28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 1990 • * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/17 KÖRFEZ KR İZİ... KORFEZ KRİZİ... KÖRFEZKRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI MlLLİ SAVUNMA BAKANIGİRAY încirlik, Türk tesisi' Evet, Macera Yok (Baştarafı 1. Sayfada) 4- "Uslerin kullanımı Tûfkiye'nin müdafa- asıyla yakından ilgilidir. Tûrktye'ye birhücum olursa kullanılır. încirlik bizim üssümüzdûr. NATO maksatian için kullanılır. Türkiye har- be girmişse müdafaa içm kullanılır. Şu anda kullandırılması söz konusu değil. Böyle bir ta- lepdeyok." 5- Türkiye'nin krizle ilgili politikasını daha çok Birleşmiş Milletler kararlarına oturtma eğiliminin belirginleşmesi. 6- Türkiye'nin Arap dünyasıyla ilişkilerin- de öteki Batı ülkelerinden farklı yanının be- lirtilmesi. Bir başka deyişle, Türkiye'nin mo- dern ve laik bir ülke olarak Batı dünyası için- de yer alrrtası, ama aynı z^manda, bir İslam ülkesi olarak bu şapkasıyfa tüm Arap ülke- leriyle ilişkiterini belli bir çizgide sürdürme gereği; iki şapkalı Türkiye'nin İslam dünya- sındaki anlaşmazlık ve çatışmalarda çok faz- la taraf olmaktan özenle kaçınması... Bunların tümü, 1960'lardan beri izlenen Türk dış politikasmın geleneksel çerçevesi içinde yer alır. Ortadoğu'da böylesine tehli- keli bir krizin yaşandığı bir dönemde, bu özelliklerin Cumhurbaşkanı özai tarafından da bir kez daha yurgulanması olumlu bir yak- laşımdır. Türkiye, kraldan çok kralcı bir davranıştan kesinlikle uzak durmalıdır; krizde, Sayın Özal'ın da belirttiği gibi, yatıştıncı bir rol oy- namaya yönelmelidir. "Petrol denizi"nde patlayan kriz, Türkiye'nin coğrafyasının öne- mini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Çok yönlü oynanabilirse, krizden yarar sağ- layarak da çıkabilir Türkiye. • Cumhurbaşkanı Özal'ın dünkü basın top- lantısının bir başka boyutu daha var ki, ke- sinlikle gözardı edilemez. Bu boyut, Türki- ye Cumhuriyeti Anayasası ile ilgilidir. Cumhurbaşkanı olarak anayasal konumu, Sayın Özal'a Türk dış politikasını yürütme yetkisi vermiş değildir. Ülkemizde başkan- lık sistemi yoktur. Dış politikayı yürütmek du- rumundaki kışi, siyasal sorumluluk taşıyan başbakandır, sorumsuz cumhurbaşkanı de- ğil- Bunun gibi, bir cumhurbaşkanının, dış po- litikayı iç politikaya malzeme yaparak, son derece de kişisel bir üslupla götürmesi bir başka sakıncayı oluşturmaktadır. Muhalefetin bu açılardan yapmış olduğu eleştirıler yerindedir. Turgut Özal'ın başkan baba hevesine karşı çıkmak, demokratik bir görevdir. 0 yüzden, muhalefet liderleri Sayın İnö- nü ile Sayın Demirel'in Çankaya Köşkü'ne çıkmayı reddetmeleri uygun bir davranış oU muştur. YORUM Bunalımda YeniBoyutlar ERGUN BAİCI Körfez'deki bunalım son iki gün içinde Arap zirvesi, NATO toplantısı ve Başkan Bush'un ge- rekirse Irak'a karşı abluka uygu- lanabileceği yolundaki açıklaması ile büsbütün karıştı. Bunalımın üç boyutlu gelişme- si incelenince şöyle bir tablo çıkı- yor ortaya: 1) Araplararası kutuplaşraa: Cuma günü Kahire'de toplanan Arap zirvesinde Suudi Arabis- tan'a Ortak Arap Gücü gönderil- mesi kararı, Araplararası bölün- meyi büsbütttn arttırmıştır. He- tnen beliıtelim ki kararın askeri açıdan bir ağırhğı yoktur. Birkaç bin Arap askerinin Irak'ın 1 mil- yonluk ordusunu caydıncı bir rol oynaması beklenemez. Ancak zir- veye katılan ülkelerin çoğunluğu ile alınan karar, Irak Devlet Baş- kanı Saddam Hüseyin ıçin ağır bir psikolojik darbe oluşturmuştur. Arap dünyasında uzun süre Sad- dam Hüseyin ile Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad arasmdaki düşmanlık gündemde idi. Bu dttş- manlığa son günlerde Saddam'la Suudi Arabistan Kralı Fahd ara- sındaki sürtüşme eklenmişti. Ka- hire'deki Arap zirvesinden sonra Saddam'ın en büyük düşrnanlan arasında Mısır Devlet Başkanı Hüsoü Mübarek de yer aldı. Arap dünyasının Irak'tan sonra en güç- lü ordularına sahip olan Mısır ve Suriye ile en zengin ülkesi Suudi Arabistan, Saddam Hüseyin'e karşı açık bir ittifak kurmuş du- rumdalar. Nitekim, Ortak Arap gücüne Mısır, Suriye ve Fas'ın ka- tılacağı bildirilmiştir. Irak ise Mı- sır ve Suudi Arabistan'ı sert bi- çimde kınamıştır. Ürdün Kralı Hüseyin, şimdilik bir ip cambazı gibi iki taraf arasında denge po- litikası izlemeye çalışıyor. Hüse- yin, Irak'ın Kuveyt'i işgalini kı- namayı reddetmiş, ama GUvenlik Konseyi'nin yaptınm karanna uy- mayı kabul etmiştir. Ürdün hal- kının çoğunluğunu oluşturan Fı- listinliler Saddam'ı destekliyor. Ürdün'ün ayrıca Irak'la yakın ekonomik ve askeri ilişkileri var. tki Ulke arasında ortak pilot eği- timi merkezi bile kurulmuştur. Hüseyin'in Batı ile de çok yakın ilişkileri bulunuyor. Ayrıca Kör- fez ülkelerinden önemli miktarda para alıyor.Urdün Kralı bu iki- lem içinde şimdilik durumu ida- re etmeye çalışıyor. Daha ne süre idare edebileceği ise rneTak ko- nusudur. Kesin olan bir nokta şudur: Ka- hire zirvesinden sonra Arap dün- yasında son yıllann en büyük bö- lünmesi ortaya çıkmıştır. 2) NATO ve Balı: Brüksel'de önceki gün yapılan NATO Dışiş- leri Bakanlan Toplanüsı'nda NA- TO'nun nitelik değiştirmesinin işaretleri açık seçik görülraüştür. Sovyetler Birli&'ne karşı bir or- tak sayunm&örgUtü olarak kuru- lan NATO, ilk kez "out of area" (alan dışı) olarak tanımlanan ve sorumluluk bölgesi dışında bulu- nan bir bunalımı enine boyjna tartışmıştır. Brüksel toplantısında NATO ülkeleri, gerçi sadece ABD'nin Suudi Arabistan'a asker BAŞKENTTEN AHMET TAN Fırsat Bu Fırsat ANKARA — özal dün her şe- yi bir cümlede özetledi: "Böyle bir fırsan balmuşum, dbettc knUamnııı." "Fırsat" hem dış politikada hem de iç politikada doğmuştu. Cumhurbaşkanı gerçekten de kriz patladığından beri tüm dün- ya TV'lerinde ve gazetelerinde Türkiye'nin ve kendisinin çok reklamını yapürdı. Bu çok zor olmadı. Çünkü Batı'nın gözü kulağı, Irak'a komşu NATO üyesi oldu- ğu için Türkiye'nin üzerindeydi. özal da uzatılan her yabancı kameraya, mikrofona konuştu- ğu için Baü basınında çok yer al- mayı başardı. Sonuç mu? "Milyariarca dolar" kâr. Bu, özal'ın hesabı. Çünkü bu kadar çok para ve- rilse bile Türkiye lehine bu kadar çok reklam yapüamazdı. Türki- ye'nin bu kadar çok reklama ge- rekstnimi olup olmadığı bir yana. Ama bir de Türkiye'nin, Re- korlar Kitabı'na girecek hızda uygulamaya koyduğu ambargo- nun faturası var. Acaba CNN'nin haber prog- ramlarını, özal'ın özel mülakat bantlanru vererek bu faturayı ödeyebilir miyiz? Sanmıyoruz. Çünkü ABD Dışişleri Bakanı Baker önceki gün ABD'li gaze- tecilere şunu söyledi: "Türidye'nin ambargo nedeni ile ugradığı zararı meşru Kuveyt hükümeti odeyecektir." Bu, şu demek: "Türkiye senet mafyası gibi davranmak zonında. Eğer zara- nnı çıkarmak istiyorsa, Sad- dam'ı tepeleyip Kaveyt Erairi'ni yeniden işbaşına getirmelidür." Dünkü basın toplantısının bir başka yararı daha oldu: özal'ın sözleri ile gunlerdir ka- ranlıkta kalan üsler sorunu önemli ölçüde aydınlandı: — Üsler Türkive'nin karan Ue knHanıhr, — NATO'ya aitür, — SEİA'da öngörüldügü gibi kullanılır, — Türkiye savaşa girerse el- bette kollamlır, — Türkiye kendisini savnnraa dnrnmunda üslerden yararlamr, — Üsler konusunda Ameri- ka'ya söz verflmedi. Cumhurbaşkanı 'nın sözlerini Amerikan kaynakları şöyle yo- rumluyor: — Bir Irak saMınsında, Özal'- ın dedigi gibi, müttefik olarak ABD üslerden yararianacakür. KnDanılır, kullanılmaz diye ön- ceden bir karara gerek yok. Bu karan iki ulke anında alır. Başkan Bush, telefonla Özal'dan üslerin knDanımını ta- lep eder. özal da Türkiye'nin or- tak savunması için bu izni eibette verir. "Ama özal'ın böyle bir yetkisi yok ki" diyecek oluyoruz. Amerikalılann yanıtı şöyle: "Bu da sizin sorununnz." özal söylemedi, ama bulduğu "fırsaü" iç politikada da hakkı ile kullanıyor. Ama muhalefetin dünkü boy- kotu biraz ağzının tadını kaçırdı. Soru soruluncaya dek, yaptı- gı açıklamalarda muhalefeti hiç ağana alraadı. Ama sözlerinin içine muhale- fetin, 'tek adamlık yapbğı' eleş- tirilerine yanıt verecek laflar sıkıştırdı durdu. Kriz çıkar çıkmaz tatili kesip Ankara'ya dönmesinden, hemen Milli Güvenlik Kurulu'nu topla- masından, Genelkurmay Başka- nı ile hükümet ile sürekli temaslar yapmasmdan, geceyan- lan üçe dörde kadar ilgililerle bir araya gelip görüşmelerde bulun- masından söz etmesi, krizi tek başına yönetmediğini belirtmek içindi. Aynı biçimde, komşu ülkele- rin devlet başkanlan ile ABD Başkanı Bush ile yaptığı telefon konuşmalannrn nedeni ise açıktı: "Kendilerini şahsen Unıdıgı için telefon etmek ona düşmüş- tii. Aynca bu telefonlardan sağ- ladığı bilgiler sayesinde Türkiye, olacakian önceden besaplıyordu. Nitekim BM ambargosunu çok önceden tahmin etmişti." Hatta biraz fazla tahmin etmişti. Dün aynı saatlerde Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan'nın basına yaptığı açık itirafa göre daha BM Güvenük Konseyi'nin karar met- ni Ankara'ya gelmeden yaptınm uygulanmaya basjanmıştı. Bu nedenle bazı haksızlıklar da doğmuştu. Iraklı özel kişilerin mal varhğma el koymak gibi. Dün bu yanlışlık duzeltildi. Umanz özal, dünya basın or- ganları üzerinden Türkiye'ye ka- zandırdığı milyarlarca dolarlık kâr ile yetinir. "Para kazandırma" yükünü bundan sonra TBMM'nin, hükü- metin, Dışişleri Bakanhğı ile Ge- nelkurmay Başkanlığı'nın üzerine bırakır. göndermesini desteklemekle ye- tinmişler, ortak bir askeTİ harekâ- ta yanaşmamışlardır. ABD'nin NATO tarafından Irak'a karşı or- tak bir askeri harekât gerçekleş- tirilmesi görüşü destek bulmamış- tır. Ama NATO, üye ülkelerin kişisel girişimleri ile bile olsa Kör- fez'deki bunalıma askeri açıdan bulaşmaya başlamıştır. ABD'nin önderliğindeki çokuluslu güce, tn- giltere, Fransa ve Kanada katıl- maktadır. Bu gibi konularda çok dikkatli olan Federal Almanya, Doğu Akdeniz*e iki mayın tarama gemisi göndermiştir. lspanya ço- kuluslu güce katüacağını acıkla- mıştır. Federal Almanya, lspan- ya, Portekiz ve Italya, toprakla- nndaki ABD üslerinin, birliklerin ve silahların nakli için Washing- ton tarafından kullanılmasına izin vermişlerdir. Ayrıca Brüksel top- lantısında ittifak, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın, Güven- lik Konseyi tarafından Irak'a kar- şı kararlaştırdığı yaptınmlann uy- gulanmasına NATO'nun yardım etmesi önerisini de kabul etmiştir. Yani NATO, bunalıma giderek bulaşmaktadır. Bu arada Türkiye'nin konumu da ilginçtir. Brüksel toplantısın- da Türkiye bir anda "NATO'non gözbebeği" olup çıkmıştır. Ba- ker'dan Genel Sekreter Manfred VVörner'e kadar herkesin ağzında "Aman Türkiye'yi koruyalım" sözü. Sanki Irak tehdidi altında olan ülke Suudi Arabistan değil de Türkiye; büyük bunalım Suu- di Arabistan sımnnda değil de Türkiye sımnnda patlak vermiş. Batıhlarda "Türkiye bizim canı- nuz, feda olsun kanımız" havası var. Kişinin aklına acayip düşünce- ler geliyor. Acaba ABD ve Batı, Irak'ın Türkiye'ye saldırmasını mı istiyorlar? öyle ya o zaman Türk ordusu karada Irak ordusu ile boğailaşırken Batılı müttefik- lerimiz de hava bombardımanla- n ile Irak'ın silah ve sanayi mer- kezlerini yerle bir ederler. Böyle- ce kimsenin fazla burnu kanama- dan (tabii sadık müttefik Türkler- den başka) bu iş halledilir. 3) Abluka: Cuma günü NATO ve Kahire toplantılarının heyeca- nı sırasında gözden kaçan çok önemli bir olay daha vardı: Baş- kan Bush, gazetecilere yaptığı açıklamada Güvenlik Konseyi'nin yaptırımlarımn uygulanmasını sağlamak için gerekirse Irak'ı de- nizden abluka altına alabilecekle- rini söyledi. Abluka, bir savaş ey- lemidir ve genellikle savaşlarda düşman ülkelerin dış dünya ile tüm ekonomik ilişkilerini kesmek amacı ile uygulanır. Uluslararası deniz hukukunda abluka şöyle ta- nımlanır: "Abluka, düşman ülke- nin tüm deniz ulasımını engelle- mek amacıyla, bu ülkenin liman ve sahillerinin denizden denetim altına alınmasıdır." Ablukanın hedefi, düşmamn tüm ithalat ve ihracatımn engellenmesidir. Ab- lukayı uygulayan ülke, ablukayı yarmak isteyen gemileri durdura- rak içindeki mallarla birlikte el koyabilir. 'Dnr' uyarısını dinle- meyen gemiyi batınr. Dikkat edi- lirse, uluslararası deniz hukukun- da ablukanın tanınunda 'düşman' sözcüğü kullanılmıştır. Oysa Gü- venlik Konseyi'nin Irak'a yaptı- nm öngören karannda Irak, 'düşman' olarak nitelenmemiştir. Bu bakımdan ABD Irak'a karşı abluka uyguladığı takdirde, 'sa- vaş hali' ortaya çıkacak, bir ABD- Irak savaşı patlayacaktır. ABD'- nin uluslararası hukuk açısından abluka uygulamaya hakkı yoktur. Bu karan ancak Güvenlik Konse- yi, BM Anayasası'nın 42. madde- si uyannca verebilir. Özetle Körfez bunalımı, boyut- ları büyüyerek tıımanıyor. Arap cephesinde kutuplaşma artarken NATO, krize, giderek daha fazla bulaşıyor. Başkan Bush ise derhal değilse bile yakın bir gelecekte ABD-Irak savaşı nın isaretini ve- riyor. Bu çıkmazda, herkes umudunu Saddam Hüseyin'in devrilmesine bağlamış durumda. Bu olmazsa, bir çatışma kaçımlmaz görünü- yor... Çünkü, gerek Saddam ge- rekse Başkan Bush, geri dönme- nin çok zor olduğu bir noktaya kadar ilerlemiş durumdalar. ANKARA (Cnmhuriyet Büro- sa) — ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın Încirlik Üssü'nün olası bir savaş anında ABD savaş uçaklanna açilıp acümayacağı yo- lundaki soruya, "Bunu Türk ma- kamlanna sorun" şeklindeki ya- nıtı, lncirlik Üssü'nün hukuki sta- tüsünü gündeme getirdi. Milli Sa- vunma Bakanı Safa Giray, Incir- lik Üssü'nün bir Türk tesisi oldu- ğunu ve NATO'ya tahsisli olduğu- nu söyledi. Bakan Giray, üssün herhangi bir müdahalede ABD- liler tarafından ancak NATO is- tekleri doğnıltusunda kullanılabi- leceğini de belirtti. Încirlik Üssü'nün hukuki statü- sü Türkiye Cumhuriyeti ile ABD hükümetleri arasında 29 Mart 1980 yılında tesisler konusunda imzalanan 3 numaralı tamamla- yıcı anlaşmada şöyle yer ahyor: "Madde 1: Türkiye Curahuriye- ti Ue Amerika Birleşik Devlederi hükümetleri arasında Savunma ve Ekonomik lşbiriigi Anlasması'nın 5. maddesine uygun olarak Türk- iye Cumhuriyeti hükümeti aşagı- da belirtilen Türk Silablı Kavvet- leri tesiskrinde müşterek savunma tedbirlerine kaülması için Birleşik Devleüer hukumetine izin verir. — Sinop (Elektromanyetik izleme) — Pirinçlik (Radar nvan, nzay izleme) — lncirlik (Hava harekat ve TBMM *Kriz' için olağanüstü toplantı -* ANKAJRA (Cnmbarryet Krora) — TBMM, Irak'm Kuveyt'i işgaiiyie ortaya çıkan durumu gönişmek üzere bu- gün olağanüstü toplaruyor. Hfiktimet ve siyası parti tem- sÜdleıinin konuşmalanndaa sonra görüşme açilıp açılma- ması oylamaya sunulacak. Tbplanü tclevizyonun birinci kanalından nakien yayımla- nacak. SHP ve pYP"den IM mü- letvekilinin imzaladığı dilek- çe geçen çarşamba günü TBMM Başkanı Kaya Er- dem'e iletilmişti. Enkm bu çağndan sonra yaptığı açıkla- mada pazar günü Meclis'i toplanhya çagıracağmı açıkla- ımşD. Televizyonun birinci kana- lından nakien yayımlanacak olan bugünkü olağanüstü toplanüda önce hükümet adı- na Dışişleri Bakanı Ali Bozer söz alacak, Daha sonra sıra- sıyla hükümet adına Basba- kan YJdınm Akbulut, SHP adına Genel Başkan Erdal IIJÖBÜ, DYP adına da Genel Başkan Saleyman Demiret konuşacak. 2O'şer dakikalık bu konusmalardan sonra ön- gftrüşme tamamlanacak. Ar- dından görüşme açüıp açıtma- ması oya sunulacak. Oylama- ya katılaniann yandan bir fazlasının kabul etmesi halin- de görüşme başlayacak. Muhalefet liderlerinin top- lantıda özellikle Cumhurbaş- kanı Turpıt Özal'ın Körfez'- deki gelişmelere ilişkin tutu- munu eleştirmeleri bekleni- yor. İnönü ve Demirtl'in ko- nuşmasında Türk dış politika- sının son dönemde içinde bu- lundugu durumu da değerlen- direceği ifade ediliyor. Baa ANAP mifletveküleri- nin TBMM'deki Öngörüşme- nin basına kapaJı olması, gö- rüşme açılmasmın kabulü ha- linde açık tutulması eğilimin- de olduğu, teievizyonuo da sadece olası genel görüşmeyi naklen vermesi yönünde tRTye basfa yaptığı öne sü- rüldü. Ancak TKT Haber Da- ircsî Başkanı lhsan Öztamer, "Biz giuıt 15.00'tea itibaren TBMM toplantısınj naklen diye konuştu. Bugünkü olağanüstü top- lantıdan önce ANAP grubu B.Offte, SHP grabo H.OO'de, DYP grubu da 14.00'te toplanacak. Ani bir silahh saldın de "savaş hali flanı" konu- sunda hükümete yetki veril- roesJne ilişkin öıjeri üzerinde ealıştsğı iddia edilen ANAP Grup Başkanvekili Raşit EW- , Cumhuriyet muhabirine konuda bir hazıriık yap- madığını söyledi. Şoförlerin (Baştarafı 1. Sayfada) Irak'ta tam bir panik yaşamyor. Ekmek, şeker, çay karaborsada." Kuveyt'ten geldiğini belirten başka bir şoför Ali Bekir Kekş de, Kuveyt'teki gözlemlerini, "Bütün sivillere asker kıyafeti giydirmiş- ler. Askerlik şubelerinin önü üka basa dolu. Kuveytlilere büyük zn- lüm yapıyorlar. Her şeyi yağma- ladılar ve Irak'a taşıdılar. Irak'a taşınanlar arasında Kuveyt Emi- ri'nin sülalesine mensup insanlar da var" diyerek özeüiyor. Bu arada çarşamba gününden beri bölgede bulunan Amerikan'- ın Adana Konsolosu Harry E.Co- le, bölgede bulunuşunun nedeni- ni şöyle açıkhyor: "Belki sımrdan bir Amerikalı çıkar diye umutsuz bir bekleyiş içindeyim." destek) — Yamanlar, Şahintepe, FJma- dağ, Karaıas, Mahmurdag, Alem- dag ve Kurecik (Mnhabere yerle- ri tesi&leri) — Belbaşı (Sismik bilgi toplama) — Kargaburun (Radar seyrnse- fcri)" Üssün hukuki statüsü anlaşma- da böyle yer alırken olası bir sa- vaş halinde ABD uçaklannın üs- sü kullanmalan NATO istekleri doğnıltusunda olabüiyor. Milli Savunma Bakanı Safa Giray, üs- sün, "Bir Tirk tesisi ve NATO'ya tahsisli" olduğunu belirtirken "Irak, Suadi Arabistan'daki ABD birfilderiııe sakfanrsa bu saldın bir NATO üyesi ülke olan AJBD'ye ya- pdnuş sayılarak lndriik Üssü kul- lanıma açıhr mı" şeklindeki soru- ya ise "Hayır, normal hukuki dn- nımuna göre bir NATO üikesine saldın olursa olur" yanıtını verdi. Bakan Giray, Incirlik'teki ABD uçaklanna bombalann yüklendiği konusunda bir bilgisı bulunmadı- ğını bildirirken "Ama oraya belli sayıya kadar SEİA anlaşması Ue nçak izni vermiş dnrnmdayız. Orada konnşlanırlar ve egitim ymparlar>t dedi. Giray, "Üste nor- mal olarak 2 oçak filostı bulnna- biliyor. Ancak basnda yer alan saydar 2 fîlonun üzerinde Bu ko- nada ne diyonnnnz" şekbndeki soruya da, "Hayır hayır. 2 filonıın üzerine kesinlikle çıkılmadı. Ev- velsi güne kadar 14 açak vardı" diye konuştu. încirlik Üssü'nün hukuki statü- sü ile ilgili olarak bundan 3 yü ön- ce üssün Türk komutanı olan Ha- va Albay Taner Engin, Cumhuri- yet muhabirine, "Üs NATO üssü müdür, ABD üssü müdür, Türk üssü müdür" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Incirlik hiç tarbşmasız bir Türk SUahh Kuvvetleri tesisidir. Tüm faaliyeüer 1980 yılında im- zalanan Savunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşmaa'na göre yürii- tülmektedir. Amerika savaş uçak- lannın bu üste eğitim yapmalan- na hükümet tarafından izin veril- raiştir. IncirUk'e gden tüm Ame- rika açaklannın faaliyetieri Ge- nelknrmay BaşkanhğVnın iznine göre ynriitnliir. Üssün çevre gü- venliği tamamen Türk komutan- lık tarafından sağJanmaktadır. Üsse giriş çıkış da Türkive'nin de- netimindedir. Uçuş kulesinin de- netimi de tamamen Türkiye'nin elindedir, ABD savaş uçaklannın bölgede yapacagı egitim uçnşlan için 24 saat önceden Türk ma- kamlanndan izin alınır. Sonra ucaklar 50 millik bir yançap üze- rinde egitim yaparlar ve radartar- da izienirler. Bomba egitimi iae Konya'da yapıhr. Bn nçaklar ke- sinlikle Akdeniz'e çdunazlar." DkkıvdcıınDış Haberier Servisi — Körfez bunalımındaki tırmanma dün ye- ni boyutlara ulaştı. tki Irak keşif uçağına Suudi Arabistan uçaksa- varlan tarafından ateş açıldığı ha- beri üzerine Mısır Devlet Başka- nı Hüsnn Mübarek yaptığı açık- lamada, "Körfez bunalımına ba- nşçı çabalarla çözüm buluna- mayacağım" söyledi. Irak ise keşif uçaklanna ateş açıldığı yolundaki haberi ya- lanladı. AFP'nin Lefkoşa'daki Batılı diplomatik kaynaklar tarafından yapılan açıklamaya dayanarak bil- dirdiğine göre dün Suudi toprak- ları üzerinde bulunan hava üssü yakınlannda uçan iki Irak keşif uçağına, Suudi uçaksavarları bir düzine mermi attı. Ateş üzerine Irak uçaklannın derhal yön değiştirerck geri dön- dükleri belirtildi. Gözlemciler, Kuveyt sımnndan 320 km uzakbkta meydana gelen olayla, Irak'm Kuveyt'i »şgal etti- ği 2 ağustostan bu yana Irak ve Suudi Arabistan arasında ilk kez silah atıldığını belirtiyorlar. Dahran Üssü'nün, Suudi Ara- bistan'a gönderilen Amerikan kuvvetlerinin indirildiği en önemli havaalanı olduğu kaydediliyor. Üsse her gün dünyanın en bü- yıik nakliye uçaklanndan biri ola- rak bilinen C-5 Galaxiler, ABD- den insan ve malzeme indiriyor. Irak, Suudi uçaksavarlanmn dün öğleden sonra Irak'a ait iki keşif uçağına ateş açtıklan yolundaki haberi yalanladı. Irak resmi haber ajansı FNA'mn verdiği bilgiye göre, AFP'nin ha- beri yetkililerce "asdsız ve tama- men yalan" olarak nitelendirildi. Suudi Arabistan, bu konuda he- nüz bir açıklama yapmadı. Kahire'deki arkadaşımız Fatih M. Yılmaz'ın bildirdiğine göre Su- udi uçaksavarlanmn Irak uçakla- nna ateş açtığı yolundaki haber- ier Kahire'de şok etkisi yaratırken, bir açıklama yapan Mısır Devlet NEW YORK BMyarın ablukayı görüşecekNEVV YORK (Cumhuriyet) — Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon- seyi pazartesi sabahı Küba'mn çağnsı üzerine Irak'la ilgili geliş- meleri gözden geçirmek için gayn resmi olarak toplanmaya karar verdi. Diplomatik kaynaklar kon- seyin Irak'a karşı askeri abluka karan çıkartüması üzerinde görü- şeceğini bildiriyorlar, Güvenlik Konseyi üyelerinin bir konsey ka- ranndan önce ABD'nin denizden askeri ablukaya girişmesi konu- sunda cndişeli olduğu bildiriliyor. Bazı konsey üyeleri askeri ablu- ka Ue ilgili karann henüz "erken" olduğu görüşünde. Peş peşe üç ağır kararı bütün- lükle kabul eden Güvenlik Kon- seyi üyeleri askeri abluka konu- sunda görüş aynlıklanna sahip. Ingiltere ve bağlantısızlar askeri abluka için bir karar çıkarümasın- dan önce ekonomik ambargonun sonuçlanmn değerlendirilmesin- den yana. Sovyetler Birliği aske- ri kararların öncelikle askeri ko- mitede görüşülmesini istiyor. ABD konseyin Birleşmiş Milletler .Yasası'mn 42. maddesine dayana- rak Irak'a askeri abluka karan çı- kartabileceği görüşünde. ABD, BM yasasının 51. maddesinde ön- görülen "ortak özsavunma" hak- kı doğduğunu öne sürüyor. ABD Devlet Başkanı Bush'un Irak'a yaptığı uyanlarda kullandığı dile dikkat çeken Güvenlik Konseyi diplomatlan ABD'nin bir konsey karanndan önce güç kullanmasın- dan endişe duyduklannı belirti- yorlar. Başkanı Husnü Mübarek, "Bu ge- lişme gösteriyor ki, sonına banş- çı çabalarla çözüm bulunamaz. Ben bütün kalbimle banşçı çö- zümden yanayım, ancak samimi olarak söylemeliyim ki artık bu şans ortadan kalkmıştır. Irak'ın Kuveyti işgaiine çözüm bulunma- sı da o denli güçleşmiştir" dedi. Kahire'deki diplomatik gözlemci- ler, Mübarek'in bu açıklamasmuı, Mısır'ın Suudi Arabistan'a asker göndermesinden sonra yapılması- na dikkat çekiyorlar. ABD: Henüz teyit edemedik AA'nın haberine göre ABD Sa- vunma Bakanlığı Sözcüsü, Suudi Arabistan'ın, Irak'a ait iki uçağa uçaksavar ateşi açıldığı yolunda- ki haberleri izlediklerini, ancak bu bilgileri ABD kaynaklarından he- nüz teyit edemediklerini açıkladı. AP'nin verdiği habere göre Su- udi Arabistan'da bulunan ve ad- lannın açıklanmasını istemeyen bazı diplornatlar, çatışmayı doğ- ruluyorlar. Federal Almanya DPA haber ajansına göre ise çatışma haberi Suudi Arabistan yetkililerince ya- lanlandı. Ajans, adını ve görevi- ni acıklamayan bir yetkilinin, bu haberlerin nereden kaynaklandı- ğını bilmediğini belirttiğini ve "Suudi Arabistan, Irak ile bir sa- vaşa girmeyecek" dediğini belirt- ti. 1 Çatışma haberlerini "yalan" olarak niteleyen Bağdat ise haber- lerin propaganda amacıyla kasıt- lı olarak yayıldığını savunuyor. Irak resmi haber ajansı INA'- ya açıklama yapan Iraklı bir yet- kili, "gevezece propagandalar Ue büyük Irak'ın üzerine gidilmek istendigini" savundu. Öte yandan, adı açıklanmayan bir Israil ordu sözcüsü, Suudi Arabistan'a gelen ABD birlikleri arasında tsrail askerlerinin de bu- lunduğu yolundaki Irak iddiasım yalanladı. Reuters'a demeç veren sözcü, "tsrail savunma güçleri bunu ya- lanlar. Bu, bir diğer Irak yalanıdır" dedi. Bağdat'tan (Baştarafı 1. Sayfada) kat çekerek "Bu konularda çok dikkatli davranmak gerekiyor" diye konuştu. Bilindiği gibi Irak haber ajansı (INA), Irak Dışişleri Bakanhğı Müsteşarı Abdül Mecit El- Faysal'm Türkiye'nin Bağdat Bü- yükelçisi Sonmez Köksal'a, "Irak hükümetinin Irak hava sahasınm ihlalini protesto etliğini bildirdigini" önceki gece duyur- muştu. INA, Abdül Mecit'in, Bü- yükelçi Köksal'dan gelecekte bu ihlallerin durdurulmasmı istediği- ni de bildirmişti. Müli Savunma Bakanı Safa Gi- ray, Cumhuriyet muhabirinin so- rulanm yanıtlarken orduda terhis- lerin kaldırıldığı yolunda yer alan haberlerin aslının olmadığını da söyledi. Giray, "Bn dönemde tezkere alanlara daha fazta görev emri çı- kanldıgı yolunda iddialar var?" sorusuna ise, "Vallahi bugnnler- deki dunımdan dolayı böyle aşı- n herhangi bir şey yok, zaten o kadar askere de ihtiyacımız yok ki!" yamtını verdi. Giray, Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'nın 5 yıl öncesine kadar terhis olanlara birer yazı gönde- rerek askerlik şubelerine başvur- malannı istediği yolundaki haber- ler konusunda ise şunları söyledi: "Onlar her yd yapılan seferber- lik tatbikabndan başka bir şey de- gil. Eskiden terhis olan yedeksu- baylan 20 günlük bir egitime ça- gınrlar, bangi devreye rastlayaca- gı her yıl kararlaştınlır, ama bu- nu genel bir şekilde yapmak lar- zında bir şey yok." GOZLEM UGURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) kara, deniz ve havadan "ablukaya" alacak. "Abluka" bir askeri önlem ve eylem blçimidir. Bu "abluka" sırasında Irak saldırıya geçerse o zaman da askeri harekât başlayacak. Herhalde "ambargd' ve "abluka" süresince CIA, Irak'ta kargaşa çıkararak Saddam rejimini devirmeye çalışacak. Irak'ın Kuveyt'e saldınsını kınayan dünya, bu kez de Sad- dam'ı CIA yoluyla deviren Amerika'ya alkış tutacak! Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ambargo karanna katılıyor. Bu doğal. Bundan ötesi doğal mı? Bun- dan ötesi "askeri önlem" sayılır. Askeri önlemin de ne za- man eyleme dönüşeceği belli olmaz. ABD, "abluka" karan alırsa Türkiye'nin bu "abluka"y& etkin biçimde katılmasını istemeyecek midir? Bu koşullarda da Irak'ın Türkiye'ye sal- dırması için elinden gelen her türlü kışkırtıcı yolu deneme- yecek midir? Diyelim ki iki Irak uçağı, Türk sınır köylerini bombaladı. Ya da bölgede uçan Türk jetlerine "Hava sahamızı ihlal ettiniz" diyerek saldırdı. Bu durumda bir NATO ülkesi dışarıdan silahh saldırıya uğramış sayılacak ve İncirlik Hava Üssü de NATO ülkele- rince hemen o anda kullanılabilecektir. Özal'ın konuşmasından çıkan sonuçlardan biri böyle bir olasılıkla ilgilidir. İncirlik Üssü, ancak Irak Türkiye'ye saldı- rırsa kullanılacaktır. "Abluka"öan sonra böyle sürprizlere hazır olmalıyız. Anayasa, savaş karannın TBMM tarafından alınacağını yazıyor. 92. madde şöyle: — ...Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelem göncteril- mesine veya yabancı sHahlı ktnrvetlerin Türkiye'de bulunma- sına izin verme yetkisi TBMM'nindir. Görülüyor ki Irak'a asker gönderilmesi ya da Adana'daki İncirlik Ussü'ne NATO askerlerinin gelmesi için de TBMM'nin karan gereklidir. TBMM dinlencedeyken, "ani bir silahlı saldın" söz konu- su olursa bu kararı TBMM yerine Cumhurbaşkanı verecektir. Özal, savaş kararını TBMM'nin vermesinden pek hoşnui değildir. Dün bu görüşlerini üstü kapalı da olsa açıkladı. Bir saldın sırasında TBMM'nin toplanıp karar vermesinin çok güç olacağına inanan cumhurbaşkanı, bu yeikinin TBMM'ce kullanılmasını pek gerçekçi bulmuyor. Bulmuyor, ama ne yapsın ki anayasa böyle... Özal'ın dün gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlardan çıkan sonuç; bugünlerde hükümetin TBMM'den silahlı kuv- vetlerin Irak'a gönderilmesi ve NATO askerlerinin de Türki- ye'ye gelmeleri konusunda izin isteyeceğidir. Hükümet bu yetkiyi aldıktan sonra gelişen olaylara göre bu yetkiyi kul- lanacaktır. Cumhurbaşkanı Özal'ın konuşmalarından çıkan bir baş- ka sonuç da CNN televizyonunda yaptığı konuşmaların Türkiye'nin tanrtılması ve bu tanıtımın ticari değeri konusun- daki iyimser değerlendirmeleridir! Bugün Ortadöğu'daki olaylara kuşbakışı bakarsak şu so- nuçlara ulaşabiliriz: , 1- Arap ülkeierinln kiminle-ne zaman ve nasıl dost olduk- larını kestirmek güçtür. Bu yüzden Türkiye'nin tek bir Arap siyaseti izlemesi kolay görünmüyor. 2- Bir "Arap Birliği"r\\n sürekliliğinden söz edilemez. An- cak bugün kanşmış görünen birlik, örneğin ileride su so- runu nedeniyle yeniden güçlenir ve Türkiye'ye karşı ortak bir tavır alabilir. 3- Başta Suudi Arabistan olmak üzere bir kısım Arap ûl- kesi, ABD ile işbirliği içindedir. Bu işbirliğinin odak noktası da petroldür. ABD bu çağdışı şeyhlikleri petrol nedeniyle destekliyor. ABD, "İslamın kasası" olarak bilinen Suudi Ara- bistan'ı Türkiye'dekı islamcı akımlann desteklenmesi için kullanıyor. 4- Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin İslam konferanslanna ka- tılmasıyla Avrupa Topluluğu'na başvurusu çelişki olusturu- yor. 5- Türkiye, Batı ülkeleriyle birlikte Irak'a karşı bir savaş açtığında Saddam rejiminin Kürt öğesini Türkiye'ye karşı kullanması büyük olasılıktır. 6- Türkiye'nin stratejik önemi Irak'ın Kuveyt'e saldınsın- dan sonra daha da büyüyor. 7- Ortadöğu'daki İslamcılık, ABD'nin ünlü "yeşil kuşak" teorisinden güç alıyor. Sovyetler Birliği'ni İslamcı ideolojiy- le yönetilen ülkelerle kusatma stratejisinden sonra Saddam rejimi de İslamcı ideolojiyi anti Amerikan siyasal ve askeri eylemler için kullanıyor. 8- Hz. Muhammed'in ülkesi bir İslam üikesine karşı bu- gün Hıristiyan askerlerince korunuyor. 9- Bütün bu oluşum ve gelişimler Türkiye'nin içyapısın- da laisizmin, dış siyasetinde de bağımstzlığtn gerek ve öne- mini bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye, gittikçe bir arapsaçına dönen Ortadöğu'daki olay- lara karışmamalıdır. Karışmak zorunda kalsa da bu Birleş- miş Milletler Güvenlik Konseyi'nce alınan önlemlerte sınır- lı olmalıdır. Arabesk siyasete de Arap siyasetine de hayır! Aııkara Körfez krizini nasıl izliyor? ANKARA (Cnmhnriyet Büro- sa) — Ankara'da Körfez gergin- liği "kriz yönetimi" ilkelerine gö- re izleniyor. Dışişler ve Milli Sa- vunma Bakanhklan ile Genelkur- may BaşkanlığVna gelen bilgiler anında Çankaya Köşkü'ne iletili- yor. Bu bakanlıklar ve Genelkur- may Başkanlığı'nda birbiri ardı- na düzenlenen toplantılarda son bilgiler değerlendirilirken, yapüa- cak açıklamalar, aülacak adımlar konusunda son sözü Cumhurbaş- kanı Turgut Özal söylüyor. Özal, krizin etkileri konusun- daki bilgileri doğnıdan ilgili bi- rimlerden alıyor, talimatlannı da ilgili bakanlan telefonla veriyor. Konuya ilişkin yazılı açıklamala- nn tümü de Köşk'ün onayından geçiyor. Körfez gerginliğinin ilk gunle- rinde Dışişleri BakanlığVnda Or- tadoğu ve Körfez Dairesi'nin ça- lıştığı dikkat çekti. Ancak Türki- ye'nin de gerginliğin içerisinde "itilmesi" ile gerek Dışişleri Ba- kanlığı'nda, gerekse Genelkur- may Başkanlığı ile Milli Savunma BakanlığVnda gelişmeler anında izlemeye alındı. Bu çerçevede Dışişleri Bakan- lığı'nda her sabah saat 10.30'da kriz toplantılan düzenlenirken, öğleden sonra saat 15.00'de de Müsteşar Büyükelçi Tngay Özce- ri başkanlığında toplantılar dü- zenlendi. Dışişleri gerginh'ğin tır- mamşı aynca CNN'in yayınlarm- dan izlendiği ancak beğenilmeyen yayınların " C N N doğru söylemedi" şeklinde değerlendiril- diği gözlendi. Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanhğı'ndaki yetkililer de körfezdeki gerginli- ği CNN'in yayınlanndan izliyor- lar. Bu arada birbiri ardına top- lantılar yapüırken, harekat mer- kezleri de 24 saat yoğun bir tempo içerisine girdi. Genelkurmay Baş- kanlığı'ndaki harekât merkezinin yanı sıra, kuvvet komutanlıklann- daki harekât merkezleri de bu yo- ğun tempo içerisine girdi. Körfez gerginliği konusunda Özal başkanhğında "beşli zirveler" düzenlendi. Bu zirvele- re Başbakan Yıldınm Akbolnt, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtay, Dışişleri Baka- m Ali Bozer, Nlilli Savunma Ba- kanı Safa Giray, katıldılar. HİPODROlVrDAN FtKRET DAĞLICrĞLU TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Fungadin (1), P: Soro- ya (4), S: Mississipi (3) 2. KOŞU:F: Abbas(l), P: tnkos(2), S:MisterMo(4) 3. KOŞU: F: Beycan (1), PP: tzzet (7), P: Cengizbey (2), S: Uğur56(5) 4. KOŞU: F: Baby Villa (10), PP: Magic Carpet (7), P: Ottoman (1), S:Gambler(9) 5. KOŞU: F: Devir (4), PP: George Thomas (12), P: Gapano (11), S: Golden Prince (5) 6. KOŞU: F: Arslaner (5), PP: Ah- metbey (2), P: Tolgaer (1), P: Yön (12),S:Nilüfer(8) 7. KOŞU: F: Kayra(3), PP: Mara- dona (5), P: Şahmeran (8), S: Enter (10)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle