Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
KÖRFEZ KRÎZt...KÖRFEZ KRIZt... KÖRFEZ KRÎZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI
ÜRDÜN YALNIZLIĞA İTİLİYOR
Riyad-AmmangerginliğiSuudi Arabistan, Körfez krizinde Irak yanlısı bir tutum
takınan Ürdün'ün Riyad'daki 20 diplomatını sırurdışı ediyor.
Suudi hükümeti daha önce de Ürdün'e petrol sevkiyatını
durdurmuştu.
Dış Haberter Servisi — Körfez krizin-
de farklı tavırlar takınan Ürdün ile Suu-
di Arabistan arasındaki gerginlik, tır-
manma eğilimine girdi. Suudi Arabistan,
Urdün'e yaptığı petrol sevkiyatını dur-
durduğunu açıkladıktan sonra dün de 20
Ürdünlü diplomatı sınırdışı etti. Körfez
ülkelerinin de Ürdüniü askeri uzmanları
sınırdışı edecekleri bildirildi.
Suudi Arabistan'ın Riyad'da bulunan
20 Ürdünlü diplomattan ülkeyi terk et-
melerini istediği bildirildi. Reuter'in Am-
tnan'daki kaynaklara dayanarak yerdiğ
habere göre Riyad'ın notası, dün Ürdün
Büyükelçiliği'ne iletildi. Ürdünlü diplo-
CNN'DEKONUŞTU
Kral Hüseyin
ABD'yi
suçladıDış Haberter Servisi — Ürdün Kralı
Hüseyin, ABD'nin Kuveyt'in işgalini kı-
nayan BM kararının uygulanmasında
gosterdiği "gayreti", Filistin sorunu ile il-
gili olarak alman kararlarda göstermeme-
sini "çifte standart" olarak nitelendirdi.
Hüseyin, bu durumun Araplar arasında
"ABD'nin bazı art niyetleri olduğu" yo-
lunda kuşkulara yol açtığrtu söyledi.
Dün gece CNN televizyonunda yarım
saat süreyle naklen yayıralanan konuşma-
sında Kral Hüseyin, Körfez krizinin, Irak
ve Kuveyt'in tarihi, bölgedeki zengin ve
fakir ülkeler ayrımı, Ortadoğu'da nükle-
er, kimyasal ve biyolojik silahlann bulun-
raası ve Filistin sorunu ile ilişkili olduğu-
nu savundu. Soruna bulunacak bir çö-
zümde Arap katılımının esas alınması ge-
rektiğini kaydeden Kral Hüseyin, Suudi
Arabistan'm kendi savunması için yardım
isteme hakkı olduğunu, ancak Amerikan
birliklerinin en kısa zamanda bölgeden
ayrılması gerektiğini vurguladı
Der Spıegel'in iddiası
Federal Alman dergilerinden Der
Spiegel, Irak'ın gaz maskesini eriten
ve koruyucu fonksiyonunu tamamen or-
tadan kaldıran 'hidrosiyanik asit' üret-
tiğini öne sürdü.
Alman dergisi, bugün çıkacak olan sa-
yısında, Irak'ın Samara kenti yakınlann-
da zehirli gaz üretim tesislerinde kesin öl-
dürücü etkisi bulunan hidrosiyanik asi-
tin yüksek konsamrasyonlarda üretildi-
ğini duyurdu.
Dergi, söz konusu tesislerin Federal
Almanya firmaları tarafından kuruldu-
ğunu iddia ederek, ABD haber alma teş-
kilatı CIA'nın olaydan haberi olduğunu
kaydetti.
Irak'ın, hidrosiyanik asit ürettiği yo-
lundaki haberlerin duyulması üzerine,
Körfez'deki Amerikan ve lngiliz kuvvet-
lerinin ellerindeki gaz maskelerinin filt-
relerini değiştirme yoluna gittiklerini ha-
ber veren Der Spiegel, Samara'daki te-
sislerden başka üç ayrı tesiste de hidro-
siyanik asit üretebilecek makine ve ham-
maddenin bulunduğunu bildirdi.
