28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYgT/2 -ı- OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 22 OCAK Iletişiııı Tekııolojileri m Eğitim siyasamız, Venüiklersunamlerişim teknolojılennin desteğınde, toplumun her kesimıne eğitim goturmeyi, toplumun katılımını sağla>arak, geribeslenimleri de goz onune alarak toplumsal değişimı denetleyıp >onlendırmeyi hedeflemelidır. BÜLENT SANKUR - AYSELİ USLÜATA Boğazıçı Umversıtesı ortamh bılgısa>arlar, çoklu ortamlı uçbırımler, optık lıfler >erel alan ağlan, elektronık posta gı- bı kısaca, elektronık ortanilarda bılgı edınımı, dağıtımı, ışlenmesı, taşınması ve yonetımıne ılış- kın araçlar desteğınde eğıtıme yepyenı olanak lar ve ortamlar sağlanmaktadır Sozgelımı, et kıleşımlı televızyon ve gereklı yazılım desteğın de bağımsız çalışma programları eğıtımı "eve" goturebılmekte, daha açıkçası, her vaştakı oğ rencınm zaman, mekân ve gereksınımlerıne uvar- lanmış programlarla mesleğe yonelık kışısel eğı- tım verılebılmektedır Iletışım teknolojılennin sureklı gelışme gos- terdığı, bılgı ve duşuncelerın hızlı bır bıpmde ya- vılabıldığı bır çağda, toplumların kapaiı kalma- İan ya da değışmezlıkJen söz konusu olamaz kuş- kusuz Ote yandan eğitim, yaşamı çevreleyen kultur yumağının bır parçası, kışılığı bıçımlen- dırmej e >ara> an onemlı bır etmen dıye ele alın- dığında, toplumsai değışımın sağlıkh ve etkın bır bıçımde yonlendırılmesını en başta eğıtımın sağ- lavabıleceğını one surmek doğaldır Toplumun değışık kesımlerıne \e bıreylerıne, ozellıkle okul- sonrası egidm ya da oğretım hızmetierının ulaş- tırılması ıstenıvorsa, ıletışım araçlannın eğıtımı desteklevıcı amaçta kuUanılmaları gerekır Başka bır deyışle, toplumdakı bıreylerın yasam boyu sureklı eğıtım gorebılmelennde, bılgı dağarcık larını ve çevrenlerını (ufuklarını) genışletebılme- lerınde, mesleklenne yonelık yenı becerıler ka zanmalannda, uzak kırsal yorelere de eğitim ola- naklarının goturulmesınde ıletışım teknolojıle- nnin katkılan goz ardı edıiemez Teknolojık ılerlemeler ve uretım bıçımlerının surekh değişimı bır vandan toplumdakı bıreyle- rın artık yaşam bo>u eğıtılmelerını, yenı becerı ve bılgılerle donanmalarını, yenılıklere uvarlan malannı zorunlu kılarken, ote yandan, özellık- le de ıletışım teknolojısı oğrenmeyı etkınleştıren olanaklar, oğrenım \e oğretım surecını hızlan- dıran venı vöntemler sunmaktadır Elektronık ıletışım a>gıt ve sıstemlen (eğıtıme vonelık rad- yo ve televızyon, bılgısavarağJan, bılgısavar des- teklı eğıtım-oğretım vazılımı, bılgı bankalan, vı- deometın, tumleşık hızmetler sayısal şebekesı (THSS), doğrudan uvdu vavını (DBS), çalışma İletişim teknolojileri Iletışım teknolojılerının kılometre taşlannı ve eğıtıme olan etkılerını şovle ozetleyebılırız Telg- raf (1850) orgutlenme hızını ve sanavı uretken- Iığını arttırıyor, teiefon (1860) telegrafa gore so- zel ıletışımı ve kışının duygusal katılımını sağ- layarak ustunluk getırıyor, basın (1900) çağdaş anlamda basın, polıtık bıiınçlılığın artmasını, reklam ortamı ıle pazar ekonomısının gelışme- sını sağlayarak eğıtıme dolaylı katkıda bulunu yor radyo (1900) sozel ıletının genış alanlara an- Iık dağıtımj ıle vuksek etkıleme ve eğitim potan- sıyelı ıçerı>or, televizyon (1940) derın toplum sal etkı ve vuksek eğitim potansıyelı taşımanın yanı sıra kultur ve eğlencenın bırevlere esıtlıkçı dağıtımını gerçekleştınvor, uydu (1960) ıletışım- de uzaklığı ortadan kaldırıyor ve DBS onemlı eğitim potansıyelı getırıvor, doğal ozkaynaklar uzerınde de yenı bılgı edınme bıçımlerı oluştu- ruvor, >en iletisımi ve bilgısajar ağlan (1970) bıl- gmın uretımı ve taşınmasında yarattığı yenı ola- naklar ve ekonomık kuruluşlara getırdığı ıvıleş tırılmış planlama ve bılgıvı >onetme bıçımlerı ıle ozeksızleşme eğılımlen, uretım, araştırma ve vo- netımın çokuluslu bıçımde gerçekleşmesını or taya çıkarıyor, vıdeometın gıbı hizmetlerle de bıl- gı toplumuna adımlann atılmasını sağlrvor, tum- leşıfc hızmetler sayısal şebekesı (1990) bılgı ure- tım, dağıtım, saklatım, ışleme ve kullanımında standartlann oluşmastnı, "bılgı prızını"nın te- lefon prızı denh vaygınlaşmasını gerçekJeştırme- nın yanı sıra, bır noktada kultur ve eğlencenın bıreylere eşıtlıkçı dağıtımını sağlayan televızvon gıbı THSS de bılgı hızmetlerını eşıtlıkçı bıçım- de bıreylere tasıyabılecektır Teknolojının gelışımının değıştırdığı uretım bı- çımlerı nedenıvle yetışkınlerın kımılerı bılgılerı- nı tazeleme, kendılennı yenıleme, ortava çıkan yenı ış olanaklarından >ararlanma zomnda kal- dıklan ıçın, kımılen de daha ıyı yaşam koşulla- rına ulaşabılmek, yenıhklerı yakalayabılmek, teknolojık değışıklıkJere uv arlanabılmek ıçın oğ renme ve eğıtılme gereksımmı duvmaktadırlar Alvın Toffler Future Shock adlı vapıtında gele- ceğın toplumlannda artık okuma-vazma bılme yenlerden değıl de "oğrenmesını oğrenmemış" kışılerden soz edıleceğını one surmektedır Su reklı eğitim, yaşam boyu surecek öğrenme de so- nuçta "bılgı toplumu"nun bır gereklılığı ola caktır Gelişimin getirebileceği sorunlar Gelışen ıletışım teknolojısı)le bıriıkte ortaya çıkabılecek bellı başlı sorunlar 1) Bılgı uretım, taşıma ve v onetımınde tekelleşme eğılımlerı bov lece, bılgı araçları bakımından varsıl ve voksul toplulukların karşılığı, 2) Bılgı ve medya tekel lerıne sahıp toplumlardan gelebılecek kultur çı- karması ıle sınırotesı verı akışının tek \onlulu- ğu sonucunda kultur empenalızmı bıçımlerı ve 3} Dunyanın gıderek "kocaman bır köy"e do- nuşmesı ve kulturde tekorneklılığe yol açılması olarak belırlenmektedır 'Urıca, televızvon gı- bı ıletışım araçları gehşmektekı toplumların kul turlerınde geiışmış toplumlara >onelık, çoğun lukla da sağlıksız ozenııler varatarak eckılı ola bıldığı ıçın bu toplumlarda eğitim daha da onem kazanmaktadır, çunku kultur çıkarmasına, ajaklarımızın altından halının çekılmesıne, te- kornekleşme)e karşı >ıne en ıyı savaşım, ulusal ozu, kultur ve bılınç sureklılığını hedef alan eğı- tımdır Iletışım teknolojısı tenmı önce donanımı, ıkın- cı derecede yazılımı çağrıştıragelmıştır, şımdıler de ıse herhangı bır medya ıle ılgılı planlamayı, tasarımı, pazarlamayı, yonetımı ve değerlendır- mevı de ıçermektedır (Mayo, 1988, s 1) Bu bağ lamda, ıletışım teknoiojısının geribeslenim'le, toplumun katıhmı sağlanarak bıçımlendınlme- sı, eğitim programlannın toplumun değer ölçut- lerıne uvarlanarak sunulması, Mayo'nun sozle- rıyle, "teknolojının yerel koşullarda >enıden yaratılması" gerekmektedır Eğitim ıçın de ger çekte onemlı olan teknolojının ılettığı programın nıtelığıdır, tumuyle başka tanh ve kulturlerın program ve stratejılerını korukörune oykunmek yanJıştır (Servaes, 1990, s 5) Sonuç KuJturel oluşumumuzu doğrudan etkıleyen eğıtımın değışık kulturlerle etkıleşmemızı sağla- manın vanı sıra, toplumsal değerlerın aktanlma- sı, gehştınlmesı ışlevmı de ustlenmesı gerekır Bu bağlamda Gandı mn sözlerını anımsamakta ya- rar vardır Evının çevresının duvarlarla kapan- masını, pencerelennın perdeienmesını ıstemedı- ğını, evının çevresınde tum ulkelerm kulturlen- nın olabıldığınce özgur esmesını ıstedığını belır- ten Gandı, ote vandan, bu kulturlerce uçurul- mayı, ayaklarının yerden kesılmesını de İcesın lıkle onaylamamaktadır Her kulturun ozellık lerını ortaya çıkaracak, ozgur araştırma ve duşunme ortamı yaratacak, bılınçlenmey ı sağ lavacak olan eğıtımdır Iletışım araçlannın >av dığı mesajları eleştırıcı ve seçıcı bır yaklaşımla ozumlememızı sağlamak, bu tur yeteneklerımı- zın gelışmesıne el vermek eğıtımın temel amaç- lanndan bırısı olmalıdır Eğitim sıjasamız, yenılıkler sunan ıletışım tek- nolojılennin desteğınde, toplumun her kesimı- ne eğitim goturmeyi, toplumun katılımını sağ- lajarak genbeslenımlerı de goz önune alarak toplumsal değışımı denetlevıp vonlendırmeyı he- deflemelıdır ka>nakça John Mavo "Ne» Communıcaiıon Techno!og\ as Instrument of Deıelopmem Bıldın IAMCR konferan sı Barcclona Ispanya Temmuz 1988 Jan Servaes ' The Role and Place of Cuınmunıcatıon Faulııaıor ın Development Projeus Bıldın IAMCR Kon leransı Bled Vugoslavya Agustos 1990 HESAPLAŞMA BÜRHANARPAD Şişli'de Bir Konak!.. Beyoğlu'nu kurtarmak, Beyoğlu'nu yenılemek sözlennın sık sık yınelendığı şu gunlerde kımı yapıların ön yüzlerının boyan- ması, Tünel-Taksım arasında tramvay ışletılmesı, kaldırım kah- velerı gıbı kuçük kuçuk olaylar bırbırını ızlemekte' Ne var kı, bütün bu saydıklanm arasında yarım yûzyıl öncele- n kûltür, sanat ve seçkın yurttaş örneklerını bulabıleceğımız tek bır olay vari Eskı gunlerın deyışıyle Beyoglu'nda Halep Çarşı- sı'nda 'kâın' Fransız Tiyatrosu ve şımdıkı adıyla Ses Tıyatrosu'n- da uç yıldır aralıksız sunulan Lüküs Hayat Operetı ağır bası- yor Bu tıyatro olayı bır gerçeğın de altını çızıyor Bır sanat dalın- da sanatçı seslendığı toplum yapısını görmezlık edemez' Top- lumun yapısını değerlendırmek, sağfığa kavuşturmak koşuluy- la 1 Rey Kardeşler (Ekrem Reşıt Rey ve Cemal Reşıt Rey) bu gö- ruşün uygulandığı ve başarıya ulaşıldığını gösteren canlı bır örnektır Değerlı Cemal Reşıt Rey'le o yıllarda yapmış olduğum söyle- şı, bütün ayrıntıfan ve seslılığıyle kafamda canlandı 'Bana o gün- lerı öusundurttunuz Bıraderım de hayatta olsaydı Neşesı, şa- kalan öfkelerıyie burada olsaydı da bızım operet olayını anlata- bıfseydı 1 Operetlenmız benden daha çok onun malıdrr Nasıl da uğraşır ve uğraştırırdı O gûnlerı bdemezsınız! Eşsız bır operet- çıydı" O gunlerı yaşar gıbıydım Şışlı Şaır Nıgâr Sokağı'nın kösesın- de, görkemlı bır konağın alt kat odasındaydık Cemal Reşıt Rey pıyanodaydı Bırden çalmaya başlamıştı Öfkelı bır ağabey, Aralıksız düzeltıyor, yenıden bağırıyordu Muzıklı oyunların her zaman sevımlı olması gerekır Genç erkek-genç kız ıkılısı olarak Muammer (Karaca) ve Şevkıye (May) vardı "Memış Memış, ah sevgılım Sen benımsın ben de senın 1 " Cemal Reşıt Rey kendı ezgılennın çekıcılığıne kapılmış hem pıyano çalıyor hem de ıkılının şarkılarını yınelıyordu Cemal Reşıt Rey, bır an sustuktan sonra sevımlı bır davranış- la anlatmasını sürdürmüştü (Arkası 17. Sayfada) GölgesJni Kaybeden Çağ... Tarih boyunca bilimsel keşeflere yol gösteren felsefe, aydınlanma ıJe bırlikte, dinin hoşgorusuz savlarına karşı bilimın aynJmaz bir parçası gibi savaşmıştı. SERA TOKAY Insanı evrenın merkezı gören inanç, va- roluşun IcutsaJ bır amaca yöneldığı ılk du- şünceydı Gezegenımızdekı yaşarrun, zaman kavra- mının ancak bır çızgısı olduğunu ve evren- sel ışleyışın ınsandan habersızce suregeldı- fını kanıtlayan her gökbıüm keşfi, ınsanm konumunu evrenın küçuk bır noktasına yer- leştırdı Akıi, düşünce devrimi Kopernık, Galıleo ve Nevvton'un gök cı- sımlennı büyüten teleskop, yeryüzünu ku- çultürken, Darvvın, ınsan kökenının tınsel açıklamasım yadsıyor, nedensellık yasası dinsel esm kaynağının yerıae geçiyordu Evrensel gızemı oğrenme ıstencının dın- sel dogmaya karşı gerçekleştırdı|ı bu dev- rım, bılımın duzlemmde felsefeyı de dönuş- turdu Rönesans'tan tureyen 'humanıst' akı- mın bır uzantısı olan 'aydınlanma çağı' ınanca karşı savunduğu akılla —ınsanın kutsal açıdan mdırgenen konumunu— ın- san haklanyla yiıceltmeye çalıştı Aklın düşunce alanındakı koklu devnmı, Alman düşünür Kant ıle gerçekleşmeye yö- neldı Dinsel dogmadan bağımsızlaşan 'du şünce', daha sonra Fıchte, Hegel, Marx ıle yenı bır gerçeğe buründuyse de bılgeük ve bagımsızlık sımgesı felsefenın özgûr seru- venı, en guçlü engellennden bırıne 20 yüz- yılda rastladı Tanh boyunca bilimsel keşıflere yol gös- teren felsefe, aydınlanma ıle bıriıkte, dının hoşgörüsuz savlarına karşı bUünin aynlmaz bır parçası gıbı savaşmıştı öğretıler ve bilimsel araştırmalar açısın- dan karmaşık bır çağ olan 19 yuzyılın bı- raktığı kalıtım, 20 yuzyılda polıtık kuram- sal yönunu eylemden çözumlemeye varan bır değışımle sürdürürken, ayru sureçte ev- renın bılınmezlığıne yanıt veremeyen felse- fe, teknolojının gölgesıne ve ıdeolojının öğ- retısıne sığınarak, ınsanm en büyuk özgür- luğu olan 'sınırsu dı^unebilme' görevmden aynlıvor artık DeneyımJe ılerleyen bılım, evrenın köken- lenyle ılgılı kuramsal yanıtlan ve yaşamdakı pratık çozumlen açısından kendısını 'bıün- mezüğın sonınsalı'na tek seçenek görurken, 21 yüzyıla doğru, olağanustu keşıfler kap- samındakı ölümcul sılahlar ya da moleku ler bıyolojının ınsanlığı sürükıeyeceğı dene- tımı guç seruvenler karşısında felsefeye du- şen sorumluluk, yenı bır uyan boyutu ka- zanıyor. Gelecegin uyancı sorunsah 20 yuzyılın ekonornık gucu ve abartılı teknolojısı (madde-para) uygarlığjnı yerleş- ünrken olusan çölde 'yaşam suyu' bulama- yan sanat, esın kaynağını yenıleyecek felse- fesının tınsel ve duşünsel 'değerler ölçütü- ne gereksınım duymakta Gelecek çagın bızı şımdıden uyaran so- runsalı, sanat-bılım-felsefe uçlusu kuşku- suz.. Sanat, bır çağın tınsel zengınlığınin gös- tergesı ve evrensele yansıyan gölgesı Felse- fe, yaşamsal bulguların yoruralanarak, 'de- ğerler ölçutü'ne ulaştığı aşama Başka de- yışle bılımın yönunu, sanatın kurallarını araştıran felsefe, her ıkısuun doğasında bu- lunmayan etık ve estetık kavramların yara- tıcısıdır örneğın Rönesans ya da 18 ve 19 yuzyılların muzık, resım, yazın alanındakı olağanustu yoğunluğu, o çağın felsefe de- nnlıgının yarattığı etık ve estetık değerler öl- çütünden kaynaklanmıştı öyleyse 21 yıizyıl, kapıtalıst ve totalıter sıstemlerın kovaladığı ozgur duşuocenin en genış anlamıyla gundeme gırerek büım ve sanatı kavrayacak yenı değerler ölçütıinün doğuşuna açılmalı Gezegenımızın uzaydakı icüçük konu- mundan yansıyan dev gölgesı, ınsanın tın- sel ve duşünsel yaratısının boyutlarını sun- gelıyor. Teknolojının gözyanıltıcı göstensınden urken duşunceyle, ıçgüdüsel tutkuları Jcö- rükleyen ekonomık-polıtık öğretılenn (dok- tnnienn) soluksuz bıraktığı ınsan ruhunun maddesel boyutlara ındırgenmesı, evrende yıtırıJmış gölgenın göstergesı 20 yıizyıl, gölgesını yıtıren çağ Guneş Galıleo'dan ben gezegenımızın çevresınde dönmüyor, ancak evrenın çevre- sınde dönenen bılıncın ışığıyla aydınlanan ınsan, sömuru ve madde uygariığının an- cırlerınden bağimsızlaşarak geleceğe yansı- tacağı yenı gölgesını arıyor PENCERE Yazı ile Tura... Bılgısavar bakkal dukkânına gırdı, dıjıtal teiefon arabamızd. elımızın altında Çağdaşlaşıyor muyuz7 Hem evet, hem hayır * Osmanlı Devletı'nın çökuşü ve dağılması 19'uncu yuzyı sonunda ve 20'ncı yuzyılın başında gercekleşmedı mı' Ab- dülhamıt'ın koyu ıstıbdadı ıle Ittıhat ve Terakkı'nın baskıcı do- nemı surecınde Turkıye'ye gıren bılım ve teknık harıkaların- dan dılımın ucuna gelen bırkaçını sayıvereyım Tren, teiefon, otomobıl, elektnk, havagazı, sınema, vb Bugünku polıtıkacı kafasıyla her bırını halka gostererek övunmek kolaydı — Çağ atlıyoruz Uygarlığın odaklarında ne ıcat edılırse bır süre sonra en- dustrı malına dönuşur, fotoğraf 112, teiefon 56, radyo 35, te- levızyon 12, transıstör 5 yıl sonra pıyasaya surülmüşiur Tek- nolojının cıcılerı kaprtalızmın tekellerınce somurgelere pazar- landıkca Batı'nın egemenlığı altında yaşayan nıce zavallı top- lumun yönetıcılerı hem komısyonlarını almışlar hem de ye- rel halklara donerek palavra atmışlardır — Çağdaşlaşıyoruz • Çelışkılı görunse de 'emperyahzmın ve sömurgecıltğın de yararlan vardır" dıyenlerın bır dıyalektık gerceklığı dıle getır- dıklerı göz ardı edılmemelıdır Ingılız emperyalızmı, gırdığı ulkeye 'uygarlık' taşıdığını ıle- rı surerdı Afrıka'da ya da Asya'dakı somürgelerıne Batı, hem tren, telgraf, teiefon goturmuş hem de yerel göreneksel hu- kukun daha otesınde bır adalet dağıtım meka"nızması kur- muştur Ingıiız, Fransız, Amerıkalı ya da Hollandalı, buyru- ğu altına aldığı topluma -hukuk değıl- kanun devletını tanıt- mıştır Mazlum toplumlar, önce emperyalıstlerden ders almışlar, sonra baskaldırmışlardır Başkaldırma kolay değıldır, uyanış ve bılınçlenme gecık- mıştır, çunkû Asya'da ve Afrıka'da emperyalıstın 'bol ve yönef sıyasetı çok uzun sure geçerlılığını korumustur Hındıstan1 da maharacalar ve Kongo'da kabıleler arasındakı çatışma- ları once kışkırtarak sonra araya gırerek yonlendıren emper- yalıstın ustalığı, gerı kalmış halklan uzun sure buyurganlığın demır yumruğu altında tutmuştur Bugun de aynı yontem uygulanıyor ABD nın Ortadoğu'da yaptığı ış, Arap halklan arasındakı çatışmalardan yararlan maktır Eğer O. iadoğu'da Irak'la bıriıkte Israıl'ın ışgalcılığı de yar- gıcın karşısına çıkarılabılseydı devletler hukukundan soz aç- mak olasıydı Dunya petrolunun yarısından çoğunu tuketen 'zengınler kulubü'nun 15 uyesı, bugün Irak'ı cezalandırıyor Fılıstın halkının haklarını da rafa kaldırıyor Araplar, dayak yıye yiye gerçeklerı oğrenecekler, butunleş- me surecıne gıreceklerdır • Uygarlık ıle emperyalızm, çağımızda bır madenı paranın ıkı yuzu gıbıdır Batı'da yazı Doğu'da tura En acısı, bugünku Türkıye'de savaşı televızyondan seyre- derek Amerıkan teknolojısıne hayran olanlann Incırfıkte ca- ma tırmanmasıdır Atalurk cumhurıyetının "Yurttabanş, durryadabanş" temel ılkesınden saparak savaşın kanlı ganımetınden nasıplenmek ıçın yurt topraklarını ABD'nın hızmetıne verenlerın çağdaş- lıkla, ınsanlıkla, uygarlıkla ılışkılerı kuşkuludur Turkıye'yı sa- vaş rızıkosuna ıterken "bır koyup üç almak" ya da "kârlı ış yapmak" gıbı gerekçelerın ortaya surulmesı mıde bulantısı- na yol açıyor Evet, bılgısayar bakkal dukkânına gırdı, dıjıtal teiefon ara- bamızda elımızın altındadır Ama kafamız nerede' Turkıye'ye sınema gırdığmde beyazperdedekı trenı seyre- derken şaşırıp kalan dedelerımızden farkımız ne' Televızyon ekranında Amerıka nın fuzelerıne bakarken hayran olmak mı 7 1987 model bordo Serçe satılıkür. Tel: 512 05 05 / 486-485 MAKİNA/MEKANİK 5Jtstanbu! Ulnslararası Takun Tezgahlan, Metal ve Ağaç İşlem Makinflian, Hidrolik ve Pnömatik SJstemler, Mekanik ve Ozel Takunlar, El Aletleri, ölçüm ve Kontrol dhazlan, Enerfi Donanımlan ve Teknikleri Endüstriyel Fııarı 27OCAKHmroN CONVEMTON& Z|yaretSaatleri:12.00-20.00 MerteksAAD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle