22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhun>et Malbaacılık ve Gazetecıiık Tark Anonını Şırkeu adına Nadır Nadi # Genel Va>ın Müduru H«s»n C«mJ. Müessese Muduru Emim LşaklıgU. 'lazı I5len Mudüru. Okı> üonensin. 0 Haber Merkezı Müdurü Yalçnı B*nr, Savfa Düzeıu Yönnratnı Ali \e»r 0 Temsılcıler AhaKtTan, İZMIR Hlbmet Çctfnkara. ADANA Çelın Vıjenojlıı I, Pclıcıla COal B^l.ngK Dıs Habc:,cr E ı t _ Baki, Ekooomı Ceafiz Tartu. ts-Scnlıka Şatna b M d . Kultur CeM Imr. Isunbul Haberlen Kemal Kaçok, Ejr.ım G M O J Şavlu, Haber Araflırma. tsacl BcffcM. Yün Haberien Necdcf DofM, Spor Danışmam \Mulkadır Yicetnu. Dızı Trazılar Keran ÇsJlskaa. Araslırma Şakln Upa;. DuzdlTtc- AMailab \mo 0 Koordmaıor \AaKI Koralsu 0 Malı lsicr Lrol E/t«l 0 Mutasrt* BaleM teacr 0 Blltçt Ptulana S^t> O v m b c y o t l u 0 RtHım W Toru 0 Ek ta>ınlar H«hi « ı n l 0 Idare Hreria C ı n t 0 tştaıiK Oader Ç d * 0 Bıljı Islem Sail lud 0 fcnont S n | i fiöitfn ve Yaoan. CumJıun>ct Maıbaacdık *e Cuctecüık TA Ş Tüık Ocajı Cad H334 1si PK 246 fsııroıü Td 512 05 05 (20 h«), Tekx 22246, F*x (1) 526 60 72 # Bumtcr Kmkm. Zıy* Gokalp Blv inkJap S No 19'4, Td 133 II 41-*"1 Tde» 42344, Fu. (4) 133 0* 65 0 İımır H Zı>a Biv 1352 i U , Tel 13 12 30 Teiet 52359, F u : (51) 19 53 «0 , Ali S m m . Kkmc\ T u % Adau. laönü Cad 119 S No 1 K*r 1 Td 19 37 52 (4 hai), Tete* 63155, F u (71) 19 37 52 ttjvm Kurv/u Bajican Nadır Nadl OkU> AklmL Yılcın Ba*r H u u Ccnıal, Hikra«l Çelnfcıyı, Oka> l | » r M.HKTI lltaa TAKVİM: 12 EYLUL 1990 Imsak: 5.06 Guneş: 6.34 Oğle: 13.05 Ikindi: 16.39 Akşam: 19.27 Yatsı: 20.49 Sovyetlerlde çar yanlıları örgütleniyor Son Rus çarının doğum günü kutlamaları ile ilgili gösteriler bile yapılıyor artık Moskova'da. Geçen 17 temmuzda 200'ü aşkın kişi Rus çar ailesinin 72 yıl önce katledilmesini lanetlemek için bir araya geldi. Dış Haberier Servisi — Sergey Engelgardt-Yurkov'a göre "perestroykanın" varması gere- ken tek nokta, Sovyetler Birliği'n- de çarlığın tekrar kurulması. "H«lk pJüralist kaosttn bıkıp, bu •Ikcyi yalnızca cann kurtarabile- cegini görecek," diyor 36 yaşın- daki Engelgardt-Yurtkov. Haftalık Alman "Der SpiegeT dergisinde yavırtılanan habere gö- re tarihin tekrar "cumhuriyetçi" yollara sapmaması için de Engdgaıdt-Yorkov plüralist kaos- tan yararlanarak bir tarikatın özdlikJerini taşıyan bir çeşit parti kurdu. "Pnımos" bu örgütun adı: Sagcı MonarşisUer Biriigi. Isteyen herkes bu örgüte uye olabiliyor. Soylular tercih edili- yor, ancak doğuştan soylu olan- lardan Rusya'da geriye pek kim- se kalmadı artık. Ancak "Pra- mos", üyelerinin sağcı ve de Rus- Ortodoks Kilisesi'nin sadık birer evladı olmalarını istiyor. Yeni üyeler gösterişli bir törenle, çar- lık marşının eşliğinde, çara sada- kat yemininde bulunarak "Pro- ra»s"a kabul ediliyorlar. Tnunos" 1924 yüuıdan bu ya- na gizlice var olduğunu ileri sü- rüyor, seçkin beyler arasındaki ilişki "devrime'' rağrnen hiç kop- mamış. Gerçi bunun, kendini mareşal ilan eden ve Moskova- daki bir odalı fakirhanesinde ya- şamak zorunda kalan Engelgardt Yurkov'a pek bir yararı olmamış ama "Pramos"un lideri gunün birinde gösterdiği sadakatten ötürü ödullendirileceğini umuyor. Ancak bunun için önce Krem- lin'in Gorbaçov, Komünist Parti kongrelerinden ve kavga halinde- ki Sovyetlerden temızlenmesi ge- rekiyor. tşte o zaman son Roma- Sümela için 2milyar ödenek nov tekrar ülkesine geri dönebi- lecek. Mareşal Engelgardt Yur- kov ona bir telgraf çekti bile. Bu, büyük umutlar bağlanın kişinin adı Vladirair Kirilloviç, 73 yaşında ve gerçek bir prens. Brö- tanya'daki çiftlik evinde yaşayan Krilloviç tahta geçmeye ve ülke- nin tüm yükünü üstlenmeye ha- zır olduğunu da bildirdi. Ancak çar II. Nikolay'ın bu yeğeninin tahta geçmesine zaman yetmese bile bir başka aday daha var. Bu da Hohenzollern'lerin torunu ve Alman tahtının yasal mirasçısı Prens Gcorg Friedrich. Akraba- lık ve evlilik ihşkileri göz önün- de bulundurulduğunda, Prens Georg Friedrich'in de pekala çar olrna şansı var. "Pıamos"un yaru sıra Mosko- va'da adından söz edilen çar yan- lısı uç örgüt daha var. Bunlardan biri de, her ne kadar yurtsever ol- duğunu iddia etse de özünde fa- sişt bir örgut olan "Pamyat" (Ha- fıza). "Pamyat" gibi diğer mo- narşist örgutler de üye sayılannı açıklamaktan ısrarla kaçınıyor- lar. Neden olarak da hiç inandı- rıcı olmayan bir gerekçe ileri sü- riiyorlar: KGB'den korkuyorlar- mış. Oysa KGB'nin gerekli bilgi- leri çoktan edinmiş olması gerek. öte yandan "Hıristiyan Yeni- den Doguşun Biriigi" adlı bir başka örgüt de Vladimir Krillo- viç"i yasal taht sahibi olarak ka- bullenmek istemiyor. Çünku Krilloviç'in eşinin ilk kocası Amerikalı bir Yahudiymiş. Bu yetmiyormuş gibi kızkardeşi de Stalin'in gizli servis şefi Lavretiy Beria ile evliymiş. Bu nedenle de bu örgütün görüşüne göre bir çe- şit ulusal kongreyle (semski so- bor) halkı içinden yeni bir ada- yın belirlenmesi gerekiyor. Tarih ve kültürler mozayiği Kafkasya'da herkes dengepeşinde Çerkezîn gözü TürkîyedeÇerkez ve Abhazlar, her fırsatta Türkiye'nin büyük ülke olmasından, Türkiye'de yıllardır barış içinde yaşayan soydaşlarından ve kardeşlik ilişkilerinden şöz ediyorlar. İstedikleri, Türkiye'nin onlan Gürcistan tehlikesine karşı koruması. Ama aynı istek Gürcistan'dan da geliyor. Gürcüler de, sınırlarındaki büyük komşudan hem çekiniyor hem de ondan destek bekliyor. İSMET BERKAN VLADİKAFKAS — Camekâ- nın ardında iki tane kafatası du- ruyor. Burun ve göz delikleri ay- nı insan kafatasındaki gibi, ama kafanın üst kısmı konik bir biçim- de yukarıya doğru uzuyor. Bu bir insan kafatası mı? "Evet" diyor rehberimiz Alla. "Alanlar, yani Oseüerin atalan, daha küçük bebekken kafalanna bir çeşit korse takarlarmış." Etnografya Müzesı'nin bir baş- ka odasında Alan savaşçılarının giysi ve resımlerini görünce duru- mu daha net anlıyoruz. Savaşçı başlıkları, demirden birer külah. Selçuk mimarisindeki türbelere benziyor başlıklar. Ve çocukların kafatasları, daha bebeklikten iti- baren bu başlıklara göre biçimlen- diriliyor. Kafkasya, gerçek bir uluslar, tarih ve kültürler mozaiği. Kaf- kasya, esas olarak Çerkez ırkla- rının anavatanı. Ama bu bölge önemli bir geçiş yeri olduğu, iki büyük toprak parçasının coğrafi sının niteliği tasıdığı için olsa ge- rek, sürekli yabancı güçlerin işga- line uğramış. Alanlar bir örnek. Kökenleri, Hazar denizinin bugun tran'a ait olan kıyılarına dayanı- yor. önce yukan doğru çıkmışlar, bugunkü Osetya'ya yerleşmişler. AÇLIK GREVLERİ SÜRLYOR — Geçen yıl nisan ayında Tiflis Üniversitesi. Abhazya'daki kendisine bağlı Abnazaca öğretim veren fakülteyi kapatmaya kalkışınca Abhazlar ayaklanmış, bunun ustiıne Gurcistan'ın başkenti Tiflis'te de olaylar çıkmıştı. Ola>ları bastırmak için Tiflise giren Kıztl Ordu birlikleri neredeyse bir katliam gercekleştirdiler. 9 Nisan 1989'da meydana gelen bu olaylardan beri Tiflis'teki hukümet binasının önunde "L'lusal Cephe"nin açlık grevleri devam ediyor. Savaşçı bir ırk. Ata iyı biniyor, iyi kılıç kullanıyor. Geçimlenni talan- dan sağlıyorlar. Hunlar, Attila önderliğinde Ortaasya'dan çıkıp saldırıya gectiğinde Alanlar için sürgün günleri başlıyor. înanıl- maz gibi gözüken yollar katedı- yorlar. Vandallarla kader birliği ediyorlar ve Galya'ya kadar geli- yorlar. Bir kısmı bugunkü Orle- ans yakjnlanna yerleşiyor, bazı- lan Pireneler'i a$ıyor. Afrika'ya kadar geçtikleri söyleniyor. Bask bölgesinde de epey izleri var. Bel- ki Basklıların atalanndan biri de Alanlar. Dilleri epey benziyor çünkü. Bugün kimse AJanlardan söz etmiyor. Torunlannın ismi Oset- ler. Rusya Federasyonu'na bağlı bir otonora cumhuriyetleri var: Osetya. Bugün Kril alfabesini kul- lanıyorlar, ama Osetçe aslında Latin alfabesine benzeyen bir al- fabeyle yazılıyor. Kafkasya'nın yerii halkı, bizim de yakından tanıdığımız Çerkez- ler. Bu uluslar (ya da kabileler) topluiufunun Kafkasya'daki geç- mışi tsa'dan önce 3 bininci yıla kadar uzanıyor. Tarihçiler, Çer- kezlerin eski Yunan kaynaklann- daki "Sindo-Moel" ırk olduğuna inanıyor. Isa'dan önce 6. yüzyıldan itiba- ren Karadeniz kıyısında krallık kurdukları, Yunanlılarla komşu olduklan, gem'ş bir kultür alış- verişinde bulundukları biliniyor. Tarih akıllı uslu küçuk savaşlar- la ve ticaretle devam ederken bir- den Hunlar geliyor. Daha sonra sırasıyla Moğollar, Ruslar, Os- manlılar ve yeniden Ruslar geli- yor. 19. yuzyıün ikinci yansındaki buyıik göç nedeniyle Çerkezler, Balkanlar'dan Ona Aradolu'ya ve hatta Suriye-Ürdun'e dek de- ğişen bir coğrafyayı yerleştirili- yorlar. Peki Çerkezlerin hepsi mi suru- luyor? Hayır. Ama Kafkasya'da gerçekten buyük bir nüfus kalı- yor. Karadeniz kıyısında Abhaz- lar, içerilerde iş Kabartaylar, Ku- banlar, Mosdozlar, Mesleneyler vs. gibi büyuk kabilelerin yanı sıra bazı küçük kabileler de Kafkas- ya'daki varhklannı sürcürmuşler. Sovyetler Birliği'nde yaşayan Abhaz ve Çerkezlenn bugünku durumlarına bakıldığında, ulusal kimliklerin, dillerin ve tarihi özel- liklerin Türkiye'de yaşayanlara göre çok daha iyi korunduğu gö- rülüyor. Yanlış anlaşılmasın, Türkiye'de Abhaza ve Çerkezle- re yönelik bir asimilasyon, özel bir faaliyet olduğundan söz etmi- istendi ANKARA (Cumhuriyet Buro- su) — Doğa koşullannın yarattı- ğı tahribat nedeniyle bazı bölum- leri ziyarete kapatılan Sumela Manastırı'nın restorasyonu için Kultür Bakanhğı bütçesıne-2 mil- yar lira ödenek konulması oneril- di. Kültur Bakanhğı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yardımcı- sı Taci Özoral, Karadeniz Teknik Universitesi'ne hazarlattınlan res- torasyon projesi maliyetinin 10 milyar lira olduğunu belirterek "Harcamanın 2 milyan 1991'de, geri kalanı 1992 ve 1993'te yapıl- ması planlandı. Teklif götuniidii" dedi. Projenin uç yılda bitmesinin amaçlandığını belirten özoral, uygulamada çıkacak aksaklıklar nedeniyle bu sürenin uzayabilece- ğini bildirdi. Trabzon Mimarlar Odası Baş- kanı Bekir Gerçek ise yapılacak yardımın yetersiz olduğunu belir- terek şunlan söyledi: "Tahribann önüne geçilmesi ve daha fazla erozyonun önlenmesi için 6-7 milyariık yatınra gereki- yor. Şimdiki duruma göre esere 1.5 yıl daha el sürulmeyecek. Bu kış şartlan ne yapar, belli değil. Yülann yorgunluğu var. Taş duş- me olaylanndan sonra ön cephe- deki 4 katlı lusırada kemerlerde büyiiyeD çatlaklar var. Herhangi biri kendini kurtardığı anda, o cepbe yerinden yuvarianabilir." Trabzon Kultür Müdürlüğu yetkilileri ise ödenek yetersizliğin- den yakınarak en kısa zamanda geniş kapsamh bir onarım yapıl- ması gerektiğini söylediler. NewDış Haberler Servisi — New York çokuyor mu? Her gun yaşanan saldırganlık ve cınayet olayları, bu ünlu Amerikan şehrıni içinde yaşayanlar açısından urkutucü bir yer haline donuşturuyor. Taşı toprağı altın olduğu iddia edilen ve Amerika'nın diğer şehirlerinden, Avrupa'dan, Sovyetler Birhği'nden ve Üçuncu Dunya'dan göçlerle nüfusu 1980'den beri 1 milyon artan \e 8 milyona çıkan bu şehir, birçok çarpıcı ve çelişkili ozelliği bunyesınde topluyor. Finans dunyasının başkenti sayılan New York Borsası, olanca hızıyla çalışmalarını surdurürken şehirde duzinelerce sanat ve kultür olayı a>nı anda sergileniyor. Öte yandan New York'ta 100 bin kadar kışı sokaklarda yaşıyor. Her 300 kışıden birinin AIDS \irusu tasıdığı Nevv York'ta, geçen yıl işlenen cinayet sayısı 1900'u aşıyor. îçinde bulunduğurauz yılın ilk 5 ayında, aralarında birçok bebek ve çocuğun da bulunduğu 888 kişinin cinayetlere kurban gittiği belirtihyor. Time dergisı, son sayısında 'Bü>ük Elma Çuru>or' başlığı altında Nevv York'u kapak konusu yaparken her şeyi dev olan kent için içinde yaşayanların neler duşutıdüklerinı sorguluyor. Time/CNN araştırmasına gore New York'luların yüzde 68'i son birkaç yıl içinde şehirdeki yaşam kalitesınin duştuğüne ınanıyor, yuzde 60 ise kendısini surekli bir tehdit altında hissettiğini itiraf ediyor. Bu şehirde yaşayanların yuzde 59'u olanak bulsa başka yere taşınacağını belirtirken, yuzde 70'in üzeri şehri pis ve tehlikeli bir yer olarak tanımlıyor. Nevv York'un yaşanılacak bir yer olduğunu düşunenlerin oranı yuzde 54. : Btiyükelıııa çürüyor OLAĞAN GÖRÜNTÜLER — Saldırganlık ve cinayet olayları Ne» York'ta sıkça rasüanan göröntülerden. Türk-Japon ilişkilerinin 100. yılı için gelen konuk Japon Prens ve Prensesi gezilerinin son durağı îstanbul'da Japon prens asırlık dostluğutazeliyor DARL LACEZE'DE SOHBET- Konuk Japon Prens ve Prensesi Mikasalar, tarihi Dariılaceze kuru- munda yaşlılarla sohbet ettiler. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) tstanbul Haber Servisi — Turk- Japon ilişkilerinin 100. yılı dola- yısıyla ulkemizde bulunan Japon- ya Prensı Tomohito Mikasa ve eşi, onceki akşam geldikleri Istanbul1 da çeşitli ziyaretlerde bulundular. Japon Prensi Mikasa ve eşi dun iik olarak Sultanahmet'teki Arke- oloji Muzesi'ne gittiler. Burada Muze Muduru Alpay Pasinli'den bilgi alan Prens Mikasa muzenın hazine, lahit ve sikkelerin yer al- dığı bolümlerini gezdi. Japon Prensi ayrıca, babasınm da imzası bulunan bir defteri imzaladı. Ge- zi sonunda rnüzeyı çok beğendı- ğinı ifade eden Prens Mikasa ge- lecek yıl Arkeolojı Muzesi'nin 100. yıl kutlamalanna babasının da gelebileceğini açıkladı. Konuk prense ayrılırken muze rehberinın Japonca baskısı ile "Hermes Hey- keli"nin kopyası hedıye edildi. Japon Prensi ve beraberindekı heyet 3 gunlük îstanbul ziyaretle- rinin ilk gununde ikinci olarak da Dolmabahçe Sarayı'nı gezdiler. Burada TBMM Milli Saraylar Da- ıre Başkanı Türkan Ince ve Muze IVfüdüru Zeki Erbaş tarafından karşılanan Japon Prensi ve eşi, Dolmabahçe Sarayı'nda Ataturk 1 un çalışma ve yatak odaları ile sa- rayın harem ve hamam bolümle- rini gezdi. Dolmabahçe Sarayı'nın buyuk salonunu çok beğenen Prens Mikasa burada kendi fotoğ- raf makınesi ile bol bol fotoğraf çektı. Prens ve Prenses Mikasa da- ha sonra sarayın bahçesine çıka- rak Japon Televizyonu ile bir ko- nuşma yaptılar. Oğle yemeğinı Tepebaşı'ndaki Japon Lokantası'nda yiyen konuk prens ve prenses, öğleden sonra ise ilk olarak Dariilaceze'yi ziyaret et- tiler. Japon Prensi Mikasa, eşi ve beraberindeki heyet Darulaceze 1 de bir sure dinlendıkten sonra Îs- tanbul Buyukşehir Belediyesi Ge- nel Sekreteri Ale>- Coşkun ve Baş- kanlık Danışmanı Süleyman Soy- gun'dan kurum hakkında bilgiler aldı. Prens ve beraberindeki heyet daha sonra 0-6 yaş grubu çocuk- ların bulunduğu bolume gıderek bir süre çocuklarla ilgilendiler. Darulaceze'nin bahçesinde dinlen- mekte olan yaşlılarla el sıkışıp sohbet eden Prens Mikasa ve eşi daha sonra kurumun 100 yıllık ta- rihi çamaşırhanesi ve çocuk mut- fağıran bulunduğu bolumleri gez- diler. Japon Prensi Mikasa Darülace- ze'yi ziyaretinde ayrıca, kuruma 2000 dolar bağışladı. Prens ayrı- ca, Darülaceze Mudürü ve Alev Coşkun'a prens ailesinin hediye sembolu olan ve hediyeleri bağla- mak için kullanılan bir ip arma- ğan etti. Alev Coşkun ise Prens Mikasa'ya Darülaceze'den şükran- larla yazılı anı plaketini sundu. Prens ve Prenses Mikasa bera- berindeki heyet ile daha sonra Ka- palıçarşfya gectıler.Akşam daSa- kıp Sabana'nın Atb Köşk'te onur- larına verdığı akşam yemeğine ka- tıldılar. Japon Prensi Mikasa ve eşi ya- rın da Istanbul'un çeşitli tarihi yerlerini gezdikten sonra 13 eylul tarıhınde Turkiye'den ayrılacak. yoruz. Ama beüi ki Sovyetler Bir- liği'nde kalanlar için ulusal kim- lik, zamanında Türkiye'ye göçen- lere göre daha büyük bir önem ta- şımış. örneğin Abhazya, Gurcistan'- ın içinde bir otonom bölge. Ab- hazlarla Gürcüler arasında bugü- ne kadar bilinen 4-5 önemli çatış- ma var ve bu çatışmalann hepsi de Abhazaca öğrenim yapılan So- hum'daki bir fakülte yüzünden çıkmış. Ne zaman bu fakülte ka- patılmak istense olay çıkmış. Son olarak geçen yıl nisan ayında Tif- lis Üniversitesi. Sohum'daki Ab- hazaca fakülteyi kapatmaya ka- rar verince Abhazlar ayaklandı. Bunun üstüne Tiflis'teki milliyetçi Gürcüler sokağa dökülünce Kızıl Ordu devreye girdi, sonuç 14 ölü, yüzlerce yaralı, binlerce tutuklu. Gerek Türkiye'de yaşamakta olan Çerkez ve Abhaza nüfus ge- relfse Türkiye'nin bölgedeki yegâ- ne makul buyük devlet olması ne- deniyle Kafkasya'da butün gözler Turkiye'ye dönük. Kuşkusuz ırksal ya da tarihsel bir yakınlık kurmayı denemiyor- lar. Esas istedikleri, kendilerini her an ezebilecek durumda olan Gürcistan ya da Rusya Federas- yonu gibi büyük Sovyet cumhu- riyetlerine karşı Türkiye ile bir denge kurmak. Ama tuhaflığa bakın ki benzer bir istek Gürcistan'dan da geliyor. Gurcistan'ın yönetimi ve muhale- feti, Turkiye'yi dayanacak büyük bir guç, bir Batılı ülke olarak gö- rüyorlar. Her seferinde "Türki- ye'de yaşayan buyük Görcü nü- fus tan" ve "ırkdaşlardan" söz ediliyor. Azerbaycan ise malum. Nere- deyse Turkiye'den Ermenistan'la savaşması için asker bile isteye- cekler. Kendilerini Türkiye'nin doğal bir parçası sayıyorlar. Za- ten Türkçe konuşuyorlar, Müslü- manlar. Gerçek şu ki Gürcistan'da, Kafkasya'daki küçük cumhuri- yetler de Turkiye'ye bağlanmak, Türkiye'nin uydusu olmak gibi şeyleri asla kabul etmezler. Hat- ta, bütün bu irili ufaklı cumhuri- yetlerde (kendilerine devlet diyor- lar) aslında derinlerde bir Türki- ye korkusu ve düşmanlığı olduğu da sezilmiyor değil. Türkiye'nin Gürcistan ve Kaf- kasya ile ilişkilerinde çok dikkat- li olması gerekiyor. Bu bölge, Turkiye için çok büyük bir pazar. Çok büyük olanaklar sağlıyor. Minicik Sarp kapısı bile bu denli etkili olduğuna göre, Tiflis gibi kentlere doğrudan uçak kaldır- mak kimbilir ne tür yeni imkân- lar açar. Ticaret ve turizm, Tür- kiye'nin en büyük iki silahı. Kadınlara sıgınak • tSTANBUL (ANKA) — Bakırköy Belediye Başkanı Yıldırım Aktuna, zor durumdaki kadınlann çocuklarıyla birlikte barınabilecekleri Türkiye'nin ilk kadın sığınak evini hizmete açtı. Yıldınm Aktuna açılışta yaptığı konuşmada, kadın sığınak evinin çaresiz kalmış kadınlara yardım amacıyla kurulduğunu belirterek "Kocası tarafından eziyet gören, dayak yiyen kadın gerek yeterli eğitime sahip olmadığı gerek ekonomik özgürlüğe sahip olmadığı için bu eziyetlere katlanıyor. Eziyetlerden çıkış noktası bulamayınca da ya intihar ediyor ya da kocasını öldürüyor. Böyle çok sayıda kadıaımız var" dedi. Onlükler deniz mavisi • İstanbul Haber Servisi — Îstanbul'da da bu yıl ilkokula başlayacak öğrencilerin büyük çoğunluğu deniz mavisi önlük giyecek. Milli Eğitim Bakanlıği'nın baslattığı uygulama çerçevesinde deniz mavisi, lacivert, siyah ve gri renklerden biri önlük olarak seçildi. Kentteki ilkokullara bu öğretim yılında başlayacak öğrencilerden 122 bin 453'ü deniz mavisi, 19 bin l'i siyah, 9 bin 349'u lacivert, 9 bin 336'sı gri önlük giyecek. Patrik'ten ziyaret • İSTANBUL (AA) — Yeni Ermeni Partiği Karakin Kazancıyan, tstanbul Valisi Cahit Bayar'a nezaket ziyaretinde bulundu. Görilşmeye gazeteciler alınmadı. Kazancıyan, yaklaşık 25 dakika süren görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, "Îstanbul'da görev yapmam nedeniyle şehrin en büyük mülki âmirini ziyaret etmem benim vazifem" dedi. Almanya briçte şampiyon • Dış Haberier Servisi — tsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan, Dünya Briç Şampiyonası'm Federal Almanya kazandı. Rosenblum Kupası olarak da bilinen ve dörtlü takım turnuvası şeklüıde gerçekleştirilen şampiyonada, Batı Almanya finalde ABD'yi 145-132 mağlup etti. Dört yılda bir yapılan şampiyonayı, Batı Almanya ilk kez takım halinde kazanıyor. Dri yeni ilaç • Haber Merkezi — Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Farmasötik Teknoloji Sempozyumu'nun ikinci gününde iki hastabk konusunda yeni ilaçlar açıklandı. Japonya-Hoshi Üniversitesi profesörlerinden Prof. Dr. T. Nagai bu ilaçlann kamuoyunu yakından ilgilendirdiğini söyledi. Nagai, "Bundan böyle AFT'den şikâyet edenlere 'Aftach' diye yeni bir ilacın bulunduğunu müjdelemek isterim. Kısa sürede hastalık önlenmiş olacaktır" dedi. Tagai aynca tüm alerji tedavilerinde yeni bir aşama olan "Rhinocort" adı verilen yeni bir ilacın bu konuyu hemen hemen hallettiğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle