18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7 ANMA Ayasofya'da'Yunus Emre' Gecesi • Kiiltttr Servisi— Yunus Emre Sevgi Yüı dolayısıyla Ahmet Adnan Saygun'un "Yunus Emre" oratoryosu bugün saat 21.00'de Ayasofya'da seslendirilecek. tlk kez bir konsere sahne olan Ayasofya'daki geceye Cumhurbaşkanı Turgut Özal da katılacak. Konseri, sadece devlet protokolünde yer alan kişiler izleyebilecek. "Yunus Emre" oratoryosunu Istanbul Devlet Operası, Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılan Ue solistler soprano Müfıde Ozguç, mezzo soprano Cemaliye Kıyıa, tenor Pekin Kırgız ve bas Bülent Atesoglu seslendirecek. Koroyu Hikmet Şimşek yönetecek. Şimşek, Adnan Saygun'un cenaze töreninde "Saygun'un 33 yıldır dileği olan 'Yunus Emre 1 oratoryosunun Ayasofya Müzesi'nde seslendirilmesini sonunda gerçekleştiriyoruz" demişti. SİNEMA tsrail'den ayrüdılar • KUDÜS (AP) — lsrail'de fılm çevirmekte olan Liv Ullmann ve Michael York, sigona şirketinin tehdidi üzerine ülkeyi terk ettiler. Savaş tehlikesi yüzünden birçok yabancı Israil'i terk ederken Ullmann ve York bir açıklama yaparak sonuna kadar lsrail'de kalacaklannı belirtmişlerdi. Ne var ki adı açıklanmayan sigorta şirketi önceki gün bir açıklama yaparak savaş durumunda iki sanatçınuı sigortasının geçersız kalacağmı bildirdi. Bunun üzerine bir süredir Amerikalı yönetmen Zigmond Vilmos'un yönettiği "Mirasyedi Baba" adlı filmi çekmekte olan 52 yaşındaki Norveçli oyuncu Liv Ullmann ve 48 yaşındaki Ingiliz aktör Michael York, yönetmenle birlikte tsrail'den ayrıldılar. ŞENUK Sansürsüz Ankara festivali • •ANKARA (AA) — Uluslararası Ankara Film Şenliği'nde François Truffaut ve Paul Sandor gibi tanınmış yönetmenlerin toplu gösterilerinin de yer aldığı, Italyan, İspanyol, Macar, İngiliz, Yunan, Fransız ve Arjantin sinemasından 30 kadar önemli yapım izlenebilecek. Yunanlı yönetmen Costas Ferris, Hülya Koçyiğit, Nur Sürer, Ahmet Mekin, Almanya'da yaşayan yönetmen Erman Okay şenliğin "onur konuklan" olacaklar. Şenliğin önemli yapıtlanndan biri Kıbrıslı Rum yönetmen Panikos Hrisontu'nun adadaki iki toplum arasındaki sorunları inceleyen yarı belgesel filmi, "Detail in Cyprus" olacak. Her iki toplumun gözünden, çatışmaları, çelişkileri ve içinde bulunduklan durumu anlatan film Türkiye'de ilk kez gösterilecek. SERGI Kapatılamaz' sergisi • Kültür Servisi — DEMKAD Genel Sekreteri Ayşegül Iscan "T> YAD Kapatılamaz" başlıkh fotoğraf sergisini Dünya Sineması fuayesinde açtı. Sergi 21 ocak tarihine dek görülebilecek. Basın Yayın Yüksekokulu mezunu olan ve bir süre muhabirlik yapan Ayşegül lşcan sergisinde, Tlıtuklu ve Hükümlü Aüeri Yardımlaşma Derneği'nin bugüne kadar gerçekleştirdikleri çalışmalardan, eylemlerden çektiği fotoğraflan sunacak. 'Görüntüler' Silivri'de • Kültür Servisi — Ankara Sinema ve Fotoğraf Amatörleri Kulübü (StNEFOT) "Görüntüler" isimli Fotoğraf Sergisi'ni Silivri Akbank Sanat Galerisi'nde 16 Ocak-1 Şubat 1991 tarihleri arasında izleyicilere sunacak. Siyah-beyaz ve renkli toplam 40 fotoğraftan oluşan SİNEFOT Fotoğraf Sergisi'nde Fatih Çakmakçı, Gıyasettin Demirhan, Mehmet Gökağaç, özgür Aydın, Mustafa Ana, Nihat Canizci, K.Levent Arslan, Selim Avcı, Meryem Bayar, Hakan Erman, özlem Demirtaşlı, yukarıda Atilla Gündoğdu, Sabri Savcı, Ali Kıhnçaslan, Mustafa Erman, Ediz Tütüncü, Ali Murat, Çetin Kocaefe, Meltem Tannverdi, Murat özcan, MAli Sayan, Yücel Ünlü'nün yapıtlan yer alıyor. ÖLÜM Sırp şairi Vasko Popa • Kültür Servisi — Ünlü Sırp şairi Vasko Popa, Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da öldü. Bir süredir kanser tedavisi görmekte olan Popa 68 yaşındaydı. 1990 Nobel Edebiyat ödülü sahibi Octavio Paz tarafından zamanımızın en büyük ozanlarından biri olarak nitelenen Popa, Sırp halk şiiri ile gerçeküstücülüğü birleştirmişti. Vasko Popa simgeci şiirlerinde genellikle yaşam, aşk, yazgı ve ölüm izleklerini işlemişti. INDIRIM 18 OCAKTAN İTİBARE\ \liiiln Collecti ProfDr. Tarık Zafer Tunaya'nın 'Sanat Uçmaktır'adlı desen sergisiyarın açılıyor 'Sanat ufuksuzluğu önler' REFİK DURBAŞ Gümüşsuyu'nda Bağodaları Sokak'ta eski bir evin küçük odası. Odarun Boğaz'a bakan penceresinde yazdan kalma bir kış güneşi. Pencerenin önünde bir küçük masa. Prof. Dr. Ta- nk Zafer Tunaya'nın yazılannı yazdığı, 55 yıldır desen çizdiği bu masa mı? Odanın bütün du- varlan kitaplarla kaplı. Kitapla- nn olmadığı yerlerde küçük çer- çeveler içinde resimler... Tarık Zafer Tunaya, 55 yıl ön- cesinden başlayan desen çalış- malarını bir sergiyle gün yüzü- ne çıkarıyor. Sergisine, "Sanat Uçmaktır" adını vermiş. Önce bunu soruyorum. Neden "sanat Hçmaktır?" "Ben sanat adamı değilim" diye söze başlıyor Tunaya. Kol- tuğuna yaslanıp sürdürüyor: "Sanat, ufuksuz insan olmayı önlüyor. O ufkun keşfedilme imkânlan sanıyorum insanlıkta büyük bir şey. Aynca yaptığım desenler zaman geçirmek için degil, yalnızca ve yalnızca benim için. Sanattaki bu hareketi, bu canlılığı belirtmek için 'Sanat uçmaktır' diyorum. Yalni£.ean- lı değil a>nı zamanda bir yerden bir yere götühicüdür de sanat." Tunaya'nın desen çalışmaları çok eskilere dayanıyor. Bazen derslerine engel olacak diye ev- de kuşku bile duyarlarmış. Bu yüzden gizli gizli desen çizermiş. Yıl 1936 olnıalı, Saint Benoit Li- sesi'nde okurken başlamış desen çalışmalarına. Okul müzesinin etiketlerini de yazarmış. 55 yıldır yüzün üzerinde de- sen çizmiş, ama bunların yalnız 63 tanesi sergilenecek. Neden böyle bir sergi açmak gereğini duyduğunu soruyorum. "Çok enteresan" diyor Tuna- ya, "Müthiş surette baslu ahın- Prof. Tunaya'nın 55 yıl önce başlayan desen çalışmaları yarın Emlak Bankası Sanat Galerisi'nde açılacak sergiyle günyüzüne çıkıyor. "Sergide bir iki resmim de olacak" diyor Tunaya. "Universitede olaylar var Ben onları sanki kartlara yansıtmak istemişim. Sanırım 1968'de o sıralarda." da bırakıldıtn. Geçenlerde bu odaya bir televizyon konuşması için Hıfzı Topuz Bey geldi ve ta- bii hayatımdan bazı bilgiler is- tedi. O bilgileri verirken bunla- rı da aniattım. ' Desenler i gore- bilir miyim?' dedi. Zaten şura- da dumyordu. Gösterdim. 'Ni- ye bir sergi açmıyorsun?' diye konuştu. Bu, bana yapılan öne- rilerin belki yüzüncüsUydü. Da- ha önce de Cumhuriyet gazete- sinde Leyla Erduran, yani Ley- la Umar bu desenler hakkında bir yazı yazmıştı. Desenlerim böyle değerlendirilince ben de şaşırdım. Görenler begeniyordu işte..." Şu sıralar yeni bir kitap üze- rinde çalışıyor Tunaya. Gözleri de biraz zayıflamış, bu yüzden desen çalışmalarına ara vermek zorunda kalmış. Ama bu, deseni bırakmak an- lamına gelmiyor. "Çünkü ben rengi seviyorum" diyor. "Kendi- mi tatmin etcnek bir tarafa, ba- zı şeyleri açıklamak bakımından bu çizimlerden çok şey kazan- dım." Sözü resme getiriyorum. Bü- yük bir aşkı olduğunu belirtiyor resme. "Göreceksiniz" diyor, "sergide bir iki tane resmim ola- cak. Hangi etkiler altında yap- tığımı da yazdım. Universitede olaylar var. Taşlar atılıyor. in- sanlar ölüm tehlikesi içinde. Ben onları sanki kartonlara yansıt- mak istemişim ve altına yazmı- şım. Sonra unuttum bunlan. Sa- nırım 1968'de, o sıralarda..." Nasıl çalıştığını soruyorum: "Gecesi de giindüzü de her sa- atinde çalışıyorum. Ve asıl be- ğenmedigim tarafım, bir an ön- ce bitireyim istiyonım. Oysa sin- dire sindire, yavas yavaş yapmak daha iyi olurdu. Daha i>i bir yöntem olurdu. Ben bu yöntemi maalesef izleyemedim. Onnn için kendimi biraz aceleci göriı- yorum. Acaba her sanat ada- mında bu böyle midir bilemem? Ama mutlaka gece, sabaha ka- dar, sabahın ilk saatlerine kadar ki bu zordur, ben erkenci bir in- sanım ve gece değil de daha çok sabahleyin erken kalkarak çalı- şan bir insamm, öyle oidugu haMe bazı geceler böyle gitti." Ya bilimsel çalışmalannın de- sen çalışmalanm etkilemesi: "Hayır, resim yapmak, sanat, biçbir şeyi engellemez kanısın- dayım. Ne yaparsanız, bu bir kazançtır. Ve size bir ilerleme sağlayabilir. Sanıyorum ki bana da bunu sağladı. Ronsard'ın bir oyununda, 'Kartal Yuvası', bir dizesi var 'Biz ki' diyor, 'Napol- yon'un askerleri olarak her za- man yürüdük, ama hiçbir za- man üerlemedik'. Sanat öyle de- ğil. Hera yüriirsünüz hem iler- lersiniz. Onun için bir şey kay- betmedim." Bilinıle sanatın uyumu için neler söyleyebilirdi Tunaya: "Bilim bir hakikati arar, bir gerçeğe varmayı planlar. Sanat- ta da nasıl bir gerçeğe vardığı- mı ya da varılacagını bilemem. Çünkü sanat insanlara, her in- sana içinde bulunduğu şartlara göre bir şeyler veren ve kazan- dıran bir yöntem aslında. Onun için ikisi arasında bir aynm gö- remiyorum. Ama sanatın bilim baline gelmesi mümkün mü? Bunu da düşünüyorura." Tunaya serginin heyecanı için- de mi acaba? "Yok" diyor, "Dehşetli heyecanlı degilim, yal- nız mahcubum. Ben bir sanat adamı değilim. Nasıl yaptım, ne ettim, hatta kabul ettiğime iyi mi ettim, fena mı ettim onu da düşünüyorum." Aynlmanın zamanı. Kapıdan dışan adım atarken sesi ardım- dan yankılanıyor: "Asıl söylemek ıstediklerim siz gittikten sonra aklıma gele- cek. Çünkü böylesine sigaya çe- kileceğimi biliyordum, ama da- ha hazır değildim. Şimdi girdim tünele. Artık bunu düşünmeye mecburum. Öyle doğal olarak yapılaıış desenler ki bunlar, fel- sefesi üzerinde fazla durma- dım." "Ama her şeyi çok içten anlattınız" diyorum. "Öyle mi? Benim de üslubura bu" diyerek noktalıyor konuş- mayı Tunaya... Garanti Sanat Galerisi, Beyoğlu'ndakiyeniyerinde bugün açılıyor\ Bahçeli Hamam'da sanat banyosuBeyoğlu'ndaki Bahçeli Hamam'a taşınan Garanti Sanat Galerisi, bankanın koleksiyonundan seçmeleri içeren bir sergiyle bugün hizmete giriyor. AHU ANTMEN Garanti Sanat Galerisi Be- yoğlu'ndaki yeni yerinde, "Ga- ranti Koleksiyonundan Seçme- ler" sergisi ile bugün hizmete gi-, riyor. Sanat GaJerisi'nin bu "yeni yeri" aslında çok eski. Eski lstanbul'u bilenlerin yakın- dan tanıyacaklan bir mekân: Bahçeli Hamam... Bahçeli Hamam'ın yapım ta- rihine ilişkin kesin bilgi yok. Neredeyse kendisi kadar eski ki- taplann sayfalannda adı geçiyor yalnızca, 1. Mahmut dönemin- de düzenlenmiş, Istanbul ha- mamlarına ait bir defterde izi- ne rastlanması, 17. yüzyıl son- larında yapılmış olabileceği ka- nısını güçlendiriyor. Bugün beyazlara bürünmüş Bahçeli Hamam... Çok eskiden çevresinde bağ ve bahçeler var- mış, bir de mezarlık. Şimdi ma- ğazaların arasında, "şenlendirilmeye" çalışılan bir Beyoğlu'nda, üstelik önünden bir de tramvay geçiyor. Onu es- kiden tanıyanlara gülümser ya da "göz ku-par" gibi. İçinde da- ha önce yıkanmış olanlartn su- ratında bu yeni haliyle bir tebes- süme ya da küçük bir "iç çe- kiş"e neden olacak Bahçeli Ha- mam; bugunün Garanti Sanat Galerisi... Hamamın "bugünkü tellağı" daha doğrusu Garanti Sanat Galerisi'nin yöneticisi Feriha Büyükünal, bir bankanın mül- kiyetinde olan tarihi bir binanın halka bir sanat galerisi biçimin- de tekrar açılmasının "örnek bir davranış" olduğunu söylüyor. Istanbulda yüzyülarca var ol- muş bir tarihi mekân içinde bu kez sanatı yasatmanın keyfini duyumsuyor. Bahçeli Hamam'da bugün açılan ilk sergide, Garanti Ban- kası'mn 1987 yıhndan bu yana çeşıtli sergilerden edindiği yak- laşık 160 yapıttan 30'u sergile- niyor. Yapıtlan sergilenen sa- natçılar arasında Abidin Dino, Adnan Çoker. Ahmet Uzdli, Burhan Doğançay, Burhan Uy- gur, B. Rahmi Kyüboglu, Fah- relnissa Zeid, Hamit Görele, Mehmet Güleryüz. Mustafa Ata, Ömer Uluç, Süleyman Sa- im Tekcan, Tural Erol, Zeki Fa- ik Izer bulunuyor. Garanti bankası'nın seTgisini açtığı sanatçılara geniş olanak- lar sağladığını söyleyen Feriha Büyükünal, bunları şöyle özet- liyor: "Açüan sergilerin saöşın- dan kesinlikle kâr alnuyoruz. Geniş kapsamlı broşür ve afiş hazırlıyoruz. Gazete ve dergi ilanlan veriyoruz. Aynca lüm yapıtlar sigortalanıyor." Açtığı her sergiden bir de ya- pıt satın alan ve kendi özel ko- îeksiyonuna dahil eden Garan- ti Bankası'nın birdiğer çalışma- sı da "sanatçı kitaplan". Geçen yıl bir "Turan Erol kitabı" ha- zırladıklarını söyleyen Feriha Büyükünal, "Gelecek yıl bugü- ne dek kendisi için hiç kitap ya- pılmamış olan, benim için çok önemli bir sanatçı, Cihat Bu- rak'ın kitabını yapmayı düşünü- yorum: aynca bir de sergisi olacak" diyor. Bir ilginç nokta, Cihat Burak'ın yıllar önce Bah- çeli Hamam'da yıkanmış olma- sı... Burak, hamamın kuçük odalarını', eskiden ortasında bu- lunan diktörtgen biçimindeki TARİHt MEKÂNDA SANAT — Garanti Sanat Galerisi'nin yö- neticisi Feriha Büyükünal, Fahrelnisa Zeid'in bir tablosunu yeni galerinin duvanna asarken Bahçeli Hamam'ın tarihi mekâmnda sanatı yasatmanın keyfini yaşıyor. göbek laşını ve tellaklannı ha- tırlıyor. Garanti Sanat Galerisi'nde "Türk resminde sanatçı kişiliği ve yapıtlanyla kendisini ispatla- yan ustalara" yer verilecek. Sa- natçı seçimleri ve "sanatçıyı ga- leriye getirebilme" konusunda şunları söylüyor Büyükünal: "Sanatçılan genellikle biz cagı- rıyoruz. Pek çogu dostum, ar- kadaşım olduğu halde güçlük çekmiyorum desem yalan olur... Tabii sadece sözünü et- tiğimiz 'usta'larla sınuiı kalma- yıp ikinci galerimiz Yonca Mo- dern Sanat Galeriâ'nde genç sa- natçılann islerine yer veriyoruz. Dorduncu sezonuna giren Yon- ca Galerisi'nde sergi açmış genç- lerin özgeçmişleriyle ilk sergile- rini bizde açmış olmaları bana çok gurur veriyor. Biliyorsunuz, gençlerin diğer galerilerde satış şansı çok düşük olduğu için ser- gi açmaları pek olası bir şey de- ğil." İstanbul'da sayıları gittikçe çoğalan sanat galerileri konu- sunda ise Büyükünal şunları söylüyor: "Nüfusu sekiz milyo- nu geçmiş bir İstanbul'da doğal olarak çok sayıda galeri olabi- lir. Bu galeriler sanatın farklı dallarıyla uğraşan kişilerle hiz- met verebilir. Mutlaka çok us- ta sanatçıların olması gerekmi- yor. Yüzlerce kişinin özel ders alarak resim yaptığını biliyo- rum. Çok severek yaptıklan bu işlerini sergilemek Istiyoriar. Onlarla da şansı olmalı. Gale- riler belirli çizgilerde sanaü des- teklemeliler. Belli bir galeri sa- dece kavramsal sanat sergileri, bir başka galeri empresyon ta- dında resim yapan kişilerin ser- gilerini düzenleyebilir." Bu açıdan bakıldığında Feri- ha Büyükunal'ın modern sana- ta daha yakın olduğu görülü- yor. Kendisi, modern sanatı desteklemesinin nedenini "çağın gereği" olarak gösteriyor. Ama bir de "gerçek nedeni" var: 'So- mul resimlerde ressam gördügü- nü yapıyordu, düşünmüyordu. Bugünün sanatçısı yalnız yaşa- dığı ortamda değil, tüm dünya- yı gözlemleyerek kafasında oluşturduğu senlezi yapıtına yansıtıyor. O işi ben seyreder- ken yalnız yapıtı değil, sanatçı- nın kişiliğini de görme şansını elde ediyorum." Türk sanatçıların "yabancı- lar"dan geri olmadığını, hatta daha ileriye gidebileceklerine in- sanan Feriha Büyükünal, yete- rince gelişme görülmemesinde tek bir "neden"in etkin olduğu- nu savunuyor: "Devlet büyük sergileri yurtdışına taşımıyor. Kişilerin özel gayretleriyle yurt- dışında açılan sergiler yeterii ses getirmiyor. Kültür Bakanlığı ve diğer bakanlıklar inanılmaz ko- nulara büyük harcamalar ya- parken dunyada uluslararası ilişkiyi sanat konulannın ne ka- dar sıcaklaştırdığıru bilmiyor ol- malılar..." Nâzını Hikmet 89 yaşında Karaca Tiyatro'da yapılan 'Nâzım Hikmet 89 Yaşında" adlı toplantıda bir konuşma yapan TGS Başkanı Oktay Akbal ve kızkardeşi Samiye Yaltırım seyircilere Nâzım Hikmet'in doğumgününe katıldıkları için teşekkür etti. Kültür Servisi — Türkiye Ya- zarlar Sendikası'nın tstanbul Anakent Belediyesi'yle birlikte düzenlediği "Nâzım Hikmet 89 Yaşında" başlıkh toplantısı Ka- raca Tiyatrosu'nda yapıldı. tsa Çelik'in "Nâzım" konulu dia gösterisinin ardından bir konuş- ma yapan TGS Başkanı Oktay Akbal, "1938'den 1960lara ka- dar Nâzım Hikmet bir çeşit ta- buydu. Bu dönemde iki kuşak Nâzım'ı pek tanıyamadan yetiş- miştir" dedi. Daha sonra Nâzım Hikmet'- in kızkardeşi Samiye Yaltırım, seyircilere Nânm Hikmet'in do- ğum gününe katıldıkları için te- şekkür etti. Candan Sabuncu'- nun sunduğu "listalara Saygı" etkinliğinde Cevdet Kudret Nâ- zım Hikmet'in şiirlerinden or- nekler vererek şunları söyledi. "Nâzım, Rusya'da gördüğü serbest nazmı Türkiye'de uygu- ladı ve eski dize anlayışını yık- mak istedi... Nâzım Hikmet aşk temasını bile toplumsal açıdan izledi." Daha sonra sahne alan Prof. Aydın Aybay kuruluş çalışma- ları süren Nâzım Hikmet Vak- fı'yla ilgili bilgi verdi. Çok sa- yıda genç insanın da vakıf kur- ma girişimini yürekten destek- lediğini ve birçok kişinin de maddi yardımda bulunduğunu söyleyen Aybay, arahk ayı için- de açtıkları Nâzırri Hikmet Ser- gisi'nde yer alan tabloların bü- yük çoğunluğunun satıldığını hatırlattı. Aybay şimdiye kadar toplanan paranın resmi olarak vakıf kurmak için gerekli meb- Nâzun Hikmet Ran lağa ulaştığını bildirdi. Aybay'dan sonra bir konuş- ma yapan şair Şükran Kurdakul Şairce Düşünmek adlı kitabın- da, Nâzım Hikmet'ı konu alan bir bölüm okudu. Kurdakul, "Bizim kuşak Nâzım Hikmet'- in şiirlerini elden ele dolaştıra- rak okumuştu. Bana Nâzım'ın ilk şiirlerini veren Atilla llhan'- dı" dedi. Genco Erkal'ın Nâzım Hik- met'in şiirlerini oyunlaştırarak sunduğu gecede yazar Demirtaş Ceyhun ve SHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Moğultay birer konuşma yaptılar. Geceye Selda Bağcan da müziğiyle ka- tıldı. Bu arada, Nâzım' Hikmet'in vatandaşhğa alınması için baş- vuruda bulunan Samiye Yaltı- rım, Başbakanlık Hukuk Müşa- virliği'ııin yanıt yazısına karşı- lık Ankara 2 nolu İdare Mahke- mesi'ne bir yanıt gönderdi. Nâ- zım'ın kardeşi Samiye Yaltı- rım'ın cevap dilekçesinde şu görüşlere yer veriliyor: "Başba- kanlık, Nâzım Hikmet Ran'ın 25.7.1951 tarih ve 13401 sayılı Bakanlar Kunılu'nun yurttaş- lıktan çıkarma karanna karşı kanun yoluna başvurmadığı gi- bi, 403 sayılı Türk vatandaşlığı kanununun geçici 2. maddesi gereği olan vatandaşhğa kabul isteğiyle hükümete başvurmadı- ğı söylenmektedir. Başbakan- lık'ın bu cevabuu ciddiye almak mümkün degildir. Çünkü bilin- diği gibi, vatandaşlıktan çıkar- ma karan Nâzım Hikmet'e bil- dirilmemişti (hatta bildirilme- mesi kararlaştınlmıştı.) Bu du- nıma göre, Nâzım Hikmet'in kendisine bildirilmemiş bir ka- rara karşı kanun yoluna gitme- sinden söz etmek ya da kanun yoluna başvurmamış olmasını savunma olarak ileri sürmek ne denü ciddi bir davranıştır? Ay- nca, vatandaşlıktan çıkanldığını bilmeyen bir kişinin, yeni vatan- daşlık kanununun geçici 2. maddesine göre hükümete baş- vurma gereksinimini duymaya- cağını herhalde beliıimeye gerek yoktur. kaldı ki, Nâzım Hikmet yeni vatandaşlık yasasının kabul edildiği sırada zaten ölmüştür. tşte bu nedenle Başbakanlık'ın cevabı suiniyettir, dürüstlük öl- çülerine ajkırıdır." Rusya solistleri • tSTANBUL (AA) — Uluslararası düzeyde üne sahip Rusya Festival Solistleri, lstanbul-Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ve Eminönü Halk Eğitim Merkezi'nde 4 konser verecek. Istanbul'daki konserler, bugün ve yarın saat 20.00'de AKM'de, 16-17 ocak günleri de Eminönü Halk Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Konser biletleri 40 bin liradan satılacak. Atina Senfoni Orkestrası • ATİNA (AA) — Atina Devlet Senfoni Orkestrası 16 ve 17 ocakta İstanbul'da konserler verecek. 1971 yıhndan bu yana ilk kez Yunanistan dışında konser verecek olan Atina Devlet Senfoni Orkestrası'm, tstanbul Belediyesi davet etmişti. Şef Aleksandros Simeonidis'in yöneteceği konserlerin, ilkinde Atina Devlet Senfoni Orkestrası, piyanist Yanis Vakarelis eşliğinde VVagner, Stravinski, Lits ve Yunanlı besteci Teodoros Antoniu'nun eserlerini seslendirecek. Atina Devlet Senfoni Orkestrası, 17 ocaktaki konserinde ise - viyolonist Suna Kan'a eşlik edecek. Bu konserde Beethoven ve Mozart'ın eserleri seslendirilecek. Konserler Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yer alacak. İESAK'ın seminerleri • Kültür Servisi — İFSAK'ın Kumbaracı Yokuşu Kumbaracı Han No: 115, kat 3 Tünel'deki yerinde 52. Dönem Temel Fotoğrafçılık Seminerleri 16 ocak çarşamba ve 19 ocak cumartesi günleri başlayacak. 8 hafta süreceli seminerlerde, fotoğraf tarihi fotoğraf makinesi ve objektif, aydınlatma araçları, ışık renk ve görüntünun oluşumu, yardımcı araçlar, kompozisyon, karanhk oda tekniği konulan işlenecek. Izgi'nin sergisi • Kültür Servisi— Gönül İzgi'nin resim sergisi Destek Reasürans Sanat , [,' Galerisi'nde açıldı. Sanatçının sergisi 5 şubatâ' dek izlenebilecek. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü akşam kurslanna devam eden aynca beş yıl süre ile Bedri Rahmi Eyuboğlu'ndan özel dersler alan sanatçı daha önce dört kişisel sergi açmıştı. Org ve solfej ktırsu • Kültür Servisi — Üsküdar Belediyesi, org ve solfej kursu açtı. Uzun süren çalışmalardan ve seçmelerden sonra bugün eğitmen yönetiminde org ve solfej kursunu başlatıyor. Küçüklere ve gençlere yönelik org ve solfej kursu için yapılan başvurular büyük artış gösterdiğinden ilk altı aylık dönem kapandı. Geliştirilmiş yeni bir yöntemle yapılacak olan org ve solfej kurslanndan başarı gösterenlere, altı aylık sürenin bitiminde kurs belgesi verilecek. Arasan ve atölyesi • Kültür Servisi — Mine Arasan ve Atölyesi'nin gravur sergisi yarın Tünel Emlak Bankası Sanat Galerisi'nde açılacak. Tülin Aktar, Fatma Batukan, Berran Kançal, Lale Naim ve llkay Sunay'ın da katıldığı sergi 31 ocağa dek görülebilecek. fc Oyıınculuk ve yönetmenlik9 • Kültür Servisi — Amatör Tiyatrolan Çevresi'nin düzenlediği "Oyunculuk ve Yönetmelik" konulu söyleşiye yönetmen Işıl Kasapoğlu katılacak. Söyleşi 19 ocak saat 14.30'da Bilsak'ta yer alacak. ATÇ'nin ikinci etkinliği ise 20 ocakta Pendik Atatürk Kültürevi'nde gerçekleşecek. Saat 13.30'da yine Işıl Kasapoğlu oyunculuk ve yönetmenlik üzerine uygulanmalı bir çalışma sunacak. BUGÜN • Uyar'ın okuma günü Yazar Tomris Uyar, saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda kitaplanndan bölümler okuyacak ve okurlarıyla söyleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle