Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/16
ROMANYA'DA KUTLAMA — Romanya Ortodoks Patriği
Teoctist, ocağın altısında Rumenlerin Noelini kutladı. Orto-
dokslann kutlaması Gregoryenlerinkinden on üç giin önce oht-
yor. (Fotoğraf: AFP)
Emirgan
Kimya
mühendisi
eşiniöldürdü
Istanbul Haber Scrvisi —
Emirgân'da bir kiraya mühendi-
si dun sabaha karşı tartıştığı eşi-
ni kafasma havanla vurarak öl-
dürdü. Hamam Sokak'ta oturan
kimya mühendisi Ahmet Esat
Göngör, eşi Çiğdem Güngör ile
dün sabaha karşı bilinmeyen bir
nedenle tartışırken, eline geçir-
diği bir havanla eşinin başına
vurarak ölumüne neden oldu.
Gungorür daha sonra Emirgan
Karakolu'na giderek teslim ol-
du. Ahmet Esat Güngör'ün nıh-
sal bunalım nedeniyle bir süre-
dir tedavi görduğü bildirildi.
9 OCAK 1991
ARNAVUTLUK-YUNANİSTAN SLNIR1 — Arnavutluk'tan
Yunanistan'a geçişler tfim hızıyla siiriiyor. Yunanistan'ın miil-
teci paniği artarken Araavutlar sının geçmeye devam ediyor.
Bu kiiçük çocuk da payına düşen eşyasıyla sınıra ulaşanlar-
dan. (Fotograf: Reuter)
İngiltere'de
tren kazası:
8 ölü
Dtş Haberier Servûi — Lond-
ra'da meydana gelen tren kaza-
sında 8 kişi öldü, 180 kişi yara-
landı. Londra istasyonunda bir
banliyö treninin tamponlara
çarpması sonucu meydana gelen
kazada yaralananların 30'unun
durumunun ağır olduğu bildiri-
liyor.
Polis yetkilileri tarafından
"büyük kaza" olarak nitelendi-
rilen kazadan hemen sonra 70
kişinin derhal hastaneye kaldı-
nldığı, itfaiye görevlilerinin -15
kişiyi enkaz altından çıkardığı
haber verildi. Enkaz altından çı-
kanlanlann yedisinin yaralandı-
ğı, sekizinin ise öldüğü açıklan-
dı.
ELVİS'İN DOĞUM GÜNÜ — Elvis Presley fanaükleri
Memphis yakınlannda bir araya gelerek ünlıi şarkıcının 56.
doğum gününiı kutladılar. Ünlii şarkıcının ölümünün ardın-
dan yıllar geçtikçe fanaüklerin sayısı artıyor. (Fotograf: AP)
HABERLERİN DEVAMI
Madenci fire vermedi
(Baştarafı 1. Sayfada)
lerin dün sabahki duygulannı
yansıtan yeni sloganlan yazdığı-
mızda sayfalar doluyor. tşte bir
kaçı: "Madencinin sesine kulak
msin Türkiye", "Madenciden
korktular, barikatiar kurdular",
"Korfezkrizi Mengen'dedegü"'.
Genel Maden-lş Başkanı
Şemsi Denizer'in geldiğini tem-
posu yükselen sevgi sloganlan,
alkış ve ıslıklamaJarla öğreniyo-
nız. "Başkan canlann dimdik
duruyor", "Başkan seninle ölü-
me de gideriz"..
Bir lider ne kadar
"karizmatik" kimlik kazanır,
güvenilir, sevilirse sevüsin, kolay
kolay cesaret edilemeyecek bir
karann acıklanması söz konusu
idi. 39 gündür 'Ölmek var, dön-
mek yok", "Gemileri yaktık ge-
ri dönüş yok" diye ant içenler-
den geriye dönmeleri istenecekti.
Genel Maden-lş yönetimi iş-
çiyi asker ve polisle çatıştırma-
mak, soğukta kuşatılmış Men-
gen'de kırdırmamak için Zon-
guldak'a dönüş kararı vermişti.
Bir gece öncesinden sendika şu-
be yönetimleri, grev komiteleri
bilgilendirilmiş, işçinin bu kara-
ra alıştırüması istenmişti. Kapalı
bir yerlere sığınabılen uykusuz-
luktan sızanlar ağlaya ağlaya
uyumuş, sokaklarda soğukta
donmamak için tur atanlar ağ-
laya ağlaya sabahlamışlardı. So-
nuç almadan geri dönmek zo-
runda kalmak madenciye çok
agır geliyordu. Yine de iktidann
değil sadece, Türk-lş'in bazı yö-
neticileriyle muhalefetten pek
çok politıkacırun da kıskançükla
ellerini oğuşturarak bekledikle-
ri sahnelerin hiçbiri yaşanmadı.
Maden işçisi umutlannın tersi
karara, açıklayan başkanları
olunca itirazsız uydu. "Zongul-
dak'a döneceksiniz" sözüne,
"Başkan sözünıi dinleyeceğiz"
sloganı ile yanıt verdi. Hiç çat-
lak ses çıkmadı. "tşte madenci,
işte sendika" sloganı ile disiplin,
örgütlülük güven yinelendi. He-
men dönüş yoluna koyulundu.
Şemsi Denizer'in konuşma-
sndan önce işçinin tepkisini dile
getiren sloganlan dinleyen, ara-
lannda nabız yoklayan politika-
cı ve gazeteciler dönüş karannın
işçiyi böleceği, olay çıkacağı ka-
nısmda idiler. Sendika yönetimi-
ne de olay çıkacağı, işçinin dön-
meyeceği mesajlan verildi dur-
madan. Disiplini, olağanüstü bir
güveni sergileyen sonuç herkese
"şapka" çıkarttı. SHP'li parla-
menterler hayranlık içinde De-
nizer'i kutlarken "artık bizjm de
başkannmzsın" dıye kucaklı-
yorlardı.
Büyük Ankara yürüyüşünde
yenilgiyi düşleyen başta Cum-
hurbaşkanı, hükümet, bütün
güçkrin hesaplan kaçıncı kez fi-
yasko ile sonuçlanıyordu...
önce otobüslerin gelişi engel-
lenerek Ankara yürüyüşünün
durdurulacağı düşlendi. Oto-
büslerin gelmemesi, madenci-
Zonguldak dayanışmasını bile-
di. Otobüslerle ancak 40 bin kişi
Ankara'ya taşınacaktı, iki katı
insan kış koşullarına aldırma-
dan yollara düştü.
"Anarşi-terör-sol-siyaset
bulaştr" damgası ile karalanmak
istendi. Ancak bir tek aykın slo-
gan bile duyulmadı. tşçi, slogan-
Ianndaki ilkeli mesajlan ile hal-
kın tepkilerini, işçi sınıfuun duy-
gulannı dile getirdi. Sevgi, say-
gı ve sempati kazandı.
Kış koşullanna, soğuğa kırdı-
rılmak istendi. Açhğa mahkûm
edilmeye çalışıldı. Kuşatılarak
katılımı ve dayanışması yok edi-
lecek hesabı yapıldı. Hepsi ters
sonuç verdi. Bir insanın dayana-
mayacağı kabul edilen koşullar-
da her yaştan insan, kadın yü-
rüdü. Yine bir insanın dayana-
mayacağı koşullarda soğuk kış
gecelerinde ormanda, sokakta
uyumadan yürundü. Madenci-
nin direnci, katılımı, öfkesi bi-
lendi. Olağandışı bir dayanıklı-
lık, kararlılık, onur sınavı veril-
di. Türkiye ve dflnya insanının
ancak saygı ve hayranlık duya-
cağı destanlaşan bir yürüyüş
gerçekleştirildi.
Son hesap polisle, askerle ça-
tıştırmak, kırdırmak olabilirdi,
o da bozuldu.
Bozulan başka pek çok he-
sap daha vardı: tşçi ve özel-
likle sendika, sendikanın başka-
nı, "aşın istekler, uziaşmaz"
suçlamalan ile diğer işçiler, halk
yığmlan, polis, askerle karşı
karşıya getirilmeye çalışıldı. Baş-
ta Cumhurbaşkanı, Başbakan
her cepheden bu anlamda saldı-
rıların en şiddetlendiği bir nok-
tada "amacına ulaş' denilerek
yürüyüş noktalandı. Başbakan-
ırr, kamuoyuna vaat etiği rakam-
lann gerçekten verilmesi halin-
de anlaşabileceklerini Denizer
kamuoyuna açıkladı. Böylece
bütün suçlamalar da verilmek
istenen imajlar da havada kaldı.
CES'ten tepki
Avrupa Sendikalar Konfede-
rasyonu (CES) Genel Sekreteri
Mathias Hinterscbeid, "Türki-
ye'nin sendikal haklan siireUf
ihial eden bir ttlke oiarak Av-
rapa demokrasüeri arasında ye-
ri otmadığını" savundu.
CES yönetimi aldığı bir ka-
rarla Türkiye'nin 98 sayılı ILO
sözleşmesine aykın davrandığı-
nı bildirdi. CES Genel
Sekreteri Hinterscheid, "böyle
bir Tiirkiye'nin Avrupa demok-
rasfleri arasmda yeri yoktnr ve
CES, sendikal haklan sistema-
tik bir biçimde ihlal eden
Tiirkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu'na kabul edflmemesi için her
türlü baskıyi yapacakür" dedi.
Meclis'te 'madenci' tartışması
Türk-İş'te 'dönüş'
(Baflarafı 1. Sayfada)
muoyunda yitirilmekte olan des-
teğin yeniden sağlanabileceğini
dile getirdiler. Türk-lş Genel
Başkanı Şevket Yılmaz ise dun
sabaha karşı biten Bakanlar Ku-
rulu toplantısından sonra yapı-
lan sert açıklamalar karşısında
kaygı duyduğunu, yakın çevre-
sine iletiyordu. Nitekim Yılmaz,
saat 12.30 sıralannda Cumhuri-
yet'in "Maden işcilerinin Zon-
guldak'a dönüşlerini nasıl
tfeğertendiriyorsunuz" sorusu-
na, "Sendika böyle bir karar al-
dı. Şemsi şimdi buraya gelecek,
Onunla görüşeyim, ondan son-
ra bir açıklama yapayım" karşı-
hğını verdi.
Türkiye Genel Maden-tş Sen-
dikası'ndan dün sabah özel
likle sol kanat sendikalann yet-
kililerinin katıldığı bir toplantı
gerçekleştirildi. Türkiye Maden-
lş, Petrol-lş, Deri-lş, Ağaç-tş,
BASS, Kristal-lş, Yol-Iş, Tümtis,
Likat-lş, Harb-İş sendikaların-
dan temsilcilerin katıldığı bu
toplantının amacı, grevde olan
metal, Zonguldak maden, greve
başlayacak olan SEKA işçileri
ile dayanışmayı sağlamak ama-
ayla neler yapılacağını tarüşma-
ya yönelikti. Toplantıya katılan
sendikacılar, Zonguldak maden
işçilerinin Mengen'de kalacakla-
n, Şemsi Denizer'in de Ankara-
ya gelerek görüşmelere katılaca-
ğı bilgisine göre bir plan hazır-
lamayı düşünüyorlardı. Hatta
gerek meul, gerek maden grev-
lerini desteklemek amacıyla bazı
illerde buyük işçi mitinglerini
taraşıyorlardı. Toplantı bu ha-
vada sürerken, yürüyüşçü ma-
den işcilerinin Zonguldak'a dö-
necekleri haberi salonda bir
bomba gibi patladı. Sendikacı-
lar şoktaydı.
Petrol-lş Başkanı Miinir Cey-
lan, haberi Şemsi Denizer ile bir
telefon görüşmesi yaparak doğ-
ruladı. Bu gelişme karşısında
sendikacılar Genel Maden-tş
Sendikası'nm bu karannı eleştir-
meye başladılar. Söz alan bir bö-
lüm sendikacı, Zonguldak'a ge-
ri dönmenin, 3 ocakta gerçekleş-
tirilen genel eylem ile siyasi ik-
tidar karşısında işçinin "güçla"
görüntüsünün tümüyle yitip git-
tiğini dile getirdiler. Bir bölümü,
Genel Maden-lş Sendikası'nm
böylesi bir karar alırken, başın-
dan beri bu sendikayı destekle-
yenlere bir kere bile sormama-
sından yakındılar. Bir kesim de,
Zonguldak'a dönüşün, si>-asi ik-
tidara karşı verilmiş bir büyük
ödün olduğunu savundular. Ki-
mileri de, Genel Maden-lş Sen-
dikası'nm bugüne değin özellik-
le Türk-lş tarafından yalnız bı-
rakılmasmı eleştirerek, bu sen-
dikanın Zonguldak'a geriye dö-
nüş karannı, Türk-lş'in önceki
gün oraya gönderdiği sendikacı-
lar heyetinin istemleri doğrultu-
sunda verdiğini ifade ettiler.
Sonuçta, saat 15.00'te sendi-
ka başkanlarının Türk-İş'te bir
araya gelerek son gelişmeleri de-
ğerlendirmeyi ve bundan sonra
takınılacak tutumu Türk-lş'in
tüm örgütleriyle birlikte belirle-
mesinin önerilmesi göruşü ağır-
lık kazandı.
Aykuttan SHPÜlere Siyasi hırslan akıl ve
mantığın önüne geçti.
SHPH Bayaaat Siyasi hırsı akıl ve
mantığını geçenleri kendi içinizde arayın.
görüşmelere yeniden başlan- ni yapmakbr" dedi. Isçilerin
makta olduğunu arumsatarak, arasından 200 kişinin "eşantiyon
"İnşaliab, siyasi hırslan akıl ve olsnn diye" toplanarak gözaltı-
manUgının önüne geçmiş olan na almdığını söyleyen Bayazıt,
kimseterin yeni müdahakteri ol-
ANKARA (Cumtauriyet Bü-
ı) — Zonguldak grevi ve ma-
den işcilerinin yürüyüşü
TBMM'de sert tartışmalara ko-
nu oldu. Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı lmren Aykut,
'Inşıulah, siyasi hırslan akıl ve
manüf ının önüne geçmiş olan
kinueierin yeni müdahaleleri ol-
mazsa, bir iki gün içinde anlaş-
mayı saglayıp işçilerimizi ve
memleketimizi hnzura
kavuştnracağız" dedi. Aykut'a
yanıt veren SHP lzmir Milletve-
kili Tnran Bayazıt, "Siyasi hırsı
akıl ve mantığını geçenleri siz
kendi içinizde arayın" diye ko-
nuştu. Cumhurbaşkanı İnrgut
Özal, görüşmeleri Meclisteki ça-
lışma odasındaki ses düzeni ara-
cıhğıyla dinledi.
Maden işçüerinin grevi ve son
gelismeler konusunda dün genel
kurulda söz alan Aykut, yasala-
nn belirledigı cerçevede kullanü-
ması durumunda grevin bir hak
niteliği taşıdığını beurterek şun-
lan soyledi:
"Ne yank ki bn grev, başka
hiçbir grevde görütmeyen düzey-
de çeşitli kesimlerin Uhrik ve
teşvikine maruz kalmışür. An-
cak en üziicü olan, SHP'li bir
grup milletvekilinin grevin baş-
latılmasında, yasadışı gösterile-
rin yapılmasında ve adeta ayak-
lanma görüntüsu alan yasadışı
bir yüniyüşün organize edilip
uygulanmasında baş roln oyna-
malandır. Kanun yapan kimse-
lerin o masum insanlan, bu yü-
rttyüşleri ve gösterileri, demok-
ratik kak arayısı oMuguna ve ya-
sadışı olmadıgına inandırmala-
ruu, onlara ve bizfere acılar çek-
Ürmelerini burada ibret vesilesi
olarak ifade etmek zornnda-
yun."
Aykut, işcilerin Ankara'ya ya-
pacaklan yüriiyüşten vazgeçme-
İeri için Sendika Başkanı Şemsi
Denizer'e telefonda ısrar ettiği-
ni, Denizer'in vazgeçme eğilimi
göstermesine karşın "çevresini
sarmış bulunan tahrik unsurla-
rının buna izin vermediğini"
savundu.
Bazı belediye başkanlannı da
sorumsuzlukla suçlayan Aykut,
ve
•uzura
mazsa bir iki gun içinde anlaş-
mayı saglayıp işçilerimizi
memleketimizi
kavuşturacağız" dedi.
Aykut'un bu sözlerini
milletvekilleri ellerini sıra ka-
paklanna vurarak protesto etti-
ler. Aykut bu protestolara,
"Efendim hırslanmıza sahip
olalun. Bu hareketleri orada da
gösterdiniz. Onnn için bn hale
geldi" diye karşılık verdi.
Aykut'tan sonra SHP grubu-
nun gönışlerini açıklamak üze-
re kürsüye gelen Bayazıt, son işçi
eylemlerini anımsatarak, "Çafaş-
ma Bakanı adeta siyasal bir
uyurgezer halinde. Sadece ba-
kan degil. Başbakan'dan diğer
bakanlara kadar tüm kabine si-
yasal uyurgezer halinde" dedi.
Bayazıt, "Siyasi hırsı akıl ve
mantıklanm geçen kimseler var-
dır. Sayın Bakan, bu kimseleri
Meclisin içinde defil, kendi içi-
nizde arayın" diye seslendi.
Akbulut'un "Mesajı aldım"
demesini de eleştiren Bayazıt,
"Sen teleks memnru musun?
Önemli olan mesajı almak de-
gil, mesajı algdamak ve geregi-
Esantiyon suçlu kavramını da
getirdiaiz" dedi. Aykut'un,
SHP'nin işçileri tahrik ettiği bi-
cimindeki iddialannı kanıtlama-
ması durumunda iftiracı duru-
SHP muna düşeceğini vurgulayan Ba-
yazıt, işçiyi Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın tahrik ettiğini
soyledi.
DYP grubu adına söz alan
Zonguldak Milletvekili Güneş
Miiftiioglu da Çankaya tepele-
rinden gelen bir sesin, kömür iş-
Ietmelerinin kârlı olmadıgını
söylediğini belirterek, "On yıl-
dır ülke ekonomisine hâkim
olanlar bu zamana kadar nere-
deydiler? Bu demeç bazılan için
emir odu" biçiminde konuştu.
HEP'in görüşlerini açıklayan
Genel Başkan Fehmi Işıklar, iş-
çilerin yalnızca Başbakan Akbu-
lut'a değil, Çankaya'>'a, parla-
mentoya, aydınlara da mesaj
verdiğini soyledi.
Bağımsız lzmir Milletvekili
Kemal Anadol ise işcilerin ey-
lemlerüıin arkasında Saddam
Hnseyin'in olduğunu savunan ve
konuşmasında bu cümlesini ya-
lanlamayan Aykut'u istifaya
çağırdı.
DÖNÜŞ -Mengen'den Zonguldak'a dönen madenciler kent halkı tarafından alkışlarla karşüandılar. (Fotoğraf: Barış Bılı
Hükümet rahaüadı
(Baştara/ı 1. Sayfada)
de durdular. Başbakan Akbulut,
Genel Maden-lş Sendikası Baş-
kanı Şemsi Denizer'in yürüyü-
şün üç gün için durdurulduğu ve
işcilerin Zonguldak'a dönecek-
leri biçimindeki açıklamasını
grup konuşması sırasında lçiş-
leri Bakanı Abdülkadir Akso'
nun ilettiği nottan öğrendi.
Grup toplantısına girerken
gazetecilere, sendika ile görüş-
menin, yürüyüşün "kaldmlma-
sından" sonra mümkün olabile-
ceği görüşunü yineleyen Akbu-
lut, grupta yaptığı konuşmanın
başmda da, greve ilişkin gelis-
meler ve cumartesi günü Bolu'-
da sendika başkanı ile yaptığı
göruşme hakkında aynntıh bil-
gi verdi.
Akbulut, karşılıklı ücret öne-
rilerini anlatarak, "Ücrette pek
bir fark kalmamışnr. Bu rakam-
lardan sonra 'işçi açtır' demenin
manası kalmamıştır" dedi.
Bu sırada Içişleri Bakanı Ab-
dülkadir Aksu, Denizer'in işçi-
lere "geri dönme" çağrısı yaptı-
ğına ilişkin bir notu Başbakan'a
gönderdi. Akbulut, bu notu
okuduktan sonra sözlerini sür-
dürdü. Akbulut, maden işçileri-
ne verilen ücretin öbür toplusöz-
leşmelere emsal oluşturmayaca-
ğını vurguladı. "Kimsenin bur-
nunun kanamasını isterniyoruz.
Bunun tedbirini de aldık" der-
ken, bu kez Başbakanhk Basın
Bürosu'nun bilgi notunu alan
Akbulut, "Şimdi aldığım bir ha-
beri memnuniyetle ifade
edecegim" dedi. Akbulut, Deni-
zer'in işçilere hitap ederken ge-
ri dönme çağrısı yaptığını belir-
terek, "Bu herhalde doğrudur.
Bu memnuniyet verici bir şey.
Böyle olduğu takdirde gelir, gö-
rügüriiz. Meseleyi hallederiz" di-
ye konuştu.
Konuşmasının sonunda Türk-
lş'in çağnsıyla yapılan genel gre-
ve de değinerek, Türk-lş Başka-
nı Şevket Yılraaz'ın görüşme
onerisini kabul etmediğini ifade
etti. Akbulut, işcilerin sağduyu-
lu davranarak hizmeti aksatma-
dıklarını belirterek, "Ama yapı-
lan iş yanlıştır, hukuka aykın iş-
lere hep beraber karşı
çıkmalıyız" diye konuştu.
"Sözleşmeler
demokrasinin gereği"
Toplusözleşmelerin yoğun ol-
duğu bir döneme girildiğini be-
lirten bir gazeteciye Başbakan
Akbulut, "Atlatınz. Bunlar de-
mokrasinin gereği olan şeyler"
karşılığını verdi. Akbulut, "TTK
grevinde ANAP'ın hanesine
olumlu puan yazddığı söylene-
bilir mi?" sorusunu, "O değer-
lendinneyi millet yapar" diye ya-
nıtladı. Akbulut, önumüzdeki
dönemde Kamu-Sen'in tüm iş-
yerleri için tek sözleşme yapma-
sına ilişkin bir soruya da "lşler
ne safbaya gelir bilemiyorum"
karşılığını verdi.
Daha sonra ANAP Grup Yö-
netim Kurulu üyeleriyle yemek
yiyerek sohbet etti. Akbulut'un
yemekte "rahat" ve "memnun"
olduğu gözlendi. Başbakan Ak-
bulut, esprili sohbet havasında
geçen yemekte, adını verrneden
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
Zonguldak grevine ilişkin değer-
lendirmelerini de eleştirdi.
Edinilen bilgiye göre, Akbu-
lut ücretlerdeki fazla artışın enf-
lasyonu artııracağı yolundaki
eleştirilere değinerek, "Onu ben
de biliyonım. Isçilere vermez-
sek, çiftçiye vermezsek tabii ki
enflasyon artışı fazla olmaz.
Ama politika yapıyoruz. Makul
düzeyde ücret artışı isteklerini
değerlendirmemiz lazım" biçi-
minde konuştu.
İnönü'dea Özal'a
SHP Genel Başkanı Erdal
Inönü, partisinin dünkü grup
toplantısında, bütün Zonguldak
kentinin bir yaşam mucadelesi
vermeye başladığını soyledi.
tnönü, yürüyüşün durduruldu-
ğu yönundeki açıklama öncesin-
de yaptığı konuşmada şunları
soyledi:
"Sayın özal diyor ki, 'Bu iş-
çilere bu kadar parayı vereceğiz,
yeni bir şey üretmeyecekler. Bu
kadar parayla başka insana şu
kadar para verebiliriz'. Ben de
diyorum ki, Cumhurbaşkanlığı
bütçesine bakın. 31 milyar 365
bin lahsisat. Bunu asgari ücre-
te bölseniz 10 bin kişiye asgari
ücret demekiir. Sayın Cumhur-
başkanı 10 işçimizin ürettiği ka-
dar üretiyor mu? Bence hiç öy-
le bir şey üretmiyor. Tersine, üre-
ten insanlarla tiıketen insanlar
aresına girip ikisini birbiriyle
kavgalı hale getiriyor."
tnönü, Cumhurbaşkanı
Özal'ın yanlış yolda olduğunu
belirterek, muhalefet panileri-
nin Zonguldak olayını tahrik et-
mediklerini soyledi. İnönü,
"Muhalefet milletvekilleri nere-
de toplumsal huzursuzluk var-
sa, elbette oraya giderler. Bu,
muhalefetin gorevidir. Halkın
isteklerini dile getirmesinde on-
lara yardımcı olmak için
oradalar" biçiminde konuştu.
İnönü, işcilerin Zonguldak'a
dönmeye başlamalarından son-
ra Cumhuriyet muhabirinin so-
rusunu yanıtlarken, "tyi oldu,
görüşme hemen yapılmalı" de-
ğerlendirmesinde bulundu.
Demirel
Partisinin dünku Meclıs gru-
bu toplantısında, Zonguldak'ta-
ki maden işcilerinin grevinin bi-
tirilmesi gerektiğini, taraflann
varacaklan yere kadar vardıkla-
nnı ve aralannda çok büyük bir
mesafe kalmadığını vurgulayan
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, "Bunun bitirilemeyişi-
nin nedeni, bence hükiimetin tu-
tumudur. 'Gelin, bu işi bitirelim'
demiyor, 'Burnunu surteceğim'
diyor. Devlete bu tavır
yakışmaz" dedi. Demirel, yürü-
yüşün durdurulmasından önce
yaptığı konuşmada şunları
soyledi:
"Madem iş buraya kadar gel-
miştir, bundan sonrası karşılık-
lı beşeri münasebete bağlı. Ki-
minle beşeri raünasebet yapa-
caksınız? Işçikrin en büyük kor-
kusu bu işletmelerin kapatüma-
sı. Sayın Akbulut, 24 aralıkta
Meclis'te, işletmelerin kapatü-
mayacağını temin etti. Şimdi
başka beyan var, 'Bunlar 4 tril-
yon para istiyor. Ey ahali, 4 tril-
yon nedir biliyor musunuz? Si-
lahlı Kuvvetler'e verdiğimiz pa-
ranın yarısı*. Sen bu mukayese-
yi kenara bırak da şu mukaye-
seyi yap. 592 bin lirayia bu adam
senelerdir nasıl geciniyor? Onu
bir söylesene. Verilene çok di-
yorsun. Burada işveren kim Al-
lah aşkına? İşveren Cankaya
mı? İşveren Çankaya. İşte, bn
işin bitmeyişinin nedeni bu.
Çankaya, bu hükiimetin kayyı-
mıdır. Bu hükümet ha vardır ha
yoktur. Sayın Akbulut'un yap-
tığı beyandan iki hafta sonra,
'Siz bu mukaveleyi yapın, son-
ra bu işletmeleri kapatalım' be-
yanı yapılıyor. Bunu da Çanka-
ya söylüyor. Kim idare ediyor
Türkiye'yi? Kimse idare etmi-
yor."
Demirel, "Bu grev biterdi,
eğer Çankaya müdahale etme-
seydi. Bundan sonraki vebal
Çankaya'nındır" diye konuştu.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit de yaptığı yanh açıkla-
mada, "Cumhurbaşkanı Sayın
Özal, kendini hem Ortadoğu'da
hem de çalışma yaşamımızda
banşı önlemekle görevli sayar
gibidir" görüşune yer verdi. Ece-
vit, işcilerin yürüyüşü kesmesi
ve sendika ile Başbakan'ın yeni-
den göruşmeye karar vermeleri-
ni "umut verici bir gelişme" ola-
rak niteledi ve şöyle dedi:
"Fakat Cumhurbaşkanı, her
işte olduğu gibi Zonguldak'ta-
ki iş uyuşmazlığına da burnunu
sokmaktan vazgeçiriiemese bile,
bence gerek Başbakan, gerek
sendika başkanı, Cumhurbaşka-
nı'nın hukuki anlamda
'sorumsuz' ve iş uyuşmazlıkla-
nnda yetkisiz bir kimse olduğu-
nu gözönünde tutarak, onun
söyleyecegi sozleri kulak ardı et-
melidir. Sayın Özal böyle bir
muameieyi çoktan hak etmiştir."
Çözüm ınasada
(Baştarafı 1. Sayfada)
konaklarken gözaltına alınıp Ge-
rede'ye götürülen 201 maden iş-
çisi ve yakını Ankara'ya getirildi.
Gözaltına alınanlann bugün
Ankara DGM Başsavcılığı'na
sevk edilecekleri bildirildi.
Maden işçileri önceki aksam,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Aykut'la yaptığı telefon
görüşmesinden iyi işaretler al-
dığını belirten Denizer'in çağ-
nsına uyarak dün sabah saat
07.30'dan itibaren Mengen Be-
lediyesi önünde toplanmaya
başladılar. Genel başkanlannı
beklerken işcilerin sayısı da git-
tikçe arttı. Yine on binlere ula-
şan işçiler, "Şevket Yılmaz ya-
takta, işçiler sokakta", 'Tasbk-
tan taviz vermeyeceğiz", "Hü-
kümet, sen kendin yasal değil-
sin", "tşçilerin onuru iktidan
yenecek', "Baskılar bizi durdu-
ramaz", 'Medis istifa", "Türk-
iye bizim, Özal'ın degil", "Bay-
rak bizim, onlann degil" diye
sloganlar attılar.
Yaklaşık 2,5 saat süreyle De-
nizer'in Mengen'e gelmesini
bekleyen işçiler, genel başkan-
lanrun gelişini alkışlarla karşı-
ladılar.
Denizer konuşmasında, 40
gündür "şanlı grevin" devam
ettiğini, grev süresince çeşitli ya-
sal eylemler gerçekleştirdikleri-
ni belirterek ' Yürüyüşümüz de
bunlardan biriydi. Bizim verdi-
ğimiz mücadele, insanca yaşa-
yabilmek, insanca bir işyerine
sahip olabilmektir. Anlaşmak
istiyoruz. Beş gündür soğnğa,
açlığa, yagmura rafmen erleri-
mizden uzakta sokaktayız. Biz
beş gün değil 50 gün de olsa
dimdik ayakta kalacagız" dedi.
özal'ın madenci eylemine
karşı "MESS Başkanı gibi
davranmasım" eleştiren Deni-
zer şöyle devam etti: "Bizi an-
laşmak istemeyen kişiler gibi
göstennek istiyorlar. Esas an-
laşmak istemeyen, bulundugu
makamda tarafstz olması gere-
ken, ama anayasa suçu işleyen
Özal'dır. Anlaşmayı engeUeyen
Sayın Özal'dır. Onun işkence
çektirmekten zevk alan bir ya-
pıda olduğunu bütün dünya
gördü."
Denizer, önceki gün gözaltı-
na alınan işçilere ilişkin olarak
da "Dün sabah uyurken 201 ar-
kadaşımızı aldılar. Bizleri pro-
vokasyona getirmek istiyorlar.
Asker, polis ve jandarma bunu
yapmazlar. Emir veriyorlar.
Emir verenler, kendini kaybe-
den insanlar. İşçiler hak möca-
delesmin dışına çıkmazlar. Ara-
lanna kışlurtKi sokulsa da. Or-
taya koyduğumuz bu yasal ey-
lemlerin hepsi pbuüı ve prog-
ramlıdır" dedi.
Denizer, konuşmasının son
bölümünde, üç günlüğüne An-
kara'ya gideceğini, burada gö-
rüşmeler yapacağıru belirterek
"Bu yürüyüş eylemi bitmiştir.
Ben Ankara'ya, sizler de Zon-
guldak'a gidiyorsunuz" deme-
si üzerine binlerce işçi bir ağız-
dan, "Başkan, seninle öliune de
gideriz", "Başkan, senin sözü-
nü dinleyeceğiz" sloganlan at-
tılar. Denizer, konuşmasını şu
sözlerle bitirdi: "Bu bir talimat-
ör. Ve harfiyen uygulanacakbr.
Bizim amaanuz anlaşma yapa-
bilmektir. Her zamanki disip-
lininiz içinde sizleri talimaü uy-
gulamaya çaguiyorum. Görüş-
meler sonunda netice alamaz-
sak eylemlerimiz sürer, hakkı-
mızı alamadığıınız sürece de
durmaz. Anlaştık mı, sizinle
gurur duyuyoruz."
Toplantıdan sonra Genel
Maden-lş Sendikası Başkanı
Şemsi Denizer, hükümet yetki-
lileriyle görüşmek üzere Anka-
ra'ya hareket ederken maden iş-
çileri de gruplara ayrüarak
Zonguldak yolculuğuna başla-
dılar. On binlerce maden işçisi
Zonguldak, Kozlu, Kilimli be-
lediye otobüsleri, özel yolcu ta-
şuna şirketlerinin otobüsleri,
kamyon, minibüs, özel otomo-
bil ve kamyonetlerle akşama
kadar kent merkezine taşındı.
Denizer Ankara'da
Genel Maden-lş Başkanı De-
nizer, dun öğleden sonra Men-
gen'den ankara'ya geldi. Deni-
zer Ankara'da gazetecilerin
Cumhurbaşkanı Turgut Özal-
ın önceki .günkü açıklamalan-
na ilişkin sorulannı yanıtlar-
ken, "Cumhnrbaşkanı MESS
başkanlığına devam ediyor. 'İş-
çileri sevmiyorum' diyordu.
Akşam da bu göruşüü teyit et-
ti. BugMnkü anlaşnuya cmm-
hnrbaşkaundan başka bir en-
gel geJmez" dedi.
Zonguldak maden işcilerinin
erken emekli edilmesine ilişkin
özal'm sözlerini değerlendirir-
ken de "İşçileri emekli edip
ocmklan kapatma döşüncesi
Tirk milletine ihanetrir. Ülke
saübyor. Baünlmaya çabtdryor
demektir" diye konuştu. Deni-
zer anlaşma sağlanamazsa ey-
lemlerini sertleştirerek sürdüre-
ceklerini vurguladı.
Denizer Ankara'da önce
Türk-tş'i ziyaret ederek Genel
Başkan Şevket Yılmaz ve yöne-
tim kurulu üyeleriyle bazı sen-
dikalann başkanlanyla görüş-
tü. Ardından da Bakan Aykut-
la bir araya geldi.
Denizer'in Aykut'la görüş-
mesi saat 17.00 sıralannda baş-
ladı ve yaklaşık 3 saat sürdü.
Denizer toplantıdan sonra yap-
tığı açıklamada "Sayın bakan-
la daha once anlaşmaya vara-
madığımız yöntem konusunda
anlaşmaya calıştık. Bu konuda
mutabakat sağladık. Tabii ki
kanşıklıklar vardı. Cebe giri-
yordu, çıplakü, nerrJ gibi tartış-
malan ortadan kaldınnak için
önce yöntemde anlaşmak gere-
kiyor. Cebe girecek panuun be-
sabında bir mutabakat
sağladık" diye konuştu.
Bakan Aykut'la bugün de üc-
ret hesaplama yöntemi konu-
sundaki çalışmalan tamamla-
mak için görüşeceklerini belir-
ten Denizer, "Sonra Sayın Bas-
bakanla ücret konnsunu kesin
olarak gönişeceğiz" diye ko-
nuştu. Denizer, "Ünitli
•misiniz" sorusunu da "Gayet
tabii. Netice alacağımızı ümit
ediyonım" diye yanıtladı.
Aykut'un açıklaması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı İmren Aykut Zongul-
dak işcilerinin yasadışı yürü-
yüşten vazgeçtiklerini belirte-
rek, "bu bizim için memnuni-
yet verici bir konudnr" dedi.
Arada bir farkın kalmadığını
belirten Aykut şunlan soyledi:
"Zonguldak madenlerinde
dört grup işçi var. Her grup
içinde 11 ayn kademe var. Bu-
na baktıgımızda 44 ayn çeşit
ücret var. Bir de buna 10-15 çe-
şit ayn ayn sosyal yardım gibi
ödemeleri Uave ederseniz bun-
lann bir kısmmı hesmba katma-
dığınız zaman bir başka grup
bunun yanhş oMuğuan leri sü-
rebilir. Evvela bu kargaşayı so-
na erdirmek istedik. Sendika
yönetidleriyle hangi kalemleri
dahil edeceğiz, işçüer hangi ka-
lemler dahfl olursa olsun bunu
daha iyi anlarlar diye bu konu
üzerinde mutabakat sağladık.
Rakamlarda ben
büyük olduğunu, anlaşma
nmııdunun da bundan kaynak-
landığı için bu görüşmenin ger-
çekleşmesine gayret etmiştim.
Inşallah yarm (bugün) veya
öbür gün (yann) görüşmeleri-
miz devam edecek" dedi.
Gözaltındaki işçiler
Ankara'da
Önceki gün gözaltına alınan
işçiler yerleştirildiklerı Gerede
Kapalı Spor Salonu'nda yapı-
lan kimlik tespitinin ardından
Ankara'dan gelen talimat uya-
rınca dün öğleden sonra Bele-
diye ve Köy Hizmetleri Müdür-
lüğü'ne ait beş otobüse yerleş-
ürildiler. tşçilerin bitkin olduk-
lan gözlendi. Gerede Çumhu-
riyet Savcısı Muzaffer Oztürk,
işcilerin sadece kimlik tespitle-
rinin yapüdığmı ve Ankara
DGM Başsavcdığı'mn yetki
alanına girdiği gerekcesiyle ia-
delerine başvunılmadığım soy-
ledi. önceki gün açıklanan göz-
altındaki işçi sayısımn da 200
değil 201 olduğunu belirten öz-
türk, 45 emniyet görevlisi eşli-
ğinde bu işçÛeTİn Ankara'ya
gönderileceklerini soyledi.
17.15'te Ankara'ya getirilen
gözaltındaki işçi ve işçi yakın-
lan Ankara Emniyet Müdürlü-
ğü'ne götürülduler. İşçiler ge-
ceyi Emniyet Müdürlüğü'nde
geçirdiler. tşçilerin bugün An-
kara DGM Başsavcılığı'na sev-
kedilmeleri bekleniyor.
Gazetecileri, maden işcilerinin
bulundugu Mengen'e götüren
Ankara Anakent Belediyesi'ne
bağlı Belko Şirketi'ne ait heli-
kopterin iki pilotu Ankara
DGM'deki sorgularından son-
ra serbest bırakıldı.