06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURÎYET/U Olaylı güzellik vanşması • ANTALYA (AA) — "Rute Grubu" ve Steigenberger Falez Hotel'in birlikte düzenledikleri "1990 Türkiye Güzellik Yanşması" sonuçlandı. Melek Sevda Elibol, Türkiye güzeli seçildi. Yarışmada Ash Naz Başar ikinci, Esra Çalkan da uçuncü oldu. Yarışmada Başak Göstak "Basın Güzeli", Melike Karayazı "Rute Güzeli", Aslı Naz Başar "Steigenberger Güzeli", Sultan Soylu da "Green Air" güzeli seçildiler. Yanşmaya Ankara'dan katılan 19 yaşmdaki Melek Sevda Elibol, jüriden en yüksek puanı alarak 1990 Türkiye güzeli seçildi. 89-63-90 ölçülerine sahip olan Elibol, 1.71 boyunda ve 58 kilogram ağır'ağında. tngilizce bilen Elibol, lise öğrencisi. Elibol'un güzellik tacını, 1986 Türkiye güzeli Meltem Doğanay taktı. Antalya "Queen of Turkey" adıyla düzenlenen güzellik kraliçeliği yanşmasında, Melek Sevda Elibol'un, uygunsuz davranışları nedeniyle ilk elemede 10 puanı silinmesine karşın kraliçe seçildi. Olaylı geçen yarışma boyunca gazeteciler ile organizasyon sorumluları arasında da sık sık sürtüşmeler oldu. Erciyes'e kar yagdı • Haber Merkeri — Temmuz'un son günlerinde yurdun bazı bölümlerine yeniden yağış düşmeye başladı. Vciyes'in yüksek kesimlerine kar yağdı. Devlet 'eteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre yarın öğleye kadar yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak ve gökgürültulü sağanak yağışlı, öteki yerler az bulutlu ve açık geçecek. Bu arada Erciyes DağYnın yüksek kesimlerine kar yağdı. Erciyes'te kann ve sisin etkili olduğu, görüş mesafesinin 10 metreye kadar indiği belirtildi. Kayseri'de dün aksam saatlerinden sabaha kadar devam eden şiddetli yağmur ve fırtına elektrik şebekelerinde arızalara ve bir evin çatısının uçmasına neden oldu. Trafik kazası: 2 ölti • Haber Merkezi — Halkın Emek Partisi Milletvekili Adnan Ekmen'in kullandığı otomobil Silvan yakınlarında şarampole yuvarlandı. Otomobilde bulunan 2000'e Doğru dergisi muhabiri Mehmet Şenol ile Avukat Sabahattin Acar ağır, IHD Diyarbakır Şube Başkanı Hatip Dicle de hafîf şekilde yaralandı. Adnan Ekmen ise kazayı yara almadan atlattı. Bu arada dün Kahramanmaraş ve îstanbul'da meydana gelen trafik kazalarında da 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Kahramanraaraş'ın Andırın ilçesinin Canbaz köyünde, Hikmet Geçeroğlu (27) yönetimindeki 46 EK 182 plakalı otomobil, aşırı hız yüzunden devrildi. Araçta bulunan özgün Geçeroğlu olay yerinde öldu. Yaralanan surücü Hikmet Geçeroğlu ve Ali Geçeroğlu ise Afşin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. Istanbul'da, E-5 Karayolu'nun Kartal bölumunde, Ali Akgun'ün kullandığı 34 L 6911 plakalı kamyonet, yolun kenanna park eden 34 RL 286 plakalı kamyonun arkasında bulunan muavin Fuat Türk'e (15) çarptı. Fuat Tıirk, hastaneye götürülürken öldü. Gazeteciler Cemiyeti piknigi i Istanbul Haber Servisi — Gazeteciler Cemiyeti Sosyal riizmetler Komitesi'nce düzenlenen "1. Basın Pikniği" dün yapıldı. Belgrad Ormanları Mehmet Akif Ersoy Alanı'ndaki pikniğe, cemiyet üyesi basın mensupları ile aileleri katıldı. Davetliler, piknik alanına herhangi bir ücret ödemeden Taksim Ataturk Kültür Merkezi önünden kalkan otobüslerle gittiler. 10.30 - 18.00 saatleri arasında gerçekleştirilen pikniğe, sanatçı Ersan Tekin ile Fatih Kısaparmak da şarkılarıyla renk kattılar. Piknikte çeşitli eğlenceler ve spor karşılaşmalarının yanı sıra yanşmalar düzenlendi, kazananlara odüller verildi. Milli eğitimde tayin seferberligi • ANKARA (UBA) — Öğretmen tayinlerinin okulların açılmasından önce yetiştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı Personel Atama Genel MUdürlUğü'nde sıkı önlemler alındı. Milli Eğitim Bakanhğı'run yeni atama yonetmeliğini yaymlamasından sonra öğretmenler tayin dilekçelerini milli eğitim müdürlüklerine vermeye başladılar. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Atama Müdürlüğü yetkilileri, öğretmenlerin tayin isteme dilekçelerini verme süresinin 5 ağustosta sona ereceğini belirterek "Milli eğitim il müdürlükleri öğretmenlerin tayin isteklerini en kısa zamanda bakanlığımıza iletecekler, biz de burada hemen tayinleri yapmaya başlayacağız" dediler. Sünnet dtigüntinde gözaltı • tstanbul Haber Servisi — Polis, Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi sakinlerinin düzenlediği toplu sünnet düğününe katılanlardan biri 16 yaşında kız çocuğu ol'mak iizere 4 kişiyi gözaltına aldı. Selma Demir, Durmuş Bulut ve Kemal Zongür'ün oluşturduğu komite, Kısıklı İzmir Gazinosu'nda bir toplu sünnet düğünü duzenledi. 40 kadar çocuğun sünnet edilmesinin planladığı düğün programmda çesitli sahne gösterilerine de yer verdiler. Düğünün sonlarına doğru çocukların oynadığı ve gecekondu yaşantısını anlatan oyundan sonra İzmir Gazinosu'na gelen polis, oyunda yer alan Funda Alp'le (16) birlikte tertip komitesi üyeleri Selma Demir, Durmuş Bulut ve Kemal Zöngür'ü gözaltına alarak karakola götürdü. Gözaltına alınanlann daha sonra Siyasi Şube"ye götürülduğü belirtildi. Polis yetkilileri, düğünde oynayan oyunun "sol içerikli" olduğunu ve Funda Alp'in üzerinde de bir pankart çıktığını söylediler. Orman yangını TBMM'de • BURHANİYE (Cumhuriyet) — 750 hektar çam ormanının kül olmasına yol açan yangının ardından SHP Bahkesir Milletvekili önder Kırlı yangın söndürme işlemlerinde köylü yurttaşlann devre dışı bırakıldığıru belirterek "söndürme ekiplerinin yeterli olmadığı iddiaları var, ayrıca köylü yurttaşlann Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlanrun ertelenmesi için konuyu TBMM'de gündeme getireceğim" dedi. Burhaniye çevresinde çıkan orman yangınıyla ilgili zarar belirleme çalışmalan sürerken, yangından önemli ölçüde etkilenen Kurucuoluk, Hacıbozlar, Sarılar, Kuyumcu, Zübeylidere ve Kırık köylüleri orman işletmesi yetkililerinin yangını söndürmede başanlı olamadığını söylediler. SHP lideri inönü, Başbakanı, 'demokrasiyi dinamitlemekle'suçladı Akbulut'a uyarıSHP lideri tnönü, "İktidar, eğer muhalefet partisine eşit hak vermemeye başlarsa -ki ANAP şimdi onu göstermeye başladı- o zaman genel seçimi kaybetmeye tahammülü olmayacak demektir. Bu da demokrasi için tehlikeli şeydir. Onun için zamanı varken uyarıyorum Sayın Akbulut'u" dedi. tç Politika Servisi — SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, iktidarın, seçim döneminde mu- halefete "eşit hak" tanımama tutumu izlediğini öne surdü. Inö- nü, Başbakan Akbulut'u "<Je- •nokrasiyi dinamitleyen" davra- nışlarda bulunmakla suçlayarak uyardı. İktidar partisinin "seçim kaybetmeye tahammül edemeye- ceği" havasını verdiğini ifade eden Inönıi, "Eğcr bu yola gir- mişler ve devam ediyorlarsa sonu çok fena olur. Muhalefetin, do- layısıyla halkın bakkını gasbeden davranışlar, demokrasi için en tehlikeli davranışlardır. Sayın Ak- bulut'u bu hareketlerden süratle vazgecmeye çagınyorum" dedi. SHP lstanbul Ü Merkezi'nde dün bir basın toplantısı düzenle- yen Erdal tnönü, iç politikaya yö- nelik son gelişmeleri değerlendir- DEMİREL 3 İLDE KONUŞTU Türkiye yalanlarla idare ediliyorDYP Genel Başkanı yüzde 45 oy isteyerek "Verin ki anayasayı değiştirelim. Sayın özal'ı indirerek halkın içinde gezemez hale getirelim" dedi. TURAN YILMAZ ALİ KEHRİBAR ESKİŞEHtR/KÜTAHYA/AF- YON — DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel, "Yüzde 45*i« üzerinde oy verin ki ana>asayı de- giştiretim, hırsızlıklann, haksızlık- lann hesabım sorarak ve Sayın Özal'ı indirerek halkın içinde ge- zemez hale getirelim" dedi. Tur- kjiye'nin "yabancılarla idare edildiğini" söyleyen Demirel, AT ile ilişkiler konusunda da "Yeni bir Avrupa henuz şekillenmiş de- gildir. Bizim şekillenmişinin dışın- da tutulmamız, ama şekillenme- mişine namzet gösterilraemiz aJdatmacadır" diye konuştu. DYP lideri, dün partisinin Es- Idşehir, Kntahya ve Afyon il kong- relerine katıldı. Beraberinde DYP Bursa Milletvekili ve Genel İdare Kurulu üyesi Cavit Çaglar ile ka- rayoluyla önce Eskişehir'e gelen Demirel'i coşkulu bir kalabalık kent girişinde karşıladı. Uzun bir araç konvoyuyla kongrenin yapıl- dığı spor salonuna gelen Demirel, burada yaptığı konuşmada son on yılı "ara rejim" \e "siyasi karga- şa dönerai" olarak niteledi. Bu dönemde ortaya çıkan issizlik, pa- halılık, emeğin karşılığının alına- maması ve yoksulluğun kendili- ğinden olmadığını, bu nedenle de kendiliğinden ortadan kalkamaya- cağını savunan Demirel, tüm bu yasananlardan bu dönemde ülkeyi yönetenlerin sorumlu olduğunu söyledi. Demirel, son on yılı de- ğerlendirirken, "Dogu blokunda- ki diklalörlukler ortadan kalktı. Onlar da bizim rejimimize geçti- ler. Ama Avnıpa şimdi onlaria bi- zi aynı luluyor. Bunun nedeni de 83 rejimidir" dedi. Sorunların ancak halktan alına- cak destekle çözülebileceğini, bu- nun için de kendisinin sürekü hal- ka gittiğini, partisinin kongreleri- ne katıldığını anımsatan Demirel, "Biz bu temmuz sıcağında başka- sının kınp döktiiğiinü toplamak ve memleketi içine düştuğu du- nımdan kurtarmak için burada- yız, bunun için çalışıyoruz. Gil bunu Ankara'da yap diyeceksiniz. Ama Ankara'nın takati yok. Biz bu gücü iki yerden alınz, biri Ce- nab'ı Allah diğeri millettir" diye konuştu. Bugün Türkiye'de halkın* yüzde 85'inin reddettiği bir şahıs ve zum- re hâkimiyetiııin bulunduğunu be- lirterek "Bunun bir darbeden ne farkı var. Ha gelmiş zorla otur- muşsun, ha böyle oturmuşsun. Milletin nzası yok" diyen Demi- rel, buna dur deniltnesini, ANAP'ın oyunun yüzde 5'e indi- rilmesini istedi ve "Bunlann örn- rii çoktan tamamlanmıştır. Şim- di defterini kapamak lazımdır" şeklinde konuştu. AT ile ilişkiler DYP lideri Demirel, partisinin kongrelerindeki konuşmalannda AT ile ilişkilere de değindi. Tür- kiye"yi ziyaret eden Avrupa Top- luluğu Bakanlar Kurulu Dönem Başkanı Italya Dışişleri Bakanı Giani De Michelis'in, "Türkiye^ yi bir Avrupa iilkesi olarak kabul ediyoruz. Uişkilerin gelişmesine önem veriyoruz. İlk planda Avus- turya ve EFTA ülkeleri berhalde AT iilkesi olacaktir" sözlerine iliş- kin şu değerlendirmeyi yaptı: "Anlasılıyor ki Türkiye'nin ya- kın bir zamanda AT üyesi olabi- leceği ihtimali görülmuyor. Ama gümrük birligi konuşuluyor. Türkiye AT üyesi olmadan gura- riik birliğini gerçekleştirirse, sade- ce pazar olur. Ortak Pazar mal- lann, insanların sermayesinin ve hizmelinin serbesl hareketi üzeri- ne kunılmuştur. Yani bir pakettir. Türkiye zenginleşmeye çalışıyor. Avrupa ile işbirliginde aradığı, bem insanlık âleminin evrensel de- gerlerine beraberce sahip çıkarak, kendi vatandaşına onur ve gurur saglayacak bir ortamı yaratmak, bem de uygar insanın refah sevi- yesine ulaşarak zenginligin ve mutlulugun sahibi olmak istiyor. Türkiye'nin AT ile olan ilgisi bir dayanısma kavnmının sonucu- DEMİREI — Fnf)as}on halkı perişan etti. dur. Sayın misafir bakan, 'yeni bir Avrupa'mn oluşumunda Türkiye önemli bir yere sahiptir' diyor. Ye- ni bir Avrupa henuz şekillenmiş değildir. Bizim sekillenmişinin dı- şında tutulmamız, ama şekillen- memişine namzet gösterilmemiz bir başka aldatmacadır. Ülkeyi yönetenler hem kendileri vasıtası, hem de baskaları vasıtası ile hal- kımızı aldalmaya devam ediyoriar. Konuşmasında serbest piyasa ekonomisinin önemli bir olay ol- duğunu bunun ortam ve sartları- nın hazırlanması gerektiğini de belirterek, "Bu ortam ve şartlar yoksa sadece akıntıya kürek çekmektir" diyen Demirel, "Dün- yanın peşinde koştugu globalizm, henuz Turkiye'yi yönetenler tara- fından fark edilmtş degiidir. Gio- balizmin kokünde demokrasi için- de zenginleşme vardır. Bu da an- cak istikrarla olur. tstikrar enflas- yonun tek rakamlı olması ile ifa- de edilebilir" diye konuştu. Kütahya konuşması Eskişehir'den Kütahya'ya geçen Demirel spor salonunda yaptığı konuşmada tek başlanna iktidar olacaklannı savundu. Demirel, kendisini dinleyenlerden yüzde 45'in üzerinde oy vermelerini is- teyerek bu takdirde anayasayı de- ğiştireceklerini, hırsızlıkların, hak- sızlıkların hesabını sorarak Özal'ı indireceklerini soyledi. Demirel "Türkiye bugün yalanlarla idare edilmektedir. Pahalılık, issizlik ve enflasyon halkı perişan etmiştir. Orta sınıf kalmadı. Türkiye'de 5^ milyon insan gelirin yüzde 43'ünü alıyor, ama biz servet duşmanı de- SHP Genel Başkanı, hükümetin valilere baskı vaptığını savunarak, "Valiler hükümetin değil cumhuriyetin valileri olduklarını unutmasınlar. Bir iktidar partisi seçimi kaybetmeye tahammülü olmadığı havasını yaymaya başlıyorsa, buna dur demek devlet görevlilerinin görevidir" dedi. di. tnönü, 19 ağustosta yapılacak seçimlere ilişkin görüşlerini açık- ladı. Bayrampaşa ve Etimesgut dışında, 19 ağustosta yapılacak diğer seçimlerin önem taşımadığı- nı belirten SHP lideri, çözümün erken genel seçim olduğunu bil- dirdi. tnönü, "Bir an evvel bir er- ken secim yapalım ve bu sıkıntı- lardan kurtulalım. Esas çözüm budur. Yoksa ufak seçimlerle oyalanmak, ara seçimi bile yap- mamayı düşünmek, demokrasi- mize aykın şeylerdir" dedi. Bayrampaşa'da SHP'nin dü- zenlemek istedıği toplantılann en- gellendiğini söyleyen Erdal İnönü, Başbakan Akbulut'un geçen cu- manesı ilçede temeüni attığı "ka- palı spor salonu"nun ruhsatı ve imar planı bulunmadığını söyle- di. Inönü, bunun "Kırşehir'de ol- duğu gibi" bir seçim vaadi oldu- ğunu ifade etti. Başbakan Akbu- lut'un "SHP'li belediyeleri bece- riksizlikle suçlamaya devam ettjgini" anımsatan Erdal Inönu, seçim atmosferinde, muhalefet partilerine "hak ve eşitlik" tanı- mama davranışları gösteriidiğini öne sürdü. SHP lideri bu konu- da şunlan söyledi: "İktidar, efer muhalefet parti- sine eşit hak vermemeye başlarsa -ki ANAP şimdi onu göstermeye başladı- o zaman, genel seçimi kaybetmeye tahammülü olmaya- cak demektir. Bu da demokrasi için tehlikeli şeydir. Onun için za- manı varken uyanyorum Sayın Akbulut'u; anlamsız sözler söyte- mek başka sey, bu anlamsız söz- lerle demokrasiyi dinamitlemek başka şeydir. Muhalefet partile- rine eşit hak verraeyen davranış- iar, dolayısıyla halkın bakkını gasbeden davranışlardır. Biriik ve berabeıiiği dinamitleyen davranış- lardır. Sayın Akbulut'u bu hare- ketlerden süratle vazgeçmeye ça- gınyonım. Eğer bu yola girmiş- ler ve devam ediyoriarsa sonu çok fena olur. Demokrasinin en önemli sınavı muhalefet partisinin genel seçimi kazaıunasına taham- mui edemeyecegi havasım ver- mektir. Buna hakian yoktur." Hükümetin valilere baskı yap- tığını da öne süren tnönü, yasa- larda olmayan gerekçeler kullanı- larak muhalefetin miting yapma hakkının engellendiğini belirtti. tnönû bu konuda, "Valiler, hü- kümetin degil, cumhuriyetin va- lileri olduklannı unutmasınlar. Bir iktidar partisi seçimi kaybet- meye tahammülü olmadığı hava- sını yaymaya başlıyorsa eger, bu hareketine dur demek, Turkiye'- deki butün devlet görevlilerinin de görevidir" dedi. Inonu, partisinin Bayrampaşa'da yapmak istediği "sölen"in Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın 17. mad- desi uyarınca "haksız bir gerek- ce"yle yasaklandığım bundan da lstanbul Valisi'nin sorumlu olduğunu bildirdi. İnönü, ayrıca ANAP ilçe mer- kezinin bir bakan tarafından açü- dığını ve bunun görüntülü bir ha- ber olarak TV'den yayımlandığı- nı belirterek "Şimdi soruyonım, bu bir hükümet icraaü mıydı? De- ğilse, o zaman SHP'nin açıuşia- nnı TRT neden vermiyor? TRT ya da ilgili bakan açıklasın" diye konuştu. Basın toplantısında tstanbul'- un su sorununa da değinen SHP lideri İnönü, bu konuda yerel ve merkezi iktidann birlikte çalışma- sı gerektiğini savundu. tnönü, "Ama bu böyle olmuyor. tktidar yardımcı olması gerekirken, kös- tek oluyor. Belediyenin Yalova'- dan su taşmmasında ve otobüs alınmasında engelleyici tutum izliyor" dedi. Başbakan Akbu- lut'un "tstanbal'un su sorununu biz çözeriz" sözlerine de değinen İnönü, "Eger iktidann elinde bu sonınu çözecek olanak varsa, ne- den yapmıyoriar? Yok eger bunu bir seçim yatınmı olarak kullanı- yorlarsa bu halka karsı suç işle- mektir" diye konuştu. giuz. Herkesin bir seyleri olsun istiyoruz'1 dedi. Demirel Kütahya'dan sonra Afyon'a geçerek partisinin il kongresine katıldı. Burada yaptığı konuşmada iktidarı eleştirerek bugün ülkeyi yönetenlerin halkı yoksullaştırdıklarını belirten De- mirel, "Birisi size ne yaptı nız di- ye soracaktır. Burası sizin çiftliginiz degiidir. Bu millette hak hukuk arayanlar vardır" dedi. Sözleri sık sık "Başbakan Demirel" sloganlan ve alkışlarla kesilen Demirel, Hodri Meydan'- da kendilerinin konuşmalarına izdn verilmemesini de eleştirerek, "Programı Çankaya iptal ettir- miştir. Çünkü biz konuşsaydık foyalan meydana çıkacako" di- ye konuştu. Hac olayına da deği- nerek valilerin Suudi Arabistan Krah'nın davetlisi olarak bu go- revi yerine geürmelerini "a>ıp" olarak nitelendiren Demirel, ölen Türk haalan karşısmda hüküme- tin takındığı tavrı da sert bir dille eleştirerek "Bir devlet bir hükü- met 'ne yapalım öldüyse öldü' di- ye söyleyemez. Siz hangi ulkenin hükumetisiniz? Meclisi güçlükle topladık. Başbakan çıkü hacca gi- decek hacılar için konulan kota- dan haberinin olmadığını soyledi. Bu hükümet neye yarar, bunlar çöp kaldıramazlar" dedi. Kendilerine çoban olarak görev verümeyecek kişilerin şimdi hükü- met idare ettiklerini savunan DYP lideri, "Hani bunlar gidecekti di- yorsunuz. Bunlar mefta gibi or- tada dolaşmaktadırlar. Kendiliklerinden giimezler, bun- lann gitmesi halkın reaksiyonuna bağhdır" dedi. COUNCIL OF EUROPE (23 Member States) seeks Administrative Officer for the European Conmittee on Torture Prevention The Conmittee visits placcs of detention (prisons. police stations, etc) in order to examine the treatment of persons deprived of their liberty. The successful applicant vill be involved in the preparation and carrying out of the Conmittee's visits and the drafting of visit reports. Besides having nembcr State nationality, candidates must be under 35 (normally), hold a degree in law or other subject related to the Conmitta's activites, and have very good English and good French (or vice versa). In addition, profcssional experience of visits to places of detention and knowledg€ of other languages. particularly southern European (Greek, ttalian, Portuguese, Spanish. Turkish), vould be an advantage. Monthly saJary (expat, singla rate) dependıng on experience. either 19,500 FF or 24,000 FF. tax free. net of pension and social insurance deductions. Candidates should send a full CV to the following address as soon as possible, asking for official application form (to be returned by 11 September 1990): Establishment Divisıon Council of Europe (Pers-ref 20/90 BP 431-R6 F-67006 STRASBOURG CEDEX The Council of Europe is vvorking towards beconing an equal opportunity employer. GÜNLEREV KÖPUĞU AHMETTAN ABD Ne Yapmak İstiyor? ANKARA — Bu sorunun yanıtını Türkiye bulmak zorunda. Yoksa Amerika'nm yaptıklarını sonradan ağzı açık seyretmek zorunda kalacak. Son hattalarda olup bitenlere önceki gün bir de "Bush telefonu" eklendi. Telefona bakmadan önce yapılanlara kısaca göz atmakta ya- rar var: 1- Fener Patrıği'ne Papa muamelesi yapılryor. Böyiece Yunan- lıların küflenmiş tezlerıne tazelik aşılanmaya çalışılıyor. 2- Yunanistan'la "tehdit ve tehlike anında" özel yardım an- laşması imzalanıyor. 3- Amerikan Dışişleri Bakanlığı yönetimindeki Amerika'nm Se- si Radyosu'nda Küröere yönelik yayın hazırlığı öneriliyor. 4- Türkiye topraklarını da içıne alan bir "Kürt Bolgesi" ifade- si, 1991 bütçe tasansına koyuluyor. Nereden bakılırsa bakılsın, bu 4 noktada "iyinryet ve dostluk" ögeleri görmek çok zor. Neyin sesi - neyin fesi? 4 noktanın hepsı de birbirinin üstüne tüy dikici nitelikte. Alın, Amerika'nm Sesi'nin Kürtçe yayın konusunu. Gerçeği görmek için İngilizlerin, bütçesı yine dışişleri bakanlığına bağ- lı, BBC Dış Yayınlar Servisi'ne bakmak yeter. BBC dünyanın 5 kıtasına Slovakça'dan Hausaca'ya Tamilce^ den Hırvatça'ya 36 diloen yayın yapıyor Ama "Kürtçe" yok. Çün- kü, böyle bir yayının Ankara'dakı Batılı bir dıplomatın deyişi ile Türkiye için "düşmanca" oiacağı açık. Amerikan'ın Sesi'nde "Kürtçe" yayın konusu, Amerikan Kong- resi'nin bütçe sürecı içinde Bir Temsikaler Meclısı üyesinin 1991 bütçesine ekledıği ek maddenın kabul edilmesi ile 90 gün içinde Kürtçe yayın başlayacak. Fener Patrıği'ne devlet başkanı muamelesi de öyle, 1991 büt- çesinde Türkiye Cumhuriyeti topraklarını da kapsayan bir böl- geyi "Kürt Bölgesi" olarak belirlemek de. Türkiye, bu konudaki "duygulanm" Amerikan hükümetine dip- lomatik kanallardan geçtiğimiz haftalarda bildirdi. Ama, belirttiğimiz gibi, değişen bir şey olmadı Çünkü, Kürtçe yayın konusu da "Kürt bölgesi" maddesi de VVashington'un yaptığı "karşıyız" açıklamasına rağmen, "sû- reç içinde" sonuçlanma aşamasına doğru ilerliyot Tehlike ve tehdit anı ABD ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşmanın Türki- ye'yi hedef alıp almadığı tartışılıyor. Türkiye hedef "bızız" diyor. — - ^ — . ^ - ^ ^ — i ^ — — ^ Amenka "hayır değılsiniz" Alın, Amerika'nm diyor. Sesi'nin Kürtçe yayın Yunanistan hiçbir şey konusunu. Gerçeği d e m i y°r - . . . , , . , . . A görmek için İngilizlerin, Turkçede sukut ıkrardan ^ • r o^c/en gehr" sözunun anlamı "sessız- rrZZ^.JL',Z> MJAI, oan lik kabul demektir." Bakanlığı na bağlı, BBC İngihzcede de aynı olmalı. Dış Yayınlar Servisi'ne Bu yüzden Amerikalılar sessiz bakmak yeter. BBC durmuyorlar. Savunma bakan- dünyanın 5 kıtasına larını gönderip konuşturuyor- Slovakçadan lar.Ankara-dakibüyükelçilerine H a u s a c a y a t Tamilceden 36 fden korosunaen son Başkan Bush Ya Y'n Y*r»yor. Ama telefonu ile katıldı. Özal'ı ara- "Kürtçe" yok. Çünkü, yarak "hedef Türkiye değil" böyle bir yayının dedi. Ankara'daki Batılı bir D e d i m ı ? dıplomatın deyimi ile, Bıiemıyoruz. Türkiye için "düşmanca" Cumhurbaskanı Sözcüsü . ^ < • •• > Büyükelçi Toperi "dedi" diyor. o l a c a & a< ?'k - Amenka'nın Ama "demek" fazla bir şey Sesi'nde "Kürtçe" yayın ifade etmiyor. konusu, Amerikan Eğer etse idi, Bush da de- Kongresi'nin bütçe mekle yetinirdi. Özal'a dedikle- süreci içinde. rini bir de mektuba dökmezdi Uluslararası hukukta da, doğru dürüst demokrasilerde de "sö- züm senet"tir kuralı geçersizdir. Her şey kayıt kuyuda bağhdır. Eğer, öyle olmasaydı, Amenka Yunanistan'a "tehlike ve teh- dit anında" diye yazılı senet vermezdi. Telefon garantisi "Söz yetmez" diyen Yunanistan, ABD yönetimine bastırdı, öteki ülkelerle ABD'nın imzaladığı savunma işbirliği anlaşma- larının hiçbirinde olmayan iki şeyi yaptırdı. Birincisi anlaşmanın başına bir "önsöz" ekletti. İkincisi anlaşmanın adına "karşılıklı" sözünü koydurdu. Bu ikisi de Atina'nın ince hasaplarına hizmet edici nitelikte. Ya da Atina'nın inancı bu yönde. ABD yönetımi, "fazla kaçar" diyerek anlaşmadaki tehlike ve tehdit anında "müttefiklerden gelecek" ibaresini çıkardı. Şimdi, olup bitenlere bakalım. Türkiye diyelim ki, ABD Yunan Sİ Anlaşması'nın kendisine karşı olduğu konusunda gereksiz vehimlere kapılıyor. O halde neden ABD Büyükelçisı, Amerikan Savunma Bakanı, en son da ABD Başkanı dil döküp duruyor? Ama belirttiğimiz gibi bu konuda "dil dökmek" yetmiyor. Kâğıda dökmek gerekıyor. Bush'un Özal'a söylediği sözleri kâğıda döktüğü soyleniyor. Bu "kâğıt"' açıklanmıyor. Nasıl ki, ABD-Yunamstan anlaşması açıklandı. Başkan Busrt^ un Özal'a bu anlaşma ile ilgili yazdığı mektup da açıklanmalıdır. Devletlerin yazgısı, başkan babaların telefon sohbetlerine terk edilemez. "Gizlilik" ile "gizli kapaklılık" ayrı şeyler. ABD ile ılişkilerin artık gizli kapaklı yürütülmemesi gerek. Çünkü ABD, Türkiye konusunda gören gözler, duyan kulak- lar için çok açık seçik hareket ediyor. Bunun için Amerıka'nın Sesi'ne ve Fener Patriği'nin asası- na kulak vermek, Yunan Sİ Anlaşması'na bakmak yeter. Adres değişikliğinin nedeni Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Savunma Bakanı Chenney'e söz- lü güvencenin yetersiz olduğunu bildirmişti. ABD'li bakan da "Bakalım... Yazılı da veririz" diyerek ay- rılmıştı. Yazıfı güvence bakanlıktan değil, Beyaz Saray'dan gekji. Da- ha doğrusu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü geldiğini bildirdi. Bush 26 temmuz perşembe günü Çankaya'nın telefonunu çal- dırdı. Özal'a Yunan SİA'sını yanlış değerlendirdiğini, tehdit ve tehlike konusunda hedefin Türkiye olmadığını anlattı. Özal da, "dost"u Bush'a, inandığını ancak yine de "yazılı" bir belgenin yerinde olacağını söyledi. Bush bunun ûzerine özal'a hitap eden bir mektup kaleme aldı. Neden Özal'a da, Başbakan Akbulufa değil? Bunu yürürlükteki siyasal-hukuksal sıstemle açıklamak müm- kün değil. Türkiye'de anayasaya göre yürütrnenin başı Başoakan'dır Dış politikadan sorumlu olan hükümettir, dolayısı ile hükümet baş- kanıdır O halde Amerikan sistemine göre yürütrnenin başı olan ABD Başkanı'nın muhatabı, Türkiye'deki sisteme göre yürütrnenin başı olan Başbakan'dır. Bu 25 yıl önce de böyle idi, şimdi de böyle. Sırf bu nedenle ABD Başkanı Johnson, 1964 tarihli ünlü mek- tubunu, dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ye yazmıştır. ABD Başkanı Bush, mektup adresini kanştırarak, acaba Türkiye'deki anayasa ve sıyasal sistemi mi değiştirmek istiyor? OKTAY AKBAL ANI DEĞİL YAŞAM 2. BASI ÇAĞDAŞ YAV1NLARI ASIM BEZIRCI ÇOK KAPILI ODA î. MSI "•:.' f.'J A/M /, VAĞDAŞ YAY1NLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle