24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURÎYET/U DemirePden birlik çağrısı • ANKARA (AA) — DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel, "Doğru Yol, halkın buyük çoğunluğunun karşısında bulunduğu, hak, hukuk tanımayan bir siyasi iktidann ülkeyi içine düşürdüğü durumu düzeltecek ve milleti sıkıntılardan kurtaracak tek siyasi kuruluştur" dedi. Demirel, partinin toparlanmaSı, büyümesi ve bütunleşmesinin bunun için gerektiğini bildirdi. DYP lideri dün yapılan Bayburt, Giresun ve Tunceli il kongreleri nedeniyle kongre başkanhklanna gönderdiği mesajlarda yaşanılan bu devrin kapanacağmı ve aydmlik bir devir açılacağinı kaydetti. "Milletimizin sırtında pahalılık hançeri sapbdır. Ortadirek kınlmıştır. Çalışan milyonlar, köylüler, işçiler, rnemurlar, emekli, dul ve yetimler, küçük esnanar, şoförler enflasyonun altında ezilmiştir. Bunun sebebi halkın bttyük çoğunluğunun karşısında bulunduğu bir siyasi iktidann hak hukuk, adalet tanımadan milletin sırtında oturmaya devamda ısrarıdır. Çaresi milletin kendi kaderine el koymasıdır. O günler yakındır" dedi. Demirel, DP, AP ve DYP'de görev yapanlan, Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaşlarının nakli için yapılacak devlet törenine katılmaya çağırdı. Hocaoglu'na protesto • ANKARA (ANKA) — TBMM'de grubu bulunan muhalefet partileri SHP ve DYP, TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoğlu'nu 'tarafsızhğını yitirdiği' gerekçesiyle protestoya hanrlaruyor. SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, Hocaoğlu'nu istifaya çağırırken DYP Grup Başkanvekili Vefa Tanır, "Hocaoğlu'nun tutumu milletvekillerini incitir hale geldi" dedi. Hasan Fehmi Güneş, Hocaoğlu'nun divana çıktığı otummlarda tarafsızhğını zedeleyen bir yönetim biçimini yeğlediğini anlatarak "Sürekli şikâyet ve itirazlarımıza neden olan, zaman zaman Meclis'in çalışma düzenini ve duzeyini bozan bu tutumuna karşın eleştirilerimizin ne derece haklı olduğu, Hocaoğlu'nun olağanüstü toplantıda ve son gizli oturumdaki tavnyla da kanıtlanmıştır" dedi. DYP ve RP kongreleri • tç Politika Servisi — Doğru Yol Partisi Giresun İl Kongresi ile Refah Partisi'nın Seyhan ve Yüreğir ilçe kongreleri yapıldı. Giresun DYP İl Başkanhğı'na Mehmet Yaraman, Refah Partisi'nın Seyhan İlçe Başkanhğı'na Satkı Cengil, Yüreğil İlçe Başkanhğı'na ise Sıracettin Erdeve getirildi. 'GEL SENİ BİR ÖPEYİM' — Dügunde Akbulut ve Yılmaz isteksizce el sıkışırlarken Özal, Yümaz'ın elini sıkarak öptü. Ozal^Yılmazlakueaklaştı Antalya'da bulunan Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut önceki gece bir işadamının oğlunun düğününde şahitlik yaptılar. ANAP genel başkan adaylarından Mesut Yılmaz da düğüne geldi. FARUK BtLDtRİCİ BÜLENTECEVİT ANTALYA — ANAP genel başkan adaylarından ve eski Dı- şişleri Bakanı Mesut Yılmaz, ANAP'h millervekili Cengiz Dag- yar'ın oğlunun duğununde Cum- hurbaşkanı ve Başbakan'la 'gö- oülsiiz' tokalaştı. Cengiz Dağyar'ın oğlu Ahmet Dağyar'ın önceki akşam Dede- man Oteli'nde gerçekleştirflen dü- ğününe Cumhurbaşkam ve Baş- bakan'ın yanı sıra, bakanlar AIi Bozer, Abdülkadir Aksu, Halil Şıvgın, Hösnü Dogan, tlhan Akii- zıim, Lıitfnllah Kayalar ve Mus- tmfa Taşar da katıldılar. Mesut Yılmaz, Başbakanın karşılanma- sı sırasında protokolde durmaya- rak geride kaldı, ancak llhan Akuziım ve eski Antalya Beledi- ye Başkanı Yener Ulusoy'un zor- Bankaalık Bütünlüğünü Yakalamak... . i\ Bir Bütünün Parçası Olabilmekü! Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı laması üzerine kapıya biraz yak- laştı. Yılmaz ve Akbulut tokala- şırken, foto muhabirlerinin ilgisı- ni çektiler. Yıimaz, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'm gelişi sırasın- da da kapıya biraz daha yakın durdu. Kapıdaki kargaşa sırasın- da konımalardan birinin fark et- meden Yılmaz'ı itekleyip önünü kapatması üzerine Yener Ulusoy heyecanlanarak, "Bak bak önü- nü kapabp giriiyorlar" dedi. Ama koruma polislerinin kenara çekil- mesinden sonra Özal, Yılmaz'ı gördü "Gd seni bir öpeyim" de- mesi üzerine, tokalaşarak öpüştüler. Gecede gazeteciler en çok Yıl- maz'ı ve onun temaslannı izledi- ler. Ancak merakla beklemeleri- ne karşın Yılmaz'ın özal ya da Akbulut ile görüşmesine tanık ol- madılar. özal gelin Elin tbrişim'in Ak- bulut ise damat Ahmel Dağyar'- ın tamklığmı yaptı. Nikâhı Antal- ya'nm DYP'li Belediye Başkanı Hasan Subaşı'nın kıyması nede- niyle, küçük bir gerginlık yaşan- dı. Ege Belediyeler Birliği'ne, be- lediye başkanlarının özal'ı karşı- lamamalanm öneren ve özal'm tüm Antalya'ya gelişlerinde kar- şılamaya katılmayan Subaşı, ni- kâhın başlangıcında Ahmet Dağ- yar yeğeni olduğu için törene ka- tıldığını ifade etti. Yeğeni ile po- litik tavn arasında zor durumda kalan Subaşı, telaşla nikâh defte- rini tanıklar Özal ve Akbulut'a imzalatmayı unuttu. Özal da ay- nlmak üzere ayağa kalkan Suba- I Iktisat, Işletme, Maliye ve Hukuk ile ilgili en az 4 yıllık lisans diploması veren, universite, akademi ve yüksek okullarla, Türkiye'de ve yabancı ülkelerdeki eşitliği Milli Eğitim BakanlığVnca onaylanmıs kurumlan bitirmiş olmak, I Sınavın yapıldığı yılın basında, 30 yasını dotdurmamış olmak, I Bankamız Müfettiş Yardımcılığı sırtavına, birden çok katılmamıs olmak, I Bankamıı dışında herhangi bir görev yükümlülûğü üstlenmemis olmak, I Sağtık durumu, Türkiye'nin heryerinde görev yapmaya ve seyahat etmeye uygun olmak. • Basvuru Dilekçesi: Adayın is ve ev adresi, telefon numarası, sınava daha önce kaölıp katılmadıgı, (Sınava hangi yabana dilden katılınacağı belirtilmelidir.) • Kendi el yazısı ile jrazılmıs özgeçmisi, • Nüfus kâğıdının onaylı örneği, • Erkek adaylar için askerlik görevinin yapıldığinı ya da sınav tarihinde ertelendiğini gösterir resmi belge, • Onaylı Yüksek Öğrenim bitirme belgesi • Iki adet fotoğraf. Ditekçe ve belgeterm T. Emlak Bankaa A.Ş (knel Mudürfüğü, Teftiş Kurulu Başkankğı. Bûyûkdere Caddesi 43, 80670 Levenülstanbul adresine en geç 20 Eylül 1990 Pertembe günü saat 16.00 ya kadar tesüm edümesı ya da bu tarıhte bıze ulaşacak sekikJe postaya verılmesi gerekmekte*. (Posudaki gecikmeter dikkate alınmayacaktır.) Sınav, 13/14 Ekim 1990 tarihlerinde İSTANBUL'da yapılacakor. EMLAK BANKASI TÎFT1Ş KURULU BASKANUâl Emlak Bankuı G«Mİ Hudûrtûjû tvyükıter* Caddni No. 41 •MTt Uvtm/BTANBUL AKOENİZ BOLCE MSKANUâ Ali ÇMJnkam Cad. ANTA1M ANAKENT IOLCE IASKANU6I Emlak Banka* H n HamMiyc Cad. Harri EfmS Sk. No' 1I-M •akçala^/ISTANBUL MSKEKT BOLCE BASKANUCI Atatârfc Buhran t M n OHı, Kac 2 No. IS UknfANRARA DOGU ANADOLU BÖLGE BASKANUGI Cumlnırirct Cad. Kac 1 No: 72 ERZUKUM ECE BOLCE BASKANUCI Cım>tıynr« Btıhnn E n U H Ha» No: U Kac I CÜNEYDOCU ANADOLU BOLGE BASKAMUGI Acturk Bnhnn Cûı««wy k Hortnzi Ksc t No: U CAZİANTEP KARAOENIZ BÖLGE BASKANUCI Cumh«ıny*t Mtydanı Kânmpata Cad. Kac I No. ) SAMSUN ADANA SUBESI Abulnpata Cad. No IS ADANA BURSA SUBESI . Atatârk Cad. No. I I I BURSA şı'nı gülerek "Dur bakayım nere- ye gidryorsun. Defteri imzalatma- yı unuttan" diye uyardı. Subaşı yerine yeniden oturup defteri im- zalattı. Hasan Subaşı, otelden aynlır- ken gazetecüere "Özal'ı bundan sonraki gelişlerinde de karşıla- mayacağım" açıklamasını yaptı. Düğünde, Cengiz Dağyar ile ANAP Kahramanmaraş Milletve- kili Mehmet Onur mikrofona çık- tılar. Dağyar ve Onur, klasik Tıirk sanat mûziğinden ceşitli par- çalan seslendirip düğüne katılan- lardan bol bol alkış aldılar. Yılmaz ise geceyi BM Kalkın- ma Programı'nın düzenlediği 'Köresel KaJkınma Sonınlan" konulu yuvarlak masa toplantısı- na katılan konuklarla birlikte "Clup 29" adlı diskotekte nokta- ladı. Yılmaz, işadamı Feyyaz To- kar, Devlet Bakanı Mustafa Ta- şar ve eşleriyle birlikte oturdu. Yılmaz, dans edenleri izlemeyi yeğlerken, eski TRT Genel Müdü- rü Cem Duna ve eşi uzun süre dans ettiler. Romanya Dışişleri Bakanı Adrian Natsase da dans edenler arasında yer aldı. Mesut Yılmaz ve Mustafa TaştT bir ara köşeye çekilerek kulis yaptılar. Yılmaz, gece 01.00 sıralannda dis- kotekten ayrıldı. Mesut Yıhnaz, duğunden çıkar- ken alkışlandı. Oysa Cumhurbaş- kanı özal ve Başbakan Akbulut salondan ayrıurken hiç kimse al- kışlamadı. IZMlR'den HİKMET ÇtTİMKÂYİT Inönü Kararlı... İZMİR — SHP lıderi bu kez ka- rarlı gözuküyor. inönü, kendisinin belırleyeceğı bır kadroyla partısı- ni tçinde bulunduğu bunalımdan kurtaracağına. kitlelerın umudu haline dönüştüreceğıne ınanıyor. İnönü ışte bu yüzden bugün toplanacak Partı Meclısı'nde açtk açık konuşacak. SHP'nin buna- lımdan kurtulma yolunu açık- layacak. Belki şöyle konuşacak İnönü' — Parti Meclısı'nın seçeceğı MYK yine eskisı gibi otacak. Sa- dece adlar değışecek. Bunun için seçimli olağanüstü kurultay istiyorum. İnönü ile Baykal arasındaki bağların koptuğu bir gerçek ar- tık. Yolları ayrıldı. Giderek küçü- len, eriyen SHP'yi bir noktada tu- tabilmek için İnönü ilk kez bir atak yapıyor. SHP liderinin yakın çevresi de aynı görüş ıçınde. İnönû'nün bu- güne dek parti içinde yaşanan olayian kamuoyuna yansıtmama- ya özen göstermesini tek bır ne- dene bağlıyorlar. O da şu — Kamuoyunun partı ıçi so- runlarını tartışmaması için .. Erdal İnönü, dün CHP'nin 67. kuruluş yıldönümü nedeniyle dü- zenlediği basın toplantısında si- yasal partilerin zaman zaman bunalım geçirdiklerinı anlatırken şöyle diyordu: — İçlerınde zamana göre aşı- rı bulunan fikirler ortaya çıkar. Sonra bu fikirlere alışılır. Bütün bunlar, partiler belirli bir seçmen tabanının beğenisıni kazandıktan sürece, partinin yaşamaya de- vam etmesini engellemez... SHP liderinin dünkü sözleri bugün partisinin içinde bulundu- ğu konumu sergiliyordu hiç kuş- kusuz. 26 Mart 1989 yerej seçim- lerinde İstanbul, Ankara, İzmir gi- bi büyük kentlerde iktidar olan SHP, aradan geçen 18 aylık sü- reye karşın bu olanağı kullana- mamıştı. Son Bayrampaşa ve Etimesgut seçimlerı ise işin ren- gini açık seçik belli etmişti. Bu noktada İnönü düşünmeye başlamıştı. 3 haziran mini yerel seçimlerıni pek önemsemeyen SHP lideri 19 ağustosta özellik- le Bayrampaşa'da sandıktan çı- kan oylar sayılmaya başlayınca gerçeği görmüştü. Çünkü SHP, 20 bin oy yitirıyordu Bayrampa- şa'da. Oylar bir sağ partiye de- ğil, DSP'ye gidiyordu. Aynı günün gecesi Deniz Bay- kal, Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin'i aradı. Sonuçlar- dan duyduğu üzüntüyü belirtip şöyle dedi: — Genel sekretertikten istifa edeceğim... İnönü, SHP adayı Vahit Çalır^ ın adayiığına baştan karşı çıkmış- tı. İstanbul İl Örgütü adaya kar- şıydı. Üye yazımlarında sahtecı- lik yapılmış, örgüt bir anda karış- mıştı. Yine İnönü, her zamankı gibi susmayı yeğledi. Ancak ka- rarını vermiştı: — Deniz Baykal ve arkadaşları SHP'yi kendi siyasal çıkarları doğrultusunda yönetiyorlar... İnönü, karannı verecekti, ama Körfez bunalımı salt Türkiye'nin değıl dünyanın gündemindeydi. Bir süre daha beklemeyi yeğledi. Bu sırada üye yazimlarına he- men hemen tüm örgütlerden iti- razlar gelmeye başlamıştı. Trab- zon'da ve Gazıantep'te yaşanan olaylar da bunlara eklenınce İnö- nü, Genel Sekreter Yardımcısı Erol Çevıkçe'ye MYK toplantıs«n- da şöyle seslendi: — Trabzon İl Başkanı Durukal Çulha'nın haberi olmadan iki ye- ni ilçeye nasıl atama yaparsınız? Benim size güvenim kalmadı Sa- yın Çevıkçe... Erol Çevikçe'nın yüzü kıpkırmı- zı olmuştu. Bir an duraladı son- ra şu yanıtı verdi: — Bana güveniniz kalmadıy- sa istifa ederim... İnönü hafifçe gülümsedi Çe- vikçe'nin yanıtına: — Çok iyi yaparsınız Saytn Çevikçe... Çevikçe toplantyı terk etti. İnönû'nün kesin kararlı oldu- ğu, Deniz Baykal ve arkadaşla- nyla artık çalışmanın olanaksız- lığı ortaya çıkmıştı. Her şey Erol Çevikçe'nın iki dudağı arasınday- dı. Olağan kurultaya hazırlanan Deniz Baykal ve arkadaşları ken- dileriyle aynı çizgide olmayan il örgütlenni ezip geçiyorlar, dele- ge yazımlarında bildiklerini oku- yorlardı. İnönü, gelen tepkiler karşısın- da karannı vermiş ve yakın arka- daşlarına açıklamıştı: — Kimse partıden istifa etme- sin. 10 eylül pazartesi günü Par- ti Medisi'nden istifa edeceğiz, 15 gün içinde seçimli kuruttay için çağrıda bulunacağız. Ve dün sabah İnönû'nün yakın çevresinden Baykal'ın yakın çev- resine gelen yanıtı aktaralım: — Sine-i millete dönmek İnö- nû'nün tek başına söylediği söz- ler değildir. PM'de özellıkle Bay- kal yanlısı üyelerin tercihleridır. İnönü, Özal için "el sıkmam" de- memış, "Kutlamak içimden gelmiyor" demiştır toplantıda ay- rıca. İnönü, partıden istıfalar ve ıhraçlar konusunda farklı dü- şüncedeydı. Baykal, İnönü'ye "Merak etmeyin, havayı yu- muşatacağım" demiş, sonra Yüksek Disiplin Kurulu kesin ih- raç yapmıştı. inönü, son kurultay- da liste çıkaracaktı. Baykal buna karşı çıktı. Ekibiyte gelmek iste- diğini söyledi. İnönü de liste çı- karmadı. İnönû'nün yakın cevresinin son sözü şu: — Eğer partide genel başkan boşluğu varsa, 15 gün içinde ya- pılacak olağanüstü kurultayda Sayın Erol Çevikçe genel başkan adayını açıklasın. Acaba Erol Çevikçe bunu ya- par mı, yapabılir mı? GUNLERIN KOPUGU AHMET TAN Ne Olacak Bu SHP? Cumhuriyet'in Ankara Bürosu'na öteden beri SHP ile il- gili telefonlar gelir. (1980 öncesinde de CHP konusunda gelirdi.) — Ne olacak bu SHP'nin hali? Okurlar bu "genel" soruya "özel" yanıt isterler. Gazetecinin özel yanıtı olsa, gazetesinin manşetine sürecek. SHP'nin yine karıştığını gören yurttaşlar yine telefonla- ra sarıldılar: — Ne olacak bu SHP'nin hali? Okur yine özel yanıt istiyor. Ama yine genel yanıtlarla idare ediyoruz: — Efendim, iktidar boşluğu dolduğu zaman muha- lefet boşluğu dolmuş olacak. Meraklanmayın. — Önemli oian SHP'nin hali değil, istikbalidlr.. İstik- bal de sosyal demokrasinindir. Sovyet komünizmi bile o çizgiye döndü. — İyi olacak. İç mücadelede bilenen kadrolar iktidar mücadelesini daha keskin yapacaklardır. SHP Genel Sekreteri Baykal ve Merkez Yürütme Kuru- lu bugün istifalannı açıklıyor. SHP karıştığına göre okurlardan gelecek yeni bir özel soru seline kar- şı kendimizi teçhiz et- mek gerekiyordu. SHP lideri İnönü'yü hafta sonunda İstanbul1 daki evinde bulduk. Okurların sorularını aktardık: — Türkiye'nin Özal1 ın elinde savaş felake- tine sürüklendiğinl bizzat sizin parti dile getirdi. Bu dönemde SHP'de bir bunalımın patlak vermesinin ül- keye zararı olmaz mı? Kısa bir sessizlikten sonra İnönü tane tane yanıtlıyor: — Önu öyle düşün- meyin. SHP'nin ana- muhalefet görevini İnönü, SHP'nin ana muhalefet görevini daha etkin yapabilmesi için gereken ne ise o yapılır, yapıiıyor. Bu yeni oluşum da bir silkinme, bir dinamizm kazanma olarak kabul edilmelidir. Ana muhalefet yeni bir yapılanma ile daha da güçlenip iktidar olacaktır. Baykal: Bir modelin sınırlarına ulaştık. İnönü- Baykal modeli geçertiliğini tamamladı. Partinin yeni bir aşamaya geçmesi gerekir. Buna olanak hazırlıyoruz. daha etkin yapabilmesi için gereken ne Ise o yapılır, yapıiıyor. Bu yeni oluşum da bir silkinme, bir dinamizm kazanma olarak kabul edilmelidir. Anamuhalefet yeni bir yapılanma ile daha da güçlenip iktidar olacaktır. İnönü'ye başka sorular da sormak istedık: — Neden bu noktaya gelindi? — MYK'nın istifası size rahatlık sağlamak için deni- yor. Rahat olacak mısınız? — Olağanüstü kurultay isteyecek misiniz? İnönü, bu soruların hepsıne standart yanıt verdi: — Bugün toplanacak olan parti meclisine bir katıla- lım da.. İnönü böyle diyordu ama, havasından ve daha sonra kendisine yakın arkadaşları ile yaptığımız konuşmalardan bu standart yanıtın yerini bır başka standart yanıtın olma- sı kaçınılmaz görünüyordu. "Olağanüstü kurultay bir toplansın da.." SHP için "kurultay yorgunu parti" deyimi kullanılıyor. * Baykal ve arkadaşları bu son bunalımdan çıkış için ku- rultay önermiyorlar. Herhalde partilennin yorgunluğunu da- ha da arttırmamak için. Inönü'den sonra SHP Genel Sekreteri Baykal ile ko- nuştuk: — Niye istifa ediyorsunuz? — Bir modelin sınırlarına ulaştık. İnönü-Baykal mo- deli geçerliliğini tamamladı. Partinin yeni bir aşamaya geçmesi gerekir. Buna olanak hazırtıyoruz. Baykal'a da İnönü'ye sorduğumuzu sorduk. Yani, "SHP'nin Ülke savaşın eşığıne sürükleniyor' dediği bir dönemde SHP'deki bu karışıklık ülkeye zarar verme- yecek mi?" Baykal'ın yanıtı da İnönü'nunkünden farksızdı. "İkisl arasında görüş ayrılığı var" diyenlerin yüzünü kızarta- cak bır benzerlık vardı yanıtlarda: "SHP yeni bir yapılanma ile iktidara gelecektir.." Parti meclisinin bugünkü toplantısı, bu yapılanmanın ilk adımı mı olacak? Yoksa eski yapılanmanın son adımı mı? Bunu bu akşam yayınlanması beklenen Parti Meclisi bil- dırisi veya genel başkan açıklaması ortaya koyacak. 'Laiklik ve trtica Hareketleri' Paneli 'Şeriatı iktidar himaye ediyor' Milas'ta sürmekte olan 2. Kültür ve Sanat Şenliği kapsamında yapılan panelde konuşan SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, şeriatçı akımlann devletin güvenlik güçleri içinde örgütlenmeye çalıştığına dikkat çekerek "Bu öyle tehlikeli bir olaydır ki devletin süahını taşıyan insanlar devletin yapısını değiştirmeye çalışıyorlar" dedi. MtLAS (Cumhuriyet) — Mi- las'ta sürmekte olan 2. Kültür ve Sanat Şenliği kapsamında yapılan "Laiklik w trtica Hareketlerr ko- nulu panelde konuşan SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, şeriatçı gnıplann güvenlik güçle- ri içine sızmaya çalıştıklarıru be- lirterek, "Bugun Türkiye'de şeri- atçı akımlar bizzat siyasi iktidar tarafından himaye ediliyor" dedi. Panele katılan konuşmacılar, din ve devlet işlerinin net bir şekilde ayırt edilmesi, laiküğin korunması ve bilimin din karşısında bağım- sız hale getirilmeleri gerektiği go- rüşlerini savundular. Panelde ilk konuşmayı yapan yazar Vecihi Timuroglu, devletin dini denetlemesinin yanlış olduğu- nu savunarak, "Bu gibi nlkelerde sandır ki devlet dini ydoettiği için irtica tehlikesi yoktur. Oysa asıl teblike, devletin dini yönetmesidir" diye konuştu. Ti- muroğlu, asıl yapıbnası gerekenin bilimin din karşısında bağımsız hale getirilmesi olduğunu anlattı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği Başkanı Prof. Dr. Tiirkân Saylan da kadınların uyanışının arttığı ve haklarını aramaya baş- ladıklan bir ortarnda irtica hare- ketlerinin yaygınlaştığına dikkat çekerek, "Kadınlaruı ayanışı ege- men sınıflan ürkütmüştür" dedi. Saylan, laikliğin yok olmasından en büyuk zararı kadınların göre- ceğini söyledi. Atatürkçü Düşün- ce Derneği Başkanı Prof. Dr. Ne- jat Kaymaz, Atatürk'ün laiklik anlayışını anlatarak, "Atatürk, di- ni dünjnyı yönetecek bir sistem olarak görmuyordn. O, dini ve ibadeti oteki dnnyaya yöneük bir haartık olarak deg*riendiriyord»" dedi. SHP Grup Başkanvekili Ha Fehmi Güneş. şeriatçı akımlaruı devletin güvenlik güçleri içinde ör- gütlenmeye çalıştığına dikkat çe- kerek, "Bu öyle tehlikeli bir olay- dır ki devletin süahını taşıyan in- sanlar devletin yapısını defiştir- meye çalışıyorlar" diyerek şunla- n söyledi: "Bugün Türkiye'de devlet bu adamlardan hesap soracağı yerde bizzat himaye ettiği için böyle bir tehlike ile karşı karsıyayız. Bn ko- nuda asıl sorumlu olan da siyasi iktidardır. Şeriatçı akımlann v%- kıflan, burslan, >ıırtlan, yajin or- ganfaun ve aklınızuı alamayacafı kadar da paralan var. Bu şeriatçı akımlann resmi bir konıması ol- madan olmaz. Şu anda Turkiyet de cemaatten çok inuun hatip me- zunu insan var." Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa AHuı- taş, dinci akımlann kökeninde in- sanı kadercı yapmak düşuncesinin bulunduğunu belirterek, "Laiklik sanayi toplumunun yönetim ve düşünce biçimidir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle