Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
RijkovYları
savunma
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği Başbakanı
Nikolay Rijkov, ülkede
pıyasa ekonomisine
sarsıntısız geçişi
sağlayabilecek 'tek gerçekçi'
planın kendi hükümetinin
hazırladığı plan olduğunu
savunurken 'yoklar'
listesinin giderek
kabannaya başladığı
Moskova'da, bir komisyon
kurularak yokluklara karşı
önlern alınmaya başlandı.
Başbakan Rijkov, önceki
gece Sovyet televizyonunda
yaptığı haftalık
konuşmasında, kendi
hazırladıklan ekonomik
reform programının halen
var olan ekonomik yapılan
konırken yenilerinin
oluşturulmasını, eski
yapıdan yeni yapıya aşamalı
olarak geçilmesini
öngördüğünü söyledi.
Bulgarktan
huzursuz
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'da eski adıyla
Komünist Parti, yeni adıyla
Sosyaüst Parti'nin (SP)
merkez binasımn
kundaklanması olayının
sorumlulannın hâlâ
belirlenememesi
muhalefetin sert tepkisine
yol açıyor. Ana
muhalefetteki Demokratik
Güçler Birliği'nin (DGB)
yayın organı Demokrasi
gazetesinde yayımlanan bir
yorumda, SP merkez
binasının kundaklanmasımn
Todor Jivkov'un 10 Kasım
1989 tarihinde
devrilmesinden bu yana 'en
büyük tahrik' olduğu iddia
edildi.
Ttirk-Yunan
diyaloğu
• ATİNA (AA) — Türk
ve Yunan başbakanları
aıasında temmuz ayında
vanlan mutabakat sonucu,
diplomatlar düzeyinde
Ankara'da gerçekleştirilecek
ilk görüşmenin
hazırhklanna Atina'da
başlandı. Yunan Dışişleri
Bakanlığı'na yakın
kaynaklar, 19 eylülde
Ankara'da yapılacak
görüşmede büyük bir
gelişme sağlanmasının
beklenmediğini belirttiler.
Ayru kaynaklar, Yunan
heyetinin "sırf Türkiye'nin
Atinâ'yı-dîyaJog •»'•-'
istememekie süçfamaması
için Ankara'ya gideceğini"
ifade etülerj
KÖRFEZ KKİZ İ ...KÖKFEZ KRtZİ... KÖRFEZ KKİZİ...KÖRFEZ KR
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Gannet News Service'e demecu
Şimdilik askergönderme yokğız, sonra gerekli olup olmadığı-
na bakacağız. Çiinkü Türkiye'nin
Irak ile ortak sınırları var. Sınır-
da zaten çok büyük bir askeri gü-
cumiız var.
—Türkiye, anladığımız kadany-
la, ABD'nin borçlarını silmesini
degil, daha fazla ticaret kapılan
açılmasını isüyor. Bu yaklaşımı bi-
raz açar mısınız?
ÖZAL—Amerikan tekstil paza-
rında, diğer ülkelerın dururnuna
atımlı roket sistemlerine, tankla-
ra ihtiyacı var. Ordusu moderni-
ze edilmiş Türkiye gibi önemli bir
ülke, bu karışık bölgede istikrar
sağlar.
—Baker, Kongre'deki konuşma-
smda bölgeye bir güvenlik reji-
rainden bahsetti. Sizin buna tep-
kiniz nedir?
ÖZAL—Şu anda cevap \ermek
güç. Herkes bu konuda düşünme-
li.
ÖZAL—Tahmin yapmak zor.
Helsinki doruğundan sonra, daha
iyi tahmin yapılabilir. Ama bazı-
lannın düşündüğü gibi eğer am-
bargo çalışmazsa silahlı çatışma
olabilir. Ambargonun çaiışacağı
konusunda ben çok umutluyum.
Silaha başvurmak son çaredir.
—Siz Tahran'dayken Saddam
burayı füze ateşine tuttu. Sad-
dam'a kişisd duygulannız nasıl?
ÖZAL—Üç kere bir araya gel-
Özal: Hükümet şu
anda Körfez'e asker
göndermeyi
düşünmüyor. Sonra
gerekli olup
olmadığına bakacağız.
Saddam, deli değil.
Salak da değil. Ama
bir hatası var:
Çevresinde "Şunu
yapmayın" diyecek
danışmanı yok.
WASHINGTON (Cıımhuriyet)
— Cumhurbaşkanı Turgnl Özal,
aralarında USA Today de olan
yüzlerce gazetenin sahibi Gannet
şirketinin haber ajansına verdiği
demeçte, Kürt konusunda Türki-
ye'nin hassasiyetini dile getirdi.
Özal, ajansın Başyazarı John
Omkinski ve Türkiye uzmanı Da-
vid Jadson ile söyleşisinde şöyle
konuştu:
—Dışişleri Bakanı James Ba-
ker, Saddam Hüseyin'in işbaşın-
dan uzaklaşurümasının ABD'nin
Körfez stratejisinin merkez hede-
fi olmadığını söylüyor. Siz ne dü-
şünüyorsunuz? Olmalı mı?
ÖZAL—Bilmiyorum. Eğer ko-
nuya uluslararası hukuk açısuıdan
ve BM Güvenlik Konseyi kararlan
açısından bakarsanız, en önemli
mesele Irak'ın Kuveyt'ten hemen
çekilmesi ve oradaki rejimin tek-
rar işbaşına gelmesi olarak gözü-
küyor. Ama gördüğünuz gibi Sad-
dam Hüseyin, bunu kabul etmi-
yor. Kabul ettiğirü varsaysak bile
ondan sonra işbaşında kalabilir
mi, bu ayrı konu. Irak'taki gibi
güçlü bir rejim buna dayanmaz.
Ote yandan tran'a karşı elde etti-
ği avantajları da kaybetti. Şimdi
Kuveyt'te kazandıklarını da kay-
bedecek. Bir politikacı içın bu ka-
yıplardan sonra ise devam etmek
çok güç. Ama Irak değişik bir ül-
ke. Daha ileri tahmin yapa-
mıyorum.
—Eğer Irak, Kuveyt'ten çekil-
dikten sonra dafai Saddam işbaşın-
da kalırsa. bolgede istikrarsızlık
devam eder mi?
ÖZAL—Bu konuda birçok kişi
duşunuyor. Birçok kişi işin içinde.
Bu iş nasıl düzeltilecek? Başkan
Mübarek ile konuşuluyor; Kral
Fahd, Başkan Busta, Başbakan ^ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ ^ _
Thatcher, herkes içinde. Çok zor j-ı A , rır*r\> J^\ u J ~ T i r j t •
bir meseie. intikamaimaduyg
u-/vi/A77ûr«yö SPD nın Ortaclogu uzmanı Wıschnewskı:
ları belirebilir. Herkes, bu konu- ^ *-'
da iyı düşünmeli.
—Meclis, hıikıimete asker gön-
derme yetkisi verdi. Bu ne anla-
ma geliyor? Tansiyonun yükseldi-
ği mi, yoksa Irak'ınTürkjye'yesal- ..,.- , . . _ . . , .
Wıschnewskı, Basra Korfezı ndekı durumun
giderek vahim bir hal aldığını belirterek "Askeri
müdahale, Arap dünyasını Batı'nın aleyhine
çevirir ve Ortadoğu'da sanlması güç yaralar
açılır" görüşünü savunuyor.
bakıldığında Türkiye'nin çok kü-
çük bir payı var. Toplam ihracat
400 milyon dolar civannda. Bu
ikiye katlansa 800 milyon dolar
yapar. Bunu istemekte haksız sa-
yılmayız, çünkü Amerika ile dış ti-
caretimizde Türkiye aleyhine den-
gesizlik var. Bu durumda olan pek
az ülkeden birisiyiz. Ordunun mo-
dernizasyonu konusunda, halen
Generai Dynamics ile ortak uçak
yapıyoruz, bunun kapasitesi art-
tırılabilir. Kara kuvvetlerinin çok
—Bush, Türkiye'nin yapüklan-
nı çabuk anutabibr mi?
OZAL—Her şeyden önce biz bu
kararlan Batı için almadık. Doğ-
ruyu yapmak için aldık. Yanlış ta-
rafta olmamız mümkün değildi.
Irak'tan kaçanları gördukçe çok
rahatsız oluyorum ve doğru karan
aldığımı'za bir kez daha inanıyo-
rum.
—Bu kriz, sizce nasıl biter, ba-
nşçı yoldan mı, askeri çözüm mii
olur?
dim. Zeki bir adam, kararlı. Ba-
zılan deli diyor, bence değil. Sa-
lak da değil. Ama bir hatası var,
çevresinde kendisine 'Şunu
yapmayın' diyecek yakın danışma-
nı yok. Herkes korkuyor. Böyle
olunca da yanlışlar yapılması ka-
çınılmaz.
—Koveyt'i işgalinde sizce yan-
lış hesap mı yaptı?
ÖZAL—Bence öyle. Sovyetler
de dahil, bu kadar Batı tepkisi
olacağını hesaplayamadı. BM ta-
rihinde bu kadar çok güvenlik
konseyi karan, bu kadar kısa bir
sürede çıkmadı.
—Bu kadar büyük bir tepki siz-
ce neyin göstergesi?
ÖZAL—Doğu-Batı ilişkilerin-
deki yumuşama önemh' bir unsur.
Daha önemlisi, herkes bu yeni yu-
muşama ortamında daha çok ti-
caret, daha fazla ekonomik fırsat
olacajpru, refah olacağı beklerken
aniden bu kriz başladı. Aynca bu
Batı'nın yaşam damarı, kontrolü-
nün bir ulke veya bir adama veri-
leceğini sanmıyorum, kabul edile-
mez. Daha şimdiden petrol fiyat-
ları 30 dolar oldu.
—ABD, Kürt konusunu bir
yandan Irak'ı destabilize etmek
için bir alternatif olarak aklının
bir koşesinde lutuyor. Diger yan-
dan Türkiye'nin bundan zarar gö-
rebilecegi gerçegi var. Siz durumu
nasıl göniyorsunuz?
ÖZAL—Bu önemli bir konu.
Türkiye, diğer ülkelerden daha
çok Kürt nüfusa sahip. Osmanlı-
lar döneminde bu insanlar barış
içinde yaşadılar, ama Birinci Dün-
ya Savaşı'ndan sonra Kürtler de
birkaç ülke arasında bölündü. O
yüzden kritik bir konu. Türkiye,
bölgedeki tek demokrasi; Kürtle-
rin Türklerden hiçbir farkı yok.
Eşitlerdir. Evlenmeler çok yaygın-
dır. Valiler, yargıçlar, generaller
arasında Kürtler vardır. Hatta
başbakanlarda bile vardır. Türki-
ye'nin bu konuda bir problemi
yok. Ama Irak'ta başka geiişme-
ler olursa bu gelişmelerin Türki-
ye ve diğer komşular üzerinde ka-
lıcı bir kötü etkisi olur. Biz bu-
nu kabul edemeyiz.
ONN
'Müdahale Batı'nın aleyhine'dırgan emeller beslediği mi?
OZAL—Şoyle söyleyeyim. Bi-
zim anayasamız biraz Alman ve
Japon anayasasına benziyor. Ay-
rusı değil, ama benzerlikler var.
Türkiye sınırlan dışına asker gön-
dermek yetkisi Meclisin, hüküme-
tin değil. Şimdi yetki verildi, ar-
tık hükümet Körfez'e askeri güç
yollayabilir veya dostane yabancı
askeri guçleri Türkiye"ye çağırabi-
lir.
—Yetki olduğuna göre göndere-
cek misiniz?
ÖZAL-Şimdilik değil. Anladı-
ğım kadarıyla, hükümet şu anda
düşünmüyor. Duruma bakacağız,
bölgedeki dostlanmızla konuşaca-
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BONN — Geçmiş yıllarda
Arap dünyasındaki arabuluculuk
çabalanyla tanınan Sosyal De-
mokrat Parti SPD'li politikacı
Hans-Jürgen Wischnewski dokuz
gün süren Ortadoğu gezisinden
döndü ve Bonn'da hükümete bil-
gi verdi. Ortadoğu uzmanı VVisch-
newski'nin gezisi Suudi Arabis-
tan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ür-
dun ve Mısır'ı kapayordu. Wisch-
newski gezisinde Kuveyt temsilci-
leriyle ve Korfez İşbirliği Komis-
yonu uyeleriyle de görüştü.
SPD'li Ortadoğu uzmanı, "Du-
rumun giderek vahim bir hal al-
dığını ve tehliketi seyrertiğini" bii-
diriyor. Buna göre Körfez'de si-
yasi bir çözüm olasılığa giderek
azalıyor.
Wischnewski, Kuveyt temsilci-
lerinin krizin askeri yollardan ço-
zulebileceğine inandığını anlattı ve
buna anlayış gösterilmesi gerek-
tiğini söyledi. Fakat politikacmın
Ortadoğu gezisi, Batı'nın askeri
harekâttan sonra ne olacağım iyi-
ce hesaplaması gerektiğini göste-
riyor. SPD'li uzmana gore Batı'-
nın askeri mudahalesi, Arap dün-
yasının çoğunluğunu Batı aleyhi-
ne çevirecek ve Ortadoğu gezisi,
Batı'run askeri mudahalesi, Arap
dünyasının çoğunluğunu Batı
aleyhine çevirecek ve Ortadoğu'-
da sanlması güç yaralar açacak.
SPD'li uzman, Körfez krizinin
çöZumü için dort aşamalı bir plan
önerdi. Plan şöyle: •
1. Irak rehineleri serbest bı-
rakmalı.
2. Kuveyt'ten çekilmeli.
3. Irak'ın Kuveyt'teki birlikle-
ritıin yerine çogunluğu Araplar-
dan oluşan bir Birieşmiş Milletler
gücü Kuveyt'e yollanmalı.
4. Butün yabana askeri kuvvet-
ler, en başta ABD kuv>etleri Kör-
fez'den çekilmeli ve sorunlara ma-
sa başında siyasi çöztimler bu-
lunmalı.
Wischnewski, El-Sabah hane-
danının Kuveyt'e geri dönmesi ye-
rine Kuveytlilerin kendilerine de-
mokratik yollardan yeni bir yöne-
tim seçmesini doğru buluyor.
"Başarmaları için onlara destek verin...
Sağlam bir temel kazandırın."
Temel Britannica'nın
13. cildi tamamlandı.
Cilt kapaklan bayilerde!
Türkiye'nin en kapsamlı temel eğitim ve kültür ansiklopedisi
Temel Britannica'nın 13. cildi. bugün çıkan 91. fasikülle
tamamlandı.
İlk ve ortaöğretimin temel başvuru kaynağı
Temel Britannica, öğrencilerimizin kütüphanesinde
ciltli olarak yerini alıyor... Eğitim dünyamızdaki
önemli bir boşluğu dolduruyor.
Temel Britannica'mn 91.fasikülüyle birlikte 13. cildin kapağını da
almayı unutmayın.
Temel Britannica 'nın tamamına
şimdi çok uygun koşullarla sahip olabilirsiniz.
Bu ımkânı değerlendırın Yandakı tablovu ınceleyin.
Butçenize en uvgun odeme seçeneğını belırleyin.
Kuponu doldurup. peşınata ait posta çekı fotokopisiyle
birlikte. belırtılen adrese gönderın. Temel Brııanmca n\n
yayımlanmış olan 13 cildıni hemen alın. Çocuklarımz
hemen yararlanmaya başlasın. Her 7 haftada bir yeni cılt.
isterseniz adresınize teslım edılsın. istersenız Ana Yayıncılık
Satış Merkezlen'nden siz alın. 20 ciltlık bu benzersız
yardımcıya. bugünkü fıvatıyla sahip olun.
Temel Bnıanmcü takım satıs ft\alı (KDV dahıl)
Ödeme Bıçımı
• Peşın
G 3avtaksıtle
D SavtdWsıtle
C 12 jytdksılle
Peynat
(TL)
-
224 000-
125 IXK)-
^ (HKI -
Avlık
Taksıt
(TL)
-
120.000 •
70(100-
55 (XXI -
Taksıt
Adedı
-
3
8
12
Toplam
(TL)
545 000 -
584 001) •
685 00U -
"'J'J IX» -
Özel mukavva ve cilt bezlı. çift (siyah-altın) varak yaldızlı,
özenle hazırlanmış "Temel Britannica 13. cilt kapağı"
şeffaf koruyucu ambalajının içinde. KDV dahil, 6.000 TL.
Not: 1. Temel Bntannıca'nm 13 cıldı. dbonelerımızın adre^lerıne
10 Ekım 1990 tarıhıne kadar laahhütlu posla ile gönderılecektır
2. CıUlcrını eldcn dlan ahonelerımız. 24 t>lu! 1W>
tanhınden ıtıhdren Ana Yayıncılık Sdtı^ Merkezı'ne (Mecıdıyekov t
kımhklen yada Abone Belgelerıvle gclerek 13 uldı edınehılırler
Ttmtl Britmııicı o4»rt«n. ftsik Isnköl. cih L»pa|i. ağhmalı gibi takpkri K?D
Aaa Ya>ı»cılık Satı> Merkeıieri'Bc bafvnnbılıricr.
A n >. nanlık Salış Mctkederi:
1 Buvıık&rc Cdtl EjdcrApl hVB Vfccıdıvx;k(>» '•lılilHSTANBL'LTd 174 "!| 1S
2 KMUwt.Cıtl Dr Scvkıhcv Sokjk fVA DıidfiMilu Utı») ISTANBL I Tel SIMK2fi
". KI"dfdrerC.Hj llclısım Han7/1 Ca^Jİ"ğlu J44im ISTANBLL Td. SI6 22NI
4 TunjlıHılmıCjd I2n KjvdklıAT.-l*'
7
!»! ANKARA Tc! I^KSKA
Seçnğınız odeme hıçımının karşısındakı kulu>*u ışâretle\ın
TEMEL
BRİTANNİCATEMEL EĞİTİM VE KÜLTÜR ANSİKLOPEDİSİ
TEMEL BRİTANNİCA İSTEK KUPONU
Cıltlerıni2ı nasıl teslim almak ısmorbunuz'
•Adrcsıme uahhutlü pos!a>la
D Kıanbul vc Ankara'djkı Salıj Merkezlen ne gelerek elden
Adı Soyadı . .
Adresi
Kodu . Telefon-
314447 no'lu Posta Çekı heiahtna
Folokopısı ılı^ıktedır
TL vutırdım
ANA YAYINCILIK A.$. Buyukderc Cad Uç>ol Mevkıı 57/2
Maslak 811725 tSTANBUL Tel P 6 95 8(1 (4 han
Ana Yayıncılık A.Ş. ve Encyclopaedia Britannica, Inc. işbirliği ile yayımlanmaktadır.
POLİTİKADA
SORUNLAR
ERGUNBALa
Batı Kampındaki
Gelişmeler
Körfez krizınde son günlerde Batı kampında iki yeni gelişme
göze çarpıyor. Bunlardan biri, Batılı liderlerin, konuşmalarında
Irak'a karşı uzun sürebilecek (birkaç ay) bir ambargodan söz ede-
rek. halkı sabırlı olmaya çağırmaları. Gerçi askeri seçenekten
vazgeçmiş değiller. Ancak Batı'da şu sıralarda ekonomik ambar-
goya bir şans tanımak ve sonuçlarını beklemek görüşünün ağır
basmaya başladığı gözleniyor. Bu gelişme, Türkiye'de bazı "kral-
dan fazla kralların" hoşuna gitmeyebilir, ama ne yapalım ki ger-
çek boyle. 7 eylül tarihli International Herald Tribune gazetesi,
sadece Avrupa'nın değil ABD'nin de ilk kez, savaş içermeyen
ve Saddam'm devrilmesini öngörmeyen bir çözüme ilgi göster-
diğinı bildıriyor. Gazete, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın,
çarşamba günü yaptığı konuşmasına değiniyor. Bilindiği gibi Ba-
ker'ın bu konuşmasında Ortadoğu için bir yöresel güvenlik sis-
temı önerısıni ortaya atması dünyada geniş yankılar yaratmıştı.
Ancak Herald Tribune, bir heyecan içinde, Baker'ın konuşma-
sında sık sık "Saddam'ı kuşatmak", "Saddam'ı frenlemek" gibi
sözcükleri kullandığının dıkkatlerden kaçtığını belirtiyor. Gaze-
teye göre Baker, bu konuşması ile ilk kez ABD'nin, savaşı içer-
meyen ve Saddam'm iş başında kalabileceği bir çözüme kapıyı
açık tutabileceğinı ıma etmiş oldu. Yani temel hedef Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesi. ABD'nin bu hedefin gerisindeki amaçları
(Irak'ın kimyasal ve nükieer tesislerınin yok edilmesi, Saddam1
ın sahneden çekilmesi) şimdilik geri plana itilmiş görûnüyor.
Ikınci ılginç gelişme ıse Körfez operasyonunun yükünü pay-
laşma konusunda ABD ile Batı Avrupa arasında giderek büyû-
yen göruş ayrılığı. Amerikan basını son günlerde Batı Avrupa'yı
açıkça Körfez'de ABD'yi yalnız bırakmakla suçlayarak Batı'nın
ABD'ye moral destek dışında maii ve askeri katkılarının çok sı-
nırlı kaldığını vurguluyor. İngiltere ve bir ölçüde Fransa'nın dı-
şında ABD'nin tüm Batılı müttefikleri bu suçlamanın kapsamı-
na gıriyor. Ozetle. Batı Avrupa ABD'ye "Yaşa aslanım, sonuna
kadar senin yanındayım" dıyor, sonra kenara çekilip, olaylan sey-
redıyor. Bu olgu Amerikan Kongresi'nde de tepki yaratıyor. Ya-
pılan konuşmalarda, "Müttefiklerimizden laf değil somut katkı
bekliyoruz" denıyor.
6 eylül tarihli Herald Tribune gazetesi, ABD'nin NATO mütte-
fiklerinden Körfez operasyonu için "ödünç gemi" isteğine şim-
diye dek sadece İngiltere, Italya ve Portekiz'den olumlu yanıt gel-
diğinı, diğerlerinin talebe henüz bir karşıhk vermediklerini belir-
tiyordu.
Batılılar Körfez krizinde sadece askeri katkı konusunda de-
ğil, ellerıni ceplerine atmakta da çok çekingen davranıyorlar. Bu
açıdan ABD'de şimşekleri özellikle üzerlerine çeken iki ülke Fe-
deral Almanya ile Japonya. Federal Almanya, Körfez'deki Ame-
rikan birlıklerinın giderlerıne katkıda bulunmayacağını açıkladı.
Bonn'a göre, Körfez'deki muazzam Amerikan askeri yığınağı te-
melde ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ikili anlaşmaya da-
yandığından, Federal Almanya bu güce mali destek sağlamak-
la kendinı yukümlü görmüyor. Dünyanın en büyük ticaret fazla-
sına sahip koca Japonya ıse Körfez operasyonuna sadece 1 mil-
yar dolarlık mali katkıda bulunmayı kabul etti.
Amerikalılar, buna karşıhk Batı Avrupa ile Japonya'nın Körfez
petrolüne ABD'den daha fazla bağımlı olduklarını ve petrol akı-
şındaki aksamadan ya da fiyatların yükselmesinden daha fazla
etkileneceklerıni belirtiyorlar.
The New York Times gazetesi, "Şimdiye dek İngiltere, Fran-
sa Ve Suudi Arabistan dışında, Irak'a karşı cephe alan ülkeler
somut hiçbir katkıda bulunmadılar. Tüm harcamalar Amerikan
vergi mükellefinin sırtından çıkıyor" diye yakınıyor.
Irak'a karşı ekonomik ambargodan en fazfa etkilenen türîtf--
ye, Ürdün ve Yugoslavya'ya yapılacak yardım konusunda da he-
nüz somut bir şey yok. Batı basınında "Kahraman Türkiye", "Fe-
dakâr Türkiye" başlıklı yazılara sık sık rastlanıyor. arria sıra bu
"fedakâr Türkiye'nin" ambargodan ötürû uğradığı zarariann nasıl
karşılanacağı sorusuna gelınce, sesler kesiliveriyor.
Suudi Arabistan'daki çokuluslu askeri güç de ayrı bir sorun.
Bu çokuluslu güçtekı askerlerden 100 bini Amerikalı, 2 bini Mı-
sırlı. 3 bini de Surıyeli; 7 bini ise Irak karşıtı tüm diğer ülkelerin-
den geliyor. Suudi Arabıstan'a Suriye'den bile az asker gönde-
ren Mısır'ın, 7 mılyar dolarlık borcunun Bush yönetimi tarafın-
dan silinmesı, Amerikan Kongresi'nde eleştirilere hedef oluyor.
Asker gönderme yetkısini alan Akbulut hükümetinin tüm bu
gelişmeleri dıkkatle ızlemesinde sonsuz yarar vardır.
ROMA
, Almanya'dan
katkı bekliyor
AT Dışişleri ve Maliye Bakanları
toplantılarında Türkiye, Mısır ve Ürdün'e
yardım konusunda "görüşbirliği"ne varıldı.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Körfez 'Ön-saF ül-
keleri olarak tammlanan Türkiye,
Mısır ve Ürdün'e yardım ve Avru-
pa para birliği konularının ele
alındığı 'gayri resmi' dışişleri ba-
kanları zirvesinden sonra hafta
sonu Roma'da bir araya gelen
12'lerin ekonomi ve maliye bakan-
lan bütün bir gun boyunca bu ko-
nuları tartıştılar. Neticede onü-
müzdeki 16 ay içinde "krizden
ekonomileri en büyük yarayı alan
ülkeler" olarak tespit ettikleri
Türkiye, Ürdun ve Mısır'a yardım
elini uzatmayı kararlaştırdılar.
Brüksel'den çıkacak toplam yar-
dımın 2 mily<ır dolar civannda
olacağım tespit ettiler. Bu yıl so-
nuna dek odenecek miktann da -
üç ülke arasında böluştürmek
üzere- 500 milyon doları bulabi-
lecegini saptadılar. Fakat aralann-
da yardıma kimin ne katkı yapa-
cağını karşılaştıramadıklan için
bu rakamlan resmi açıklamalara
dökmekten kaçındılar. Körfez kri-
zinin askeri faturasına diğer AT
ülkelerinden daha fazla sahip çı-
kan İngiltere ve Fransa'nın eğili-
mi yardımın mali yukünun en bü-
yük bölumünü askeri sorumluluk
almayan Almanya'ya yüklemek
şeklinde. Bu nedenle yardımm kü-
çük bir bölümünün AT bütçesin-
den çıkmasını, aslan payının da
ikili yardım şeklinde daha ziyade
Almanya'nın üstlenmesini istiyor-
lar. Bütün bu nedenlerle AT yar-
dımına ilişkin rakamlann ve yar-
dımın şekline ilişkin konuların, 17
eylülde Brüksel'de yapılacak zir-
vede kesinlik kazanması bekleni-
yor.
Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yapı-
lacak tüm yardımın tutan 2 mii-
yar dolarla sınırlı kalmayacak. AT
bakanlannın hafta sonu çalışma-
lannda tespit ettikleri toplam yar-
dım miktarı 9.3 milyar doları bu-
luyor. Fakat AT, geri kalan 7.3
milyann büyuk bir bölümünün
petrol fiyatlan artışıyla büsbütün
zenginleşen Körfez ülkeleri ve Ja-
ponya tarafından ödenmesini is-
tiyor.
Bu hafta sonundaki dışişleri ve
maliye bakanlan toplantısımn
Türkiye açısından olumlu en
önemli neticesi, Türkiye'ye tahsis
edilecek yardım kararının Yuna-
nistan'ın tüm itirazlanna rağmen
12'lerin "oybirligj" ile çıkmış ol-
ması. Gözlemcilere göre bu, Tür-
kiye'nin Körfez krizinden sonra
uluslararası siyasette Yunanistan-
dan daha fazla bir ağırhk taşıdı-
ğını gösteriyor. Fakat bu önem ar-
tışı, ATnin Türkiye'nin tam üye-
liğine ilişkin çizgisinde herhangi
bir değişiklik getirmiyor. Ama AT
liderlerinin tutumunda daha bir
diyaloğa açık tavır izleniyor. Ör-
neğin geçen yıl AT komisyonunun
Türkiye'ye cevabı sırasında "Bana
Türkiye hakkında lütfen bir şey
sonnayın. Söyleaecek hiçbir şey
yok çiinkü" diyerek sorulanmızı
yanıtlamayı reddeden AT Komis-
yon Başkanı Jacques Delors, bu
kez bu konuda birkaç soruyu ya-
mtlamaya yanaşıyor ve "Evet, ge-
çen yıl AT tarafından Türkiye'ye
verilen yanıt, üyeliğin çabnk ola-
cağına dair olumlu işaretler ver-
memiştir, ama onümüzdeki aylar-
da Türkiye ile ortaklık anlaşması
yeniden canlandınlacakör. En
azından benim umudum budur.
Gerisini ise daha sonra görecegiz"
diyor. Delors aynca 1981'den be-
ri dondurulan 720 milyon dolar-
lık 4. mali protokolun da belki de
onümüzdeki haftalarda açılabile-
ceğini sözlerine ilave ediyor. Ün-
Hi 'halkalar teorisi'nde Korfez kri-
zinden sonra Türkiye'yi nereye
koydugu yolundaki sorumuz ise
pek hoşuna gitmiyor ve cevabmı
"Avrupa'nın siyasi cografyası be-
nim fermammb çizilmeyecek" di-
ye kesip atıyor.
"Gayri resmi arvenin" koridor-
larında Irak'ın Kuveyt'i işgalinin
39. gününde Türkiye'nin sırtmı sı-
vazlayanlara, "Aslansm"
diyenlere rastlamak güç değil.