24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1990 MERHABA SEVGİLİ ÇOCUKLAR, Çevreci cumhurbaşkanı • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, çevre konusunda çocuklara seslenerek "Turkiye'nin doğasını, çevresini korumak demek Türkiye'yi konımak • demektir" dedi. özal, çocuklann çevre bilincini arttınnak amacıyla Çevre Musteşarbğı'nın yayımladığı, 'Çevre ve Çocuk' kitabında, çe\Te koruma konusunda çağnda bulundu. Cumhurbaşkanı özal, kitapta yer alan, çocuklara seslendiği mektubunda şunlan kaydetti: "Hava, su, toprak kirliliği ve gurültfl gibi Türkiyemiz'in çevresini her türlü yıpratıcı, kirletici, bozucu etkiden kollamalı, korumalıyız. Turkiye'nin doğasını, çevresini korumak demek, Türkiye'yi korumka demektir. Yannın sahibi olan sizlere bu kutsal ve onurlu görevi verirken gözlerimiz arkada kalmıyor." ANAP Başkanlık Divanı • ANKARA (Cumhuri)et Bürosu) — ANAP Başkanlık Divanı, dttn Başbakan Akbulut başkanlığında toplandı. Toplantıda parti MYKY'sının kongre takvimini ve delege seçimlerini görüşmek üzere 29 eylul cumartesi gttnil saat 13.30'da toplanmasına karar verildi. Yaklaşık 2 saat süren toplantıya Ulaştırma Bakanı Cengız Tuncer ve lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da katıldı. Başbakan Yıldırım Akbulut, toplantı sonrasında gazetecüerin sorulannı yanıtlarken kendisinin hiçbir hizip ya da grubun genel başkanı olmadığını, kendisinin muhalifi veya destekçisi tüm ANAP'lı üye ve delegelerin genel başkanı olduğunu söyledi. Bir gazetecinin, "Mesut Yılmaz, teşkilat başkanmın istifasını istedi. Sizin görüşünüz nedir" şeklindeki sonısuna ise "Şikâyet prosedüre göre işler. Siz buna tahammül edemezseniz savunmuş olduğunuz hukukun ustünlüğüne uymamış olursunuz" dedi. Demirel Hodri Meydan'da • ANKARA (AA) — Hodri Meydan TV program ekibi, bugun DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel'in Güniz Sokak'taki evinde çekim yaptı. Uğur Dündar başkarılığındaki ekip, öğleden sonra Demirel'in evine geldi. DYP liderinin programda çeşitli konulardaki görüşlerini anlattığı bildirildi. Hodri Meydan ekibi, daha sonra Demirerie birlikte TBMM'ye geçerek detay çekirnlerini gerçekleştirdi. Burada yapılan cekimlerde, Demirel'in TBMM'ye giriş ve çıkıslan gorüntülendi. Erdem'in ifadesi alındı • ANKARA (AA) — Ataturk Barajı'nm gövde inşaatırun tamamlanması dolayısıyla düzenlenen töreni naklen yayımlayarak seçim yasaklarını çiğnediği iddiasıyla DYP tarafından TRT hakkmda suç duyurusunda bulunulması üzerine, Cumhuriyet Savcıhğı TRT Genel Mudüru Kerim Aydın Erdem'in ifadesini aldı. Erdem'in yazıiı olarak gönderdiği ifadesi, Cumhuriyet Savcüığı'nca incelenmeye başlandı. Ataturk Barajı'nın gövde inşaatırun tamamlanması nedeniyle 27 ağusosta düzenlenen tören, TRT'den naklen yayımlanmış, bunun üzerine DYP, Antalya'nın Çolakh beldesindeki belediye seçimiyle ilgili yasağın ihlal edildiği gerekçesiyle TRT hakkmda suç duyurusunda bulunmuştu. Kepenk davasında 46 tahliye • ERZtNCAN (Cumhuriyet) — Ağn'nın Doğubeyazıt ilçesinde "kepenk kapatma" eylemi yaptıklan ve bir örgut militanımn cenazesine katıldıklan savıyla tutuklu bulunan 49 kişinin yargılanmasına Erzincan Devlet Guvenlik Mahkemesi'nde başlandı. Dün yapılan ük duruşmada mahkeme, 46 samğın tahliyesine karar verdi. Böluculük propagandası yaptıkları gerekçesiyle yargılanan sanıkların işkence gördüklerine ilişkin itirazlanrun mahkeme tarafından dinlenmediği duruşmada, sanıklar haklannda öne surülen savlan kabul etmediler. Duruşmada, 5-10 yıl arasında değişen ağır hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklardan Nurettin Şahin, Hasan Elçi ve Salih Kotan'ın tutukluluk hallcrinin surmesine, 46 sanığın da tahliyesine karar verildi. 12 yaşmdaki Adile gözaltmda • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) — Araban'da yakalan bir teröristin itiraflan doğrultusunda gerçekleştirilen operasyonlar sırasmda Bozova ilçesine bağlı Kırağh köyünde 12 yaşındaki bir kız çocuğunun da gözaltına alındığı bildirildi. İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi, "12 yaşındaki Adile Çoban'm gözaltına abnmasımn, hükümetin geçen hafta imzaladığı Uluslararası Çocuk Haklan Beyannamesi'ne aykın olduğunu" bildirirken, Vali Ziyaeddin Akbulut, "Adile Çoban'm 20-25 yaşlannda siyasi suçlu olduğunu" söyledi. 12 yaşındaki Adile Çoban'ın gözaltına alınmasına siyasi parti örgutleri de tepki gösterdi. Belediyeler için yeni ttiztik • ANKARA (AA) — Yaklaşık 4 yıldır hazırlığı sürdürülen "Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Tüzüğü" dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bir süredir Mersin Belediyesi'nde pilot olarak denenen ve Maliye ve Gümruk Bakanlığı'mn da uyguladığı sistem, bundan sonra butun belediyeler için geçerli olacak. Tüzüğe göre belediye birimlerinin hazırladığı bütçeyi mahallin en buyük mülki amiri onaylayacak. Mülki amirler, bütçe kararnamesi metninde, kanun ve tüzüklere aykın bulunan madde ve ibareleri düzeltmeye, belediyenin tahsile yetkisi olmayan geliri çıkarmaya veya kanun ve tarifelerin öngörduğunden fazla konulan kısmı, yasal miktara indirmeye yetkili olacak. Belediye meclisleri bu değişikliklere karşı Danıştay'a itiraz edebilecek. Belediyeler, özel bir kanun veya meclis kararına dayanmadıkça, kısa süreli bile olsa, hiçbir borçlanma yapamayacak. tasansı hokkabazhk' • ANKARA (ANKA) — Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Eski Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek, Bakanlar Kurulu'nda bir kez daha göruşüldükten sonra TBMM'ye sunulacak olan genel sağlık sigortası yasa tasansını değerlendirirken, 'Bu hokkabazhk' dedi. Prof. Fişek, çözumün, sağlık hizmetlerine yeterli finansman sağlanarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. HABERLER CUMHURİYET/11 ] LAĞANÜSTÜKURULTAYA DOĞRUSHP Ismail Cem, neden Baykal ile birlikte davrandığına ilişkin sorulan yanıtladv înönü'nün yanında hiç olmadımKEREM ÇALIŞKAN "Bu ideolojik bir tereih de- gil. Kişilere dönök bir tercib." Ismail Cem, SHP kurultayına doğru Deniz Baykal ile "bera- bcr davranmasuu" böyle açık- hyor. "Yenilikçi grupla bereber başta tnönü'nün yanında yer alırken neden daha sonra Bay- kal'ın saf ına geçtiniz" diye so- ruyoruz. Ismail Cem önce "Bn sonınuzdaki terminolojiniz ta- mamen yanlış" diyor ve "saf detistinne" sözcuğunü kabul etmiyor. "Hiçbir zaman tnö- nü'nün safında olmadım" diye devam ediyor. Ve 1988 kurulta- yında "Bu işin böyle yürüme- yecefini" belirterek Inönü'ye karşı adaylık koymasuıı anlatı- yor. Sorumuzdaki "ikinci ter- minoloji yanlışı" İsmail Cem'e göre "parti yonetimi"ne ilişkin. Cem şoyle diyor: "Ben hiç- bir zaman parti yönetiraini Baykal olarak alıp tnonu'vû so- yutbunadım. Bunu one sürmek gerçek dışMtır. Sorumsuztııktur, çifte standarttır. G«nel başka- HID koltuğn altına girip bütün SHÇU genel sekretere yöklemek ayıpür. Bir partide başannın da başansızltgın da sonımlulugu- m insantar parti hiyerarşisüıde- ki yerleri ölçüsünde paytaşır- lar." — Peki Sayra Cem, neden tnönü degil de Baykal? CEM — Sayın Baykal .beni aradı, bir girişimde bulundu. "Geçmişin üstüne bir çizgi çe- kelim, özeleştiri yapahm, kom- partımanlanmızdan çıkakm, partiyi yenüeştirelim, sosyal de- mokraside teorisi pratiği ile bir yenilenme yapahm" dedi. Bu yaklaşunı ben olumlu buldum. Acaba böyle bir yak- laşımla Türkiye'de sosyal de- mokrasiye yeni bir ufuk getire- bilir miyiz? Partideki bugünkü küfürleşme, kargaşa ortamın- dan çıkabilir miyiz? Bu yakla- şırrun sonucudur benim tavnm. Şimdi Baykal, Cem'e katıldı, deniyor. Yok. Cesaretle, riskli bir olayda vanm diyorum. CEM — Riskli bir olayda vanm. İSMAİL CEM'DEN İnönü'ye karşı 1988 kurultayında aday olduğum zaman bu işin böyle yürümeyeceğini söylemiş, eleştirimiyapmıştım. Bence parti yönetiminde sorumluluk herkesin hiyerarşideki sorumluluğu ölçüsünde paylaşılır. Genel başkanın koltuğu altına sığınıp suçu genel sekretere atmak ayıptır. Baykal, beni aradı 'partide geçmişe bir çizgi çekelim, özeleştiri yapalım, kompartımanlarımızdan çıkalım, teori ve pratikte yenileşmeye gidelim. Senin de katkına ihtiyacımız var' dedi. Ben Baykal'ın yenileşme projesini olumlu bulduğum için 'varım' dedim. Baykal benim 1968'den beri arkadaşım. Onunla birlikte davranmamda üç neden var. Birincisi, onun projesini partinin yenilenmesi için doğru buluyorum. îkincisi ben tabiat olarak benden biri bir katkı istedi mi kıramayan bir insanım. Üçüncüsü Baykal ile 1968'den beri CHP'deki ortanın solu ve yenileşme hareketinde yer aldık. 21. yüzyılm eşiğinde böyle muhalefet olmaz. 'Sanayileşme projeniz nedir' denince 'Söylemeyiz, Özal kopya çeker' diyen bir muhalefet olmaz. Muhalefet her konuda projeler üretmeli ve bu anlamda iktidarı denetlemeli, iktidann alanını daraltmalıdır. — Bu ta\nnızda Baykal ka- nadından genel sekreterlik va- adi almanu gibi bir etken de rol oynuvor tnu? CEM — El insaf. Partide ve toplumda benim bir konumum var. Yalnızca benim kişisel ça- bamla değil, Türkiye'de sol ve sosyal demokrat insanların ça- bası sonucu meydana gelmiş bir birikim var. Toplumsal konula- rı içeren 9 cilt kitabım var. Av- rupa Konseyi'nde çalışmalanm var. İnsanlann belli bir güven- ci var. Anadolu'da hâlâ insan- lar bana, Çukurova'da pamuk iscisinin durumunu, çocuklann gözüne konan sinekleri ilk siz TRTye getirdiniz diyorlar, kar- şılaşınca. Ben aslında bu konumumu riske atıyorum. Kamuoyunda yüzde 15'e düşmüş kargaşa için- deki bir partide yenileşme, ye- ni bir umut için tavır koyuyo- ruz. Yok anlaşmış da genel sek- reterlik falan -tabii çok önenüi bir görev- ama hiçbir makam için böyle bir risk üstlenilmez. — Ama Yenilikçi Grup, tnö- nü'nün yanında yer aldğı hal- de sizin Baykalia beraber dav- ranmanız, dönekliğe kadar uzanan eleştirikre neden olu- yor. CEM — Kafanuzdaki çirkin- likleri bu olayda yansıtmaya- lun. Yenilikçi Grup adı altında bile birçok insanda hâlâ tttihat- çılar döneminden, tek parti dö- neminden gelen duvarlar var. Burada partinin önünde yeni bir ufuk açalım diyoruz. İnsan- lann farklı kimliklerle bir ara- da olabileceğini göstermek ge- rek. Biraz farklı düşüncede di- ye insanlan dışlamamak lazım. Halka söylediğimizi önce ken- di içimizde yapalım. Baykal'ın bu yenilenme yaklaşımı bir de- neydir. Baykal "Beraber olma- mız halinde parti içinde banşı sağlayacağımıza inanıyorum" dedi. Ben bu yaklaşımı olumlu bulduğum için "Vanm" dedim. Baykal'ın yenilenme projesine desteğimi veriyorum Sayın tnönü'nün projesi ile büyüyece- ğiz diyenler kazanırsa, ben yi- ne partiye kişisel olarak katkı- rtu elimden geldiğince sürdürü- rüm. Siyasette kazanmak da var kaybetmek de. — Baykal ile beraber olma- nızın başka nedeni var mı? CEM — Daha önce de de- ğindim. Birincisi Baykal'ın par- ti için öngördüğu, yenileşme, özeleştin projesini parti için da- ha doğru göniyorum. Bu konu- da yanılıyorsam, yanılmış olu- rum. Îkincisi, her insamn bir tabi- atı var. Benim de bir tabiatım var. Biri beni arayıp bir konu- da katkunı istediği zaman, ba- şı sıkışan biri gelip bir şey rica ettiği zaman kıramıyorum. TRT döneminde, gazetecilik dönemimde, başıma çok gelmiş bir olay. Bu yüzden politikada on deneme yapan birçok hevesli gencin sayfalarca tutan yazıla- nnı okumak zorunda da kal- dım. Kıramıyorum... Üçüncüsü, benim Baykal ile taa 1968'lere uzanan bir bera- berliğim var. Ecevit'in öncülü- tNÖNÜ AtLESt — Sevinç, Erdal, Engin tnönu (Öraer tnönü'nün eşi) Metin Toker, Ömer Inoniı ve Özden Toker açdışU. (Fotograf: Erdoğan Köseoğlu) Ismettnönü'nün evi müze oldutç Politika Servisi — tkinci Cumhurbaşkanı Ismet İnönü'nün, 1924-73 yıllan arasında yaz tatilini geçirdiği Heybeliada'daki evi müzeye dönüştürülerek dün ziyarete açıldı. Açıhşa, SHP Genel Başkanı Erdal înönıTnun yanı sıra Ismet İnönü'nün ailesi, hayattaki siyasi ve askeri calışma arkadaşları katıldılar. "Inonü Evi" olarak tnönu Vakfı tarafından müzeye dönüştürülen Heybeliada'daki evde, İsmet tnönu ile ilgili-çeşitli fotoğraflar, giysiler, karikatürler ve gazete kupürleri sergilendi. Inönü Vakfı Başkanı tsmet İnönü'nün kızı özden Toker, evin 1934 yıhnda 9 bin 500 liraya satın alındığını söyledi. Toker, Türkiye'de "ortanın solu" politikasının temelinin soz konusu evde aüldığma dikkat çekerek İsmet İnönü'nün Heybeliada'da önemli kararlar aldığıru da bildirdi. Özden Toker, Inönu Vakfı'nın 25 Aralık 1990'da Ankara'da İsmet lnönü heykelinin açılışını yapacağını belirtti. Aynca 1920-73 yıllan arasmdaki döneme ait Türkiye ile ilgili belgelerin toplanması çalışmalarımn surdürüldüğünü de ifade etti. Heybeliada'daki törende, aynca eski bakanlardan Orhan öztrak, Necdet Uğur, Vahit Halefoğlu, Alev Coşkun, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Zahit Atakan, eski CHP'li parlamenterler, Belediye Başkanı Nurettin Sözen, SHP'li milletvekiUeri Mehmet Can, Yuksel Çengel ve îstanbul SHP tl Başkanı Ercan Karakaş ile çok sayıda yurttaş da hazır bulundu. ğünü yaptığı CHP içinde, "or- tanın solu" hareketinde CHP'nin bir devlet partisi, bir eşraf partisinden bir halk par- tisine dönüştürülmesi hareke- tinde Baykal, Ecevit'ten sonra aktif bir roldeydi, ben de o za- man Milliyet gazetesinde anga- je bir biçimde bu safta yer ah- yordum. Hatta 12 Mart muh- tırasını o sırada tesadüfen ga- zetede olan Baykal ile birlikte teleksten beraber okuduk. TRT olayında da Deniz'den gördfl- ğüm desteği unutamam. Yarri içimde her zaman Deniz Bay- kal'a açık bir kapı olmuştur. — Sayın Cem, sizin de kat- kmızfaı hazırtanan "YeniHkçaer Ptatfonnunu" savunan YnüHk- çi Grup tnönü'nün yanında yer alıyor, siz de aynı platforn» Baykalla beraber davranarak savunayorsonaz. Bn da ¥mffik- çilerin bir taktig mi? CEM — Bakın hiç öyle dü- şunmemiştim. Ancak doğru düşüncelerin hangi kanaldan olursa olsun etkinlik kazanması iyi olur. Önemli olan aslında yeni projelerdir. 21. yüzyüm eşi- ğinde Türkiye'de böyle muha- lefet olmaz. örneğin "Sanayi- leşme projeniz nedir" denüin- ce "Onu söylemeyiz özal kop- ya çeker" diyen bir muhalefet olmaz. Bu tembelliktir. Muha- lefet proje üretir, genişletir. Bu- nu yaparken iktidan da denet- leyip, alanını daraltır. Birçok olumlu projeyi, örneğin Kara- deniz'de balıkçılığın gelişmesi- ne vanncaya dek üretip, kamu- oyunda tartışılmasını sağlar. örneğin partimiz Güneydo- ğu meselesinde bir rapor yayım- ladı. Ancak rapor doğrultusun- da yasa önerüeri geliştirileme- di. Irk bazındaki bölucülüğün temeli feodal düzendir. Şimdi ciddi bir muhalefetin anti- feodal gelişme programı ve bunlar için somut önerileri ol- malıdır. Parti yönetimleri daha fazla ışık tutmadıkça, ufuk açmadık- ça, ortam yaratmadıkça ve özendirmedikçe, bu gelişmeler olmuyor ve tabandan da böyle bir zorlama yeterince geüşmi- yor. Sağlar: Bu kuruhay ahlûk kurukayıdır SHP eski Genel Sekreteri, "Taban Baykal hizbine karşı mücadele vermek amacında. Partiye sahip ?ıkan tüm Uyeler Erdal nönü'yü destekliyor" dedi. ANKARA (AA) —SHP eski Genel Sekreteri, tçel Milletvekili Fikri Sağlar, partisinde 29 eylül cumar- tesi günü ya- pılacak olağanüstU kurultayı, delegeler açısından bir "ahlak kunıltayı" olarak nitelendirdi. Sağlar, "Parti tabanı 'Baykal hizbi'ne karşı mücadeJe verinek amacında" dedi. Kurultay'ın, partiye sahip ol- maya çahşan bir avuç insan ile partiyi kimseye kaptırmak iste- meyen ve parti içinde söz sahi- bi olmayı dileyen tabanın mü- cadelesi şeklinde gececeğini kaydetti. Partiye sahip çıkan tüm üyelerin Genel Başkan Er- dal tnönü'yü desteklediğini bil- diren Sağlar, parti içi demokra- sinin ancak tnönu ile oluştunı- labileceğinı kaydederek "Ta- ban, üstu boyalı ve süslü laflar- la partide egemen olmaya çalı- şan Baykal hizbine karşı gerekü mncadeleyi verecektir" dedi. îstanbul milletvekili tsmail Cem'in Deniz Baykal'ı destek- lemesini de eleştiren Fikri Sağ- lar, "tsmail Cem, bu konuma düşmeyi kendine yakışürabili- yorsa, onun da bu hareketini saygıyla karşılanm" diye ekle- di. ANKAMMan HİKMET ÇETİNKAYA Kim Önde Gidiyor? ANKARA — Sayısal olarak kım önde gidi- yor? İnönü mü, yoksa Baykal mı? İki tarafın kurmayları şimdi sayı hesabı yap- maya başladılar Önceki gece Trabzon'dan An- kara'ya donerken Baykal ekıbinin kurmayların- dan Adnan Keskın ve Nail Gürman, "Bu ış bitmiştir" diyorlardı. Geceyansına dek konuş- tuğumuz Fuat Atalay ise olaya daha değişık açıdan yaklaşıyor, SHP'nin geleceğe dönük projelerinden söz ediyordu. Özetle Baykal ekibinin kurmayları 29 eylül- de yapılacak seçimli olağanüstü kurultay ön- cesi sancılı görülüyorlardı. Trabzon'da Deniz Baykal'ın sohbet toplan- tısında da rter şey açık seçik ortadaydı. Bir gün önce İnönü'ye gösterilen ilgi Baykal'a yoktu. Baykalcılar, "Zaten Trabzon İnönü'yü destekliyor" deseler bile Samsun, Rize, Gire- sun, Ordu ve Artvin'de de "İnonü giderse SHP dağılır havası" yayılmaya başlamıştı. SadeceKaradeniz'dedeğıldi bu hava. Ege- de, Trakya'da. İç Anadolu'da delege denge- leri değişmeye başlamıştı. Artık genel başkan- lık çizgisinde yeni gelişmelerı beklemek gere- kiyordu. Kurultaya dört gün kala "İnönü mü, yoksa Baykal mı kazanacak?" sorusuna yanıt arar- ken parti meclısini kimin kazanacağı da belır- gınleşmıyordu. SHP lıderı İnönü'yü kamuoyunun destekle- diği kesindi. Ama delegelerin Baykal ağırlıklı olduğu hesap edilıyordu. O değişen dengeler bir noktada işlerı de karıştınyordu. Eğer İnönü, 30-40 oy farkla liderhğı alırsa, parti meclisi kimlerden oluşacaktı? Baykal'ın kurmayları şu hesabı yapıyordu: — 44 kişilik parti meclisıne bızim arkadaş- larımız seçilır. 14 kişilik MYK bizden olur. Sekiz ay önce yapılan seçımlı tüzük kurul- tayında 590 oy alarak Hikmet Çetin'in ardın- dan PM listesınde ikinci sıraya Deniz Baykal oturmuştu. Baykal ve arkadaşları hesaplannı böyle bir çızelgeye göre yapıyordu. Erdal İnönü'nün listesine girecek çoğu adın delegeler tarafından ilgi gormeyeceği duşünü- lüyordu. Böylece 30-40 oyta genel başkanlığı yitiren Deniz Baykal'ın haziran kurultayında sağlam bir MYK ile İnönü'yü devireceğı kaçı- nılmaz görülüyordu. Acaba bu hesap tutar mıydı? Baykal'ın kurmayları "Niye tutmasın" der- ken İnönü'nün çalışma arkadaşları "Hayal görüyorlar" diye konuşuyordu. Bir başka nokta daha vardı. O da, İnönü'- nün 150-200 oy farkla genel başkan seçilmesi. İşte o zaman Baykal ne yapacaktı? PM'de Baykal ağırlıklı bir kadro oiuşabilir miydi? Delege üzerine yapılan hesaplarda tüm bu anlattıklarımtz yatıyor... Erdal İnönü'nün, beklenenin tam tersine SHP'yi iktıdara götürecek bir PM listesı yapa- cağı söylenıyor. Eski CHP'li yönetıcilerın PM'de yer alacağı bıldıriliyor. Kısaca SHP ör- gütlennin tanıdığı, güvenilır adlardan otuşan bir PM listesı olacak İnönü'nün cebinde. Başta söylemiştik, delege dengeleri değişi- yor. Elbet son aşamada seçim öncesi delege- lerin tavrı çok önemli. Kuruttay'ın havası da se- çim aritmetiğinde kimı dengeleri sarsacak. Onun için genel başkanlık yarışında Baykal'- ın kurmayları sıkıntı yaşıyor. Sekiz ay önceki seçimli tüzük kurultayında tabanla tavan arasında oy farkının -her iki listede- 150 olduğu hesap edilirse Baykal ekibinin 29 eylülde ışleri o denlı kolay değil. Bir de... Erdal İnönü'nün kurultayda yapacağı konuş- ma eğer bölge topfantılarmdaki gibi etkileyıci olursa Deniz Baykal ve arkadaşlarını hayli sarsacak. Onlar bunun ayrımında. Sıkıntılan bu neden- le her gün artıyor. Kıskıvrak yakalanmanın te- laşını yaşıyorlar. Ve çalışmalanm adam adama yapıyorlar: — üderlık yarışmı 30-40 oyla kaybetsek bi- le PM lıstesi bizım ekipten olmalı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle