Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OÜMHURİYET/8 DIŞ HABERLER 29 EKİM 1991
Enver Hoca'ya
eleştiri
• TtRAN (AA) —
Arnavutluk'un en büyük
siyası gücü konumundaki
Sosyalût Parti'nin (eski tşçi
Partisi) lideri Fatoş Nano,
"Enver Hoca'nın Stalinist
politikası, bir diktatör
otoritesi ile ülkede serbest
düşünceyi ezmiştir" dedi.
Nano, Tiran'da yaptıgı
konuşmada, Enver
Hoca'nın bu tutumunun,
ülkeyi uluslararası alanda
yalnızlığa ittiğini belirtti.
Nano, Sosyalist Parti'nin,
eski lşçi Partisi ve Enver
Hoca'nın hatalanndan uzak
kalması gerektiğini de
belirterek şöyle konuştu:
"Partimiz, Enver Hoca'nın
adıyla özdeşleşmiş olan
hatalı geçmişten uzak
durmaJıdır. Haziran ayında
yapılan kongremiz, diğer
komünist partilerden
tamamen değişik, sağlam
sosyalist-demokratik
yöntemli bir partinin
kunıknası ile
sonuçlanmışür. Bu kongre,
aynı zamanda, tşçi
Partisi'nin de sonu
olmuştur!'
MOSSAD'a
Sovyet tankı
• HAMBURG (AA) —
Federal Almanya'nın
Hamburg lünanındaki bir
gemide liman polisi
tarafmdan 14 konteyner
dolusu Sovyet yapısı askeri
malzeme bulundu.
Maizemenin Alman
istihbarat birimleri
tarafından Israil'e
gönderilmek üzere gemiye
yüklendiği bildirildi. Israil
İstihbarat Teşkilatı
MOSSAD üe Alman
istihbaratçılar arasmda bir
işbirliğinin söz konusu
olduğu, Almanların, eski
Doğu Almanya'nın malı
olan bu Sovyet yapısı
silahlan 'incelenmek üzere'
Israil'e göndermekte
oldukları öğrenild. Gemide
bulunan panzer tankların,
'Israil'i tehdit eden
silahlardan' olduğu için,
MOSSAD'ın bu incelemeyi
yapacağı ifade edildi.
Denktaş'tan
Gorbi'ye uyan
• LEFKOŞA (AA) —
KKTC Cumhurbaşkaıu
Rauf Denktaş, Sovyetler
Birliği lideri Mihail
Gorbacov'un, Moskova'yı
ziyaret eden Rum yönetimi
lideri Yorgo VasUiu'yu,
ABD'nin yaptığı gibi
şımartıp Kıbns'a
göndermesini
beklemediklerini söyledi.
Denktaş, dün verdiği
demecte, Vasiliu'nun,
•Moskova'ya sadece Rum
toplumunun lideri olarak
gitmesine diyecek bir şeyleri
olmadığını bildirdi. KKTC
Cumhurbaşkam, Sovyet
yetkililerinin, Vasiliu'ya,
"Eğer Kıbns'ın tümünü
temsil ediyorsan, neden bu
ziyaretinde sana tek bir
Türk bile kaülmadı" diye
sonnalarını beklediğini
kaydetti.
Belçika'da
ırkçılık
• BRÜKSEL (AA) —
Belçika'da kasım ayında
yapılacak erken genel
seçimler yaklaşırken,
yabancı düşmanlan
saldınlannı arttırdılar.
Liege kentinde hafta sonu
gurbetçilerin sorunlannı
tartışmak amacıyla
düzenlenen bir toplantıyı
basan aşın sağcı grup,
konuşmalan dinleyen
yabancı gençlere saldırdı.
Macaristan ve
NATO
• BRÜKSEL (AA) —
Macaristan Başbakanı
Joszef Antall, ülkesinin
NATO ile daha yakın
ilişkiye girmek istediğini ve
NATO'nun Doğu Avrupa
ülkelerinin sınırlanna
saldınlara karşı koyması
gerektiğini bildirdi. Antall,
dün Brüksel'de NATO
dışişleri bakanları ve diğer
NATO yetkililerine hitaben
yaptığı konuşmada, Doğu
Avrupa ülkelerinin
sınırlanna karşı girişilecek
ihlaller konusunda,
"Böylesi ihlaller söz konusu
olduğunda NATO bunu
önlemeyi kendi görevi
olarak algılamalıdır" dedi.
Barış Konfemnsı yann topkmyor. Başkan Bush'la Sovyet lideri Gorbaçov bugün Madrid'ie bir araya gelecekler
Arafat Kudüs'ten vazgeçmiyorFKÖ lideri, Doğu Kudüs konusundaki taleplerinden asla
vazgeçmeyeceklerini söyledi. Mihail Gorbaçov yarın başlayacak
Barış Konferansı için "Ortadoğu sorununa bir çözüm bulunurken
tsrail de dahil olmak üzere bölgedeki tüm devletler ve halkların eşit
hak ve güvencelere sahip olmaları sağlanmalıdır" dedi.
Dış Haberier Servisi — Ispanya'nın baş-
kenti Madrid'de yann başlayacak olan Or-
tadoğu Barış Konferansı ile Ugili hazırlıklar
tamamlanırken, konferansa katılacak taraf-
lann delegasyonlan ile basın mensuplan
Madrid'e gelmeye başladılar. Başkan Bush-
la Sovyet lideri bugün konferans öncesinde
tspanya'nın başkentinde buluşarak Sovyet-
ler'e ekonomik yardım ve silahsızlanma ko-
nulannı görüşecekler. lki liderin ele alacak-
lan konular arasında Kıbns sorununun da
bulunduğu büdiriliyor. Gorbaçov, Ortadoğu
1
da tüm devletlerin ve halklann eşit haklara
sahip olmalan gerektiğini söyledi. FKÖ lideri
Yaser Arafat ise Doğu Kudüs konusundaki
taleplerinden vazgeçmeyeceklerini yineledi.
Konferansın açılışında bulunmak üzere bu-
gün Madrid'e gelecek olan ABD Başkanı Ge-
YüNANlSTAN
orge Bosh ile SSCB Devlet Başkanı Mihail
Gorbaçov, SSCB'deki darbe girişiminden
sonra Uk kez buluşacaklar.
Mihail Gorbaçov, Ortadoğu sorununa bir
çözüm bulunurken tsrail de dahil olmak üze-
re bölgedeki tüm devletlerle halklann eşit
haklara ve güvenliğe sahip olmasının sağlan-
ması gerektiğini söyledi. AA'run haberine gö-
re Gorbaçov, EJ Şark El Avsat dergisine ver-
diği ve TASS tarafmdan metni yayımlanan
demecinde, ABD ve SSCB'nin ortak çaba-
lanyla düzenlenen Ortadoğu Barış Konferan-
sı'nın gerçekleşecek olmasını önemli bir adım
olarak niteledi.
Ancak bu toplantının olumlu sonuçlar do-
ğuracağı konusunda güvence veremeyeceği-
ni belirten Gorbaçov, bununla birlikte kon-
feransın olumlu bir oı%am oluşturacağını ve
bölge ülkeleri arasındaki "psikolojik
engellerin" kalkrhasına katkıda bulunacağı-
nı söyledi.
Gorbaçov, Filistin sorununa adil ve kalıcı
bir çözüm bulunması gerektiğini de bildirdi.
Gorbaçov, dergiye verdiği demeçte, "eski
Sovyetler Birtiği'nin artık varolmadıgını ka-
bnl etmeye hazır oidugunn" belirterek, ağus-
tosta darbe girişiminde bulunan grubun da
bu gerçeği anlamadığını söyledi.
Arafat'ın demeci
FKÖ lideri Yaser Arafat, Doğu Kudüs ko-
nusundaki taleplerinden asla vazgeçmeyecek-
lerini söyledi.
Arafat, Fransa'da yayımlanan Le Figaro
gazetesinde dün çıkan demecinde, "ABD da-
hil herkes, tsrail'in 1967'de işgal ettiği top-
raklar arasında Kudüs'ün de bulundugunu ve
boşalülması gerektiğini kabul ediyor. Kudüs,
Filistin'in başkentidir" dedi.
FKÖ lideri, Kudüs'ün Yahudileri de ilgilen-
dirdiğini kabul ettiklerini belirterek "Kudüs-
ün ortasına yeni bir Beriin duvan inşa etmek
istemiyonız" diye konuştu.
İsrail'in terörist örgüt olarak itelediği
FKÖ ile göriişmeyi reddetmesi üzene Mad-
rid'de yann yapılacak Ortadoğu Baış Kon-
feransı'na kaülamayan Arafat, "HerTlistinh
FKÖ'ye aittir, bu nedenle görüşmefcfc FKÖ
temsil edilecektir" dedi.
FKÖ'nün sıradan bir örgüt olmadığm vur-
gulayan Arafat, "FKÖ, Fılistin'uı kimjgidir.
Madrid'deki görüşmetere FKÖ*nün kafcuna-
ması, aynı zamanda da FKÖ'den konfrtns-
ta alınacak karartarla Ugili garanti isteonesi
tehaftır" diye konuştu.
Su sonınu ve Türkiye
Mısır'da yayımlanan yarı resmi El Ahran
gazetesi, Ortadoğu Banş Konferansı sürecü-
de ele alınacak olan su konusunun, sadeo
tsrail ve Araplar arasında bir sorun olmadı-
ğını, Türkiye'nin de bu anlaşmazbğa taraf ol- nehri sulannın değerlendirilmesi için büyük
duğunu yazdı. projeler başlatmış bulunan Suriye ve Irak
1
Gazetede yayımlanan El Ahram Stratejik uı, Türkiye'nin başlattığı GAP projesine de-
Aj^aştırmalar Enstitüsü'nün bir raporunda, su in bir kaygı ile baktıklan kaydedildi.
krizinin Araplar üe Israil arasınriaki en önem-
li anlaşmazhk noktalanndan birini oluştur-
duğu belirtildi.
Su konusundaki anlaşmazlığın, bu soru-
na taraf olan ülkeler arasındaki ilişkileri be-
lirleyen bir faktör olacağı kaydedilen rapor-
da şöyle denildi:
"Su konusnndaki •nbşmariık sadece Arap
ülkeleri ile lsrail arasında anıriı kalmamak-
ta, Türkiye gibi Isnül ile işbirliji Ufaât oian
bölge ülkekrini de sorannn tanflvuMİaa Mri
yapmakUıdır. tsrail'in de yer alacagı bölge-
sd işbirtiği projderine yönelik girisimler de
bo cercevede görülmelidir."
Körfez Stratejik Araştırmalar Merkezi ta-
rafmdan yayımlanan raporda Dicle, Fırat, Nil
ve Ürdün nehirleri konusunda gelecekte ciddi
anlaşmazlıklar doğabileceği belirtildi.
Raporda, Körfez savaşı öncesinde Fırat
Mitsotakis
zorlanıvorBaşbakan Konstantin Mitsotakis'in ABD
Başkanı Bush'a yazdığı mektubun basına
sızdınlması ile başlayan kriz büyüyor.
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan Cum-
hurbaşkanı Konstantin Kara-
manlis'in "Ynnanistan'ın bü-
yük bir ekonomik, siyasi ve sos-
yal krizin eşiğinde bulundugu-
nn, demokratik Ukelerin işlerli-
gioi yitirdigini, devletin ise felç
gecirdiginj" belirtmesi hükümet
çevrelerinde "şok" etkisi yarat-
tı.
Yunanistan'ın 2. Dünya Sa-
vaşı'nda ttalyan ordulanna kar-
şı gösterdiği direnişin (Ohi Gü-
nü) 51. yıl dönümünde Kara-
manlis, Selanik'te düzenlenen
resmi törenlere katıldı ve orada
ordu evinde bir konuşma yap-
ü. Bu konuşmanın Devlet Baka-
m Miltiades Evert'in istifa etti-
ği günün ertesine denk düşmesi
hükümeti daha da zor durum-
da bıraktı.
Cumhurbaşkanı Karamanlis,
gerek hükümet içindeki
"çekişmeleri" gerekse muhale-
fet partilerinin dış politika ko-
nulannı siyasete alet etmelerini
kınayan bu konuşmasında ülke-
nin tüm siyasi ileri gelenlerinin
yanı sıra işçi ve işverenlerin tu-
tumlannı da eleştirdi. "Özellik-
lc dış politika konularnı siyase-
te alet edenler, kontrol edeme-
<1igimi7 güçlerin etkisi altında
kalmakta ve rakiplerimize yeni
koztar vennektedüier" şeklinde
konuşan Karamanlis, siyaset ya-
panların bazı komplekslerden
lcurtulmalan gerektiğine de dik-
kati çekti.
Yunanistan'ın çok yönlü bir
krizin eşiğine geldiğini belirten
Karamanlis, siyasetçilere ve hal-
ka "nyuşnklugo oırmkıp dünya-
daki gelişmelere ayak •ydurma-
lan için" çağnda bulundu. Ül-
kenin gecirdiği ekonomik krizin
ülke savunmasını, ulkenin gele-
ceğini ve yaşam düzeyini tehli-
kelere sürüklediğini ve bundan
zengin fakir, sağcı solcu herke-
sin sorumlu olacağını vurgula-
yan Karamanlis, daha sonra ül-
kenin dış siyasetine değindi. Ko-
nuşmasımn bu bölümünde da-
ha çok Balkanlar'daki gelişme-
lere ağırhk veren Karamanlis,
Üsküp Cumhuriyeti'mn Yuna-
nistan'a yönelik siyasetini eleş-
tirdi. Karamanlis, "Kendiliğin-
den var olan ve etnik açıdan be-
lirsiz Üsküp, Makedon>-a soru-
nunu nasıl yarattıysa şimdi de
kendi çıkan için gömmesi gere-
kiyor. Aksi halde açılacak olası
bir maceradan yine kendisi za-
rar görecektir" ifadesini kullan-
dı. Kıbns konusunda ise "Bu
sorun Türkiye'nin keyfi ve luş-
kırtmacı siyaseti nedeniyle en
kritik asamasına ginniştir" şek-
linde konuştu.
Yunanistan'da Devlet Baka-
nı Miltiades Evert'in istifa etme-
si hükümet çevrelerinde büyük
yankılar uyandınrken muhale-
fet partileri Karamanlis'in bu
konuşmasını da fırsat bilerek
genel seçimlere gidilmesini talep
etmeye başladılar. .
Evert, Dışişleri Bakanı Ando-
nis Samaras ile arasında çıkan
ihtilaftan sonra ve Başbakan
Konstantin Mitsotakis'in "tav-
siyesi" üzerine görevinden isti-
fa etmişti. Bu iki bakan arasın-
da çıkan ihtilafa, Mitsotakis ile
ABD Başkanı George Bush'un
gizli tutulan karşıhklı mektup-
laşmalan neden oldu. Mitsota-
kis, bu mektuplann "imzasız"
olması itibanyla "Non Papers"
niteliğinde, yani bağJayıcı olma-
dıklannı öne sürüyor. Mitsota-
kis, Bush'a ilettiği her iki mek-
tubunda Paris görüşmesinde
Türkiye Başbakanı Mesot Yü-
maz'ın Kıbns sonınu ile Ugili tu-
tumundan şikâyetçi ounuş; Kıb-
ns sorununun çözümü için
ABD'nin daha çok faaliyet gös-
termesini talep etmişti.
, özel-
l i k l e F i l i s t i n s o r u n u u z e r i n d e
ğ
yor. FilistİBİilerin, "bizim topraklanmız" dedigi yerler şu an İsrail'in kontrolıi altında. Batı
Şeria ve Gazze gibi Filistinlilerin çoğunlukta olduğu bölgeler parmaklıklarta. (el orgulerle İsrail
tarafından tecrit edilmiş durumda. İsrail askeıierinin surekli gozetim altında tuttuğu Filistin
yerleşim bölgelerinde şu an hız kesen intifada ile birlikte bir umut da jeşermiş durumda. 'Filis-
tin Devleti' >azılı küçük pano da bu umudu simgeli\or. Madrid'de toplanacak Ortadoğu Banş
Konferansı, Filistinlilerin bu umutlannın artmasına neden olacak mı? (Fotoğraf: LIBFRATION)
Dışişleri Bakanı Gimy'ın Kıbns mekiubuna gösterilen tepki hoşnutsuzluk yarattı
Ankarada BM rahatsızhgıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Dışişleri Bakanı Safa
Giray'ın Kıbns konusunda BM
Genel Sekreteri Pereı de Cuel-
lar'a gönderdiği 18 ekim tarihli
mektuba BM çevrelerinde duyu-
lan tepkinin basın kanalıyla
Türk tarafında yansıtılması An-
kara'da büyük bir hoşnutsuzlr-k
yarattı.
BM çevrelerinin Giray'ın
mektubu konusundaki görüşle-
rini dile getirirlerken, "cügınca"
gibi ifadelere yer verm^leri ise
"nezaketsizlik" diye nitelendiri-
lerek duyulan hoşnutsuzluğu
daha da arttırdı.
Hatırlanacağı gibi Giray, söz
konusu mektubunda, BM Genel
Sekreteri'nin son Kıbns raporu
ve Güvenlik Konseyi'nin Kıbns
konusunda kabul ettiği 716 sa-
yüı karara ilişkin görüşlerini dile
getirmişti. Ankara'daki çevreler,
genel seçimlerden sonra Türki-
ye"de yeni bir hükümetin kurul-
ması asamasına gelindiğine işaret
ederek, bu hükümetin kendi
Kıbns politikasını belirleyeceğini
hatırlattılar.
BM'den yansıyan görüşlerin
boyle bir döneme rastlamasınm
"dikkat çekici" olduğunu kay-
dederek, "Hiç kimse yeni kuru-
lacak hükümetin Kıbns politi-
kasını ipotek altına alamaz" di-
ye kocuştular. Yetkililer, BM
çevrelerinde, "Kıbns Türk hal-
kına baskı yoluyla bir çözüm
kabul ettirme gibi bir düşünce-
nin bulunması halinde ise" bu-
nun başarısız kalacağı gibi
"BM'nin tüm ilkelerine aykın
»olacağını" vurguladılar. "BM
çevreleri gerçekten çözümün
sağlmanmasuıa yardımcı olmak
istiyorlarsa o zaman çok daha
tarafsız olmalan gerekiyor" di-
ye konuştular.
Yetkililer, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin 716 sayüı karannda Kıb-
ns konusunda kasım ayına yö-
nelik bazı beklentilerin yer aldı-
ğına işaret edilmesi üzerine de
şunlan söylediler:
"Şu anda Türk tarafının tak-
vimi daha önemli. Bir kere Kıb-
ns Turk halkı son gelişmeleri
degerlendiriyor. Tabii bu arada
Türkiye'de bükümeün kunüma-
sı gerekiyor. Ardından Türkiye
ile KKTC arasında geleceğe yö-
nelik ortak istişarderin yapüma-
sı gerekecek. Mevcut olan ortak
politikanıo nasıl getiştirilebilece-
gi degerlendirikcek."
Bu takvimden" önce BM
Genel Sekreteri'nin Kıbns özel
temsilcilerini Ankara'ya ve Lef-
koşa'ya göndermesinin yararla-
n konusunda "kuşku" ifade
eden yetkililer, buna karşm Türk
tarafınm "kaü ve sert" bir yak-
laşım içinde bulunmadığını ve
"kimseye kapısuu kapamaj-aca-
ğını" belirttiler.
Fransctda EcSth Cresson'un sosyaüst azpılık hükümeti zprda
Paris'e köylü-memıır kösteğiKöylüler ve memurlar, hükümetin uyguladığı ekonomi
politikasına karşı son günlerde eyleme geçtiler. Köylüler,
ithal edilen yiyecekleri taşıyan kamyonları polis gibi
durdurup boşaltıyorlar. Memurlar ise grevlerle hükümeti
köşeye sıkıştınyorlar.
MtNE G.SAULNIER
PARİS — Fransız halkı 1789 devri-
minden bu yana kolayca sokağa dökül-
mek alışkanhğmdan bir şey yitirmedi.
Fakat yaklaşık bir aydır grev ve göste-
rilerle sarsılan ülkede sosyal bir rahat-
sızlığın uç noktaya ulaştığını bütün uz-
manlar kabul ediyor. Cumhurbaşkanı
François Mitterrand'ın bütün desteğine
karşın parlamentoda komünistlerin des-
teğiyle ayakta duran sosyalist azınlık hü-
kümeti ve Başbakan Edith Cresson zor
günler geçinnekte.
Ülkedeki iki toplum katmanı, söz ko-
nusu hükümetin ekonomi politikasını
yülardır eleştiriyor ve sorunlarına çare
bulunmasım istiyorlardı. Kısa bir süre-
dir isteklerini ifadeyle yetinmeyerek ey-
leme gecmiş bulunuyorlar. Hem de ol-
dukça sert ve tavizsiz bir biçimde. Hoş-
nutsuzlar kervanının başını ceken bu iki
topluluk, köylüler ve memurlar.
Köylüler gecen ay sempatik bir göv-
de gösterisiyle Paris'te başlattıklan ve
halkın büyük desteğini gören eylemlerini
artık taşrada hükümet binalannı yık-
mak, yakmak ve yabancı maJ getiren
kamyonlan boşaltmak biçiminde sürdü-
rüyorlar. Kazara tanm bölgelerine uğ-
ramak cesaretini gösteren hükümet gö-
revUleri ve bakanlar ise şiddetli bir yu-
murta yağmuru ile karşılanmaktalar.
Köylülerin ekonomik sıkıntüan, hü-
kümet dahil kimse için sır değil. Fakat
yavaş yavaş yok olmaktaki bu iş alanı-
nın başına gelenler Fransa'nın ulusal hü-
kümetinden çok uymak zorunda oldu-
ğu AT politikası ve kararlan yüzünden.
Tanm sektöründe çalışan toplum kesi-
minin son beş yıldır kazancı AT sübvan-
siyonlanna rağmen °?t 11 oranında azal-
mış bulunuyor. Bunun nedeni özeUikle
diğer Avrupa ülkelerinden ithal edilen
tanm ürünlen karşısında rekabet edeme-
meleri sonucu pazann büyük bir bölü-
münü yitinniş olmalan. Oysa Fransız ta-
nm ürunleri, Avnıpa'nın en kaliteü
olanlan sayıhyor. özenle beslenen bir
ineğin maliyeti eski Doğu Bloku ülkele-
ri, ömeğin Macaristan'dan ithal edilen
ve düşük kaliteli, hatta bazen hafifçe
radyoaktif, bazen de kokmak üzere olan
etlerden elbette daha yüksek. Fakat
Ffansa, AT kararlan gereği bu ülkeler-
den ithalat yapmam, diyemiyor. Fran-
sız köylülerinin polis gibi durdurup bo-
şalttığı kimi ithalat ve diğer yiyecek
TIR'lannın mallannda yapılan anaüz-
lerden, bu ürünlerin gerçekten iyi denet-
lenmediği ve yukanda belirtilen kaüte-
sizlikte olduklan keşfedildi. Bu dunım,
diğer süt, salata, sebze ve meyvelerde de
geçerli olunca Fransız köylüsü öfkeden
kopürüyor ve halk da kendilerini destek-
lemekte. François Mitterrand önceki
gün açıkladığı bir dizi ek sübvansiyon-
la kırsal bölgelerin kızgınlığım yatıştır-
maya çahşıyor. Çünkü AT'nin İcararla-
n haricinde hareket etmek mümkün de-
|ü.
Memurlara gelince hemen bütün ke-
simlerde ücretlerin azlığından yakını-
lıyor. Bundan iki yıl önce toplumun di-
ğer çalışan katmanlanna oranla harca-
dıklan enerji ve özveri karşılığında "ko-
mik" ücretler alan devlet hastanelerine
bağlı doktor ve hemşireler hoşnutsuzluk-
larmı yine gösterilerle belli etmişlerdi.
Hemşireler kendilerine yapılan yeni dü-
zenleme vaatkri tutulmayuıca bu yıl bir-
çok hastanın canına maJ olan grev ey-
lemlerine başladılar. Aralıklı olarak sü-
ren işi bırakmalar sırasında bir hafta sü-
reyle meydanlarda kunılan çadırlarda
yattüar, polisle çatıştılar. Sosyalist hü-
kümetin hemşire sendikalanyla zaman
zaman kesilen pazarbğı halen sürüyor.
Bunlann yanı sıra toplu taşımacılık
sektöründe de yine devletle memurlan
arasında anlaşmazlık var. Fransa'daki
hava, Paris'te ise ÖzeUikle tren, metro
ve otobüs trafiği, şimdilik uyan mesajı
taşıyan bir günlük grevlerle zaman za-
man kesintiye uğruyor. Gecen hafta per-
şembe günü lşçi Gücu (Force Ouvriere)
adım taşıyan sendikalar konfederasyo-
nu, tüm ülkede ve toplu taşımacılık ala-
nında genel grev ilan etti. Komünist iş-
çi sendikalan CGT'nin "mevzi" deste-
ğine sahip çağnya genel ölçüde uyulma-
makla birlikte gtlnde 2.5 milyon insanın
bir yerden bir yere ve toplu taşıma araç-
lanyla gittiği Paris'te zor bir yirmi dört
saat yaşandı.
Hükümet, henüz bu alanda da bir an-
laşma sağlayamamış durumda. Diğer
sektörlerin de özeUikle Ucret artışlanna
yönelik isteklerini sokaklara dökülerek
ifade etmelerine çeyrek var.
DlŞBASÎN
FINANCIALTIMES
Madrid'de ne olacak
Madrid Konferanı'na
katılacak taraflann 40 yilık
acı tecrübeleri var. Mge
dışından kirrte,
konferansta hızlı çözümer
ya da kolay tavizfer
beklememeli. Ancak tsrail
ve Arap görüşmeciler
şunun da farkma vannalı
Son birkaç yılda siyasal
hava değişti ve Madrid
Konferansf nı destekleyen
ABD ve Sovyetler,
taraflann kalıcı ve adil bir
çözüm için ellerinden geleni
yapmalanm bekleyecek.
Ortadoğu'nun kronik
istikrarsızhğının, bölgenin
çok uzaklannda dahi nasıl
bir tehdit yarattığına tanık
olundu. Bu nedenle
Madrid'de başlangıç
noktası, BM 242 ve 338
sayılı kararlan olmab.
Bunlar 1967 ve 1973
savaşlarından sonra kabul
edilmişti. tşg?l altındaki
topraklara karşıhk banş
öngörüyordu. Sina
Yarunadası'nı Mısır'a 1979
* anlaşması uyannca geri
vererek tsrail,
"yapabileceğinin azamisini
yaptığmı" iddia edemez.
Bu anlaşma, tsrail ile
Araplar arasında bir
anlaşmaya vanlabileceğine
delil olarak gösterilmeli.
Nitekim banş on yıldır
konmmaktadır. Şimdi,
Hafız Esad ve Kral
Hüseyin de tıpkı Enver
Sedat gibi yapabilecek mi?
Buna bakmak gerek. FKÖ
her ne kadar konferansta
resmen yoksa da BM iki
karan uyannca bir
anlaşmaya varmaya razı
olduğunu gösteriyor. Eğer
durum buysa, ileriye doğru
büyük bir adım atılabilir.
0 zaman ABD, AT ve
Sovyetler Birliği'nin görevi,
İsrail'in vermeyi kabul
edeceği topraklara karşıhk
Isnil'in kaygüannı
gidtrmek olacaktır. Ancak
hiçbir anlaşma,
Filiainlilerin kendi
kaderlerini saptama haklan
kabul edilmeden surekli
kılınamaz. Bütün bu
sorunlar aşılmaz gibi
görünüyorsa da bunlann
cözülebileceğine inananlann
sayısı her gün artıyor.
(28EUn)
DIEJ1ZEIT
Kavgacı horozlar
Amerikan Dışişleri Bakanı
James Baker, Kuveyt'in
kurtuluşundan beri sekiz
kere Ortadoğu'ya gitti ve
sonunda kavgacı horozlan
Madrid'de aym masaya
oturmaya ikna etti. Ama
işin asıl zor kısmı bundan
sonra başhyor. Bu kadar
büyük bir şansın böylesine
kötümserlikle ele alındığı
görülmemiştir. Yanm
yüzyılhk Arap-lsrail
savaşlanndan, bunca nefret
ve katliamdan sonra
Ortadoğu'da taraflar ilk
kez aynı masaya otunıp
banş üzerine konuşacaklar.
Ama barışa ulaşabilecekler
mi? Baker'ın marifeti,
nihai hedefi bulanık bırakıp
süreci başlatmaktan
ibaretti. Bütün tartışma
noktalan, örneğin Golan
tepeleri, İsrail'in yerleşim
politikası, Kudüs sorunu,
silahlanma ve su sorunu bir
tarafa itildi. Banş yolunun
ne kadar süreceği ve nereye
varacağı henüz bilinmiyor.
Büyük bir tsrail'e ya da
Filistin devletine, bir
uzlaşmaya veya savaş
meydamna gltürebilir.
Belki Amerikılılar
Sovyetler ve Avrupa'yla
ittifak içinde :endilerinin
hoşuna gidecec bir çözüme
zorlayabilirler. Soğuk
savaşın sona emesiyle
tsrail'in stratejk önemi
azalmıştır. Surre silahlannı
alıp sırtını dayaLği
Moskova'yı kaj>etmiş.
Ürdün ekonomi iflasın
eşiğine gelmiş, K ö
Saddam'ı destekeyerek
politik ofsayta dşmüştür.
Ortadoğu'da tarflar
banşmak için dejl,
güçsüzlüklerinin arkına
vardıklan için msa başına
oturuyor. Ancak iışardan
dayatılan bir çöztn, bir
"Pax Americana kalıcı
olmayacaktır. Geçi Arap
krallannı Washiqton'a
yaklaştırabilir, aıa
birbirine asla. Bi"Pax
Orientalis"in isoölgenin
kendi içinde yamlması
gerekir. Doğu Arupa'da
esen değişim rüzjrlan
Ortadoğu'ya anck ılık bir
meltem götürdü/
(28 Ekim)
İLAN
T.C.
ANTALYA
ASLİYE 1. HUKUK MAHKEM^İ
Sayı: 1989/1206
Davacı Antalya Valiliği ll özel Idare Müdürlüp veküiıv. Deniz
Ocal tarafından davalılar Dilber Bayoğlu ve arkadaşlan hahnda açı-
lan tescil davasının mahkememizde yapılan yargılamasıiB verilen
ara karan gereğince;
Davalılardan Dilber Bayoğlu, Hacer Demir, Fethiye Satuış, Afet
Alkan, Semih Lütfi Simay, Ahmet Aslan, Elif Kirişçi'ye tdigat ya-
pılamadjğından adına ilanen tebligat yapılmasına karar verüiş olup;
duruşmanın bırakıldığı 18.2.1992 gün ve 10.05 saatinde ibe etmek
istedığiniz vesikalarla birlikte mahkemeye gelmeniz veya \«il gön-
dermeniz, aksi takdirde gıyap karan tebliğ edilmeyerek duışmaya
gıyabıruzda devam edileceği HUMK'nın 509 ve 510. madderi gere-
ğince davetiye yerine kaim olunmak üzere ilan olunur. 28.1991
Basın: 49922
Nufus cuzdanı ve öğretmen
kartımı kaybettım, hukümsuzdur.
EMİNE MESRVRE TÖRE
Ebliyetimi kaybeım.
Hukümsuzdü:
MURATALTĞ