14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1990 BULGARİSTAN DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Berlin, pakta "telveda" dedi • BERLİN (AA) — Demokratik Almanya'nın Varjova Paktı'ndan resmen aynldığı açıklandı. D.Almanya haber ajansı ADN'nin bildirdiğine göre D.Almanya Savunma Bakanı Rainer Fppelmann ile Varşova Paktı Silahlı Kuvvetler Komutanı General Piotr Louchev arasında Doğu Berlin'de konuyla Ugili protokol imzalandı. Protokol ile Demokratik Almanya Ulusal Halk Ordusu'nun pakttan aynlışı kesinlik kazandı. 3 ekimde birleşecek iki Almanya'nın ortak ordusunun 370 bin askeri bundan böyle NATO'ya bağlı olacak. Birleşik Almanya'nın NATO'ya üye olması, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov arasında geçen temmuz ayında vanlan mutabakat ile kesinleşmişti. KKTCden önlem paketi • MAGOSA (AA) — KKTC'nin Rumlann ATye başvurusuyla Ugili gelişmeler karşısında uygulamaya koyacağı önlem paketi, önümüzdeki günlerde açüacak. Rumlann daha önceki oldubittileri karşısında meydana gelen gelişmeleri hatırlatan Eroğlu, şöyle dedi: "15 Kasım 1983'te alınan tarihi karar gibi yeni kararlann arifesinde olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Rumlann Avrupa Topluluğu'na başvurusu örtülü ENOSlS'i gerçekleştirme hedefine yöneliktir. Türk ulusu ne ENOSİS hedefinin gerçekleşmesine izin verecek ne de Avrupa Ibpluluğu'nun Türk halkına karşı yaptığı haksızlığa ve adaletsizliğe sessiz kalacaktır. Rumlann büinen Bizans oyunlan kesinükle hedefine ulaşamayacak ve KKTC mevcut sınırlan ile varlığını devam ettirerek dünyadaki yerini mutlaka alacaktırî' Nükleer santrala 'evet' • BERN (AA) — Isviçre'de dün yapılan bir halkoylamasında Isviçreliler, nükleer santrallann tamamen terk edilmesine "hayır", ancak 10 yıl içerisinde yeni nükleer santrallar kurulmamasına "evet" * dediler. Halkoylamasına katılanlann 52.9^ nükleer santrallann tamamen kullanılmamasına hayır, yüzde 47.1'i ise evet dediler. Buna karşın halkoylamasına katılanlann yüzde 54.6'sı 10 yıllık bir süre içerisinde yeni santrallar kurulmaması için evet, yüzde 45.4'ü de hayır oyu kullandılar. Afgan mücahitleri • KABtL (AA) — Afganistan hükümeti, yaklaşık 120 bin mücahitin Sovyet askerlerinin geçen yü çekilmesinden sonra Afgan askerlerine karşı yürütülen silahlı mücadeleyi kınayarak silahlanm bıraktıklarını bildirdi. F. Alman Yeşüleri • BAYREUTH (AA) — Federal Almanya'nın radikal Yeşiller Partisi ile Demokratik Ahnanya'da komünist hükümetin yönetimden çekilmesini sağlayan D. Alman insan haklan savunucusu gruplann, genel seçimler öncesinde işbirliğine gidilmesini onayladıklan bildirildi. Savyera eyaletinin Bayreuth kentinde hafta sonunda bir araya gelen iki gnıp da iki Almanya'nın 3 ekimdeki tarihsel birleşmesinin, "Federal Almanya'nın kapitalist sanayi toplumuyla (Doğu'ya ilhak) edecek olmasıyla, yeni bir toplumun doğması fırsatımn kaçınlacağı" görüşünde birleştiler. ABD'de IRA silahlan • LONDRA (AA) — New York polisinin, tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'm ziyaret edeceği BM Genel Merkezi yakınlanndaki bir binada silah ve patlayıcı madde ele geçirdiği bildirildi. Londra'da yayımlanan Daily Miaror gazetesinin dünkü sayısında çıkan bir haberde, Manhattan'daki bir binada otomatik silahlar, patlayıcı maddeler ve el telsizleri ele geçirildiği belirtildi. Reformcıdar ağır bastıYönetimdeki Sosyalist Parti'nin lideri Alexander Lilov, partideki reformcu kanadın baskısıyla istifa ettiğini açıkladı. Dış Haberier Servisi - Bul- garistan'da yönetimdeki Sosya- list Parti'nin lideri Aleunder Lilov, dün istifa etti. Partinin muhafazakâr kanadıyla çekişme halinde olan reformculann, is- tifa etmesi yolundaki baskılany- la karşılaşan Lilov, partinin da- ha genç yöneticüere ihtiyaç duy- duğunu ve yenilere yer açmak 1 için görevinden ayrılacağını açıkladı. AP'nin haberine göre Bulga- ristan Sosyalist Partisi (eski adıyla Komünist Parti) kongre- sinin üçüncü gününde karannı açıklayan parti lideri Alexander Lilov, Sosyalist Parti'de daha 'pragmatik ve ihtilafsız' bir lide- re gereksinim olduğunu söyledi. Partinin reformcu kanadı tara- fından, liderlikten çekilmesi için sürekli baskılara maruz kalan Lilov, dün kongrede yaptığı ko- nuşmada, yeni isimlere yer aç- mak için başkanhktan aynlmak istediğini belirtti. Sosyalist Parti lideri Alexan- der Lilov, Komünist Parti yöne- timi sırasmda Devlet Başkanı Todor Jivkov'un yanında yer al- mış ve üst düzey görevlerde bu- lunmuştu. Bu nedenle Sosyalist Parti'nin muhafazakâr kanadın- da yer alan Lilov, oldukça "ihtilalh' bir lider niteliği taşı- yor ve radikal kanadın tepkisi- ni çekiyordu. Parti kongresinin önceki gün yapılan ikinci oturu- munda, radikal ve muhafazakâr —•«* MUHAFAZAKÂR KANAT — Partinin muhafazakâr kanaduıın liderleri Lilov (solda) ve Petar Mladenov, reforracularla uzlaşma yolunu seçtiler. (Fotoğraf: Reuter) bölünmeyi önlemek kanatlar, partinin bölünmeme- si için uzlaşma kararı almışlar- dı. Parti yönetimini ele geçirme- ye çalışan raı'ikal-kanat, Lilov- un parti yöneticiliğinden aynl- ması konusunda ısrarlı bir tu- tum izliyordu. Lilov'un partinin muhafazakâr kanadının desteği- ni almasına karşın radikal kana- dın muhalefeti, partinin bölün- mesine kadar gidebilecek sert tartışmalara yol açıyordu. Baş- bakan Andrei Lakanov, önceki gün Lilov'un yerini alması düşü- nülen dört reformcu adayın adı- nı açıklamışu. Sosyalist Parti'dereformcuve muhafazakâr kanatlar arasında- ki çatışmalan derinleştiren ne- denlerin başında, ülfcedeki eko- nomik durumun giderek bozul- ması geliyor. Bulgaristan'da ha- ziran ayında yapılan seçimlerden başanyla çıkarak yönetime ge- len Sosyalist Parti, ekonomik kriz nedeniyle halkın desteğini yitirme tehlikesiyle karşı karşı- ya. Ülkede eylül ayından bu ya- na şeker, yağ, peynir gibi bazı te- mel gıda maddeleri karneyle sa- tılıyor; sabun, deterjan gibi tü- ketim mallaruu bulmak ise çok guç. Elektrik sıkıntısı ise evler- de ve işyerlerinde sürekli kısıntı uygulanmasını zorunlu kılıyor. Partideki reformcu milletvekil- lerinden Petar-Emil Mitev, bir- kaç ay sonra ekonomik krizin giderek derinleşeceğini, dizel ve kömür bulunmayacağını, hatta yiyecek ekmeğin bile kalmaya- cağını söyledi. Devlet Başkanı Jelyu Jelev, Ulkenin içinde bulunduğu eko- nomik krize çıkış bulmak için dün ABD'ye gitti. Jelev, ABD ziyareti sırasında tüketim mad- deleri yardımı talep edecek. ISRAİL Filistinlilere stirgün cezası İsrailli yetkililer, Filistinlilere karşı uygulanacak önlemleri görüşüyor. tsrailli bir askerin Filistinlilerce öldürülmesine misilleme olarak ahnacak önlemler arasında sürgün cezalan ve ev yıkımlannm da olacağı bildiriliyor. Dış Haberier Servisi — tsrailli bir as- kerin geçen perşembe günü Filistinliler- ce öldürülmesinden sonra Gazze Şeridi'nde gerginlik hızla tırmanıyor. ts- rail savunma yetkililerinin, Filistinlilere karşı uygulanabilecek pekçok sert önle- mi görüşmek üzere bir araya gelecekleri bildiriliyor. Bu önlemler arasında sürgün ve Filistinlilere ait evlerin yıkılması gibi uygulamalann da bulunabileceği kayde- diliyor. Israil Radyosu dün yaptığı bir yayın- da, tsrail hükümetinin lsrailli bir aske- rin Bureij mülteci kampında taşlanıp öl- dürülerek yakılmasına misilleme olarak bazı Filistinlileri sürgün etme hazırlığm- TüRK-YUNANİLİŞKİLERI da olduğunu duyurdu. Radyo, Filistin- lilerin kovulmalan konusundaki emrin Israil Savunma Bakanı Moşe Arens ta- rafından verileceğini bildirdi, ancak kaç Filistinlinin bu işleme tâbi olacağı konu- sunda bügi veTmedi. Savunma Bakanh- ğı'ndan radyonun haberini doğrulayan ya da yalanlayan bir açıklama yapılma- dı. İsrail Radyosu aynca Savunma Bakanı Arens'in, tsrailli askerin öldürüldüğü Bureij mülteci kampındaki bazı evlerin 'yol genişletme çalışmalan' nedeniyle yı- kümalannı da emredecegini kaydetti. Yı- kılması kararlaştırılan evlerin sahipleri- nin mahkemeye başvurabilecekleri belir- tiliyor. Aynı hak, sürgüne tâbi olacak ki- şiler için de geçerli, ancak bu konuda mahkeme kararlarının bir yıldan erken bir sürede çıkmadığı ifade ediliyor. İsrail güvenlik kaynaklan, savunma yetkilileri ile bir araya gelerek Filistinli- lere karşı uygulanabilecek sert önlemle- rin yasal boyutlannı görüşecek. Reuter'in bildirdiğine göre göruşülecek önlemler arasında sürgün uygulamalan ve ev yı- kımları da bulunacak. tşgal altındakı Batı Şeria ve Gazze'de aralık 1987 yılın- da başlayan Filistin direnişinden bu ya- na 58 kişinin çoğu Lübnan'a olmak üzere sürgün edildiği belirtiliyor. Ancak sür- günler üzerine olayların daha da artması ve dünya kamuoyundan gelen sert tep- kiler üzerine tsrail hükümetinin yakla- şık 15 aydır sürgün uygulamasını durdur- duğu kaydediliyor. Savunma Bakanlığı danışmanlanndan Danny Naveh, alınacak önlemlerin gö- rüşüleceği toplantı ile ilgili Reuter'e yap- tığı açıklamada, önlemler hakkında aynntüı bilgi vermekten kaçınarak "Her- kes önlemler uygulamaya başlandığında ne olduğunu görecektir" dedi. Bu ara- da lsrailli askerlerin öldürüldüğü Bure- ij kampında yaklaşık 30 kişinin gözaltı- na alındığı bildiriliyor. Kampta yaklaşık 18 bin Filistinli yaşıyor. tsrail Tarım Bakanı Rafael Eitan, hü- kümetin Gazze ve Batı Şeria'daki olay- ları önleyemeyen politikalanru kınayarak toplu cezalandırmalar'dan yana olduğu- nu belirtti. Olaya kanşan 200 Filistinli gencin ülkeden atılmaları gerektiğini de söyleyen Eitan, lsrailli askerlere taş atan tüm Filistinli çocuklann ana-babalarınm da sürgüne gönderilmelerini ve lsrailli as- kerin öldürüldüğü mülteci kampında, olay yerinin 100 metreye kadar yakının- daki tüm evlerin yıkılmasını istedi. Atina, diyalog için isteksiz Yunan tarafının randevu verme konusundaki isteksizliği sonucu, New York'ta bulunan iki dışişleri bakanının geçen temmuzda başbakanlar tarafından kararlaştırılan buluşmalannın gerçekleşmemesi olasılığı belirdi. BOZER-Göriişme suyamı döşüyor? ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Türkiye ile Yunanistan arasında iki yı- la yaklasan bir kesintiden sonra temmuz başında başbakanlar ilüzeyindeki görüş- meyle yeniden başlayan üst düzeyli si- yasi diyaloğun bir kez daha aksaması olasılığı belirdi. Temmuz görüşmesinde alınan karar çerçevesinde, iki ülkenin Dışişleri Bakanları Ali Bozer ve Ando- nis Samaras'm bu hafta içinde New York'ta buluşmalan gerekirken Kıbns sorununa ilişkin son görüşmeler bu gö- rüşmeyi tehlikeye düşürdü. Yunanistan tarafının Bozer - Samaras görüşmesi için randevu sağlamakta isteksiz oldu- ğu ve bu isteksizliğin, Başbakan Yüdı- nm Akbulut'un KKTC ziyaretinin so- nuçları bilinmeden ciddi bir siyasi diya- loğun yürütülemeyeceği görüşünden kaynaklandığı öğrenildi. Ankara'daki Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise Bozer- Samaras görüşmesinin, gerçekleşmesi yönündeki beklenti ve isteklerinin sür- düğünü belirtiyorlar. Ankara'daki Türk ve Yunan dıploma- tik kaynaklan bu hafta içinde yapılma- sı beklenen Bozer-Samaras görüşmesi için hâlâ randevu sağlanmadığını ve bu gecikmenin 'olağan sayümayacağınr be- lirtiyorlar. Her iki çevre de Yunan ta- rafında randevu sağlanmasına yönelik bir isteksizlik olduğunu doğrularken ge- niş kapsamlı ve resmi gündemli bir gö- rüşmenin 'artik beklenmediğini' ifade ediyorlar. Cumhuriyet'in Yunan diplo- masisine yakın kaynaklardan edindiği bilgi ise bizzat Dışişleri Bakanı Sama- ras'm bu konudaki 'belirsizliği' ifade et- tiği doğrultusunda. Halen New York'- ta bulunan Andonis Samaras'ın bir Yu- LlBERYA Monroviacla korkunç iııtikam ABÜMAN (AA) — Liberya'da 22 eylülde ilan edilen ateşkes sürerken, Liberya eski Devlet Başkanı Samuel Doe'nin öldürül- mesine ilişkin ay- nntılı bilgiler alın- maya başlandı. • İngiltere'de yayımlanan Observer ga- zetesi, 10 yıl Liberya'da yönetimde bu- lunan Samuel Doe'nin asilerin lideri Prince Johnson'm adamlan tarafından işkence edilerek öldürüldüğünü bildirdi. Gazete, Doe'nin cesedinin kinci Liber- yalılar tarafından bıçaklarla parçalandı- ğını da duyurdu. Observer gazetesi, adını yalnızca Jo- seph olarak veren Monrovia'dan Lüb- nanlı bir tüccar ile yaptığı röportajı ya- yımladı. Gazeteye göre, Joseph olayı şöy- le anlattı: "Doe'nin dleri kelepçelenmişti ve iki bacağından da vumlmuştu. Bacakları çok fazla kanıyordu. Ona hakaret edi- yorlardı. Daha sonra johnson'm adam- lanndan biri bıcağını çıkartarak kulağım kesti. Adam daha sonra yanaklannı bı- cakla çapraz bir şekilde kesti. Doe çığ- lıklar aüyordu, yanaklanndan ve kafa- sından kan akıyordu." Lübnanh tüccar, son gördüğunde Do- e'nin kan kaybından neredeyse ölmüş ol- duğunu anlattı. Cesedi kesildi Observer gazetesi, Freetown'dan Oli- ver adb Liberyah bir öğretmenin de, "Doe'nin vücudunu tekerlekli bir araba ile kentte dolaşürıyorlardı. Havaya ta- bancalaıia ateş ederek, 'Doe'yi öldürdük' diya bagınyorlardı" şeklinde olayı anlat- tığını bildirdi. Oliver, "tnsanlar viicudunun yanına geliyorlanlı ve onu bıçaklarla kesiyortar- dı. Bir elinde iki, belki de üç parmağı yoktu, cinsel organı da kesilmişti" dedi. Görgü tamklanmn bu anlattıklanmn, Doe'nin, 1985 ekim aymda, kendisini yö- netimden uzaklaştırmaya çalışan ancak yakalanan General Thomas Quiwonk- pa'nın işkence görmüş cesedini üstü açık bir arabayla Monrovia'da dolaştırtma- sını anımsattığı bildiriliyor. Doe, Qu- inwonkpa'nın darbe girişiminden sonra onun doğum yeri olan Nimba'ya asker- lerini göndermiş ve burada 2.000'den fazla sivil öldürühnüştü. Öte yandan Liberya'run büyük kısmını kontrolü altmda tutan asi gnıplarmdan Ulusal Yurtsever Cephe'nin (NPFL) li- deri ChariesTaylor, 10 ekimde genel se- çimlerin yapılacağını açıkladı. Taylor, aynca Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği'ne, kendileri tarafından dünden beri ilan edilen ateskesin uygu- lanıp uygulanmadığmı denetlemeleri için çağrıda bulundu. nanlı gazetecinin 'randevu verildi mi?'şeklindeki sorusuna, 'bu konuyn benüz incelemedik' yanıtını verdiği öğ- renildi. BM Genel Kurulu Başbakan Yıldınm Akbulut ile Yuna- nistan Başbakanı Konstanlin Mitsotakis arasında NATO'nun Londra zirve top- lantısı sonrasında yapılan görüşmede iki dışişleri bakanının BM genel İcurul ça- lışmalan sırasında buluşmalan ve Mit- sotakis'in Ankara ziyareti de dahil ol- mak üzere, diyaloğun devamına ilişkin belirleyici kararlar almaları konusunda görüşbirliği sağlanmıştı. Bozer-Samaras görüşmesini hazırlamak üzere geçen haf- ta Ankara'da yapılan teknik toplantılar- da, katılan heyetlerin 'alt düzeyli' olma- sına karşın olumlu bir havada geçmişti. Ancak Atina'dan gelen son sinyaller, Yunan tarafmın Türkiye'nin Kıbns Rum başvurusunun AT Komisyonu'nca ince- lemeye alınması sonrasında göstereceği tepki tüm boyutlanyla ortaya çıkmadan, yeni bir diyalog geliştirmemek doğrul- tusunda olduğunu ortaya koyuyor. Yu- nan diplomasisine yakın kaynaklar, Baş- bakan Yıldınm Akbulut'un 1-2 ekim günlerinde KKTC'yi ziyareti sırasında gündeme gelecek 'önlemler paketi'nin Atina'da 'kaygı' yarattığını ve bu kay- gı giderilmeden yapılacak bir Bozer- Samaras görüşmesinin 'havanda su dövmek' anlamına gelebileceğini ifade ediyorlar. Bozer New York'ta Öte yandan Şebnem Atiyas'ın New York'tan bildirdiğine göre Dışişleri Ba- kanı Ali Bozer dün başlayan Birleşmiş Milletler 45. Genel Kurul özel görüşme- lerine katılmak için önceki gün New York'a geldi. 4 ekime değin yirmiye ya- kın ikili temas ve genel kurula hitaben bir konuşma yapacak olan Ali Bozer'in gündeminde öncelik dünyaya Türkiye 1 - nin "guvtnlik için yaptığı fedakârlıklan" duyurmaya yönelik. Bozer, New York 1 ta ikili temaslann yanı sıra AGtK görüş- meleri, tslam Konferansı ve Balkan dı- şişleri bakanlannca onuruna verilecek öğle yemeğine katılacak. Bozer aynca 27 eylülde New York'a geçecek olan Cum- hurbaşkanı Özal'ın üst düzeydeki ikili te- maslannda hazır bulunacak. DUN1ADA BUGIJN ALİSİRMEN Cici Çocuk Politikası Ufuk Güldemir ile Sedat Ergin'in VVashington'dan gönder- dikleri haberlere bakınca, Bush'un Özat'ı neden bu denli tut- tuğunu anlamak daha da kolaylaşıyor. Öyle ya, Sayın Özal, hiç karşılığında, bizlerin sırtından, anayasayı çiğneyip ulu- sal çıkarları göz ardı ederek ABD'ye armağan üstüne arma- ğan yolluyor. Beyaz Saray'da bugün yapılacak görüşmenin faturasının ne olduğuna geçmeden önce isterseniz iki hafta önce ABD ile imzalanmış olan ve onaylanması büyük gürültülere yol aç- mış bulunan, SEİA'nın bir yıl daha sessiz sedasız uzatılma- sındaki garipliğe bakalım. Anlaşma öylesine sessiz sedasız uzatıldı ve ABD bu uzatmayı öylesine hiç karşılığında ekje etti ki Beyaz Saray Sözcüsü Roman Papadliuk, bir hafta ön- ce, Türk gazetecilerinin sorularıyla karşılaştığında şaşırdı. Ha- zırlıksız yakalanmıştı sözcü. Çünkü anlaşmanın üzerinde hiç mi hiç durulmamıştı. Hatta Amerikan basınında bu konuda tek satır bile çıkmamıştı. Oysa Yunanistan ile ABD arasında SEİA'nın uzatılması konusu Beyaz Saray'ın çok başını ağrrt- mış, başında yazılar birbirini izlemiş ve Atina, hatırı sayılır ödünler elde ettikten, bir de VVashington'dan 'Türkiye'ye karşı güvence" kopardıktan sonra anlaşmaya "Evet" demişti. Türkiye, bırakın bazı ödünler koparmayı, SEİA imzalandı- ğı zaman birlikte yayımlanan ek mektupta ABD'nin yerirte ge- tırmeyi kabul ettiği yükümlülükleri gerçekleştimnek için par- mağını dahi kıpırdatmamıştır. Ama Özal iktidarı, bu koşuilar altında bile SEİA'yı uzatmak- ta tereddüt etmemiştir. Bu davranışın nedeni, Özal iktidarının uyguladığı "cici ço- cuk politikası "dır. Bir zamanlar Menderes-Bayar iktidarının da uygulamış olduğu bu politikanın ne sonuçlar verdiğini Tür- kiye yaşayarak görmüş ve bu olaydan çıkarılan ders yüzün- dendirki 1960lı yılların başlarından 12 Eylül'e kadar geçen süre içinde VVashington'a karşı dikkatli ve mesafeli bir politi- ka cjüdülmüştü. Özal'ın bugün uyguladığı dış politika, cumhuriyet tarihinin en yanlış, en çıkarlarımıza aykırı tutumuna dönüşten başka bir şey değildir. SEİA konusunda olduğu gibi Köıiez bunalı- mında da cici çocuk politikası uygulayarak başlangıçtan bu yana kamuoyunun onaylamamasına karşın, Şahınler kana- dında yer almış olmamız, ABD'yi öylesine yüreklendirmiştir ki CNN Televizyonu'nda bile açık seçik Irak'a yönelik bir as- keri harekât planında Türkiye'nin aktif bir rol oynayacağı, Türk topraklarının bir kara ve hava harekâtının sıçrama tahtası ya- pılacağı açıklanmıştır Bütün bu ipuçları ve uygulanan cici çocuk politikası, Bush- Özal görüşmesinde kapalı kapılar ardında nelerin konuşu- lacağını, büyük bir olasıiıkla hangi ödünlerin verileceğini belli etmektedir Menderes-Bayar iktidarı döneminde uygulanan aymaz ci- ci çocuk politikası ile bugün tutulan yol arasındaki fark ise o günlerde aymazlığı kamuoyunun da paylaşıp, cici çocuk politikasını onaylamasına karşın bugün Türk insanının uyan- mış olmasıdır. Ne var ki bugün cici çocuk politikası anayasa zortanarak parlamentonun sorumsuz bir ANAP çoğunluğunun blok ha- lindeki davranışıyla kendi kendisini devre dışı bırakan tutu- muyla halka karşın yürütülmektedir. Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesindc bize hiç de sanıl- dığı kadar avantaj sağlamayacak olan bu cici çocuk politika- sının sona ermesi, muhalefetin ve özellikle sosyal demok- ratların güçlü biçimde ayakta durmaları ve ilk seçimde ikti- dar ya da iktidar ortağı olmalanna bağlıdır. Ne var ki SHP'de son günlerde oynanan oyunlar oluşan yeni ittifaklar, sosyal demokrat hareketi kaçınılmaz bir küçül- »meye doğru sürüklemektedir. Başka bir deyişle SHP içinde şimdi geniş bir maske altına gizlenmiş olan dar kadrocu ha- reket cici çocuk politikasının sürmesinin güvencesi olmak- tadır. Bu durumda insanın "Acaba SHP içindeki olayları dışarı- dan ve uzaktan kimler yönlendiriyor" diye sorması kaçınıl- maz oluyor. KÖRFEZ KRİZİ J FR ANÇOİS MİTTERRAND Irak gerî çekilirse her şey mümkün olur BM Genel Kurulu'nda konuşan Fransa Cumhurbaşkanı, Ortadoğu'daki sorunlann çözümü için üç aşamalı bir plan önerdi. Bu arada Irak, Dışişleri Ba- kanı Tarık Aziz'in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplan- tısına katılabilmesi için uçağı- nın New York'a inmesine, Irak'taki Amerikan vatandaş- lannm serbest bırakılması ha- linde izin verileceği yolundaki ABD teklifıni reddetti. Irak Haber Ajansı'mn dün- kü haberinde, Tarık Aziz'i ta- şıyan uçağm New York'a inme- sine izin verilmesi için Irak'ta- ki Amerikahlann serbest bıra- kılması koşulunun getirildiğini belirterek Irak Dışişleri Bakan- lığı'nın, söz konusu öneriyi Birleşmiş Milletler Genel Sek- reterüği'nden öğrendiği kayde- dildi. Haberde, Tank Aziz'in ABD yasağıyla ilgili olarak tav- siyeler almak için BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a daha önce mektup yazdığı da kaydedildi. Dış Haberier Servisi — Fran- sa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Irak'ın Kuveyt'ten geri çekilmeyi ve yabancı rehi- neleri serbest buakmayı kabul etmesi halinde "her şeyin mümkün olacağuu" söyledi. BM Genel Kurulu'nda dün bir konuşma yapan Mitterrand, Ulkesinin aynı bölgedeki deği- şik çatışmalan bir tutmadığını kaydetti ve Ortadoğu'daki so- runlann çözümünü öngören üç aşamalı bir plan önerdi. Fransa Cumhurbaşkanı Mit- terrand'ın önerdiği plamn ilk aşamasmda Irak'm, Kuveyt'te- ki askeri birliklerini geri çekme- yi ve elinde tuttuğu yabancı re- hineleri serbest bırakmayı ka- bul etmesi öngörülüyor ve bu durumda her şeyin mümkün olacağı kaydediliyor. Mitterrand'ın önerdiği pla- mn ikinci aşamasında, Irak bir- liklerinin Kuveyt'ten geri çekil- mesine, ülkenin egemenliğine kavuşmasına ve halkın kendi seçimini demokratik yollardan yapmasına uluslararası kamu- oyunun garantörlük etmesi ön- görülüyor. Fransa Cumhurbaşkanı, pla- nın üçüncü aşamasının, Orta- doğu bölgesinde kanlı catışma- lann yerini güven ve banş or- tamı içinde iyi komşuluk iüşki- lerinin almasım öngördüğünü, bunun da herkesin Umitsiz de olsa ümit ettiği bir şey olduğu- nu söyledi. Mitterrand, Orta- doğu bölgesinde, sebepleri' farklı olan çatışmalan bir ara- da değerlendirmediğini de tek- rarladı ve böyle düşünmenin "gercekdışı" olacağını belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, ilgili ta- raflar arasında görüşmeler baş- latılmasından yana olduğunu da kaydetti. Fransa'nm Körfez bölgesin- deki faaliyetlerinin saldırgan değil; savunma nitelikli oldu- ğunu belirten Mitterrand, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a ambargo kararlanna da uygun hareket ettiklerini söyledi ve "BM'nin politikası, bizim poli- tikamızdır" dedi. IRAN Irak^a gıda kaçıranlar tutuklandı Dış Haberier Servisi — Tah- ran hükümeti dün yaptığı açık- lamada, Irak'a kaçak gıda maddesi sokmaya çahşan 29 ki- şi>i tutukladığuîı bildirdi. lrani ın resmi haber ajansı IRNA ta- rafından duyurulan açıklama tran'ın Irak'a uygulanan am- bargonun delinmesi çabasına karşı aldığı ilk somut önlemi oluşturuyor. IRNA'mn haberi- ne göre kaçakçılan pazar günü, Kürt kenti Sanandaj'da Devrim Mahkemesi'ne teslim edildiler. IRNA kaçakçılardan ele geçiri- len besin maddeleri arasında pi- rinç, un, şeker, bitkisel yağ, hurma, üzüm, süt tozu ve do- mates salçası bulunduğunu bil- dirdi. Iran, Körfez'deki yabancı yı- ğınağını eleştirmesine rağmen Irak'a karşı ambargoya uyaca- ğını sık sık belirtmisti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle