09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE DE BUGUN Meteorolotı Genel Mudurtuğü n - den alınan bılgıye gore yurdun ku zey kesımlen parçalı bulutlu Or ta ve Doğu Karadenız kıy lan sa ğanak yağışlı otekı yerler az bu lutlu ve açık gececek HAVA Sl CAKLIĞI Degtşmeyecek RUZ GAR Kuzey ve doğu yonlerder hafif ara sıra orta kuvvette ese cek Denelerde ruzgar Batı Kara nız T hızla esecek Van Goiu nde Hava Parçai az 3u denız ve Marmarada yıldız ve poy- lutlu geçecek Ruzgar kuzey ve doğu yonlerden hafif ara raz Akdenız'de gunbatısı ve lodos- sıra orta kuvvette esecek Gol kuçuk dalgalı olacak Go tan dığer denızlenmızde yıldız ve ruş uzaklığı 10 km dolayında olacak karayelden 2 4 yer yer 5 ku.we tınde saatte 416 yer yer 21 de rfc açık ^ buuıtu •T'KIO'IMI" ö * a a /gtan Mapaz* *C Ankara Antaaya s talya Artvın fyln Baikesr Bılecık Bngo BDıs Bolu Busa Çaraknte Çorum Denızlı A 33°23c DvartH«r A 31° 20° Edırne A 36°21°Erancan A 30° 14° E-zunım A 30° 16° Eskş<fw A 30° 16= Gaaarrttp A 32°24°&resun A 32° 21° Sftmuşhane Y Y 26° 18° HanttJi A 35° 20° Isparta A 32° 20° Istanbul A 28°16°lznw A 30" 14» Kare A 30°2T> Kasîamonu B 25° 14° Kaysen A 31° 18° KırMarelı A 30° 21° Konya A 30° 14° KııOhya A 32° 21° Malatya :F°i8°Marcsa 30" "7° K Maraş 32°16°Mersn 30° 12° Mufla 28°16°Muş 35°2O°N0de 29°20°0rdu 28° 15° RB8 30°J7°Samsun 30°16°Sın 27°21<1 Snop 2 ° S 29° 11° Mxiai 27° 13° Trabzon 29° 13" Tuncelı 31° 17° Uşai 30° 18" Van 30° 15" Yagat 3° 7° Z H A 33° 22° A 35° 21° A 30° 23° A 33° 21° A 28° 15° A 33° 14° Y 29°21° Y 29° 20° Y r"20° A 36° 21° B 28° 21° A 30° 12° A 30° 18° Y 28° 21° A 32" 14° A 31° 16° A 28° 14° A 29° 14° A 26° 20° A-açık B-txjtutlu G-guneşiı K-tartı S sısk Y-yaOmunu BUIMACA SOLDAN SAGA: 1/ Halk dılınde do matese verüen ad 2/ Yatak doldurmaya ya rayan yun, pamuk, kıtık gıbı şeyler Bır gösterme sıfau 3/Bır nota Dıvan şunmn ölçüsü 4/Bırturçu- ha. Mersınbalığı aı- lesının en ın turü olup değerlı havyarı ıçın Volga ırmağında ya- kalanan bır balık 5/ Tek bır sanatçınm tek bır çalgı ıle verdığı konser 6/ Güneydo- ğu Anadolu'da yetıştınlen yerlı koyun ırkı Hayat arkadaşı 7/ Köpek ve ıneklere yedınlmek ıçm un ve kepekle hazırlanan yıyecek Asya'da bır ulke. 8/ Bır yanşmacıyı yarışma dışı bırak roak Tantalın sımgesı 9/ Kutahya' nın bır ılçesı Taşkömuru YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Akdenız çevresınde çok yetışen, yap- raklan guzel kokulu bır bıtkı 2/ Gözu doymaz, harıs Yıyecek, azık 3/ Af- nka'da bır ırmak Peşın para ıle veresıye maJ alma usulu 4/ Tulu- at tıyatrolarında Doğu gıysılenyle yapılan dans Kuzu sesı 5/ Ya pısına gırdıgı sözcuğe "ıki, çıft" anlamı katan yabancı önek Top- lum ıçındekı davranışlarda ızlenecek yol 6/ Bılgıçbk taslayan kım- se. Bır renk 7/ Bır tur kumar aracı 8/ Errneru saz şaırlerıne verı- len ad. Dıiz dam 9/ Butun gökcısımlerının ıçınde bulunduğu sı- nırsız boşluk Demıryolu 60 YIL ÖNCE Cumhuriyei Matbuat heyetimiz 14 AĞUSTOS 1930 ^ ffiVICHVETAT. VICNT ET»TTUZü -~J=%3C ¥ICHY-ETATP»STaiERI ~r-.SK; m vıcnr oiMOE-anuE VKNT-HOnTAL—- ~ Bulgar matbuatının davetı ûzenne BuJganstanı ayaret etrruş olan Türk matbuat hey'eü bu (dün) sabah şehnmıze avdet etmış ve ıstasyonda matbuat erkânı tarafından hararetle karşılanmıştır Hey'et erkânı komşu memlekette gördüklen büyûk ve samımı mısafırperverlığın kendılennde doğurduğu derın memnunıyetı beyandamüttefıkür Falıh Rıfkı Beyefendı Anadolu Ajansına vakı beyanatında bu hısse tercüman olarak bılhassa demışür kı "Hey'et, bır komşu evıne mısafir olmuş gıbı, o kadar samımı ve sıcak karşılandı Bulganstanda bızı en zıyade mütehassıs edcn ve nazan dıkkatımızı celp eden şey Tûrk-Bulgar dostluğu fıknnın sadece sıyası bır mahıyet göstermemış olması ve bu dostluğa muvafık, muhalıf butün fırkalann tam bır muzaheret göstermesıdır Zıyafetlerde, ıçtımalarda tertıp edılen müteaddıt tezüratta hcr nevı sıvası şahsıyetlerle temas ettık Hepsınde Tûrk-Bulgar dostluğu fiknnın esaslanmış olduğunu gördük ZıraatNazınM Bngor Vasılyef, bırnutkunda "Bızı bırbınmızden ayırmak ıçın her ıkı dev letı yenebılecek üçüncü bır kuvvet olmahdır" dedı Bulgarlar, Gazı Mustafa Kemal'ı bır Bulgar vatandaşı gıbı benımseyecek kadar sevmektcdırler Rcısm beyanaü bütûn Bulgar kalplennde yer etmıştır Burada Türk-Bulgar dostluğu cemıyeünın bır şubesını açmak ıçın hemen teşebbüste bulunmak fıknndeyım Tanıştığımız dostlan Türkıye'ye davet edeceğız Bulganstan'da bız gıttığımız zaman zahıre fiyatlannın düşüklüğünden sıkıntı vardı Fakat son bır kaç gûn ıçınde fıyatlar artmış ve köylûnün yûzû gülmüştür Fıyatlann artmasına sebep Amenka kuraklığı, Fransa ve Almanya'da hasadın fena gıtmesıdır Bulgarlar, bütûn ıztıraplanna rağmen büyük bır sabur ve sûkûnla vatanlanna bağlı olarak çalışmaktadırlar Bulganstan'da bın mütessır eden bır şev olmuşsa o da gençler müstesna olmak üzere buyuk Turk kıtlelennın cahıl mûftenlenn telkınatı altında medenı cereyanlardan uzak kalmış olmalandır Haysıyet hıssınden mahrum başmüftı ve onun avenesı Türk Evkafını yıyıp yedırmekte ve Turk kıtlesı- ru daıma cehalet karanlığı ıçınde bırakmaktan başka bır şey düşünmemektedırler Bütun Bulganstan da bızımle temas et- meğe, bızı gormeğe cesaret etmıyen yalnız Sofya'dakı Baş- müftı olmuştur Türk gazetecılen Bulganstan'ın her gezdıklen köşesınde gör- düklen hüsnü kabulü ve sarrumıyaetı asla unutmıyacaklar- dır' 30 YIL ONCE Cumhuriyet DUNYA'DA BUGUN De Gaulle ve Cezayir14 AĞUSTOS 1960 J Cezayır asken mahkemesırun karan ıle ıkı Fransızın Tunus'ta kurşuna dıalmesı Fransa'da genış yankılar yapmıştır Fransız gazetelen, Cumhurbaşkanı de Gaulle'ün Cezayır sulh planı ıle açılan ve Pans cıvannda Fransız-Cezayır görüşmelenne ımkân veren ümıdın tamamen sondüğunü yazmaktadırlar Cumhurbaşkanının, yakında Cezayır konusunda yenı bır açıklama yapmağa hazırlandığı bıldınlmektedır DeGaulle'e yakın çevrelere göre, Cumhurbaşkanı, Kongo olaylanmn Cezayır meselesıne muhtemel tesın ve Bırleşmış Mılletler kuvvetlennın Kongo'ya müdahalesı ıle fazla ılgılenmektedır De Gaulle, aynca, Bırleşmış Mılletler Genel Kurul toplantısının Fransız sıyasetıne yenı hücumlara sahne olacağını da hatınnda tutmaktadır Bu defa Bırleşmış Mılletlerde, yem bağımsızlığa kavuşmuş Afnka devletlennın sayısı artacaktır ve bunlardan çoğu Fransız Mılletler Topluluğuna dahıldır Fakat Cezayır konusunda bu devietlenn nasıl davranacaklan bılınmemektedır GEÇEN YIL BUGÜ1N Cumhurıyel TÜSİAD Özal'a sert 14 AĞUSTOS 1989 TÜSİAD Başkanı Cem Boyner gumrük ındınmlenyle ılgılı kararlan sert bır şekılde eleştırerek, hükümetı "kendı evladının celladı" olmakla suçladı Alınan kararlann zamanını ve bıçımını eleştıren Boyner, "Kendı harcamalannı kontrol altına alamamış bır hükumetın özel sektörü terbıye etmek ıstemesının değerlendırmesını sıze bırakıyorum" dıye konuştu "Türkıye'de keyfı yönetımın adının pıyasa ekonomısı konduğunu" ve alınan kararlann "gudümlü ckonomının en guzel orneğı' olduğunu belırten Boyner,' Iş âlemı ıle hukümet arasındakı dıyaloğun sonuç üretır şekılde ışlemesım beklemek belkı de onümûzdekı donemde çok ıyımser olacaktır' dıye konuştu TART1ŞMA Bîr Protestonun Düşimdürdükleri Son yıllarda kaç TV yapımı için, acaba kaç "şirket" kurulmuştur? Bugünku yonetim giderken, her yonden bu şirketler araştırılacak mıdır? Savın Kandemır Konduk'un 17 Temmuz 1990 tarıhlı "Tartışma" koşesındekı yazısını dıkkatle okudum Sayın Konduk, sahne ve sınema dışı dra- matık turlerde urun veren yazarlığın, ulkemız- de başvuracağı tek kurum olan TRT'ye "raubtaç" gorüntusunu, yaptığı çağrıyla en azından sarsmışur Bu çağn ılgınç bır zaman- lama>la, Magıc Bo\ adlı kuruluşun gundem de olduğu bır sureçte >apılmıştır Ben bu çağ- rının Magıc Box ıçın de bır uvarı olmasını dı lerım Dramatık vazarlığın tüm eylem alanı- nı kapsayacak bıçımde, konuyla ılgılı herkes bu çağrryı dıkkatle ırdelemelıdır Sayın Konduk un, TRT'ye karşı başlattığı kampanyayı değerlendırırken, şapkamızı önü- muze koyup, soz gelımı aşağıdakı sorulara >a* nıt aramamız gerekmektedır Tıtızlıkle belırt- me>elırn kı bu soruların onurlu, cıddı, nıte- lıklı TRT'cılerle, yazarlarla, ötekı ılgıhlerle bır ılgısı yoktur 1. Bugunku TRT yönetımının gıtmesı, Turk radyo ve televızyon oyun yazarlığının sorun- larını ne olçüde gıderecektır 1 ' Söz geümı bu >önetım, kuruluşu yasalarla belırlenmış TRT'nın bunaltıcı kımı "Mlkelennı" de be- raberınde göturecek nndır 9 2. Bugunku TRT yönetımının gıtmesı, sa- natsal değerlendırmeyle polısıye denetımı bır- bırıne karıştıran, fıncana katırlannı urkütme- me tedırgınlığındekı ışgıızar ahruyetlen de be- raberınde göturecek mıdır'' 3. Bugunku TRT vonetımının gıtmesı, TRT'yı bol, ucuz kolay bır gelır kaynağı gö- ren zıhnıyetı ve sözum ona urunlerıru de be- raberınde göturecek mıdır'' 4 Bugunku TRT yonetımı giderken, sanat- sal yetersızlıklerı, duşunce ve yoksulluğunu, "abıcıra-abUcım'lı arabesk üışkılerı, kotu önerı ve vapımlarla TRT'nın bunaltılmasını da berabennde göturecek raıdır9 5. Bugunku TRT >onetımı giderken, dra- ma yapıralarda gorevlı çahsanlara, sanatsal uretımde yer almanın onurunu ve coşkusunu verebılecek mıdır9 6. Bugunku TRT vonetımı giderken, bıl- mem kaç dızılık saçmalıkları, bu dızılerı hıç- bır şey sorgulamadan seslendırenlen, dunya nın ötekı ucundan, bu dızılerde o>nayan (') seks yıldızlanyla röportaj yapanları, saçma lıkların yayın saatı on dakıka kaydı dıye TRT'veyuklenen "TV eteşürmenlennı", "Bız kapamadık bo)le bır ış" dıyenlen, bu duzey- sızlıklere oykunenlen de beraberınde göture- cek mıdır9 7. Son yıllarda kaç TV yapımı ıçın, acaba "şirket" kurulmuştur7 Bugunku yonetım gı- derken, her yönden bu şirketler araştırılacak mıdır 9 Sanırım yanıtlar, yenı sorular doğuracak- tır Soru sormak guzeldır, arastırmak, >anıt- lamak, doğruya ulaşmak ıçın çabalamak da guzeldır Hemen belırteyım kı bu satırlann ya- zarı, "tozu karu" bır yazar olmayıp, sokak takı ınsan denlı maddı manevı sorunlar ıçın- de, yaratma savaşı vermektedır Onurlu, so rumlu, ulkesını seven hıç kımse bu sorular dan urkmemelıdır Önce kendımızden yola çı- Alternatif Olabilir ıııi? Bugunun teknık olanakları ile alternatıf enerjı kaynaklarınm sadece basit tasarruf araçlan olabıleceklerını duşunuyorum. 31 Temmuz 1990 tarıhlı Cumhunyet'te, Sa- yın Noyan Ozkan'ın "Alternatıf Enerji Ka>naklan" başlıklı yazısını özel bır zevkle okudum Köşe başlığı "TARTIŞMA" olma- sına rağmen sorunlar kışısel olmadıkça ya da daraltılıp kışıselleştırılmedıkçe, tartışma bo- yutunda ele alınamamakta Zaman zaman rastlanan, toplumsal konulardakı yazıların tartışılamaması üzucu olmakla bırlıkte, ne- denlerı uzerıne bır "tartışma" açmayı şımdı- lık ıstemıyorum Enerjı sorununun bırçok yonunde Sayın özkan'la utopık duzeyde çakışsak bıle nesnel olarak aynı çözumlerde buluşamayacağımızı göruyorum Çevrenın bılmçsızce >a da tam aksıne, zalımce kırletılmesıne aklı başında hıç kımsenın hoşgöru) le yaklaşamayacağına emı- nım Boylevken her kazanımın bır bedelı ola- cağı ılkesınden hareketle, hem daha ıyı, ra- hat \ e modern hem de doğaya zarar verme- den vaşa>abılmenın ımkânsız olduğu göru şundevım Uvgarlaşma sürecınde katlamalı olarak ar- tan enerjı gereksınımının "yeniden nretılebılır" kaynakların kullanımı ıle sağla nabıleceğıne mantığım şımdılık ızın vermıyor Orneklersek, dunyanın en buyuk rüzgâr guçlu enerjı santralı Jade Planı olarak adlandırı- lan Batı Almanja'da kurulu 650 KVV'hk "dev" santraldır Aynca ruzgâr enerjısının venmlılığının guçlu duzenlı ve süreklı hava akımlanna bağlı olduğu unutulmamalıdır Bısıklet tekerleğı gıbı tekerleklerı olan mın yatur otomobıllere enerjı sağlamak ıçın TIR buvukluğunde solar panellere gerek duyuldu ğu goz önune alınırsa, çaresızlığımız daha da ortava çıkar Bugunun teknık olanakları ıle alternatıf enerjı kavnaklannın sadece basıt tasarruf araçlan olabıleceklerını duşunuyorum Asıl yapılması gerekenler bır kenara bırakılıp, bı reysel tasarruflarla ınsanlan yararlı şeyler yap- tıklarına ınandırmak acaba kımlenn ışıne ya rar 9 Istanbul'a pompalanan suyun ^>50'den fazlası eskı, patlak su borulan yuzünden abo- nelere ulaşamazken damlavan muslukları ka- pamak palvatıf bıle olamavan çozümlerdır kalım TRT'yı boykota gelınte, bunun pratıkte gerçekleşmeyeceğıne ıçtenlıkle manıyorum Üstelık TRT ne öncekı, ne şımdıkı, ne de son rakı yönetımındır TRT, ona yaşamsallık ka zandıran herkesındır, oyun yazannın, yonet menın, yapımcminın, oyuncunun, ızleyıcının Bu nedenle TRT'den uzaklaşmak değıl, ak- sıne sahıp çıkmak gerekır, zorlamak, bıhmsel- çağdaş-uygar tartışma ortamına çekmek ge- rekır Bunun ıçın somut önerıler, uygulama lar uretmek gerekır "Aman, yıne Turk dızı- si!" mantığınj haklı çıkaran çalışmalar yap- mamak gerekır Hepımız halkımızın yergıle- rıyle ayakta duran TRT'den, özu-sözu olan yapımlar uretıp, maddı manevı hakkımızı so nuna dek aiıp, yıne halkımıza umutlu, çağ- daş, sorgulayan, ınsan olmanın onurunu du yuracak uninler sunmalıyız Bunun ıçın yapılacak ılk ış, TRT'yı yöne tenlerı genış tabanlı meslekı bır tartışma or- tamına çekmek, TRT'nın yeniden yapdanma sını sağlavacak adımlar atmaktır Bu ılensı ıçın de anlamlı bır yatırım olacaktır Bu du- şunceden hareketle, en yakın zamanda bılım'- sel nıtelıklı, özgur bır "TRT drama yapım- lar kongresı" duzenlenmesını önenyorum Sa- nırım bu kongre duzenlenenedek, gereklı ko- şulların hazırlanmasına yönelık tartışmamız, soru sormamız gerekecek Yoksa küsmek, çekılmek, gemısını yuruten- lere yol vermek, TRT'yı çekıştınp durmak hıç kımseve yarar getırmeyecek, aksıne duzeysız- lığın uçurumunda yuvarlanıp gıdeceğız Sorunun parçası olmaktansa, çözümun par- çası olmak ıçın tum ılgılılen göreve çağınyor, Sayın Konduk'a ve var oluşunun sorumlulu- ğunu duyan herkese savgılanmı »unuyorum HALIK IŞIK Ojun >azan ' Elektnk enerjısının %15-20'sı aydınlatma amaa ıle kullanılırken eskı, gen teknolojı uru nu verımsız hantal makınelen unutup bır " ampulu söndürmek de aynı kefededır Evet, Sayın özkan tasarruf mantığım sa vunmuyor, fakat termık santrallere karşı al- ternatıf enerjı modellerı savunusu sonuçta oraya doğru gıdıyor Tasarruf şüphesu önem- lıdır ancak anlamı, sadece urünu daha venmlı kullanmayı sağlamaktır Sorunumuz ıse kay- nak yaratmak ve kaynaklan guçlendırmektır Yanı tasarruf oncesı, uretım dönemı sorunu- dur Boye bakılınca, sorunun bıreysel tasarruf larla, kışısel katkılarla çozulemeyeceğını, sıs tem sorunu olduğunu görmemız gerekır Dev let kendı sonımluluğundakı tesıslerde çevre- haJk sağlığının gereklerıne asgan duzeyde bıle uymazken "dcnetleyıcı, yapöncı" roluyle sa dece kâr amaçb, özel sektör tesıslennın temız, zararsız çalışmalarıru sağlaması duşunulemez, hayal edılemez Sorunumuz termık santraJlerın çevreyı teh- dıt edıp etmedığı değıl herhangı bır şeyın bı- zım açımızdan zararlı olup olmadığına bızım adımıza karar verenlenn ınsafsızlığıdır Gen- cellı'de termık santral yapılmasmı Gencellı halkı ıstemıyor Fakat "iküdar" vapmakta kararh Orhanelı Santralı da Orhaneli halkı ıstedığı ıçın yapılmamıştı İşte sorun burada Eğer bırçok şey halkın sağlığı pahasına ve ıra desıne rağmen yapılabılıvorsa çevre sorunla rından çok daha onemlı, geleceğı tehdıt eden ıktıdar "sorunumuz" var demektrr OSMAN GOSTERİŞLİOĞLU E Tıpı Cezaevı NAZİLLİ Istiklal Marşuıııza Yeni Bir Beste Ataturkumuzun çağdaş Turkiye ımajına lâyık bir marş için kolları snamanın vaktı çoktan geldı de geçiyor! "Korkma sonmez bu şafak, Larda yuzen al sancak, Sönmeden yurdumun ustünde tuten en son ocak o be, Nım mılletımın Yıldızıdır parlayacak o benım, Dır o benım mılletımındır ancak'" Mehmel Akıf'ın çok değerlı şıınnın besteyle soylendığınde anlamını ne derece yıtırdjğı yu- kanda açıkça gorulmekte Prof Dr. Ayhan Llubeien'ın "Istiklal Marşımız Degiştınle- mez!" başlıklı yazısında, soylerken zaman za man heyecanlanıp ağladığımızı ıddıa ettığı marş ıçın benım de yazmam gerekenler var Istiklal Marşımızı soylerken anlayabılenlerı- mız oluyor mu 9 Belkı Mehmet Akıfın şun ya da Zekı L'ngor'un bestesı bazı ınsanlan ağ- latacak derecede duvgulandırabılır, ama bu ıkısının bırleşımınden ortava çıkan yapıtın, ne kadar ulusçu, mıllıvetçı va da Turkçu olunur sa olunsun kımseyı gururdan ağlatabıleceğı nı sanmıyorum Sayın profesorün böylesıne öfkelı yaklaşımına bu- anlam veremedım Bız her zaman tutuculuğa karşı, yemhklere açık değıl mıyız' 1 Hele daha mukemmelı ıstıyorsak Aynca bunun "laık, ozgur, demokratik TurkiyeMe" ne ılgısı olduğunu da kavraya bılmış değılım Eğer marşın, kuçucuk çocuk- lardan başlavarak hepımızı daha çok etkıle mesını, duygulandırmasını ıstıyorsak, sözle- re uygun bır bestelemeye hıç vakıt kaybetme- den gıdılmelı Saygun, Kodallı. Baran, Erde- ner, Sav... Sızlere çok ış duşuvor Ataturku- muzun çağdaş Turkıve ımajına lâyık bır marş ıçın kolları sıvamanın vaktı çoktan geldı de geçıyor 1 Sayın Saim Akçıl'ın aynı köşede yayımla- nan endışe dolu yazısını da buyuk bır dıkkatle okudum Bılınçlı ınsanlar olarak adım atma dan önce her şeyı ıyıce ölçup tartmanın ge- reklılığı tartışılamaz Yıne de Sayın Akçıl'ın bıraz daha ıyımser gözlukler takınıp muste rıh olmasını dılıvorum Zıra Iskılal Marşımı- zın bestesının değıştırılmesının Ataturk dev- rımlerıne ters duşebıleceğı ya da bağımsızlık sımgemıze bır darbe olabıleceğı oldukça ko tumser bır yaklaşım Ben tam tersını duşun- mekteyım Bızler ıçm böylesıne onemlı olan bağımsızlık sımgemız, nıye prozodı hatalann- dan tamamen arınıp daha mukemmcle ulaş- masın9 Bunun ulke çapında benımsenıp yay- gınlaşması elbette kı zor, ama ımkânsız de ğıl Olası bır yenı bestemn başansı ve ıleşıtım araçlannın yaygınlığı bunu kolaylaştıracak- tır Lutfen bu olumlu değışıklık onensım, ger- çek bır kultur mırasımız olan çok değerlı yalı ve konaklarımızın korunması ışlevıyle karşı laştırmavalım, ıkısı apayrı konular Her za- man daha mukemmele ulaşabılme dıleğıyle DİCLE EKİNCI Mımar Istanbul Karadeniz ve Yayla Tıırizıııi Samsun'dan başlayıp Hopa'ya dek suren yeşille mavinın karışımı Karadeniz, bu yıl kıyı turizminden çok, yayla turizmi ıle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağını oluşturuyor. Bacasız sanavı olarak tanımlanan tunzm ol- gusu şu gunlerde voğun olarak yaşanırken Ka- radeniz özellıkle yavla turızmı ıle bu olguda payını haklı olarak gunden gune arttır maktadır Samsun'dan başlayıp Hopa'ya dek süren yeşille mavinın karışımı Karadeniz, bu yıl kı- yı turizminden çok, yavla turızmı ıle yerlı ve yabancı turistlerin ılgı odağını oluşturuyor Yıllardır dınlence gereksınımlerını Ege ve Ak- denız Bolgesı nde karşılayan ıç ve dış tunst ler bellı bır doyumun getırdğı yenı arayış ve gereksınımler sonucu Karadeniz ve yayla tu rızmı doğdu Geç keşfedılmenın burukluğu nu bu yıl yaşadığı yayla tunzmı coşkusu ıle uzennden atmağa çalışan Karadeniz ınsanı da bu coşkudan kendıne duşen görevı yerıne ge- tırmeve çalışıyor Denız ve doğanın ıç ıçe olduğu Karadenız'- de her yıl adına çeşıtlı etkınlıkler duzenlenen Fatsa ılçesımn Perşembe yaylası, Dereli ılçe- sının Kumbet yavlası ıç ve dış turıstlerın en çok ılgı gosterdığı yaylalann başında gelıyor Bunun yanı sıra Çaykara'dakı Uzungol, Rı- ze'nın Kaçkar ve Avder yaylalan da Karade nız turızmınm dığer halkalarım oluşturuyor Doğa ve yeşılın her tonunu bunyesınde ta şıyan Karadeniz geç keşfedılmenın buruklu- ğunu coşkulu festıvallerle uzennden atmaya çalışırken devletın artık bu yöreye de elını at masını beklemektedır Yıllardır Ege ve Ak- denız ıçın yapılan vatırımlar bundan sonrası ıçın ınsanı ve doğası ıle coşkulu olan Kara- denız'e yapılmalıdır Zaten bır doğa harıkası olan Karadeniz bunu yıllardır hak etmış, an- cak bu hak kendmden esırgenmıştır Tunzm ınsanlık ılışkılerının ust duzevde bulunduğu sosyal bır olgu olarak duşunulur se, ınsanı ve yaşavam ıle bu olgu bol olarak Karadenız'de vardır Karadenız ve yayla tu- rızmıne katkılanndan dolayı Turk tunzmıne "Hoşgeldın" derken görev bundan sonra bu yoreye yatırımlar yapacak yetkılılere duşmek tedır Iç ve dış turıstlere "Haydı Karade- nız'e!" dıyoruz ŞL'KRU KARAMAN Samsun A1NKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Necdet'lerle, Niyazi'ler.. "Cumartesı arkadaşlarr'ndan Prof Necdet Ozdemır hemen heryemekteanılır "Halaoğlu" Erdoğan Erman "Beybaba' Cey- hun Atuf Kansu Tahsın Saraç da oyle Bır Necdet daha vardı, Necdet Şalvuz kendı deyımıyle' Mımar Necdet' o benım arka- daşımdı Cumartesı gunlerı Korfez 'de, bızım masaya karışmaz, bıraz uzaktakı bır masaya oturur, sonra bana 'Görüselım" dıye haber yollardı Körfez'ın Karadenızlı garsonlan gelır — Necdet Abı geldı' dıye haber venrlerdı Arkadaşlarımdan ızın ıster, masanın deyımıyle 'konsomasyona' gıderdım Nec- det'ın yanında çokiuk eskı arkadaşımız Ismet Öztunalı olurdu Onlar, sanıyorum, 1960 öncesı Mımar-Mühendıs Odaları Bırlığı arkadaşıydılar Ismet Öztunalı ormancı, Necdet Şalvuz da mı- mar, Aydın Boysan ı da o yıllar tanıdım Uzatmayalım, Necdet Şalvuz öldu' Temmuz ayındaydık Bır cuma gunu toprağa verdık Necdet'ı Ağabeyı emeklı albay Ne- catı Şalvuz, küçuk kardeşı bankacı Muammer, yakınları, arka- daşiarı oradaydılar, Hacıbayramda Guney Özcebe nın arabasıyla, Dursun Kut üçumüz Cebecı Gömutluğü'ne gıttık Necdet Şalvuz ıçın bırkaç satır yazacağım günlerdır bır türlü yazamıyorum Haftalar geçtı yenı yazıyorum Rüştü Özal tanış- tırmıştı bızı 1960'ın başları mı ne Mühendıs Mımar Odaları ku- lıslerı ıle ılgılı bır yazı hazırlayacağım hemşerım olan Ruştü Özal'a başvurdum 'Şımdı benım ışım çok ' dedı Ruştü özal, 'Ama çok sevdığım bır arkadaşım var, her şeyın ıçyüzünu o sa- na anlatacaktır" deyıp Necdet Şalvuz'u salık verdı Gerçekten anlattı Ogünden bu yana, bır dostluk aramızdasürdu, gıttı II- hamı Soysal'ları çok severdı Necdet'ın basınla bağını ben mı kurmuştum ne1 Abdı Ipekçı'yı llhan Selçuk'u tanıdı Bır gün, Nec- det Şalvuz bır haber verdı — Cemal Madanoğlu, Ankara Sıkıyönetım Komutanhğı'ndan ıstıfa ettı1 dıye Hıç araştırmadan haben yazıp verdım, Mıllıyet teyım o zaman Abdı Ipekçı, kuşkulanmıstı, kuşkulandığında sorardı — Haber sağlam mı? Nereden? — Sağlam1 Necdet'ten — Sağlamdır öyleyse1 Bunu Necdet Şalvuz a anlattım, sevındı sağlam kaynak ol- duğuna Bır Necdet'ten oburune geçeceğım Necdet Özdemır'e, onunla ılgılı öykuyü de Prof Kaya Turker anlatmıştı Şöyle Necdet Özdemır, Akademı'de dekan, Kaya da yardımcısı, ar- kadaşı Necdet, sınav yapmış, Kaya ıle bırlıkte kâğıtları okuyor- lar Bır ara Kaya, arkadaşına dönüp boş bır kâğıdı gösterır — Bu öğrencı boş kâğıt vermış' — Ver bır "5" gıtsın 1 — Ama der Kaya, beş verırsen, yarın dört alan bır öğrencı, "Benım kâğıdım beşhktı" dıye Danıştay'a basvurur, Danıştay da, "Beş alan kâğıtları getırın 1 " derse bu boş kâğıt da beş alanla- rın arasında Danıştay'a gıderse, senın başın ağrır güç durum- da kalırsın 1 — O zaman, "10" ver' der, Necdet ıstıfını bozmadan Nasıl olsa, 9 ' alan bır öğrencı de 'Benım kâğıdım onluktu" dıye başvuracak değıl ya Danıştay'a 1 Oğrencıye, boş kâğıt ve- ren oğrencıye 10" venrler' Boş kâğıt verdığı halde 10 alan oğrencının ne olduğunu me- rak ederım Neden boş kâğıt vermıştı acaba 9 Bır sorunu mu var- dı? Belkı, yaşamdan, belkı okumaktan bezmıştı Belkı, canına kıyacaktı da, Prof Necdet Özdemır'ın bır davranışı onu yaşama bağladı Bılemem* Necdet özdemır'ın bır öğrencısını sınıfta bıraktığını sanmı- yorum Böyle öğretmenler vardır yıllardır tanıdığım, değerlı öğ- retmen Şukru Kapucu bunlardandır Bınalı Seferoğlu, yırmı beş yılı bulan oğretmenlıgınde, sınıfta tek bır öğrencıyı bırakmadığı- nısoyledı Böyle öğretmenler çoktur, azdeğıldır Eğrtımden öğ- retımden amaç, oğrencılerının yetışmelerıdır, yıllannı yıtırmelen dftğıl — Çaktırırım ha, döndürürüm ha gözdağları eğıtımcıye ya- kışmaz Eğrtım-lş Sendıkası Genel Başkanı Nıyazı Altunya, "Asıl suç- lu sıstemdır" deyıp, oğrencılerı butunlemede geçırmelerı ıçın, öğretmenlere önerıde bulununca Ankara Valılığı'nce görevın- den uzaklaştırıldı açığa alındı 1 mılyon 200 bın lıra olan ayjığı 800 bın lıraya duştû Okulundan eğıtım topluluğundan da uzak- laştırılmış oldu Bu, buyuk bır haksızlıktı Ankara Valıhğı'nın öf- kesı gerçekte Nıyazı Altunya nın bu sözlerıre değıl 'öğretmenler Sendıkası' nı kurma gırışımınde ınat etmesıydı Yoksa aynı so- zu değışık bıçımde de olsa Mıllı Eğıtım Bakanı Avnı Akyol da scyluyordu Bakan özetle şoyle dıyordu "Her yıl bır mılyondan fazla çocuğumuz sınıfta kalıyor Yazık değıl mı? Bız öğrencılenn başarılarını değıl, başarısızlıklarını öl- çuyoruz Bu amaçla uzun zamandan ben sınıfta kalmayı kaldır- mak ıçın çalışmalar yapıyoruz Bu açıdan bakıldığında, oğretmenlenmızın de bu olaya sıcak bakması bızı memnun et- tı" (Mılıyet, 12 Temmuz 1990) Haydı bakalım bakanı da alın açığa da görelım' Hasan Pulur, Nıyazı Altunya'nın tutumuna karşı çıktı Şaştım da kaldım' Al- macanın kafa ıskeletını çızemedığı ıçın bıyolojıden kırık not aldı- ğını yana yakıla anlatıp güzel bır Olaylar Vte Insanlar" yazan o değıl mıydı 9 Aman Hasancığım dıkkat 1 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL "İsteğimle Işyerinden Aynldum" SORU: 1977 yılı mayıs ayında bır kamu kunımunda işbaşı yaptım. Halen bu ışletmede çalışıyorum. 1963 yılında sıgortalı olmam nedeniyle, emeUibği hak etmış durumdavım. Sorunum şu: 1974 yılının şubat ayında bir cezaevı matbaasında hn- kumlu olarak değıl, ucretlı sıvıl usta olarak çalışmaya başladım. Bır yıl sonra venlen ucretın yeterlı olmayışı nedenıyle, dılekçe vererek Mart 1975'te taznıınat alma- dan, ıstegımle ışvennden aynldım. Şımdı ıse çalıştığım kurumdan emeklı olacağım. 1475 savılı tş Kanunu'nun 14. maddesıne gore cczaevınde ça- lıştığım gunienme aıt tazmınatımı, emeklı olacağım bn kamu kuruluşnndan alabılır mıvım0 Bu konuda çmlış- makta oldugum kuruma başvurduğumda bana, "Adı ge- çen ışvennden hıçbır haklı nedenın olmadan aynlmışsın, onun ıçın orada geçen gunlenn ıçın tazmınat odenraez" yanıtını aldım. Ben bu surenın tazmınaünı alabılır mı- yim? Aydınlaba bır yargı karan var mıdır? AX. YANIT: tş Yasası'nın kıdem tazmınatına ılışkın 14 maddesıne göre, çeşıtlı "Kamu kuruluşlannda ışçının hızmet akdının evvelce bu maddeye gore kıdem tazmınatı ödenmesını gerektırmeyecek şekıl- de sona ermesı suretıyle geçen hızmet surelen kıdem tazmınatımn hesabında dıkkate alınmaz" tşçının ıstıfası ıle sonuçlanan ış sözleşmesı, kıdem tazmınatı hak- kını ortadan kaldınr Bu konuya ıhşkın aydınlatıcı yargı karar özet- len 1 "ÖZET Istıfa halmde kıdem tazmınatı ödenmez Yaşlıük ay- lığına hak kazananlann değışık kamu kuruluşlannda geçen hız- met sürelerının bırleştırılebılmesı ıçm eskı hızmetlerden kıdem tazmınatını gerektırmeyecek şekılde ayrılmamış olmak gerek" (Yargıtay 9 Hukuk Daıresı, 5 5 1982 Tanh, 1982/3703 Esas ve 1982/4S49 Karar) 2- "OZET Istıfa halmde kıdem tazmınatı ödenemeyeceğı gıbı ayrılış uızmınatı (ışyen tazmınatı) da ödenmez." (Yargıtay 9 Hukuk Daıresı, 26 5 1982 Tanh, 1982/4189 Esas ve 1982 5218 Karar) 3 "ÖZET Işçının ıstıfa ederek aynldığı bır ışyenne daha sonra gınp çahşması hahnde kıdem tazmınatı hesabında ıstıfa ederek ay- rıldığı zamana kadar geçmış sure dıkkate alınmaz" (Yargıtay 9 Hukuk Daıresı, 8 5 1986 Tanh, 1986/3632 Esas ve 1986/4824 karar) A- "OZET Işyerını kendıhğınden terk ederek sözleşmeyı boz- ma (ıstıfa) halınde kıdem tazmınatı hakkı doğmaz" (Yargıtay 9 Hukuk Daıresı, 24 3 1986 Tanh, 1986/2012 Esas ve 1986/3213 Karar) <ı "OZET Istıfa ıle son bulan hızmet surelerı ıçın kıdem tazmı- natı ıstenemez" Oargıtay 9 Hukuk Daıresı, 4 3 1987 Tanh, 1987/2341 Esas ve 1987 2617 Karar)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle