Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvet Matbaacılık ve Gazeteulık Turk \nonım Şırkeu adma
Nadir Nıdı £ Gene! \avın Muduru Hasan Cemti, Muessese Muduru
EmİK l'şıklıgil. Yazı lşlcn MudJru Okl) Gonmjln, 0 Habcr Merke/ı
Muduru taifın Bawr, Sayfa Duzenı >ön«menı Alı Aoir 0 Temstlcıler
ANKAR* Akaıcl T>n. IZM1R Hlkıntt Çftınkayı. ADAN* Çttın >«rno«hı
l( Pnlıtıka C«M Batbaı*. Dı> Habcrlcr Eıpa Brtci Ekonomı O ^ B Tarkm ls Smdıka Şakm b n c i . kullur CJtal Lotr Islanbul
Haberlerı Ktmal TİMçak. Egılım G m ) Şflylu. Haber Arasirma tüBrt •«*«. Yun Habcrlen Nccfel DofM, Spor Dımsnunı
4M>lkX> I n h u Dız> tantar Kma Çakfku. ^nstıfma Ş«fcı» Alpn CKudımc AMıBtiı Vum 0 Koofdıuıor U M fcmbaa
0 Mah Isıer Enl Eıkal # Muhasrt* M c « Itact 0 Bulce Pbnluna S o * u a t d q n | h # Rrtlam Am Tonm 0 Ek
Ya\ -ar Hcb* Akjol 0 tdare Hnr*ıı G«fTf 0 liletme Oadcr Çcfik 0 Bilgı Hlem Ntü Inl Q Pcrcond
h7M* Kurvtu Bajkan Narilr Nadı
Okm Aktal. Yafcıa Hm«r Haaaa
C r a l tifcnct Çrtıakıia Oka>
l » u ı UJ.r Mı«ı ilk»
Srtçiık. Ab Sımes. Ahael Ttn
BCSÜA vr Krnn Cultıhunvn Viaıbucılik ve Gaıntcılık T A.Ş- TUrk Ocatl Cad 39/41 (
WiJ4 la PK 246 Ivınbui Tcl 512 05 05 (20 hat). Tstec 22246. F u (1) 526 60 72 £
Suroı»- Aalun Zıya G&kalp Bl» lnküıp S No 19/4. Tei. 133 II 41-47 Ttteı 42344 Fu. <4) 133
0< 6< ^ Inrir H Zıya Bh 1352 S 2 3 Ta 13 12 30 fcta. 52359 F u (51) 19 33 «0
InOml Cad 119 S No I Kal I Td 19 3" 52 (4 h«l), Trioı 62155 F«x (711 19 23 7»
TAKVİM- 25 EYLÜL 1990 lmsak: 4.22 Guneş: 5.47 Öğle: 12.01 İkindı: 15.23 Akşam: 18.04 Yatsı: 19.25
tsrail Gizli Servisi (MOSSAD) Irak'taki nükleer santralla ilgili bilgileri ele geçirmiş, Osirak 1981 yılında yerle bir edilmişti
Irak'ta Sfenks OperasyonuThş Haberier Serrisi — But-
nıs Eben Halim, 1970'li yıiların
sonlannda Fransa'da nükleer
teknoloji üzerine çalışan biı
grup Iraklı bilim adanundan bi-
riydi. Israil Gizli Servisi MOS-
SAD tarafından seçildi, Irak'ta
Fransız teknolojisi ile kurulan
Osirak Nükleer Santralı'nın tüm
bilgüerini "tuzaga duşerek" kar-
şı tarafa verdi ve Osirak 1981 yı-
lında bir hava saldırısıyla yerle
bir edildi.
Halim, Fransa'nın 1973 yılın-
daki enerji krizinden sonra
Irak'a nükleer teknoloji transfe-
rine karar vermesi sonucu bu ul-
keye gönderildi. Her ne kadar
Fransa ve Irak, Osirak nükleer
terminalinin yalnızca enerji
amaçlı olarak kullanılacağını
açıkladılarsa da Israil, bu termi-
nalüı nükleer silah ureteceğin-
den kaygılanıyordu ve MOS-
SAD'ın Tel Aviv'deki merkezin-
de bulunan Paris masası hareke-
te geçti.
Halim'in de içinde bulundu-
ğu Irakb bilim adamları grubu,
Fransa'daki Sarcelles Nükleer
Santralı'nda Osirak için bilgi sa-
hibi olmaya çalışıyorlardı.
MOSSAD'ın Uk hedefi Iraklı bi-
lim adamlannın geçmişlerini,
kişisel özeUiklerini ele geçirmek-
ti. Bunun için MOSSAD'ın Pa-
ris'teki gönüllüler ordusu devre-
ye sokuldu. Sarcelles Nükleer
Santralı'run personel bölümün-
de çalışan Jacques Marcel bu iş
için biçilmiş kaftandı ve Marcel,
Irakb bilim adamlannın dosya-
larını MOSSAD'a kolayca ileti-
verdi.
MOSSAD'ın ilgisini 42 yaşın-
da, evli ve çocuksuz Butrus
Eben Halim çekti ve "sen«ryo"
yazıldı. Artık MOSSAD'ın çek-
tiği fılmde, Halim, "başoyuncu"
olarak görev alacaktı. önce ai-
le yapısının değerlendinlmesi ge-
rekiyordu. Halim ve kansı bir
gün evlerinde otururken kapı
çalındı. Kapıda, kısa kesilmiş
saçlı, genç ve guzel bir kadın du-
ruyordu. Kendisini "Jacqııcüııe
n
olarak tanıttı. Parfum sa-
tıyordu.
Samira ve apartmanda oturan
diğer kadınlar, Jacqueline"in ge-
tirdiği parfümleri kapıştılar,
çünkü kaliteli parfümleri piya-
Irak 70'li yıUarda
nükleer teknoloji ithal
etmeyi kararlaştırmış,
bu doğrultuda Osirak
Nükleer Santralı
kurulmuştu. Bölgede,
kendisinden başka
nükleer güce sahip ülke
istemeyen Israil,
MOSSAD aracılığıyla
Iraklı bir bilim adanunı
Paris'te tuzağa
düşürerek gerekli tüm
aynntılan ele geçirdi.
Israil, 'The Sunday
Times' gazetesinin
haberine göre, hem
kullandığı insanları hem
de bir hava saldınsıyla
santralı ortadan kaldırdı.
TORKİYE
Ikı savaş uçafiı Boeıng 707. j
Irak hava sahasından cıkar
çıkmaz Berseba'ya
dönûyoriar
Israil savaş uçaklan Irak
hava sahasına gırer gırmez.
Aır Lıngus Havayollan uçağı
rolûndekı Boeing 707den
yakıt ıkmalı yapıyor Boeıng
707 daha sonra ıkı savaş
uçağmın eşlığınde Kıbns'a
gıdıyor
IRAK
Bağöat
Israil uçaklan, nükleer
reaktörû tahnp edıp
Berşeba ya dönüyorlar
Ölüme karar verenlerIngiltere'de yayımlanan 'Sunday Times' gazetesine göre Israil için
ortadan kaldınlmaları gereken insanlar hakkında verilecek kararlar
farklı uygulamalarla alınıyor.
Meshad'ın öldürulmesi ise, MOSSAD'ın başkanından Israil
Başbakanı'na kadar uzanan bir zincir içerisinde alınan kararlar
sonucu oldu. MOSSAD, Israil için zararlı olduğuna inandığı kişilenn
yer aldığı bir liste hazırlıyor ve bunu başbakana sunuyor. Eğer
başbakan olur verirse, bundan sonra o kişinin durumu 'Gizli
Yargılama Komitesi' tarafından inceleniyor. MOSSAD listesinden
komite onune kadar gelen bu kişi, tsrail'e verdiği, vereceği zararlar
açısından gıyabında yargılaruyor.
Komite, söz konusu kişiyi suçlu bulursa iki tür karar verebiüyor.
Bunlardan birincisi, Israil için zararlı olduğuna inanılan kişinin ülkeye
getirilerek yargılanmasmı, ikincisi ise bunun gerçekleşmeyeceği
durumlarda öldurülmesini içeriyor. Eğer öldürulmesi yolunda karar
verilmişse, bu karar başbakana gönderiliyor ve onun da imzaJaması
durumunda gerçekleştiriliyor. lşte, Mısırlı bilim adamı Meshad'ın
öldurulmesinde bu yol uygulanmış bulunuyor.
sanın çok altında bir fıyatla sa-
tıyordu. Samira, Jacqueline'i eve
davet etti ve kocasıyla olan mut-
suz evliliğini, kendi parasını ge-
çinmek için kullanmak zorunda
kaldığını ve iki hafta içinde an-
nesi ameliyat olacağı için Irak'a
gitmek zorunda olduğunu bir
çırpıda anlattı. Jacqueline, Sa-
mira'nın iyi bir kuaför bulma-
sında da yardımcı oldu. Parfum
satıcısı Jacqueline, Samira'mn
bir anlık dalgınlığından da ya-
rarlanarak ev anahtannın kop-
yasını ele geçirmeyi basardı.
Paris'teki MOSSAD merke-
zinde, artık Halim'in aile yapı-
sına ilişkin tüm bilgiler dosya-
lanmış, evin anahtarı da bir ku-
tuda "muhafuzaja" alınmıştı.
Israil Gizli Servisi, artık "motor"
komutunu verip senaryoyu fıl-
me alabilirdi.
Halim, karısının Paris'te ol-
mamasının verdiği rahatlıkla
gündelik yaşamına biraz renk
katmanın yollannı anyor, en
azından böyle olmasını düşünu-
yordu. Her sabah, kendisini Sar-
celles santralına göturen otobu-
sü beklediği durağa gidiyor ve
bekliyordu. Bu arada aklı fikri,
gündelik yaşamına gelecek
"renkteydi". Bir gün durağa
doğru yürürken durakta bekle-
yen "harika" bir kadına gözleri
takıldı. însarun böyle bir kadı-
m görmemesi için kör olması ge-
rekirdi. Bu durum, birkaç haf-
ta sürdü; kadın, durakta bekb-
yor ve kırmızı bir Ferrari'ye bi-
nip gidiyordu.
Yine böyle rutin sabahlann
birinde Halim, sanşın afeti yi-
ne durakta gördü, ancak kız bu
kez bir otobüse binerek durak-
tan a>Tildı. Biraz sonra Halim'-
in yabancısı olmadığı Ferrari du-
rağa yanaştı ve Irakb bilim ada-
mı, arabamn açık penceresinden
başını uzatarak sanşın afeti ara-
yan adama Fransızca "Kız, oto-
büse binip eitti" dedi. Ferrari-
deki adam, fngilizce karşüık ver-
di ve Halim bu kez, kızın gidi-
şini lngiUzce yeniden anlattı, di-
ğer otobüs durağının çok kısa
mesafede olduğunu söyledi.
Ferrari'deki adam, kendisini
Jack Donovan olarak tanıtarak
Halim'i arabasıyla götürebilece-
ğini söyledi. Halim, bir an bile
düşünmeden tekb'fi kabul etti ve
Ferrari'nin iki koltuğundan sağ-
dakinde bir güzel kuruldu. "Ba-
A N T I K A T A L A N I
'Sakallı erkek başı'nın ünlü matematikçiye ait olduğu, kaçakçılık hikâyesi sonunda ortaya çıkanldı
Pitagor'un'başı'nagelenlerÖZGEN ACAR
A F R O D İ S Y A S / B O D -
RUM/NEW YORK — Soğuk
bir şubat gecesiydi. Kar yoktu
ortabkta. Ancak karda yürüyüp
de iz bırakmayan birtakım kişi-
lerden biri, elindeki balyozu
"güm" diye duvara indirdi. Köy
uykudaydı. Gabba bir iki çoban
köpeği ulumuştu. Balyoz sesini
kimse duyamamıştı. Bir balyoz,
bir balyoz daha, bir daha, bir
daha indi durdu duvara. Bir in-
sanın rahatlıkla geçeceği kadar
oluşan delikten suzülduler içe-
riye...
13 Şubat 1976'nın ertesi gunü
Türk gazetelerinde şu başlık var-
dı:
"Afrodisyas antik kentindeki
kazı evi deposu biiinmeyen ki-
şilerce soyuldu."
Ikinci başbk şöyleydi:
"Depodan çahnanlar, ancak
Prof. Kenan Erim'in Amerika-
dan gelişinden sonra beUi ola-
cak."
Olayın ikinci gününde ise Iz-
mir'in ciddi gazetesi, "Yeni
Asır"ın başhğı çok acunasızdı ve
yamlmıyorsam şöyle bir şeydi:
"Soygunn, Amerika'da yaşa-
yan arkeolog Prof. Kenan Erim
dnzenledi..."
Aydın emniyet ve jandarma-
sı soruşturmayı yürütürken üç
bekçi de gözaltına alındı. Yaylım
ateşini surdüren Yeni Asır gaze-
tesinin muhabirine göre Ameri-
ka'dan gebnesi beklenen Prof.
Erim her an tutuklanabilirdi.
Prof. Erim geldi. Depodan
çabnan eserleri belirledi. Çalı-
nan, sekiz mermer eserdi. Ilgi-
lilere çabnan eserlerin fotoğraf
ve teknik bilgilerini verdi. Emi-
nım, Prof. Erim, o günlerde yüz
kere ölup, yüz kere dirilmişti.
Ancak o gün bugün Prof.
Erim'in akbndan şu soru çıkma-
dı:
"Depoda dünyada bir benze-
ri bnİDnmaj-an, taşınması çok
daha kolay pek çok eser varken
hırsıziar neden bu ikinci, hatta
üçüDcii sınıf eserleri çalmjşlar-
dı?" Erim, bu sorunun henüz
yanıtını bulmuş değildir.
Bana göre unlu arkeoloğun
bir iftira ile uzakiaştınlması üze-
rine Afrodisyas'taki meydan
kendilerine kalacaktı. Yerel ka-
çakçılar aynı yöntemi Türkiye
1
nin öteki yörderinde de şu ya da
Başında bant ya da diadem bulunan "Sakallı Er-
kek Başı" heykeli 1976'da bir kış günü Afrodis-
yas kazıevinin deposundan çalındı.
Prof. R.R.R. Smith ve Prof. Erira dünyada bir
eşi olmayan bir portre>i zaman tünelinden geçe-
rek 20. yüzyıla kazandırmıştı.
bu biçimde deniyorlardı. Ame-
rikan kitaplanna Afrodisyas yö-
resinin unlü kaçakçısı diye geçen
Bay Mestan'a aramızda soruyo-
rum: "Planın hedefi bu degil
miydi Sayın Bay Mestan? Bu
amaçla ikinci sınıf eserler calın-
madı mı? Kurdun amacı sürü-
yıi çobansız bırakmaktı".
Yerel kaçakçılann telkini ile
muhabirin hırsızlıkla suçladığı
Prof. Erim'e bu olaydan üç yıl
önce Turkiye Cumhuriyeti'nin
50. kuruluş yıh "başan odiilü"
verilmişti.
Daha sonra New York Bele-
diyesi, insanlığa katkı yapanlar
arasında Prof. Erim'e "Hfirriyet
Anıü"nın 100. yıl özel ödülünü
verecekti. Ünlü "National
Geographic" dergisini yayımla-
yan örgut, 100. kuruluş yıldönü-
mü nedeniyle ilk kez 15 bib'm
adamına "çevreye ve insanlığa
katkılanndan dolayı Kristal Kü-
re ödülünü" vermişti. Bunlar-
dan biri yine Prof. Kenan Erim-
di.
Prof. Erim, Amerika'ya dö-
ner dönmez, "Journal Field of
Archaeology" dergisinde çab-
nan sekiz eserin fotoğraflan ile
özelbklerini içeren bir uyan ya-
zısı yayımlayıp antika pazannı,
müzeleri, koleksiyonculan "Bu
eseriere karşı alarm"a geçirecek
ve gördükleri yerde kendisine
haber verilmesini isteyecekti. Bu
sekiz eserden birini Prof. Erim
"Büyük bir olasıhkla bir şair ya
da fUozofa ait olan sakallı erkek
başı" diye tanımlamıştı.
25 Kasım 1977 tarihinde
Cumhuriyet gazetesine o zaman
yaşadığım Bodrum'dan yazdı-
ğım bir yazıdan bir kısmı birlik-
te okuyabm:
Prof. Erim anlatıyor:
"Bu yıl bureda kazılanmı ya-
parken bağlı olduğum üniversi-
tedeki bir arkadaştan ilginç bir
13 Şubat 1976 günü
Afrodisyas antik
kentindeki kazıevi
deposundan sekiz eser
çalınmıştı. Eserlerden
biri de 'sakaüı erkek
başı'ydı.
Prof. Kenan Erim,
çalınan eserlerin ortaya
çıkarılması için yoğun
bir kampanya başlattı;
antikacılan, müzeleri,
koleksiyonculan
'alarm'a geçirdi.
Bu çabalar sonucu,
mermer heykel başı, bir
paket içerisinde New
York'taki Türk
Başkonsolosluğu'na
gönderildi.
Prof. R.R.R. Smith,
araştırmalan sırasında,
söz konusu 'sakallı
erkek başı'nın
geometrideki ünlü 'Eşek
Denklemi'nin yaratıası
Pitagor'a ait olduğunu
ortaya çıkardı. Yunan
harfleriyle 'Pythagoras'
yazüı başsız bir heykel
kaidesine, 'sakallı erkek
başı' 'cuk' diye
oturmuştu. Böylelikle
dünya ünlü Yunanlı
düşünürün yüzünü 2540
yıl sonra ilk defa
görmüş oluyordu.
mektup aldım. Mektnpta, adı-
nı vermeyen bir kişinin beni te-
lefonla aradıgı, benim Türkiye
1
de bulundugumun aravana söy-
lenmesi üzerine en vakın arka-
daşımın adını sordagu ve kısa
bir sure sonra da imzasız bir
mektupla bir paketin benim adı-
ma gönderildiği bUdiriliyor ve
paketin Afrodisyas soygunıı ile
ilişkisi üzerinde duruluyor ve ne
yapdnusı gerektigi sonıhıyordu.
Arkadaşuna, Türkiye'den tete-
fon ederek paketin hemen bir tu-
tanakla New York Turk Başkon-
solosluğu'na teslim edilmesini ve
dergide çıkan fotoğraflarla karşı-
laşünlmasuu istedhn ve bo geüş-
me hakkında da Eski Eserler ve
Müzeler Genei Müdüru Hikmet
Gürçay'a da telefonla bilgi rer-
dim."
Yazıda Prof. Erim öyküsünü
şöyle surdüruyor:
"Arkadaşun, önceden aldığı
rande>u üzerine 5 ekim carşam-
ba gunn Türk Başkonsoloslu-
ğu'na goturmuş, New York po-
lisinin beş bomba uzmanının da
gözetimi altında açüan paketten
bir mermer beykel başı çıkmış.
Dergide yayımlanan fotograflar-
la karsıiaşünJdıgında bunun en-
vanterimize (68-468) numsra ile
kayıflı Roma devrine ait 'SakaUı
Erkek Başı' adlı eser olduğu tn-
tanakla saptanarak Başkonsolos
Sıtkı Coşkun'a teslim edilmiş."
"Sakalh Erkek Başı"nı gön-
derenler bilerek ya da bibneye-
rek bir ipucu bırakmışlardı. Ba-
şın sanldığı ambalaj kâğıdı ikin-
ci kez kullanümışu. lç yuzünde-
ki bir etiketten Paul Getty Mü-
zesi'ne aynı ambalaj kâğjdıyla
daha önce bir başka paket gön-
derildiği anlaşıbyordu.
Prof. R.R.R. Smith, Prof. Ke-
nan Erim'in çalışma arkadaşla-
nndan bir bilim adamı, bu yaz
Afrodisyas'ta araştmnalar yapı-
yordu. Prof. Smith, madalyon
gibi yuvarlak bazı heykeller üze-
rinde çabşıyordu. Bunlardan bi-
ri başsızdı.
Altında Yunan harfleri ile
"Pyth«go«s" yazıbydı. Sisam
adasında doğmuş tÖ 6. yy'ın
ikinci yansında yaşamış bu fılo-
zof Mısır'a gitmiş. ttalya'da yer-
leşmiş, kadınlara da açık bir ku-
lüp kurmuştu. Kulüp, ruhlann
göçüne inanan vejetaryenlerden
oluşuyordu.
Ancak dilimize Pitagor diye
geçen Pythagoras'ın adım geo-
metrideki ünlü "Eşek
Denklemi"nden, yani (a2 + b2
= c2) formulünün yaratıcısın-
dan anımsayacaksımz. Hani
"Bir üçgenin iki kiiçük kenan-
nın karelerinin toplamı. buyük
kenann karesine eşittir" diye bir
denklem vardı ya, işte o.
Prof. R.R.R. Smith araştır-
malan sırasında kafasına takılan
bir sonıyu yanıtlamak için, mü-
ze deposuna gitti ve Sakallı Er-
kek Bası'nı aldı. Getirdi, Pita-
gor kabartmasının üzerine koy-
duğunda, gözlerine inanamadı.
(Arkası 19. Say/ada)
bk oltayı yutmuştu"
Donovan, bir akşam Halım'ı
kaldığı daireye çağırarak Maria-
Claude Magal adlı bir yosmay-
la tanıştırdı, sonra çok önemli
bir işi çıktığını söyleyerek orta-
dan kayboldu. Giderken de Ha-
lim'e "keyfıne bakmasını" sıkı
sıkıya tembih etti. Halim, o ak-
şam Maria-Claude MagaTın
kollannda keyfme baktı. Ancak
Halim, rutin hayaünı renklendi-
ren o gecenin filrne abndığını ta-
bii ki bilemezdi. MOSSAD, o
renkli geceyi Haüm'e şantaj yap-
mak için değil, onu daha iyi ta-
nımak için fılme alrrnş ve dos-
yasına yeni bir sayfa açmıştı.
Donovan, iki gün sonra orta-
ya çıktı ve Halim'e kahve içip iç-
meyeceklerini sordu. Bu kez bu-
luştuklannda Halim, lngüız ar-
kadaşını biraz sıkıntıb buldu.
Donovan, tıbbi amaçlı radyoak-
tif maddelerin hava basınçü tüp-
lerle taşınmasına ilişkin bir Al-
man firmasıyla iş yaptığıru, an-
cak bu konuda bazı problemler
olduğunu üzgün bir ifadeyle an-
lattı. Tüplerin kontrol edilmesi-
ne ilişkin olarak bir lngiliz bi-
bm adamıyla görüştüğünü, an-
cak bu bilim adamınm çok pa-
ra istediğini söyleyen Donovan'a,
Halim, "Ben sana yardım
edebilirim" dedi. Halim, bir cır-
pıda bilim adamı olduğunu,
Irak tarafından özel bir proje
için Paris'e gönderildiğini anla-
tıverdi. Donovan, özel projenin
ne olduğunu sormadan bu iş
için Amsterdam'a gideceğini ve
iki gün sonra Halim'i alması için
özel uçağını göndereceğini söy-
lemekle yetindi.
Irakb bilim adamı Halim, bir-
kaç gün sonra Amsterdam Ha-
vaalanı'nda kendisini karşılayan
Limousine'in içinde hava ba-
sınçlı tüpleri kontrole gidiyordu.
Donovan, Halim'i, asbna tümü
MOSSAD ajam olan Alman pa-
saportlu Israilb bir bilim adamı
ve iki tüccarla tanıştırdı. Birlik-
te bir süre konuştular. Donovan,
tüccar rolündeki ajanlardan bi-
riyle dışan çıktı. Halim, tsrailb
bibm adamının ve diğer tücca-
nn nükleer bilgisini ölçen soru-
lanm yamtladı ve Donovan'm
Itatılmadığı akşam yemeginde
yine nükleer enerji konusu üze-
rinde durdular.
Nakit 8 bin dolar
MOSSAD ajanlan, Haüm'e
Üçüncü Dünya ülkelerine banş-
çıl amaçb olarak nükleer tekno-
loji sattıklanm, Habm'in Uk gö-
rüşmede bahsettiği Osirak Sant-
rab'nın kendi planlannda bir
model oluşturabileceğini söyle-
diler ve bu konuyu Donovan'ın
bümemesi gerektiğinden bahset-
tiler. Kendisini bir iş görüşme-
sinde sanan Haüm, bir süre Do-
novan'a olan saygısından ve sev-
gisinden söz ettiyse de önerilen
paranın "azameti" karşısında
neredeyse küçük dilini yutup
sessiz kalmayı yeğlemek zorun-
da kaldı. HaHm, böylece MOS-
SAD'a Osirak Santndı'nın plan-
lanm vermeyi "ticarf" amaçb
olarak kabul ediyordu.
Habm, Amsterdam'daki bir-
kaç gün içinde gercekten de Do-
novan'ın sözunü ettiği tüpleri
kontrol etti ve bunun karşıbğın-
da arkadaşmdan 8 bin dolar na-
kit aldı. Paris'te bu iş yine bir
yosmanın eşliğinde kutlandı.
Birkaç gün sonra Donovan, bir
işi olduğunu söyleyerek Ingilte-
re"ye gitti. tki gün sonra da
Amsterdam'da anlaşmaya vardı-
ğı ticari ortaklan, Haüm'i gör-
mek üzere Paris'e geldiler. Ha-
lim'le buluşup konuştuklan bil-
gileri istediler. Halim, bilgileri
verdi, ancak ticari ortaklannın
daha fazla bilgi istemesinden
kuşkulanarak "Bu kadar yeter"
demek zorunda kaldı. Ancak
MOSSAD, maharetini göstere-
rek ticari amaçb bilgilerin dışın-
da kalan Osirak Nükleer Sant-
ralı'nın tüm planlannı ele geçir-
mişti.
Halim, bilgileri
veriyor
Halim, Donovan'la buluşup
yine onun getirdiği bir yosmay-
la birlikte eğlenmeye çabştı. Do-
novan, Haüm'e işin CIA tarafın-
dan yapıldığjnı sürekli telkin et-
ti. Hahm, asılmak istemediğini
söyleyince de "tsrail için çalışır-
san bundan kurtulabilirsin.
Hem bnnu kim bflecek ki" kar-
şılığını verdi. Halim, Irak'ın
Fransa'dan zenginleştirilmiş
uranyum alacağını ve Mısırb bi-
bm adamı Yahya El Meshad'ın
bu projeyle ilgili olarak Paris'e
geleceğini anlatıverdi.
Donovan, Halim'den Mısırb
bilim adamı ile görüşmesini ve
ondan sağlayacaği bilgileri ken-
disine getirmesini istedi. Çaresiz
Halim'in bu durumda yapabile-
cek başka hiçbir şeyi yoktu. Ha-
lim, birkaç gün sonra Paris'e ge-
len Mısırb bibm adamı ile gö-
rüşürken, Donovan'ı da götür-
dü. Mısırb bib'm adamı Meshad,
Donovan'a pek yüz vermedi ve
Halim'e de istediği bilgileri an-
latmadı. MOSSAD, Halim bu
sıkıntılan yaşarken Meshad'ın
çantasında Irak'la ilgili önemli
(Arkası 19. Sayfada)
Unutulan
tiyatro
• SEYDtŞEHtR
(Cumburiyet) — Konya'nm
Seydişehir ilçesi Bostandere
köyünde bulunan Vasata
Antik Kent Tiyatrosu, yok
olma tehlikesi ile karşı
karşıya. Köye su getirme
çalışmalan sırasında
rastlantı olarak ortaya
çıkanlan ve yaklaşık 20 yıl
önce Konya Müze
Müdürlüğü yetküilerince
kazılan antik kent, bir süre
sonra unutuldu. Kentte kazı
çahşmalannm kazıyı
surdüren müze müdurünün
ölümü üzerine yanm
kaldığını belirten Seydişehir
Belediye Başkam Mevlüt
Kıbnçoğlu, Konya-Antalya
karayolunun açılması ile
turistik önemi artan ilçeye
farkh bir görünüm
kazandıracak tiyatronun
kurtanlmasını istedi.
Deri saat
uygulamaşı
• ANKARA (AA) — Gün
ışığından daha fazla
yararlanmak amaa ile 31
Mart 1990 tarihinde
başlatüan ileri saat
uygulaması, 29 eylül aksamı
sona eriyor. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanbğı'ndan
abnan bilgiye göre yaklaşık
6 ay süre ile uygulanan ileri
saat uygulaması bu hafta
sonu, cumartesi günü
pazara bağlayan gece
sonuçlandınlacak ve saatler
2.00'de bir saat geri
abnacak. Bakanlık
yetkilileri uygulama ile
yaklaşık 172 milyon
kilovatsaat daha az enerji
tuketimi karşıbğında 32
milyar üra tasarruf
sağlandığını bildirdiler.
Tanm ilaçları
tehlike saçıyor
• ERZURUM (AA) —
Autürk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr.
Hikmet özbek, bitki
zararblan, hastalık, yabancı
otlarla mücadele gibi
amaçlarla her yıl doğaya
tonlarca zehirli ilaç
serpildiğini, bunun da
doğal dengenin
bozulmasında önde gelen
rol oynadığını söyledi.
Bilinçsiz ve plansız
uygulanan ilaçla mücadeleyi
kimyasal savaşa benzeten
Prof. Dr. özbek, şöyle
konuştu: "Büinçsiz yapüan
ilaçlama, doğadaki dengeyi
sağlayan parazit, predatör,
yaban arılan ve bal
anlannı direkt olarak
öldünnektedir. Tanm
ilaçları insanlarda direkt
ölüm olayı meydana
getirdiği gibi doğadaki
faydab bocek ve diğer
hayvanları öldürmektedirf'
Akdeniz için
birşans
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bttrosa) — Bırleşmiş
Milletler Çevre Programı
desteği ile 'Yes' adlı
Uluslararası Çevre örgütü
tarafından gerçekleştirilen
'Akdeniz İçin Bir Şans' adlı
sençlik forumu bugün
Izmir'de başhyor. Forumun
açılışına Devlet Bakanı
Vehbi Dinçerler, Çevre
Müsteşan Halil Kara ve
BM kalkınma
prograrnından Edmund
J.Cain'in katılacağı
bildirildi. özel Türk
Lisesi'nde saat 9.00'da
gerçekleştirilecek açıbşın
ardından 'Akdeniz KirUliği'
konulu panel yapılacak.
Panele Greenpeace'ten Dr.
Mario Damato, Prof. Dr.
Turgut Balkaş, Prof. Dr.
Erol Izdar, Dr. Nuran Talu,
Dr. Adrija Randic
katılacaklar. Yaklaşık 25
kadar Türk ve yabancı
uzman, düzenlenen
panellerde çevre konusunda
bilgi verecekler.
Kongre turizmi
başhyor
• ANTALYA (AA) —
Antalya'da yaz turizminin
sonuna yaklaşıbrken kongre
turizmi başladı. Yöredeki 4
ve 5 yıldızb turistik tesisler,
'ölü sezon' olarak nitelenen
kış aylannı 'kongre turizmi'
adı verilen seminer,
konferans ve kongrelerle
değerlendirecekler.
Antalya'da sezonun ilk
kongresini doktorlar yaptı.
Antalya Dedeman Otel'de,
16 eylül-21 eylül tarihleri
arasında 2'nci Akdeniz
Anjioloji Kongresi
duzenlendi. Eutelsat
Avrupa TV ve Uydu
Yayınlan Kongresi de
Antalya Staingenber Falez
Otel'de yapıldı. 4'üncü
Uluslararası Akdeniz
Kardioloji ve Kalp Cerrahisi
Kongresi ile 3'üncü
Uluslararası Kalp Pilleri ve
Elektrojisi Sempozyumu da
dün başladı.