06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 BiR MEKTUP KENTYAŞAM 30 TEMMUZ 1990' Gülhane'de çöp kutusu yok • Her gün binlerce kişinin girdiği Gülhane Parkı'nda yeteri kadar çöp kutusu yok. Yaz ayları boyunca müzik şenliklerine de sahne olan parkta az sayida çöp kutusu bulunması nedeniyle çöpler genelliklere yerlere atılıyor. MAHMl'T KARATAŞ ENERBAHÇE'DEN" Yeşile sahip çıkalım • Fenerbahçe, yeşilliğini gitgide yitiren bir semt durumunda bırakılıyor. Kıyıda köşede kalmış yeşiline biraz saygı ve sevgi gösterelim. Bunun son örneği ise Fenerbahçe Muhıarhğı'nın az ilerisindeki yeşit alanın (küçük de olsa) önce apartman yapımıyla biçim değiştirmesi, sonra da bir otomobil galerisi için park alanı olarak kullamlmasıyla yaşamyor. Bugün bu yerde eski yeşillik alandan eser kalmadı. Sadece yeşilin döküntüsü göze çarpıyor. Benim istediğim, Kadıköy Belediyesi'nin ilgili ve yetkili kişileri, bu konunun üzerine eğilsinler. Burasını eski rengine ve biçimine dönüştürmek için çaba harcasınlar. llgililere şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Anakent Belediyesi Sağlık DairesVnin plajlardayaptığı ölçüm sonucu: tstanbul kirli, Adalar temiz ISKTnin su raporu , • tSTANBUL (AA) — İstanbul barajlanndaki toplam su hacmi, bugün 95 milyon 941 bin 400 metreküp olarak ölçüldü. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden yapılan açıklamada, 7 barajdan toplam su hacminin, düne göre, 97 milyon 251 bin 900 metreküpten, 95 milyon 941 bin 400 metreküpe düştüğü kaydedildi. İstanbul plajlarındaki son ölçümlere göre kolibasil oranı 16-18 bin arasında. Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği sayının 3 misli oranında kolibasil bulunan diğer plajlara göre Adalarda kolibasil 2100 olarak belirlendi. Bu rakamın tehlike sınınnın altında olduğubelirtildi. REMZİ GÖKDAĞ Anakent Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Beyzade Ozkahraman Biiyükada'daki Yörükali Plajı'nda de- nize girenlerle sohbct etti. SINEMA •TİYATRO • GOSTERI PERA 146 97 38-132 64 26 PATRICKSVVAYZE Oalton yaniız yaşar, proiesyonel gibi kavga eder ve yarını düşünmeden sever. kucartcın/jlc\ap.ı\.ılnın!>Uır Bir yardım <,a£nsına karjilık \rniH W h.n.ıtl.jfıımı halasını ı^lı-dihr 3 A Ğ U S T O S ' T A S İ N E M A L A R D A Bıkrkay OnunlMy BoMtl Kadıkty «J*VI 74 (572 04 44ı ı: 00 13 30 16 00-18 3O21.3C -MUS (143 75 76) 1200-14 15-16 »«45-2115 G«l 1147 9665ı 11 00-1300-1500-17 1>193O-21:45 -TUMURCAK 11610191i 1?00-14 15-16.30-18-15-2100 SUKYT« (336 06 K) 11 00-13 3fr 16 00-1900-2145 METÜOPHL (1257478ı 1200-14 15-1630-1845-21 30 KIUÇOClU • 1-2063ı 14 30-1615-190Û-2H5 us. OLUM SESSIZLIGI"DeadCalm" Iradenın dehşetle boy olçuşlugu neles kesen bır geriljm S.1111 Vıll Nt< ıılı- kKlılkiıı Kill\ AIIH- 2 NAFTA »nnh FtT»5 149 01» 1200-« 15-16 30-16 45-2115 I«EYY»3MMK 1T oc I3X 1600 1900-216 nMnm. Hard to Kılı >ıp$lıı EMEK 144 M 3» 12 00-14 15-16.30-18 45-21 15 «jtMf K t t 336 01 I? 12.00-14 15-16.30-18 45-21 15 »kjırı» KS1STHL SU 44 53 •1 30-13.30-15 30-:; 30 19 30-21» Topk»»ı SIB5Î3 87 I? 11 30-13.30-15 30-17 »1930-21 15 BtfrtJy RE«K 5 » II13 " 30 1300 15 00-17 00-1900-21.00 »nkjrı AKUM 127 76 56 U 15-14 30-1645 19.00 21 15 İMir IZMtt 21 42 61 12 15-14 30-«.45-19.00-21 15 Tel: 157 74 38 ARNAVUTKÖY HAFTANIN F1LMLERİNİ SUNAR DLUB BOYLE VAKAUH I^EW Y0RK POLtSI YJKAUVP. *L« GOTÜRÜR MfRKEIE REZIL OlURSUN HERKESE MERKEZANTHOHY EOWAHDS FORCST «VHITMBI MCHMtDKJUMBa l I OtaMffOP (H3 7B71, 12 0frJ*'S-16 3&--I * ; »ı»uı aısae» ır SM« K-ı« 30-ıj « t t t l t l |W6C'«2» 12 00-U I5-.6 »15 » ÇÎNGENIELER ZAKİANI û B*T»JJuUlL£ I 149 25 24 12.00-14 15-1630-18 45-21 15 Hldıktr TKOIZ J46 51 24 11 15-13 15-15 15-17 15-19 15-21 3C MtanUtTI 2 118 83 23 11 00-13 00-15 00-1? 30-19 30-21 X Sığaalalır ULKAD 578 13 35 Gjiırttp BUYUK 11048 SOL AYAGIM kyqk> ar ı m m 149 01 K • 12.oc-14.15-16.30-18 45-21.15 »nkırc ETI Suıl Meriını 279 62 n • "2 1S-İİ30-16 4S'S OC-21 15 KİRLİ ÇÜRÜK VE ADİ Dirty Rotten and Scounderls STEVE MARTIN • MICHAEL CAINE Yön: FRANK OZ «Mlık«y M 0 D A 337 01 28 - 11 00-1330-1600-19.00-21 30 A K Melanie Griflth • Jeff Danıets Yân: Jonathan Demme KISKANÇ HANIMLAR. GOZUDONMÜŞ BEYLER: Bu fılmı ızledikten sonra tenlikeli ıltşkîlefinizi gozben geçıreceksinizi MERYL STREEP • ROSEANNE BARR DİŞİ ŞEYTAN Bayaglii DÛ»T» 1149 93 61) 12 00-14 15-16J0-18 45-21 00 KldlkiT MOIKOY (337 74 00) '1 00-13.15-15 15-17 30-19.30-21.30 Aı*an KIZ1LMIMAK 1125 53 331 SEZEN AKSU SÖYLÜYOR • VAKKOUM* Toknm 15II! 71 • VAKKOtAM* SiKKfy 16C90 90 JİJJİİOiö t)i REKUM FILMI DUlTIMIND* FTDfl Fîim149 50 33 Açıkn engin deniılere... Korsanlarla savaşın... MaceraM siz de "Treasure Island" ALBERTO MORAVIA'nın eserinden Voo: DORIS DÖRRIE Ouır*t,GAZI 147» 05-11.00-13.OO-15 00-17 15-19.30-2145 BcyıglaATUS 143 75 76-12 00-14 15-16X18 45-21 15 F ı « l * a * NllBOl 586 12 K Istanbul Valiliğinin 17.7.90 gün, 059969 sayıh iznlyle| FERHAT T U N ÇKONSERI Sinema-Tıyatro-Gösteri Duyurulannız İçin 1 Ağustos'dan itibaren RUMEUHISARI AÇIKHAVA ilk defa Orkestra eşliğinde 4 AÖUSTOS C.tesi ve 5 AĞUSTOS Pazar Saat: 21.00 Yer: AÇIKHAVA TİYATROSU (Harbiye) Biletler Satılmaktadır. Gişeler Beyoğlu DÛNYA 149 93 61 Kadıköy M00A 337 01 28 0.K.M 158 69 87 VAKKORAMA Taksim 151 15 71 Bakırköy KARYA 542 1172 KARTAL AKÇAY KASETÇİLİK 353 03 11 KARTAL Sahili Kitap Sergisi 146 97 38-132 64 26 Yapım Organize EZGİ Tel: 353 77 35 - 389 05 41 "PYCTABM" RUSTAVl MÜZİK VE DANS TOPLUUUĞU RUSTAvr; ve GÜNER KARABACAK TIMUR SELÇUK Yaz sıcağında serinlemek için denizlere koşan tstanbullular için kirli denizler tehlike sinyaUeri ve- riyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği sayının 3 misli oran- da kolibasil bulunan İstanbul plajlarında, halk, bütün uyanla- ra rağmen denize girnıeye devam ediyor. Kentin Anadolu ve Rumeli kıyılanndaki plajlarda son yapı- lan ölçümlerde de kolibasil sayı- sının 16-18 bin arasında değiştiği bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü'- nün kabul edilebilir saydığı litre- de 1 bin kolibasilin çok iizerinde bulunan bu plajlann yanı sıra son yapılan ölçümlerde Adalar'da ko- libasil oranının tehlike sınınnın al- tında olduğu belirtildi. tstanbul Anakent Belediyesi Sağlık Daire Başkanı B«yzade Öx- kahraman, deniz kirliliğinde teh- like sınırına gelindiğini ve halkm bu komıda uyarüdığını söyledı. Her plajın girişine Sağlık Daire Baskanlığı'nca ölçümü yapılan kolibasil sayısının asüdıgını, plaj- lara girenlerin bu duyurular vası- tasıyla uyarıldığını belirten Beyza- de ozkahraman, kirli plajlardan denize girilmesinin yasaklanması konusunda "Plajlardaki kolibasil oranı tenlikeli boyutlara gelmiştir. Şimdilik plajlan kapatıp İstanbul halkına denize girmeyi yasakla- mayı düsunmüyoruz. Gereken uyanlan yaparak halkı bu konu- da bilinçiendiriyoruz. Plajlar bdki bir siire sonra, bir süreç içinde kapaülabilir" dedi. İstanbul plajlannda kolibasil oranı litrede 16-18 bin arasında de- ğişirken, son yapılan tahlillerde Adalar'ın bazı plajlarında koliba- sili oranının litrede 2100 olduğu belirlendi. Diğer plajla-a oranla daha temiz suya sahip olan Ada KONUK YAZAR plajlarından Büyükada Yörükali Plajı'nda inceleme ve denetimler- de bulunan Beyzade ozkahraman, plajdaki koli basüi oranının az ol- duğunu ve suyun denize girilebi- lir nitelikte olduğunu söyledi. Plajdan denize girenlerle de bir süre sohbet eden ozkahraman, vatandaşların suyun temiz olma- sı nedeniyle Adalar'ı tercih ettik- lerini söyledi. Plaj yetkilileri de son yapılan ölçümlerde deniz su- yundaki kolibasili oranının diğer plajlara oranla daha az olduğu- nun belirlenmesi üzerine gelenler- de bir artış olduğunu söyledi. Plajlann dışında halka açık yer- lere de ilçe belediyeleri vasıtasıy- la uyarı levhalarının asıldığım, halkm bu levhalarla uyarüdığını belirten Beyzade ozkahraman, özellikle çocuk ve yaşhlann İstan- bul plajlanndan denize girmeme- leri gerektiğini söyledi. Bütün uya- rılara rağmen denize girenlerin ise denizden çıktıktan sonra mutlaka duş almaları gerektiğini belirtti. Kirli deniz suyunun göz nezlesi ve vücutta açık yerler varsa deri has- talıklarına neden olacağını belir- ten ozkahraman şöyle konuştu: "Denizdeki aşın yüksek oran- da kolibasil, sanlık, tifo gibi ağır hastalıklara neden olabilir. Belir- tileri kısa surede çıkan ishal, cilt- te dökünlü, hafif bulantı ve kus- madır. Denize girenler, gözlerine su kaçmamasına dikkat etmelidir- ler. Aksi takdirde göz nezlesinc neden olabilir. Vücudunun dışın- da yara olanlann enfeksiyonlara yakalanma oranı daha fazla. Bu sahOlerden denize girmeyi şimdi- lik yasaklamıyoruz. Astıgjmız lev- ha ve afişlerle kolibasil oranını halka duyunıyoruz. Hallumızın bu tehlikeyi dikkate ahp mümkün olduğu kadar İsıanbul'da denize girmemesini istjyornz." İE1T telsizi . gaspedildi • İSTANBUL (AA) — Okmeydanı'ndaki tETT Plantonluğu'na gelen biri silahlı 3 kişi, bir el telsizi gaspetti. Hcnüz kimlikleri belirlenemeyen gaspçılar, dün saat 11.15 sıralarında geldikkri plantonlukta bulunan İETT görevlisi Ibrahim Güldük'ü (38) silahla etkisiz hale getirdiler. Burada bulunr bir adet el telsLzini alan gaspçılar, yaya olarak oU>; yerinden uzaklaştılar. Gaspçılann ara sokakta kendilerini bekleyen ve plakası belirlenemeyen bir otomobile binerek kaçtıklan belirtildi. Bu arada, lETTnin Alibeyköy'deki plantonlugundan da 3 gün önce iki kişinin silah tehdidiyle bir el telsizini gaspettiğini hatırlatan yetkililer, gasplann yasadışı bir örgüt tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini bildirdiler. Harp okulu ögrencileri • İSTANBUL (AA) — 1989-1990 egitim yıhnı başanyla tamamlayan Hava Harp Okulu Oğrenci Alayı, askeri ve hava eğitimlerini pekiştirmek amacıyla, Istanbul'dan Yalova Uçuş ve Kamp Eğitim Komutanlığı'na gitti. Harp Okulu öğrenci Alayı Komutanı H. Plt. Kd. Alb. Çetin Dizdar başkanlığındaki öğrenciler, Taksim anıtına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundular. Vatandaşların sevgi gösterileri arasında İTU Taşkışla binasma kadar yürüyen ögrencüe araçlarla Kabataş iskelesute geldiler. Hava Harp Okulu ögrencileri, okul komutanı Tümgeneral Erdoğan Öznal tarafından uğurlandı. Sokağın Senfonisi (2) ÇELtK GÜLERSOY Bugünle karşılaştırmada, temel farkhlığı bulmak için bir unsurudahaeklememizgerekiyor. Dünya, ekonomiden ibaret değil çünkü. Ekonomiye bile yön ve biçim veren, bir moral dünyası var. lstan- bul'da ara sokaklara bile çeşitli zenaatların günün her saatinde yayılması, bir de sosyal bir özellikten kaynaklanıyordu: Kadının kapalüığı. Bu unsur de- ğiştikçe, gerçek sokak satıcılığı da ortadan kalktı. Eski düzende, evin hanımı ve genç kızının, çarşı- pazara yaygın şekilde çıkmaması, ürünlerin onun ayağına kadar yollanması sonucunu doğuruyordu. Çarşıya giden kadın, eskiden de yok mu idi? Var- dı tabii. Ama bu olay, hem her kesimde aynı de- ğildi hem de prensip değildi, seyrekti. Kadın haklannın resmen tanındığı cumhuriyet döneminde, durum biraz değişmişti. Hatta kadın, çalışma hayatma girmişti. Fakat bu hukuki duru- mun, alışkanlıklara yansıması, vakit almıştı. E\ hayatı devam ediyor, hayatın ucuzluğu, ka- dının dışarıda valışmasını da gerektirmiyordu. Alışverişe ikide bir çıkmayı "sürtüklük" sayan değer yargısı, geçerliğini korumuştu. Saltanat döneminde kuyumeular, kadife kutular içinde su damlası gibi pırlantalarını, ateş parçası gibi yakutlanm, haremlere gönderirler, bohçacı ka- dınlar en pahalı kumaş çeşitlerini, top-top, hanım- ların önüne atarlardı. Sokak, dediğim gibi, devamlı bir denie halinde, akla gelebilecek her şeyin, ya çoğu açıkta teşhir edi- lerek ya da küfeler, sepetler, camekânlar içinde sa- tıldığı, dekoru çabuk değişen, gezginci bir tiyatro sahnesi halinde yasardı. "Seyyar salıcılığın", ya- zılı olmayan (ve hiçbir belediye yönetmeliği ile de saptanmamış) belirli kurallan vardı: 1- Önce her çesit satıcı, sokak aralarına dalmaz- dı. Bazı sanatlar, sadece meydanlarda, iskelelerde, işyeri önlerinde yer tutardı ve belli müşterilere hi- lap ederdi. Aşure. gözleme gibi yiyecek maddeleri ve satıcılan, boyleydi. Baziları da mesireler, cam- bazhaneler gibi, hanım ve çocuklann topluca bu- lunduklan yerlere giderler, ancak bunlann yapıl- madıgı günlerde, ara sokaklara düşerlerdi. 2- Sonra, belirli hunerlerin ve ticaretlerin yapıl- masının. belli birtakım kentlere ve illere bırakılması, gelenekti. Leblebicilerin Kastamonulu, hallaçlann Karadenizii olması gibi. 3- Daha sonra, her cins eşyanın, geçirildiği saat- ler ya da günün belirli kesimleri vardı. Boza, sa- baha, iplik - masura ise akşama kalmazdı. Sabah, sutçıilerin ve sebzeci - meyveci atlılannın, sonra ci- ğerci - paçacıların vaktiydi. Kuşluk zamanı geldi- ğinde, yani öğleye yakın, kavun-karpuzcu geçerdi. Öğle uykusu dönemi. mutlak bir sükûnetin hü- küm surmesi demekli. Ama onu hemen izleyen sa- atlerde. hanımlar artık yemek pışirme ve yedirme işlerioi bitirmiş ve dikiş-nakışlannın başına otur- muş oldukları için, kurdelacı - makaracının arz-ı endâm etmesi gerekirdi. Bu. genellikle ya Rum ya Musevi olurdu. Turk ya da Ermeni masuracı gör- medim. Sırtıada bir dolapcık, kolunda bir sepet- çanta, öbür eli, çıngıraklı. Ikindi vakti, kahvaltı yapmak gerekir. (5 çayı, o zaman bilinmeyen bir âdet). Çocuklar mektep- ten gelecektir, bir komşu misafir, mutlaka vardır. Onlaria beraber, bir simitçi, pogaçaa, çorekçi, nane şekerci ve asıl-asıl, benim hem şekerine hem ken- disine hayran oldugum akide şekerci de sökün eder, gel de bayılma: tnce, uzun bir ihtiyar. Gözleri bon- cuk mavisi, bıyıklan, komşu teyzelerin babaanne- lerinden kalraa yastıklan süsleyen sırmalara ben- zer. Yelek cebi köstekli gümüş saatli. Akideler, ba- şında taşıdığı küçük camekânın içinde. Kendisi sa- bah, eliyle yapıyor, ikindi vakti dolaştınp satıyor: Lzun - uzun ince çubuklar. Her biri de bir meyve- nin, hem tadını hem kokusunu sunar: Tarçınlı, na- neli, cilekli ve limonlu. Bunlar yetmedi mi sana, macuncumuz da var. Onun da tepesinde, içi bölmeli bir lepsi var ki gök- kuşağı gibi renkler, boyalar sunar. Ille de yeşiller ve kırmızılar. Yazlan. dondurmacı. Hem yabancı da değil: Kışın roektebimizin büfesini çaltstıran sa- lepçi. Yine ikindi vaktinin saşmaz bir tipi, kıl tor- bası ile Kastamonulu leblebici. Torbasında hem le- belebi hem unu hem de helvası var. tngiltere'de 196O'lı yıllarda, Charies Dicker ~ ünlü yapıtının, bir müzikali yapılmış, yıllarca yazperdelerden inmemişti. Kocaman ve lüks bir salonda kadife koltuğa gö- mülerek ve zevkten eriyerek seyrettiğim o fılmde, gözlerimi yaşartan bir sahne vardı: Küçük yoksul Oliver'in kavuştuğu baba ocağı konakta, uyandı- ğı ilk sabah, sokak satıcılarının bir bale halinde yap- tıkları geçit. Bu şiirsel sahne, beni hemen çocuklu- ğumuz Yıldız'ına götürmeye yetmişti. Bizde bir za- manlar, sokak, neredeyse, boyleydi, yahu! Hem bu- nun gibi sanatsal ve onun sonucu da yapmacık de- ğil, baştan aşağı doğaldı. Güneşin ışıdığı ilk saat- lerden sonra, bütün gün, hepsini hem tanıdığunız hem sevdiğimiz, bir satıcılar geçidi başlardı. On- lar tabii ki bale yapmazlardı. Ama geçitleri, tam bir defileydi. Akşam yemeğine doğru bütün denieciler, yerle- rini yoğunçuya bırakırlar: "Yogurdum Silivri k«y- mak!" Ya aynı yoğurtçu satar ya da bir başkası ki yine yoğunçuya benzer: Tertemiz ibrikleriyle, ta- hinpekmezci geçer. Gece, yemekten sonra, kışsa, herkes üık evlerin- de, soba-mangal başlarmda. Lapa-lapa karlar ya- ğarken, artık bozacının vaktidir. Hem ekşisi hem tatlısı. Mutlaka Vefa'dan alınma. Hazin, uzun rau- sikili, rahat koltuklannda uyuklayan herkese, dı- şarıdaki karh ve yağmurlu sokaklann soğuğunu, sitemii bir sesle duyunır uzaktan; "Vefâaa-nınnıı- ' " diye, tınlar ve inler. Boza keyfınden de sonra, her şeyin üstüne artık, bir şeyler serpilip, örter. Ahşap evlerin damlannı, saçakiarını, soğuk karlar; mışıl - mışıl uyuyan ço- cuklajı, sıcak battaniyeler - yorganlar. Bütün sokak ve mahalle, gece tam sessizliklere batar. Türkiye'nin en güze! düğün salonlan NİŞANTAŞI IRESTAÜRANT Düğün Salonlan İİJC kı^\ »;\n Yemekh 1 785 000 YemekK tnezeli 2 175 000 Rez 147 62 39-147 74 40 • Sahnkmmız khmahdtr • r AKŞAM YEMEĞİ İÇİN Canınız ne istiyor' 3 Şöyle bir düşünün Karar verin ve aşağıdaki numarayı çevirin. İstediginiz saatte sıcacık sofranızda oisun. 570 2 4 32 (Şimdilik sadece Ataköy ve civannda) DOPLERLİ, RENKLİ EKOKARDİYOGRAFİ HOLTER , EFORLU, EFORSUZ ELEKTRO... En ileri Standartlarda Kalp Sağlığı Hizmetleri Sunar. Tel: 175 12 44/45 TÜRK KALP VAKFI 148 58 66 T.C. BİGA SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Karar No: 1990/255 Esas No: 1990/İ43 Sanık: Mehmet Kara. Ferhat ve Fatma'dan olma 1959doğumlu. Bi- aa Sakarya Mah. Bağlar Sok. No: 62'de ikâmet eder. Kasap. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykınhk. Karar tarihi:7.6.1990 Suç larihi:2.2.l990 Kesinleşme tarihi: 9.7.1990 SağJığa zararlı sucuk imal ve satışı yapmaktan sanık hakkında ya- pılan yargılama sorunda sanığın TCK. 396, 19, 647 sk. 4 ve TCK. 402/1 maddeleri gereğince 470.000 TL ağır para cezası ile cezalan- dınlıujsına, 3 ay meslek ve sanaıının tatiline, 7 gün süre ile işyerinin kapaiılmaMna ve karar kesinlestikıen sonra karar özetinin kapatma süresı kadar kalmak üzere kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştirılmasına karar verildiği ilan olunur. Basin: 30080
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle