Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 5 EYLÜL 1990
KÖRFEZ KRİZİ_ KORFEZ KRİZf ... KÖRFEZ KRtZİ...KÖRFEZ KRÎZt... KÖI
SÜPER ZÎRVE
ABD, Irak'adahaçokbaskı isteyecekBaşkan Bush, Helsinki doruğunu Irak'a karşı birliğin
genişletilmesi için fırsat olarak görüyor. Beyaz Saray aslında
diplomatik çözümden umut kesmiş durumda. Diplomatik
girişimlerle Körfez'de askeri yığınağını tamamlamak için
zaman kazanmak istiyor.
UFUK GÜLDEMİR
WASHING-
TON — Başkan
Bush'la, Baş-
kan Gorba-
içov'u önümüz-
deki pazar günü
Helsinki'de bir
araya getirecek
olan süper do-
ruk BM Genel
Sekreteri Perez de CoeUar'ın sonuçsuz Kör-
fez saferinden sonra, krize diplomatik çö-
züm konusunda yeni bir boyut getiriyor.
Taraflar şu ana kadar yaptıkları açıkla-
malarda, doruğun Ortadoğu konusunda bir
müzakere platformuna dönüşmeyeceğini
özenle vurguladılar. Bu yüzden doruğun
Körfez konusunda kapsamlı bir diploma-
tik inisiyatife sahne olması beklenmiyor.
Arna gözlerin bu doruğa dönmüş olması
dahi Körfez'de askeri çözümün en azından
JAMES BAKER:
Türkiye
cesur
kararlar
aldıWASHINGTON (Cumhuriyet) — ABD
Dışişleri Bakanı James Baker, dün Terasil-
ciler Medisi Dışişleri Komitesi'nde yakla-
şık 2.5 saat süreyle Amerika'nın Körfez po-
litikasını anlattı. Kongre üyelerinin, Irak'a
bir darbe indiriüp indirilmeyecegi konusun-
daki ısrarlı sorulanna, "hiçbir olasıltg] dış-
lamıyorum, var da demiyonım" karşılığını
veren Baker, Körfez krizi sona erdikten son-
ra, bir kez daha böyle bir kriz yaşanmaması
için yeni bir Körfez güvenlik rejimi kurma-
yı düşundüklerini açıkladı. Baker Körfez
krizi bittikten sonra da Amerikan askerle-
rinin bölgedeki güverüiği sağlamak için Or-
tadoğu'da kalabileceğini söyledi.
Baker, konuşmasında sık sık Türkiye'ye
atıfta bulunarak, Ankara'nın krizin ilk gün-
lerinde, "hızlı, etkfli ve cesur" kararlar al-
dığını söyledi. Türkiye ve Mısır'ın krizden
"biiyük ekonoraik zarar gördugünü" vur-
gıılayan Baker, "En büyiik daroeyi yiyen ül-
keler bunlar" dedi ve bu iki ülkeyi ABD'ye
sadece BM kapsamındaki destekleri degil,
ferdi destekleri nedeniyle de övdü. Japon-
ya ve meşru Kuveyt hükumetinin bu iki ül-
keye henüz tam olarak kesinieşmemış mik-
tarlarda yardım yapacağını vurgulayan Ba-
ker, Mısır'm ABD'ye olan borçlannın silin-
raesi konusunda da uzun bir açıklanıa yapu.
Baker, Körfez'de uzun vadeli çözüm ko-
nusunda da hem bölge ülkelerinin güven-
lik kaygılannı giderecek hem de petrolün is-
tikrarlı ve makul bir fiyattan aktşım temın
edecek bir güvenlik rejimi öngördüklerini
açıkladı. Baker, "Irak Knveyt'i işgal etti,
ama fetbedemedi" dedi. Saddam Hüseyin'in
"çaidıgının ustune oturmasına miisaade
edilmemelidîr" diye ekledi. Irak'ın kimya-
sal ve nükleer yeteneklerinin "sûnnet edil-
mesinin çok önemli" olduğunu kaydeden
Baker, "Eğer Irak BM kararlan uyannca
Knveyt'ten çekâse dahi bnna ihn'yaç var" di-
ye vurguladı. Baker konuşmasında ısrarla,
"Irak'ın yapügının bir daha tekrarlanma-
sına izin vermeyecek bir güvenlik rejimi"
oluşturacaklannı söyledi.
Baker Ortadoğu'da yeni bir güvenlik alt-
yapısı oluşturmamn tek yolunun Irak'ın Ku-
veyt'i işgaline benzer saldırgan davranışla-
nn önceden caydırılması olduğunu kaydetti.
Baker konuşmasında "Saddam Hüseyin'in
devrilmesinin ABD politikasının resmi bir
bedefi olmadıgını, ancak Iraklılann yeni bir
lider islemelerinin de kendilerini
özmeyeceğini" söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı konuşroasının son
bölümünde çok Ugınç bir çıkış da yaptı. Ba-
ker, Irak'ın Filistin meselesini istismar et-
tigini, Amerika'nın Irak gibi üikelerin bu
krizden yararlanarak Filistin meselesini is-
tismar edemeyeceği yeni bir bakısla Filis-
tin sorununa eğilmesi gerektiğini ifade et-
ti.
ÖZTEK-
Kalmamızın
anlâmıyoktuANKARA (Cumhnriyet Bürosu) —
Türkiye'nin Kuveyt Büyükelçisi Giiner Öz-
tek, "Irak'ın 24 agustos tarihinde Kuveyt'-
teki elçiliklerio kapaülması karanna Tdr-
kiye'nin gerekli tepkiyi gösterdi|ini" belir-
terek "Kuveyt'te bulunmamızın bir anla-
mı kaimamıştı" dedi.
Türkiye'nin, Irak'ın elçiliklere karşı al-
dığı kapatma karannı yazılı olarak redde-
den bir ülke olarak Irak'ın tanıdığı süreden
24 saat sonra elçilik personelini çektiğini
anımsatan öztek şöyle konuştu:
"Kuveyi'te elçilik personelini bırakanlar
AT üyesi olkeierdir. Onlarla bizim şartla-
nmız aynı degil. Bu ülkelerin vatandoşlan
balen orada, bizim ise 20-25 lcişi hariç bii-
tiin vatandaşlanmızın Türkiye'ye dönüşii
20 agustos giinii başanyla gerçekleştirildi.
Kendi istekleri ile kalanlann büyiik çoğnn-
lugunu ise Kuveytlilerle evli olan kadınlar
oluşturuyor. Aynca bu ülkelerin elçilik ika-
metglhlan ayn oldngundan "özel ev" iş-
lemi görüyor ve bonlara elektrik su kesin-
tisi uygulanmıyor. Bizirn orada 24 saat kal-
mamızın nedeni siyasi ve sembolikti. Tep-
ki gösterildikten sonra kalmamızıo bir an-
lamı yoktu."
bir süre daha ileriye doğru bırakıldığı an-
lamına geliyor. Bu bakımdan da doruğun
zamanlaması, en azından müstakbel sonu-
cu kadar diplomatik açıdan önem taşıyor.
Ancak burada bir ince nokta var, ABD
her ne kadar bu dorukla dünyaya Körfez
krizi için diplomatik sürecin devam ettiği
izlenimi vermek istiyorsa da Beyaz Saray'-
ın düşüncesi bu konuda hiç umut bulunma-
dığı yönunde. Hatta Perez de Cuellar'm ba-
şansız Körfez girişimi burada kimseyi şa-
şırtmış değil. Peki o halde ABD neden dip-
lomatik çözüm umudu var izlenimi vermek
istiyor? Çünkü ABD, Körfez'deki gücünü
tam toparlamadan savaş borulan çaJınsın
istemiyor. Dünyanın dikkatinin bu doruk
nedeniyle en azından bir hafta daha diplo-
matik çözüm üzerinde yoğunlasacağmı
umut ediyor. Ardmdan 17 eylülde BM Ge-
nel Kurulu başlıyor. ABD bir hafta da bu-
radan vakit kazanacağuıı düsünuyor. Böy-
lece, Körfez'deki gücünün azamiye ulaşa-
cağı tarih olan ekim başını bulacağını he-
saplıyor. Bu süre içinde de krizi tırmandır-
mayacağı, eğer karşı taraf bir adım atmazsa
askeri harekâta gjrişmeyeceği anlaşılıyor.
Dolayısıyla da gözler şimdilik ablukadan
daha etkili sonuç ahnmasına ve doruktan
çıkacak mesajlara çevriliyor. İki liderin top-
lam beş saat görüşeceği Helsinki doruğu-
na dönük Amerikan beklentileri şöyle sıra-
lanıyor:
1) ABD, Başkanı Bush Helsinki doruğu-
nu Irak'a karşı birliğin genişletilmesi için
bir fırsat olarak görüyor. Aynı zamanda,
Irak'm iki müttefiki FKÖ ve Yemen'in, do-
ruktan "Eğer Bagdat'ı desteklemeye devam
ederlerse sadece Batı ile degil SSCB ile de
ilişkilerinin bozulabileceği'' sinyalini ala-
caklarını umut ediyor.
2) ABD'nin aynca Gorbaçov'dan, Irak'-
ın Kuveyt'ten çekilmesi için Bağdat üzerin-
deki etkisini kullanmasını telkin edeceği de
anlaşılıyor. Bush'un doruğa götürebilece-
ği bir başka ABD beklentisi de halen Irak'U
bulunan Sovyet askeri danışmanlanmn geri
çekilmesi. Soyyetler sayılan 200'e yaklasan
personeli, çesitli Amerikan imalanna kar-
şın Irak'ta tutmaya devam ediyor. ABD
Başkanı, "Eğer Sovyetler BM kararlannı
veto etseydi ABD, Irak'a karşı bu derece
etkili bir Batı ve Arap koalisyonu knra-
mazdı" duşüncesinde, SSCB'nin damşman-
larını Irak'tan çekmesinin bu koalisyonu
daha da güçlendirecek bir adım olacağı dü-
şünülüyor.
Sovyetler'in beklentileri
1) Sovyetler Ortadoğu'da bir çatışma çık-
masından kaygılı. Irak'a karşı silah kullan-
mamn bölgede sonuçları belirsiz yansıma-
lar doğuracağı kanısında. Bölgede ortaya
çıkabilecek olası bir istikrarsızhğın
SSCB'nin gtlney sımrlanndaki Müslüman
cumhuriyetleri etkileme olasılığından ürkü-
yor. Bu bakımdan Gorbaçov'un dorukta,
ABD'ye Irak ile askeri bîr çatışmaya gir-
memesini telkin etmesi bekleniyor.
2) SSCB'nin bir başka kaygısı, ABD'nin
Körfez'deki durumunun kalıcıhğa dönüş-
rnesi. SSCB Dışişleri Bakan Yardmıası
Aleksandr Belonogov, geçen hafta ABD'-
nin krizden sonra Körfez'den çekilmek ko-
nusunda bir garanti vermedigini ifade et-
mişti. SSCB lideri Gorbaçov ise hemen ar-
dmdan ABD'nin Körfez'e asker konuşlan-
dırmasmı destekler biçimde konuştu. ABD
yönetimi, SSCB'nin gerçek görüşünü Gor-
baçov'un sözlerinin yansıttığı kanısında.
Ancak Washington'un beklentisi o ki Gor-
baçov, Helsinki domğunda ABD'nin Kör-
fez'deki gücünün kalıcı olmaması dileğini
ifade edecek.
31 Bir başka Sovyet kaygısı da Körfez'-
de bir çatışma çıkması halinde Doğu- Batı
ilişkilerinin bundan etkilenebileceği yönün-
de, yıllar süren bir soğuk savaştan sonra
Gorbaçov'un liderliğindeki Doğu Bloku bü-
yük bir transformasyondan geçti ve Doğu-
Batı ilişkileri yumuşadı. Ardından Batı'run
yıllardır Doğu Bloku'na uyguladığı ekono-
mik ve teknolojik ambargonun kırüması
yönunde önemli adımlar atıldı. Ancak şim-
di körfez krizi bir sıcak çatışmaya dönüşup,
meseleye farklı yaklaşımlan nedeniyle Mos-
kova'nın Batı ile ilişkileri soğursa, ekono-
mik güçlükler yaşayan SSCB'nin "ekono-
raik tedavi siirecini" yine ertelemek zorun-
da kalabüeceğinden söz ediliyor. Bu bakım-
dan Gorbaçov bir yandan Batı'dan genel
beklentilerinin, diğer yandan da ABD'nin
göz göıc göre Körfez'e yerleşme olasılıgı-
nın arasına sıkışmış durumda. Varşova
Paktı Askeri Kuvvetler Komutam General
Vladiınir Lobor, ABD'nin Kafkaslardan
sadece 1300 km. öteye on binlerce asker ko-
nuşlandırmasımn dünya stratejik güç den-
gelerini ve Viyana' konvansiyonel kuvvet
müzakarelerinin geleceğini tehdit ettiğini
söylüyor. ABD gazetelerinin Pravda'nın
önceki günkü yaymından aktardığına göre
siyasi yorumcu Gennadi Vasiliyev, "Kör-
fez'de askeri çözüm olursa buoun en bn-
IRAK'LA ÜRDÜN ARASINDA — Mülteri kamplannda yaşayan grnplar arasında da zaman zaman etnik kavgalar olnyor. Bu dört Asyalı kadın Irak'la Ürdiin arasında kimseye ait
olmavan 70 kilometrelik bölgede yasamlannı sürdiirmeye calışao mülteciler. Bir kavga sırasında basından yaralanan arkadaşlannı sagJık merkezine taşımaja çaiışıyorlar. (Reuter)
BAĞDATTANBATFYA UYARI
'Vatandaşlarınız da aç kalır'Dışişleri Bakanı Tarık Aziz, Bağdat'taki Ki2alhaç yetkilisine,
Irak ve Kuveyt'te vatandaşları bulunan ülkelerin yiyecek
göndermeleri gerektiğini, hükumetinin, yiyecek sıkıntısından
yabancıların etkilenmesinin sorumlusu olamayacağını söyledi.
Kuveyt'teki 300 Ingiliz kadın ve çocuk Bağdat'a gönderildi.
Irak, tüm dış borçlarının ödenmesini askıya aldı.
Dış Haberler Servisi — Irak'ın yabancı
uçakların Bağdat'a inmelerini yasaklama-
sından sonra, yabancı kadın ve çocukların
tamamının serbest bırakılmayacağma iliş-
kin kuşkular giderek güçleniyor. Irak, bu ül-
kede ve Kuveyt'te vatandaşları bulunan ül-
kelere çağnda bulunarak, yiyecek gönderil-
mesini istedi. Irak tarafından vapılan açık-
lamada, yiyecek sıkıntısırun vabancılar üze-
rinde yaratacağı etkinin sorumluluğunun
kendilerine ait olmayacağı kaydedildi. Bu
arada, Kuveyt'te bulunan 300 kadar lngiliz
kadın ve çocuk, otobüslerle Bağdat'a götü-
rüldü. Ingiltere rehineleri almak amacıyla
Boeing 747 tipi bir uçağı Ürdün'e gönder-
di. Federal Almanya'nın da aynı amaçla
hava kuvvetlerine bağlı bir uçağı .Amman'a
gönderdiği bildirildi. Irak, tüm dış borç
ödemelerini askıya alırken Japonya'mn
ekonomik ambargoyu hafifletmesi duru-
rnunda, tüm Japonlan serbest bırakacağı-
nı açıkladı.
AP ve Reuter'in haberlerine göre Irak'ın
önceki gün, yabancı uçakların Bağdat'a in-
melerine izin verUmeyeceğini acıklamasının
ardmdan, bu ülkedeki yabancı kadın ve ço-
cuk rehineler konusunda kuşkular artma-
ya başladı. Ajanslar, özelükle Batılı ülke-
lerde, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin'in, yabancı kadın ve çocuklann tama-
nunın serbest bırakılacağma iiişkin verdiği
sözün tutulmayacağı yolundaki görüşlerin
güçlendiğini belirtiyorlar.
Rehineler konusunda kaygılann güçlen-
diği bir ortamda, Irak, ülkedeki vatandaş-
ları bulunan yabancı ülkelere çağnda bu-
lunarak yiyecek göndermelerini istedi. AA
1
nın haberine göre Irak, ülkede vatandaşla-
n bulunan ülkelere, Irak'a yiyecek stokunun
sağlanması için acil önlemler almaları çağ-
rısında bulundu. Irak haber ajansı INA,
çağnyı, Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in Ulus-
lararası Kıaî Haç Komitesi Başkanı Corne-
lio Sommaruga ile Bağdat'taki görüşmesi
sırasında yaptığını bildirdi. Tarık Aziz, yi-
yecek sıkıntısının yabancılar üzerinde yara-
tacağı etkinin sorumluluğunun kendilerine
ait olmayacağını söyledi. INA, Tank Aziz'in
Irak'ta bulunanlann ulkelerine ihtiyaçları-
nı karşılayabilmek için Irak'a gıda saglama-
lannı istediğini kaydetti. Aziz, Kızıl Haç Ko-
mitesi'nın Irak'taki yabancılara yiyecek sağ-
lanması için ilgili ülkeler nezdinde yardim-
cı olacağı ümidinde olduğunu söyledi. Irak,
cumartesi günü yiyecekleri karneye bağ-
lamıştı.
Londra muhabirimiz Edip Emil öymen-
in haberine göre Kuveyt'te mahsur kalan ln-
giliz aileleri bir konvoy halinde Bağdat'a git-
ti. Kuveyt-Bağdat arasındaki 900 kilomet-
relik yolculuk öncesinde "yanlanna sadece
bir bavnl ve çok miktarda su almalan" öne-
rilen 306 kadın ve çocuk, 7 otobusten olu-
şan bir konvoyla dün akşam saatlerinde
Bağdat'a vardılar. Bağdat'ta Irak yetkili-
leri tarafından diğer rehineierin bulundu-
ğu otellere yerleştirildiler. fngilizlerin Bağ-
dat'daki elçilik yetkilileriyle görüşmelerine
izin verilmedi. tngilizlerin Irak'tan Ingilte-
re'ye ne zaman gönderileceği henüz belli de-
ğil. Kuveyt'te ise halen 2500 tngilizin kal-
dığı sanılıyor.
Kuveyt ve Bağdat'ta bulunan 24 ltalya-
mn da Irak'tan aynlmasına izin verildi. Ital-
ya Dışişleri Bakanlığı Sözcusü tarafından
dün Roma'da yapılan açıklamada, 24 ttal-
yan kadın ve çocuğa ülkeden aynlmalan
için izin verildiği kaydedildi. Itaiyanların,
geçen cumartesi günü Bağdat'a getirıldik-
leri ve bir otele yerleştirildikleri belirtildi.
Sözcü, ftalyanlann ülkeyi ne zaman ve nasıl
terk edeceklerinin ise henüz belirlenmedi-
ğini kaydetti.
Bu arada kadın ve çocuk 120'den fazla
Batılı rehine>i taşıyan ikinci uçak da, Am-
man HavaalanıOna indi. Taşıdığı rehinE-
lerin çoğunluğu lngiliz, Fransız ve Ameri-
kalı olan Irak Hava Yolları'na ait Boeing
737 tipi uçak, lngiliz ve ABD büyükelçilik-
leri tarafından ortaklasa kiralanmıştı. Da-
ha önce de, 150'den fazla Batılıyı taşıyan
bir uçak Amman'a inmişti.
Irak ve Kuve>i'ten ayrılmalarına Bağdat
yönetimi tarafından izin verilen Batılılan
taşıyan F.Almanya'ya ait askeri uçak da
Frankfurt'a vardı. Havaalanı sözcüsü,
uçakta 116'sı Alman kadın ve çocuk olmak
üzere 150 yolcu bulunduğunu söyledi.
öte yandan, 100 kadar Bulgaristan yurt-
taşı kadın ve çocuğun da dün Amman üze-
rinden uçakla Sofya'ya döndüğü belirtildi.
Iraklı yetküilerin, yaşları 18 ile 20 arasın-
daki 4 Bulgarı ise "çocuk olmadıklan
gerekçesiyle" serbest bırakmadıkları öğre-
nildi.
Filistin Kurtuluş örgütü de Irak ve Ku-
veyt'te bulunan 50 kadar Kıbrıslı Rumun
tahliyesi için arabuluculuk önerisinde bu-
lundu.
Önerinin Kıbns Rum yönetimi lideri Yor-
go Vasiüu'ya Lefkoşa'daki FKÖ temsilcisi
Şarnir Ebu Gazala tarafından iletilen bir
mesajla yapıldığı kaydedildi.
Irak, Japonya'mn ekonomik ambargoyu
hafifletmesi karşıkğında stratejik bölgelerde
tuttuğu Japonlan serbest bırakmayı oner-
di.
Japonya Haber Ajansı Kyodo, Irak En-
formasyon Bakanı Latif Nasif Casem'in
kendileri ile Bağdat'ta yaptığı bir röportaj-
da bu öneride bulunduğunu duyurdu.
Kyodo, bu önerinin Bağdat'ta kaldıkları
otelden alınarak stratejik yerlere götürülen
141 Japon erkek rehineyi kapsayıp kapsa-
madığım belirtmedi.
Japonya, Irak'ın, ambargonun hafifle-
tilmesi karşıhğında Japon rehineierin ser-
best bırakılması önerisini reddetti. Japonya
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Taido Watana-
be dün duzenlediği basm toplantısında,
BM'nin Irak'a karşı aldığı ambargo kara-
nna bağlı oldukJannı ve Irak'ın önerisini
reddettiklerini açıkladı.
Irak'ın dış borcn
Irak'ın, Birleşmiş Milletler'in ekonomik
ambargo karanna misilleme olarak dış borç
ödemelerini askıya aldığı bildirildi. Irak res-
mi haber ajansı INA, Maliye ve Ticaret Ba-
kanı Muhammed Mahdi Salih'in "Borç öde-
melerinin askıya alınmasının, Irakia is ya-
pan ve Körfez'deki ekonomik ablukadan
dogan dunıma dayanamayacak ülke ve şir-
kederin üzerinde olumsuz etkileri olacagını"
söyledigini kaydetti.
Mahdi Salih, "geçici, sınıriı ve yctersiz"
olarak niteledigi tazminatların, ABD tara-
fından saldırganlar arasına çekilen bu ul-
kelerdeki ekonomik kriz için bir çözüm ol-
mayacağını öne sürdü. Ajans, Irak'm bu yı-
hn ilk yansında 5,5 milyar dolar dış borç
ödediğini bildirdi. Ulkenin kalan borçlan-
nın ise büytik bölümünün ABD, Ingiltere,
Fransa, SSCB, F. Almanya ve Japonya'ya
olmak üzere 30-35 milyar dolar dolayında
olduğu tahmin ediliyor.
HABUR
Sınırda kanlı'ekmek kavgası
9
VEDAT YENERER
ERGUN AKSOY
HABUR — Habur sımr kapısının Irak
kesiminde Pakistanlılar ile Bangladeşliler
arasında 'elunek' yuzünden kavga çıktığı,
iki ülke vatandaşlarının 'tasb-sopalı' kav-
gası sonunda bir Bangladeşlinin öldüğü, 3
Bangladeşlinin de yaralandığı öğrenildi. Bu
ülke vatandaşlanrun sağiık sorunları da gi-
derek büyuyor. Saglık Bakanı Halil Şıvgın,
yerleşim şartları ve sıcaklar nedeniyle baa
endişeleri bulunduğunu, Habur'da sürekli
sağiık taraması yaptıklanm söyledi. Ha-
bur'da Kızüay tarafından, Irak'tan gelecek
'Bangladeşliler'i banndırmak üzere, bin ça-
dırdan oluşan bir çadırkent kuruluyor. Bu
arada, Irak makamlarının 'Kuveyt plakalı'
araçların Türkiye'ye girişini yasakladıkla-
rı, bu araçlardan 4 binini Irak plakası ta-
kılmak üzere sınır kapısından çevirip Bağ-
dat'a gönderdikleri bildirildi.
Habur sırur kapısından girişler dün de de-
vam etti. Düne kadar 3 bin 781 'i Türk, top-
lam 26 bin 800 kişi Türkiye'ye giriş yapar-
ken 2 bin 800 kişi de Irak tarafına geçti.
Türkiye'ye giriş yapanlann büyük bölümü-
nü Asyalılar oluşturuyor. Dün giriş yapan
64 Pakistanlı, Habur sımr kapısının Irak
kesiminde Bangladeşlilerle aralarında ye-
mek yuzünden kavga çıktığını söyledi. Pa-
kistanlı Salha Santiyago ve Mahmut Alvi,
bir grup Pakistanlının Bangladeşlilerden ek-
mek istemesi sonucu tartışma çıktığını be-
lirterek "Tartışma bir anda kavgaya dönüş-
tü. Yaklaşık bir saat süren laşlı ve sopalı
kavga sonunda bir Bangladesli öldü, 3 Ban-
gadesli de yaralandı. Daha sonra Iraklı as-
kerlerin müdahalesiyle olay büyümeden
önlendi" dediler.
Irak hükümeti dün başlattığı yeni bir uy-
gulamayla Kuveyt plakası taşıyan araçla-
rın Habur sımr kapısından Türkiye'ye gir-
melerine izin vermedi. Sınır kapısının Irak
kesiminde uzun kuyruk oluşturan yaklaşık
4 bin Kuveyt plakalı aracm, Iraklı asker-
Ierce plakası değiştirilmek üzere Bağdat'a
geri gönderildiği öğrenildi.
Bu arada AA'mn haberine göre Kuvyet'-
te işçi olarak çalışan ve Suriye'den gelerek
Hatay'm Cilvegözü sınır kapısından yurda
giriş yapan 90 Pakistanlı, ulkelerine gitmek
üzere Gürbulak'a hareket ettiler.
45 otomobil ve 2 minibüs ile yurda giriş
yapan Pakistanlı işçiler, Türkiye'nin Suri-
ye Konsolosluğu'ndan transit vize aldılar.
Pakistanlı işçiler, Cilvegözü sınır kapısın-
da işlemleri tamamlandıktan ve bir süre din-
lendikten sonra ulkelerine gitmek üzere
Gürbulak sımr kapısına hareket ettiler.
Habur gümrük sahasında 10 gün önce
kurulan sağiık merkezinde, giriş yapanla-
nn sağiık kontrofleri sıkı bir şekilde sürdü-
rülüyor. Çeşith' yerlerinden rahatsız olduk-
lan belirtilen 7 Pakistanlı, tedavi edilmek
üzere, Cizre, Mardin ve Diyarbakır'daki
devlet hastanelerine sevk edildiler. Bugüne
kadar sağiık merkezinde 600 kişinin tedavi
edildiği bildirildi.
ANKA'nın haberine göre Sağiık Bakanı
Halil Şıvgın Körfez krizinin başladığı tarih-
ten beri Habur Gümrük Kapısı'ndan Türki-
ye'ye girenlere sıkı bir karantina uygulan-
dığmı, bugüne kadar giriş yapanlara ait bir
hastalık ihban gelmediğini, ancak "Bu ko-
nuda endiselerinin olduğunu" söyledi.
• AA'mn haberine göre, Habur'da Kızılay
tarafından Irak'dan gelecek Bangladeşlileri
banndırmak üzere, bin çadırdan oluşan bir
çadırkent kuruluyor.
Habur'da görev yapan Kızılay yetkilile-
ri, önceki gün sımr kapısını ziyaret eden
Devlet Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yap-
tığı inceleme ve temaslardan sonra bu ka-
rarın verildiğini söylediler. Yetkililer, Irak
sınınnda uzun süredir bekleyen 10 bin
Bangladesli için Habur sınır kapısına 3 ki-
lometre mesafedeki hac konaklama tesis-
leri sahası içinde çadırkent kurulacağını bil-
dirdiler.
yük kurbanı, yumuşama sâred otur" diyor.
Ancak diğer yandan da ABD'deki Kremli-
nologlar, Moskova'mn "ABD'nin Körfez'-
deki varlığının kalıcılıga dönüşmesi" ile
"Batı ile ilişkilerinin bozulması arasında"
tercih yapmak durumunda kalırsa, ilkini
tercih edebileceğini ileri sürüyor.
4) SSCB lideri Gorbaçov'un Bush'un dik-
katine getirebileceği bir başka nokta da kri-
zin genişlemesinden Sovyetlerin ekonomik
açıdan uğrayacağı büyük zarar, Sovyetler'-
in bölge ülkeleri ile ticaretinden yılda 900
milyon dolar kadar kayba uğrayacağı tah-
min ediliyor. Üstelik gıda karaborsası, sos-
yal istıkrarsızlık gibi tehditlerle iç içe yaşa-
yan Sovyetler'de, Afganistan deneyiminden
sonra, pahalı dış maceralann aleyhinde bir
hava esiyor.
Sonuç olarak Moskova, bu doruk ile bir-
likte, ekonomik ve sosyal sıkıntılarla, iç içe
olsa da yine de bir süper güç olarak dünya
sahnesinde önemli bir yeri bulunduğunu
gösterme olanağı bulacak. Diğer yandan,
taraflar arasındaki görüş aynlıklanna rağ-
men doruk, Irak'ı Kuveyt'ten çekilmeye ça-
ğıran bir ortak bidirinin doğması ile sonuç-
larursa çok başarılı geçmiş sayıJabilecek.
Ancak doruğun asıl başansı iki süper gü-
cün uluslararaşı konularda ortak hareket
edebildiğini göstermesi olacak.
MOSKOVA
SSCB
diplomatik
çözümde
kararlıSovyetler Birliği lideri Gorbaçov,
Körfez bunalımının çözümünde,
"diplomatik yöntemleri en fazla
başarı şansına sahip çözüm arayışı
olarak gördüğünü" söyledi.
Dış Haberler Servisi — SSCB Devlet Baş-
kanı Mihail Gorbaçov, Körfez bunalımının
aşümasında, diplomatik yöntemleri en fazla
' başan şansına sahip çözüm arayışı yolu ola-
rak gördüğünü açıkladı. SSCB Dışişleri Ba-
kanı Eduard Şevardnadze de krizin çözü-
mü için askeri güç kullanımına kesinlikle
karşı olduklannı söyledi. SSCB Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Gennadi Gerasimov ise
Körfez'deki ABD askeri varhgının, Saddam
için bir 'koza' dönüşebileceğim beunti.
SSCB Başkanı Gorbaçov, dün sözcüsü
aracıhğı ile yaptığı bir açıklamayla, pazar
günü Helsinki'de, ABD Başkanı George
Bush ile yapacağj görüşmelerde ortaya ko-
yacağı tavra Hişkin ipuçlan verdi. Gorba-
çov, Körfez bunalımının aşümasında, dip-
lomatik yöntemleri, hâlâ en fazla başan
şansına sahip çözüm arayışı yolu olarak
gördüğünü duyurdu. Gorbaçov, sözcüsü
Vitaly Ignatenko aracıhğı ile yaptığı açık-
lamada, Helsinki zirvesini, "ikili ilişkilere
büyük katkı saglayan dnzenli ttmaslann
devamı" olarak niteleyerek, Körfez krizi
konusunda. "laraflann farklı kaynaklar-
dan edindikleri bilgiler ışığında yaptıklan
degeriendirmderi" birbirlerine aktaracak-
larım söyiedi.
Ignnatenko, bu çerçevede, Başkan Gor-
baçov'un, Körfez bunalamının aşilması için
diplomatik yoliarı hâlâ en fazla başan şan-
sına sahip çözüm yöntemi olarak gördüğü-
nü kaydetti.
Sözcü, Sovyetler Birliği'nin sorunun çö-
zümü için arabuluculuk yapmayı önerip
önermeyeceği yolundaki bir soruya karşı-
lık olarak da "arabuluculuğun, yalnızca ya-
rar sağlama potansiyeii olan diplomatik
yönlem olarak degeriendirildiğini" bildir-
dh
Şevardnadze
SSCB Dışişleri Bakam Eduard Şevard-
nadze, Helsinki zirvesinin, Körfez krizinin
çözümü yolunda önemli bir dönüm noktası
olabileceğini söyledi. SSCB Haber Ajansı
TASS'm bildirdiğine göre Şevardnadze,
SSCB'nin Uzakdoğu bölgesindeki Vladi-
voslok kentinde düzenlenen "Asya-Pasink
Bölgesi, Diyalog, Banş, lşbirligi" adlı kon-
feransta yaptığı konuşmada, Körfez'deki
"olağanüstü ve aşın teblikeli" durumun,
Gorbaçov ile Bush'un bir araya gelmesini
zorunlu kıldığını söyledi.
Bush-Gorbaçov zirvesinin yapılacağının
açıklanmasmdan bu yana Körfez konusun-
da ilk kez açıklama yapan Şevardnadze,
Irak'ın ağustosta Kuveyt'i işgalinin süper
güçler arasındaki yumuşamayla oluşan
uluslararaşı atmosfere ters düştüğünü
kaydetti.
Kuveyt'in bağımsızuk, egemenlik, toprak
bütünlüğu ve meşru yönetiminin kurulma-
sından önce bir çözümün düşünülmesinin
olanaksız olduğunu kaydeden Şevardnad-
ze, Körfez krizinin çözümünde askeri kuv-
vet kullanımından önce başka seçeneklere
öncelik verilmesi gerektiğini de söyledi.
Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu konusun-
da bir uluslararaşı konferans düzenlenme-
si için baskımn arttırılması ve Körfez kri-
zinin en kısa zamanda çözülmesi için gös-
terilen çabalann yoğunlaştınlmasım istedi-
ğini belinen Şevardnadze, krizin çözümü
için askeri güç kullarurmasma kesinlikle
karşı olduklannı ve ekonomik yaptırımla-
nn sonuçlarım göstereceğine inandıklannı
ifade etti.
İsrail reddetmedi
Israil Başbakanı Izak Şamjr, Körfez kri-
zinin çözülmesi için Ortadoğu'da bir ulus-.
lararası konferans düzenlenmesi yolundaki
Sovyet önerisini "kesin olarak" reddetme-
di. Şarnir, gazetecilere yaptığı açıklamada,
"tsrail Körfez krtdne maruz kalan ülke ol-
mamakla birlikte kriz konusunan eie ab-
nacağı konferans fikrlni kesin olarak
reddetmiyoruz. Şu an SSCB'nin bu öncri-
si bize sunulmadı. Ancak öneri bize nlaftı-
ğında inceler ve karar veririz" dedi.
Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı Söz-
cüsü Gennadi Gerasimov da ABD'nin Kör-
fez'deki askeri varlığının yakın bir gelecek-
te Irak rejimi tarafından Amerikan aleyh-
tarlığını körüklemektc bir koza dönüşebi-
leceğini söyledi.