömur. Onun için Kaplum
şimdi yapayalmz, yetmiş-seksen
yaşlannda bir delikanlı. Kap-
Inm'a bir Kaplume anyoruz.
Kaplumbağa, fiziki yapısı ge-
reği dığer hayvanlar gibi tutulup
sevüemeyeceti, kucaklanamaya-
cağı için soğuk bir hayvanmış
gibi geliyor insanlara. Ama bir
kaplumbağa ile yaşamaya baş-
ladığımzda onun da sizi tamdı-
ğını, laftan atüadığuu, sizinle ar-
kadaşük etmek istediğini, sevü-
mekten, okşanmaktan hoşlandı-
ğım görüyorsunuz.
Hür bir bahçe bİ2İm bahçe.
tsteyen kahr, isteyen gjder.
Kurbağalanımz var, sonra...
kertenkelelerimiz. Yılan da var
bir tane, ama ondan lütîen eve
girmemesini rica ediyoruz.
Leylek, kara tavuk, karga, sa-
ka, serçe, kızıl gerdan ve kuku-
tnav da bizi ziyaret eden kuşla-
nmızdan...
ölü doğaya karsıyım, evet
ölü doğa, natürmort falan der-
ler ya, bence ustünde yaşadığı-
mız şu planette, "Dttnya" adım
verdiğimiz şu mavi gezegende
ölü olan hiçbir şey yok. lnsan-
lar, konuşmayan, hareket etme-
yen nesnelere cansız bir şeymiş
gibi bakıyorlar.
Ben, eşyalann da bir dili ol
duğuna inaruyorum; dağlann
taşlann, kayalann. Onlann d,
olup bitenlerden haberdar ol
duklanna inanıyorum.
YARI]\: Metia Deaiz
TaaOral