Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 EYLÜL 1990
Teknik Üniversite
Kökenli Politikacılar!
Teknokrat polıtıkacılarımızın bılımsel düşunuşten nasıplerını almamış
olmalarına şaşmamalı. Bilimin yalnız "tenekecilık" yonuvle ılgılenmış,
dolayısıyla onun kultür ha>atındakı gerçek yerını anlayamamış bır
teknokratınteokrasıyeheves etmesını de fazlayadırgamamalı. Nıtekim,
teokrasi demokrasıyle bağdaşamaz, amateknokrasıylepekâlâ
bağdaşabılır.
Doç. Dr. HÜSEYİN BATUHAN
Son otuz yıldır Turkı>e'nın kulturel kadennı
behrleyenlennbaşında.Demırel Ozal ve Dın-
çerler gıbı '"mıllıyetçı-mukaddesatçı" politikacı-
lar gelıyor Bunlann. Turk toplumunu Ata-
turk'ün yön verdığı "laık" çızgıden uzaklaştı-
np tekrar "dındarlaştırma" heves ve gayretı ıçın-
de olduklannı hepımız bılıyoruz Aralannda Er-
bakan gıbı, elıne fırsat geçse, Humeynı ozentısı
bır "şenat duzenı" getırmekten çekınmeyecek
olan eskı bır unıversıte profesöru de var Sayın
Özal bır ara bu zatın kurduğu ve memleketı "dm
yoluyla kurtarma" amacına yonelık VIilli Selâ-
met Partisi'nden mılletvekılı seçılmeyı denemış
başaramamıştı Ama sonunda başbakan. hattâ
cumhurbaşkanıolmayı başardı ya sızona bakın'
Bilim kültürü almamışlar
Andığımız bu dort polıtıkacı da teknik unı-
versıte kokeniı Kafalan matematığe >atkın ve
sıkı bır fen eğıtımı görmüş olan bu yeteneklı ın-
sanlar, nasıl oluyor da dıne dayah bır yaşama bı-
çımının özlemı ıçınde olabılıyorlar'' Ustelık bır
kısmı Atatürk donemınde yetışmış olan bu kışıle-
nn, Batı uygarlığının doğal bır ürunu olan laık
toplum ıdealını benımsemelen Atatürk'ün
"Hayatta tek gerçek yol göstencı bılımdır, fen-
dır" sözunden azda olsa esınlenmışolmalan bek-
lenırdı, değıl mP O>sa ne goru>oruz Kur"an
kurslannın çığ gıbı çoğalması, Imam Hatıp okul-
lannın durmadan artması okullara zorunlu dın
derslerının konması, devletın butun kadrolarına
'dıncı dıye bılınen kışılenn doldurulması fen
lıselennın başına bıle yer yer ımam-hatıp çıkışlı
kımselenn getınlmesı hep bunların ıktıdar do-
nemlenndeoluyor BugunTurkıveBatılıulkelerı
bıle kaygılandıran bır ' ırtıca" tehlıkesı>le karşı
karşıya ıse, bunun baş sorumlulan hıç şüphesız
saydığımız bu polıtıkacılardır Insan. Humeynı
gıbı bır mollanm teokratik bır yönetıme onayak
olmasını anlıyor da hepsı yukst jğrenım gor-
muş boyle zekı ınsanlannaynıturbırdûzenehe-
veslenmesıne akıl erdırmekteguçlukçekıyor
Içınde yaşadığımız uzay çağında ancak cahıl
ınsanlarda hoşgorulebılecek bır tutumla. dınden
medet uman bu kışıler, yoksa dınde (kendı de-
yımlerıyle) "çarpık ıdeolojıler' e karşı bır panze-
hır mı olduğunu sanıyorlar'' Her turlu toplumsal
sorunun en olumlu bıçımde >ıne bılimsel von-
temlerle çozulebıleceğını. doİayısıvla yenı yetı-
şenlenn kafalannı, ıster dinsel ıster politik olsun,
hertürlü dogmadan arıtmak, bunun ıçındeonla-
ra bılımsel duşunuş alışkanlıklan kazandırmak
gerektığını dogmatik duşunuşle bilimsel duşünu-
şun a>nı kdfada bırarada yaşayamayacağını na-
sıl algılayamıyorlar
1
Yok^a kendılen de bılımsel
düşunuşten bıraz olsun nasıplennı almamışlar
mı'
7
Korkanm oyle Gerçı hepsı fen eğıtımı gor-
muşler. ama bılımın sadece (Cahıt Arrın ku-
lakları çınlasın
1
) "tenekecilık ' yonunu oğren-
mışler. o kadar Başka bır deyışle, fen bılgılerı
edınmışler ama bilim kultürualamamışlar
Tenekedler
Ne yazık kı, bızde butun eğıtım sıstemı, baş-
kalannın uretmış olduğu hazırlop bılgılerı belkt-
me temelı uzerıne kurulu olduğu gıbı. fen eğıtı-
mınde de ışın daha çok ışlem yapma y onüne ağır-
lık venlıyor. vanı ögrencılere bazı formuller bel-
letılıp problem çozmede bunlan nasıl kullana-
cakları oğretılıyor (Orneğın matematıkte her
turlu ışlem oğretılır, ama bır teoremı ıspatlama-
nın nasıl bır şey olduğu oğretılmez Fızık ve
kımyaderslerındededurumpek farklı değıldır
laboratuvar çalışmaları bıle daha önce bulun-
muş bılgılerı tekrarlama ve uygulamaya yonelık-
tır.yenı doğnılar araştırmaya değıl )
Ancak ışlemlerı oğrenmekle (yam "tenekecı-
lık"le) bılım yapılamayacağı meydandadır zıra
bunun ıçın bılgı uretme ışıne doğrudan doğruya
katılmakşarttır Busüreçdeöncesorusormakla
başlar. çunku kafasında soru olma>an bır ınsa-
nınaraştırma ışınegırmesıduşunulemez Surecın
ıkıncı aşaması tahmınlerde bulunma, vanı hipo-
tez vd da teori kurmaaşamasıdır En sonunda da
denetleme aşaması gelır Bütun bunlan iş başında
(hıç değılse kuçuk çapta) ögrencılere oğretmek
gerek Bu arada bazı teorılerın bugune kadar ge-
çırmış olduklan aşamaları (hıç değılse ana çızgı-
lerıyle) belırtmek (felsefe ve bilim tarihi) doğru
vu bulabılmek ıçın araştırıcıların başvurdukları
çeşıtlı vontemlerı canlı örnekler uzerınde sergıle-
mek (mantık ve metodoloji) sonra herhangı bır
bılımsel ıddıanın (yanı teonnın = kuramın)
"bılgı sıfatını kazanabılmesı ıçın hangı koşulla-
nn gerçekleşmış olması gerektığını oğrencılerle
bırlıkte tartışmak (bilgi teorisi) gerekır Ovsa ne
lıselenmızde (Fen lıselerı de dahıl). ne unıversıte-
lenmızde boyle bır uygulamaya rastlayabılıyo-
ruz Gerek ders kıtaplannın yazılış bıçımı gerek
öğretmenlerın ders verme tarzı hep başkalarının
uretmış olduğu bılgılerı en kuru bıçımıyle ve her
turlu tarıhsel -bıyografik bağlamdan kopmuş
olarak ögrencılere belletmeye >onelık Dolayı-
sıyla, bızde oğrenme bırezberleme surecı olmak-
tan bırturlü kurtuiamıyor'
Teknik unıversıteler daha çok uygulamaya (ya-
nıteknolojıye)yönelık olduğu ıçın, buralardaye-
tışenlenn çoğu bılgıyı teknolojı ıçın gereklı bır
araç olarak gorme eğılımındedırler. dolayısıyla
salt bilme içın bilme onları pek fazla ılgılendırme-
yebılır Helebılımienn tarıhselgelışmelerı tartış-
mdlı yonlerı felsefl ve metedolojik problem-
lerı onları hıç mı hıç ılgılendırmeyebılır Bu
nedenle, yukanda adı geçen teknokrat
polıtıkacılanmızın bılımsel düşunuşten
nasıplennı almamış olmalanna şaşmamalı
Bılımın yalnız "tenekecilık" yonuyle ılgılenmış.
dolayısıyla onun kultür havatındakı gerçek
yennı anlayamamış bır teknokratın teokrasıye
hev es etmesını de fazla y adırgamamalı Nıtekim
teokrasi demokrasıyle bağdaşamaz, ama
teknokrasıyle pekâlâ bağdaşabılır, zıra demok-
rası bılımsel duşunuşun teknokrası ıse teneke-
cılık ' olarak anlaşılan bılımın urünudûr
Kara kaplı kitap!
V alnız teknik unıversıtelenmız değıl. ne yazık
kı butun egıtım sıstemımız bılımın bu yonunu
öne çıkarmaktd dolayısıyla bızde öğrerme süre-
cı. ders kıtaplannın yazdıklarını ve oğretmenın
anlattıklarını belletme bıçımınde gerçekleşmek-
tedır Boyle olunca. oğrencılerde bellemek zo-
runda olduklan bılgılenntartışılmazdoğnılar ol-
duğu ızlenımı uyandırılmakta, dolayısıyla
bunlara tartışmasız inanmaları ıstenmektedır
(Askerlıkte her emre boyun eğme nasıl zorunluy-
sd, okulda oğretmenın soyledıklennı doğru dıve
belleme de zorunludur aksı halde sınıfta kalma
tehlıkesı vdrdır ) Bu bakımdan bızdekı bilim eğı-
tımı din eğıtımınden pek farklı değıldır Bırınde
boca efendi Kur an da bovle yazıyor
1
' ya da
"Peygamber efendımız boyle buyurmuşlar
1
'
der. ötekınde öğretmen bey "Kıtapta boyle yazı-
yor'"yada "Nevvton ovledemış
1
der Goruldu-
ğü gıbı değışen sadece ıçenktır yaklaşım değıl,
felsefe sosyolojı.psıkolojı tarıhv b kulturders-
lerındebıleaynı tutumegemen Işesorularla baş-
layıp oğrencılenn kendı başlanna bu soruları
çozmeyeçalışmaları >ureklendırılecekyerde on-
lara hazırlop yanıtlar belletılm=kte bu yanıtla-
nn doğru olup olmadıkları araştınlmamakta,
dolavısıyla tartışmaya ve eleştırıve ver venlme-
mektedır Her şeyın ama her şeyın "tartışmalı"
olduğu felsefenın bıle bızde başkalarının dedıkle-
nnı belletme (Turkçesı Ezberletme') konusu ol-
duğunubılıyor muydunuz
9
Sonuç
Işte boyle bır eğıtım anlavışı ıçınde yetışmış
olan teknik unıversıte kokeniı polıtıkacılanmız-
dan bırkısmının okullarda bilim eğıtımıyanında
din eğıtımı de verılebıleceğıne, hattâ venlmesı ge-
rektiğine ınanmalannın nedenı şımdı bıraz ay-
dınlanırgıbıoldu sanınm Buyuk olasıhkladın-
dar bır aıle çevresinde yetışmış olan bu kışılere,
eğıtımlen boyunca aldıklan fen derslerı de bılım
kulturu verememışiır Ustehk mesleklerı gereğı,
bılımı.ınsanoğlunun salt ıçındeyaşadığıdünyayı
anlamak ıçın gınştığı bır duşunme ve araştırma
serüvenı olarak değıl bu dunyayı ısteklerı doğ-
rultusunda değiştirmek ıçın gereklı teknolojıyı
uretme aracı olarak görme ve değerlendırme eğı-
lımındedırler Ancak bunlara gore bılımsel tek-
nolojı maddı refahımızı sağlasa bıle butun top-
lumsal sorunlarımızı çozmeye yetmez Bunun
ıçın bır tur "maneti teknolojiye" gereksınım var-
dır ve bunu da olsa olsa' dın kulturu ve ahlak bıl-
gısı' sağlayabılır Bılımsel teknolojıyle manevı
teknolojıyı bırleştırdık mı. "ıkı cıhanda mutlu"
olmayıgarantıledıkdemektır Buna gore bıryan-
dan bılımın tdrtışılmaz doğrulannı, ote yandan
dadınımtzıntartışılmazdoğrularınıbellemelıyız
Soru sormamah, tartışmamalı eleştın ve şuphe-
ye yer vermemelıyız, yoksa "çarpık ıdeolojılere'
tutsak olmaktan kurtulamayız
Şımdı neden radyo ve televızyonlanmızdd ne-
redeyse her gun dinsel ve ahlaksal soyleşıler ya-
pıldığını buna karşılık neden bılımsel konuşma
v e tarlışmalara hemen hemen hıç yer venlmedığı-
nı daha ıvı anlıyor olmalısınız Rejımımızın adı
sozde "demokrası ama bence buna daha uy-
gun bır ad gerek "Teokratik bır teknokrası'ye
ne buyrulur
1
Yoksa "Teknokratık bır teokrasi"
mı daha uy gun° Seçım sızın'
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Güney Kuzeye Karşı...
"Nouvel Observateur" dergısınde islamolog Bruno Etıen-
ne yazıyor
"Kuzey-Güney çatışması başladı Fransa ıle ABD'nın bu
çatışmada onurlu bır yer aldıklan soylenemez JımmyCar-
ter'ın Ulusal Guvenlık Konseyı Başkanı Zbıgnıev Brzezınskı
'Lıberatıon'da ABD'nın Ortadoğu'ya gosterdığı ılgının pet-
rolü kontrol altınaalmasıolduğunuyazdı Gerısı boş laf* Dan-
zıg ıçınolecektık, amaKuveytıçınolmeyehıç nıyetımyok Bu-
gun Fransa'nın petrolü on yıl oncesıne gore ıkı kez daha ucuz
aldığını bılıyor muyuz'' 1980'de dolar 10 franktı, bugün 5
frank Bırvarılı30 dolaraalsakyınedekazançlıyız Nasılolur
daFransaıJünyayalslamcıhareketıparagücüyleyayanSuu-
dı Arabıstan a karsı gereksız bıryakınhkduyabılır'' Nasıl olur
daBatı ıkı gun ıçınde 180dereceyondeğıştırebılır
/
'Saddam
bırdenbıreHıtleroluverdı DoğudakıçokuntuveHumeynı'nın
olmesıbırboşluk yarattı Irak Baskanı nda buyuk seytanye-
rıne konulmak ıçın butun nıtelıkler var Bu boşluğu o dol-
duruyor Saddam bır zorbadır ama Hıtler değıldır Batı ge-
ncı monarşıler arasında toprakları dağıttığını en asağılık
dıktatorlere destek verdığını nasıl unutabılır' Iran-lrak sava-
şıbızımdesavaşımız gıbı değıl mıydı?Saddam ınşıılıkeyle-
mını durduracağı umulmuştu Şımdı de bırtakım hanedanlar
desteklenıyor Ama Arap halkları Emırlere soruyor "Petrol
gelırlerını vekutsalyerlerdengelenparaları neyaptınız
9
"
Yazar Max Gallo da, ABD nın tıpkı Israıl gıbı ulusal çıkar-
lara bağlı bır polıtıka guttuğunu soylüyor
1
"Islam dunyasında
mılyorlarcaışsız hıçbırhakkasahıpolmayan yeterıncebes-
lenmeyen ınsan var çatışmanm temelındekı sorun budur
Bır savaş başlayınca ne denlı yaygınlaşır ve nasıl sona erer,
bunu bılmekmümkün değıldır" dıyorveşunlarıeklıyor "Sa-
vaşın kesm bır barbarlık olduğunu ve başka bıçımlerde su-
rüpgıdeceğmı görmemek ıçın korolrnak gerekır
Başka bır yazar, GıllesPerrault ıse" Saddam lasavaşmak
ıçın pek çok neden var Ama bu Kuzey le Guney'ın ılk savaşı
Sonuçları onceden hesaplanamayacak kadar buyuk olacak-
tır Arapyığınlarında Batı düşmanlığınıyaratacaktır Fransa
bu seruvende Araplann kendısıne karşı duyduğu son sempa-
tıyı de yıtırecektır Perrault, emırlıklerın sahıp olduğu zen-
gınlıklerın butun Arap halkına aıtolduğunu, ama bundan ya-
rarlanamadıklarını soylüyor akla yakın tek çozumun Kuveyt
sorunu ıle bırlıkte Fılıstın ve Lubnan sorunlarının da ele alın-
masıolduğunubıldırenFransızyazarı "Hıçbırzaman Israıl'e
ambargo uygulanmadı israıl herşeyı yapabıldı, çocukları bı-
le öldurdu BırleşmışMılletler bunlara bırşeydemedı Buhı-
lelıbıroyundur Araplanngözundeıkıölçüvar Batılılarfazla
haksızlık yapmışlardır Amerıkalılar, orta ve yakın doğu so-
runlarını ıncelıkle kavrayamamışlardır Savaşı Batı kazana-
bılır, ama bunun sonuçlarının ne olacağını önceden görmek
olanakdışıdır"
Kuzey ıle Guney'ın bır savaşta karşı karşıya gelmelerM
Geçmış yıllarda savas tehlıkesı dunyamızın kuzey bolumun-
deydı Buyüksavaşlardahepbubölumdeyaşandı Ilk kez ku-
zey ülkelerı, yam her bakımdan gelışmış, zengınleşmış ulke-
lerıle guneyın yoksul ulkelen karsı karşıya gelıyorlar Irak,
Guney'ın onculuğünu yapmakta Suudı Arabıstan ve Mısır
Kuzey'ın yanında yer almış görünuyor Bunu, özel çıkarları-
nıkorumakıçınyapıyorlar Ama Mısır ve Suudı halkıaynıkanı
da mıdır' Bır gun butun Arap halklarının yabancılara, Batılı-
lara karşı bırleşıp dırenışe geçmelerı gerçekleşmeyecek mı-
dır
1
?
Irak'ı her açıdan destekleyen sılah satarak, zehırlı gaz
fabnkaları kurdurarak, fuzeler yaptırtarak bugunkü duruma
getırenler kımlerdır? Batının sanayıleşmış tuccar ulkelen
Güneyden böylesıne sert bır çıkış onları once şaşırttı sonra
öfkelendırdı Alışmışlar Guneyı kolaylıkla kandırmaya, son-
ra da somürmeye
1
Bır Nasır çıkıyor, derken başka bırı, bır
Saddam Batıdan elde ettığı sılahlarla guçlenıp onlara kafa
tutuyor O zaman Kuzeylıler bır araya gelıp çıkarlarını koru-
mak savaşı vermeye kalkışıyorlar
1
Fransız yazarlarının da
anlatmakıstedıklerıbu
Ya Turkıye'nın bu Güney-Kuzey çatışmasında yerı ne' Ne
güneyın ne kuzeyın yanında olmak Tam bağımsız bır ulke
olarak kışılığını korumak, kımsenın çıkarlarına araç halıne
gırmemek Atatürk'ün polıtıkasını surdurmeye çalışmak
Ayrıca da yeryüzu yuvarlağımn guneyınde yer aldığını, Batı
uygarlığının bır parçası olmak ıstedığı, kendını bu uygarlığın
ılkelerıne uydurmak çabasında olduğu halde Guney'de yer
aldığını daunutmamak
Turkıye coğrafya olarak Güneydedır Bunun bılıncınde ol-
malı kendısıne hıçbırzaman gerçek bır dostolmayacak Batı-
lı ulkelere karşı nıtelıklı, kışılıklı bır polıtıka surdurmelı Bu
demek değıl kı Batı uygarlığından kopalım Hayır hem çağ-
daş uygarlığın gerektırdığı koşullan benımseyeceğız, ama
Batı nınsomurgençıkarcı, tekyanlı hesaplarının hızmetınde
olmayacağız
Turîzm Yasası'na Dikkat!
Kentlerimizin beton silolar altmda ezılmemesını, Türkiye'nin
binlerce yılda oluşmuş doğal ve tarihsel değerlerini, yani
'kimliğini' yitirmemesini; halkımızın kendi yaşam çevrelerini
oluşturma yönünde "kendi demokratik karar ve
katılımlarmı" etkin kılabilmesini istiyorsak, bu tasanlann
'yasalaşmamasr için çabalanmızı yukseltmek zorundayız.
OKTAY EKİNCİ Yüksek Mimar
TBMM yaz dınlencesıne başlamadan
once gundeme gelen "Imar Yasası Değışık-
lığı Tasarısı" kamuoyunda yoğun eleştın-
lerle karşılanırken "benzer amaçlar ıçe-
ren" bır başka yasa taslağının da varlığı
ortaya çıktı "Tunzmı Teşvık Kanu-
nu'nda Değışıkhk Yapılması ve Bu Kanu-
na Bazı HükümlerEklenmesıne Daır Ka-
nun Tasansı "
Büındığı gıbı bu yasa, 12 Eylül dönemın-
de yururluğe gırmıştı Doğal ve kulturel
açıdan korunması gereken "Kamu arazıle-
n" y anında, bu tur değerlı bolgelerdekı özel
taşınmazlann bıle "kamulaşünlıp" ('), yerlı
ve yabancı yatınmcılara "tunzm ve ış mer-
kezlen arsalan" olarak dağıtılmasını başla-
tıyordu
Yasanın bu 'ulûfecf ışlevı ve ozellıkle son
yıllarda yapımı tamamlanan pek çok tesısle
ortayaçıkan"tahnpkâr uygulamaörnekle-
n", duyarh çev relerdekı haklı tepkılenn, gı-
derek cıddı bır "toplumsal muhalefete do-
nuşmesıne" neden olmuştur
Ne var kı Turkıye'de "bu gıdışle" hıçbır
doğa ve tanh zengınlığı bırakmamaya "nı-
yetlenmış görünen'" bu yasanın ve uygula-
ma kararlannın -artık- 'ıptah' bekleıur-
ken, bu kez ortaya çıkan 'değışıkhk
taslağında' yağmacılığın önunü daha da
açacak önermeîer yer almaktadır
Gerek tmar Yasası, gerekse Tunzmı Teş-
vık Yasası'ndakı bu yenı önenler, onümuz-
dekı günlerde TBMM gündemıne gelecek-
tır Bu nedenle duyarlı çevrelenn, konuyu
ızlemelen ve aşağıda da açıklanacağı gıbı,
"yerel yönetımlen tumüyle bır kenara ıte-
cek" bu yenı duzenlemelere karşı etkın bır
'muhalefetf başlatmalan gerekmektedır
İstenen değişiklikler...
Hazırlanan taslakta, Tunzmı Teşvık Ya-
sası'nın değıştınlmek istenen hükümlenne
ve "ek madde önenlenne" baktığırruzda,
başlıca "ıkı genel amacın" gerçekleşebılme-
sı yönunde "oncekınden daha etkın önlem-
ler" tasarlandığını saptıyoruz
1 — Hükumetın, Tunzm Bakanlığı elıyle,
ülkede dıledığı bölgeyı "tunzm merkezı"
yaparak yaptınmcılara yenı -ek- olanaklar
sağlamasında tumuyle 'ozgur' olması Bu
uygulamada, başta beledıyeler olmak üze-
re, koruma kurullan, obür kamu kurumla-
n ve 'yargı denetımının' yıne 'tümuyle'
devre dışı bırakılması
2 - Imar planlannda 'tunzm alanı' ola-
rak belırlenen yerler dışında kalsa bıle tüm
SİT alanlannın ve orman arazılenrun -ıster
kamu, ısterse özel mülkıyette olsun-
"bakanlığm ıstedığı anda" tunzm tesısı ya-
pımı ıçın gınşımcılere venlmesı
Işte bu ıkı temel amaca yönebk düzenJe-
nen tasandakı hukümlerden bazı örnekler
-"SİT alanlan ve ören yerlenndekı ( )
yapılaşmalar ve çevre dûzenlemelen ıle ko-
ruma alanlannın belırlenmesınde Kültur
ve Tabıat Varlıklannı Koruma Kurulla-
n'nın da'gorüşlenrun" alınması gereklı-
dır" (Md 5)
Tasandakı bu hükumle, hem StT alanla-
nnın da açıkça "yapılaşmay a açılacağı" on-
görülmekte, hem de bu alanlann konınma-
sında ve gerekırse kısıtlı yapılanma
koşullanmn da belırlenmesınde yetkılı tek
bılımsel organımız olan koruma kurullan-
nın yaptınm gucü ve ışlevı ortadan kaldınl-
makudır Dikkat edılırse, "kunıl karan-
run alınması" koşulu yoktur
-"Tunzm alan ve merkezlennde ( )
hazırlanan ımar plarüan ve değışıklıklen
"Beledıye Mechsve İl tdare Kurulu Karan-
na ıhtıyaç duyulmadan" bakanlıkça onay-
lanır "(Md 7)
Görûlduğü gıbı bu "değışıkhk onensın-
de" de yerel yonetımlenn planlama yetkıle-
nnı yok etmemn otesınde, kendı beldelennı
ılgılendıren yapılaşma kararlan ıçın "gö-
ruşlennı bıldırmelen" bıle olanaksız kılın-
maktadır
Böylece, hem yerel halkın "seçımle gelen
demokratik organlan" kendı kentlennı
yağmaya açan planlardan "habersız" kala-
bılecekler, hem de bu 'gızlıhk' ıçınde, kamu-
oyu tüm uygulamalan "olup-bıttıkten"
sonra oğrenebılecektır
Aynca, aynı madde ıçınde "ımar planla-
n, bakanlıkça yetkı venlmesı halınde, ılgılı
beledıyelerce yaptınlır" gıbı bır onerme de
yer almaktadır Bu da "bakanlıkla uyumlu
çahşacak" yerel yonetımlere yetkı venlebı-
leceğını, "aynı goruşu paylaşmayanlann"
ıse ışlevsız bırakılacaklannı göstermekte-
dır Açıkça 'çıfte standart' bır uygulamanın
kapısı açılmakta, buna 'yasal kılıf haar-
lanmaktadır
- "Bakanlıkça ılgılı ıdarelere (Beledıye-
lere ve Vahhklere) onaylanmak üzere gon-
denlen hantalar ıkı ay ıçınde onaylanır Bu
süre ıçınde onaylanmayan hantalar "onay-
lanmışsayıhr "(Md 7)
Oysa kı hanta "bılımsel y öntemlerle" ha-
zırlanan 'teknik' bır belgedır Planlama ala-
rundakı arazının tum fızıksel özellıklennı
topoğrafyası, bıtkı örtüsü, her türlü >apı-
lar, kalıntılar vb gostenr Bu belge, eğer
doğru ıse yanı arazının özellıklennı "gerçek
olarak" yansıtıyorsa, onaylanır Gerçeğı
çarpıtan bır hantayla doğru bır planlama
da yapılamaz Öyle görünuyor kı tasanyı
hazırlayanlar. arazılen "bır an önce" yatı-
nmlara açabılmek ıçın bıhmsellığı de bır
yana bırakacak kadar 'acelecılık' ıçındeler
Belkı de "ılgılı ıdarenın" (belcdıyenın ya da
valılığın). bakanlığın sakıncalı bır karannı
'hantayı onaylamamak' gıbı bır yöntemle
önleyebılme olasıhğına karşı da böylesıne
teknığeaykınbır'önlem'düşünmüşlerdır
— Tasan, bu "mantık zıncın" ıçınde, kı-
yılardakı ve SÎT alanlanndakı kamu ve özel
mulkıyettekı arazılenn yatınmcılara "en
kestırme yoldan" nasıl venleceğını gösteren
bırdızı 'yenı hükum'taşıyor
Bunlar arasında, şıddetle karşı çıkılması
gereken bır başka "yenı amaç" ıse mıllı
parklanraızın "aynı amaçlar" doğrultusun-
da tunzme açılması ve gıderek yok edılmesı
eğıhmıdır
Sonuç
Ülkemızdekı doğal ve tanhsel zengınlık-
len nedenıyle her bın aslında "mıllı park"
olarak koruma altına alınması gereken pek
çok SİT alanı ve ormanhk arazının bır yan
dan boyle bır tasanyla daha fazla yapılaş-
maya açılması, öbür yandan ıse aslında
"yetersız olan" mıllı parklann da "tunzm
gehn beklentılenne" teslım edılmek ısten-
mesı, tasannın, çağdaş anlamda 'tunzmı'
değıl. çevre değerlenmızın yağmalanması-
nı "teşvık eder bır ıçenk taşıdığının" açık-
kamtıdır
Kentlenmızın beton silolar altında ezıl-
memesını, Turkıye'nın binlerce yılda
oluşmuş doğal ve tanhsel değerlennı, yanı
'kımlığını' yıtırmemesmı, halkımızın kendı
yaşam çevrelennı oluşturma yonünde
"kendı demokratik karar ve katılımlannı"
etkın kılabilmesini istiyorsak, bu tasanla-
nn 'yasalaşmaması' ıçın çabalanmızı yük-
seitmek zorundayız
TBMM'nın takınacağı tutum. "ulusal
çıkarlanmızın korunması" açısmdan, en
az 23 Nısan 1920'dekı tutumu kadar tanh-
sel bır onem taşıyacak.
PENCERE
F
Doğan
16O78
1 Hamur kağıda çok
O
Copy
28
TO
60
K
TL.
temız
O P
Ortabahçe
No:60
Cad.
Beşfctaş
RUHISUILK KEZ DİNLEYECEĞİNİZ
; | (P1R SULDUIABDAL) DEYİŞLERINI
M SESLENDIRIYOR.
BÛTÛN KASETÇILERDE
Mcian Ptak Eıf
n PUHUUU
Pikajör
GRAFİKER
161 10 74
HANIM BAKICI
Yaşlı, yatalak bır bey ıçın
yaölı hanım bakjcı
161 79 49 - 160 09 04
İngılızceyı 6 ayda
konuşun, sızı Amerikalı
dostunuzla buluşturalım
Tel: 349 48 57
VEFATLAR
İÇİN
Yurtıçı, yurtdışı cenaze nakle-
dılır, cenaze ılaçlama. malze-
me, tabut, bûtün ışlemler has-
sasıyetle, süratle yapılır Işlet-
mede ayrıca 18 ambülans
mevcuttur Cenaze ılanlarında
hızmet bedelı alınmaz
İSLAM CENAZE İŞLERİ
147 20 06 - 140 68 86
' Mesul Müdür
Hafız VELİ ERDEMİR
En Büyük Öğretmen:
Zaman!..
Zaman en buyuk oğretmendır
12 Eylul 1980'den bu yana 10 yıl gectı, 21'ıncı yuzyıla 10 kal-
dı
Aradan gecen sure bıze neler oğrettı
9
22 Ağustos 1990 gunlu Le Monde'un başyazısı, "Petrolün
Kurbanlan" ıdı Korfez bunalımı 1989'da ortalama 18 dolar olan
bır varıl petrolün fıyatını 27 dolara -bugün 30 doları aştı- tırman-
dırmıştı Daha ılk adımda kurbanlar bellıydı Uçüncu Dünya'nın
petrol kaynaklarından yoksun ulkelen ve Doğu Avrupa' "3'üncü
petrol şoku"r\un deprem hantasını çıkarmaya çalışan yazıyı okur-
ken, aklıma bır soru takıldı 1'ıncı ve 2'ncı petrol şokunun kur-
banlan arasında bız de yok muyduk'?
12 Eylut u tek nedene bağlamak kuşkusuz yuzeysel bır yak-
laşım olur, ama 1'ıncı petrol şokunda hampetrolun varılı 2.5 do-
lardan 12 5 dolara fırlamıştır, 1979'dakı 2'ncı petrol şokunda fı-
yatlar ses duvannı aştı 1970'ler suresınce kımı yıllarda Turkıye,
ıhracat gelırını yuzde seksenıyle hampetrol dışalımına bağlamıştı,
ekonomı boylece sıfırı tukettı 1980'e guç ulaşabıldık
Içende sıfırı tuketen ekonomı ortamında, 'cepheieşmtf ve terör'
sürerken dış dunyada ne oluyordu'
7
Batı kapıtalızmı 1970'lerde endustrı urünlerıne zam yaparak
bunalımı Uçuncü Dunyaya yuklemıştı (3'uncü petrol şokunda
aynı sıyasetı uygulayacak) Petrol ureten kral, şeyh ve emırlık-
ler 1'ıncı ve 2'ncı şok surecınde sağladıklan petro-dolarları Batı
Avrupa'dakı ortaklıklara yatırarak hem kapıtalızmın bunalımı aş-
masına hızmet etmışler hem dunya pazarının tekleşmesıne kat-
kıda bulunmuşlardı Ancak Afganıstan'ın Sovyetler ce ışgalıyle
bırlıkte Iran'dakı patlama 1979'da zıncırın kımı halkalarında çat-
laklar oluşturmuştu
Turkıye'yı bır askerı darbeyle sağlama bağlamak" Amerıka
ıçın kaçınılmaz gorunuyordu
12 Eylul boyle geldı
*
1970'ler Turkıyesı, ıç polıtıkayı dış boyutlarıyla duşunmek alış-
kanlığı ve ortamından yoksundu aradan geçen zamanda değış-
mış bır sey var m ı '
12 Eylül gunü askerı darbeyle ıktıdan ele geçıren generalle-
rın çapı Turkıye'nın karanlığa yuvarlanmasını kolaylaştırdı Ger-
çı bu generaller dış destek sağlamak ıçın Vaşıngton'un ellerıne
tutuşturduğu basıt ekonomık reçeteyı doğrudan uygulamak zo-
rundaydılar, ama hukukta, eğıtımde, kultürde'Aydmlanmafyakarşı
devrımı kan ve terorle yürütmek ıçın dış baskı altında değıllerdı,
"12 Eylül faşızmı"n\ benımserlerken kafa yapılarına uygun bır re-
jımı yeğlıyorlardı
Turkıye, 1973-1979 petrol şoklarının kurbanıydı ABD'nın ön-
gordüğu ekonomık sıstem askerı dısıplın ıçınde yerıne oturtulu-
yordu ancak 12 Eylul generallerı Vaşıngton'un buyruklarını ye-
rıne getırırken kraldan çok kralcı kesılmışler, bılanço ulke ıçın
çok ağır olmuş, Turkıye Cumhurıyetı'nı uygarlık dunyasından ko-
parmış toplum ve devlet yaşamına 2000 yılına kadar yansıya-
cak ağır ıpotekler konmuştur
•
12 Eylul'un bılançosu nedır
1
?
200 bını aşkın dava Yanm mılyonu aşkın gözaltı Sıyasal
partılerın tumden kapatılması 12 Eylul hukuku denılen yüzlerce
baskı yasası Yargıç guvencelermın yok edılmesı 1961 Ana-
yasası nın kaldırılması 20 bını aşkın demeğın kapatılması Sıs-
temlı ışkenceler Haksız hukuksuz ıdamlar Yaygınlaştırılan dev-
let teroru Ilk ve orta oğretıme konan zorunlu dın derslerıyle
laık oğretıme son darbe Laık cumhurıyet ılkesı yerıne ' Turk-
Islam Sentezı' nın benımsenmesı 1 5 mılyon yurttaşın fışlen-
mesı Ünıversıteye YOK darbesı 1402'lıkler 15 bın yurtta-
şın sorgusuz sualsız yurttaşlıktan çıkarılması ya da çıkmak zo-
runda bırakılması Butun dunyada Turkıye'nın ınsan hakların-
dan yoksun ışkenceler ulkesı dıye tanınması
• Saymakla bıtmeyecek ve bu koşeye sığmayacak kadar guna-
hın vebalı 12 Eylul'un sıcılıne yazılmıştır
12 Eylul'un en buyuk gunahlarından bırısı de, gudümlu bır se-
çımle ANAP ı ıktıdara, TurgutOzal ı koltuğa oturtmasıdır, az bu-
çuk serbest bır seçımle bıle bu gerçekleşemezdı
*
Aradan 10 yıl geçmesıne karşın bugunku Turkıye'de 12 Eylül
suruyor ve dünya 3 uncu petrol sokunu yaşıyor Petrol savaş alanı
burnumuzun dıbındedır
'En buyükoğretmen zaman' bıze ıç polıtıkayı dış boyutlarıyla
duşunmek gereğını bellettı
Bellettı mı dersınız?
Aramızdan ayrılışının 1. Yılında
Melek kadar ıyı ınsan
Örnek anne, mukemmel eş
SAJNİYE
SERDAR'ı
Bıtmeyen sevgı ve hasretle anıyomz.
EŞİ: AZİZ
KIZLARI: NURA1V-NALA1N
EBRU-MELTEM
BAŞSAGUGI
Karayollan Genel Muduru Sayın Atalay
Coşkunoğlu'nun kıymetlı oğlu
AHMETN.
COŞKUlVOĞLU'nıın
9 Eylül 1990 Pazar gunu elım bır trafik kazası
sonucu vefatını buyuk bır uzuntu ile oğrenmış
bulunuyoruz. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli
ailesıne ve yakınlarına başsağlığı dilerız.
KOLLMAN HOLDİNG A.Ş.
KAMUOYUNA
Bugun de tüm kurum ve uygulamalarıyla varlığını surdüren
"12 Eylul"û tanımıyor,
12 Eylul'un butun sonuclarıyla ortadan kalkmasını zorunlu
goruyoruz
İnsan hakları savunucuları
adınabırgrup
Huseyin Aygül, Leman Fırtına, Yuksel Hoş,
Eren Keskin, Ercan Kaner, Filiz Karakuş,
Nimet Tanrıkulu, AyşenurZarakolu
• Windsurf.
İBRAHİMKALKIŞ
AVRUPA 4.SU
* KEMER KOYLARINDA
200 GÖNÜLLÜ
ÇÖP TOPLADI
GELECEĞİNSÜPER
YELKENLİTEKNESİ
• BİRTEHÜKE
ANINDA NASIL,
HABER VERELIM?
"DenizdeveEvinizde" CAN SALINIZI
TANIYIN