Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 29 AĞUSTOS 1990
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZf... KÖRFEZ KRÎZÎ...KÖRFEZ KRtZt... KÖI
IRAK'IN YENİHAMLESÎ
BağdatKuveyt'i 19. iliilan etti
TÛRKİYE Körfez krizinde 27. gün
28Ağustos1990
SSC8
TakrM
FKÛ BM karannı delmefc için temsılci
göndenyor
: Ana yodar
•Boru tıaüarı
Irak hükümeti Kuveyt-Irak sınırında bir toprak şeridine de
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in adını verdi. Irak'taki
Amerikalı rehinelerden biri öldü.
Dış Haberier Servisi — Irak, ilhak ettiği
Kuveyt'i, 19. ili ilan ederken Kuve>t-Irak sı-
nırında bir toprak şeridine de Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin'in adını verdi. AA ve
Reuter ajanslannın Irak hükümetinin yayın
organı El Cambnriye gazetesine dayanarak
bildirdiklerine göre Kuveyt'in Irak'ın bir ili
halıne gelmesi ve idari sınırlarm, güneyde-
ki Basra kentınden Körfez'e kadar genişle-
tilmesi amacıylabir kararnameyayımlandı.
Karamamede, Kuveyt "ilinin", Kaznnah,
Al-Jahraa ve Al-Midaa olrnak Ozere uç böl-
geye ayrüdiği belirtildi.
Kararname uyarınca, işgal öncesi Irak
topraklan da Kuveyt Al-Abdali sınır kara-
kolunun birkaç kilometre guneyine kadar
genişletiliyor. Böylece, "Saddamiyat Al-
Mitlaa" adı verilen yeni bir bölge oluştu-
ruluyor.
Irak'ın Kuveyt'i 19. il ilan etmesi Beyaz
Saray tarafındân kınandı. Başkanlık söz-
cüsü Roman Popadjak, tepkilerinin gayet
açık olduğunu belirtti. Popadjuk "Irak'ın
Kuveyt'i Uhakı geçersizdir. Tüm BM üye-
leri bu göriişü dile getirmiştir. Söyleyecek-
lerim bu kadar" şeklinde konuştu.
Bu arada, lngiltere Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü de, Ingiltere'deki Irakh diplomat-
lara karşı önlemler almaya niyetleri olma-
dığını açıkladı.
Irak'tan misilleme
Irak, ABD'nin 36 Iraklı diplomatı sınır-
dışı etmesine misilleme olarak Bağdat'taki
bazı Amerikalı diplomatları sınırdışı ede-
ceğini bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marga-
ret Tutwiler, "Irak protokol başkanı, işgü-
derimizi çağırarak Irak hiikiimetinin dttn
burada açıkladıgımız harekete karşılık ola-
rak Bağdat'taki buvükelçiliğimize karşı mi-
sillemede bulunacagını bildirdi" dedi.
Tutwüer, "Iraklılar, bu misillemenin Bağ-
dat'taki Bıiyıikelçilik personelimizin azal-
blması ve mevcut fonlara açıklanmayan bazı
sınırlamalar getirilmesini içerdiğini
bildirdiler" şeklinde konuştu.
Fas, Kuveyt'teki büyükelçüik mensupla-
nmn Irak'a götürüldüğünü ve ülkeyi terk
etmelerinin yasaklandığını bildirdi.
Fas'ın dışişleri ile ilgili Devlet Bakanı Ab-
düllarJf Filali, Rabat'ta yaptığı açıklamada,
büyükelçüik mensuplanrun "tehdit alonda"
Kuveyt'i terk ederek Bağdat'a gittiklenni be-
lirtti. Filali, "Irakh >etkililer, kendilerine
ültkeyi terk etmelerinin yasak olduğunu
bildirmişler" diye konuştu. Devlet Bakanı,
Fas'ın, bu keyfi eylem karşısmda önlem al-
ma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.
Bu arada, Körfez krizine çözüm bulmak
amaayla Arap ülkelerinde temaslannın sür-
düren Filistin lideri Yaser Arafat, dün Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ile göruş-
tükten sonra Bağdat'tan Yemen'e geçti. Ara-
fat, Sana'da, Yemen Devlet Başkanı Ali Ab-
dullah Salih ile görüştü.
öte yandan Filistin kaynaklan, FKÖ'nün,
BM'nın Irak'a karşı aldığı ambargo kara-
nnı delmek için Irak'ın 8 yıl savastıgı tran-
dan destek sağlamak amacıyla Tahran'a üst
duzeydeki bir temsilciyi gönderdiğini bil-
dirdiler.
ABD'li rehine öldü
Bağdat hükümeti tarafındân rehine ola-
rak tutulan Amerikalılardan birinin öldü-
ğu bildirildi. Irak hükümeti, YVilson adlı 55
yaşındaki Amerikalımn geçirdiği kalp kri-
zd sonucu öldüğunü bildirirken, Beyaz Sa-
ray Bağdat'm açıklamasını kuşku ile karşı-
ladığmı ve Amerikalımn gördüğü kötü mu-
amele yüzünden öldüğunü ileri sürdü.
Kahire'de yann olağanüstü toplanacak
olan Arap Birliği'ne ev sahipliği yapacak
olan Mısır Devlet Başkanı Husnü Mübarek,
Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi halinde, Kör-
fez'deki yabancı güçlerin de çekümesini is-
teyeceklerini açıkladı.
Ürdün Kralı Huseyin dün Tunus'ta Dev-
let Başkanı Zeynelabidin Bin Ali ile Kör-
fez krizi konusunda' ikinci kez görüştü.
Bu arada Körfez krizine dıpTomatik yol-
dan çözüm bulma çabalan çerçevesinde Su-
riye Devlet Başkanı Hafız Esad da dün Mı-
sır'ın lskenderiye kentine giderek HüsnO
MübarekMe görüştü.
öte yandan ABD Savaş gemilerinin, Ür-
dün'e gitmekte olan iki gemiyi Akabe Kör-
fezi'nde durdurdukları ve görevlilerin, yü-
künü denetlemek üzere gemilerden birine
çıktıklan bildirildi.
Körfez'deki denizcilik kaynaklanna gö-
re yüklerinin Irak'a aktanlmayacağı anla-
şılan gemilerin daha sonra Ürdün'e gitme-
lerine izin verildi.
WASHINGTON
ABD'ye göre Irak köşeye sıkıştıUFUK GÜLDEMtR
WASHINGTON — ABD, Körfez'de uy-
gulanan uluslararası abluka, diplomatik
tecrit ve giderek artan Amerikan askeri gü-
cünün Irak'ı köşeye sıkıştırdığı karusında.
Bağdat'ın, taşımacılık yapan sivil gemile-
rine, Amerikan savaş gemileri tarafındân
durdurulmalan halinde "direnmemeleri"
yönünde talimat vermiş olmasını bu doğ-
nıltuda bir gelişme olarak algılıyor.
Irak, söz konusu gemilerin kaptanlanna,
daha önce, Amerikan savaş gemilerine karşı
koymamaları halinde cezalandınlacaklan
uyarısını yapmıştı. Ancak önceki gün Pen-
tagon (Amerikan Savunma Bakanlığı) kay-
naklan, Bağdat'ın bu uyanyı, şu anda nam-
lunun ucunda bulunan gemilere yolladığı
telsiz mesajı ile "direnmeyin" şeklinde de-
ğiştirdiğini açıkladı. Amerikan gazeteleri-
nin Pentagon çevrelerine atfen bıldirdiği-
ne göre Bağdat bu direktifi Amerikan is-
tihbaratının dinleyebilmesini sağlayacak bir
şekilde gönderdi. Bu gelişme şöyle açıkla-
myor: Amerikan savaş gemilerinin direne-
cek Irak gemilerine ateş açması halinde
Bağdat, kendisini zoraki olarak karşılık ver-
rae durumunda bulurdu. Böyle bir adım ise
Irak'a genel Amerikan saldırısını başlata-
bilirdi. Irak böyle bir durumla karşı karşı-
ya kalmamak için önlem alıyor. ABD Baş-
karu'nın Ulusal Cüvenlik Danışmanı Brent
Scoivcroft, "Hüseyin gercekçi olduğunu bir
kez daha gösterdi" diye konuşuyor.
Fazla iyimser degil
Bağdat'ın bu geri adımı, hem Hüseyin'-
in köşeye sıkıştığmın, hem de diplomatik
kanallann kapanmasını arzulamadığının
göstergesi olarak alınıyor. Ancak ABD,
Körfez sorununa bir diplomatik çözüm ko-
nusunda fazla iyimser gözükmuyor. ABD
Başkanı George Bush, önceki gün tatilini
geçirmekte olduğu Maın'de balığa çıktı ve
eli boş döndü. Kendısıne iskelede bekleyen
gazeteciler Körfez krizine bir diplomatik ço-
züme ne kadar şans verdiğini sorunca,
Bush, balık konusunda şanssızlığına atfen
"benim bugünkü halimden daha fazla" di-
ye konuştu. Bu, fazla iyimser bir değerlen-
dirme olarak kabul edilmediği gibi, BM Ge-
nel Sekreteri Perez de Cuellar'ın perşembe
günü başlayacak arabuluculuk turlanndan
da fazla bir şey beklenmediğini gösteriyor.
Üstelik zaten Bush her fırsatta, Irak, Ku-
veyt'ten çekilmeden bir diplomatik çözüm
olamayacağırun altını çiziyor.
Cendere daraltılıyor
ABD, Saddam Hüseyin'in köşeye sıkış-
tığını görüyor, ama cendereyi de daraltma-
ya kararlı bir şekilde devam ediyor. Örne-
ğin VVashington'un pazartesi günü ABD
başkentine akredite 36 diplomatı sınır dışı
etmesi bu yönde bir adım olarak görulüyor.
Çünkü Irak'ın, bu durumlarda uygulanan
"karşıhkhlık" ilkesi gereğince aynı sayıda
Amerikan diplomatını sınır dışı etmesi ge-
rekiyor. Ancak Irak bilindiği gibi, değil dip-
lomatları sınırdışı etmek, eliıtdekileri dahi
bırakmak istemiyor. Bu bakımdan Irak'ın
ABD'nin bu adımına nasıl karşılık verece-
ği Washington'da merakla bekleniyor. Eğer
Irak, aynı şekilde karşılık vermezse, ABD'-
nin Irak'taki buyükelçiliğinde görevli dip-
lomatlann da "rehine" olduğu ortaya çık-
mış oluyor.
Washington, Irak'ı askeri güç konusun-
da da sıkıştırmaya devam ediyor. örneğin
ABD'nin ağır tanklarından 200 adet M-l
bugünlerde Körfez'e varmak üzere, ayrıca
Pentagon 6 adet B-52 ağu" bombardıman
uçağuun bu hafta körfeze gönderileceğini
açıkladı. Amerikan gazetelerinde her gün
Pentagon'un yeni havadan havaya füze ve
muhimmat siparişleri verdiği konusunda
haberier çıkıyor. ABD Savunma Bakanı'-
nın, genel seferberlik dönemlerine ilişkin bir
yasayı kullanarak gıda, yakıt ve giyimde as-
keri ihtiyaçları, parası ödenmiş sivil sipa-
rişlerin önüne geçirmesi bu yönde bir adım
olarak kabul ediliyor.
Saddam'dan
üslere tehditIrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, televizyonda ikinci
kez rehinelerle birlikte göründü. ABD'nin Irak'taki
tesisleri vurması halinde, Irak'ın da ABD'nin bölgedeki
müttefiklerinde bulunan tesisleri vurabileceğini belirten
Saddam, tüm kadın ve çocuk rehinelerin bugünden
itibaren serbest bu-akılacağını açıkladı.
SU... SU... — Irak'tan kaçan Mısırlı göçmenler, Ürdün sınınna susuzluktan kınlmış halde vardılar. (Independent / Brian Harris)
Dış Haberier Servisi — Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin, dün Irak televizyo-
nundan yayımlanan rehinelerle görüşmesi
sırasmda, ABD'nin Irak'taki tesisleri vur-
ması halinde, Irak'ın da ABD'nin bölgede-
ki müttefiklerinde bulunan tesisleri vurabi-
leceğini belirtti. Saddam VVashington'u üs-
tü kapalı bir sekilde Türkiy^deki üslerine
saldırmakla tehdit etmiş oldu. Saddam,
ABD Başkanı Bosh ve tngiltere Başbakanı
Tbatcber ile görüşebileceğini söyledi. An-
cak bu önerisi, heT iki lidef tarafındân red-
dedildi.
Saddam'ın, rehinelerle görüşmesinden
sonra Irak televizyonundan yapılan açıkla-
mada, aralannda rehin tutulan Batüılann
da bulunduğu bütün kadın ve çocukların
bugünden itibaren Irak'tan aynlmasına izin
verileceği duyuruldu.
Saddam Hüseyin'i ikinci kez tehinelerle
görüntüleyen bant kaydı CNN televizyonu
tarafındân yayımlandı. Kaydın ne zaman ve
nerede yapıldığı belirlenemedi. Kahverengi
takım elbise ve kravat giyen Saddam Hü-
seyin, genişçe bir odaya gırdikten sonra oda-
da bulunan rehinelerin ellerini sıktı. Daha
sonra bir sandalyeye oturan Hüseyin, ter-
cümanı aracılığı ile yabancılann "zor bir
darnmda olduklannı" anladığım açıkladı.
Saddam, "yabancılann üikedeo çıloşlannı
yasaklama karannı mecbur kaldıklan içİH
aldıklanu" belirtti. Irak lideri şunlan söy-
ledi:
"Bazen polidkacılar karşüanndaki duru-
mnn daha da otesine gitmek zorunda ka-
hrlar. Size karşı insani duygulanmla yak-
laşmak zorunda kalsaydım, derhal gitme-
niz ve ailderimze ddnmeniz gerektigiııi söy-
lerdim.'
Saddam bu arada, ABD'yi tehditle ilgili
olarak aynen şöyle konuştu:
"Eğer ABD bizim tesislerimize saidınr-
sa, bu tesislerde çalışanlar tesisierin içinde
yasadığı için aileleri de, çocuklan da ora-
da, bunlar ölecek. Bizim eiimizdeki silah-
lann menzili Amerika'j'a yetişecek kapasi-
tede olmajnbilir. Ama bu süahlann men-
zili bölgedeki Amerikan müttefikkrine ye-
tişebUir. Irak bu ulkclerdeki Amerikan te-
sislerine saldınsa, ki sözkonusu Amerikan
miittefiklerinin kentlerinin içindedir bu te-
sisler, böyle bir dunımda askeri personele
ek olarak bu tesislerde yaşayan sivil kadıo
ve çocuklar da ölıir."
Saddam Hüseyin rehinelerie söyleşirken
Başkan Bush ve tngiltere Başbakanı Thatc-
her ile görüşme>
-
e hazır olduğunu söyledi.
Hüseyin, "Getsinler rnm dünvanın gözii
öniinde televizyonda tarüşalım" dedi.
ABD, Irak Devlet Başkanı Saddam Hü-
seyin'in "ABD Başkanı George Bush ve In-
gUtere Başbakanı Margaret Thatcber ile gö-
rüşmeye hazınm" şeklindeki sözlerini red-
detti. AA'mn haberine göre ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Margaret lutwiDer, Sad-
dam Hüseyin'in televizyondan yayımlana-
cak görüşme fikrini "aptaka" olarak nite-
lendirdi. Tütwüer, böyle bir fikre verilecek
hiçbir yanıt bulunmadığım belirtti ve "As-
la bir görüşme olmayacak" diye konuştu.
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in
doğrudan görüşme yapma önerisi tngiltere
tarafındân da reddedildi. ABD Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü Margaret Tutwiller, Sad-
dam'ın çağnsına karşılık olarak lngiltere
Başbakanı Thatcher'ın ilk tepkisinin, "Has-
ta... Bir yanıt bile vermeye degmez" şeklin-
de olduğunu söyledi.
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin,
Irak'taki bütün yabancı kadın ve çocukla-
rın yanndan itibaren ülkeden aynlmaları-
na izin verdi. Bağdat televizyonunda Dev-
rim Komuta Konseyı Sözcüsü'nün yaptığı
açıklama Irak Haber Ajansı İNA tarafın-
dân da verildi.
Sözcü, "Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin, yabancı aileleri ziyaret ettikten ve şart-
lan hakkında bilgi aldıktan sonra bazı ka-
dınlann ulkede kalmakta ya da aynlmak-
ta özgur olmak konusundaki isteklerinden
fazlasıyla etkilendi. Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin, aralannda Devrim Komuta Kon-
seyinin misafir etme karan aldığı ailelerin
de bulunduğu >abancı kadın ve çocuklann
29 ağustos çarşamba günıinden itibaren ul-
kede kalmak >a da aynlmakta serbest ol-
duklan talimatını verdi" dedi.
AMERİKALISTRATEJÎSTLER IRAK A SALDIRISEÇENEĞM TARTIŞTILAR
ABD Başkam'na ne tavsiye ederdiniz?
Kissinger
Kissinger Saddam, Kuveyt'ten çekilmezse
uluslararası destekle zor kullanılmalı.
Haig Ambargo sonuç vermezse Irak'ın
Kuveyt'ten çıkanlması gerekiyor.
Sclesinger Önce ambargoyu ve
diplomatik tecriti denemeliyiz.
Turner Bu kriz Vietnam'a benzemiyor.
Burada muazzam ulusal çıkarlarımız söz
konusu.
WASHINGTON (Cumhnriyet) — Me-
kân Beyaz Saray'ın yanındaki idare bina-
sının bodrum katındaki "kriz odası." Du-
varlar çeşitli ölçekte Körfez haritalan ile
kaplı. ABD Başkanı ve kurmaylan harekât
planı yayılmış masanın etrafmda oturmuş
durumu konuşuyorlar. Ancak Başkan'ın
yanındaki sandalye boş. Eğer şu anda o boş
sandalyede siz oturuyor olsaydınız Baş-
kan'a Körfez krizi konusunda ne tavsiye
ederdiniz?
Bir üniversitenin, özel bir televizyon ile
işbirliği yaparak duzenlediği, "Siz olsaydı-
•ız ne yapardınız?" adlı program çerçeve-
sinde bir araya gelen ABD'nin önde gelen
stratejistleri, sırasıyla bu "hayali koltuga"
oturarak görüşlerini açıkladılar. Programa
iki eski Dışişleri Bakam Henry Kissinger ile
Alexander Haig, eski Savunma Bakanı Ja-
mes Schlesinger ve eski CIA Başkanı Ami-
ral Stansfield Turner katıldı.
Programa katılanlar Irak'a bir darbe vu-
rulması ya da zamanlaması konusunda gö-
rüş ayrılığına düşerken, Kuveyt Emiri'nin
bir daha işbaşma gelebileceğı konusunda
"çekimser" konuştular. ABD askerlerinin
Körfez'den çekilmesinin ancak Kuveyt'in
işgalden kurtarümasından sonra mümkün
olacağında da görüş birliğine vardılar.
"Hayali kriz masasına" yöneltilen soru-
lar ve ünlu stratejistlerin yanıtlan şöyle:
— Dr. Kissinger, Irak'a cerrahi bir mü-
dahale yapılmasından yana görüş acıkladı-
nız. Bu, 'ilk darbeyi biz vuralım' şeklinde
mi anlaşılmalı?
KİSSİNGER — tnanıyorum ki bu kriz
Amerikan kamuoyunca ve müttefıklerince
tahammül edilebilir bir süre içinde sona er-
dirilmeli. Benim görüşümün ana teması bu.
Saddam ordusunu Kuveyt'ten çekmez, am-
bargo da bir sonuç vermezse, tercihan ulus-
lararası destekle Irak'ın Kuveyt'ten çıkanl-
ması gerekir.
HAİG — BM'nin Irak'ın Kuveyt'ten çe-
kilmesini isteyen karan var. Uluslararası bir
askeri kuvvet bunu yürürluğe koyabilir.
SCHLESİNGER — Bir aşamada askeri
güç kullanmaktan kacamayacağımızı kabul
ediyomm. Ama lıenüz bu aşamaya geldi-
ğimizi sanmıyorum. Ambargo sürüyor, ab-
luka var. Bir askeri hareketâ girişmeden ön-
ce ambargo ve ablukanın sonucunu alma-
yı beklemeliyiz.
— Peki, Irak bir tahrikte bulunmasa da
Kuveyt'ten çıkarmak için yine askeri güç
kullanılmalı mı?
SCHLESİNGER — Irak'ı diplomatik
açıdan tecrit ettik. Ekonomik önlemler su-
rüyor, gemileri de artık silah zoruyla dur-
duracağız. Buna karşılık onun şu anda böl-
gede bizden daha buyük bir askeri gücü var
ve Arap kitlelerini harekete geçmeye zor-
luyor. Eğer yarın bir savaşa tutuşursak,
hem Arap dünyası Saddam'ın istediği nok-
taya gelebilir, hem de askeri açıdan bir alt
basamaktan işe başlamış oluruz. Önce am-
bargoyu ve diplomatik tecriti denemeliyiz.
— General Haig, siz NATO Komutanlı-
ğı yaptınız. Girişilecek bir çatışmada Ame-
rika'nın can kaybı ne olur?
HAİG — Sorunuz ABD'nin şu anda ha-
rekete geçebileceği varsayımından yola çı-
kıyor. Oysa ne Dr. Kissinger ne de ben, he-
nüz hazır olduğumuz kamsında değiliz. Ka-
ra ordumuz yeterli durumda değil. Kanımca
3, 4 hafta daha gerekli. Özellikle tank ve
zırhlı personel kariyerlerini yetiştirmek ba-
kımından bu sure gerekli. Bunlar olmadan
savunma yapabiliriz, ama saldınya geçeme-
yiz.
KİSSİNGER — Daha kimse savaşa gir-
meye niyetli değil, ama Amerika'nın Suu-
dı Arabistan'dan oraya gidiş amacım elde
etmeden eli boş olarak aynlması, Arap dün-
yası üzerinde muazzam etki yapar. Başkan
bunu RÖZ önünde bulundunıyor olmalı.
— Peki >a ambargo sonuç vermez, bu
arada Irak saldınrsa?
SCHLESİNGER — Bize saldırsa da
Irak'a girmemeliyiz.
KİSSİNGER — Kore ve Vietnam'da
olanlar eiimizdeki zamamn sonsuz olmadı-
ğım gösteriyor.
TURNER — Ben Henry ile aynı fikirde
değilim. Bu Vietnam'a benzemiyor. Çün-
ku Lubnan ve Vietnam'ın aksine burada
muazzam ulusal çıkarlarımız söz konusu.
Daha Truman 1945'te Stalin'den tran'da-
ki askerlerini çekmesini istedi. 1953'ıe tran
Başbakanı Musaddık'ı yine aynı nedenle biz
devirdik (Turner, eski CIA Başkanı). Car-
ter 1980'de "Gerekirse Körfez'e mudaha-
le ederim" dedi. Reagan, 1986'da Kuveyt
gemilerine Amerikan bayrağı çekti. Bu,
kökleri eski bir politikadır ve Amerikan
halkı bunu anlayışla karşüar.
— Moskova sizce ikili mi oynuyor?
HAİG — Hayır, bence Moskova bize
yardımcı oluyor. Paranuzı Ortadoğu'daki
emperyalistik eğilimlerimize göz yumabile-
cek kadar çok istiyorlar. Parayı da elde et-
mek için BM'de bizimle işbirliği yapıyorlar.
— Vietnam'da hiç resmen savaş ilan edil-
memisti. Bu kez Başkan Kongre'den onay
almalı mı?
KİSSİNGER — Bence Başkan Kongre'-
den onay almahdır. Bu, ileride çıkacak gö-
rüş ayrıhklannı önler.
TURNER — Bence Başkan'ın en büyük
görevi, aldığı uluslararası desteğin sürme-
sini saglamak. Ama şimdi onay için Kong-
re'ye giderse herkes gereksiz yere telaşla-
nır. Bence bunu ileride yapmalı, ama on-
dan önce eğer Irak, Kuveyt Elçiliği'ne sal-
dırırsa, 'bak, önce Irak saldınyı başlattı'
diyerek psikolojik savaş açmalı.
HAİG — Bu işten başımız öne eğik de-
ğil, muzaffer çıkmamız için ne gerekiyor-
sa yapmalı.
— Eğer yanındaki koltukta otursaydımz
Başkan'a şu andaki tavsiyeniz ne olurdu?
KİSSİNGER — Konunun petrol değü so-
ğuk savaş sonrası dunya istikran olduğu-
nu söylerdim. Amerika'nın bu rolüne dik-
kat çekerdim. Ayrıca zaman geçtikçe Kör-
fez'deki askeri gücümüzü arttırdığımızı,
ama bir askeri harekâtın başansını azalttı-
ğımızı söylerdim. Başkan'a hiçbir şart al-
tında bir yenilgiyi kabul etmememiz gerek-
tigini, bu kararhuğını gosterdikçe, diploma-
tik sonuç alma olasılığımn artacağım söy-
lerdim.
HAİG — Kissinger ile o kadar yıllar be-
raber oldum ki biraz benim beynimi yıka-
dı. Söylediği her şeye katılıyorum. Başkan'a
askeri gücü arttırmaya devam etmesini,
uluslararası dayanışmayı sürdürmesini, her
şeye hazırlıklı olmasını, Hüseyin'e "saldır-
ganlığı ödnUendirmeyecegimiz" mesajını
göndermesini tavsiye ederdim.
SCHLESİNGER — Ben derdim ki ka-
muoyunun yüzde sekseninin desteğini almış
olsanız da bu destek zamanla erozyona uğ-
rayabilir. Eğer ablukaya devam edip başa-
rüı olursak, bunun herkese >aran olur. Eğer
şimdi bir taarruza geçersek, uzun vadede
Arap dünyasında siyasi zararlara uğrarız.
— Ama size dönnp, 'Bunları biliyoruz,
iş gelip Henry'nin altını çizdiği, Körfez'den
mutlak muzaffer ayrılmak sorununa daya-
nırsa o zaman ne yapmalıyız?' diye sorar-
sa?
SCHLESİNGER — Bence oradan mağ-
lup aynlmak gibi bir sonuç elde etmekten
kaçınmalıyız. Petrol önemb'dir, ama ondan
daha önemli şeyler vardır. _
TURNER — ''Şimdiye kadar çok iyi gö-
türdnnüz, bu çizgiyi koruynn" derdim.
— Başkan soruyor size, "Peki Körfez'-
den gücümüzü ne zaman çekmeliyiz?"
KİSSİNGER — tdeal olarak Irak, Ku-
veyt'ten çekildikten ve Irak'ın askeri yete-
neği azaltıldıktan sonra. Ama Saddam Hü-
seyin daha önce davranıp BM kararım ka-
bul ederse tabii buna da razı olmamız ge-
rekir.
HAİG — Bu krizden sonra Ortadoğu'-
nun manzarası ne olacak? Ortaya çıkacak
durum, orada bir süre güç bulundurmarmzı
gerektirebilir.
KİSSİNGER — Oradaki askeri gücümü-
zü ne kadar çabuk geri çekersek bunun si-
yasi açıdan o kadar çok faydası var. Çün-
kü kalıcı bir Amerikan ordusu Sfıudi Ara-
bistan ve bölgenin istikran bakımından ta-
lihsizlik olur.
SCHLESİNGER — Kral Fahd, "roln-
nüz sona ermistir" diyene kadar ayrılama-
yız. Ancak çok da uzun kalırsak Henry'-
nin dediği gibi yan etkiler başgösterir.
— Kuveyt Emiri'ni tekrar işbaşında gö-
recek miyiz?
TURNER — O biraz tartışmalı, ama
Irak'ı Kuveyt'ten çekilmiş olarak göreceğiz.
SCHLESİNGER — Bence Emir'i bir da:
ha işbaşında görmeyeceğiz.
HAİG — Eğer öyle bir şey olursa başa-
rısız olduk demektir.
KİSSİNGER — Haig ile aynı fikirdeyim.