Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AÇLIK GREVİ — Tokyo'da Koreli 4 ögrenci, Japonya'daki
KorelİIere yapılan haksızlıklan protesto etmek için açlık gre-
vi başlattılar. 700.000 Korelinin yaşadığı Japonya'da, Kore-
Kkr Japonlara oranla çok daha az haktan yarartanabiliyorlar.
5 saatlik
uzay
yürüytişü
Dış Haberler Servisi — Sov-
yet MlR Uzay lstasyonu'nda
bulunan kozmonotlardan Vik-
tor Afanasiyef ile Musa Mana-
rov önceki gece yansı istasyon-
dan uzaya çıkarak beş saat 18
dakika süreyle onanm çalışma-
ları yaptüar.
Sovyet TASS ajansmın bildir-
diğine göre geçen yaz hasara uğ-
rayan bir çıkış kapağını onaran
kozmonotlar MtR istasyonuna
deneylerde yararlanmak üzere
bir solar bateri yerleştirdiler.
Daha önce Kvant-2 modülü-
ne yerleştirilmiş bulunan bir te-
levizyon kamerasını çıkaran
•uzaycılar, daha sonra normal
çahşma düzenlerine geçtiler.
CUMHURİYET/19
ÖDÜL
ÖPÜCtJGÜ
— Dünyada
yılın
futbolcusu
seçilen
Lothar
Matthaeus
ödiUünü ve
ödüi
öpiicüğunu
Almanya
güzelinden
aldı.
(Fotograf:A-
FP)
14küo
kaçakaltm
ATtNA (AA) — Tûrkiye'den
Yunanistan'a altm kaçakçıhğı
yaptıklan iddiasıyla Batı Trak-
yalı üç Türk otobüs şoförü ya-
kalandı.
Polis, yaptığı aramada Yu-
nan plakalı otobüsün özel bir
bölmesine gizknmiş 14 kilo kül-
çe altmı bulunca Batı Trakyalı
üç şoför ile elli yolcuyu alıkoy-
du.
Konuyla ilgili açıklamada,
Molla Hüseyin (32) isimli bir şo-
förün, külçe altını kendisine
Bursa'da ismini bilmediği bir
Türkün verdiğini söy'edi-
ği Ueri süruldü.
Hüseyin'in bu "itirafı" üzc-
rine polis, Ahmet Mümin (34)
ve Halil Halil isimli diğer iki Ba-
tı Trakyalı Türk şoförü de göz-
altına aldı.
BAYAN MARCOS'UN ŞARK1SI — Fulpinler'in eski diku-
törtt Marcos'un eşi tmelda Marcos, New York'ta gününü gün
etraeyi sürdürüyor. New York'un yazar Joey Adams'ın do-
ğum günii partisinde şarkı söyleme yanşmasuu kaybeden Ba-
yan Marcos, eline tutuştunılan 1 dolarla yetindi.
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLAREN Savas mı, barıs mı?
ARDENDAK1
GERCEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
lerini kuşatan silahtar, 21'inci
• yüzyüa yaklaşan dünyada Tür-
'• kiye'yi 19'uncu yüzyıla geri gö-
', ttirüyordu.
', Ne var ki iktidann kışkırtıa
1
tutumuna karşın işçi, serinkan-
• lılığmı bozmadı, olgun davran-
• dı. Böylece üzücii olaylara yol
açılmadı; polisle ve jandarma
birlikleriyle işçi arasmda çatış-
ma çıkmasmı isteyenlerin bek-
• lentileri suya düştü.
Yazımızın başında belirttiği-
miz gibi işçinin olgunluğu ne ka-
dar sevindiriciyse, özal yöneti-
; minin hamlığı o kadar üzücu-
\dür.
Ancak, gerek Körfez krizige-
! rek işçi eylemleri karşısındaki
'. tutumuna bakarak Özal'a ilişkin
• soru işaretlerinin büyüdüğü de
görulüyor. Cumhurbaşkam sa-
vaş, iç savaş veya çaiışmalardan
medet mi ummaktadır? Dış ve iç
; siyasette neden ve niçin şahinleş-
meyi yeğliyor? Eğer bir ruhsal
• gerilim içinde değilse ve olum-
\ suz tutumu hesaplıysa, bu soru-
', lar daha da düşündürücüdür.
; 3 ocak eyletni ve Zonguldak
; grevinden sonra gerçekleşen
; "Büyük Yürüyüş" Türkiye'nin
• sancılı olduğunu vurgulamakta-
\dır. Sorunlarm çözülebilmesi
', için gerekli sağduyu bugünkü
iktidarda eksiktir. Türkiye gibi
bir ülkede iktidann dengesizli-
ğini işçinin serinkanlılığıyla den-
gelemek her zaman olası değil-
\dir,Bir kazaya uğramadan^ ge-
\ nel'seçînilen'bulabilmek için ka-
; muoyunun olağanüstü dikkatle
>t siyasal iktidarı denetlemesi ge-
ı rekiyor ki bu, kolay bir iş sayı-
', lamaz. • • •
(Baştarafı I. Sayfada)
rand, bu akşam "Cenevre buluş-
ması sonrası" bir basın toplan-
tısıyla Fransız kamuoyuna hitap
edecek. Banş konusunda hayli
"karamsar" bir yaklaşıma sahip
olan Paris'in, Baker-Aziz görüş-
mesinden sonuç çıkmazsa her
şeye rağmen yeni bir girişim baş-
latacağından söz ediliyor. En
yaygın söylenti, Fransa Cum-
hurbaşkanı'nın, Dışişleri Baka-
nı Roland Dumas'yı Bağdat'a
yollayacağı. Fransa'nın bu giri-
şiminde bir Arap ülkesiyle ortak
hareket edeceği de ileri sürülü-
yor. Baker, Mitterrand'la görüş-
tükten sonra Almanya'ya uçtu.
Mitterrand-Baker görüşmesi
beklenenden çok daha uzun sür-
dü ve görüşme çıkışmda iki ül-
kenin dışişleri bakanlan kısa bi-
rer açıklama yaptı. James Ba-
ker, Fransa ile ABD'nin Körfez
krizi konusunda "tam bir
dayanışma" içinde olduğunu
vurguladı ve "Banş şansı Sad-
dam Hüseyin'in eündedir" diye-
rek Irak'la pazarhk yapmanın
söz konusu olmadığım söyledi.
Aynı hususu tekrarlayan Fransa
Dışişleri Bakanı Rolad Dumas,
ülkesinin "1983'ten beri Fllisün
konusunda bir uluslararası kon-
ferans toplanması geregini sa-
vundugunu" hatırlatarak, Paris
ve VVashington'un bu konuda
eski göruşlerini muhafaza etti-
ğini ifade etti. Bilindiği gibi
Fransa, Irak'ın Kuveyt'ten çekil-
mesiyle tüm Ortadoğu sorunla-
nnın çözümü için uluslararası
konferans toplanması arasında
ilişki kurulmasına "ilke" olarak
karşı değil. ABD, bu tür bir bağ
turrnanın Saddam'a saldınsın-
da prim verrhek' ve trak
v
ı cesa-
retlendirmek anlamına geleceği-
ni düşunüyor. Nitekim Dumas-
nın bu kısa açıklamasından son-
ra Baker bir kez daha söz iste-
yerek basın mensuplanna ABD
ve Fransa'nın, Irak'la pazarhk
olmayacağı hususunda aynı gö-
rüşü paylaştıklannı vurgulama
gereği duydu.
Fransa'da birçok gözlemci,
Paris'le Washington arasında
Irak'a karşı izlenecek politika
konusunda, tüm resmi yalanla-
malara rağmen görüş farkhlığı
olduğunu iddia ediyor. Başkan
Mitterrand bu akşam yerel saat-
le 18.00'de bir basın toplantısıyla
kamuoyuna hitap edecek.
Paris'teki konuyla ilgili çevre-
ler, Aziz-Baker göTüşmesi hiçbir
ilerleme kaydetmeden bittigi
takdirde, Başkan Mitterrand'ın
banş şansını son bir kez daha
zorlayacağını tahmin ediyor.
Birçoklan, bugünkü tarihi zirve-
nin hemen sonrası için basınla
"randevulaşan" Mitterrand'ın,
burada kendi dışişleri bakanını
Bağdat'a göndereceğini açıkla-
yacağım düşunüyor. Bu arada
bir Arap ülkesi ile "ortaklaşa"
girişimden de söz ediliyor. Bu
ülkenin bir süredir Körfez krizi
konusunda arabuluculuk yap-
maya çalışan, ancak şundiden
sonuç alamayan Cezayir olaca-
ğı tahmin ediliyor.
Elysee Sarayı'mn bir basın
sözcüsü bu iddialan doğrulama-
makla birlikte bize, "Baker'ca
söylenip de çeşitli psikolojik ne-
denlerk Iralddann anlamakta
güçliik çektigi şeyier, Fransızla-
nn tğzuıdan çîkınca anlaşılma
olasıhğı daha yüksek olabilir"
dedi. Aynı sözcü, her şeye rağ-
men Fransa'nın Irak'la Kuveyt'-
ten çekilme konusunda pazarhk
yapmasının ihtimal dışı olduğu-
nu yineledi.
Almanya muhabirimız Dilek
ZaptçıogJu'nun haberine göre
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker, Bonn'a geldikten sonra
yaptığı açıklamada, bugün Irak
€K>çhazırlığı
(Baftarafı 1. Sayfada)
çiminde oldu. Ote yandan çok
' daha önceden hazırlanmış olan
"tahliye ve seyrekleştirme
! pianlan" da gözden geçirildi. Sı-
;cak savaştan yoğun olarak etki-
lenen büyük kent merkezlerin-
jdeki nüfusun, önceden belirlen-
• mis yerlere taşınarak kent mer-
ikezindeki nüfusun azaltılması-
|nı içerdiği belirtilen bu planla-
; malann da günceUeştirildiği öğ-
•renildi. Ancak yetkililer, NA-
• TO'nun bu konuda "tahliye ve
', seyrekleştirme" uygulamasını
iprensip olarak benimsemediği,
bunun aksine insanlann bulun-
dukları yerde korunmasına iliş-
kin önlemlere ağırlık verdiğini
anımsattılar. Yetkiliier, kendile-
'.rininde prensip olarak bunu be-
nimsemelerine karşın, çıkması
olası sıcak savaşın yaralacağı so-
nuçlara göre "tahliye ve seyrek-
leştinne"nin de uygulanabilece-
ğini ifade ettiler. Yetkililer, sivil
halkın bölgeden tahliyesini va-
lilikler emrindeki il savunma
sekreterliklerinin, askeri perso-
nel ve bunların yalanlannın tah-
liyesini ise garnizon komutanhk-
lannın gerçekleştirdiğini de
anımsattılar.
tçişleri Bakanhğı yetkilüeri,
üzerinde önemle durulan bir di-
ğer çalışmanın da, olası sıcak sa-
vaşta Türkiye'ye giriş yapmala-
n beklenen binlerce Irakhnın
barınabilecekleri yerlerin belir-
lenmesi konusunda olduğunu
söylediler. Bu yönde, onbinler-
ce insanın barınmasına olanak
sağlayacak yerlerin ve bu amaçla
kullanılacak malzemelerin sağ-
lanmasına çalışıldığmı da kayde-
den yetkililer, bu insanlar için
gerekli sağhk ve temizlik malze-
meleri ile gıda maddelerinin de
sağlanması yönünde çalışmalar
yapıldığını ifade ettiler.
Edinilen bilgilere göre Türki-
ye'ye gelecek bu Iraklılar için
büyük "cadır kent"ler oluşturul-
ması düşünülüyor. Özellikle Gü-
neydoğu'da oluşturulacak bu
"cadır kenf'lerin sayılanmn da
geleceklerin miktarına göre be-
lirleneceği kaydedildi.
Bir askeri yetkili, Içişleri Ba-
kanlığı'nın bu çalışmasının
anımsatüması uzerine, "Bu, kri-
ze yöneük besapbuın çıkması
muhtemel bir sıcak savaşta
Türkiye'nin taraf olmayacağı
uzerine oluşrurulduğu Ldenimmi
veriyor" dedi. Içişleri Bakanh-
ğı'nın, gelecek bu insanları
"miilteci" statüsüne göre ülke-
de banndırmaya yönelik çahş-
malar yapabileceğini belirten
yetkili, "Türkiye'nin çıkacak sı-
cak savaşta taraf olması halin-
de gelecek insanlara 'savaş esiri'
statüsüne göre işlem yapdır. Bu
konudaki tüm yetkiler ise bilin-
diği gibi Genelkurmay Başkan-
lıgı'na aittir" anımsatmasmı da
yaptı.
Bu arada Körfez krizi ile bir-
likte Türkiye'de gerçekleştirilen
sivil savunma tatbikatlannın so-
nuncusu 12 ocak cumartesi gü-
nü Ankara'da yapılacak. tl sa-
vunma sekreterliğince gerçekleş-
tirilecek tatbikatta, kimyasal si-
lahların kullanıldığı bir savaşta
halkın güvenli yerlere kısa süre-
de tahliyesine ilişkin uygulama-
lara da yer verileceği öğrenildi.
ADANA HIPODROMIPINDAN FİKRET DAĞUOĞU
Cini ve Altuğ daha şanslı
• 1. KtfŞU: Süper forma ulaşan
'. Didar, yarışın en şanslı atıdır.
, Hafif kilosu ile Kayra en yakın
; rakibidir. Düzelen Akansel ve
uzun bir aradan sonra koştuğu
' yanşta göz dolduran Küçükşe-
'•rifeyanşın sürpriz atıdır.
12. KOŞII; tdmanlannda aşama
g'Österen Adalya'yı birinciliğe
'daha yakın görüyoruz. Ada-
' na'da ilk koşusunu kazanan Si-
ibel II 'yi rakip olarak görüyo-
1
ruz. Çarşamba günkü koşusun-
da başarılı olan Tycoon ve
t
Şeyhçoban'ı sürprizde öneririz.
! 5. KOŞU: Pazartesi günu yap-
; tığı galobunda güzel bir dere-
; ce sergileyen Cini, günün ban-
- ko atıdır. Kilosunun ağır olma-
sına rağmen kıpırdanmalar
gördüğümüz Kıryunt'u rakip
olarak görüyoruz. Ciddi hazır-
hklar yapan Akbatur 1 ve sinir
• yapması önlenen Yerdelen
• sürpriz yapabilir.
! 4. KOŞL: Ciddi hazırhklar ya-
pan Sagıp ve Tairona arasında-
ki mücadele yanşın birincisini
belirleyecektir. İyi durumunu
muhafaza eden Burçakhamm,
daha sonra düşunülebilir. Tan-
kut'u sürprizde tutuyoruz.
5. KOŞU: Formunun zirvesin-
de olan Beycan ve yeniden es-
ki günlerine dönen Demirkır
arasındaki birincilik mücadele-
sine, dereceli galoplar yapan
tzzet de katılabilir. Sonbatur'u
sürprizde öneririz.
6. KOŞU: Istikrarh yarışlar çı-
karan ve formunu muhafaza
eden Altuğ, idmanlanndaki gü-
zelliğini yarışa yansıtamıyor.
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağlıoğlu
Naip Yılrnaz
H. Aksoy
; K. Akyer
2-5-1
1-2-11
1-2-11
2-1-11
4-1-6
4-1
4-5-1
4
6
6
6-3-10
2-6-8
2-3-4-5
4-3-5
4-2-5
3-4-2
2-12
2-7
2-6-5
2-5-7
3-4-6
12-4-3
9-2-3
2-3-6-9
Bu kez kazanacağını varsayıyo-
ruz. Yanangün, Altınay ve
Sonkoz'u tabela için öneririz.
Arızasını atlatan Erdoğdu da
tabela yapabilir.
7. KOŞU: Son yanşında göz
dolduran Şerife, birinciliğe da-
ha yakın. Varol lızet ve Asu-
man ekürisi ihmale gehnez. Ka-
malı Il'yi sürprizde tutuyoruz.
TAHMEVLER
1. KOŞU: F: Didar (2), P. Kay-
ra (10), PP: Akansel (8), S.Kü-
çükşerife (6).
2. KOŞU: F: Adalya (2), P: Si-
bel (11), PP: Tycoon (1), S:
Şeyhçoban (5).
3. KOŞU: F: Cini (4), P: Kır-
yunt (1), PP: Akbatur (2),
S.Yerdelen (6).
4. KOŞU: F: Sagıp (6), P: Tan-
kut (2), PP: Tairona (10), S:
Burçakhamm (3).
5. KOŞU: F: Beycan (2), P:
Demirkır (3), PP: tzzet (4), S:
Sonbatur (5).
6. KOŞU: F: Altuğ (2), P: Ya-
nangün (5), PP: Altınay (1), S:
Sonkoz (18), S: Erdoğdu (7).
7. KOŞU: F: Şerife (3), P: Asu-
man (4), PP: Varol lzzet (2), S:
Kamah (12).
Dışişleri Bakanı Tank Aziz'le
yapacağı görüşmeyi "banş için
son sans" olarak niteledi.
Baker, Almanya Dışişleri Ba-
kam Hans Dietrich Genscher ile
dün yaklaşık bir saat süren bir
görüşme yaptı.
Uluslararası kamuoyunu,
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin'e karşı "birteşik bir
cephe" kurmaya çağıran Baker,
"Farklı işaretler vermememiz ve
Saddam Höseyin'e uluslararası
kamuoyunun kararlı olduğunu
göstennemiz çok önemlidir" de-
di.
Baker, görüşmeden sonra
yaptığı açıklamada, Irak'ın Ku-
veyt'ten 15 ocağa kadar şartsız
çekilmesi yolunda BM Güvenlik
Konseyi'nin almış olduğu karar-
dan dönüşün söz konusu olma-
dığını söyledi.
Baker, 15 ocaktan sonra
ABD'nin tutumunun ne olaca-
ğım soran bir gazeteciye ise,
"BM karan, güç kullammına
izin verOdiğini belirtiyor. Sade-
ce izin verildigini belirtiyor, ge-
rekli demiyor" şeklinde yanıt
verdi.
Baker, Bonn'da Almanya
Başbakanı Helmut Kohl ile de
görüştü.
Yaklaşık 1.5 saat süren Kohl-
Baker görüşmesinde Körfez kri-
zindeki son gelişmeler ele alm-
dı. Körfez krizi ile ilgili olarak
AT ile ABD'nin aynı politikayı
izlediklerini söyleyen Kohl,
"Cenevre'de yapılacak olan âr-
ve görüşmesi Körfez krianin
banşçı bir şekilde sonuçlandınl-
ması için önemli bir şans oluş-
turuyor. Bu şansın degeriendi-
rilmesini diliyoruz" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın, Irak Dışişleri Bakanı
ile göruşmesinden hemen sonra
Türkiye'ye geleceği acıklandı.
Beyaz Saray sözcüsü, Baker'in
Aziz ile görüştukten sonra Türk-
iye'ye hareket edeceğini ve yann
Ankara'da Cumhurbaşkam Tur-
gut Özal, Başbakan Ytldınm
Akbnhıt ve Dışişleri Bakanı Ah-
met Kurtcebe Alplemocin ile gö-
rüşeceğini bildirdi.
Bush'un mesajı
ABD Başkanı George Bush,
Irak'a karşı oluşturulan koalis-
yonda yer alan müttefik ülkeler-
de yayımlanmak amacıyla gön-
derdiği mesajda BM Güvenlik
Konseyi'nin Irak'ın Kuveyt'ten
çekilmesi için tamdığı son süre
konusunda açıklık getirmek is-
tediğini söyledi.
Bush, "15 ocak tarihi bir as-
keri çatışma için kesin bir tarih
değil, Saddam Hüseyin'in bansı
savaşa tercih etmesi için öngö-
rülen tarihtir" dedi.
George Bush, Irak'ın ulusla-
rarası düzene karşı bir saldırıya
girdiğini ve 15 ocak tarihinin
medeni dünyanın sabnnın sını-
nnı gösterdiğini kaydetti.
Başkan Bush, "Son tarihi
ilan etmenin amacı Saddam'a
açık bir mesaj vermekti. Mesaj:
Gecikmeden ve şartsız olarak
Kuveyt'ten çekil yoksa bu tarih-
te ya da daha sonra BM'nin is-
tegini yerine getirmek için, ko-
alisyonun gerekli bütün yollan
uygulamaya hazır ve istekli ol-
masını kabullen'' dedi.
Başkan Bush'un, ABD Dışiş-
leri Bakanı James Baker'ın Irak
Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile
görüşmesinden bir gün önce
Körfez politikası hakkında bu
konuşmayı yapması beklenme-
yen bir hareket olarak nitelen-
diriliyor. Bush, Baker-Aziz gö-
rüşmesini, Irak'ın Kuveyt'ten
banşçı yollarla çekilmeyi kabul
etmesi şansı için son fırsat ola-
rak nitelendirdi.
Aziz sert
Irak Dışişleri Bakanı Tank
Aziz de ulkesinin "baskıya bo-
yun eğmeyecegini" söyledi.
Aziz, Amerikan CBS televziyo-
nuna Bağdat'ta verdiği demeç-
te, bölgede silahlı çatışma çıktı-
ğı takdirde, tsraiPin bu savaşa
başlar başlamaz karışma duru-
munda kalacağını da belirtti.
Irak Dışişleri Bakanı, BM'nin
çokuluslu güce askeri harekât
için verdiği 15 ocak tarihini de
sınır olarak kabul etmedikleri-
ni kaydetti.
Tank Aziz, Irak birliklerinin,
15 ocağa kadar Kuveyt'ten çıkıp
çıkmayacagı sorusuna ise "Ayın
15'ine kadar bir değişiklik ola-
cağıru sanmıyonım. Baskıya bo-
yun eğmeyeceğiz. Bir tehdit ha-
vası içinde bareket etmeyecegiz"
diye yanıtladı.
Çevik kuvvet
(Baftarafı 1. Sayfada)
rildi.
Diyarbakır'da Genelkurmay
Başkanhğı ve NATO tarafından
oluşturulan Müttefik Basın Bilgi
Merkezd (APIC) Komutam Kur-
may Albay Halil Kalaycı, "alı-
nan tüm önlemlerin savunmaya
yönelik" olduğunu söyledi.
Albay Kalaycı, tüm uçaklann
göreve hazır olduğunu bildüir-
ken, Çevik Kuvvet'in PKK'ya
karşı kullanılacağı yolundaki id-
dialan "Çevik Kuvvet çoluk ço-
cuk oyuncagı degildir. Tüm id-
dialar asılsızdır" şeklinde yanıt-
ladı.
Türkiye'nin NATO'dan talep
ettiği Çevik Kuvvet'e ait hava
birliklerinin konuşlanmalan sü-
rüyor. önceki gün Almanya'ya
ait 18 uçaktan oluşan 1 Alpha
jet filosu ile Italyanlara ait 6
uçaklık RF-104 füosu Malatya-
daki Erhaç Hava Üssü'de ko-
nuşlandı.
Diyarbakır'daki 2. Taktik Ha-
va Kuvvet Komutanlıgı bünye-
sindeki 8. Ana Jet Üssü'nde ko-
nuşlanacak olan Belçika'ya ait
18 uçaklık Mirage-5 filosu ise
Diyarbaku-'daki yoğun sis nede-
niyle dün de gelemedi. Mirage-5
fılosunun halihazırda Balıkesır-
de bulunduğu bildirildi.
NATO ve Türk Silahh Kuv-
vetleri tarafından oluşturulan
Müttefik Basın Bilgi Merkezi'n-
de (APIC) dün yerli ve yabancı
basına mensup 50 dolayında ga-
zeteciye brifing verildi. Genel-
kurmay Başkanhğı Basın ve
Halkla llişkiler Şube Müdürü ve
APIC Başkanı Kunnay Albay
Halü Kalaycı, basın merkezinin
ana amacırun "dünya ve Türk
kamuoyuna dognı bitgUeri za-
manında aktarmak" olduğunu
söyledi.
Türkiye'nin Körfez krizinüı
başlangıcından bu yana "yurt-
ta sulh, cibanda sulh" prensibin-
den hareket ettiğini ve krizin ba-
nşçı yollardan çözümlenmesini
istediğini de bildiren Albay Ka-
laya, "Türkiye, krizin kendi top-
raklanna intikaiini önlemek için
savunmaya yönetik her türiü ön-
lemi alnuşUr" dedi. Konuşma-
sında alınan tüm önlemlerin ve
NATO Çevik Kuvveti'nin Türki-
ye'ye çağnlmasmın "savanmaya
yöneUk" olduğunu defalarca yi-
neleyen Albay Kalaya, "Bunun
dısında hiçbir maksat ve niyeti-
miz yoktur. Türk Silahlı Kuvvet-
leri vatan topraklannı savuna-
cak kuvvet ve kudrettedir" diye
konuştu.
TSK'nın başlı başına bir cay-
dırıcı unsur olduğunu da bildi-
ren Albay Kalaya, NATO Çevik
Kuvveti'nin Türkiye'de konuş-
landınlması yolundaki Türk ta-
lebini ise şöyle açıkladı:
"NATO Çevflc Kuvveti'nin
hava unsuru AMF-<A) Türkiye!-
ye yönelik olası bir tehdidi cay-
duinak amacıyla talep edildi ve
onun için geliyor. Maksat, mü-
tecavizi girişebilecegi bir barekit
için tekrar tekrar düşünmeye
sevk etmektir. Bu çercevede Al-
manya'dan Alpha jet, Italya'dan
RF-104 ve Belçika'dan da
Mirage-5 uçakları Malatya ve
Diyarbakır'da konuşlandınhyor.
Almanlann ve İtalyanlann ko-
nuşlanması tamamlanmıştır.
Ancak hava durumunun bozuk
olması nedeniyle Diyarbakır'da
konuşlanacak olan Belçika filo-
su henüz gelememiştir. Bu filo
halen Balıkesir'de bulunmakta-
dır."
Gazetecilere teçhizat
Albay Kalaya, daha sonra ba-
sın mensuplannm çeşitli sorula-
nnı yamtladı. Bir gazetecinin
"Gazetecilerin bölgede gezdiril-
mesi sırasında PKK militanlan-
nın askeri konvoya düzenleyebi-
lecekleri olası bir saldınya kar-
şı önlem alındı mı" şeklindeki
soruyu "Böyle bir tehdit söz ko-
nusu degildir" şeklinde yamtla-
dı.
"Olası bir sıcak savaş duru-
munda gazeteciler için ne gibi
önlemler alındı" sorusuna ise
"Ben de sizlerie birlikte burada-
yım. Ancak her türiü önlem
mevcuttur. Çelik başlık, kimya-
sa) silahlara karşı teçhizat, hep-
si vardır" yanıtım verdi.
Albay Kalaycı, Çevik Kuvvet1
in olası bir sıcak savaşta Türk
Silahh Kuvvetleri'nin yanında
savaşıp savaşmayacağı konusun-
da "net" bir yanıt vermekten ka-
çınarak şöyle konuştu:
"O zaman NATO prosedüni
işlemeye başlar. Bu prosedür
başladtktan sonra fılolara kimin
komuta edecegi bellidir. Bu, 6.
AIAF Komutam Hava Korgene-
ral Öner Dinçer'dlr. Sıcak savaş
vuku bnranca NATO prosedörü
işlemeye başlayacaktır."
Türkiye'ye gönderilen NATO
Çevik Kuvveti'nin "demode, es-
ki ve yetersiz kapasitede oçaklar-
dan oluştugu yolundaki haber-
teri" ise Albay Kalaya şöyle ya-
lanladı:
"önemli olan NATO'dnr.
Uçsfm kapasitesi, cinsi önemli
degDdir. NATO'nun burada gös-
teri yapmasıdır Bu proscdüre
uygun olarak da kullanılacak-
lardır. Çevik Kuvvet'e ait uçak-
lann hangi tipte olacagı NATO
planlannda yazılıdn-. Bu uçak-
lann cinsi, türü, ülkelere, olay-
lara göre degişmez."
Albay Kalaycı, bir başka ga-
zetecinin "Çevik Kovvet'in
uçaklan göreve hazır mıdır"
şeklindeki sorusuna ise "Uçak-
lar her türiu göreve hazırdır. Bi-
zim uçaklannuz gibi" yanıtını
verdi.
öte yandan Alman ARD te-
levizyonuna mensup gazeteciler,
Malatya ve Mardin'de çekimler
yaparken gözaltına alındılar. Bu
gazeteciler bir slire gözaltında
tutulduktan sonra serbest bıra-
kıldılar.
Belçikalı komutarun
sözleri
Diyarbakır'da bulunan basm
mensuplanna dün öğleden son-
ra 2. Taktik Hava Kuvvet Ko-
mutanlığı bünyesindeki 8. Ana
Jet Üssü'nde Belçika filosuna
aynlan bölüm gezdirildi. Belçi-
kalı filo komutam Albay Jean
Joly gazetecilerin bazı sorulan-
nı yarutlarken Mirage-5 uçakla-
rının "eski, ancak kötü
uçaklar" omiadığım söyledi.
Albay Joly, bir soruya, "Bu
uçaklar bizün envanterimize
1970-71'U yıllarda girmiştir.
Tam elektronik savaş kabiliye-
tine sahipür. Eskidir, ama kö-
tü degDlerdir" yanıtuıı verdi.
Belçikalı Komuum, Diyarba-
kır'da halihazırda 68 Belçika as-
kerinin bulunduğunu,
sevkiyatın tamamlanmasından
sonra ise bu sayımn 200' e ula-
şacağım büdirdi. Albay Joly,
Cumhuriyet muhabirinin "Sa-
vaş çtkarsa Belçika filosu ne ya-
pacak?" şeklindeki sorusuna ise
"Bidm şu andaid rolümüz sa-
dece caydırıcıdır. Yani NATO,
Türkiye'nin yanındadır dernek
için buradayız. Savaş çıkarsa ne
olacafını bilemem" karşdığını
verdi.
Albay Joly, "Ancak hükü-
metiniz savaş çıkması haünde
yeni bir deg«iendirme yapüaca-
ğını açıkladı. Bu konudaki gö-
rüşunüz nedir?" sorusu uzerine
de "Siz benden daha fazla şey
biliyorsunuz. Benim böyle bir
şeyden haberim yok. Şu anda-
ki görevimiz caydıncı. Ancak
savaş halindeki karan hüküme-
timiz alacaktır" şeklinde
konuştu.
Belçika Askeri Ataşesi Albay
Lambert Martens, "Sıcak çatış-
tnaya katılma karan siyasi bir
karardır" dedi. Albay Martens,
sozJerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda sıcak bir çatışma
yok. 15 ocaktan önce de böyle
bir şey beklenmiyor. Sıcak ça-
bşmaya katılma karan siyasi bir
karardır. Şu anda Belçika'da da
bu konu tartışılmaktadır. Bu
konuda bir karar alınacaktır.
Bu arada Belçika'nın Anka-
ra Büyükelçüiği'nde görevli as-
keri ataşesi Albay Lambert
Martens Belçika fılosunun ola-
sı bir sıcak savaşta görev alabil-
mek için yetki beklediğini
bildirdi.
Diyarbakır'da kunılan müt-
tefik basın merkezinden bugün
Malatya-Erhaç hava üsüne bir
gezi düzenlendi. Yaklaşık 50 do-
layında yerli ve yabancı basın
mensubuna bugün Malatya Er-
haç hava üssü gezdirüecek ve
üste bulunan Italyan ve Alman
filo komutanlarına söyleşi yap-
ma olanağı tamnacak.
Savaş uçağı düştü
Genelkurmay Genel Sekreter-
liği'nden verilen bilgiye göre Çe-
vik Kuvvet'in konuşlandınldığı
Malatya Erhaç Askeri Havaala-
nı'nda inişe geçen bir F-4 savaş
uçağı, kötü hava şartlarından
kaynaklanan görüş mesafesinin
azılması nedeniyle dün düştü.
Askeri yetkililer, "GCA
yaklaşunı" yaparken düşen uça-
ğın biri binbaşı diğeri üsteğmen
iki pilotunun kazadan sağ ola-
rak kurtulmayı başardıklannı
söylediler.
GOZLEM
UGUR MUMCU
{Baftarafı 1. Sayfada)
Başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere bü-
tün Batı ülkelerinde 'stratejik araştırma enstitüleri' bulunur.
Bu enstitüler, yaşanan olayları elde ettikleri veri ve olgular-
la değerlendirir; olası gelişmeler ile ilgili düşünceler üretir-
ler; hükümetler de önlemler alırken ve hazırlıklar yaparlar-
ken bu degeriendirmelerden yararlanırlar.
Bir savaşı yürütmek için önceden yapılan tasarılara ve
saptanan planlann bütününe ve bu tasarı ve planlar ile eri-
şilmek istenen amaca genel olarak 'strateji' deniyor.
ingilizlerin herhalde Çanakkale'de ve İstanbul'u işgal et-
tiklerinde bir stratejileri vardı. Bu stratejiler de hem siyaset
adamları hem savaş uzmanları ile saptanmıştı.
Ne oldu?
Çanakkale direnişi ile Kurtuluş Savaşı, bu 'stratejileri' alt-
üst etti. Asya'yı Avrupa'ya bağlayan köprüdeki soylu ulusa!
direniş, emperyalist stratejilerini tarihin çöp tenekelerine attı.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde Hitler ve Mussolini de el-
bette büyük stratejiler ile savaşa koyulmuşlardı. Bu strate-
jilere hem Hitler ve Mussolini hem Alman ve italyan gene-
raller inanmışlardı.
Ne oldu?
Hitler, sığınakta intihar etti, Mussolini, Alman askerleri
arasında ülkesinden kacarken yakalanıp öldürüldü ve bir
sokak fenerine asıldı!
O kadar gerilere gitmeye de gerek yok; Vietnam savaşı-
nı anımsayın... ABO, bu savaş için nice stratejiler saptamış;
savaşı kazanacağından emin olduktan sonra Vietnam sa-
vaşına girmişti.
Amerika, Vietnam savaşından yenik çıktı. Sovyetler de
Afganistan işgalinden büyük yaralar aldı.
İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden yıllar önce,
Atatürk, 3 Mart 1932 günü Amerika'nın ünlü Generali Mac
Arthur ile yaptığı görüşmede, Almanya'nın, İngiltere ve Sov-
yet Rusya dıçındaki bütün ülkeleri ışgal edebilecek bir or-
du kurup Versailles Antlaşması'nı yırtacağını; dünya sava-
şının da 1940-46 arasında patlak vereceğini söylemişti.
Peki Mussolini?
Atatürk, Mac Arthur'a, o gün, İtalyan diktatörü Mussoli
:
nin olası bir savaşa girmezse banş masalarında etkili ola-
cağını, ancak Mussolini'nin 'Sezarrolüne' soyunacağını ve
bunda da başarılı olamayacağını anlatmıstı. ""
Savaşı kim kazanacaktı?
Almanya mı? Fransa mı? Yoksa İngiltere mi?
Hiçbiri...
Atatürk, 1932 yılının mart ayında General Mac Arthur'a
geleceğin felaketier
1
ile dolu olduğunu vurguluyor ve şu ön-
görüsünü anlatıyordu:
—Avrupstdaki devlet adamları, başlıca uyuşmazlık konu-
su olan sorunlan her türiü ulusal bencitlikten uzak ve ya/-
nızca bütün dünyanın yararına, son bir çaba ve iyi niyetle
ele almazlarsa, korkanm ki felaketin önü alınamayacaktır.
Çünkü, Avrupa sorunu, İngiltere, Fransa ve Almanya arasın-
daki uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bugün Avrupar
nın doğusunda bütün uygarlığı ve hatta insanlığı korkutan
yeni bir güç behrmiştir. Bütün madde ve ruh vartığtnı tümüy-
le dünya ihtilali amacma seferber eden bu korkunç güç, üs-
telik Avrupalılar ve Amerikalılarca henüz bilinmeyen yepye-
ni siyasal yöntemler uygulamakta ve karşıtlarının en küçük
hatalanndan bile en iyi bıçimde yararlanmasını bilmektediner.
Atatürk, bu saptamalardan sonra İkinci Dünya Savaşı-
nın kimler tarafından kazanılacağını da söylüyordu:
—Avrupa'da olusacak bir savaşın başlıca galibi ne İngil-
tere ne Fransa ne cfe A/manya
J
dır, sactece Bolşevizmdir. (Ata-
türk'ün Söylev ve Demeçleri, 1989, s: 134-135).
Atatürk, Kurtuluş Savaşı yıllarında Sovyetler'den para ve
silah yardımı aldı. Ancak Türkiye'yi Sovyet uydusu yapma-
yacak 'tam bağımsızlık' siyaseti izledi. Atatürk ve silah ar-
kadaşları, Kurtuluş Savaşı'nda, tam bağımsızlık' siyaseti iz-
lemeyip de Errver Paşa'nın düşündüğü gibi Sovyet desteği
ve güdümündeki bir savaşa girseydi, Türkiye, büyük olası-
lıkla, savaş sonrasında bir Sovyet Cumhuriyeti olacaktı.
Atatürk'ün en yakın düşün ve silah arkadaşı ismet İnö-
nü'nün cumhurbaşkanlığındaki Türkiye, o günlerin güç ko-
şullarına yenik düşüp savaşa girseydi, Türkiye, İkinci Dün-
ya Savaşı sonrasında galip devletlerce paylaşılacaktı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa'ya da ege-
men olan Sovyetler bugün bir büyük çöküntü yaşıyor.
Ve bölgede tek süper gücün egemenliğine dayalı yeni
dengeler oluşuyor. Türkiye, bu koşullarda bir savaşa sürük-
leniyor.
Atatürk, 1932 yılında, İkinci Dünya Savaşı'nın 4O'lı yıllar-
da çıkacağını, bu savaşın da Sovyetler Birliği'nce kazanı-
lacağını görebilmişti. Körfez savaşının getireceği sonuçla-
rı bugünden görebilecek bir devlet adamımız ya da bir sta-
teji uzmanımız var mı?
Yok... ı
Dış siyasetimiz "Bush'a güven, gerisini merak etme sen" |
saplantısına ve yazgısına bağlanıyor. |
Körfez savaşını ABD kazanamazsa ne olacak? |
Hiç düşünülüyor mu? |
TÜRKtYETE ASKER GÖNDERİLMESİ
Ispaııya kanşü
MADRtD (AA) — El Mun-
do gazetesinde yayınlanan bir
savaş haünde Türkiye-Irak smı-
nna Ispanyol askeri birliklerinin
sevk edilmesi konusunda genel-
kurmay bünyesi içinde hazırla-
nan "Papa Tango-07" adlı gizli
plan Ispanya'yı kanştırdı.
Ispanya Savunma Bakanlığı'-
nca yapılan açıklamada, planm
varlığı doğrulanarak, bu tür ça-
hşmaların ordu içinde zaman
zaman yapıldığı belirtildi ve
"Hükümeün bölgeve asker gön-
derilmemesi yolundaki kararın-
da bir değişme yoktur" denildı.
"Çok gizli" kaydıyla hazırla-
nan raporların basına sızması
üzerine genelkurmayda buyük
bir soruşturmamn başlatıldıği
öğrenildi.
Bu arada Madrid'de yayınla-
nan "Ya" gazetesinin mansetten
verdiği haberde de lspanya'nın
en büyük ucak gemisinin Türki-
ye'ye hareket etmek üzere hazır-
landığı ileri sürüldü. 14 ocakta
Atlas Okyanusu'na açümak üze-
re hazırlanan geminin son anda
bu görevden alınarak Akdeniz'e
gönderilmeye hazır hale getiril-
diği bildiriliyor. Bir Türk lima-
nında demirleyecek olan uçak
gemisinin savaş halinde diğer
NATO guçleriyle birlikte hareket
edeceği öne sürülüyor.