28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbi' Cumhunyeı Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nsdî 0 Gcnet Va>tn Muduru Hasas O m J , Muessese Muduru EJDİSC Lşftkllgll, \iZi Işlerı Muduru Ok«> Gonenan, 0 Haber Mcrkezı Müdunl YftlçM Bayer, Savfa Duzenı Yoneimenı AK \c«r 0 Temsilciler \NKARA AhlMl Ttn. İZMIR Hlkmet ÇetİJlkaym, ADANA Çctio Yıgenotlu HaMrJcrt fcrral Kmçmk. E£<r AMu4ka<iır \accdmw. Dt.- Yaz £ Malı Ijler trol brfcm 0 abfricr krtm Bakı, Ekono O a o » ş«tsa. Habçr Ar r K m n t*h>k«. Arasıırnıa MuİMtetoe B«le»ı V m 0 srtrma k a n BerkM Buıçe Planlar-,a Sc«v 0 a >«fcnn !*)**«, kuiıut CtM idfr, isunbui Hâfeenen Ncrrfrt Dafta*. Spor Damşnum £ Koordmaıor # Rekiam Ajş« Toran I*al 0 Penone - Ofcf») AfcM, ltt?MfcrfrH U H Cfmal. Hıknd <,tl«ks)« Oka> (>o«rası> l Jur MMKY llhaa Sftr.uk. Alı Nraea. AkMti Taa So*»t w- yff>uv( Cıımhunyn Maıbaacıiık ve Garetealjk TA^. TUrk Oağı Cad. 39;4i MÎÎ4 Isı.PK 246 i«anbtf îd 5(2 05 05 (2Ü hau Tdex 222*6, F»x 41) 526 60 72 0 Bumiar Amktn Zıya Gökatp Bi* Inkıüp S No 19 4 Tel 1331i 41-4"», Teka 42344, Fu. (4) 133 0^ 65 0 Inktr H Zıya Bh 1352 S 2 3 Tei 13 12 30, Tdex 52339, F u (51) 19 53 60 0 \dwa-- İnönu C*d N9 S No I Kıl 1 Td 19 V 52 (4 hau T*lex 621^5. F*x (71) 19 25 7fl TAKVIM: 16 EYLUL 1990 Imsak: 5.11 Guneş: 6.38 Öğle 13.03 îkindi: 16.34 Akşam: 19,20 Yatsı: 20 41 Çociık Hakları Sözleşmesi'ni imzaladık Çocuklan, düşünme özgürlüğüne saygıyı ön planda tutan sözleşme, çocukların banşçıl amaçlarla örgütlenmelerine de fırsat veriyor. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne imza atan 36. ülke oldu. SERPtL GÜNDÜZ HAKAN AYGÜN ABANT/BOLU — Türkiye yetişkinlerin bile sahip olmadığı temel hak ve özgürlüklerin ço- cuklara tarunmasını öngören "Çocmk Haklan Sözlesmesi"ne imza atan 36. ülke oldu. Tttrki- ye etnik dillerin eğitim ve yayın- larda kullanılmasına ilişkin mad- ddere çekince koyarken tanıdı- ğı haldar arasında "örgtitlenme, düşüncelerini ifade etme ve yazma" ile "Çocuk suçlulan mahkeme öniıne çıkanlraadan öztitriöklerinin lusıüanmaması" yer abyor. Birleşrruş Mdletler Ge- nel Kurulu tarafından bir yıl ön- ce kabul edilen çocuk hakları sozleşmesine Türkiye'nin "gedk- mcti" de olsa imza atraasına en önemli etken olarak Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın bu ay so- nunda New York'ta katılacağı "dünya çocuklan içinrirve"top- lantısı gösteriliyor. UNICEF (Birle$miş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) Türkiye temsilci- si DT. Claodic Sepulveda, Tür- kiye'nin sözleşmeye imza atraa- sını "memnuniyet verici" bul- duklannı belirtirken, sözleşme- nin gereklerinin yaşama geçiril- mesi için parlaraentondan da ge- rekli yasal düzenlemelerin çıkma- sının önem taşıdığıru kaydetti. Özal da çagnlı önceki gün New York'ta UNICEF tarafından hazırlanan "çocuk haklan södeşmesi"ne imza atan Türkiye'nin, bu tutu- mu olumlu olarak karşılanırken sözleşmenin imzalanmasının Türkiye'de çocuk haklannın tam olarak uygulanması için yeterli olmadığı ifade ediliyor. Türki- ye'nin yaklaşık bir yıl bekleme- den sonra Toga, Senegal, Yeni Gine ve Kenya gibi çoğu Afrika- ya da Uzakdoğu'da bulunan 35 ülkeden sonra sözleşmeye imza atmayı Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın da çağrıh olduğu ve 29-30 eylülde New York'ta UNESCO'nun düzenlediği zirve öncesi atümış bir adım olarak de- ğerlendiriliyor. SözJeşmede yer alan haklann büyük çoğunluğu Türkiye'de ye- tişkinlere bile tanınmış değil. Ge- nel çerçevesi tnsan Haklan Ev- rensel Beyannamesi ilkeleri ile çi- zilen Çocuk Hakları Sözleşmesi bütün çocuklar arasında ırk, dil, din, cinsiyet ve duşünce ayrılığı görülmemesini öngörüyor. Söz- leşmede Türkiye'yi zorlayacak maddelerin arasında bütün ço- cukların "anadifleri ile eğitim görmesi" \e "anadilleri ile basıl- mış >ayın organlanndan fayda- lanmalan" esas alıruyor. Ancak Türkiye bu sözleşmeyi kabul ederken bu maddelere çekimce koydu. ÎTALYA Direnişçi lider Pajetta öldü Giancarlo Pajetta'nın tabutu üzerine çiçek bırakan Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, eski siyasi rakibine övgüler yağdırdı. ROMA (Cumhuriyet) — "Gi- aacarlo Pajetta, ltai>a'nın yaluz siyasi tarihinin değil, ahlak ve uy- gariık tarikinin bolünmez bir par- casıydi. Bo haldld insanıo inançla- n uğnına verdigi mücadele ve kişi- li|i kaışısında duydugum bayran- hğı özel olarak belirtmek istiyo- rum." önceki gün sabah saat 09.00'da Komünist Partisi Genel Merkezi'nde katafalka konulan eski direnişçi lider Giancarlo Pa- jetta'nın maun tabutunun uzeri- ne bir paket çiçek bırakırken. Cumhurbaşkanı Francesco Cos- siga bu sözleriyle eski siyasi ra- kibine en cömert övguleri yağdır- dı. halyan Komünist Partisi'nin bu tarihi şahsiyeti Pajetta'nın ce- naze törenine sadece Hu'istiyan demokratlar değil, direniş müca- delesinde karşı kampta yer almış faşisller bile katıldı. Faşist Partı heyetine başkanlık eden Genel Sekreter Yardımcısı Domenico Menaitü, "Buraya Pajetta Ue bir- likte önemli uvgarhk hamieieri yapmış olduğumuz için geldik. önemli olan banşmak ve savaş sonrası ilcKminiıı sona ennesidir" diyerek törende bulunuş neden- lerini açıkladı. ltalya Komünist Partisi Genel Sekreteri Achille Occbetlo ise kendi aralannda "Kıal Çocnk" olarak adlandır- dıkları Pajetta için, "Bugün yal- nız bir komünist savasçıyı değil, ayıu zamanda ttalyaa direnisçi- si, kurtuluş savaşunızıa bir kan- ramamnı gömuyoruz" diye ko- nuştu. Bakan ya da bir siyasi parti ge- nel sekreteri olmamasına karşın Pajetta'nın cenazesi önceki gün Roma'nın merkezinde yas estir- di. Meclisin önünden cenaze kor- tejinin geçirilmesi devlet televiz- yonu tarafından naklen yayım- landı. Son anlarına dek Komü- nist Parti'nin her yıl yapılan "UBİta" festivaiinde partinin ge- leceğine ilişkin heyecanlı tartış- malara katılan Pajetta'nın ölü- müyle festivalin üzerine de ger- çek bir yas havası çöktü. Tüm eğ- lencelerin iptal edildiği festival- de şimdi sadece partiye, "Ne y«- pın edin, siz bölünneyin" sözle- rinden oluşan siyasi mirası konu- şuluyor. îsim seçimi Sözleşmeye taraf olan ülkele- rin sözleşmedeki bütün hüküm- leri yasa ve yönetmelik değişik- likleriyle uygulamaya gecirmesini de öngören sözleşmede "çocnk- lara ailelerin istedikleri ismi vermeleri" bir zorunluluk olarak yer alıyor. Türkiye'de çocuklar, "M.Ç." örneğinde olduğu gibi düşünce- lerini açıklamalanndan ötürü tu- tuklanabilir veya yargılanabilir- ken sözleşme bunun aksini gerek- tiriyor. Çocukların düşünme öz- gürlüğüne saygıyı ön planda tu- tan sözleşme, çocuklann banşçıl amaçlarla örgütlenmelerine de fırsat veriyor. Sözleşme çocuklann haberleş- me özgürlüğüne de geniş yer ve- riyor. Bunlann başında basın aracılığıyla düşüncelerini açıkia- ma önemli yer tutarken sözleşme "basın organlannm mzınlık gnıp- lannın diDerine ve külrard gerek- sİDİmlerine ilişkin yayın yapma- sının cesaretlendirilmesini" ön- görüyor. Çocuklara fiziki ve psikolojik baskı yapılmasııun önüne geçil- mesini isteyen sözleşmede başta anne ve babalar gelmek ûzere "laz-erkek çocnğu" aynmımn da önüne geçilmesi gerektiği kayde- diliyor. Parasız ilköğretim Çocuklann sığınma istekleri- nin sözleşmeye taraf bütün ülke- ler tarafından kabul edilmesini öngören sözleşme, çocuklann il- köğretimlerinin bedava olarak yapılmasırun sağlanmasını orta- öğretimlerine devletçe mah' des- tek verilmesini ve üniversitede okuma olanağının bütün gençle- re tanınmasını şart olarak görü- yor. Sözleşmede en önemli yeri ise ceza yasalarmda çocuklarla ilgi- b düzenlemelere gıdilmesi alıyor. Özel mahkemeler 18 yaşın altındaki çocuklara ölüm ve müebbet hapis cezaları- nın verilmesine karşı çıkan söz- leşmede, "çocuklar mahkeraeve çıkanlmadan ozgürlükleri kısıt- lanamaz" hükmu yer alıyor. Bu- na göre çocukların herhangi bir suçtan dolayı yakalanmalan du- rumunda ifadelerinin avukatla- n yamndayken alınması ve mah- kemeye çıkarüana kadar gözal- tında tutulmamalan gerekiyor. Çocuklar için özel mahkemeler kurulması gerektiğine işaret edi- len sözleşmede çocuklar için özel bir ceza yasası hazırlanması da "olmazsa olmaz" bir koşul ola- rak vurgulanıyor. Sözleşme, ço- cuklara, işkence yapılmamasını ve 15 yaşının altındaki çocukla- nn savaşlara sokulmamasım da öngörüyor. UNICEF'in çanşmaları çer- çevesinde her ülkede "Çocuk Haklan Komitesi" kurulmasını da isteyen sözleşme bütün çocuk- lann "sosyal güvenlik şemsiyesi' altına alınmasıru istiyor. Basında çocuk ve kadın Öte yandan UNICEF Türkiye temsilciliği tarafından düzenle- nen "Basında Çocnk ve Kadın" konulu seminer dün Abant'ta başladı. 29-30 eylülde New York'ta gerçekleşecek zirve ön- cesinde Türkiye için bir hazırlık çalışması niteliğini taşıyan semi- nerde Türkiye'de "çocnk haklan" konusu da kapsamlı olarak yer alacak. Seminere katılan konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulannı yamtlayan UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Sepulveda Tür- kiye'nin Çocuk Hakları Sozleş- mesine imza atmasını olumlu karşıladıklarını soyledi. Dunya- daki pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de çocuk haklannın gelıştirilmesıne gereksinim bu- lunduğunu sojieyen Dr. Sepulve- da, sözleşmeye imza atmaktan çok sözleşmenin gereklerinin ya- şama geçirilmesinin önem taşıdı- ğını kaydetti. Sepulveda Türk Parlamentosu'nun gerekli yasal düzenlemeleri yapacağından kuş- ku duymadığını ifade etti. Bir deııizkızı ıııasalı Modanın denizkızlan, Andersen'in küçük denizkızına hiç benzemezler. Denizkızlan yalnızca masallarda çaresiz, yalnızca masallarda mutsuz. Moda dünyasındakiler pervasız, kendinden emin. Bir salona girdiklerinde kenarda kalmalan ne mümkün. Bakışları üstlerinde toplayarak, kalpleri tutsak ederek, kuyruklarını sürüyerek gidiyorlar öylece Guy Dou\ier'nin çizgileriyle bir denizkızı. Guy Laroche'dan 90-91 kısı için bir denizkızı raodeli: Kıpkırmızı payetten Eldivenler de elbiseye eş. NECLÂ SEYHUN Kim unutabilir ki Andersen'in o güzelim masalını? Küçük denizkıanın insanın içini burkan o mutsuz öyküsünü yıllar geçip de çocukluk çok gerilerde kalsa bile, kim unutabilir?.. "Altı kızkardeşin en kiiçüğö" diyor Andersen Denizkızı masalında, "Hepsinin en güzeli. Teni beyaz bir gül yaprağı gibi parlak, pürüzsiiz; gözleri en derin ok>anuslar kadar mavi. Ama kardeşleri gibi onun da ayaklan yok. Bir kuyruğu var yalnızca..." Eğer dünyalar güzeli bu küçük denizkızı günlerden bir gün bir dünyalıya, bir yeryüzü prensine aşık olursa, ne olur? Neler olduğunu masalı okuyanlar bilir. Bugun Danimarka'da, Kopenhag'da Iimandaki bir kayanın üstündeki denizkızı heykeli, o mutsuz aşkın simgesi olarak ufukları gözlüyor. Gözleri hep uzak denizlerde, hep öylesine çaresiz... Denizkızının büyüsü yazarları, ressamları, film yapımcılannı her zaman etkilemiştir. Modaalar da •*•* bu büyünün etkisinde kalrruşlardır zaman zaman. Denizkızını koleksiyonlanndan birine katmayan modacı aslında azdır. Ne var ki modanın denizkızlan, Andersen'in küçük denizkızına hiç benzemezler. Denizkızlan yalnızca masallarda çaresiz, yalnızca masallarda mutsuz. Moda dunyasınm denizkızlan pervasır, kendinden emin. Bir salona girdiklerinde bir kenarda kalmalan ne mümkün. Bakışları üslerinde toplayarak, kalpleri tutsak ederek, kuyruklarını X sürüyüp gidiyorlar \ öylece. Aslında V bazılannın kuyruğu var, bazılannın yok. lmzasını taşıdıkları modacının keyfine kalmış artık bu. Hepsi tepeden tırnağa : pullu, ama kimi siyah, > kimi beyaz; kimi mavili, yeşilli şanjan..."Kimigümüş, kimi altın, kimi de kıpkırmızı. Kimi sımsıkı kapalı, kimi yarı beline dek açık. Eh, denizkızlannın da yüreklisi var, ytireksizi var. Ama en yüreksizinin bile gene de yürekli olması gerek. Vücudu böyle tepeden tırnağa bir kılıf gibi saran payetli iddialı bir kıyafet yürek istemez de ne ister?.. Yürekle beraber bir de balık gibi kıvrak bir vücut elbette. ötesi düz!.. önümüzdeki kış için de denizkızlannı denizlerden çıkaran modacılar var. Bunlardan birisi Guy Laroche. Daha doğrusu Guy Laroche'un ölümünden sonra modaevinin hazır giyim bölümünü hazırlayan Guy Douvier. Modacı, denizkızı elbiselerjni sımsıkı, dapdaracık yapıyor elbette. Bir eldiven gibi sanyor vucudu modelleri. Eteklerde handiyse bele dek uzanan derin yırtmaçlar... Elbiselerinin bazılan omuzlan tümüyle açık bırakıyor, bazılan amerikan dekolte; bazılarını belden büzgülü, önu kısa, arkası uzun ikinci bir tül etek tamamlıyor. Bazılannda upuzun tül eşarplar var. Sırtta düğümlenen bu eşarbın panlan bir kuyruk gibi serbest bırakıhyor arkada. Modacı, denizkızı elbiselerinin bazılannı upuzun, omuza dek gelen payetli eldivenlerle tamambyor. Kızlann kimi siyah pullu, kimi kıpkırmızı... Ne karabalıklar ne alabalıklar, mercanlar var moda dunyasında. Ulaşılması,elde edilmesi zor tarafından... Evet, küçük denizkızının o mutsuz öyküsünü, yıllar geçip de çocukluk çok gerilerde kalsa bile, kim unutabilir?.. Kim unutabilir Andersen'in o güzelim öyküsünü?.. Masalların umutsuz aşklara tutsak denizkızlan, o uzak denizlerin dibinde, mercan saraylarda kalbi kırık yaşıyor. Moda dünyasının denizkızlan ise mutlu, güvenli, kendinden emin; kalpleri tutsak ederek aramızda... Gelecek ne getirir bilinmez. Ama dev ilerlemeler olacağı kuşkusuz. Varsın inanılmaz aşamalar olsun, insanlar komşu kapısı yapsınlar uzayı; yazlıklar, kışhklar, baharlıklar edinsinler orada. Her şey istediği kadar değişsin, makineleşsin istediği kadar dünya. Gene de buna karşın ve belki de bu nedenle çocuklar Andersen'in o romantik masallannı okuyacaklar, modacılar gene de geçemeyecekler denizkızlanndan!.. Ilk, orta, lise ve dengi okullar 1990-1991 öğretim yılına yarın başlıyor Eğitim ordusu ders başınaANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) — Yaklaşık 13 milyon öğren- cinin öğrenün göreceği 1990-1991 öğretim yüı yann ilk, orta, lise ve dengi okullann açılmasıyla başla- yacak. "Ev ödevi sınırlaması, renkli önhik giyilmesi, ödünç ders kitabı dağıolması" gibi ilginç uy- gulamalara sahne olacak yeni öğ- retim yüında, öğrencilerin en bü- yük beklentisi ise "ortaöğretim- de sınıf geçme sistemi"nin değiş- tirilerek kolaylaştırılması. Yeni öğretim yılında 1 milyon 400 bin ilk kez okullu olarak il- köğretime başlayacak, yine 800 bin öğrenci ortaokul, 350 bin oğ- renci de lise ve dengi okula ilk adı- mını atacak. Yann açılacak yeni öğretim yıhnda 51 bin 370 ilko- kulda 6 milyon 900 bin, 6 bin 540 ortaokulda 2 milyon 340 bin öğ- renci, 3 bin 500 lise ve dengi okul- da ise 1 milyon 360 bin öğrenci ol- mak uzere 10 milyon 600 bin öğ- renci eğitim gorecek, bu örgun eğitim kurumlannın yanı sıra, üniversitelerin ve başta lise me- zunlarına meslek edindirme pro- jesi gelmek üzere diğer yaygın öğ- retim kurumlarırun da faaliyete geçmesiyle, 445 bin öğretmenin görev yapacağı toplam 70 bin okul ve kunımda 12 milyon 842 bin öğrenci eğitimden geçecek. Yeni öğretim yılında geçen yıl başlayan "ev ödevi sınırlaması" surecek. llkokul öğrencilerine ev odevi verilmezken, ortaokul ve li- se öğrencilerine verilecek ev ödev- lerinin suresi 2 saati aşmayacak. Geçen yıl oluşturulan 13 ölçme değerlendirme ve program geliş- tirme komısyonunun çalışmalan- nın sonuçlanması ve eğitim siste- minde köklü değişiklere gidilme- si beklenen 1990-1991 öğretim yı- hnda öğrencilerin en büyük bek- lentisi ise "ortaoğrttimde sınıf geçme sistemi"nin değiştirilmesi olacak. Müli Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki çalışmalanmn aldı- KKTC yetkililerinin eski eser kaçakçılığına karıştığı iddialarına yer verildi BBC'de tartışmalı program EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — BBC Televizyo- nu'nun sahat, kültür ve arkeolo- jiye ağırlık veren bir programın- da Kuzey Kıbns Turk Cumhuri- yeti yetkililerinin eski eser kaçak- çılığına kanştıkları ve işbirliği yaptıkları savlarına yer verildi. Programda, KKTC yetkilileri- nin katılmayı ve KKTC'de film çekimi yapılması isteğini reddet- tikleri de özellikle belirtildi. Böy- lece programda yalnızca Kıbns Rum yönetimi yetkilileri yer aldı, olay, Kıbns Rum göruşu ile ak- tanlmış oldu. Kıbns'ın Turkiye'- nin 'saldınsı' sonucu bölündüğü, 'işgalden once' Kıbrıs'ta iki top- lumun 'banş ve huzur içinde yaşadığı' yolunda, programın amacı ve tanhi gerçekler ile ilgisi olmayan 'dramatik' göruntü ve ifadelere de yer verilmesı dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye'nin Kıb- ns'a müdahalesi, Irak'ın Kuve>T'i işgalini çağnştıracak görüntü ve ifadelerle sunuldu. KKTC'yi eski eser kaçakçılığı ile suçlayan progranun, Kıbrıs Rum yönetiminın Avrupa Toplu- luğu uyeliğine yaptığı başvuru- nun, yann Bruksel'de AT Dışiş- leri Bakanları tarafından AT Ko- mısyonu'na havalesi oncesınde gösterilmesi dikkatlerden kaçma- dı. Kıbns Rum yönetiminin propa- gandasını mı yapacağı, yoksa Kıbns'taki eski eser kaçakçılığının uluslararası boyutlanm raı deşe- ceği arasında tercih yapamayan programda, New York'ta yaşayan Türk gazeteci Özgen Acar'ın gö- ruşlerine de yer verildi. Kuzey Kıbns'ta Karpaz Bölgesi'nde Ka- nakarya Kilisesı'nden kaçırılan mozaiklerin once Almanya'da, sonra Amerika'da nasıl pazarlan- dığını ilk kez New York'taki Cumhuriyet muhabiri Özgen Acar ortaya çıkartmış ve bulgu- ları gazetemizde yayımlanmıştı. Özgen Acar, kaçakçılığın, sahte belge düzenlenerek ve uluslararası şebeke halinde çalışan kişiler ara- cılığıyla yapıldığını anlattı. Mozaikleri Amerika'da satın alan kişiler aleyhinde, Kıbns Rum yönetimi tarafından Amerika'da açılan davada yargıç, mozaiklerin Kıbns Rum yönetimine iadesine karar verdi. Dava halen temyiz asamasında, özgen Acar ve Ame- rıkalı hukukçuların, olayı siyaset kanştırmadan, yansız bir şekilde ele alışına karşın, progranıa Kıb- ns Rum yönetimi adına katılan yetkili ve hukukçuların, konuyu KKTC ve Türkiye aleyhinde pro- paganda vesilesi yaparak işledik- leri görüldü. ğı ancak değışebilecek son şekli- nin ana hatlan şöyle: — Ortaokullarda Türkce ve matematik. liselerde ise branşla- ra göre belirleoecek temel dersler dışındaki kalan derslerde, sınıf geçme notunun 5'den 4'e indiril- mesi. — Halen bir olan bir üst sımfa borçlu geçme hakkının dört der- se çıkanlmasj. Böylece öğrencinin kaldığı dersler yüzünden aynı sı- mfın bütün derslerini tekrarlama- sının önlenmesi. — Tek der$ten bütünleme sı- navfanmn kaldınlması. — öğrencilerin son sımfa gel- diklerinde borçlu geçtikleri ders- leri geçememeleri dunımunda ise mezun edilmemesi. — Lise bir, iki ve üçnncü sınıf ögrencilerinin her yıl merkezi sı- nava alınmalan. Öğrencilerin bu sınavda aldıklan notlann univer- siteye girişte etkili olması. Böyle- ce öğrencilerin sadece üniversite sınavına hazırianmalannın önüne geçilerek, bütün derslerine daha çok çauşmalannın sağlanması. — Seçmeli ders sayısırun arttı- rüması. öğrencinin ilgi ve yetene- ğinin olduğu böiümlere yatay ge- çişinin yapılması. — Üniversiteye giris sınavUuin- da öğrenciye mezun oldoğu bö- lümle ilgili bir bolümü tercih et- raesi durumunda arlı puan veril- mesi. Ronıa dönemi aslan heykeli • KADINHANI (AA) — Konya'nın Kadınhanı ilçesinde Roma dönemine ait bir aslan heykeli bulundu. Bir yapının temel kazısı sırasında bulunan aslan heykelinm blok taşlardan yontma yöntemiyle yapıldığı bildirildi. 1,5 metre boyundaki aslan heykeli Konya Arkeoloji Müzesi'ne konulacak. Dgaz Dağı'na ilkkar • ILGAZ (AA) — Ilgaz Dağı'na yılın ilk kan yağdı. Geçen günlerde yurdu etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava kütlesi Ilgaz'da da etkisini gösterirken, uzun yülardan bu yana ilk kez Ilgaz Dağı'na eylül ayında kar yağdı. Ilgaz Dağı'ndaki kar kalınlığı 4-5 santimetreyi bulurken evlerde de sobalar yanmaya başladı. lkım kalan otel • BURDUR (Cumhuriyet) — Burdur'da dövizli askerlerin otel, kafeterya ve dinlenme tesisi gereksinmelerine yanıt vermek üzere 3 yıl önce yapımına başlanan otel tamamlanamıyor. Burdur Valisi Memduh Oğuz, parasal olanaksızlıklar nedeniyle duran otel inşaatının turizm kredisi alınarak bitirileceğini bildirdi. Alanya numaralanıyor • ALANYA (AA) — Antalya'nın Alanya ilçesinde, adres bulmada ve nüfus sayımında kolayiık sağlanması amacıyla 'numaralama' çalışmaları yapılıyor. Alanya Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan, ilçenin son yedi yılda turizm ve tanmsal yönden çok geliştiğini ve bunun da nüfus yoğunluğuna neden olduğunu belirterek, "llçedeki tüm ev, dükkân ve isyerlerinin numaralandınlması çalışmalarına başladık" dedi. 'Kaoma' Antalyada • ANTALYA (AA) — Dünyaca ünlü pop jaz şarkıcısı Randy Craford ve "Lambada" şarkısıyla büyük ün yapan "Kaoma" topluluğu Antalya'ya geldi. Antalya Sheraton Voyager'in açılışına katılmak için gelen "Kaoma" topluluğu ve Randy Craford bir basın toplantısı yaptılar. Grevler yayılıyor • ATİNA (Cumhuriyet) — Yunanistan'da hükümet ile anlaşmaya varamayan işçi ve memur sendikalannın tüm ülkede ilan ettikleri uyan grevleriyle ülkedeki yaşam felce uğruyor. İşçi sendikalan konfederasyonu GSEE ile devlet memurlan sendikası ADEDY'nin 24 ve 48'er saatlik genel grevlerine kaülma oranı %90'a yükseunis bulunuyor. Geçen perşembe günü ilan edilen ve kısmen süren genel grevlere ayrıca elektrik, su, telefon-telgraf işletmeleri, belediye otobüsü, metro ve troleybüsler, Olimpik Havayollan ile yolcu otobüsü ve demiryollan görevlilerinin yanı sıra banka memurlan da katıldı. Genel grevde devlet radyo ve TV spikerleri de yer aldı. Biıharlı tren turu • ANKARA (AA) — TCDD, Ankara'dan başlayarak îzmir'de sona erecek özel buharlı tren turu düzenledi. TCDD Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Likya Turizm tarafından 17-26 eylül tarihleri arasında organize edilen özel buharlı tren tunına, fngiliz turistler katılacak. Yetkililer, yann saat 08.00'de Ankara Gan'ndan başlayacak turda, Ankara- Kayseri-Sıvas-Malatya- Adana-Konya-Eğridir- Denizli-Selçuk-Izmir güzergâhının izleneceğini bildirdiler. özel buharh trende, bir lokomotif, bir furgon, bir pulman ve bir de yemekli vagonun yer alacağı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle