05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Irak, Iran'dan çekfldi • LEFKOŞA (AA) — Bağdat yönetimi, Irak askerlerinin bir hafta içerisinde Iran topraklanndan lamamıyla çekildiklerini bildirdi. Irak haber ajansı İNA'uın bildirdiğine göre, Irak resmi sözcüsü, 21 ağustos tarihinden itibaren Iran topraklannda bir tek Irak askerinin bile bulunmadığını belirtti. Sözcü, Irak askerlerinin çekilme işleminin tamamlandığmı resmi olarak BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a bildirdiklerini söyledi. Ajans, sözctlnün bu açıklamayı, Irak askerlerinin bir kısmının henüz Iran'da olduğu yolundaki alınan haberlerden sonra yaptığını duyurdu. Kampuçya için anlaşma • NEW YORK (AA) — BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi, ABD, SSCB, Ingiltere, Fransa ve Çin'in Kampuçya'daki iç savaşı sona erdinnek için bes noktada anlaştıklan bildirildi. BM diplomatik kaynaklanndan edinilen bilgilere göre, anlaşma, "seçimlere kadar olan dönemde Kampuçya'nın yönetimi ile ilgili geçici düzenlemeleri, askeri düzenlemeleri, Birleşmiş Milletler tarafından serbest seçimlerin düzenlenmesi ve gözetimi altına alırunası, insan haklarırun savunulması ve uluslararası garantileri" kapsıyor. ABD, Ubya'yı suçladı • WASHINGTON (AA) — ABD, FKÖ ile diyaloğun kopmasından Libya'yı sorumlu tuttu. ABD, Libya'yı, 30 mayısta Tel Aviv'de bir plaja çıkarma yapmak isteyen Filistinli komandolara yardım etmekle suçladı ve çıkarma girişiminin, ABD-Filistin diyaloğunun kopmasına yol açtığını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan açıklamaya göre Ebul Abbas komutasındaki Filistin Kurtuluş Cephesi'ne (FKG)bağlı komandolann giriştiği çıkarma harekâtı, baştan soaa her aşamada Libya yönetimince desteklendi. Açıklamaya göre Abbas'ın örgütünün militanları, Libya'daki üslerde ve Libya'nın inşa ettiği hücumbotlarda eğitim yaptılar. Türkiye'de tatil tehlikesiz • BONN (ANKA) — Federal Alman ZDF Televizyonu'nda yayımlanan bir programda, Irak'a komşu olan Türkiye'de tatil geçirmenin "henüz hiçbir tehlike yaratmayacağı" kaydedildi. Televizyonun konuyla ilgili olarak Alman Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı'yla yaptığı söyleşide, Türkiye'nin bir tatil yöresi olarak "kriz" bolgesinden uzak olduğu, hükümetin ve Dışişleri Bakanlığı'nın, Türkiye'ye gidilmemesi için öneride bulunmaya gerek görmediği ifade edildi. Taylor'a yardım • HARBEL (AA) — Batı Afrika ülkeleri Liberya'daki iç savaşı engellemek için bu ülkeye asker gönderirken, Burniko Faso'nun, Liberya Devlet Başkanı Samuel Doe*ya karşı mücadele eden asi liderlerinden Charles Taylor'a silah ve asker sevkettiği biidirildi. Taylor'a bağlı kaynaklar bugün yaptıklan açıklamada, 16 üst düzey Burniko Fasolu asker ile birlikte Fransız yapımı silahlar ve çok sayıda RPG7 tipi el bombası taşıyan bir Libya uçağının bugün erken saatlerde uluslararası Roberufield Havaalanı'na indiğini belirttiler. Prens Mikasa geliyor • ANKARA (AA) — 1989 Atatürk Banş Ödülü'nü alan Japon imparatorluk ailesinden Prens Tomohito Mikasa ile eşi, Türk hükümetinin davetlisi olarak 6 eylülde Türkiye'ye gelecek. Dışişleri Bakanhğı Enformasyon Dairesi'nden yapılan açıklamaya göre Prens ve Prenses Mikasa, Türkiye'de bulunacaklan süre içinde Türk-Japon ihşkilerinin 100. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilecek kültürel etkinliklere katılacaklar. Iktidar ve muhalefet, BSP merkez binasının kundaklanmasını kınadılar Biılgar polisi alarmdaDış Haberler Servisi — Bulganstan Sos- yalist Partisi (BSP) merkez binasmın ön- ceki gün komünizm aleyhtan göstericiler tarafından kundaklanmasından sonra, dün Bulgar polisine, şiddet olaylarını önlemek amacıyla gerektiğinde zor kullanmaları emredildi. Yüzlerce polisin yarı yanya tah- rip olan parti merkez binasımn çevresini kordon altına aldığı, ayrıea bölgedeki hü- kümet daireleri ile Başkanlık Sarayı'na çı- kan yollann kesildiği bildirildi. Kundakla- ma olayı ile ilgili olarak gerek hükümetin gerek muhalefetin olumsuz tavır aldığı kay- dedildi. önceki akşam BSP taraftarlanrun Sofya'nın merkezinde saldırıyı kınayan bir gösteri düzenledikleri de haber verildi. Emniyet Müdürii Hristo Velichkov, rad- yodan yaptığı bir açıklamada, "yasadışı ve aşın bareketlerde bulunan kişiieri durdur- mak için her tiirlü yola ve araca başvura- bileceklerini" söyledi. Velichkov, "Banşçı davranmak etkisiz olmak anlamına geli- yorsa, polis, fiziksel güç ve sopa, köpek, su ve acil durumlarda da göz yaşartıcı bomba kullanmaudır" şeklinde konuştu. Olası şiddet olaylanna karşı güç kullan- ma yetkisi verilen Bulgar polisinin kent merkezıne kimseyi sokmadığı belirtildi. Po- lis kordonu dışında 400-500 kişinin göste- ri yaptığı, ancak bu gösterinin kundakla- ma olayı ile ilgili olmadığı bildirildi. Poli- sin merkeze giden yollarını kapaması ne- deniyle havayolundan şehre gidecek olan kişilerin çevre yollan kullandıkları kayde- dildi. Televizyon ve radyodan konuşan Devlet Başkanı İelyu Jelev, parti merkez binası- nın kundaklanmasını "gertç demokrasiyi bedef alan şiddet olayı" olarak değerlen- dirdi. Jelev, olayı çıkartanlann "ülkede yeni bir diktatöriük kurulmasını" istediklerini söyledi. BSP Genel Başkanı Alesander Li- lov da saldırının arkasında "gerici güçlerin" bulunduğunu söyledi. Kundaklama olayı muhalefet tarafından da eleştirildi. 16 partinin koalisyonundan oluşan muhalefetteki Demokratik Güçler lovakya'daki gezisini yarıda keserek ülke- ye geri dönduğü bildirildi. Sofya'daki BSP merkezinin kundaklan- ması olayı sırasında 17 kişinin .hastaneye kaldmldığı, ikisinin polis memuru olduğu haber verildi. Olaydan sonra 50 kişinin tu- tuklandığı, bunlardan 39'unun daha önce çeşitli suçlar işledikleri belirtildi. Polisin "siyasi maceracılık" ile mücadele etmek amacıyla yeni yöntemler benimsediği açık- landı. BSP, dün sabahki oturumunu yine ya- Bulgaristan Sosyalist Parti merkez binası etrafında polis kordonu oluşturuldu. Polise gerektiğinde göstericilere karşı zor kullanma yetkisi tanındı. Devlet Başkanı Selev, olayın "genç demokrasiyi hedef aldığını" söyledi. BSP Genel Başkanı Lilov, olayın "gerici güçler" tarafından çıkarıldığını söylerken, muhalefetteki Demokratik Güçler Birliği halkı "sükûnete" çağırdı. Birliği (DGB) bir açıklama yayımlayarak "sükunet" çağnsında bulundu. Açıklama- da, "Provokasvonlara alet otmayın, toplıım banşını koruyun, sabırlı olun" dedi. DGB sözcüsü Stoyan Ganev, ülkede siyasi ikti- dar boşluğu olduğunu belirtti. Ganev, "ka- mu dıizcninin büyük ölçiıde bozulduğunu" ve bunun sorumluluğunun da "bükiimete ait" olduğunu belirtti. Bulgaristan'ın ge- çici Başbakanı Andry Lukanov'un Çekos- nsı tahrip olan merkez binada yaptı. Ge- nel Başkan Lilov, toplanacak başka bina- ları olmadığım açıkladı. Lilov, binanın ta- miratı için bir fon oluşturulması çağnsın- da da bulundu. Parti merkez binasının Sof- ya'daki en yüksek bina sayılan sekiz katlı parti merkez binasında çıkan yangın 5 sa- at sonra söndürülmüştü. Bulgar Parlamentosu'nun geçen hafta ' "yabancılara ait sembolterin" kamu bina- larından çıkartüacağı yolunda karar alma- sına rağmen BSP merkez binasında yaban- cı sembol olarak nitelenen "kızüyddız" ar- ması çıkarümamıştı. Parlamento bu kara- rı orak-cekiç ve kızılyıldız amblemlerinin kaldırılması yolunda düzenlediği gösteri- Ierden sonra almıştı. Göstericiler, kendile- rini bina önünde yakacaklarmı açıklamış- lardı. Pazar gecesi meydana gelen kundakla- ma olayı ise komünizm aleyhtan Sivil 1ta- atsizlik Grubu üyesi iki kişinin, üzerlerine gaz dökmesi ile başladı. Görgü şahitleri, bu iki kişinin kendilerini yakmakla tehdit ettiklerini, bir gnıp "Komünistler asağı" şeklinde bağınrken diğerlerinin binaya ya- nan meşalelerle saldırdıklanm belintiler. Göstericilerin binadaki mobilyaları tahrip ettikleri, dosyalan, TV, bilgisayar gibi elek- trikli alederi de sokağa fırlattıklan kayde- dildi. Diğer Doğu Avrupa'daki demokratikleş- me hareketleri bir tek Bulgaristan'da eski komünist, yeni Bulgaristan Sosyalist Par- tisi, yapılan seçimlerle işbaşma gelmişti. Muhalefetteki Demokratik Güçler Birliği iktidan paylaşmak istemeyince BSP tek ba- şına hükümet kurmak zorunda kalmıştı. BSP geçen haziran ayında yapılan seçim- lerde 400 sandalyelik parlamentoda 211, DGB ise 144 temsilci seçtirebilmişti. Kö- tüleşen ekonomik durumun sosyalistlerin halk arasındaki popülaritesini bozduğu be- lirtiliyor. SSCB, DAlmanya'daki birliklerini çekmek için 2.5 milyar mark istiyor Moskova, tazminat peşinde Tükenmeyen umutlar... Almanya, topraklanndan çekilen Şovyet birliklerinin nakliyesini üstlenmeyi kabul ediyor. Sovyetler Birliği, Almanya'dan alacağı 2.5 milyar marklık tazminatın yarısını D.Almanya'daki gayri menkullerinin satışından sonra geri ödeyecek. DİLEK ZAPTÇIOĞLU Geçen pazar günii Yugoslavya'nın raaden havzası Dobrnja'da meydana gelen goçükteki tiım maden- cilerin öldüğû bildirildi. Goçüğe inen keşif gru- bu 69 madencinin cesedini bulurken geri kalan yiiz madenciden de hiçbir >aşam belirtisi alınamadı. Yugosiavya'da bugiine dek meydana gelenlerin en büyüğü olan göçüğün nedeni henuz belirleneme- di. Geride kalan eşler ve çocuklar ise hâlâ uraul- larını vitirmeden madenden babalanmn çıkma- sını bekliyorlar. (Fotograf: Reuter) Telecard'ınızı, Türkiye'nin dört bir yanında -pardon- on dört biryanında -pardon- yüz dört bir yanında -pardon- bin dört bir yanında kullanabilirsiniz! Telecard la Türkıye™ W yennde 2 4 s a a t para çekilir. parayatırıUr. navale yapı»r. al\şverişyaP lUr - YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur" BERLİN — Sovyetler Birliği, birleşme sürecindeki Almanya'dan ekonomik taleplerini bir anlaşma taslağı şeklinde Bonn'a iletti. Fe- deral Alman Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher'e önceki hafta Moskova'da verildiği açık- lanan taslak, 14 madde halinde "iki Almanya'nın birieşmesi bag- lamında ekonomik geçiş dönemi önlemlerini" içeriyor. Moskova Almanya'dan önü- müzdeki yıl, 'birliklerinin yerleş- tiriimesi ve geri çekilmesi masrafı' olarak 2,5 milyar mark talep edi- yor. Sovyetler Birliği, bu mebla- ğın yansıru D. Almanya'daki gayri menkullerinin satışından sonra ge- ri ödemeyi taahhüt etmekte. Mos- kova'nın hazırladığı taslağa göre Bonn, Sovyet birlikierinin SSCB sınınna kadar nakliyatını ustlene- cek ve Sovyet vatandaşlanna eski Demokratik Almanya toprakla- nnda mesleki eğitim olanakları yaratacak. Bonn, ülkesine geri dö- nen Sovyet askerlerine 1991-1994 yıllan arasında yılda roplam 500 bin metre kare tutannda konut in- şa ettirecek; Alman şirketlerince üstlenilen konut inşaatının bede- lini, Bonn tek başına ödeyecek. SSCB yönetimi, hazırladığı an- laşmanın 6. maddesi uyannca Al- ROMANYÂ~~ Bükreş'te gösteri yasağı BÜKREŞ (AA) — Romanya1 nın başkenti Bükreş'te yönetim karşıtı protestolara sahne olan Universite Meydanı'nda önceki gün toplanan göstericiler, Devlet Başkanı ton tliescu'nun istifasını istediler. Sayılan 100 kadar olan göste- ricilerin trafiği engellememeleri için polis tarafından önlemler alındı. Altı gündür eylemlerini surdüren ve önceki gun Üniversi- te Meydanı'na gelen göstericiler, bir gun önce kentin eski yerleşim birimlerinden birinde trafiği en- gellemek istemişler, Bukreşliler- in de büyuk tepki gösterdiği bu gi- rişime polis müdahale etmişti. Göstericiler, serbest seçimler ile işbaşma gelen ton Iliescu ve kad- rosunu, devrik diktatör Nikolay Çavnşesku'nun politikalannı sür- diırmekle suçluyorlar. Bükreş Belediye Başkanı Slefan Ciurel, kent merkezinde düzenle- necek bütün gösterileri yasakladı. Önceki gece geç saatlerde bir te- levizyon konuşması yapan Ciurel1 in bu kararının, kentte son gün- lerde meydana gelen şiddet olay- larından kaynaklandığı belir- tiliyor. Belediye başkanmın kararı uya- rınca, Universite Meydanı'nın da bulunduğu başkent merkezindeki 5 büyük meydanda her türlü gös- teri ve miting yasaklandı. Öte yandan Romanya'nın önemli merkezlerinden olan Bra- sov'da bulunan traktör fabrikasın- da çalışan işçiler, ücret artış tale- bi ile genel grev ilan ettiler. Grev- ciler, Başbakan Petre Roraan ken- dileri ile görüşmeye gelene dek ey- lemlerini sürdüreceklerini ilan et- tiler. Hükümet ise bir bildiri yayım- layarak işçilerin talebini reddetti ve günde bir milyon dolar zarara yol açtığını belirttiği grevin bitiril- mesini istedi. manya'dan bir borç indirimi de ta- lep ediyor. Buna göre Spvyetler Birliği'nin Demokratik Almanya ile ticaretinden kaynaklanan 3.6 milyar tutanndaki borcu silinecek. Bu hafta Bonn'da incelemeye alman anlaşmamn 12 eyluldeki son "2 artı 4" toplantısına kadar imzaianmış olması gerekiyor. Si- yasal gözlemciler, Moskova'nın ta- leplerinin Bonn'a yabancı olmadı- ğım, Başbakan Kohl'ün Gorba- çov'dan Almanya'nın birleşmesi- ne onay aldığı "Urihi" Moskova ziyaretinde Sovyet taleplerini öğ- rendiğini belirtiyorlar. Kürtaj tartışması Öte yandan, birieşmeye beş haf- ta kala Almanya'da "kürtaj yasa- ğı", gündemin birinci maddesi olup çıktı. İki Almanya'da şimdi- ye kadar farklı yasal hükümlerle düzenlenen kürtajın 3 ekimden sonra nasıl uygulanacağı sorusu, koalisyon hükümetinin de bölün- mesine yol açtı. Federal Almanya'daki uygula- maya göre kürtaj prensipte yasak. Hamileler sadece ilk uç ay zarfın- da "sos>al, elik ve tıbbi nedenler- le" kürtaj olabiliyor. Çocuğa ba- kacak ekonomik güce sahip olma- mak, tecavuze manjz kaltnak, tıb- bi endikasyonlar yüzünden do- ğum yapamamak gibi nedenler, F. Almanya'da doktor ve uzman ra- porlanyla belgelenmek zorunda. Bu şartlann yeriue getirilmediği durumlarda kürtaj olan kadın ve müdahaleyi yapan doktor, cezai kavusturmaya uğruyor. Deraokra- tik Almanya'da ise kürtaj, hami- leliğin ilk üç ayında tamamen ser- best. İki Almanya arasında onümüz- deki haftalarda birleşmenin aynn- tılarmı saptayan bir anlaşma im- zalanacak. Bonn'daki muhafaza- kâr Kohl hükümetinin hazırladı- ğı taslak, kürtajda ikili uygulama- nın yaklaşık iki ^ ıl süreyle devam etmesini öngörüyor. Federal Al- man Ceza Kanunu'nun 5. madde- sine gore ise "yurt dışında yaptı- nlan kürtaj, ceza kapsamı içinde" tutuluyor. Yani buna göre Federal Almanya'da ikamet eden ve kür- taj olmak için Demokratik Al- manya'ya giden bir kadın suç iş- lemiş sayılacak. Bu, özellikle Ber- lin'de uygulaması zor durumlara yol açıyor. Aynı sokakta oturup, duvarın kalkmasıyla birbirine komşu olan batılı ve doğulu ka- dınlar, aynı hastanede kürtaj ola- mayacak. Doğulu kadın kürtajda serbest tutulurken, batılı komşu- su aynı fiil yüzünden cezalandırı- lacak. Sosyal Demokrat Parti, Hıris- tiyan Demokratlann ortaya attı- ğı öneriyi "saçma" olarak nitele- di ve "Birleşik Almanya'da kadın- iann öniıne yeni du>-arlar orulme- sini kabul etmeyeceklerini" bildir- di. SPD, "İkinci Devlet Anlaşma- sı"na mecliste vereceği onayı, kür- taj sorununun eşit çözüme kavuş- turulmasına bağladı. tlke olarak kürtajın serbest bırakılmasını is- teyen Yeşiller de taslağa karşı çık- tı. Başbakan Kohl'un, uygulanma- sı zor bu öneriyi, Hıristiyan De- mokrat ve Birlik partilerindeki ateşli kürtaj aleyhtarlarım ürküt- memek için kabul ettiği bildirili- yor. İkinci Devlet Anlaşması, birli- ğe giden yoldaki son önemli köşe taşlarından biri. Anlaşmamn ön- ce meclisten, sonra da bir üst ya- sama mercii alan Federai Konse>- den geçmesi gerekiyor. Eyalet hü- kümetlerinden oluşan federal Konsey'de çoğunluk Sosyal De- mokrat Parti'nin elinde. Bu yuz- den, kürtaj meselesine Bonn'da bir uzlaşma formulü bulunması gerekiyor. DUTVYADA BUGUN ALİSİRMEN İyi Yönü Bakmayın siz Irak'ın Ankara Büyükelçisi'nin ileri geri konuş- masına ve Türkiye'yi tehdit etmesine. Ankara'nın politikasını oluş- turacak olan diplomatik kuralları bilmeyen Abdülcabbar Cevad değil, sayın diplomat haklı çıkışların bile belirli formüller içinde ileri sürülmesi gerekttğinden habersiz olabilir ve devletler arası ilişkilerde "vefa"dan değil, olsa olsa "ahde vefa "dan söz edil- mesi gerektiğini, Türkiye'nin, bizim de onaylamadığımız TÖ po- litikasına karşın, şimdiye dek ahde vefaya aykırı bir davranışta bulunmadığını zaten bulunamayacağını, çünkü aramızda, vefa- sızlık gösterilecek bir ahid olmadığım, vefa konusunda ise Arap dostlarımızın bize hiç ağızlarını açacak durumda bulunmadık- larını anlamamış olabilir. Bakmayın siz Ytldırım Akbulut Bey'in, "Saldırı sezersem vu- rurum. Meclisin yetkisınde olan yurtdışına asker göndermek. Sa- vaş ilanı hali Meclis kararına gerek göstermeyen bir sey. BM si- lahlı güce karar verirse, BM üyesi olarak ben anlaşma gereğini otomatikman yerine getiririm" demesine. Her hukuk diploması alanın anayasaları ve Birleşmiş Milletler şartı ile kararlarını oku- yup doğru anlayıp değertendireceğine dair güvence yok ya. Kaldı ki Yıldırım Bey'in sözleri belkı ne demek istediğini tam ifadeye yaramıyor. Aslında YıkJırım Bey iyi niyetli, bunalımın üçûncü haf- tasında Başbakan olduğunun ayırdına vardı ve "Devrede ben de varım. Her şeye TÖ tek başına karar veremez" demek için yapıyor bu çıkışı. Siz Yıldınm Bey'in "Tasvip gördük. Eğer tasvip görmüyorsak açıkça söylenmeli. Denilmeli ki hayır, yanlıştır. Mecfir yanlış olan o söylenebilmeli" sözlerine de kulak asmayın. Neyin yanlış olduğu kırk kez söylendi, yazıldı, çizildi ve parla- mentoda zatı devletlilenne de gösterildi. Ama Sayın Akbulut bü- tün bunlara karşın, hâlâ amigovari tavrın ve Meclisi dışlayarak karar alma eğilimlerinin "tasvip gördüğûnü" yani onaylandığını söylüyorsa, Başbakanlık kottuğunda oturan kişinin olayları bu tür değerlendirmesinden, onun adına da kendi adımıza da üzûl- mekten başka yapacak bir şey kalmadı demektir. Kuşkusuz Yıldırım Bey'in olayı yanlış değerlendirerek tasvip gördükleri yönünde bir ifade kullanmış olması, amacı bir sorum- suzluğu dengelemek bile oisa pek hoş değH. Zaten Ortadoğu bunalımı başladığından beri bir çok şey hoş değil. Hatta diyebilirız ki bu bunalımın içinde hoş olan hiçbir yan, güzelden yana olan, haklı görülebilecek hiçbir taraf da yok. Her seyi kötü, pis ve her yani haksız bir bunalım bu. Ya da daha doğrusu birkaç gün önceye kadar, her yani kötü, pis ve haksız bir bunalımdı bu. Ama birkaç gündür bu her yani haksız bunalımın icinden bir umut ışığı pariamış bulunuyor. Ger- çekten, KAMAR'ın yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'de hal- kın büyük bir çoğunluğu, ülkemizin savaşa girmesine karşı. Or- tadoğu bunalımına, müdahale etmemizi isteyenlerin oranının yal- nızca yüzde 21.0 olmasına karşın, tarafsız kalmamızda direnen- ler yüzde 61.4'e ulaşmakta. Savaş tamtamlarının çaldırıldığı, dezenformasyon ile birlikte, TÖ borazancılarının, amigoluk politikasını sağduyu diye yuttur- maya çalıştıkları bir ortamda, halkın büyük çoğunluğunun ba- nştan yana olması, Türkiye'nin tabanı için çok sevindırici bir olay- dır. İşin ilginç yönü, Körfez'de jandarmalık için sıcak savaşı bile göze almaya hazır görünen ABD kamuoyunun yüzde 80'e ya- kın bölümü de savaşa karşı olduğunu açıkça belli etmiş bulu- nuyor. Bu karışık ortamda hiç kuşkusuz en sevinilecek olay, halkla- rın her geçen gün artan barış isteğı ve eğilimidir. Tabandaki bu istek ve eğilim daha güzel yarınların habercisi olabilecek bir umut ışığı ve bunalımın tek iyi yanıdır. Demek ki yaşlı dünya boşuna dönmedi Kore'den bu yana. AZERBAYCAN Eirıneni çetelerîn salclırıları sürüyor Izvestiagazetesi, Cumhuriyet'te gerginliğin yeniden tırmanacağını bildirdi. MOSKOVA (AA) — Azerbay- can ile Ermenistan arasındaki sı- nırda güvenliği sağlamakla görev- lendirilcn Sovyet birliklerinin sözcüsü Mihail koleşniko>, böl- gedeki gerginliğin yeniden tırma- nacağını sandıklannı söyledi. Koleşnikov, Sovyel yönetimi- nin resmi yayın organlanndan Iz- veslia gazetesine yaptığı açıkla- mada, son gunlerde, Azerbay- can'ın Helb'ecer ve Kazak bölge- leriyle Nabcivan'ın Ilykev bölge- sinin Ermenilerin aralıksız silahlı saldınlanna hedef olduğunu kay- detti. Sovyet askeri sözcüsü, Azer- baycan sınınna yakın bolgelerde- ki Ermeni köylerinde yaşayan halkın da hızla evlerini terk ede- rek iç bölgelere kaçmakta olduk- larını belirterek bunun, halkın çatışmalardan uzak olma eğılimi- ni yansıttığı gibi bölgede sıcak ça- tışmalann anacağına ışaret eden bir gösterge olarak değerlendiril- mesi gerektiğini belirtti. Koleşnikov, geçen pazar gunu Ermeni militanlann, ordu birlik- lerine de saldırarak bazı askerle- ri rehin aldıklannı ve rehin alınan askerlerin, ancak 2,5 saat süren bir çatışma sonunda kurtanlabil- diklerini söyledi. Azerbaycan'ın başkenti Baku- deki kaynaklar, Ermeni terör çe- telerinin şimdi başlıca hedef ola- rak Lacin bölgesini belirledikle- rini söylüyorlar. Bu kaynakların verdiği bilgiye göre Dağlık Karabağ bölgesiyle Ermenistan topraklan arasında yer alan bu Azeri bölgesini işgal etmeyi tasarlayan Ermeni mili- tanlar, bunun ardından Karabağ bölgesini Ermenistan topraklan- na katmak istiyorlar. Azerbaycan yönetiminin, bu bölgedeki olası saldırıiara karşı önlemleri arttırdığı haber verili- yor. Baku'deki kaynaklar Lacin'e takviye ordu birlikleri gönderil- diğini bildirdiler. Azerbaycan hükiımeti, ayrıea Ermeni militanlann Dağlık Ka- rabağ'a kaçak malzeme ve terö- rist sokmak için kullanmaya ça- hştıklan Erivan-Stepanakert ara- sındaki günlük uçak seferlerinin sayısını 20'den 4'e indirdi. Azerbaycan Içişleri Bakanı Merned Esadov, pazartesi gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, Ermenilerin, Azerileri, kendileri- ne silahla karşı koymaya mecbur bırakarak Moskova'nın Azerbay- can'a yeniden müdahale etmesi- ni sağlamaya calıştıklannı bildir- di. Esadov, bu durumda, Azer- baycan'ın Ermerü saldırılan kar- şısında guvenliğini sağlamanın Moskova'nın görevi olduğunu be- lirtti. Azerbaycan Başbakanı Hasan Hasanov, geçen hafta yaptığı açıklamada, Moskova, Azerbay- can'ın güvenlik kaygılanna yanıt veren düzenlemeleri gerçekleştir- mediğı sürece, Azo-baycan'ın yeni birlik sözleşmesini ırazalamaya- cağını ilan etmişti. LüBNAN Anglikan Kîlisesrnden bir rehine bırakıhyor Lübnan'da 6 ABD'li rehinenin yani sıra 4 îngiliz ve 2 Federal Alman rehine bulunuyor. BEYRUT (AA) — Beyrut'tan yayın yapan Komünist 'Halkın Sesi' radyosu, Lübnan'daki İran yanlısı gruplann serbest bırakıla- cakları yenirehinelerin,Anglikan (tngiliz) kilisesi temsilcisi Terry Waite olacağıru duyurdu. Radyo, geriye kalan altı Ame- rikalı rehineyi de ABD tarafından dondurulan İran mal varlıklan serbest bırakılır bırakılmaz salı- verileceğini kaydetti. Ancak bu iddia, Lübnan'daki İran Büyükel- çiliğı tarafından yalanlandı. Lübnan'da söz konusu altı ABD'li rehine dışında, dört Ingi- liz ve iki Federal Almanyalı da Lübnan'daki çeşitli gruplann elinde rehin tutuluyor. "Halkın Sesi" radyosu, tutar- lı haberleri ve gu\enilir istihba- rat çalışmalan ile tanınıyor. Öte yandan Şamir Caca komu- tasındaki Lubnan Güçleri (LP) ile General Michel Aoun'a bağlı birlikler arasında önceki gün Beyrut'un Hıristiyan doğu kesi- minde meydana gelen yeni çatış- malarda iki asker öldü. Aoun'a bağlı birliklerin, Caca güçlerine karşı aniden tank des- tekli silahlı saldın başlatttklan bildiriliyor. Başkent Beyrut'un Hıristiyan kesimindeki denetimi ele geçir- mek isteyen Hıristiyan birlikler arasında 31 ocakta patlak veren çatışmalarda bugune kadar 1.100 kişi öldü, 3.000"* aşkın kişi de ya- ralandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle