Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 OCAK 1991
Savaş
MELİH CEVDET ANDAY
Kaç yü önceydı, şımdı bılemıyorum, bır tngılız bı-
lım dergısı, savaş konusunda, Eınsteın ıle Freud'u
mektupla konuşturmuştu Ben de bu konuşmayı, o
zaman Şakır Eczacıbaşı dostumun çıkarmakta ol-
duğu Tıpta Yenılıkler dergısı ıçın Turkçeye çevirmış-
tım Sö>lenenlen ansıyorum da dergının o sayısı
şımdı elımın alünda olmadığı ıçm okurlanma metnı
eksıksız aktaramayacağun
özetlersek, Eınsteın, savaşın akıldışı ve ılkel bır
araç olması dolayısıyle ortadan kalkması gerekece
ğınıvebunun bırgünyuzdeyuzgerçekleşeceğını ılen
suruyordu, çunku çağdaş ınsanın aklı, savaşı onay-
layamazdı
Freud ıse mektubuna, "özur dılenm Bav Eınste-
ın, ben ne yazık kı sızın gıbı duşunmüyorum" dıye
başlıyor ve savaşın ortadan kalkmayacağma ınan-
dığını behrtıyordu, çunku ırısanı guduleven ıkı temel
yapı vardı, bunlardan bın sevgı, otekı nefrettı "Si-
rin alanuuzdalu artı-eksı elektrige beozer bunlar"
dıyordu Freud, hıçbırı yok edılemez Demek nefret
surecek ve savaşlar hıç eksık olmayacaktı
Doğrusunu söyleyeyım, o zamandan ben duşu-
nünlm de bu ıkı yanıün da benıdoyurmadığı akJım-
dan hıç çıkmaz
Neden dersenız, ınsanseverhğinden ve ıyı nıyetın
den öturu Eınsteın'ı ne denlı oversek ovelım, ınsan
severlığın ve ıyı nıyetın savaşı ortadan kaldıracağı
na ınanamayız, çunku hıçbıryaptırım gucu >oktur
bu duyguların, övunulecek, soylu duvgular olarak
başımızıntaaolmuşlardırhep Dahasınıduşunur-
sek, savaş karşıthğını ınsanlık tanhmde bulamazsı-
nız, yoktur, çok yeru bır yaklaşımdır bu, sosyalızmle
başlamış, gelışmıştır Gel gör kı sosvalızm de sava-
şı kullanmıştır hem de sosyaüst devletler arasında bı-
le savaşa kıl payı yaklaşıldığı olmuştur
Pekı vaz mı geçelım savaş karşıtbğından'' Bu baş
belâsından kurtulamavacağımız gerçeğıru sıneve mı
çekelım9
BuradaFreud'un yanıtı çıkıyor karşımıza, sankı
bılımsel nıtehklı bır açıklama bu, savaşın temelıne
ruhsal vapımızın değışmez ogelerını kovuvor, kar
şı gelınemez, hattâ ıstenen bır dunım olarak goste-
rıyor savaşı Ama buraya gehndığınde basıt bır so
ru belınvenyor kafamızda. Nefret etmek ıçın tanı-
mak gerekmez mı7
Oysa tanhte, bırbırlerını hıç ta
nımayan toplumların savaştıklarını bılıyoruz Ay-
nca bu toplumlar arasında sevgıye dayalı bır üışkı-
nın kurulmuş olduğunu da hıç okumadık Freud1
un kışıler arası ılışkılerde egemen olan bu duygula
n topîumlara uygulayıp sonuç almayayonelmesı bıl-
mem doğru mudur 7
Bıze çağımız, toplumlararası ılışkılerın çıkar te
melıne dayalı olduğunu oğrettı
Ancak burada da çarçabuk rahata varmak pek
kolay görunmuyor, çunku çıkar anlayışı da toplu-
mun yapısma göredeğışmektedır Orneğın ekono
mık temelı ıstılâva dayah bır toplumun dostluk
duşmanhk davranışı, ıstılâ gucunde olmayan bır
toplumun bu turdekı davranışı ıle karşılaştınlamaz
Çıkar anla>işında eşıtlık olmadığmı söylemek ıstı
yonım Açıklamak gerekırse, orneğın teknıkte (ıs-
tersenız çağımız ıçın endustrıde) ılen gıtmış bır ul-
ke ıle gen kalmış bır ulke arasında hıçbır zaman
dostluk ılışkısı kurulamaz, bu durum teknıkte ılen
gıtmış olan ulkede ancak ıştah u>andırır Ovleyse
yukanda çıkar temelıne dayalı olduğunu sovledığım
ılışkı, karşıhkh bır yararlanma ıhşkısınden çok, bır
somuruolayı olarak ortayaçıkı>or Bunun Nefret'le
açıklanması yanlış olur Gen kalmış toplumdan nı-
çın nefret edılsın9
Hem nefret etme ılle Ezme1
vı ge-
rektırır mı°
Geçmışte şan şeref ıçın de savaşıldığı olmuştur
Insanları oldurmenın şan şeref getırmesı ıse anlaşılır
gıbı değüdır Hele dın yuzunden savaş busbutun akıl
dışı olsa gerektır Tanhte o kadar çok savaş çeşıtı var
dır kı nedenlerı araştırmaktan bıkar ınsan Boyle.
olunca da bır zamanlar savaş durumunun sureklı,
banşın ıse geçıcı savıldığını anlamak kolaylaşır Asıl
şaşırtıa olan, halkın savaş ıstemesı, savaştan sevınç
du>masıdır Despotun, dıktatorun, plutokratın
bundan yarar umduğunu bılı> oruz, ama halkın ne
gıbı bır çıkar sağlayacağı sorusuna yanıt bulamayız
Halk, tuccann kesesını doldurmak ıçın olur ancak
Tarıhçıler, butakım geçmış u>garhkların savaş,
hastahk, deprem gıbı nedenlerle vervuzunden sılın
mış olduğunu soylerler Bunlar ıçındeen geçerlı ola
nı savaştır elbet Buna karşın, banşın bır turlu sağ-
lamabağlanamaması, sağduvu>u ısyan ettırır Es
kıden toprağı verımden duşmuş bır topluluğun bı-
tek yerlere akın ettığıru büıvoruz, ama açgözluluğun
savaşı doğal kıhnası olanaksızdır Onun ıçın de des-
potlar dıktatörler, plutokratlar, kutsallaştırdıkla-
rı bırtakım kavramlarla halkı kandırma, aldatma
volunu tutarlar \eyazık kı bunda başanvadaerer-
ler Sonuçta, savaşa göndenlen genç ınsan buna baş-
kaldıramaz duruma duşer, korkak, haın venne gır
mekten çekınır Ne ters bır uvumdur bu1
"Tarıh değışımın kavda geçmesıdır ' derler Bu-
tun savaşlar, uç aşağı beş vukan, benzer nedenler-
den doğduğuna gore, tanhçıler nıçın savaşları yaz
maktan bıkmazlar9
Bu soru yerındedır, çunku ta
rıhler sav aş tarıhlen olup çıkmışlardır nerde> se. Bu
vuzden bız şımdı, yaşadığımız savaşta bır değışık
lık olup olmadığmı araştırmağa gınşehm
Savaşta "baskın"ın en onemlı oge olduğu bılınır,
sovlenırdı Başkabırdeyışle, başlayan kazanırtiı>a
da ılk vuranın kazanma şansı artardı Napolvon'a
' Neden hep sız kazanı>orsunuz9
" dı>e sormuşlar
da "Duşman başlamayı hep bana bırakıyor da
ondan"demış Bu savaşta ıse başlamarun gunuay-
larca once duyuruldu, hattâ bu yuzden saat sorunu
dıye bır sorun çıktı orta>a Amenka saatıyle mı, Or-
tadoğu saatıyle mı'' Bu durumda "baskın" ogesı ça
lıştınlamazdı elbet Gununde, saatınde başladı sa-
\aş
Ikıncısı TV'lenn, ozelhkle CNN Amenkan tele
vızyonunun belkı de butun dunya halklannı savaş
seyırcısı durumuna getırmesıdır Bunun hıç hoş ol-
mayan bır yanı uzermde durmak gerekır, o da sava
şın nerdeyse "eğlence" ıcıne gırmış olmasıdır Savaş
sona erdığınde, bu seyırcının uzulup uzulmeyeceğı
meraka değer <\yrıca CNN'm "Amenkan sesı" ol
duğuna pek dıkkat edılmedı
Bence bu savaşın onemlı venılıklerınden bın de
savaşa asken guçle katılan devletlerın ulkelerınde
barış toplantılan ve yuruyuşlerı vapılmasıdır (*)
Gerçı devlet adamJanna vızgelıyor bunlar, olsun,
banşın sesı ne denlı çok duyulursa kamuoyu o denlı
bıhnçlenır Bırgunbakanzkı savaşı çıkaran devletler
halksız kabvenr Butun umut buradadır Sayın Hıfn
Veldet VelıdedeoğTu'nun onensı uyannca, kadın er
kek, çoluk çocuk hep bırden alanları doldurmah,
banşın sesmı duyurmalı, savaş duşkunlennın cesa
retını kırmalıdır Halkın savaş karşısındakı dunımu
boylece guçlenır
(*) Arap ulkelerı dışında
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Cengâveriik, Tabansızlıkve
TRT7..
Bay Turgut özal, "Bız cengâver bır mılletız" buyurmuş1
Ote
yandan Içışlerı Bakanı "Ne kadar tabansız bır mıllet olduk"
demış'
Bır çelışkı yok mu bu konuşmalarda? Mem tabansız, hem
cengâver
1
tkı yargıyı da ANAP'ın eskı genel başkanı ıle şım-
dıkı Içışlerı Bakanı verıyor
Turk ulusu barıştan yanadır Bunu hâlâ anlayamadılar mı''
Turk ulusu haksız yanlış, onursuz bır savaşta yer almak ıs-
temıyor Kentler kasabalar, köyler boşaltılıyorsa bunun taban-
sızlıkla ılgısı ne
7
Durup dururken Turk halkının başına bır sa-
vaş olayı çıkartmışsınız radyoda, TVde durmaksızın Irak'a
karşı, Saddam'a karşı sozler soylemışsınız, yabancı güçlerı
ulkeye çağırmışsınız, bu guçlerın uçakları her gun Irak kent-
lerını bombalamakta Açıkca, savaşa gırmışız Bugun ya-
rın Irak'tan bır ıkı fuzenın Guneydoğu yoresıne duşmesı bek-
lenmekte Irak Dışışlen Bakanı zehır zemberek bır nota gon-
dermış Bu durumda savunmasız korunma onlemlerınden
yoksun yore ınsanları guvenlı yerlere goç etmeye başlamış-
sa bunun 'tabansız' olmakla ne ılgısı var?
Bakıyorum butün gazetelerımız bırçok gazete yazarı, hatta
aklı başında aydınlar, Özal yönetımının borazanı durumuna
sokulmuş, emır kulu bır TRT'nın, o TRT'nın başına getınlen
şıır heveslısı bır kışının ovgusunu, savunmasını ustlenmış'
Neymış, yırmı kadar SHP'lı ustelık de mılletın vekılı SHP'lı,
TRT Genel Muduru'yle goruşmeye gıtmış Korkusundan ge-
nel müdur hemencecık odasından kaçmıs Ceketını duvar-
dakı askıda bırakarak sıvışmış Oyle ya ne dıyecek, neyı,
nasıl savunacak, TRT'nın ANAP'ın emrınde bır Ozal övgü-
cüsu, bır savaş borazanı oluşunu nasıl açıklayacak'?
Mılletvekıllerı müdurun odasına alınmak ıstenmemış Özel
kalemdekı kışı 'Nereye gıdıyorsunuz ulan' dıye bağırmış, ka-
pının önune dıkılmış Mılletın vekıllerı odaya gırınce, kendını
yere atmış, kapının onunde TRT kameramanlarının bekledı-
ğını bılerek kendını dayak yemış bır acınacak kışı durumuna
sokmuş. Yerlerde suruklenışını fılme aldırmayı başarmış Bu
arada SHP'lıler de kendılerını tutamayıp bağırıp çağırmışlar
Neden sonra, genel mudur odaya gelmış, oturmuş mılletve-
kıllerıyle dertleşmış, TRT'ye tek başına egemen olmadığmı,
bırtakım kurallara, yerlere bağlı olduğunu söylemış, el sıkış-
mış dostça ayrılmışlar Hepsı bu
Ama ılk haber bultenınde durum bambaşka bıçımde gös-
terılıyor Yırmı mılletvekılı kapıları zorlamış, adamları dovmüş,
genel mudür odasına baskın yapmış zorbaca davranmış
Olaydan bır saat sonra başbakan geçıyor ekrana ver yansın
edıyor SHP'lılere Derken Bay Ozal her zamankı gıbı başlı-
yor atıp tutmaya, neymış mılletvekıllerı TRT'ye gelıp genel
müdürle konuşamazmış, bır daha böyle ışler olursa guven-
lık guçlerı mılletvekılı demeyıp gereken ışlemı uygulamalıy-
mış DGM Başsavcısı ardından soruşturma açıyor Bır bar-
dak suda fırtınalar yaratmak değıl mıdır bu?
Şu TRT'nın ANAP ıktıdarı suresınce tek yanlı borazan ol-
duğu günde dört beş kez Özal'ın propagandasını yaptığı,
Bayan Ozal'ın renk renk çeşıt ceşıt gıysılerle soyledığı abuk
sabuk laflan sureklı sunduğu ulke halkının çoğunluğunu oluş-
turan muhalefet partılerının en haklı, en doğru goruşlerıne
bıle yer vermedığı bır gerçek değıl mı? Şu savaş gunlerınde
halkımızın aklını karıştıran, tek yanlı, tek goruşlu bır propa-
ganda aracı bıçımıne gırdığını herkes gormuyor mu'
TRT olayında kınanacak yan SHP'lılerın bu 'zıyaret' konu-
sunu ıktıdann çok onemlı bır sorun yapacağını önceden go-
rememelendır Bay Ozal başta olmak uzere, DSP lıderı Ece-
vrt'ın, hatta kendı ıçlerınde Baykalcıların SHP yönetımıne sal-
dırmak ıçın bunu bır fırsat sayacaklarını hesaplamamalan-
dır. Yapılacak ış, onceden TRT Genel Müdürü'nu aramak,
ziyarete geleceklerını bıldırmektı Bunu yapmamış topluca
TRT'ye gıtmışler Özel kalem mudüru gelen mılletvekıllerıne
kapıyı zorbaca kapatmamış olsa bu tür bır olay yaratılmaya-
caktı Işın bu yanını da görmek gerek
TRT'nın başındakı kışı devlet gorevlısıdır Gerçek sorum-
lu hükümettır, TRT ıle ılgılı bakandır yanı Mehmet Yazar'dır
Hesap sorulacak kışı odur, bakandır, başbakandır Genel mu-
dür ıse bır araçtır ancak Yapılması gereken SHP'nın TRT
önünde bır gösterı düzenlemesı, kapıya kara bır çelenkın bı-
rakılmasıydı Cengâver mı yoksa tabansız mı olduğu bır tur-
lu anlaşılmayan, daha doğrusu ANAP'lılar tarafından anla-
şılmayan halkımızı uyutan, beynını yıkayan TRT, ulus yararı-
na çalışan bır yer olmaktan çıkmıştır Savaş borazanlığı,
ANAP propangadacılığı yapan bır kurumun savunulacak bır
yanı kalmamıştır SHP'lıler TRT yayınlarına bır tepkı goster-
mekte çok haklıydılar Ama boyle bır zıyaret olayının her tur-
lu olanağa sahıp bır ıktıdar tarafından kamuoyuna çok ters,
çok yanlış bıçımde yansıtılacağını da duşunmelıyd^lej^ ,
Çoğuleuluk ımu Kat ılımeılık mı?
ENERJİ NAKİL HATTI
YAPTIRILACAKTIR
1- 34.5 kV 2x3x477 MCM ıletkenlı beton dıreklı, Kurtkov-Kartal
Merkezler E.N Hallı'nın 23-40 No'lu dırekler arasmdakı kısmının
tesısi tşı kapalı teklıf usulu ıle yaptınlacaktır
2 thaleye katüabılmek ıçın ıştırak belgesı aranacaktır Iştırak bel-
gesı almak ısteyenler en son 15 2 1991 gunu saat 17 OO'ye kadar aşa
ğıdakı adrese ılgılı belgelerle yazılı olarak muracaat etmelıdır
3- Ihaleye katılmak ıçîn jartname almak mecburıdır
Şartnameler
• TEK tSTANBUL ELEKTRİK DAĞITIM MUESSESESİ
Meşrutıyet Cad Asmalı Mescıt Sok No 63
Kat 1 Oda No 104 Tel 152 34 00/226
Tepebaşı Beyoğlu/İSTANBLL
adresinden 250.000^- TL (KDV hanç) bedel mukabılinde alınabılır
4- Teklıfler ea geç 27.2.1991 gunu saaı 10 00'a kadar aynı adreste
1. Kat 110 No'lu odadakı muhaberat servısıne verılmelıdır
5- Kurumumuz 2886 sayılı devlet Ihale Kanunu'na tabı olmayıp
ıhaleyı yapmamakta veva dıledığme kısmen \eva tamaraen vermekte
serbesttır
İSTANBUL ELEKTRİK DAGIT1M
MUESSESESİ
Sosyalıst Birlık Partısı 18'incı partı olarak sı\asal yaşama
katıldı. Kuruluş bıldırısınde partının bir yandan çoğulcu
olduğu one suruluyor, bır yandan katılımcı demokrası
ilkelerını andırır ifadelere yer venlıyor. Parti, sıyasete henuz
ilk adımlarını atarken boyle bır kavram kargaşasına
duşmemeliydi.
YURDAKUL FİNCANCI
Sosyalıst Birlık Partısı, 15 ocak gunu ku
ruluş bıldırımını Içışlerı Bakanlığı'na ver
dıkten sonra ılk bıldırısını yayımladı Ku-
ruluş bıldırısınde partılenn Içoğuku" demok
rasıyı savunduğu açıkça belırtılıyor Ama
aynı bıldırıde "katılımcı" bır demokrası an
layışının ızlerını taşıyan ıfadeler de yer alı-
vor Orneğın "kendi kendını yoneten" bır
halk kavramından söz edılıyor
Partı programını henuz görmedığımız
ıçın Sosyalıst Birlık Partısı'nın ne tur bır de-
mokrası anlavışını savunduğunu henuz bı
lemıyoruz Ama kuruluş bıldınsının ışaret
ettığı doğrultuda ıse SBP'nın daha başlan
gıçta bır kavram kargaşası ıçınde olduğu-
nu belırtmeyı gereklı göruvoruz
Ashnda bu kavram kargaşası, salt SBP've
özgu değıl Bazı sosyal demokrat lıderlerın,
baa yazarlanmızın ve hatta bazı sıyaset bı-
hmcılerımızın de aynı kavram kargaşasına
duştuklerıne sık sık tanık oluyoruz "Ço-
ğulcu ve katılımcı" bır demokrasıden yana
olduklarını söyluvor, yazıyorlar
Gerçekteyse çoğulcu demokrası modelıyle
katıhmcı demokrası modeh, bırbınne taban
tabana zıttır Tutarlı bır demokrası modeh
önerıyorsanız, toplumsal yapının gereklerı
ne göre bunlardan bırını yeğlemenız gere
kır Gerçı katılımcı demokrası modelı, ço
ğulculuğu her zaman ıçerır, ama çoğulcu
demokrası, katılımcılığı hıçbır zaman ıçer
mez Tam tersıne, Batı'da gorduğumuz gı-
bı çoğulcu demokrası, katıhmcıhğı gıderek
daraltmaktadır
Butun demokrası kuramları ve modelle-
rı, kapıtahzmın ve serbest pıyasa ekonomı-
sının eleştırısınden vola çıkmıştır Ama ço-
ğulcu demokrası modelınde olduğu gıbı kı-
mı kapıtahzmı ve serbest pıyasa ekonomı-
sını tanrı buvruğu gıbı kabul etien ve sta-
tukoyu mazur gosteren bır noktada duğum
lenmıştır, kımı de katılımcı demokrası mo-
delınde görulduğu gıbı eşıtsızlık ureten
kapıtalızme karşı venı bır duzen arayışının
urunü olarak belırmıştır
Çoğulcu demokrasi nedir?
Klasık çoğulcu demokrasının hareket
noktasında, mutlak merkezı devlet anlavı-
şmın reddı vardır Çoğulculuk, bır bakıma
Baron de Montesquıeu'nun kuvvetler ayrı
hğı ılkesıne kadar gıder Yargı, yasama ve
yurutme guçlennın ayrılması bır tur çoğul-
culuktur Ve kurumsal (konstıtusyonel) bır
coğulculuktur Ne var kı çağdaş çoğulcular
bu kurumsal çoğulcu yapı>ı >ete'h gormez
ler Onlara gore bu kurumsal çerçeveye gır
meyen sosyal denge ve denetım kurumları
da bır o kadar önemlıdır Bu sosyal denge
ve denetım kurumlan, çıkar gruplarıdır,
baskı gruplandır Sıyasal yaşamın hammad-
desı olanlar bunlardır
Çoğulcu demokrasının kuramcılarından
olan sıyaset bıhmcısı Robert Dahl, bu den
ge düzenıne, demokrasıden ve olıgarşıden
farklı bır tenmle polıarşı der Polıarşıde
kudret, ne doğrudan demokrasıde olduğu
gıbı eşıt olarak dağıtılmıştır, ne olıgarşıde-
kı gıbı bır avuç azınlığın elınde toplanmış-
tır Polıarşı sozcuğunun yapısından da an
laşılacağı uzere, ıktıdar çok merkezhdır
Klasık çoğulcu demokrasıye gore bugu
nun ulus-devletı, doğrudan demokrasıyle yo-
netılen eskı Yunan sıte-de\ letınden çok ge-
nıştır O nedenle ulus-dev lette doğrudan de-
mokrası, yerını temsılı demokrasıje bırak-
mıştır Eskı Atına'da yurttaşlann açık ha
va parlamentolarının verını, çağdaş ulus
de\ lette temsılı parlamenter duzen almıştır
Ama temsılı duzen polıarşıye ulaşüması ıçın
tek başına yeterlı değıldır Temsıh parlamen-
toyu belırleyen seçımler donemseldır Buna
karşıhk çıkar gruplan, orneğın ışveren ku
ruluşları, ışçı sendıkaları sureklıdır Temsı
lı demokrasının ıyı ışlemesı, bu çıkar grup
larının dengesıne bağlıdır Seçmenın seçım
de vardığı karar tek başına geçerlı olamaz,
devletın ışleyışı, bu çıkar gruplarının varlı-
ğını ve hayatıyetını surdurecek bır yapıda ol-
malıdır Başka devışle devletın >onetımın
de çıkar gruplarının da söz hakkı ve kararı
olmalıdır
Klasık çoğulcu demokrası modeh, serma-
>e ve emek orgutlerı arasında sermave lehı-
ne bır dengesızlık olduğunun da bılıncın
dedır Temsılı parlamenter duzenı, bu den
gesızlığı gıderıcı bır öğe olarak önemh gor-
melerı bundandır
Ne var kı kapıtalıst dunyada çokuluslu
fırmaların, dev şırketlerın hızlı gelışımı,
serma>e-emek dengesını gıderek daha da
bozmaktadır Kapıtalıst şırketler devleştık-
çe, uretım ve ıstıhdamda gıderek daha faz
la söz sahıbı olmaktadırlar Dola>ısıyla dev-
letın para, banka, ıstıhdam vb sıyasetının
tek belırlevıcısı halıne gelmektedırler Dev-
let, emekle-sermayevı dengeleme uğruna, bu
dev şırketlerı karşısına alma>ı artık duşu
nemez olmuştur Başka devjşle, dev kapıta
lıst şırketlerın gucu, dev letı bır bakıma tut
sak almıştır
Sonuçta ekonomık eşıtsızlık ve dengesız-
lık, sıyasette de gıderek tek seslılığe yonel-
mektedır Başka de>ışle çoğulcu demokra-
sı, dengelı ve "çok merkezlı" bır demokra-
sı amacından hareket etmış, ama polıarşı ye
rıne serma>enın monarşısıne varmıştır
Klasık çoğulcu modelın bu aksaklığını gı
dermek uzere Neo Pluralısm denen yenı ço
ğulculuk ortaya çıkmıştır Ama >enı çoğul-
culuk bır yandan Havekçı Yenı Sag'dan, bır
yandan Neo Marksızm'den gelen eleştırıle
nn ağırhğı altında, bıraz daha sağa ka>Ttıış
tır Yenı çoğulcu model, temsıl tekelıne sa
hıp ışçı-ışveren kutuplu bır lıberal korpo
ratızmde karar kılmıştır ABD, Japon>a ve
Fransa'da bu ıkı kutuplu lıberal korpora
tızm anla>ışı etkınleşmıştır Isveç'te ve Işçt
Partısı donemınde Ingıltere'de ıse bu ıkılı-
ye hukumetın de katılımıyla ışçı-ışveren-
hukumet trı>umvırası anla>ışı gelışmıştır
Gerek lıberal korporatızmde gerek trı
vumvıra duzenınde artık temsılı parlamen
tonun >etkılerı, bu>uk bır hızla, hukumet
lerın ve burokrasının elınde toplanmakta
dır Başka deyışle venı çoğulcu model, sta-
tukoyu mazur gostermekte klasık çoğulcu-
lardan da aşırıva gıtmıştır
Katılımcı demokrasi
Katılımcı demokrası kavramının sıvaset
lıteraturune donuşu ıse 1%8'dekı Avrupa
oğrencı hareketlerının sonucudur O tarıh
lerde oğrencılerın orta>a attığı katılımcıhk
sloganı 1970'lerdekı ekonomık durgunluk
ve genleme donemınde Batı ışçı sınıfına mal
olmuştur Işsızlık, ış doyoımsuzluğu, ışe >a-
bancılaşma, enflas>on gıbı nedenlerle, eme
ğıyle geçınenlerın >aşamı guçleştıkçe, katı
lımcılık kavramı daha genış kıtlelere sesle-
nır olmuştur
Bu kavram çerçevesınde bazı Batı ulke
lennde ışçının ışverı yonetımıne katılımı ha
reketı ortaya çıkmıştır Bu gelışme çerçeve-
sınde, sıyaset bıhmcılerı de sıyasal yonetı
me katılım konusu uzennde duşunmeye
başlamışlardır
Gerçekte katılımcı modelın ılk ornekle
rı, 1871 devrımıvle kurulan Parıs
Komunu'nde ve 1917 devnmıvle Çarhk Rus
yası'nda kurulan Sovyetler'de gorulur Gu-
numuzde Batılı bazı sıvaset bıhmcılerı, bu-'
gunku karmaşık toplum vapısına uvgun bı
çımde, katılımcı modelı kurumsallaştırma
aravışı ıçındedırler Orneğın Batılı sıvaset bı
lımcılerınden MacPherson, Rudolf Bahro,
Nıcos Poulantzas, katılımcı modelı gelıştı
renlerın başındadır
Katılımcı demokrası modelı, eskı Atına'
nın doğrudan demokrası modelı ıle gunu-
muzdekı temsılı demokrası modelının kar
masıdır Katılımcı demokrası bır pıramıt sıs-
temıdır Tabanda doğrudan demokrası var
dır, onun ustundekı her duzeyde temsılı de-
mokrası ışler Çekırdek kabul edılen, bellı
buvukluktekı bır yerleşım modelınde va da
bellı buyukluktekı bır uretım bırımınde, eskı
Atına demokrasısı geçerlıdır Bu kuçuk
gruplar, sorunları vuz vuze tartışıp göruşe-
rek karara bağlarlar Temsılcılerıne yeterınce
açık talımatlar verır, ust duzeydekı temsılı
kuruma gonderırler Yerel duzeydekı ışlerı
gormek uzere yerel konseyler, ulusaı duzev-
dekı ışlerı gormek uzere ulusal konsey ku
rulur Tabandakı doğrudan demokrası bı
nmlerının, seçılmış temsıluyı her an gen ça-
ğırabılme vetkısı, mekanızmanın etkın ışle-
mesının onde gelen koşullarından bırıdır
Sozun bu noktasında Sovyetler Bırlığı
ûevlet Başkanı Mıhaıl Gorbaçov'un ulke-
de 1917 turu bır katılımcılığı canlandırma-
va çahştığını anımsatmalıvım Gorbaçov
devrımının perestroyka >enıden vapılanma
ve glasnost saydamlık kadar onemlı oğele
rınden bın demokratızatsıya-demokratık-
leşmedır
Batılı sıyaset bılımcılerınden MacPher-
son, 1917'de kurulan Sovyetler'ın ışle>eme
>ışını, karşıdevrime, yabancı ıstılasına ve ıç
savaşa bağlar Gorbaçov ıse sov^etlerın vu-
rumemesını, komuta ekonomısınde göru
>or Perestro>ka kıtabında jazdığına gore
komuta ekonomiM >aygınlaştıkça ve dev
sosyalıst ışletmeler ortaya çıktıkça, ekono-
mıvı ve ışletmelerı vonetenler, bağlı olduk
lan sov\etlerden gelen ıstek ve tavsıyelere ge
reken sa>gıyı gostermemışler, kulak ardı
edebılmışlerdır Bu gelışme, sovyetlerın >a-
nı halk meclıslerının ıtıbarına golge duşur
muş, sonunda sıstem ışlerlığını vıtırmıştır
Gorbaçov'a gore sovyetler ışlevsız kalınca
onların hukumet ve vonetme ışlevlerı par-
tıye geçmıştır
Gorbaçov un, ıktıdara geldıkten sonrakı
ılk ışlerınden bın sov>etlerı canlandırmayı
ongoren onlemler olmuştur Seçım yasası
değışıkhğı de bu bağlamda duşunulmehdır
Sovvetlerı halk hukumetının gerçek organ-
ları halıne donuşturme vabası surmektedır
Bu çabanın başarısı ıkı ogeve bağlıdır
1. Baskıcı partı vonetımı altında Sovyet
halkının yaklaşık 70 vıldır sıyvsete duydu-
ğu ılgısızlıkten sıyrılması,
2. Gorbaçov'un da belırttığı gibi eşitsiz-
lık ureten Sovvet ekonomısimn duzelülmesı.
Katılımcı demokrasının yenıden ışlerlık
kazanması Gorbaçov'un bu ıkı noktada ne
kadar başarılı olacağına bağlıdır
Sonuç
Sovledıklerımızı özetlersek, çoğulcu de
mokrası ABD ve Ingıltere'de, katılımcı de-
mokrası Kıta Avrupasfnda gelıştırılmıştır
Çoğulculuk \BD'nın sivasal, sosyal, eko
nomık vapısının ozellıklerıru yansıtır, katı
lımcı demokrası Kıta Avmpası'mn ozgur-
luk geleneğıyle daha uyumludur
Çoğulcu demokrası, sureklı ekonomık ve
sıvasal eşıtsızlık ureten kapıtalızmı mazur
gösterme rolunu ustlenmıştır, katılımcı de-
mokrası, bu eşıtsızlığı maskeleyen ve bes
leyen kurumları, temeldekı halk meclıslerı'
nın denetımıyle aşma>ı amaçlar
Çoğulcu demokrası temsılı demokrası-
yı ışlerhkten alıkovar, onun venne azman-
laşmış bır burokrasının genışletılmış vetkı-
lerını getrnr katılımcı demokrası devlet >ö
netımını ve ıktıdarı halk meclıslerı tabanı
na oturtur
Hem Sosvalıst Birlık Partısı, hem sosval
demokrat partıler bu avrımları ıyı duşun
melıdırler
PENCERE
VEFATLAR
İÇİN
Yurtıcı yurtdıstcenazenakle-
dılır cenaze ıladama malzeme
tabut butun ışlemler hassası
yetle suratle yapılır Isletmede
aynca 18 ambülans mevcuttur
Cenaze ılanlannda hızmet be-
delı alınmaz
İSLAM CENAZE IŞLERI
147 20 06-140 68 86
Mesul Mudur
HafızVELIERDEMIR
Nufus cuzdanımı >ıtırdım
Hukümsuzdur
ÖZLEM BARIŞ
Ehlıyetımı Yapı Kredr Vısa
kartrmı ve Telecart ımı
kaybettım Hukümsuzdur
SELA HA TTIN TL \ CER
TEŞEKKÜR ve MEVLİD-İ ŞERİF
Çok değerlı aıle buyuğumuz
Re«*sam
ZEYRA SM
Hanımefendi'nin
vefatı nedenı ıle acımızı bızlerle pa>laşan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşı ve Turk Kadınını
Guçlendırme Vakfı Genel Başkanı Sa>ın SEMRA OZ\L'a,
TRT İstanbul TeleMzyonu'na \e Sayın NURULL\H kADjROGLU na,
Mımar Sınan Unnersıtesı Reklorlugu ne,
Mımar Sınan l ımersıtesı Mezunlar Dernegı'ne,
Sanat Çevresı Dergısı ve Genel Yavın Yönetmenı Sajın HAMİT MNAYTlRKe,
rahatsızlığı sırasında ılgısını bır an bıle esırgemeyen Sayın Dr SABRİ KAMBLROCLL'na,
bızzat gelen telefon eden, telgraf çeken, çelenk yollayan, Türk Eğıtım Vaktı'na bağışta bulunarak
başsağlığı dıleyen tum değerlı dostlarımıza candan teşekkur ederız
AİLESİ
27 Ocak 1991 Pazar gunu Levent Camıı nde oğle namazını muteakıp mevlıd ı şerıf
oKulturulacaktır
"Cengâver"
Unlu Frenk Mustafa'run torunu Ekmekçı'nm 'Ankara Notla-
n'nda yalnız satırları okumak yetmez satır aralarını da göz-
den kacırmayacaksın
Suleyman Bey ın konuşmalarına da bırkaç gunden ben Ek-
mekçı'nın yöntemı sınmış gıbıdır, Sayın Demırel satır arala-
rında bır şeyler söylemek ıstıyor
Nedır o?
Yanlış anlamadıysam, DYP lıderı dıyor kı Sorumsuz Cum-
hurbaskanı Turkıye'yı savaşa ıtıyor, bız bu polıtıkaya karşıyız,
ama bır kez savaşa gırdık mı ıs değışır, ustümüze duşenı ya-
parız, en onde oluruz
Onemlı bır konu
Incırlık'ten kalkan uçaklar Irak ı bombalıyor, Bağdat buna
yanıt verdığınde ne olacak?
Turkıye bır savaşa gırdığı gun savaşın haklı mı haksız mı
olduğunu tartısmak zamanı geçecek butun partılerın "mıllı
birlık ve beraberlık' adına Çankaya çevresınde butunleşme-
sı ıstenecek herkes oldubıttıyı sıneye çekmek zorunda ka-
lacaktır Ozal varını yoğunu ortaya koymuş, bu hedefe ulaş-
mak ıcın çırpınıyor, Irak, Anadolu'yu bombaladığında ANAP
ıktıdarı "vatan, mıllet, Sakarya" edebıyatına başlayacak
Suleyman Bey olacakları hesapladığından mı şımdıden
uyarıya başladı?
*
Ozalları gecen carsamba gecesı televızyondakı "Buyûteç"
programında ızledım
llerıdekı yıllarda tarıhsel bır belge olarak değer kazanacak
olan fılm çarpıcıydı Fellını'nın bıle gorsel sanatın dorukla-
rında erışemeyeceğı bır gerçeklık dokusuyla, Ozallann ruh-
sal ve fızıksel yapıları kameranın gözlemınde belırgınle-
şıyordu
Ozal ne dıyordu7
— Bız cengâver mılletız"
21'ıncı yuzyıla 9 kalmıştı
Çağ atlamıştık.'
Ama Turkıye'de Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Sa-
yın Özal ne soyluyordu
— Savaş korkulacak bır şey değıl unutmayın bız cengâ-
ver bır mılletız "
Cengâver ne demek"?
Savaşçı1
Yunandan başla Turkıye ıle anlasmazlığı meslek edınen
ne kadar dıs guç varsa hepsının ağzına çığne çığne bıtme-
yecek guzel bır sakız verdı Ozal, Turkıye'nın 'barışçı' değıl,
'savaşçı' olduğunu -hem de aitını çızerek- dıle getırdı
•
Toplumun her katmanında, kendısını oven kışıyı çevresı ala-
yaalır
Özal durmadan ovunuyor
Oysa sıradan bır ınsan bıle 'hıçbır şeyden korkmadığını, her-
şeyı önceden bılıp soyledığını' mahalle kahvesınde durmadan
anlatsa gırgır başlar, aklı başında olanlar şısınen kışıye bır
şey söylemezler, ama ıçten ıçe notunu verırler, ış uzarsa gu-
lumserler
Bır cumhurbaşkanı devletın televızyonunda her Allahın gu-
nu kendısını nasıl over"? 'Busrfun arkadaşı" ve "CNN'm An-
kara muhabın' anlatıyor
— Korkak olamayız ( ) Ben 1983'te Tahran'daydım O ta-
nhte 15 fuze duştu oraya ben goruşmeler yapıyordum, kade-
rımızde alnımıza yazılmamış ( ) Sanıyorum bız bıraz lükse
fazla alıştık Kaybedecek çok şeyımız var, o nedenle kaybet-
mek ıstemıyoruz "
TO ses duvarını aştı, ışık hızını da gerıde bıraktı, konuşu-
yor Barışçılığı korkaklık sayan cengâver ruhlu btr cumhur-
başkanımız var
•Tanrı Turkıye'yı korusun'
SAVAŞ İNSANLIK SUÇUDUR
Devletlerarası ılıskılerde zor kullanılması kabul edılemez
Kuveyt ın ışgalı haksızdır Ancak barışçıl çözum olanağı
ve Ortadoğu nun dığer sorunları goz ardı edılerek petrol
ve sılah tekellerıyle Arap şeyhlerının çıkarları ıçın başlatı-
lan savaş da haksızdır
Ortadoğu'nun sorunları savaş ve kıtlesel olumler yoluy-
la değıl, tum tarafların eşıt hakla katılacağı 'Ortadoğu Ba-
rış Konferansı' ıle çözulebılır
Savaşın bır ınsanlık suçu olduğu da dıkkate alınarak Irak
halkına karşı bır soykırıma dönuşebılecek ABD nın çıkar-
ları ıçın uslerın kullandırılmasına ve savaşa gırme çabala-
rına derhal son verılmelıdır
Çıkarları barışta olan tum ınsanlar ekonomık ve demok-
ratık haklarımızın gaspını da amaçlayan savaş yanlısı gırı-
şımlere karşı çıkmalıdır
Tum halkımızı, demokratık kurum ve kuruluşlan banş ıçın
hareketlenmeye cağırıyoruz
Ulkemız barıştan yana tavır koymalı, haksız savaş dur-
durulmalıdır
OTOMOBİL-İŞ ŞENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU
Sefakoy, Topkapı, Mecıdıyekoy, Umranıye, Kartal,
Gebze, Kocaelı, Bursa, Bılecık, Eskışehır, Izmır,
Denızlı, Ankara, Kayserı şube yonetım kurulları
VEFAT
Merhum Mehmet Şukru SEDEFOĞLL ve merhume Celıle
BAVR^KD^Rın kız merhume Hayrı>e Ş\MLI merhume Nevmıve
SA^TÇlnın kardeşı Nurhan YILM\Z Erkın Gulav SAATÇİ
Fıgen Umıt MLŞTERIOGLL nun bırKik ıe>zelerı merhum Fuaı
Melek BAYRAkDAR me hum Nıhat BA'İR'VKDAR merhum Nıjat
BA\R^KD^R merhum Melahat Vasfı BAV R\KDAR Sakıp
KARAKADIOĞLU ıle Fatma BAV. RAkD^R Ne%bahar
BAVRAKDAR Nebahat KARAKAD1OĞLL Melahat Ertuğrul
LNLUERın yeğenı Nurhan ALP A.yhan Fazıl ANAL Suna Avhan
OZ Neşe Ataman Y^ZG-SkN Ne\zat Muaila BAYR.AKDAR Zerrın
RVı RA.KDAR Er5
ın Nıleun BAY RAKDAR Ekın Esat ÖZALP Erol
BAYR^KDAR Soınv Gungor CEBEClOCLL Sukan A>sel
BAYRMvDAR Se\gı Vural TANYOLL Tuncer Sevgı
K-VRAKADIOCLL Gozen KARAKA.DIOĞLL Çığdem Bırol
AKSEKILI Canan KAR\kADIOGLL Dını,er AJZU
KARAKADIOGLL Yener Armagan U\LLER Taner Işıl LNLUER
Avbars Nur UNLLER GulTuncer HENDEKLİ ZaferTomns
LNLUERın sevgılı kuzenlen
Turk Eğıtım \akfı bağı^ lanndan
TÜRKAN SEDEFOĞLU
25 12 1990 tanhınde elım trafık kazası geçırerek tum ıhtımamlara
rağmen 2' 1 1991 tanhınde hakkın rahmetıne ka\uşmuştur
Cenazesı 2^ 1 1991 cuma gunu Bebek Camu nde öğle namazından
sonra Edırnekapı Şehıtlıgı ne defnedılecektır
NOT Çelenk gondenlmemesı dıle>enlerın valnızca Turk Eğıtım
\ akfı na bağışta bulunmaları rıca olunur
(Tel P 4 S2 60 10 haı)
TLRK EĞITIM V4KFI
İLAN
Kadıköy 1 \ğır Ceza Mahkemesı'nın Esas 984/123, Karar
984/202 sayıh 21 9 1984 tarıhlı karan uvannca ıdaremıze 120 240 -
TL para cezası odemeve vukumlu kılınan Mehmet Berber kararda
belırtılen adresınde bulunamadığından mezkur para cezası tahsıl edı-
lememektedır
Tebbgata esas olacak başkaca bır adresı bılınernedığınden 7201 savıh
Teblıgat Kanunu nun 28 ve29 maddelenne göre ılanen teblığıne ka-
rar verıldı
Teblıgat verıne kaım olmak uzere tebbğ olunur
İSTANBUL GUMRUKLERİ BAŞMUDURL
Basın 18290