Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
Koregraf Hermes Pan öldti
• BEVERLY HILLS (AA) — Fred Astaire ve Ginger
Rogers'ın birlikte çevirdikleri 10 filmden 9'u ile ünlü
müzikal "My Fair Lady"nin koregrafılerini hazırlayan
Hermes Pan'ın çarşamba günü Beverly Hills'deki evinde
öldüğü, ailesi tarafından açıklandı. 79 yaşında ölen
Hermes Pan, Tennessee eyaletinin Memphis kentinde
doğmuştu. 20'li yıllann sonundan itibaren Broadvvay'de
dansçı olarak ün yapmaya başlayan Hermes Pan, "Top
Speed"de Ginger Rogers'la oynamıştı. Lana Tlırner ve
Ray Milland'la, aralannda "A Life of Her Own"un da
bulunduğu çeşitli filmlerde oynayan Hermes Pan, daha
sonra koregrafi hazırlamaya başlamış ve "A Damsel in
Distress'm koregrafisi ile 1937'de Oscar ödülü'nü
kazanmıştı. Hermes Pan, 1980'de de tüm sanat
hayatındaki eserlerinden dolayı Ulusal Film ödülü'ne
layık görülmüştü. Pan'm eserleri arasında, Astaire-Rogers
çiftinin parlak bir kariyere sahip olmasında rol oynayan
dokuz fılmin koregrafisi de bulunuyor. Bunlar, "Flying
Down to Rio" (1933), "The Gay Divorce" (1934),
"Roberta", "Top Hat" (1935), "Follow the Fleet", "Swing
Time" (1936), "Shall We Dance" (1937), "Carefree"
(1938) ve "The Barkleys of Broadway"di (1949).
• *
Universiteler Müzik Üarışması
• Kültür Servisi — Finali bu yıl 2 Haziran 1990
tarihinde yapılacakken kötü hava koşulları nedeniyle
gerçekleştirilemeyen Yıldız Üniversitesi'nin düzenlediği
"Üniversiteler Müzik Yanşması" 13 Ekim 1990 cumartesi
günü saat 13.00'te Açık Hava Tiyatrosu'nda
sonuçlandınlacak. Değerlendirme Kurulu Selçuk Başar,
Burak Eldem, Melih Kibar, Garo Meyan, tzzet öz, Onno
TUnç ve özkan Uğurdan oluşan yarışmaya 46 grup, 72
parça ile başvurmuş, yapılan değerlendirme sonucunda
14 grup, 15 parça ile fınalde yarışmaya hak
kazanmışlardı. Beste, düzenleme ve solist dallannda
yapılan ayrımda bu yıl beste dalında birinci olacak gruba
iki özel ödül de verilecek: Beko-Casio bir org ve Mel-Ki
stüdyosunda kayıt olanağı. Bundan başka E>eğerlendirme
Kurulu'nun özel ödül ve en iyi enstrümanist ödüllerinin
de verileceği yarışmayı Çiğdem Tlınç ve Mehmet Ali
Erbil sunacaklar. Yarışmaya Grup Bulutsuzluk özlemi
katılacak. Biletler Yıldız Universitesi'nden ve girişlerden
temin edilebilir.
Basın Mtizesi sergileri
• Kültür Servisi —
Basın Müzesi'nde resim,
heykel ve fotoğraf
dallannda olmak üzere
üç ayn sergi açılıyor.
Resim sergisi, Şeyla
Oktuğ'un resimlerinden
oluşuyor ve "llk Adım"
adım taşıyor. "Göç" adh
projesi Ûe Marmara
universitesi Guzel
Sanatlar Fakültesi
Heykel Bölümü'nden
birincilikle mezun olan
Cem Çahş'ın heykelleri
de Basın Müzesi'nde
sergileniyor. Haluk Tezonar'a aıt Kadıköy
"Başöğretmen Ataturİc" ve M.Ü. Göztepe
kampüsündeki "Ataturk" anıtı çalışmalarında bulunan
Çalış, figüratif anlatıma önem veriyor. Basın Müzesi'nde
açılacak fotoğraf sergisi ise Agah Arat, Melih Arat ve
Ertan Tlnas'ın fotoğraflanndan oluşuyor. Sanatçılar 6
ekimde fotoğraflanyla ilgili bir "muhabbet toplantısı"
yapacaklar. 24 eylülde açılacak üç sergi de 17 ekime
kadar sürecek. (Fotoğraf: Şeyma Oktuğ'un bir çalışması)
Çocuklardan müzik ve bale
• Kiiltür Servisi — Istanbul Devlet Opera ve Balesi
bünyesinde kurulan ve üç sezondur kurumun
repertuarındaki çocuk müzıkleri, gençlik müzikalleri,
opera, operet ve balelerde görev alan, bunların yanı sıra
özgün konserler de veren çocuk korosu, çocuk balesi ve
gençlik korosu 1990-91 sezonu caüşmalanna başhyor.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Istanbul Devlet Opera
ve Balesi Müdürü Mesut Iktu, şöyle dedi: "Çocuk
koromuz ve gençlik koromuz bünyemizdeki çahşmalarını
yine Prof. Yücel Elmas'm idaresinde yürütecek. Haftada
iki çalışma yapacak olan korolarımız sezon sonunda
verecekleri özgün konserlerin yanı sıra repertuarımızdaki
eserlerde de görev alacaklar. 29-30 eylül günleri
başlayacak olan çalışmalar sezon sonuna dek sürecek.
Çocuk balemiz ise aym yöndeki çalışmalanna Sönmez
Taygun, Pınar Çeviker idaresinde, konuk Sovyet hocanın
gözetiminde 8 ekimde başlayacak ve haftada iki gün
çalışma yapacak!'
Paris Güz Şenligi başladı
• PARİS (Cumhuriyet) — Paris Güz Şenliği (Festival
d'Automne â Paris 1990) 20 eylül gecesi, Bastille Tiyatro
Salonu'nda sahnelenen "Tanner'lerin Çocukları" (Les
Enfants Tanner) adlı oyunla başladı. tsviçreli çağdaş
yazar Robert Walser'ın yapıtmdan uyarlanan oyunun
mizansenini Joel Jouanneau imzalamış. Paris'in değişik
bölgelerindeki tiyatro salonlannda konuk olan ve son
gösterileri şubat 1991 tarihine dek sarkacak olan Paris
Güz Şenligi'nin tiyatro, müzik ve dans dallanndaki
etkinlikleri arasında, Robert Wilson ile Tadeusz Kantor
gibi ünlü tiyatro adamlan da yer ahyor. Güz Şenliği,
ayrıca Çekoslovakya, Yugoslavya ve Macaristan gibi
Doğu ülkelerinden gelen tiyatro gruplanna ve müzik
sanatçılanna da kapılarmı açarken, Japonlar "Büyük
Kabuki" adh dansh bir Ortacağ gösterisini Paris'e
taşıyacaklar. Büindiği gibi Güz Şenligi'nin kurucusu ve
yöneticisi olan, eski Kültür Bakanı Michel Guy iki ay
önce ölmüştü. Bugün önümüze gelen ve gelecek olan
gösteri programı, Michel Guy tarafından haarlanmıştı.
Ancak şenliğin geleceği konusundaki soru çengellerine
henüz bir yamt getirilmiş değil.
Topkapı Sarayı'nda sergi
• Kültür Servisi — Hollanda'nm Türkiye ile dostluğu ve
bağlantısımn bir ifadesi olarak Hollanda Dışişieri
Bakanhğı'mn girişimleriyle gerçekleştirilen sergi 3 ekim
günü Topkapı Sarayı'nda açılacak. Sergide Hollanda
ticaret ruhu ve şark görkemliliğinin 1612 senesinde
başlayan macerası çarpıa belgeler, tablolar ve çeşitli
objelerle anlatılacak. 17. yüzyıl sonrasmda birçok
Hollandalı tüccar aileleriyle birlikte Konstantinopolis ve
Smyrna'ya (îzmir) yerleşip kendilerine lüks ve her
bakımdan Hollanda tarzı olmayan bir hayat tarzı
kurmuşlardı. Osmanh tmparatorluğu ve Hollanda
Devletleri Birliği Cumhuriyeti arasmdaki ilişkileri ve iki
taraflı değişiklikleri konu alan sergi kasım ayının
ortalanna dek görülebilecek.
HI-FI
DENON
CELE5TO1
BomtonAcoustıcs
VVHARffc DALh ^
Acousnc RESERARCH
harman/kardon
PAZAR OAHİL HERGÜN
10 00-23 J»
M u a l l ı m N a c ı C o d
M e l e k H o n 4 1 / 1 0
O f î 3 k o V l i ' o n D u
Tel Fo« (1 ) 'i& 22 C9
CD-CDV
PRO CL^ıSSICAL & JAZZ
COLLECTION
FANTASY
PABLO
PABLO UVE
R1VTRS1DE
CONCORD
SONNYS1DE
KJNGDOM
OMP
ORIGINAL MASTER REC
ULTRA D1SC
ECM
TELARC
DtMON
HARMONIAMONDI
SHl FF1ELD LAB tTC
Giuseppe Tornatore'nin 'Cennet Sineması'nın umulmadıkserüvenleri
Bütün yollar Roma'ya çıkar
"Cennet Sineması"
1988'de îtalya'da dört
kez gösterime girdi,
ama her seferinde
eleştirmenlerce yerin
dibine batırıldı.
Ancak filmin
Cannes'daki başansı
ve Oscar'ı almasından
sonra Giuseppe
Tornatore ülkesinde de
göklere çıkarılmaya
başlandı.
Kültnr Servisi — Roma...
19801er... Gece... Salvatore Di Vit-
to, yakışıklı ve başanh bir yönet-
men. Kırklannda. Telefon çalar.
Annesidir. Alfredo'nun öldüğünü
söylemektedir. Alfredo'nun yalnız
adı bile Salvatore'nin gençlik anı-
lannın canlanmasına yetmiştir: Si-
cilya'da bir kasaba. Beyaz ve toz-
lu meydanı, kilisesi, sineması ve
Alfredosu ile Salvatore'nin cenne-
ti.
Küçük Salvatore ya da Toto'nun
hayatı sinemayla kilise arasında
geçmektedir. Kasabadaki sinema-
yı işleten Alfredo'ya hayrandır. Si-
nema, kasaba hayatının odak
noktasıdır. Insanlar sinemayla ağ-
lamakta, sinemayla gulmekte, bel-
ki de en guzel anlannı sinema sa-
lonunda geçinnektedirler.
Alfredo, Toto'yu projeksiyon
odasından uzak tutmaya çalış-
maktadır. Kolayca tutusabilecek
filmler o yaştaki biri için çok teh-
likelidir. Ama Toto asla vazgeç-
mez. Çeşitli hileler, hatu şantaj-
la bu "kutsal" odaya girmenin bir
yolunu bulur hep... Sonunda bir
gün film alev alacak, yangın çıka-
cak, Toto Alfredo'nun hayatını
kurtaracak, ama Alfredo gözleri-
ni yitirecektir.
Toto büyür, sinema salonunun
yeni Aflredo'su olmuştur artık.
Alfredo da hep yanındadır, öğüt-
leriyle, bilgisiyle ona yardımcı ol-
maktadır. Rastlantılar Toto'yu Ro-
ma'ya götürecek, Toto tam 20 yıl
sonra Alfredo'nun ölüm haberini
alacak, bu haber onu kasabasına,
çocukluğuna geri götürecektir...
Şişli'de yeni açılan Nova Baran
Sineması'nda gösterime giren
YÖNETMEN
VE
ÇOCUKLUGU
"Cennet
Sineması",
otobiyografik
yanı
ağır
basan
bir
fUm.
Yönetmen
Giuseppe
Tornatore,
filmde,
çocuklugunun
kasabasına
gidiyor.
"Cennet
Sineması"nda
Tornatore'nin
çocuklugunu
Salvatore
Cascio
oynoyor.
"Ceânet Sineması'' ya da "Cine-
ma Parmdiso"nun yönetmeni Gi-
nseppe Tornatore de yaşamının
büyük bir bölumünu Sıcilya'da
Palermo yakınındaki Bagheria ka-
sabasmda gecirmiş. Kasabadaki
adı Toto değil de Peppuccio. Sine-
maya ilk kez 30 yıl önce gitmiş ve
şimdi Roraa'da yönetmen.
Tornatore'yi gazetelerin bassay-
falarına çıkaran, ona Cannes'da
Jüri özel ödülü, Los Angeles'ta
Oscar kazandıran "Cenaet
Sineması" tam 4 kez gösterime
girdi. llk ikisinde hiç tutulmadı.
Ama ödulleri aldıktan sonra hem
Îtalya'da hem de başka ülkelerde
umulmadık bir ilgi görmeye baş-
ladı.
"Butnn bunlar nasıl olap bitti
ben de bOmiyonun" diyor Torna-
töre. "Film, Ifaılya'da 1988 kası-
mında 4 kenlte, Roma, Torino,
Bari ve Messina'da gösterime gir-
di. Bazı eleştirmenler filmden nef-
ret ettiler. Ama asıi şikâ>etleri, fil-
min çok uznn olmasıydı. Yanmış-
tun. Yapımcı Frenco Cristaldi'yle
konuştum hemen. fılmi 25 daki-
ka lasaltmarı karariaştırdık. Fark-
b keniierde yeniden gösterime
soktnk, ama yalnız Palermo'da iyi
karşılandı. FJeştirmenler yine >e-
rin dibine banrdılar."
Ama en sonunda başan heıke-
se ve her şeye baskın çıktı. Bag-
heria'h Peppuccio birden unlendi.
Geçen ilkbahar Cannes Şenliği'n
de büyük ilgi gören "Cenaet
Sineması" gösterimden yarım sa-
at sonra Amerikalılar tarafından
satın alındı. Füm çok gecmeden
40 ülkede alıa buldu. Bir süre
sonra Îtalya'da yeniden gösteril-
meye başladı, bu kez büyük bir
coşkuyla karşılandı. Hatta Fran-
sa'da birkaç hafta "Batnuut"den
daha çok gişe yaptı. Robert De Ni-
ro ve Martin Scorsese'den de des-
tek gören "Cennet Sineması",
New York'ta da Altm Küre ödü-
lü'nü aJdı.
Tornatore fotografçılıktan ve
belgeselcilikten gelen bir sinema
adamı. Doğduğu kasabada çekti-
ği ilk belgeseli "Bagheria'dan
Ölüm Manzaralan". D^ha sonra
kasabada bir sinema kulübü kur-
muş. Kulupte, arkadaslanyla bir-
likte, Palermo'dan kiraladıklan
fumleri göstermişler. De Sica, Vis-
conti. Rosselini, FeUini, Rosi gibi
Italyan ustalann, Chariie ChaoKn.
Ingmar Bergman, Akira Knrosa-
wa'nın filmlerini...
Fotoğraf çekerek kazandığı pa-
rayla füm alabilen Tornatore o sı-
ralar "FJ Arabası" ve "Alev" gibi
başka belgeseüer de çekmiş. Ama
bunlan yalnız kendi seyretmiş. Bir
de nesnellikle eleştirebileceklerine
inandığı kişilere göstermiş.
Yıllar sonra Ginseppe Femra^
nın "Palermo'da Yüz Gün" adlı
fUminde asistan olarak çalışmayı
başaran Tornatore, 1983'te Roma-
ya gitmiş, ilk uzun metrajh fılmi
"D Camorrista"yı çekmiş. Bu fil-
miyle En İyi Genç Yönetmen'e ve-
rilen Gümüş Kurdele'yi Ica7anan
Tornatore'nin ilk yapıtı eleştir-
menlerin fazla ılgisim çekmemiş.
Tornatore o sıralar "Herkes Çok
İyi " ve "Beşinci Goldberg
Çesitlemesi" gibi senaryolar da
yazmış ama kimse ilgilenmemiş.
Sonra yeni tasanlar geliştirmek,
biraz da dinlenmek amacıyla doğ-
duğu kasabaya, Bagheria'ya geri
dönmüş. "Cennet Sineması" pro-
jesi orada dogmuş.
"Cennet Sineması"nda sinema
salonu işletmecisi Alfredo'yu, son
olarak Bertrand Taveraier'nin
"Aslolan Hayattir"ında izlediği-
miz PhiMppe Noiret oynuyor. Fılm
yönetmeni Salvatore'yi ise
1950'lerden bu yana Costa-
Gavns, Vittorio de Sica, Clande
Chabrol, Jose Pinnerio gibi yö-
netmenlerle çalışan Jacqoes Per-
ri« canlandınyor. Yönetmenin co-
cukluğunu oynayan Salvatore
Cascio ise bir bakıma Tornatore^
nin büyük keşfı. Cascio'nun bel-
ki de en ilginç özeüiği, bu filmde
rol aldığı güne kadar hayatında
hiç sinema görmemiş olması.
"Cennet SinemasTnın müzikleri
ise unlü Ennio Morricone'nin
imzasını taşıyor.
Cennet SinemasTnın yönetme-
ni Tornatore, filmin başarısından
sonra "Herkes Çok İyi" adh se-
naryosunu da fılme alma olanağı
buldu. "Herkes Çok İyi" geçen
Cannes Şenliği'nde hem eleştir-
menlerden, hem de seyirciden öv-
gü aldı. Basrolünde Marcello
Mastroianni'nin oynadığı film
Italya'mn 4 kentinde tam 73 me-
kanda çekildi. 'Herkes Çok İyi",
son dönemin kitle iletişim araçlan
patlamasına yöneltilmiş ağır bir
eleştiri nitehğinde.
Paris'te ölen Şehzade Abdülmecit'in tablolarından oluşan bir sergi gelecekyıl açılacak
Ressam halife1944'te Paris'te ölen Şehzade Abdülmecit'in
yapıtlarından oluşan serginin gelecek
sonbahar açılması tasarlanıyor. Bugüne kadar
daha çok halifeliğiyle tanınan Abdülmecit'in
ressam yönünün tanıtılması amaçlanıyor.
ASLI KAYABAL
"Harem'de Beethoven", "Ha-
rem'de Goetbe" ve "Sis"... Snltan
Abdnlaziz'in oğlu, halife-ressam
Şehzade Abdülmecit'in ünlü tab-
lolanndan bırkaçı. Ressamlığm-
dan çok halifeliği ile tanınan Şeh-
zade Abdülmecit'in resımlennden
oluşan bir serginin önümüzdeki
güz açılması tasarlanıyor. Sergi
hazırhk çahşmalarun yürüten Mi-
mar Sinan Universitesi Basm Da-
mşmanı Hamit Kınaytnrk, "Şeh-
zade Abdülmecit sergisi halifenin
sanatçı jönünu kapsamh bir bi-
çiınde tanıtmayı araaçhyor" dedi.
Kınayturk'e göre Abdülmecit,
Türk resim sanatmın kilometre
taşlarından biri, ancak şimdiye
kadar yeterince incelenmemiş.
Şehzade Abdülmecit 1868'de
doğdu. 40 yaşına kadar sarayda
yaşadı. Guzel sanatlara, özellikle
de resme meraklıydı. 1918'de ve-
liaht, 1922'de de halife seçildi. Hi-
lafetin kaldınlmasının ardından
Isviçre'ye gitti. 23 Ağustos 1944'te
Paris'te öldü.
Kınaytürk, "Şehzade genç yas-
ta resim eğitimi gördü. Aydın bir
kişiliğe sahipti. Turk resim sana-
tının usta ressamlarından biriydi.
Çogunlukla figüraüf resimler yap-
nuş, özellikle yaşadıgı donemin
ünlü kişilerinin portreleri onemli
bir yer tutuyor. Buyuk boyutlar-
da çalışmıs. Bunlann yanında na-
tünnort ve peyzaj çahşmalan da
var" diyor.
Kınaytürk'un bildirdiğine göre
Şehzade Abdülmecit'in resimleri
bugün yurtiçinde ve yurtdışmda
bazı özel koleksiyonlarda ve mü-
zelerde bulunuyor. Aşiyan ve Re-
sim Heykel Müzeleri'nde yer alan
Abdulmecit tablolarma açıkarttır-
malarda 1 milyann üzerinde de-
ğer biçilmesi olası. özel koleksi-
yonlar Şehzade'nin resimlerinin
ortaya çıkarüması ve tanıtılmasm-
da temel kaynak görevi görüyor.
" Gelecek sonbaharda açılacak
sergi Şehzade Abdülmecit'in ya-
şam ve kişiliği hakkında da bilgi
edinilmesini sağlayacak. Kınay-
turk'e göre Abdübnecit'in ilginç
bir kişiliği var. Şehzade'nin esas
görevi halifelik. Islamiyette resme
hoşgörüyle bakılmasma karşın o
dönemin koşullarında Batılı an-
lamda resim yapan bir halife-
ressam Abdülmecit.
Kınaytürk tarihçilerin araştır-
ması gereken iki konuya da dik-
kati çekiyor: 29 Ekim 1923'te
cumhuriyetin ilamndan sonra hi-
lafet, 3 Mart 1924'e dek (1 ay 5
gün) cumhuriyetle birlikte devam
ediyor. Halifeliğin ortadan kaldı-
nhnasına dek geçen bu ara döne-
min araştınlması gerektiğini beür-
tiyor Kınaytürk. Aynca hilafetin
kaldırılması sonrasında Şehzade'-
nin niçin yurtdışına çıkanldığı da
tarihçilerin araştırmalarında ay-
dınlanacak konulardan bin. Öte
yandan Şehzade Abdülmecit'in
Atatürk'e hayranhğı biliniyor. Kı-
naytürk, kimi araştırmacılann res-
samın Ataturk'ün de bir portresini
yaptığından söz ettiklerini, ancak
bu portrenin nerede bulunduğu-
nun bilinmediğini aktanyor.
Şehzade Abdulmecit yaşadıgı
dönemin etkin bir insanıydı. 1910
yılında 18 sayı çıkacak "Osmanlı
Ressamlar Cemiyeti MecmuasTnı
yayımlamıştı. Önümüzdeki yıl sa-
natçı kimliği ile de tamnacak Ab-
dülmecit sergisi hazıruklanna ko-
şut olarak halife-ressamın yaşamı
hakkında bilgi toplamaya yönelik
kaynak araştırmalan da sürüyor.
ABDÜLHAK HAMTT PORTRESt — Şehzade Abdülmecit, lan-
zimat devri şairlerinden Abdülhak Hsmit Tarhan'ın (1852-1937)
portresini 1917 yılında yapmıştı.
Orhan Oğuz'unyeni fılmi 'IkiBaşlı Dev'inyapımcısı Eriş Akman:
Gözü gören körler ülkesîndeyizSenaryosunu Nuray
Oğuz'un kaleme aldığı
"İki Başh Dev"de
Cüneyt Arkın
oynuyor. Sedef Ecer
ve Fikret Kuşkan da
oyuncular arasında.
AHU ANTMEN ~
"HerşeyeRağmen", "Üçün-
cii Göz" gibi fılmlenyle Turk si-
nemasında kendine farklı bir
yer edinen yönetmen Orban
Oğıız, yeni filmi "tki Başh
Dev"de son derece sıradan, hat-
ta "tipik Yeşilçam fılmi" dedir-
tecek kadar bilinen bir konu
üzerinde çahşıyor: Bir boya fab-
rikatörü, eşini yitirdiği trafik
kazasmda gözlerini de kaybe-
der. Bu olay sonrasmda yaşamı
tümuyle oğlu üzerinde yoğunla-
şırken onu kendisi gibi yetiştir-
meye çahşır. Bu arada oğlunun
karşısına çıkan bir kız birbirine
kenetlenmiş bu iki insanı uzak-
laştırmaya başlar---
Bu olaylann arasında Orhan
Oğuz'un anlatmaya amaçladık-
lan ve kendine özgü anlatım bi-
çimi, belki de filmi yine farklı
bir "Orhan Oguz filmi' yapa-
cak. "Belli gizli bir konusu var
altta" diyor Oğuz, "Benim çe-
kim üslnbumla beraber yürüyen
bir şey. Alttan vermek isteğimizi
verebilecek miyiz? Bu, filmin
sonunda belli olacak tabii. Ebe-
veynlere biraz ders vermek iste-
dik. Kimse çocuğunun kendisi
gibi olmasını istememeli, ona
kişilik kazandırmava çalışmalı.
Ama çocugun kendi kişiliğini.
Çocuğa kendi kişiMğimizi empo-
ze etmeye çalıştığımız zaman
çarpıklıklar, celişldler, bunahm-
lar doğuyor. Aslmda bn film bi-
zim birçok sonınumuza değini-
>or."
Fümin senaryo yazan, Orhan
Oğuz'un diğer filmlerindeki se-
naryolara da imzasını atan eşi
Nuray Oguz. "Baba-oğul" se-
naryosu yazmaya bir resim gör-
dükten sonra karar vermiş... O
resme baktıktan sonra bazı
olaylann kendisini yanılgıya dü-
şurduğune inanmış, yazdığı se-
nar>'o iki çocuğunun da etkisiyle
bir "özeleştiri"ye dönüşmuş.
Oğuz, "sırf gelenek. örf, âdet
oldukları için bazı davranış bi-
çimleri 'ters' gelse de kabullen-
meli mi bocalamasım yaşayan
annelerden. "Kendi yetişme tar-
zımızdan dolayı bilinçsiz olarak
çocugumuz aynen bize benzesin
istiyoruz..." diyor. Filmde bir
I
SET ÇALIŞMASINDA — Yönetmen Orhan Oğuz, "İki Başlı Dev"in başrollerinden birine, iyi
bir oyunca olduguna inandığı Cüneyt Arkın'ı seçti. T\ "deki "Gençler" dizisinin Sinan'ı Fikret Kuş-
kan da onemli rollerden birini üstleniyor. (Fotoğraf: Yıldız Üçok)
de "ters bakış" olduguna dik-
kati çekiyor Oğuz: "Filmde
özıirlü baba ile ona bakan og-
lunu görduğumuz zaman özür-
lü babaya acı>oruz çoğumuz.
Oysa oğlu daha zor daramda.
Özürlıi kaderini yaşıyor. Çocuk
ise bir başkasının kaderini pay-
laşıyor."
Yapımcı Eriş Akman, Nuray
Oğuz'un simgelerle ve metafor-
larla oynamayı çok sevdiğini
söylüyor, Oğuz'un "gören
köriere" değindiğine inanıyor:
"Gözü gören körler ülkesin-
de yaşıyoruz. Bana kalırsa
Türkiye'delu bütün çaprasıklık-
lann kokeninde ebeve>n-çocuk
ilişkisi jatıyor. Filmin 'faşizm'-
in doğal temeline çok deginmiş
bir hikâyesi var. Onun da teme-
linde yatan 'ben' duygusudur.
Bir nevi narsizm de var. Bana
kalırsa insanm çelişkilerini an-
latan hikâyeler iyi film oluyor
"Aman Yeşilçam filmi
olmasın" diye çekilen filmde,
Yeşilçam'a ozgu şablonlardan
kaçmıbnış. Ancak birçok kişiye
göre, filmdeki ilk "şaUon" Cü-
neyt Arkın. Eriş Akman'a göre,
"Yeşilçam tarafından orta halli
polis, fakir delikanlı şablonuna
düşürülmüş bir oyuncu." Orhan
Oğuz, Cüneyt Arkın'ı seçmiş,
çünku iyi bir oyuncu olduguna
inanıyor.
Festivalde 18
filmyanşacak
• ANTALYA (AA) — 27.
Antalya Film Festivali'nde,
daha önce açıklanan 19
fihn yerine, 18 filmin
yanşacağı bildirildi. 27.
Antalya Film Festivali
Yürutme Kurulu
yetkililerinden alınan bilgiye
göre Tezcan Film, Eser
Zorlu'nun yönettiği ve
Kadir Inanır - Betül
Aytaç"ın başrollerini
üstlendikleri "Acılar
Paylaşılmaz" adh fılmi,
"Kadir İnanır'ın oynadığı
fihn sayısımn çokluğu"
gerekçesiyle yarışmadan
çekti.
Hendrix'in
nıezarı
• RENTON (AP) —
Ölümünün ustünden 20 yıl
geçmesine rağmen Jimi
Hendrix hâlâ ilgi topluyor.
18 Eylül 1970'te aşın dozda
uyuşturucudan 27
yaşındayken ölen ünlü
şarkıcmın mezarı, şu
günlerde gençlerin sık sık
uğradıkları bir yer
durumunda. Kimisi
gitanyla gelerek mezan
başında şarkı söylüyor,
kimisi de çiçek bırakıp
gidiyor. Hendrix'in
mezanmn bıdunduğu
Greenwood Mezarlığı'nın
Mudurü Hank Kerns,
Hendrix'in mezannı ziyaret
edenlerin sayısımn her yıl
daha çok arttığını belirtti.
Tango
Dostlan
• Kültür Servisi — Tango
Dostlan, 24 eylül pazartesi
günü ENKA üçüncu bina
konferans salonunda bir
araya geliyor. Video
gösterisi ile başlayacak gece
saat 20.00'den itibaren
Rönesans'ta yemek ve
tangolarla devam edecek.
Derneğe uye olmak
isteyenler iki fotoğrafla
birlikte P.K. 71 Teşvikiye-
lstanbul 80212 adresine
başvurabiür.
Ddnci
galeri
• Kültür Servisi —
Tobank'ın ikinci sanat
galerisi Ankara Kücükesat
şubesinde açıhyor. llk sanat
galerisi geçen yıl nisan
ayında tstanbul Beyoğlu
şubesinde faaliyete geçmişti.
Her türlu teknik ve
düşünsel etkinlığe açık olan
sanat galerisinde bugüne
dek çeşitli resim ve fotoğraf
sergileriyle, mekân
düzenlemelerine yer verildi.
Aym çizgiyi izleyecek olan
ikinci galerinin açılışm
ekim ayında yapılacak.
Şair \avaş'ın
ilkkaseti
• ANKARA (ANKA) —
Şair Mustafa Yavaş'm ilk
müzik calışması "Karda
Gömülü" adlı kaset çıktı.
Mustafa Yavaş'ın kasetinde,
Pir Sultan Abdal, Yunus
Emre, Nâzun Hikmet,
Pablo .^'.-uda gibi
ozanlann şiirlerinden
bestelenen 11 parça yer
ahyor. Kasette yer alan
parcalardan bazılan şöyle:
"Nehirler Gibi (Neruda),
"Dönen Dönsün" (Pir
Sultan Abdal), "Yere
Tohum Saçmış Gibi"
(Yunus Emre), "Athlar"
(Nâzım Hikmet).
Gündüz
Gtirgen öldti
• KONYA (AA) — Şair ve
edebiyatcı Gundüz Gürgen
geçirdiği bir rahatsızlık
sonucu Konya'da öldü.
Orta ve yüksek dereceli
okullarda uzun süre
edebiyat öğretmenliği yapan
Gündüz Gürgen, çeşitli
dergüerde şiir ve edebiyat
üzerine yazılar yazmıştı. İki
şiir kitabı ve bir antolojisi
bulunan Gündüz Gürgen 76
yaşında, evli ve 3 çocuk
babasıydı.
Sevgi Resimleri
• Kültür Servisi — Mine
Arasan'ın "Sevgi Resimleri"
sergisi, 27 eylül günü
Unkapam'ndaki Tekel
Sanat Galerisi'nde açılacak.
Halen Basın Müzesi'nin
Gravür Atölyesi'nde dersler
vermekte olan Mine
Arasan, aym zamanda
Basın Müzesi'nin Sanat
Galerisi yöneticisi.
UGÜN
• Konser Grup
Bulutsuzluk Özlemi ve
Mozaik'in Açıkhava
Tiyatrosu'ndaki konserleri
saat 20.00'de başhyor.
• Sövleşi Boğaziçi Ekin
Sanat Derneği'nde saat
16.00'da İstanbul Fotoğraf
Sanatçıları Birliği bir
söyleşi yapacak. (Ortaköy
Dereboyu 150/1)