25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 EKONOMİ 28 OCAK 1991 BORSA NOTLARI Borsadayabancılarkazandı ABDURRAHMAN YILDIRIM Borsa'da önceki hafta savaşın baş- tamasına rağmen gerçekleşen yüzde 22.2 gibi yüksek oranlı bir artı- şı geçen hafta yüzde 4.6'lık azalış iz- ledi. Bu şaşırtıcı artıştan, savaş tarihi yaklaşırken portföyterini boşaltan ve elde malla yakalanmak istemeyen profesyoneller zarariı gözü kara bir şe- kilde "savaş zengini olmak isteyen" amatörler kârlı çıkmtştı. Ama asıl kâr- lı çıkaniar "yabancı yatmmcılardı." Endeksin 2800 puanlara indiği ara- lık ayı sonlarında alım yapan yaban- cılar endeksin 4000' li puanları devir- diği önceki hafta cuma ile geçen haf- ta pazartesi ve salı günleri satış yap- tılar. Yabancı müşteri ağırlıklı çalışan Osmanlı Bankası ve Global Menkul Kıymetler'in, Koç Holding, Koç Yatı- rım, Otosan ve Çukurova Elektrik tah- talarında yogun satışları gözlentyordu. Yabancılar böylelikle dört haftaya var- madan yüzde 30'luk bir kârı realize et- miş oluyorlardı. Bu satışlarla endeks salı günü kapanışta 3711 'e düşmüş- tü. Çarşamba günü ise 3639 puan dü- zeyine inmişti. 4200 puan düzeyi ile 3200 ve 2600 puanlar "çok fazla işlem ger- çekleştiği" için direnç noktalarıy- dı. Bu noktalarda endeks ya krvnlır yu- kart döner ya da düşüşünü sürdürijr- dü. Endeks 3000'lerden düşerken 2800 telaffuz ediliyordu. 2800'lerde devreye giren yabancılar, endeksin başka bir kıvrılma noktası 4200 puan yaklaşırken satışa geçmışlerdi. Körfez savaşında Saddam'ın israil'i savaşın içine çekmek için bu ülkeye Scud fü- "Savaş zenginleri" piyasadavörfez savaşı ile piyasalann IVbirçoğu durdu, ama borsa durmadı. Savaş bittiğinde zengin olmayı hayal edenle- rin talebiyle borsada canlı günler yaşanıyor. Savaşın ge- tirdiği tedirginlikle bankadan çektıkleri paranın bir miktarı- nt borsaya getirenler, pıyasa- daki müşteri profilini değiş- tirdiler Bugün piyasadaki profesyonellerin oranının yüz- de 10'a indiği ve yüzde 9O'ı- nın grttikçe artan yeni jene- rasyondan duştuğu tahmin edilryof. Borsada son haftalar- da "şaşkınlık yaratan" fiyat degişimleri de yüzde 90'lık kitleye bağlanıyor. Borsa ışlem salonundan çı- kartılıp sokağa dökülüşünün birinci yılında yatınmcıların durumunu merak ettik. 25 Ocak 1990'da borsa işlem sa- lonu kendilerıne kapatılan ya- tınmcılann nasıl alışveriş yap- tıklannı görmek için en yük- sek işlem hacmini gerçekleş- tiren Deha Menkul Değerier'e gittik. Koridor, salon ve "de- aling roorrTda yaklaşık 100 dolayında insan var. Burada yatınmcılar iki ana gruba ay- nlmış. Birincisi, küçük yatı- nmcılar, büyük salonda top- Borsayı Anadolu'ya telefonlar taşıyor. 120 dakika boyunca açık bu telefonlar, milyariarca lira- lık işlem hacminin gerçekleşmesine aracüık edi>orlar. lanmışlar. Borsayı tahtaların durumunu sürekli veren bir hoparlörden izleyip "dealing room"a alım satım ordinola- rı veriyorlar. Bu müşterilere borsa salonunda iki broker ayrılmış. Müşteriler gelen ye- ni bilgıier ışığında emirlerin- de "iyileştirme"de yapabili- yorlar. Oaha küçük bir salonda ise "büyük oyuncular' var. Seans içinde alıp satıyorlar, verdikleri ordinoların "kon- firmelerini" alıyorlar. Bu büyük oyuncular ile Ana- dolu'dan telefonla işlem ya- panlar borsa salonunda bulu- nan şirketin Genel Müdürü Asuman Okyay'a doğrudan bağlı. Okyay, sadece konfir- masyon yapmıyor, salonun genel havasını ve kendi yoru- munu muşterıye aktarıyor. Gün içinde 700-800 ordino veriliyor. Şirketin 25 ocaktaki işlem hacmi 11 milyar lira. Benzeri sistemi yeni faali- yete geçen aracı üyeler ile bazı bankalar da kurmuşlar. Açıklık ve şeffaflığa dayanan bu sistemlerle borsa işlem salonuna girme alışkanlığı olan müşteriye "oynama" olanağı sağlanmış. Bir yıl ön- ce borsa salonunda olan ya- tınmcılar, şimdi aracı üyelerın salonlarını birer borsa salo- nuna çevirmiş durumdalar. zeleri gondermesi de yabancılann sa- tışını hızlandırmıştı. Bu satışlarla Istanbul Borsası'na son giren yatınmcılar çıkıp gitmişti. Beraberinde yüzde 30'luk bir kâria bir- likte sonuçta borsada fiyatların düşe- ceği ve alım yapılmaması eğilimini ıfa- de eden "ayilar" ile fiyatların yükse- leceği ve alım yapılması eğilimini be- lırten "bogalar" çarpışmış, "boğalar" galip gelmişti. Bir de on- ları izleyen "koyunlar" yani amatör- ler kazançlı çıkmışlardı. Şimdi yabancılar ızleniyor Yabancılann işlemleri taban fiyattan alıp tavan fiyattan satmak gibi ideal borsa davra- nışına uymuştu. Piyasanın ge- lişimini doğru değerlendirip "harekete ilk geçen, fiyatla- ra ilk darbeyi vuran" piyasa- yı yönlendiriyordu. Borsa küttürü daha yeni olan ve kurumlaşmayı gerçekleştir- meyen Türkiye'de bu pıyasa- ya yeni girenler "bilenlerin ' peşinden gidiyor. Borsalarda "koyun eğiljmi" diye adlandı- rılan bu davranış İstanbul Bor- sası'nda yaygındı. Bu eğilimde olanlar geçen yılın sonbaharına kadar özel- leştirmeyi yürüten Kamu Or- taklığı'nı izlediler. KOİ'nin bor- sa hareketleri üzerinden para kazanmaya çalıştılar. Körfez krizi nedeniyle halka arz olanağı ortadan kalkınca KOİ gözden düştü, bu kez ye- rini, Körfez krizini daha iyi du- rumda değerlendiren yabancı yatınmcılar aldı. Son zamanlar- da borsada oynamaya çalı- şanlar yabancı yatırımcıları ve CNN televizyonunu iziiyoıiar. 115 bîn işçinin grevi ertelendiMESS ile anlaşan Türk Metal'e grev erteleme kararının önceden iletildiğini öne süren bazı sendikacılar, bu yolla Genel Maden-İş gibi mücadeleci sendikalann cezalandırılmaya çalışıldığını savunuyorlar. tarafından imzalandı. de yayımlanması üzerine dün iş- Çalışma ve Sosyal Güvenlık başı yaptı. Bakanı İmren Aykut'un grevle- tş-Sendika Servisi — Bakan- lar Kurulu'nun 25 ocakta yap- tığj toplanuda aldığı "Devam eden grev ve lokavtlann 60 gün siireyle ertelenmesi" kararı Res- mi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğc girer- ken karara tepkiler sürüyor. Gtevlerin ertelenmesinin Bakan- lar Kurulu'na Cumhurbaşkanı Türgut Özal tarafından önerildi- ği bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tmren Aykut' un grevlerin ertelendiği Bakan- lar Kurulu toplannsından bir sa- at önce Türk Metal Sendikası ile MESS arasında anlaşma sağla- ması "danışıklı dövöş" olarak değerlendirildi. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan kararın- da, "Kanuni grev ve lokavtlann Irak'm Kuveyt'i işgal ve ilhakı sonncu meydana gelen Körfez krizi üzerine başlayan savaş se- bebiyie milli güvenliğimiri bozu- cu ve tebdit edici nitelikte görul- dügünden, 27 Ocak 1991 günü saat 07.00'den itibaren 60 gün süreyle ertelenmesini kararlaştınlmıştır" denildi. Karar, Türk-lş'e bağlı Genel Maden-lş, Selüloz-Iş, Türk Me- tal, Türkiye Maden-lş, Petrol-lş, Tümtis, Türkiye Çimse-İş, Harb-tş, Ağaç-lş, Teksif, Tür- kiye Deri-Fş, Hak-lş'e bağlı Özdemir-lş, öz Gıda-tş, Öz Ağaç-lş, Oz îplik-tş, bağımsız Otomobil-lş, Çelik-îş ve Laspetkim-İş sendikalarına uye 160 işyerinde çalışan yaklaşık 115 bin işçiyi kapsıyor. Bakanlar Kurulu'nun 25 ocakta yaptığı toplantıda tüm ış- kollarında süren grevlerin erte- lenmesi önerisini Cumhurbaş- kanı Turgut Özal gündeme ge- tirdi. Özal'ın önerisi, Bakanlar Kurulu'nda fazla tartışılmadan kabul edildi ve grev ertelemele- re ilişkin kararname bakanlar rin ertelendiği Bakanlar Kurulu öncesi Türk Metal Sendikası ile MESS yöneticilerini bir araya getirerek MESS toplusözleşme- sinin ünzalanması için çaba gös- termesi sendikal çevrelerde kuş- kuya yol açtı. Aykut'un Genel Maden-lş Sendikası'nın TTKİ ve MTA sözleşmeleri konusun- da oyalayıcı bir politika izledi- |ini ve yakın çevresine, "Genel Maden-İş Sendikası hak grevi yapmıyor ki! Hedef olarak Çan- kaya'yı alıyor. Politik davranıyor" dediğini anımsatan sendikal çevreler, Çabşma Baka- nı'run kendisine yakın olan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'e, gre\' erteleme kararını önceden aktardığı ve MESS sozleşmesini imzalattığı yorumunu yapıyorlar. Aynı çev- reler, böyle bir tutumla iktida- rın özelükle mücadeleci sendika- ları cezalandırmak istediğini de ifade ediyorlar. Zonguldak'ta TTK işyerlerin- de 59 gündür grevde olan maden işçileri Bakanlar Kurulu'nun er- teleme kararının Resmi Gazete 1 TTK'ya bağlı Karadon, Koz- lu, Üzülmez, Armutçuk ve Amasra komur üretim bölgele- rinde toplanan maden işçileri dün 16.00-24.00 vardiyasından itibaren ocağa girmeye başladı- lar Zonguldak'ta tepki Bakanlar Kurulu'nun aldığı grevertelemekaran Zonguldak'ta maden işçilerinin tepkisine yol açtı. Grev erteleme karannı de- ğerlendiren madenciler, üretim yapmayacaklarını söylediler. Madenciler, "İkinci Dünya Sa- vaşı sırasında dedeierimiz zo- runlu olarak ocaklarda çalıştınl- mışlardı. Şimdi Körfez savaşı bahane edilerek bizleri zorta ça- lıştırmak istiyorlar. 'İkinci mükellefiyet' mi başlıyor? Men- gen'de önümüzü tufekle kestiler, bizi yine tufekle mi çalıştıracak- lar?" diye konuştular. Genel Maden-İş Başkanı Şemsi Denİ7er, "Ancak bu kara- nn hukuki da^ınağt olmadıgı inancı içindeyim. Yasal girişim- lerimiz olacak" dedi. Erteleme karanrun milli güvenlik gerekçe- Izsal grevînde son nöbet DENİZ TOPALOCIAJ Teneke sobadan çıkan du- manlann arasından ağzında so- mun taşıyan beyaz bir güvercin resmi seçiliyor. Resmin altında- ki "Insanca yaşamak ve çalış- mak hakkı istiyoruz" yazısıyla sendikalannın takvimi grevci iş- çilerin barakasını süslemiş. İz- sal Döküm Sanayii'nde 24 gün- djür grev sürdüren Otomobil-lş âendikası'na üye işçiler, grev pankartlannı kaldırmak için Öakanlar Kurulu karannın Res- r^i Gazete'de yayımlanmasını Hekliyorlar. ' Grev fıaklan ellerinden ahnan ksal işçileri, Türk Metal Sendi- Kası'nm Bakanlar Kurulu'nun grevleri erteleme kararmdan bir saat önce MESS'le sözleşme im- mlamasmı "Bize kazık attılar, iki iş anlaşmalı yapüdı" diye dçıkhyorlar. Izsal işçilerinin bir önceki grevleri de 12 Eylül 1980'de sıkıyönetim karanyla kaldırılmış. 