Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Vaııghan'ın ardmdan
• Kültür Servisi —
Pazartesi günü Alpine
Vadisi Müzik
Merkezi'de Eric Clapton
ile birlikte verdiği
konser dönüşünde
helikopter kazası
sonucu yaşamını yitiren
ünlü blues gitaristi
Stevie Ray Vaughan'ın
ölümü, müzik
çevrelerinde üzüntü
yarattı. Aynı kazada
Eric Clapton'un iş
arkadaşlanndan Bobby
Brooks, Nigel Browne
ve Colin Smythe de
öldü. Eric Clapton,
Vaughan'ın ölümüyle
ilgili olarak yaptığı
açıklamada, "Stevie Ray
Vaughan, Bobby Brook,
Nigel Browne ve Colin
Symthe benim
yoldaşjanm, iş arkadaşlanm ve dostlanmdı. Bu çok
trajik bir kayıp. Çünkü onlar çok güzel insanlardı.
Hepsini çok özleyeceğim. Ailelerine başsağhğı dilerim"
dedi. Konserde ve daha sonra helikopterde Vaughan'la
birlikte olan gitarist Robert Cray, Vaughan'ın çok iyi bir
müzisyen ve aynca arkadaş olduğunu söyleyerek, olayın
şokundan kurtulamadığını belirtti. Bu yıl bir Grammy
ödülü kazanan Stevie Ray Vaughan, Texas'ın blues
müziğini Jimi Hendrix'in rock tarzıyla bağdaştırdı. Bir
ara David Bovvie ile turnelere çıkan Vaughan'ı Rolling
Stones da istiyordu. Ama sanatçı kendi müziğini yapmayı
tercih etmişti.
Apaydın'dan başvuru
• Kültür Servisi — Ankara Brilik Tiyatrosu'nun önceki
gün Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda sergileyeceği "Pir
Sultan Abdal" adlı oyunun tstanbul Valiliği'nce
yasaklanmasının ardından dün avukat Burhan Apaydın,
oyunun sergilenmesinin uygun görülmediği hakkındaki
karann kaldınlması için Istanbul Valiliği'ne başvurdu.
Avukat Apaydın, 24.8.1990 tarihli ve Vali Yardımcısı
Necati Develioğlu imzah "Pir Sultan Abdal" isimli
tiyatro oyununun sergilenmesinin uygun görülmediği
hakkındaki karann kaldınlmasına doğrudan doğruya
îstanbul Valisi tarafından karar verilmesini istedi. Bu
arada Ankara Birlik Tiyatrosu yöneticisi Zeki Göker ve
oyunun yazan Erol Toy "Pir Sultan Abdal"ın
sahnelenmesine getirilen engeli yasadışı bir işlem olarak
nitelediler.
Boullier'den '\arasalar'
• Kültur Servisi — 20 yıldır mağaracılıkla uğraşan ve
sık sık Türkiye'ye gelen Nicky Boullier, Galeri Arşiv'de
(Fener Cad. 48/3 Kalamış) "Yarasalar" adlı bir sergi açtı.
Aynca hah ve ipek üzerine desen çahşmalan da olan
Nicky Boullier'nin "Yarasalar" dizisinde yarasa
iskeletinden yarasa desenlerine dek çok sayıda çalışma
yer ahyor. Kısa bir süre önce açılan Galeri Arşiv'de
sunulan sergide yarasa motifli yorgan, çorap, gaz
lambası, seramikler, kukla yarasalar, yarasa broşlar,
yarasalan konu alan kitap ve broşürler, afışler, gravürler,
resimler ve kartpostaüar yer alıyor. Yarasalarla ilgili
söylenceler ve inanışlann yanlış yönlerini ortaya koyan
açıklamalarla sunulan Boullier'nin sergisi 22 eylül
tarihine dek görülebilecek.
Ttirkiye kitap fakiri
• ANKARA (UBA) — Türkiye, dünya ülkelerine oranla
gerek yayıncılık, gerek okuyan insan sayısı ve gerekse
kütüphane ve kitap sayısı bakımmdan yeterli ve arzu
edilen düzeye ulaşamadı. Nüfusu 60 milyona yaklaşan
Türkiye'de yılda sadece 7 bin dolayında kitap basılıyor. 7
milyon kitap bulunan halk kütüphanelerindeki üye
sayısının da 685 bini geçmediği belirlendi. Birleşmiş
Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Teşkilatı UNESCO
tarafından yayımlanan kitapta yer alan istatistiki bilgilere
göre dünyanın belli başlı ülkeleri arasında yapılan
araştırmada, bir yılda basılan kitap sayısı, halk
kütüphanelerindeki kitap sayısı, halk kütüphaneleri sayısı
karşılaştırıldı. Buna göre 241 milyon nüfuslu ABD'de
yılda 51 bin kitap basılırken Nijerya'da 1836, Türkiye'de
de 6 bin 685 kitap basılıyor. Avrupa'daki belli başlı
ülkelere bakıldığında ise yıllık kitap basımı bakırrundan
şu sonuç ortaya çıkıyor: Belçika 8 bin 65, Bulgaristan 5
bin 367, Finlandiya 8 bin 930, SSCB 82 bin 790,
Ingiltere 57 bin.
'Aşkın Kesişme Noktası'
• Kültür Servisi — Osman Şahin'in öyküsünden Bilge
Olgaç'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği "Askın Kesişme
Noktası" filminin çekimleri sona erdi. Göriintü
yönetmenliğini Hüseyin Özşahin'in yaptığı, başrollerinde
Serpil Çakmakh, Berhan Şimşek, Yaman Tarcan ve Savaş
Yurttaş'm oynadıkları fihnin tamarru Bolu yaylalannda
ve onnanlannda çekildi. Kırsal kesim kadını ile kentli bir
erkeğin "doğadaki kesişmesi"ni konu alan filmle ilgili
yapımcı Sabahattin Çetin de bir açıklamada bulundu.
Devlet yardımıyla çekilen filmin yapımcısı Çetin, bu
fılme ilişkin fotoğraflann "mizansen düzenlenerek"
çekilip bir magazin organında yayımlanmasım eleştirerek
şunlan söyledi: "Film setinde yapımcmın izni olmadan
ve set dışında mizansen düzenlenerek çekilen resimleri
yalan haberlerle yayımlayan bu magazini Türk adaletine
teslim edeceğiz."
Biterken' sergisi
• ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Toku Sanat
Galerisi'nde "Yaza Doğra" başlıklı sergiden sonra açılan
"Yaz Bitirken" adlı karma resim sergisi sürüyor. Sergide
Sabri Akça, Nadide Akdeniz, tsmail Altınok, Avni
Arbaş, Mustafa Ayaz, Vecihi Bereketoğlu, Sadettin
Çulan, Halil Dikmen, Cemil Eren, Yalçın Gökçedağ,
Lütfü Günay, Cemal Güvenç, Nüzhet Islimleyi. Zeki Faik
Izer, Necdet Kalay, Hasan Kavruk, Ka^ıhan Keskinok,
Hayati Misman, Fikret Mualla, Muharrem Pire, îbrahim
Safı, Nihat Tandoğan, Adnan Türani, Zeynep Türkmen,
Neşe Üçer, Sami Yetik ve Hüseyin Yüce'nin yapıtlan yer
alıyor.
İki oyun Anadolu turnesinde
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Etibank Sanat ve
Çocuk Tiyatroları 30 ağustostan itibaren Anadolu
turnesine çıkacak. Etibank Sanat Tiyatrosu geçen sezon
sergilediği "Ikiz Kardeşim David", Etibank Çocuk
Tiyatrosu da "Ayşe ile Tontoş Teyze" adlı oyunu
sahneleyecek. Etibank Tiyatrolan, "Ikiz Kardeşim
David" ve "Ayşe ile Tontoş Teyze"yi 30 ağustosta Çorum,
1 eylülde Giresun, 2 eylül Trabzon, 4 eylül Ordu, 5-6
eylül Samsun, 7 eylül Tokat, 8 ve 9 eylülde de Amasya'da
sergileyecek.
Sanatçılar, iş dünyasının sanatı daha çok desteklemesi gerektiği görüşünde
Sanatçı 'koruma' istiyorRessam Mustafa Altıntaş,
Türkiye'de sanat
korumacılığı kavramının
kurumlaştırılması ve
üretken, dinamik, geleceğe
yönelik ölçütlere oturtulması
için ticaret ve endüstri
kuruluşlarına çağnda
bulunuyor. Prof. Belkıs
Mutlu ise "İşadamı iş
toplantılarma nasıl takım
elbise, krayatla gidiyorsa
kendi imajı açısından sanatı
da korumak zorunda"
diyor.
NURNtRVEN
Melih Cevdet Anday, Cumhuriyet'te
yayımlanan "Horoz, Mesen ve Denizkızı
L'stüne" başlıklı yazısında mesenlik (sa-
nat korumacılığı) konusunda "Sanat,
edebiyat tarihlerine şöyle bir göz atar-
sak" diyordu. "Aşağı yukarı her ülkede
\e her zaman bu tür korumacılığı üstlen-
miş kişiler bulunduğunu görürüz. Eskiden
şahlar, padişahlar, krallar. devlet adam-
ları mesenlikle övünürlerdi. Bu. belki de
sanatçının ölümsüzlüğüne inanmaktan ve
bu ölümsüzlüğe sığınma isteğinden kay-
naklananbirdavranıştır."
Gerçekten de sanat ve edebiyat tarih-
•erıne baktığımızda Batı'da Antik
Çağ'da temelleri atılan sanat korumacı-
lığının yüzyıllar boyunca evrim geçire-
rek kurumlaştığını öğreniyoruz. Sanatın
Batı'da 17. yüzyıldan. ABD'de de
1900'lerden bu yana ticaret ya da endüst-
ri kuruluşlannın koruyuculuğunda ya-
şadığını görüyoruz. Kralhklar birer bi-
rer çökse de mesenlik kurumu çökmü-
yor. Birmiras olarak, sarayın ve soylula-
nn elinden yeni kurulan demokratik hü-
kümetlerin ve özel sektörün eline geçi-
yor; zamanla geliştirilerek yeni boyutlar
kazandınlıyor.
SANATÇI İLE KİTLELER ARASINDA KÖPRÜ — Ticaret ve endüstri kunıluşlan,
sanatın sesini kitlelere ulaştırma görevini üstlenirken kamuoyunda yaratüklan olum-
lu imajlan da pekistiriyorlar. Yaşamını Paris'le sürdüren ressam Mustafa Alontaş,
bu yaltlaşımın henüz ülkemizde yeterince yaygın olmadıgım söylüyor.
Yaşamını 1970'ten bu yana Paris'te
sürdüren sanatçı Mustafa Altıntaş da
Türkiye'de sanat korumacılığı kavramı-
nın kurumlaştınlması ve üretken, dina-
mik, geleceğe yönelik ölçütlere oturtul-
ması için ticaret ve endüstri kuruluşlan-
na çağnda bulunuyor. Türkiye ile Fran-
sa'njn dışında İspanya, Brezilya. Arjan-
tin, İsvicre. Hollanda. İngiltere, ABD ve
Finlandiya gibi ülkelerde de çok sayıda
kişisel sergi açan, karma sergilere katı-
lan Altıntaş, çağdaş ticaret ve endüstri
kuruluşlarını sanat yapıtlaruıın gerçek-
leştirilmesine, sergilenmesine. satın alı-
nıp korunmasına, müzelere yerleştiril-
mesine destek ve yardımcı olan kuruluş-
lar diye niteliyor. Bu kuruluşlann sana-
tın sesini kitlelere ulaştırma görevini üst-
lenirken kamuovunda yarattıklan imajı
da pekiştirdiklerine dikkat çekiyor sa-
natçı ve iletişimi kültürel ve sanatsal bo-
yutlarda yakalayan kuruluşlara örnek
olarak Philippe Morris, Ariel. Citroen,
Cartier ve Gülbenkyan'ı göstenvor. "Bu
adlar söylendiğinde kitlelerin gözûnön
öoüne sanatı destekleyen, komyan, kül-
tür ve sanat etkinliklerinde söz sahibi
olan, saygın, çağdaş kurumlar geliyor"
diyor.
Altıntaş, Türkiye'de mesenliğin gûnü-
müzdeki durumunu şöyle özetliyor ve
bazı önerilerde bulunuyor: "Gelişen ül-
kemizde son yıllarda özel sektörün ve ku-
nunlann sanata ve kültüre sempatiyle
yaklaşması sevindirici. Yalnız, bunun ye-
terli olduğu düşünülemez. Sanatı koru-
maya inanarak karar vermiş kuruluşların
bûyük bir duyarlık \e uzun vadeli somut
programlarla bu işi yürütmesi gerekir.
Kuruluşlar. devlet vevakıflar arasında ile-
tişim \e işbiriiği de çok önemlidir. Örne-
ğin; sanatın korunmasını sağlayan yasa-
ların çıkartılması da bu iletişim ve işbiriiği
zincirinden geçer."
Altıntaş, devlet ile endüstri ve ticaret
kuruluşlan arasındakı iletişimsizliğin vt
ılgisizliğin en somut örncğinin 2. Ulusla-
rarası îstanbul Bienali'nde yaşandığını
belirtiyor. Sanatçı. "îstanbul Kültür ve
Sanat Vakfı, bağış yapacak kurumlar bu-
lamadığı için çağrı yaptığı sanatçdann
projelerinin gerçekleştirilmesini, yapıtla-
rının dışandan getirilmesini sanatçılara
yükledi. Çokbü\üköz>erilerlegerçekleş-
tirilen ve Avrupa'dan getirilen Türk sa-
natçılarının yapıtlan bienalden sonra ilgi-
sizlik yüzünden ortada kaldı" diyor.
MSÜ îstanbul Resim Heykel Müzesi
Müdürü ve MSÜ öğretim üyelerinden
Prof. Belkıs Mutlu da Altıntaş ile aynı
görüşleri pavlaşıyor. Mutlu, "Bir işada-
mı. iş toplantılarma nasıl takım elbise ve
kravatla gidiyorsa kendi imajı açısından
sanatı da korumak zorunda" görüşünü
savunuyor. Mutlu. **Dünya standartları-
na göre hareket etmeve çaiışıyorsak, sa-
nat korumacılığının f urkive'de de işler-
lik kazanması şart. Bugun sanatla ilgiien-
meyen hiçbir uluslararası kurum yok" di
yor.
ABD'de devietin marjınal sanatçılan
desteklediğine. özcî sektörün yer etmiş
sanatçılara yatınm vaptığına dikkat çe-
ken Mutlu. 1989'da özel sektorûn sana-
ta 6.4 milyar devietin ise yaklaşık 300
milyon dolarayırdtğını belırtivor. Sonra
bir anısını aktarıyor Mutlu: "Geçen yıl
YVashington'a çağrılı olarak gitmiştim.
Bir sanatçı, bir yapıt yapmış ve adını
'İşeyen İsa' koymuş. Halktan büvûk tep-
ki geldi. Kongre'de de 'Halktan topladığı-
nız vergileri böyle bayağı, müstehcen işler
yapan kişilere nasıl, ne hakla verirsiniz?"
iliye kı> ametler koptu."
Altıntaş ise bu gibi durumlarla karşıla-
şılmaması için sanatçının destek istemin-
de bulunduğu projesinin nitelığinin ince-
lenmesi gerektiğini belırtıyor. Yakın bir
tarihte "Plasük Sanatların İki Günü" adı
altında bir tartışma açmaya hazırlanan
Altıntaş. bu tartışmaya Kültür Bakanlı-
ğı'nın, ticaret ve endüstri kuruluşlarının,
sanatla uğraşan derneklerin \e vakıfla-
nn. galerilerin. müzecilerin ve basınm
katılacağını umuyor.
GrafıkerlerMeslekKuruluşu, 14. Brno Grafık Sanatlar BienalVne katıldı
Çeşitli dallarıyla grafik sanatı20 haziranda başlayan ve 23 eylüle dek
sürecek olan Çekoslovakya'nın Brno
kentindeki Grafik Sanatlar Bienali, her
defasmda grafiğindeğişikalanlarına yer veriyor.
Költür Servisi — Grafikerler
Meslek Kuruluşu, 1988 yılında
gerçekleştirdigi Varşova Bienali
gezisinden sonra bu yıl da Çekos-
lovakya'nın Brno kentindeki Gra-
fik Sanatlar Bienali'ne bir gezi
düzenledi. Grafıkerler Meslek
Birliği üyeleri, otobüsle yaptıklan
gezi sırasında son yılların grafik
ürünlerinin ve özel sergilerinin yer
aldığı Brno Bienali'nin yanı sıra
Budapeşte ve Prag'da çeşitli ser-
giler, Viyana'da Egon Schiek ret-
rospektifini de görrae olanağı bul-
dular.
20 haziranda başlayan ve 23 ey-
lüle dek sürecek olan Brno Gra-
fik Bienali'nin en büyük özelliği,
her bienalde grafığin değişik alan-
larına yer verilmesi. Bu yıl üç ana
bölümden olusan bienalin birin-
ci bölümü, takvim, tebrik kartı,
amblem, broşür, faaliyet raporla-
n, plak kapaklan gibi dallan kap-
sayan "tanıtım grafigine"; ikin-
ci bölümü, sosyal, politik, endüst-
ri, dekoratif ve kültürel konular-
da olmak koşuluyla "arışe";
üçüncü bölüm ise •'Kurum
Kimtiği" başlığı altmda kurum içi
görsel üslup proje örnekleri, tek
reklam kampanyası için yapümış
"kurum tasanmı ve görsel ilerjşim
sistemlerine" ayrılmış.
Brno bienaline katılan yapıtlar
bir ön elemeden geçiriliyor. 41 ül-
keden 610 grafik tasanmcısıyla 21
tasanm grubunun katıldığı bu yıl-
ki bienalde, en çok tasanmcısı bu-
lunan ülkeler sırasıyla Çekoslo-
vakya, Rusya, Japonya, Demok-
ratik Almanya ve Fransa. Bienal-
de Türkiye'den ise üç isim yer alı-
yor: AH Akdamar, Ynrdaer Al-
tıntaş ve Sadık Karamustafa.
Bienalde, Brezilya, Demokratik
Almanya, Federal Almanya, Ja-
ponya, Polonya ve Rusya'dan bi-
rer, Çekoslovakya'dan ise üç ki-
şinin bulunduğu seçici kurulun
değerlendirmesı sonucu, bir bü-
Ankara Devlet Tiyatrosu'nda oyun düzeni
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Devlet Tiyatrolan'nda
yeni sezon hazırhklan sürerken
Ankara Devlet Tiyatrosu'nun
oyun düzeni belli oldu. Toplu-
luk bu yıl sezona 7 sahnede, 6
yeni oyunla başlayacak.
Ankara Devlet Tiyatrosu, re-
pertuvanna ilk kez aldığı Çekos-
lovakya Devlet Başkanı Vaclav
Havel'in "Şeyten Çelmesi"ni
Şinasi Sahnesi'nde sergileyecek.
Oyunu Semih Sergen sahneye
koyacak. Küçük Tiyatro'da Eo-
repides'in "Bachalar"ı yer ala-
cak. Oyunun yönetmenliğini Er-
gin Orbey üstleniyor. Sönmez
Atasoy'un "O Gökkubbe Altin-
da" adlı oyunu, Röstü Asyalı'-
mn rejisiyle Oda Tiyatrosu'nda
sahnelenecek yeni oyunlardan.
Geçen sezon sonunda hizme-
te giren Irfan Şahinbaş Atölye-
si Sahnesi'nde Güngör Dilroen'-
in "Deli Dumrul"u sahnelene-
cek. "DenemeSahnesi" olarak
düzenlenen Atölye Sahne'deki
oyunu Yüce) Erten sahneye ko-
yuyor. Devlet Tiyatrolan Ma-
cunköy Sosyal Tesisleri içinde
yer alan trfan Şahinbaş Atölye
Sahnesi'ne gidiş için Büyük Ti-
yatro önünden sabah ve akşam
saatlerinde servis kalkacak.
Altındağ Tiyatrosu sezonu
Dinçer Sümer'in "Gül Satardı
Melek Hanım" adlı oyunuyla
açacak. Oyunun yönetmeni de
Dinçer Sümer.
Büyük Tiyatro'da ise VVassel-
man'ın "Kafesten Bir Kuş Uç-
ru" adlı oyunu sahnelenecek.
Oyunu geçen yıllarda "Kral Le-
w"ı sahnelcyen tngüiz Basil Co-
leman yönetecek.
Yeni Sahne'de ise geçen yıl-
dan devam eden oyunlar yer ala-
cak. Sezon programı henüz tam
olarak beürlenemeyen Yeni Sah-
ne'de, ilk tur oyunu olarak
Charles Toıjman'ın yönettiği
"LavanU ÇScegi" sahnelenecek.
yük ödülün yanı sıra her bölüm
için ayn ayrı altın, gümüş, bronz
madalyalar ve başta Iccgrada özel
ödülü olmak uzere on adet de özel
ödül verildi. Bu yüki büyük odu-
lü Japon tasanmcısı Katsui Mit-
suö'nun aldığı bienal, üç ayrı bi-
nada yapılıyor. Ana binada Tür-
kiye'nin de aralannda bulunduğu
değişik ülkelerin sanatçılan yer
ahrken Çek sanatçılan ayn bir bi-
nada, Batı Berlin, Demokratik ve
Federal Alman ile Rus sanatçıla-
rımn yapıtlan ise diğer bir bina-
da sergileniyor. Başka bir binada
da 1986 yılının büyük ödülünü
kazanan Rus tasanm grubuyla bu
yılki seçici kurul üyelerinin sergi-
si; bir diğer binada da AGI'run
(ADience Grapnique Internanoaa-
le) duzenlediği amblem sergisi bu-
lunuyor. Bienale bağlı olarak dü-
zenlenen AGI'nın amblem sergi-
sinde 16 ulkeden 63 tasanmcınm
830 yapıtı yer alıyor.
Ünlü afiş ustaları Çek Josef
Flejsar, Jaroslav Sura, Polonya'-
mn unlü Jan Mlodozeniec'i, Jan
Lenica'sı, Amenkalı Paul Davis,
Milton Glaser, Nancj Skolos, Po-
lonya kökenli bir diğer Amerika-
lı Jan Sawka bienalde göze batan
isimler arasında yer alıyor.
tlk kez 19. yüzyılda kazılmaya başlanan Troya'da kazı çalışmaları sürüyor
Tunç Çağı'ndan bugüne Troya
Troya'nın mitolojik kahramanlarının
mücadeleleriyle örülü öyküsü, ilk Tunç
Çağı'na dek uzanıyor. Once bir köy
yerleşmesi olan Troya, sonra bir krallık .
merkezi, Roma çağmda ise anıtsal yapılarla
çevrili bir kent olmuş. Troya'da yapılan son
dönem kazı çalışmaları 1988'de başlatıldı. 15
yıl sürmesi tasarlanan bu kazılar Alman
arkeolog Prof. Manfred Korfmann
başkanlığında gerçekleşiyor.
ASLIKAYABAL
19. yüzyılınsonunda H.Sch-
liemann ve W.Dörpfeld, 1932-
38 yıllan arasında Cincinnati
Üniversitesi'nden C.Blegen,
gizlerini öğrenmek için kazdılaı
Troya'yı. 1938 sonrası araya
II. Dünya Savaşıgirdi. Troya 50
yıl sessizliğe gömüldü. 1988 yı-
lında Alman arkeolog Prof.
Manfred Korfmann Troya kazı-
lannı yeniden başlattı.
Troya'nın uzak geçmişi İlk
Tunç Çağı'na dek ulaşıyor.
MÖ 3000-2500 arasında Troya
küçük bir köy yerleşmesi. Yan
yanadizili uzunevlerdeyaşayan
topluluk tarım, hayvancılık ve
balıkçılıkla uğraşıyor. "Troya I"
denen bu kültür tüm Kuzey
Marmara ve Ege'ye yayılıyor.
Prof. Korfmann, Troya'da bu
evreden 500 yıl daha eski bir di-
ğer kültür evresinin varhğından
söz ediyor.
Bu köy yerleşmesiniıı yerini
bir sonraki evrede bir krallık
merkezi alıyor. MÖ 2500-2300
arasında, anıtsal giriş kapılan,
büyük megaronu ve saray yapısı
içinde bulunan 20'den fazla
hazinesi ile "Troya H" denen bu
evre şiddetli bir yangınla son bu-
luyor. Schliemann, Home-
ros'un sözünü ettiği Tro-
ya'yı yanık sarayda bulunan
hazinelere dayanarak burası sa-
nıyor. Troya II halkının dökme
madeni ve kalay-bakır kanşımı
tuncu tanıdığı biliniyor. Prof.
Korfmann'a göre madeni eser
üretiminde kullanılan kalay bü-
yük olasılıkla Afganistan \e Öz-
bekistan kökenli. İlk Tunç Ça-
ğı'nın sonlannda (MÖ 2300-
1700).
Troya, dar yollarla küçük ko-
nutlann belirledıği fakir bir yer-
leşme. Ancak son dönem kazıla-
nnda Troya III ve IV dönemine
ait bazı duvar parçalannın bu-
lunduğu bildiriliyor.
Kazı başkanı Prof. M. Korf-
mann:
u
Troya'nınbugünekadar-
ki tabakalanma ve tarihlendir-
mesinin yeniden düzenlenmesi
gerekecek. Şimdilik MÖ 3000-
2500 arasına tarihlenen Troya I
başlangıç tarihinin de değişmesi
söz konusu. Bu da Avrupa erken
tarihi açısından önem taşıyor"
diyor. Prof Dr. İlhan Kayan ise
"ÇanakkaleBoğazı'ndadenizse-
viyesi 6000 yıl önce bugünküyle
aynı. Kıyı çizgisi ise Troya'nın
kuzeyindeki dik yamaçlara ula-
şıyor" diyeaçıklıyor. Bugünhö-
yüğün "Schliemann Yarması"
olarak adlandırılan kuzey kesi-
minde deniz canlılan ve midye
TROYA'DA KÜÇÜK TİYATRO — Troya, Açıkhava Müzesi duzeninde bir ören yeri. Bilgi panolannın
rehberliğinde ilk Tunç Çağı'ndan Roma devrine uzanarak bir gezi yapmak miimkün burada.
kabuklarının bol miktarda bu-
lunduğu belirtiliyor. Aynı alan-
da, Troya I'in en eski evresınt
ait yapılar ise MÖ 3000-2800'e
tarihleniyor. Aynca Yunan ta-
pınak mimarisinin öncüsü sayı-
lan "megaron" tarzı yapının,
müstakil bir konut olduğu da
Prof. Korfmann'a göre "şüp-
heli."
Troya prehistorik arkeoloji
açısından da önemli bir konum-
da. îlk Tunç Çağfndan çok
daha geç bir dönemde Roma
Çağı'nda Troya'da "Novum
llium"adlı bir kent var. Birbiri-
ne dik açı yapan yollar, kentin
kale duvarı önünde yer alan ti-
yatro, sunak, palestra ve ovaya
bakan terastaki büyük tiyatro-
su ile anıtsal bir kent "Novum İli-
um" . Aşağı Şehir'de bulunan
yazılı kaynaklann bildirdiğine
göre kentte bayındırlık işlen Ju-
lius ve Cladius hük ümdarlığı ve
daha sonraki hükümdarlav la-
rafından yapılmış.
15 yıl sürmesi tasarlanan Tro-
ya kazılan modern yöntenjlerle
gerçekleştirıliyor. Kazıda bulu-
nan malzeme bilgisayarda de-
ğerlendirilip belgeleniyor. Ayn-
ca "manyetometa" adlı araçla
manyetik prospeksiyon ölçüm-
leri yapılıyor. Bundan amaç
toprak üzerinde mimari kalıntı-
lann izleri yönünde hareket edc-
rek kazı planlamasına gitmek.
Prof.Dr. Ekrem Akurgal'a gö-
re Troya, 50 sene önce terk edil-
dikten sonra son 3 yılda Türk
turizmıne hizmet verecek düze-
ye getirilmişolmasıbakımından
önemli bir yerleşme. Aynca
Akurgal, iki megaron yapısının
duvarlannın ve Aşağı Şehrin or-
taya çıkanlmış olması ve teknik
yönden donanımlı bir kazı ol-
masının Troya'nın önemini
ortaya koyduğunu belirtiyor.
Troya açık hava müzesi düze-
nındc bir ören >eri. Yassı Troya
tepesi üzerinde yayılan kalıntı-
lan bılgı panolannın rehberli-
ğinde İlk Tunç Çağı'ndan Ro-
ma devrine uzanarak bir. eezi
yapmak hiçdegüçdeğil.
'Onıır
sanatçılan
?
• IZMİR (AA) — Izmir
Büyükşehir Belediyesi'nin,
bu yıl ilk kez seçtiği "onur
sanatçılan" açıklandı. tzmir
Büyükşehir Belediyesi Basın
ve Halkla İlişkiler Daire
Başkanhğı'ndan yapılan
açıklamaya göre 1990
yılının onur sanatçılan
şöyle: Fazıl Hüsnü Dağlarca
(şiir), Zühtü Müridoğlu
(heykel), Samim Kocagöz
(öykü), İlhan Usmanbaş
(müzik), Ahmet Hamdi
Tanpınar (roman) ve Sabri
Berker (resim). Sanatçılara
ödülleri, İzmir'in kurtuluş
günü olan 9 eylülde
düzenlenecek törenle
verilecek. Ahmet Hamdi
Tanpınar'ın ödülünü
hayatta bulunan bir yakını
alacak.
Avni Anıl
ameliyat oldu
• İZMİR (AA) — Besteci
Avni Anıl, bir süre önce
yatınldığı Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde
bir bağırsak ameliyatı
geçirdi. Ameliyatı yapan
Ege Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Sennet Akgün,
"Bir saat süren operasyon
başan ile sonuçlandı.
Durumu gayet iyi. Bir hafta
içinde taburcu olacaktır"
dedi.
Işgalin
sinemaya etkisi
• KAHtRE (AP) —
Irak'ın Kuveyt'i işgali,
Kuveyt'in maddi desteğiyle
fihn üreten Ortadoğu'nun
Hollywood'u Mısu-'ın fıhn
endüstrisini büyük ölçüde
zarara uğrattı. Mısır'ın
sinema çevreleri, işgah'n her
günü binlerce dolar zarara
mal olurken kaygıyla
bekliyorlar. Sinema
izleyicisinin durumu da bir
başka sonın. Mısır Film
Sanayii Odası Başkanı
Munib Shafei, Araplann
temel eğlence kaynağının
Mısır fıbnleri olduğunu ve
işgah'n Mısır film endüstrisi
için büyük sorunlar
doğurduğunu belirtti. 60
yılı geçkin bir süredir Mısır
stüdyolan Arap
fdmcihğinin merkezi
dunımunda. Mısır film
endüstrisini "yürüten"
paralar ise çevredeki petrol
zengini ülkelerden
geliyordu, çoğunlukla da
Kuveyt'ten.
Biçenı'in 3.
sayısı
• Kültür Servisi — Aylık
Yazın dergisi, "Biçem"in
üçüncü sayısı çıktı. Dergide
Salah Birsel'in "Yandım
Şeker, özdemir Nutku'nun
"Halk Tiyatrosu Üzerine",
Yakup Şahan'ın "Nâzım
Hikmet'i Algılamak ve
Sevmek", Yılmaz Divifin
"Kıyıda Bir İbrahim"
başhklı yazılan sunuluyor.
Kemal Özer ve Nahit
Kayabaşı'nın günlüklerinin,
Belgin Yalçınkaya ve Zerrin
Koç'un öykülerinin yer
verildiğj dergide Talip
Apaydın, thsan Üren,
Kâmil Bayrak, Gülsüm
Akyüz, Hilmi Haşal,
Ibrahim Yıldız ve Gerrit
Achterberg'in (çeviri Ülkü
Tamer) şürleri de
sunuluyor. \azar Nadir
Gezer'le M.Ah' İnan'ın
yaptığı söyleşi de derginin
sayfalan arasında.
AVP perde
açıyor
• BURSA (AA) — Bursa
Ahmet Vefık Paşa Devlet
Tiyatrosu 17 ekimde
perdelerini açıyor. Sezonun
ilk oyunu Can Yücel'in
Türkceleştirdiği, Bertolt
Brecht'in "Kafkas Tebeşir
Dairesiî' Oyunun
yönetmenliğini A.Ü. DTCF
Oyunculuk Bölümü
Başkanı Nurhan Karadağ
yapıyor. Tiyatroda geçen
sezon sahnelenen ve ilgiyle
izlenen "Kadıncıklar",
"Kördöğüşü", "İsli SisH Pis
Puslu" ve "Meşhed-i tbad"
adlı oyunlar ise genel istek
üzerine yeniden
sahnelenecek.
I. Karaelnıas
Festivali
• ZONGULDAK (AA) —
Anadolu Folklor Vakfı
tarafından bu yıl ilk kez
düzenlenen "Uluslararası
Karaelmas Festivali" 30
ağustosta Zonguldak'ta
başlayacak. 3 gün sürecek
festivale, Türkiye'nin yanı
sıra Yugoslavya, SSCB,
Azerbaycan Cumhuriyeti ve
Romanya'dan halkoyunlan
ekipleri katılacak. Festival
süresince, Zonguldak Spor
Salonu'nda halkoyunlan
gösterileri yapılacak ve el
sanatlan sergisi açılacak.
Fesüvalde aynca Zonguldak
taşkömürü sanayiinin
bölgede ekonomik sosyal ve
kültürel etkileri konulu bir
de panel düzenlenecek.