Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURlYET/U
KÖRFEZ KKİZl...KÖKFEZ KR İZİ... KÖRFEZ KRIZİ... KÖRFEZ KRIZI... KÖ1
Başbakan'ın 'Saldırı sezersem vururum, Meclis kararıgerekmez, hesabını veririm' sözüne tepki
Demirel: Akbulut
sahibinin sesidirDYP lideri, Başbakan Akbulut'un Türkiye'ye
saldırı hissedersek vururuz' sözünü, 'saldırı
bahanesi' olarak değerlendirdi. Demirel böyle
durumlarda TBMM'nin bir saat içinde
toplanabileceğini söyledi.
ANKARA
(Camboriyet
Birosn) —
DYP Genel
Başkaru Sfiky-
man Demirel,
Başbakan Yıl-
dınm Akbulut'un, "Türkiye'ye
bir saldırı olacagını hissedersek
beklemeyiz" biçimindeki açıkla-
masını "saldın bahanesi" olarak
niteledi. Demirel, böyle bir du-
rumda Meclisin bir saat içinde
toplanabileceğini belirterek hükü-
metin saldırı ihtimalinin kimden
geldiğini açıklamasmı istedi. De-
mirel, "Bütün bunlar örtüdür.
Söz vermişlerdir. Sözterini yerioe
getireceklerdir" dedi.
DYP lideri Demirel, dün ken-
disini ziyaret eden Barolar Birli-
ği heyetiyle görüşmesinde Körfez
krizindeki son gelişmelere ilişkin
görüşlerini dile getirdi. Türkiye
Barolar Birliği Başkanı Öndcr Sav
da Demirel'ı 6 eylüldeki "alterna-
tif adli yıl" açüış törenine davet
etti, bu arada Körfez kriziyle il-
gili kaygılannı dile getirdi.
Demirel, Körfez bölgesinde çı-
kabilecek bir yangının Türkiye'-
yi çok yakından ilgilendirdiğini
belirterek bir yangın çıkmasuu is-
temenin cinnet olduğunu vurgu-
ladı. Demirel, "Hde 'burada bir
kavga çıksın da ben de sonunda
parsa toplayayım' demek aklın
alacagı bir şey değildir. Parsayı
neyle topiayacaksın? tnsanlanım-
zın kanıyla, canıyla" diyerek ad
vernıeden Cumhurbaşkanı özal'ı
eleştirdi.
Türkiye'nin ancak birlik ve bü-
tünlüğüne yönetik kaçınılmaz bir
durum olduğunda ve Meclisin ve-
receği kararla savaşa girilebilece-
ğini anlatan Demirel, iktidar çev-
relerinde "geceyansı birisi bize
saJdınrsa" dUşUncelerinin dile ge-
tirıldigine dikkat çekerek şunlan
söyledi:
"Öyle bir sey olursa güvenlik
kuvvetleri derhal karşılık verir.
Hiçbir izne ihtiyaa yoktar. Zaten
böyle bir gece>ansı saldınya og-
ramtşsaııız uyumuşsunuz demek-
tir. Onceden haber alacaksın te-
yakkuz durumuna geçeceksin.
'Birisinin saldıracağım hisseder-
sek bekleyeüm mi' diyorlar. O pe-
kâlâ bir bahane de olur. Böyle bir
şey varsa bir saat içinde Meclisi
toplarsuuz. Bugun dünyada meç-
hul olan bir şey yok. Nereden
bekliyorsunaz saldınyı? tstihba-
rabn bilgi vereceğini söylüyorlar.
Bu bir günde olmaz ya eger öne-
den haber aldıysa Meclisi bir ge-
cede toplarsın, gerekli karan çı-
kanrsın. Ama bütün bunlar örtü-
dür. Söz vermişlerdir, sözlerini
yerioe getireceklerdir."
Demirel, Tûrkiye'yi yönetenle-
rin şaşkın olduğunu, hiç gereği
yokken "geceyansı saldın
olursa" diye, Meclisten izin aldık-
larıru anlatarak şöyle dedi:
"Ya birisinin bize saldırma ih-
timali varsa. Gelin Mecliste bu ih-
timali söykyin. Kim bize saldıra-
cak? Irak mı, Suriye mi, Yonanis-
tan mı, Bnlgaristan mı? Buna
karşı yetki isteyenlerin bunu da
bihnesi lazım. Irak'a karşı istiyor-
sanız siz Irak'a saldırmazsanız
Irak'ın size saldıracak hali yok.
Koskoca TC devletinin böyle ha-
yali tehditlerie uğraşmasına gerek
yok."
Başbakan Akbulut'un Türtci-
ye'nin yalnızca ekonomik ambar-
goya katıldığıru vurgulamasına
karşın özal'ın "Diinyayı biz yö-
netiyonız" havasında olduğunu
bildiren Demirel, "Kendimizi
böyle bir angajmana sokmuşuz-
dur ki taraf olduk. Biz bölgede
giiçlö devletiz diyoriar. Araa
Türkiye bölgede rolünü yitirmiş-
tir. Ne arabuluculuk De de köp-
riilük yapabilecek durumdadır"
dedi. Türkiye'nin herkesten çok
angaje olmasını eleştiren Demirel,
"Bir de bizim şüphelendiğimiz
TC hakümetinin bUe bilmediği
sözler verilmiştir. Bu kadar senli
benli olursan adam sırtını sıvaz-
larken cebinden de bir şeyler ala-
cakbr. Hiçbir aferin boşuna de-
ğildir" diye konuştu.
Şimdi Türkiye'nin zihninin kar-
ma karışık olduğunu, vatandaşın
savaş istemediğini anlatan Demi-
rel, iç politikada ağzına kadar
batmış olan siyasi iktidann, 20-30
gündür Türk devletinin ağırlığıy-
la uygun olmayan bir gürültü çı-
kardığuu bildirdi. Tûrkiye'yi ma-
ceraya sürükleyecek her hareke-
tin karşısında olduklanm belirten
ve Birleşmiş Milletler'in Körfez
krizine askeri müdahale karan ol-
ması dunımunda üye ülkelerle
özel anlaşmalar yapması gerekti-
ği görüşünü dile getiren Demirel
şöyle dedi:
"Tûrkiye'yi bir tecavüzün, sal-
dınnın bedefi haline getinnemek
de bir marifettir. Türkiye \angin
teblikesini tümuyle sryırabilmiş
degil. Ama Sayın Özal'ın birta-
kım hava ve heveslerine dünya öl-
çüsünde kendi şahsmın reklamı-
nı yapünnak icin Tûrkiye'yi be-
laya sokmasına engel olacagız."
Demirel, "Son günlerde Körfez
kriziyle ilgili yapbklan açıklama-
lar nedeniyle Sa>ın Özal ve Sayın
Akbulut sizce çelişkiye mi düş-
tüler" sorusuna da şu yarutı ver-
di:
"Sayın Akbulut, Sayın Özal ne
derse onu yapar. Beiki komışama-
mışlardır. Onun için ayn şey söy-
lemiştir. Sahibinin sesidir Sayın
Akbulnt. Hani o eski gramofon-
lar var ya onun gibi. Ne yapsın,
iradesi elinde degil. O şartla geti-
rilmiştir göreve, otur otur, kalk
kalk onu yapmaktadır."
Görüşmede Barolar Birliği Baş-
kanı Sav, adli yıl açılış töreni ne-
deniyle Yargıtay başkanının ko-
nuşma metnini istemesi nedeniy-
le ayrı tören düzenlediklerini be-
lirtti ve bu girişimi sansür olarak
niteledi. Sav, "Konuşmalanmız-
dan bazj çevrelerin tedirginligini
anhyoruz ama Yargıtay yönetimi-
nin tedirginligini anlamıyonız"
dedi.
KAY4 ERDEM:
TBMM, yetki
konusunda hassastır
ANKARA (Cumhuriyel Bü-
rosu) — TBMM Başkanı Kaya
Erdem, yeni yasama döneminin
başlangıcında bir dizi çıkışla si-
yasi kulislerde dikkatleri üzerin-
de topladı. Cumhurbaşkanı
Tnrgut Özal ile Başbakan Yıl-
dınm Akbulut arasında "Kör-
fez'e asker gönderme" ve hükü-
metin sorumluluğu konusunda
görüş aynlığına ilişkin tartışma-
lara Kaya Erdem de TBMM'nin
yetki devri konusunda "hassas
otdugunu ve bu hassasiyetini de
gösterdigini" belirterek katıldı.
Evdern, Barolar Bırliği'nin al-
ternatif adli yıl açüışına da ka-
tılacak. Erdem, TBMM ictüzü-
ğünde değişiklik yapüarak siya-
si parti liderlerinin TBMM'nin
açılış törenlerinde gelecek yıl-
dan itibaren konuşmalanna
olanak sağlayacak.
Kaya Erdem, dün Barolar
Birliği Başkanı Önder Sav ile
Ankara, tstanbul ve lzmir ba-
roları başkanlannı kabul etti.
Erdem, hukukun üstünlüğünün
sağlanması doğrultusunda gay-
ret gösterdiklerinı kaydederek
yasalann kabulü öncesinde ba-
rolar ve tüm hukuk çevreleri ile
sıkı işbirliğine gireceklerini
söyledi.
Sav da Erdem'e ilgisinden do-
layı teşekkür ederek, ziyaretin
amaçlanndan birinin Körfez
krizi konusundaki görüşlerini
aktannak olduğunu ifade etti.
Sav, vatandaşlann Türkiye'nin
savaşa girmesini istemediğini
savundu. Türkiye*deki üslerin
böyle bir gelişme sırasında kul-
lanılmaması gerektiğini söyle-
yen Sav, savaşın büyük sıkıntı-
lar getireceğini anlattı. Sav, söz-
lerini, "TBMM'nin bu komıda-
ki yetkileri hakkında kıskanç
davranacağına inanıyoruz" di-
yerek tamamladı.
Erdem de Sav'ın sözlerini ya-
mtlarken savaşın hiç kimse ta-
rafından arzu edilemeyeceğini
bekrtti ve "Ama bir ülkenin
başka bir ülkenin hiikümranb-
guu yok etmesi de dünyajıuı ge-
leceği açısıodan tasvip
edttemez" dedi. Erdem, BM'nin
Körfez krizi konusundaki ka-
rarlannın yerinde olduğunu ifa-
de ederek Türkiye'nin savaşa
girmesi olasüığı görmediğini
söyledi. Erdem, "lnşallab banş-
la bir çözüme vanlır" dedi.
TBMM'nin vatandaşlann gö-
rüşleri doğrultusunda karar
vermesinin demokrasilerin
önemli yanlanndan biri oldu-
ğuna dikkati çeken Erdem,
"Zaten diktatöriüklerie demok-
rasi arasındaki fark da
baradadır" dedi. Erdem, son
günlerde tartışüan TBMM'nin
yetki devri konusuna değinir-
ken de "TBMM bu yönde has-
sastır, hassas olduğunu da
göstermiştir" dedi.
Bu konuşmalardan sonra
Sav, Erdem'i, Barolar Birliği
1
nin düzenlediği "adli yıl alter-
natif açılış törenine" davet et-
ti. Düzenledikleri törenin Yar-
g]tay'ın düzenlediği açılıştan
sonra saat 13.00*te olacağını be-
lirten Sav, Erdem'e, "Yargıtay'ın
kendisinin konuşma metnini
onceden isteyerek ve konuşma-
sına izin venneyerek 20 yıllık
bir gelenegi yıknğını" söyledi.
Sav, bu konudaki yazışmaları
içeren bir dosyayı Erdem'e
sundu.
Erdem'in aynı giln hem Yar-
gıtay'ın, hem de Barolar Birli-
ği'nin düzenleyeceği törene ka-
tılacağı öğrenildi.
TBMM'ııin açılışı
Erdem'in Cumhurbaşkanı
Özal ile GAP'tan dönüşünden
sonra bugün bir görüşme yap-
ması bekleniyor. Görüşmede
Erdem'in Özal'a, TBMM'nin 1
eylülde yapılacak açılış töreni-
nin programını aktaracağı ve
kendisine burada bir konuşma
yapıp yapmayacağını soracağı
öğrenildi.
Cumhurbaşkanlığı kaynakla-
n, özal'ın TBMM'nin açıhşın-
da "önemli bir konuşma
yapacagını" açıklamışlardı.
özal, TBMM Genel Kurului
nda Başkan'm oturduğu bö-
lümden konuşacak.
Muhalefetin, "Özal konuşur-
sa mnhalefet Kderierinin de ko-
nuşmalanna ofamak sagianması
isteminin" TBMM
Başkanlığı'nca incelendiği, ama
içtüzük açısudan bunun müm-
kün ohnadığı sonucuna vanldı-
ğı öğrenildi. Ancak içtüzükte
bir değişikJik yapılarak gelecek
yasama döneminden itibaren si-
yasi parti liderlerinin açılışlar-
da konuşma yapabilmeleri sağ-
lanacak.
öte yandan Erdem'in girişi-
miyle TBMM'de grubu bulu-
nan üç parti temsilcilerinin ka-
tılımıyla yapılan içtüzük deği-
şikJiği çalışmalan da sonuçlan-
ma aşamasına geldi.
TBMM'nin açüışından sonra
bu çalışmalar tamamlanarak
değişiküğin bu yasama döne-
minde gerçekleşmesi sağ-
lanaçak.
Öte yandan TBMM Danışma
Kurulu, 1 eylül cumartesi günü
toplanacak genel kurulda, açış
konuşmasmdan sonra görüşme
yapılmamasını karara bağladı.
TBMM Danışma Kurulu,
Meclis Başkanı Kaya Erdem'in
istemi üzerine dün toplandı.
Toplantıya, ANAP Grup
Başkan Vekili Yasin Bozkurt,
SHP Grup Başkan Vekili Onur
Kmnbaracıbaşı ve DYP Grup
Başkan Vekili Köksal Toptan
katıldı.
Alınan karar uyarınca
TBMM Genel Kurulu'nun 1 ey-
lulde yapacağı toplanu, açış ko-
nuş.masından sonra sona ere-
cek.
Bakırköy Özgurlük Meydant'ndayapılan "savaşa hayır" gösterisine polis müdahale etti. (Fotograf: Muharrem Aydın)
4
Savaşa hayır' kampanyasıHaber Merkezi — Körfez krizinin savaşa
dönüşeceği endişesi giderek artarken, mes-
lek örgütleri, kişi ve kuruluşlar ile çok sayı-
da kitle örgütü savaşa tepki göstcrmeye, bu
amaçla kampanyalar açmaya başladılar.
tnsan Hakları Derneği, halkevleri,
TMMO, Hemşireler Derneği ve Sosyalist
Parti Adana il örgütlerince "savaşa bayır"
kampanyası açıldığı ve bu kapsamda 3 bin
imza toplandığj bildirildi. Incirlik Üssü ya-
nındaki lncirlik beldesüıde bir kahvehane-
de düzenlenen toplantıda konuşan İHD
Adana Şube Başkanı Şener Ekiz, toplanan
imzalann 1 eylülde açüacak olan TBMM'ye
gönderileceğini söyledi. Güney tlleri Büro-
muzun haberine göre basın toplantısı sıra-
sında kahvehane çevresinde yoğun güvenlik
önlemlerinin alındığı dikkati çekti.
Türk Tabipler Birliği'nin de "savaşa hayır"
kampanyası başlattığı bildirildi. Dün
TTB'den yapılan acıklamada, "rauhtemel bir
savaşın insani maliyetinin ne olacağı konu-
snnu gündeme getirmenin bekimlerin göre-
vi olduğu" kaydedilerek "savaşa bayır"
kampanyasııun açıldığı belirtildi. Kampan-
ya çerçevesinde, fotoğraf sergisi, savaşla il-
gili resim ve karikatür sergisi, müzik ve dia
gösterisi de sunulacak. Ayrıca savaşa karşı
kitaplar da sergilenerek kimyasal savaşın et-
kileri konusunda söyleşiler düzenlenecek.
Hekimler de reçetelerine savaş konusunda
uyarıcı notlar yazacaklar.
SHP Istanbul il örgütü de "savaşa karşı"
bir kampanya düzenleme karan aldı. SHP
tstanbul tl Başkanlığı'ndan yapılan acıkla-
mada, kampanyaya Türkiye Banş Komitesi
Başkanı Mahmut Dikerdem'in de katılaca-
ğı bildirildi.
Açıklamaya göre kampanya kapsamında
1 Eylül Dünya Banş Günü'nde Gülhane Par-
kı'nda bir panel ve müzik şöleni de düzen-
lenecek.
Tepkiler...
Bu arada dün bir açıkiama yapan eski TlP
Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar. Başba-
kan Yıldınm Akbulut'un savaş ilanı ve as-
ker kullanma yetkileri konusunda yaptığı
açıklamalan eleştirerek "Akbulut anayasa-
yı okumamış. okumuşsa anlamamış. Ana-
yasaya göre bu yetki Meclis'e aittir" dedi. Ay-
bar, "Sayın Başbakan'ın Millet Meclisi'nin
karan doğrultusunda hareket etmesi anayasa
kuralıdır. Aksi halde Başbakan suç işlemiş
olur ve bunun hesabı kendisinden rautlaka
sorulacaktır" diye konuştu.
ANKA'ya bir açıkiama yapan Dışişleri ve
Milli Savunma eski bakanlanndan Haluk
Bayülken de Irak'ın ablukaya dayanmasının
güç olduğunu savunarak "ABD başta olmak
üzere kimsenin silah kullanmakta bir yara-
n yoktur" dedi.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Baş-
kanı Lğur Gürel de dün Bursa'da yaptığı ba-
sın toplantısmda, Körfez khzinden kaynak-
lanabilecek bir kimyasal savaşın büyük fa-
ciaiara neden olabileceği tehlikesine işaret
ederek "60 milyon insanin hayatı riske
sokuimamalıdır" diye konuştu.
Dun bir açıkiama yapan Demokrasi İçin
Kadın Derneği (DEMKAD) Ankara Şube
Başkanı Gamze Unal da "savaşa hayır" ka-
mpanyasına katılacaklannı bildirdi.
Bu arada îstanbul Bakırköy Özgurlük Mey-
danı'nda bir grup çocuk tarafından yapılan
"Savaşa Hayır" gösterisine polis müdahale
etti, 5'i çocuk, 10 kişi gözaltına aiındı.
Bakırköy'deki Emek Çocuk Kulübü üyele-
rinden oluşan 10-12 yaşlanndaki bir grup ço-
cuk, dün saat 12.15 sıralannda Özgurlük
Meydanı'na gelerek ellerindeki pankart ve
dövizleri açtılar. "Savaş istemiyoruz, Sava-
şa Hayır" yazılı dövizler taşıyan çocuklara
meydanda bulunan polisler tarafından mü-
dahale edildi. Pankartı küçük göstericilerin
ellerinden alan sivil memurlar dövizlere de
el koydular. Daha sonra polis S'i çocuk ol-
mak üzere 10 kişiyi gözaltına alarak Bakır-
köy Karakolu'na götürdü.
Çocuklarm gösterisi sırasında meydana "S«-
vaşa Hayır", "Tüm Çocuklara ve Büyüklere"
hitaben yazılmış bildiriler atıldı.
SHPMYK, Meclis'te Özal'ı dinlememe eğilimini benimsedi
înönü: SözünügerialsınANKARA
(Cumhuriyel
Bürosu) —
SHP Genel Baş-
kanı Erdal İnö-
nü, Başbakan
Yıldınm Akbu-
lut'un "Savaş ilanı yetkisi hukü-
raetin, dışanya asker göndermek
TBMM'nin yelkisindedir" sözle-
rini ,'inanılmaz", 'S'ahim" ve
"garip" diye niteledi. Akbulut'a
"Kabadayı" diyen Înönü, "Ana-
yasanın o paragrafını yanlış oku-
du. O maddeyi nasıl öyle okur?
Çıksın TV'ye bir daha okusun.
KaraUhtada tek tek okusun" di-
ye konuştu. "Bu kadar vahim bir
hatayı bir başbakanın nasıl
işleyecegini" soran înönü, "Bu,
tarihimizde görülmüş bir şey
değil" dedi.
tnönu. dün makamında Anka-
ra, tstanbul ve tzmir baro başkan-
lan ile Barolar Birliği Başkanı Ön-
der Sav'ı kabul etti. Barolar Bir-
liği Başkanlığı adına tnönü'ye su-.
nulan bir bildiride, hiikümetin
"savaş hali ilanı izni"nin anayasa-
ya aykırı olduğu ve başkalannın
petrol kavgası ve çıkarları için
Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda
sulh" ilkesinin çiğnenmemesi ge-
reği üzerinde duruldu.
Bu arada SHP Genel Başkanı
Erdal tnönü de Barolar Birliği-
nin, adli yılın açılışı için düzenle-
dikleri "allernatif tören'Mere "en
üst düzey"de katılacaklannı bil-
dirdi. tnönu, Barolar Birliği adı-
na kendisini ziyaret eden Barolar
Birliği Başkanı Önder Sav, Islan-
SHP lideri, Akbulut'u eleştirirken,
"Anayasamn o paragrafını yanhş okudu. O
maddeyi öyle nasıl okur? Çıksın TV'ye bir daha
okusun, kara tahtada tek tek anlatsın" dedi.
Înönü, Başbakan'ın bu şekilde konuşamayacağını
ve sözlerini geri alması gerektiğini söyledi.
bul Barosu Başkanı Turgut Kazan
ve Ankara Barosu Başkanı Erzan
Erzunımluoglu ile görüşmesi sıra-
sında, Yargıtay'ın tavrını "ilkeUik"
olarak niteledi. tnönü, "Bu tür
toplanulara müdahak etme çok il-
kel bir davranışı gösteriyor. Hâlâ
insanlann fikrine nasıl engel ko-
nulabilir? Böyle bir anlayışın
Türkiye'de yüriimesini gormek he-
pimizi çok yaralıyor" dedi.
ÇılgınUk karan
Daha sonra konuya ilişkin gö-
rüşlerini açıklayan tnönu,
TBMM'den hükümetin çıkartmak
istediği ve muhalefetçe durduru-
lan kararın "bir çılgınlık
derecesinde" olduğunu belirttik-
ten sonra "Başbakan'ın kendisi o
yetkiyi niçin istediğini bilmiyor.
Pariamento tarihinde görülmemiş
bir olay yaşadık" dedi. înönü,
"Sayın Akbulut inanılmaz bir de-
meç vermiş" diyerek "Savaş ilanı
yetkisi hükümettedir" yolundaki
sözlerini eleştirdi. "Bu kadar va-
him bir hatayı bir başbakanın iş-
lemesi hiç vaki değildir" diye ko-
nuşan SHP lideri. "Anayasanın
92. maddesinin yorumunu tama-
men yanlış yapıyor. 'Silahlı Kuv-
vetler'in gönderilme meselesi
TBMM'nindir' diyor, ama 'Savaş
ilanı TBMM yetkisinde değildir'
diyor. Böyle garip bir yonımu bir
başbakan nasıl yapar?" 'diye
sordu.
Akbulut'un anayasa maddesini
"yanlış okuduğu" için yanlış so-
nuç çıkardığıru anlatan tnönü şöy-
le konuştu:
"Daha da ileri gidivor, 'Biz eğer
bir yerden saldırı olacağı hakkın-
da istihbarat alırsak derhal oraya
saldınrız' diyor. Böyle şey olur
mu? Siz bir komşunuz size saldı-
çacak diye istihbarat alıvorsunuz,
ondan sonra o komşunuza saldı-
nyorsunuz. Savaş hali ilanı bu ka-
dar hafif bir mesele midir? ABD-
SSCB arasında soguk savaş 45 >ıl
sürdü. Böyle birgünde istihbarat
alınarak bu iş çıkmadı. Böyle bir
yanlış anlama yıizünden savaş çık-
masın diye dünya kadar önlem al-
dılar. Ama Sayın Akbulut, 'Bir
yerde bize karşı bir hareket olaca-
ğını anlarsak biz de hemen ona ta-
arruz ederiz' diyor. Yani, bunu sa-
dece bir kabadayılık olarak söy-
lüyor."
tnönü, anayasanın 87. madde-
sinin de açık olduğunu ve savaş
yetkisinin TBMM'nin elinde bu-
lunduğuna dikkat çekerek şöyle
devam etti:
Buradan Sayın Akbulut'a so-
ruyonım: 92. maddeden bunu na-
sıl çıkanyor? Bunu bize bir güzel
anlatsın. Çıksın televizyona
92. maddeyi güzel güzel okusun ve
karatahtada güzel guzel, tek tek
okusun. O paragraflan bu anlam
nasıl çıkar? Hiçbir şekilde çıkmaz.
Kimse ona yanlış okuduğuau da
söylememiş. Ama ben Sayın Ak-
bulut'un bu söylediklerini >apaca-
ğına inanmıyorum. Halkımıza
böyle yanlış bilgi vvrmeye hakkı
yoktur. Çünku kendisi Başbakan-
dır. Bir başbakan anayasanın bu
temel konusunu bu kadar yanlış
nasıl anlatır? Bunu Başbakan söy-
leyemez. Bu sözünü geri almalıdıt
Înönü, savaşın "çözüm" olma-
dığını da vurguladıktan sonra,
Amerikan guçlerinin müdahalesi
hah'nde Ortadoğu'da suurlann de-
ğişeceğini, ülkelerin kanşacağını
belirtti ve 2. Dünya Savaşı sonra-
sı Polonya'nın bir türlu eski sınır-
larına kavuşamadığına dikkat
çekti. Bolgedeki bir savaşın Filis-
tin sorununu çıkmaza sokacağını,
Israil'e koz vereceğini anlatan tnö-
nü, "Böyle bir kavgaya girelim,
sonunda ganimetleri paylaşalım
yaklaşımı lamamıyla yanlıştır, ha-
yalcilikten başka bir şey değildir"
dedi. tnönü, sözlerini "Bütün
bunlar çekingen politikayı destek-
lemek şeklinde yorumlanmamalı,
ulusal çıkarlanmızı korumak için
yorumlanmalıdır. Bizden bir yar-
dım isteği gelirse bizim asker ve-
ya gemi göndermek bu harekete
katılmak şeklinde bir hareketimiz
hiçbir şekilde dogru değildir. Bu-
na karşıyız. TBMM'de böyle bir
isteğe karşı çıkacagu" diyerek ta-
mamladı.
MVK toplandı
SHP Merkez Yürutme Kurulu
dun Genel Başkan tnönü'nun
başkanlığmda 7 saat süren bir
toplantı yaptı. MYK'daki eğalime
göre SHP, cumartesi günü acıla-
cak TBMM'ye Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın konuşma yapmak
üzere gelmesi halinde otunımu
terk ederek protesto edecek. Ka-
rann cuma günü toplanacak SHP
Parti Grubu'nda kesinleşmesi
bekleniyor. MYK'da son yerel se-
çün sonuçlannın ve partinin izle-
diği genel tutumun kamuoyu ta-
rafından nasıl görüldüğünü değer-
lendirmek ve seçimlerdeki başan-
sızlığın nedenlerini saptamak
amacıyla bir araştırma yapılması
da kararlaştınklı. Yapılacak araş-
tırma rapor haline getirilecek, 10
eylül günü toplanacak Parti Mec-
lisi'ne sunulacak.
HUKUKÇULAR
TBMM
devre dışı
bırakılamaz
Prof. Teriç: BM
kararına nasıl uyulacağına
hükümet tek başına karar
veremez.
Dr. GcmaİMaz:
Kesinlikle Meclis'in
onayının alınması gerekir.
TURAN YILMAZ
ANKARA — Başbakan Yıldı-
nm Akbulul'un, "Savaş hali ila-
nı ya da BM'nin alacağı karar
doğrultusunda utke dışına silahlı
guç gonderilmesi konulannda hü-
kumetin karar sahibi olduğu"
şeklindeki anayasa yorumunu de-
ğerlendiren hukukçular, Türk
Anayasa sistemine göre bu konu-
larda TBMM'nin devre dışında
tutulmasının söz konusu olama-
yacağını ifade ettüer.
t.Ü. Hukuk Fakültesi Anaya-
sa Hukuku Kürsüsü öğretim üye-
lerinden Prof. Dr. Erdogan Teziç,
anayasamn 92. maddesinde belir-
tilen konularda TBMM'nin dev-
re dışında tutulamayacağını, hü-
kümetin tüm bu kararlar için
TBMM'nin onayını almasımn zo-
runlu olduğunu belirterek şöyle
dedi:
"Bu koşul, BM'nin alacağı ve
bağlayıa niteh'Ui kararlan için de
geçerlidir. BM'nin alacağı bagla-
yıcı nitelikteki askeri yaptınm ka-
rartan; otomatik olarak uygula-
nan kararlar degldir. Her ülke
kendi ulusal hukuk düzenine gö-
re bu kararian degerlendirir ve
alacağı' tutumu saptar. Karara
uyulmaması, o ülkenin uluslara-
rası plalforrnda sorumluluğunn
dogurur, ancak bu karara nasıl ve
ne ölçüde uyulacağına hükümet
tek başına karar veremez. Hükü-
met, BM karanna ne ölçüde ve
nasıl katılınacagına ilişkin ilkele-
ri belirler, ancak bunu Meclisin
onayını aldıktan sonra uygulaya-
bilir. Yani hükümetin bu konuda
alınacak kararlan Meclise getir-
mesi, konunun Meclis'te gonişül-
mesi gerekir. Bu kararlann son
biçimi, bu görüşmeler sonunda
olnşur. Çünku bu durum, daha
önce hükümet programında yer
almayan yeni bir durum olarak
ortaya çıkmışor. Hükümetin sap-
tayacagı katılma biçiminin Mec-
lis'ten geçişi de bir çeşit güven oy-
laması niteliginde değeriendirU-
mek zonındadır. Yani hükümet,
tüm bu konularda kesinlikle Mec-
Usi dışlayamaz."
Körfez krizinin başladığı gün-
den bu yana geçen yaklaşık 25
gün süresince iç hukuk açısından
dikkati çeken noktanın, siyasi ik-
tidann sürekli olarak Meclisi ken-
disinden uzak tutabilmek için ça-
ba sarf etmesi olduğunu belirten
Teziç, "Bunu hukuken anlamak
ise çok güç. Parlamenter rejimde
hükümete oluşum sağlayan, hü-
kümetin kaynaklandığı yer, unut-
mamak gerekir ki Meclis'tir.
Onun için bu tip karariann mu-
hakkak bizim sistemimize göre
Meclis'te göriişıilmesi bir zonın-
luloktur. Aksi takdirde. hüküme-
tin bu konularda siyasi sonımlu-
lugu ortaya çıkar" diye konuştu.
t.Ü. Kamu Hukuku kürsüsü
öğretim üyelerinden Yrd. Doç.
Dr. Mehmet Setnih Gemalmaz da
anayasanın 92. maddesinde belir-
tilen konulann, Meclisin devre dı-
şında tutularak uygulanmasının
söz konusu olamayacağını, bu ko-
nularda kesinlikle Meclis'in ona-
yının alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de uzun bir süreden beri
yeni bir model inşa edilmeye ça-
hşıldığını, Körfez krizinin yaşan-
dığı dönemdeki tutum ve uygula-
maların da bu modele ilişkin açık
izler taşıdığını kaydetti.
Gemalmaz şu değerlendirmeyi
yaptı; "Bizim anayasa sistemimi-
ze göre siyasi sorumluluk. Başba-
kan ve Bakanlar Kurulunda. An-
cak fiilen karar almayı gerçekieş-
tiren ise Cumhurbaşkanı. Bu çar-
pıklık, ANAP kurmaylannca
anayasanın aksakhğına açık ör-
nek olarak gösteriliyor ve belirt-
tiğim modelin oluşabilmesinde de
dayanılan bir nokta olarak kulla-
nılıyor."
Akbulut'a gruptan destekC^ J JL açıkladı. Güzel, Türkiye'nin BMANKARA
(Comnuriyet
Bürosu) — Baş-
bakan Yıldınm
Akbulut'un,
"Körfez'e asker
göndenne" ko-
nusunda, TBMM'den yetki isten-
mesine "şimdilik" gerek olmadı-
ğıru açıklaması, ANAP grubun-
da destek gördü. Akbulut'un
"Herhangi bir saldın karşısında,
sonunluluğun kendisinde oldugn"
çıkışı ise ANAP'taki delege seçim-
leri öncesi, "hanesine yazdıgı
önemli bir puan" olarak değerlen-
dirildi. ANAP yöneticileri, Başba-
kan'ın bu tavnndan sonra Cum-
hurbaşkanı özaTuı TBMM'den
"savaş ilanı" yetkisinin yenüenme-
sini istemesinin "güç" olacağını
öne sürdüler.
Başbakan Akbulut'un GAP ge-
zisi sırasında TBMM'den Körfez'e
asker gönderme ve savaş ilanı iz-
ni alınması konusunda Cumhur-
başkanı özal'dan farklı yaklaşım-
lannı ortaya koyması, ANAP gnı-
Hasan Celal Güzel Türkiye'ye
bir saldırı olmadan asker
gönderilmesine, bu işe daha fazla
bulaşmamıza karşıyım. Bu
şartlarda yeniden yetki istenmesi
için gerekçe görmüyonım.
Taşçıogla Türkiye'ye bir
tecavüz olmadan bizim işin içine
girmemiz yanlış olur. Meclis'in
aldığı bir kararı değışiklik yokken
tekriri müzakere etmek hafıfliktir
ve Meclis'e saygısızlıktır.
bunda çeşitli eğiliraler tarafından
değerlendirildi. ANAP Genel Baş-
kanlığı'na aday olacağını açıkla-
yan Mesut Yılmaz, önceki gece ts-
tanbul'da yakın arkadaşlan ile bir
araya gelerek savaş îlanı yetkisine
ilişkin değerlendirmeler yaptı. Yıl-
maz, Körfez krizi nedeniyle Türk-
iye'nin izlediği politikanın doğnı-
luğunu vurgulayarak baştan beri
Turkiye'nin BM kararlan çerçeve-
sinde hareket ettiğini belirtti.
Edinilen bilgiye göre Yılmaz,
TBMM'nin de Türkiye'ye bir sal-
dın olması durumunda savaş ha-
li ilanı ve asker gonderilmesi ko-
nusunda hükümete izin verdiğini
ifade ederek "Medis'ten yeniden
savaş ilanı yetkisi istenmesi için
hakh gerekçeler bulunmadığim"
dile getirdi.
• Mesut Yılmaz'ı destekleyen es-
ki bakanlardan Mükenem Taşçı-
oğlu, Cumhuriyet muhabirinin
sorulannı yanıtrarken, ülkeye te-
cavüz durumunda Meclis'in hükü-
mete savaş ilanı ve asker gönder-
me izni verdiğini anımsatarak
"Türkiye'ye bir tecavüz olmadan
bizim işin içine girmemiz veya as-
ker göndennemiz yanlış olur.
Meclis'in aldıgı bir karan, şartlar-
da önemli bir degişiklik yokken
tekriri müzakere etmek hafiflik-
tir ve Meclis'e saygısıziıknr" dedi.
Taşçıoğlu, Meclis'in aldığı ka-
ran değiştirmek için geçerli bir ge-
rekçe bulunmadığmı da ifade ede-
rek şöyle konuştu:
"Meclis'in aldığı bir karar var.
Bu karan değiştirecek nedenler
var mı? Bunlan açıklasınlar. L s-
teiik Meclis o karan alırken tatil-
de idi. l eylülden sonra Meclis ça-
lışmalanna yeniden başlayacak.
Yeniden yetki istenmesi için bizi
zoriayan saat hesaplan mı var?
Başbakan Akbulut bu konuya
açıkhk getirdi. Görüşlerine aynen
katılıyonım. Ülkeye bir tecavüz
olasüığı varsa derhal müdahale
edilir, Meclis de hemen toplamr.
Comhurbaşkanı Sayın Özal'a
saygımız büyük. Ama 'Türkiye az
sayıda da olsa asker gönderseydi,
fena mı olurdu?' şeklindeki söz-
lerini, bele hde Mekke ve Medi-
ne'nin Türk askerieri tarafından
korunması jroiondaki görüşleri bi-
raz romantik buluyornm.
Meclis'in aldığı bir karann ye-
niden göriişıilmesi için şartlarda
önemli degişikliklerin olması, çok
hakh gerekçeler geürilmesi lazım.
Bu iş emrivaki ile olmaz, çünkn
çok hassas bir konudur. Türkiye^
ye bir tecavüz olmadan bizim işc
girmemiz veya asker göndermeye
kalkmamız hafıflik orar, Meclis'ta
aldığı bir karan kısa süre sonra
değiştirmek Medis'e saygısızlık-
tır."
ANAP genel başkan adaylann-
dan Hasan Celal Güzel de Başba-
kan Akbulut'un GAP gezisinde-
ki değerlendirmelerine katıldığıru
karan çerçevesinde üzerine düşe-
ni yaptığım, Meclis'in tecavüz du-
rumunda müdahale için hüküme-
te yetki verdiğini belirterek
"Türkiye'ye bir saldın olmadan
asker gönderilmesine, bu ise da-
ha fazla bulaşmamıza karşıyım"
dedi.
Güzel, Meclis'ten asker gönder-
me konusunda yeniden izin isten-
mesi görüşlerini de doğnı bulma-
dığını ifade ederek "Hiiknmei
böyle bir yetki isteyecekse, bonun
gerekcesini ve suuriannı açıkca or-
taya koymalı, ANAP grubuds
bn koau tartışılmahdır. Ama ba
şartlarda yeniden yetki isteuneai
içi» bir gerekçe görmüyonm"
dedi.
Güzel, Güneş Taner'in Suudi
Arabistan gezisini de değerlendi-
rerek "Bn kriz nedeniyle Suudi
Arabistan ya da Kaveyt'in peşiııe
takılarak para koparmaya cabş-
mayı da çok çirkin balnyoruL.
Bir Türk vaUndaşı olarak bm be-
ni üznyor ve ataaç
şeklinde konuştu.