Der Spiegel, Irak'a yasadışı yollardan
silah ve teçhizat gönderdiği Ueri sürülen
Messeschmidt-Bolkoç-Blohm (MBB) adlı
F.Almanya firmasmın, Irak ordusunun
modernizasyonu projesinde sanılandan
çok daha fazla rol iistlendiğinin ortaya
çıktığını öne sürdü.
matlara ülkeyi terk etmeleri için bir haf-
ta süre tanındı. Sınırdışı edilen Ürdünlü
diplomatlar arasında askeri, ticaret, ça-
lışma ve kültür ataseleri de bulunuyor.
Reuter, Riyad yöneüminin ülkesindeki 30
Yemenli diplomatı da sınırdışı edeceğini
bildirdi. AP ise Suudi Arabistan'daki
diplomatik kaynaklara dayanarak verdiği
haberde, Suudi Arabistan'ın üçer kişi ha-
riç,' Ürdünlü ve Yemenli diplomatlann
tümünü sınırdışı etmeye hazırlandığını
duyurdu. Suudi Arabistan, petrol borcu-
nu ödemediği için Ürdün'e yaptığı pet-
rol sevkiyatını da durdurmuştu. AA'nın
bildirdiğine göre Ürdün Enerji Bakanı
Tabet El Tahir, Suudi şirketi Tapline'-
nın petrol sevkiyatını 19 eylül günü dur-
durduğunu doğruladı. Petrol çevrelerinin
verdiği bilgiye göre S.Arabistan ağustos
ayı sonlannda Urdün'e, S.Arabistan üze-
rinden geçen petrol hattı ile günde 33 bin
varil dolayında petrol göndermeye baş-
lamıştı.
Öte yandan başta Katar ve Bahreyn ol-
mak üzere Körfez ülkelerinin Ürdünlü
askeri danışmanlan ve pilotları sınırdışı
etmeye başladıkları bildirildi. AA'nın
verdiği habere göre Amman'daki yetkili
kaynaklar, sınırdışı edilenler arasında
Körfez ülkeleri güvenlik örgütlerinde staj
yapan Ürdünlü polisler de bulunuyor.
Irak, Bağdat'ta bulunan çoğunluğunu
Batılı ülkelerin oluşturduğu birçok büyü-
kelçilik mensubunun hareket serbestliğini
kısıtladı. Yabancıların Bağdat'tan 3ü
km'den fozla uzaklaşmaları yasaklandı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından ya-
pılan açıklamaya göre mensuplarının ha-
reket serbestliği kısıtlanan büyukelçilik-
ler şunlar: Fransa, F.Almanva, İspanya,
ABD, Hollanda, Italya, Yunanistan, İn-
giltere, S.Arabistan ve Mısır.
Irak ayrıca, söz konusu ülkelerin Bağ-
dat'ta görevli askeri ataseleri, yardımcı-
ları ile ataşeliklerdeki bazı diplomatlann
sınırdışı edilmesi yolunda karar ahndığını
doğruladı. Irak haber ajansı INA, Dışiş-
leri Bakanlığı'ndan bir yetkiliye dayana-
rak verdiği haberde, Fransa, Almanya,
İspanya, Hollanda, Yunanistan, İngilte-
re, Italya, Mısır, Suudi Arabistan ve
ABD buyükelçiliklerindeki askeri ataşe-
liklerin kapaulmasının da istendiğini kay-
detti.
UÇAKLAR ARASINDA — Independence uçak gemisinin 5000 gorevlisi her sabah böyle form tutuyor. (AP)
ABD GEZİSİ
Özal,umduğunubulacak mı?
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Washington'dan beklentisinin
ne ölçüde karşılanacağı açıklığa kavuşmuş değil.
UFUK GÜLDEMtR
VVASHINGTON — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın bugün başlayacak olan
ABD ziyaretiyle Türk Amerikan ilişkile-
rinde hareketli bir haftaya giriliyor. An-
cak bu haraketlıliğın Cumhurbaşkanı
Özal'ın Körfez krizi dolayısıyla VVashing-
ton'dan beklentilerinin ne ölçüde karşı-
lanacağı açıklığa kavuşmuş değil. Eğer
ABD somut bir jestte bulunacaksa, bu
önümüzdeki salı Beyaz Saray'da yapıla-
cak görüşmede ortaya çıkacak.
Amerikan yönetimi, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın VVashington'a gelişinden,
gerçekten de daha önceki ziyaretlere
oranla bir heyecan duyuyor. Orneğin,
ABD Başkanı George Bush, önceki gün
Kongre üyeleriyle yaptığı bir bütçe görüş-
mesi sırasında, son günlerdeki önemli ge-
lişmelere değinirken bunların arasma
özal'ın Washington gezisini de dahil et-
ti. Amerika'nın en tanınan spikerlerin-
TAHRAN
Hafız Esad Iran'daTAHRAN (AA) — Iran Cumhurbaş-
kanı Haşimi Rafsancani ve Suriye Dev-
let Başkanı Hafız Esad, yabancı güçlerin
Körfez bölgesinde kalmasına karşı olduk-
lannı açıkladılar.
Iran haber ajansı İRNA'nın haberine
göre 3 günlük resmi bir ziyaret için Tah-
ran'da bulunan Suriye Devlet Başkanı,
İran Cumhurbaşkanı ile görüştü. Görüş-
mede ikili ilişkilerin yanısıra Körfez kri-
zi üzerinde durulduğu belirtildi.
Rafsancani, bu ziyaret ve tetnasların,
bölgenin bu tür göriiş alışverişlerine bü-
yük gereksinimi olduğu bir zamanda ger-
çekleştiğini belirtti ve geleceğe iyimser
baktıklannı söyledi.
Rafsancani-Esad görüşmesinde iki ül-
TURYAP / TAKSİM"
I N T E R N A T I O N A L
EDUCATIONAL CENTRE
ke devlet başkan yardımcılarının yanısı-
ra dışişleri bakanları AH Ekber Velayeti
ile Faruk El Sara'nın da hazır bulundu-
ğu belirtildi.
Göriişme sırasında, bölgedeki gelişme-
lere karşı tam anlamıyla alarmda olma-
nın gereğini vurgulayan tran Cumhurbaş-
kanı, şunları söyledi:
"Yabancı kuvvetlere ve bu hegemonya-
cı güçlere izin vermenıeliyiz. Amerika ve
Batılı ulkeler. bölgeye Kuveyt'i kurtarmak
için değil, kendi daha önemli çıkarlan
için geldiler."
Öte yandan, Suriye Devlet Başkanı Ha-
fız Esad'ın, Rafsancani'nin bölgedeki du-
rum hakkındaki görüşlerini paylaştığı
vurgulandı.
den Peter Jennings'in de Özal ile bir gö-
rüşme yapacak olması bu doğrultuda bir
gelişme olarak algılanıyor. Ancak bu he-
yecanın somut sonuçlar doğurup doğur-
mayacağı ortada. Amerikan yönetimi bir
çalışma içinde, ama şu ana kadar bu ça-
lışmalardan Ankara'yı rahatlatacak so-
mut bir ayrıntı dışarıya yansımış değil.
Bunun iki nedeni var: Birincisi, Türkiye'-
nin beklentilerini karşılamak konusunda
çeşitli güçlükleri var. Amerikan yöneti-
mi de dünyadaki tüm hükumetler gibi ya-
sa, kural ve geleneklerden bağışık değil.
tkincisi de "Eğer Türkiye'ye bir sey ve-
rilecekse, bu en yüksek düzeyde verilsin,
yani Beyaz Saray'daki görüşmede Baş-
kan Bush tarafından Özal'a soylensin"
gibi bir düşünce egemen.
İstemiyor
Fakat şu da bir olgu ki Amerikan yö-
netimi Türkiye'de muhalefete, "Özai,
Amerika'dan bir şey alamadan döndü"
dedirtmek istemiyor. Bu konuda çok has-
saslar. Bir dışişleri yetkilisi, "Türkiye'-
de herkesin gözünün ÖzaJ'ın ziyareti üze-
rinde olacagını biliyoruz" diyor. Yöne-
timin bu yonde attığı adımlardan birisi,
özal'ın karşılanış protokolünü bir basa-
mak yukan çekmek oldu. Özal, geçen
ocakta cumhurbaşkanı olarak ABD'ye
yaptığı özel nitelikli ziyarette, havaala-
nında dışişleri ve savunma bakanlığının
alt düzey memurlan tarafından karşılan-
mıştı. Karşılamadakı en yüksek düzeyli
Amerikalı bir aJbaydı. Oysa bu kez, tıp-
kı yaz başında ABD'yi ziyaret eden Fe-
ner Rum Patriği Dimitrius gibi Beyaz Sa-
ray Protokol Şefi Buyükelçi John Reed
tarafından karşılanacak. Ziyaret özel ni-
telikte olmasına karşın ABD başkammn
yakın arkadaşı buyükelçi Reed'in özal'ı
karşılamaya gitmesi, not etmeye değer bir
aynntı. Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD'-
den Körfez krizi dolayısıyla beklentileri-
nin karşılanıp karşılanmamasında temel
ölçütü, tekstil konusu oluşturacak. Özal,
26 eylül günü ABD yönetiminin bir nu-
maralı ticaret sorumlusu Carla Hills'i
otelinde kabul ediyor. Bundan bir gün
önce de Bush ile yemek yiyor. Eğer bu
yetnekte tekstil konusunda ABD'den
olumlu bir sinyal gelirse, ertesi gün Car-
la Hills ile konunun ayrıntıları ele alına-
bilecek. Bu yönde olumlu bir işaret var
mı? Bazı işaretler var ama çok iyimser bir
hava da yok. Amerika'da tekstil konu-
su çok hassas, kota arttınmı da zor bir
konu, kota engeli aşılsa dahi bu otoma-
tik olarak Türkiye'ye Amerikan pazan-
na girme garantisi vermiyor. Çünkü asıl
aşılması gereken engel, piyasanın stan-
dartları. Amerika'da hükümetin piyasa-
ya hangi ülkeden mal alacağıuı telkin et-
mesi gibi bir durum söz konusu değil.
Cumhurbaşkanı Özal'ın Washington
ziyaretinden bir başka beklentisi Türk or-
dusunun modernizasyonu konusunda.
Özal, VVashington'da Körfez krizinin
Türkiye'nin Batı açısından önemini bir
kez daha ortaya çıkardığını vurgulayarak
"Eğer Türkive'den bölgeye doniik bir is-
tikrar rolü bekleniyorsa, o halde Türk or-
dusunun modernize edilmesi gerekir"
kartına oynayacak. Bu kartın uzun va-
dede ne ölçüde alıcı bulacağı ortada.
Çünkü, birincisi, bu karta ilk defa baş-
vurulmuyor. Ikincisi de başvurulduğu
dönemlerde uzun süre işe yaramamıştı.
ABD, 1980 başlannda Türkiye'nin çevik
kuvvete doğrudan katılunını istediğinde
Ankara, ABD'ye, ordusu güçlü bir Türki-
nin zaten kendisinden beklenen cay-
dırıcılığı sağlayacağını, dolayısıyla ek bir
katılıma gerek olmadığını söylemişti.
Cumhurbaşkanı Özal'ın bu hafta başla-
yan ziyareti Türk Amerikan ilişkilerinde,
belki "taktik" rahatlamalar getirebile-
cek. Ama "Amerika'nın doğası" dola-
yısıyla stratejik rahatlamalar elde etmek-
te zorlanabilecek.
Oylama sahya kaldı
Öte yandan Irak'a karşı hava abluka-
sı uygulanması konusundaki karar tasa-
rısının Güvenlik Konseyi'nde salı günü
oylanacağı açıklandı.
KöNUK YAZAR
Ortadoğu'da
yeni arayışlarKörfez krizi, bölgede yeni bir barış ve güvenlik düzeni
kurulmasmı gündeme getiriyor. Bu konuda ortaya atılan
değişik seçeneklerden biri NATO'nun sorumluluk alanının
Körfez'i de içine alacak şekilde genişletilmesidir. Bu çerçevede
Türkiye'ye önemli bir siyasi ve askeri rol verilmesi zorunlu.
Dr. ŞÜKRÜ ELEKDAĞ
Emekli Buyükelçi
Dünyamız, Sov-
yetler Birliği ve
Doğu Avrupa ül-
kelerinde baş dön-
dürücü süratle
meydana gelen ge-
lişmelere kendini
daha alıştırama-
dan, bunlann etki-
lerini ve zaman
icindeki sonuçlan-
nı tam anlamıyla
değerlendirmeye zaman bulamadan, kü-
resel çapta sarsıntı ve çatlamalara yol
açabileceği belli olan Körfez krizi ile kar-
şılaştı.
Ne şekilde son bulursa bulsun, krizden
sonraki dönemde Ortadoğu'da derin ve
yaygın değişiklikler beklenmesi gerekti-
ği, Batı siyasi çevrelerinde ve basınında
olduğu gibi ülkemizde de genellikie pay-
laşılan bir kanı. Odak noktası ülkemizin
hemen yanı başında olan bu kriz, Türki-
ye'yi, hem Batı'ya hem de Ortadoğu ve
Arap dünyasına yönelik politikalan ba-
kımından bir yol kavşağina getırmiş ve
yaşamsal kararlarla karşı karşıya bırak-
mıştır.
Bu yazımızda biz, ilk önce, ileriye dö-
nük bir bakış açısından, Körfez krizinde
Türkiye'nin ulusal çıkarlanna uygun po-
litik tercihlerinin temel çizgilerinin ne ol-
duğunu saptamaya çalışacak, soura da
bu bulgulann ışığında Türkiye'nin bu ko-
nuda almış olduğu ve almaya hazırlan-
dığı kararlann isabet derecelerini değer-
lendireceğiz.
İlk önce, krizin kısa vadede ortaya çı-
kan bazı spnuçlan üzerinde duralını.
NATO'nun rolü
Kriz NATO'yu Ön Plana Çıkardı:
Körfez krizi, Varşova Paktı'nınfiilenor-
tadan kalkması ve Sovyet tehdidinin et-
kisini kaybetmesiyle işlevini buyük olçü-
de yitiren NATO'nun birden ön plana
çıkmasına neden oldu. NATO'nun sa-
vunma sorumluluğunun kapsadığ; aian
Kuzey Amerika ve Avrupa'daki NATO
ülkeleri topraklan ile suurlanmış olma-
sına rağmen Körfez'de ambargonun uy-
gulanmasına ve "Çöl Kalkanı" harekâ-
tına ilişkin müttefikler arasındaki işbir-
liği ve külfetlerin paylaşımına ilişkin ko-
nular NATO çerçevesinde ele alınmış ve
bu meyanda bir Irak saldırısma karşı
Türkiye'ye güvence verilmesi de karar a
bağlanmıştır.
Bunun anlamı, ittifak üyelerinin, NA-
TO'nun hukuki savunma sınırlan ötesin-
de ortaya çıkan ve güvenlikleri ile refah-
larını etkileyen bir tehdidi ittifaka yöne-
lik addetmeleri ve fiiliyatta Körfez böl-
gesinin söz konusu sınırlar kapsamına
alınmış olmasıdır.
AJan Dışı Müdataale Kavramı Fiilen
Uygulanıyor: Diğer bir deyişle geçmişte
Amerika'nın ısrarlı girişimleri ile ittifak
gündeminde tutulan ve bazı üyelerin karşı
çıkmaları dolayısıyla kabul edilmeyen,
NATO'ya formel sınırlan dışında da as-
keri müdahale olanağı sağlanmasına iliş-
kin kavram (out of area intervention),
halen fiilen uygulanmaya konmuş bulun-
maktadır.
Türkiye, NATO içinde bu kavrama
karşı çıkanlann en başlannda yer almak-
taydı. Amerika'nın bu kavram uyannca
geliştirdiği müdahaJe planları, temelde
Sovyetler Birliği'nin Basra Körfezi'ne
sarkarak petrol alanlanna el koyması gibi
bir ihtimalin önlenmesine yönelikti. Mü-
dahalenin öngürdüğü üç muhtemel böl-
ge -Basra Körfezi, Doğu Akdeniz ve
Kafkaslar- stratejik bir üçgen şeklinde
Türkiye'nin topraklan içine giriyordu.
Böyle bir harekât çerçevesinde Türkiye'-
nin Amerika ile işbirliği yapması, Tür-
kiye'nin Sovyetler Birliği ile savaşa gir-
mesi demekti. NATO'nun diğer üyeleri-
nin katılma yukümlülüğünde olmadıklan
bu savaş, coğrafı konumu dolayısıyla
Türkiye için topyekün bir savaş olacak,
Amerika için ise sınırlı bir savaş niteliği
taşıyacaktı.
öte yandan banş döneminde dahi, bu
kavram çerçevesinde Türkiye'nin Ame-
rika ile işbirliğine girdiğinin suyu bulma-
sı, CENTO örneğinde olduğu gibi tepki-
lere yol açmak süretiyle Arap dünyasın-
daki Türkiye'ye karşı olan cereyanlann
daha da kuvvetlenmesine yol açacaktı.
Dünün kosullan temelinden değiştiğin-
den, bugün Türkiye açısından aynı endi-
şelerin mevcut olduğunu söylemek müm-
kün değildir. tlk önce, "bölge dışı mü-
dahale kavramı"nın uygulanmasına ve
Irak'ın sınırlarında yığınak yaparak
Türkiye'nin de buna fiilen katılmış olma-
sına rağmen kuzey komşumuz ile bir ça-
tışma ihtimalinin ortaya çıkması şöyle
dursun, Körfez'de banş ve istikrann sağ-
lanması amaayla bölgesel güvenlik örgüt
ve önlemlerine ilişkin çalışmalann bölge
devletleriyle birlikte yürütülmesi husu-
sunda Sovyetler Birliği ile Amerika an-
laşmışlardır.
Bu arada Körfez krizi, bir Arap dev-
leti ile Amerika ve onu destekleyen müt-
tefıkleri arasında bir çatışma göriintüsü-
nün tamamen dışında ve Sovyetler Birli-
ği ile Japonya ve bellibaşlı Arap devlet-
leri dahil hemen hemen bütün dünyanın
Irak'a karşı cephe aldığı uluslararası bir
nitelik kazanmıştır. Birleşmiş Milletler bu
kriz nedeniyle kararlaştırdığı yaptınmlan
göriiş birüğiyle uygulamaya koyarak, ta-
rihinde ilk defa kuruluşunun amacını ger-
çekleştirmiştir.
AT'nin sının
Avrupa Toplulugu'nun Güvenlik Sı-
nırlan Türk Sınırlanndan Geçiyor; Kör-
fez krizi, NATO'yu ön plana
çıkarmasının yanı sıra Batı Avrupa'nın
Körfez'deki çıkarlannı Amerika ile Türk-
iye'nin aktif katkısı olmadan koruyama-
yacağını da gözler önüne sermiştir.
Gerçekten de Irak'ın Kuveyt'i işgali,
krizden Amerika'ya nazaran çok daha
fazla zarar görecek olan Avrupa Toplu-
lugu'nun kendi yaşamsal çıkarlannı ko-
rumadaki aczini tartışma götünnez bir
şekilde ortaya koymuştur.
Kriz, Batı dünyasının ve bu meyanda
Avrupa Toplulugu'nun güvenlik smırla-
rının Türkiye sınırlanndan geçtiğinin de
kavranmasına yardım etti.
Bunun yanmda, gerek Batı gerek Arap
dünyası, bölgede en istikrarlı, güvenli ve
hatın sayılır güce sahip olan ülkenin
Türkiye olduğunu gördü.
Körfez'de tstikrar ve Güvenlik Kosul-
lannın Yaraülması: Saddam çökertilse
dahi, bölgede istikrarsızlığın sürüp gide-
ceği ve Körfez petrolünü kontrol etme-
ye yönelen maceracı girişünlerin son bul-
mayacağı hususundaki yaygın kanı do-
layısıyla bu tür gelişmelerin Batı güven-
liği, ekonomisi ve refahı için doğuracağı
tehlikelerin ve bu tehditlerin önlenmesi-
ne yönelik önlemlerin Batılı ülkelerin
gündemlerinde baş sırayı aldığı görül-
mektedir.
Bu görüşle, Amerika Dışişleri Bakanı
James Baker, Körfez bölgesinde oluşa-
cak tehditleri benaraf edecek ve bölge-
de banş ve güvenliği garantileyen bir re-
jime olan gereksinimden söz etmişti.
öte yandan Bush-Gorbaçov zirvesi so-
nucunda yayımlanan bildiri, iki liderin
Ortadoğu'da güvenliği ve istikran sağla-
yacak yaklaşımlar ve çoğulcu bir güven-
lik düzeni üzerinde durmuş olduklanna
ve bu amaçla beraberce çalışmalar yapa-
caklanna işaret etmektedir.
Bu hususlar, önümüzdeki dönemde
Körfez bölgesine yönelik olarak bazı gü-
venlik düzenlemelerine veya örgütleşme-
ye gidilmesinin kaçınılmaz olduğunu or-
taya koymaktadır. Türkiye, bu gelişme-
ler karşısında, dış politikasını ve ulusal
çıkarlanm temelden etkileyecek tercihler
yapmak ve kararlar almak durumunda
kalacak tır.
Bu noktaya geçmeden önce, sözünü et-
tiğimiz yeni güvenlik düzenlemelerinin
veya örgütleşmesinin ne şekillerde orta-
ya çıkabileceği üzerinde duralım. Bu yak-
laşunlann anahtarlannı şündiden tahmin
etmek güç değildir.
Yarın: Törkiye kartlarau
iyi oynamalı
Ingîlizce öğrenmek için
çıkış anyorsanız..!
Doğruadres:
TAKSIM
Tarlabaşı Bulvarı No. 60
Tel- Fax: 9 (1) 150 85 56
153 68 14
154 27 95
156 11 51
Bu S*mr*n
Profasyocm*
"BORSA UZMAM"
YETİŞTİRME SEMİNERİ
Borsa ve Akademi Dünyasmm
Seçktnhnnin
YönlendHiolîğınde:
N(k6«
Tatota-bı.
1SO «S 56-139 6« 14
37 93-156 11 51
TAYLAN ÖZGÜR
23 Eylül 1969
Zalim!
Henide kötü dinli gâvur.
Nasılda bağdaş kurmuş toprağıma
Gülümü, harmanımı savurur.
Kara gözlerini sevdiğim oğlan
Bize oldu olan
Topla Antep'i, Çukurova'yı
Adana'yı, Urfa'yı, Konya'yı
Haydi ha!
Ne durursun Munzur!..
ARKADAŞLARI ADCVA
YETER ÇİMEN
.'6.V.1990 tanhtndeki TANITIM KOKTEYLINE davetlhiniz.
Motosiklet ehliyetli veya motosikleti ile
çalışacak elemanlar aranıyor.
Tel.: 512 05 05(486)
KIRALIK DAIRE
Bağdat Cad. girlş kat 75 m*
362 20 77
GELIR DUZEYI VUKSEK KAZANÇLI BİR I$I
OĞRENME İMKANf
Bu Semmçre Katılın Mssleğin
Proiesyonvli oktn
154 27 95-1561151
TAYLA.\ ÖZGÜR - 23 Eylül 1969
CUMA AIİ CİHAN - 23 Eylül 1981
RECEP ŞARIASLAN - 23 Eylül 1981
İBRAHİM ÇAKIR - 23 Eylül 1981
Tıylan Özgür'ler, Cuma Ali Cihan'lar
Düşüyorsa bir bir,
tnsan daha özgur olsun diyedir.
23 Eylül'de ölen arkadaşlanmızı
ölüra yıldönümlerinde saygıyla anıyoruz.
ARKADAŞLARI ADENA
YETER ÇİMEN