18 yıllık işçi İsmet Cengiz, "Biz ne zaman MESS'i sdaştırsak bemen yardımına ko- şuyoriar" diyerek 198O'de grev- leri kaldırdıktan sonra THK'ca verilen ücretlerle üç yıl çahşmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Donuk yüz ifadeleriyle baraka- da toplanan diğer işçiler, Ba- kanlar Kurulu karannı "Biz hu- kümetten her şeyi bekliyoruz. Gelecege umutla bakamıyoruz" sözleriyle değerlendiriyorlar. Topkapı Yem Sanayii işyerin- de 250 gündür grev sürdüren Hak-lş'e bağlı Öz Gıda-lş'e üye 45 işçinin de grevi sona erdi. 18 yıllık işçi tsmail GUmüş, 250 bin lira ücret alırken greve başlamış. Gümüş, "Grev bitiyor, ama işi- mizi kaybedeceğiz. İşveren bize pazartesi günü işbaşı yaptırma- yacagını söyledi. Hepimizi işten çıkartaeak" derken bir diğer iş- çi, bundan sonra işlerinin işve- rene kaldığını anlatıyor. Işçiler, hükümetin Körfez krizini işçi hareketlerini kırmak için kullandığına inanıyorlar. Pilma işyerinde grev nöbeti tutan bayan işçiler ise el işlerini örmeye devam ediyorlardı. Petrol-İş Sendikası'na üye ba- yan işçiler, 45 gündür sürdür- dükleri grevin savaş nedeniyle ertelendiğini, ancak haklarını bundan sonra nasıl alacakları- nı bilmediklerini söylediler. Son nöbeti tutan işçiler "Gelecege umutla bakamıyoruz" diyorlar. Telefon değjşikliği YeniTelefon: (1)314 03 00 (10 hat) Köy-Tür Pazarlama A.Ş". Genel Müdürliik ve İstanbul Bölge Müdürlüğü NİŞANTAŞI ' RESTAURANT Düğiin Salonlart t> Yemekli-Kışi başv 16.500 TL. [> Mezeli-Yemekli 19.500 TL. Rez. 147 62 39 - 147 74 40 Salonlarımız klimalı ve 400-1000 kijiliktir. siyle alındığını hatırlatan Deni- zer şöyle konuştu: "Keyfi bir karardır. Hukümet bizim haklı olduğumuzu orta>B koyun bir tavır sergilemiş, hak- lılıgımızı resmileştirmiştir." Denizer, salı günü (yann) An- kara'da bir basın toplantısı ya- pacağını, grevin ertelenmesi ile ilgili yasal girişimleri anlataca- ğını sözlerine ekledi. Hak-İş'e bağlı Özdemir-lş Sendikası Genel Başkanı Meh- met Aras, grevleri ertelenen iş- çilere, "İşbaşı yapacaksınız, an- cak üretim yapmayacaksınız" dedi. Bağımsız Çelik-lş Sendika- sı Genel Başkanı Metin Türker- de "Ne kadar para verirlerse o kadar çalışma beklesinler" diye konuştu. Öte yandan.Bakanlar Kurulu karan Resmi Gazete'de yayım- lanmadan Ankara'da Bağımsız Otomobil-lş Sendikası'nın grev uyguladığı Türkeli Ticaret ve Te- kimal işyerlerinde önceki sabah grev pankartının polis tarafın- dan indirildiği bildirildi. Otomobil-lş şube yöneticileri, polisin tutumunu "yasadışı zorbalık" olarak nitelendirdiler. SSKveBağ-Kur yasalannda savaşa yer yok ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Sosyal Sigortalar Yasası ile Bağ-Kur Yasası'nda savaş ile ilgili hüküm bulunmaması sı- kmtı yaratıyor. Işçilerin, esnaf, sanatkâr ve bağımsız çalışanla- rın olası bir savaşta şehit ya da gazi olmalan halinde, kendileh ile eş ve çocuklannın durumu belirsiz kalacak. Sosyal güvenlik uzmanı Sela- hattin Turla, 506 sayıh Sosyal Si- gortalar Yasası ve 1479 sayıh Bağ-Kur Yasası ile özel sosyal güvenlik sandıklanna ilişkin dü- zenlemelerde, savaşla ilgili hü- küm bulunmadığını bildirdi. Kıbns harekâtı sırasında bir elektrik teknisyeni işçinin gemi direğinde vurularak ölmesi ola- yım anımsatan Turla, "Öliimle, maîuliyette en az S yıllık sigor- taldık süresi ve 1800 gün prim ödemek koşulu var. Oysa Kıb- ns harekâtında vurulan Türk vatandaşının 1^ senelik hizme- ti çıktı. Askerlik hizmetini de birleştirmek suretiyle de ayhğa göturülemedi dosya" dedi. Emekli Sandığı Yasası'nda savaş haline ilişkin hükümler bulun- duğuna dikkat çeken Selahattin Turla, 1475 sayılı İş Yasası'nda savaş sonrası terhis edilecek olan işçilerin iş güvenceleri ve yeni- den aynı işleTİne dönüp dönme- yeceklerı konusunda da hiçbir hükme yer verilmediğini vurgu- layarak şöyle konuştu: "Son günlerde milli biriik ve beraber- ligin saglanması gerektiği söyle- niyor. Önümüzdeki günlerde özellikle, sosyal sigorta mevzu- atında ve tş Yasası'ndaki boş- lukların doldurulması için bir iki maddenin Meclis'e sevkedil- mesinde zorunluluk vardır" dedi. R E K L A M D U N Y A S I Savaşa rağmen reklam Daha Körfez krizi ortaya çıkar çıkmaz dünyanm dev fırmalan olası bir savaş karşısmda piyasalarda meydana gelebi- lecek tıkanıklıklan nasıl aşabilecekleri- ni düşünmeye başlamışlardı. Batıda yüz yüze gelinen genel durgunluğun da et- kisiyle fırmalann 1991 reklam bütçeleri ve programlanrun ne olacağı büyük me- rak konusuydu. Bu alanda pek çok teh- like işareti görülmeye başlanmıştı. Ama ileri görüşlü birçok fırma, genel tasarnıf politikası içinde reklam harca- malarının büyük ölçüde kısılması yolu- na gitmenin, kendi kendini boğmaya va- racak bir kısır döngü yaratacağını bile- rek soruyu "Reklam bütçemizi ne kadar kısabtliriz" biçiminde değil, 'Bir savaş ortamında hangi mesajı verebiliriz, ne tür kampanyalar yapabiliriz' biçiminde ortaya koydular. Krizle ve savaşla en doğrudan bağlan- tıb sektör olan otomobilciler, petrol sı- kıntısı ve petrol fıyatlannda meydana gelebilecek tırmanma karşısında satışla- nnda ciddi düşüşler olacağını bihyorlar- dı.General Motors'un Chevrolet bölü- mü büyük araba satışlarında azalma bekliyordu ve stratejisini daha az yakıt lüketen orta boy arabalann satısını art- tırma üzerine kurdu. Buick'in reklam bölümü genel müdürü Jay Qualman. "Değişik geltşmelere göre hangi mesaj- lan verecegimizi biliyoruz. Şu anda ke- sin olan bir tek şey var, yakıt darlığı ve- y» yakıtın aşm pahalılaşması söz konu- su olursa, 'yakıt tasarrufu' mesajı ağır- lık kazanacak. Motor özellikleri, trans- misyon elektroniği, arabanın hafıfligi vs." Bir başka yol da fiyat politikasının gözden geçirilmesi. Subaru'nun ABD'- deki pazarlama başkan yardımcısı Chris Wackman, bu konudaki bakışlannı şöy- le özetliyor: "Bu dönemde bir şey satın alan biri, ya bunu gerçekten ihtiyacı ol- duğu ve olmazsa olmaz biçimde almasi gerektiği için alacaktır ya da ona yapı- lan ve 'öyle pek de uzun surmeyeceğe benzeyen' cazip teklifî reddedemeyece- gi için..." Subaru ilk adım olarak silah altına çağrılan ve Körfez'e gönderilen askerlerin ailelerinin leasüıg yoluyla ala- cağı otomobillerin taksitlerinde yüzde 50 indirim yapacağuıı açıkladı. Aynı şekilde Chevrolet de Kapris modellerinde ayda 300 dolarbk ve 48 aylık bir ödeme planı uygulayacağını açıkladı. Tüm otomobil- cUer, bu dönemde 'leasing'e yüklenme- nin doğru olacağını savunuyorlar. Bütün bu yeni 'taktikler* yeni kam- mpanyaların hazırlanmaanı gerektiri- yor. Üretim süreceğine, yüksek stok ma- liyetleri ve pazar kaybı göze aknamaya- cağına göre satış mücadelesi de sürdü- rülecek. Ve reklam şirketlerine belki de her zamankinden fazla ihtiyaç olacak. İçinde buhınulan durumu Ford'un pazarlama Genel Müdürü Keitta Magee şöyle özetliyor: "Pazann bu koşullann- da, atılmış tek bir geri adımı dahi kal- dırmamız mümkun değil." FREESUMSAS Sigara alana benzin bedava R.J. Reynolds, yeni ürünü Magna sigaralarının satısını desteklemek için "10 dolarlık bedava benzin kuponu" kampanyası başlattı. Magna paketle- rinde bulunan özel mühürlerden 25'ini toplayıp getirene verilen benzin kuponu, şirketin 1700 bayili Emro akaryakıt istasyonlan zinciri ile yap>- tığı anlaşma gereğince bu istasyonlar- da kullanılabilecek. Reynolds'un kampanyasının başlangıç tarihi 7 ocak, tüm dünyada savaş ihtimalinin giderek yaklaştığı ama henüz savaşın kesinlik kazanmadığı, petrol fıyatla- rının geleceğinin henüz çok karanhk olduğu bir dönem. Geniş basın ilan- larıyla desteklenen kampany-a, Rey- nolds yetkililerine göre Körfez krizinin başlangıcından çok önce planlanmış. Reynolds'cular buna ka- rut olarak, tüm ilanlannda otomobille bağlantılı bir imajı seçmiş olmaları- nı, geçen >ıl promosyon olarak ara- bayla ilgili aksesuarlar dağıtuklarını gösteriyorlar. Ne zaman planlanmış olursa olsun Reynolds'un kampanya zamanlamasının Körfez'den hiç de bağımsız olmadığı piyasa gözlemcileri tarafından belirtiliyor. Barajans'ta 'yeaiden yapılanma'* Geçen yılın son ayın- da başlayan çalışmalannı sonuçlandı- ran Barajans, 1991'e yeni bir künyeyle girdi. Yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sıfatıyla kuruluşundan bu ya- na ajansı yönetmiş olan Mustafa Gön- cü, 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren görevini yönetim kurulu başkanı ve munhhas aza olarak sürdürecek. Şir- ketin genel müdürlüğünü ise Repro'- dan transfer edilen Gürkan Aylan üstlenecek. Aylan, yönetim kurulunda da başkanvekilliği yapacak. T E K N O L O J I V I T R I N I Acil durumda temiz suDeprem, sel gi- bi doğal felaket- ler sonrasmda ya da savaş sırasında içme suyu sistem- leri tamamen tah- rip olabilir, su içi- lemez biçimde kirlenebilir. Böy- lece insan yaşamı için birincü önem taşıyan su yoklu- ğu bir felakete yol açabilir. Fransız Lyon- naise Des-eaux bu gibi durumlarda acil su gereksinimi- nin karşılanabilmesi için Aquachoc adlı küçük bir su üretim fabrikası geliştirdi. Bu taşınabilir mini-fabrika, azami 4000 kişilik bir yerleşim birimi için günde kişi başına 5 litre içme suyu üretebiliyor. Bu, günde beş litre miktarındaki su- yun, bunalım sırasında bir kişinin gün- lük gereksinimlerini karşılamak için ye- terli olduğu düşünülüyor. Aslında, "konfor" içinde yaşayan bir toplumun bireyleri için günde kişi başına 40 litre su gerekiyor. Pedalsız bisiklet Pedalsız bir bisiklet olan Kangourou'nun küçük bir ön tekerleği ve bundan biraz daha büyük arka tekerleği var. Arka tekerleğin dingili merkezden 10 cm kaydınlmış. Kan- gourou'yu sürmek için gövdeyi ileri geri salla- mak gerekiyor. Bu doğrusal hareket, arka tekerleğin dingili tara- fından dönme hareke-l tine dönüştürülüyor.i Bu garip bisiklete bin- me şekli, yeni bir spo- radönüşebilir mi? Şimdiye kadar iki rekor saptan- dı bile: 100metre mesafede saatte 39 km, 25 km me- safede saatteortalama 17.5 km hızyapıldı. Alümin- yumdanyapılmış bisikletin ağırlığı 15 kg, fıyatı ise 2000 Fransız Frangı. Çiçek otomatları Japonya'da, garlarda, havaalanlannda, süper- marketlerde, hastanelerde, benzin istasyonların- da, kitapçılarda, her köşede bir otomatik çiçek satıcısıyla karşılaşmak mümkün. Artık bir Ja- pon'un akşam yemeği davetine bir buket çiçek götürmediği zaman hiçbir özürü olama> r acak. Her otomatik satıcıda fıyatlan 1500 ile 10.000 yen arasında değişen 58 buket bulunuyor. Buket- İer üç günde bir değiştiriliyor. Otomatik dağıtı- ayı, Japonya'nın en büyük ithalat-ihracat firması C. Itoh geliştirdi. Firma yetkilileri, kapitalist dü- zen içinde rantabl olmayan çiçekçilerin yerine böyle bir sistemi geliştirdiklerini belirtiyorlar. Ja- ponya'da çiçek satışı cirosu yılda 10 trilyon TL'ye ulaşıyor. Aquachoc, ta- şınabilir, fazla yer kaplamayan bir sistem. Uçakla helikopterle ya da bir kamyonun ar- kasında taşmabi- liyor. 2 metre bo- yunda, 1 metre genişliğinde ve 1.5 metre yüksek- liğinde. Her biri 200 kg ağırhğın- da, birbirinden aynlabilen iki par- çadan oluşuyor. Aquachoc, ultra-filtreleme zarlan tek- niğiyle çalışıyor, bu nedenle kimyasal madde kullanımı gerekmiyor. Bir saat içinde monte edilebiliyor, uzman olma- yan bir kişi de sistemi çalıştırabiliyor. Aquachoc, aşın kirlenmiş sulardan iç- me suyu elde edebiliyor. Suyun kirlenme derecesi, hangi maddelerle kirlenmiş ol- duğu önemli değil, çünkü filtreleri, her türlü bakteri, virüs ve bireşimleri yaka- layabiliyor. Aynca en son dezenfeksiyon için gerekli klor dozu da oldukça düşük tutulabiliyor. (Lyonnaise Des-eaux, Di- reaion de I'eau, 52 Rue de Lizbonne, 75008 Paris, Tel: (1) 40757000). Yeni kontak lensler Bausch and Lomb firma- sı, Seequence adh yeni bir tür lens geliştirdi. Bu lensler, iki hafta boyunca hiç çıka- rılmadan kullanüıyor, sonra atıhyor ya da normal lensler gibi kullamlabiliyor. Bu ikinci durumda, her akşam çıkartılıp temizleme solüsyo- nuna konulması gerekiyor. Lensler bu şekilde üç ay bo- yunca kullanüabih'yor. See- quence lensleri, çok saf plas- tikten yapılmış, ^o 38.6 su içeriyor, protein birikmesine ve lensler için zararlı olabi- lecek ortamlara (çok yüksek sıcaklıklar ve pH) dayanık- h. Ev içinde tenis Winball, evde kullanılabi- len ilk tenis topu fırlatıcısı. Ancak evdeki eşyaların sağ- lığı açısmdan, makinenin si- ze fırlattığı toplan her defa- smda geldiği yere geri gön- dermeniz gerekiyor. Elektrik motoru ve dönen bir fırlatı- cısı olan Winball, her yöne doğru, sert ya da falsolu toplar atabiliyor. Sizin top- lan karşılayıp ağa gönder- meniz yeterli oluyor. Ağdan bir sepetin içine düşen top- lar, sonra yeniden fırlatıîı- yor. Fiyatı 3000 Fransız Frangı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle