14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıvel Matbaaulık ve GazeteıılıL Turk Anonım Şırkeıı adına fUrm \adı 0 Muralıha.s Uve Eoııne Uşaiıiıgji # Genei Vayın Muduru Ha&an (cmal, >azı Işlerı Muduru Oka> Gönensin 0 Haber Merkezı Muduru. Yslçın Ba>er, Sa>fa Duzenı Yonetmenı \li Acar 0 Temsilcıler ANKARA Ahnet Tan, I/MİR Hikmtt Çelinkaya, ADAMA Çelin Yıgeno£lu Ekonomı Meral Taıner, Dış Haberler Ergun Balcı, KultOr Celal Uster, Yurt Haberlerı Necdet Dogan, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucdman, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma. Şahin Alpay, Duzeltme Abdullah Yaocı 0 Koordınatör: Ahmel Korulsan 0 Malı lşler Erol Erkul 0 Muhasebe. Bulent Ye»er 0 Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Ayşe Torun # Idare Hıiseyin Gurer 0 Işletme: Önder Çeflk • Bilgı-lşlem: Nail Inal 0 Personel Scvgi Boslancıoglu »=,»« ve Yatııt l unıhur vcl Malbaac !ık v; Gazaecılık TA.Ş. Tılrkocajj Cad 39/4] Cagaloflu 34134 l« Pk 24* laanbul Td 512 05 05 (20 hal). îelcj 22246. Fu (I) 526 60 72 # SUfOİar Aakan. Zı>a Gökalp Blv Ink lap S «4o 19/4 Td 133 II *l-*~> Teta 42344. Fu (4) 133 03 63 0 Irar. H Zı>a Blv 1352 S 2/3, Td 13 12 30. Tekx 52359, Faı (31) 19 53 60 0 Aatua: Inönu Cad 119 S So I Kaı 1 Te! 19 37 32 (4 hall TCICT 62155 Fax (71) 19 25 78 TAKVIM: 14 KASIM 1991 Imsak: 5.15 Güneş: 6.43 öğle: 11.53 İkindi: 14.30 Akşam: 16.54 Yatsı: 18.17 ANTALYA Oda servîsi mî? Rıımen doktor lütfen! Antalya'da bir otelin Rumen doktor çalıştırmasına Türk hekimler tepki gösteriyor. II Sağhk Müdürlüğü beklemede. BÜLENT ECEVtT ~ ANTALYA — Kentteki bir otelde Rumen doktorların gö- rev yapması Antalya'daki he- kimler tarafından tepki ile karşılanıyor. "Tababet ve Şuabat Sanat- lannın Tara İcrasına Dair" 1219 sayılı kanuna göre 'Türkiyede bekimük yapabtf- mek içiıı Türkiye'deki üp fa- kiüleierinden diploma almak ve Türk vatandası olmak şarttır" maddesinin bulunması üzerine Antalya Tabip Odası, Cumhuriyet Savcılığı'na ve II Sağlık Mudurluğu'ne sikâyette bulundu. Antalya Sağlık Muduru Dr. Hayat öz, Rumen doktorların izinsiz çalıştıklanru, ancak ba- kanlık düzeyinde izin alma ça- hşmaları sürdüğü için bir şey yapmadıklannı belirtti. Hekimler kanunun uygu- lanması gerektiğini beürUrken Türk doktorların konulannda yeterli bilgi ve eğitime sahip ol- duklanm, bunun için de ya- bana doktorların çahştınlma- sma izin verümemesi gerekti- ğini söylediler. Antalya Ofo Otel'deki Ru- men doktorların görev yaptı- ğı Prof. Or. Anna Aslan sağ- lık merkezinin poliklinik bö- lümlerinde daha çok yaşlı in- sanlara rastlanıyor. Sağlık merkezi sorumlusu Tayfun Baki, açıldığından bu güne kadar geçen 4 aylık süre içensinde 300'e yakın hastarun muayene edildiğmi bildirirken, Rumen doktorlar Prof. Dr. Loan M. Copil, Rodica Mar- cıı ve Mibael Manu'nun Türk doktoru dahiliye uzmam Mn- zaffer Ertug gözetiminde çalış- tıklanru söyledi. Baki, hastala- nn daha çok iktidarsızlıktan şikâyetle geldiklerini ve iyile- jerek döndükJerini anlatıyor. Romanya'daki enstitünün direktörlüğunü de yapan Prof. Dr. Loan M. Copil, iki ülke- nin sağlık bakanlannm anlas- ması sonucu karşılıkh bilgi ahşverişinin sağlanması gerek- tiğini belirtiyor. 35. Pediatri Kongresi Çocuk ölümleri azaltıhnalı ADANA (Cumhuriyet Gü- •ey İHeri Bürosu) — Ülkemiz- de her bir bebekten 59'unun bir yaşına gelmeden ölmesinin kaygı verici olduğu bildirildi. Ülkemizde, erişkinlere yönelik olarak kurulan tıp eğitiminin, nüfusumuzun yandan fazlası- nı oluşturan bebek ve çocuk- Iara da hizmet edecek bir ya- pıya kavuşturulması gerektiği vurguiandı. "35. Milli Pediatri Kongresi" dün Çukurova Üni- versitesi'nden 300 dolaymda çocuk sağlığı ve hastalıklan uzmamnm kanlımıyla başladı. Kongrede ölüm olaylarırun kaynağı ve nasıl önlenebilece- ği tartışılacak. Kongre Düzen- leme Kurulu Başkanı ve Ç.Ü. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Anabilim Dalı Baskanı Prof. Dr. VOdan Bay- tok, çocuk sağhğı ve gelişimi ile ulusal kalkınmamn iç içe girmiş iki kavram olduğuna işaret ederek, "Gelismekte olan ülkemlrin, çocuk sağlıgı De flgili sonınlan halen kü- çiunsenmeyecek boyutlarda- dır" dedi. Türkiye Milli Pediatri E>er- neği Genel Başkan Vekiü Prof. Dr. Münevver Bertan, dünya- mn bugün için, hastalıklan de- ğil, hastalıklan önlemenin yol- lannı tartıştığmı vurgulayarak, Avrupa'nın binde 10-14 olan bebek ölüm oranıru binde 6'ya dttşttrmenin çabası içerisinde bulunduğuna dikkat çekti. Ç.Ü. Rektörü Prof. Dr. Mit- hat Özsan, Ulkemiz nüfusunun yüzde 12'sinin 5 yaj, yıizde 36'sınm 14 yaş ve yüzde ^ının da 17 yaşm altındaki gençler- den oluştuğunu belirterek, "Bir ülkede her kuşak, kendi- siadcn sonra gdecek kuşafa gerek e£itim, sağlık, sosyal ve költarel ve gerekse ekonomik aniamda daha iyf ortam hazır- taoukU soramhıdur" dedi. Açılışın son konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğramacı, az öğrenci- ye daha iyi eğitım venlebildi- ğini, ancak tıp faküJtelerine kaç öğrencinin alınaragı konu- sunda DPT'nin söz sahibi ol- duğunu söyledi. Nargile içme seansları bir buçuk saat süniyor. Istanbulda isebir buçuk kahvehane kaldı nargile içecek. Lnkapanı'ııdaki Özgen Nargile de direnen yerierden. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLL) Tömbekinin ateşi artık eskisi gibiyanmıyor. 'Maşa, meşe, köşe ve Ayşe'nin keyfıyaşatılabilecek mi? Nargilenîn nefesi kesîlmesinNargile kahvehaneleri parmakla gösteriliyor günümüzde. Kahvehane sahipleri, maliyeti yüksek, incelik ve dikkat gerektiren nargileyle uğraşmak istemiyor. Nargile keyfini, ona eşlik eden muhabbetlerle yaşayanlar da giderek azalıyor. SUAT KOZLUKLU Nargile içmek, bir 'zenaartir.' Her yerde nargüe ıçilmez. Bu- nun için eski nargileciler şöyle der: "Nargleyi keyifle Icmek için maşa, meşe, koşe ve Ayşe gerekmektedir." Masa ile nar- gilerün, yani tömbekinin ateşi kanştınür. Bu ateşin odununun meşe ağacı olması önemlidir. Köşe ise nargile ıçenin en keyif aldıgı ve çevresini en iyi seyre- Nargile nasıl hazjrkmyor, nasıl içüiyor? Eskı tömbeki ustalanndan biri olan Ha- san Dede de bize nargilenin nasıl hanrlan- dığını ve hangi bölümlerden oluştuğunu şöyle anlatıyor: "Nargile gövde, löle ve marpuç lusunlanndan oluşnyor. Lüle, ge- netde çömlekci hamanındaıı yapıhyor. Ltt- k üzerine konulan tömbeki, ak kor hali- ne getaniş kömiir parçafauiyla yakılır. Göv- de ise geneilikle boyun kısmı dar, alt kıs- mı geniş bir sürahi biçimiodedir. İçiae sn doldaralar. Luüenin altına inen bir boru araaiı|ıyla yanan tömbekinin dumanı göv- dedeld su icinden geçer. Ben de dahil tam tiryakiler, bu geçişin insan saglıgına daha az zarariı oidugunn dusiınuriiz. Sudan ge- çen duman marpucun imame adı verilen aenndan agu yolnyla cekflir. Tiryakiler, geneilikle nargileyi 'tavşan kanı' çayla iç- roeyi severler. Aynca su, soda ve kahve ile de icilir. Amaç kurnyan agzın ıslanması." debildiği yerdir. Ayşe'y e gelin- ce, nargile içimi sırasında gerek- li hizmetleri yenne getiren 'hiz- metkâr.' Aynca eskiler, Ayşe'- nin güzel olmasına da önem ve- ririermiş. Çünkü Ayşe güzel olunca nargile icen ona bakarak nargilesini daha büyük bir ke- yifle içermiş. "Amt artık ne Ajşe kaldı hizmet edecek, De de eski nargi- kcüer" diyor 58 yaşındaki Do- gan Demrel. Emirgân'daki Çı- naralti'nda gençlik yülannda iç- tıği nargileyi şimdi bulamadığı- nı ve o zamanki sohbetlerin da- ha sıcak olduğunu anlatıyor. Sı- caklığı ise Demrel, şöyle tarum- lıyor: "O zaman Çmaralb'na, Yahya Kemal'ler, Famk NazT- ler gelirlerdi. Onlar gelince biz- ler de onlann etrafında topla- ııırdık. Bu sohbetlerde edebiyat konuşulur, Türk edebryabnda- ki yazarlann, şairlerin eserleri haklunda mönazaraiar yapılır- dı. Tekeriemeler söylenir, mani- ler okanordo. Doyunsuz oian bu sohbetler esnasında içilen nargilelerle bizler de başladık sürekli nargile içmeye. Şimdi gdaitmiızde oe Çıaaraltı kaldı ne de sohbetleri. Sayüan gjtgi- de azalan iınliı nargile kahveha- neleri de artık yok. Zaten şim- diki kahvehane sohbetierinin konnsu da bdli: Geçim süunü- sı ve enflasyon, biraz da devkt politikası." Eziyeti oldukça çok olan nar- gile, evlerde pek içümiyor. Yal- nız tiryakiler evlerinin en nadi- de köşesinde nargile takımlan- m sakladıklannı söylüyorlar. Zahmeti çok olunca da tir>'aki- ler günlük bir iki seans olarak kendilerini sürekli 'takıldıklan' kahvehanelere aüyorlar. Sürekli bir kahvehaneye gidip tanmınca insan, kahvehanede calışanlar tarafından kapıda karşılaoıyor. Hemen köşesine 'buyur' edilip nargilesi özenle hazırlanıyor. Eğer kösesi başka bir kişi tarafından 'işgale' uğra- mışsa buna yakın bir yerde ağır- lanıyor. Eskiler, nargilenin vatanı ola- rak tran'ı gösteriyor. Türkiye'- ye ginnesinin ise XVI. yıizyıla değüı uzandığını söylüyorlar. 35 yılını kahvehanecilik yapa- rak geçirdiğini söyleyen 65 ya- şındaki SiUeyman Kamaa, nar- gilenin Türk kahvehanelerinde önemli bir yerinin bulunduğunu ve kahvehaneleri zengin göste- ren en güzel aksesuar olduğunu söylüyor. Nargilenin tütününe 'tömbe- ld' adı veriliyor. Oldukça sert bir içimi olan tömbeki, iyi ha- TarihiBimarhane binasındaki SüleymaniyeDoğumevi, çağdaşsağlık hizmetlerinde öncü Geçmiş olsun, gelecek doğsuııİstanbul'da doğumevi dendiğinde akla ilk gelen hastanelerden biri Süleymaniye Doğumevi. Bugün 439 yaşında olan Doğumevi, tarihi kimliğini kaybetmeden bilgisayar sistemiyle hizmet veriyor artık. REMZİ GÖKDAĞ "Haliya Saray-ı Aüyk'da bina ohınan troaret-i Amirede Bi- marhane dahi bina olnnmak emrim olmuştur, buyurdum ki bimarhane yerin tedarik idiıb ne vechile tedarik etgünüz arz ey- Uyesin." Topkapı Sarayı Koğuşlar Ku- tüphanesi 888 Nolu Ahkâm Def- teri'nde yer alan Kanuni Sultan Süleyman'ın bu emriyle kurulan Sule)Tnaniye Kullıyesı ıçındeki Bimarhane (simdiki Süleymani- ye Doğumevi) bugün 439 yaşın- da. 4 asır öncesinin Bimarhanesi, tarihi dış gönınttmunü çağdaş sağlık hizmetleriyle butunleşti- rerek her yıl ortalama 12 bin ço- cuğa "Dünyaya hoşgeldin" dı- yor. tstanbul'da doğumevi dendi- ğinde akla ilk gelen hastaneler- den olan Süleymaniye Doğume- vi'nde iki yıl önce başlayan de- i yıl oncesine kadar, elektrikler kesildiğinde el feneriyle ameliyaJ yapdan Siileymaniye Dogo mevi'ode bugun bilgisajarlı dogum yapüı>or. (Fotoğraf: REMZİ GÖKDAĞ) ki Süleymaniye Doğumevi, ABD'ye aralık ayında bir dok- tor göndererek son gelişmelerin hastanede uygulanmasmı sağla- yacak. Süleymaniye Doğum ve Ço- cuk Bakımevi Başhekimi Dr. Şe- rafettin Taşçı, hastane hizmetle- rinin yenilenmesi için iki yıl ön- ğişim rüzgârları bugünlerde ce başlatılan çahşmaların ama- amacına ulaştı. Tarihi kimliğini cına ulaştığını söylüyor. Bu su- yenileyerek çağdaş sağlık hizme- ti verrnek amacıyla başlatılan çalışmalar sonunda hastane bu- gün bilgisayar sistemiyle hasta- lanna hizmet veriyor. Şimdiler- de dışa açılma girişimleri içinde- re içinde hastanenin bilgisayar sistemine geçtiğini anlatan Dr. Taşçı, iki yıl oncesine kadar elektriklenn kesildiği anlarda el fenen ile ameliyata girildiğinı de unutmuyor. Dr. Taşçı yapılan yenilikleri şöyle anlatıyor: "Birkaç yû oncesine kadar hastanemizin kiırupoanesi bile >oktu. Şu anda tıbbi yayınlan içeren bir kiitiipbanemiz var. Honnon laboratuvan, endosko- pi odası ve röntgen odalanmız bitme aşamasında. E^sldden bir rontgen için kom$a hastanelere gönderdigimiz hastalan şimdi bizler kontrol ediyoruz. tstanbul Hastanderi'nde Ok kez mini cer- rahi sistemi knracağu." Gunde ortalama 40 çocuğun dunyaya geldiği Süleymaniye Doğumevi'nin şu an tek sıkıntı- sı yatak sayıanın azlığı. Yatak sayısını arttırması planlanan ek tesis ise Eminönü Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi Imar Ko- misyonu'nun oyalaması nede- niyle 2.5 yıldır yapılamıyor. Başhekim Dr. Taşçı'nın 'has- tanenin tek eksgf dedigi ek te- sisin kurulması fikri 1973 yıbn- da ortaya atıhyor. O tarihte has- tanenin hemen arkasmda bulu- nan 2300 metrekarelik arazı has- tane yöneticilerinin girişimiyle istimlak ediliyor. Arazi sahiple- ri ile hastane yöneticilerinin ara- sında süren anlaşmaziık 1986 yı- lında gideriliyor. Hastane yöne- ticileri ek tesise izin almak için 1987'de dönemin Belediye Baş- kanı Bedrettin Dalan'dan onay alıyorlar. Yöneticiler daha son- ra Yıldız Üniversitesi'ne tarihi yapıya ve çevreye uyumlu bir plan haarlatıyorlar. Planların hazu-landığı dö- nemde belediye başkanlığı el de- ğiştirerek Bedrettin Dalan'dan Nurettin Sözen'e geçiyor. Yeni yönetim ise çeşitli gerekçeleri öne sürerek ek tesisin yapımı için gereken izni 2.5 yıldır ver- miyor. Ancak aynı dönemde arazinin karşısında üç katlı bir binanın inşası için gereken izin veriliyor ve inşaat yükseliyor. Başhekim Dr. Şerafettin Taş- çı, bütün eksiklerini tamamla- yan hastanenin yatak kapasite- sini arttu-acak ek binaya ihtiyaç olduğunu belirterek şunlan söy- lüyor: "tstanbul'da doğumevi denin- ce Avrupa yakasında Süleyma- niye Doğumevi akla gelir. 110 yatagımızın 35'i doğnma ayni- mışttf. Diğer hastaneler gibi ge- len hastayı geri çevinnemiz söz konnsu olmadıgından bazı du- rumlarda bir yataga iki hasta ya- brmamız söz konnsu olnyor. Bir bastanın 48 saat kalması gere- kirken biz 24 saat yatınyoruz. BD bakımdan yapılacak ek tesi- se çok ihtiyacunız var. Belediye yönetimi bu istegimizi sürekli engeüiyor. Bu arazive Eminönü Belediyesi'nin kat otoparkı ya- pacagını duyduk. Boylesine ta- rihi bir mekfina kat otoparkı olur mu? Bizim yapacagınuz bi- na, tarihi binaya son derece uyumlu olacak. Şu anda en bü- vuk idealim bu inşaatı yapmak. Inşaatın temeiini attıktan sonra artık emekliligimi isteyecegim." arlanmadığında ağızda an bir tat bırakıyor. 'Eskiler'den 57 yaşmdaki Yusuf Gtimüş bir anı- sım şöyle anlatıyor: "Askerden geldikten sonra dayunın Orta- köy'deld kahvehanesinde çn-ak olarak ise basiadan. Hemen her kahvehanede oldugn gibi bizim kahvebanede de nargile vardı. Bizler de sürekli olarak nargile servis) yapıyorduk. Ama ben tömbeki hazıriayan Şevld Usta'- nın yanından aynlmıyor, ona yardım edip bu işi bir an önce ögrenmek istiyordum. Bir gun Şevki Usta'mn olmadıgı bir an- da ismini hatuiamadıgını, bir sürekli muşterimiz geldi. Ona nargile hazırladım. Ancak iyice dinkndirümemiş tömbekiyi ver- mişim. O da begenmemis ve bir iki nefes çektikten sonra dayı- mın yanına gidip narguesinin es- kisi gibi olmadığını söylemiş. Dayım da benim hazırladıgınu ogrenince beni kışın en arnr za- manında Karaköy'de bir dük- kâna tömbeki akhrmaya gön- dennişti." Gümüş, aynca nargile kahve- hanelerinin gitgide yok olması- na dikkat çekerek buna neden olarak da maliyetinin fazla olu- şunu ve alün işçilıği kadar ince- lik ve dikkat gerektirdığini, bu yüzden de kahvehane sahipleri- nin bu işle fazla uğraşmak iste- mediklerini söyluyor. Gumuş, yok olan nargile kahvehaneleri- ne ömek olarak da Kapalıçar- şı'daki "Şark Kahvehanesi"ni gösteriyor. Yerli tiryakilerin yanı su"a nargilenin bir de turist tiryaki- leri bulunuyor. Az da olsa on- lan yok olan bu kahvehaneler- de görmek mümkün. Yaklaşık 1.5 saat kadar süren nargile içim seanslannda artık tömbekinin yanmasını sağla- yan, kömfir parçalannı söndük- çe değiştirecek 'Ayşe' yok. Montand. Signoret'nin yanına • PARİS (Cumhuriyet) — Son filminin çekimi sırasında bir kalp krizi sonucu 70 yaşında dünyaya gözlerini kapayan ünlü Fransız sinema oyuncusu ve şarkıcı Yves Montand'ın cenazesi dün sabah kaldırıldı. Ailesı, yakınları ve buılerce hayram tarafından ızlenen cenaze, Paris'teki Pere Lachaise mezarlığında, 1985 yılında ölen eski kansı Simone Signoret'nin yamna gömüldü. Hayranlannın birer kınnızı gül ile izledikleri cenaze töreninde, Fransa Kültür Bakanı Jack Lang, Gerard Depardieu, Marcel Carne, Michele Morgan, Catherine Deneuve gibi Fransız sinemasınm en ünlu adlan, düşün ve yaan adamlan hazır bulundular. New ü>rk'ta Türk Express • ANKARA (AA) — Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Tûrk Express adıyla günlük Türkçe bir gazete yayın hayatına başhyor. Gazetenin tanıtım sayısı "Neden çıkıyonız' manşetiyle yayımlandı. Bu sayıda, Cumhurbaşkanı Turgut özal Ue KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'm Amerika'da yaşayan Türklere yönelik birer mesajı yer alıyor. Gazııı niteliği belirlenemedi • GAZİANTEP (AA) — Gaziantep'te, bir hurdacıya satılan niteliği belirsiz tüplerden çıkan ve 31 kişinin zehirlenmesine yol açan kimyasal gazın menşei belirlenemedi. Döne Cihan ve Mahmut Çiloğlu adlı iki kişi tarafından, eski Duluk Caddesi'nde hurdacılık yapan Recep Bilir'e satılan, niteliği belirsiz 5 tüpten birinin matkapla delinmesi sonucu zehirknen 31 kişiden 5'inin sağlık durumu ciddiyetini konıyor. Tüpü matkapla delen hurdacı Recep Bilir ile bu kişinin bulunduğu yerin üst katında oturan 8 aylık hamile Vahide Dağcı, eşi Mustafa Dağcı, tüpleri inceleyen emniyet bomba uzmam Kemal Yazıcı ile Cahide öztaş adlı kadın, doktorların, "fosfor içeren harp gazı" olabüeceği yönünde belırtiler bulunduğunu bildirdikleri gazdan sağlık durumlannın ağırlaşması üzerine, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcaü Hastanesi'ne sevk edildiler. Uçurtma • BURSA (AA) — Bursa Belediyesi'nde, 1948 yılında hazulanan ve halen yıirürlükte olan zabıta talimatnamesindeki bazı maddelerin, ekonomik ve sosyal hayattaki gelişme dolayısıyla 'gülünç 1 hale geldiği bildirildi. "Umumi Belediyeye Müteallik 480 Numaralı Ahkâmı Cezaiye Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Muadili 1608 Numaralı Kanun"un tatbikine dayanarak hazırlanan talimatnamede, kasaplann etleri tel kafeste saklamalan yasak kapsamına girmiyor. Talimatnameye göre "cadde ve sokaklarda kartopu oynarnak, uçurtma uçurmak, futbol oynamak, çember çevirmek, sapan taşı atmak ve kızak kaymak yasak!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle