Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EYLÜL 1990
MERHABA
SEVGİLİ ÇOCUKLAR,
Çevreci cumhurbaşkanı
• ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal,
çevre konusunda çocuklara seslenerek "Turkiye'nin
doğasını, çevresini korumak demek Türkiye'yi konımak
• demektir" dedi. özal, çocuklann çevre bilincini
arttınnak amacıyla Çevre Musteşarbğı'nın yayımladığı,
'Çevre ve Çocuk' kitabında, çe\Te koruma konusunda
çağnda bulundu. Cumhurbaşkanı özal, kitapta yer alan,
çocuklara seslendiği mektubunda şunlan kaydetti:
"Hava, su, toprak kirliliği ve gurültfl gibi Türkiyemiz'in
çevresini her türlü yıpratıcı, kirletici, bozucu etkiden
kollamalı, korumalıyız. Turkiye'nin doğasını, çevresini
korumak demek, Türkiye'yi korumka demektir. Yannın
sahibi olan sizlere bu kutsal ve onurlu görevi verirken
gözlerimiz arkada kalmıyor."
ANAP Başkanlık Divanı
• ANKARA (Cumhuri)et Bürosu) — ANAP Başkanlık
Divanı, dttn Başbakan Akbulut başkanlığında toplandı.
Toplantıda parti MYKY'sının kongre takvimini ve delege
seçimlerini görüşmek üzere 29 eylul cumartesi gttnil saat
13.30'da toplanmasına karar verildi. Yaklaşık 2 saat süren
toplantıya Ulaştırma Bakanı Cengız Tuncer ve lçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu da katıldı. Başbakan Yıldırım
Akbulut, toplantı sonrasında gazetecüerin sorulannı
yanıtlarken kendisinin hiçbir hizip ya da grubun genel
başkanı olmadığını, kendisinin muhalifi veya destekçisi
tüm ANAP'lı üye ve delegelerin genel başkanı olduğunu
söyledi. Bir gazetecinin, "Mesut Yılmaz, teşkilat
başkanmın istifasını istedi. Sizin görüşünüz nedir"
şeklindeki sonısuna ise "Şikâyet prosedüre göre işler. Siz
buna tahammül edemezseniz savunmuş olduğunuz
hukukun ustünlüğüne uymamış olursunuz" dedi.
Demirel Hodri Meydan'da
• ANKARA (AA) — Hodri Meydan TV program ekibi,
bugun DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel'in Güniz
Sokak'taki evinde çekim yaptı. Uğur Dündar
başkarılığındaki ekip, öğleden sonra Demirel'in evine
geldi. DYP liderinin programda çeşitli konulardaki
görüşlerini anlattığı bildirildi. Hodri Meydan ekibi, daha
sonra Demirerie birlikte TBMM'ye geçerek detay
çekirnlerini gerçekleştirdi. Burada yapılan cekimlerde,
Demirel'in TBMM'ye giriş ve çıkıslan gorüntülendi.
Erdem'in ifadesi alındı
• ANKARA (AA) — Ataturk Barajı'nm gövde
inşaatırun tamamlanması dolayısıyla düzenlenen töreni
naklen yayımlayarak seçim yasaklarını çiğnediği
iddiasıyla DYP tarafından TRT hakkmda suç
duyurusunda bulunulması üzerine, Cumhuriyet Savcıhğı
TRT Genel Mudüru Kerim Aydın Erdem'in ifadesini aldı.
Erdem'in yazıiı olarak gönderdiği ifadesi, Cumhuriyet
Savcüığı'nca incelenmeye başlandı. Ataturk Barajı'nın
gövde inşaatırun tamamlanması nedeniyle 27 ağusosta
düzenlenen tören, TRT'den naklen yayımlanmış, bunun
üzerine DYP, Antalya'nın Çolakh beldesindeki belediye
seçimiyle ilgili yasağın ihlal edildiği gerekçesiyle TRT
hakkmda suç duyurusunda bulunmuştu.
Kepenk davasında 46 tahliye
• ERZtNCAN (Cumhuriyet) — Ağn'nın Doğubeyazıt
ilçesinde "kepenk kapatma" eylemi yaptıklan ve bir
örgut militanımn cenazesine katıldıklan savıyla tutuklu
bulunan 49 kişinin yargılanmasına Erzincan Devlet
Guvenlik Mahkemesi'nde başlandı. Dün yapılan ük
duruşmada mahkeme, 46 samğın tahliyesine karar verdi.
Böluculük propagandası yaptıkları gerekçesiyle
yargılanan sanıkların işkence gördüklerine ilişkin
itirazlanrun mahkeme tarafından dinlenmediği
duruşmada, sanıklar haklannda öne surülen savlan
kabul etmediler. Duruşmada, 5-10 yıl arasında değişen
ağır hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklardan
Nurettin Şahin, Hasan Elçi ve Salih Kotan'ın tutukluluk
hallcrinin surmesine, 46 sanığın da tahliyesine karar
verildi.
12 yaşmdaki Adile gözaltmda
• ŞANLIURFA (Cumhuriyet) — Araban'da yakalan bir
teröristin itiraflan doğrultusunda gerçekleştirilen
operasyonlar sırasmda Bozova ilçesine bağlı Kırağh
köyünde 12 yaşındaki bir kız çocuğunun da gözaltına
alındığı bildirildi. İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa
Şubesi, "12 yaşındaki Adile Çoban'm gözaltına
abnmasımn, hükümetin geçen hafta imzaladığı
Uluslararası Çocuk Haklan Beyannamesi'ne aykın
olduğunu" bildirirken, Vali Ziyaeddin Akbulut, "Adile
Çoban'm 20-25 yaşlannda siyasi suçlu olduğunu"
söyledi. 12 yaşındaki Adile Çoban'ın gözaltına
alınmasına siyasi parti örgutleri de tepki gösterdi.
Belediyeler için yeni ttiztik
• ANKARA (AA) — Yaklaşık 4 yıldır hazırlığı
sürdürülen "Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Tüzüğü"
dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bir
süredir Mersin Belediyesi'nde pilot olarak denenen ve
Maliye ve Gümruk Bakanlığı'mn da uyguladığı sistem,
bundan sonra butun belediyeler için geçerli olacak.
Tüzüğe göre belediye birimlerinin hazırladığı bütçeyi
mahallin en buyük mülki amiri onaylayacak. Mülki
amirler, bütçe kararnamesi metninde, kanun ve tüzüklere
aykın bulunan madde ve ibareleri düzeltmeye,
belediyenin tahsile yetkisi olmayan geliri çıkarmaya veya
kanun ve tarifelerin öngörduğunden fazla konulan kısmı,
yasal miktara indirmeye yetkili olacak. Belediye meclisleri
bu değişikliklere karşı Danıştay'a itiraz edebilecek.
Belediyeler, özel bir kanun veya meclis kararına
dayanmadıkça, kısa süreli bile olsa, hiçbir borçlanma
yapamayacak.
tasansı hokkabazhk'
• ANKARA (ANKA) — Türk Tabipler Birliği (TTB)
Merkez Konseyi Eski Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek,
Bakanlar Kurulu'nda bir kez daha göruşüldükten sonra
TBMM'ye sunulacak olan genel sağlık sigortası yasa
tasansını değerlendirirken, 'Bu hokkabazhk' dedi. Prof.
Fişek, çözumün, sağlık hizmetlerine yeterli finansman
sağlanarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
HABERLER CUMHURİYET/11
]
LAĞANÜSTÜKURULTAYA DOĞRUSHP
Ismail Cem, neden Baykal ile birlikte davrandığına ilişkin sorulan yanıtladv
înönü'nün yanında hiç olmadımKEREM ÇALIŞKAN
"Bu ideolojik bir tereih de-
gil. Kişilere dönök bir tercib."
Ismail Cem, SHP kurultayına
doğru Deniz Baykal ile "bera-
bcr davranmasuu" böyle açık-
hyor.
"Yenilikçi grupla bereber
başta tnönü'nün yanında yer
alırken neden daha sonra Bay-
kal'ın saf ına geçtiniz" diye so-
ruyoruz. Ismail Cem önce "Bn
sonınuzdaki terminolojiniz ta-
mamen yanlış" diyor ve "saf
detistinne" sözcuğunü kabul
etmiyor. "Hiçbir zaman tnö-
nü'nün safında olmadım" diye
devam ediyor. Ve 1988 kurulta-
yında "Bu işin böyle yürüme-
yecefini" belirterek Inönü'ye
karşı adaylık koymasuıı anlatı-
yor. Sorumuzdaki "ikinci ter-
minoloji yanlışı" İsmail Cem'e
göre "parti yonetimi"ne ilişkin.
Cem şoyle diyor: "Ben hiç-
bir zaman parti yönetiraini
Baykal olarak alıp tnonu'vû so-
yutbunadım. Bunu one sürmek
gerçek dışMtır. Sorumsuztııktur,
çifte standarttır. G«nel başka-
HID koltuğn altına girip bütün
SHÇU genel sekretere yöklemek
ayıpür. Bir partide başannın da
başansızltgın da sonımlulugu-
m insantar parti hiyerarşisüıde-
ki yerleri ölçüsünde paytaşır-
lar."
— Peki Sayra Cem, neden
tnönü degil de Baykal?
CEM — Sayın Baykal .beni
aradı, bir girişimde bulundu.
"Geçmişin üstüne bir çizgi çe-
kelim, özeleştiri yapahm, kom-
partımanlanmızdan çıkakm,
partiyi yenüeştirelim, sosyal de-
mokraside teorisi pratiği ile bir
yenilenme yapahm" dedi.
Bu yaklaşunı ben olumlu
buldum. Acaba böyle bir yak-
laşımla Türkiye'de sosyal de-
mokrasiye yeni bir ufuk getire-
bilir miyiz? Partideki bugünkü
küfürleşme, kargaşa ortamın-
dan çıkabilir miyiz? Bu yakla-
şırrun sonucudur benim tavnm.
Şimdi Baykal, Cem'e katıldı,
deniyor. Yok. Cesaretle, riskli
bir olayda vanm diyorum.
CEM — Riskli bir olayda vanm.
İSMAİL CEM'DEN
İnönü'ye karşı 1988 kurultayında aday
olduğum zaman bu işin böyle yürümeyeceğini
söylemiş, eleştirimiyapmıştım. Bence parti
yönetiminde sorumluluk herkesin
hiyerarşideki sorumluluğu ölçüsünde
paylaşılır. Genel başkanın koltuğu altına
sığınıp suçu genel sekretere atmak ayıptır.
Baykal, beni aradı 'partide geçmişe bir çizgi
çekelim, özeleştiri yapalım,
kompartımanlarımızdan çıkalım, teori ve
pratikte yenileşmeye gidelim. Senin de katkına
ihtiyacımız var' dedi. Ben Baykal'ın yenileşme
projesini olumlu bulduğum için 'varım' dedim.
Baykal benim 1968'den beri arkadaşım.
Onunla birlikte davranmamda üç neden var.
Birincisi, onun projesini partinin yenilenmesi
için doğru buluyorum. îkincisi ben tabiat
olarak benden biri bir katkı istedi mi
kıramayan bir insanım. Üçüncüsü Baykal ile
1968'den beri CHP'deki ortanın solu ve
yenileşme hareketinde yer aldık.
21. yüzyılm eşiğinde böyle muhalefet olmaz.
'Sanayileşme projeniz nedir' denince
'Söylemeyiz, Özal kopya çeker' diyen bir
muhalefet olmaz. Muhalefet her konuda
projeler üretmeli ve bu anlamda iktidarı
denetlemeli, iktidann alanını daraltmalıdır.
— Bu ta\nnızda Baykal ka-
nadından genel sekreterlik va-
adi almanu gibi bir etken de rol
oynuvor tnu?
CEM — El insaf. Partide ve
toplumda benim bir konumum
var. Yalnızca benim kişisel ça-
bamla değil, Türkiye'de sol ve
sosyal demokrat insanların ça-
bası sonucu meydana gelmiş bir
birikim var. Toplumsal konula-
rı içeren 9 cilt kitabım var. Av-
rupa Konseyi'nde çalışmalanm
var. İnsanlann belli bir güven-
ci var. Anadolu'da hâlâ insan-
lar bana, Çukurova'da pamuk
iscisinin durumunu, çocuklann
gözüne konan sinekleri ilk siz
TRTye getirdiniz diyorlar, kar-
şılaşınca.
Ben aslında bu konumumu
riske atıyorum. Kamuoyunda
yüzde 15'e düşmüş kargaşa için-
deki bir partide yenileşme, ye-
ni bir umut için tavır koyuyo-
ruz. Yok anlaşmış da genel sek-
reterlik falan -tabii çok önenüi
bir görev- ama hiçbir makam
için böyle bir risk üstlenilmez.
— Ama Yenilikçi Grup, tnö-
nü'nün yanında yer aldğı hal-
de sizin Baykalia beraber dav-
ranmanız, dönekliğe kadar
uzanan eleştirikre neden olu-
yor.
CEM — Kafanuzdaki çirkin-
likleri bu olayda yansıtmaya-
lun. Yenilikçi Grup adı altında
bile birçok insanda hâlâ tttihat-
çılar döneminden, tek parti dö-
neminden gelen duvarlar var.
Burada partinin önünde yeni
bir ufuk açalım diyoruz. İnsan-
lann farklı kimliklerle bir ara-
da olabileceğini göstermek ge-
rek. Biraz farklı düşüncede di-
ye insanlan dışlamamak lazım.
Halka söylediğimizi önce ken-
di içimizde yapalım. Baykal'ın
bu yenilenme yaklaşımı bir de-
neydir. Baykal "Beraber olma-
mız halinde parti içinde banşı
sağlayacağımıza inanıyorum"
dedi. Ben bu yaklaşımı olumlu
bulduğum için "Vanm" dedim.
Baykal'ın yenilenme projesine
desteğimi veriyorum Sayın
tnönü'nün projesi ile büyüyece-
ğiz diyenler kazanırsa, ben yi-
ne partiye kişisel olarak katkı-
rtu elimden geldiğince sürdürü-
rüm. Siyasette kazanmak da
var kaybetmek de.
— Baykal ile beraber olma-
nızın başka nedeni var mı?
CEM — Daha önce de de-
ğindim. Birincisi Baykal'ın par-
ti için öngördüğu, yenileşme,
özeleştin projesini parti için da-
ha doğru göniyorum. Bu konu-
da yanılıyorsam, yanılmış olu-
rum.
Îkincisi, her insamn bir tabi-
atı var. Benim de bir tabiatım
var. Biri beni arayıp bir konu-
da katkunı istediği zaman, ba-
şı sıkışan biri gelip bir şey rica
ettiği zaman kıramıyorum.
TRT döneminde, gazetecilik
dönemimde, başıma çok gelmiş
bir olay. Bu yüzden politikada
on deneme yapan birçok hevesli
gencin sayfalarca tutan yazıla-
nnı okumak zorunda da kal-
dım. Kıramıyorum...
Üçüncüsü, benim Baykal ile
taa 1968'lere uzanan bir bera-
berliğim var. Ecevit'in öncülü-
tNÖNÜ AtLESt — Sevinç, Erdal, Engin tnönu (Öraer tnönü'nün eşi) Metin Toker, Ömer Inoniı ve Özden Toker açdışU. (Fotograf: Erdoğan Köseoğlu)
Ismettnönü'nün evi müze oldutç Politika Servisi — tkinci Cumhurbaşkanı Ismet İnönü'nün, 1924-73
yıllan arasında yaz tatilini geçirdiği Heybeliada'daki evi müzeye
dönüştürülerek dün ziyarete açıldı. Açıhşa, SHP Genel Başkanı Erdal
înönıTnun yanı sıra Ismet İnönü'nün ailesi, hayattaki siyasi ve askeri
calışma arkadaşları katıldılar. "Inonü Evi" olarak tnönu Vakfı tarafından
müzeye dönüştürülen Heybeliada'daki evde, İsmet tnönu ile ilgili-çeşitli
fotoğraflar, giysiler, karikatürler ve gazete kupürleri sergilendi. Inönü Vakfı
Başkanı tsmet İnönü'nün kızı özden Toker, evin 1934 yıhnda 9 bin 500
liraya satın alındığını söyledi. Toker, Türkiye'de "ortanın solu" politikasının
temelinin soz konusu evde aüldığma dikkat çekerek İsmet İnönü'nün
Heybeliada'da önemli kararlar aldığıru da bildirdi. Özden Toker, Inönu
Vakfı'nın 25 Aralık 1990'da Ankara'da İsmet lnönü heykelinin açılışını
yapacağını belirtti. Aynca 1920-73 yıllan arasmdaki döneme ait Türkiye ile
ilgili belgelerin toplanması çalışmalarımn surdürüldüğünü de ifade etti.
Heybeliada'daki törende, aynca eski bakanlardan Orhan öztrak, Necdet
Uğur, Vahit Halefoğlu, Alev Coşkun, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
emekli Oramiral Zahit Atakan, eski CHP'li parlamenterler, Belediye
Başkanı Nurettin Sözen, SHP'li milletvekiUeri Mehmet Can, Yuksel Çengel
ve îstanbul SHP tl Başkanı Ercan Karakaş ile çok sayıda yurttaş da hazır
bulundu.
ğünü yaptığı CHP içinde, "or-
tanın solu" hareketinde
CHP'nin bir devlet partisi, bir
eşraf partisinden bir halk par-
tisine dönüştürülmesi hareke-
tinde Baykal, Ecevit'ten sonra
aktif bir roldeydi, ben de o za-
man Milliyet gazetesinde anga-
je bir biçimde bu safta yer ah-
yordum. Hatta 12 Mart muh-
tırasını o sırada tesadüfen ga-
zetede olan Baykal ile birlikte
teleksten beraber okuduk. TRT
olayında da Deniz'den gördfl-
ğüm desteği unutamam. Yarri
içimde her zaman Deniz Bay-
kal'a açık bir kapı olmuştur.
— Sayın Cem, sizin de kat-
kmızfaı hazırtanan "YeniHkçaer
Ptatfonnunu" savunan YnüHk-
çi Grup tnönü'nün yanında yer
alıyor, siz de aynı platforn»
Baykalla beraber davranarak
savunayorsonaz. Bn da ¥mffik-
çilerin bir taktig mi?
CEM — Bakın hiç öyle dü-
şunmemiştim. Ancak doğru
düşüncelerin hangi kanaldan
olursa olsun etkinlik kazanması
iyi olur. Önemli olan aslında
yeni projelerdir. 21. yüzyüm eşi-
ğinde Türkiye'de böyle muha-
lefet olmaz. örneğin "Sanayi-
leşme projeniz nedir" denüin-
ce "Onu söylemeyiz özal kop-
ya çeker" diyen bir muhalefet
olmaz. Bu tembelliktir. Muha-
lefet proje üretir, genişletir. Bu-
nu yaparken iktidan da denet-
leyip, alanını daraltır. Birçok
olumlu projeyi, örneğin Kara-
deniz'de balıkçılığın gelişmesi-
ne vanncaya dek üretip, kamu-
oyunda tartışılmasını sağlar.
örneğin partimiz Güneydo-
ğu meselesinde bir rapor yayım-
ladı. Ancak rapor doğrultusun-
da yasa önerüeri geliştirileme-
di. Irk bazındaki bölucülüğün
temeli feodal düzendir. Şimdi
ciddi bir muhalefetin anti-
feodal gelişme programı ve
bunlar için somut önerileri ol-
malıdır.
Parti yönetimleri daha fazla
ışık tutmadıkça, ufuk açmadık-
ça, ortam yaratmadıkça ve
özendirmedikçe, bu gelişmeler
olmuyor ve tabandan da böyle
bir zorlama yeterince geüşmi-
yor.
Sağlar:
Bu kuruhay
ahlûk
kurukayıdır
SHP eski Genel Sekreteri,
"Taban Baykal hizbine
karşı mücadele vermek
amacında. Partiye sahip
?ıkan tüm Uyeler Erdal
nönü'yü destekliyor"
dedi.
ANKARA
(AA) —SHP
eski Genel
Sekreteri, tçel
Milletvekili
Fikri Sağlar,
partisinde 29
eylül cumar-
tesi günü ya-
pılacak olağanüstU kurultayı,
delegeler açısından bir "ahlak
kunıltayı" olarak nitelendirdi.
Sağlar, "Parti tabanı 'Baykal
hizbi'ne karşı mücadeJe verinek
amacında" dedi.
Kurultay'ın, partiye sahip ol-
maya çahşan bir avuç insan ile
partiyi kimseye kaptırmak iste-
meyen ve parti içinde söz sahi-
bi olmayı dileyen tabanın mü-
cadelesi şeklinde gececeğini
kaydetti. Partiye sahip çıkan
tüm üyelerin Genel Başkan Er-
dal tnönü'yü desteklediğini bil-
diren Sağlar, parti içi demokra-
sinin ancak tnönu ile oluştunı-
labileceğinı kaydederek "Ta-
ban, üstu boyalı ve süslü laflar-
la partide egemen olmaya çalı-
şan Baykal hizbine karşı gerekü
mncadeleyi verecektir" dedi.
îstanbul milletvekili tsmail
Cem'in Deniz Baykal'ı destek-
lemesini de eleştiren Fikri Sağ-
lar, "tsmail Cem, bu konuma
düşmeyi kendine yakışürabili-
yorsa, onun da bu hareketini
saygıyla karşılanm" diye ekle-
di.
ANKAMMan HİKMET ÇETİNKAYA
Kim Önde Gidiyor?
ANKARA — Sayısal olarak kım önde gidi-
yor? İnönü mü, yoksa Baykal mı?
İki tarafın kurmayları şimdi sayı hesabı yap-
maya başladılar Önceki gece Trabzon'dan An-
kara'ya donerken Baykal ekıbinin kurmayların-
dan Adnan Keskın ve Nail Gürman, "Bu ış
bitmiştir" diyorlardı. Geceyansına dek konuş-
tuğumuz Fuat Atalay ise olaya daha değişık
açıdan yaklaşıyor, SHP'nin geleceğe dönük
projelerinden söz ediyordu.
Özetle Baykal ekibinin kurmayları 29 eylül-
de yapılacak seçimli olağanüstü kurultay ön-
cesi sancılı görülüyorlardı.
Trabzon'da Deniz Baykal'ın sohbet toplan-
tısında da rter şey açık seçik ortadaydı. Bir gün
önce İnönü'ye gösterilen ilgi Baykal'a yoktu.
Baykalcılar, "Zaten Trabzon İnönü'yü
destekliyor" deseler bile Samsun, Rize, Gire-
sun, Ordu ve Artvin'de de "İnonü giderse SHP
dağılır havası" yayılmaya başlamıştı.
SadeceKaradeniz'dedeğıldi bu hava. Ege-
de, Trakya'da. İç Anadolu'da delege denge-
leri değişmeye başlamıştı. Artık genel başkan-
lık çizgisinde yeni gelişmelerı beklemek gere-
kiyordu.
Kurultaya dört gün kala "İnönü mü, yoksa
Baykal mı kazanacak?" sorusuna yanıt arar-
ken parti meclısini kimin kazanacağı da belır-
gınleşmıyordu.
SHP lıderı İnönü'yü kamuoyunun destekle-
diği kesindi. Ama delegelerin Baykal ağırlıklı
olduğu hesap edilıyordu. O değişen dengeler
bir noktada işlerı de karıştınyordu.
Eğer İnönü, 30-40 oy farkla liderhğı alırsa,
parti meclisi kimlerden oluşacaktı?
Baykal'ın kurmayları şu hesabı yapıyordu:
— 44 kişilik parti meclisıne bızim arkadaş-
larımız seçilır. 14 kişilik MYK bizden olur.
Sekiz ay önce yapılan seçımlı tüzük kurul-
tayında 590 oy alarak Hikmet Çetin'in ardın-
dan PM listesınde ikinci sıraya Deniz Baykal
oturmuştu. Baykal ve arkadaşları hesaplannı
böyle bir çızelgeye göre yapıyordu.
Erdal İnönü'nün listesine girecek çoğu adın
delegeler tarafından ilgi gormeyeceği duşünü-
lüyordu. Böylece 30-40 oyta genel başkanlığı
yitiren Deniz Baykal'ın haziran kurultayında
sağlam bir MYK ile İnönü'yü devireceğı kaçı-
nılmaz görülüyordu.
Acaba bu hesap tutar mıydı?
Baykal'ın kurmayları "Niye tutmasın" der-
ken İnönü'nün çalışma arkadaşları "Hayal
görüyorlar" diye konuşuyordu.
Bir başka nokta daha vardı. O da, İnönü'-
nün 150-200 oy farkla genel başkan seçilmesi.
İşte o zaman Baykal ne yapacaktı? PM'de
Baykal ağırlıklı bir kadro oiuşabilir miydi?
Delege üzerine yapılan hesaplarda tüm bu
anlattıklarımtz yatıyor...
Erdal İnönü'nün, beklenenin tam tersine
SHP'yi iktıdara götürecek bir PM listesı yapa-
cağı söylenıyor. Eski CHP'li yönetıcilerın
PM'de yer alacağı bıldıriliyor. Kısaca SHP ör-
gütlennin tanıdığı, güvenilır adlardan otuşan bir
PM listesı olacak İnönü'nün cebinde.
Başta söylemiştik, delege dengeleri değişi-
yor. Elbet son aşamada seçim öncesi delege-
lerin tavrı çok önemli. Kuruttay'ın havası da se-
çim aritmetiğinde kimı dengeleri sarsacak.
Onun için genel başkanlık yarışında Baykal'-
ın kurmayları sıkıntı yaşıyor.
Sekiz ay önceki seçimli tüzük kurultayında
tabanla tavan arasında oy farkının -her iki listede-
150 olduğu hesap edilirse Baykal ekibinin 29
eylülde ışleri o denlı kolay değil.
Bir de...
Erdal İnönü'nün kurultayda yapacağı konuş-
ma eğer bölge topfantılarmdaki gibi etkileyıci
olursa Deniz Baykal ve arkadaşlarını hayli
sarsacak.
Onlar bunun ayrımında. Sıkıntılan bu neden-
le her gün artıyor. Kıskıvrak yakalanmanın te-
laşını yaşıyorlar.
Ve çalışmalanm adam adama yapıyorlar:
— üderlık yarışmı 30-40 oyla kaybetsek bi-
le PM lıstesi bizım ekipten olmalı...