23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 1991 • ••• HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19 Irak Saldınrsa... (Baftarafı 1. Sayfada) nunun bir sorusu üzerine "Irak saldınrsa mi- silleme yaparız" demiştir. (2) Bu nasıl bir karşılık olabilir? Irak'ın sal- dınsıyla "orantılı" bir karşılığın verileceği söy- lenebilir. Atılacak bir Scud füzesinin Palriot füzelerince havada yakalanıp yakalanmadı- ğı, yakalanmadıysa nasıl bir tahribat yaptığı be'irlendikten sonra Türkiye'nin tepkisi sap- tanacak. Örneğin bir isabet söz konusu ol- mazsa, "Geçiniz!" de denilebilecek bu sal- dırıya. (3) Türkiye Kuzey Irak'ta Ikinci cephe aça- bilir mi? Siyasal iktidar çevrelerinden edin- diğimiz izlenimlere göre bu sorunun yanıtı şöyle özetlenebilir: Türkiye'nin Irak'a karşı karadan bir ikinci cephe açma niyeti yoktur. Böyie bir olasılı- ğın gerçekleşmesi için üç adet önkoşul dik- kati çekiyor: • Irak'ta doğacak bir boşlukta "Kürt dev- /eff'nin kuruluşuna giden adımların ortaya çıkması... • Irak'ta meydana gelecek kaosta, İran ve Suriye'nin "bir şeyler kapmak için" devre- ye girmeleri... • Irak'ın Türkiye'ye karşı bir "çtlgınlık" ya- parak kara harekâtına girişmesi... Öyle anlaşılıyor ki, böylesi gelişmeler Türkiye'nin Kuzey Irak topraklarına girme- sine neden olabilecek. Şimdilik gözüken o ki, yalnızca ABD ve müttefik kuvvetleri rahatlatmak için Irak'a karşı bir ikinci cephe açmaya niyeti yok Türki ye'nin. Ama ileride, ABD'yi güneyde rahat- latmaya yönelik VVashington kaynaklı baskı- lar yoğunlaşırsa, ne olur? Bılemıyoruz. (4) Saldırı ne demek? Adana'ya, incirlik'e tek bir Irak füzesinin düşmesi Türkiye'ye kar- şı bir saldırı sayılacak. Peki, İncirlik'ten kal- karak Irak'ı bombalayan Amerikan savaş uçakları, Türkiye'yi saldırgan konuma getir- miyor mu? Siyasal iktidar çevrelerinin bu soruya ya- nıtı hayır; şöyle diyorlar: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı uyarınca, uluslara- rası hukuka göre, Irak "mütecaviz" bir ülke- dir; ABD ve müttefik kuvvetler bir "tecavüzü" önlüyor; BM karanna göre de Türkiye bu konuda "uygun" yardımı yaptığı için "mütecaviz" bir ülke olması söz konu- su değildir. (5) Türkiye'nin Kerkük ve Musul "hesap- lan" olabilir mi? Siyasal iktidar çevreleri böyle bir ilgiyi resmen reddediyorlar. Ancak geliş- rnelerin, Irak'ta ortaya çıkabilecek kaosun, iran'la Suriye'nin bu konudaki tutumunun Türkiye'yi bazı yönelişlere istemeye isteme- ye itebileceği yorumu da yapılabilir. Konunun Ankara'da hayli yakından, inceden inceye iz- lendiği belli oluyor. (6) ANAP iktidan savaştan ne bekliyor? Her şeyden önce bugüne dek izlenmiş olan pc- litikanın, Türkiye'yi savaş sonrasında "ba- nş masası"na oturtacağına inanılıyor. Kara- dan bir ikinci cephe açılmasa bile, Türkiye'- nin savaş sonrası düzenlemelerde neden ağırlıklı bir rol oynayabileceğine verilen ya- nıt kısaca şöyle: "Çünkü Incirtik Üssü'nün Amerikalılara kul- landınlması basit bir hadise değil." (7) ANAP iktidan, İncirlik'in Amerikan sa- vaş uçakiarına açılmasmı neden resmen açık- lamadı, bir süre özellikle yalanlama gereği duydu? İktidar çevrelerinden aldığımız bilgi şu: "Çünkü Patriot füzeleri daha yeni gelmiş, kuruluyordu. O hazıriık tamamlanmadan, gü- venlik açısından bu konuda resmi bir açıkla- ma yapamazdık." (8) Türkiye saldırıya uğrarsa, NATOneya- par? Siyasal iktidara göre, NATO üyelerinin kalkıp da resmen Türkiye'nin yanında deği- lim demeleri mümkün değil. Ancak An kara özellikle bazı Batı Avrupalı NATO ülkelerinin tutumundan son derece rahatsız. Bu alan- da başı Almanya çekiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Özal, dün Alman ARD televizyonuna verdiği demeçte, Bonn hükümetini bu konuda son derece ağır bi- çimde suçlayarak, "Zenginleşen Almanya'- nın savaşkan ruhunu yitirdiği"n\, "güvenil- mez bir müttefik" haline geldiğini söytemiştir. Sayın Özal'ın bu çıkışı da, Türk dış politi- kasında köklü bir dönüm noktası olabilir; Türkiye'yi daha da ABD'nin dümen suyuna iterek, manevra alanını daraltabilecek bir dö- nüm noktası... (9) Son bir soru: Savaş ne kadar sürer? Si- yasal iktidarın doruklarında iki üç aydan söz edilebiliyor. Bir zamanlar yapılan öngörüler bu kez değişmiş gibi geldi bize. İki üç gün, iki üç haftadan, iki üç aya... Günübirlik bir Başkent ziyaretinde çeke- bildiğimiz fotoğraf işte böyle... Akbıılut atak davranmıyor Ed Patriot daha boşa gitti (Baftarafı 1. Sayfada) terek "Diyarbakır dı- juda Urfa yotu üzerinde infilak ettirttea fiizeler can ve mal kay- bua neden olmamıştır. Zayiat yok. Füzenin kendi içindeki em- niyet mekanizması harekete geçmistir" dedi. Bir gazetecinin, "NATO iis- lerinden gelen yanlış istihbarat MMIKII mu Patriotlar ateşlendi" şeklindeki sorusuna Kalaycı, "Hayır tamamen teknik bir ko- na, araştırma sarüyor" yanıtı- nı verdi. Diyarbakır'da konuşlandın- lan Patriot füzelerinin Hollan- dalı komutanı Binbaşı Martin Zijbutra, Cıunhuriyet'ın sorula- nnı söyle yanıtladı. — Patriodann yanıima olası- bgı nc kadar? ZLILASTRA — Ne türlü fü- ze gelirse gelsin imha edecek ka- pasiteye sahip. — Bagdat'tan fıriaolacak bir fMzeyi Patriotlar nc kadar süre soara imha etme özeUigine sa- hip? ZIJLASTRA — Atılan füze- nin yeri ve zamanı NATO tara- fından verilen istihbarata bağ- lı. Nereden ve ne zaman atıldı- ğuu bizler bilemeyiz bu neden- le istihbaratın hatasız olması ge- rekir. Patriot personeli olarak NATO'nun verdiği istihbarata güveniyoruz. Her hareketimizi NATO'ya göre ayarlarız. — Türkiye'ye konuşlandın- lan Patriotlar son modd mi? ZIJLASTRA — Son model olup olmadıklannı bilmiyorum. Ancak Patriotlarda bulunan bil- gisayar sistemi gelişen teknolo- jiyle birlikte yenilenebiliyor. Lahey'de bir açıklama yapan Hollanda Hava Kuvvetleri'nden Yarbay Stan Wulffaert, hava kuvvetlerinin, Patriot füzeleri- nin yapımcıs fırma Raytheon Çompany'nin bir yetkilisiyle birlikte olayı incelediğini, iki Patriot'un yanlışlıkla ateşlen- mesi sırasında bir Türk havacı- nın da hafifçe yaraJandığını açıkladı. VVulffaert, füzelerin yanlışlıkla ateşlenmesini önle- mek amaayla bundan böyle ateşlemenin otomatik olarak de- ğil, elle yapılacağını söyledi. Wulffaert, "Tabii, bu biraz ge- cikmeye yol açacaktır. Birkaç saniye kadar gecikme olabüir, ba da bcsapta olaa bir risktir" dedi. Türkiye'de savaşın başından beri 3 Patriot füzesi patladı. Patriotlann değeri 1 milyon do- lar civannda. , öte yandan Batman'ın Beşi- ri ilçesine bağlı Oğuz köyünün Kışlaçık mezrası yakınlarında bir Amerikan uçağı düştüğü yo- lundaki haberler yalanlandı. . Genelkurmay Başkanlığı yet- kilileri, Batman civannda "ne bir nçak ııe bir belikopter ne de bir kargo mçtp" düştüğünü bil- dirdiler. Incirlik Üssü'ndeki ABD'li yetkililer ise bölgede bu- lunan ABD Hava Kuvvetleri'ne ait tüm uçaklann aynı sayıda ol- duğunu belirterek "Herhangi Mr tltşnıe oâmamıştır ' dediler. Askeri kaynaldar, Batman'da bulunan parcalann, uçaklara menzUi uzatmak için takılan ha- rici yakıt tankları olduğunu kaydettiler. Kaynaklar, İncir- lik'ten havalanan ve Irak'ı bom- balayan ABD uçakiarına "ba- reklt nenzilini" genişletmek için harici yakıt tankı takıldığı- nı, barekât sonrasında boşalan harici yakıt tanklannın ise mes- kufl olmayan bölgelere bırakıl- dığını söylediler. Askeri kay- naklar, Batman yakınlarındaki bölgeye 4 adet ABD uçağımn 2'şerden 8 adet boş yakıt tankı bıraktığını sözlerine eklediler. Cumhuriyet muhabirlerinin yörede bulduklan parcalann arasında US amblemii, "Tank Unil" yazılı plakalar dikkati çekti. Körfez savaşının ikinci hafta- sına girerken tncirlik Üssü'n- den kalkan ABD uçaklannın Irak'ın kuzey kesimine yönelik hava saldınsı sürüyor. (Baştarafı 1. Sayfada) tığı bir toplantıda, Başbakan Akbulut'un Körfez savaşı konu- sundaki tavnnı eleştirirken, "Si- zin Başbakanınızın savaştan ba- caklan titriyor'" ifadesini kullan- dığı öne süruldü. Görüşmede bulunan bazı ANAP milletve- killerinin iddiasına göre, özal bu eleştirilerini Akbulut'un sa- vaş konusunda zaman zaman atak davranmaması nedeniyle yaptı. ANAP'hlara ABD Başkanı Bush ile yaptığı telefon konuş- malarının kasetlerinden bahse- den ve bu konuşmalarda dile ge- tirdiği eleştirilerin ve görüşleri- nin Bush tarafından benimsen- diğini anlatan Özal, "Önerileri- mizin çoğunu benimsiyor ve ye- rine getiriyorlar" diye konuştu. Özal, ekonomik ambargo uygu- lamasının kendi ürünü olduğu- nu, bunu Başkan Bush'a da be- nimsettiğini milletvekillerine ak- tardı. Özal, elindeki Bush görüş- meleriyle ilgili kasetlerin devlet için önemli bir arşiv belgesi ni- teliğinde olduğunu da söyledi. Başbakan Akbulut'un da Özal'ın bu sözlerini öğrendiği ve bunun üzerine Cumhurbaşka- nı'nın TBMM'de ANAP'lı mil- letvekilleriyle yaptığı görüşme- lere katılma kararı aldığı belir- tiliyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın ANAP'lı milletvekilleri- ne aktardığı bazı görüşler şöyle: "— Biz Körfez'e 'Sembolik de olsa bir askeri güç gönderelim' dedik ama bunu benimseteme- dik. Türkiye, Körfez'e bir gemi gönderse, Türk bayragı orada dalgalansa fena mı olurdu? Türkiye bu yolla büyük güçlere de kendini gösterecekti. — Yetki konusunda bu kadar büyük lartışmalara gerek yoktu. Alınan yetkiler yapacagımız iş- ler için yeterliydi. Ancak bunun tersi bir davranıs konusunda inatlaşıldı. Biz de bunun üzerin- de fazlaca durmaya gerek gör- medik. — Ben ne Yddınm Akbulut'u ne de Mesut Yılmaz'ı genel baş- kanlık yanşmda destekliyorum. Hele dunın bakalım. Sabırlı ol- mak lazım. — Türkiye büyük bir ülke olacak. Gocünü Avnıpa da, baş- ka ülkeler de kabul edecekler. Böyle şanslar insanlann ayağı- na zor gelir. Bunu da büyük yö- neticiler kullanmayı başarabüir. — Bu lür olaylarda genis bir projeksiyona sahip olmak ve en az 10 yıl sonrasını gönnek la- zım. Türkiye'nin bu savaştan ye- ni bir çehreyle çıkacağını gör- mek lazım." Özal, milletvekillerine, muha- lefetin tutumuyla ilgili olarak da şunları söyledi. "Tarık Aziz'in mektubunun yazılnıasına muhalefet, özellik- le SHP yol açtı. Ulke, birlik be- raberiik havası olmadığı izleni- mini yarattılar. Türkiye'yi sava- şın sınınna getirdiler. Bunu sırf bana karşı olan garezlerinden yaptılar. Çok zor kritik günlere doğru gidiyonız, bepimize daha fazla görev duşüyor. SHP hâlâ durumu anlayabilmiş değil. DYP ise daha yeni yeni farkına vardı, şimdi izliyor, suskun." Özal, SHP'nin TRT olayı sı- rasında meydana gelen olaylann çok önemli olduğunu bunlann tüm vatandaşlara anlatılması ge- rektiğini söyledi. Özal, "Bunu gidin halka şikâyel edin. tüm teşkilatlar ve siz bunlan halka anlatın" diye konuştu. Erdem'in yetkisi alındı Özal, halkın çok gergin olr1 ğu izlenimini de aktardıktaı. sonra Meclis çalışmalarına haf- ta sonu ara verilmesinin iyi ola- cağını, bu yolla tansiyonun dü- şeceğini belirtti. Özal'ın bu görüşleri doğrultu- sunda harekete geçen ANAP'ü- lar, TBMM Başkanı'na verdik- leri "genel kurulu cuma, cumar- tesi, pazar ve pazartesi toplan- tıya çagırma" yetkisini geri aldı- lar. Genel kuruldaki oylama so- nucu, Meclis normal çalışma duzenine döndü. Bu teklif oylanırken ANAP grup başkanvekilleri özal'ın ya- nına gidip milletvekillerini oyla- ma için genel kurula çağırdılar. Bunun üzerine Özal'ın bütün milletvekillerini oylamadan son- ra kabul edeceği duyuruldu. An- cak genel kurulun uzaması so- nucu Özal, Genelkurmay Baş- kanı'yla yapacağı görüşme ne- deniyle ANAP'lı milletvekille- riyle toplantısını iptal ederek sa- at 17.00'de Cumhurbaşkanlığı Koşkü'ne döndü. GOZLEM UGURMUMCU Sirenin 6 kontağı' attı (Baştarafı I. Sayfada) larındaki kısa devre nedeniyle "yanlışlıkla" çaldığını söyledi. Beyoğlu Telefon Müdürü Na- ci Başçiftçi ise olaydan haber- dar olmadıklannı belirterek "Bugunlerde sık sık hatlarda kontrol yapıyonız. Bu caltşma- lar sırasında hatlarda bir an- meydana gelmişse, hatayıza kısa sürede tespit etmemiz mümkün degil" dedi. Körfez'de devam eden sava- şın gerilimi arttırdığı günlerde, Şişli ve Okmeydanı'nda ilk kez siren sesiyle karşılaşan yurttaş- lar yaşadıklan duyguyu şöyle anlattılar: Adnan Sağar (35): Bir siren sesi duydum. Ama bunun han- gı amaçla çaldığını bilmediğim için tedirginlik duydum. Yüksel Tufan (Florance Nightingale Hastanesi Baş- hemşiresi): Siren sesleri birer dakika ara ile toplam dört da- kika çaldı. Doğal olarak bura- da bulunan personel dahil ol- mak üzere birçok insan duru- mu bana sordular. Ben de ken- dilerine korkulacak bir duru- mun olmadığını söyledim. Ama burada bulunan hasta zi- yaretçilerinin hemen hemen hepsi telefonlara koştular. Da- ha sonra durumun yanlışlıkla olduğu anlaşılanca insanlar ra- hatladı. Mevlüt Tosun (29): Siren sesleri ile birlikte bir tedirgin- lik duydum. İnsanlar birbirine bakıp hep bir ağızdan aynı şe- yi düşünüyorlardı. Acaba Sad- dam'ın füzeleri mi geliyor di- ye. Ama daha sonra siren ses- lerinin bir yanlışlık sonucu çal- dığı duyulunca rahatladım. Mehmet Şeker (33): Bir an için durdum ve girebileceğim bir yer aradım. Çevremdeki in- sanlar birbirlerine bakıp kaçı- yorlardı. İşte o anda ölümü is- ter istemez düşündüm. Ayşenur Özgüven (23> (Öğ- renci): Evet bir sesler duldum, ama bunun bir tatbikat olabi- leceğini düşündüm. Zaten fü- zeler buraya kadar gelmeyece- ği için karamsar düşünmeme de gerek yok. LIGHTS (Baştarafı 1. Sayfada) 'demirbaş <nımi- ı' için de 100 milyon ayrılmış. ' Gaz mask< tle herhalde bu ödenekten ayrılacak pa- ralarla a>- "* Bu pa.. **' kişiye gaz maskesi alınabilir? Denebilir . — Bütçede a \rma yapılır... Yapılmasına yapılır, ancak savaşın eşiğimize kadar gel- dtği günlerde durumumuz budur. Bu ödeneklerte İçişleri Ba- kanlığı sivil savunma ve seferbertik hizmetlerini nasıl yap- sın? Yapılamayacağı için olacak; tabansız millet miyiz' gibi açıklamalar ve 'cengâver milletiz' edebiyatı ile konu geçiş- tiriliyor. 'Savaş hali' ilan edilmeden savaşa giriyoruz, "seferberiik" ilan edilmeden de seferberlik ilan edilmişcesine Güneydo- ğu'ya doktor, hemşire ve asker gönderiyoruz; NATO'nun "takviyeli alarmlan" oimadan İnciriik Üssü'nü NATO'nun so- rumluluk alanları dışındaki bölgeye düzenlenen saldırılar için kullandırıyoruz. Seferberlik, devletin başta askeri güç olmak üzere tüm güç ve kaynaklarının savaş gereksınmelerıni karşılamak için hazırlanması, toplanması, düzenlenmesi ve kullanılması- na ilişkin çalışmalardır. Seferberlikte temel hak ve özgürlüklerin bir kısmı ya da tümü sınırlanabilir. Barış dönemlerinde hükümet, seferberlik ve savaş hali için yapılacak hazırlıkları yapar. Bu hazırlıklar başladı mı? Ya da başlamış sayılabilir mi? 1983 yılında çıkartılan Seferberlik ve Savaş Hali Yasas? nın 5/4. maddesi hükümetin yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulundurulmasına "Genelkurmay Başkanfnın da görüşlerini dikkate alarak" karar vereceğini öngörûyor. Hiç kuşku yok, yabancı askerin Türkiye'de bulundurul- ması kararı, Genelkurmay Başkanı'nın da görüşü dikkate alınarak verilmiştir. Yasanın açık metnine bakarsak, "seferberlik" ya da "sa- vaş hali" ile ilgili ilk adımlar, "ABD uçaklannın Incirlik Üs- sü'nde konuşlandınlması" ile atılmıştır, sonucuna varırız. Anayasada TBMM'ye bu kuvvetlerin "kullanılmaları" ile ilgili bir yetki verilmemesine karşın, olmayan bir yetki hü- kümete devredilmiş, hükümetin verdiği bu yetkisiz izinden sonra ABD uçakları İncirlik'ten kalkıp Kuzey Irak'ı bomba- lamışlardır. Böylece savaşa doğru da bir adım atılmıştır Seferberlik ilan edilir mi? Edilirse; seferbertik ilan edilir edilmez de komutanlar, Sı- kıyönetim Yasası'nda yer aian yetkileri kullanmaya başlar- lar. Sonra da sıkıyönetim ilan edilir. Seferbertik ve savaş hali ilan edilmeden çatışma başlar- sa? O zaman da cumhurbaşkanının başkanlığında toplana- cak Bakanlar Kurulu, savaşa ve seferberlik ilanına ilişkin kurallann hangilerinin uygulanacağına karar verir. Bu karar, TBMM'ye sunulur. Sunulunca da ANAP millet- vekillerinin oylanyla karar onanır, olur biter! Pekiyi seferberlik ve sivil savunma giderleri? Cengâver milletiz, gaz maskesinin ne önemi var? İman dolu göğsümüze hangi zehirli gaz dolabilir? Liberal ekonomimizde sivil savunma ödeneklerinden ka- lan iki yüz-üç yüz milyon ile de Hasan Mutlucan'ın kasetle- ri Güneydoğu'daki yurttaşlara dağıtılır. — Bağdafın yolunu Genç Osman aştı; Allah Allah deyip geçti Genç Osman, vay vay... Atatürk, "Vuma barış, dünyada banş" demiş, ne önemi var? Ne önemi var Atatürk "Yurdun esenliği tehlikeye düs- medikçe savaş bir cinayettir" demişse? Atatürk döneminde değil, Bushlar döneminde yaşıyoruz; Bushlar! Pakistan Başbakanı 24 saat -* •-«•» Ankara'daydı Şerifin mesajı havada kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Türkiye'nin, askeri us- lerini, Irak'ı bombalayan ABD savaş uçaklanna açma karannın resmiyet kazanmasından bu ya- na Ankara'ya gosterilen Islami tepki son olarak Pakistan Baş- bakanı Navaz Şerif tarafından dile getirildi. Şerif, 24 saati aş- mayan Ankara ziyareti sırasın- da, Türk yetkililerce "Daha çok iç politika kaygılanna yönelik" diye hitelendirilen 'barışçı çözüm' mesajları verdi. Ancak bu mesajlar büyük ölçüde 'ger- çekçiliklen uzak' bulunurken ŞeriPin Turkiye'nin muttefikle- re desteğinin üs kullandırmanın ötesine geçmemesi yönundeki dolaylı telkinleri de 'soğuk" kar- şılandı. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, dürj sabah Ankara'dan aynlan Pakistan Başbakanı Navaz Şe- rifin gelişini, kendisinden iki gün önce başkentte temaslar ya- pan Iran Cumhurbaşkanı Haşe- mi Rafsancani'nın özel temsil- cisi Ali Reza Muayyeri'nin ziya- retiyle aynı çerçevede değerlen- diriyorlar. Her iki 'Arap olma- yan İslam ülkesi'nin de Anka- ra'ya 'savaşın yayılmasını önle- me yönünde öneriler' getirdik- leri ve Türkiye'nin tutumunu 'dolaylı ve temkinli' bir biçim- de eleştirdikleri belirtiliyor. Türk ve yabancı diplomatik kaynakiardan edindiğimiz bilgi- ye göre Navaz Şerifin Ankara ziyareti konusunda Turk yetki- lilere ilettiği mesajlar şöyle sıra- lanıyor: 1-Müslüman ülkelerin birbi- riyle savasması doğru değil. Irak'ın Kuveyt'i isgalini kınar- ken, bir başka Müslüman ülke- sinin Irak'a saldırması doğru ol- maz. ABD'ye üsleri kullandıra- rak verdiğiniz desteğin ötesine geçmeyin. Kara harekâtında yer almanız hoş karşılanmaz. 2-Çatışmanın yaygınlaşması butün İslam âlemine zarar geti- rir. tsrail'in misilleme yapması durumunda Arap ülkeleri buna sessiz kalmayacaklardır. Bu du- rumda hem Müsiüman ülkelerin zengin kaynakları hem de bol- gesel guvenliğimiz tumuyle teh- likeye düşer. 3-Savaşm uzamasının önlen- mesi ve barışçı bir çözum için İs- lam Konferansı Örgütu'nü dev- reye sokma girişimimiz var. Bu- na destek verin. Pakistan Başbakanı'nın gerek Turk meslektaşı Yıldırım Akbu- lut'la gerekse Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'la yaptığı görüşme- lerde vurguladığı bu unsurlar, Ankara'da 'dikkatle not edildi.' Turk yetkililer, çatışmanın ya- yılmaması, Türkiye'nin bir ka- ra harekâtına girmemesi gibi di- lekleri 'olumlu' karşıladıklarını ve gelişmelerin bunu 'zorunlu kılmayacağını umduklannı' be- lintiler. Ancak 'üs kullandırma' konusundaki eleştiri ve uyarılar konusunda Ankara'nın Navaz Şerif'e yaptığı açıklama 'BM ve NATO üyesi olarak sorumlulu- ğurauzu yerine getirdik. Bu ko- nuda tutarlı \e kararlı politika- mızı sürdüreceğiz" biçimindey- di. 'Irak'a (Baştarafı 1. Sayfada) rasında parçalanmış Irak devleti üzerinde bir Kürt devletinin ku- rulma girişimi, üçüncüsü ise yi- ne savaş sonrası bir kaos orta- mında Irak devletinin başka ül- kelerin toprak kapma girişimle- rine hedef olması. Ancak üst düzey yetkililer şu anda bir kara harekâtı olasılığı- nın çok uzak olduğunu, çünkü Türkiye sınırında mevzilenmiş Irak kuvvetlerinin 7-8 tumen ve bir zırhlı tugaydan oluştuğunu, bunlann da yapılan tespitlere göre "savunma pozisyonu için- de bulunduğunu" belirtiyorlar. Guvenilir siyasal çevreler, Irak'ın ikinci bir cephe açması- nın askeri bakımdan asıl cephe olan Güney'de kendisini çok zorda bırakacağına işaret ederek ayrıca "Güneydoğu'nun dağlık yapısının karadan yapılacak bir askeri harekâtı çok sınırlayacağına" dikkat çeki- yorlar. Bakanlar Kurulu Milli Güvenlik Kurulu ve Ba- kanlar Kurulu bugün, savastaki son gelişmeleri değerlendirmek üzere toplanıyor. MGK'nın 14.00'te Cumhurbaşkanı özal başkanlığında toplanacağı bildi- rildi. Dün önce 09.00'da başla- yacağı açıklanan Bakanlar Ku- rulu toplantısının da MGK top- lantısı sonrasına erteienr'iği kay- dedildi. Bakanlar Kurulu toplantısın- da, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu bölgeleriyle Adana'ya gön- derilmesi kararlaştınlan 5 baka- nın belirleneceği öğrenildi. Bu bakanlann bölgelere "moral ge- zisi"ne çıkacağı kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle