Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 OCAK 199,
Savaş, Banş ve Hekim
İnsanlarm mutlu bir geleceğe ulaşması ancak "barış"la olasıdır.
Savaş ancak emperyalist güçlerin bir ülkenin topraklarını silah
zoruyla aJma girişiminde kaçmjlmaz hale gelir ki, Ulusal Kurtuluş
Savaşımız, topraklarımızın kurtarılması, zedelenmiş onurumuzun ve
bağımsızlığımızın kazanılması için Kuvâ-yi Milliyye ruh ve inancı ile
gerçekleştirilmiş ve tüm dünyaya örnek olmuş soylu bir eylemdir.
Prof. Dr. R. KÂZEVf TÜRKER
A. Ü. Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı
Savaş, ülkeler arasında oluşan ve hekimin go-
revine ters düşen bir eylem biçimidir. Savaş iki
bireyin arasmdaki sıradan bir kavga değildir. Sa-
vaş gerek bireyler gerekse toplumda onarımı er-
ken ve geç dönemde son derece güç olan yara-
lar açan, insanlann onurunu, hak ve hukukunu
zedeleyen korkunç bir eylemdir.
Kan, gözyaşı, bunalım...
Savaşın insanlara kalıt (miras) olarak bırak-
tığı, 2. Dünya Savaşı'nın önemli liderlerinden
ChurchiU'in dediği gibi kan, gözyaşı ve bunlara
ek olarak bedensel ve ruhsal bunalım öğeleridir.
Insan yaşamıru ve onurunu zedeleyen bu durum-
lar kuşkusuz hiçbir zaman istenmez. Bir toplum-
da savaş olmadan da bedensel ve ruhsal buna-
bmlar yaratan durumlar olabilir. Ne var ki, bun-
lann zaman sürecinde onarımı kolay olup hiç-
bir zaman sava$ın amansız ve acımasız öğeleriyle
kıyaslanamaz. Bu nedenledir ki yaşamım savaş
alanlannda geçirmiş büyük liderler, yüce Ata-
türk ve onun en yakın arkadaşı Ismet Inönü'de
en çarpıcı örneğini buldugumuz gibi "Yurtta ba-
nş, dünyada barış" ilkesi ile daima barıştan ya-
na obnuşlardır. Bu ilke, ülkemizin değişmez dış
politikasının temel taşıdır.
Gelişmiş iilke insanlan arasında savaş karşıtı
eylemler çok daha belirgindir. 1964 ve sonraki
yıllarda ABD, bilindiği gibi Vietnam'da savaşı-
yordu (Bu ülkenin yetkilileri Vietnam savaşı için
kesinlikle savaş deyimini kullanmamjşlardır). Bu
ülkede 1970'li yıllara kadar her gün daha da ar-
tan savaş karşıtı eylemler ve gösteriler hızla yay-
gınlaşmaya başlarruştır. Yolda karşılaşüğınız ye-
tişkinlerden yeni yeni konuşmaya başlamjş kü-
çucuk yavrulara kadar herkesin dilinden
"Peace = barış" sozcüğü eksik olmuyordu. Hat-
ta 2. Dunya Savaşı'nda Churchill'den kalıt ka-
lan orta ve işaret parmaklan ile yapılan "V" işa-
reti (o gunlerde "victory: zafer" anlamında kul-
lanılmıştı) bu kez barışın simgesi haline gelmiş-
ti. Yine bu yıllarda ABD başkanlarının hemen
her basın toplantısında söyledikleri, ders alınma-
sı gerekli bir tumcelerini yinelemekte yarar var-
dır. Diyorlardj ki: "Eğer Vietnanı'da savaşıyor-
sak, NATO ve öteki bazı ülkelere yardımda bu-
lunuyorsak, bunun en başta gelen nedeni güzel
ülkemizin ve seçkin toplumumuzun 100 yıl son-
rası içindiı. Savaşı, Atlantik ve Pasifik'in öte-
sinde tutmak en önemli hedefımizdir." Geçmişte
tamk olduğumuz tüm bu olaylardan sonra, aca-
ba Körfez bunalımına bu kadar büyük bir ilgi
göstermenin nedenlerinden biri de savaşı "gü-
zel ulke ve seçkin toplumlan"ndan uzak tutmak
(!) ve 100 yıl sonraki geleceklerini garantiye al-
mak için midir? Bu sorunun yanıtını siyaset bi-
limi uzmanlanna bırakıyor ve yetkililerin konu
üzerinde düşünmelerini öneriyoruz.
Vietnam savaşından sonra bu ülkeye neler kal-
dı? Savaş ekonomisi gelişti, silah endüstrisi ve
ticareti hızla arttı ve bunların yanında 50.000
üzerinde genç yaşamını yitirdi, bir o kadar sa-
kat kaldı ve bir o kadarı beyaz zehir tutkunu ol-
du, büyük bir kismı da ulkelerine dönmediler.
Ülkeler arasında tum bu sorunların ve daha
da büyük boyutlarda savaşların ortaya çıkma-
sında en etkili neden, uygarlığın bir türlu orta-
dan kaldıramadığı, daha doğrusu gelişmiş ülke-
lerin kaldırmak istemediği "emperyalizm"dir.
Gelişmiş ulkelerin geri kalnuş ulkeleri, insanın
insanı, toplumda ufak azmLkların çogunluğu so-
mürmesi, dünyadaki sorunların ana kaynağıdır.
Eğer bir gün "emperyalizm" kavramı yok edi-
lip insanların özgurce, karşılıklı saygı ve sevgi-
ye dayalı, hakça bir duzen içinde uygarca yaşam-
lan sağlanabilirse, bu, emperyalizmin yok olması
anlamına gelir ki işte savaş olasılığını yok ede-
cek temel dayanak da budur.
Hekimin görevi
Hekimin temel gorevi dil, din, ırk, cinsiyet
gözetmeden gereksinimi olan herkese yardım eli-
ni uzatmaktır. Sağlam insanın sağhğmı koruma,
hasta insanın aalarını dindirme ve sağlığına ka-
vuşturma yöntemleri, hekimlik mesleğinde ka-
rar kılmış bir kimsenin tıp fakülteleri sıralann-
dan başlayarak tüm yaşamı boyunca her gün her
saat her dakika işittiği, sonuçlarını gördüğü ve
uyguladığı temel görevleridir. Bir hekim için en
mutlu olay, ziyaret ettiği hastalannın "Bugün,
her zamankine göre çok daha iyiyim" tümcesi-
ni işitmektir. Hekim, sorumluluklarını en etkili
biçimde yerine getirmek için gelişen bilimsel aşa-
malara koşut (paralel) olarak bilgi ve becerisini
yenilemek durumundadır. Tüm bunlar niçin?
Çünku hekim, görevinin gereği insarnn en kut-
sal varlığı olan "sağlığının" koruyucu ve kur-
tarıcısıdır.
Savaşlar insan sağlığını hiçe sayan, insan hak
ve hukukuna darbe vuran, insan onurunu zede-
leyen eylemlerdir. Toplumsal psikopatolojik
davranış def işiklikleri ve ruhsal bunahmlar, sa-
ğaltımı (tedavısi) son derece guç, kalıcı beden-
sel ve zihinsel çöküntuler bırakır. İnsan onuru-
nu zedeleyen bu gibi durumlar kuşkusuz hiçbir
zaman istenmez, istenmemelidir de.
Işte bu nedenle hekim, nedeni ne olursa ol-
sun savaşa "Hayır!" der. îşte görevi insan sağ-
lığını korumak ve bedensel, ruhsal dengesi bo-
zulmuş insanın aalannı dindirmek, kısaca insanı
yaşatmak olan hekim, hangi nedenle olursa ol-
sun "idam" cezasına karşıdır. Bulunduğu üst
duzeydeki görevinin verdiği guce dayanarak bir
yetkili "Bunları idam etmeyelim de besleyehm
mi?" diye bir tümceyi toplum önünde söylerse,
hekim bunu çok yadırgar ve karamsarlığa kapı-
lır. Ve bir ilkokul, ortaokul ya da üniversite öğ-
rencisi eğer "Savaşa hayır... Banşa evet" derse
bunu en az, günumuzde Korfez'de en büyük as-
keri gucu bulunduran ve çağdaş bilimsel tekno-
lojiyi savaşta kullanan ABD'deki savaş karşıtı
eylemlerin hoşgoru ile karşılandığını dikkate ala-
rak bizim de buyuk bir anlayışla karşılamamız
gerekir. Ne var ki bizdeki yetkililer "savaşa
hayır" diyen gençleri cezalandırmanın daha ye-
rinde olacağına inanır ve sonra özgurluk, de-
mokrasi edebıyatı yapmaktan da geri kalmazlar.
Sonuç
Jnsanlann mutlu bir geleceğe ulaşması, ancak
"banş"la olasıdır. Savaş ancak emperyaJist güç-
lerin bir ülkenin topraklanru silah zoruyla alma
girişiminde kaçınılmaz hale gelir ki, Ulusal Kur-
tuluş Savaşımız, topraklarımızın kurtarılması,
zedelenmiş onurumuzun ve bağımsızlığımızın ka-
zanılması için Kuvâ-yi Milliyye ruh ve inancı ile
gerçekleştirilmiş ve tum dunyaya örnek olmuş
soylu bir eylemdir.
Kısacası savaşın en etkili iiacı barıştır.
EVET/HAYIR
OKIAYAKBAL
İsJamcıCephedenSesler...
7 Recep 1411 Hicri (23 Ocak 1991 Çarşamba) günlü bir
gazete. Önce birinci sayfada yer alan başlıkları okuyalım:
"Kahraman ecdadımız güçsüzün ve maziumun yanınday-
dı"
"Milletimizin başını eğdiler"
"Haçlılar ikı ateş arasında kalmaktan korkuyor: Bu çöl bi-
ze mezar olacak"
"Emperyalistler sivil hedefleri bombalıyor"
"ABD'lı generalin itirafları: Irak bizımle oyun oynuyor"
"16 milyonun tepesine bomba yağdıranlar 7 esir pilot için
gürültü çıkarıyorlar"
"Kâfirler kenetlendi"
"ABD v© O'nun müttefikleri -ki bunlar aynı zamanda Al-
lah'ın diişmanlarıdır- masum Irak halkının beynıne her gün
tonlarca bomba yağdırırken 'Yapılan bombardımanda bir ki-
şi öldü' diyebilme alçaklığını gösteren, fakat Irak'ın elindeki
ûç beş gavurcuk için tepinen Yahudi uşaklarını şimdi daha
iyi tanıyoruz."
Müslüman ulkelerin bir bölümü ABD'den, bir bölümü Sad-
dam'dan yana. Her zaman olduğu gibi Arap dünyası ikiye bö-
lünmüş. Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, ABD'nin yanında yer
almış, hatta ortak güce asker bile yollamış. Libya, Ürdün, ye-
men ise Saddam'ı ve Irak halkını tutuyor Geri kalan Arap ul-
keleri ise yansız, ama ABD'nin yanında yer almamışlar...
Bir de İsrail savaşa katıldı mı, Irak'a bir iki füze gönderdi
mi, hele hele kara harekâtına ABD'nin yanında katıldı mı, he-
men bütün İslam ulkeleri, (yöneticileri yan çizseler bile) bu
ulkelerin halkları ister istemez savaşa katılmak gereğini du-
yacaklar. Bu yüzden ABD, İsrail'ın elini tutuyor, aman sen sa-
vaşa girme, Irak'a füze falan yollama diye...
Bu başlıklann yer aldığı gazete Refah Partisi'nin (eski MSP)
organıdır. Başta Erbakan olmak üzere Refah'çılar ABD ve or-
taklarının Irak'a saldırmasının karşısında yer almıştır.
Günlerdir Türk halkının beyni yıkanıyor. TRT ve Magic Box
günde yirmi dört saat tek yanlı, daha doğrusu ABD yanlısı
görüşleri, haberleri Türk halkına duyuruyor. Ülkemizin sorum-
lu yerlerindeki kişiler de başta Özal olmak üzere ABD pro-
pagandasına geniş katkılarda bulunuyorlar. Türkiye'nin üs-
leri ABD hava filolarına açıldı. Bu öslerden kalkan sayışız
uçak Irak halkının tepesine en güçlü bombaları yağmur gibi
yağdırıyor Bugünler geçer, Saddam'lar, Özal'lar tarih sayfa-
lannda yer alır. Ne var ki halkların belleklerinde silinmez böyle
davranışlar. Iraklı kuşaklar Türkler bizi sırtımızdan vurdu,
analarımızın babalarımızın ölümünde, kentlerimizin yıkılma-
sında Türklerin de payı var' diye düşünecektir.
Refah Partisi'nin organı "Milli Gazete"nin görûşleFİne ka-
tılmadığımı okurlarım bilirler. Laikfiğe ters düşen bir parti, bir
yayın organı... Gerçekten de 'onursuz' bir duruma düşürül-
dük. Irak'la hiç bir alıp veremediğimiz yok. Beyin yıkayıcıla-
n, "Efendim Irak bize su sorunundan düşmandı. İyi ki şimdi
uluslararası güçler onu tepeliyor. Er geç bize saldıracaktı nasıl
olsa" demekteler. Irak'a karşı savaşta daha etkin olmamızın
yararını dile getiriyorlar. Oysa 'su sorunu' önemli bir savaş
nedeni olabilir miydi? Su veriyorsak yerine petrol alıyoruz,
sonra Dicle ve Fırat'ın akışını durdurmak elimizde mi? Kısa-
cası Irak'ın bize saldıracağını ileri sürmek büyük bir yanılgı-
dır. Bile bile halkımızı kandırmaya kalkışmaktır.
'Milli Gazete' bu konuda ne diyor:
"Ülkemiz savaş hattına atılırken Ozal, bölgede ölecek yüz
binlerce Müslümanı düşünmeden Bush'a 'Bu işi başarman
için duaediyorum' dedi. Bush, utancından olmalı ki aynı sa-
atte bütün Hıristiyanların ve Yahudilerin de bu duayı yaptık-
larını Özal'a söylemedi, ama basına açıkladı."
Şu işe bakın, Bay Turgut Özal 1977 genel seçimlerinde Er-
bakan'ın partisi MSP'nin İzmir millefvekili adayı idi. MSP
adaylığından, Erbakan'ın yakın adamı olmaktan nerelere gel-
di? Unutarak kardeşi Korkut Bey'ın yıllarca Saddam'ın Irak'ıy-
la işbirliği yapıp büyük kazanç sağladığını...
insanlar ölüyor; Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, dinsiz her
ulustan insanlar ölüyor; kadın erkek, çoluk çocuk ölüyor. El-
deki silahlar, füzeler, uçaklar tükeniyor. Silah fabrikalarına gün
doğuyor. Nasıl olsa yenilerini en kısa zamanda üretirler, adam
öldürme canavarlanna yetiştirirler Daha güçlüterini, daha öl-
dürücülerini...
TEŞEKKÜR
Annemin göz ameliyatıru başanyla gerçekleştirip
sağlığına kavuşturan ve tekrar görmesini
sağlayan
Prof.Dr. ÜNAL BENGİSlPya
Prof.Dr. GÖNÜL PEKSAYAR'a,
Anestezist
Dr. HAIAJK TOYGARLTya
ayrıca hemşire Gülay Başkıran'a ve Alman
Hastanesi'nin başta yöneticileri olmak üzere tüm
personeline teşekkürü bir borç bilirim.
HALİTTEZCAN
B e y m
B&M C
Kış İnd
• Aaana Beymen • Arkara Beymen • Antalya Beymen • Bodrjm B&M Club • Bursa Beymen • Eskışehır
Beymen • Atakoy Tunzm MerKezı Beymen/B&M Club • Bevoğhj Beymen • ErenkOy Beymen/B&M Club
• Hılton Beymer • Kadıkoy Beymen • Levent Beymen • Rurne', B&M C ub • Ş şlı Beymen • Izmır Beymen • Malatya Beymen • Mersın Beymer • Samsun Beymen
B E Y M E N
Türkivc Yazarlar Sendikası
Ustalarımızla Birlikte
Melih Cevdet Anday
Açılış Konuşması
Oktay Akbal
KatılanJar
llhan Selçuk
Konur Ertop
AJi Sirmen
Hayati Asılyazıcı
Orhan Koçak
Melih Cevdet Anday'dan Şiırler
Müşfik Kenter
Melih Cevdet Anday'dan Tiyatro
Engin Şenkan
Serpil Pamur
Melih Cevdet Anday'dan Dialar
tsa Çelik
Şarkjlar
Esin Noyan
Engin Noyan
Sunan
Candan Sabuncu
28 Ocak 1991 Pazartesı Saat: 18.00
Beyoğlu Karaca Tıyatrosu
Davetıyeler: Cumhuriyet Kıtap Kulübü, Akademı Kıtabevı,
Gençlık Kıtabevı, Yazarlarevı (Mülkıyelüer Bırlığı Kuruçeşme
Lokalı), Karaca Tıyatrosu, T.Yazarlar Sendıkası (145 08 D2J
TEŞEKKÜR
Tüm hastalarına olduğu gibi ilgilerini esirgemeyen GATA
Haydarpaşa Eğuim Hastanesı Komutanı
Tbp. Thgg. Prof. Dr.
SEDÂT YÜRÜTKEN'e
koroner bypass operasyonumu başarı ile gerçekleştiren Kalp-
Daraar Cerrahi Kliniği Dırektoru
Prof. Dr. ENVER DURAN
ve
Prof. Dr. MUHARREM COŞKUN, Prof. Dr.
UĞUR ORAL, Doç. Dr. YAŞAR TÜLBEK, Ojx
Dr. HALDUN KARAGÖZ, Dr. ALİ KOCAİLİK,
Kalp-Damar Cerrahi, Kardiyoloji Kliniği ve Yoğun Bakım
çaüşanlanna şukranlarımla
PERtHAN AYGER
Türkülerim benim kannca katandır.
Ben gitsem sözüm kalır.
Değerli öğretmen
ALAADDÎN GÖZDE'nin
bitiveren, onurlu ve saygın yaşamındaki dostluğu ve
sevecenliği arularda kalacaktır.
KARALU'DA3J ÖĞRETMEN
ARKADAŞL^RI ADEVA
HÜSAMETTtV AKKAYA
PENCERE
"Galatasaray mezunu. Boğazıçili'den ortaokullara
Frn. İng ve matemarık dersleri."
Tel: 164 35 16 gûnün her saati
Aşk ve Seks!.
Geçenlerde TYS'nin düzenlemesiyle Aziz Nesin'in 75'inci
yaşını kutladık.
Unlü yazarlarımızın doğum yıldönümlerinde toplantılar ya-
pılması ne güzel!.. Türküler, şiirler, şarkılar, konuşmalar, oyun-
iarla süren şenlikte herkes eğleniyor.
Peki, şair ya da yazar ne düşünüyor?
Adına toplantı düzenlenen kişi çok mu mutlu? Görünüşte
herkesin sevincinı paylaşıyor, kutlamadan hoşnut; ama gdn-
lünde hiç mi burukluk yok? Yaşlanmanın getirdiği hüznü du-
yumsamıyor mu? Ahmet Haşim'in şiirindeki merdivenin ba-
samaklarını ağır ağır tırmanırken yüreği ne sdylüyor?
75'inci doğum yıldönümünde düzenlenen toplantıda çak-
tırmadan yazarımızı gözlüyor, bu sorulara yanıt arıyordum.
'Topaz' dergisinin ocak sayısında buldum.
Dergi Aziz Nesin'e soruyor:
— 75'inci yaşında insan neler duyumsuyor?"
Nesin yanıtlıyor:
'— Ölmemiş olmanın muttuluğunu Aynı zamanda kendiya-
şttlarım içerisinde kaybettiklerimin de üzüntüsûnü duyuyon/m.
Onlann anılannı yaşıyorum. Ama bu yaşa kadar Türkiye orta-
mında, bu koşullarda yaşamış olmanın sevincini de yaşamak-
tayım."
Bizden önce gözlerini dünyaya kapamış olan sevdiklerimi-
zin hüznü de yaşamın bir parçasıdır.
•
Ancak dergi, aşk konusunda da Aziz Nesin'in yüreğini sor-
gulamak istiyor:
'— İnsanlar ileri yaşlarda âşık olabilirter mi? Seksle aşk iç
içe mi sizce? Biri diğerinden soyutlanabilir mi?"
Nesin yanıtlıyor:
— İnsanlar asıl ileri yaşta âşık olurlar Çünkû aşkın ne ol-
duğunu yaş ilerleyince anlarlar. Hayır, seks aşktan soyutlana-
maz. Aynlmaz birbirinden. Ama insanın seks gücü kalmadığı
zaman ister yaştan dolayı, ister başka nedenlerie, ister ola-
naksızlardan olsun, aşk daha da büyür, o zaman platonik bir
duruma dönüşür. Ama aslında tüm platonik aşklann temelin-
de, şöyle ya da böyle güçsüzlük vardır. Bu, yaştan olabilir, fır-
satsızlıktan olabilir. Örneğin eski saraylardaki harem ağaları-
nın aşkı en büyük aşktır ki onlar hiçbir zaman uygulayamaya-
cakları bir sekse özlem duyartar. Kısaca aşk her zaman var-
dır, ama seks her zaman yoktur. Ama olabilirse, kesinkas aşk,
seksle birlikte yürür. Yani ağıriık noktası aşkın bence sekstir.
Ama tabii ben kadın erkek aşkından söz ediyorum. Ybksa va-
tan aşkı, millet aşkı, efendim bayrak aşkı değil, insan bayrak-
la seks yapamaz... Tabii vatanla da seks yapamaz."
Aziz Nesin doğru konuşuyor; ama, anlaşılan bu alandaki
yeni gelişmeleri izlemiyor.
•
Kimi insan, sevdiği ya da âşık olduğu kişinin esyalarından
sekse ulaşmayı yeğler. Bilimsel açıklamaları ve örnekleri var.
Adam önemli bir koltukta oturuyor, toplumda önemli yeri var;
ama kadının kendisiyle değil, donuyla çorabıyla seks yap-
mayı yeğliyor; namı diğer fetişist.
Bir hastalık bu!..
Kadının sutyenini aşırıp aşkın doruğuna çıkmak için ge-
ceyi bekleyen erkek az mı?
Aziz Nesin şimdi diyebilir ki: Ben kadın külotundan, çora-
bından, sutyeninden, jartiyerinden, kombınezonundan değil,
bayraktan, vatandan, milletten söz açıyorum; insan bayrakla
seks yapamaz, vatanla da yapamaz.
•
Son günlerin gelişmelerine bakılırsa birileri bayrak aşkı-
na seks yapmaya hazırlanıyor.
Vatan millet aşkı...
Bayrak aşkı...
Güzel şeyler; ama dikkat edelim, bu aşk yakında sekse
d6nüşebiiir.
Çünkü ileri yaşlardaki kimileri, yetersizlikten doğan saptk-
lıklarını, fetişizme dönüştürerek bayrak üzerinde tatm/n et-
mek sevdasında görünüyorlar.
BÎRTAN
Seni unutmayacağız,
unutturmayacağız!
ALTl'>BA$
Ankara Drvrimci Mücadelede Avnkatlar. Devrimci
Mttcadelflde sanatçılar, KAM-SEN"li memuriar, AYÖ-
OERüler, DEMKADtJar. ALKAD'Ular. MAK-DERIUer,
TjöADTdar adına SAADET TOKSOY
KAMUOYUNA
Kuruluş amacı BARIŞI korumak ve SAVAŞIN yıkıcı gücüne karşı
çıkmak olan "NÜKLEER SAVAŞA KARŞl HEKİMLER DERNEĞİ"
başkanı Sayın Prof. Or. LEZİZ ONARAN'ın barış ağacını sulama-
sını yasadışı eylem kabul ederek bu nedenle sorgulanmasını. ay-
nı derneğın amacını paylaşan biz hekımler üzüntü ile karşılıyor ve
yapılan ışlemı kınıyoruz.
Prof. Dr. Orhan Süren
Prof. Dr. Erol Mavi
Prof. Dr. Cumhur Ertekin
Prof. Dr. Veli Lök
Prof. Dr. Mustafa Eminoğlu
Prof. Dr. Türkan Süren
Doç. Dr. Ahmet Karaman
Doç. Dr. Nurettin Demfr
Doç. Dr. Zühal Amato
Dr. Yılmaz Bolat
Dr. Alpaalan Berktay
Dr. Hüseyln Ergüllü
Dr. Sablha Ergüllü
Dr. Mehmet Tunca
Dr. Ertuğrul Erdem
Dr. Ali Agzrtemiz
Dr. Aslan Bora
Dr. Ümlt Taktn
Dr. Gürkan Dirik
Dr. Kadrlye Türel
Dr. Slnan Yücel
Dr. Şeflk Mas
Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu
Dr. Suat Kaptaner
Dr. Melahat Sönmez
Dr. Fuat Özerfcan
Dr. Osman Seçkln
Dr. Behiye Ertür
Dr. Fıtma Uygur
Dr. Faik Urbarlı
Dr. Korkut Canbolat
Dr. Sema Şemin
Dr. Akll Cosan
Dr. Alp Ayan
Dr. Cengiz Dingil
Dr. Pervin Cevheroglu
Dr. Yesim İslegen
Dr. Ahmet Can Bllg/n
Dr. Bülent Pişmişoğlu
Dr. İsmall Karademirci
Dr. Dllek Güldal
Dr. Sefa Güngör
Dr. Zefrtn Güngor
Dr. Abdullah Ergun
Dr. All Gür
Dr. Mustafa Vatansever
Dr. Semih Şemiz
Dr. O. Nuri Topal
Dr. Seylt Kaya
Dr. Salt Ada
Dr. Ercan Ünsal
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
ADİLE NAŞİT Kültür Merkezi'nde
D YENÎ YAPITLAR
> ÇOK SATAN KİTAPLAR
Ziyaret saatleri: 19.00-21.30
Cumartesı-Pazar: 11.00-18.30 Üyelere ındırım.
ADİLE NAŞfT KÜLTÜR MERKEZİ/BAKIRKÖY
Tel: 572 64 39
90 model Lux Doğan
85 model Doğan
satılıktır.
572 96 06