Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 OCAK 1991 • ••• HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19
Irak Saldınrsa...
(Baftarafı 1. Sayfada)
nunun bir sorusu üzerine "Irak saldınrsa mi-
silleme yaparız" demiştir.
(2) Bu nasıl bir karşılık olabilir? Irak'ın sal-
dınsıyla "orantılı" bir karşılığın verileceği söy-
lenebilir. Atılacak bir Scud füzesinin Palriot
füzelerince havada yakalanıp yakalanmadı-
ğı, yakalanmadıysa nasıl bir tahribat yaptığı
be'irlendikten sonra Türkiye'nin tepkisi sap-
tanacak. Örneğin bir isabet söz konusu ol-
mazsa, "Geçiniz!" de denilebilecek bu sal-
dırıya.
(3) Türkiye Kuzey Irak'ta Ikinci cephe aça-
bilir mi? Siyasal iktidar çevrelerinden edin-
diğimiz izlenimlere göre bu sorunun yanıtı
şöyle özetlenebilir:
Türkiye'nin Irak'a karşı karadan bir ikinci
cephe açma niyeti yoktur. Böyie bir olasılı-
ğın gerçekleşmesi için üç adet önkoşul dik-
kati çekiyor:
• Irak'ta doğacak bir boşlukta "Kürt dev-
/eff'nin kuruluşuna giden adımların ortaya
çıkması...
• Irak'ta meydana gelecek kaosta, İran ve
Suriye'nin "bir şeyler kapmak için" devre-
ye girmeleri...
• Irak'ın Türkiye'ye karşı bir "çtlgınlık" ya-
parak kara harekâtına girişmesi...
Öyle anlaşılıyor ki, böylesi gelişmeler
Türkiye'nin Kuzey Irak topraklarına girme-
sine neden olabilecek.
Şimdilik gözüken o ki, yalnızca ABD ve
müttefik kuvvetleri rahatlatmak için Irak'a
karşı bir ikinci cephe açmaya niyeti yok Türki
ye'nin. Ama ileride, ABD'yi güneyde rahat-
latmaya yönelik VVashington kaynaklı baskı-
lar yoğunlaşırsa, ne olur? Bılemıyoruz.
(4) Saldırı ne demek? Adana'ya, incirlik'e
tek bir Irak füzesinin düşmesi Türkiye'ye kar-
şı bir saldırı sayılacak. Peki, İncirlik'ten kal-
karak Irak'ı bombalayan Amerikan savaş
uçakları, Türkiye'yi saldırgan konuma getir-
miyor mu?
Siyasal iktidar çevrelerinin bu soruya ya-
nıtı hayır; şöyle diyorlar: Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi kararı uyarınca, uluslara-
rası hukuka göre, Irak "mütecaviz" bir ülke-
dir; ABD ve müttefik kuvvetler bir
"tecavüzü" önlüyor; BM karanna göre de
Türkiye bu konuda "uygun" yardımı yaptığı
için "mütecaviz" bir ülke olması söz konu-
su değildir.
(5) Türkiye'nin Kerkük ve Musul "hesap-
lan" olabilir mi? Siyasal iktidar çevreleri böyle
bir ilgiyi resmen reddediyorlar. Ancak geliş-
rnelerin, Irak'ta ortaya çıkabilecek kaosun,
iran'la Suriye'nin bu konudaki tutumunun
Türkiye'yi bazı yönelişlere istemeye isteme-
ye itebileceği yorumu da yapılabilir. Konunun
Ankara'da hayli yakından, inceden inceye iz-
lendiği belli oluyor.
(6) ANAP iktidan savaştan ne bekliyor? Her
şeyden önce bugüne dek izlenmiş olan pc-
litikanın, Türkiye'yi savaş sonrasında "ba-
nş masası"na oturtacağına inanılıyor. Kara-
dan bir ikinci cephe açılmasa bile, Türkiye'-
nin savaş sonrası düzenlemelerde neden
ağırlıklı bir rol oynayabileceğine verilen ya-
nıt kısaca şöyle:
"Çünkü Incirtik Üssü'nün Amerikalılara kul-
landınlması basit bir hadise değil."
(7) ANAP iktidan, İncirlik'in Amerikan sa-
vaş uçakiarına açılmasmı neden resmen açık-
lamadı, bir süre özellikle yalanlama gereği
duydu? İktidar çevrelerinden aldığımız bilgi
şu:
"Çünkü Patriot füzeleri daha yeni gelmiş,
kuruluyordu. O hazıriık tamamlanmadan, gü-
venlik açısından bu konuda resmi bir açıkla-
ma yapamazdık."
(8) Türkiye saldırıya uğrarsa, NATOneya-
par? Siyasal iktidara göre, NATO üyelerinin
kalkıp da resmen Türkiye'nin yanında deği-
lim demeleri mümkün değil. Ancak An kara
özellikle bazı Batı Avrupalı NATO ülkelerinin
tutumundan son derece rahatsız. Bu alan-
da başı Almanya çekiyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Özal, dün Alman
ARD televizyonuna verdiği demeçte, Bonn
hükümetini bu konuda son derece ağır bi-
çimde suçlayarak, "Zenginleşen Almanya'-
nın savaşkan ruhunu yitirdiği"n\, "güvenil-
mez bir müttefik" haline geldiğini söytemiştir.
Sayın Özal'ın bu çıkışı da, Türk dış politi-
kasında köklü bir dönüm noktası olabilir;
Türkiye'yi daha da ABD'nin dümen suyuna
iterek, manevra alanını daraltabilecek bir dö-
nüm noktası...
(9) Son bir soru: Savaş ne kadar sürer? Si-
yasal iktidarın doruklarında iki üç aydan söz
edilebiliyor. Bir zamanlar yapılan öngörüler
bu kez değişmiş gibi geldi bize. İki üç gün,
iki üç haftadan, iki üç aya...
Günübirlik bir Başkent ziyaretinde çeke-
bildiğimiz fotoğraf işte böyle...
Akbıılut atak davranmıyor
Ed Patriot daha boşa gitti
(Baftarafı 1. Sayfada)
terek "Diyarbakır dı-
juda Urfa yotu üzerinde infilak
ettirttea fiizeler can ve mal kay-
bua neden olmamıştır. Zayiat
yok. Füzenin kendi içindeki em-
niyet mekanizması harekete
geçmistir" dedi.
Bir gazetecinin, "NATO iis-
lerinden gelen yanlış istihbarat
MMIKII mu Patriotlar ateşlendi"
şeklindeki sorusuna Kalaycı,
"Hayır tamamen teknik bir ko-
na, araştırma sarüyor" yanıtı-
nı verdi.
Diyarbakır'da konuşlandın-
lan Patriot füzelerinin Hollan-
dalı komutanı Binbaşı Martin
Zijbutra, Cıunhuriyet'ın sorula-
nnı söyle yanıtladı.
— Patriodann yanıima olası-
bgı nc kadar?
ZLILASTRA — Ne türlü fü-
ze gelirse gelsin imha edecek ka-
pasiteye sahip.
— Bagdat'tan fıriaolacak bir
fMzeyi Patriotlar nc kadar süre
soara imha etme özeUigine sa-
hip?
ZIJLASTRA — Atılan füze-
nin yeri ve zamanı NATO tara-
fından verilen istihbarata bağ-
lı. Nereden ve ne zaman atıldı-
ğuu bizler bilemeyiz bu neden-
le istihbaratın hatasız olması ge-
rekir. Patriot personeli olarak
NATO'nun verdiği istihbarata
güveniyoruz. Her hareketimizi
NATO'ya göre ayarlarız.
— Türkiye'ye konuşlandın-
lan Patriotlar son modd mi?
ZIJLASTRA — Son model
olup olmadıklannı bilmiyorum.
Ancak Patriotlarda bulunan bil-
gisayar sistemi gelişen teknolo-
jiyle birlikte yenilenebiliyor.
Lahey'de bir açıklama yapan
Hollanda Hava Kuvvetleri'nden
Yarbay Stan Wulffaert, hava
kuvvetlerinin, Patriot füzeleri-
nin yapımcıs fırma Raytheon
Çompany'nin bir yetkilisiyle
birlikte olayı incelediğini, iki
Patriot'un yanlışlıkla ateşlen-
mesi sırasında bir Türk havacı-
nın da hafifçe yaraJandığını
açıkladı. VVulffaert, füzelerin
yanlışlıkla ateşlenmesini önle-
mek amaayla bundan böyle
ateşlemenin otomatik olarak de-
ğil, elle yapılacağını söyledi.
Wulffaert, "Tabii, bu biraz ge-
cikmeye yol açacaktır. Birkaç
saniye kadar gecikme olabüir,
ba da bcsapta olaa bir risktir"
dedi.
Türkiye'de savaşın başından
beri 3 Patriot füzesi patladı.
Patriotlann değeri 1 milyon do-
lar civannda.
, öte yandan Batman'ın Beşi-
ri ilçesine bağlı Oğuz köyünün
Kışlaçık mezrası yakınlarında
bir Amerikan uçağı düştüğü yo-
lundaki haberler yalanlandı.
. Genelkurmay Başkanlığı yet-
kilileri, Batman civannda "ne
bir nçak ııe bir belikopter ne de
bir kargo mçtp" düştüğünü bil-
dirdiler. Incirlik Üssü'ndeki
ABD'li yetkililer ise bölgede bu-
lunan ABD Hava Kuvvetleri'ne
ait tüm uçaklann aynı sayıda ol-
duğunu belirterek "Herhangi
Mr tltşnıe oâmamıştır ' dediler.
Askeri kaynaldar, Batman'da
bulunan parcalann, uçaklara
menzUi uzatmak için takılan ha-
rici yakıt tankları olduğunu
kaydettiler. Kaynaklar, İncir-
lik'ten havalanan ve Irak'ı bom-
balayan ABD uçakiarına "ba-
reklt nenzilini" genişletmek
için harici yakıt tankı takıldığı-
nı, barekât sonrasında boşalan
harici yakıt tanklannın ise mes-
kufl olmayan bölgelere bırakıl-
dığını söylediler. Askeri kay-
naklar, Batman yakınlarındaki
bölgeye 4 adet ABD uçağımn
2'şerden 8 adet boş yakıt tankı
bıraktığını sözlerine eklediler.
Cumhuriyet muhabirlerinin
yörede bulduklan parcalann
arasında US amblemii, "Tank
Unil" yazılı plakalar dikkati
çekti.
Körfez savaşının ikinci hafta-
sına girerken tncirlik Üssü'n-
den kalkan ABD uçaklannın
Irak'ın kuzey kesimine yönelik
hava saldınsı sürüyor.
(Baştarafı 1. Sayfada)
tığı bir toplantıda, Başbakan
Akbulut'un Körfez savaşı konu-
sundaki tavnnı eleştirirken, "Si-
zin Başbakanınızın savaştan ba-
caklan titriyor'" ifadesini kullan-
dığı öne süruldü. Görüşmede
bulunan bazı ANAP milletve-
killerinin iddiasına göre, özal
bu eleştirilerini Akbulut'un sa-
vaş konusunda zaman zaman
atak davranmaması nedeniyle
yaptı.
ANAP'hlara ABD Başkanı
Bush ile yaptığı telefon konuş-
malarının kasetlerinden bahse-
den ve bu konuşmalarda dile ge-
tirdiği eleştirilerin ve görüşleri-
nin Bush tarafından benimsen-
diğini anlatan Özal, "Önerileri-
mizin çoğunu benimsiyor ve ye-
rine getiriyorlar" diye konuştu.
Özal, ekonomik ambargo uygu-
lamasının kendi ürünü olduğu-
nu, bunu Başkan Bush'a da be-
nimsettiğini milletvekillerine ak-
tardı. Özal, elindeki Bush görüş-
meleriyle ilgili kasetlerin devlet
için önemli bir arşiv belgesi ni-
teliğinde olduğunu da söyledi.
Başbakan Akbulut'un da
Özal'ın bu sözlerini öğrendiği ve
bunun üzerine Cumhurbaşka-
nı'nın TBMM'de ANAP'lı mil-
letvekilleriyle yaptığı görüşme-
lere katılma kararı aldığı belir-
tiliyor.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın ANAP'lı milletvekilleri-
ne aktardığı bazı görüşler şöyle:
"— Biz Körfez'e 'Sembolik de
olsa bir askeri güç gönderelim'
dedik ama bunu benimseteme-
dik. Türkiye, Körfez'e bir gemi
gönderse, Türk bayragı orada
dalgalansa fena mı olurdu?
Türkiye bu yolla büyük güçlere
de kendini gösterecekti.
— Yetki konusunda bu kadar
büyük lartışmalara gerek yoktu.
Alınan yetkiler yapacagımız iş-
ler için yeterliydi. Ancak bunun
tersi bir davranıs konusunda
inatlaşıldı. Biz de bunun üzerin-
de fazlaca durmaya gerek gör-
medik.
— Ben ne Yddınm Akbulut'u
ne de Mesut Yılmaz'ı genel baş-
kanlık yanşmda destekliyorum.
Hele dunın bakalım. Sabırlı ol-
mak lazım.
— Türkiye büyük bir ülke
olacak. Gocünü Avnıpa da, baş-
ka ülkeler de kabul edecekler.
Böyle şanslar insanlann ayağı-
na zor gelir. Bunu da büyük yö-
neticiler kullanmayı başarabüir.
— Bu lür olaylarda genis bir
projeksiyona sahip olmak ve en
az 10 yıl sonrasını gönnek la-
zım. Türkiye'nin bu savaştan ye-
ni bir çehreyle çıkacağını gör-
mek lazım."
Özal, milletvekillerine, muha-
lefetin tutumuyla ilgili olarak da
şunları söyledi.
"Tarık Aziz'in mektubunun
yazılnıasına muhalefet, özellik-
le SHP yol açtı. Ulke, birlik be-
raberiik havası olmadığı izleni-
mini yarattılar. Türkiye'yi sava-
şın sınınna getirdiler. Bunu sırf
bana karşı olan garezlerinden
yaptılar. Çok zor kritik günlere
doğru gidiyonız, bepimize daha
fazla görev duşüyor. SHP hâlâ
durumu anlayabilmiş değil.
DYP ise daha yeni yeni farkına
vardı, şimdi izliyor, suskun."
Özal, SHP'nin TRT olayı sı-
rasında meydana gelen olaylann
çok önemli olduğunu bunlann
tüm vatandaşlara anlatılması ge-
rektiğini söyledi. Özal, "Bunu
gidin halka şikâyel edin. tüm
teşkilatlar ve siz bunlan halka
anlatın" diye konuştu.
Erdem'in yetkisi alındı
Özal, halkın çok gergin olr1
ğu izlenimini de aktardıktaı.
sonra Meclis çalışmalarına haf-
ta sonu ara verilmesinin iyi ola-
cağını, bu yolla tansiyonun dü-
şeceğini belirtti.
Özal'ın bu görüşleri doğrultu-
sunda harekete geçen ANAP'ü-
lar, TBMM Başkanı'na verdik-
leri "genel kurulu cuma, cumar-
tesi, pazar ve pazartesi toplan-
tıya çagırma" yetkisini geri aldı-
lar. Genel kuruldaki oylama so-
nucu, Meclis normal çalışma
duzenine döndü.
Bu teklif oylanırken ANAP
grup başkanvekilleri özal'ın ya-
nına gidip milletvekillerini oyla-
ma için genel kurula çağırdılar.
Bunun üzerine Özal'ın bütün
milletvekillerini oylamadan son-
ra kabul edeceği duyuruldu. An-
cak genel kurulun uzaması so-
nucu Özal, Genelkurmay Baş-
kanı'yla yapacağı görüşme ne-
deniyle ANAP'lı milletvekille-
riyle toplantısını iptal ederek sa-
at 17.00'de Cumhurbaşkanlığı
Koşkü'ne döndü.
GOZLEM
UGURMUMCU
Sirenin
6
kontağı' attı
(Baştarafı I. Sayfada)
larındaki kısa devre nedeniyle
"yanlışlıkla" çaldığını söyledi.
Beyoğlu Telefon Müdürü Na-
ci Başçiftçi ise olaydan haber-
dar olmadıklannı belirterek
"Bugunlerde sık sık hatlarda
kontrol yapıyonız. Bu caltşma-
lar sırasında hatlarda bir an-
meydana gelmişse, hatayıza
kısa sürede tespit etmemiz
mümkün degil" dedi.
Körfez'de devam eden sava-
şın gerilimi arttırdığı günlerde,
Şişli ve Okmeydanı'nda ilk kez
siren sesiyle karşılaşan yurttaş-
lar yaşadıklan duyguyu şöyle
anlattılar:
Adnan Sağar (35): Bir siren
sesi duydum. Ama bunun han-
gı amaçla çaldığını bilmediğim
için tedirginlik duydum.
Yüksel Tufan (Florance
Nightingale Hastanesi Baş-
hemşiresi): Siren sesleri birer
dakika ara ile toplam dört da-
kika çaldı. Doğal olarak bura-
da bulunan personel dahil ol-
mak üzere birçok insan duru-
mu bana sordular. Ben de ken-
dilerine korkulacak bir duru-
mun olmadığını söyledim.
Ama burada bulunan hasta zi-
yaretçilerinin hemen hemen
hepsi telefonlara koştular. Da-
ha sonra durumun yanlışlıkla
olduğu anlaşılanca insanlar ra-
hatladı.
Mevlüt Tosun (29): Siren
sesleri ile birlikte bir tedirgin-
lik duydum. İnsanlar birbirine
bakıp hep bir ağızdan aynı şe-
yi düşünüyorlardı. Acaba Sad-
dam'ın füzeleri mi geliyor di-
ye. Ama daha sonra siren ses-
lerinin bir yanlışlık sonucu çal-
dığı duyulunca rahatladım.
Mehmet Şeker (33): Bir an
için durdum ve girebileceğim
bir yer aradım. Çevremdeki in-
sanlar birbirlerine bakıp kaçı-
yorlardı. İşte o anda ölümü is-
ter istemez düşündüm.
Ayşenur Özgüven (23> (Öğ-
renci): Evet bir sesler duldum,
ama bunun bir tatbikat olabi-
leceğini düşündüm. Zaten fü-
zeler buraya kadar gelmeyece-
ği için karamsar düşünmeme
de gerek yok.
LIGHTS
(Baştarafı 1. Sayfada)
'demirbaş <nımi- ı' için de 100 milyon ayrılmış.
' Gaz mask< tle herhalde bu ödenekten ayrılacak pa-
ralarla a>- "*
Bu pa.. **' kişiye gaz maskesi alınabilir?
Denebilir .
— Bütçede a \rma yapılır...
Yapılmasına yapılır, ancak savaşın eşiğimize kadar gel-
dtği günlerde durumumuz budur. Bu ödeneklerte İçişleri Ba-
kanlığı sivil savunma ve seferbertik hizmetlerini nasıl yap-
sın?
Yapılamayacağı için olacak; tabansız millet miyiz' gibi
açıklamalar ve 'cengâver milletiz' edebiyatı ile konu geçiş-
tiriliyor.
'Savaş hali' ilan edilmeden savaşa giriyoruz, "seferberiik"
ilan edilmeden de seferberlik ilan edilmişcesine Güneydo-
ğu'ya doktor, hemşire ve asker gönderiyoruz; NATO'nun
"takviyeli alarmlan" oimadan İnciriik Üssü'nü NATO'nun so-
rumluluk alanları dışındaki bölgeye düzenlenen saldırılar
için kullandırıyoruz.
Seferberlik, devletin başta askeri güç olmak üzere tüm
güç ve kaynaklarının savaş gereksınmelerıni karşılamak için
hazırlanması, toplanması, düzenlenmesi ve kullanılması-
na ilişkin çalışmalardır.
Seferberlikte temel hak ve özgürlüklerin bir kısmı ya da
tümü sınırlanabilir.
Barış dönemlerinde hükümet, seferberlik ve savaş hali
için yapılacak hazırlıkları yapar.
Bu hazırlıklar başladı mı? Ya da başlamış sayılabilir mi?
1983 yılında çıkartılan Seferberlik ve Savaş Hali Yasas?
nın 5/4. maddesi hükümetin yabancı silahlı kuvvetlerin
Türkiye'de bulundurulmasına "Genelkurmay Başkanfnın da
görüşlerini dikkate alarak" karar vereceğini öngörûyor.
Hiç kuşku yok, yabancı askerin Türkiye'de bulundurul-
ması kararı, Genelkurmay Başkanı'nın da görüşü dikkate
alınarak verilmiştir.
Yasanın açık metnine bakarsak, "seferberlik" ya da "sa-
vaş hali" ile ilgili ilk adımlar, "ABD uçaklannın Incirlik Üs-
sü'nde konuşlandınlması" ile atılmıştır, sonucuna varırız.
Anayasada TBMM'ye bu kuvvetlerin "kullanılmaları" ile
ilgili bir yetki verilmemesine karşın, olmayan bir yetki hü-
kümete devredilmiş, hükümetin verdiği bu yetkisiz izinden
sonra ABD uçakları İncirlik'ten kalkıp Kuzey Irak'ı bomba-
lamışlardır.
Böylece savaşa doğru da bir adım atılmıştır
Seferberlik ilan edilir mi?
Edilirse; seferbertik ilan edilir edilmez de komutanlar, Sı-
kıyönetim Yasası'nda yer aian yetkileri kullanmaya başlar-
lar. Sonra da sıkıyönetim ilan edilir.
Seferbertik ve savaş hali ilan edilmeden çatışma başlar-
sa?
O zaman da cumhurbaşkanının başkanlığında toplana-
cak Bakanlar Kurulu, savaşa ve seferberlik ilanına ilişkin
kurallann hangilerinin uygulanacağına karar verir.
Bu karar, TBMM'ye sunulur. Sunulunca da ANAP millet-
vekillerinin oylanyla karar onanır, olur biter!
Pekiyi seferberlik ve sivil savunma giderleri?
Cengâver milletiz, gaz maskesinin ne önemi var? İman
dolu göğsümüze hangi zehirli gaz dolabilir?
Liberal ekonomimizde sivil savunma ödeneklerinden ka-
lan iki yüz-üç yüz milyon ile de Hasan Mutlucan'ın kasetle-
ri Güneydoğu'daki yurttaşlara dağıtılır.
— Bağdafın yolunu Genç Osman aştı; Allah Allah deyip
geçti Genç Osman, vay vay...
Atatürk, "Vuma barış, dünyada banş" demiş, ne önemi
var? Ne önemi var Atatürk "Yurdun esenliği tehlikeye düs-
medikçe savaş bir cinayettir" demişse?
Atatürk döneminde değil, Bushlar döneminde yaşıyoruz;
Bushlar!
Pakistan Başbakanı 24 saat -* •-«•»
Ankara'daydı
Şerifin mesajı
havada kaldı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Türkiye'nin, askeri us-
lerini, Irak'ı bombalayan ABD
savaş uçaklanna açma karannın
resmiyet kazanmasından bu ya-
na Ankara'ya gosterilen Islami
tepki son olarak Pakistan Baş-
bakanı Navaz Şerif tarafından
dile getirildi. Şerif, 24 saati aş-
mayan Ankara ziyareti sırasın-
da, Türk yetkililerce "Daha çok
iç politika kaygılanna yönelik"
diye hitelendirilen 'barışçı
çözüm' mesajları verdi. Ancak
bu mesajlar büyük ölçüde 'ger-
çekçiliklen uzak' bulunurken
ŞeriPin Turkiye'nin muttefikle-
re desteğinin üs kullandırmanın
ötesine geçmemesi yönundeki
dolaylı telkinleri de 'soğuk" kar-
şılandı.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri,
dürj sabah Ankara'dan aynlan
Pakistan Başbakanı Navaz Şe-
rifin gelişini, kendisinden iki
gün önce başkentte temaslar ya-
pan Iran Cumhurbaşkanı Haşe-
mi Rafsancani'nın özel temsil-
cisi Ali Reza Muayyeri'nin ziya-
retiyle aynı çerçevede değerlen-
diriyorlar. Her iki 'Arap olma-
yan İslam ülkesi'nin de Anka-
ra'ya 'savaşın yayılmasını önle-
me yönünde öneriler' getirdik-
leri ve Türkiye'nin tutumunu
'dolaylı ve temkinli' bir biçim-
de eleştirdikleri belirtiliyor.
Türk ve yabancı diplomatik
kaynakiardan edindiğimiz bilgi-
ye göre Navaz Şerifin Ankara
ziyareti konusunda Turk yetki-
lilere ilettiği mesajlar şöyle sıra-
lanıyor:
1-Müslüman ülkelerin birbi-
riyle savasması doğru değil.
Irak'ın Kuveyt'i isgalini kınar-
ken, bir başka Müslüman ülke-
sinin Irak'a saldırması doğru ol-
maz. ABD'ye üsleri kullandıra-
rak verdiğiniz desteğin ötesine
geçmeyin. Kara harekâtında yer
almanız hoş karşılanmaz.
2-Çatışmanın yaygınlaşması
butün İslam âlemine zarar geti-
rir. tsrail'in misilleme yapması
durumunda Arap ülkeleri buna
sessiz kalmayacaklardır. Bu du-
rumda hem Müsiüman ülkelerin
zengin kaynakları hem de bol-
gesel guvenliğimiz tumuyle teh-
likeye düşer.
3-Savaşm uzamasının önlen-
mesi ve barışçı bir çözum için İs-
lam Konferansı Örgütu'nü dev-
reye sokma girişimimiz var. Bu-
na destek verin.
Pakistan Başbakanı'nın gerek
Turk meslektaşı Yıldırım Akbu-
lut'la gerekse Cumhurbaşkanı
Turgut Ozal'la yaptığı görüşme-
lerde vurguladığı bu unsurlar,
Ankara'da 'dikkatle not edildi.'
Turk yetkililer, çatışmanın ya-
yılmaması, Türkiye'nin bir ka-
ra harekâtına girmemesi gibi di-
lekleri 'olumlu' karşıladıklarını
ve gelişmelerin bunu 'zorunlu
kılmayacağını umduklannı' be-
lintiler. Ancak 'üs kullandırma'
konusundaki eleştiri ve uyarılar
konusunda Ankara'nın Navaz
Şerif'e yaptığı açıklama 'BM ve
NATO üyesi olarak sorumlulu-
ğurauzu yerine getirdik. Bu ko-
nuda tutarlı \e kararlı politika-
mızı sürdüreceğiz" biçimindey-
di.
'Irak'a
(Baştarafı 1. Sayfada)
rasında parçalanmış Irak devleti
üzerinde bir Kürt devletinin ku-
rulma girişimi, üçüncüsü ise yi-
ne savaş sonrası bir kaos orta-
mında Irak devletinin başka ül-
kelerin toprak kapma girişimle-
rine hedef olması.
Ancak üst düzey yetkililer şu
anda bir kara harekâtı olasılığı-
nın çok uzak olduğunu, çünkü
Türkiye sınırında mevzilenmiş
Irak kuvvetlerinin 7-8 tumen ve
bir zırhlı tugaydan oluştuğunu,
bunlann da yapılan tespitlere
göre "savunma pozisyonu için-
de bulunduğunu" belirtiyorlar.
Guvenilir siyasal çevreler,
Irak'ın ikinci bir cephe açması-
nın askeri bakımdan asıl cephe
olan Güney'de kendisini çok
zorda bırakacağına işaret ederek
ayrıca "Güneydoğu'nun dağlık
yapısının karadan yapılacak bir
askeri harekâtı çok
sınırlayacağına" dikkat çeki-
yorlar.
Bakanlar Kurulu
Milli Güvenlik Kurulu ve Ba-
kanlar Kurulu bugün, savastaki
son gelişmeleri değerlendirmek
üzere toplanıyor. MGK'nın
14.00'te Cumhurbaşkanı özal
başkanlığında toplanacağı bildi-
rildi. Dün önce 09.00'da başla-
yacağı açıklanan Bakanlar Ku-
rulu toplantısının da MGK top-
lantısı sonrasına erteienr'iği kay-
dedildi.
Bakanlar Kurulu toplantısın-
da, Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu bölgeleriyle Adana'ya gön-
derilmesi kararlaştınlan 5 baka-
nın belirleneceği öğrenildi. Bu
bakanlann bölgelere "moral ge-
zisi"ne çıkacağı kaydedildi.