Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYE7Y5
Hocaoğlu'dan
Güneg'e dava
• ANKARA (UBA) —
TBMM Başkanvekili
ANAP'h Yılmaz Hocaoğlu,
SHP Grup Başkanvekili
Hasan Fehmi Güneş
hakkında kendisine
Meclis'teki bir oturumda
hakaret ettiği gerekçesiyle
40 milyon Uralık manevi
tazminat davası açu.
Davanın ilk duruşması dün
yapıldı. Ankara 2. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nde
görülen davada söz alan
Hasan Fehmi Güneş'in
avukatı Fanık Karacabey,
haklarında dava
açıldığından tebligat
yapılmadığı için geç
haberdar olduklarım
belirterek savunma için süre
istedi. Yıhnaz Hocaoglu'nun,
avukatı Bilgin Yazıcıoğlu ise
davanın bilerek
geciktirildiğini söyledi.
Mahkeme, davaya konu
olan 25 ekim tarihli TBMM
tutanağımn getirilmesini
kararlaştırdı.
İnönü-Demirel
Yunan TV'sinde
• ATtNA (Cumhuriyet) —
SHP lideri Erdal İnönu,
DYP lideri Süleyman
Demirel ve Dışişleri eski
Bakanı Mesut Yılmaz,
Yunan TV'sinde, Körfez
savaşı ile ilgili görüşlerini
açıkladılar. İnönü, Demirel
ve Yümaz, Türkiye'nin
Körfez savaşına fiilen
katılmak istemediğini,
ancak Irak'tan bir saldırı
gelmesi durumunda
kendisini savunacağım
söylediler. Liderler, olası bir
saldırı karşısında
Yunanistan dahil NATO
ülkelerinin Türkiye'yi
desteklemesini
beklediklerini ifade ettiler.
RP'ye DGM
soruşturması
• KAYSERİ (AA)— Refah
Partisi'nin 17 Şubat 1990
tarihinde Kırşehir'de
düzenlediği seçim
mitinginde çekilen bir
fotoğraf nedeniyle Kayseri
Devlet Güvenlik Mahkemesi
tarafmdan sonışturma
açıldı. Alınan bilgiye göre
RP, Kırşehir Belediye
Başkanlığı seçimi için 17
Şubat 1990 tarihinde,
Kırşehir Ahi Meydanı'nda
bir miting düzenledi.
Düzenlenen rnitingde RP
Genel Başkaru Necmettin
Erbakan'm konuşması
sırasında, 4 kişi ahi
camisinin minaresinin
şerefesine çıkarak mitingi
buradan izlemişlerdi.
Abdülkadir Davarcıoğlu,
minarede mitingi izleyen 4
kişiden 3'ünün kimliğinin
tesPit edildiğini, açılan
sonışturmamn
sürdürüldüğünü ve mitingi
düzenleyen RP Kırşehir
yöneticÜerinin ifadelerinin
alınacağını söyledi.
• •
Aybar, Ozal'ı
eleştirdi
• İç Politika Servisi —
Eski SDP Genel Başkanı
M.Ali Aybar,
Cumhurbaşkanı özal'ın
başından beri Türkiye'yi
Körfez savaşma sokmaya
çahştığını öne sürdü.
Aybar, Irak Dışişleri Bakanı
Tank Aziz'in son mesajınm
aslında 'nota' olduğunu ve
"savaş" anlamına geldiğini
de vurgulayarak Özal'ın
"muradına erdiğini" ifade
etti.
Horzum
Komisyonu
• ANKARA (Cumhmriyet
BMrosa) — İşadamı Kemal
Horzum'un Emlak
Bankası'nı dolandırdığı
yolundaki iddiaları
araştırmak üzere kunılan
Meclis Araştırma
Komisyonu'nda dün
dönemin Deylet Bakanı
Yusuf özal ile Merkez
Bankası eski Başkanı
Zekeriya Yüdınm ve
şimdiki başkan Rüşdü
Saracoglu dinledi.
Komisyon Kemal Horzum
ile Bttlent Şemiler'in
yeniden dinlenmesini
kararlaştırdı. Komisyon
Cıımhurbaşkanı Özal'ı da
dinlemek istemiş, ancak
özal bu isteği reddetmişti.
Inönü, Körfez savaşının başkalarının çıkarına olduğunu belirterek ÖzaVı yanıtladv
Cengâverlik değil, aptallıkİnönü, Belediye-İş'in panelinde yaptığı
konuşmada Özal'ın iktidarının devamını
sağlamak için ülkeyi savaşa sürüklediğini
söyledi. Özal'ın halk gününde söylediklerini
de eleştiren tnönü, "Başkasının çıkarı için
savaşmak cengâverlik değil, aptalhktır" dedi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
tnönü, Cum-
hurbaşkanı
Turgut Özal'ın önceki gunku
sözlerini kastederek, "Başkala-
nnın çıkarlan için savaşmak;
cengâverlik değil, aptallıktır"
dedi. İnönu, Türkiye'nin "ABD
yönerjminîn isteği dogrultusun-
da savaşa girroesi halinde 12 Ey-
lul yonetiminin yaptığı gibi eko-
nomik sorunların ve işçi hare-
ketlerinin geri plana atılacagını"
söyledi. SHP lideri, ANAP'ın
"bir azınlık iktidan olduğunu"
savunarak, Özal'ın bu iktidann
devamını sağlamak için ülkeyi
savaşa sürüklediğini kaydetti.
tnönü, dün Belediye-Iş Sen-
dikası'nca düzenlenen "11. Yı-
lında 24 Ocak" konulu panele
katıldı. SHP lideri burada yap-
tığı konuşmada, 24 Ocak karar-
ları ile ekonomi poliükasının dı-
şardan yönetilmeye terk edildi-
ğini belirterek "Ama o da yet-
medi. Şimdi dış poütjkayı da terk
ediyorlar. Bu elbet de birden bi-
re olmuyor. İletişim organlan
ellerinde olduğundan TRT kor-
san Magic Box ile yavaş yavaş
Türkiye'yi savaşa sokmak için
bir kamuoyu oluşturmaya çalı-
şılıyor. Türkiye'nin kaderi, dı-
şandan idareye bırakılıyor" di-
ye konuştu.
İnönü, Cumhurbaşkanı
Özal'ın daha önce Bulgaristan
ile olan anlaşmazlıkta ve Davos
sürecinde de aceleci davrandtğı-
ru, partisinin bu aceleciliği eleş-
tirmekle birlikte bu politikalan
desteklediğini belirterek şöyle
konuştu:
"Özal bugünkü ABD yoneti-
minin isteği doğnıltusunda bir
politika izlemeye girişti. Biz bu-
nun karşısında olduğumuzu ba-
şından beri söyluyoruz. Eğer
Tiirkiye ABD >onetiminin iste-
ği doğrultusunda savaşa girerse,
o zaman ekonomik sorunlar ve
işçi hareketleri unutulacak, ay-
aı 12 Eyliil askeri rejiminin >ap-
tığı gibi 'Savaş hali var' baba-
nesiyle bunlar geri plana atıla-
cak. Müttefiklerin kazanacağı
açık olduğu için de Özal daha
sonra kazananların yanında
muzaffer bir komutan gibi gö-
zükecek."
Vatandaşm hayatıyla kumar
oynayarak siyaset yapılamaya-
cağını anlatan İnönü, "Üç kişi
ölecek ama digerleri daha iyi ya-
şa>acak. Bir âyasetçi bunu söy-
leyemez. Bir partinin iktidarının
devamı bu kadar önemli bir me-
sele midir? Sayın Özal'ın yap-
tığı bu. Azınlık iktidarının oy-
larıyla Turidye'yi savaşa
götürecekler" dedi. İnönü,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'-
ın önceki gün halk önünde yap-
tığı konuşmasını da eleştirerek
"Başkasının çıkarı için savaş-
mak cengâverlik değil, apfallık-
tır. Başkalarının oyununa gel-
mek ve bunu halkımızın anla-
mayacağını. görme>eceğini san-
mak. BUDUD için de bir ifade
var. Ama onu söylemeyecegUn"
diye konuştu.
İnönü, Cumhurbaşkanı Özal
ve Başbakan YıMınm Akbuhıt'-
un BM Güvenlik Konseyi karar-
larını "Türkiye'nin savaşa gir-
mesine ya da her türlü yardımı
yapmasına amir" olarak yo-
rumladığını, bunun yanlış oldu-
ğunu söyledi. tnönü, Güneydo-
ğu Bölgesi'nin ekonomik ve sos-
yal açıdan felç yaşadığını, Tür-
kiye'nin büyük bir özveride bu-
lunduğunu kaydederek, "Tiir-
ki>e'nin daha ne yapması
isteniyor" dedi. Türkiye'nin
içinde bulunduğu durumun mil-
li birlik ile açıklanarhayacağını
kaydeden İnönü, "Milli birlik
bir tek partiyi iktidarda tutmak
için olur mu? Böyle demokrasi
olmaz" diye konuştu.
SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü, Körfez savaşında Türki-
ye'nin izlediği politikaların yan-
lışlığı ve savaşa karşı oldukları-
na ilişkin görüşlerini yinelemek
üzere bugün Adana'ya gidiyor.
Edinilen bilgiye göre SHP lide-
ri yann sabah Adana'da merkez
yürütme kurulunu toplayacak.
Daha sonra Adana ve lçel'de
kapalı salon toplantılannda ko-
nuşacak olan İnönü, ayrıca
kentteki güvenlik önlemleri ve
gelişmeler konusunda çeşitli ke-
simlerin görüşlerini alacak ve in-
celemelerde bulunacak.
SHP Genel Başkanı tnönü,
pazar sabahı Ankara'ya döne-
rek Mülkiyeliler Birliği'nce dü-
zenlenen 'banş platformu' top-
lantısına katılacak. Toplantıya
DYP Genel Başkanı Demirel'
in de katılacağı bildirildi.
Bandı aynen yayımlasınlar
SHP milletvekilleri TKT'nin keserekyayımladığı bandın tümünü ele geçirdiler
SHP yönetimi, dün parti genel merkezinde
düzenlenen basın toplantmnda TRT'ye
yaptıkları ziyaret sırasında çekilen 30 dakikalık
görüntü bandının tamamını partililere ve
gazetecilere izlettirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP'li bir grup millet-
vekilinin TRT'ye yaptıkları
"ziyaretin" yankılan sürerken
SHP yönetimi TRT'nin ziyaret
svrasında çektiği 30 dakikalık
görüntünün tümünü basına ve
partililere izletti. SHP Genel
Sekreter Yardımcısı Ertuğnıl
Günay, "Sayın Cumhurbaşka-
nı, Başbakan ve TRT Genel
Mudürii, eğer >urttaşlann onu-
nınu, hukuka saygısını lümüy-
le terk etmedilerse bu bandı ay-
nen yayımlasınlar. Bunu, şeref-
lerine tevdi ederek rica ediyo-
rum" dedi. Günay, TRT'nin
yayımlamaması hah'nde bandı
kendi olanaklanyla çoğaltarak
tüm örgütlere partilere ve mes-
lek kuruluşlanna gönderecekle-
rini söyledi.
DGM'nin talimatıyla önceki
gece evine polis gönderilen Gü-
nay'ın ifadesinin alınmasından
DGM savcıhğı tarafından "He-
nttz o aşamaya gefinmediği" ge-
rekçesiyle son anda vazgeçildi.
Gunay, "Halk onurunu. huku-
ku çiğneyenleri anyorlarsa, Ne-
cati Bey caddesine değil, Çan-
kaya'ya bakılsın" dedi.
TRT Genel Müdurü'nu ziya-
ret eden SHP'li yöneticiier ve
milletvekilleri dün genel merkez
binasında bir basın toplantısı
düzenleyerek TRT'den ele geçir-
dikleri ziyaret bandının tümünü
kesintisiz olarak basına ve par-
tililere izlettiler. Genel Sekreter
Yardımcısı Günay, "Kendi lehi-
mize ve aleyhimize bulün ger-
çeklerin halkunız tarafından bi-
linmesini istiyoruz" dedi.
TRT'nin dün sabahki yayının-
da, ABD'de savaş kışkırtıcılığı
yapan TV kuruluşları aleyhine
yaptığı gösterileri de "aniden"
kestiğini beUrterek şöyle konuş-
tu:
"TRT nzan zgmandan beri
siyasal iktidann, siyasa) iktida-
nn tepesindeki bir ailenin özel
yayın organı, özel kamerası gi-
bi davranıyor ve gerçekleri hal-
kımızdan gizlemeye çalışıyor.
Neden halktan gerçekleri gizle-
diğine ilişkin nezaket çerçeNesin-
de yaptığımız bir ust diizey go-
riışme. Genel Müdür makamın-
da olmasına karşın. kendi gö-
revlüeri eli> le senaryolar düzen-
lenerek ve özel kalem mudürü-
nün işgüzarlığıyla çarpıtılarak
topluma sunuldu."
Günay'ın DGM tarafından
BASIN TOPLANTISI — SHP Genel Sekreter Yardımcısı Güçay, dün yaptığı basın toplanüsında TRT'den 'bandın tamamını
yayımlamasım" istedi. (Fotoğraf: AA)
DSP LİDERİ, CUMHURBAŞKANI VE İÇİŞLERİ BAKANESISUÇLADI
Ecevit: Halktan özür dilesinlerANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
DSP Genel
Başkanı Bülent
Ecevit, "Türk
askeri Batı
emperyalizminin kiralık nepal
gurkası değildir" dedi. Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ın Gü-
neydoğu Anadolu halkını "Bi-
raz fazla lükse alışmış" ve "cen-
gâver"liğini unutmuş gibi gös-
terdiğini, İçişleri Bakanı Abdül-
kadir Aksu'nun da Türk ulusu-
nu "tabansız'Mıkla suçladığını
söyleyen Ecevit, Özal'ın ve Ak-
su'nun ulustan özür dilemesi ge-
rektiğini söyledi.
Türk ulusunun kahramanbğı-
nı ve cengaverligini yitirmediği-
ni belirten Ecevit, Özal ile Ak-
su'nun sözlerini "çirkin bir
olay" olarak niteledi.
Yöneticilerin sorumsuzluğu-
na karşı Türk ulusunun inan-
madığı bir savaşa sürüklenmesi
durumunda bile cengaverliğini
göstereceğini belirten Ecevit,
"Fakat kimvasal silah tehdidi
altındaki bölgeler halkına gaz
maskesi bile dağıtmadan, Türk
ulusunu, bölge dışı devletlerin
ve bölgedeki çağdışı rejimlerin
çıkarlan uğnına savaşa siırük-
lemeye de kimseuin hakkı
yoktur" dedi.
Ulusal iradeyi çarpıtan bir se-
ir.'m sistemi sayesinde iktidar
yetkisini gasp etmiş ve inancmı
yitirmiş kimselerce yönetiliyor
olmanın Türkiye Cumhuriyeti
için "büyük talihsirfik" olduğu-
nu söyleyen Ecevit, şöyle konuş-
tu:
"Türk ulusuna düşmanlan-
nın bile reva görmediği hakaret-
lerde bulunan Cumhurbaşkanı
ile İçişleri Bakanı ulustan özür
dilemelidirler."
başlatılan soruşturma ile ilgili
olarak ifadesinin istenmesi ve
sonraki olaylar, edinilen bilgile-
re göre şöyle gelişti:
Günay'ın Ümitköy'deki evi-
ne önceki gece geç saatlerde ge-
len 4 sivil polis, eşine ve çocuk-
larına Günay'ı "DGM talima-
tıyla emniyet müdüriuğiine gö-
türmek üzere emir aldıklanm"
söylediler. Günay'ın bir toplantı
nedeniyle evde olmadığını öğre-
nen polisler, sabahın erken sa-
atlerine kadar evin önune park
ettikleri araçlarında beklediler.
Günay, dün emniyet müdür-
luğünu arayarak yapılan işin
hukukdışı olduğunu, ifade ver-
mesi gerekiyorsa, bunu DGM'
ye kendisinin giderek vereceği-
ni söyledi. Bunun üzerine DGM
savcıhğı, genel merkezi araya-
rak Günay'ın saat 13.30'da ifa-
de vermek üzere gelmesini iste-
di.
Ancak dünkü basın toplan-
tısının ardından, DGM savcıh-
ğı "Henüz ifade aşamasına
gelinmedigi" gerekçesiyle Gü-
nay'ın DGM'ye gelmemesini is-
tedi.
Erdem'e mektup
SHP Grup Başkanvekilleri
Hasaa Fehmi Güneş ve Onur
Kumbaracıbaşı TBMM Başkanı
Kaya Erdem'e TRT'nin haberi
veriş biçimini kınayan bir mek-
tup vererek Erdem'den konuyla
ilgili tepkisini göstermesini iste-
diler. Güneş ve Kumbaracıbaşı
Cumhurbaşkanı'nın güvenlik
güçlerini kışkırtıp milletvekille-
rini hedef gösterdiğiru dile getir-
diler. Bu arada DGM Başsavcı-
sı Nusret Demirai soruşturma-
nın devam ettiğini, yapılacak de-
|erlendirmeden sonra milletve-
kili ohnayan kişilerin ifadesine
başvunılacağuu söyledi.
Tepkiler
ANAP Gaziantep Milletvekili
Hasan Celal Güzel, TRT'ye dü-
zenlenen eylemin yanlış olduğu-
nu ancak TRT'nin de yanlış
yaptığını söyledi. Güzel, Gazi-
antep'te düzenlediği basın töp-
lantısında, "Aslında TRT ya-
vınları objektif değildir, taraf-
su değildir. CNN vayınlan sıra-
sında yapılan sansür son yılla-
nn en gulünç olayıdır" dedi.
Demirel, IrakDışişleriBakanı TankAziz'in mektubunu yorumladv
Saldırı işareti niteliğindeANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) — DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman
Demirel, Irak Dışişleri
J Bakanı Tank Aziz'in
Türkiye'ye gönderdiği
mektubu "saklın isareti"
olarak niteledi. DYP Genel İdare Kurulu
bildirisinde de Ortadoğu'nun dünya si-
lah sanayii ve teknolojisinin bir arenası
ve canlı laboratuvan haline dönüştürül-
düğü belirtildi.
Demirel, gazetecilerin sorulan üzeri-
ne, Irak Dışişleri Bakanı Aziz'in Türk
hükümetinin düşmanca tavır içinde ol-
duğunu ifade ettiği mektubunu değerlen-
dirdi. Mektubun "protesto mektubu"
olduğunu kaydeden Demirel, bunun
Türk hükümetinin "Irak karşılık
vermez" iddialanm yalanladığım söyle-
di. Süleyman Demirel şunları söyledi:
"Irak, 'Türkiye'den kalkan uçaklar
ülkemizi bombalıyor" diye protesto edi-
yor. Bizim şimdiye kadar soyleye geldi-
ğimiz buydu. Bundan korkuyorduk.
Mektup saldın işareti niteliğindedir. Bu
mesajın gelmesinin şaşılacak bir tarafı
yok. Hak veriyor değilim, ama kendi
topraklanmızı komşu ülkeye saidında
kullandırırsanız bu husumet yaratır."
Irak'm elinde Kayseri'ye kadar ulaşa-
bilecek uzun menzilli füzeler bulundu-
ğuna dikkat çeken DYP lideri Demirel,
"Türkiye'yi yönetenler, yanlış zaman-
da yanuş düşmanla yanlış bir savaşın içi-
ne girdiler. Kediyi bile sıkıştınrsan yü-
zünü tırmalar" dedi. Demirel, Irak'm
uyarısına karşın ABD'nin Türkiye'den
ikinci-üçüncü üs istediği yolunda haber-
ler olduğunu da bildirerek "Ben bunu
Dışişleri Bakanı'na sormuştum. Böyle
bir şey olmadığını söylemisti. Bugüne
kadar söylediklerinin hep tersi çıktı"
şeklinde konuştu.
GİK bildirisi
DYP Genel Başkanı Süleyman Demi-
dir. Milletin bundan habersiz olması de-
mek, geleceğinden de habersiz olması
demektir" göruşünü dile getirdi. "Ha-
ber alma hakkı önüne kalın bir perde çe-
kilmiş bulunan iilke ve milletin, devle-
tin yönetimi tarafından yanıltıldığının"
viırgulandığı bildiride şöyle denildi:
"Hükümet, kime, ne zaman, nerede,
kim tarafından ve kirnin adına verildiği
bilinmeyen vaatlerin sadece aleti veya
vasıtası, iktidar partisi çoğunluğu ise sa-
dece tasdikçisidir. Sivil savunma tedbir-
leri son derece yetersiz ve âdeta halkın
DYP Genel İdare Kurulu yayımladığı bildiride,
"Ülke topraklarınm ne gibi olaylar için
kullandırıldığından ülke ve milletimiz habersizdir.
Milletin bundan habersiz olması demek,
geleceğinden de habersiz olması demektir" denildi.
rel'in başkanhğında Önceki gün topla-
nan GİK dün bir bildiri yayımlayarak
"Demokratik bir idare altında yaşadı-
ğını sanan veya öyle olduğuna inandın-
lan ülkemiz, bugünü ve yarını ile hali ve
geleceği ile içinde yaşadığı ve yaşayaca-
ğı bir büyük olayı, gerçek yüzü ile maa-
lesef bilememektedir. Ülke topraklan-
nın 'kapsamlı kullanımı' gibi belirsiz bir
anlatımla ne gibi olaylar için kullandı-
rıldığından, ülke ve kullandırılan top-
raklann sabibi olan milletimiz habersiz-
kendi imkânlarına terk edilmiş durum-
dadır. Savaşı kârlılıkla ölçen siyasi yak-
laşımlann, yalmz devlet yönetimlerinin
değil, insanlığın evrensel ölçülerinin içe-
risinde dahi bulunmaması gerektigine
inanınz. Kimin kanı olursa olsun. akan
kanın insan kanı olduğunu kimsenin
unutmaması lazımdır. Bu çarpık man-
tıktan, ülkemizin ve bölgemizin mııtla-
ka zarar görmeden çıkması lazımdır."
Birlik ve beraberliğe yönelik her ha-
reketin karşısında, yöneticilerin o ana
kadarki doğruluğu ve yanlışhğına, hak-
hlığı ve haksızhğma daha sonra bakıl-
mak üzere bir milli birlik ve bütünlük
bulacagından kimsenin şüphe etmeme-
si gerektiğinin kaydedildiği bildiride,
"Hiçbir hata veya kastan, özellikle böyle
bir konuda hesaptan kurtulmayacagı ke-
sinlikle bilinmelidir" uyarısı yapıldı.
DYP Grup Başkanvekiü Mustafa Ço-
rapçıoğlu, dün TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında, Tarık Aziz'in uya-
n mesajmın bir politika değişikliğine ne-
den olup olmayacağına ilişkin soruyu
yanıtlarken "Bu 'Godo'yu Beklerken'
piyesini andınyor. Bu hükümetten çok
az şey bekliyoruz, hayal kınklığımu az
olsun diye. Zaten hükümet, başka yer-
ler tarafından savaşa şartlandınlıyor"
diye konuştu. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın, güvenlik güçlerine yaptığı cağ-
rıyı çok yanüş bulduklannı söyleyen Ço-
rapçıoğlu, "Bunu yapan yer başka ma-
kamlar olmalıydı. Yetkisi yok" dedi.
Hükümetin halka yeterli bilgi vermedi-
ğini savunan Çorapçıoğlu, halktan ger-
çeklerin saklanmamasını istedi.
SHP milletvekillerinin TRT'yi basma-
sını değerlendirirken bu tür olaylann
partilerinin prensiplerine aykın olduğu-
nu belirten Çorapçıoğlu, Başbakan Yıl-
dınm Akbulut'un 'Elimize fırsat geçti"
diye yaptığı açıklarnaları da onaylama-
dıklarını söyledi.
CÜNEYT ARCAYÜREK
YA2IY0R
Saldırının Ölçeğinden,
Verilen Bir Güvenceye Kadar...
ANKARA — TÖ ne zaman basını "brife etmek" amacıyla
Köşk'e çağırsa veya hemen her gün Meclis'teki odasında
"kendinden" milletvekilleri ile ne zaman sürekli görüşme-
ye başlasa, siyasal kulisin yüreği daha hızlı çarpıyor.
Örnekleri bilindiğinden, bu türden "iliskiler"den sonra ya
önemli bir hükümet karan çıkıyor ya da ABD'ye verilen söz-
leri gerçekieştirecek yeni bir izin, bir yetki TBMM'den iste-
niliyor.
Dün böyle günlerden biriydi. Basın temsilcileri Köşk'e çağ-
rılmıştı. Son bir iki gündür TÖ Meclis'e gejiyor, "kendinden"
milletvekilleriyle tek tek görüşüyordu. Ûstelik "zemin ve
zaman" TD'nün eğilimlerine, savaş tutkusuna giderek faz-
laca uyar duruma giriyordu.
Bağdat'ın atacagı tüzeyi Türkiye'nin saldırı sayarak sava-
şın derhal başlamasını bekleyenler çoğunluktaydı. Ne var
ki "saldınnın ölçeği üzerinde" görüşler dikkatlerden kaçıyor-
du. Milli Savunma Bakanımız Hüsnü Dogan, hem askerie-
rin daha savaş başlamadan önce hazırlayıp yetkililerin önüne
koyduğu "saldırı ölçekleri ve bu ölçeklere göre savaşa gir-
mek, savaş açmak" derslerini iyi çalışmıştı hemde Köşk:
ün "yegeni" olması nedeniyle bu duyariı konudaTO'nünegi-
limlerini çok iyi biliyordu.
Mehmet Barlas biraderimizin dün yayımladığı son deme-
cinde Bakan Doğan, İnciriik'e Irak'm atacağı bir füzenin "sal-
dırı kapsamına" girip girmeyeceğine değinen soruyu, hem
askerlerin hem de Köşk'ün düşüncelerini özetler biçimde
yanıtlamıştı. "Bu kavrama (saldınya) yeni mantık getirmek
gereksizdi". Milli Savunma Bakanımıza göre "tecavüzün çok
çeşıdi vardı. Bunu tas-
nif^mekdegereksiz-
y e r i basite indirgersek bir füze aelir,
ındırgersek bir fuze . « . . _i»
gelir, boş topraklara DOŞ TOpraklaici CJUŞer,
düşer, zarar vermez- Z Q r a r vermeZSe, ÖUHU
se, bunu savaş aça- ' ,.,_.
cak nitelikte gerçek S3V3Ş SLÇSLCSLK nitellKte
bir saldırı saymayabi- nCkr
r^k hir salrlırı
lirdik. Bakanın söyle- ÇerçeK Oir SSiain
i i gibi, -tecavüz saymayabilirdik.
S ^ î Bakamn SÖylediği9
ibi,
kirse", örnegin Ada-
şerek yüzlerce
n
insani
öidüren bir füzeden hesaplamak gerekirse",
sonra elbette teca- „ ^O. . . ~.
sava- omegın Aüansnın
saldınylayanrtverece- yÜZİerce İnsant ÖldÜrBH
m K X*«
M
bu bir füzeden sonra
irdelemelerle" terazi- elbette "teCaVÜZ
y
k
fyord
v
u
rmak 9ere
" ölceğimiz" savaşa
Saldırı ölçeğinin
saptanması kadar. ha-
rekete nasıl geçeceği-
mıze ilişkin kimı varsayımlar da önem taşryordu. Savaşın böl-
gede daha genişlemesine yanlı olmayan ABD, şimdilik Türki-
ye'nin kara harekâtına girişmesini istemeyebilirdi. Ne var ki
saldırı ölçeği Irak a karşılık vermemızi gerektirıyorsa, o za-
man ilk aşamada hava kuvvetlerimizin ABD yanında hava
saldırılarına katılması olası değil miydi? ->J
"Kendinden" milletvekillerine bir iki gündür nasıl övünü-
yorsa, hemen her çevreye, bu arada basına da krizin baş-
lamasından bu yana ne söylediyse aynen çıktığını demeç-
leriyle anımsatıyormuş. Zaten TO'nün kendini övme aşama-
sına girdiğini göstermek için dün, "Kendinden milletvekil-
lerini kabulünde, '2 ağustostan bu yana ne söyledimse ay-
nen çıktı' diyormuş. Pess!" diye yazmıştık.
TO'nün övünülere 2 ağustos tarihini göstererek başladı-
ğını öğrenmiştik. Meğer başlangıç tarihi 18 ağustos imiş. Dü-
zeltip özür diliyoruz.
Yalnız bir önemli noktanın aydınlığa kavuşması gerektiğl-
ne inanıyoruz. Sözünü edecegimiz konu, bir devletin onu-
ru, verdigi söze sadakati ve uluslararası güvenilirtiği ile ilgili.
Kriz 2 ağustosta başladı. Bağdat, Saddam'ın bir numa-
ralı yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ı 5 Ağustos 90'da An-
kara'ya gönderdi. Belinde tabancası ile Köşk'e giren Rama-
zan, TÖ ile bir saatten fazla görüştü. Bu görüşmede Türk
devleti adına "Bizim topraklan sizin zarannıza kullanmayız"
güvencesi verildi mi verilmedi mi?
Demirel'in 12 ağustos günü Meclis'te ortaya attığı bu so-
run, o güne oranla bugün daha fazla önem taşıyor.
Evet, Bağdat'a böyle bir güvence verildi mi, verilmedi mi?
P A R T I L E R D E N
Savaş laboratuvan
GAZİANTEP (AA) — ANAP Genel
Başkan adaylanndan Gaziantep Milletvekili
Hasan Celal Güzel, tncirlik Üssü'nün
kullandırılmasıyla Türkiye'nin ftilen savaşa
katıldığmı söyledi. Güzel, Türkiye'nin
savaşta yeri olmadığını kaydederek "Genel
olarak bu savaşın bizim
savaşımız olmadığmı hep söyledim. Ve savaş ihtimalinde
bile halkın, bügilendirilmemesinden dolayı endişeyle
izlediğini aözlemledim.
İncirlik Üssü kapatılsın
• ANKARA (ANKA) — Sosyalist Birlik Partisi (SBP)
Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Kemal
Anadol, Adana'da bulunan İncirlik Üssü'nün ABD
uçaklan tarafından Irak topraklannı bombalamada
kullanılmasıyla Türkiye'nin fiilen savaşın içine
sokulduğunu söyledi. İncirh'k'te, Adana ve
Güneydoğu'da yaşayan yurttaşların çaresizlik içinde
bulunduğunu anlatan Anadol, tncirlik'teki ABD'li
ailelerin uçaklarla Ahnanya'ya gönderildiğini belirtti.
AÇIK OTURUM
Ortadoğu-Savaş-Türkiye
Konuşmacılar: Prof. Dr. Aydın Aybay
Prof. Dr. Edip Çelik
Mahmut Dikerdem
Prof. Dr. Erdoğan Teziç
Yöneten: Doç. Dr. Yücel Saymah
(İstanbul Barosu Başkan Vekili)
• Tarih: 26.1.1991
• Yer: İstanbul Gazeteciler Cem/yeff
Burhan Felek Salonu
• Saat: 14.00
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI