Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURÎYET/U
Olaylı güzellik vanşması
• ANTALYA (AA) — "Rute Grubu" ve Steigenberger
Falez Hotel'in birlikte düzenledikleri "1990 Türkiye
Güzellik Yanşması" sonuçlandı. Melek Sevda Elibol,
Türkiye güzeli seçildi. Yarışmada Ash Naz Başar ikinci,
Esra Çalkan da uçuncü oldu. Yarışmada Başak Göstak
"Basın Güzeli", Melike Karayazı "Rute Güzeli", Aslı Naz
Başar "Steigenberger Güzeli", Sultan Soylu da "Green
Air" güzeli seçildiler. Yanşmaya Ankara'dan katılan 19
yaşmdaki Melek Sevda Elibol, jüriden en yüksek puanı
alarak 1990 Türkiye güzeli seçildi. 89-63-90 ölçülerine
sahip olan Elibol, 1.71 boyunda ve 58 kilogram
ağır'ağında. tngilizce bilen Elibol, lise öğrencisi. Elibol'un
güzellik tacını, 1986 Türkiye güzeli Meltem Doğanay
taktı. Antalya "Queen of Turkey" adıyla düzenlenen
güzellik kraliçeliği yanşmasında, Melek Sevda Elibol'un,
uygunsuz davranışları nedeniyle ilk elemede 10 puanı
silinmesine karşın kraliçe seçildi. Olaylı geçen yarışma
boyunca gazeteciler ile organizasyon sorumluları arasında
da sık sık sürtüşmeler oldu.
Erciyes'e kar yagdı
• Haber Merkeri — Temmuz'un son günlerinde yurdun
bazı bölümlerine yeniden yağış düşmeye başladı.
Vciyes'in yüksek kesimlerine kar yağdı. Devlet
'eteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye
göre yarın öğleye kadar yurdun kuzeydoğu kesimleri
parçalı bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz, İç Anadolu'nun
kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak ve
gökgürültulü sağanak yağışlı, öteki yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Bu arada Erciyes DağYnın yüksek
kesimlerine kar yağdı. Erciyes'te kann ve sisin etkili
olduğu, görüş mesafesinin 10 metreye kadar indiği
belirtildi. Kayseri'de dün aksam saatlerinden sabaha
kadar devam eden şiddetli yağmur ve fırtına elektrik
şebekelerinde arızalara ve bir evin çatısının uçmasına
neden oldu.
Trafik kazası: 2 ölti
• Haber Merkezi — Halkın Emek Partisi Milletvekili
Adnan Ekmen'in kullandığı otomobil Silvan yakınlarında
şarampole yuvarlandı. Otomobilde bulunan 2000'e Doğru
dergisi muhabiri Mehmet Şenol ile Avukat Sabahattin
Acar ağır, IHD Diyarbakır Şube Başkanı Hatip Dicle de
hafîf şekilde yaralandı. Adnan Ekmen ise kazayı yara
almadan atlattı. Bu arada dün Kahramanmaraş ve
îstanbul'da meydana gelen trafik kazalarında da 2 kişi
öldü, 2 kişi yaralandı. Kahramanraaraş'ın Andırın
ilçesinin Canbaz köyünde, Hikmet Geçeroğlu (27)
yönetimindeki 46 EK 182 plakalı otomobil, aşırı hız
yüzunden devrildi. Araçta bulunan özgün Geçeroğlu
olay yerinde öldu. Yaralanan surücü Hikmet Geçeroğlu
ve Ali Geçeroğlu ise Afşin Devlet Hastanesi'nde tedavi
altına alındılar. Istanbul'da, E-5 Karayolu'nun Kartal
bölumunde, Ali Akgun'ün kullandığı 34 L 6911 plakalı
kamyonet, yolun kenanna park eden 34 RL 286 plakalı
kamyonun arkasında bulunan muavin Fuat Türk'e (15)
çarptı. Fuat Tıirk, hastaneye götürülürken öldü.
Gazeteciler Cemiyeti piknigi
i Istanbul Haber Servisi — Gazeteciler Cemiyeti Sosyal
riizmetler Komitesi'nce düzenlenen "1. Basın Pikniği"
dün yapıldı. Belgrad Ormanları Mehmet Akif Ersoy
Alanı'ndaki pikniğe, cemiyet üyesi basın mensupları ile
aileleri katıldı. Davetliler, piknik alanına herhangi bir
ücret ödemeden Taksim Ataturk Kültür Merkezi önünden
kalkan otobüslerle gittiler. 10.30 - 18.00 saatleri arasında
gerçekleştirilen pikniğe, sanatçı Ersan Tekin ile Fatih
Kısaparmak da şarkılarıyla renk kattılar. Piknikte çeşitli
eğlenceler ve spor karşılaşmalarının yanı sıra yanşmalar
düzenlendi, kazananlara odüller verildi.
Milli eğitimde tayin seferberligi
• ANKARA (UBA) — Öğretmen tayinlerinin okulların
açılmasından önce yetiştirilmesi için Milli Eğitim
Bakanlığı Personel Atama Genel MUdürlUğü'nde sıkı
önlemler alındı. Milli Eğitim Bakanhğı'run yeni atama
yonetmeliğini yaymlamasından sonra öğretmenler tayin
dilekçelerini milli eğitim müdürlüklerine vermeye
başladılar. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Atama
Müdürlüğü yetkilileri, öğretmenlerin tayin isteme
dilekçelerini verme süresinin 5 ağustosta sona ereceğini
belirterek "Milli eğitim il müdürlükleri öğretmenlerin
tayin isteklerini en kısa zamanda bakanlığımıza
iletecekler, biz de burada hemen tayinleri yapmaya
başlayacağız" dediler.
Sünnet dtigüntinde gözaltı
• tstanbul Haber Servisi — Polis, Ümraniye Mustafa
Kemal Mahallesi sakinlerinin düzenlediği toplu sünnet
düğününe katılanlardan biri 16 yaşında kız çocuğu
ol'mak iizere 4 kişiyi gözaltına aldı. Selma Demir,
Durmuş Bulut ve Kemal Zongür'ün oluşturduğu komite,
Kısıklı İzmir Gazinosu'nda bir toplu sünnet düğünü
duzenledi. 40 kadar çocuğun sünnet edilmesinin
planladığı düğün programmda çesitli sahne gösterilerine
de yer verdiler. Düğünün sonlarına doğru çocukların
oynadığı ve gecekondu yaşantısını anlatan oyundan sonra
İzmir Gazinosu'na gelen polis, oyunda yer alan Funda
Alp'le (16) birlikte tertip komitesi üyeleri Selma Demir,
Durmuş Bulut ve Kemal Zöngür'ü gözaltına alarak
karakola götürdü. Gözaltına alınanlann daha sonra
Siyasi Şube"ye götürülduğü belirtildi. Polis yetkilileri,
düğünde oynayan oyunun "sol içerikli" olduğunu ve
Funda Alp'in üzerinde de bir pankart çıktığını söylediler.
Orman yangını TBMM'de
• BURHANİYE (Cumhuriyet) — 750 hektar çam
ormanının kül olmasına yol açan yangının ardından SHP
Bahkesir Milletvekili önder Kırlı yangın söndürme
işlemlerinde köylü yurttaşlann devre dışı bırakıldığıru
belirterek "söndürme ekiplerinin yeterli olmadığı
iddiaları var, ayrıca köylü yurttaşlann Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlanrun
ertelenmesi için konuyu TBMM'de gündeme getireceğim"
dedi. Burhaniye çevresinde çıkan orman yangınıyla ilgili
zarar belirleme çalışmalan sürerken, yangından önemli
ölçüde etkilenen Kurucuoluk, Hacıbozlar, Sarılar,
Kuyumcu, Zübeylidere ve Kırık köylüleri orman işletmesi
yetkililerinin yangını söndürmede başanlı olamadığını
söylediler.
SHP lideri inönü, Başbakanı, 'demokrasiyi dinamitlemekle'suçladı
Akbulut'a uyarıSHP lideri tnönü, "İktidar, eğer muhalefet
partisine eşit hak vermemeye başlarsa -ki
ANAP şimdi onu göstermeye başladı- o
zaman genel seçimi kaybetmeye tahammülü
olmayacak demektir. Bu da demokrasi için
tehlikeli şeydir. Onun için zamanı varken
uyarıyorum Sayın Akbulut'u" dedi.
tç Politika
Servisi — SHP
Genel Başkanı
Erdal tnönü,
iktidarın, seçim
döneminde mu-
halefete "eşit
hak" tanımama
tutumu izlediğini öne surdü. Inö-
nü, Başbakan Akbulut'u "<Je-
•nokrasiyi dinamitleyen" davra-
nışlarda bulunmakla suçlayarak
uyardı. İktidar partisinin "seçim
kaybetmeye tahammül edemeye-
ceği" havasını verdiğini ifade
eden Inönıi, "Eğcr bu yola gir-
mişler ve devam ediyorlarsa sonu
çok fena olur. Muhalefetin, do-
layısıyla halkın bakkını gasbeden
davranışlar, demokrasi için en
tehlikeli davranışlardır. Sayın Ak-
bulut'u bu hareketlerden süratle
vazgecmeye çagınyorum" dedi.
SHP lstanbul Ü Merkezi'nde
dün bir basın toplantısı düzenle-
yen Erdal tnönü, iç politikaya yö-
nelik son gelişmeleri değerlendir-
DEMİREL 3 İLDE KONUŞTU
Türkiye yalanlarla
idare ediliyorDYP Genel Başkanı yüzde
45 oy isteyerek "Verin ki
anayasayı değiştirelim.
Sayın özal'ı indirerek
halkın içinde gezemez hale
getirelim" dedi.
TURAN YILMAZ
ALİ KEHRİBAR
ESKİŞEHtR/KÜTAHYA/AF-
YON — DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirel, "Yüzde 45*i«
üzerinde oy verin ki ana>asayı de-
giştiretim, hırsızlıklann, haksızlık-
lann hesabım sorarak ve Sayın
Özal'ı indirerek halkın içinde ge-
zemez hale getirelim" dedi. Tur-
kjiye'nin "yabancılarla idare
edildiğini" söyleyen Demirel, AT
ile ilişkiler konusunda da "Yeni
bir Avrupa henuz şekillenmiş de-
gildir. Bizim şekillenmişinin dışın-
da tutulmamız, ama şekillenme-
mişine namzet gösterilraemiz
aJdatmacadır" diye konuştu.
DYP lideri, dün partisinin Es-
Idşehir, Kntahya ve Afyon il kong-
relerine katıldı. Beraberinde DYP
Bursa Milletvekili ve Genel İdare
Kurulu üyesi Cavit Çaglar ile ka-
rayoluyla önce Eskişehir'e gelen
Demirel'i coşkulu bir kalabalık
kent girişinde karşıladı. Uzun bir
araç konvoyuyla kongrenin yapıl-
dığı spor salonuna gelen Demirel,
burada yaptığı konuşmada son on
yılı "ara rejim" \e "siyasi karga-
şa dönerai" olarak niteledi. Bu
dönemde ortaya çıkan issizlik, pa-
halılık, emeğin karşılığının alına-
maması ve yoksulluğun kendili-
ğinden olmadığını, bu nedenle de
kendiliğinden ortadan kalkamaya-
cağını savunan Demirel, tüm bu
yasananlardan bu dönemde ülkeyi
yönetenlerin sorumlu olduğunu
söyledi. Demirel, son on yılı de-
ğerlendirirken, "Dogu blokunda-
ki diklalörlukler ortadan kalktı.
Onlar da bizim rejimimize geçti-
ler. Ama Avnıpa şimdi onlaria bi-
zi aynı luluyor. Bunun nedeni de
83 rejimidir" dedi.
Sorunların ancak halktan alına-
cak destekle çözülebileceğini, bu-
nun için de kendisinin sürekü hal-
ka gittiğini, partisinin kongreleri-
ne katıldığını anımsatan Demirel,
"Biz bu temmuz sıcağında başka-
sının kınp döktiiğiinü toplamak
ve memleketi içine düştuğu du-
nımdan kurtarmak için burada-
yız, bunun için çalışıyoruz. Gil
bunu Ankara'da yap diyeceksiniz.
Ama Ankara'nın takati yok. Biz
bu gücü iki yerden alınz, biri Ce-
nab'ı Allah diğeri millettir" diye
konuştu.
Bugün Türkiye'de halkın* yüzde
85'inin reddettiği bir şahıs ve zum-
re hâkimiyetiııin bulunduğunu be-
lirterek "Bunun bir darbeden ne
farkı var. Ha gelmiş zorla otur-
muşsun, ha böyle oturmuşsun.
Milletin nzası yok" diyen Demi-
rel, buna dur deniltnesini,
ANAP'ın oyunun yüzde 5'e indi-
rilmesini istedi ve "Bunlann örn-
rii çoktan tamamlanmıştır. Şim-
di defterini kapamak lazımdır"
şeklinde konuştu.
AT ile ilişkiler
DYP lideri Demirel, partisinin
kongrelerindeki konuşmalannda
AT ile ilişkilere de değindi. Tür-
kiye"yi ziyaret eden Avrupa Top-
luluğu Bakanlar Kurulu Dönem
Başkanı Italya Dışişleri Bakanı
Giani De Michelis'in, "Türkiye^
yi bir Avrupa iilkesi olarak kabul
ediyoruz. Uişkilerin gelişmesine
önem veriyoruz. İlk planda Avus-
turya ve EFTA ülkeleri berhalde
AT iilkesi olacaktir" sözlerine iliş-
kin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Anlasılıyor ki Türkiye'nin ya-
kın bir zamanda AT üyesi olabi-
leceği ihtimali görülmuyor. Ama
gümrük birligi konuşuluyor.
Türkiye AT üyesi olmadan gura-
riik birliğini gerçekleştirirse, sade-
ce pazar olur. Ortak Pazar mal-
lann, insanların sermayesinin ve
hizmelinin serbesl hareketi üzeri-
ne kunılmuştur. Yani bir pakettir.
Türkiye zenginleşmeye çalışıyor.
Avrupa ile işbirliginde aradığı,
bem insanlık âleminin evrensel de-
gerlerine beraberce sahip çıkarak,
kendi vatandaşına onur ve gurur
saglayacak bir ortamı yaratmak,
bem de uygar insanın refah sevi-
yesine ulaşarak zenginligin ve
mutlulugun sahibi olmak istiyor.
Türkiye'nin AT ile olan ilgisi bir
dayanısma kavnmının sonucu-
DEMİREI — Fnf)as}on halkı perişan etti.
dur. Sayın misafir bakan, 'yeni bir
Avrupa'mn oluşumunda Türkiye
önemli bir yere sahiptir' diyor. Ye-
ni bir Avrupa henuz şekillenmiş
değildir. Bizim sekillenmişinin dı-
şında tutulmamız, ama şekillen-
memişine namzet gösterilmemiz
bir başka aldatmacadır. Ülkeyi
yönetenler hem kendileri vasıtası,
hem de baskaları vasıtası ile hal-
kımızı aldalmaya devam ediyoriar.
Konuşmasında serbest piyasa
ekonomisinin önemli bir olay ol-
duğunu bunun ortam ve sartları-
nın hazırlanması gerektiğini de
belirterek, "Bu ortam ve şartlar
yoksa sadece akıntıya kürek
çekmektir" diyen Demirel, "Dün-
yanın peşinde koştugu globalizm,
henuz Turkiye'yi yönetenler tara-
fından fark edilmtş degiidir. Gio-
balizmin kokünde demokrasi için-
de zenginleşme vardır. Bu da an-
cak istikrarla olur. tstikrar enflas-
yonun tek rakamlı olması ile ifa-
de edilebilir" diye konuştu.
Kütahya konuşması
Eskişehir'den Kütahya'ya geçen
Demirel spor salonunda yaptığı
konuşmada tek başlanna iktidar
olacaklannı savundu. Demirel,
kendisini dinleyenlerden yüzde
45'in üzerinde oy vermelerini is-
teyerek bu takdirde anayasayı de-
ğiştireceklerini, hırsızlıkların, hak-
sızlıkların hesabını sorarak Özal'ı
indireceklerini soyledi. Demirel
"Türkiye bugün yalanlarla idare
edilmektedir. Pahalılık, issizlik ve
enflasyon halkı perişan etmiştir.
Orta sınıf kalmadı. Türkiye'de 5^
milyon insan gelirin yüzde 43'ünü
alıyor, ama biz servet duşmanı de-
SHP Genel Başkanı, hükümetin valilere baskı
vaptığını savunarak, "Valiler hükümetin değil
cumhuriyetin valileri olduklarını
unutmasınlar. Bir iktidar partisi seçimi
kaybetmeye tahammülü olmadığı havasını
yaymaya başlıyorsa, buna dur demek devlet
görevlilerinin görevidir" dedi.
di. tnönü, 19 ağustosta yapılacak
seçimlere ilişkin görüşlerini açık-
ladı. Bayrampaşa ve Etimesgut
dışında, 19 ağustosta yapılacak
diğer seçimlerin önem taşımadığı-
nı belirten SHP lideri, çözümün
erken genel seçim olduğunu bil-
dirdi. tnönü, "Bir an evvel bir er-
ken secim yapalım ve bu sıkıntı-
lardan kurtulalım. Esas çözüm
budur. Yoksa ufak seçimlerle
oyalanmak, ara seçimi bile yap-
mamayı düşünmek, demokrasi-
mize aykın şeylerdir" dedi.
Bayrampaşa'da SHP'nin dü-
zenlemek istedıği toplantılann en-
gellendiğini söyleyen Erdal İnönü,
Başbakan Akbulut'un geçen cu-
manesı ilçede temeüni attığı "ka-
palı spor salonu"nun ruhsatı ve
imar planı bulunmadığını söyle-
di.
Inönü, bunun "Kırşehir'de ol-
duğu gibi" bir seçim vaadi oldu-
ğunu ifade etti. Başbakan Akbu-
lut'un "SHP'li belediyeleri bece-
riksizlikle suçlamaya devam
ettjgini" anımsatan Erdal Inönu,
seçim atmosferinde, muhalefet
partilerine "hak ve eşitlik" tanı-
mama davranışları gösteriidiğini
öne sürdü. SHP lideri bu konu-
da şunlan söyledi:
"İktidar, efer muhalefet parti-
sine eşit hak vermemeye başlarsa
-ki ANAP şimdi onu göstermeye
başladı- o zaman, genel seçimi
kaybetmeye tahammülü olmaya-
cak demektir. Bu da demokrasi
için tehlikeli şeydir. Onun için za-
manı varken uyanyorum Sayın
Akbulut'u; anlamsız sözler söyte-
mek başka sey, bu anlamsız söz-
lerle demokrasiyi dinamitlemek
başka şeydir. Muhalefet partile-
rine eşit hak verraeyen davranış-
iar, dolayısıyla halkın bakkını
gasbeden davranışlardır. Biriik ve
berabeıiiği dinamitleyen davranış-
lardır. Sayın Akbulut'u bu hare-
ketlerden süratle vazgeçmeye ça-
gınyonım. Eğer bu yola girmiş-
ler ve devam ediyoriarsa sonu çok
fena olur. Demokrasinin en
önemli sınavı muhalefet partisinin
genel seçimi kazaıunasına taham-
mui edemeyecegi havasım ver-
mektir. Buna hakian yoktur."
Hükümetin valilere baskı yap-
tığını da öne süren tnönü, yasa-
larda olmayan gerekçeler kullanı-
larak muhalefetin miting yapma
hakkının engellendiğini belirtti.
tnönû bu konuda, "Valiler, hü-
kümetin degil, cumhuriyetin va-
lileri olduklannı unutmasınlar.
Bir iktidar partisi seçimi kaybet-
meye tahammülü olmadığı hava-
sını yaymaya başlıyorsa eger, bu
hareketine dur demek, Turkiye'-
deki butün devlet görevlilerinin de
görevidir" dedi. Inonu, partisinin
Bayrampaşa'da yapmak istediği
"sölen"in Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'nın 17. mad-
desi uyarınca "haksız bir gerek-
ce"yle yasaklandığım bundan da
lstanbul Valisi'nin sorumlu
olduğunu bildirdi.
İnönü, ayrıca ANAP ilçe mer-
kezinin bir bakan tarafından açü-
dığını ve bunun görüntülü bir ha-
ber olarak TV'den yayımlandığı-
nı belirterek "Şimdi soruyonım,
bu bir hükümet icraaü mıydı? De-
ğilse, o zaman SHP'nin açıuşia-
nnı TRT neden vermiyor? TRT
ya da ilgili bakan açıklasın" diye
konuştu.
Basın toplantısında tstanbul'-
un su sorununa da değinen SHP
lideri İnönü, bu konuda yerel ve
merkezi iktidann birlikte çalışma-
sı gerektiğini savundu. tnönü,
"Ama bu böyle olmuyor. tktidar
yardımcı olması gerekirken, kös-
tek oluyor. Belediyenin Yalova'-
dan su taşmmasında ve otobüs
alınmasında engelleyici tutum
izliyor" dedi. Başbakan Akbu-
lut'un "tstanbal'un su sorununu
biz çözeriz" sözlerine de değinen
İnönü, "Eger iktidann elinde bu
sonınu çözecek olanak varsa, ne-
den yapmıyoriar? Yok eger bunu
bir seçim yatınmı olarak kullanı-
yorlarsa bu halka karsı suç işle-
mektir" diye konuştu.
giuz. Herkesin bir seyleri olsun
istiyoruz'1
dedi.
Demirel Kütahya'dan sonra
Afyon'a geçerek partisinin il
kongresine katıldı. Burada yaptığı
konuşmada iktidarı eleştirerek
bugün ülkeyi yönetenlerin halkı
yoksullaştırdıklarını belirten De-
mirel, "Birisi size ne yaptı nız di-
ye soracaktır. Burası sizin
çiftliginiz degiidir. Bu millette hak
hukuk arayanlar vardır" dedi.
Sözleri sık sık "Başbakan
Demirel" sloganlan ve alkışlarla
kesilen Demirel, Hodri Meydan'-
da kendilerinin konuşmalarına
izdn verilmemesini de eleştirerek,
"Programı Çankaya iptal ettir-
miştir. Çünkü biz konuşsaydık
foyalan meydana çıkacako" di-
ye konuştu. Hac olayına da deği-
nerek valilerin Suudi Arabistan
Krah'nın davetlisi olarak bu go-
revi yerine geürmelerini "a>ıp"
olarak nitelendiren Demirel, ölen
Türk haalan karşısmda hüküme-
tin takındığı tavrı da sert bir dille
eleştirerek "Bir devlet bir hükü-
met 'ne yapalım öldüyse öldü' di-
ye söyleyemez. Siz hangi ulkenin
hükumetisiniz? Meclisi güçlükle
topladık. Başbakan çıkü hacca gi-
decek hacılar için konulan kota-
dan haberinin olmadığını soyledi.
Bu hükümet neye yarar, bunlar
çöp kaldıramazlar" dedi.
Kendilerine çoban olarak görev
verümeyecek kişilerin şimdi hükü-
met idare ettiklerini savunan DYP
lideri, "Hani bunlar gidecekti di-
yorsunuz. Bunlar mefta gibi or-
tada dolaşmaktadırlar.
Kendiliklerinden giimezler, bun-
lann gitmesi halkın reaksiyonuna
bağhdır" dedi.
COUNCIL OF EUROPE
(23 Member States)
seeks
Administrative Officer for the European
Conmittee on Torture Prevention
The Conmittee visits placcs of detention (prisons. police stations, etc) in order to
examine the treatment of persons deprived of their liberty.
The successful applicant vill be involved in the preparation and carrying out of the
Conmittee's visits and the drafting of visit reports.
Besides having nembcr State nationality, candidates must be under 35 (normally), hold
a degree in law or other subject related to the Conmitta's activites, and have very good
English and good French (or vice versa). In addition, profcssional experience of visits to
places of detention and knowledg€ of other languages. particularly southern European
(Greek, ttalian, Portuguese, Spanish. Turkish), vould be an advantage.
Monthly saJary (expat, singla rate) dependıng on experience. either 19,500 FF or
24,000 FF. tax free. net of pension and social insurance deductions.
Candidates should send a full CV to the following address as soon as possible, asking
for official application form (to be returned by 11 September 1990):
Establishment Divisıon
Council of Europe (Pers-ref 20/90
BP 431-R6
F-67006 STRASBOURG CEDEX
The Council of Europe is vvorking towards beconing an equal opportunity employer.
GÜNLEREV KÖPUĞU
AHMETTAN
ABD Ne Yapmak İstiyor?
ANKARA — Bu sorunun yanıtını Türkiye bulmak zorunda.
Yoksa Amerika'nm yaptıklarını sonradan ağzı açık seyretmek
zorunda kalacak.
Son hattalarda olup bitenlere önceki gün bir de "Bush
telefonu" eklendi.
Telefona bakmadan önce yapılanlara kısaca göz atmakta ya-
rar var:
1- Fener Patrıği'ne Papa muamelesi yapılryor. Böyiece Yunan-
lıların küflenmiş tezlerıne tazelik aşılanmaya çalışılıyor.
2- Yunanistan'la "tehdit ve tehlike anında" özel yardım an-
laşması imzalanıyor.
3- Amerikan Dışişleri Bakanlığı yönetimindeki Amerika'nm Se-
si Radyosu'nda Küröere yönelik yayın hazırlığı öneriliyor.
4- Türkiye topraklarını da içıne alan bir "Kürt Bolgesi" ifade-
si, 1991 bütçe tasansına koyuluyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, bu 4 noktada "iyinryet ve dostluk"
ögeleri görmek çok zor.
Neyin sesi - neyin fesi?
4 noktanın hepsı de birbirinin üstüne tüy dikici nitelikte.
Alın, Amerika'nm Sesi'nin Kürtçe yayın konusunu. Gerçeği
görmek için İngilizlerin, bütçesı yine dışişleri bakanlığına bağ-
lı, BBC Dış Yayınlar Servisi'ne bakmak yeter.
BBC dünyanın 5 kıtasına Slovakça'dan Hausaca'ya Tamilce^
den Hırvatça'ya 36 diloen yayın yapıyor Ama "Kürtçe" yok. Çün-
kü, böyle bir yayının Ankara'dakı Batılı bir dıplomatın deyişi ile
Türkiye için "düşmanca" oiacağı açık.
Amerikan'ın Sesi'nde "Kürtçe" yayın konusu, Amerikan Kong-
resi'nin bütçe sürecı içinde Bir Temsikaler Meclısı üyesinin 1991
bütçesine ekledıği ek maddenın kabul edilmesi ile 90 gün içinde
Kürtçe yayın başlayacak.
Fener Patrıği'ne devlet başkanı muamelesi de öyle, 1991 büt-
çesinde Türkiye Cumhuriyeti topraklarını da kapsayan bir böl-
geyi "Kürt Bölgesi" olarak belirlemek de.
Türkiye, bu konudaki "duygulanm" Amerikan hükümetine dip-
lomatik kanallardan geçtiğimiz haftalarda bildirdi.
Ama, belirttiğimiz gibi, değişen bir şey olmadı
Çünkü, Kürtçe yayın konusu da "Kürt bölgesi" maddesi de
VVashington'un yaptığı "karşıyız" açıklamasına rağmen, "sû-
reç içinde" sonuçlanma aşamasına doğru ilerliyot
Tehlike ve tehdit anı
ABD ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşmanın Türki-
ye'yi hedef alıp almadığı tartışılıyor.
Türkiye hedef "bızız" diyor. — - ^ — . ^ - ^ ^ — i ^ — — ^
Amenka "hayır değılsiniz" Alın, Amerika'nm
diyor. Sesi'nin Kürtçe yayın
Yunanistan hiçbir şey konusunu. Gerçeği
d e m i
y°r
- . . . , , . , . . A
görmek için İngilizlerin,
Turkçede sukut ıkrardan ^ • r o^c/en
gehr" sözunun anlamı "sessız- rrZZ^.JL',Z> MJAI, oan
lik kabul demektir." Bakanlığı na bağlı, BBC
İngihzcede de aynı olmalı. Dış Yayınlar Servisi'ne
Bu yüzden Amerikalılar sessiz bakmak yeter. BBC
durmuyorlar. Savunma bakan- dünyanın 5 kıtasına
larını gönderip konuşturuyor- Slovakçadan
lar.Ankara-dakibüyükelçilerine H a u s a c a y a t
Tamilceden
36 fden
korosunaen son Başkan Bush Ya
Y'n
Y*r»yor. Ama
telefonu ile katıldı. Özal'ı ara- "Kürtçe" yok. Çünkü,
yarak "hedef Türkiye değil" böyle bir yayının
dedi. Ankara'daki Batılı bir
D e d i m ı ?
dıplomatın deyimi ile,
Bıiemıyoruz. Türkiye için "düşmanca"
Cumhurbaskanı Sözcüsü . ^ < • •• >
Büyükelçi Toperi "dedi" diyor. o l a c a
& a<
?'k
- Amenka'nın
Ama "demek" fazla bir şey Sesi'nde "Kürtçe" yayın
ifade etmiyor. konusu, Amerikan
Eğer etse idi, Bush da de- Kongresi'nin bütçe
mekle yetinirdi. Özal'a dedikle- süreci içinde.
rini bir de mektuba dökmezdi
Uluslararası hukukta da, doğru dürüst demokrasilerde de "sö-
züm senet"tir kuralı geçersizdir.
Her şey kayıt kuyuda bağhdır.
Eğer, öyle olmasaydı, Amenka Yunanistan'a "tehlike ve teh-
dit anında" diye yazılı senet vermezdi.
Telefon garantisi
"Söz yetmez" diyen Yunanistan, ABD yönetimine bastırdı,
öteki ülkelerle ABD'nın imzaladığı savunma işbirliği anlaşma-
larının hiçbirinde olmayan iki şeyi yaptırdı.
Birincisi anlaşmanın başına bir "önsöz" ekletti.
İkincisi anlaşmanın adına "karşılıklı" sözünü koydurdu.
Bu ikisi de Atina'nın ince hasaplarına hizmet edici nitelikte.
Ya da Atina'nın inancı bu yönde.
ABD yönetımi, "fazla kaçar" diyerek anlaşmadaki tehlike ve
tehdit anında "müttefiklerden gelecek" ibaresini çıkardı.
Şimdi, olup bitenlere bakalım.
Türkiye diyelim ki, ABD Yunan Sİ Anlaşması'nın kendisine
karşı olduğu konusunda gereksiz vehimlere kapılıyor. O halde
neden ABD Büyükelçisı, Amerikan Savunma Bakanı, en son
da ABD Başkanı dil döküp duruyor?
Ama belirttiğimiz gibi bu konuda "dil dökmek" yetmiyor.
Kâğıda dökmek gerekıyor.
Bush'un Özal'a söylediği sözleri kâğıda döktüğü soyleniyor.
Bu "kâğıt"' açıklanmıyor.
Nasıl ki, ABD-Yunamstan anlaşması açıklandı. Başkan Busrt^
un Özal'a bu anlaşma ile ilgili yazdığı mektup da açıklanmalıdır.
Devletlerin yazgısı, başkan babaların telefon sohbetlerine terk
edilemez.
"Gizlilik" ile "gizli kapaklılık" ayrı şeyler.
ABD ile ılişkilerin artık gizli kapaklı yürütülmemesi gerek.
Çünkü ABD, Türkiye konusunda gören gözler, duyan kulak-
lar için çok açık seçik hareket ediyor.
Bunun için Amerıka'nın Sesi'ne ve Fener Patriği'nin asası-
na kulak vermek, Yunan Sİ Anlaşması'na bakmak yeter.
Adres değişikliğinin nedeni
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Savunma Bakanı Chenney'e söz-
lü güvencenin yetersiz olduğunu bildirmişti.
ABD'li bakan da "Bakalım... Yazılı da veririz" diyerek ay-
rılmıştı.
Yazıfı güvence bakanlıktan değil, Beyaz Saray'dan gekji. Da-
ha doğrusu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü geldiğini bildirdi.
Bush 26 temmuz perşembe günü Çankaya'nın telefonunu çal-
dırdı. Özal'a Yunan SİA'sını yanlış değerlendirdiğini, tehdit ve
tehlike konusunda hedefin Türkiye olmadığını anlattı.
Özal da, "dost"u Bush'a, inandığını ancak yine de "yazılı"
bir belgenin yerinde olacağını söyledi.
Bush bunun ûzerine özal'a hitap eden bir mektup kaleme
aldı.
Neden Özal'a da, Başbakan Akbulufa değil?
Bunu yürürlükteki siyasal-hukuksal sıstemle açıklamak müm-
kün değil.
Türkiye'de anayasaya göre yürütrnenin başı Başoakan'dır Dış
politikadan sorumlu olan hükümettir, dolayısı ile hükümet baş-
kanıdır
O halde Amerikan sistemine göre yürütrnenin başı olan ABD
Başkanı'nın muhatabı, Türkiye'deki sisteme göre yürütrnenin
başı olan Başbakan'dır.
Bu 25 yıl önce de böyle idi, şimdi de böyle.
Sırf bu nedenle ABD Başkanı Johnson, 1964 tarihli ünlü mek-
tubunu, dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ye yazmıştır.
ABD Başkanı Bush, mektup adresini kanştırarak, acaba
Türkiye'deki anayasa ve sıyasal sistemi mi değiştirmek istiyor?
OKTAY AKBAL
ANI DEĞİL
YAŞAM
2. BASI
ÇAĞDAŞ YAV1NLARI
ASIM BEZIRCI
ÇOK KAPILI
ODA
î. MSI
"•:.' f.'J A/M /,
VAĞDAŞ YAY1NLARI