Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 EKONOMİ 28 OCAK 1991
BORSA NOTLARI
Borsadayabancılarkazandı
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Borsa'da önceki hafta savaşın baş-
tamasına rağmen gerçekleşen
yüzde 22.2 gibi yüksek oranlı bir artı-
şı geçen hafta yüzde 4.6'lık azalış iz-
ledi. Bu şaşırtıcı artıştan, savaş tarihi
yaklaşırken portföyterini boşaltan ve
elde malla yakalanmak istemeyen
profesyoneller zarariı gözü kara bir şe-
kilde "savaş zengini olmak isteyen"
amatörler kârlı çıkmtştı. Ama asıl kâr-
lı çıkaniar "yabancı yatmmcılardı."
Endeksin 2800 puanlara indiği ara-
lık ayı sonlarında alım yapan yaban-
cılar endeksin 4000' li puanları devir-
diği önceki hafta cuma ile geçen haf-
ta pazartesi ve salı günleri satış yap-
tılar. Yabancı müşteri ağırlıklı çalışan
Osmanlı Bankası ve Global Menkul
Kıymetler'in, Koç Holding, Koç Yatı-
rım, Otosan ve Çukurova Elektrik tah-
talarında yogun satışları gözlentyordu.
Yabancılar böylelikle dört haftaya var-
madan yüzde 30'luk bir kârı realize et-
miş oluyorlardı. Bu satışlarla endeks
salı günü kapanışta 3711 'e düşmüş-
tü. Çarşamba günü ise 3639 puan dü-
zeyine inmişti.
4200 puan düzeyi ile 3200 ve 2600
puanlar "çok fazla işlem ger-
çekleştiği" için direnç noktalarıy-
dı. Bu noktalarda endeks ya krvnlır yu-
kart döner ya da düşüşünü sürdürijr-
dü. Endeks 3000'lerden düşerken
2800 telaffuz ediliyordu. 2800'lerde
devreye giren yabancılar, endeksin
başka bir kıvrılma noktası 4200 puan
yaklaşırken satışa geçmışlerdi. Körfez
savaşında Saddam'ın israil'i savaşın
içine çekmek için bu ülkeye Scud fü-
"Savaş zenginleri" piyasadavörfez savaşı ile piyasalann
IVbirçoğu durdu, ama borsa
durmadı. Savaş bittiğinde
zengin olmayı hayal edenle-
rin talebiyle borsada canlı
günler yaşanıyor. Savaşın ge-
tirdiği tedirginlikle bankadan
çektıkleri paranın bir miktarı-
nt borsaya getirenler, pıyasa-
daki müşteri profilini değiş-
tirdiler Bugün piyasadaki
profesyonellerin oranının yüz-
de 10'a indiği ve yüzde 9O'ı-
nın grttikçe artan yeni jene-
rasyondan duştuğu tahmin
edilryof. Borsada son haftalar-
da "şaşkınlık yaratan" fiyat
degişimleri de yüzde 90'lık
kitleye bağlanıyor.
Borsa ışlem salonundan çı-
kartılıp sokağa dökülüşünün
birinci yılında yatınmcıların
durumunu merak ettik. 25
Ocak 1990'da borsa işlem sa-
lonu kendilerıne kapatılan ya-
tınmcılann nasıl alışveriş yap-
tıklannı görmek için en yük-
sek işlem hacmini gerçekleş-
tiren Deha Menkul Değerier'e
gittik. Koridor, salon ve "de-
aling roorrTda yaklaşık 100
dolayında insan var. Burada
yatınmcılar iki ana gruba ay-
nlmış. Birincisi, küçük yatı-
nmcılar, büyük salonda top-
Borsayı Anadolu'ya telefonlar taşıyor. 120 dakika boyunca açık bu telefonlar, milyariarca lira-
lık işlem hacminin gerçekleşmesine aracüık edi>orlar.
lanmışlar. Borsayı tahtaların
durumunu sürekli veren bir
hoparlörden izleyip "dealing
room"a alım satım ordinola-
rı veriyorlar. Bu müşterilere
borsa salonunda iki broker
ayrılmış. Müşteriler gelen ye-
ni bilgıier ışığında emirlerin-
de "iyileştirme"de yapabili-
yorlar.
Oaha küçük bir salonda
ise "büyük oyuncular' var.
Seans içinde alıp satıyorlar,
verdikleri ordinoların "kon-
firmelerini" alıyorlar. Bu
büyük oyuncular ile Ana-
dolu'dan telefonla işlem ya-
panlar borsa salonunda bulu-
nan şirketin Genel Müdürü
Asuman Okyay'a doğrudan
bağlı. Okyay, sadece konfir-
masyon yapmıyor, salonun
genel havasını ve kendi yoru-
munu muşterıye aktarıyor.
Gün içinde 700-800 ordino
veriliyor. Şirketin 25 ocaktaki
işlem hacmi 11 milyar lira.
Benzeri sistemi yeni faali-
yete geçen aracı üyeler ile
bazı bankalar da kurmuşlar.
Açıklık ve şeffaflığa dayanan
bu sistemlerle borsa işlem
salonuna girme alışkanlığı
olan müşteriye "oynama"
olanağı sağlanmış. Bir yıl ön-
ce borsa salonunda olan ya-
tınmcılar, şimdi aracı üyelerın
salonlarını birer borsa salo-
nuna çevirmiş durumdalar.
zeleri gondermesi de yabancılann sa-
tışını hızlandırmıştı.
Bu satışlarla Istanbul Borsası'na
son giren yatınmcılar çıkıp gitmişti.
Beraberinde yüzde 30'luk bir kâria bir-
likte sonuçta borsada fiyatların düşe-
ceği ve alım yapılmaması eğilimini ıfa-
de eden "ayilar" ile fiyatların yükse-
leceği ve alım yapılması eğilimini be-
lırten "bogalar" çarpışmış,
"boğalar" galip gelmişti. Bir de on-
ları izleyen "koyunlar" yani amatör-
ler kazançlı çıkmışlardı.
Şimdi
yabancılar
ızleniyor
Yabancılann işlemleri taban
fiyattan alıp tavan fiyattan
satmak gibi ideal borsa davra-
nışına uymuştu. Piyasanın ge-
lişimini doğru değerlendirip
"harekete ilk geçen, fiyatla-
ra ilk darbeyi vuran" piyasa-
yı yönlendiriyordu.
Borsa küttürü daha yeni olan
ve kurumlaşmayı gerçekleştir-
meyen Türkiye'de bu pıyasa-
ya yeni girenler "bilenlerin '
peşinden gidiyor. Borsalarda
"koyun eğiljmi" diye adlandı-
rılan bu davranış İstanbul Bor-
sası'nda yaygındı.
Bu eğilimde olanlar geçen
yılın sonbaharına kadar özel-
leştirmeyi yürüten Kamu Or-
taklığı'nı izlediler. KOİ'nin bor-
sa hareketleri üzerinden para
kazanmaya çalıştılar.
Körfez krizi nedeniyle halka
arz olanağı ortadan kalkınca
KOİ gözden düştü, bu kez ye-
rini, Körfez krizini daha iyi du-
rumda değerlendiren yabancı
yatınmcılar aldı. Son zamanlar-
da borsada oynamaya çalı-
şanlar yabancı yatırımcıları ve
CNN televizyonunu iziiyoıiar.
115 bîn işçinin grevi ertelendiMESS ile anlaşan Türk Metal'e grev erteleme
kararının önceden iletildiğini öne süren bazı
sendikacılar, bu yolla Genel Maden-İş gibi
mücadeleci sendikalann cezalandırılmaya
çalışıldığını savunuyorlar.
tarafından imzalandı. de yayımlanması üzerine dün iş-
Çalışma ve Sosyal Güvenlık başı yaptı.
Bakanı İmren Aykut'un grevle-
tş-Sendika Servisi — Bakan-
lar Kurulu'nun 25 ocakta yap-
tığj toplanuda aldığı "Devam
eden grev ve lokavtlann 60 gün
siireyle ertelenmesi" kararı Res-
mi Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlanarak yürürlüğc girer-
ken karara tepkiler sürüyor.
Gtevlerin ertelenmesinin Bakan-
lar Kurulu'na Cumhurbaşkanı
Türgut Özal tarafından önerildi-
ği bildirildi. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı tmren Aykut'
un grevlerin ertelendiği Bakan-
lar Kurulu toplannsından bir sa-
at önce Türk Metal Sendikası ile
MESS arasında anlaşma sağla-
ması "danışıklı dövöş" olarak
değerlendirildi.
Bakanlar Kurulu'nun Resmi
Gazete'de yayımlanan kararın-
da, "Kanuni grev ve lokavtlann
Irak'm Kuveyt'i işgal ve ilhakı
sonncu meydana gelen Körfez
krizi üzerine başlayan savaş se-
bebiyie milli güvenliğimiri bozu-
cu ve tebdit edici nitelikte görul-
dügünden, 27 Ocak 1991 günü
saat 07.00'den itibaren 60 gün
süreyle ertelenmesini
kararlaştınlmıştır" denildi.
Karar, Türk-lş'e bağlı Genel
Maden-lş, Selüloz-Iş, Türk Me-
tal, Türkiye Maden-lş, Petrol-lş,
Tümtis, Türkiye Çimse-İş,
Harb-tş, Ağaç-lş, Teksif, Tür-
kiye Deri-Fş, Hak-lş'e bağlı
Özdemir-lş, öz Gıda-tş, Öz
Ağaç-lş, Oz îplik-tş, bağımsız
Otomobil-lş, Çelik-îş ve
Laspetkim-İş sendikalarına uye
160 işyerinde çalışan yaklaşık
115 bin işçiyi kapsıyor.
Bakanlar Kurulu'nun 25
ocakta yaptığı toplantıda tüm ış-
kollarında süren grevlerin erte-
lenmesi önerisini Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal gündeme ge-
tirdi. Özal'ın önerisi, Bakanlar
Kurulu'nda fazla tartışılmadan
kabul edildi ve grev ertelemele-
re ilişkin kararname bakanlar
rin ertelendiği Bakanlar Kurulu
öncesi Türk Metal Sendikası ile
MESS yöneticilerini bir araya
getirerek MESS toplusözleşme-
sinin ünzalanması için çaba gös-
termesi sendikal çevrelerde kuş-
kuya yol açtı. Aykut'un Genel
Maden-lş Sendikası'nın TTKİ
ve MTA sözleşmeleri konusun-
da oyalayıcı bir politika izledi-
|ini ve yakın çevresine, "Genel
Maden-İş Sendikası hak grevi
yapmıyor ki! Hedef olarak Çan-
kaya'yı alıyor. Politik
davranıyor" dediğini anımsatan
sendikal çevreler, Çabşma Baka-
nı'run kendisine yakın olan Türk
Metal Sendikası Genel Başkanı
Mustafa Özbek'e, gre\' erteleme
kararını önceden aktardığı ve
MESS sozleşmesini imzalattığı
yorumunu yapıyorlar. Aynı çev-
reler, böyle bir tutumla iktida-
rın özelükle mücadeleci sendika-
ları cezalandırmak istediğini de
ifade ediyorlar.
Zonguldak'ta TTK işyerlerin-
de 59 gündür grevde olan maden
işçileri Bakanlar Kurulu'nun er-
teleme kararının Resmi Gazete
1
TTK'ya bağlı Karadon, Koz-
lu, Üzülmez, Armutçuk ve
Amasra komur üretim bölgele-
rinde toplanan maden işçileri
dün 16.00-24.00 vardiyasından
itibaren ocağa girmeye başladı-
lar
Zonguldak'ta tepki
Bakanlar Kurulu'nun aldığı
grevertelemekaran Zonguldak'ta
maden işçilerinin tepkisine yol
açtı. Grev erteleme karannı de-
ğerlendiren madenciler, üretim
yapmayacaklarını söylediler.
Madenciler, "İkinci Dünya Sa-
vaşı sırasında dedeierimiz zo-
runlu olarak ocaklarda çalıştınl-
mışlardı. Şimdi Körfez savaşı
bahane edilerek bizleri zorta ça-
lıştırmak istiyorlar. 'İkinci
mükellefiyet' mi başlıyor? Men-
gen'de önümüzü tufekle kestiler,
bizi yine tufekle mi çalıştıracak-
lar?" diye konuştular.
Genel Maden-İş Başkanı
Şemsi Denİ7er, "Ancak bu kara-
nn hukuki da^ınağt olmadıgı
inancı içindeyim. Yasal girişim-
lerimiz olacak" dedi. Erteleme
karanrun milli güvenlik gerekçe-
Izsal grevînde son nöbet
DENİZ TOPALOCIAJ
Teneke sobadan çıkan du-
manlann arasından ağzında so-
mun taşıyan beyaz bir güvercin
resmi seçiliyor. Resmin altında-
ki "Insanca yaşamak ve çalış-
mak hakkı istiyoruz" yazısıyla
sendikalannın takvimi grevci iş-
çilerin barakasını süslemiş. İz-
sal Döküm Sanayii'nde 24 gün-
djür grev sürdüren Otomobil-lş
âendikası'na üye işçiler, grev
pankartlannı kaldırmak için
Öakanlar Kurulu karannın Res-
r^i Gazete'de yayımlanmasını
Hekliyorlar.
' Grev fıaklan ellerinden ahnan
ksal işçileri, Türk Metal Sendi-
Kası'nm Bakanlar Kurulu'nun
grevleri erteleme kararmdan bir
saat önce MESS'le sözleşme im-
mlamasmı "Bize kazık attılar,
iki iş anlaşmalı yapüdı" diye
dçıkhyorlar. Izsal işçilerinin bir
önceki grevleri de 12 Eylül
1980'de sıkıyönetim karanyla
kaldırılmış. 18 yıllık işçi İsmet
Cengiz, "Biz ne zaman MESS'i
sdaştırsak bemen yardımına ko-
şuyoriar" diyerek 198O'de grev-
leri kaldırdıktan sonra THK'ca
verilen ücretlerle üç yıl çahşmak
zorunda kaldıklarını anlatıyor.
Donuk yüz ifadeleriyle baraka-
da toplanan diğer işçiler, Ba-
kanlar Kurulu karannı "Biz hu-
kümetten her şeyi bekliyoruz.
Gelecege umutla bakamıyoruz"
sözleriyle değerlendiriyorlar.
Topkapı Yem Sanayii işyerin-
de 250 gündür grev sürdüren
Hak-lş'e bağlı Öz Gıda-lş'e üye
45 işçinin de grevi sona erdi. 18
yıllık işçi tsmail GUmüş, 250 bin
lira ücret alırken greve başlamış.
Gümüş, "Grev bitiyor, ama işi-
mizi kaybedeceğiz. İşveren bize
pazartesi günü işbaşı yaptırma-
yacagını söyledi. Hepimizi işten
çıkartaeak" derken bir diğer iş-
çi, bundan sonra işlerinin işve-
rene kaldığını anlatıyor.
Işçiler, hükümetin Körfez
krizini işçi hareketlerini kırmak
için kullandığına inanıyorlar.
Pilma işyerinde grev nöbeti
tutan bayan işçiler ise el işlerini
örmeye devam ediyorlardı.
Petrol-İş Sendikası'na üye ba-
yan işçiler, 45 gündür sürdür-
dükleri grevin savaş nedeniyle
ertelendiğini, ancak haklarını
bundan sonra nasıl alacakları-
nı bilmediklerini söylediler. Son nöbeti tutan işçiler "Gelecege umutla bakamıyoruz" diyorlar.
Telefon değjşikliği
YeniTelefon:
(1)314 03 00 (10 hat)
Köy-Tür Pazarlama A.Ş".
Genel Müdürliik ve
İstanbul Bölge Müdürlüğü
NİŞANTAŞI
' RESTAURANT
Düğiin Salonlart
t> Yemekli-Kışi başv 16.500 TL.
[> Mezeli-Yemekli 19.500 TL.
Rez. 147 62 39 - 147 74 40
Salonlarımız klimalı ve
400-1000 kijiliktir.
siyle alındığını hatırlatan Deni-
zer şöyle konuştu:
"Keyfi bir karardır. Hukümet
bizim haklı olduğumuzu orta>B
koyun bir tavır sergilemiş, hak-
lılıgımızı resmileştirmiştir."
Denizer, salı günü (yann) An-
kara'da bir basın toplantısı ya-
pacağını, grevin ertelenmesi ile
ilgili yasal girişimleri anlataca-
ğını sözlerine ekledi.
Hak-İş'e bağlı Özdemir-lş
Sendikası Genel Başkanı Meh-
met Aras, grevleri ertelenen iş-
çilere, "İşbaşı yapacaksınız, an-
cak üretim yapmayacaksınız"
dedi. Bağımsız Çelik-lş Sendika-
sı Genel Başkanı Metin Türker-
de "Ne kadar para verirlerse o
kadar çalışma beklesinler" diye
konuştu.
Öte yandan.Bakanlar Kurulu
karan Resmi Gazete'de yayım-
lanmadan Ankara'da Bağımsız
Otomobil-lş Sendikası'nın grev
uyguladığı Türkeli Ticaret ve Te-
kimal işyerlerinde önceki sabah
grev pankartının polis tarafın-
dan indirildiği bildirildi.
Otomobil-lş şube yöneticileri,
polisin tutumunu "yasadışı
zorbalık" olarak nitelendirdiler.
SSKveBağ-Kur
yasalannda
savaşa yer yok
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — Sosyal Sigortalar Yasası
ile Bağ-Kur Yasası'nda savaş ile
ilgili hüküm bulunmaması sı-
kmtı yaratıyor. Işçilerin, esnaf,
sanatkâr ve bağımsız çalışanla-
rın olası bir savaşta şehit ya da
gazi olmalan halinde, kendileh
ile eş ve çocuklannın durumu
belirsiz kalacak.
Sosyal güvenlik uzmanı Sela-
hattin Turla, 506 sayıh Sosyal Si-
gortalar Yasası ve 1479 sayıh
Bağ-Kur Yasası ile özel sosyal
güvenlik sandıklanna ilişkin dü-
zenlemelerde, savaşla ilgili hü-
küm bulunmadığını bildirdi.
Kıbns harekâtı sırasında bir
elektrik teknisyeni işçinin gemi
direğinde vurularak ölmesi ola-
yım anımsatan Turla, "Öliimle,
maîuliyette en az S yıllık sigor-
taldık süresi ve 1800 gün prim
ödemek koşulu var. Oysa Kıb-
ns harekâtında vurulan Türk
vatandaşının 1^ senelik hizme-
ti çıktı. Askerlik hizmetini de
birleştirmek suretiyle de ayhğa
göturülemedi dosya" dedi.
Emekli Sandığı Yasası'nda savaş
haline ilişkin hükümler bulun-
duğuna dikkat çeken Selahattin
Turla, 1475 sayılı İş Yasası'nda
savaş sonrası terhis edilecek olan
işçilerin iş güvenceleri ve yeni-
den aynı işleTİne dönüp dönme-
yeceklerı konusunda da hiçbir
hükme yer verilmediğini vurgu-
layarak şöyle konuştu: "Son
günlerde milli biriik ve beraber-
ligin saglanması gerektiği söyle-
niyor. Önümüzdeki günlerde
özellikle, sosyal sigorta mevzu-
atında ve tş Yasası'ndaki boş-
lukların doldurulması için bir
iki maddenin Meclis'e sevkedil-
mesinde zorunluluk vardır"
dedi.
R E K L A M D U N Y A S I
Savaşa rağmen reklam
Daha Körfez krizi ortaya çıkar çıkmaz
dünyanm dev fırmalan olası bir savaş
karşısmda piyasalarda meydana gelebi-
lecek tıkanıklıklan nasıl aşabilecekleri-
ni düşünmeye başlamışlardı. Batıda yüz
yüze gelinen genel durgunluğun da et-
kisiyle fırmalann 1991 reklam bütçeleri
ve programlanrun ne olacağı büyük me-
rak konusuydu. Bu alanda pek çok teh-
like işareti görülmeye başlanmıştı.
Ama ileri görüşlü birçok fırma, genel
tasarnıf politikası içinde reklam harca-
malarının büyük ölçüde kısılması yolu-
na gitmenin, kendi kendini boğmaya va-
racak bir kısır döngü yaratacağını bile-
rek soruyu "Reklam bütçemizi ne kadar
kısabtliriz" biçiminde değil, 'Bir savaş
ortamında hangi mesajı verebiliriz, ne
tür kampanyalar yapabiliriz' biçiminde
ortaya koydular.
Krizle ve savaşla en doğrudan bağlan-
tıb sektör olan otomobilciler, petrol sı-
kıntısı ve petrol fıyatlannda meydana
gelebilecek tırmanma karşısında satışla-
nnda ciddi düşüşler olacağını bihyorlar-
dı.General Motors'un Chevrolet bölü-
mü büyük araba satışlarında azalma
bekliyordu ve stratejisini daha az yakıt
lüketen orta boy arabalann satısını art-
tırma üzerine kurdu. Buick'in reklam
bölümü genel müdürü Jay Qualman.
"Değişik geltşmelere göre hangi mesaj-
lan verecegimizi biliyoruz. Şu anda ke-
sin olan bir tek şey var, yakıt darlığı ve-
y» yakıtın aşm pahalılaşması söz konu-
su olursa, 'yakıt tasarrufu' mesajı ağır-
lık kazanacak. Motor özellikleri, trans-
misyon elektroniği, arabanın hafıfligi
vs."
Bir başka yol da fiyat politikasının
gözden geçirilmesi. Subaru'nun ABD'-
deki pazarlama başkan yardımcısı Chris
Wackman, bu konudaki bakışlannı şöy-
le özetliyor: "Bu dönemde bir şey satın
alan biri, ya bunu gerçekten ihtiyacı ol-
duğu ve olmazsa olmaz biçimde almasi
gerektiği için alacaktır ya da ona yapı-
lan ve 'öyle pek de uzun surmeyeceğe
benzeyen' cazip teklifî reddedemeyece-
gi için..." Subaru ilk adım olarak silah
altına çağrılan ve Körfez'e gönderilen
askerlerin ailelerinin leasüıg yoluyla ala-
cağı otomobillerin taksitlerinde yüzde 50
indirim yapacağuıı açıkladı. Aynı şekilde
Chevrolet de Kapris modellerinde ayda
300 dolarbk ve 48 aylık bir ödeme planı
uygulayacağını açıkladı. Tüm otomobil-
cUer, bu dönemde 'leasing'e yüklenme-
nin doğru olacağını savunuyorlar.
Bütün bu yeni 'taktikler* yeni kam-
mpanyaların hazırlanmaanı gerektiri-
yor. Üretim süreceğine, yüksek stok ma-
liyetleri ve pazar kaybı göze aknamaya-
cağına göre satış mücadelesi de sürdü-
rülecek. Ve reklam şirketlerine belki de
her zamankinden fazla ihtiyaç olacak.
İçinde buhınulan durumu Ford'un
pazarlama Genel Müdürü Keitta Magee
şöyle özetliyor: "Pazann bu koşullann-
da, atılmış tek bir geri adımı dahi kal-
dırmamız mümkun değil."
FREESUMSAS
Sigara alana
benzin bedava
R.J. Reynolds, yeni ürünü Magna
sigaralarının satısını desteklemek için
"10 dolarlık bedava benzin kuponu"
kampanyası başlattı. Magna paketle-
rinde bulunan özel mühürlerden
25'ini toplayıp getirene verilen benzin
kuponu, şirketin 1700 bayili Emro
akaryakıt istasyonlan zinciri ile yap>-
tığı anlaşma gereğince bu istasyonlar-
da kullanılabilecek. Reynolds'un
kampanyasının başlangıç tarihi 7
ocak, tüm dünyada savaş ihtimalinin
giderek yaklaştığı ama henüz savaşın
kesinlik kazanmadığı, petrol fıyatla-
rının geleceğinin henüz çok karanhk
olduğu bir dönem. Geniş basın ilan-
larıyla desteklenen kampany-a, Rey-
nolds yetkililerine göre Körfez
krizinin başlangıcından çok önce
planlanmış. Reynolds'cular buna ka-
rut olarak, tüm ilanlannda otomobille
bağlantılı bir imajı seçmiş olmaları-
nı, geçen >ıl promosyon olarak ara-
bayla ilgili aksesuarlar dağıtuklarını
gösteriyorlar. Ne zaman planlanmış
olursa olsun Reynolds'un kampanya
zamanlamasının Körfez'den hiç de
bağımsız olmadığı piyasa gözlemcileri
tarafından belirtiliyor.
Barajans'ta 'yeaiden
yapılanma'* Geçen yılın son ayın-
da başlayan çalışmalannı sonuçlandı-
ran Barajans, 1991'e yeni bir künyeyle
girdi. Yönetim kurulu üyesi ve genel
müdür sıfatıyla kuruluşundan bu ya-
na ajansı yönetmiş olan Mustafa Gön-
cü, 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren
görevini yönetim kurulu başkanı ve
munhhas aza olarak sürdürecek. Şir-
ketin genel müdürlüğünü ise Repro'-
dan transfer edilen Gürkan Aylan
üstlenecek. Aylan, yönetim kurulunda
da başkanvekilliği yapacak.
T E K N O L O J I V I T R I N I
Acil durumda temiz suDeprem, sel gi-
bi doğal felaket-
ler sonrasmda ya
da savaş sırasında
içme suyu sistem-
leri tamamen tah-
rip olabilir, su içi-
lemez biçimde
kirlenebilir. Böy-
lece insan yaşamı
için birincü önem
taşıyan su yoklu-
ğu bir felakete yol
açabilir.
Fransız Lyon-
naise Des-eaux
bu gibi durumlarda acil su gereksinimi-
nin karşılanabilmesi için Aquachoc adlı
küçük bir su üretim fabrikası geliştirdi.
Bu taşınabilir mini-fabrika, azami 4000
kişilik bir yerleşim birimi için günde kişi
başına 5 litre içme suyu üretebiliyor.
Bu, günde beş litre miktarındaki su-
yun, bunalım sırasında bir kişinin gün-
lük gereksinimlerini karşılamak için ye-
terli olduğu düşünülüyor. Aslında,
"konfor" içinde yaşayan bir toplumun
bireyleri için günde kişi başına 40 litre su
gerekiyor.
Pedalsız bisiklet
Pedalsız bir bisiklet
olan Kangourou'nun
küçük bir ön tekerleği
ve bundan biraz daha
büyük arka tekerleği
var. Arka tekerleğin
dingili merkezden 10
cm kaydınlmış. Kan-
gourou'yu sürmek için
gövdeyi ileri geri salla-
mak gerekiyor. Bu
doğrusal hareket, arka
tekerleğin dingili tara-
fından dönme hareke-l
tine dönüştürülüyor.i
Bu garip bisiklete bin-
me şekli, yeni bir spo-
radönüşebilir mi? Şimdiye kadar iki rekor saptan-
dı bile: 100metre mesafede saatte 39 km, 25 km me-
safede saatteortalama 17.5 km hızyapıldı. Alümin-
yumdanyapılmış bisikletin ağırlığı 15 kg, fıyatı ise
2000 Fransız Frangı.
Çiçek otomatları
Japonya'da, garlarda, havaalanlannda, süper-
marketlerde, hastanelerde, benzin istasyonların-
da, kitapçılarda, her köşede bir otomatik çiçek
satıcısıyla karşılaşmak mümkün. Artık bir Ja-
pon'un akşam yemeği davetine bir buket çiçek
götürmediği zaman hiçbir özürü olama>
r
acak.
Her otomatik satıcıda fıyatlan 1500 ile 10.000
yen arasında değişen 58 buket bulunuyor. Buket-
İer üç günde bir değiştiriliyor. Otomatik dağıtı-
ayı, Japonya'nın en büyük ithalat-ihracat firması
C. Itoh geliştirdi. Firma yetkilileri, kapitalist dü-
zen içinde rantabl olmayan çiçekçilerin yerine
böyle bir sistemi geliştirdiklerini belirtiyorlar. Ja-
ponya'da çiçek satışı cirosu yılda 10 trilyon TL'ye
ulaşıyor.
Aquachoc, ta-
şınabilir, fazla yer
kaplamayan bir
sistem. Uçakla
helikopterle ya da
bir kamyonun ar-
kasında taşmabi-
liyor. 2 metre bo-
yunda, 1 metre
genişliğinde ve
1.5 metre yüksek-
liğinde. Her biri
200 kg ağırhğın-
da, birbirinden
aynlabilen iki par-
çadan oluşuyor.
Aquachoc, ultra-filtreleme zarlan tek-
niğiyle çalışıyor, bu nedenle kimyasal
madde kullanımı gerekmiyor. Bir saat
içinde monte edilebiliyor, uzman olma-
yan bir kişi de sistemi çalıştırabiliyor.
Aquachoc, aşın kirlenmiş sulardan iç-
me suyu elde edebiliyor. Suyun kirlenme
derecesi, hangi maddelerle kirlenmiş ol-
duğu önemli değil, çünkü filtreleri, her
türlü bakteri, virüs ve bireşimleri yaka-
layabiliyor. Aynca en son dezenfeksiyon
için gerekli klor dozu da oldukça düşük
tutulabiliyor. (Lyonnaise Des-eaux, Di-
reaion de I'eau, 52 Rue de Lizbonne,
75008 Paris, Tel: (1) 40757000).
Yeni kontak
lensler
Bausch and Lomb firma-
sı, Seequence adh yeni bir
tür lens geliştirdi. Bu lensler,
iki hafta boyunca hiç çıka-
rılmadan kullanüıyor, sonra
atıhyor ya da normal lensler
gibi kullamlabiliyor. Bu
ikinci durumda, her akşam
çıkartılıp temizleme solüsyo-
nuna konulması gerekiyor.
Lensler bu şekilde üç ay bo-
yunca kullanüabih'yor. See-
quence lensleri, çok saf plas-
tikten yapılmış, ^o 38.6 su
içeriyor, protein birikmesine
ve lensler için zararlı olabi-
lecek ortamlara (çok yüksek
sıcaklıklar ve pH) dayanık-
h.
Ev içinde tenis
Winball, evde kullanılabi-
len ilk tenis topu fırlatıcısı.
Ancak evdeki eşyaların sağ-
lığı açısmdan, makinenin si-
ze fırlattığı toplan her defa-
smda geldiği yere geri gön-
dermeniz gerekiyor. Elektrik
motoru ve dönen bir fırlatı-
cısı olan Winball, her yöne
doğru, sert ya da falsolu
toplar atabiliyor. Sizin top-
lan karşılayıp ağa gönder-
meniz yeterli oluyor. Ağdan
bir sepetin içine düşen top-
lar, sonra yeniden fırlatıîı-
yor. Fiyatı 3000 Fransız
Frangı.