25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURlYET/U KÖRFEZ KKİZl...KÖKFEZ KR İZİ... KÖRFEZ KRIZİ... KÖRFEZ KRIZI... KÖ1 Başbakan'ın 'Saldırı sezersem vururum, Meclis kararıgerekmez, hesabını veririm' sözüne tepki Demirel: Akbulut sahibinin sesidirDYP lideri, Başbakan Akbulut'un Türkiye'ye saldırı hissedersek vururuz' sözünü, 'saldırı bahanesi' olarak değerlendirdi. Demirel böyle durumlarda TBMM'nin bir saat içinde toplanabileceğini söyledi. ANKARA (Camboriyet Birosn) — DYP Genel Başkaru Sfiky- man Demirel, Başbakan Yıl- dınm Akbulut'un, "Türkiye'ye bir saldırı olacagını hissedersek beklemeyiz" biçimindeki açıkla- masını "saldın bahanesi" olarak niteledi. Demirel, böyle bir du- rumda Meclisin bir saat içinde toplanabileceğini belirterek hükü- metin saldırı ihtimalinin kimden geldiğini açıklamasmı istedi. De- mirel, "Bütün bunlar örtüdür. Söz vermişlerdir. Sözterini yerioe getireceklerdir" dedi. DYP lideri Demirel, dün ken- disini ziyaret eden Barolar Birli- ği heyetiyle görüşmesinde Körfez krizindeki son gelişmelere ilişkin görüşlerini dile getirdi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Öndcr Sav da Demirel'ı 6 eylüldeki "alterna- tif adli yıl" açüış törenine davet etti, bu arada Körfez kriziyle il- gili kaygılannı dile getirdi. Demirel, Körfez bölgesinde çı- kabilecek bir yangının Türkiye'- yi çok yakından ilgilendirdiğini belirterek bir yangın çıkmasuu is- temenin cinnet olduğunu vurgu- ladı. Demirel, "Hde 'burada bir kavga çıksın da ben de sonunda parsa toplayayım' demek aklın alacagı bir şey değildir. Parsayı neyle topiayacaksın? tnsanlanım- zın kanıyla, canıyla" diyerek ad vernıeden Cumhurbaşkanı özal'ı eleştirdi. Türkiye'nin ancak birlik ve bü- tünlüğüne yönetik kaçınılmaz bir durum olduğunda ve Meclisin ve- receği kararla savaşa girilebilece- ğini anlatan Demirel, iktidar çev- relerinde "geceyansı birisi bize saJdınrsa" dUşUncelerinin dile ge- tirıldigine dikkat çekerek şunlan söyledi: "Öyle bir sey olursa güvenlik kuvvetleri derhal karşılık verir. Hiçbir izne ihtiyaa yoktar. Zaten böyle bir gece>ansı saldınya og- ramtşsaııız uyumuşsunuz demek- tir. Onceden haber alacaksın te- yakkuz durumuna geçeceksin. 'Birisinin saldıracağım hisseder- sek bekleyeüm mi' diyorlar. O pe- kâlâ bir bahane de olur. Böyle bir şey varsa bir saat içinde Meclisi toplarsuuz. Bugun dünyada meç- hul olan bir şey yok. Nereden bekliyorsunaz saldınyı? tstihba- rabn bilgi vereceğini söylüyorlar. Bu bir günde olmaz ya eger öne- den haber aldıysa Meclisi bir ge- cede toplarsın, gerekli karan çı- kanrsın. Ama bütün bunlar örtü- dür. Söz vermişlerdir, sözlerini yerioe getireceklerdir." Demirel, Tûrkiye'yi yönetenle- rin şaşkın olduğunu, hiç gereği yokken "geceyansı saldın olursa" diye, Meclisten izin aldık- larıru anlatarak şöyle dedi: "Ya birisinin bize saldırma ih- timali varsa. Gelin Mecliste bu ih- timali söykyin. Kim bize saldıra- cak? Irak mı, Suriye mi, Yonanis- tan mı, Bnlgaristan mı? Buna karşı yetki isteyenlerin bunu da bihnesi lazım. Irak'a karşı istiyor- sanız siz Irak'a saldırmazsanız Irak'ın size saldıracak hali yok. Koskoca TC devletinin böyle ha- yali tehditlerie uğraşmasına gerek yok." Başbakan Akbulut'un Türtci- ye'nin yalnızca ekonomik ambar- goya katıldığıru vurgulamasına karşın özal'ın "Diinyayı biz yö- netiyonız" havasında olduğunu bildiren Demirel, "Kendimizi böyle bir angajmana sokmuşuz- dur ki taraf olduk. Biz bölgede giiçlö devletiz diyoriar. Araa Türkiye bölgede rolünü yitirmiş- tir. Ne arabuluculuk De de köp- riilük yapabilecek durumdadır" dedi. Türkiye'nin herkesten çok angaje olmasını eleştiren Demirel, "Bir de bizim şüphelendiğimiz TC hakümetinin bUe bilmediği sözler verilmiştir. Bu kadar senli benli olursan adam sırtını sıvaz- larken cebinden de bir şeyler ala- cakbr. Hiçbir aferin boşuna de- ğildir" diye konuştu. Şimdi Türkiye'nin zihninin kar- ma karışık olduğunu, vatandaşın savaş istemediğini anlatan Demi- rel, iç politikada ağzına kadar batmış olan siyasi iktidann, 20-30 gündür Türk devletinin ağırlığıy- la uygun olmayan bir gürültü çı- kardığuu bildirdi. Tûrkiye'yi ma- ceraya sürükleyecek her hareke- tin karşısında olduklanm belirten ve Birleşmiş Milletler'in Körfez krizine askeri müdahale karan ol- ması dunımunda üye ülkelerle özel anlaşmalar yapması gerekti- ği görüşünü dile getiren Demirel şöyle dedi: "Tûrkiye'yi bir tecavüzün, sal- dınnın bedefi haline getinnemek de bir marifettir. Türkiye \angin teblikesini tümuyle sryırabilmiş degil. Ama Sayın Özal'ın birta- kım hava ve heveslerine dünya öl- çüsünde kendi şahsmın reklamı- nı yapünnak icin Tûrkiye'yi be- laya sokmasına engel olacagız." Demirel, "Son günlerde Körfez kriziyle ilgili yapbklan açıklama- lar nedeniyle Sa>ın Özal ve Sayın Akbulut sizce çelişkiye mi düş- tüler" sorusuna da şu yarutı ver- di: "Sayın Akbulut, Sayın Özal ne derse onu yapar. Beiki komışama- mışlardır. Onun için ayn şey söy- lemiştir. Sahibinin sesidir Sayın Akbulnt. Hani o eski gramofon- lar var ya onun gibi. Ne yapsın, iradesi elinde degil. O şartla geti- rilmiştir göreve, otur otur, kalk kalk onu yapmaktadır." Görüşmede Barolar Birliği Baş- kanı Sav, adli yıl açılış töreni ne- deniyle Yargıtay başkanının ko- nuşma metnini istemesi nedeniy- le ayrı tören düzenlediklerini be- lirtti ve bu girişimi sansür olarak niteledi. Sav, "Konuşmalanmız- dan bazj çevrelerin tedirginligini anhyoruz ama Yargıtay yönetimi- nin tedirginligini anlamıyonız" dedi. KAY4 ERDEM: TBMM, yetki konusunda hassastır ANKARA (Cumhuriyel Bü- rosu) — TBMM Başkanı Kaya Erdem, yeni yasama döneminin başlangıcında bir dizi çıkışla si- yasi kulislerde dikkatleri üzerin- de topladı. Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal ile Başbakan Yıl- dınm Akbulut arasında "Kör- fez'e asker gönderme" ve hükü- metin sorumluluğu konusunda görüş aynlığına ilişkin tartışma- lara Kaya Erdem de TBMM'nin yetki devri konusunda "hassas otdugunu ve bu hassasiyetini de gösterdigini" belirterek katıldı. Evdern, Barolar Bırliği'nin al- ternatif adli yıl açüışına da ka- tılacak. Erdem, TBMM ictüzü- ğünde değişiklik yapüarak siya- si parti liderlerinin TBMM'nin açılış törenlerinde gelecek yıl- dan itibaren konuşmalanna olanak sağlayacak. Kaya Erdem, dün Barolar Birliği Başkanı Önder Sav ile Ankara, tstanbul ve lzmir ba- roları başkanlannı kabul etti. Erdem, hukukun üstünlüğünün sağlanması doğrultusunda gay- ret gösterdiklerinı kaydederek yasalann kabulü öncesinde ba- rolar ve tüm hukuk çevreleri ile sıkı işbirliğine gireceklerini söyledi. Sav da Erdem'e ilgisinden do- layı teşekkür ederek, ziyaretin amaçlanndan birinin Körfez krizi konusundaki görüşlerini aktannak olduğunu ifade etti. Sav, vatandaşlann Türkiye'nin savaşa girmesini istemediğini savundu. Türkiye*deki üslerin böyle bir gelişme sırasında kul- lanılmaması gerektiğini söyle- yen Sav, savaşın büyük sıkıntı- lar getireceğini anlattı. Sav, söz- lerini, "TBMM'nin bu komıda- ki yetkileri hakkında kıskanç davranacağına inanıyoruz" di- yerek tamamladı. Erdem de Sav'ın sözlerini ya- mtlarken savaşın hiç kimse ta- rafından arzu edilemeyeceğini bekrtti ve "Ama bir ülkenin başka bir ülkenin hiikümranb- guu yok etmesi de dünyajıuı ge- leceği açısıodan tasvip edttemez" dedi. Erdem, BM'nin Körfez krizi konusundaki ka- rarlannın yerinde olduğunu ifa- de ederek Türkiye'nin savaşa girmesi olasüığı görmediğini söyledi. Erdem, "lnşallab banş- la bir çözüme vanlır" dedi. TBMM'nin vatandaşlann gö- rüşleri doğrultusunda karar vermesinin demokrasilerin önemli yanlanndan biri oldu- ğuna dikkati çeken Erdem, "Zaten diktatöriüklerie demok- rasi arasındaki fark da baradadır" dedi. Erdem, son günlerde tartışüan TBMM'nin yetki devri konusuna değinir- ken de "TBMM bu yönde has- sastır, hassas olduğunu da göstermiştir" dedi. Bu konuşmalardan sonra Sav, Erdem'i, Barolar Birliği 1 nin düzenlediği "adli yıl alter- natif açılış törenine" davet et- ti. Düzenledikleri törenin Yar- g]tay'ın düzenlediği açılıştan sonra saat 13.00*te olacağını be- lirten Sav, Erdem'e, "Yargıtay'ın kendisinin konuşma metnini onceden isteyerek ve konuşma- sına izin venneyerek 20 yıllık bir gelenegi yıknğını" söyledi. Sav, bu konudaki yazışmaları içeren bir dosyayı Erdem'e sundu. Erdem'in aynı giln hem Yar- gıtay'ın, hem de Barolar Birli- ği'nin düzenleyeceği törene ka- tılacağı öğrenildi. TBMM'ııin açılışı Erdem'in Cumhurbaşkanı Özal ile GAP'tan dönüşünden sonra bugün bir görüşme yap- ması bekleniyor. Görüşmede Erdem'in Özal'a, TBMM'nin 1 eylülde yapılacak açılış töreni- nin programını aktaracağı ve kendisine burada bir konuşma yapıp yapmayacağını soracağı öğrenildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakla- n, özal'ın TBMM'nin açıhşın- da "önemli bir konuşma yapacagını" açıklamışlardı. özal, TBMM Genel Kurului nda Başkan'm oturduğu bö- lümden konuşacak. Muhalefetin, "Özal konuşur- sa mnhalefet Kderierinin de ko- nuşmalanna ofamak sagianması isteminin" TBMM Başkanlığı'nca incelendiği, ama içtüzük açısudan bunun müm- kün ohnadığı sonucuna vanldı- ğı öğrenildi. Ancak içtüzükte bir değişikJik yapılarak gelecek yasama döneminden itibaren si- yasi parti liderlerinin açılışlar- da konuşma yapabilmeleri sağ- lanacak. öte yandan Erdem'in girişi- miyle TBMM'de grubu bulu- nan üç parti temsilcilerinin ka- tılımıyla yapılan içtüzük deği- şikJiği çalışmalan da sonuçlan- ma aşamasına geldi. TBMM'nin açüışından sonra bu çalışmalar tamamlanarak değişiküğin bu yasama döne- minde gerçekleşmesi sağ- lanaçak. Öte yandan TBMM Danışma Kurulu, 1 eylül cumartesi günü toplanacak genel kurulda, açış konuşmasmdan sonra görüşme yapılmamasını karara bağladı. TBMM Danışma Kurulu, Meclis Başkanı Kaya Erdem'in istemi üzerine dün toplandı. Toplantıya, ANAP Grup Başkan Vekili Yasin Bozkurt, SHP Grup Başkan Vekili Onur Kmnbaracıbaşı ve DYP Grup Başkan Vekili Köksal Toptan katıldı. Alınan karar uyarınca TBMM Genel Kurulu'nun 1 ey- lulde yapacağı toplanu, açış ko- nuş.masından sonra sona ere- cek. Bakırköy Özgurlük Meydant'ndayapılan "savaşa hayır" gösterisine polis müdahale etti. (Fotograf: Muharrem Aydın) 4 Savaşa hayır' kampanyasıHaber Merkezi — Körfez krizinin savaşa dönüşeceği endişesi giderek artarken, mes- lek örgütleri, kişi ve kuruluşlar ile çok sayı- da kitle örgütü savaşa tepki göstcrmeye, bu amaçla kampanyalar açmaya başladılar. tnsan Hakları Derneği, halkevleri, TMMO, Hemşireler Derneği ve Sosyalist Parti Adana il örgütlerince "savaşa bayır" kampanyası açıldığı ve bu kapsamda 3 bin imza toplandığj bildirildi. Incirlik Üssü ya- nındaki lncirlik beldesüıde bir kahvehane- de düzenlenen toplantıda konuşan İHD Adana Şube Başkanı Şener Ekiz, toplanan imzalann 1 eylülde açüacak olan TBMM'ye gönderileceğini söyledi. Güney tlleri Büro- muzun haberine göre basın toplantısı sıra- sında kahvehane çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı dikkati çekti. Türk Tabipler Birliği'nin de "savaşa hayır" kampanyası başlattığı bildirildi. Dün TTB'den yapılan acıklamada, "rauhtemel bir savaşın insani maliyetinin ne olacağı konu- snnu gündeme getirmenin bekimlerin göre- vi olduğu" kaydedilerek "savaşa bayır" kampanyasııun açıldığı belirtildi. Kampan- ya çerçevesinde, fotoğraf sergisi, savaşla il- gili resim ve karikatür sergisi, müzik ve dia gösterisi de sunulacak. Ayrıca savaşa karşı kitaplar da sergilenerek kimyasal savaşın et- kileri konusunda söyleşiler düzenlenecek. Hekimler de reçetelerine savaş konusunda uyarıcı notlar yazacaklar. SHP Istanbul il örgütü de "savaşa karşı" bir kampanya düzenleme karan aldı. SHP tstanbul tl Başkanlığı'ndan yapılan acıkla- mada, kampanyaya Türkiye Banş Komitesi Başkanı Mahmut Dikerdem'in de katılaca- ğı bildirildi. Açıklamaya göre kampanya kapsamında 1 Eylül Dünya Banş Günü'nde Gülhane Par- kı'nda bir panel ve müzik şöleni de düzen- lenecek. Tepkiler... Bu arada dün bir açıkiama yapan eski TlP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar. Başba- kan Yıldınm Akbulut'un savaş ilanı ve as- ker kullanma yetkileri konusunda yaptığı açıklamalan eleştirerek "Akbulut anayasa- yı okumamış. okumuşsa anlamamış. Ana- yasaya göre bu yetki Meclis'e aittir" dedi. Ay- bar, "Sayın Başbakan'ın Millet Meclisi'nin karan doğrultusunda hareket etmesi anayasa kuralıdır. Aksi halde Başbakan suç işlemiş olur ve bunun hesabı kendisinden rautlaka sorulacaktır" diye konuştu. ANKA'ya bir açıkiama yapan Dışişleri ve Milli Savunma eski bakanlanndan Haluk Bayülken de Irak'ın ablukaya dayanmasının güç olduğunu savunarak "ABD başta olmak üzere kimsenin silah kullanmakta bir yara- n yoktur" dedi. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Baş- kanı Lğur Gürel de dün Bursa'da yaptığı ba- sın toplantısmda, Körfez khzinden kaynak- lanabilecek bir kimyasal savaşın büyük fa- ciaiara neden olabileceği tehlikesine işaret ederek "60 milyon insanin hayatı riske sokuimamalıdır" diye konuştu. Dun bir açıkiama yapan Demokrasi İçin Kadın Derneği (DEMKAD) Ankara Şube Başkanı Gamze Unal da "savaşa hayır" ka- mpanyasına katılacaklannı bildirdi. Bu arada îstanbul Bakırköy Özgurlük Mey- danı'nda bir grup çocuk tarafından yapılan "Savaşa Hayır" gösterisine polis müdahale etti, 5'i çocuk, 10 kişi gözaltına aiındı. Bakırköy'deki Emek Çocuk Kulübü üyele- rinden oluşan 10-12 yaşlanndaki bir grup ço- cuk, dün saat 12.15 sıralannda Özgurlük Meydanı'na gelerek ellerindeki pankart ve dövizleri açtılar. "Savaş istemiyoruz, Sava- şa Hayır" yazılı dövizler taşıyan çocuklara meydanda bulunan polisler tarafından mü- dahale edildi. Pankartı küçük göstericilerin ellerinden alan sivil memurlar dövizlere de el koydular. Daha sonra polis S'i çocuk ol- mak üzere 10 kişiyi gözaltına alarak Bakır- köy Karakolu'na götürdü. Çocuklarm gösterisi sırasında meydana "S«- vaşa Hayır", "Tüm Çocuklara ve Büyüklere" hitaben yazılmış bildiriler atıldı. SHPMYK, Meclis'te Özal'ı dinlememe eğilimini benimsedi înönü: SözünügerialsınANKARA (Cumhuriyel Bürosu) — SHP Genel Baş- kanı Erdal İnö- nü, Başbakan Yıldınm Akbu- lut'un "Savaş ilanı yetkisi hukü- raetin, dışanya asker göndermek TBMM'nin yelkisindedir" sözle- rini ,'inanılmaz", 'S'ahim" ve "garip" diye niteledi. Akbulut'a "Kabadayı" diyen Înönü, "Ana- yasanın o paragrafını yanlış oku- du. O maddeyi nasıl öyle okur? Çıksın TV'ye bir daha okusun. KaraUhtada tek tek okusun" di- ye konuştu. "Bu kadar vahim bir hatayı bir başbakanın nasıl işleyecegini" soran înönü, "Bu, tarihimizde görülmüş bir şey değil" dedi. tnönu. dün makamında Anka- ra, tstanbul ve tzmir baro başkan- lan ile Barolar Birliği Başkanı Ön- der Sav'ı kabul etti. Barolar Bir- liği Başkanlığı adına tnönü'ye su-. nulan bir bildiride, hiikümetin "savaş hali ilanı izni"nin anayasa- ya aykırı olduğu ve başkalannın petrol kavgası ve çıkarları için Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin çiğnenmemesi ge- reği üzerinde duruldu. Bu arada SHP Genel Başkanı Erdal tnönü de Barolar Birliği- nin, adli yılın açılışı için düzenle- dikleri "allernatif tören'Mere "en üst düzey"de katılacaklannı bil- dirdi. tnönu, Barolar Birliği adı- na kendisini ziyaret eden Barolar Birliği Başkanı Önder Sav, Islan- SHP lideri, Akbulut'u eleştirirken, "Anayasamn o paragrafını yanhş okudu. O maddeyi öyle nasıl okur? Çıksın TV'ye bir daha okusun, kara tahtada tek tek anlatsın" dedi. Înönü, Başbakan'ın bu şekilde konuşamayacağını ve sözlerini geri alması gerektiğini söyledi. bul Barosu Başkanı Turgut Kazan ve Ankara Barosu Başkanı Erzan Erzunımluoglu ile görüşmesi sıra- sında, Yargıtay'ın tavrını "ilkeUik" olarak niteledi. tnönü, "Bu tür toplanulara müdahak etme çok il- kel bir davranışı gösteriyor. Hâlâ insanlann fikrine nasıl engel ko- nulabilir? Böyle bir anlayışın Türkiye'de yüriimesini gormek he- pimizi çok yaralıyor" dedi. ÇılgınUk karan Daha sonra konuya ilişkin gö- rüşlerini açıklayan tnönu, TBMM'den hükümetin çıkartmak istediği ve muhalefetçe durduru- lan kararın "bir çılgınlık derecesinde" olduğunu belirttik- ten sonra "Başbakan'ın kendisi o yetkiyi niçin istediğini bilmiyor. Pariamento tarihinde görülmemiş bir olay yaşadık" dedi. înönü, "Sayın Akbulut inanılmaz bir de- meç vermiş" diyerek "Savaş ilanı yetkisi hükümettedir" yolundaki sözlerini eleştirdi. "Bu kadar va- him bir hatayı bir başbakanın iş- lemesi hiç vaki değildir" diye ko- nuşan SHP lideri. "Anayasanın 92. maddesinin yorumunu tama- men yanlış yapıyor. 'Silahlı Kuv- vetler'in gönderilme meselesi TBMM'nindir' diyor, ama 'Savaş ilanı TBMM yetkisinde değildir' diyor. Böyle garip bir yonımu bir başbakan nasıl yapar?" 'diye sordu. Akbulut'un anayasa maddesini "yanlış okuduğu" için yanlış so- nuç çıkardığıru anlatan tnönü şöy- le konuştu: "Daha da ileri gidivor, 'Biz eğer bir yerden saldırı olacağı hakkın- da istihbarat alırsak derhal oraya saldınrız' diyor. Böyle şey olur mu? Siz bir komşunuz size saldı- çacak diye istihbarat alıvorsunuz, ondan sonra o komşunuza saldı- nyorsunuz. Savaş hali ilanı bu ka- dar hafif bir mesele midir? ABD- SSCB arasında soguk savaş 45 >ıl sürdü. Böyle birgünde istihbarat alınarak bu iş çıkmadı. Böyle bir yanlış anlama yıizünden savaş çık- masın diye dünya kadar önlem al- dılar. Ama Sayın Akbulut, 'Bir yerde bize karşı bir hareket olaca- ğını anlarsak biz de hemen ona ta- arruz ederiz' diyor. Yani, bunu sa- dece bir kabadayılık olarak söy- lüyor." tnönü, anayasanın 87. madde- sinin de açık olduğunu ve savaş yetkisinin TBMM'nin elinde bu- lunduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: Buradan Sayın Akbulut'a so- ruyonım: 92. maddeden bunu na- sıl çıkanyor? Bunu bize bir güzel anlatsın. Çıksın televizyona 92. maddeyi güzel güzel okusun ve karatahtada güzel guzel, tek tek okusun. O paragraflan bu anlam nasıl çıkar? Hiçbir şekilde çıkmaz. Kimse ona yanlış okuduğuau da söylememiş. Ama ben Sayın Ak- bulut'un bu söylediklerini >apaca- ğına inanmıyorum. Halkımıza böyle yanlış bilgi vvrmeye hakkı yoktur. Çünku kendisi Başbakan- dır. Bir başbakan anayasanın bu temel konusunu bu kadar yanlış nasıl anlatır? Bunu Başbakan söy- leyemez. Bu sözünü geri almalıdıt Înönü, savaşın "çözüm" olma- dığını da vurguladıktan sonra, Amerikan guçlerinin müdahalesi hah'nde Ortadoğu'da suurlann de- ğişeceğini, ülkelerin kanşacağını belirtti ve 2. Dünya Savaşı sonra- sı Polonya'nın bir türlu eski sınır- larına kavuşamadığına dikkat çekti. Bolgedeki bir savaşın Filis- tin sorununu çıkmaza sokacağını, Israil'e koz vereceğini anlatan tnö- nü, "Böyle bir kavgaya girelim, sonunda ganimetleri paylaşalım yaklaşımı lamamıyla yanlıştır, ha- yalcilikten başka bir şey değildir" dedi. tnönü, sözlerini "Bütün bunlar çekingen politikayı destek- lemek şeklinde yorumlanmamalı, ulusal çıkarlanmızı korumak için yorumlanmalıdır. Bizden bir yar- dım isteği gelirse bizim asker ve- ya gemi göndermek bu harekete katılmak şeklinde bir hareketimiz hiçbir şekilde dogru değildir. Bu- na karşıyız. TBMM'de böyle bir isteğe karşı çıkacagu" diyerek ta- mamladı. MVK toplandı SHP Merkez Yürutme Kurulu dun Genel Başkan tnönü'nun başkanlığmda 7 saat süren bir toplantı yaptı. MYK'daki eğalime göre SHP, cumartesi günü acıla- cak TBMM'ye Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın konuşma yapmak üzere gelmesi halinde otunımu terk ederek protesto edecek. Ka- rann cuma günü toplanacak SHP Parti Grubu'nda kesinleşmesi bekleniyor. MYK'da son yerel se- çün sonuçlannın ve partinin izle- diği genel tutumun kamuoyu ta- rafından nasıl görüldüğünü değer- lendirmek ve seçimlerdeki başan- sızlığın nedenlerini saptamak amacıyla bir araştırma yapılması da kararlaştınklı. Yapılacak araş- tırma rapor haline getirilecek, 10 eylül günü toplanacak Parti Mec- lisi'ne sunulacak. HUKUKÇULAR TBMM devre dışı bırakılamaz Prof. Teriç: BM kararına nasıl uyulacağına hükümet tek başına karar veremez. Dr. GcmaİMaz: Kesinlikle Meclis'in onayının alınması gerekir. TURAN YILMAZ ANKARA — Başbakan Yıldı- nm Akbulul'un, "Savaş hali ila- nı ya da BM'nin alacağı karar doğrultusunda utke dışına silahlı guç gonderilmesi konulannda hü- kumetin karar sahibi olduğu" şeklindeki anayasa yorumunu de- ğerlendiren hukukçular, Türk Anayasa sistemine göre bu konu- larda TBMM'nin devre dışında tutulmasının söz konusu olama- yacağını ifade ettüer. t.Ü. Hukuk Fakültesi Anaya- sa Hukuku Kürsüsü öğretim üye- lerinden Prof. Dr. Erdogan Teziç, anayasamn 92. maddesinde belir- tilen konularda TBMM'nin dev- re dışında tutulamayacağını, hü- kümetin tüm bu kararlar için TBMM'nin onayını almasımn zo- runlu olduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu koşul, BM'nin alacağı ve bağlayıa niteh'Ui kararlan için de geçerlidir. BM'nin alacağı bagla- yıcı nitelikteki askeri yaptınm ka- rartan; otomatik olarak uygula- nan kararlar degldir. Her ülke kendi ulusal hukuk düzenine gö- re bu kararian degerlendirir ve alacağı' tutumu saptar. Karara uyulmaması, o ülkenin uluslara- rası plalforrnda sorumluluğunn dogurur, ancak bu karara nasıl ve ne ölçüde uyulacağına hükümet tek başına karar veremez. Hükü- met, BM karanna ne ölçüde ve nasıl katılınacagına ilişkin ilkele- ri belirler, ancak bunu Meclisin onayını aldıktan sonra uygulaya- bilir. Yani hükümetin bu konuda alınacak kararlan Meclise getir- mesi, konunun Meclis'te gonişül- mesi gerekir. Bu kararlann son biçimi, bu görüşmeler sonunda olnşur. Çünku bu durum, daha önce hükümet programında yer almayan yeni bir durum olarak ortaya çıkmışor. Hükümetin sap- tayacagı katılma biçiminin Mec- lis'ten geçişi de bir çeşit güven oy- laması niteliginde değeriendirU- mek zonındadır. Yani hükümet, tüm bu konularda kesinlikle Mec- Usi dışlayamaz." Körfez krizinin başladığı gün- den bu yana geçen yaklaşık 25 gün süresince iç hukuk açısından dikkati çeken noktanın, siyasi ik- tidann sürekli olarak Meclisi ken- disinden uzak tutabilmek için ça- ba sarf etmesi olduğunu belirten Teziç, "Bunu hukuken anlamak ise çok güç. Parlamenter rejimde hükümete oluşum sağlayan, hü- kümetin kaynaklandığı yer, unut- mamak gerekir ki Meclis'tir. Onun için bu tip karariann mu- hakkak bizim sistemimize göre Meclis'te göriişıilmesi bir zonın- luloktur. Aksi takdirde. hüküme- tin bu konularda siyasi sonımlu- lugu ortaya çıkar" diye konuştu. t.Ü. Kamu Hukuku kürsüsü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Setnih Gemalmaz da anayasanın 92. maddesinde belir- tilen konulann, Meclisin devre dı- şında tutularak uygulanmasının söz konusu olamayacağını, bu ko- nularda kesinlikle Meclis'in ona- yının alınması gerektiğini söyledi. Türkiye'de uzun bir süreden beri yeni bir model inşa edilmeye ça- hşıldığını, Körfez krizinin yaşan- dığı dönemdeki tutum ve uygula- maların da bu modele ilişkin açık izler taşıdığını kaydetti. Gemalmaz şu değerlendirmeyi yaptı; "Bizim anayasa sistemimi- ze göre siyasi sorumluluk. Başba- kan ve Bakanlar Kurulunda. An- cak fiilen karar almayı gerçekieş- tiren ise Cumhurbaşkanı. Bu çar- pıklık, ANAP kurmaylannca anayasanın aksakhğına açık ör- nek olarak gösteriliyor ve belirt- tiğim modelin oluşabilmesinde de dayanılan bir nokta olarak kulla- nılıyor." Akbulut'a gruptan destekC^ J JL açıkladı. Güzel, Türkiye'nin BMANKARA (Comnuriyet Bürosu) — Baş- bakan Yıldınm Akbulut'un, "Körfez'e asker göndenne" ko- nusunda, TBMM'den yetki isten- mesine "şimdilik" gerek olmadı- ğıru açıklaması, ANAP grubun- da destek gördü. Akbulut'un "Herhangi bir saldın karşısında, sonunluluğun kendisinde oldugn" çıkışı ise ANAP'taki delege seçim- leri öncesi, "hanesine yazdıgı önemli bir puan" olarak değerlen- dirildi. ANAP yöneticileri, Başba- kan'ın bu tavnndan sonra Cum- hurbaşkanı özaTuı TBMM'den "savaş ilanı" yetkisinin yenüenme- sini istemesinin "güç" olacağını öne sürdüler. Başbakan Akbulut'un GAP ge- zisi sırasında TBMM'den Körfez'e asker gönderme ve savaş ilanı iz- ni alınması konusunda Cumhur- başkanı özal'dan farklı yaklaşım- lannı ortaya koyması, ANAP gnı- Hasan Celal Güzel Türkiye'ye bir saldırı olmadan asker gönderilmesine, bu işe daha fazla bulaşmamıza karşıyım. Bu şartlarda yeniden yetki istenmesi için gerekçe görmüyonım. Taşçıogla Türkiye'ye bir tecavüz olmadan bizim işin içine girmemiz yanlış olur. Meclis'in aldığı bir kararı değışiklik yokken tekriri müzakere etmek hafıfliktir ve Meclis'e saygısızlıktır. bunda çeşitli eğiliraler tarafından değerlendirildi. ANAP Genel Baş- kanlığı'na aday olacağını açıkla- yan Mesut Yılmaz, önceki gece ts- tanbul'da yakın arkadaşlan ile bir araya gelerek savaş îlanı yetkisine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Yıl- maz, Körfez krizi nedeniyle Türk- iye'nin izlediği politikanın doğnı- luğunu vurgulayarak baştan beri Turkiye'nin BM kararlan çerçeve- sinde hareket ettiğini belirtti. Edinilen bilgiye göre Yılmaz, TBMM'nin de Türkiye'ye bir sal- dın olması durumunda savaş ha- li ilanı ve asker gonderilmesi ko- nusunda hükümete izin verdiğini ifade ederek "Medis'ten yeniden savaş ilanı yetkisi istenmesi için hakh gerekçeler bulunmadığim" dile getirdi. • Mesut Yılmaz'ı destekleyen es- ki bakanlardan Mükenem Taşçı- oğlu, Cumhuriyet muhabirinin sorulannı yanıtrarken, ülkeye te- cavüz durumunda Meclis'in hükü- mete savaş ilanı ve asker gönder- me izni verdiğini anımsatarak "Türkiye'ye bir tecavüz olmadan bizim işin içine girmemiz veya as- ker göndennemiz yanlış olur. Meclis'in aldıgı bir karan, şartlar- da önemli bir degişiklik yokken tekriri müzakere etmek hafiflik- tir ve Meclis'e saygısıziıknr" dedi. Taşçıoğlu, Meclis'in aldığı ka- ran değiştirmek için geçerli bir ge- rekçe bulunmadığmı da ifade ede- rek şöyle konuştu: "Meclis'in aldığı bir karar var. Bu karan değiştirecek nedenler var mı? Bunlan açıklasınlar. L s- teiik Meclis o karan alırken tatil- de idi. l eylülden sonra Meclis ça- lışmalanna yeniden başlayacak. Yeniden yetki istenmesi için bizi zoriayan saat hesaplan mı var? Başbakan Akbulut bu konuya açıkhk getirdi. Görüşlerine aynen katılıyonım. Ülkeye bir tecavüz olasüığı varsa derhal müdahale edilir, Meclis de hemen toplamr. Comhurbaşkanı Sayın Özal'a saygımız büyük. Ama 'Türkiye az sayıda da olsa asker gönderseydi, fena mı olurdu?' şeklindeki söz- lerini, bele hde Mekke ve Medi- ne'nin Türk askerieri tarafından korunması jroiondaki görüşleri bi- raz romantik buluyornm. Meclis'in aldığı bir karann ye- niden göriişıilmesi için şartlarda önemli degişikliklerin olması, çok hakh gerekçeler geürilmesi lazım. Bu iş emrivaki ile olmaz, çünkn çok hassas bir konudur. Türkiye^ ye bir tecavüz olmadan bizim işc girmemiz veya asker göndermeye kalkmamız hafıflik orar, Meclis'ta aldığı bir karan kısa süre sonra değiştirmek Medis'e saygısızlık- tır." ANAP genel başkan adaylann- dan Hasan Celal Güzel de Başba- kan Akbulut'un GAP gezisinde- ki değerlendirmelerine katıldığıru karan çerçevesinde üzerine düşe- ni yaptığım, Meclis'in tecavüz du- rumunda müdahale için hüküme- te yetki verdiğini belirterek "Türkiye'ye bir saldın olmadan asker gönderilmesine, bu ise da- ha fazla bulaşmamıza karşıyım" dedi. Güzel, Meclis'ten asker gönder- me konusunda yeniden izin isten- mesi görüşlerini de doğnı bulma- dığını ifade ederek "Hiiknmei böyle bir yetki isteyecekse, bonun gerekcesini ve suuriannı açıkca or- taya koymalı, ANAP grubuds bn koau tartışılmahdır. Ama ba şartlarda yeniden yetki isteuneai içi» bir gerekçe görmüyonm" dedi. Güzel, Güneş Taner'in Suudi Arabistan gezisini de değerlendi- rerek "Bn kriz nedeniyle Suudi Arabistan ya da Kaveyt'in peşiııe takılarak para koparmaya cabş- mayı da çok çirkin balnyoruL. Bir Türk vaUndaşı olarak bm be- ni üznyor ve ataaç şeklinde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle