14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EYLÜL 1990 Butto'nun açıklamalan • KARAÇt(AA) — Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto, yeni hükümetin hakkında ileri sürdüğü "iktidarı kötüye kullanma" suçlamasını reddetti. Butto, "Bu tür suçlamalar, 24 ekim seçimlerine girmemi engellemeye yönelik sindiniK girişimlerden başka bir şey deŞl" dedi. Hakkındaki iddiaları, acıklı ve dayanaktan yoksun savlar olarak niteleyen eski Başbakan, "Meclisi fesheden ve özel mahkemeler kuran devlet başkanı, şimdi de hem yargtç hem savcı hem de celladı oynuyor" diye konuştu. TürkYıınan dostluk dernegi • Dış Haberler Servisi — Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği ve Yunan/Türk Dostluk Komitesi yetkilileri arasında geçen hafta sonunda Atina'da yapılan toplantıda iki organizasyonun, dostluğun geliştirilmesi yolunda yürüttükleri ortak çalışmalar yeniden gözden gecirildi, ulusal ve bölgesel kimi konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Her iki dernek yetkilileri, iki halk arasında barış ve dostluk duygulannın daha da güçlenmesi için her iki Ulkede ortak etkinlikler düzenlenmesini, çeşitli düzeylerde ortak toplantı ve temasların daha sık ve periyodik hale getirilmesini kararlastırdılar. Keşmir'de polis taradı: 22 ölü Hindistan sınır koruma görevlilerinin, Keşmirli aynlıkçı militanları taşıdığından kuşkulanılan patlayıcı yüklü bir otobüse ateş açmalan sonucu çıkan çatışmada, biri gilvenlik göreylisi 22 kişi öldü. Olaya ilişkin olarak bir açıklama yapan Sınır Güvenlik Güçleri Komutanı Ashok Patel, "dur* ihtarı üzerine otobusten ateş açıldığım ve çıkan çatışma sırasında araçta bulunan patlayıcılann infilak ettiğini kaydetti. Srinagar'ın 40 km kuzeyinde bulunan Phune köyü civannda meydana gelen olay sırasında 17 kişinin otobüste, 4 kişinin de kaçmaya çalışırken öldürüldüğu kaydedildi. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Özal ve Denktaş bugün bir araya gelerekATye Rum başvurusunu görüşecekler ÇankayadaKıbrıszirvesiAT Bakanlar Konseyi'nin 17 eylüldeki toplantısmda incelenmek üzere komisyona sevk edeceği Kıbns Rum başvurusu konusunda izlenecek politika, bugünkü görüşmede netlik kazanacak. ANKARA (Curahuriyet Biirosu) — Türkiye'nin Avrupa Topluluğu (AT) ve ABD ile ilişkilerini yakından etkilemeye devam eden Kıbns sorunundaki son geliş- meler Çankaya Köşkü'nde değerlendirile- cek. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile KKTC Cumhurbaskanı Raııf Denktaş ara- sındaki görüşmede, AT Bakanlar Konse- yi'nin 17 eylülde Kıbns Rum yönetimi baş- vurusu konusunda alacağı karar ve Özal'ın ABD ziyareti sırasında Kıbns konusunda dile getireceği görüsler ele alınacak. ABD yönetiminin Kıbns konusunda yeni uzlaş- ma önerileri ortaya atmasının beklenmesi ve AT Bakanlar Konseyi'nin Kıbns Rum başvurusunu incelemeyi kabul edecek ol- ması bugünkü Çankaya zirvesini önemli kılıyor. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'- ın Ankara'ya gelişi öncesinde, Kıbns so- runu konusundaki son değerlendirmeleri- ni Cumhuriyet'e aktaran Dışişleri Bakan- lığı yetkilileri, AT Bakanlar Konseyi'nin kararının etkisinle ABD'nin önerileri ara- sındaki kesişme noktasının "toplumlara- rası gönişmeler" olacağına dikkat çekti- ler. Yetkililer,bugünkü Denktaş-özal gö- rüşmesinde, Türkiye'nin AT ve ABD kar- şısında, Kıbns konusunda nasıl bir tuturn ahnacağmm netlik kazanacağını ifade edi- yorlar. Bu çerçevedeki değerlendirmeler şöyle özetlenebilir: 1. AT Bakanlar Konsevi'ne, on iki baş- kent diizeyinde "itst perdeden" tepki gös- terilecek. Bakanlar Konseyi'nin, 17 eylül- deki toplantısmda alacağı karar Kıbns Rum yönetiminin tam üyelik başvurusu- nu incelenmek üzere komisyona sevk et- mek doğrultusunda olacak. Bu Jcarar, Türkiye'nin yaptığı tüm karşı girişimlere rağmen alınacak ve bu konüdaki beklen- tilerine ters düşecek. Ancak Ankara, Ba- kanlar Konseyi'nin söz konusu karara bir •'uyan ootu" eklemesi yolundaki umudu- nu sürdürüyor. 2. Kıbns konusu tüm boyutlanyla ye- niden değerlendirilecek: Dışişleri Bakan- lığı yetkilileri, AT Bakanlar Konseyi'nin karara ekleyebileceği uyan notunun içeri- ğine göre 18 eylülden itibaren Kıbns ko- nusunun AT ve ABD ile ilişkiler bağlamın- da yeniden değerlendirileceğini belirtiyor- lar. Bu değerlendirmede, Kıbns Rum baş- vurasunun meşru sayılmasının BM Güven- lik Konseyi'nin 649 sayıh karanyla taban tabana zıt olduğu ve Kıbns sorununun bü- tün parametrelerini değiştirdiği görüşü ile hareket edilecek. 3. ABD'nin önerileriae "evet" deuM- yecek: AT Bakanlar Konseyi'nin karann- dan bir hafta sonra gerçekleşecek Bush- özal görüşmesinde, ABD yönetiminin Kıbns'tan asker çekilmesi önerisini yeni- lemesi ve toplumlar arası görüşmelerin ke- silmemesi için KKTC yönetimine baskı ya- pılmasını istemesi bekleniyor. Dışişleri Ba- kanlığı'ndaki egemen görüş ise özellikle Kıbns Rum başvunısunun incelemeye alın- dığı bir dönemde, bu önerüere "evet" den- meyeceği doğrultusunda. Sovyet lideri Yeltsiriin benimsediği radikal programı destekledi Gorbi,Riıkov'u terk ettiSSCB'nin parlamentosu Yüksek Sovyet'te dün ekonomik reformlar üzerine yapılan tartışmalarda Gorbaçov, Başbakan Rijkov'un ıbmlı ekonomik reform programım eleştirerek Boris Yeltsin'in benimsediği radikal programı destekledi. Yüksek Sovyet radikal reform programmı oy çokluğuyla kabul etti. Dış Haberier Servisi — SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, hükü- metle muhalefet arasında tartışma konusu olan ekonomik reform programı konusunda muhalefet- ten yana tavır aldı. Sovyetler Bir- liği'nin parlamentosu Yüksek Sovyet'in dün yapılan toplantısm- da konuşan Gorbaçov, hüküme- tin "Uımh" ekonomik programını benimsemediğini "Ydtsinci" ka- nadın radikal programını destek- lediğini söyledi. Gorbaçov'un Ni- kolay Rijkov hükümetine karşı tavır almasının üzerine Başbakan Rijkov'un istifa edebileceğine iliş- kin söylentilerin arttığı bildirili- yor. Sovyetler Birliği'nin aylardır tartışılan piyasa ekonomisine ge- çiş programı dün Moskova'da Başbakan Nikolay Rijkov'dan Batılı diplomatlara kadar herke- si şaşkmlığa uğratan bir dizi tar- tışmanın konusu olduktan sonra Yüksek Sovyet tarafından yine kabul edilmeden gündemin arka sıralarına atıldı. SSCB Parlamentosu'nda tartış- ma sürüp giderken ülkenin en bü- yük cumhuriyeti olan Rusya Fe- derasyonu'nun parlamentosu "Şatalin planı" adıyla bilinen hız- lı ekonomik Yeform paketini bü- yük çoğunlukla benimsedi. Sovyetler Birliği'nde piyasa ekonomisine geçiş sırasında izle- necek programı belirlemek üzere dün dörduncü dönem çalışmala- nna başlayan Yüksek Sovyet'te bir konuşma yapan Gorbaçov, iki karşıt programm uzlaştınlarak tek bir programm ortaya çıkarıl- masından yana olduğunu söyledi. "Tek bir ekonomik reform prog- KARŞIT KA1NATLAR — Başbakan Rijkov. ekonomide merkezi denetimin sünnesini savunorken, Gor baço> radikallerden yana tavır aldı. (Fotograf: Reuter) ramı oluşlurmak için calışmahyız. Çalışmalanmızda sonuca yaklaş- tık" diyen Gorbaçov, Stanislav Şatalin başkanlığında hazırlanan "radikal" reform programını ter- cih ettiğini açıkladı. Şatalin'in programınm Sovyetler Birliğİ'ni oluşturan cumhuriyetlerin goru- şünü yansıttığıru söyieyen Gorba- çov, programm "mali durumu, para dolaşımını, rnbleyi ve piya- sayı dengelemek" bakımından çok daha akılcı olduğunu savun- du. Gorbaçov görüşünü "açık söylemek gerekirse Şatalin'in programı beni çok daha fazla et- kfledi" sözleriyle dile getirdi. Gor- baçov, kabul edilen ekonomik programı bu hafta içinde büyük olasılıkla da bugün açıklayacağı- m söyledi. Sovyetler Birliği Başbakanı Ni- kolay Rijkov, Gorbaçov'un ko- nuşmasından birkaç saat önce parlamentoda yaptığı konuşma- da, iki ayrı programm uzlaştınl- ması için oluşturulan uzmanlar komisyonunda hâlâ bazı anlaş- mazlıklar bulunduğunu söyledi. Konuşmasında piyasa ekonomisi- ne hızlı geçişin büyük sakıncalar yaratabileceğini savunan muhafa- zakâr Başbakan Rijkov, "piyasa ekonomisine geçiste acele edilmesi dunununda, vaşam standartlann- da hızla düşiiş yaşanacağını ve cumhuriietlerde huzursuzluğun artacagım" söyledi. Sov>«üer Birliği'nde piyasa ekonomisine geçiş süreci için ha- zırlanan iki karşıt programdan "radikal" olanı, Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov'un da- mşmanlanndan Stanislav Şatalia2 in başkanlığındaki bir uzmanlar komisyonu tarafından hazırlandı. Sovyetler Birliği ekonomisinde köklü değişiklikler yapılmasmı ve piyasa ekonomisine acil geçişi ön- gören plan, Rusya Federasyonu1 nun Devlet Başkam Boris Yeltsin- in "500 gün planı" büyük paralel- lik taşıyor. Gorbaçov tarafından da desteklendiği bildirilen "radikaT program, yetkilerin ulu- sal kongreden alınarak 15 Sovyet cumhuriyetinin yerel yönetimleri- ne devredilmesini öngörüyor. Programa göre piyasa ekonomisi- ne geçiş konusundaki tüm yetki de yerel yönetimkre bırakümış olu- yor. Nikolay Rijkov hükümetinin hazırladığj"muhaıazaktr"ekono- mik programda ise merkezi plan- lamanın sürmesini ve kontrollü pi- yasa ekonomisine "yumuşak" ge- çişi savunuyor. Rijkov hükümeti- nin hazırladığı reform programı, geçen ilkbahar aykuında Yüksek Sovyet'e sunulmu*. ancak redde- dilerek yeniden gözden geçirilmek üzere hükümete iade edilmişti. Başkan Gorbaçov'un iki karşıt programın uzaklaştınlarak Yük- sek Sovyet'e sunulması konusun- da ısrarlı bir tutum izlediği bildi- rilirken Rusya Federasyonu Baş- kanı Boris Yeltsin, uzlaştırma ça- balannın anlamsız olduğunu sa- vunarak giriştmleri "kirpiyle yıfaı- nı çinieştinneye çabşmak" şeklin- de nitelendiriyor. Başbakan Rij- kov'un ise kendi "mnhafazakar reform" plamndan ödün verme- meye çalıştığı gözleniyor. Yüksek Sovyet'in dün yapılan toplantısın- dan önce yapılan komisyon çalış- malannda, radikal programın ağır basması halinde, Başbakan Rij- kov'un bu programı parlamento- ya sunmayı reddedebileceği ve bu görevi Başkan Gorbaçov'un üst- lenebileceği öne sürülmüştü. TURSEM'İN REHBERÜ6İNBE L0NDRA.,CKF0W), CAMBKDGE BOURKEM0UTH,B1UQHTOK HASnKGS^CETERCHESi DE SEÇKİN ÖILOKUOAIUHDIkVAZKI& XADA BUTÜN VILİNÛİÜZCE Ö6HCNİH 12TAKSİTTE Öb KOLAYUtt DEVAM EDİYOfc/ y R t S KUBIAR •TİCMtİ İN6İUZCE • TURIZM İN6IÜZCESİ •BANKACIUKIN6IL1ZCESİ •5INAV WJRSLARI: Cambridge •ÎVst Cerbficate, Pnofıcıtncy, •TOEFLARElf(Sdz^ü) İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ Cumhurıyet Cad 173/4-8 Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı Tel 148 3977-148 79 43-1482849 Fax 13297 29. Tlx 27498 tusmtr ÇOK 0NEMU GÜZEL SANATLAR KIŞ KURSLARI Eğitim Garantilidir. GERÇEK HOCALARLA SÛPER PRATİK EĞİTİM T.C. Milli Eğıtım Bakanlığı RÖNESANŞ SANATEVİ CADDEB0STM 368 00 88 NOT: %95 fierçek Başan Olanaklarla dolu bir dünyaya açılın. • Bütçenıze, zamarunıza, öğrerura ve dil düzeyinize uygun Genel İngflizce Knrslan, • Uluslararası TOEFL, FCE ve MEB sınavlarma . hazırlanma olanağı, • Yetişkinlere Ticaıet-Tıp-Çeviri İngilizcesi •Ogrencüerden dileyenlere okul İngüizce derslerini destekleyici progranüar • Kayıt olun, avantaimızı değerlendirin. KIBRIS PLANI Cueüar: Göruşmeler derhal başlasın BM Genel Sekreteri Kıbnslı tarafları 'bir an önce eylem planı üzerinde çalışmaya başlamaya' çağırdı. Cuellar, planın gecikmeden uygulanmasını istiyor. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — BİTİeşmiş Mil- letler Genel Sekreteri Perez de CB- ellar'ın basın sözcüsü dön BM'de yaptığı bir açıklamada, Cuellar'- ın Kıbnslı tarafları "bir an öoce eylem planı üzerinde çaiışjıaya başlamay» çagırdıgını" söyledi. Basm Sözcüsü, Genel Sekreter Cuellar'a yönetilen ve Rum tara- fının Avrupa Topluluğu'na üye- lik başvurusu konusunda BM'nin görüşünü belirtmesini isteyen bir soruyu cevaplandınrken genel sekreterin Kıbrıs'taki durumdan endişeli olduğunu ifade etti. Sözcü açıklamasında iki liderin ortaya çıkarması gereken bütttn- lük anlaşmasının bütün konulan kapsaması gerektiğini vurguladı ve "Kıbns'ın Avrupa Topluluğu'- na üyeligi de bu bağlamda tartı- şılacaktır" dedi. Sözcü açıklama- ya şoyle devam etti. "BM Gene) Sekreteri son bir kaç ay içindeki gelişmeler nede- niyle giderek kötuleyen ortam ve pazarlık sürecindeki takanıkltktan ötürii son derece endişelidir. Bu egilim değişmelidir. Bu nedenle eylem planının daha fazla gecik- meye meydan verilmeden uygu- lanmaya konmasının mümkiin olacağını uramaktadır." Cuellar'ın eylem planı son ra- porunda ifade ettiği gibi tarafla- n önce ayn ayn anlaşma başlık- ları ve bir taslak anlaşma planı üzerinde BM genel sekreterligi gö- revlileri görüşmeye çağırıyor. Böyle bir metin oluşturulduktan sonra Cuellar iki lideri New York'a davet ederek birlikte bir anlaşma metni hazırlamayı isti- yor. Ancak Türk tarafı Rum ta- rafının Avrupa Topluluğu'na üyelik başvurusundan sonra, Av- rupa Topluluğu'nun cevabı belli oluncaya değin hiçbir görüşmeye niyetli olmadığını ifade etmişti. LlBERYA Isyancılar kapışü Dış Haberier Servisi — Liber- ya Devlet Başkanı Samuel Doe'- nun öldürülmesi, bu Batı Afrika ülkesindeki kanşıklıklan çözme- ye yetmiyor. Geçen arahk ayından bu yana Doe'ya karşı mücadele veren diğer asi lider Charies Tay- lor'ın dün yaptığı açıklamalar iç- savaşın süreceğine işaret.ediyor. BBC'nin Liberya muhabiri Eliza- beth Btndt'ın bildirdiğine göre Sa- muel Doe'nun bacağından aldığı yaralar sonucu mu yoksa asi lider Prens Johnson'un askerleri tara- fından mı öldürüldüp henüz sap- tanmış değil. Reuter'in, Blunt'a dayanarak verdiği haberde, Tay- lor'un sözcüsünün Johnson'a 'teslim ol' çağnsında bulundugu bildirildi. Liberya Devlet Başkanı'mn ül- kede sağlık hizmetleri bulunma- dığı için bacağından aldığı yara- lar sonucu ölmüş olabileceği ileri sürülüyor. Ancak pazar günü zi- yaret ettiği başkent Monravia'da- ki Batı Afrika Banş Gücü karar- gâhında yakalandığı Prens JOhn- son'a baglı guvlcıce uc oıuuıul- müş olabileceği bdirtiliyor. Başkentin belirli bir bölümünü kontrolünde tutan ve daha önce Doe'nun ordusunda yer alan Prens Johnson'un geçkn hükümet kumlana kadar kendisinin baş- kanlık görevini üstlendiğini açık- lamasına diğer asi lider Taylor tepki gösterdi. Gelen haberlere göre Taylor Johnson'ın derhal teslim olmasını istedi. Liberya Ulusal Vatansever Cephesi lideri Taylor'ın bir sözcüsü, ülkenin yüzde 99'un kendi kontrolleri al- tında olduğunu ve başkenti elle- rine geçirene kadar savaşacakla- nnı açıkladı. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Onuncu Yıl Bu akşam toplanacaklarmış Lydia Oteli'nde. Geçmişte biri, beşliyi. bir sürahı dört bardağa benzetmişti. Hepsi aynı tepsi- nin üstünde, hepsı bir. Benziyorlar mıydı dört bardak bir sürahiye bilemem. Bu gece içlerinden biri, Jandarma Genel Komutanı olanı, Se- dat Celasun bulunmayacak. 12 Eylül'ün onuncu yılını kutlayacaklar; Kenan Evren, Nuret- tin Ersin, Nejat Tümer, Tahsin Şahinkaya. Acaba neyi kutladıklarının bilincındeler mi? Sanmıyorum. Aralannda, 12 Eylül'den önce başlayıp, o dönemde artarak zenginleşmiş olanlar varsa, hiç değilse onlar biliyoriardır neyi kutlamakta olduklarını. Aralannda öylesi ya da öyfeleri olduğu söylenirdi. Gûnahı ve- bali söyleyenin boynuna. Ama Kenan Evren, 12 Eylül'ün simgesi Kenan Paşa için hiç böyle söylenti çıkmadı. Dikkatli, özenli, ayağını yorganına göre uzatan, para işlerine bulaşmamaya çalışıp yolsuztuğu olmayan bir adamdı Kenan Evren. Bir zamanlar Osman KöksaJ'a yazdığı bir mektuptan anlaşıl- dığına göre Kenan Evren, tam ununu eleyip eleğini asmaya ça- lıştığı bir sırada rastlantıların itisiyle, merdivenin basamaklannı tırmanıp önce Genelkurmay Başkanlığı'na ulaşmış. sonra da 12 Eylül'ün önderi olmuş bir kişi. Kenan Evren 12 Eylül'ün simgesidir artık; tarih de onu öyle anacak. Kimi zaman köşesıne çekilmeye hazırlanan adamların başı- na konuyor devlet kuşu. Tarih onlara güçlerini, yeteneklerini aşan misyonlar yüklüyor ve onlar da rastlantıların dalgaları ara- sında çalkalanıp duruyorlar. Taa her şey durulup olaylar geri- de kalıp, çok önceden köşesine çekilmesi gereken kişi, oraya gidene kadar. Kenan Paşa'nın konuşmalan çıkıyor gazetelerde. Sorulara ver- diği ve de vermediğı yanıtlara bakın. İşte o zaman anlarsınız Kenan Evren'in 12 Eylül'ün simgesi olma durumuna nasıl rast- lantıların dürtüsüyle geldiğini. Bir zamanlar Kenan Evren'i neredeyse kahraman yapmışlardı Silahlar ortaya çıkınca boy gösteren toplumsal histeri durulup olaylar normal seyrine dönünce ve kişiliği ile hiç de oraya aday olacak yapıda olmadığı halde sandalyeye oturmuş olan dikta- törün yaldızlan dökülünce, gerçekler daha sogukkanlı irdelen- meye koyuldu. Böylece, bir zamanlar onu Pinochet'ye benzetenler bile; ağ- zında bakla ıslanmayan, fısıltı gazetesini televizyonlardan yine- leyen, her halka seslenişinde bir dedikoduya yer veren, bir ara kılık kıyafetiyle Atatürk'e benzemeye çalışan, eline onunki gibi bir baston alıp başına onunki gibi bir kasket geçiren (oysa önemli olan kafanın üstûndeki kasket değil, içindeki beynin kapasite- sidır) Kenan Evren e haksızlık ettiklerıni anladılar. Gerçi Kenan Evren'di, televizyonlardan "Asmayalım da bes- leyelim mi" dıyerek karizmasını değilse bile kerizmasını ortaya koyarak mahalle kahvesindeki kerizlerin söylediklerini kürsüden yineleyen, gerçi Kenan Evren'di ona buna televizyondan "Kansızlar" diye bağırıp yeryüzünde anemi tanısı koyan ilk or- general ve genelkurmay başkanı sıfatını kazanan. Ama bütün bunlaryine de onun Pinochet'ye benzetilmesini haklı kılmıyor- du. Kenan Evren Pinochet kadar kan içiçi değifdi. O, kendi ha- linde bir adamın başına konan devlet kuşunun şaşkınlığı içinde ne yapacağını şaşırmış, dışı güçlü görüntü veren biriydi sade- ce. Bu gözlemler, bize 12 Eylül'ün, Türkiye Cumhuriyeti tarihi- nin en karanlık dönemı olduğu gerçeğini unutturamaz kuşku- suz. Cumhuriyet Devrimi'nin bütün büyük kazanımlarının Ke- nan Evren yönetimi tarafından baltalandığını, bugün hâlâ için- de bulunduğumuz çıkmazların sorumlusunun Kenan Evren ol- duğu gerçeğini de yadsıyamayız. Yine yadsıyamayız ki, Kenan Paşa'nın laikliğe indırdiği darbeleri, şeriatçılara sağladığı avan- tajları, ondan pnceki dönemde Erbakan değil gerçekleştirrnekK düşleyemezdî bile. ' Belki de bu yüzdendir ki bugün İzmir'de 12 Eylül'ün 10.,ynX dolayısıyla bir panel düzenleyen Konak Belediyesi, Kenan Ev- ren e de bir mektup gönderip "gel de neden yaptığını anlat" demeyi düşünmüştü. Kendilerine, böyle bir mektubun yanlış adrese gönderilmiş ola- cağını söyledim. Gerçekten de Kenan Evren 12 Eylül'ün simgesi, diktatörüdür. Ama adamın hakkını yemeyelim, 12 Eylül büyük bir planın ürünüydü. 12 Eyiül'ün Türkiye'de gerçekleştirdikleri, Kenan Ev- ren'in yapısını, kafa çapını, hatta düş gücünü bile aşardı. Kenan Paşa 12 Eylül'ün hem simgesi hem diktatörüydü, hem de gerçek planlayıcılarının bir aracı Nitekim işi bitince köşesi- ne gönderiliverdi. Şili diktatörünün kanlıltğı ile hiçbir zaman kıyaslayamayaca- ğımız Kenan Evren'in belki de Pinochet ile tek benzeştıği nok- ta her ikisinin de, bu büyük kanlı ve kırli filmin başoyuncuları olmalarına karşın, düzenleyicileri ve sahneye koyucuları olma- malarıydı. 12 Eylül'ün 10. yılında Marmaris'teki yemekli toplantıda Ke- nan Evren bu gerçeği kavramış mıdır dersiniz? Hiç sanmam. Eğer bu gerçeği böylesine kavrayacak çapta olsaydı Kenan Paşa, hiç oyunda böylesine bilinçsizce oynar mıy- dı? '2+4' sonuç belgesi imzalanıyor Alman birliğinde son donemeç Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyet- ler Birliği ve Polonya'ya verilmiş olan eski Alman topraklan üze- rinde hak talep etmeyeceğini ta- ahhüt etmiş oldu. Fakat Polon- ya sınınmn bir anlaşmayla res- men tanınması, Alman birliğin- den sonra kurulacak birleşik par- lamentoya havale edildi. — Askeri itüf ak sorunu: Bir- leştiği 3 ekimde kayıtsu şartsız egemenliğine kavuşacak olan Al- manya, hangi ittifaka gireceğine kendisi karar verecek. Yani SSCB, Almanya'nın NATO üye- liğini kabul etti. Fakat Demokra- tik Almanya'daki 380 bin Sovyet askeri, birleşmeden sonra hemen değil, 3-4 yıl zarfında geri çeki- lecek. Bu süre içinde NATO bir- likleri ve silahlan bu topraklar- da üstlenmeyecek, tatbikat yap- mayacak. Batı BeTlin'deki 12 bin askerlik Amerikan, lngiliz ve Fransız işgal kuvvetleri, Sovyet askerleri Doğu Almanya'dan çe- kilene değin Batı Berlin'de kala- cak. Birleşik Alman ordusu 370 bin kişiye indiriliyor. Almanya, "ABC silahlan" olarak tanımla- nan nükleer, biyolojik ve kimya- sal silahlan üretmeyecek, bulun- dunnayacak ve kullanmayacak. — Birfc*menİD maliyeti: Mos- kova'nın Demokratik Almanya- yı, yani tkinci Dünya Savaşı'ndan kendi payına düsen topraklan Batı'ya 'hediye ettiğini' düşün- mek yanlış olur. DtLEk ZAPTÇIOCLU BERÜN — Bugün, Alman- ya'mn birleşmesi sürecinde 'tari- hi önem' taştyan günlerden biri. tkinci Dünya Savaşı'nın galibi dört müttefikin dışişleri bakan- lan bugün Moskova'da Alman birliğim perçinliyor. ABD, Sov- yetler Birliği, Ingiltere ve Fransa 1 nın Moskova'da bugün imzalaya- caklan sonuç belgesi ile '2 artı 4' görüşmeleri sona eriyor. "2 artı 4"ün, yani iki Alman devletiyle dört müttefikin imza- layacağı belge, Federal-Alman Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Geascber tarafından 1-2 ekimde New York'ta toplanacak olan 'Avrupa Güvenlik ve lşbiıiigi Konferansı'nda (AGtK) okuna- cak. 35 ülkenin, bu arada Türki- ye'nin de yer aldığı AGİK, son merci olarak '2 artı 4'ün önerisi- ni oylayarak kabul edecek. Ve bundan bir gün sonra, 3 Ekim 1990'da Almanya tekrar bir- leşecek. Alman birliğinin dış koşullan, hatuianacağı gibi '2 artı 4'ün ana konusunu oluşturuyordu. Bugün Moskova'da imzalanacak olan belgeye yine de '2 artı 4'ün başa- nsından ziyade, Federal Alman Başbakanı Helmnt Kohl'ün, SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'la 16 haziranda Moskova bu- luşmasında vardığı uzlaşmarun sonucu olarak bakmak daha doğru. Sovyetler Birliği, bırleşmeye karşıhk olarak, Almanya'dan so- mut vaatler aldı. Bunlar kısaca şöyle özetlenebilir: — Polonya sının: İki Alman parlamentosu, 21 haziranda Oder ve Niesse nehirlerinı değişmez Polonya sının olarak kabul etti- ler. Böylece Almanya, lkinci Asker çekme 7.6 mflyar Bu arada Federal Almanya Maliye Bakanı Theo VVaigel dün bir açıklama yaparak ülkesinin SSCB'ye Demokratik Almanya'- daki 370 bin askerini geri çekme- si için 7.6 milyar dolar tutann- da yardım yapacağını dogruladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle