Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 12 EYLÜL 1990
Otobtiste bildiri araması
• lstanbul Haber Seırisi — Arka pencerelerinden sokağa
bildiri atıldığı gerekçesiyle Kadıköy Merkez Karakolu önüne
çekilen belediye otobüsünde polis tarafından yapılan arama
sonunda bir şey bulunamadı. Mustafa Kemal Mahallesi-
Kadıköy seferini yapmakta olan 34 K 3906 plakalı belediye
otobüsü, Göztepe yakınlanna geldiğinde başka bir araçla
arkadan gelen IETT görevlisi tarafından, pencerelerinden
dışanya bildiri atıldığı gerekçesiyle durduruldu. Bunun
üzerine otobuste bulunan yolcuların itirazlanna rağmen,
duraklarda hiç durmadan Kadıköy Merkez Karakolu önüne
getirilen otobüste bulunan yokular ve otobüsün içi
polislerce arandı. Ancak yapılan arama sonunda sözü edilen
bildirilere rastlanamadı. Tek tek aranarak otobüsten
indirilen yolcular, olaya büytlk tepki gösterdiler. Admın
açıklanmasını istemeyen belediye otobüs şoföru, karakolda
ifadesi ahndıktan sonra normal seferine devam etmek üzere
otobüse bınerek ayrıldı. (Fotoğraf: Uğur Gilnyüz)
12 Eylül'ü protesto gösterisi
• İSTANBUL (AA) — Şişli Rumeli Caddesi'nde 12
Eylül'ü protesto amacıyla korsan gösteri yaparak pankart
asmak isteyen gruptan biri kız altı kişi gözaltına alındı.
Yaklaşık 40 kişilik bir grup 12 Eylül'ü protesto ederek
korsan gösteri yaptı. Bu arada, göstericiJer bir işyerinin
duvanna "Devrimciler" imzalı pankart asmak istediler.
Ancak polisin müdahaiesi sonucu Yıldız Üniversitesi
öğrenci Derneği Başkanı Zeynel Aslan, Dernek Başkan
Yardımcısı Birsen Özsey, Bakırköy Ticaret Lisesi öğrencisi
H.K. ile işçi olarak çalışan Yusuf Uyar, Tayfun Yıldınm ve
Selahattin Yıldırım olay yerinde suçüstü yakalanarak
gözaltına alındılar.
DÜZELTME
Dünku gazetemizde yer alan DSP Genel Başkanı Biilent
Ecevit'in Helsinki zirvesini değerlendiren yazısında, "Eğer
bu yaklaşım benimsenirse. Ueride Ortadoğu için düşünülen
ortak gutenlik sisteminin oluşturulınasında biiyük
güçluklerle karşılaşılabilir ve isler istemez daha belirgin bir
Arap-İsrail kutuplaşmasına yol açabilir" cumlesindeki,
'benimsenirse' sozcuğu 'benimsenmezse' olacaktır.
Yine a\nı yazının son paragrafındakı "O>sa
Ortadoğu'daki çağdışı yapılar ve diizenlemekr değismedikçe
Ortadoğu, hem bu bolge ulkeleri için hem de bütün dünya
için surekli bir bunalım kaynağı olmaya devam edecektir"
cumlesindeki, 'diizeıılemeler' sözcuğü, "düzenler" olacaktır.
Düzeltıriz.
K I S A
DOĞRU
İLKADIM^KAMERUN CHARLİE KALP PUNTO
c
O
fc
>u>
^ T^
SHOWROOM:
Abide-I HüflVst C a d
tzzetpoşa Sc*. No:47
Osmanbey-İSTANBUL
RANDEVU KATALOG:
Tel: 131 20 01 -131 20 34
Fax: V31 20 48
'12 Eylül bir darbedir'27 Mayıs ve 12 Eylül Her rejimin kendine
özgü bazı kuralları vardır. Ihtilallerin de kendine
özgü kuralları vardır. 27 Mayıs bir ihtilaldir.
Neden? Alttan gelmiştir çünkü. 12 Eylül'ü ben
ihtilal olarak görmüyoTum. 12 Eylül bir
darbedir. Darbedir veya yönetime el koymadır.
Diktatörlük kurmadık İhtilallerin yararh
olduğuna kim inanır? Onun için bayram
yapmadık. İhtilal eğer iyi bir şey olsaydı, bunu
bayram yapardık. Eğer demokratik parlamenter
sistemi yıkıp bir diktatörlük kursaydık o zaman
bayram yapardık.
MARMARİS - Eski Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'e 12 Eylül jneminde televizyondan yaptı-
ğı konuşmaiarla mahkemeleri etkilediğini söyleye-
rek bu tutumunu bugün nasıl değerlendirdiğini sor-
duk. Evren, televizyondaki konuşmalarında mah-
kemeleri etkilemek istemediğini, bu konuşmaların
da mahkerae dosyalarına girmediğini söyledi.
Marmaris'teki evinde görüştüğümüz Kenan Ev-
ren, siyasal partileri kapatmak istemediklerini, Tur-
haa Feyziogiu baskanhğında bir hükümet kurup iki
CHP'li ve iki AP'li milletvekilini de bu hilkümete
almak istediklerini anlattı.
Evren, "Partileri kapatmak hataydı. Ama bizi
çok zoriadılar" dedi.
Söyleşimizin birinci böluraünde sorulan sorular
ve Evren'in yanıtları da şöyle:
— Sayin Evren, söylesimize hiç sevmediğinU bir
koanyla, 12 Eyhilie gireiim dikrseniz. Gerci bn ko-
nuda çok söz söylendi, ama bir kez de ben sora-
yun. Denir Id 12 Eylül öncesinin sıkıyöneüm ko-
maUnJan Ue 12 Eylül sonrasının sıkıyönetiın ko-
mntanlan ayntdır. Ne değişmiştir de 12 Eylul'den
sonra terör birdenbire kesümiştir? Yani özetle, böyle
bir ortamın oluşması mı beklenmiştir?
EVREN—Şimdi bunlaruı hepsinin cevabı yakın-
da çıkacak hatıralanmda var. Orada bütün tefer-
ruatı ile yazıldı. Eğer biz böyle kötü niyet taşımış
olsaydık. komutanlara direktif vermemız gerekir-
di. 'Aman çocuklar, bu işi yapmayın. Üzerine iize-
rine gJtmeyin. Biraz daha bozulsun'dememiz ge-
rekmez raiydi? Kaç tane sıkıyöneüm komutanlıgı
vardı? Dokuz muydu, on muydu? Hatta daha faz-
la. Bütün kolordu komutanlan, sıkıyönetim komu-
tanıydı. Tabur komutanları da sıkıyönetim komu-
taruydı. Biz bunlara nasıl ayru emri vereceğiz? Hiç-
birisi şımdiye kadar böyle bir şey söylememış, 'Bi-
ze böyle bir emir verdiler' de dememiş.
—Bir iki konusmanız oldu, oradan çıkd bunlar.
'Sabreden derviş muradına ermiş' dediaiz.
EVREN—Efendim, şimdi şunu demek istedim
ben. Bizi çok zoriadılar. Milletvekili geldi, sena-
törü geldi, özel sektörden geldi, askerden geldi,
Memleket elden gidiyor
Milletvekili geldi, senatörü geldi,
özel sektörden geldi, askerden geldi:
'Efendim memleket gitti elden,
parçalanıyoruz, iç savaşa giriyoruz!
Mektup geliyor imzasız, küfürler
yağdırıyorlar. Ama inanmadık.
Düzeltilebilir diye birçok
teşebbüslerimiz oldu.
'Efendim, memieket gitti ekJen, parçalanıyoruz, iç
savaşa giriyonız' mektup geliyor imzasız, küfür-
ler yağdınyorlar, ama inanmadık. İnanmadık. Dü-
zeltilebilir diye birçok teşebbüsümüz oldu. Ben rah-
metli Eyüboğlu'yla Cumhuriyet Halk Partisi Ge-
nel Sekreteri Mustafa Üstündağ'la konuşmalanm
vardır.
Onlar ne diyorlardı?
EVREN—Efendim, 'Beraber kurnn, büyükko-
alisyona dognı gidin, iyi olur.' Bunları söylüyor-
lardı O zaman ben böyle bir şeyi arzulasam, niye
onu çağınp da bunları konuşayım?
—Peki ne yaptılar onlar?
EVREN—Yapamadılar! Böyle bir şey yakıştır-
madır. Şiddetle reddetrnişimdir. Hiçbir sıkıyöne-
tim komutanı böyle bir art düşünce içerisinde ol-
mamıştı. Olsaydı, sıkıyönetim koordinasyon top-
lantılarında acı acı dertlerini, sıkıntılanm dile ge-
tirmezlerdi. Susarlardı. Kitap çıktığı zaman göre-
ceksiniz, neler söylediler. Neleri ortaya döktüler.
Aylar, aylar, aylar geçti, seneler geçti, hiçbir şey
tahakkuk etmedi.
—Siz şahsen, vatandaş olarak ihtilallerin yarar-
lı olduğuna inamyor musunuz?
EVREN—Yok efendim! İhtilallerin yararlı ol-
duğuna kim inanır zaten? Onun için bayram yap-
madık. thtilal eğer iyi bir şey olsaydı, bunu bay-
ram yapardık. Ha, eger demokratik parlamenter
sistemi yıkıp bir diktatörlük kursaydık biz, o za-
man bayram yapardık. Bu sistemin bayramı olur-
du, kuruluş yıldönümu oiurdu.
—27 Mayıs diktatörlük getirmedi, ama bayram
yapıldı!
EVREN—Doğru değil, doğru bulmadık! Doğ-
ru bulmadık, neden doğru bulmadık? Hürriyet ve
Anayasa Bayramı ismi, değil mi? Hürriyet yok
muydu şimdiye kadar? Yani yeni hürriyete 27 Ma-
yıs'tan sonra mı kavuştuk? Ve anayasa bayramı...
Anayasa 1870'te dahi anayasa vardı.
—Ama 60'a gore çok geniş bir özgürlük getirdi
27 Mayıs...
EVREN—Anayasa demek, yani bayram demek,
yani anayasa kurulmuş demek. Anayasa Mahke-
mesi kuruldu.
—Peki Menderes, Zoıiu ve Polatkan'ın mezar-
lannın nakli için ne diyorsunuz?
EVREN—Onu sormayın, polemiğe sokmayın,
bu konuda...
—Peki, pek çok dava açıldı 12 EyraTde...
EVREN—12 Eylül'le mi?..
—12 Eylül'le Hgili, e>et. Bu davalann sayısını bile
unuttuk. Bazı davalar konusunda sizin teievizyonda
etkileyici, yonlendirici konuşmaiarınız oldu. Bu-
gün, 10 yıl sonra değerlendirme yapsak, hata mıy-
dı, neydi bunlar? Nasıl degerlendiriyorsunuz o
gunleri?
EVREN—Efendim, etkileyici konuşmam, mah-
kemedeki cereyan eden duruşmalan etkilemek için
yapılmış değildir. Şımdı yanımda olsa da okusam...
—Ama haliyle etkiler, siz devlet baskanıydımz...
EVREN—Niye etkilesin? Niye etkilesin? Efen-
dim, belki de böyle bir örgütün meydana çıkarıl-
dığım söylemişimdir.
—Ama şimdi DİSK ve Bans Dernegi davalan...
EVREN—Evet, evet, DlSK'in yaptıklarını hep
söyledirn. Söyledim.
tek kanal. Üslelik başka bir tartısma da yok. Ya-
saklamışsınız tartışmalan...
EVREN—Sonra, bizim hâkimlerimiz. O mahke-
melerde görev alan hâkimlerimiz, kanunlann ken-
dilerine verdiği yetkiler ve önlerine gelen dosyâlar
üzerine işlem yapar. Benim konuşmalarım oraya
girmez. Ben hiçbir hâkimi, hiçbir savcıyı çağırıp da
bir tek kelime söylememişimdir. Yalnız yaptığım
konuşmalarda, ordularda vesair yerlere gittiğim-
de subaylan topladığım zaman mahkemelerin uzun
sürdüğünü, bundan kamuoyunun rahatsız olduğu-
nu, her mahkemede olduğu gjbî bunların bir an ev-
vel bitirilmesi gerektığjni söylemişimdir. Bu kadar.
—Siz tabü hikimleıie tek tek konuşmadınız, ama
çok ornekler sıralayabilirim, belli davalarda, bazı
hâkimler şöyle bir karar verdikieri veya boyle bir
karar verdikieri için gorevlerinden alındılar. An-
kara'da ve tstanbtü'da örnekleri var. O zaman, biz
sanık ya da hukukçu olarak, avukat olarak nasıl
güvenelim 12 Eylül adaletine? Sorun bu.
EVREN—Efendim, şimdi ben, 27 Mayıs'a ge-
lelim. 27 Mayıs'ta da o mahkemeler cereyan eder-
ken sağda solda konuşulmadı mı? Konuşuldu, e ta-
mam. Peki onu niye söylemiyorsunuz.
—Konumuz 12 Eylül olduğu için. Siz 27 Mayıs'ın
sorumlulanndan değilsiniz ki. Konumuz 12 Eylül.
EVREN—Şimdi, özel bir rejim. Normal bir re-
jim değil. Her rejimin kendine göre bazı kuralları
vardır. thtilallerin de kendine göre kurallan var-
dır. 27 Mayıs bir ihtilaldir. Neden? Alttan gelmiş-
—Eyiiboğlu'ydıı gaiiba bakanlardan biri...
EVREN—Evet, devlet bakanıydı. Öteki de Ca-
hit (Carakaş'tı. tstemedi o.
—Adalet Partisi'nden kimdi?
EVREN—Şimdi Manisa Milletvekili Sttmer
Oral...
—Sümer Oral, o da kabul etmedi.
EVREN — Evet, edecekti, Demirdie koauştam,
kabnl etmedi' dedi. Ondan etmedi. Birisi de Cev-
heri miydi?
—Evet, o tamam. Adalet Bakanı. Necmettin
Cevheri...
EVREN—Evet oydu, o da kabul etmedi. Ama
yanhş olabilir. Partileri kapatmak aklımızdan geç-
medi, istemiyorduk. Arama, ondan sonra cereyan
eden olaylar... Haber göndermemize rağmen, rica
etmemize rağmen, benim teievizyonda yaptığım ko-
nuşmalara rağmen, 'Bu siyasi faaliyetler' diyor-
dum, 'Yapmayın, bekleyin, bizi mecbur etmcyin.'
öyle bir noktaya geldi ki bir de baktım, bizim bü-
rokratlar talimat almaya başladılar. Adalet Parti-
si Başkanı Demirel'e soruyorlar. Yahut birisi gidi-
yor, öyle iş yapıyorlar. Sebebini araştırdık. 'Haa
şimdi seçime gidilecek. Nasıl olsa bunlar gene ge-
lecek. Neme lazım, bunlar gidici, bunlann sözünü
yapmayalım, geçiştirelim. Onlar geldiği zaman, na-
sıl olsa biz onlara hizmet edecegiz, kotü olmaya-
lım." Bu bir.
lkincisi, bir kurucu mecüs kuruldu; danışma
'BİZİ ZORLADILAR' — "Bizi siyasi partilerin kapatılması için çok zoriadılar. Biz bu ise çok iyi niyetle başladık. 12 Eyrnl'ün hemen ertesi gününden 'Halk
Partisi'nden, Adalet Partisi'nden ikişer bakanı almak suretiyle bir koalisyon kuralım' dedik. Bakanlardan biri Eyuboğlu'ydu. Öteki de Cahii Karakas. tsteme-
di o. Adalet Partisi'nden Sumer Oral kabul edecekti 'Demirel'ie konuştum, kabul elmedi' dedi. Birisi de Necmettin Cevheri'ydi." (Fotoğraf: Rıza Ezer)
—Davalan etkilemedi mi bu konuşmaiarınız?
EVREN—Yani susayım mı? Halka bunu anlat-
mak lazım. İşçilerin de bunu bilmesi lazım. O za-
man her şey mahkemeye verilmiş zaten. Hepimi-
zin, elimizi eteğimizi çekiphiç konuşmamamız la-
zım. DİSK mahkemede, efendim falan dernek mah-
kemede, filan dernek mahkemede. Ben illa bunlar
tecziyeedilsin, cezasını bulsun dememişimdir. Bun-
ların yaptıklarını söylernişim, yaptıkları zaten ve-
rilmiş dosya halinde.
—Şimdi, ihtilal lideri televizyondan böyle konu-
şursa, bagımsız adaletten nasıl soz edilir?
EVREN—Ben adalet mekanizması üzerinde et-
kı yapmak için bunu yapmamış, söylememişim ki,
halka duyurmak için yapmışıra. Basın da yapıyor
bunu. Şimdi halen birçok mahkemeler var, basın
pekâlâ bunu duyuruyor.
—Ama, şimdi onun da bir olçiisü var, kuralı var.
EVREN—Ben de o ölçu içerisinde... Illa bunla-
rın mahkeme olması gerekir dememişim ki...
—Şimdi, bir devlet başkanı olarak konuşmak ay-
n, bir muhabirin bir basın suçu işlemesi ayn bir
olay. Yani sizin büyük etkiniz var, televizyon var
tir çünkü. 12 Eylül'ü ben ihtilal olarak görmüyo-
rum. 12 Eylül bir şeydir, darbe. Darbedir veya yö-
netime el koymadır.
—Karşı kuvvet yok zaten, siz karar verdikten
sonra. 12 Eylül uygulamalan nedeniyle bugun 'Şu-
nu yapmasaydım' dediğiniz bir uygulama anımsı-
yor musunuz? Partilerin...
EVREN—Var, kitapta göreceksiniz.
—Kitapta görecegJz de, bir de Cumhuriyet ola-
rak soruyomm.
EVREN—Birkaç tanesini saydım ben. Daha ev-
velki bazı gazetelerde çıktı.
—Partilerin yasaklanması, kapatılması da...
EVREN—Kapatılmasını, açık söyleyeyim, ben
istemedim.
—Kim istedi?
EVREN—Ama beni, ben demeyeyim de, bizi,
buna zorladılar. Zoriadılar. Biz bu işe çok iyi ni-
yetle başladık. 12 Eylul'ün hemen ertesi gününde,
Halk Partisi'nden de Adalet Partisi'nden de ikişer
bakan almak suretiyle bir koalisyon kuralım, on-
lara da örnek verelim diye başladık.
meclisi. Dediler ki bize. 'Siz Danışma Medisi üye-
lerini çaustıramazsımz.' Niye çalıştıramayahm?
'Bunlar' dediler, 'Bir seçim yaptlacağı için anaya-
sa yapılırken ve diğer kanunlar çıkarken hep ken-
di goruşleri istikametindeki parti liderierinden di-
rektif alacaklardır. Onun için siz bunlara tarafsız
iş yaptıramazsınız.' diye diye, böyle şeyler söyle-
ne söylene mecbur kaldık. Ve şeyler, gizli gizli parti
faaliyeti yurutülduğü gibi açık da yapıldı. Anka-
ra'da bir kahvehanede belediye başkanlarıyla top-
lantı yapıldı. Bunlar işte damlaya damlaya niha-
yet taştı.
—Bu hata mıdır diyorsunuz şimdi geriye doğru
baktığınızda?
EVREN—Bizim hata, ama bizi bu noktaya ge-
tirenler de hatalı. Bizi bu noktaya getirmeyecek-
lerdi.
YARIM: trtica, MC
hnkümetleri zamanında
aldı yürüdn
Siyasipartiler, sendikalar ve çeşitli kuruluşlar 12 EylüVü değerlendirdi
Türkiye'nin itibarı zedelendiAkbulat: 12 Eylül öncesinde Türkiye'yi
yönetenler şimdi yönetime talip. Biz
müdahaleleri savunmuyoruz. Demokraside
müdahale olmamah. Ama ülkeyi iç savaşa kadar
götüren idareleri tasvip etmemiz mümkün değil.
Inönü: 10 yılda bir darbe olacak beklentisi boş Demirel: 12 Eylül sivil kılıkla devam ediyor.
çıktı. Anarşi ortadan kaldınlmadı. Demokrasi Ancak, sadece müdahaleyi yapanlara kabahat
hâlâ tam anlamıyla yerleşmiş değil. Bir daha bulmak yanhş. Ülke sorunlan ağırlaştığında
demokrasimiz kesintiye uğramayacaktır. Bu "ihtilal davetiyesi" çıkarmak da rejimi işlemez
yolda hiçbir özrü ve bahaneyi kabul etmiyoruz. hale getirir.
ANKARA (Cumhuriyrt Böro-
ta) — Siyasi partiler, sendikalar
ve çeşitli kuruluşlar 12 Eylul'ün
10. yüını değerlendirdiler.
SHP Genel Başkam Erdal lnö-
nö, 12 EyiüJ'un itibarırruzı duşür-
düğünü ve ulkeyi geri göturdüğü-
nü söyledi. DYP Genel Başkam
Süleyman Demirel de ülke sorun-
lanmn askeri müdahalelerle çözü-
lemeyeceğini belirterek "Askeri
müdahale sivil gorunumde devam
ediyor" değerlendirmesini yaptı.
Sosyalist Parti Genel Başkam Fe-
ritDsever, "12 Eylülün 10. yılın-
da görev, Özal kliginin yıkılması-
dır" derken Türk Tabipleri Birli-
ği ve Atatürkçü Düşunce Derne-
ği yaptıkları açıklamalarda 12 Ey-
lul'ün bir daha yaşanmamasını is-
tediler.
"Demokrasi hâlâ
yerleşmedi"
SHP ve DYP'nin dünkü grup
toplantılarında da iki partinin li-
derleri 12 Eylul'ün 10. yıldönümu
dolayısıyla görüşlerini açıkladılar.
SHP Genel Başkanı Erdal lnö-
nü, 12 Eylül harekâtının üzerin-
den 10 yıl geçtiğini ammsatarak,
"10 yılda bir darbe olacak beklen-
asi"nin boşa çıktığını söyledi. lnö-
nü, "10 yıl geçti, askeri müdaha-
le olmadı, bundan sonra da ola-
cağı yok" diye konuştu.
12 Eylül müdahaiesi Ue Tttrki-
ye'nin çok şey' kaybettiğini ve 10
yıl önceki demokratik haklann ye-
niden kazanılmaya çalışıldığını
anlatan tnönü, müdahalelerin de-
mokrasiden fedakârlık etmeden
kurtuluş olmaz anlayışından kay-
naklandığını bildirdi. tnönü, de-
mokrasinin kusurlannın artık yok-
edilmesi gerektiğini, duşünce öz-
gürluğü ve sendikal haklann sağ-
lanmasını, işkencenin sona erme-
sini isterken bunlann büyük oran-
da 12 Eylül müdahalesinin yarat-
tığı sorunlar olduğunu söyledi.
tnönü, son günlerde ortaya çıkan
siyasi cinayetlere de dikkat çeke-
rek, daha önce önerdiği demok-
rasi şehitleri anıtının hâlâ kurul-
madığmı, ancak öldürüienlerin ise
çoğaldıgını bildirdi. tnönü, şunla-
n söyledi:
"Artık demokrasinin temel ku-
ranlan Türkiye'de yerini almalı-
dır. Bu konuda SHP'nin öncülü-
gü hiçbir partiyle mukayese edi-
lemez ve 10 yıldan sonra aıHk hiç-
bir özür ve bahaneyi kabnl etmi-
yoruz. Düşunce özgürlüğü tam
olarak karalmalı, çalışma banşı
saglanmalı ve siyasete katüım en-
geHenmemelidir. Bnnlar hep 12
Eylül rejimjnin cetirdigi bataiar-
dır."
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, aradan 10 yıl geçmesine
karşın 12 Eylul'ün tartışılmasını
normal olarak değerlendirdi, bu
taruşmaya uzun boylu katkıda bu-
lurunak istemediklerini söyledi.
Mücadelelerinin millet iradesi ve
hukukun Ustünlüğünü tesis için
olduğunu bildiren Demirel, aklı
başında hiç kimsenin buna itirazı
olamayacağını söyledi.
Demirel, ülkelerin sorunlannı
askeri müdahalelerle çözdükleri-
nin görülmediğini belirterek mü-
dahalelerin sorunlan azaltmadığı-
nı, çoğalttığını belirtti ve "Hele
oya dayalı bir pariamentonun bo-
lundDgu rejimlerde askeri müda-
hale yapıtması millet iradesini aş-
makbr. Bunu kim alkışiayabilir?
Hem bunu alloşlayıp hem millet
iradesinin tesisini savnnmak hi-
pokrasi olur" dedi.
En kötu sivil idarenin en iyi as-
keri idareden iyi olduğu evrensel
sözünu ammsatan Demirel, Türki-
ye'nin sorunlannı demokratik ze-
minlerde çözme sabnm gösterme-
yip askeri müdahaleye başvurul-
masuun zor işleyen devleti işlemez
hale getirdiğini anlattı. Türkiye
1
de halka dayalı demokratik ku-
rumlann süs eşyası olmaktan çı-
kamadığını vurgulayan Demirel,
şöyle konuştu:
"Atalürk ilkeleri ihtilaller için
mızrak yapıldı. Hem Atatürk'ün
en büyük eserim dedigi Medis'i
kapatacaksınız, hem de Atatürk-
çıilükten söz edeceksiniz. Medis'i,
siyasi partileri kapabp siyaseti, si-
yasetçileri kötülemeye sebep olan
her olay yanlıştır. 12 Eylul'ün ne
getirdiğine, ne götürdüğnne ba-
kanak, milli irade inancı götürül-
dü, getirdigi; depolitizasyon, kor-
ka, sinmek, devlet gncünden kö-
şe bucak kaçacak yer aramak ol-
du. Devleün iki önemli vasfı olan
açıklık ve eşitliği götürdü. Bunla-
nn yerine menfaatçilik, kayırma-
olık, fırsatçılık geldi.
Bugün Türkiye bunlann hepsi-
nin acısını çekiyor. 12 Eylül orta-
dan kristal vazoyu götürmüş, çat-
lak testjyi getirmistir. Milli irade-
yi götürmüş, yerine bir şey getir-
memiştir. 12 Eylül sivil kıhku de-
vam ediyor. Ben bımlan Sayın Ev-
ren'e de sordum. 'Arkanızda ne bı-
rakıyorsunuz?' diye. 50 defa
pahalılanmış Türkiye, sosyal dev-
let ortadan kaMınlmış bir ulke, 50
milyar dolar dış. 60 triiyon lira iç
borc. Bunlann telafisi belki sıkınü
olmaz ama, esas goturdugu top-
lumun moral değerleridir. Çalış-
ma, kazanma. alınterinin yerini
gpckiilasyonia köşeyi dönmeyi ge-
tirdi. MilletİD çoğuniugunun red-
detügi iktidan çoğunluk olarak
getirmeyi başardı. Bu ayıp da ye-
ter. Bize 'Bu fıili durum, kabul
edin. Ne yapabilirsiniz?' diyoriar.
Sen kabol ettiğin için bir şey yapa-
mıyoruz. Bn ülkenin hakkını hu-
kukunu konıyacak olanlar sade-
ce bizim gibi siyasi beyetler değil-
dir."
Başbakan Yıldınm Akbulat da
partisinin grup toplantısında 12
Eylül'e değinirken 12 Eylül 1980
öncesinde Türkiye'yi yönetenlerin
şimdi yönetime talip olduklannı
belirterek "Biz müdahaleleri sa-
vunmuyoruz. Demokraside mü-
dahale olmamalı. Ama, ulkeyi iç
savaşa kadar götüren idareleri de
tasvip etmemiz mümkün değfldir"
dedi.
Hak-lş, Eğitim-lş, Türk Tkbip-
leri Birliği, Atatürkçü Düşünce
Derneği, Halkevleri Genel Merke-
zi ve tnsan Hakları Derneği yap-
tıkları açıklamalarda, Meclis'i ka-
patan, hak ve özgürlükleri kısıt-
îayan 12 Eylülierin bir daha ya-
şanmaması ıstendi. TTB Başkam
Selim Ölçer, 12 Eylul'ün topluma
gözyaşı, kan ve daha çok baskı ge-
tirdiğini belirtirken Atatürkçü Dü-
şunce Derneğı Yönetim Kurulu
uyesi Arif Çavdar, 12 Eylul'ün
Atatürk devrimlerine karşı girişi-
len bir darbe olduğunu öne sür-
du.
Hak-tş Genel Başkam Necati
Çelik de 12 Eylul'den sonra sade-
ce üniformasız bir idarenin geldi-
ğini söyledi. Eğitim-lş Sendikası
Genel Başkam Niyazi Altunya ise
ihtilalle eğitimde militarizme ve
laiklik karşıtı görüşlere prim ve-
rildiğini kaydetti.
Halkevlerinden yapılan açıkla-
mada da "Halkevleri olarak baş-
U emekçüer ohnak üzere tüm hal-
kımıza on yıldır nygulanan 12 Ey-
lül yasası ve kuramlannın kalk-
masını istiyoruz. Veni askeri dar-
beler ve 12 Eylül'ler istemiyonu"
denildi.
Sosyalist Parti Genel Başkanı
Ferit İbever, 12 Eylül değerlendir-
mesinde, "tntflalin 10. yıhnda gö-
rev, Özal kliginin yıkılmasdır"
dedi. tlsever, ülkede 12 Eylül'ü
aratmayacak koşullar bulunduğu-
nu belirterek 12 Eylül'ttn hiçbir
sorunu çözmediğini, tersine ağır-
laştırdığını savundu.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri
Yardımlaşma Dernegi (TAYAD),
lstanbul ve diğer Ulerde 12 Bytfll^
ün yüdonOmunde poiian çok w-
yıda kişiyi gözaltına *^
1T
tfl«'"f b -
nadı. TAYAD'dan yapdan açıkla-
mada, ihtilalin Ozerindcn 10 yıl
geçmesine karsın "12 r^MhTli
oianea »cakhgıyta'' ûlkenin her
yerinde ya«andığı öne turüldu.