Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurıvel Matbaaulık ve GazeteıılıL Turk Anonım Şırkeıı adına
fUrm \adı 0 Muralıha.s Uve Eoııne Uşaiıiıgji # Genei Vayın Muduru
Ha&an (cmal, >azı Işlerı Muduru Oka> Gönensin 0 Haber Merkezı
Muduru. Yslçın Ba>er, Sa>fa Duzenı Yonetmenı \li Acar 0 Temsilcıler
ANKARA Ahnet Tan, I/MİR Hikmtt Çelinkaya, ADAMA Çelin Yıgeno£lu
Ekonomı Meral Taıner, Dış Haberler Ergun Balcı, KultOr Celal Uster, Yurt Haberlerı Necdet
Dogan, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucdman, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma. Şahin
Alpay, Duzeltme Abdullah Yaocı 0 Koordınatör: Ahmel Korulsan 0 Malı lşler Erol Erkul 0
Muhasebe. Bulent Ye»er 0 Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Ayşe Torun # Idare
Hıiseyin Gurer 0 Işletme: Önder Çeflk • Bilgı-lşlem: Nail Inal 0 Personel Scvgi Boslancıoglu
»=,»« ve Yatııt l unıhur vcl Malbaac !ık v; Gazaecılık TA.Ş. Tılrkocajj Cad 39/4] Cagaloflu
34134 l« Pk 24* laanbul Td 512 05 05 (20 hal). îelcj 22246. Fu (I) 526 60 72 # SUfOİar
Aakan. Zı>a Gökalp Blv Ink lap S «4o 19/4 Td 133 II *l-*~> Teta 42344. Fu (4) 133 03 63
0 Irar. H Zı>a Blv 1352 S 2/3, Td 13 12 30. Tekx 52359, Faı (31) 19 53 60 0 Aatua:
Inönu Cad 119 S So I Kaı 1 Te! 19 37 32 (4 hall TCICT 62155 Fax (71) 19 25 78
TAKVIM: 14 KASIM 1991 Imsak: 5.15 Güneş: 6.43 öğle: 11.53 İkindi: 14.30 Akşam: 16.54 Yatsı: 18.17
ANTALYA
Oda
servîsi mî?
Rıımen
doktor
lütfen!
Antalya'da bir otelin
Rumen doktor
çalıştırmasına Türk
hekimler tepki
gösteriyor. II Sağhk
Müdürlüğü
beklemede.
BÜLENT ECEVtT ~
ANTALYA — Kentteki bir
otelde Rumen doktorların gö-
rev yapması Antalya'daki he-
kimler tarafından tepki ile
karşılanıyor.
"Tababet ve Şuabat Sanat-
lannın Tara İcrasına Dair"
1219 sayılı kanuna göre
'Türkiyede bekimük yapabtf-
mek içiıı Türkiye'deki üp fa-
kiüleierinden diploma almak
ve Türk vatandası olmak
şarttır" maddesinin bulunması
üzerine Antalya Tabip Odası,
Cumhuriyet Savcılığı'na ve II
Sağlık Mudurluğu'ne sikâyette
bulundu.
Antalya Sağlık Muduru Dr.
Hayat öz, Rumen doktorların
izinsiz çalıştıklanru, ancak ba-
kanlık düzeyinde izin alma ça-
hşmaları sürdüğü için bir şey
yapmadıklannı belirtti.
Hekimler kanunun uygu-
lanması gerektiğini beürUrken
Türk doktorların konulannda
yeterli bilgi ve eğitime sahip ol-
duklanm, bunun için de ya-
bana doktorların çahştınlma-
sma izin verümemesi gerekti-
ğini söylediler.
Antalya Ofo Otel'deki Ru-
men doktorların görev yaptı-
ğı Prof. Or. Anna Aslan sağ-
lık merkezinin poliklinik bö-
lümlerinde daha çok yaşlı in-
sanlara rastlanıyor.
Sağlık merkezi sorumlusu
Tayfun Baki, açıldığından bu
güne kadar geçen 4 aylık süre
içensinde 300'e yakın hastarun
muayene edildiğmi bildirirken,
Rumen doktorlar Prof. Dr.
Loan M. Copil, Rodica Mar-
cıı ve Mibael Manu'nun Türk
doktoru dahiliye uzmam Mn-
zaffer Ertug gözetiminde çalış-
tıklanru söyledi. Baki, hastala-
nn daha çok iktidarsızlıktan
şikâyetle geldiklerini ve iyile-
jerek döndükJerini anlatıyor.
Romanya'daki enstitünün
direktörlüğunü de yapan Prof.
Dr. Loan M. Copil, iki ülke-
nin sağlık bakanlannm anlas-
ması sonucu karşılıkh bilgi
ahşverişinin sağlanması gerek-
tiğini belirtiyor.
35. Pediatri Kongresi
Çocuk
ölümleri
azaltıhnalı
ADANA (Cumhuriyet Gü-
•ey İHeri Bürosu) — Ülkemiz-
de her bir bebekten 59'unun
bir yaşına gelmeden ölmesinin
kaygı verici olduğu bildirildi.
Ülkemizde, erişkinlere yönelik
olarak kurulan tıp eğitiminin,
nüfusumuzun yandan fazlası-
nı oluşturan bebek ve çocuk-
Iara da hizmet edecek bir ya-
pıya kavuşturulması gerektiği
vurguiandı.
"35. Milli Pediatri
Kongresi" dün Çukurova Üni-
versitesi'nden 300 dolaymda
çocuk sağlığı ve hastalıklan
uzmamnm kanlımıyla başladı.
Kongrede ölüm olaylarırun
kaynağı ve nasıl önlenebilece-
ği tartışılacak. Kongre Düzen-
leme Kurulu Başkanı ve Ç.Ü.
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıklan Anabilim Dalı
Baskanı Prof. Dr. VOdan Bay-
tok, çocuk sağhğı ve gelişimi
ile ulusal kalkınmamn iç içe
girmiş iki kavram olduğuna
işaret ederek, "Gelismekte
olan ülkemlrin, çocuk sağlıgı
De flgili sonınlan halen kü-
çiunsenmeyecek boyutlarda-
dır" dedi.
Türkiye Milli Pediatri E>er-
neği Genel Başkan Vekiü Prof.
Dr. Münevver Bertan, dünya-
mn bugün için, hastalıklan de-
ğil, hastalıklan önlemenin yol-
lannı tartıştığmı vurgulayarak,
Avrupa'nın binde 10-14 olan
bebek ölüm oranıru binde 6'ya
dttşttrmenin çabası içerisinde
bulunduğuna dikkat çekti.
Ç.Ü. Rektörü Prof. Dr. Mit-
hat Özsan, Ulkemiz nüfusunun
yüzde 12'sinin 5 yaj, yıizde
36'sınm 14 yaş ve yüzde ^ının
da 17 yaşm altındaki gençler-
den oluştuğunu belirterek,
"Bir ülkede her kuşak, kendi-
siadcn sonra gdecek kuşafa
gerek e£itim, sağlık, sosyal ve
költarel ve gerekse ekonomik
aniamda daha iyf ortam hazır-
taoukU soramhıdur" dedi.
Açılışın son konuşmasını
yapan YÖK Başkanı Prof. Dr.
Ihsan Doğramacı, az öğrenci-
ye daha iyi eğitım venlebildi-
ğini, ancak tıp faküJtelerine
kaç öğrencinin alınaragı konu-
sunda DPT'nin söz sahibi ol-
duğunu söyledi.
Nargile içme seansları bir buçuk saat süniyor. Istanbulda isebir buçuk kahvehane kaldı nargile içecek. Lnkapanı'ııdaki Özgen Nargile de direnen yerierden. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLL)
Tömbekinin ateşi artık eskisi gibiyanmıyor. 'Maşa, meşe, köşe ve Ayşe'nin keyfıyaşatılabilecek mi?
Nargilenîn nefesi kesîlmesinNargile kahvehaneleri
parmakla gösteriliyor
günümüzde.
Kahvehane sahipleri,
maliyeti yüksek,
incelik ve dikkat
gerektiren nargileyle
uğraşmak istemiyor.
Nargile keyfini, ona
eşlik eden
muhabbetlerle
yaşayanlar da giderek
azalıyor.
SUAT KOZLUKLU
Nargile içmek, bir 'zenaartir.'
Her yerde nargüe ıçilmez. Bu-
nun için eski nargileciler şöyle
der: "Nargleyi keyifle Icmek
için maşa, meşe, koşe ve Ayşe
gerekmektedir." Masa ile nar-
gilerün, yani tömbekinin ateşi
kanştınür. Bu ateşin odununun
meşe ağacı olması önemlidir.
Köşe ise nargile ıçenin en keyif
aldıgı ve çevresini en iyi seyre-
Nargile nasıl
hazjrkmyor,
nasıl içüiyor?
Eskı tömbeki ustalanndan biri olan Ha-
san Dede de bize nargilenin nasıl hanrlan-
dığını ve hangi bölümlerden oluştuğunu
şöyle anlatıyor: "Nargile gövde, löle ve
marpuç lusunlanndan oluşnyor. Lüle, ge-
netde çömlekci hamanındaıı yapıhyor. Ltt-
k üzerine konulan tömbeki, ak kor hali-
ne getaniş kömiir parçafauiyla yakılır. Göv-
de ise geneilikle boyun kısmı dar, alt kıs-
mı geniş bir sürahi biçimiodedir. İçiae sn
doldaralar. Luüenin altına inen bir boru
araaiı|ıyla yanan tömbekinin dumanı göv-
dedeld su icinden geçer. Ben de dahil tam
tiryakiler, bu geçişin insan saglıgına daha
az zarariı oidugunn dusiınuriiz. Sudan ge-
çen duman marpucun imame adı verilen
aenndan agu yolnyla cekflir. Tiryakiler,
geneilikle nargileyi 'tavşan kanı' çayla iç-
roeyi severler. Aynca su, soda ve kahve ile
de icilir. Amaç kurnyan agzın ıslanması."
debildiği yerdir. Ayşe'y
e
gelin-
ce, nargile içimi sırasında gerek-
li hizmetleri yenne getiren 'hiz-
metkâr.' Aynca eskiler, Ayşe'-
nin güzel olmasına da önem ve-
ririermiş. Çünkü Ayşe güzel
olunca nargile icen ona bakarak
nargilesini daha büyük bir ke-
yifle içermiş.
"Amt artık ne Ajşe kaldı
hizmet edecek, De de eski nargi-
kcüer" diyor 58 yaşındaki Do-
gan Demrel. Emirgân'daki Çı-
naralti'nda gençlik yülannda iç-
tıği nargileyi şimdi bulamadığı-
nı ve o zamanki sohbetlerin da-
ha sıcak olduğunu anlatıyor. Sı-
caklığı ise Demrel, şöyle tarum-
lıyor: "O zaman Çmaralb'na,
Yahya Kemal'ler, Famk NazT-
ler gelirlerdi. Onlar gelince biz-
ler de onlann etrafında topla-
ııırdık. Bu sohbetlerde edebiyat
konuşulur, Türk edebryabnda-
ki yazarlann, şairlerin eserleri
haklunda mönazaraiar yapılır-
dı. Tekeriemeler söylenir, mani-
ler okanordo. Doyunsuz oian
bu sohbetler esnasında içilen
nargilelerle bizler de başladık
sürekli nargile içmeye. Şimdi
gdaitmiızde oe Çıaaraltı kaldı
ne de sohbetleri. Sayüan gjtgi-
de azalan iınliı nargile kahveha-
neleri de artık yok. Zaten şim-
diki kahvehane sohbetierinin
konnsu da bdli: Geçim süunü-
sı ve enflasyon, biraz da devkt
politikası."
Eziyeti oldukça çok olan nar-
gile, evlerde pek içümiyor. Yal-
nız tiryakiler evlerinin en nadi-
de köşesinde nargile takımlan-
m sakladıklannı söylüyorlar.
Zahmeti çok olunca da tir>'aki-
ler günlük bir iki seans olarak
kendilerini sürekli 'takıldıklan'
kahvehanelere aüyorlar.
Sürekli bir kahvehaneye gidip
tanmınca insan, kahvehanede
calışanlar tarafından kapıda
karşılaoıyor. Hemen köşesine
'buyur' edilip nargilesi özenle
hazırlanıyor. Eğer kösesi başka
bir kişi tarafından 'işgale' uğra-
mışsa buna yakın bir yerde ağır-
lanıyor.
Eskiler, nargilenin vatanı ola-
rak tran'ı gösteriyor. Türkiye'-
ye ginnesinin ise XVI. yıizyıla
değüı uzandığını söylüyorlar.
35 yılını kahvehanecilik yapa-
rak geçirdiğini söyleyen 65 ya-
şındaki SiUeyman Kamaa, nar-
gilenin Türk kahvehanelerinde
önemli bir yerinin bulunduğunu
ve kahvehaneleri zengin göste-
ren en güzel aksesuar olduğunu
söylüyor.
Nargilenin tütününe 'tömbe-
ld' adı veriliyor. Oldukça sert
bir içimi olan tömbeki, iyi ha-
TarihiBimarhane binasındaki SüleymaniyeDoğumevi, çağdaşsağlık hizmetlerinde öncü
Geçmiş olsun, gelecek doğsuııİstanbul'da doğumevi
dendiğinde akla ilk
gelen hastanelerden
biri Süleymaniye
Doğumevi. Bugün 439
yaşında olan
Doğumevi, tarihi
kimliğini kaybetmeden
bilgisayar sistemiyle
hizmet veriyor artık.
REMZİ GÖKDAĞ
"Haliya Saray-ı Aüyk'da bina
ohınan troaret-i Amirede Bi-
marhane dahi bina olnnmak
emrim olmuştur, buyurdum ki
bimarhane yerin tedarik idiıb ne
vechile tedarik etgünüz arz ey-
Uyesin."
Topkapı Sarayı Koğuşlar Ku-
tüphanesi 888 Nolu Ahkâm Def-
teri'nde yer alan Kanuni Sultan
Süleyman'ın bu emriyle kurulan
Sule)Tnaniye Kullıyesı ıçındeki
Bimarhane (simdiki Süleymani-
ye Doğumevi) bugün 439 yaşın-
da.
4 asır öncesinin Bimarhanesi,
tarihi dış gönınttmunü çağdaş
sağlık hizmetleriyle butunleşti-
rerek her yıl ortalama 12 bin ço-
cuğa "Dünyaya hoşgeldin" dı-
yor.
tstanbul'da doğumevi dendi-
ğinde akla ilk gelen hastaneler-
den olan Süleymaniye Doğume-
vi'nde iki yıl önce başlayan de-
i yıl oncesine kadar, elektrikler kesildiğinde el feneriyle ameliyaJ yapdan Siileymaniye Dogo
mevi'ode bugun bilgisajarlı dogum yapüı>or. (Fotoğraf: REMZİ GÖKDAĞ)
ki Süleymaniye Doğumevi,
ABD'ye aralık ayında bir dok-
tor göndererek son gelişmelerin
hastanede uygulanmasmı sağla-
yacak.
Süleymaniye Doğum ve Ço-
cuk Bakımevi Başhekimi Dr. Şe-
rafettin Taşçı, hastane hizmetle-
rinin yenilenmesi için iki yıl ön-
ğişim rüzgârları bugünlerde ce başlatılan çahşmaların ama-
amacına ulaştı. Tarihi kimliğini cına ulaştığını söylüyor. Bu su-
yenileyerek çağdaş sağlık hizme-
ti verrnek amacıyla başlatılan
çalışmalar sonunda hastane bu-
gün bilgisayar sistemiyle hasta-
lanna hizmet veriyor. Şimdiler-
de dışa açılma girişimleri içinde-
re içinde hastanenin bilgisayar
sistemine geçtiğini anlatan Dr.
Taşçı, iki yıl oncesine kadar
elektriklenn kesildiği anlarda el
fenen ile ameliyata girildiğinı de
unutmuyor. Dr. Taşçı yapılan
yenilikleri şöyle anlatıyor:
"Birkaç yû oncesine kadar
hastanemizin kiırupoanesi bile
>oktu. Şu anda tıbbi yayınlan
içeren bir kiitiipbanemiz var.
Honnon laboratuvan, endosko-
pi odası ve röntgen odalanmız
bitme aşamasında. E^sldden bir
rontgen için kom$a hastanelere
gönderdigimiz hastalan şimdi
bizler kontrol ediyoruz. tstanbul
Hastanderi'nde Ok kez mini cer-
rahi sistemi knracağu."
Gunde ortalama 40 çocuğun
dunyaya geldiği Süleymaniye
Doğumevi'nin şu an tek sıkıntı-
sı yatak sayıanın azlığı. Yatak
sayısını arttırması planlanan ek
tesis ise Eminönü Belediyesi ve
Büyükşehir Belediyesi Imar Ko-
misyonu'nun oyalaması nede-
niyle 2.5 yıldır yapılamıyor.
Başhekim Dr. Taşçı'nın 'has-
tanenin tek eksgf dedigi ek te-
sisin kurulması fikri 1973 yıbn-
da ortaya atıhyor. O tarihte has-
tanenin hemen arkasmda bulu-
nan 2300 metrekarelik arazı has-
tane yöneticilerinin girişimiyle
istimlak ediliyor. Arazi sahiple-
ri ile hastane yöneticilerinin ara-
sında süren anlaşmaziık 1986 yı-
lında gideriliyor. Hastane yöne-
ticileri ek tesise izin almak için
1987'de dönemin Belediye Baş-
kanı Bedrettin Dalan'dan onay
alıyorlar. Yöneticiler daha son-
ra Yıldız Üniversitesi'ne tarihi
yapıya ve çevreye uyumlu bir
plan haarlatıyorlar.
Planların hazu-landığı dö-
nemde belediye başkanlığı el de-
ğiştirerek Bedrettin Dalan'dan
Nurettin Sözen'e geçiyor. Yeni
yönetim ise çeşitli gerekçeleri
öne sürerek ek tesisin yapımı
için gereken izni 2.5 yıldır ver-
miyor. Ancak aynı dönemde
arazinin karşısında üç katlı bir
binanın inşası için gereken izin
veriliyor ve inşaat yükseliyor.
Başhekim Dr. Şerafettin Taş-
çı, bütün eksiklerini tamamla-
yan hastanenin yatak kapasite-
sini arttu-acak ek binaya ihtiyaç
olduğunu belirterek şunlan söy-
lüyor:
"tstanbul'da doğumevi denin-
ce Avrupa yakasında Süleyma-
niye Doğumevi akla gelir. 110
yatagımızın 35'i doğnma ayni-
mışttf. Diğer hastaneler gibi ge-
len hastayı geri çevinnemiz söz
konnsu olmadıgından bazı du-
rumlarda bir yataga iki hasta ya-
brmamız söz konnsu olnyor. Bir
bastanın 48 saat kalması gere-
kirken biz 24 saat yatınyoruz.
BD bakımdan yapılacak ek tesi-
se çok ihtiyacunız var. Belediye
yönetimi bu istegimizi sürekli
engeüiyor. Bu arazive Eminönü
Belediyesi'nin kat otoparkı ya-
pacagını duyduk. Boylesine ta-
rihi bir mekfina kat otoparkı
olur mu? Bizim yapacagınuz bi-
na, tarihi binaya son derece
uyumlu olacak. Şu anda en bü-
vuk idealim bu inşaatı yapmak.
Inşaatın temeiini attıktan sonra
artık emekliligimi isteyecegim."
arlanmadığında ağızda an bir
tat bırakıyor. 'Eskiler'den 57
yaşmdaki Yusuf Gtimüş bir anı-
sım şöyle anlatıyor: "Askerden
geldikten sonra dayunın Orta-
köy'deld kahvehanesinde çn-ak
olarak ise basiadan. Hemen her
kahvehanede oldugn gibi bizim
kahvebanede de nargile vardı.
Bizler de sürekli olarak nargile
servis) yapıyorduk. Ama ben
tömbeki hazıriayan Şevld Usta'-
nın yanından aynlmıyor, ona
yardım edip bu işi bir an önce
ögrenmek istiyordum. Bir gun
Şevki Usta'mn olmadıgı bir an-
da ismini hatuiamadıgını, bir
sürekli muşterimiz geldi. Ona
nargile hazırladım. Ancak iyice
dinkndirümemiş tömbekiyi ver-
mişim. O da begenmemis ve bir
iki nefes çektikten sonra dayı-
mın yanına gidip narguesinin es-
kisi gibi olmadığını söylemiş.
Dayım da benim hazırladıgınu
ogrenince beni kışın en arnr za-
manında Karaköy'de bir dük-
kâna tömbeki akhrmaya gön-
dennişti."
Gümüş, aynca nargile kahve-
hanelerinin gitgide yok olması-
na dikkat çekerek buna neden
olarak da maliyetinin fazla olu-
şunu ve alün işçilıği kadar ince-
lik ve dikkat gerektirdığini, bu
yüzden de kahvehane sahipleri-
nin bu işle fazla uğraşmak iste-
mediklerini söyluyor. Gumuş,
yok olan nargile kahvehaneleri-
ne ömek olarak da Kapalıçar-
şı'daki "Şark Kahvehanesi"ni
gösteriyor.
Yerli tiryakilerin yanı su"a
nargilenin bir de turist tiryaki-
leri bulunuyor. Az da olsa on-
lan yok olan bu kahvehaneler-
de görmek mümkün.
Yaklaşık 1.5 saat kadar süren
nargile içim seanslannda artık
tömbekinin yanmasını sağla-
yan, kömfir parçalannı söndük-
çe değiştirecek 'Ayşe' yok.
Montand.
Signoret'nin
yanına
• PARİS (Cumhuriyet) —
Son filminin çekimi
sırasında bir kalp krizi
sonucu 70 yaşında dünyaya
gözlerini kapayan ünlü
Fransız sinema oyuncusu ve
şarkıcı Yves Montand'ın
cenazesi dün sabah
kaldırıldı. Ailesı, yakınları
ve buılerce hayram
tarafından ızlenen cenaze,
Paris'teki Pere Lachaise
mezarlığında, 1985 yılında
ölen eski kansı Simone
Signoret'nin yamna
gömüldü. Hayranlannın
birer kınnızı gül ile
izledikleri cenaze töreninde,
Fransa Kültür Bakanı Jack
Lang, Gerard Depardieu,
Marcel Carne, Michele
Morgan, Catherine
Deneuve gibi Fransız
sinemasınm en ünlu adlan,
düşün ve yaan adamlan
hazır bulundular.
New ü>rk'ta
Türk Express
• ANKARA (AA) —
Amerika Birleşik
Devletleri'nde (ABD) Tûrk
Express adıyla günlük
Türkçe bir gazete yayın
hayatına başhyor.
Gazetenin tanıtım sayısı
"Neden çıkıyonız'
manşetiyle yayımlandı. Bu
sayıda, Cumhurbaşkanı
Turgut özal Ue KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'm Amerika'da
yaşayan Türklere yönelik
birer mesajı yer alıyor.
Gazııı niteliği
belirlenemedi
• GAZİANTEP (AA) —
Gaziantep'te, bir hurdacıya
satılan niteliği belirsiz
tüplerden çıkan ve 31
kişinin zehirlenmesine yol
açan kimyasal gazın menşei
belirlenemedi. Döne Cihan
ve Mahmut Çiloğlu adlı iki
kişi tarafından, eski Duluk
Caddesi'nde hurdacılık
yapan Recep Bilir'e satılan,
niteliği belirsiz 5 tüpten
birinin matkapla delinmesi
sonucu zehirknen 31
kişiden 5'inin sağlık
durumu ciddiyetini konıyor.
Tüpü matkapla delen
hurdacı Recep Bilir ile bu
kişinin bulunduğu yerin üst
katında oturan 8 aylık
hamile Vahide Dağcı, eşi
Mustafa Dağcı, tüpleri
inceleyen emniyet bomba
uzmam Kemal Yazıcı ile
Cahide öztaş adlı kadın,
doktorların, "fosfor içeren
harp gazı" olabüeceği
yönünde belırtiler
bulunduğunu bildirdikleri
gazdan sağlık durumlannın
ağırlaşması üzerine,
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Balcaü
Hastanesi'ne sevk edildiler.
Uçurtma
• BURSA (AA) — Bursa
Belediyesi'nde, 1948 yılında
hazulanan ve halen
yıirürlükte olan zabıta
talimatnamesindeki bazı
maddelerin, ekonomik ve
sosyal hayattaki gelişme
dolayısıyla 'gülünç
1
hale
geldiği bildirildi. "Umumi
Belediyeye Müteallik 480
Numaralı Ahkâmı Cezaiye
Kanunu'nun Bazı
Maddelerinin Muadili 1608
Numaralı Kanun"un
tatbikine dayanarak
hazırlanan talimatnamede,
kasaplann etleri tel kafeste
saklamalan yasak
kapsamına girmiyor.
Talimatnameye göre "cadde
ve sokaklarda kartopu
oynarnak, uçurtma
uçurmak, futbol oynamak,
çember çevirmek, sapan
taşı atmak ve kızak kaymak
yasak!'