29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 5 EYLÜL 1990 Duruşmada jandarma dayagı • İstanbul Haber Servisi — Yasadışı TKP-ML TİKKO örgütü adına çok sayıda silahlı eylem gerçekleştirdikleri savıyla 2 yıldır yargılanmakta olan 19 kişinin duruşmasında çıkan olayda sanıklar jandarmalarca dövülerek dışan çıkanldı. İstanbul 2 No'lu DGM'deki duruşmada sanıklardan Ali Gülmez arkadaşlan adına cezaevi yönetimi hakkında suçduyurusu içeren bir dilekçe okumak istedi. Mahkeme heyeti bu dilekçenin okunmasına izin verirken Gülmez'in okumak istediği 'Körfez bunalımıyla' ilgili ikinci dilekçeye izin vermedi. Dilekçeyi okumakta direnmeleri üzerine, mahkeme heyeti sanıkların dışarıya çıkanlmasını istedi. Bu sırada çeşitli sloganlar atan sanıklar görevli jandarmalarca dövülerek ve yerde sürüklenerek salondan dışanya çıkanldı. Mahkeme heyeti duruşmayı ertelerken, Ali Gülmez'in tüm uyarılara karşın duruşmanın düzenini bozduğu ve "gelecekte de bu şekilde davranacağmm açıkça anlaşıldığı" gerekçesiyle duruşmaya onsuz devam edilmesi ve bundan sonraki duruşmaya da cezaevinden getirilmemesine karar verdi. (Fotoğraf: Nilgün Toptaş) Tekbirci' 7 sanıga tahliye • İstanbul Haber Servisi — Yasadışı PÎK (Partiya Islamiya Kürdistan) duruşması sırasında izinsiz gösteri yaptıkları, slogan attıkları ve pankart astıkları gerekçesiyle bir aydır cezaevinde bulundurulan 7 kişi ilk duruşmalarında tahliye edildi. İstanbul 2 No'lu DGM'deki duruşmada 7'si tutuklu 13 sanığın sorgulan yapıldı. Olay günü duruşmayı izlemeye geldiklerini belirten sanıklar polisin tahriki üzerine olaylann büyüdüğünü ileri sürdüler. Salon dolduğu gerekçesiyle içeriye alınmadıklarını iddia ettiler ve dağılmak üzere beklerken polisin hakaretleri ve saldırıları üzerine 'sığınma içgüdüsüyle' tekbir getirdiklerini öne sürdüler. Avukatlar da duruşma izlemek istemenin suç olmadığını bildirerek tahliye talebinde bulundular. Mahkeme heyeti tutuklu sanıklar Şahin Atalay, Süleyman Altıntaş, Yaşar Özgen, İlhami özer, H.Erkan Altıntaş, Abbas Korkmaz ve H.Basri Özkan'ın tahliyesini kararlaştırırken duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. 3 terörist öldürüldti • DİYRABAKIR (Cumhuriyet) — Nusaybin'in kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle çatışmaya giren üç PKK'h ölü olarak ele geçirildi. Çatışma sonucu bir terörist de yaralı olarak yakalandı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Mardin-Nusaybin ilçesine bağlı Yolundi köyünun dağlık arazi kesiminde arama ve operasyonlar yapan güvenlik güçleri önceki gece bir grup terörist ile karşılaştı. Güvenlik güçlerinin uyarısına ateşle karşıhk verilmesi üzerine başlayan çatışma dün sabah erken saatlere kadar sürdü. Arazinin engebeli yapısı ve gece karanlığından yararlanarak kaçmak isteyen teröristler daha sonra da Tandır köyü yakınlannda kıstırıldı. Çatışma sonucunda üç terörist ölü olarak ele geçirilirken biri de yaraü olarak yakalandı. Otelde patlama: 1 ölü • MUŞ (AA) — Muş'ta turistik *>tele yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, bir kişi de yaralandı. Muş Cumhuriyet Başsavcıhğı'ndan alınan bilgiye göre, Muş'ta otelin tuvaletine kimliği belirsiz kişiler tarafından yerleştirilen bomba, önceki gece saat 01.00 sıralarında patladı. Patlamada, Ertan Sevim adlı öğretmen öldü, Mehmet Türkan da yaralandı. Yine trafık: 23 ölü • ANKARA (AA) — Yurdun çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafık kazalarında 23 kişi öldü, 50 kişi yaralandı. Sıvas Pamukpınar Güreşokulu öğrencilerini Tokat'a götüren otobüs, Çamlıbel geçiti Karataş mevkiinde freninin patlaması sonucu yaklaşık 60 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazada l'i öğretmen 5 kişi öldü. Dün ayrıca E-5 karayolunun Ceyhan-Osmaniye bölümü Toprakkale mevkiindeki kazada 4, Bolu'da meydana gelen üç kazada 6, Van'a bağlı Kurubaş Köyü'ndeki kazada 1, Başkale'deki kazada 1, Ordu'nun Fatsa ilcesindeki kazada 1, Konya'nın Kulu ilçesinde meydana gelen kazada 1, Beyşehir ilçesinde 1, Seydişehir ilçesinde 1, Adana'nın Osmaniye ilçesinde 1, Bilecik-Sakarya yolunda meydana gelen kazada da 1 kişi öldü. Kazalarda toplam 50 kişi de yaralandı. Bu kazalarda ölenlerin adları şöyle: Mustafa Karakuş, Ferhat Demirel, tbrahim Taşdemir (Tokat), Halil Çil, tbrahim Erdoğan (Ceyhan- Osmaniye), Necdet Demirkol, Hayrettin Kaya, Mümin Mut, Cabbar Mazlum (Gerede), Seyit Ahmet Ayan (Bolu), Ahmet Şengür (Bolu), Ömer Uğur (Van), Ali Ilhan (Başkale), Mustafa Yemen (Fatsa), Bayram Kaya (Kulu), Ömer Güzel (Beyşehir), Rabia Güneş (Seydişehir) Ahmet Gümüş (Osmaniye-Kadirli), lsmail Emre (Bilecik- Sakarya) ve ayrıca kimliği belirlenemeyen 3 kişi. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN 1- Kocasinan Yenibosna Fevzi Çakmak Mah. Yddınm Beyazıt Cad- desi dükkânlanndan B/2 nolu dükkân ayhk 400.000.- TL muham- men bedelle 1 yıl müddetle kiraya verilecektir. Geçici teminatı: 144.000.- TL'dir. Ihaleye iştirak teminaü: 4.800.000.- TL'dir. Şartnamesi Emlak Müdürlüğü'nde görülebilir. 2- Kartal Yakacık Çarşı içi Mah. 2/A nolu dükkân aylık 200.000.- TL muhammen bedelle 1 yıl müddetle kiraya verilecektir. Geçici teminatı: 72.000.- TL-'dir. Ihaleye iştirak teminatı: 1.200.000.- TL'dir. Şartnamesi: Emlak Müdürlüğü'nde görülebilir. 3- Küçükçekmece Fatih Mah. İstanbul Cad. merdiven altı büfe aylık 300.000.- TL muhammen bedelle 1 yıl müddetle kiraya verilecektir. Geçici teminaj: 108.000.- TL'dir. Ihaleye iştirak teminatı: 3.600.000.- TL'dir. Şartnamesi: Emlak Müdürlüğü'nde görülebilir. 4- Eminönü Yenicami önü yeraltı geçidi dükkânlanr.dan 11 nolu dükkân ayhk 4.000.000.- TL muhammen bedelle 1 yıl müddetle ki- raya verilecektir. Geçici teminatı: 1.440.000.- TL'dir. lhaleye iştirak teminatı: 16.000.000.- TL'dir. Şartnamesi: Emlak Müdürlüğü'nde görülebilir. 5- Eminönü Yenicami önü yeraltı geçidi dükkânlarından 5 nolu dükkân aylık 6.000.000.- TL muhammen bedelle 1 yıl müddetle ki- raya verilecektir. Geçici teminatı: 2.160.000.- TL'dir. thaleye iştirak teminatı: 18.000.000.- TL'dir. Şartnamesi: Emlak Müdürlüğü'nde görülebilir. 6- Mülkiyeti Darülaceze Müdürlüğü'ne ait olan Kadıköy Tuğlacı- başı Mah. Velibey Sok. 4/4 kapı sayılı Gül Apt. zemin kat 4 nolu daire aylık 400.000.- TL muhammen bedelle 1 yıl süreyle kiraya ve- rilecektir. Geçici teminatı: 144.000.- TL'dir. Ek teminatı: 800.000.- TL'dir. Şartnamesi: Darülaceze Müessesesi Müdürlüğü'nde görülebilir. Yukanda yanlı işler 20 Eylül 1990 günü saat 11 OO'de İstanbul Bü- yükşehir Belediye Encttmeni'nde 2886/45'inci mad. göre açık arttır- ma usulü ile şartnamesi veçhile ayrı ayrı ihale olacaktır. thalelere katılmak isteyenlerin geçici teminat mektup veya mak- buzları ihaleye iştirak belgeleri ile şartnamesinde yazılı diğer belge- lerle birlikte yukanda yazılı gün ve saatte İstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde haar bulunmalan gerekmektedir. llan olunur. "Yüzyıl" dergisindenjüran Dursun silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi Terör IstanbuTda vıırdu(Baştarafı 1. Sayfada) Turan Dursun, evinden yaklaşık 30 raetre kadar uzaklaştığında sa- yı ve kimlikleri henüz belirleneme- yen silahlı saldırganlarca "capraz alese" tutuldu. Aldığı 6 kurşun yarası sonucu olay yerinde yaşa- mını yitiren Dursun'a, görgü ta- mklannın ve polis yetkililerinin ifadelerine göre susturucu takıl- nuş silahlarla ateş edildi. Olay yerinde 7 adet 7.65 mili- metre çapb Geco raarka boş ko- van bulundu. Dursun'un cesedin- de yapılan ilk incelemede, 6 adet merminin isabet ettiği belirlendi. Üsküdar Cumhuriyet Savcısı'nın inceleme yapabilmesi için cesedin yaklaşık 1 saat olay yerinde bek- letildiği, daha sonra Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldınldı- ğı öğrenildi. Olay yerine gelen güvenlik güç- lerine çevredeki vatandaşlar, "hiç sflah sesi duymadıklanm" _ve "saldırganlan göremediklerini" söylediler. Bu arada olaya en yakın görgü tanığı olarak belirtilen 13 yaşla- nndaki Arhan Akün, "Siyah renkli araba arkadan gddi. Son- ra adamın yere yığıldığını gör- düm. Silah sesi duymadım. Ara- ba da süratle uzaklaştı" dedi. Dursun'un vurulduğu yerin he- men yanındaki bir inşaatta çalı- şan 5 işçinin bir süre gözaltına alı- narak ifadelerine başyurulduğu v e sonra salıverildikleri öğrenildi. Saldırganların, Tophanelioğlu Caddesi ile Köşkçıkmazı Sokağı- nın köşesinde otomobille bekle- dikleri ve daha sonra Turan Dur- sun dışarıya çıktığında ateş ede- rek kaçtıklan sanılıyor. Turan Dursun'un cesedi, otops: yapılmak üzere Haydarpaşa Nu- mune Hastanesi'nden alınarak Cerrahpaşa Adli Tıp Mosgu'na gönderildi. Dursun'un, daha on- ce aynı mahalledeki Barınak Sı- tesi'nde oturduğu, ancak 2.5 ay kadar önce Bimtan Sitesi'ndeki evine taşındığı belirtildi. Ortado- ğu Teknik Üniversitesi'nde oku- yan iki oğlu bulunan Turan Dur- sun'un eşinin de oğullarının ya- nında Ankara'da olduğu kayde- dildı. Dursun'un evinde ilk inceleme- yi yapan polis yetkilisi, gerekli m. uran Dursun, Koşuyolu'ndaki evinden çıkarak sürekli alışveriş yaptığı markete doğru yürümeye başladı. yaklaşık 30 metre kadar uzaklaştığında sayı ve kimlikleri - belirlenemeyen kişilerce susturucu takılmış silahlarla 'çapraz ateşe' tutularak olay yerinde yaşamını yitirdi. aramayı yaptıklannı belirterek "Olayla ilgili herbangi bir deiile rastlaraadık. Hiçbir ipucu yok" dedi. Olay yerine gelen Usküdar Cumhuriyet Savcısı Yusnf Ulu, Dursun'un vurulduğu yerde ince- lemelerde bulundu. Ulu, gazete- cilerin olayla ilgili sorularını ya- nıtsız bıraktı. tstanbui Emniyet Mudürü Hamdi Ardah ise yazar Turan Dursun'un öldürülmesi olayında görgü tanığının bulunmadığını bildirdi. Ardalı, Cumhuriyet muhabiri- nin sorularını yanıtlarken, cesedin küçük bir çocuk tarafından poli- se ihbar edildiğıni söyledi. Arda- lı, "Olay yerinde 7.65 milimetre çaplı bir tabancaya ait 7 boş ko- van bulundu. Olayla ilgili görgü tanıgı yok. Küçük çocuk sadece cesedi görmüş. Sonıştannayı çok yönlii olarak sürdürüyonız. Göz- altına alınan kimse yok. Ölürale tebdit aldığma ilişkin bize başvu- rusu olmamış. Savcılığa olduysa ontı bilmiyonım. Çevrede silah sesi duyan olmamış. Saldırganla- ÇALIŞMA ARKADAŞLARI ANLATIYOR; Sık sık tehdit ediliyorduDergideki çaltşma arkadaşlan, Dursun'un sık sık tehdit edildiğini söylediler. Dursun'un son ola- rak önreki gun öğle saatlerinde "Yüzyıl" dergi- sinde aldığı tehdit rnektubunu sinirlenerek yırtîı- ğı bildirildi. Bu arada % 'Yüzyü" dergisinden ba- sma dağıtılan fotokopide de Dursun'a Van'dan kendisini "işadamı" olarak tanıtan bir kişi tara- fından gönderilen ve bozuk bir Türkçesi olan ya- zıda da şöyle deniliyor: "Gavur, gavarçocagu. itoğiu it.. Senin ananı avradını... O... çocuklan. beo Van'dan sayılı isa- damlanndanım. Ve ilerdeki o ga>ur dergisinde Müslümanhm stıçladığın konuya özür muhiyetin- de değiştinnezsen ve bekliyornnı. Kapak sayısın- da manşet şekilde gosterroezsen senin için üç kişi lstanbul'a gönderiyorum. tnşaBah yakında senin gibi it arkadaşlartn da lemizlenir. itoğiu itler de ders alır, anla bunu. Seo tükurdiiğnnü yalama da. ben yalatraasını çok iyi bilirira. Bu sadece bir uya- n. Hayat meselesi ileride gelir, o... çocuklan." Bu arada Dursun'un bir yayıncı arkadaşı da ön- ceki gün saat 16.00 sıralarında kendisiyle bera- ber olduğunu ve yukandaki tehdit mektubundan kendisine söz ettiğini ve "Sürekli tehdit ediliyo- nım, ama korkrngum da yok" dediğini nakletti. Turan Dursun, 2000'e Doğru dergisiuin 13 Ma- yıs 1990 sayısında kendisine geien tehdit mektup- laıına topluca yanıt vererek şöyle demişti: "Küfiir de tehdit de yüreksizligin, tükenmişli- ğin öriintidar. Ve boşunadır. 'Tabular' üzerine gi- diş sürecek, şimdiye dek 'yaian'larla urtülegelmiş karanlıklarda -güçlnlerin yaranna- sakianagelmiş ne derii 'mesail-i müstetire (gizli saklı din .konu- lan)' varsa bir bir ortaya dökUlüp sergilenecek- tir. Buna kimsenin knşkusu olmasın. Daha güzel bir düDyanın, ışıklı dunynın. özgürlnklerin, in- san akh ve bilimin tüm b( Jtlanyla geçerli oldu- ğu bir dünyanın kunılması için bu tür çabaiar su kadar, hava kadar... gereklklir." nn snsrurucu tahimı^ sUakla ateş ettikleri ihtimali var" diye konu- şu. Turan Dursun, 14, 15 ve 16 ey- lül tarihlerinde Isviçre'nin Bern, Aknanya'nın Stuttgart ve Frank- furt kentlerinde Sosyalist Parti ta- rafından düzenlenecek tslam di- ni ile ilgili konferanslarda konuş- ma yapacaktı. Başta kapatılmadan önce "2000'e Doğru" ve "Yüzyü" der- gilerinde "Din Bügisi" köşelerin- de yazarken imzalan zaman za- man da "Saçak", "Teori", "Emegin Bayragı" dergilerinde görülüyordu. Temmuz ayında çıkardığı "Knl- leteyn" adlı kitabında, 12 yaşına kadar olan çocukluk dönemini ro- mansal bir dille anlatıyordu. Ki- tabın tanıtım yazısında şöyle de- niliyor: "Şeyh, ağa ve molla üçlüsnnün eliyle Dogu Anadolu'nun insan- lanna kader olarak orülmüş ya- şamdan bir kesit. tnsankfın in- sanlığa yeniden giydirflmek iste- nen şeriatın nasıl bir UkeOik okta- ğunu çarpta bir şekilde ortaya ko- yan bir yapıt. Karanlıga ve karan- lık böceklerine indiriien ölduriicü bir darbe. Çok onemli bir Ubu- nnn ve din ilkelliğinin ölümii ni- teüğinde. Somürgelerince övgüsa yapılan Islam nasıl bir sey?" Dursun, geçtiğimiz yıl "Yasak Oyunlar" fılmi televizyonun bi- rinci kanalında gösterilirken "Hı- ristiyanlık propagandası yapıldığı" gerekçesiyle kesilmesi üzerine TRT'yi mahkemeye ver- mişti. Tahran'da ilk haber Tahran Radyosu Turan Dur- sun'un öldürülmesini bültenlerin- de birinci haber olarak verdi. Radyonun Dursun'u Türkiye'nin Salman Rüştüsü olarak tanımla- dığı haberinde, "Türkiye'nin sol eğilimli Yüzyıl dergisi yazarlann- dan Turan Dursun bugün tanın- mayan kişilerce kurşunlanarak öl- dürüldü. Dursun'u öldüren fail- ler bu olaydan sonra kaçnlar. Ha- tırlatmak gerekir ki Turan Dur- sun yazılannda yuce tslam dini ve Hz. Muhammel'e defalarca iha- net ve edepsizlikte bulunmuştu" denildi. PORTRE TURANDURSUN TURAN DURSUiyUN SİLAHU SALDIRI SONUCU ÖLDÜRÜLMESİ BÜYÜK TEPKİ UYANDIRDI Düşünce özgürlüğünebir darbe daha ÇAPRAZ ATEŞLE VURULDU — Turan Dursun evinin 30 metre uzağında 'çapraz ateşle' vurularak öldürüldü. (Fotoğraf: AA) Haber Merkezi — "Yuzyd" dergisi yazan Turan Dursnn'un silahlı saldın sonunda öldürülme- si büyük tepki uyandırdı. Başba- kan Yıldınm Akbulnt, "derginin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yalçm'a bir başsağlığı mesajı göndererek, "Dursun'un hain bir saldın sonncu hayannı kaybetme- sinden derin üzüntü duydum. Topluraun çeşitli kesimlerine kar- şı girişilen bu tür saklınlan kınıyorum" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal lndnü de, Gazete- ciler Cemiyeti Başkanı Nezih De- mirkent ve "Yüzyıl"ın Genel Ya- yın Yönetmeni Hasan Yalçın'a gönderdiği mesajında, basına kar- şı sürdürülen saldırılan nefretle kınadıklannı belirtti. Inönü, me- sajında, "Düşünce özgürlüğüne, can güvenligine darbe indiren bu saldınyı şiddetle kınıyor, demok- rasi ve özgürlük düşmanı sakhr- ganlann bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyo- nım" dedi. SHP İstanbul tl Başkanı Ercan Karakaş da, "Belü ki Turan Dur- sun düşüncderi nedeniyle öldürül- müştür. Bu çağda halen kendisi gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımayan göniş ve kişilerin bu- lnnması uygarlık adına son dere- ce umut kıncı bir durumdur" de- di ve yetkilileri göreve çağırdı. TBKP Genel Başkanı Nihat Sargın, Dursun'un silahlı saldın sonucu hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduğunu açıkla- dı ve "Fikre karşı şiddet ve fizik- sel yok etmekle hiçbir amaç elde edilemez" dedi. ÇGD Genel Başkanvekili Rah- mi Yıldınm, Aksoy ve Emeç gibi laikliği savunmanın simgesi hali- ne gelen dernek üyeleri Turan Dursun'un kişiliğinde düşünce öz- gürlüğü ve laikliğin kurşunlandı- ğını söyledi. Yıldınm, "Katiller dnayetlerine devam edebiliy orlar- sa, bunun sonunluluğu, Aksoy ve Emeç'in katilkrini bulamayanlar- dır" dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nejat Kaymaz, Dursun'un "kamuo- yunda meçhul olmayan karanhk güçlerin tertiplediği alçakça bir suikast knrbanı olduğunu" söy- ledi. Prof. Kaymaz'ın açıklaması şöyle: "Dernegimizin knruluş çalış- nulannda katkısı bulunan gerçek laiklik savunuculanndan, doğu bilimleri bilgini, yürekli aydın ve yazar Turan Dursun da arük ka- mnoyunca meçhul olmayan ka- ranlık güçlerin tertiplediği alçak- ça bir suikast kurbanı olmuştur. Bu olay Prof. Muammer Aksoy'- un dldürülmesinin bir Atatürkçü- ler katiiamı sürecinin başlangıcı İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN 1—Şişli meydanında bulunan üst geçide reklam koyma işi yılhk 25.000.000.— TL muhammen bedelle işletmeye verile- cektir. Geçici teminatı: 750.000 TL'dir. 2—Beyoğlu Kabataş yaya üst geçidindeki yere reklam koy- ma işi yıllık 25.000.000.— TL muh. bedelle işletmeye verile- cektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 3—Kadıköy Kayışdağı Cad. yaya üst geçidindeki yere rek- lam koyma işi yılhk 25.000.000.— TL muh. bedelle işletme- ye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 4—Karaköy Kemeraltı yaya üst geçidindeki yere reklam koyma işi yıllık 25.000.000 TL muh. bedelle işletmeye verile- cektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 5—Beşiktaş Çırağan Cad. yaya üst geçidindeki yere rek- lam koyma işi yılhk 25.000.000.— TL muh. bedelle işletme- ye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 6—Aksaray Atatürk Bulvan yaya üst geçidindeki yere rek- lam koyma işi yılhk 25.000.000.— TL muh. bedelle işletme- ye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.^ TL'dir. 7—Kadıköy Söğütluçeşme (Migros yanı) yaya üst geçidin- deki yere reklam koyma işi yıllık 25.000.000.— TL muh. be- delle 1 yıl müddetle işletmeye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 8—Millet Cad. Shell önü (Pazartekke) üst geçidindeki ye- re reklam koyma işi yıllık 25.000.000.— TL muh. bedelle iş- letmeye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. 9—Beşiktaş-Barbaros Bulvan yaya üst geçidindeki yere rek- lam koyma işi yıllık 25.000.000.— TL muh. bedelle işletme- ye verilecektir. Geçici teminatı: 750.000.— TL'dir. Şartna- meleri: Emlak Müdürlüğü'nden görülebjlir. Yukanda yazılı işler 18 Eylül 1990 günü saat 11.00'de Ist. Büyükşehir Belediye Encümeni'nde 2886/45'inci maddeye gö- re açıkarttırma usulü ile şartnamesi veçhile ayn ayn ihale ola- caktır. İhaleye katılmak isteyenlerin, geçici teminat mektup veya makbuzları, ihaleye iştirak teminatları ile şartnamesinde ya- zıh diğer belgelerle birlikte yukanda yazılı gün ve saatte İs- tanbul Büyükşehir Belediye Encümeni'nde hazır bulunmala- rı gerekmektedir. llan olunur. Basm: 33343 NUSAYBİN SP'lilere tutııklama SP Genel Sekreteri Yalçın Büyükdağlı hakkında Nusaybin'de "bölücülük propagandası yaptıkları" iddiasıyla gıyabi tutuklama kararı verilirken Nusaybin İlçe Başkanı ve sekreteri ile bir parti üyesi tutuklandı. lç Politika Servisi — Sosyalist Parti Nusaybin İlçe Başkanı Sü- leyman Baian, İlçe Sekreteri Me- cit Akgün ve parti üyesi Dr. Ce- mal Kahraman Nusaybin Cumhu- riyet Savcüığı'nca "Bölücülük pro- pagandası yaptıklan" savıyla tu- tuklandüar. Savcüığın SP Genel Sekreteri Yalçın Büyükdağlı, Baş- kanhk Kurulu üyesi Yusuf Cacım, Sunıç İlçe Başkanı Vahit Akgün ve Nusaybin İlçe Yönetim Kuru- lu üyesi Zihni Işlek hakkında da aynı gerekçeyle gıyaplannda tu- tuklama kararı çıkarttığı öğrenil- di. SP Genel Başkanı Ferit Dsever geçen hafta Büyükdağlı başkan- lığında tutuklanan isimlerden olu- şan bir heyetin Nusaybin'e bağlı Kurtköy'de incelemeler yapuğını, bu nedenle tutuklama kararı çı- kartıldığını ve bunu protesto ettik- lerini söyledi. Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Büyukdağlı, geçen pazar günü yaptığı yazılı açıklama ile Nusaybin'e bağh Kurtköy'de bir heyetle birlikte incelemelerde bu- lunduklannı belirtmiş ve köylülere dört gün baskı uygulandığını öne sürmüştü. Bu gelişmenin ardından Nusaybin'de SP yöneticilerinin ev ve işyerleri arandı. Arama sonu- cunda SP Nusaybin İlçe Başkanı Süleyman Balan, tlçe Sekreteri Mecit Akgün ve parti üyesi oldu- ğu belirtilen Dr. Cemal Kahraman ile partide muhasebeci olduğu öğ- renilen Mehmet Baysai gözaltına alınarak gece geç saatlerde Nusay- bin Cumhuriyet Savcılığı'na sevk edildiler. Savcılığın mahkemeye sevk ettiği sanıklardan Balan, Ak- gün ve Kahraman, bölücülük pro- pagandası yaptıklan savıyla tu- tuklandı. Baysai ise serbest bırak- kıldı.Savcılık yetkilileri Baysal'ın parti görevlisi olmadığını ve ken- disini gazeteci olarak tanıttığını belirttiler. Mahkeme ayrıca SP Genel Sekreteri Yalçın Büyükdağlı hakkında da aynı gerekçeyle gıya- bında tutuklama kararı çıkarttı. SP Genel Merkezi'nden dün Ge- nel Başkan Ferit llsever imzasıy- la yapılan yazılı açıklamada SP Başkanlık Kurulu üyesi Yusuf Ca- cım, SP Suruç İlçe Başkanı Vahit Akgün ve Nusaybin İlçe Yönetim Kurulu Uyesi Zihni tşlek hakkın- da da savcıhkça gıyaplannda tu- tuklama karan çıkartıldığı belir- tildi. llsever, genel sekreterleri Bü- yükdağb Ue haklarmda tutuklama karan çıkartüanlardan oluşan bir heyetin geçen hafta Kurtköy'de köylülere baskı yapıldığı savları- nı araştırmaya gittiklerini ve bu araştırma sonucunda köyden ay- nlırlarken güvenlik güçlerinin ses bantlan ve gazetecilerin notlanna el koyduklannı söyledi. olduğunu açıklığa kavuşturmuş- tur.l930'daKubilay'ıoldurmderi dolayısıyla cezalandınlmalanmn öcünü alma olanağını, 12 Eylül'- ün yarattığı uygun ortamdan ya- rarlanarak güçlenen şeriatçdar gü- nümüzde bulmuşlardır. Atatürk çü aydulara başsağlığı dileriz." Yüzyıl Dergisi Genel Yayın Yö- netmeni Hasan Yalçın, "Turan Dursun'a sıkılan kurşunlar ileri- ci düşünceye, aydınltğa ve basm özgürlüğüne sılulmışUr" dedi ve şöyle ekledi: "tktidann ürmandırdıgı irtka, Muammer Aksoy ve Çetin Emeç'- ten sonra bir büyük aydını da kat- letti. Turan Dursun'a sıkılan kur- şunlar, dini bağnazlığın ulaşnğı boyutu ve onun acımasızlığını bir kez daha ortaya koydu." Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit Dsever, "Türkiye laiklik ve demokrasi mücadelesi veren en cesur aydınlarından birini kaybetti" dedi. llsever, Turan Dursun'u "12 Eylül'ün, ırkçılığı ve şeriatçıhğını beslediği koşnllar- da, düşüncede devrim yapan bir aydın ve 80 sonrasının batakhğm- da yetişen bir gül" olarak tanım- ladı. Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Dursun'un öldürülmesi- nin fıkir özgürlüğüne ve demok- rasiye yöneltilen yeni bir saldın olarak nitelendirdi ve katillerin bir an önce bulunmasını istedi. TGS Genel Başkanı Orhan Erinç, Türk demokrasi ve basın özgür- lüğünün ağır bir yara daha aldı- ğını belirterek, "Fikre karsı kaba kuvvetle ve cana kıymadan medet nman karanhk guçler bu kez de amaçlanna ulaşamayacaklardır. Türk basını olarak Çetin Emeç ve Sinan Ercan'ın katillerinin yaka- lanmasını beklerken, yazar Turan Dursun'un öldürülmesi acımızı daha da arttınnışür" dedi. Basm Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Dursun'un toplumun genel- likle benimsediği değerleri sorgu- layan bir yazar olarak nitelerken, "Kanaatlerine katılmak pekçogu- muz için imkânsız denecek kadar zordu. Ama kanaatlerini ifade et- me hakkı onlann içeriğinden da- ha da önemliydi ve korunmalıy- dı. Muammer Aksoy, Çetin Emeç ve Turan Dursun cinayetteri aynı düzenin halkalandır. Sonımlular ve yetkililer bu gerçeği gönneli- dirler" dedi. Adımlar Dergisi Yazı İşleri Mü- durü Hüseyin Çakır da yaptığı basın açıklamasında Turan Dur- sun'un öldürülmesini kınadı. Ça- kır açıklamasında şöyle dedi: "Saldınyı düzenleyen düşünce- ye karşı şiddet kullanarak düşün- ce sahiplerini yok ederek ne poli- tik ne de başka bir sonuç elde ede- bilirier. Turan Dursnn düşünen birisiy- di. Düşüncelerini yazarak ifade ediyordu. Kendisi tslam dünya- sından geliyor ve o dünyayı sor- guluyor ve araşbnyordu. Ona sal- dıranlar bir süredir onu tehdit edi- yorlardı ama o eoriışlerini yazma- ya devam etti. Inancım o ki ona saldıran fanatikleri tslami çevre- ler de nefretle kınayacaklar." 14 yıl dini görevyaptı 1934 yıhnda Sıvas'uı Şarkışla ilçesinin Altın köyünde doğdu. Imam olan babası, kendisini "gavnr okullan" diyerek nonnal ilkokula göndermedi. Çocukluğu babasının memleketi olan Ağn'nın Tutak ilçesinde geçti. Çevresinden ötürü küçükken anadili olarak Kürtçe öğrendi. Türkçeyi ise askerliği sırasında öğrendi. 1955'lerde İstanbul'a geldi ve Çarşamba'da din adamhğı eğitimi gördü. Vaizlik sınavına girmek için dışandan Mahmutpasa tlkokulu'nda sınava girerek diploma aldı. İlk vaizliğüıi Tekirdağ'da yaptı. Atatürkçü çizgideki davranışlanndan ötürü sık-sık sürüldü. 14 yılhk dini görevinden sonra istifa etti. 1965'de TRT'ye girdi ve bir süre malzeme ve evrak memurluğu görevinde bulundu. Daha sonra bir başka sınavı kazanarak Kültür Müdürlüğü'nde prodüktör olarak dini yayınlar hazırladı. Yüzlerce makalesi yanında son olarak çıkardığı "Kulleteyn" adlı roman ve "Din Bu" adlı inceleme kitaplan çıkan Dursun, evli ve üç çocukluydu. Kendi agzından Tannyla kavga ederdim' Turan Dursun, "Za- man '' gazetesince yapı- lan, ancak yayımlanma- yan söyleşide kendisini şöyle anlatıyordu: • "Çirkinlikleri gidermek, cami- leri park yerine getirmek, Sıvas'- ın köylerini ağaçlandırmak yolu- na gittım. Bana 'müftömk lojmam yapın' dediler. Ben delojman ye- rine hastane önerdim. Köylerden, ilçelerden buğday toplama yoluna gittim. tmamlan sinemaya götü- rüyordum. Halkın elıne bakmasın, halka muhtaç duruma gelmesin di- ye onlara kurslar açtım. Milli Eği- tim'le işbirliği yaparak çoğuna diploma aldırdım. Bunlar sıkıcı bulundu, 'bu müfhi kafirdir', hat- ta 'komünisltir' dediler. Fakat be- nira komünisdiğimin söylenmesi Atatürk'e çelenk koyma isinde ol- du." • "Ben en büyük darbeyi Halk Partisi'nden yedim. Şasüası bir şeydir ki kendim de Halk Partiü oMağam için siinılüyordMm." "Bir dönem, Yeni tstanbui, Yeni tstiklal ve birtakım dergilerde ko- münistliğim, içkiyi severhğim ya- züdı. Aslında içkiyle hiç tanışma- mıştım. Ama gerçekten içki seven dostlanm vardı." • "Soi dünra ile t«nqm«nı Sinop'- nn Türkeli Uçesinde oldu. An Şa- rapçı isimii bir öğretmen, kamı bunnında kansıyla parasızuktaa kendn dışında kinüadığım eve ge- lip badana filan için bana yardıra ettüer. Yardımsever oldağu içi" ona komünist diyorlardı. Düsön- düm, bana da komünist diyoriar- dı, bir gün 'Ali Bey' dedim Getir şu komünist kitaplannı okumak istiyorum.' Işte solla tgnışmam böyle olda. Lenin'in Değer Teo- risi, Felsefenin Başlangıç tlketeri filan... Matematigi, Urihi nasıl oknrsun öylt okndum. Abarnh bir sey olmadığını gördüm. Çok açık söyteyeyim komünist partisi kurtd- sa gnîneB... Ancak boş dunnadı- lar, Dtyanet müfettiş gönderdi. Diyanet tsleri Başkanı tbrahim H- malı beni gazetelerde, solculukta komonistlikle ağu biçimde sacla- «h." • "Olanlar beni çok incitiyordu, müftülükten aynknaya karar ver- dim. 1965 yılında çöpçülüğe baş- vurdum. Bu arada bir arkadaşım TRT'yi önerdi. Turan Feyzioğra aracıhğıyla Orhan Öztrak'a mek- tup göturdum. Bu mektup işe ya- radı, beni malzeme memurluğuna verdiler. Işimi doğru dürüst yapa- madım, fıziğim elverişli değildi. Buradan evrak memurluğuna ver- diler, ben ise buradan yayına ge- çeyim istedim ve smavlara girdim. Prodüktör oldum. Epey bir zaman prodüktör olarak çauştım." • "Benim müftiilüğiimdcid Ata- türkçülüğüm yonuncn bir nttdflcte olduğu için, birtakım yorumlaria tdamın yaşanabilir duruma geti- ruebOeceğini döşünüyordmm. Ata- mrk'le tam antarâuyla bağdasık de- ğfldinı, tslam'dan dolayı. Ama ben küçüklnğümden beri imama baskaldın içindeydim. Örneğin tannyla kavga ederdim. Bir laz vardı, çarpuk çnrpuk, 'Tannm ben senin yerinde olsam bunu böy- le yaratmazdım' derdim. Şonra 'Bu kölelik Kur'an'da niye var' derdim. Atatürk söz konusu oiun- ca da 'Işte bemm için, bu, pey- gamberden bile üstün' derdim, una arkasmdan 'tövbe estağfurul- lah' derdim." • "Benim babam da imamdı. Ba- bam beni bir hedef için çakşürmış. Ona göre ben bir kahraman olma- lıydım. îslam kahramam, din kah- ramanı olmalıydım. Şu anda ba- bamla anlaşabildiğimi söyleye- m e m . ' ' • "Ben hiç zinayı tanımadım. tç- kiyi tanımadım. Kuman taaıma- dun. Zaten hiçbir oyunu bimeaı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle