Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/16 DIŞ HABERLER 30 TEMMUZ 1990
SOVYETLER BİRLİĞ1
Moskova,IMF'nin kapısını çaldı
Ednard Şevardnadze — "Manbksal sonuç'
SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, 1MF Başkanı
Michel Camdessus'a "Sovyetler Birliği'nin Uluslararası
Para Fonu'na üye olmasının zamanı geldi" dedi.
MOSKOVA (Ajanslar) — SSCB Dışişle-
ri Bakanı Ednard Şevardnadze, ülkesinin,
Uluslararası Para Fonu'na üye olmasının za-
manının geldiğini söyledi.
AA'run Sovyet resmi haber ajansı TASS'a
dayanarak bildirdiğine göre Şevardnadze,
IMF Başkanı Michel Ctmdessus'un,
SSCB'yi zivareti sırasında, "IMF nyeüğiııi,
global ekonomik isbtrHjiiKİe daha fada yer
almayı amaçlayan poHttkamınn manbksal
bir devamı olarak göriıyornz" dedi.
IMF Başkanı Camdessus'a, ülkesinin
IMF'ye 1945'ten bu yana üye olmak istedi-
ğini hatırlatan SSCB Dışişleri Bakanı Edu-
ard Şevardnadze, SSCB'nin IMF dışında
bulunmasının, bu kuruluşun uluslararası ol-
ma niteliğine gölge düşürdüğunü belirtti.
Şevardnadze, IMF'yi, üye ülkelerin ekono-
mik kalkınma ve dış borçlarını ödemede
karşılaştıklan engelleri aşmada yardırna ol-
ması dolayısıyla övdii.
TASS'ın haberine göre IMF Başkanı
Camdessus, SSCB Dışişleri Bakanı Şevard-
nadze'nin, IMF-SSCB görüşmelerinin baş-
latılması talebine olumlu yanıt verdi.
öndegelen sanayileşmiş yedi Batüı ülke-
den oluşan Yediler Grubu'nun (G-7) bu ayın
ilk haftasmda Houston'da yaptıklan zirve
toplantısında, "SSCB'nin Bafl'dan raaii yar-
dım edinmesi için SSCB ekonomisinin IMF
tarafından incelenmesi" kararı aJınmıştı.
G-7 zirvesinde alınan bu karar dogrulusun-
da, Sovyet ekonomisinin durumunu yerin-
de incelemek üzere bu ülkeye gelen IMF he-
yetinin başmdaki Camdessus, Şevardnadze
1
den önce SSCB Başbakanı Nikolay Rijkov
ile göruşerek SSCB yönetiminin, serbest pa-
zara dayalı ekonomiye geçiş plan ve öneri-
lerinı ele aldı.
SSCB, IMF'ye uye olmak için henuz res-
mi başvuruda bulunmamakla birlikte, bu
niyetini çeşitli defalar dile getirdi.
Gorbi'den çagrı
Sovyet cumhuriyetlerindeki milliyetçi ha-
reketler ile ekonomik sıkınülann baskısı al-
tında bulunan SSCB Başkanı Mibai) Gor-
baçov, ülkenin yeniden yapılanma (perest-
royka) reformlarım destekleyen herkesin
aralarındaki aynmları gidermelerini ve ül-
ke sorunları için ortak mucadele vermeie-
rini istedi.
' Gorbaçov, refonn yanlısı bir grup önde
gelen gazeteci ve ekonomist ile cuma gunü
yaptığı toplantıda, hukumetinin, ülke eko-
nomisini pazar ekonomisine dönüstüre«ek
güce ve yeteneğe sahip olduğunu söyledi.
Izvestia gazetesinde yer alan habere gö-
re Gorbaçov, reformlara karşı en büyük teh-
likenın demokratlar arasındaki çekişmeler-
den geldiğini belirtti.
Bu arada Gorbaçov Olkedeki türn ban-
kaJarın Sovyetler Birliği Merkez Bankası'-
nın denetimi altında olduğunu teyit eden bir
kararname yayımladı. TASS'ın büdirdigi-
ne göre dün yayımlanan kararnamede, yü-
rürlükteki bankacılık sisîerainin merkez ile
15 cumhuriyet arasındaki ılişkileri yeniden
belirleyecek olan yeni "birtUt sözieşmesi"
kabul edilinceye kadar geçerliliğini koruya-
cağı belirtiliyor. Rusya Federasyonu Par-
lamentosu geçen ay kabul ettiği bir karar-
la sırurlan içinde bulunan bankalann de-
netiminin kendilerine ait olduğunu açık-
lamıştı.
Baltık
Sovyetler Birliği'ne ilişkin diğer bir geliş-
me de Baltık cumhuriyetleri. SSCB'deki
cumhuriyetlerin merkezi yönetim ile ilişile-
rini belirleyecek olan yenı birlik anlaşması
ile ilgili görüşmelere katılmayacaklannı
açıkiadıJar. APye göre Estonya, Letonya ve
Litvanya devlet başkanlan, yaptıklan ortak
açıklarnada Moskova ile ancak Sovyetler-
den bağımsızlık konusunda görüşmeler ya-
pabileceklerini bildirdiler.
Baltık cumhuriyetleri aynca Rusya Fede-
rasyonu ile siyasal, hukuki ve kültürel an-
laşmalar imzalamayı amaçlayan görüşme-
ler yapacaklarını açıkladılar.
MOSKOVA
Ödemelerdengesi
açığı °/o 150 arttıSovyet- istatistik bürosunun verilerine göre bu yıhn ilk
yansında SSCB'nin, ihracatı % 9.3 azalmasına karşılık
ithalatı % 2.2 oranında arttı. Aynı dönemde Gayri Safî
Milli Hasıla %1 düştü.
MOSKOVA-SOFYA (AA) — SSCB'nin
ödemeler dengesi açığı, bu ydın ilk yarısın-
da geçen yıhn aynı dönemine göre yüzde
150 artışla 6.4 milyar rubleye (resmi döviz
kuru üzerinden 11.01 milyar dolar) çıktı.
Sovyet istatistik bürosu Goskomstat'ın
verilerine göre SSCB'nin ihracatının
1990'ın ilk yansında yüzde 9.3 azalmasına
karşılık ithalatın yuzde 2.2 artması, ödeme-
ler dengesi açığının yuzde 150 artmasına yol
açtı. SSCB'nin Gayri Safi Milli Hasılası
(GSMH), aynı dönemde yüzde 1 düsüş kay-
detti, milli gelir yüzde 2 azaldı, işgücünün
verimliliği yüzde 1.5 oranında düştü, sınai
üretim de binde 7 azaldı. SSCB'nin akar-
yakıt üretimi yuzde 2 oranında azaldı, pet-
rol üretimindeki azalış yuzde 5 olurken do-
ğalgaz üretimi yüzde 3 arttı. Akaryakıt ve
sınai üretimindeki duşüşe karşılık tüketim
malları üretimi söz konusu dönemde yüz-
de 6.7 arttı, ancak gıda üretimindeki artış
oraru yüzde 1.7'de kalırken alkol üretimi
yüzde 10.5, dayanıklı tüketim maJlan üre-
timi yüzde 8.8 arttı. Sovyet halkımn tüke-
tim harcamalan yıhn ilk yansında yüzde
14.2 artarken kişisel gelirlerdekı artış yüz-
de 12.9'da kaldı. SSCB'de giderek yükse-
len enflasyon hızının bu yıl yüzde 20-23 'e
çıkması bekleniyor.
Bu arada Sovyet çiftçüeri, ulaşım güçlü-
ğü ile maJcine ve teçhizat eksikhğı nedeniyle
1978'deki 237 milyon tonluk tahıl üretimi
rekorunu aşan bu yılki hasadı kaldırmak-
ta güçlük çekiyorlar. Sovyet yetkililerine
göre bu yılki tahıl üretimi miktannın geçen
yılki 211 milyon tonluk düzeyi çok aşma-
sı, buna karşılık ulaşım güçlüğü makine ve
teçhizat eksikliği yüzünden hasadın toplan-
ması gecikiyor.
Bulgaristan'da karne
Bu arada Bulgaristan resmi haber ajan-
sı BTA'nın bildirdiğine gore başkent Sof-
ya ile Plovdiv, Varna, Plevne, Blagoevg-
rad kentlerinde şeker, sabun, akaryakıt, sut
ve süt urunleri, sosis ve deterjan gibi temel
tüketim mallannın satışı karneye baglan-
dı. Buna göre başkent Sofya'da kişi başı-
na 1 kilo şeker, bir paket deterjan ve iki ka-
lıp sabun alınmasına izin verilıyor. Bulga-
ristan, 11 milyar dolarlık dış borçlanru öde-
yebilmek için son zamanlarda ihraç edile-
bilir her şeyi dışarıya satmaya basiamıştı.
Prag'ın AT sevdası
D.Avrupa ulkelerınden Çekoslovakya
Ekonomi Bakanı Vladimir Diouhy, Avru-
pa Topluluğu (AT) ust düzey yetkihlerine,
ülkesinin AT'ye 10 yıl içinde uye olmak is-
tediğini bıldirdi.
Diouhy'nin Bruksel'i ziyareti dönüşün-
de gazetecilere yaptığı açıklarnada, AT Ko-
misyonu Başkan Yardımcısı Heoning
Cbristopbersen'e "AT üyeiiğinin Çekoslo-
vak hukumetinin ekonomik programımn
ana hedeflerinden biri olduğunu" söyledi-
MACARİSTAN
Başkanlık
seçimi için
referandum
başarısızBUDAPEŞTE (AA) — Macaristan'da
devlet başkanının halk tarafından mı yok-
sa parlamento tarafından mı seçileceği ko-
nusunda yapılan haikoylaması başarısızlık-
la sonuçlandı.
7
.8 milyon kayıtlı seçmenden sadece yuz-
de 14.7'sinin katılması uzerine, herhangi bir
kararın belirlenmesi için gereken en az yuz-
de 50 o\ oranının çok altında kalındığı bil-
dirildi.
Macanstan televizyonu, böylece devlet
başkanının bundan sonra da daha öncekı
gibi parlamento tarafından seçıleceğini
kaydetti.
Referandumda oy verenlerden yüzde
87.6'sının devlet başkanının halk tarafın-
dan seçılmesi, yuzde 12.4'ünün ıse seçimin
parlamento tarafından yapılması doğruJtu-
sunda oy kullandığı bildirildi.
Halkoylamasında sonuç elde edılememe-
sinin resmi olarak açıkianması durumun-
da, bu, Sosyahst Parti'nın kaybettiği pres-
tijini yeniden kazanması için bir şansını da-
ha kaçırması olarak nitelendirılıyor.
Sosyalistler, devlet başkanının doğrudan
halk tarafından seçılmesinı istiyordu.
Referandum onerısi, komuaıstler (Maca-
ristan Sos>alist Parlisı) tarafından geliril-
mişti.
ğini bildirdi. Christophersen ise buna ce-
vaben, Çekoslovakya'nın AT'ye ne zaraan
üye olabileceğini söyleyecek durumda ol-
madığını, ancak IMF'ye üye olabileceğini
belirtti.
AT Komisyonu, Çekoslovakya'nın Av-
rupa Yatınm Bankası kaynaklanndan ge-
lecek üç yıllık sürede 400 milyon ECU'ya
kadar (509.8 milyon dolar) yardım alabi-
leceğini duyurdu.
Küba
KUba'ya ise siyasi reformlar yapana ka-
dar Birleşik Almanya'dan ülkenin gelişme-
sine yardımcı olmak amaayla yardım ya-
pılmayacağı acıklandı.
tki Almanya'nın yardım bakanlıklan ta-
rafından yapılan açıklamaya göre Küba'-
nm siyasi şartlannda esaslı değişiklikler ya-
pılmaması haiinde Birleşik Almanya, Kü-
ba'ya yardım etmeyecek.
D.Almanya, geçen yıla kadar Küba'ya
yardım yapan ülkelerin başında geliyordu.
Küba, geçen yıl D.Almanya'nın ayırdığı
kredınin üçte birini almıştı.
Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ise
başkent Havana'da devrim hareketinin do-
ğumunun 37. yıldönümü dolayısıyla binler-
ce kişiye hitaben yaptığı konusmada, D.Av-
rupa ve SSCB'den Küba'ya hammadde ve
petrol sevkıyatının çok büyük ölçüde azal-
dığım bildirdi. Castro, bu duruma rağmen
az hammadde ve enerjiyle çok şey üretme-
ye çahştıklarını söyledi.
Castro, SSCB'den Küba'ya bu yılki pet-
rol sevkıyatının daha önce belirlenen 13.3
milyon tonluk düzeyin çok çok altında kal-
dığım, gübre, rnetal ve kereste gibi ham-
madde sevkıyatırun da çok azaldığım be-
lirtti. Castro, D.Avrupa ülkelerinin sosya-
lizmden aynlmalarıyla Küba'nın bu ülke-
lerle ticaretinin hemen hemen yok olduğu-
nu bildirdi.
İLK OYLAMA — Demokratik E\Iem İçin Vurttaşlar Harekeli (ROAO), kurulaş kongresiııin yapıldığı onceki gun ilk oylamasını
yaparak devlet başkanının halk tarafından seçilmesini kararlaslırdı. (Fotograf: AP)
POLONYA
..Ve Dayanışma bölündüDayanışma içindeki Lech Walesa muhalifleri, sendikadan
aynlarak 'Demokratik Eylem îçin Yurttaşlar Hareketi' adlı
yeni bir parti kurdular. Dayanışma'nın önde gelen
teorisyenlerinin kurduğu parti, devlet başkanının halk
tarafından seçilmesini istedi.
Dış Haberier Serrisi — Polonya'da, Da-
yaruşma Sendikası içindeki çatışmalar, so-
nuçta bölunme getirdi. Dayanışma'nın Ikteri
Lech VValesa'mn muhalifleri, sendikadan ay-
nlarak, yeni bir parti kurdular. önceki gün
resmen kurulan 'Demokratik Eylem için
Yurttaşlar Hareketi' adlı yeni partinin, Da-
yanışma Sendikası'nın beynini oluşturan ke-
simi bunyesine aldığı bildirüiyor. Partinin
önceki gün yapılan kuruiuş kongresinde,
devlet başkanının parlamento tarafından
değil, doğrudan halk tarafından seçilmesi
çağnsı yapıldı.
'Demokratik Eylem İçin Yarttaşlar Ha-
reketi (ROAD)'nin, başkent Varşova'da ya-
pılan kuruiuş kongresinde, demokrasi ve
hoşgörü ilkeleri vurgulanarak yeni partinin
kuruluşunun, demokrasinin gereği olan
DIŞBASIN J3MSMMML
farklılasmayı getireceği savunuldu. önceki
gün bir araya gelen ve 1980'li yılJarda ko-
rnünist rejime karşı verilen mücadelede ön
plana çıkan birçok yerel lideri de kapsayan
yaklaşık 1000 Dayanışma mensubunun ka-
tıldığı k-'ruluş kongresinde konuşan eski
Dayanışma liderlerınden Zbignie* Bujak,
"Dayanışma kampında bir kutuplaşma var-
dır. Bu kötü bir gelişme değildir. Demok-
ratik bir ülke, farklı seçeneklerin geliştiri-
lebilecegi ülkedir. Her şe>i siyah ve beyaz
olarak gördiiğüraüz ve birbirindeD kesin çiz-
gilerle ikiye ayırdıgımız eski yapıyı unat-
malıyız" dedi.
Varşova Politeknik Koleji'nde yapılan
kongrede, iki ay önce Lech Walesa yanlıla-
rınca kurulan Merkez tttıfakı'na karşı guçlu
bir aJternatif oluşturma amacının guduldü-
ğü ve Walesa'ya karşı, Başbakan Tadeusz
Mazowiecki'ye karşı yapıcı bir destek veri-
leceğı vurgulandı.
'Demokratik Eylem İçin Yurttaşlar Ha-
reketi (ROAD)'nin ılk siyasal eylemi, dev-
let başkanının parlamento tarafından değil,
doğrudan doğruya halk tarafından seçilme-
sini istemek oldu. Kuruiuş kongresinde ko-
nuşan parti liderlerı, Dayanışma'nın lideri
Lech VValesa'nm, devlet başkanlığına gel-
mek amacını taşıdığını ve bunun için par-
lamentoya guvendiğini dile getirerek dev-
let başkanının, halk tarafından seçilmesin-
den yana tavır alacaklanru açıkladılar. Parti
delegeleri arasında yapılan oylamada, dev-
let başkarunjn halk tarafından seçilmesi ka-
ran onaylandı. Daha sonra yapılan oylama-
da, partinin 24 üyeli Kurucular Kurulu oluş-
turuldu. Kuruluş kongresinden sonra yapı-
lan basın toplantısında, parti h'derleri, devlet
başkanlığı için henüz bir aday belirlemedik-
lerini açıkladılar.
Demokratik Eylem İçin Yurttaşlar Hare-
keti (ROAD), Dayanışma Sendikası'nın ön-
de gelen isimlerinden oluşuyor. Partinin Jcu-
ruculan, sendikanın yerel liderlerinden
Zbignie» Bajak ve Wladyslaw Frasyniuk.
Ancak partinin kunıcu kadrosunda, Daya-
nışma'nın teorisyenlerinden ve ülkenin en
büyük gazetesi olan Gazeta Wyborcza'mn
Yazı tşleri Müdüru Adam Michnik'in; ün-
lü filmi yönetmeni Andrzej VVajda'mn; Da-
yamşma'nın ust düzey yönetıcılerinden
Henryk Wujec'in ve Mazovviecki hukume-
tinin bakanlanndan Jacek Kuron'un isim-
lerine rastlanıyor. Kurulacağı, iki hafta önce
açıklanan partinin aktıf üye sayısımn, 4 ile
5 bin arasında olduğu bildiriliyor.
Yeni partinin siyasi konsey üyelerinden
olan Adam Michnik, kongreden sonra ya-
pılan basm toplantısında, devlet başkanının
parlamento tarafından seçilmesi önerisini
eleştirerek "Biz, bn konuda toplumon ka-
rar vermesini istivoruz" dedi. Michnik, RO-
AD'u siyasal yelpazede tam olarak bir yere
oturtmanm guç olduğunu belirterek "De-
mokrasiden yana olanlann katılacagi geniş
bir yapı oluşturmak istivoruz. sağa veya sol-
ca diye nitelendirilmek istemiyonız" dedi.
MOĞOLtSTAN
Seçimin
2. turu
yapıldı
Moğollar seçimin
yapılmasını dahi büyük zafer
olarak değerlendiriyor.
Gerek iktidardaki
komünistler gerek muhalefet
reform sözü veriyor.
Dış Haberier Serrisi — Orta Asya dev-
letlerinden Moğolistan'da ilk kez yapılan
çok partili seçimin ikinci turu dün gerçek-
leşti. AP ve Reuter'in haberlerinde Moğol-
lann sabah saat yediden itibaren gerek yü-
rüyerek gerek at sırtında sandık başına git-
tiği bildirildi. Oy verme işleminin akşam sa-
at ona kadar sürdüğü ve 987 bin Moğolun
üçte birinin öğlen saatine kadar oyunu kul-
landığı beUrtildı. Her türlü ulaşım zorluğu-
na rağmen gerçekleşen bu oran "yüksek"
olarak değerlendirildi.
Oy verme işlemi başlamadan önce seçim
görevlilerinin şahitler önünde boş sandık-
ları yapıştırdıkları bildirildi. Hastanelerde
bulunan ve barmaklan "yurt"lardan çıka-
mayacak kadar yaşlı olan Moğollara ise
sandıklann ulaştınldığı haber verildi. SSCB
- ABD, Ingiltere, Polonya ve Macaristan
1
dan gelen 19 gözlemci seçimin adil geçtiği-
ni bildirdiler. Ancak kendilerine askeri üs-
lerdeki oy verme işlemlerini izleme izni ve-
rümemesini elestirdiler. Oy venne işlemi ço-
ğunluğu okullarda kurulmuş 1620 seçim
sandığında yerine getirildi.
Dün ikinci turu yapılan seçimlerle 430
sandalyeli Büyük Halk Meclisi (Hural) ile
53 sandalyeli Küçuk Meclis (Hural) üyeleri
saptanacak. Ülkeyi 69 yıldır idare eden ko-
münistlerin, eski isimleri ile Moğolistan
Halkın Devrimci Partisi'nin Büyük Meclis
1
te çoğunluğu kazanacağına kesin gözüyle
bakıhyor. Beş muhalefet partisinin ise yüzde
20 oranında oy alması bekleniyor. Muha-
lefetteki Moğolistan Demokratik Birliği'nin
30 yaşındaki hderi Sanjasuren Zorig'in
gençliği nedeniyle epey oy toplayaeagı sa-
mhyor.
Büyük Meclis beş yıl boyunca dört kez
toplanırken, Küçük Meclis sürekli toplantı
haiinde çaJışıyor. Devlet başkamrun onay-
ladığı yasalar yürürlüğe konuluyor. Muha-
lefet bu nedenle burada kazarulacak sandal-
ye sayısına daha çok önem veriyor. İlk çok
partili secimde yerel meclis üyeleri de sap-
tanacak. Salı gunu açıklanan ilk tur sonuç-
larda muhalefet partilerinin 338 adayından
sadece 130'unun ikinci tura kaldığı belli ol-
du. Muhalefet, seçim sisteminde komünist-
leri seçeceğine kesin gözu ile bakılan kırsal
kesimin oylanna ağırlık verilmesini eleşti-
riyor. Tüm adaylann yazılmasından önce
listelerin kapanmış olması da şikâyet konu-
su.
Geçen aralık aymda başlayan gösteriler
sonucu gerçekleşen seçimlerde komünistler-
le muhalif güçlerin reform programlaruun
aynı, ancak bunları uygulama yollannın
farklı olduğu bildirildi. Demokrasi göste-
rileri sonucu mart ayında Jambyn Bat-
monh'un yerine geçen KP Başkanı Gombo-
javyn Ochirbat reformlann ılımlı ve düze-
ni bozmayacak biçimde uygulanmasım sa-
vunuyor. Gerek iktidar, gerek muhalefet ser-
best piyasa ekonomısi, demokrasi, özgür-
lük, Batı'ya açılma, komünist yönetim dö-
neminde çarpıtılan tarihi gözden geçime sö-
zü verdi. Moğollann seçimin yapılmasını bi-
le büyük zafer olarak nitelediği bildirildi.
Komünizmin muhteşem gizi ve milliyetçilik
ADAM MİCHNİK*
Yugoslavya'da Slovenya Cumhuriyeti'nin
Bled kentinde PEN Kulüp'ün düzenlediği
toplantıda Doğu Avrupa'daki gelişmeler
Uzerine yapüğımız tartışmadan korku do-
lu gelecek çıktı. Çekoslovak, Macar, Hır-
vat ve Kosovalı yazarlar tartışmalara katıl-
dılar. Aramızda sadece Sırplı yazar bulun-
muyordu. Bu, ulusal tutkulann düşünce
abşverisinde bulunma ihtiyaandan, tüm Yu-
goslavya'da daha fazla demokrasi için or-
tak cephe oluşturma görevinden daha bas-
kın çıktığı anlamına gelir.
Bir şeyden eminim: Balkanlar tüm Yugos-
lav halklanna pahalıya mal olacak bilinme-
yenlerle dolu bir döneme kayıyor. Şiddeti
giderek artan ulusal çatışmalar sonucu hepsi
unutulacak. Avrupa bunun bedelini ağır
ödemek zorunda kalacak. Yugoslavya'da-
ki ulusal çatışmalar Doğu Avrupa'daki ben-
zer sorunlardan sadece bir kesit. Sırplı mes-
lektaşlarımdan biri 19. yüzyıl yazarlanndan
Franz Grillpanzer'in düşüncelerine gönder-
mede bulundu. Grillpanzer, "Ulaslar ban-
şına giden yolda ilerlemek yerine milliyet-
çilik aracılığı ile hömanizmden geriye sayış
baj vaniasOrmajı getirir" diyordu.
Doğu Avrupa ülkelerinde bir devrim ya-
Doğu Avrupa'da hâkim
rejimlere karşı verilen
özgürlük mücadelesi, yerini
yenenlerin iktidar
mücadelesine bırakıyor.
Giderek artan ulusal
çatışmalann bedelini Avrupa
ağır ödemek zorunda
kalacak.
şanıyor; kansız, banşçı, ama yine de bir dev-
rim. Bu devrimlerin her biri farklı aşama-
lardan geçiyor. Hükümdarhğa karşı verilen
özgürlük mücadelesi yerini yenenlerin ikti-
dar mücadelesine btrakıyor. Kişı kendi hal-
kı, kendi hareketi için özgürlük talep eder-
ken, evrensel özgürlük, farklı düşünenlere
karşı hoşgörü, azınlık haklan gibi aksilik-
ler beliriyor. Içsel aynşmalar daha sonra or-
taya çıkıyor, ideolojik farklılıkları dile ge-
tirme arayışı başlıyor.
Komünizm, her şeyi açıklayan dünya gö-
rüşü olrna rolünü ustlenmişti. Duşüşu boş-
luk yarattı. Kazananlara "Pandora kutusu"
nu açmak kaldı. Bu boşlukta geçmış dö-
nemlerin şeytanları dolamyor: Şovenizm,
yabancı duşmanlığı, halkçıhk ve hoşgöru-
suzluğun habercisi ideologlar su yüzune çı-
kıyor.
Milliyetçilik; sünger gibi v« çok anlamlı
bıleşkelerle yükludur. Ulusal tarihi yeniden
oluşturma çabası, bır halkın kültürel kim-
liğini savunma, bağımsızlık mı<cadelesi,
bunlann hepsi milliyetçilikle açıklanamaz.
Çunku milliyetçilik kendi ulusal haklan için
verilen mucadele değil, başkalarının ulusal
ve insani değerlere sahip olma haklannın
hiçe sayılmasıdır.
Milliyetçilik; halkların hayvanlar gibi bir-
birlerine karşı var olma savası vermeye mah-
kûm kılındıkları belirli bir dünya görüşü-
dur.
Milliyetçilik; ulusal değerlere sahip ola-
rak bağımsız bir ulkede yaşamaya duyulan
doğal ihtiyacın dejenere olmuş biçimidir.
Milliyetçilik; hoşgörüsüzluk demektir:
Kendi farklılığj lemelinde başka insanlan
reddetme hakkını tanır.
Milliyetçilik; komünizmin son sözüdür,
açıkgöz ideologlann diktatörlüklerini top-
lumsal temele oturtma yolunda verdikleri
son çabadır. Kim tl Sung, Castro ve hatta
Sırplı komünist lıder Milan Miloseviç bu
duruma iyi örnek olarak gösterilebilir.
Milliyetçilik; aynı zamanda komünizme
tezat oluşturur. Komünizm halkın ulusal de-
ğerlerini ayaklar altına alır, ulusal gelenek-
leri bozar, ulusal egemenliği yaralar.
Milliyetçih'k; haklı ulusal savunmanın de-
forme olmuş biçimine dönuşür ve bu defor-
masyon baskı arttıkça daha belirginleşir.
Milliyetçilik; geçmişin sorumluluğundan
kurtulmanın bir yoludur. Suç daima baş-
kalarındadır, tüm milliyetçiler böyle
düşünür.
Milliyetçilik; aynı zamanda kendi halkı-
mn, içinde yabancı soylulara yer bırakma-
yan belirli bir resmini çıkarma aracıdır.
Belirginleşen bu duyguiarın ardında, dev-
rimlerin komünist hukumdarhklardan son-
ra hangı yolu izleyecekleri sorusu dunryor.
Kimileri "Avrupa'ya geri doniiyoruı" der-
ken, diğerleri "Kendi köklerimize geri
döniiyoruz" iddiasmda bulunuyor.
Bunlann mutlaka karşıt hedefler olması
gerekmiyor, ancak çatışmalar şiddetlendik-
çe buna dönuşecektir. Geri kafalılıklan ne-
deniyle kücüklük kompleksi ile yaşamak zo-
runda olan azgelişmiş toplumJarda klasik
bir tartışma konusu var: Ya zengin ve libe-
ral Avrupa'ya yetişmeye çaüşıyorlar ya da
kendi otantik, Avrupa aleyhtan yollanna
yöneüyorlar. Bu arada milliyetçilik, Avru-
pa karşıtı tercihin ideolojik savunmasına
dönüşüyor.
Sık sık komünizmin bittiğini büyük bir
eğlence olarak kutladık. Şimdi ise -her sey-
den önce bizim için değerli olan- şimdiye
kadar gizli kalan muhteşemliğinin ortaya çı-
kışına tanık olmak zorundayız.
Hâlâ geçmiş dönem kalıntılarının raar-
jinallik olduğuna ınanıyoruz. Hâlâ demok-
rasinin gelecekte gerçekleştinleceğine ina-
nıyoruz. Buna inanmakta haklı mıyız der-
siniz? (9 temmuz)
(*) Polonya'da Dayanışma'nm önde gelen U-
derierinden olan tarihçi Adam Michnik ay-
m zamanda "Gazeta fVyborcza" gazetest-
nin Genel Ybym Yönetmeni Michnik, yu-
kandaki makaleyi F. Alman Der Spiegel
dergtsbte yaıdu