23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AÇLIK GREVİ — Tokyo'da Koreli 4 ögrenci, Japonya'daki KorelİIere yapılan haksızlıklan protesto etmek için açlık gre- vi başlattılar. 700.000 Korelinin yaşadığı Japonya'da, Kore- Kkr Japonlara oranla çok daha az haktan yarartanabiliyorlar. 5 saatlik uzay yürüytişü Dış Haberler Servisi — Sov- yet MlR Uzay lstasyonu'nda bulunan kozmonotlardan Vik- tor Afanasiyef ile Musa Mana- rov önceki gece yansı istasyon- dan uzaya çıkarak beş saat 18 dakika süreyle onanm çalışma- ları yaptüar. Sovyet TASS ajansmın bildir- diğine göre geçen yaz hasara uğ- rayan bir çıkış kapağını onaran kozmonotlar MtR istasyonuna deneylerde yararlanmak üzere bir solar bateri yerleştirdiler. Daha önce Kvant-2 modülü- ne yerleştirilmiş bulunan bir te- levizyon kamerasını çıkaran •uzaycılar, daha sonra normal çahşma düzenlerine geçtiler. CUMHURİYET/19 ÖDÜL ÖPÜCtJGÜ — Dünyada yılın futbolcusu seçilen Lothar Matthaeus ödiUünü ve ödüi öpiicüğunu Almanya güzelinden aldı. (Fotograf:A- FP) 14küo kaçakaltm ATtNA (AA) — Tûrkiye'den Yunanistan'a altm kaçakçıhğı yaptıklan iddiasıyla Batı Trak- yalı üç Türk otobüs şoförü ya- kalandı. Polis, yaptığı aramada Yu- nan plakalı otobüsün özel bir bölmesine gizknmiş 14 kilo kül- çe altmı bulunca Batı Trakyalı üç şoför ile elli yolcuyu alıkoy- du. Konuyla ilgili açıklamada, Molla Hüseyin (32) isimli bir şo- förün, külçe altını kendisine Bursa'da ismini bilmediği bir Türkün verdiğini söy'edi- ği Ueri süruldü. Hüseyin'in bu "itirafı" üzc- rine polis, Ahmet Mümin (34) ve Halil Halil isimli diğer iki Ba- tı Trakyalı Türk şoförü de göz- altına aldı. BAYAN MARCOS'UN ŞARK1SI — Fulpinler'in eski diku- törtt Marcos'un eşi tmelda Marcos, New York'ta gününü gün etraeyi sürdürüyor. New York'un yazar Joey Adams'ın do- ğum günii partisinde şarkı söyleme yanşmasuu kaybeden Ba- yan Marcos, eline tutuştunılan 1 dolarla yetindi. HABERLERIN DEVAMI OLAYLAREN Savas mı, barıs mı? ARDENDAK1 GERCEK (Baştarafı 1. Sayfada) lerini kuşatan silahtar, 21'inci • yüzyüa yaklaşan dünyada Tür- '• kiye'yi 19'uncu yüzyıla geri gö- ', ttirüyordu. ', Ne var ki iktidann kışkırtıa 1 tutumuna karşın işçi, serinkan- • lılığmı bozmadı, olgun davran- • dı. Böylece üzücii olaylara yol açılmadı; polisle ve jandarma birlikleriyle işçi arasmda çatış- ma çıkmasmı isteyenlerin bek- • lentileri suya düştü. Yazımızın başında belirttiği- miz gibi işçinin olgunluğu ne ka- dar sevindiriciyse, özal yöneti- ; minin hamlığı o kadar üzücu- \dür. Ancak, gerek Körfez krizige- ! rek işçi eylemleri karşısındaki '. tutumuna bakarak Özal'a ilişkin • soru işaretlerinin büyüdüğü de görulüyor. Cumhurbaşkam sa- vaş, iç savaş veya çaiışmalardan medet mi ummaktadır? Dış ve iç ; siyasette neden ve niçin şahinleş- meyi yeğliyor? Eğer bir ruhsal • gerilim içinde değilse ve olum- \ suz tutumu hesaplıysa, bu soru- ', lar daha da düşündürücüdür. ; 3 ocak eyletni ve Zonguldak ; grevinden sonra gerçekleşen ; "Büyük Yürüyüş" Türkiye'nin • sancılı olduğunu vurgulamakta- \dır. Sorunlarm çözülebilmesi ', için gerekli sağduyu bugünkü iktidarda eksiktir. Türkiye gibi bir ülkede iktidann dengesizli- ğini işçinin serinkanlılığıyla den- gelemek her zaman olası değil- \dir,Bir kazaya uğramadan^ ge- \ nel'seçînilen'bulabilmek için ka- ; muoyunun olağanüstü dikkatle >t siyasal iktidarı denetlemesi ge- ı rekiyor ki bu, kolay bir iş sayı- ', lamaz. • • • (Baştarafı I. Sayfada) rand, bu akşam "Cenevre buluş- ması sonrası" bir basın toplan- tısıyla Fransız kamuoyuna hitap edecek. Banş konusunda hayli "karamsar" bir yaklaşıma sahip olan Paris'in, Baker-Aziz görüş- mesinden sonuç çıkmazsa her şeye rağmen yeni bir girişim baş- latacağından söz ediliyor. En yaygın söylenti, Fransa Cum- hurbaşkanı'nın, Dışişleri Baka- nı Roland Dumas'yı Bağdat'a yollayacağı. Fransa'nın bu giri- şiminde bir Arap ülkesiyle ortak hareket edeceği de ileri sürülü- yor. Baker, Mitterrand'la görüş- tükten sonra Almanya'ya uçtu. Mitterrand-Baker görüşmesi beklenenden çok daha uzun sür- dü ve görüşme çıkışmda iki ül- kenin dışişleri bakanlan kısa bi- rer açıklama yaptı. James Ba- ker, Fransa ile ABD'nin Körfez krizi konusunda "tam bir dayanışma" içinde olduğunu vurguladı ve "Banş şansı Sad- dam Hüseyin'in eündedir" diye- rek Irak'la pazarhk yapmanın söz konusu olmadığım söyledi. Aynı hususu tekrarlayan Fransa Dışişleri Bakanı Rolad Dumas, ülkesinin "1983'ten beri Fllisün konusunda bir uluslararası kon- ferans toplanması geregini sa- vundugunu" hatırlatarak, Paris ve VVashington'un bu konuda eski göruşlerini muhafaza etti- ğini ifade etti. Bilindiği gibi Fransa, Irak'ın Kuveyt'ten çekil- mesiyle tüm Ortadoğu sorunla- nnın çözümü için uluslararası konferans toplanması arasında ilişki kurulmasına "ilke" olarak karşı değil. ABD, bu tür bir bağ turrnanın Saddam'a saldınsın- da prim verrhek' ve trak v ı cesa- retlendirmek anlamına geleceği- ni düşunüyor. Nitekim Dumas- nın bu kısa açıklamasından son- ra Baker bir kez daha söz iste- yerek basın mensuplanna ABD ve Fransa'nın, Irak'la pazarhk olmayacağı hususunda aynı gö- rüşü paylaştıklannı vurgulama gereği duydu. Fransa'da birçok gözlemci, Paris'le Washington arasında Irak'a karşı izlenecek politika konusunda, tüm resmi yalanla- malara rağmen görüş farkhlığı olduğunu iddia ediyor. Başkan Mitterrand bu akşam yerel saat- le 18.00'de bir basın toplantısıyla kamuoyuna hitap edecek. Paris'teki konuyla ilgili çevre- ler, Aziz-Baker göTüşmesi hiçbir ilerleme kaydetmeden bittigi takdirde, Başkan Mitterrand'ın banş şansını son bir kez daha zorlayacağını tahmin ediyor. Birçoklan, bugünkü tarihi zirve- nin hemen sonrası için basınla "randevulaşan" Mitterrand'ın, burada kendi dışişleri bakanını Bağdat'a göndereceğini açıkla- yacağım düşunüyor. Bu arada bir Arap ülkesi ile "ortaklaşa" girişimden de söz ediliyor. Bu ülkenin bir süredir Körfez krizi konusunda arabuluculuk yap- maya çalışan, ancak şundiden sonuç alamayan Cezayir olaca- ğı tahmin ediliyor. Elysee Sarayı'mn bir basın sözcüsü bu iddialan doğrulama- makla birlikte bize, "Baker'ca söylenip de çeşitli psikolojik ne- denlerk Iralddann anlamakta güçliik çektigi şeyier, Fransızla- nn tğzuıdan çîkınca anlaşılma olasıhğı daha yüksek olabilir" dedi. Aynı sözcü, her şeye rağ- men Fransa'nın Irak'la Kuveyt'- ten çekilme konusunda pazarhk yapmasının ihtimal dışı olduğu- nu yineledi. Almanya muhabirimız Dilek ZaptçıogJu'nun haberine göre ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Bonn'a geldikten sonra yaptığı açıklamada, bugün Irak €K>çhazırlığı (Baftarafı 1. Sayfada) çiminde oldu. Ote yandan çok ' daha önceden hazırlanmış olan "tahliye ve seyrekleştirme ! pianlan" da gözden geçirildi. Sı- ;cak savaştan yoğun olarak etki- lenen büyük kent merkezlerin- jdeki nüfusun, önceden belirlen- • mis yerlere taşınarak kent mer- ikezindeki nüfusun azaltılması- |nı içerdiği belirtilen bu planla- ; malann da günceUeştirildiği öğ- •renildi. Ancak yetkililer, NA- • TO'nun bu konuda "tahliye ve ', seyrekleştirme" uygulamasını iprensip olarak benimsemediği, bunun aksine insanlann bulun- dukları yerde korunmasına iliş- kin önlemlere ağırlık verdiğini anımsattılar. Yetkiliier, kendile- '.rininde prensip olarak bunu be- nimsemelerine karşın, çıkması olası sıcak savaşın yaralacağı so- nuçlara göre "tahliye ve seyrek- leştinne"nin de uygulanabilece- ğini ifade ettiler. Yetkililer, sivil halkın bölgeden tahliyesini va- lilikler emrindeki il savunma sekreterliklerinin, askeri perso- nel ve bunların yalanlannın tah- liyesini ise garnizon komutanhk- lannın gerçekleştirdiğini de anımsattılar. tçişleri Bakanhğı yetkilüeri, üzerinde önemle durulan bir di- ğer çalışmanın da, olası sıcak sa- vaşta Türkiye'ye giriş yapmala- n beklenen binlerce Irakhnın barınabilecekleri yerlerin belir- lenmesi konusunda olduğunu söylediler. Bu yönde, onbinler- ce insanın barınmasına olanak sağlayacak yerlerin ve bu amaçla kullanılacak malzemelerin sağ- lanmasına çalışıldığmı da kayde- den yetkililer, bu insanlar için gerekli sağhk ve temizlik malze- meleri ile gıda maddelerinin de sağlanması yönünde çalışmalar yapıldığını ifade ettiler. Edinilen bilgilere göre Türki- ye'ye gelecek bu Iraklılar için büyük "cadır kent"ler oluşturul- ması düşünülüyor. Özellikle Gü- neydoğu'da oluşturulacak bu "cadır kenf'lerin sayılanmn da geleceklerin miktarına göre be- lirleneceği kaydedildi. Bir askeri yetkili, Içişleri Ba- kanlığı'nın bu çalışmasının anımsatüması uzerine, "Bu, kri- ze yöneük besapbuın çıkması muhtemel bir sıcak savaşta Türkiye'nin taraf olmayacağı uzerine oluşrurulduğu Ldenimmi veriyor" dedi. Içişleri Bakanh- ğı'nın, gelecek bu insanları "miilteci" statüsüne göre ülke- de banndırmaya yönelik çahş- malar yapabileceğini belirten yetkili, "Türkiye'nin çıkacak sı- cak savaşta taraf olması halin- de gelecek insanlara 'savaş esiri' statüsüne göre işlem yapdır. Bu konudaki tüm yetkiler ise bilin- diği gibi Genelkurmay Başkan- lıgı'na aittir" anımsatmasmı da yaptı. Bu arada Körfez krizi ile bir- likte Türkiye'de gerçekleştirilen sivil savunma tatbikatlannın so- nuncusu 12 ocak cumartesi gü- nü Ankara'da yapılacak. tl sa- vunma sekreterliğince gerçekleş- tirilecek tatbikatta, kimyasal si- lahların kullanıldığı bir savaşta halkın güvenli yerlere kısa süre- de tahliyesine ilişkin uygulama- lara da yer verileceği öğrenildi. ADANA HIPODROMIPINDAN FİKRET DAĞUOĞU Cini ve Altuğ daha şanslı • 1. KtfŞU: Süper forma ulaşan '. Didar, yarışın en şanslı atıdır. , Hafif kilosu ile Kayra en yakın ; rakibidir. Düzelen Akansel ve uzun bir aradan sonra koştuğu ' yanşta göz dolduran Küçükşe- '•rifeyanşın sürpriz atıdır. 12. KOŞII; tdmanlannda aşama g'Österen Adalya'yı birinciliğe 'daha yakın görüyoruz. Ada- ' na'da ilk koşusunu kazanan Si- ibel II 'yi rakip olarak görüyo- 1 ruz. Çarşamba günkü koşusun- da başarılı olan Tycoon ve t Şeyhçoban'ı sürprizde öneririz. ! 5. KOŞU: Pazartesi günu yap- ; tığı galobunda güzel bir dere- ; ce sergileyen Cini, günün ban- - ko atıdır. Kilosunun ağır olma- sına rağmen kıpırdanmalar gördüğümüz Kıryunt'u rakip olarak görüyoruz. Ciddi hazır- hklar yapan Akbatur 1 ve sinir • yapması önlenen Yerdelen • sürpriz yapabilir. ! 4. KOŞL: Ciddi hazırhklar ya- pan Sagıp ve Tairona arasında- ki mücadele yanşın birincisini belirleyecektir. İyi durumunu muhafaza eden Burçakhamm, daha sonra düşunülebilir. Tan- kut'u sürprizde tutuyoruz. 5. KOŞU: Formunun zirvesin- de olan Beycan ve yeniden es- ki günlerine dönen Demirkır arasındaki birincilik mücadele- sine, dereceli galoplar yapan tzzet de katılabilir. Sonbatur'u sürprizde öneririz. 6. KOŞU: Istikrarh yarışlar çı- karan ve formunu muhafaza eden Altuğ, idmanlanndaki gü- zelliğini yarışa yansıtamıyor. OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağlıoğlu Naip Yılrnaz H. Aksoy ; K. Akyer 2-5-1 1-2-11 1-2-11 2-1-11 4-1-6 4-1 4-5-1 4 6 6 6-3-10 2-6-8 2-3-4-5 4-3-5 4-2-5 3-4-2 2-12 2-7 2-6-5 2-5-7 3-4-6 12-4-3 9-2-3 2-3-6-9 Bu kez kazanacağını varsayıyo- ruz. Yanangün, Altınay ve Sonkoz'u tabela için öneririz. Arızasını atlatan Erdoğdu da tabela yapabilir. 7. KOŞU: Son yanşında göz dolduran Şerife, birinciliğe da- ha yakın. Varol lızet ve Asu- man ekürisi ihmale gehnez. Ka- malı Il'yi sürprizde tutuyoruz. TAHMEVLER 1. KOŞU: F: Didar (2), P. Kay- ra (10), PP: Akansel (8), S.Kü- çükşerife (6). 2. KOŞU: F: Adalya (2), P: Si- bel (11), PP: Tycoon (1), S: Şeyhçoban (5). 3. KOŞU: F: Cini (4), P: Kır- yunt (1), PP: Akbatur (2), S.Yerdelen (6). 4. KOŞU: F: Sagıp (6), P: Tan- kut (2), PP: Tairona (10), S: Burçakhamm (3). 5. KOŞU: F: Beycan (2), P: Demirkır (3), PP: tzzet (4), S: Sonbatur (5). 6. KOŞU: F: Altuğ (2), P: Ya- nangün (5), PP: Altınay (1), S: Sonkoz (18), S: Erdoğdu (7). 7. KOŞU: F: Şerife (3), P: Asu- man (4), PP: Varol lzzet (2), S: Kamah (12). Dışişleri Bakanı Tank Aziz'le yapacağı görüşmeyi "banş için son sans" olarak niteledi. Baker, Almanya Dışişleri Ba- kam Hans Dietrich Genscher ile dün yaklaşık bir saat süren bir görüşme yaptı. Uluslararası kamuoyunu, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e karşı "birteşik bir cephe" kurmaya çağıran Baker, "Farklı işaretler vermememiz ve Saddam Höseyin'e uluslararası kamuoyunun kararlı olduğunu göstennemiz çok önemlidir" de- di. Baker, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Irak'ın Ku- veyt'ten 15 ocağa kadar şartsız çekilmesi yolunda BM Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu karar- dan dönüşün söz konusu olma- dığını söyledi. Baker, 15 ocaktan sonra ABD'nin tutumunun ne olaca- ğım soran bir gazeteciye ise, "BM karan, güç kullammına izin verOdiğini belirtiyor. Sade- ce izin verildigini belirtiyor, ge- rekli demiyor" şeklinde yanıt verdi. Baker, Bonn'da Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile de görüştü. Yaklaşık 1.5 saat süren Kohl- Baker görüşmesinde Körfez kri- zindeki son gelişmeler ele alm- dı. Körfez krizi ile ilgili olarak AT ile ABD'nin aynı politikayı izlediklerini söyleyen Kohl, "Cenevre'de yapılacak olan âr- ve görüşmesi Körfez krianin banşçı bir şekilde sonuçlandınl- ması için önemli bir şans oluş- turuyor. Bu şansın degeriendi- rilmesini diliyoruz" dedi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın, Irak Dışişleri Bakanı ile göruşmesinden hemen sonra Türkiye'ye geleceği acıklandı. Beyaz Saray sözcüsü, Baker'in Aziz ile görüştukten sonra Türk- iye'ye hareket edeceğini ve yann Ankara'da Cumhurbaşkam Tur- gut Özal, Başbakan Ytldınm Akbnhıt ve Dışişleri Bakanı Ah- met Kurtcebe Alplemocin ile gö- rüşeceğini bildirdi. Bush'un mesajı ABD Başkanı George Bush, Irak'a karşı oluşturulan koalis- yonda yer alan müttefik ülkeler- de yayımlanmak amacıyla gön- derdiği mesajda BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi için tamdığı son süre konusunda açıklık getirmek is- tediğini söyledi. Bush, "15 ocak tarihi bir as- keri çatışma için kesin bir tarih değil, Saddam Hüseyin'in bansı savaşa tercih etmesi için öngö- rülen tarihtir" dedi. George Bush, Irak'ın ulusla- rarası düzene karşı bir saldırıya girdiğini ve 15 ocak tarihinin medeni dünyanın sabnnın sını- nnı gösterdiğini kaydetti. Başkan Bush, "Son tarihi ilan etmenin amacı Saddam'a açık bir mesaj vermekti. Mesaj: Gecikmeden ve şartsız olarak Kuveyt'ten çekil yoksa bu tarih- te ya da daha sonra BM'nin is- tegini yerine getirmek için, ko- alisyonun gerekli bütün yollan uygulamaya hazır ve istekli ol- masını kabullen'' dedi. Başkan Bush'un, ABD Dışiş- leri Bakanı James Baker'ın Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile görüşmesinden bir gün önce Körfez politikası hakkında bu konuşmayı yapması beklenme- yen bir hareket olarak nitelen- diriliyor. Bush, Baker-Aziz gö- rüşmesini, Irak'ın Kuveyt'ten banşçı yollarla çekilmeyi kabul etmesi şansı için son fırsat ola- rak nitelendirdi. Aziz sert Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz de ulkesinin "baskıya bo- yun eğmeyecegini" söyledi. Aziz, Amerikan CBS televziyo- nuna Bağdat'ta verdiği demeç- te, bölgede silahlı çatışma çıktı- ğı takdirde, tsraiPin bu savaşa başlar başlamaz karışma duru- munda kalacağını da belirtti. Irak Dışişleri Bakanı, BM'nin çokuluslu güce askeri harekât için verdiği 15 ocak tarihini de sınır olarak kabul etmedikleri- ni kaydetti. Tank Aziz, Irak birliklerinin, 15 ocağa kadar Kuveyt'ten çıkıp çıkmayacagı sorusuna ise "Ayın 15'ine kadar bir değişiklik ola- cağıru sanmıyonım. Baskıya bo- yun eğmeyeceğiz. Bir tehdit ha- vası içinde bareket etmeyecegiz" diye yanıtladı. Çevik kuvvet (Baftarafı 1. Sayfada) rildi. Diyarbakır'da Genelkurmay Başkanhğı ve NATO tarafından oluşturulan Müttefik Basın Bilgi Merkezd (APIC) Komutam Kur- may Albay Halil Kalaycı, "alı- nan tüm önlemlerin savunmaya yönelik" olduğunu söyledi. Albay Kalaycı, tüm uçaklann göreve hazır olduğunu bildüir- ken, Çevik Kuvvet'in PKK'ya karşı kullanılacağı yolundaki id- dialan "Çevik Kuvvet çoluk ço- cuk oyuncagı degildir. Tüm id- dialar asılsızdır" şeklinde yanıt- ladı. Türkiye'nin NATO'dan talep ettiği Çevik Kuvvet'e ait hava birliklerinin konuşlanmalan sü- rüyor. önceki gün Almanya'ya ait 18 uçaktan oluşan 1 Alpha jet filosu ile Italyanlara ait 6 uçaklık RF-104 füosu Malatya- daki Erhaç Hava Üssü'de ko- nuşlandı. Diyarbakır'daki 2. Taktik Ha- va Kuvvet Komutanlıgı bünye- sindeki 8. Ana Jet Üssü'nde ko- nuşlanacak olan Belçika'ya ait 18 uçaklık Mirage-5 filosu ise Diyarbaku-'daki yoğun sis nede- niyle dün de gelemedi. Mirage-5 fılosunun halihazırda Balıkesır- de bulunduğu bildirildi. NATO ve Türk Silahh Kuv- vetleri tarafından oluşturulan Müttefik Basın Bilgi Merkezi'n- de (APIC) dün yerli ve yabancı basına mensup 50 dolayında ga- zeteciye brifing verildi. Genel- kurmay Başkanhğı Basın ve Halkla llişkiler Şube Müdürü ve APIC Başkanı Kunnay Albay Halü Kalaycı, basın merkezinin ana amacırun "dünya ve Türk kamuoyuna dognı bitgUeri za- manında aktarmak" olduğunu söyledi. Türkiye'nin Körfez krizinüı başlangıcından bu yana "yurt- ta sulh, cibanda sulh" prensibin- den hareket ettiğini ve krizin ba- nşçı yollardan çözümlenmesini istediğini de bildiren Albay Ka- laya, "Türkiye, krizin kendi top- raklanna intikaiini önlemek için savunmaya yönetik her türiü ön- lemi alnuşUr" dedi. Konuşma- sında alınan tüm önlemlerin ve NATO Çevik Kuvveti'nin Türki- ye'ye çağnlmasmın "savanmaya yöneUk" olduğunu defalarca yi- neleyen Albay Kalaya, "Bunun dısında hiçbir maksat ve niyeti- miz yoktur. Türk Silahlı Kuvvet- leri vatan topraklannı savuna- cak kuvvet ve kudrettedir" diye konuştu. TSK'nın başlı başına bir cay- dırıcı unsur olduğunu da bildi- ren Albay Kalaya, NATO Çevik Kuvveti'nin Türkiye'de konuş- landınlması yolundaki Türk ta- lebini ise şöyle açıkladı: "NATO Çevflc Kuvveti'nin hava unsuru AMF-<A) Türkiye!- ye yönelik olası bir tehdidi cay- duinak amacıyla talep edildi ve onun için geliyor. Maksat, mü- tecavizi girişebilecegi bir barekit için tekrar tekrar düşünmeye sevk etmektir. Bu çercevede Al- manya'dan Alpha jet, Italya'dan RF-104 ve Belçika'dan da Mirage-5 uçakları Malatya ve Diyarbakır'da konuşlandınhyor. Almanlann ve İtalyanlann ko- nuşlanması tamamlanmıştır. Ancak hava durumunun bozuk olması nedeniyle Diyarbakır'da konuşlanacak olan Belçika filo- su henüz gelememiştir. Bu filo halen Balıkesir'de bulunmakta- dır." Gazetecilere teçhizat Albay Kalaya, daha sonra ba- sın mensuplannm çeşitli sorula- nnı yamtladı. Bir gazetecinin "Gazetecilerin bölgede gezdiril- mesi sırasında PKK militanlan- nın askeri konvoya düzenleyebi- lecekleri olası bir saldınya kar- şı önlem alındı mı" şeklindeki soruyu "Böyle bir tehdit söz ko- nusu degildir" şeklinde yamtla- dı. "Olası bir sıcak savaş duru- munda gazeteciler için ne gibi önlemler alındı" sorusuna ise "Ben de sizlerie birlikte burada- yım. Ancak her türiü önlem mevcuttur. Çelik başlık, kimya- sa) silahlara karşı teçhizat, hep- si vardır" yanıtım verdi. Albay Kalaycı, Çevik Kuvvet1 in olası bir sıcak savaşta Türk Silahh Kuvvetleri'nin yanında savaşıp savaşmayacağı konusun- da "net" bir yanıt vermekten ka- çınarak şöyle konuştu: "O zaman NATO prosedüni işlemeye başlar. Bu prosedür başladtktan sonra fılolara kimin komuta edecegi bellidir. Bu, 6. AIAF Komutam Hava Korgene- ral Öner Dinçer'dlr. Sıcak savaş vuku bnranca NATO prosedörü işlemeye başlayacaktır." Türkiye'ye gönderilen NATO Çevik Kuvveti'nin "demode, es- ki ve yetersiz kapasitede oçaklar- dan oluştugu yolundaki haber- teri" ise Albay Kalaya şöyle ya- lanladı: "önemli olan NATO'dnr. Uçsfm kapasitesi, cinsi önemli degDdir. NATO'nun burada gös- teri yapmasıdır Bu proscdüre uygun olarak da kullanılacak- lardır. Çevik Kuvvet'e ait uçak- lann hangi tipte olacagı NATO planlannda yazılıdn-. Bu uçak- lann cinsi, türü, ülkelere, olay- lara göre degişmez." Albay Kalaycı, bir başka ga- zetecinin "Çevik Kovvet'in uçaklan göreve hazır mıdır" şeklindeki sorusuna ise "Uçak- lar her türiu göreve hazırdır. Bi- zim uçaklannuz gibi" yanıtını verdi. öte yandan Alman ARD te- levizyonuna mensup gazeteciler, Malatya ve Mardin'de çekimler yaparken gözaltına alındılar. Bu gazeteciler bir slire gözaltında tutulduktan sonra serbest bıra- kıldılar. Belçikalı komutarun sözleri Diyarbakır'da bulunan basm mensuplanna dün öğleden son- ra 2. Taktik Hava Kuvvet Ko- mutanlığı bünyesindeki 8. Ana Jet Üssü'nde Belçika filosuna aynlan bölüm gezdirildi. Belçi- kalı filo komutam Albay Jean Joly gazetecilerin bazı sorulan- nı yarutlarken Mirage-5 uçakla- rının "eski, ancak kötü uçaklar" omiadığım söyledi. Albay Joly, bir soruya, "Bu uçaklar bizün envanterimize 1970-71'U yıllarda girmiştir. Tam elektronik savaş kabiliye- tine sahipür. Eskidir, ama kö- tü degDlerdir" yanıtuıı verdi. Belçikalı Komuum, Diyarba- kır'da halihazırda 68 Belçika as- kerinin bulunduğunu, sevkiyatın tamamlanmasından sonra ise bu sayımn 200' e ula- şacağım büdirdi. Albay Joly, Cumhuriyet muhabirinin "Sa- vaş çtkarsa Belçika filosu ne ya- pacak?" şeklindeki sorusuna ise "Bidm şu andaid rolümüz sa- dece caydırıcıdır. Yani NATO, Türkiye'nin yanındadır dernek için buradayız. Savaş çıkarsa ne olacafını bilemem" karşdığını verdi. Albay Joly, "Ancak hükü- metiniz savaş çıkması haünde yeni bir deg«iendirme yapüaca- ğını açıkladı. Bu konudaki gö- rüşunüz nedir?" sorusu uzerine de "Siz benden daha fazla şey biliyorsunuz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Şu anda- ki görevimiz caydıncı. Ancak savaş halindeki karan hüküme- timiz alacaktır" şeklinde konuştu. Belçika Askeri Ataşesi Albay Lambert Martens, "Sıcak çatış- tnaya katılma karan siyasi bir karardır" dedi. Albay Martens, sozJerini şöyle sürdürdü: "Şu anda sıcak bir çatışma yok. 15 ocaktan önce de böyle bir şey beklenmiyor. Sıcak ça- bşmaya katılma karan siyasi bir karardır. Şu anda Belçika'da da bu konu tartışılmaktadır. Bu konuda bir karar alınacaktır. Bu arada Belçika'nın Anka- ra Büyükelçüiği'nde görevli as- keri ataşesi Albay Lambert Martens Belçika fılosunun ola- sı bir sıcak savaşta görev alabil- mek için yetki beklediğini bildirdi. Diyarbakır'da kunılan müt- tefik basın merkezinden bugün Malatya-Erhaç hava üsüne bir gezi düzenlendi. Yaklaşık 50 do- layında yerli ve yabancı basın mensubuna bugün Malatya Er- haç hava üssü gezdirüecek ve üste bulunan Italyan ve Alman filo komutanlarına söyleşi yap- ma olanağı tamnacak. Savaş uçağı düştü Genelkurmay Genel Sekreter- liği'nden verilen bilgiye göre Çe- vik Kuvvet'in konuşlandınldığı Malatya Erhaç Askeri Havaala- nı'nda inişe geçen bir F-4 savaş uçağı, kötü hava şartlarından kaynaklanan görüş mesafesinin azılması nedeniyle dün düştü. Askeri yetkililer, "GCA yaklaşunı" yaparken düşen uça- ğın biri binbaşı diğeri üsteğmen iki pilotunun kazadan sağ ola- rak kurtulmayı başardıklannı söylediler. GOZLEM UGUR MUMCU {Baftarafı 1. Sayfada) Başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere bü- tün Batı ülkelerinde 'stratejik araştırma enstitüleri' bulunur. Bu enstitüler, yaşanan olayları elde ettikleri veri ve olgular- la değerlendirir; olası gelişmeler ile ilgili düşünceler üretir- ler; hükümetler de önlemler alırken ve hazırlıklar yaparlar- ken bu degeriendirmelerden yararlanırlar. Bir savaşı yürütmek için önceden yapılan tasarılara ve saptanan planlann bütününe ve bu tasarı ve planlar ile eri- şilmek istenen amaca genel olarak 'strateji' deniyor. ingilizlerin herhalde Çanakkale'de ve İstanbul'u işgal et- tiklerinde bir stratejileri vardı. Bu stratejiler de hem siyaset adamları hem savaş uzmanları ile saptanmıştı. Ne oldu? Çanakkale direnişi ile Kurtuluş Savaşı, bu 'stratejileri' alt- üst etti. Asya'yı Avrupa'ya bağlayan köprüdeki soylu ulusa! direniş, emperyalist stratejilerini tarihin çöp tenekelerine attı. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Hitler ve Mussolini de el- bette büyük stratejiler ile savaşa koyulmuşlardı. Bu strate- jilere hem Hitler ve Mussolini hem Alman ve italyan gene- raller inanmışlardı. Ne oldu? Hitler, sığınakta intihar etti, Mussolini, Alman askerleri arasında ülkesinden kacarken yakalanıp öldürüldü ve bir sokak fenerine asıldı! O kadar gerilere gitmeye de gerek yok; Vietnam savaşı- nı anımsayın... ABO, bu savaş için nice stratejiler saptamış; savaşı kazanacağından emin olduktan sonra Vietnam sa- vaşına girmişti. Amerika, Vietnam savaşından yenik çıktı. Sovyetler de Afganistan işgalinden büyük yaralar aldı. İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden yıllar önce, Atatürk, 3 Mart 1932 günü Amerika'nın ünlü Generali Mac Arthur ile yaptığı görüşmede, Almanya'nın, İngiltere ve Sov- yet Rusya dıçındaki bütün ülkeleri ışgal edebilecek bir or- du kurup Versailles Antlaşması'nı yırtacağını; dünya sava- şının da 1940-46 arasında patlak vereceğini söylemişti. Peki Mussolini? Atatürk, Mac Arthur'a, o gün, İtalyan diktatörü Mussoli : nin olası bir savaşa girmezse banş masalarında etkili ola- cağını, ancak Mussolini'nin 'Sezarrolüne' soyunacağını ve bunda da başarılı olamayacağını anlatmıstı. "" Savaşı kim kazanacaktı? Almanya mı? Fransa mı? Yoksa İngiltere mi? Hiçbiri... Atatürk, 1932 yılının mart ayında General Mac Arthur'a geleceğin felaketier 1 ile dolu olduğunu vurguluyor ve şu ön- görüsünü anlatıyordu: —Avrupstdaki devlet adamları, başlıca uyuşmazlık konu- su olan sorunlan her türiü ulusal bencitlikten uzak ve ya/- nızca bütün dünyanın yararına, son bir çaba ve iyi niyetle ele almazlarsa, korkanm ki felaketin önü alınamayacaktır. Çünkü, Avrupa sorunu, İngiltere, Fransa ve Almanya arasın- daki uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bugün Avrupar nın doğusunda bütün uygarlığı ve hatta insanlığı korkutan yeni bir güç behrmiştir. Bütün madde ve ruh vartığtnı tümüy- le dünya ihtilali amacma seferber eden bu korkunç güç, üs- telik Avrupalılar ve Amerikalılarca henüz bilinmeyen yepye- ni siyasal yöntemler uygulamakta ve karşıtlarının en küçük hatalanndan bile en iyi bıçimde yararlanmasını bilmektediner. Atatürk, bu saptamalardan sonra İkinci Dünya Savaşı- nın kimler tarafından kazanılacağını da söylüyordu: —Avrupa'da olusacak bir savaşın başlıca galibi ne İngil- tere ne Fransa ne cfe A/manya J dır, sactece Bolşevizmdir. (Ata- türk'ün Söylev ve Demeçleri, 1989, s: 134-135). Atatürk, Kurtuluş Savaşı yıllarında Sovyetler'den para ve silah yardımı aldı. Ancak Türkiye'yi Sovyet uydusu yapma- yacak 'tam bağımsızlık' siyaseti izledi. Atatürk ve silah ar- kadaşları, Kurtuluş Savaşı'nda, tam bağımsızlık' siyaseti iz- lemeyip de Errver Paşa'nın düşündüğü gibi Sovyet desteği ve güdümündeki bir savaşa girseydi, Türkiye, büyük olası- lıkla, savaş sonrasında bir Sovyet Cumhuriyeti olacaktı. Atatürk'ün en yakın düşün ve silah arkadaşı ismet İnö- nü'nün cumhurbaşkanlığındaki Türkiye, o günlerin güç ko- şullarına yenik düşüp savaşa girseydi, Türkiye, İkinci Dün- ya Savaşı sonrasında galip devletlerce paylaşılacaktı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa'ya da ege- men olan Sovyetler bugün bir büyük çöküntü yaşıyor. Ve bölgede tek süper gücün egemenliğine dayalı yeni dengeler oluşuyor. Türkiye, bu koşullarda bir savaşa sürük- leniyor. Atatürk, 1932 yılında, İkinci Dünya Savaşı'nın 4O'lı yıllar- da çıkacağını, bu savaşın da Sovyetler Birliği'nce kazanı- lacağını görebilmişti. Körfez savaşının getireceği sonuçla- rı bugünden görebilecek bir devlet adamımız ya da bir sta- teji uzmanımız var mı? Yok... ı Dış siyasetimiz "Bush'a güven, gerisini merak etme sen" | saplantısına ve yazgısına bağlanıyor. | Körfez savaşını ABD kazanamazsa ne olacak? | Hiç düşünülüyor mu? | TÜRKtYETE ASKER GÖNDERİLMESİ Ispaııya kanşü MADRtD (AA) — El Mun- do gazetesinde yayınlanan bir savaş haünde Türkiye-Irak smı- nna Ispanyol askeri birliklerinin sevk edilmesi konusunda genel- kurmay bünyesi içinde hazırla- nan "Papa Tango-07" adlı gizli plan Ispanya'yı kanştırdı. Ispanya Savunma Bakanlığı'- nca yapılan açıklamada, planm varlığı doğrulanarak, bu tür ça- hşmaların ordu içinde zaman zaman yapıldığı belirtildi ve "Hükümeün bölgeve asker gön- derilmemesi yolundaki kararın- da bir değişme yoktur" denildı. "Çok gizli" kaydıyla hazırla- nan raporların basına sızması üzerine genelkurmayda buyük bir soruşturmamn başlatıldıği öğrenildi. Bu arada Madrid'de yayınla- nan "Ya" gazetesinin mansetten verdiği haberde de lspanya'nın en büyük ucak gemisinin Türki- ye'ye hareket etmek üzere hazır- landığı ileri sürüldü. 14 ocakta Atlas Okyanusu'na açümak üze- re hazırlanan geminin son anda bu görevden alınarak Akdeniz'e gönderilmeye hazır hale getiril- diği bildiriliyor. Bir Türk lima- nında demirleyecek olan uçak gemisinin savaş halinde diğer NATO guçleriyle birlikte hareket edeceği öne sürülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle