28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 RijkovYları savunma • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Başbakanı Nikolay Rijkov, ülkede pıyasa ekonomisine sarsıntısız geçişi sağlayabilecek 'tek gerçekçi' planın kendi hükümetinin hazırladığı plan olduğunu savunurken 'yoklar' listesinin giderek kabannaya başladığı Moskova'da, bir komisyon kurularak yokluklara karşı önlern alınmaya başlandı. Başbakan Rijkov, önceki gece Sovyet televizyonunda yaptığı haftalık konuşmasında, kendi hazırladıklan ekonomik reform programının halen var olan ekonomik yapılan konırken yenilerinin oluşturulmasını, eski yapıdan yeni yapıya aşamalı olarak geçilmesini öngördüğünü söyledi. Bulgarktan huzursuz • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da eski adıyla Komünist Parti, yeni adıyla Sosyaüst Parti'nin (SP) merkez binasımn kundaklanması olayının sorumlulannın hâlâ belirlenememesi muhalefetin sert tepkisine yol açıyor. Ana muhalefetteki Demokratik Güçler Birliği'nin (DGB) yayın organı Demokrasi gazetesinde yayımlanan bir yorumda, SP merkez binasının kundaklanmasımn Todor Jivkov'un 10 Kasım 1989 tarihinde devrilmesinden bu yana 'en büyük tahrik' olduğu iddia edildi. Ttirk-Yunan diyaloğu • ATİNA (AA) — Türk ve Yunan başbakanları aıasında temmuz ayında vanlan mutabakat sonucu, diplomatlar düzeyinde Ankara'da gerçekleştirilecek ilk görüşmenin hazırhklanna Atina'da başlandı. Yunan Dışişleri Bakanlığı'na yakın kaynaklar, 19 eylülde Ankara'da yapılacak görüşmede büyük bir gelişme sağlanmasının beklenmediğini belirttiler. Ayru kaynaklar, Yunan heyetinin "sırf Türkiye'nin Atinâ'yı-dîyaJog •»'•-' istememekie süçfamaması için Ankara'ya gideceğini" ifade etülerj KÖRFEZ KKİZ İ ...KÖKFEZ KRtZİ... KÖRFEZ KKİZİ...KÖRFEZ KR Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Gannet News Service'e demecu Şimdilik askergönderme yokğız, sonra gerekli olup olmadığı- na bakacağız. Çiinkü Türkiye'nin Irak ile ortak sınırları var. Sınır- da zaten çok büyük bir askeri gü- cumiız var. —Türkiye, anladığımız kadany- la, ABD'nin borçlarını silmesini degil, daha fazla ticaret kapılan açılmasını isüyor. Bu yaklaşımı bi- raz açar mısınız? ÖZAL—Amerikan tekstil paza- rında, diğer ülkelerın dururnuna atımlı roket sistemlerine, tankla- ra ihtiyacı var. Ordusu moderni- ze edilmiş Türkiye gibi önemli bir ülke, bu karışık bölgede istikrar sağlar. —Baker, Kongre'deki konuşma- smda bölgeye bir güvenlik reji- rainden bahsetti. Sizin buna tep- kiniz nedir? ÖZAL—Şu anda cevap \ermek güç. Herkes bu konuda düşünme- li. ÖZAL—Tahmin yapmak zor. Helsinki doruğundan sonra, daha iyi tahmin yapılabilir. Ama bazı- lannın düşündüğü gibi eğer am- bargo çalışmazsa silahlı çatışma olabilir. Ambargonun çaiışacağı konusunda ben çok umutluyum. Silaha başvurmak son çaredir. —Siz Tahran'dayken Saddam burayı füze ateşine tuttu. Sad- dam'a kişisd duygulannız nasıl? ÖZAL—Üç kere bir araya gel- Özal: Hükümet şu anda Körfez'e asker göndermeyi düşünmüyor. Sonra gerekli olup olmadığına bakacağız. Saddam, deli değil. Salak da değil. Ama bir hatası var: Çevresinde "Şunu yapmayın" diyecek danışmanı yok. WASHINGTON (Cıımhuriyet) — Cumhurbaşkanı Turgnl Özal, aralarında USA Today de olan yüzlerce gazetenin sahibi Gannet şirketinin haber ajansına verdiği demeçte, Kürt konusunda Türki- ye'nin hassasiyetini dile getirdi. Özal, ajansın Başyazarı John Omkinski ve Türkiye uzmanı Da- vid Jadson ile söyleşisinde şöyle konuştu: —Dışişleri Bakanı James Ba- ker, Saddam Hüseyin'in işbaşın- dan uzaklaşurümasının ABD'nin Körfez stratejisinin merkez hede- fi olmadığını söylüyor. Siz ne dü- şünüyorsunuz? Olmalı mı? ÖZAL—Bilmiyorum. Eğer ko- nuya uluslararası hukuk açısuıdan ve BM Güvenlik Konseyi kararlan açısından bakarsanız, en önemli mesele Irak'ın Kuveyt'ten hemen çekilmesi ve oradaki rejimin tek- rar işbaşına gelmesi olarak gözü- küyor. Ama gördüğünuz gibi Sad- dam Hüseyin, bunu kabul etmi- yor. Kabul ettiğirü varsaysak bile ondan sonra işbaşında kalabilir mi, bu ayrı konu. Irak'taki gibi güçlü bir rejim buna dayanmaz. Ote yandan tran'a karşı elde etti- ği avantajları da kaybetti. Şimdi Kuveyt'te kazandıklarını da kay- bedecek. Bir politikacı içın bu ka- yıplardan sonra ise devam etmek çok güç. Ama Irak değişik bir ül- ke. Daha ileri tahmin yapa- mıyorum. —Eğer Irak, Kuveyt'ten çekil- dikten sonra dafai Saddam işbaşın- da kalırsa. bolgede istikrarsızlık devam eder mi? ÖZAL—Bu konuda birçok kişi duşunuyor. Birçok kişi işin içinde. Bu iş nasıl düzeltilecek? Başkan Mübarek ile konuşuluyor; Kral Fahd, Başkan Busta, Başbakan ^ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ _ Thatcher, herkes içinde. Çok zor j-ı A , rır*r\> J^\ u J ~ T i r j t • bir meseie. intikamaimaduyg u-/vi/A77ûr«yö SPD nın Ortaclogu uzmanı Wıschnewskı: ları belirebilir. Herkes, bu konu- ^ *-' da iyı düşünmeli. —Meclis, hıikıimete asker gön- derme yetkisi verdi. Bu ne anla- ma geliyor? Tansiyonun yükseldi- ği mi, yoksa Irak'ınTürkjye'yesal- ..,.- , . . _ . . , . Wıschnewskı, Basra Korfezı ndekı durumun giderek vahim bir hal aldığını belirterek "Askeri müdahale, Arap dünyasını Batı'nın aleyhine çevirir ve Ortadoğu'da sanlması güç yaralar açılır" görüşünü savunuyor. bakıldığında Türkiye'nin çok kü- çük bir payı var. Toplam ihracat 400 milyon dolar civannda. Bu ikiye katlansa 800 milyon dolar yapar. Bunu istemekte haksız sa- yılmayız, çünkü Amerika ile dış ti- caretimizde Türkiye aleyhine den- gesizlik var. Bu durumda olan pek az ülkeden birisiyiz. Ordunun mo- dernizasyonu konusunda, halen Generai Dynamics ile ortak uçak yapıyoruz, bunun kapasitesi art- tırılabilir. Kara kuvvetlerinin çok —Bush, Türkiye'nin yapüklan- nı çabuk anutabibr mi? OZAL—Her şeyden önce biz bu kararlan Batı için almadık. Doğ- ruyu yapmak için aldık. Yanlış ta- rafta olmamız mümkün değildi. Irak'tan kaçanları gördukçe çok rahatsız oluyorum ve doğru karan aldığımı'za bir kez daha inanıyo- rum. —Bu kriz, sizce nasıl biter, ba- nşçı yoldan mı, askeri çözüm mii olur? dim. Zeki bir adam, kararlı. Ba- zılan deli diyor, bence değil. Sa- lak da değil. Ama bir hatası var, çevresinde kendisine 'Şunu yapmayın' diyecek yakın danışma- nı yok. Herkes korkuyor. Böyle olunca da yanlışlar yapılması ka- çınılmaz. —Koveyt'i işgalinde sizce yan- lış hesap mı yaptı? ÖZAL—Bence öyle. Sovyetler de dahil, bu kadar Batı tepkisi olacağını hesaplayamadı. BM ta- rihinde bu kadar çok güvenlik konseyi karan, bu kadar kısa bir sürede çıkmadı. —Bu kadar büyük bir tepki siz- ce neyin göstergesi? ÖZAL—Doğu-Batı ilişkilerin- deki yumuşama önemh' bir unsur. Daha önemlisi, herkes bu yeni yu- muşama ortamında daha çok ti- caret, daha fazla ekonomik fırsat olacajpru, refah olacağı beklerken aniden bu kriz başladı. Aynca bu Batı'nın yaşam damarı, kontrolü- nün bir ulke veya bir adama veri- leceğini sanmıyorum, kabul edile- mez. Daha şimdiden petrol fiyat- ları 30 dolar oldu. —ABD, Kürt konusunu bir yandan Irak'ı destabilize etmek için bir alternatif olarak aklının bir koşesinde lutuyor. Diger yan- dan Türkiye'nin bundan zarar gö- rebilecegi gerçegi var. Siz durumu nasıl göniyorsunuz? ÖZAL—Bu önemli bir konu. Türkiye, diğer ülkelerden daha çok Kürt nüfusa sahip. Osmanlı- lar döneminde bu insanlar barış içinde yaşadılar, ama Birinci Dün- ya Savaşı'ndan sonra Kürtler de birkaç ülke arasında bölündü. O yüzden kritik bir konu. Türkiye, bölgedeki tek demokrasi; Kürtle- rin Türklerden hiçbir farkı yok. Eşitlerdir. Evlenmeler çok yaygın- dır. Valiler, yargıçlar, generaller arasında Kürtler vardır. Hatta başbakanlarda bile vardır. Türki- ye'nin bu konuda bir problemi yok. Ama Irak'ta başka geiişme- ler olursa bu gelişmelerin Türki- ye ve diğer komşular üzerinde ka- lıcı bir kötü etkisi olur. Biz bu- nu kabul edemeyiz. ONN 'Müdahale Batı'nın aleyhine'dırgan emeller beslediği mi? OZAL—Şoyle söyleyeyim. Bi- zim anayasamız biraz Alman ve Japon anayasasına benziyor. Ay- rusı değil, ama benzerlikler var. Türkiye sınırlan dışına asker gön- dermek yetkisi Meclisin, hüküme- tin değil. Şimdi yetki verildi, ar- tık hükümet Körfez'e askeri güç yollayabilir veya dostane yabancı askeri guçleri Türkiye"ye çağırabi- lir. —Yetki olduğuna göre göndere- cek misiniz? ÖZAL-Şimdilik değil. Anladı- ğım kadarıyla, hükümet şu anda düşünmüyor. Duruma bakacağız, bölgedeki dostlanmızla konuşaca- DİLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Geçmiş yıllarda Arap dünyasındaki arabuluculuk çabalanyla tanınan Sosyal De- mokrat Parti SPD'li politikacı Hans-Jürgen Wischnewski dokuz gün süren Ortadoğu gezisinden döndü ve Bonn'da hükümete bil- gi verdi. Ortadoğu uzmanı VVisch- newski'nin gezisi Suudi Arabis- tan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ür- dun ve Mısır'ı kapayordu. Wisch- newski gezisinde Kuveyt temsilci- leriyle ve Korfez İşbirliği Komis- yonu uyeleriyle de görüştü. SPD'li Ortadoğu uzmanı, "Du- rumun giderek vahim bir hal al- dığını ve tehliketi seyrertiğini" bii- diriyor. Buna göre Körfez'de si- yasi bir çözüm olasılığa giderek azalıyor. Wischnewski, Kuveyt temsilci- lerinin krizin askeri yollardan ço- zulebileceğine inandığını anlattı ve buna anlayış gösterilmesi gerek- tiğini söyledi. Fakat politikacmın Ortadoğu gezisi, Batı'nın askeri harekâttan sonra ne olacağım iyi- ce hesaplaması gerektiğini göste- riyor. SPD'li uzmana gore Batı'- nın askeri mudahalesi, Arap dün- yasının çoğunluğunu Batı aleyhi- ne çevirecek ve Ortadoğu gezisi, Batı'run askeri mudahalesi, Arap dünyasının çoğunluğunu Batı aleyhine çevirecek ve Ortadoğu'- da sanlması güç yaralar açacak. SPD'li uzman, Körfez krizinin çöZumü için dort aşamalı bir plan önerdi. Plan şöyle: • 1. Irak rehineleri serbest bı- rakmalı. 2. Kuveyt'ten çekilmeli. 3. Irak'ın Kuveyt'teki birlikle- ritıin yerine çogunluğu Araplar- dan oluşan bir Birieşmiş Milletler gücü Kuveyt'e yollanmalı. 4. Butün yabana askeri kuvvet- ler, en başta ABD kuv>etleri Kör- fez'den çekilmeli ve sorunlara ma- sa başında siyasi çöztimler bu- lunmalı. Wischnewski, El-Sabah hane- danının Kuveyt'e geri dönmesi ye- rine Kuveytlilerin kendilerine de- mokratik yollardan yeni bir yöne- tim seçmesini doğru buluyor. "Başarmaları için onlara destek verin... Sağlam bir temel kazandırın." Temel Britannica'nın 13. cildi tamamlandı. Cilt kapaklan bayilerde! Türkiye'nin en kapsamlı temel eğitim ve kültür ansiklopedisi Temel Britannica'nın 13. cildi. bugün çıkan 91. fasikülle tamamlandı. İlk ve ortaöğretimin temel başvuru kaynağı Temel Britannica, öğrencilerimizin kütüphanesinde ciltli olarak yerini alıyor... Eğitim dünyamızdaki önemli bir boşluğu dolduruyor. Temel Britannica'mn 91.fasikülüyle birlikte 13. cildin kapağını da almayı unutmayın. Temel Britannica 'nın tamamına şimdi çok uygun koşullarla sahip olabilirsiniz. Bu ımkânı değerlendırın Yandakı tablovu ınceleyin. Butçenize en uvgun odeme seçeneğını belırleyin. Kuponu doldurup. peşınata ait posta çekı fotokopisiyle birlikte. belırtılen adrese gönderın. Temel Brııanmca n\n yayımlanmış olan 13 cildıni hemen alın. Çocuklarımz hemen yararlanmaya başlasın. Her 7 haftada bir yeni cılt. isterseniz adresınize teslım edılsın. istersenız Ana Yayıncılık Satış Merkezlen'nden siz alın. 20 ciltlık bu benzersız yardımcıya. bugünkü fıvatıyla sahip olun. Temel Bnıanmcü takım satıs ft\alı (KDV dahıl) Ödeme Bıçımı • Peşın G 3avtaksıtle D SavtdWsıtle C 12 jytdksılle Peynat (TL) - 224 000- 125 IXK)- ^ (HKI - Avlık Taksıt (TL) - 120.000 • 70(100- 55 (XXI - Taksıt Adedı - 3 8 12 Toplam (TL) 545 000 - 584 001) • 685 00U - "'J'J IX» - Özel mukavva ve cilt bezlı. çift (siyah-altın) varak yaldızlı, özenle hazırlanmış "Temel Britannica 13. cilt kapağı" şeffaf koruyucu ambalajının içinde. KDV dahil, 6.000 TL. Not: 1. Temel Bntannıca'nm 13 cıldı. dbonelerımızın adre^lerıne 10 Ekım 1990 tarıhıne kadar laahhütlu posla ile gönderılecektır 2. CıUlcrını eldcn dlan ahonelerımız. 24 t>lu! 1W> tanhınden ıtıhdren Ana Yayıncılık Sdtı^ Merkezı'ne (Mecıdıyekov t kımhklen yada Abone Belgelerıvle gclerek 13 uldı edınehılırler Ttmtl Britmııicı o4»rt«n. ftsik Isnköl. cih L»pa|i. ağhmalı gibi takpkri K?D Aaa Ya>ı»cılık Satı> Merkeıieri'Bc bafvnnbılıricr. A n >. nanlık Salış Mctkederi: 1 Buvıık&rc Cdtl EjdcrApl hVB Vfccıdıvx;k(>» '•lılilHSTANBL'LTd 174 "!| 1S 2 KMUwt.Cıtl Dr Scvkıhcv Sokjk fVA DıidfiMilu Utı») ISTANBL I Tel SIMK2fi ". KI"dfdrerC.Hj llclısım Han7/1 Ca^Jİ"ğlu J44im ISTANBLL Td. SI6 22NI 4 TunjlıHılmıCjd I2n KjvdklıAT.-l*' 7 !»! ANKARA Tc! I^KSKA Seçnğınız odeme hıçımının karşısındakı kulu>*u ışâretle\ın TEMEL BRİTANNİCATEMEL EĞİTİM VE KÜLTÜR ANSİKLOPEDİSİ TEMEL BRİTANNİCA İSTEK KUPONU Cıltlerıni2ı nasıl teslim almak ısmorbunuz' •Adrcsıme uahhutlü pos!a>la D Kıanbul vc Ankara'djkı Salıj Merkezlen ne gelerek elden Adı Soyadı . . Adresi Kodu . Telefon- 314447 no'lu Posta Çekı heiahtna Folokopısı ılı^ıktedır TL vutırdım ANA YAYINCILIK A.$. Buyukderc Cad Uç>ol Mevkıı 57/2 Maslak 811725 tSTANBUL Tel P 6 95 8(1 (4 han Ana Yayıncılık A.Ş. ve Encyclopaedia Britannica, Inc. işbirliği ile yayımlanmaktadır. POLİTİKADA SORUNLAR ERGUNBALa Batı Kampındaki Gelişmeler Körfez krizınde son günlerde Batı kampında iki yeni gelişme göze çarpıyor. Bunlardan biri, Batılı liderlerin, konuşmalarında Irak'a karşı uzun sürebilecek (birkaç ay) bir ambargodan söz ede- rek. halkı sabırlı olmaya çağırmaları. Gerçi askeri seçenekten vazgeçmiş değiller. Ancak Batı'da şu sıralarda ekonomik ambar- goya bir şans tanımak ve sonuçlarını beklemek görüşünün ağır basmaya başladığı gözleniyor. Bu gelişme, Türkiye'de bazı "kral- dan fazla kralların" hoşuna gitmeyebilir, ama ne yapalım ki ger- çek boyle. 7 eylül tarihli International Herald Tribune gazetesi, sadece Avrupa'nın değil ABD'nin de ilk kez, savaş içermeyen ve Saddam'm devrilmesini öngörmeyen bir çözüme ilgi göster- diğinı bildıriyor. Gazete, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın, çarşamba günü yaptığı konuşmasına değiniyor. Bilindiği gibi Ba- ker'ın bu konuşmasında Ortadoğu için bir yöresel güvenlik sis- temı önerısıni ortaya atması dünyada geniş yankılar yaratmıştı. Ancak Herald Tribune, bir heyecan içinde, Baker'ın konuşma- sında sık sık "Saddam'ı kuşatmak", "Saddam'ı frenlemek" gibi sözcükleri kullandığının dıkkatlerden kaçtığını belirtiyor. Gaze- teye göre Baker, bu konuşması ile ilk kez ABD'nin, savaşı içer- meyen ve Saddam'm iş başında kalabileceği bir çözüme kapıyı açık tutabileceğinı ıma etmiş oldu. Yani temel hedef Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesi. ABD'nin bu hedefin gerisindeki amaçları (Irak'ın kimyasal ve nükieer tesislerınin yok edilmesi, Saddam1 ın sahneden çekilmesi) şimdilik geri plana itilmiş görûnüyor. Ikınci ılginç gelişme ıse Körfez operasyonunun yükünü pay- laşma konusunda ABD ile Batı Avrupa arasında giderek büyû- yen göruş ayrılığı. Amerikan basını son günlerde Batı Avrupa'yı açıkça Körfez'de ABD'yi yalnız bırakmakla suçlayarak Batı'nın ABD'ye moral destek dışında maii ve askeri katkılarının çok sı- nırlı kaldığını vurguluyor. İngiltere ve bir ölçüde Fransa'nın dı- şında ABD'nin tüm Batılı müttefikleri bu suçlamanın kapsamı- na gıriyor. Ozetle. Batı Avrupa ABD'ye "Yaşa aslanım, sonuna kadar senin yanındayım" dıyor, sonra kenara çekilip, olaylan sey- redıyor. Bu olgu Amerikan Kongresi'nde de tepki yaratıyor. Ya- pılan konuşmalarda, "Müttefiklerimizden laf değil somut katkı bekliyoruz" denıyor. 6 eylül tarihli Herald Tribune gazetesi, ABD'nin NATO mütte- fiklerinden Körfez operasyonu için "ödünç gemi" isteğine şim- diye dek sadece İngiltere, Italya ve Portekiz'den olumlu yanıt gel- diğinı, diğerlerinin talebe henüz bir karşıhk vermediklerini belir- tiyordu. Batılılar Körfez krizinde sadece askeri katkı konusunda de- ğil, ellerıni ceplerine atmakta da çok çekingen davranıyorlar. Bu açıdan ABD'de şimşekleri özellikle üzerlerine çeken iki ülke Fe- deral Almanya ile Japonya. Federal Almanya, Körfez'deki Ame- rikan birlıklerinın giderlerıne katkıda bulunmayacağını açıkladı. Bonn'a göre, Körfez'deki muazzam Amerikan askeri yığınağı te- melde ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ikili anlaşmaya da- yandığından, Federal Almanya bu güce mali destek sağlamak- la kendinı yukümlü görmüyor. Dünyanın en büyük ticaret fazla- sına sahip koca Japonya ıse Körfez operasyonuna sadece 1 mil- yar dolarlık mali katkıda bulunmayı kabul etti. Amerikalılar, buna karşıhk Batı Avrupa ile Japonya'nın Körfez petrolüne ABD'den daha fazla bağımlı olduklarını ve petrol akı- şındaki aksamadan ya da fiyatların yükselmesinden daha fazla etkileneceklerıni belirtiyorlar. The New York Times gazetesi, "Şimdiye dek İngiltere, Fran- sa Ve Suudi Arabistan dışında, Irak'a karşı cephe alan ülkeler somut hiçbir katkıda bulunmadılar. Tüm harcamalar Amerikan vergi mükellefinin sırtından çıkıyor" diye yakınıyor. Irak'a karşı ekonomik ambargodan en fazfa etkilenen türîtf-- ye, Ürdün ve Yugoslavya'ya yapılacak yardım konusunda da he- nüz somut bir şey yok. Batı basınında "Kahraman Türkiye", "Fe- dakâr Türkiye" başlıklı yazılara sık sık rastlanıyor. arria sıra bu "fedakâr Türkiye'nin" ambargodan ötürû uğradığı zarariann nasıl karşılanacağı sorusuna gelınce, sesler kesiliveriyor. Suudi Arabistan'daki çokuluslu askeri güç de ayrı bir sorun. Bu çokuluslu güçtekı askerlerden 100 bini Amerikalı, 2 bini Mı- sırlı. 3 bini de Surıyeli; 7 bini ise Irak karşıtı tüm diğer ülkelerin- den geliyor. Suudi Arabıstan'a Suriye'den bile az asker gönde- ren Mısır'ın, 7 mılyar dolarlık borcunun Bush yönetimi tarafın- dan silinmesı, Amerikan Kongresi'nde eleştirilere hedef oluyor. Asker gönderme yetkısini alan Akbulut hükümetinin tüm bu gelişmeleri dıkkatle ızlemesinde sonsuz yarar vardır. ROMA , Almanya'dan katkı bekliyor AT Dışişleri ve Maliye Bakanları toplantılarında Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yardım konusunda "görüşbirliği"ne varıldı. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Körfez 'Ön-saF ül- keleri olarak tammlanan Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yardım ve Avru- pa para birliği konularının ele alındığı 'gayri resmi' dışişleri ba- kanları zirvesinden sonra hafta sonu Roma'da bir araya gelen 12'lerin ekonomi ve maliye bakan- lan bütün bir gun boyunca bu ko- nuları tartıştılar. Neticede onü- müzdeki 16 ay içinde "krizden ekonomileri en büyük yarayı alan ülkeler" olarak tespit ettikleri Türkiye, Ürdun ve Mısır'a yardım elini uzatmayı kararlaştırdılar. Brüksel'den çıkacak toplam yar- dımın 2 mily<ır dolar civannda olacağım tespit ettiler. Bu yıl so- nuna dek odenecek miktann da - üç ülke arasında böluştürmek üzere- 500 milyon doları bulabi- lecegini saptadılar. Fakat aralann- da yardıma kimin ne katkı yapa- cağını karşılaştıramadıklan için bu rakamlan resmi açıklamalara dökmekten kaçındılar. Körfez kri- zinin askeri faturasına diğer AT ülkelerinden daha fazla sahip çı- kan İngiltere ve Fransa'nın eğili- mi yardımın mali yukünun en bü- yük bölumünü askeri sorumluluk almayan Almanya'ya yüklemek şeklinde. Bu nedenle yardımm kü- çük bir bölümünün AT bütçesin- den çıkmasını, aslan payının da ikili yardım şeklinde daha ziyade Almanya'nın üstlenmesini istiyor- lar. Bütün bu nedenlerle AT yar- dımına ilişkin rakamlann ve yar- dımın şekline ilişkin konuların, 17 eylülde Brüksel'de yapılacak zir- vede kesinlik kazanması bekleni- yor. Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yapı- lacak tüm yardımın tutan 2 mii- yar dolarla sınırlı kalmayacak. AT bakanlannın hafta sonu çalışma- lannda tespit ettikleri toplam yar- dım miktarı 9.3 milyar doları bu- luyor. Fakat AT, geri kalan 7.3 milyann büyuk bir bölümünün petrol fiyatlan artışıyla büsbütün zenginleşen Körfez ülkeleri ve Ja- ponya tarafından ödenmesini is- tiyor. Bu hafta sonundaki dışişleri ve maliye bakanlan toplantısımn Türkiye açısından olumlu en önemli neticesi, Türkiye'ye tahsis edilecek yardım kararının Yuna- nistan'ın tüm itirazlanna rağmen 12'lerin "oybirligj" ile çıkmış ol- ması. Gözlemcilere göre bu, Tür- kiye'nin Körfez krizinden sonra uluslararası siyasette Yunanistan- dan daha fazla bir ağırhk taşıdı- ğını gösteriyor. Fakat bu önem ar- tışı, ATnin Türkiye'nin tam üye- liğine ilişkin çizgisinde herhangi bir değişiklik getirmiyor. Ama AT liderlerinin tutumunda daha bir diyaloğa açık tavır izleniyor. Ör- neğin geçen yıl AT komisyonunun Türkiye'ye cevabı sırasında "Bana Türkiye hakkında lütfen bir şey sonnayın. Söyleaecek hiçbir şey yok çiinkü" diyerek sorulanmızı yanıtlamayı reddeden AT Komis- yon Başkanı Jacques Delors, bu kez bu konuda birkaç soruyu ya- mtlamaya yanaşıyor ve "Evet, ge- çen yıl AT tarafından Türkiye'ye verilen yanıt, üyeliğin çabnk ola- cağına dair olumlu işaretler ver- memiştir, ama onümüzdeki aylar- da Türkiye ile ortaklık anlaşması yeniden canlandınlacakör. En azından benim umudum budur. Gerisini ise daha sonra görecegiz" diyor. Delors aynca 1981'den be- ri dondurulan 720 milyon dolar- lık 4. mali protokolun da belki de onümüzdeki haftalarda açılabile- ceğini sözlerine ilave ediyor. Ün- Hi 'halkalar teorisi'nde Korfez kri- zinden sonra Türkiye'yi nereye koydugu yolundaki sorumuz ise pek hoşuna gitmiyor ve cevabmı "Avrupa'nın siyasi cografyası be- nim fermammb çizilmeyecek" di- ye kesip atıyor. "Gayri resmi arvenin" koridor- larında Irak'ın Kuveyt'i işgalinin 39. gününde Türkiye'nin sırtmı sı- vazlayanlara, "Aslansm" diyenlere rastlamak güç değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle