Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHU 25 OCAK 1991
AIDS'LE SAVAŞIN — AIDS'lilerden oluşan bir gnıp New
York'ta bir televizyon istasyonunun öniınde Araplarla değil
AIDS'l* savaşın' slöganlan ile bir gösteri yaptılar. Gösteri sı-
rasında taşkınlık yapanlan New York polisi gö/altına aldı.
(Fotograf: AP)
THY
dtizenleme
yapacak
ANKARA (UBA) — Türk
HavaYolları yolcu sayısının düş-
mesi nedeniyle seferlerde yeni
düzenlemeler yapacak.
THY'den yapılaa açıklama-
da, Körfez savaşı nedeniyle yol-
cu durumunda beklenenin üze-
rinde düşmeler olduğu belirtile-
rek'' Bu nedenle ticariaçıdanye-
ni tarife önlemlerinin alınma
mecburiyeti kaçınılmaz bale
geldi" denildi.
Ilk aşamada, seferlerin birleş-
tirümesi yoluna başvurulacağına
dikkat çekilen açıklamada, daha
sonra ise altematifi bulunan böl-
gelerdeki seferlerin iptalinegidi-
lebileceği kaydedüdi.
YARALI KAOLA — Avustralya'daki bir hayvanal babçesi-
nin yöneticisi, geçenlerde patlak veren fırtınada başına diişen
taştan yaralanan yedi aylık bebek Kaola'ya bir okaliptus dalı
uzatıyor. Hayvanat bahçesi yetkilileri kiiçiik Kaola'nın hızla
iyileştiğini belirttiter. (Fotograf: Reuter)
Onlisans
sınavlarma
erteleme yok
ANKARA (ANKA) — MiUi
Eğititn Bakanlığı, anaokulu-
anasınıfı öğretmenlerinin önli-
sans sınavlannın ertelenmeyece-
ğini açıkladı.
Bakanlıktan yapılan duyuru-
da, bu konuda bazı tereddütle-
rin doğduğu belirtilerek "Daha
önce belirlenen sınav takvimi
aynen uygulanacaktır" denildi.
Duyuruda bu konuda illere ge-
nelge gönderildiği bildirildi.
Milli EğUim Bakanlığı, sınav-
lara katılacak öğretmenlerin sı-
nav günlerinde maaşlı izinli sa-
yılacaklannı bildirdi. Ankara dı-
şından gelecek öğretmenler sı-
nav günlerinin bir gün öncesi ve
sonrası da maaşlı izinli sayıla-
caklar.
CASUS YÜZÜK — Ünlü mücevherci Chrisöes üginç bir üra-
nünü sergiledi; KGB casus yiizıiğu. Casus yüziiğü Rus altının-
dan yapılmış olup içinde bir kamerası bulunuyor. Martın
14'ünde satışa çıkanlacak olan yüzüğiin fiyatı 3000 pound.
(Fotograf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
Washington: Türkiye'ninkatkısı şimdilik yeterli(Baftarafı I. Sayfada)
Amerikan kuvvetlerinin rahatla-
tılması arzulanabilir. Nitekim
Irak Dışişleri Bakanı T»nk
Ariz'in Türkiye'ye yolladığı
mektupta kuzeydeki Irak birîik-
lerindeki bu "zaafiyetin" yarat-
tığı kaygının Lzlerine rastlaiııyor.
Ancak böyle bir senaryo yürür-
lüğe girse bile Türk kuvvetleri-
nin devreye sokulacağı kuşkulu.
Hatta Amerika, bu konuda
Irak, Türkiye'ye tsrail'e attığı
türdcn psikolojik baskı yarat-
mak dışında askeri önemi bu-
lunmayan füze atsa bile Türki-
ye'nin bunu "absorbe etmesi için
eliaden gclen çabayı
harcayacağı" umudunda. Bu
yüzden Türkiye'nin şimdilik ro-
lünün en azından Amerika'nın
gözünde "sonuna kadar lojistik
destek" ve "sınırdaki askeri gü-
cüati arttunnak" biçiminde siv-
rildiği anlasılıyor. Bu taleplerde-
ki incelikler şöyle sıralanabıür:
1) ABD ile Türkiye arasmda
şu ana kadar üs kullanımı ko-
nusunda yapılan görüşmelerde
taleplerin "kademeli" olarak
geldiği aniaşılıyor. Yani örneğin
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker, savaştan önceki son
Türkiye seyahatinden lojistik
destek için "tam rahatlamış"
olarak donüyor, ama "ötesi"
konusunda zamana yayılan bir
yanıt alıyor. Yani kararlar "on
the spot" (anında) ahmyor, ge-
lecek için bir taahhütte bulunul-
muyor, ama diğer yandan da
Baker, yakın çevresindeki gaze-
teci grubuna "ötesi" konusun-
da da Çankaya'ya güvendiği iz-
lenimini uyandıracak biçimde
konuşuyor.
Baker'ın havasından Ameri-
ka'mn ihtiyacı olduğu zaman
Türkiye'nin buna olumlu baka-
cağı gibi bir sonuç çıkıyor. Şu
ana kadar Baker'ın bu rahatlı-
ğa sahip olmasının kendisine
bazı güvenceler verilmesinden
kaynaklandığını kanıtlamakta
güçlük çektik. Ancak Baker'ın
bu rahatkğırun, "özal'ın şu ana
kadar yaptıklannın, bondan
sonra yapacaklannın göstergesi
obnasından" kaynaklanıyor ola-
bileceği yönünde bazı işaretler
bulunuyor.
2) Üs kullandırüması konu-
sundaki ikinci önemli nokta şu:
Türkiye'nin bu yönde karar al-
mış olması, konuyu otomatik
olarak Türkiye'nin
"kontrolüne" sokuyor. Yani
Türkiye izni vermeye veriyor,
ama izni veren makam olarak
da gelişmeleri "kontrol" etme
şansına sahip oluyor. Eğer
Türkiye izni vermese Amerika
bu üsleri kullanabilir miydi?
Bir görüşe göre savaşta bıçak
kemiğe dayandığı zaman Ame-
rika, Türkiye'deki üsleri bir şe-
kilde kullarunaıun yolunu bu-
lurdu. Ancak iş o aşamaya gel-
diğinde de inisiyatif Amerika'-
ya kaptırılabüirdi. Oysa şu an-
daki kontrollü kullandırma,
hem inisiyatifın Türkiye"de ol-
masını sağlıyor hem de Ameri-
ka'mn TürkiyeMen üsler konu-
sunda talep edip de aldığı her
şey için önümüzdeki SEİA gö-
rüşmelerinde serbest ticaret an-
laşması müzakerelerinde ABD-
nin karşısına çıkarılmak üzere
Türkiye'nin hanesindeki artı işa-
retlerinin sayısını kabartıyor.
Amerikan yönetimi bundan
habersiz değil, "Eğer Babhyız
diyorsanu üsleri kullandırına-
manız zaten mümkiin değildi,
ama şimdi sanki biz istedik, siz
de bizi kırmamıssınız gibi oldu.
Günii geldiğinde bunu karşımı-
za çıkaracaksınız ve her verdigi-
niz için OD isteyeceksiniz. Biz
bunu bilmiyor degiliz, ama dip-
lomaside bu yoüar •onuldir.
Öroegin İsrail de Irak'a saaki bi-
zi kırmamak için saldırmıyor
görünüyor. Oysa asunda kendisi
de saldırmak istemiyor, çünkü
bu işi bizden daba iyi yapacagı-
na inanmıyor. Ama bizim söztt-
miizü dinlediği için saldırmıyor
gibi davranarak karşdığında
Amerika'dan bazı şeyler kopar-
mak istiyor. Nitekim karşımıza
13 nülyar dolariık fatura daya-
dı. Bunlar diplomaside
meşnıdur" de'niliyor.
3) Amerika'mn talepleri üs
kullandırmanın ne kadar
"ötesine" geçebiür? Her şeyden
önce Türkiye üsleri "lojistik"
açıdan sonuna kadar kullandır-
mak niyetinde. Ancak bızzat
Türk uçaklannın da operasyo-
•na dahil olması yönünde bir ni-
yet'görünmüyor. Eğer Amerika
daha fazla katkı için üstelerse
Türkiye'nin sınırdaki askeri güç-
lerinin sayısını üçte bir oranm-
da arttıracağı ve bununla önemli
sayıda Irak gücünü
"sabitleştirecegi" ortaya çıkıyor.
Ancak savaşın gidişatı Amerika
açıstndan çok olumsuz olup da
Amerika sınır ötesi için bazı di-
leklerle ortaya çıkarsa, o zaman
Türkiye'nin tavnnın şöyle olaca-
ğı anlaşıhyor:
'•Türkiye'nin bu işe daha fazla
girmesi Amerika'uD da çıkarla-
nna değil, çunktt İran ve Suriye
seyirci kalmaz, onlar da girer.
Durum kontrolden çıkar"
Türkiye bu görüşünü Ameri-
kan yönetimine iletti mi?
Her şeyden önce Türkiye'den
henüz bu konuda resmen bir şey
istenmiyorken Türkiye'nin orta-
ya çıkıp bu yönde göriiş belirt-
mesi uygun değil. Bu yüzden
Türkiye'nin şu ana kadar yaptı-
ğı, yönetimin kulağına kar suyu
kaçırmaktan öteye geçmedi. Bu
da doğnıdan değil, yönetime ya-
kın bazı aracüar eliyle ve eğer bu
aracılar bu konuda sorular yö-
neltmişse yapıldı. Peki yöneti-
min bu konudaki havası nedir?
Türkiye'nin bu yaklaşımı, yöne-
timin üst duzeyinde "makul"
bulunuyor, ama alt kademeler-
de ve Kongre'de farklı sesler var.
4) Üs kullandırüması konusu-
nun teknik açıdan bazı incelik-
leri bulunuyor. Her şeyden ön-
ce bu üsler SEÎA çerçevesinde
kullanıhnıyor, çünkü SEİA
"alan dışı" konuları kapsamı-
yor. öte yandan Türkiye ile
Amerika arasmda üs kullandır-
mak için yeni bir yazılı anlaşma
da bulunmuyor. Kullandırma-
nın büyük ölçüde karşıhklı gü-
vene dayandırıldığı, yazılı olarak
da bir "mektup teatisinin" ger-
çekleştiği aniaşılıyor. Aynca iki
ulke genelkurmayı arasmda da
mektup teatisinin söz konusu
olabileceğine dikkat çekiliyor.
Yani üslerin kullandınlmasının
yasal açıdan SEİA ve NATO'ya
değil, BM Güvenlik Konseyi ka-
rarının üç nolu maddesine da-
yandınldığı aniaşılıyor. Dolayı-
sıyla ortada "Amerika üs kulla-
nacak, bunun karşılığında da
Türkiye'ye şunu verecek" gibi
bağlayıcı bir anlaşma bulunmu-
yor.
5) Anlaşma olmasa bile Ame-
rika'mn Türkiye'ye verdiği mek-
tupta, Us kullandırma ile irtibat-
lamadan Türkiye'nin gereksin-
melerine sıcak bakılacağı vurgu-
lamyor. Bu yönde de bazı çalış-
malar gerçekten var.
Türkiye'nin Washington Bü-
yukelçisi Nttzhet Kandemir, son
iki gün içinde güvenlik işlerin-
den sorumlu ABD Savunma Ba-
kan Yardımcısı Stephen Hadley
ile siyasi işlerden sorumlu ABD
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ro-
bert Kimmit ile birer görüşme
yaptı. Ancak Ankara'da üst dü-
zey çevrelerin üs kullandırmanın
yukanda sözü edilen çalışmalar-
dan daha geniş bir alanda Tür-
kiye'ye yarar sağlayacağı duşün-
cesine dayanarak bu kararı al-
dıklan aniaşılıyor. Geçen gün-
lerde Türkiye'de Cumhurbaşka-
nı Turgui Özal ile de görüşen es-
ki ABD Savunma Bakan Yar-
dımcısı Rkhard Perle, önceki
gün bir TV programında,
"Tvrldye'nin bu savaştan sonra
OrtadogVnnn süper giicü ola-
rak sivrilecegini ve bunun Batı
tarafından kabul edileceğini"
söyledi. Perle'nin bu analizi söz
konusu perspektif hakkında bir
fikir veriyor.
Washington'da sadece Perle
değil, hemen hemen tüm Türki-
ye gözlemcileri, Cumhurbaşka-
m Ozal'ın attığı son adımlardan
sonra Türkiye'nin dış politikada
eski çizgisine dönüşünün güç
olacağmda birleşiyor. Amerika,
özal'a sadece Türkiye açısından
değil, bugüne kadar Körfez pet-
rolünü korumaya isteksiz dav-
ranmış Avrupa'yı, özellikle Al-
manya'yı yeni bir noktaya getir-
miş olması açısından da minnet-
tar. Türkiye bu kapsamda âde-
ta Truva atı rolü oynadı. Bu ytiz-
deu Amerikan vaatlerinin ardı
arkası kesilmiyor. Ancak bir an-
laşmayla belgelenmerriş olan
vaatlerin ne ölçüde gerçekleşe-
ceğini şimdiden kestirmek güç.
Eski cumhurbaşkanlarından
Kenan Evren, Amerika ile iliş-
kilerde yazıya dökülmemiş taah-
hütlerin sakıncalanna dikkat
çekmişti. Evren, bu konuda hay-
li deneyime sahip bulunuyor.
Türk Dışişleri değerlendiriyor: Irak füze ataeak mı?
(Baştarafı i. Sayfada)
tutumları nedeniyle
"olanaksızlaşması" durumunda,
Türkiye'ye saldırmayı göze ala-
bileceği de ifade ediliyor.
Irak yönetiminin "üçiincü
adamı" ve en üst düzeyli Hıris-
tiyan yetkilisi olarak da tanınan
Tarık Aziz'in dün Irak'ın Am-
man Büyükelçiliği aracıhğıyla
Türkiye'ye ilettiği mesajın tam
metninin Bağdat Radyosu'nca
duyurulması, Dışişleri Bakanlı-
ğı çevrelerinde rahatsızhk yarat-
tı. Radyonun yaymı üzerine me-
sajın içeriğini doğrulayan Türk
yetkililer ilk değerlendirmelerin-
de, "Irak sert bir uyanda bulu-
nuyor, bunu da tüm dünyaya
ilan ederek Türkiye'yi tavnndan
vazgeçirmeye çahşıvor. Tehdidin
ciddi olup olmadığım zaman
gösterecek" ifadesini kullandı-
lar. Ancak Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal, ANAP hükümeti, as-
keri yetkililer ve Dışişleri Bakan-
lığı çevreleıinin değerlendirme-
lerinin, "Irak'm Türkiye'ye sal-
dırmasının hangi koşullar altın-
da beklenebileceği" unsuru çer-
çevesinde yoğunlaştığı belirtildi.
Cumhuriyet muhabirinin Ta-
nk Aziz'in mesajma ilişkin ha-
zırlık ve değerlendirme çalışma-
sında yer alan bir üst düzey yet-
kilkien çdindjği -bilgiye götts,
Irak'ın Türkiye'ye saldırmayaca-
ğı yönundeki görüş şu gerekçe-
lere dayandınlıyor:
— Irak Türkiye'ye saldınrsa
karadan da ikinci cephe açılması
tehlikesiyle karşılaşacak. Bağdat
yönetimi ise kuzeye daha fazla
kara birliği kaydırmak is-
temiyor.
— Türkiye'ye saldırı kara cep-
hesinin açılmasma neden verme-
se bile NATO'nun otomaukman
devreye girmesi anlamına gele-
cek. Bu durumda iş, BM çerçe-
vesi dışına çıkarak NATO üyesi
ulkelerin yeni ve gelişmiş bir gü-
cü bölgeye yollaması sonucunu
verebilir.
Bu değerlendirmeyi yapan
yetkililer, Tarık Aziz'in mesajı-
nın "uzun süredir Turkiye'nin
tutumuna tepkisiz kalan lrak-
ın verebileceği tek mesaj" oldu-
ğunu da belirüyorlar. Bu görü-
şe göre, Bağdat yönetiminin İn-
cirlik Üssü'nün kullanıldığı
"tartışmasız bir gerçek" niteli-
ği kazandıktan sonra Ankara-
ya "daha ılımlı" bir mesaj gon-
dermesi mümkun değildi.
lrak'ıs "senucfet kesmlikie
yenileceği" görüsunü taşıyan
Türk yetkilileri, bir füze saldı-
nsı olasılığını da "tümüyle göz-
den uzak" tutmuyorlar. Böyie
bir saldırının özellikle Irak'ın
"yenilmemek için tek şans ola-
rak savaşı bölgeye yaymak ve ye-
ni mullefikler kazanmak yolu-
nu görmesi durumunda" gunde-
me gelebileceği belirtiliyor.
Türkiye'ye bir saldırı yapıtması
durumunda, İsrail'in izlediği
"karşılık vermeme" politikası-
nın benimsenmesi ise "pek
mümkun" görünmuyor. Bu du-
rumda, Türkiye'nin NATO'nun
devreye girmesinden sonra bir
NATO gucunün parçası olarak
hareket edeceği, böylece "sınır-
lı misilleme" yoluna gideceği be-
lirtiliyor. Irak'a verilecek karşı-
lığın kuzeyden açılacak bir ka-
ra cephesi dışındaki biçimlerinin
de gözönune alınacağı ifade
ediliyor.
Yetkililer, Irak'ın Türkiye'ye
saldırmasının şu koşullar kapsa-
mında gerçekteşebileceğini belir-
tiyorlar:
• Suriye \e İran, Irak'ın top-
rot bütânluğu konusunda çok
titiz. Türkiye'nin ikinci bir cep-
he açması durumunda onlar da
devreye girebilirler. Böyle olur-
sa, Arapların Irak'ı destekleme-
leri bile gündeme gelebilir. Sad-
dam Hüseyin karadan cephe
açılmasının yaratacağı kanşıkh-
ğın Türkiye'yi durduracağından
emin olursa saldırabilir.
• Saddam Huseyin hiçbir ka-
zanma şansı kalmadığını hisset-
tiği anda, halkına "Bize düsman
olan herkesi cezalandınyorum"
mesajı vererek hareket edebilir.
Bu durumda da saldırı günde-
me gelsr.
Genel değerlendirme ve
yanıt
Tarık Aziz'in mesajma Dışiş-
leri Bakanı Kurtcebe Alptemo-
çin tarafından nasıl bir yanıt ve-
rileceği dün öğle saatlerinde he-
nüz kesinleşmemişti. Alptemo-
çin bu konudaki bir soruya "İl-
gili olan herkes değerlendiriyor.
Bir degerlendirelim ondan son-
ra konuşuruz" karşıhğını verdi.
Ancak Dışişleri Bakanlığı kay-
nakları, bakanm bir yanıt mesajı
hazırlaması durumunda, bunun
ana unsurunu, Türkiye'nin BM
Güvenlik Konseyi kararlarını
uygulamaktan başka bir girişim-
de bulunmadığı görüşünün
oluşturacağını dile getirdiler.
Çankaya Köşkü'ne yakın bir
kaynak ise mesaja ilişkin genel
değerlendirmenin üç noktada
toplandığını açıkladı:
1) Irak beklenen tepkisini gös-
terdi. Türkiye'yi tehdit etti.
2) Bağdat yönetimi tehdit yo-
luyla Türkiye'yi üslerini kullan-
dırmaktan vazgeçirmeye, en
azından ABD ucaklannın etkin-
liğini sımrlamaya zorlamak iste-
di. Bu yönde bir adım atıl-
mayacak.
3) Irak Türkiye'ye saldınrsa
açılacak kara cephesinden çe-
kindiği için askeri girişim yap-
mıyor, ancak Suriye ve İran'ın
tutumlarını da gözönünde tuta-
rak bu riski alacağı bir noktaya
gelebilir.
Körfez savaşı: Kuveyt'e ait Kurah Adası ele geçti
(Baftarafı 1. Sayfada)
huriyet Muhafızları'na yönelik
saldınlarmın başanlı olduğunu
açıkladı.
Müttefik kuvvetler tarafından
ele geçirilen Kuveyt'e ait Kurah
Adası, Irak'ın 2 ağustosta Ku-
veyt'i işgalinden bu yana geri alı-
nan ilk Kuveyt toprağı oldu.
BBC, müttefik kuvvetlerin ele
geçirdikleri adaya Kuveyt bayra-
ğı diktiklerini haber verdi.
Müttefik kuvvetlerin Kuveyt
açıklannda küçük bir adayı ele
geçirdiği haberleriyle ilgili ola-
rak Amerikalı Albay Phil La-
combe, Riyad'da yaptığı açıkla-
mada, Kurah Adası'ndan açılan
ateşle başlayan çatışmada, 29
Irak askerinin tutsak alındığuu,
3'ünün de öldüniklüğunü söyle-
di. Lacombe'a göre, olay şöyle
gelişti:
USS Kurts gemisinden kalkan
ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait
A-6 helikopterleri, dün Irak'a ait
iki mayın tarama gemisinden bi-
rini batırdı. Denize düşen 22
Iraklı asker, helikopterlerle çe-
kilerek tutsak alındı. Diğer ge-
mi, mayına çarpıp battı. Bunun
üzerine, Kuveyt'e ait Kurah
Adası'ndan helikopterlere ateş
açıldı. Helikopterlerin karşılık
vermesi üzerine çatışma çıktı.
Suudi Arabistan-Kuveyt sımnn-
dan 22 deniz mili doğuda, 18 de-
niz mili kuzeyde meydana gelen
çatışmada üç Irak askeri öldü.
22 kişi dahil, 51 kişi esir alındı.
Laeombe, adanın şu anda ki-
min elinde olduğu yolundaki so-
rulara karşılık, "Buna şimdilik
cevap veremem" dedi.
BBC Televizyonu ise, mütte-
fik kuvvetlerin adayı ele geçir-
diğjni ve adanın Irak tarafından
donanma üssü olarak kullaml-
dığmı bildirdi. BBC, ada yakın-
lanndaki çatışmada üç Irak ge-
misinin batınldığım kaydetti.
Beyaz Saray
ABD yönetimi dün Körfez sa-
vaşınm ne zaman sona ereceği-
ni kesin olarak bümediğini ve
savaşın aylarca sürebileceğini
açıklayarak, kamuoyundan sa-
vaşın kısa olmayacağının ve ka-
yıp vermeden bitirilemeyeceğini
kabul etmesini istedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Marlin
Fitzıvater, "Yönetim içinde sa-
vaşın bitiş tarihi konusunda ke-
sin bir görüşe vanlabilecegini
sannuyorum. Ancak ayiaraca
sürebileceğini söyleyebilirim"
dedi.
AA'nın haberine göre Irak sa-
vaş uçaklannın Körfez'deki
müttefik kuvvetlere ait savaş ge-
milerine saldırdığı, ancak uçak-
ların düşürulduğü bildirildi. In-
giliz Yayın Kurumu BBC'nin
muhabiri, iki Irak savaş uçağın-
da 'mublemelen' Fransız yapımı
Exocet fuzesinin bulunduğunu
bildirdi. Irak savaş uçaklannın,
füze saldınsını gerçekleştireme-
den devriye görevini yapan bir
Suudi savaş uçağı tarafından
düşurüldüğü açıklandı.
Müttefik kuvvetlere ait uçak-
larm, dün sabah, Irak'm güney-
doğusunda bazı kentleri bomba-
ladıkları bildirildi.'
İran Haber Ajansı İRNA,
müttefik uçaklannın dün TSİ
05.30 ve 07.45 sulannda tran sı-
nırına yakın Basra'yı iki kez
bombaladıklarını duyurdu.
Görgü tamkianna dayanan tran
ajansı, Basra bombardımanına
çok sayıda uçağın katıldığını
kaydetti. CNN televizyonu da
Incirlik'teki hava kuvvetlerinin
dün Bağdat'ı da bombaladıkla-
nm duyurdu.
İRNA, Basra'ya 40 km mesa-
fedeki Hürremşehr'in de bom-
balandıgını ve Irak uçaksavarla-
nnın seslerinin sımnn İran tara-
fından duyulduğunu bildirdi.
Körfez savaşında Fransız
uçaklan, dün ilk kez Irak'taki
askeri hedefleri bombaladılar.
Paris'te askeri kaynaklardan
öğrenildiğine göre, Fransız pilot-
lar, Irak'm Kuveyt sınırı yakm-
larındaki Cumhuriyet Muhafız-
lannın mekanize birliklerini he-
def seçtiler.
Kayıplar
Irak, müttefik kuvvetlere ait
üç "bava bedefini" düşürdüğü-
nü bildirdi. "Hava hedefi" ifa-
desini Irak, füze ya da uçak an-
lamında kullanıyor. Bağdat
Radyosu'nda yayımlanan Irak
askeri bildirisinde, üç hedefin ne
zaman düşürüldüğü konusunda
aynntı verilmedi. Bildiride, Irak
birliklerinin müttefik kuvvetle-
re ait toplam 172 uçağı ve çok
sayıda Cruise füzesini düşür-
dükleri öne sürüldü.
Ingiltere Savunma Bakanı
Tom King, Körfez savaşında, İn-
giltere'nin bir Tornado savaş
uçağı daha kaybettiğini belirte-
rek, bölgeye daha fazla savaş
uçağı gönderileceğini söyledi.
Bu arada ABD'nin de dün Irak'-
ta bir F-16 uçağımn düştüğü bil-
dirildi.
ABD'nin Suudi Arabistan'da-
ki askeri sözcüsü Albay Greg
Pepin, ABD'nin şu anda Kör-
fez'de kara kuvvetlerinden 260
bin, deniz kuvvetlerinden 75
bin, deniz piyadesi olarak 90 bin
ve hava kuvvetlerinden 50 bin
olmak üzere toplam 475 bin as-
keri bulunduğunu kaydetti. Al-
bay Pepin, diğer müttefik ülke-
lerin de toplam 200 bin askeri
bulunduğunu bildirdi.
Greg Pepin, Irak'a düzenle-
nen bir hava saldınsında yeral-
tında saklanmış üç adet Sovyet
yapımı "Badger" ağır bombar-
dıman uçağının yerinin beürlen-
diğini ve imha edildiğini söyle-
di.
Bu arada ABD Savunma Ba-
kanlığı, müttefik kuvvetlerin
Irak'ın Elit Cumhuriyet Muha-
fızlan'na yönelik saldınlarmın
başanlı olduğunu bildirdi. Ba-
kanlıkta düzenlenen brifingde
konuşan General Martin Brand-
tner, "Elimizdeki göstergeler,
bombardtmanlann başanlı ol-
duğunu gosteriyor" dedi.
Irak lideri Saddam Hüseyin,
dün Suudi Arabistan sınınnda-
ki birliklerini denetledi. Saddam
Hüseyin, savaşı kazanacaklan-
nı belirterek
4i
Şn ana kadarki
hava saldınlannda ABD ve mut-
tefıkleri, ancak 90 askerimizi öl-
dürebildi. ABD ve mutlefikleri.
kara savasmdan korkuyorlar"
dedi.
İngiltere Başbakanı John Ma-
jor, Irak, Kuveyt'ten çekildiği
takdirde Körfez'de kara savaşın-
dan kaçmmamn hâlâ mümkun
olabileceğjni bildirdi. Avam Ka-
marası'ndan konuşan Major,
kara savaşının, hava saldınlan
Irak ordusunu zayıflattıktan
sonra başlayabilecegini de söy-
ledi.
Uydu fotoğraflan
Irak'ın elinde
Almanya'da yayımlanan
"Aagsburger /Ulgemeine" gaze-
tesi, Irak ordusunun elinde,
Amerikan uydulannca çekilmiş
ve Irak topraklannı en ince ay-
nntılaruıa kadar gösteren fotoğ-
rafiann bulunduğunu öne sür-
dü. Gazete, Irak'ın, bu fotoğraf-
lar sayesinde, askeri hedeflerini
en iyi biçimde kamufle ettiğini
ve müttefik hava kuvvetlerinin,
Irak ve Kuveyt'teki askeri hedef-
leri saptamakta çektikleri güçlü-
ğün buradan kaynaklandığını
kaydetti. Gazete, haber kayna-
ğını belirtmeksizin, Irak'ın yıl-
lardır, "Eosat" adlı Amerikan
firmasmdan büyûk paralar kar-
şılığında bu uydu fotoğraflarını
aldığım savundu.'
ABD Savunma Bakanlığı'nın
(Pentagon), Irak'ın Scud füzele-
rine yerleştirebileceği kimyasal
başlıklan etkisiz kılması için yo-
ğun araştırmalara girdiği haber
verildt.
İsrail bölgesel
banşa hazır
İsrail'in VVashington Büyükd-
çisi Zalman Şoval, Tel Aviv'in
Körfez savaşımn sona ennesinin
ardından bölgesel silah indirimi
çabalarında ve Filistinlilerle ye-
ni barış görüşmeleri girişimle-
rinde yer almaya hazır olduğu-
nu söyledi. VVashington'daki
Ulusal Basın Kulübü'nde konu-
şan Şoval, savaş sonrasında Or-
tadoğu'da istikrann sağlanabil-
mesi için Saddam Hüseyin'in
"kesinlikle ve tümüyle" mağhıp
edilmesi gerektiğini belirtti.
AA'nın haberine göre Fransa
Dışişleri Bakanı Roland Dumas
ile İngiliz meslektaşı Douglas
Hurd de dün Paris'te bir araya
gelerek, Körfez savasmdan son-
ra Ortadoğu konusunda ulusla-
rarası konferans toplanması ola-
nağını ele aldılar.
Kürt liderleri
AFP'nin haberine göre Kür-
distan UlusaJ Kurtuluş Cephesi
Sözcüsü Mahmut Ateş, Brük-
sel'de yaptığı açıklamada, Tür-
kiye'den kalkan ABD uçaklan-
nın Kuzey Irak'ta, Türk uçakla-
nnın da Güneydoğu bölgesinde
Kürtleri bombaladığını iddia et-
ti.Kürdistan Cephesi Sözcüsü
Celal Talabani de V/ashington
Post gazetesine yaptığı açıkla-
mada, Batı ülkelerinin, Irak ile
olan boru hattının kapatılması
ve Amerikan uçaklanna üsleri
açması nedeniyle Türkiye'yi
memnun etmeye çahştıklannı,
bu nedenle Kürt liderlerini des-
teklemediklerini söyledi.
İran ve Suriye'nin
Irak'a çağnsı
Suriye ve tran, Irak'ın, asker-
lerini en kısa zamanda Kuveyt1
ten çekmesi çağnsmda bulundu-
lar. İran ve Suriye devlet başka-
nı yardımcıları arasında İah-
ran'daki görüşmeden sonra ya-
pılan ortak açıklamada, ulusla-
rarası sımrlara saygı duyutaıası
ve Irak'm parçalanması gibi bir
girişimde bulunulmaması gerek-
tiği konusunda göriişbirliğine
vanldığı kaydedüdi.
öte yandan, İran Dışişleri Ba-
kan Yardımcısı Mahmut Vaea
ülkesinin Irak ile müttefik güç-
ler arasındaki savaşta tarafsız
kalacağını bir kez daha tekrar-
ladı.
Bu arada SSCB Savunma Ba-
kanhğı dün bir açıklamayla,
Körfez savaşında SSCB'nin
Irak'a çeşitli şekilde destek sağ-
ladığı yolundaki tüm haberleri
yalanladı.
Japonya'ya tehdit
Irak'ın Japonya Büyükelçisi
Raşid El Rifai, Japonya'mn ken-
dilerine karşı savaşan müttefik
kuvvetlere toplam 9 milyar do-
lar yardım etmesinin Japonya'-
yı Irak'ın düşmam haline getir-
diğini belirterek mültecileri taşı-
mak için bile olsa bölgeye gele-
cek Japon askeri uçaklannı dü-
şüreceklerini söyledi.
BAŞKENTTEN AHMET TAN
Özal'dan *özer
izlenimler...ANKARA — Heyecan için-
de dün Çankaya Köşkü'ne çık-
tık. Cumhurbaşkanı, basına
"özd savaş bügUeri" verecek-
ti. Çagnda bu bilgilerin "yazü-
mamak üzere verilecefi" bildi-
rilmişti. Cumhurbaşkam'nın
söyleyecekleri "sıcak haber"
haiine getirilmeyecekti. Ozal'ın
anlatacaklan, "gazetecinin
özel kültürünü" arttırmak
içindi.
Heyecan biraz da, Ozal'ın
basına ne ölçüde güvendiğini
görecek olmaktan kaynakla-
nıyordu.
Aynca Irak'ın, Tank Aziz
afzından önceki aksam Anka-
ra'ya gönderdigi "füze gibi
mesaj" da Çankaya ziyaretinin
heyecanını arttırmıştı.
Kösk'ün nizamiyesinde ilk
kez göriikn bir önkmle karst-
laştık.
Bu gazetecileri havaym sok-
mak için miydi, yoksa bir ih-
bar mı alınmıştı?
Cumhurbaşkanlığı'nca ad-
lan belirtilerek çagnlmıs olan
gazete yöaetkileri ve yazarla-
ru özel arabalan deaieümden
geciriliyonlu.
Motor kapatlan açılıyor,
bagajlannın içi araıuyor, ucu-
n* büyük aynalar takdmış so-
polarla otolann altı taranıyor-
du. Otomobilleri armma tara-
madan geçmiş ve yakalanna
"ziyaretçi karn" takdnus gaze-
teciler olarak, karia kaph bah-
çenin yollanndan geçip Köşk-
fln büyük sajonuna ahndık.
Birazdan Özal belirdi. Bir
yetkili de kara kaplı, çok ka-
un iki dosya geürdi. Bu dosya-
lann Körfez krizi konusunda
lehte-aleyhte yazılan koşe yazı-
faui olduğunu, daha sonra biz-
zat Cumhurbaşkanı açıkladı.
Çiceklerle çevrili ynksekçe
bir zemine oturtulmug masa-
»mn başına geçti.
Bir iki selam-kelam cimle-
sfaıden sonra, krizin patlak ver-
mesinin ardından, 18 Ağustos
günü, yine burada aynı gaze-
tecilere yaptığı "özel toplantı-
'nın kitap haline getirilmiş
notiarını okumaya başladı.
Özal, o günden bu yana ge-
çen tüm olaylann kendisini na-
sıl doğruladığını kanıtlamak
istiyordu.
Bu işlem tam 40 dakika
sördü.
Sonra da "Bunu dağıtaca-
gım, sonra okursunuz" dJyerek
"bugünlere" geldi.
"Bugünler" için söyledikle-
rini okurlanmızın merakına
hönnetsizlik pahasına es ge-
cecegiz.
Çünkü, verdiği bilgiler "ki-
şiye özel"di.
"Böyle bir dönemde, kişiye
özd bilgi ne demek?" diye so-
nılabilir.
Ancak, bu sorunun muha-
Ubı, bügiyi alan değU, bilgiyi
veren makam obnah. Yurttas-
lanmız bu soruyu, Çankaya
Köşkü'nün rehberde mevcut
tekfonundan Özal'a yöneltebi-
lirier.
Bire yirmi!
Dankü "özel savaş bügisi"
davetinde dikkati çeken birkaç
nokta var
1- Verilen bilgilerin çogunn
yabancı televizyonlara yapılan
genel açıkhunalar oluşturuyor.
Bunu bizzat Özal, son müla-
katuun videosunu sevrettirerek
gösterdi.
2- Tuzlu ve kunı pastalar ile
filtreli sütiükabve servisi mü-
kemmeldi.
3- 2 Ağustos'tan bu yana iz-
lediği politikanın yerindetigin-
den çok emin olan Özal, bir
koyup üç alma sozunu soyle-
medigini, "Bu işin sonunda bir
koyup on-yinni alacağu" de-
dtğiaiaktardı.
4- Özal dün dolaylı olarak,
yalnız Bush'un telefonlanna
degil, vatandaşın telefonlanna
da çıküğını söyledi. Bu, danıs-
man çevresini savaş hali nede-
ni ile genislettigini ortaya
koyuyor.
5- Toplanüdan sonra özal,
kimin tarafından hazırlandığı
beffli olmayan yemek tarifine
benzer bir metin dağıttırdı.
Bu metin, basının uyması
gerekli kurallan içeriyordu.
Gazeteciler, atlatma özel savaş
baberi beklerken, eUerine tu-
tuşturvlaa bu kâğıtlan katla-
yıp Çankaya'dan indiler. Son-
radaa ögrenildj ki, Türk Ceza
Kanunu'nun 136 ve 137. mad-
deieri, bu Urife uymadan ha-
ber yapanlann 10 yıla kadar
hapsini öogöriiyonnuş.
Dünkü Çankaya daveti bir
seyi daha ortaya koydu.
Özal, köse yazarlannın kriz
ve savasla ilgili her yazdığını
bilgisayariarda ve dosyalarda
suuflandınyor.
Bunun nedenini Cumbur-
baskanı, berhalde evsahibi in-
celiğine uymayacağı için açık-
lamadı.
Acaba bu dosyalar, Ueride
iddianameye mi dönüşecekti?
Bn sorunun yanıtı, toplan-
tının biüminde, dolaylı olarak
Sözcü Kaya Toperi'den geldi:
"Dosyalarda Saddam'ın
yağdanlıklannın yazdıklan
var..."
Bunlar, Özal'ın siyasetini ye-
terince benimsemeyen ya-
zariardı...
Savaşanülkelerde
basına kısıüama
NEW YORK (UBA) — Sava-
şa doğrudan katılan ülkelerde
basın mensuplan, savaş şartlan
nedeniyle uyarıldı. Uyanda,
"Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi'nin kararlanna uygun
olarak Irak'a karşı harekete geç-
miş bulunan çokuluslu güçlerin
güvetüiğinin korunması, harekâ-
tın başansımn sekteye uğratıl-
ması" için uymalan gereken hu-
suslar kaydedildi. Basın men-
suplannın azami dikkat göster-
mesi istenen hususlar şunlar:
"1—Birliklerin sayısal ve iş-
levsd nitelikleri. savaş kaabili-
yetleri, uçaklan ve silah sistem-
leri, yer destek ve lojistik mal-
zeme ve imkânlan (top batarya-
lan, tanklar, radarlar, füzeler,
kamyonlar vs. gibi), yakıt ve
mubimmat gibi harekâta katılan
birliklere sevki öngörülen im-
kânlara ilişkin bilgilerin aktanl-
ması sırasında harekâta katılan
birimleri genel mahiyetteki ta-
birierie anılabileceklerdir. Bun-
lar "Birlik, batarya, görev
kuvveti" gibi tabirler olabilir.
Büyüklükleri ve sayılanna iliş-
kin tanımlamalar için ise "bü-
yük", "küçük", "btrçok" gibi ta-
birler kullanıUbilir.
2- Bilgi aktarımı. fotograf ve
görünlü yansıtılması, söz konu-
su edilen birliklerin konumu,
konuşlandınlmış bulunduklan
mahalkler ve tesisler ile bu bir-
Hklerin seviye ve kapasiteleri açı-
ğa vurulmamalıdır. Konumlar,
genel olarak "bolge, deniz, yö-
re, güney-doğu. ortak tesis" gi-
bi tabüierie anüabilirier.
3- Ülkemizin ve dost birlikle-
rin kuvvet intikaHeri, taktik ko-
nuslandıntanalanna ilişkin bilgi-
ler operasyonlann ve birlik men-
suplannın can güvenliklerini
tehlikeye atabfleceginden bu bil-
giler hakkında haber geçilme-
mesi uygun olacaktır. Bu sımr-
lamaya birliklerin isimleri, hare-
kâün adı gibi tanımlamalar da
dahüdir.
4- Göreve katdan uçaklann ti-
pi, havalandıgı veya indigi alan-
lar hakkındaki bilgilerin veril-
memesi gerekmektedir.
5- Kayıp ve düsürülmüş bir
uçağın tanımlanmasına ilişkin
verilere (tipi. ismi, no'su) ve
bunlann arama ve kurtanna
operasyonlanna iüşkin bilgilere
yer verilmemesi gerekir."
AFRODIT
EVLENDİRME BÜROSU
YASAL BİLİMSEL CtDDİ
144 96 20