Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
KÖRFEZ KRÎZİ...KÖRFEZ KRtZf ••. KÖRFEZ KRf Zİ...KORFEZ KRİZİ... KÖI
ÖZAL BUGÜNBUSHİLE GÖRÜŞÜYOR
ABD,Türkiye cephesi'nde temkinliBaşkan George Bush ve kurmayları, Irak'a karşı Türkiye
üzerinden cephe açılması konusunu Cumhurbaşkanı Özal'ın
önüne getirecek mi? Şu ana kadar ABD yönetiminden
yansıyan hava o ki, "koridor" ve "cephe" gibi sözcükler
telaffuz etmekten kaçınılacak.
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Uçağı ABD baş-
kentine indiği gün, Washington Post'un
manşetinde olası bir savaş halinde Irak'a
Türkiye'den de bir saldırı koridoru iste-
nebileceği haberiyle karşılaşan Cumhur-
başkanı Turgut Ozal'ın bu yönde resmi
bir Amerikan yaklaşımına hedef olup ol-
mayacağı bugün Beyaz Saray'da yapıla-
cak göruşmede açıklığa kavuşacak.
Şu ana kadar Amerikan yönetiminden
yansıyan hava o ki ABD tarafı bu göruş-
mede "koridor" ve "cephe" gibi sözcük-
leri telaffuz etmekten kaçınacak. Ama
"Geoel olarak Tiırk tarefının duygulan
konnsunda bir izlenim edinmeye ve Özal-
ın bu yönde bir Amerikan yaklaşımına
hangi çerçeve içinde nza gosterebilecegi-
ni de" kestirmeye çalışacak.
Amerikan yönetiminin bu çekimser
yaklaşımı, Türkiye'nin bu yönde bir rol
üstlenmesini özlememelerinden değil,
"parlamentosundan geçirdigi çift yönlü
bir yetki belgesi ile tavnnı zaten belli et-
miş olan" Ankara'nın, bu aşamada sıkış-
tırdmasına gerek obnadığı düşüncesinden
kaynaklanıyor. Amerikan yönetiminin
görüşü o ki Ankara, zaten olası bir sa-
vaş halinde Amerika'nın Saddam Hüse-
yin'i yıkmak konusundaki kararlılığını
hissedince, "u'mitli" bazı taleplere, özel-
likle de bu talepler NATO şemsiyesi altı-
na alınırsa itiraz etmeyecek, "Biz zaten
bu izlenime sahibiz. Şimdi neden Türki-
ye'nin olumlu yaklaşacagını düşündüğü-
miiz bir konuda, beniiz Ankara'nın ka-
rannı etkileyebilecek bir savaş hali yok-
ken onlan bize gerçek dıınımu yansıt-
maktan uzak vanıtlar vermek zonında bı-
rakabilecek ricalaria ortaya çıkalım" di-
ye soruyovlar. Yani, Türkiye'nin ABD'nin
bu yöndeki taleplerine, şu anda vereceği
yanıt ile yann bir savaş halinde vereceği
yarutın farldı olabileceğini düşünüyorlar
ve bu aşamada Ankara'yı, gelecekteki bir
karanm ipotek altına alabilecek bir ya-
mt vermek durumunda bırakmayı arzu-
lamıyorlar.
Cumhurbaşkanı özal'ın yakın çevre-
sinden Washington Pöst'un haberine gös-
terilen ilk tepkinin tonu, Amerikan yö-
netiminin bu gözlemini doğruluyor. Türk
tarafımn bu konuya ilk tepkisi hayli "so-
gnk." Cumhurbaşkanı özal'a çok yakın
bir kaynak, dün bir grup gazeteciyle aya-
küstü konuşurken "Bizde böyle bir şey
yok. Orası zaten daglık bir bölge" diye-
rek ne Türkiye"ye bu konuda resmi bir
başvuru olduğu, ne de orada bir koridor
açmanın pratik olacağıru ima ediyor. Yet-
kili, VVashington Post'ta yayımlanan ha-
berin, "Amerikan tarafının egüimini yan-
sıtması bakımından ilginç olduğu" göz-
leminin dikkatine getirilmesi üzerine,
"olabüir" karşıhğmı veriyor, ama "basın-
da çıkan her şeye cevap vermek zonında
degiliz" diyerek de tekrar Türkiye'ye res-
men yansımış bir şey bulunmadığına dik-
kat çekiyor.
Türk makamlan, ilk tepkilerinde Tür-
kiye'ye bu çerçevede bir rol yansıtması ya-
pılmasına gayet mesafeli yaklaşsalar da
bu konunun Özal'ın ABD'deki programı-
nı büyük ölçüde meşgul edeceği anlaşılı-
yor. Daha düne kadar Amerikan kamu-
oyu için özal'ın gezisinin gündemi, "Kör-
fez krizinden zarar gören Türkiye'nin
YVashingtoa'dan neler isteyebilecegi" so-
rusu üzerine gelişiyordu. Bugun artık
gündem, "Pentagon, Irak'a karşı bir sal-
dın plmnı hazıriadı. Ama bunun gercek-
leşmesi Türk hükümetinin vereceği izne
baglı. Türk Cumhurbaşkanı da şimdi
ABD'de" diye özetlenebilecek biçimde
değjşmiş durumda. Bu da Cumhurbaşka-
nı özal'ı, burada bulunduğu günlerde,
Amerikan basınının bu geziye dönük ye-
ni beklentisinin paratoneri durumuna ge-
tiriyor. Gündemdeki bu kaymanın önü-
müzdeki günlerde özal'ın ABD basını ile
yapacağı her göruşmede etkisini hisset-
tireceği anlaşılıyor.
CUMHURBAŞKANI CNN'DEKONUŞTU
Özal: Savaş en son çaredir(Baştarafı 1. Sayfada)
nin ambargoya uyarak 4 milyar dolarhk
bir zararı göze aldığı belirtildi.
Cumhurbaşkam Özal, Collins'in soru-
lannı rahat bir ifadeyle ve arada espriler
de yaparak yamtladı. Collins'in özal'a
sorduğu sorular ve yamtları şöyle:
— Yann yapacagınız göruşmede Baş-
kan Bush'a ne sormayı planlıyorsunuz?
ÖZAL — Hiçbir şey sormayacağım.
Karşılıkh görüş ahşverişinde bulunacağız.
Kendi görüşlerimizi anlatıp onlann gö-
rüşlerini öğreneceğiz. Bu yolla, iyi bir iş-
birliği sağlanacağına inanıyorum.
— Türkiye, Irak'a karşı Batı'nın ve
Washington'un yanında yer alarak büyük
bir ekonomik kaybı göze aldı.
ÖZAL — Doğrudur. Irak'la sınır kom-
şusuyuz. Irak ve Kuveyt'le ekonomik iş-
birliğimiz vardı. Irak petrolünün yüzde
50'sini taşıyan iki boru hattı Türkiye'den
gecmekteydi. Bunun bir maliyeti olaca-
ğını biliyorduk. Başka bir çare yoktu.
Türkiye'nin çıkışı, diğer ülkelerin de
ambargoya katılmasına neden oldu.
Türkiye, sınır komşusu olmasına ve bü-
yük kayıplara uğrayacağını bilmesine kar-
şın karar verip ambargoyu uygulamaya
başladı. Bu durum diğer ülkeieri de bir
araya getirdi.
— Türkiye'nin bu durumu sempati ya-
rarü..
ÖZAL — Evet, bunun farkındayım.
Ancak bir söz vardır, bulutlar var, fırtı-
na var, yağmur yok. 1985 yılında başba-
kan olarak ABD'ye geldiğimde Başkan
Reagan'a yardım değil daha fazla ticaret
istediğimizi söylemiştim. Aynı görüşüm
şimdi de geçerli.
— Saddam Hüseyin'in, "ambargo iş-
lerse vunıruz" sözlerini ne kadar ciddi-
ye almak gerekir?
ÖZAL — Irak'taki durum Türkiye'de
Batı'dakinden farklı görülüyor. Görebil-
diğimiz kadanyla ambargo işliyor. Aksi
takdirde Irak böyle bir açıklama yapmaz-
dı. Bu bir retoriktir.
— Retorik, ancak tehlikeli..
ÖZAL — Irak'ta dunımun ne olduğu-
nu tam olarak bilmiyorum. Çeşitli söy-
lentiler var. Irak'ın büyük bir orduya sa-
hip olduğu, fuzelerinin, kimyasal, biyo-
lojik, hatta nükleer silahlarımn olduğu
söyleniyor. Ben bunlara inanmıyonım.
Çok fazla abartma var. Ancak yine de ih-
tiyatlı olmak gerekiyor.
— Türkiye, bölgeye asker gönderecek
ral?
ÖZAL — Benim görüşüme göre sorun
yüzde 90-95 olasüıkla ambargo yoluyla
çözülecektir. Bu yol insanlann yaşamla-
nnı kaybetmelerini de önler. Savaş tehli-
keli bir yoldur ve en son başvurulacak ça-
re olmalıdır.
— Irak Başbakan Birinci Yardımcısı
Taha Yasin Ramazan'ın Ankara'da âzinle
görüşürken belinde tabancası var mıydı?
ÖZAL — Ban daha önce de Bağdat-
ta bulundum. Başbakan olarak gittiğim-
de Irakh yöneticüer, Iran'la savaş halin-
de olduklannı belirterek toplantılara as-
keri üniformah ve tabancah katılıyorlar-
dı. Taha Yasin Ramazan'ın benimle An-
kara'da yaptığı göruşmede muhtemelen
bizimkiler sUahıru almayı unutmuşlar.
Ben aldırmadım.
— Fakat Türkiye Cumhurbaşkanı fle
süahlı olarak göriiştü.
ÖZAL — Evet, ben aldırmadım. Hat-
ta bir Türk gazetesi bunu haber yaptı, ben
aldırmadım,
Özal VVashington Post'u
ziyaret etti
özal dün ögleden sonra kaldığı otelden
yürüyerek Washington Post gazetesine
gitti. Washington sokaklannda TV kame-
ralan, kalabahk bir gazeteci grubu ve ma-
iyetiyle yürüyen özal, bu sırada gazete-
cilerin sorulannı yamtladı. özal bir so-
ru üzerine Irak'ın böyle sertlikler göste-
riyor olmasınm, sıkıştıklan anlamma gel-
diğini söyledi. Özal bir başka gazetecinin,
"Çekilecek noktalan kalmadı" diye ha-
tırlatması üzerine şöyle konuştu:
"Zaten onu biliyorduk. Ben Taha Ya-
sin Ramazan'a söylemiştim. 'Bu şekilde
giderseoiz başa çıkamazsımz' demiştim.
Şimdi o noktaya gddifer. Dönülmez nok-
ta."
özal bir başka soru üzerine, "Savaşın
olmamasını isteriz tabii" dedikten sonra
askeri güç kullanılmasına ilişkin sonıya
ilişkin de "O soruya cevap vermek kolay
değil tabü* diye konuştu. özal, ABD'den
taieplerinin ne olacağı sorusuna karşıhk
yardım istiyormuş durumuna düşmenin
kendisini çok rahatsız ettiğini vurguladı
ve "Onun için hep ticaret tarafına ağır-
hk veriyorum. Ne verirlerse verirler. Ve-
rilen şeyi reddetmeyiz, ama bir şey de is-
temeyiz, onu söylüyorum" diye konuştu.
Özal, 'VVashington Post gazetesinın yazı
kurulu üyeleri ile yaptığı sohbet toplan-
tısında, kendisine gazetenin üç gün ön-
ceki haberinde yer alan Irak'a Türkiye
üzerinden de bir taarruz koridoru açılma-
sı iddialarına ilişkin soruları yamtladı.
özal, bölgede çıkacak savaşın herkesin
zaranna olabileceğini vurguladı ve önce-
likle barışçı yollann denenmesini istedi.
Amerika'dan gelecek yeni bir cephe tale-
bıne Ankara'nın yanıtının ne olabileceği
sorusuna direkt yanıt vermekten kaçman
Özal, böyle bir olasıhğı da tamamen dış-
lar gibi konuşmadı. Özal, "savaş son
çare" dedi. Washington Post yazarları,
Özal'a Türkiye'nin Musul'a dönük duy-
gulan konusunda da sorular yönelttiler.
Özal, bu konuyu tamamen
"spekülasyon" olarak niteledi. VVashing-
ton Post yazarlan, Özal'ın bu konuda çok
net bir tavır almaktan kaçındığı izlenimi-
ni edindıklerini belirttiler.
Turgut Özal dün Washington Post'u zi-
yaret etmeden önce ABD Senatosu'na gi-
derek Senatör Robert Byrd'ün onuruna
verdiği öğlen yemeğine katıldı.
Cumhurbaşkanı özal, dun daha son-
ra ABD Savunma Bakanı Richard Che-
ney'i kabul etti. ABD Savunma Bakanlı-
ğı'mn Türkiye masası görevlilerinin de ka-
tıldığı gorüşme 45 dakika sürdu. Cheney,
göruşme sonrasında soruları yanıtlama-
dan otelden ayrıldı.
Cumhurbaşkanı Özal, aynca Körfez
konusunda ABD Dışişleri Bakanhğı yet-
kililerinden bilgi aldı. ÖZAL'A MAKYAJ — CNN televizyonunun programına çıkmadan önce Cumhurbaşkanı Özal'a makyaj yapddı.
WASHINGTON'DAN
Özal; Yardım sözünden sıkıldım
AHMET TAN
WASHINGTON — Cumhurbaşkam
Özal dokuz ay içinde ikinci kez Beyaz Sa-
ray'da Başkan Bush ile yemek yiyor. Bu
dokuz ayın son iki ayında ise kaç kez te-
lefonla konuştuğunu kendisi de bümiyor.
Bush gerçekten özal'm "yeryüzü lider-
leri arasındaki" en yakın dostu. Bu
"dost" sözcuğunü iki taraf da belki baş-
langıçta biraz nezaket, biraz birbirlerine
iltifat için kullanmışlardı.
Ama yeryüzünde olup bitenler, iki li-
derin birbirlerine dostluk bağları ile sa-
nlmalarına yol açtı. özal'm bu gezideki
gözle görülür rahatlığmın arkasında ya-
tan "dosrunun kendisine olan gereksin-
mesi".
özal, DPT Müsteşan olduğu günler-
den bu yana belki de ilk kez ezüip büzül-
meden Amerikalılardan bir şey istemeye
geliyor. "Ezilip büzülmeden" çünkü
müttefîk olarak "kara gün dostu" oldu-
ğunu göstermiş olmamn rahatlığı içinde.
Amerikalılar da özal'a gerçekten bir
dosta gösterdikleri yakınlığı ve izzet ik-
ramı gosteriyorlar. Amerika bugüne dek
kaç ülkenin devlet başkanının otel oda-
sına genelkurmay başkanım gönderip Or-
tadoğu'da olup bitenler hakkında brifing
verdiriyor. Hazine bakamm, savunma
bakamm gönderiyor. özal'a otelde veri-
len brifingler arasında dışişleri bakanlı-
ğmınki de vardı. EVfF Direktörü Camdes-
sus'un dün akşamki ziyareti Senatör
Byrd'ün Senato binasında verdiği öğle
yemeği de Türkiye Cumhurbaşkanı'na
yapılan "yeryüzü lideri" muamelesüıin
birer örnekleridir.
özal'a ilgi yalnız devlet katmda değil,
basında da. örneğin CNN televizyonu
özal'ın tek Jaraflı tutkusu idi, bu tutku
dün sabah CNN stüdyolarındaki uzun
halvet ve mülakat ile karşıhk gördü.
Ünlü NVasbington Post gazetesi de öy-
le. özal "otel komşusu" gazete merke-
zini her gezisinde yaptığı gibi dün yine zi-
yaret etti.
Otelden gazete binasına özal'la biriik-
te yürüdük. Yolda kendisini CNN'de iz-
leyip izlemediğimizi sordu. CNN'de son
çare savaş dediğini anımsattık. özal,
"Elbette savaşın olmamasuıı isteriz" de-
di.
Askeri güç kullamlması yolundaki so-
ruya da yanıt vermediğini anımsattık.
Buna da "Tabü kolay degfl o soruya ce-
vap vermek" dedi.
Ozal'ı kapıda gazete yöneticileri kar-
şıladı. 40 dakika görüşmeden sonra ye-
niden yürüyerek otele döndük. Cumhur-
başkanına Amerikah meslektaşlann me-
rak konulan neler diye sorduk. Gülerek,
"Merak etmeyin hepiniz aynısınız. On-
br da benzer şeyleri merak ediyoriar" de-
di. Bunun üzerine Amerikah gazetecile-
ri özal'a sormayı sürdürdük. Beyaz Sa-
ray'da Bush'tan Türkiye'nin borçlannın
silinmesini isteyecek misiniz? Mısır'ın
borç'.arı siliniyor.
özal 'Mısır'ın durumu çok farklı o
borçlarmı ödeyemez durumda' dedi.
özal'a Körfez zaranrun giderilmesi ko-
nusunda Türkiye'nin Mısır ve Ürdün ile
aynı kefeye konulması herhalde doğru
değil dedik.
"Evet" dedi. Bu iş asknda beni çok ra-
hatsız ediyor. Onun için hep ticaretin art-
tmlması tarafına ağııiık veriyorum.
Gerçekten yardım konusunda sıkıldı-
ğı ses tonundan seziliyordu. özal şöyle
dedi:
"Ne vereceklerse verirler. Ama biz bir
şey istemeyiz."
Washington Post'un pazar günü ver-
diği Amerikan askerlerince Türkiye'den
Irak'a cephe açılması haberini konuştu.
özal'a Amerikalı gazetecüer uçaktan iner
inmez benzer şeyi sormuşlardı. özal da
haberi yalanlamamış, "Türkiye'de Ame-
rikan askeri zaten var" demişti.
"Türkiye'de Amerikan askeri zaten
var" cümlesi, uçağın motorlannın rüz-
gârında savrulup gitti. Daha sonra söz-
cü Kaya Toperi, Irak sımnmızda Ame-
rikan askerlerinin kullanacağı koridorlar
açıhnasına gerek bulunmadığını, buna
zaten bölgenin coğrafi yapısının da uy-
gun olmadığını açıkladı. Büyükelçi To-
peri, "cografi yapı" deyimim hapisha-
nelerden dışanya kazılan tüneller türün-
den bir anlarn çıkması olasıhğına diye mi
kullanmıştı?
Bu, "Türkiye'den Irak'a cephe açılma-
sı" konusu Beyaz Saray sofrasında da
gündeme gelecek mi?
Sofraya özal ile birlikte oturacak Türk
ve Amerikan yetkililere yakın çevreler,
bu soruya "sanmıyomm" diye yanıt ve-
riyorlar. "Çünküsü"nü de şöyle açıkh-
yorlar:
"İki başkan masada askeri stratejileri
veya taktikleri konuşmayacaklar. Bunlar
başka düzeylerde ve başka durumlarda
değerlendirilebilecek konular. Yemekte
ve yemek öncesindeki konuşmalann çer-
çevesini genel değerlendirmeler oluştura-
cak."
Bush-özal görüşmesinde "özel değer-
lendirmeler" de olmayacak mı?
Buna iki tarafa da yakın kaynaklar
"hayu-" demiyorlar. Söyledikleri şu:
Bush da özal da birbirlerinin konum-
larıru çok iyi biliyorlar, anhyorlar. Ara-
larında krizin patlak verdiğmden bu ya-
na geçen telefon konuşmaları da iki ül-
ke başkentindeki diplomatik ahşveriş de
bunu sergihyor.
Beyaz Saray sofrasında iki başkanın
ortaya koyacaklan kimin hangi önem de-
recesinde neleri birbirlerinden istedikle-
ri, bekledikleri olacak.
örneğin Özal'm "lisan-ı münasiple"
Türkiye'nin baa borçlannın tıpkı ABD'-
nin Mısır'a yaptığı gibi silinmesini Bush'-
tan isteyeceği belirtiliyor. Ama Bush'un
Özal'dan önce davranıp uygun bir dil ile
borç silme işleminin Amerikan yasama
sisteminde son derece çapraşık ve güç bir
süreci gerektirdiğini anlatacağı, hatta Mı-
sır'ınkinin bile henuz kesinleşmediğim
izah edeceği ifade ediliyor.
Aynı biçimde özal'm Bush ile yemek
öncesinde ve sonrasında ambargonun iş-
leyişinden Saddam'm neler yapabilecegi-
ne dek birbirlerine görüş aktaracaklan da
kaydediliyor.
Amerikan tarafı, özal'm Türkiye'ye
eli boş dönduğünü muhalefetin söyleme-
sine olanak vermek istemiyor. Bunun için
en azından ticaret hacminin genişletilmesi
türünden bazı kolaylıklar sağlamaya
azimli görünüyor.
özal, Washington'da bugüne dek ol-
madığı ölçüde rahat ve kendisine güven
içinde. Ancak dünya ve bölge konjonk-
türünün kendisine sağladığı önemi "sui-
istimal" eder bir görüntu vermekten ka-
çmıyor. Bu konuda "gerçek bir dost" gi-
bi hareket etmeye özen gösteriyor.
BEYAZ SARAY
Türkiye'den
her şeye 'evet'
Beyaz Saray'dan üst düzey
bir yetkili Amerikan
basınına verdiği brinfingde
Türkiye'nin bugüne kadar
ABD taleplerine "evet"
dediğini açıkladı.
WASHINGTON (Cumhuriyet) —
Amerikan yönetiminden üst düzeyde bir
yetkili dün Beyaz Saray'da Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın ABD gezisi ile ilgili
olarak Amerikan basınına verdiği brifing-
de, Türkiye'nin bugüne kadar tüm ABD
taleplerine "evet" dediğini açıkladı. Yet-
kili, Türkiye'nin Körfez krizi sırasında
gösterdiği etkinlik dolayısıyla Amerika-
mn Türkiye için yapabileceği bir şey olup
olmadığı sorusuna, "Genel anlamda söy-
lüyorum, yapabilecegimiz fazla bir şey
yok" karşıhgını verdi.
İsim açıklanmaması kaydıyla verilen
brifingde üst düzeydeki bu yetkiliye bu-
gün yapılacak Bush-özal görüşmesinde
Amerika'nın Türkiye'den ne isteyeceği
sonıldu. Yetkili bunun üzerine Türkiye'-
nin bugüne kadarki politikasının Ame-
rikayı çok tatmin ettiğini anlattı. Yetki-
li, "Amerikanın bunun karşılıgında
Türkiye için yapacağı ikili düzeyde bir
şey yok mu" sorusuna, "Genel anlam-
da söylüyorum, yapabikcegimiz fazb bir
şey yok" karşıhğmı verdi. Söz konusu
yetkiliye yöneltilen sorularda Türkiye'-
nin Körfez'de askeri bir harekâta, aske-
ri bakımdan katkısı ağırlık taşıyordu. Bu
çerçevede Washington Post gazetesinde
yayınlanan habere Türkiye'nin ne tepki
verdiği sorusuna bu yetkili, "Türk tarm-
fından beniiz bir reaksiyoo gönnedim!
Haberdeki kaynaklann kimliği belli de-
gil dolayısıyla bunu resmi Amerikan po-
litikası olarak algılayacaklarıaı
sanmıyorum' karşıhğmı verdi. Bu arada
yetkiüye Türklerin bir kriz anında aske-
ri açıdan katkıda bulunup bulunmaya-
caklan soruldu. Bunun üzerine yetküi,
"Bu konunun iki ülke arasında ele ah-
nıp alınmadıgı üzerinde bir yorum yap-
mak istemiyorum" dedi. Basın önünde
bu konuda konuşubnaması yönünde bir
Amerikan politikası bulunduğunu hatır-
latan yetkili, "Yann bu konu açılır mi
açılmaz mı bilmiyorum, ama
sanmıyorum" diye ekledi. Yetkili bu aşa-
mada, "Türkiye'nin poütikalanndaıı son
derece tatmin olmuş durumdayız, bizim
rica edip de onlann vermedikleri hiçbir
şey bulunmuyor. Halen ele aunmayı bek-
leyen bir konu da bulunmuyor" diye ko-
nuştu.
Amerika'nın Türkiye'ye yaptığı yar-
dımda Yunanistan ile 10/7 oranı kurul-
masımn bundan sonra önlenip önlenme-
yeceğinin soruhnası üzerine yetkili, Tür-
kiye'yi tatmin edecek yamtlar veremedi,
örneğin "Bu Kongre'nin işi" diyerek,
Körfez krizinden bu yana Türkiye'nin
gösterdiği etkinliğin bu oranı kırmaya
yetmeyeceğinin işaretini verdi. Aym yet-
küi, Ermeni tasansı konusunda da Tür-
kiye'nin yanında güçlü bir tutum alama-
dı. "Ermeni sorunu konusundaki tutu-
muaozu gözden geçirecek misiniz" soru-
suna, "Hayır yÖBetimin politikasında bir
degişiklik yok" karşıhğmı verdi. Yetkili
tekstil kotası konusunda da umut yerici
konuşmadı. Ve "biz daha çok Ozal'ı
dinkyecegiz" dedi.
ANKARA
'Cephe planından haberimiz var'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Irak'ın bölgedeki Amerikan askeri gücü
üzerindeki baskısım hafifletmek amacıyla
Türkiye ve Ürdün üzerinden iki yeni cep-
he açıhnasına yönelik planlar konusun-
da Türk askeri ve diplomatik çevreleri
uzun bir süreden beri bilgi sahibi bulu-
nuyor. Ancak bu çevreler söz konusu
planlan, "yeğlenmemesi gereken ve ger-
çekçilikten uzak bazı yönleri bulunan bir
olasdık" olarak değerlendiriyorlar. An-
kara'daki yetküiler, Amerikan Washing-
ton Post gazetesinın Cumhurbaşkam
özal ile Başkan Bush arasında bugün ya-
pılacak göruşmede de ele ahnacağını öne
sürdüğü "yeni cephe" konusunda bir pa-
zarhğa girümemesi gerektiğini vurgulaya-
rak "Her türiıi olasılıfın göz önüne alın-
ması dogaldır. Ancak mevcut durumda
bu tür bir plan için pazaruk yapmanm an-
lamı yoktur" göruşünü dile getiriyorlar.
Özal-Bush görüşmesinde ele alınacak
askeri konulann Körfez krizine ilişkin ge-
nel değerlendirmeler kapsamında iki ana
başlıkta toplanması bekleniyor. Dışişleri
Bakanlığı yetkililerine göre bu başlıklar
şöyle:
1. Türkiye'nin askeri gücü ve gereksi-
nimleriyle bunların karşılanması için
ABD'den istemler/öneriler,
2. Körfez"de olası bir askeri harekât du-
rumunda Türkiye'nin oynayacağı rol.
Birinci başlık çerçevesinde, Cumhur
başkam özal'm Türk Silahlı Kuvvetleri-
nin gücü konusunda bazı özel
"eksikMklere" dikkat cekmesi bekleniyor.
Genelkurmay Başkanhğı'nın ilettiği bil-
giler kapsammda, Cumhurbaşkam özal-
ın Türkiye'nin savunma gücünun arttınl-
ması ve ordunun elindeki silahlann yeni-
lenmesi için "acil yardım" gereksinimini
dile getireceği tahmin ediliyor. Başkan
Bush'un ise Amerikan Eximbank'ının 200
adet Sikorsky helikopteri için sağladığı
1.3 milyar dolarhk kredıyi hatırlatarak
söz konusu ihalede Amerikan şirketinin
"şanlı" olacağım umduğunu belirtmesi
olası.
Körfez'de bir askeri çatışma olasılığı-
nı göz önüne alan ikinci başlıkta ise VVas-
hington Post'un haberindeki "yeni
cephe" iddiası ile birlikte bir askeri ha-
rekât durumunda NATO üssu olan Incir-
lik'in kullannrumn gündeme gelip gelme-
yeceği de iki lider arasında ele alınacak.
İkinci cephe gerçekçi degil
Irak'ın 140 bin kişüik Cumhuriyet Mu-
hafız Birükleri'nin gücünfi bolmek ama-
cıyla Türkiye ve Ürdün üzerinden yeni
cepheler açüması düşüncesi Ankara'da-
ki üst düzey askeri ve diplomatik yetkili-
ler tarafından iki açıdan "gerçekçüikten
uzak" bulunuyor. Yetkililere göre ABD
söz konusu iki cephenin acılmasını "uzun
bir süreden beri" göz önünde tutuyor.
Amerikah yetküiler bu konudaki planla-
nnı da Türk meslektaşlanna doğrudan
görüşmelerde aktarmış bulunuyorlar. An-
cak ABD'li askeri stratejistlerin de "far-
kında olduğu" belirtilen ve söz konusu
cephelerin acılmasını "gerçekçüikten
uzak kılan" iki unsur şöyle sıralanıyor:
— Türkiye'deki tnciriik Lssii'nün kul-
lanımı gündeme gelebilir. Bu üssüo stra-
tejik önemi tarnşma götürmez. Eger Kör-
fez'de çok boyutlu bir çatışma yaşanırsa
ABD askerlerinin başansı için tnciriik-
in kullanımı yaşamsal olabilir. Ancak 10
bin kişüik bir deniz piyade biriiginin
Türkiye'ye kaydınlması ve buradan Irak'a
indirilmesi, Irak topraklannda bir savaş
demektir. Oysa stratejik açıdan uygun ve
gerçekçi olan, iş o boyutlara vanrsa Irak
1
ın havadan bombardıman uçaklanyla vu-
rulmasıdır. Piyadelerin işgalci ve saldır-
ğan bir misyonla degil Suudi Arabistan'ı
savunma misyonuyla hareket ettikleri bi-
linmeUdir.
— Türkiye ve Ürdün üzerinden iki ye-
ni cephe açılması için her iki ülkede de
gerekli kamuoyu zemini yoktur. özellik-
le ürdün halkı Bağdat yanlısı bir tutum
göstermektedir. Böyle bir girişime Ürdün
Krah'nın rıza göstermesi, kendi tahtının
tehlikeye düşmesi anlamına gelecektir.
Türkiye'de de ciddi siyasi sonınlar çıka-
bilir.
Akbulut: Asker göndermeye
Bakanlar Kurulu karar verir
Öte yandan Başbakan Yıldınm Akbu-
lut, Körfez'e asker gönderümesiyle ilgili
kararın Bakanlar Kurulu tarafından ve-
rileceğini söyledi. Bu konuda Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın ABD'den dönme-
sinin beklenip beklenmediği sorusuna
Akbulut, "Böyle bir şey yok" karşıtığını
verdi. Bölgede bir Kürt devleti kurulma-
sı çahşmalarımn anımsatüması üzerine
Akbulut, "Biz Türkiye'nin aleyhine böl-
gede hiçbir şeye müsaade etmeyiz" diye
konuştu. Akbulut, bu konudaki diğer so-
ruları da "Sonı cevaplanduıldı" diyerek
karşılıksız bıraktı.
Akbulut, ANAP genel merkez binasm-
daki odasında başkanhk divanı toplan-
tısından sonra yaptığı basın toplantısm-
da, bir gazetecinin, "Türkiye'nin istedigi
şeyler bugüae kadar yerine getirilmedi,
buna karşın Türkiye ne olursa olsun
ABD'yi desteklemeye devam mı edecek"
şekündeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Türkiye'nin herhangi bir dönüş yap-
ması olmaz. Tıirkiye'nin uygulamakta ol-
dufu bir politika var. Körfez krizine
Türkiye'nin ambargo nedeniyle müdahil
olması, BM Güvenlik Konseyi'nia karar-
lanna dayanıyor. Biz BM üyesiyiz. Tür-
kiye'nin hareket tarzı budur. BM karar-
lan devam eıtigi siirece herhangi bir geri
adım, izlenen politikalardan geri dönüş
söz konusu olmaz."
Akbulut Türkiye'nin zararlarının kar-
şılanması konusunda Cumhurbaşkanı
özal'm ABD ziyareti sırasında görüşle-
rini ABD'li yetkililere aktaracağım, hü-
kümetin bu konudaki isteklerinin bilin-
diğini söyledi.
Akbulut, ABD'nin Türk tekstil ürün-
lerine uyguladığı kotalann kalkmasını is-
tediklerini; Körfez krizi nedeniyle doğan
zararlarının karşılanması yamnda, kalı-
cı ticari Uişkileri de arzuladıklannı söy-
ledi.