Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 23 EYLÜL 1990
Azerbaycan Başbakanı Hasan Hasanov:
Seçim de pazarda serbest olmalıSovyetler Birliği'nde esen değişim rüzgârlarının olumlu /
olumsuz etkilerini canlı bir şekilde hisseden ve yaşayan
cumhuriyetlerden biri de kuşkusuz Azerbaycan. Perestroyka
ve glasnostun getirdiği olanaklardan yararlanmak isteyen 7
milyon nüfuslu Azerbaycan, aynı zamanda kendisini, etnik
çatışmalann estirdiği fırtınanın ortasında buldu. Bölgede
Azeri-Ermeni ihtilafı halen sürüyor.
Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan Azerbaycan Başbakanı
Hasan Hasanov ile diplomatik muhabirlerimizden Semih İdiz
konuştu. Benzer kökenlerine karşın, Azericenin Türkiye'de
konuşulan Türkçeden birçok farkı bulunduğundan söyleşinin
güncel Türkçeye çevrilmesinde Ali Asker Nuri ve Nesrin .
Şahin yardımcı oldular.
SOYLESI SEMİH İDİZ
iSayın Başbakan; konuya hemen derin-
lemesine girecek olursak, Sovyetler Birliği'nde
çok büyük değişiklikler görülüyor, bu çerçeve-
de glasnost (açıklık) deniyor, perestroyka (ye-
niden yapılanma) deniyor. Bunlar Azerbaycan
açısından ne ifade ediyor, değişiklikler Azer-
baycan'a nasıl yansıdı?
Perestroyka derken artık glasnost demeye lü-
zum yok. Çünkü perestroyka birkaç maddeden
oluşuyor. Bunlar glasnost, demokratikleşme,
siyasal sistemin yeniden kurulması, ekonomik
düzenin yeniden kurulması ve Sovyetler Birli-
ği'ndeki cumhuriyetlerin haklannın yeniden
gözden geçirilmesinden ibarettir. Perestroyka
bize ne verdi? Çok şey verdi. Faydası da oldu,
zararı da.
Faydası şu ki Azerbaycan Cumhuriyeti ken-
di haklannın farkına vardı. Tam anlamıyla ol-
masa bile, ama önceki duruma göre çok daha
iyi oldu. Mesela yurtdışıyla ilişkilerimiz arttı.
Benira burada bulunmam buna bir örnektir.
Azerbaycan dili artık devlet dili oldu. Öncele-
ri de Azerbaycan bir devlet diliydi. Ama resmi
değildi. Şimdi artık resmi dil oldu. Azerbay-
can halkı kendi tarihini yeniden okuma olana-
ğını buldu. Azerbaycan halkının 19. yüzyıla
dek olan tarihi suni bir şekilde yazılmıştı. Ya-
ni bazılannın istediği gibi yazılmıştı. Bazıları
tarihi kendi dUşündûkleri gibi bazılan ise kendi
bildiği gibi yazmıştı. Perestroyka, tarihin, bi-
risinin düşündüğü, birisinin kendi bildiği gibi
değil, kendi kurallarına göre yazılması olana-
ğını verdi. Perestroyka halka kendi tarihini da-
ha dikkatli, daha durüst, daha önemli, daha
duygulu yaratma olanagını sağladı. Tarihini iyi
bilen halk geleceğini de iyi bilir. Onun için ge-
leceğimizi bulmamız için bu gereklidir.
Eskiden yetkilerin çoğu Sovyetler Birliği'nin
elindeydi. Sadece bizim değil, tüm Sovyetler
Birliği cumhuriyetleri için böyleydi. Şimdi ise
Sovyetler Birliği merkez hükümeti, yetkilerin
tümünü elinde tutmuyor. Sovyetler Birliği şim-
di hangi yetkilerin, hangi cumhuriyetlere veri-
leceğini ve hangi yetkilerin merkezde olacağı-
nı araştırıyor.
^•••fljnesfroyAramn bir de ağırlık taşıyan
ekonomik boyutu var...
Perestroykamn bir bolümu de hiç kuşkusuz
ekonomik reformlardır. Dediğiniz gibi perest-
roykamn bu kısmı ağırlık taşıyor. Sovyetler Bir-
üği cumhuriyetleri içinde Azerbaycan Cumhu-
riyeti'nin olanakları iyidir. Ama biz bu olanak-
lardan iyice yararlanamıyoruz. Bizim ekono-
mimiz şu anda güçsüzdür. Ama bu, ekonomik
olanaklarımızın güçsüz olduğu anlamına gel-
mez. Bizim maddi eşyalanmızın azlığı anlamı-
na gelmez. Bizim ekonomimizin güçsüz olması,
bizim onu iyi idare edemememizdendir. Eko-
nomik reform bize bu idare sistemini değiştir-
me olanağını veriyor, Bilindiği gibi Moskova-
da mecliste bu tartışılıyor ve yenı çözüm yol-
ları aranıyor. Bu yollardan biri de pazar eko-
nomisidir ki biz ona geçmek istiyomz, onu uy-
gulamak istiyomz.
• • • • Perestroykamn zararlan da oldu dedi-
niz. Nedir bunlar?
Kuşkusuz yeniden yapılanmayı başlatmak
için onu başlatan kişilerin sağlam iradeli olma-
ları gerekiyordu. Her adam dağı yerinden oy-
natmak için çaba göstermez. Bazıları ise taşı
yerinden oynatmaya bile çaba göstermiyor. Taş
duruyorsa, "bana ne" diyorlar. Bizim perest-
roykamız ise şundan ibarettir: Sovyetler Birli-
ği büyük bir dağdır. Ülkenin şimdiki liderleri
bu dağı yerinden kaldırmak için çaba gösteri-
yor. Siyasette, milli kurumlarda, ekonomide.
Bununla birlikte yeniden yapılanmanın zorluk-
lan da ortaya çıktı. Bunu özellikle Azerbaycan
halkı hissetti. Ermeniler bu durumdan yarar-
lanarak Azerbaycan'dan toprak istemeye baş-
ladılar. Bunu yaparken de uyduruk şeyler söy-
lediler. Dediklerine göre Karabağ onların top-
rağıymış. Halbuki tarihin hangi kitabına ba-
karsak bakalım, Karabağ Azerbaycân'ın top-
rağıdır. Uzağa gitmiyorum. Ortaasya'lara git-
miyorum. 1805 yılında Karabağ devleti müs-
takil Azerbaycan devletiydi. Adı ise Azerbay-
can Hanlığı idi. Hanlık Türk dilli halklarda
devlet anlamına geliyor. Sözünü ettiğimiz Ka-
rabağ devleti Rusya devleti ile mukavele yapıp
Rusya'nın himayesi altına geçmişti. Eğer 1805
yılında Karabağ Hanlığı Azerbaycan müstakil
devleti olarak Rusya himayesi altma geçmiş ise
ve 200 yıl sonra birisi 'bu benim toprağımdır'
diyorsa bu gülünç olur. Kısa bir süre dünya ba-
sını ve Sovyet basını onların lehine çalıştı. Bu-
nu başarmalarının nedeni ise onların gazete-
lerde, televizyonlarda adamlarının olmasıydı.
• • • ^ m a bu, btttün durumu gerçekten
açıklıyor mu? Yani propagandanın Ermenile-
rin bu kadar lehinde olmasmm başka neden-
leri yok mu?
Ermeniler çok yaygındırlar Sovyetler
Birliği'nde, bir diğer neden de bu.
^^tmmPeki din faktörü var mıydı?
Din faktörü yoktu. Ermeniler din konusun-
da Ruslarla da Ukraynalılarla da bizimle ol-
duğu kadar uzaktırlar. Onların dini kendileri-
ne has Ermeni dinidir. Dilleri kendilerine has
Ermeni dilidir. Düşünceleri kendilerine özgü
Ermeni duşüncesidir. Bunlar hiçbir halkla ken-
dilerini ortak kültürden saymıyorlar. Temsilci-
leri ise Moskova'mn merkezi gazetelerinde çok,
televizyonda çok. Üstelik bir iki gün değil uzun
seneler.oralarda çahşıyorlar. Onlann orada ca-
lıştığını bilmediğimizi samyorlar. Şunu da de-
meliyim ki dünyada yuzlerce Ermeni dilinde
gazete yayımlanıyor. Ama dünyada bir iki
Azerbaycan gazetesi var. Onlar da küçük. Us-
telik Ermenilerin dünyada çok olduklarını göz
önünde tutmamız gerekir. Sonra Sovyetler Bir-
liği'nin içinde yayımlanan gazetelerde Ermeni-
lerin etkisi çoktur. Dünya gazeteleri Ermeni-
lerin lehine daha çok yazıyor.
Bunlar nedeniyle tarih sarsıldı, ama tarih
hiçbir zaman halkın kendi kararına bağlı kal-
mıyor. Şimdi ise aym şey yaşandı ve tarih Er-
menilerin gerek gazetelerdeki gerekse lobiler-
deki kararlarına bağlı olarak gelişmedi. Tarih
bunlara üstün geldi. Sovyetler Birliği'nde Azer-
baycan halkının tutumu daha doğru ve haklı-
dır ve Azerbaycan halkının haklarını korumak
gerekir. Bugün Sovyetler Birliği'nde durum
böyledir.
Sovyetler Birliği liderleri, ister Gorbaçov is-
ter başkaları olsun, hepsi anlamışlardır ki Ka-
rabağ topraklan hiç kuşkusuz Azerbaycan yö-
PAZAR
KONUĞU
H A S A N
H A S A N O V1940 yılında doğan Hasan Hasanov,
Azerbaycan Devlet Politeknık Enstitüsu'nü
bitirdi ve hayata inşaat mühendisi olarak
atıldı. Komünist Partisi içindeki faaliyetleri
ise gençlik hareketi (Komsomol) ile başladı.
Hasanov daha sonra Sumgait, Gence ve
Bakü'de bölge yöneticiliği görevlerinde
bulundu. Uzun yıllar Azerbaycan Komünist
Partisi yöneticılerinden biri olarak çalıştıktan
sonra geçen ocak ayında Azerbaycan
Başbakanı seçıldi. Evli olan Hasanov'un eşi
mimar. Hasanov'un 2 çocuğu ve 2 torunu
var.
hmının doruk noktasında Azerbaycan Cumhu-
riyeti'ndeki liderler gerek parti liderleri, gerek
devlet liderleri çok yanlış yaptılar. Bu hatala-
rın Azerbaycan devletine zararı olmaması için
halk kendi doğru hareketiyle liderlerinin yan-
hşlarını düzeltti. Cumhuriyetin liderliği olma-
dığı için Halk Cephesi liderlik yaptı. Bana gö-
re bu iyi bir akımdı. Demokratikleşme yolun-
da iyi ve olumlu bir olaydı.
Şimdi Halk Cephesi'nin içinde belirli parti-
ler oluşturuyorlar ve her parti kendine özgü bir
yol seçiyor, kendine özgü tavır takmıyor. Şim-
di bizde aşağı yukarı 40 ile 100 arasında teşki-
lat var. Bunlann arasında sırf siyasetle uğra-
şanlar da var, medeni teşkilatlar da var ve her
ikisiyle uğraşanlar da var. Hatta iktisatla ilgili
olanlar da var. Bu teşkilatlar henüz çok yeni.
Bu panilerin genişlemesi için sayılarının art-
ması ve halk arasında nüfuz sahibi olabilme-
leri için zaman gereklidir.
• • • • • Yani Azerbaycan zaman içerisinde çok
partilı sistemle yönetilecektir diyorsunuz.
Aslında Azerbaycan ve Sovyetler Birliği'nde-
ki diğer cumhuriyetler çok partili sistemle yö-
netiliyorlar. Eskiden bizim anayasamızın 6.
maddesine göre Komünist Partisi, devleti yö-
neten tek partiydi. Artık bu madde anayasa-
dan kalktığma göre herhangi bir parti siyasi fa-
aliyette bulunabilir. özüne bakarsak biz artık
çok partili bir durumdayız. Ancak partilerin
bir kısmı daha çok yeni, bir kısmı da çok tec-
rübesiz. Yani daha zamana gerek var. Bu ara-
da tabii Komünist Partisi de yanlışlannı diizelt-
melidir. Düzeltmediği takdirde iş zorlaşacak-
tır. Diğer partilerin de yanlışlık yapmamalan,
yaparlarsa bunlan hemen düzeltmeleri gereki-
yor. Bu dunımda kısa bir zamanda ilerleyebi-
lirler.
Bana burada Türkiye'de koalisyon hükümeti
hakkında soru sordular. Öyle sanıyorum ki
Azerbaycân'ın gelecek hükümeti ve Azerbay-
cân'ın parlamentosu farklı siyasi güçlere uygun
olmalıdır. Bu başka türlü olamaz. Eğer Komü-
nist Partisi'ne yakın herhangi bir parti parla-
mentoda çok yer tutarsa, o da hükümeti tem-
sil etmelidir. Sovyetler Birliği'nin hükümeti de
zaten artık bir koalisyon hükümetidir. Sovyet-
ler Birliği Parlamentosû'nda başka partilerin
bakanlan yoktur. Ama bakanhk yapıp da parti
üyesi olmayan kişiler vardır. Bu da bir tür ko-
alisyon hükümetinin altyapısıdır.
Azerbaycan Başbakanı Hasan Hasanov (sagda), Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin gelişmesinden çok umutlu. (Fotoğraf: Rıza Ezer)
netımınde kaJmalıdır ve bu sorunla ilgili nıü-
zakere yapılmasına gerek yoktur. Ermenilerin
Karabağ'dan çekilmelerini istemişlerdir. Şim-
dilik Ermeni-Karabağ problemi yok. Ermeni-
ler perestroykadan yanlış olarak yararlandılar
ve hem kendilerine hem perestroykaya hem de
Sovyetler Birliği'ne zarar verdiler.
^BH^Perestroykamn getirdiği olumsuz yan
urünlerden biri, sözünü ettiğiniz ve ülke gene-
linde gbrülen bu etnik çatışmalar oldu. Bu so-
runu körükleyen neydi? 70 yıl öncesinde ka-
lan ve ancak açıklık politikasıyla tekrar orta-
ya çıkan bir olgu mu bu?
lanlı bir ekonomi
istemiyoruz. Biz serbest
ekonomiye geçmek istiyoruz.
Pazar ekonomisine geçerken
sosyalizmden vazgeçmiyoruz.
Buna rağmen sosyalizmin
anlamı değişebilir. Biz
herkese nasıl yardım
edeceğimizi planhyoruz.
Şeçkinler devleti yaratmak
istemiyoruz.
Azerbaycan'da yalnız Ermenilerle Azeriler
katledildi. Azeriler Gürcistan'da da yaşıyorlar,
ama orada bir sonın çıkmadı. Azerilerle Gür-
cüler kardeş gibi geçiniyorlar. Dağıstan'da da
Azeriler kardeş gibi yaşıyorlar. Hiçbir etnik so-
run yok. Moskova'da binlerce Azeri yaşıyor.
Hiçbir dağınıklık ve döküntüye yer vermedi-
ler.
Azerbaycan'ın kendisini ele alalım; Azerbay-
can'da bu etnik problem ortaya çıkarken Ka-
zakistan'dan Leziler Azerbaycan'a göç ettiler.
Leziler başka bir ulustur. Ozbekistan'dan da
Türkler Azerbaycan'a göç ettiler. Azerbaycan
1
da yaşayan Gürcüler yine kardeş gibiler. Azer-
baycan'da Tatarlar kardeş gibi yaşıyorlar. Ba-
zıları Rusların Azerbaycan'dan kaçması için
propaganda yaptılar. Dediklerine göre Azeri-
lerle Ruslar anlaşamıyorlarmış. Bu tavır bir
gün sürdü. Bugün Azerbaycan'da yarım mil-
yon Rus yaşıyor. Yani Azerbaycan ulusu için
bir etnik anlaşmazhk söz konusu değildir.
Azerbaycan halkının herhangi bir ulusla bir-
lik içinde yaşamaya hakkı var ve bunu yapa-
bilir. Anlaşmazhk ancak Ermenilerle ve onla-
rın teşebbüsüyle oldu.
^^^^MPeki bu sorun ne kadar sürer? Bu ara-
da Ermeniler Sovyet guçlerin" karşı siiahlan-
maya başladılar. Arzuları yatışmayacakmış gi-
bi görünüyor. Yeniden Azerbaycan 'a yönelebi-
lirler mi? Sovyetler Birliği'nin temeli bu türso-
runlarta sarsılmaz mı?
Ermeniler Sovyetler Birliği'ni sarsamazlar.
Her halk kendi tarihini belirler. Azerbaycan
halkı özerk olması gerektiğini biliyor. Ama
Sovyetler Birliği ile çatışmaya girmeye kesin-
likle gerek yoktur. Bugün Sovyetler Birliği'nin,
siyasi olanaklar ve ekonomik olanaklar açısın-
dan büyük ve geniş pazarı olan Azerbaycan'ı
geliştirmesi güzel bir imkândır. Ermeniler bu
birliği sarsamazlar. Sadece siyasal açıdan, et-
nik açıdan ve ekonomik açıdan kendi kendile-
rine zarar verirler. Bu durum ne kadar sürebi-
lir? Bir atasözü var: "Turşu ne kadar çok tut-
sa kendi kabını çaüatır" diye. Sonunda Erme-
ni halkının bazı şeyleri anlaması gerekir. Bun-
ları anladığı zaman bir sorun kalmaz.
•••••Sovver/e/- Birliği'ndeki değişiklikler ile
ortaya yeni siyasi oluşumlar da çıktı. Bunlar-
dan biri de tabii Azerbaycan'daki Halk Cep-
hesi'ydi. Halk Cephesi'nin bugünkü etkinliği
nedir?
Karabağ bunalımı ortaya çıktığında Halk
Cephesi çok olumlu bir rol oynadı. Halkı bir-
leştirmek için çaba gösterdi ve Karabağ prob-
lemi karşısında halkın birliğini sağladı. Erme-
niler Karabağ problemi ortaya çıktıktan sonra
halkın parçalanacağını sanıyorlardı. Ama par-
çalanmamn önlenmesinde Halk Cephesi'nin
büyük rolü oldu.
Şunu söylemek istiyorum ki Karabağ buna-
\ Sovyet askerlerinin Bakü'ye girmele-
rinin üzerinden fazla zaman geçmedi. Bu ge-
lişmeler Türkiye'de de çok yakından izlendL Bu
gelişme Azerbaycan halkında nasıl bir iz bırak-
tı? Kötıi bir hissiyat kaldı mı bu olayla ilgili
olarak?
Kalmayabilir mi hiç? Olabilir mi ki böyle bir
hissiyat kalmasın. Olabilir mi ki 5-6 ay gibi bir
sürede halk bunu unutsun? Bir millet kendi ta-
rihini unutmamalıdır. Ben konuşmamıza bu
sözle başlamıştım. Önceki olaylan da unut-
mamalıyız. 15. asırdakileri de unutmamalıyız.
20. asırdakiler de unutulmamalıdır.
erestroyka, tarihin, birinin
düşündüğü, birinin kendi
bildiği gibi değil, kendi
kurallarına göre yazılması
olanağını verdi. Perestroyka
halka kendi tarihini daha
dikkatli, daha dürüst, daha
önemli, daha duygulu
yaratma olanağını sağladı.
Tarihini iyi bilen halk,
geleceğini de iyi bilir.
Böyle bir olay unutulamaz. Ama nasıl değer-
lendırıldıği de önemlıdır. Aslında asker gön-
dermek istemiyorlardı. Bu bir hataydı. Ama ar-
tık olan ohnuştur. Biz artık bu olayı tartışma-
malıyız. Bizim görevimiz böyle olayların artık
tekrar etmemesini sağlamaktır. Öyle olmalı ki
Sovyetler Birliği liderliği böyle olaylan tekrar
etmeye gerek duymasın. Biz de halkı o yola gö-
türmeliyiz.
^^^KBAzerbaycan, halkının çoğunluğunu
Müslümanların oluşturduğu bir cumhuriyet,
îslamiyet'in Azerbaycan'daki etkisi ne ölçüde-
dir? Laikliği tehlikeye sokacak bir durum ge-
lişiyor mu Azerbaycan'da?
Şiradi söz konusu olan Îslamiyet'in siyase-
tin bir fonnu olduğudur. Halk bunahrken bir
çıkış yolu anyor ve genelde çıkış yolunu dinde
görüyor. Dinin, 20. yüzyılın şimdiki dönemin-
deki devrimin gerçekten bir parçası oldugunu
söylemek mümkündur. Ama halkın uygarlık
seviyesi arttığına göre artık çağdaş devrim
Fransız devrimi veya Sovyet devrimi şeklinde
değil, basit, uygar bir devrim şeklinde olmalı-
dır. Islam dini birçok konuda özünU korumuş-
tur. Manevi açıdan, halkın birliği açısından,
devletin yönetimi açısından, zengin-yoksul iliş-
kileri açısından, adalet açısından, güçlükler
karşısında temizliğin korunması açısından Is-
lam'ın olumlu yönleri vardır.
Bana göre Islam bu nitelikleriyle Azerbay-
can halkının ilgisini çekmiştir. Ama başka
komşular, çoğu zaman Sovyetler Birliği de Is-
lam köktenciliğinin ortaya çıkmasından kor-
kuyor, ama bunun gerekçelerini söylemiyorlar.
lslamiyeti gazetelerde yabani ve her şeyi boz-
maya yönehk bir içerikte tamüyorlar. Aslında
böyle değildir. Sovyetler Birliği'nde camilerin
ve camilere gidenlerin sayısmın arttığını gör-
düler. Ancak insanlar gerilemiyor; tersine çok
daha uygarlaşıyorlar.
İVHMD/fl ile devlet ilişkisini de sormuştum,
Azerbaycan'da bunlar ayrı kalabilecek mi?
-Islarn dini birçok konuda
özünü korumuştur: Manevi
açıdan, halkın birliği
açısından, devletin yönetimi
açısından, zengin-yoksul
ilişkileri açısından, adalet
açısından, güçlükler
karşısında temizliğin
korunması açısından Islam'm
olumlu yönleri vardır. Bana
göre îslam bu nitelikleriyle
Azerbaycan halkının ilgisini
çekmiştir. Devlet herhangi bir
siyasi akımla ilişkiye girerken
farklan görüp başka şeyleri
de dikkate ahrken dini niçin
dikkate almasın? Din bir
faktör olarak Sovyetler
Birliği hükümetine de yardım
etmiştir. Vatan muharebesi
devrinde dinin etkinliği
büyük olmuştur.
Din ve devlet ayrıdır derken, bunu siyaset be-
lirliyor. Ama devlet herhangi bir siyasi akımla
ilişkiye girerken farklan görüp başka şeyleri de
dikkate alırken dini niçin dikkate almasm? Din
bir faktör olarak Sovyetler Birliği hükümeti-
ne de yardım etmiştir. 'Vatan muharebesi' dev-
rinde dinin etkinliği büyük olmuştur.
•
^KKUMEkonomiyle ilgili bir soruya dönmek
istiyorum. Pazar ekonomisi üzerinde durdu-
nuz. Tabii sosyalizmin halka getirdiği bazı pra-
tik avantajlar var. Bunlardan vazgeçecek mi-
siniz? Yani, sağlık, eğitim ve buna benzer te-
mel hizmetler Azerbaycan'da artık paralı mı
olacak?
Planh bir ekonomi istemiyoruz. Biz serbest.
ekonomiye geçmek istiyoruz. Ama pazar eko-
nomisine geçerken sosyalizmden vazgeçmiyo-
ruz. Buna rağmen sosyalizmin anlamı değişe-
bilir. Biz herkese nasıl yardım edeceğimizi plan-
hyoruz. Şeçkinler devleti yaratmak istemiyoruz.
Halk devleti yaratmak istiyoruz.
• ^ ^ • B Türkiye ile Azerbaycan arasmdaki üiş-
kilere dönersek, bu ilişkiler konusundaki de-
ğerlendirmeniz nedir? Buradaki temaslanmz-
dan ne gibi sonuçlar aldınız?
Sovyetler Birliği ile Türkiye arasmdaki iliş-
kiler çok gelişmiştir. Geçen dönemdeki ilişki-
lere göre en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Azer-
baycan için de bu böyledir. Sovyetler Birliği
Türkiye ile ne kadar iyi ilişkiler içinde olursa,
bu, Azerbaycan için de o kadar iyidir. Sovyet-
ler Birliği ile Türkiye arasmdaki ilişkilerin iyi
olmasını en çok Azerbaycanhlar istiyor. Çün-
kü biz bu ilişkilerden yararlanarak sorunlan-
mızı çözebiUriz. Türkiye'nin Azerbaycan'a ya
da Azerbaycan'ın Türkiye'ye yardım etmesin-
den söz etmiyorum. Beraberce ilişki kurmala-
rından söz ediyorum. İki tarafın da kazanma-
sından söz ediyorum. Bizim Azerbaycan eko-
nomisi çok güçlü bir ekonomidir. Ama konuş-
mamın başında dediğim gibi bizde idare etme
tarzı zayıf olduğu için olanaklarımızı kullana-
madık. Eğer biz bu idare tarzını değiştirirsek,
bu sorunu aradan çıkaıtırsak, pazar ekonomi-
sine geçersek, cumhuriyetler özerkliklerini el-
de ederlerse ve yetkiJerini arttırabilirlerse, Türki-
ye'nin sorunlanmn birçoğunun çözümünü
Azerbaycan sağlayabilecektir. Azerbaycan'ın
sorunlannı da tabii Türkiye.
Biz birkaç meseleyi görüşmeye buraya gel-
dik, ama bunlann hepsini çözdük demiyorum.
Ama birkaç tanesi çozüldi). örneğin Trabzon
- Bakü konsoloslukları açılacak. Nahcivan'da
köprü yapılacak. Türkiye ile Azerbaycan bir-
leşecek yani arada hem karayolu hem de de-
miryolu olacak. Havayolu açacağız. öğrenci
değişimi olacak.
Sovyetler Birliği ile Türkiye arasmda ticaret
anlaşması var. Bu anlaşma çerçevesinde bizim
de Türkiye ile ticaretimiz olabilir. Aynca tele-
fon hattı cekmek istiyoruz. Elektrik hattmı bir-
leştirmek istiyoruz. Türkiye'ye gerekli olan
elektriği vereceğiz. Türkiye de bize gerekli olan
elektriği verecek. Biz Türkiye'nin petrol ihtiya-
cını hissettik. Ayrıca Türkiye'ye boru hattı çe-
keceğiz. Birkaç şirketle ortak yatınma girmek
istiyoruz. Bize kredi gerekli. Türkiye bunu bi-
ze verecek.