28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 1991 CUMHURİYET/İ5 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN Devlet MeteorclOji Işlen Genel Müdür- lüijü'ndgn alınai bögiye aöfe yurdun ku zeyvedoOuaıparçatveçakbuiutlu Orta w Ooöu Karadeniz, lc Anadolu'nun do- jusu, Doju Akdeniz iie Doğu ve GOoey- doflu Anadrtu bMgekri yafek ptçecak. frOOgy do$u ve Karadeniz toyılannda lorta kan- S* yafiınur, dığer yerierde kar şeHınde olacak. HAVA SICAKUĞI Önemlı bır de- fcMık oimayacak RÛZGAR: Dogu'da guney ve Bat, Bat kesımtenmiate kuzcy ve doflu yûnlerten hafif ara sıra orte kuv- veile, Msmara ve Ege'de yer yer kuvvrti ctankesecek Dendenmale;AUanrtk günbata ve lodos dijef denaterimizde y*ta ve poyrazdan 3-5 yw yer 6 Ege'de 7-8 kuvvetMe Saatte 10-21 yer yer 27 Egette » 4 0 derfz rnü röa esecek. Tah- mmi daiga yâksaU» 1-15 yer yer 2 Egef de 3-5 metre gfrüş uzatiı$ 10 km. yifyş antnda 3-5 km dotaymda otacak. \ftn GMü"nde tava Çok bukıtkı ve kar yaflrşiı geçecek. Rûz- gâr güney ve baödan haftf olarak esacek Gtt kûçök «grigalı olacak Gûrüş LLzafctıOı 10 km kar yaöışı anında 1-3 km. crvannda olacak Bıngol Bnks Bokj Btırsa Ç Çorum Denzli Y 14° 7° Dıyartakır K B 8° TEdime B Y 9° 4°Erarnan K A 2° -4° Ercunım K K -3° -12°Esloşehtf K K 3°-5»GazuntB(i Y Y 12° FGtresun Y Y 13° PGümuşhaneK K 0° -3* Hattan K A 11» 3°lstam B B 9°-0 Istanbul B B 6° -2° Iznnr A K 3° -3° Kan; K K 2° -2° Kastamonu B B 2°•«" Kaysen B B 8° 2°KnttafeS B B 9° 2°Konya B K T° -8° Kûtahya A A t ° 2°Malalya K 7° PManısa 0° 5° Mersın O 2°-6°Muş 0 7° 3°0n)u 0°-8° Rıa 0°-6° Samsun 8° 3°Sınop 10° 3°Sr«as •2° -WWontaO 1° -3° Irabzon 0°-6°Tünc«i 5°-2° U$ak g 1° -3" ZonguMak A 9° 2° Y 8° 3» Y 14° 8° A 8° 2» 0-5° 0°-5° 7° 3° tr «° 7° 3° 8» 3" 8° 3° -2°-80 8» 1° 8» 4= 2° -2° 5° -2» 3"-5° 0°-6° 8° 2° ^ »«Jrnurlu ^ Urt A-aç* B-Dukjlu &gün«Ji K-fcar» S-tat Y-yaOnnrtı DÜNYA'OA BUGÜN AmSeıdam S 6° Amfnan - - Atma A 10° B 10° B 4° A 4° S 0° S 2° S 6° S -2° B S° B 14° . 9 o s -1 A 16° S 5° . 9 S 4» s 1° A 17° Bs.'cetora Basel Belgrad Sertın Bonn Bnihsel Budapeştc Cenevre C«zay.r Cidde Duba Frankfurl Gıme HSsmkı Kıhira Kopenhag Koln Leftnşa Lenıngrad Umdra Madnd Milano Montreaı Mosfcon Uümrı Osu Pars fta« 2*"Roma Sotya Sam lelAvn Tunus Varson Vıyana Wh Zûrtı B 0° S 8° A 9° A 8° 9 K -3» S 2" . 9 S 4» S 8° S 0° A 12° A 4° S -2° A 12 B S° - ° B 4° BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Pembe çiçekli, yüksek vertmli ve kaliteli bir yem bitki- sL 2/ Bir işin yaban- cısı olan... Kaynağı mitolojik çağlara da- yanan kirişli bir çal- gı 3/ Eski Mısır'da güneş tanrısı... Gü- ne>- Amerika'da ya- şayan ve yünü İcu- maş yapımında kul- lanılan bir hav'van. 4/ Eskiden Istan- bul'da Köprü ile Adalar arasında de- 9 niz taşımacıhğını üstlenen işletme... En küçük izci kuruluşu. 5/ Bitkiler- de gaz alışverişine yarayan aralıklar. 6/ Sıcak bölgelerde >T etişen ince uzun saplı palmiye... Oy. 7/ Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması... Galyum ele- mentinin simgesi. 8/ lnsan toplulu- ğu... Ayak. 9/ Değerli olmayan ma- den ya da taşlardan yapılmış süs eşyası. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Plüton gezegenine verilen bir başka ad. 2/ Taş ya da maden çıkarılan yer... Lifleri dokumacılıkta kullanılan değerli bir bit- ki. 3/ Bir nota... "Sayı farkı" anlamında kullanılan spor teri- mi. 4/ Eski Türklerde çocuklan koruyan tanrıça... özütü bo- yacıhk ve sepicilikte kullanılan bir akasya tiirO. 5/ Afrika'da bir ırmak... Nazi partisinin hücum kıtasıru simgeleyen harfler... Bir gıda maddesi 6/ Kötü dikiş nedeniyle kumaşta oluşan bü- zülme... Kumtaşı. 7/ Bir deniz teknesinin devrilerek ters dön- mesi. 8/ Yerine koyma... Matematikte kullanılan sabit bir sayı. 9/ Sınır nişanı... Ayın ve kimi yıldızlann dolayındaki ışık çevresi. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet CemTyetî Âkvam ve biz 22 OCAK 1931 "Taymis" gazetesinin Ankara muhabiri isminin neşredilmemesini isteyen maruf bir Türk rücülü siyasisiyle görüşmüş ve Cemiyeti Akvam'a karşı Türkiye'nin vaziyeti hakkında mütaleasıru sormuştur. Muhabir bu mütaleaların esas itibarile hükümetin tasavvuratına makes sayılabileceği bu zat demiştir ki: "Türkiye hali hazırda Cemiyeti Akvam'a girmek için müracaat etmek niyetinde değildir. Ortada iki muşkülat vardır. Biri Türkiye, Cemiyeti Akvam meclisinde bir mevki sahibi olmağa kendisinde selahiyet bulunduğu fikrindedir. Bu mevkiin daimi azalık olması meşrut değildir. Düveli uUt. "NASYONAU MOTORU Muoı vc mınfal komuru Bc BuıchtfTİk ıtıytt uât, ıknudl Tt fiiQ her türlu rtkıbctıen tndır Tcdiyttu lethıllt. Hct zaman us Un>< aımdcd» Ttl^ılil ıçın Ctla tt'da Penciabe pazannda AısUn Hanındt 15 nunurtlardi IZAKINO muazzamdan biri Türkiye'nin iddiasını teyit etmeyi arzu ediyor ise de maateessüf Türkiye'nin mezkur mecliste bir mevki almasına pek az ihtimal vardır. Ikinci ihtimal de Türkiye ile Sovyet hükümeti arasında sıkı dostluk mevcut olması Türkiye'nin Cemiyeti Akvam'a ginnesini Sovyet hükümetinin hoş görmemesidir. Maahaza ikinci muşkülat birinciye nazaran daha az mühimdir. Türkiye'nin er geç Cemiyeti Akvam'a dahil olması menfaatine muvafık olacağı fikri zinufuz Türkler arasında kuvvetleniyor. Kapatılan fabrika Şehrimizde bulunan morfuı fabrikalan hakkında yapüan tetkikat neticesinde bir Fransız gurubu tarafından işletilen fabrikanın Fransa'ya gizli olarak morfin kaçırdığı anlaşılmıştır. Sıhhıye Vekaleti müfettişleri bu fabrikayı kapatmışlardır. Fransız gazeteleri bu hadise münasebetiyle Türkiye'deki afyon tacirlerinin morfin kaçakçılığı yaptığından şikayet etmişlerdi. Halbuki bu kaçakçılıktan en ziyade müteessir olan afyon tacirler ve mubayaacılan butün morfin fabrikalarının kapatılmasmı isteraişlerdir. Hükümet kaçakçılığa kati bir surette nihayet verecektir. 30 YIL ÖNCE CumhurİYet Saraçhane Tiyatrosu 22 OCAK 1961 Ista'nbul Belediyesinin, Saraçhanebaşında yeni inşa ettirdiği Şehir Tiyatroları Istanbul bölümü dün törenle açılmış ve verilen galada Cevat Fehmi Başkut'un "Hacıyatmaz" adlı yeni eseri büyük başan ile oynanmıştır. Temsilde Adalet Divanı Başkanı Refik lulga B a ş o l v e d i v a n ü y e l e r i h a z ı r bulunmuşlardır. Istanbul Valisi ve Belediye Başkan vekili Tümgeneral Refik Tulga sahneye gelerek yaptığı açış konuşmasında ezcümle şunları söylemiştir: "Bugün sanat dünyasında adına tiyatro denilen bir kültür, sanat ve eğitim yuvasım tstanbul halkına arzetmekle derin bahtiyarlık duymaktayım. Sanat ve medeniyetin mahsulüdür" diyen Vali, Yunan, Roma ve Shakespeare tiyatrolanndan söz açtıktan sonra şehrimizin kazandığı bu yeni tiytaronun yapılması için ilk teşebbüslerde bulunan değerli rejisör Muhsin ErtuğruPa ve rahatsızlığı nedeniyle dün geceki açılışta bulunamıyan eski Belediye Başkanı General Şefik Ersü'ye gösterdikleri büyük gayret ve hizmetten dolayı burada teşekkürü borç bildiğini söylemiştir. GEÇEN VIL BUGÜN Cumhuriyel Bakû'de dev gösteri 22 OCAK 1990 Azerbaycan'ın başkenti Bakû'de dün sabah Moskova'yı protesto etmek için onbinlerce kişinin katıldığı, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un maketinin yakıldığı dev bir miting düzenlendi. Onceki gece kentte Sovyet birlikleri ile Azeriler arasında şiddetli çatışmaların meydana geldiği, ancak dün sabah askeri birliklerin duruma hâkim oldukları haber verildi. Dağlık Karabağ bölgesinde ise Azeriler ile Ermeniler arasında çatışmaların sürdüğü bildiriliyor. Halk Cephesi kaynaklan, Bakû'ye gönderilen Sovyet birlikleri arasında çok sayıda Ermeni askerin bulunduğunu bildirdiler. TAKTİSMA Egh inı Kooperatifleri Ülkemizde yıllardır iyileştirilmeye çalışılan ve hâlâ toplumsal ihtiyaca cevap veremeyen sağlık ve eğitim, toplumsal talebin ve ihtiyacın en çok hissedildiği, en büyük olduğu alanlardır. Günümüz Türkiye koşullannı, istek, öz- lem ve beklentilerini gözlemleyip irdeleye- rek, dengesizliklerin dengesini sağlayacak kooperatif araçlanyla yoğurmak, koqpera- tifleri yeni toplumsal ihtiyaç alanlanna yön- lendirmek gerekmektedir. Ülkemizde yıllar- dır iyileştirilmeye çabşılan ve hâlâ toplum- sal ihtiyaca cevap veremeyen Sağlık ve Eği- tim, toplumsal talebin ve ihtiyacın en çok hissedildiği, en büyük olduğu alanlardır. Ve bu alanlann artık kendi kooperatiflerini ya- ratma zamanı gelmiştir. Kooperatif bünyesindeki bu yapılaşma nasıl olacaktır? Anne-baba, kalabalık smıflardan ve dü- şük eğitim seviyesi yüzünden, çocuğunu devlet okuüanndan alamadığını, ekonomik gücü oranında zaten özel okullardan ve ha- zırlık dersanelerinden sağlamaya çahşıyor. O halde neden temel gereksinmelerinin bu ortak noktasında "bir araya gelerek karşı- lıklı yardıın ve dayanışma" çerçevesinde bu beraberliği göstermesin? Altında ezildikle- ri, çocuklanna iyi bir eğitim sağlama yü- künü, neden öğretmen-öğrenci-veli işbirli- ği ve dayanışmasıyla el ele kaldırmasın? Ko- operatifciliği oluşturan temel öğe, sorunla- nnı çözmeye çalışan insanların işbirliği ve davunışma için bir araya gelmeleri değil mi- dir? Elbette bu bir araya gelişin eğitim okul- ları kooperatifinin yaradıhşının bir mali kül- feti bir finansman ihtiyacı, bir sabit yatırı- mı olacaktır. Ancak şunu unutmamak ge- rekmektedir. Kooperatif kâr değil, sosyal- ekonomik bir amaçla faaliyette bulunaca- ğına göre ortak çıkar çerçevesinde en fazla faydayı sağlarken benzeri özel okul ve ha- zırhk dersanelerine göre daha az maliyetle geniş bir kitleye seslenecektir. Aynca gerek yerel yönetimler gerekse Milli Eğitim Ba- kanlıgı böylesine sosyal ve ekonomik bir hizmete sahip cıkacak teşvik ve yardım ede- cektir. Milli Eğitim Bakanhğı kısıtlı kaynaklar- la, kendi okulunu kendin yap kampanya- sıyla, eğitim acığını kapatma uğraşı içeri- sinde olduğuna göre halkın gerek okulunu, gerek hazırhk dersanesini kendisinin oluş- turup eğitimini de kendisinin yapmasını destekleyecek; kaynaklarla (bina, sıra araç gerec, öğretmen) teşvik edecektir. Devlet okullanna yığılmalar azalacağı için buralar- da da çağdaş eğitimin gerekleri daha iyi ye- rine getirilecek, yabancı dil hazırlıklı, labo- ratuvar destekli büimsel eğitim olanağı doğ- muş olacaktır. Yerel yönetimlere gelince: Elbetteki yöre- lerindeki insanlara çağdaş-bilimsel eğitim sağlamada üzerlerine düşeni yapacak çağdaş-bilimsel insanlar da çağdaş bir yö- renin temeli olacaktır. Çünkü bu iki kuru- luşun var oluşlanmn temelinde halkın, ken- di ihtiyaçlannı kendilerinin seçecekleri tem- silcileri aracıüğıyla karşılamalan yatmakta- dır. Ve belediyelerin gerek konut gerekse tü- ketim kooperatifleriyle olan amaç birliği, eğitim alanında da kendini gösterecektir. Yerel yönetimlerinin, toplu konut yapı kooperatiflerine getirdiği okul yeri ayırma, okul yaptırma zonınluluğu, konut yapı kooperatifleri-yerel yönetimler-eğitim koo- peratifieri işbirliği ile eğitim okullan koo- peratiflerine devredilebilir. özellikle beledi- yelerin de ortak olmalanyla pekiştirüebile- cek olan bu işbirliği, belediyelerin halkla ile- tişimini güçlendireceği gibi daha randıman- h, çağdaş, demokratik ve paylaşımcı bir iş- birliğini yaratacaktır. Bu işbirliği sonucun- da gerek halkın yerel yöneticilerini tanıma ve anlaması gerekse belediyelerin yöre hal- kmın sorunlanm ve ihtiyaçlannı anlaması kolaylaşacak katılımcı belediyecilik yaşama kültürüne girecektir. Mevzuat yönünden de bir engel olmadığına göre yerel yönetimle işbirliği, özellikle ortaklık bünyesindeki da- yanışma eğitim kooperatifleriyle halk ara- sında güven verici ve teşvik edici olacak, ekonomik-sosyal ve kültürel kalkınmaya köprü oluşturacaktır. MUSTAFA AKGÜL Gazi Üniversitesi Kooperatifçflik Master Ögrencisi Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26 TESVİKhE SANAT GALERİSİ RESUL AYTEMÜR Resim Sergısi 3 Ocak - 31 Ocak *b« Ipıkçl CmL Ha u-1 T*fvlkly*-llt. 14» (7 M 1I1MSI- 147 74 75 TEM SANAT GALERİSİ AÜÇELEBİ Resim Sergisi 190cok-16$ubat 1991 VoUmnog. Coi Prot Or.Orkon Irıtk Sok W7 Nişortoş, B0200 Istanbul T«l. (1) 147 08 99-147 97 56 Fob 147 97 54 ZEYNEP GÖLE Resim Sereisi 18 Ocak -16 Şubat 1 L»*nl SülOn Sok. No:14T*t 170 03(2 lanak NİHAL SARIER Resim Sergisi 23 Ocak - 9 Şubat Mtpttly* Cad. 44/İ EM«c 165 1» 3S • 165 32 (1 Sencer | Haluk Gülün B Mtan23 Ocak» 9Şubat T. îş Bankası Erenköy Sanat Galerisi s ö Y L E ş l COLETTE MITCHELL New England Universıiest Sinal Egıtımı Kursusu Guzel Sanatlar Ojretın Uyesı K.™ AVtSTRALYA YER1.I SAN\TI 74.01 1991 SlJl 1100 Ver »mm M Nfkd «unl«: Ik I 159 47 38 MACKA SANAT GALERİSİ İPEK AKSÜĞÜR DUBEN Resim Sergisi 22 Ocak - 23 Şubat Eytam Cad. 31/A M.cfc. 140 M 23 I b r a h i m A l p t e k i n Resûn Setgisi 7-28Oakl99\.nO0-lSÛÛ • ^ıfonca Mödem Sanat _± Galerisi ».s-TAS,\alftonağı Caddesi No. 117/2 Nişanaşı-İstanbui T&l 130 39 80 galeri • atölye 146 97 38 • 132 64 26 RAFETEKIZSERGİSİ 11 Ocak 1991-28 Ocak 1991 RAMKO SANA' MEtKEZl M " e S< *' V " va ^ AEDPA 4^^Tekstilbank Sa Sanal Galerisi TARIK CARIM Resim Sergisi 9 Ocak - 28 Ocak HOartv G«rW« Cad. İ M T*f>Wy< Mvydanı 13S 12 79 ARKEONSANAT GALERİSİ SCREKLİ ÇAĞDAŞ ÖZGLINBASK) SERAMİK.HEYKEL YAÛJ BOYA TABLOLAR SATIŞMERKEZİ BKELE CM>. » «TAKOV TIL » K a GARANTİ KOLEKSİYONUNDAN SEÇMELER SERGİSİ Otuz sanatçımn yapıtlarından oluşan karma sergi. 15 Ocak - 30 Ocak 1991, 11.00 - 18.00 (Pazar günlerı dışında) S GARANTİ SANAT GALERİSİ İstiklâl Cad 141 Beyoğlu-Istanbul ARALIK'90 ÇAĞDAŞ SANAT SERGİSİ 24 AraMc'9O - 2 Şubat'01 Öıdemir Alian Hale \rpacıoğlu İpek Aksüğür Duben Mustafa Ata Tomur Atagök Bedri Baykam Adnan Çoker Haluk Gedik Bünvamin Özgühekm Vusuf Taktak Hale Tenger Ömer Uluç SOYAH SANAT GAIERISI Buyukdtfe Cad. No M MecMiyckdr 175 09 10 • 20 hat İ M Z A GÜNÜ Boyanın Beyni BEDRİ BAYKAM 23 Ocak'91 Çarşamba: 16.00-18.30 SOYAH . SANAT GALERİSİ BOyUkdera Cad. 38 VEFAT Merhum Nurettin Bey ile merhume Sacide Tara'nın kızlan, Rezva Ozil ile Hamit Fişek'in yengeleri, Şeyda Ozil ile îrkin Aktüze'nin kayınvalideleri, Ayşe Ozil'in ninesi, Cevza Aktüze ile Cem Ozil'in anneleri, Tarık Ozil'in eşi ŞÜKRAN OZİL 21.1.1991 günü vefat etmiştir. Cenazesi 22.1.1991 Sah günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Kuzguncuk Nakkaştepe Mezarhğı'na defnedilecektir. AİLESİ VEFAT-BAŞSAĞUĞI Şirketimiz İmalat Mühendisliği Grup Direktörü CEM OZİL'in annesi ŞÜKRANOZİL 21 Ocak 1991 günü vefat etmiştir. Cenazesi 22 ocak günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Beylerbeyi Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli aiiesine sabır ve başsağhğı dileriz. NETAŞ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKd Şerif Kafası... Amerikalılar, ilk günler çok yanılmışlar mı ne? "Şu kadar füze rampasını bombaladık" derken meğer Iraklıların oyununa mı get- mişler? Saddam Hüseyin, bir konuşmasında açıklamıştı; "Ben- zin bidonlarını yok ettiler" diye. Ooğruymuş. Iraklılar, füze rampa- larının yakınlanna içi benzin dolu bidonları yerleştirmişler; Ame- rikan uçakları da füze rampası ya da ûs diye benzin dolu bidon- ları bombalamışlar. İşin ayrımına vanlınca yerleri saptanan ger- çek füze rampaları bombalanmaya başlanmış... Ben ne anlarım savaştan, mavaştan? Bir kez, savaşa karşı- yım. Sonuna dek karşı olacağım! "Ankara'da kimseler yok dedi şofûr, herkes bir yerlere tüymüş! Bir gösteri yürüyüşü bile yapıl- mıyor..." TÖRT'nin, sıkı denetimi, yani sansürü ne öyle, İnciriikle ilgili? Dünya televizyonları söylüyor, TÖRT'ye gelince, sıkı denetime uğruyor, makaslanıyor kimi gerçekler. Kimin eline ne geçecek, sıkı denetimden? Bir bayan: — Araplara çok acıyorum! dedi, o kadavra suratlı Bush'u gör- müyor muyum, deliye dönüyorum ayol! Amerikalıların yitikleri de, açıkladıklarından çok mu ne? Irak- lıların açıklamalarına yakın, ya da ortası ne bileyim? Ama, öyle az buz değil. Savaş, bir hile sanatı mıymış? Hileyi çok yapan kazanıyor! Iraklılar, Hk sakjırıya uğrayınca, önlemlerinı almışlar; gezici füze rampalarını ağır bombardıman uçaklarını 32. enlemin kuzeyine tasımışlardı. Bu, Bagdat'ın kuzeyine, Türkiye'nin yakınına düş- mekteydi. incirlik, o zaman devreye girdi mi? Saddam Hüseyin'e kızanlar da vardı: — Ne vardı, işi böylesine büyütecek? Dünyayı karşısına ala- cak? Çekilseydi zamanında Kuveyt'ten. Şimdi, Irak halkına ya- zık değil mi? Türkiye'de, askerter de eleştiriyortardı Saddam Hüseyinl öte- den beri söylenırdi: — Ahşaptan maşa, Araptan pasa olmaz diye. Bunun başka' tüıiüsü de vardı: , — Her odundan meşe, Araptan pasa olmaz! İkincisi azıcık dûşüktü tümce olarak ama öyle... Asker askere eleştiriliyordu. Saddam Hüseyin, bir ara 1956-57'lerde İstanbul'da bir otelde de kalmış; Saddam Hüseyin'i, oradan tanıyan Hacı adında bir Araçlı, Saddam'ın geçimsız olduğunu, arkadaşlarıyla sık sık kav- ga ettiğini, aç kalıp, başkalarından para istemeyecek denli onuriu olduğunu anlatıyor. Ûstün olmaya pek meraklı biri izlenimini uyandırmış. Hacı, Saddam'ın kaldığı otelde çalışırmış... Gülmece yazarı Aziz Nesin, "Dünya Kazan Ben Kepçe" adlı kitabında, uzun uzun Irak'ı, bu arada Saddam Hüseyin'i de an- latır. Aziz Nesin'in kitabının ilk baskısı Irak'a sokulmaz, yasakla- nır. Aziz Nesin'in ikinci baskısında kitabının "Her yerde Saddam" başlıklı bölümünde şöyle demekte: "Eskiden Irak'ın neresine gidilse, Hasan El-Bekr'le Saddam'ın yan yana çekilrniş resimleri görülürdü. Şimdiyse sart Saddam^ ın resimleri... Çok ilginç bir durumdur; sağcısı, solcusu, Türkiye'den Irak'a hangi gazeteci, hangi yazar gitmişse hepsi de aynı doğruKuda yazılar yazmışlardır. Işte Tekin Erer'in "Saddam Hüseyin" baş- lıklı yazısından bir bölüm..." Tekin Erer'i aktaracak yerim yok. Aziz Nesin, Saddam Hüse- yin'in özyaşam öyküsünü anlatırken sağlık nedeniyle çekilen Ha- san El-Bekr'in yerine geçen Saddam Hüseyin'in sanlarını şöyle sıralıyor: "1) Irak Baas Partisi Genel Başkanıdır. 2) Irak Devlet Baska- nıdır. 3) Mareşallığa yûcettilmiş. Irak Ordusu Başkomutanı olmuş- tur. 4) Devrim Komuta Konseyi Başkanı'dır. Yani, Saddam Hö- seyin artık Irak'ın her şeyi ve tek adamıdır..." Saddam'ın başına gelenlerde, bu "tek adam"lığın da payı ol- rrramış mıdır dersiniz? — Aziz Nesin, Hollanda'ya gitmişti; orada bir ay kalacaktı; bu- gün geldiği noktada, Saddam'ın "politıka bılmediği "ni, Aziz Nesin de söyter miydı? Ülkelerıni savaşın göbeğine atanlar; demokrat da iyi politikacı da oiabilırler mı? Saddam Hüseyin, kendisine silah satanların, "aferin" diye sırtını okşayanların, çokuluslu emperyalızm ortaklarının oyununa gelmiştir. Iş de artık işten geç- miştir. Arap halklarına yazık olmustur. Ali Tartanoöju'nun "Irak-Saddam-Körfez" adında bir kitabı çıktı "Çark Kitabevi" yayınları arasında. Ali Tartanoğlu, kitabın 142. sayfasında İran Büyükelçisi Muhammed Bageri'yle bir konuş- masını anlatır. Aii Tartanoğlu, Büyükelçi Bageri'ye sorar: — Ne oldu da savaşmaktan vazgeçtiniz? Neden bıraktınız sa- vaşmayı. Hem de öylesıne ani? Savaş gücünüzün öylesine ani- den bitiverdtğine kimseyi ınandıramazsınız. Muhammed Bageri karşılık verir — Bize söz verildi. Bütün dünya bize söz verdi. Ateşkesi ka- bul ederek Saddam'ın devrileceğine dair. Saddam Hüseyin, "Biz zaten iki yıldır bansa hazırlanryorduk" demektedir. Kitapta daha sonra şu bilgi veriliyor: "Rafsancani'nin kardeşi, Alman Dışişleri Bakanı Gensch«r ; le görüşüp, ABD varlığı Korfez'den çekilirse biz de 598'i kabul ederiz" diyor. ABD'nin Körfez'deki varlığı ile iran'ın 598'i kabulü bağlandırılmak istenmiyor, ama 'baska bir garanti' veriliyor. Raf- sancani bu garantiyı İmam Humeyni'ye '598'i kabul edersek sü- per güçler bizi koruyacak ve Irak'ın bir zafer kazanmasını önleyecekler' diye anlatıyor. Yani bir "söz" var, ama Bageri bizi o gece asıl başka şeyie çok şaşırttı. 'Bize söz verildi' deyince doğal olarak arkasından ikinci soru geldi: — Kimler? — Aralarında Sayın Özal'ın da bulunduğu birçok önemli ül- kenin lideri!" Ardeşen'in, eski adı "Öce" olan şimdiki adryla "Yeniyol" kö- yünden, ODTÜ'de ekonomi profesörii arkadaşım, eski CIA Baş- kanı Bush'un mantığını şöyle tanımladı: — Bu, şerif kafasıdır; işine gelmeyeni cezalandırır! Bunu pilesun! ANMA Sevgili hocamız, değerli ağabeyimiz Kv. Dr. KEVORK ACEMOĞLU'nu ölümünün 3. yılında bugün saat 14.30'da Şişli Ermeni Mezarlığı'ndaki mezan başında tüm sevdikleriyle anıyonız. Av. ÜLKER ARKAN AT. HALUK UNDEŞ Av. NURSU SERT Deneyimli SEKRETERLER alınacaktır. Müracaat: Eski Büyükdere Cad. Yunus Emre Sk. No: 1 Kat: 4, 5, 6 4. Levent- İstanbul (Mesai saatleri içinde) AFRODİT Evlendirme Bürosu Yasal, bilimsel. ciddi. 144 96 20 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEDRETTİN TARHAN TARSUS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN ESAS NO: 989/58 DAVACI: llyas Yümaz, AU Yılma, Mehmet Gökgül, Haül Erdoğan, Parmakkurdu köyü / Tarsus MÜDAHİL: Abdil Demir - Parmakkurdu köyü / Tarsus DAVALI: ölü Ahmet mirasçılan, ölü Yusuf, ölü Ayşe, ölü Vdi mirasçıları, Parmakkurdu köyü / Tarsus Tarsus Parmakkurdu köyü sınırları içerisinde kalan 714, 715, 716, 717, 722 ve 724 No'lu parsellerin tapulama tespitine vaki itiraz üzerine verilen ara karar gereğince davalı mirasçılanndan tsmail ve Zeynep'ten olma Hasibe Benli'nin tebligata yarar açık adresinin tespit edilemediğinden 12.3.1991 tarihli duruşmanın davetiye yerine kaim olmak üzere Hasibe Benli'ye ilanen tebliğ olunur. 18.12.1990 Basın: 45230
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle