06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 1990 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Ifleteoroloji Genel Mûdürlüğü'n- den alınan bilgiye gftre yurdun ku- zeydoju kesımleri parçajı bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz, İç Anado- lu'nun kuzeydoğusu ıle Ooğu Ana- dokı'nun kuzeyi sağanak ve gök gû- rûltülü sajjanak yagışlı. öteki yerler az bulutlu vc açık geçecek HAVA SICAKLIĞI Ûnemli bir defiışiklık ol- mayacak RÛZGAR Kuzey ve doğu yûnterden hafif ara sıra orta kuvvette yurrJufi kuzey kesimlerinde yer yer kuvveöi olarak esecek. Demzterimız- de rûzgâr Doğu Karadeniz'de yıldız ve karayel, diğer denizlenmızde yıl- 't İa ve poyrazdan 2-4 yer yer 5, Ege açiKlarmda 6 kuvvetinde saatte 4-16 yer yer 21. Ege açıklannda 28 deniz mili hızla esecek. Van Gölû'nde hava. Parçalı az bulutlu geçecek. Rûzgâr kuzey ve doğu yön- lerden haflf ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçük dalgalı olacak. Görûş uzakJıflı 10 km. dolayında bulunacak. Adana Mapazan Adt^man Afyon Ağrı Ankara Antacya Antalya ArtJin A*!--, Balıkesı- Bılecık Bıngö! Bıtfc Bolu Bursa ÇaraMate Çonjm OtnnJ A 33° 24° OyartHkır A A 27° 17° Edırne A A 35° 20° Erancan Y A 29= 14° Erarum Y Y 29° 10° Esloşehır B Y 28° 15° Gaaaitep A A 32°23°aresun Y A 32°23°GumüştaneY Y 28° 14» Hakldn A A 34° 1«° Isparta A A 28° 15° tetanbul A A 26" 16° Izmıt A A 34°19°Kars Y A 30° 15° Kasamonu A A 2S°ir*afieri B A 29° 16° man» A A29°18°«onya A Y 26° 14° Küfchya A A 33° 19° Maiatya A 38°22°Maıwa 28° 16° K Maraş 30°i7°Meran 28° 9°Mu0ia 6°M 36°2O°IWe 26°i8°0nlu 28° 15» « a 33° 19° Samsuı 30°16°Sı« 26° 19° Sınop 33°19°Sıvas 28° 9°Won)aj 26° 14°*atam 3 2 ° 1 S ° U K < İ 28°»>Uşak 6»ta 28° 15° Yozgat 3 5 ° 2 1 o Z l A 32° 20° A 35°23° A 31° 26° A 33» 18° A 32» 18° A 32° 16° Y 28° 18° Y 26*18° Y 26° 18° A 38° 23° A 25° 17° Y 29° 13° A 28° 18° Y 26» 18° A 33° 19° A 30° 15° A 29=15° Y 27" 12° A 25° 16° I , butuftı g | so* *•*>•< B-tajkıDu G-gûnesl K-kart S-sslı Y-yjOmurtu DUNYA'DA BUGUN Amsnrdanı Amman Atna Bağdat Barcslona Basd Belgnd Benin Bonn Brükscl Budapeşe Cenevre Ceofii ûdde Dubaı FfankftHi Gıme Iİ6İ9U1İQ Kahıre Kooenhag Lefkoşa A 25° A 39° A 32° A 43° A 31° A 33° A 30° A 28° A 26° A 26° A 25° A 33° A 33° A 44° A 43° A 29° A 34° A 20° A 36° A 22° A 28° A 34° Leingrad Loodra Maönd Mtor» Mortrea Mostora MOrth New York OsB Pans Pnag Rıyaö Roma Sofya Şam Vhn Tünus Vfcsova toıedık Vıyana A A A A A A A A A A A A A A A A A A A A (AtefingtonA Zünh A 18° 25° 28° 32° 33° 20° 28° 32» 22° 27° 30° 48° 33° 28° 40° 37» 34° 26° 31° 29° 30° 30° BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 1/ Bir yapıtta uzak ve yabancı iilkderle ilgili olaylan, kişileri, yöre- sel görüşleri yansıt- ma. 2/ Ûrem... Ger- çek. 3/ Fizikte kulla- nılan iş, enerji ve ısı birimi... ABD'de otu- ran Anglosakson hal- ka verilen ad. 4/ Tan- rı... Yabanıl hayvan- bannağı. 5/ Ağrı'nın bir ilçesi... Yankı. 6/ llkel benlik... İskam- bilde bir kâğıt. 7/ Canlıların bölümlen- mesinde, dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik... Yahudiler tarafından kendi dinlenne yabancı olan uluslara verilen ad. 8/ Sinir hücresi... Koku. 9/ Bir çeşit cimnastik ayakkabısı... C*m Sultan'a Batılıtar tarafmdan verilen ad. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Bankacılıkta elde bulunan para. 2/ Büyûk demiryolu durağı... Italya'da bir kent. 3/ Erkek ve dişi gametin birle- mesiyle oluşan döllenmiş hücre... Kil ve kura karışımı verimli bir balçık. 4/ Kimyada basit şekerlerin ge- nel adı... Müsluman olmayan kimse. 5/ Gece denizde oluşan panl- tı. 6/ Asya'da bir ülke.. Nikelin simgesi. 7/ Budizm'in, Buda'yla tek vücut olmayı amaçlayan kolu... Tıpta "Beyin Akım Grafiği- 'nin kısa yazılışı. 8/ Dokutna tezgâhlarında kullanılan masuralı araç... Asya'da bir ırmak. 9/ Yer döşernesi olarak muşarnba. tıO YIL ÖNCE Cumhuriyet Sigorta tarifeleri 30 TEMMUZ 1930 Doğnıdan doğruya Jktisat Vekaletine merbut olan ve şehrimizde icrayi faaliyet eden sigorta tetkikat heyetine ticaret müdiriyetinde yeni bir daire verilmesi ve bir de kütüphane tesisi tensip edilmiştir. Ayrıca vekâletin yeni bir tebliğinde heyetin müzakere ve tetkik tarzı değiştirilmiş, mevcut 13 daimi aza harik hayat nakliye ve kaza olmak üzere dört kısma tefrik edilmiştir. Azadan bir zat heyetin mesaisi hakkında bir muharririmize şu malumatı vermiştir: — Sigorta tarifelerini tanzim ve hususi fiatlan tesbit etmekle meşgulüz. Bunlardan yangın tarife ve şeraiti umumiyesi bitmiştir. Nakliye sigortasının yaln» tarifesi yapılmış, şeraiti umumyesi derdesti tanzim bulunmuştur. Kaza sigortalan için de yeni tarife bitmiş, ahkamı umumiyesi kalmıştır. Bundan sonra da hayat Jigortalarının tarifesine başlanılacaktır. Kesbi kat'iyyet eden yangın tarifesi yeni ihtiyaçlara cevap verebilmek için yalnız iki sene meri olmak üzere tanzim edilmiştir. Hususi yangın tarifesine gelince bunun meriyet tarihi bir ay nihayetinde tamam olacağı için heyetimiz bu Fıyatların yeniden tesbitini ikmal etmek üzeredir!' Tünel şirketi Tünel şirketi bir müddet evvel ziyan ettiğini ileri sürerek zam talebinde bulunmuştur. Bu talep Nafıa'ca tetkik lilerek zamrrun muvafık olmayacağı neticesine varılmıştır. ınun esbabı mucibesi şudur: jnelle ikinci mevkide seyahat 100 paradır. Halbuki tramvayla Taksim - Karaköy ikinci mevki dört kuruş on paradır. Taksim'e gitmek için Tünel tariki tercih edilse tünel için 100 para, tramvay için ayrıca 4 kuruş 10 para vermek lazımdır. Bu da gösteriyor ki tünel fiatı esasen yüksektir. Tünel tarifelerine zam yapıldığı takdir de tramvaylarda izdiham olduğundan bu izdiham daha artacaktır. Buna da tramvay şebekesi müsait değildir. Vakıa tünelin 100 parasından % 5'i şehir hissesi, 30 parası köprü, 10 parası nakliyat resmidir. Bununla beraber, daha fazla zam, bizzat şirket aleyhine olacağı görülmüştür. Nitekim Tramvay şirketi, son köprü müruriyesi karşılığı olan 30 para zamdan sonra günde 1600 lira kaybettiğini iddia etmektedir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet GürsePin demeci 30 TEMMUZ 1989 Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel bugün İskenderun'a gelip Kıbrıs alayına sancağını teslim etti ve bu münasebetle de İskenderun ve' Hataylüara bir C Gürsel hitabede bulunarak Hatay'ın bölünmez bir vatan parçası olduğunu bildirdi. Gürsel sözlerine şöyle devam etmiştir: Hatay hakkında son günlerde bazı söylentiler, bazı yazılar ve bazı dedikodular var. Şunu biz de herkes de ve bütün dünya da bilmelidir ki Hatay Türktür ve Hatay vatan bütünlüğünün ayrılmaz bir cennet parçasıdır. Vatan verilemez, şantajlar uğruna verilemez. Böyle bir tehlike belirirse ölümü göze almak vazifemizdir. Size ben burada bu teminatı veTdikten sonra rahat ve huzur içinde kalmalısınız. Hatay'a bir el uzatılırsa, Erzurumlu, Sıvash, Edirneli, Ankaralı, tzmirli, tstanbullu jütün vatandaşlar oraya koşacak ve bu eli mutlak •ıracaktır. GEÇEN YIL BUGUN CumhuriYet Sanata baskı 30 TEMMUZ 1989 12 Eyliil 1980 gününden bu yana geçen süre içinde şiir, rornan, öykü, deneme, sanat ve edebiyat eleştirileri içeren îSCnin üzerinde değişik kitabm toplatıldığı, kovuşturma ve soruşturmaya uğradığı, bunlardan 20 kadarının sıkıyönetim tarafından imha edildiği belirlendi. Sanat ve edebiyat çalışmalarından dolayı aynı dönemde 100'ün üzerinde öykücü, romancı, şair, yazar ve çevirmen çeşitli kovuşturma, soruşturma, yargılamalardan geçti ve bir böiümü cezaevine girdi. Bu dönemde Halit Refiğ'in "Yorgun Savaşçı"sı ve Korhan Yurtsever'in "Zincir"i yanarak yok olurken, 200'ü aşkın sinema filmi ve video kaseti yasaklandı, toplatıldı, yargılandı. TARTISMA Kenan Evren'e Z€H*unluYaıut Size yazdığım ve yayımladığınız mektuptaki saygı dolu hitaplar işgal ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı makamına duyduğum sevgi ve saygıdan ötürüdür. Hiçbir şekilde şahsınıza matuf değildir. 3 Temmuz 1990 tarihli gazetenkde yedinci Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren'in hak- kımdaki, üzücü ve yanbş anlaşılmış münha- sıran işgal ettiği yüce makama duyduğum say- gı ile yazdığım bir mektubun suretini ve layık olmadığım gibi tamamen kendisine reddetti- ğim "Görev verilmiş olsaydı 'cici' verilmeyin- ce 'tuh kaka' demesinin nasıl izah edileceğini her zaman kuvvetine inandığım kamuoyumu- zun takdirine bırakıyorum" sözlerini bir sa- taşma kabul ederek verdiğim cevabın aynen ya- yımlanmasını istirham ederim. 1. Gerek silahlı kuvvetler mensupları arka- daslanm ve gerekse yurdumuzun her yanın- da hizmet verdiğim, yazdığım kitaplan, gazete makalelerimi ve broşürlerimi okuyan, birçok yerlerde verdiğim konferanslan dinleyen bü- tün vatandaşlarım, bütün profesör ve öğret- menlerim, Atatürkçü olan herkesin karakte- rimi çok iyi bildiklerine eminim. Bu sebeple Kenan Paşa'nın bana isnat etmeye çalıştığı id- diasını gülünç karşılamışlardır. 2. Rahmetli Orgeneral Bedrettin Demirel'in ve rahmetli Orgeneral Selahattin Demirciog- lu'nun sözlerini aynen kabul etmek zorunda idim. Çünkü onlann dürüst karakterlerine inanıyordum. 3. Evvekve kendisine ve bütün komite üye- lerine gönderdiğun "Atatürk'ün Devletier İdare- si Anlayışı üt Atatiirk ve Laiklik tlkesi" ki- taplarımda her hangi bir görev istemediğimi de belirtmiştim. Aslında her emekli orgene- ral ve korgeneralin çeşitli bankalar, şirketler- de görev isteyip kalmalan, dilekçelerle Danış- ma Meclisi'ne girmek için yaptıklan başvuru- lar çok makul karşılanırken benim hiçbir ye- re ve hiçbir şekilde müracaat etmediğim mey- dandadır. Bu sebeple hakkımdaki bu iddiası da tamamen hilafı hakikatür. tsKal ettiği o bü- yük makamın vakanna asla yakıştıramadım. 4. Ben 27 Mayıs'ın 1954'den itibaren ilk ku- ruculan arasında iken bir ihbar sonucu 115 gün ağır şekilde zindanda yatmış olmamda ve sonra 27 Mayıs'ın başan ile kazanılmasını sağ- layan vatansever ve kahraman arkadaşlarımı hiçbir zaman kötüleyecek bir ahlaksızlık ve ka- raktersizlik içinde bulunmadım ve bulunmam da mumkün değildir. Size yazdığım mektup- ta "Sözün ayağa düşmesi" cümlesi onlara de- ğil, o devirdeki onlann tanımadıklan ve za- ruri olarak kullandıkları bUrokrat ve politika- cılara aitti. 5. "Her konuda emrinizdeyim, yiiregimia bütün gücüyle zaferinizi kutlanm" telgrafım ise silahlı kuvvetlerimin basanlı olduğunun se- vincinin ifadesidir. Yoksa sizden herhangi bir görev istediğimden değildir. Çünkü size yapa- cağınız harekâtta yüce Atatürk'ümüzden il- ham alabilmenizin ikazı için gönderdiğim ki- taplarda hiçbir istegim olmadığım esasen be- lirtmiştim. 6. Size yazdığım ve yayımladığınız mektup- taki saygı dolu hitaplar işgal ettiğiniz Cum- hurbaşkanlığı makamına duyduğum sevgi ve saygıdan ötürüdür. Hiçbir şekilde şahsınıza matuf değildir. 7. Curahuriyet Gazetesi'nde, Sayın Oktay Akbal'm yerinde size hitap eden bir mektu- bum çıkmış, o tarihte MflM Eğitim Bakanı olan Vehbi Dincerler hakkında fikirlerimi belirtmiş- tım. Bakanı istifa etmesine rağmen ahp Uzak- doğu'ya birlikte götürdunüz ve gelince de Dev- let Bakanı yaptınız. 8. Türkiye'ye gelen İran Başbakanı Molla- nın "Atatürk'ttn kabrini ziyaret edefscm mii- nafık olurum" şeklindeki küstah ve saygısız sözlerine karşı herhangi bir tepki göstermedi- ğiniz gibi onu protokol icabı mecbur olmadı- ğınız halde yüce makamınıza kabul etmiş ol- manızın (sizin değil, bizlerin de yürekten inan- dığımız), kamuoyunda büyük tepki ile karşı- landığını beliranek isterim. 9. Rabıta'nın, Almanya'daki Türk imamla- rına maaş bağlamasını evvela inkâr edip son- radan "Elli defa geisc yine imza ederim" di- yen konuşmanızla bizim ve bütün kamuoyu- nun vicdanını sızlatmış olduğunuzu da acı du- yarak söylemek zorundayım. 10. Ayetler, hadisler okuyarak halka karşı yaptığınız konuşmalar için de gerek Milliyet ve gerekse 2000'e Doğru Dergisi'nde yazdığım yazılan herhalde görmüşsünüzdür. 11. Halkevlerini kapatmanız, Atatürk'ün kurduğu Dil Tarih Kurumu'nu tadil ederek Atatürk'ün vasiyetiıü bozduğunuz, 27 Mayıs milli bayramını kaldırmaruz ve o devrimi ya- pan kahraman arkadaşlarımızı hor görmeniz, sizin ısrarla emekli olup çift maaş istemek ri- casını reddedip terfi etmeniz yolunu açan sı- nıf arkadasımz Osman Köksal ve Sami Kü- çak'ün sizi makamıruzda tebrik etmek için gel- dikleri zaman kabul etmeyişınizin dahi sizin bütün düşüncelerinizi belirten bir keyfiyet ol- duğünu da ifade etmek isterim. 12. CelSI Bayar'ın naaşını Harbiyelilere ve generallere çektirmenizin Harbiyeli ve gene- rallerin yüreklerinde açmış olduğu yaralann acısını acaba hissedebilmekte misiniz? 13. Vatan haini olarak Türkiye'den kovul- muş ve iliğine kadar Türk düşmanı olan pa- paza Hartoiye Ontnevi'nde zamanın başbakan- lannın yemek ziyafeti vermesinin bir asker ola- rak bizlere çektirdiği manevi ıstırabını acaba hiç düşündünüz mü? 14. Bugün hortlayan irtica hareketlerinin müsebbibi olan anayasanın 24. maddesine koydurduğuııuz "zonınlu din derslerinin" şu anda vicdanınızı sızlatıp sızlatmadığını merâk etmekteyim. Çünkü o maddenin miman ola- rak tarihe geçtiğinizi de açıklamak, benim mil- li görevim olmustur. Saygılanmla. FAKUK GÜVENTÜRK Koreeneral (E) Karadeııîz^in Kıyıcığından Izlenîmler Akçakoca, 70'li yıllara değin (Ege ve Akdeniz'in keşfı tamamlanmamışken) canh, etkin bir dinlence kasabasıymış. Daha sonraki yıllarda etkinliğini yitirerek hafta sonu ve bayram dinlencelerinde hizmet vermeye yönelmiş. Akçakoca, Bolu'nun yaklaşık on bin nüfus- lu bir kıyı kasabası. E-S'e, Diizce'den yeşilin türlü tonlanyla bezenmiş yanm saatlik bir yol- la bağlı. Karadeniz'in yeşili bol doğasını ve dalga seslerinin müziğini dinlemek isteyenle- re bulunmaz bir dinlence yeri. Akçakoca, 70'li yıllara değin (Ege ve Ak- deniz'in keşfi tamamlanmamışken) canh, et- kin bir dinlence kasabasıymış. Daha sonraki yıllarda etkinliğini yitirerek hafta. anu ve bay- ram dinlencelerinde hizmet vermeye yönelmiş. Halk, geçimini fındığa bağladığı için turizm yatınmına pek ilgi duymamış. Üstelik yerel yö- netimler de bu ilgisizliği körüklercesine kasa- barun çirkinleşmesi için ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışmışlar. tşte bunlardan birkaç ör- nek: Kasabanın ortasına, halk plajının buiundu- ğu, serinletici gezintilerin yapıldığı güzelim kı- yıya bir dalgakıran ^turtularak deniz öldürül- müş. Ziftler içinde bir kıyı şeridi, havuzda yü- zen sandallar, mavnalar, motorlar... Burada bulunan lokantada içkilerini yudumlayarak dinlenmek isteyen insanlar durgun havuz su- larım ve mavna direklerini izlemek zorunda kahyorlar doğal deniz görünümü yerine. Kasaba dışında onca uygun koy dururken dalgakıranın hangi usa hizmet için burada oluşturulduğu bilinmezken pazar yerinin bir bölümünün de buraya taşınması çirkinliğin üs- tüne tuz biber ekiyor. Kıyıdaki derme çatma pazarcı barakaları bu çirkin görünümü âdeta bütünlüyor. Akcakoca'nın (jirişine büyük, güzel bir otel yapılmakta. Önünde oldukça uzun, geniş bir kıyı şeridi var. (Samrım bundan böyle oraya inekler giremeyecek.) Otelin sağ yanında ya- pımı yıllardır bitirilemeyen dere yatağı değiş- plastik mi? Aklımızın alamayacağı kadar çok madde, çöplüklerden toplanıp yeniden elden geçirilip hammadde oiarak tekrar değerlendiriliyor. tşim gereği çöpe atılan (doğaya ve denize atılanlan değil) plastik maddeleri "özellikle açık mavi renkte olan su şişelerini" yeniden değerlendiriyorum. Doğayı kirleten; plastik, teneke, kâğıt, cam vs. organik veya inorganik maddeler değil, biz- zat insanoğlunun kendisidir. Her ne şekilde olursa olsun bu maddelerle işimiz bittiğinde (bir vasıtayla giderken, tekneyle gezerken, pik- nikte vs.) onlardan hemen kurtulma yolunu seçeriz. Biraz uzağımıza, doğanın ortasına ata- rız ve oradan ayrılırız. Sonrada plastik aleyhine bir yığın laf üre- tiriz. Plastik aleyhine söylenen bilimsel ve gayri bilimsel sözlere bir diyeceğim yok. Plas- tik lehine birtakım laflar da etmeyeceğim. Doğru olan şudur ki, plastik sahip otduğu kul- lanım kolaylığı sebebiyle (hafıfliği, ucuzluğu, kınlmaya, darbeye aşınmaya mukavemeti) ara- mızdaki yerini çoktan almıştır. En basit plas- tik bardaktan, elimizde tuttuğumuz kalemden otomobil yedek parçasına, zirai sulama tesis- lerine kadar vazgeçilmezliğini sürdürmektedir. Bu kadar geniş bir sahada kullanılan plastik malzemeleri bir kalemde silip, bunlan yaşa- mımızdan çıkarmaya çalışmak, olmayacak bir işle boşuna uğraşmak demektir. Sadece kolay tarafından doğru veya yanlış birtakım şeyler tirme çalışması sürdürülüyor. Yatağın bir bö- lümü açılmış, bir böiümü duruyor. tçine yağ- muT, sel sulan doluşmuş; üstü koyu yeşil yo- sun tabakasıyla örtülü. Kulaklarijpatlatan bir, kurbağa korösu ve ince sazdan sivri'sinekler fasıl topluluğu da cabası... Eski yerel yöneti- min Akçakocalılara bıraktığı bu en büyük ar- mağan dere yatağının değiştirilmesinden umu- lan yarar da kimse tarafından bilinmiyor. Yeni yerel yönetim de ayağının tozuyla so- kaklardaki çöp bidonlarını kaldırttı. Çöpler naylon torbalar içinde sokaklara konuluyor. tyi, güzel, hoş da kırsal yöre. Kediler, köpek- ler, küçük/büyükbaş hayvanlar dolaşıyor, tor- baları açıyorlar. Sokaklara pislik yayılıyor. Turizmle kalkınma düşleri kurarken kendı kapımızın önunü temizlemeyi unutuyoruz. Kı- yılarımızı, gittikçe yok etmeye yöneldiğimiz güzelim doğamızı korumanm zamanı geçiyor. "Yurdunu seven birer yurttaş olarak doğanın bizlere sunduğu güzelliklere duyariılıkla eğil- meli, çirkinleştirme örneklerini sergilemeye, il- gililerin dikkatini çekmeye çaltşmalıyız" diyo- rum kendi adıma. VEDAT YAZICI Akçakoca yazarak veya söyleyerek, plastik ve ürünlerini boykot efmeye çağırmakla ancak sözde çev- reci olabiliriz. Daha gerçekçi olalım. Lütfen bizimle işi bi- ten plastikleri ve tabii diğerlerini de (teneke, aluminyum, kâğıt, cam vs). doğaya değil çöp tenekelerine atalım. Bu kadarcık basit bir uğ- raş, sorunun temel çozümüdür. Çöpleri, çöp- luğe atmak!.. Aklımızın alamayacağı kadar çok madde, çöplüklerden toplanıp yeniden el- den geçirilip hammadde olarak tekrar değer- lendiriliyor. Enerji ve hammadde tasamıfu sağlanıyor. Gazetelerde boy boy fotoğraflar çıktı, sahillerde toplanan plastik torba ve şi- şeler görüntülendi. Bunlan oraya atan bizle- riz, plastiğin ne suçu var? Lütfen bütün çöpleri çöplüğe atalım, sade- ce çöplüğü kirletelim. ERCAN ERBİLGtÇ İZMİR OKURLARDAN Karanlıkta tatil Uzun bayram tatilinden yararlanarak biraz dinlenebilmek için Magla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan kasabasına gittik. Dev deniz kaplumbağalan ile tüm dünyarun dikkatini çeken bu kasabada turizmin hızla geliştiğini gördük. Ama ne yazak ki TEK bu gelişmeye ayak uyduramamış. JCaldığımız pansiyonun bulunduğu kasabamn merkezinde tatil boyunca hemen hemen her gece elektrikler kesikti. Elindeki telsizle gün boyunca "caka" satmaktan başka iş yapmayan TEK görevlisi, elektrik kesilmelerine çare arayacağma, her akşam belediye hoparlöründen "Elektrikler yeterli olmadığı için kesiliyor. Elektriği tasamıflu kulanın" diye anonslar yaptırmaktan başka bir şey yapmadı. Biz Türkiye'de yaşadığımız için elektrik kesilmesini biliyoruz. Ama gel bunu yabancılara anlat. Binlerce kilometre yol katedip gelen turistlerin de tatili karanlık yüzünden zehir oldu. Dileğim, turizmde her gün ilerleme kaydeden Dalyan'da, TEK de gerekli çalışmayı yapsın. Belki de hayatlarında ilk defa elektrik kesilmesiyle karşılaşan yabancılara mahcup olmayalım, onlann taüUerini zehir etmeyelim. AHMET ORHON Istanbul İLAN LADİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas no: 1988/228 Karar No: 1990/49 Davacı Saffet Kacmaz tarafından davalı Fatma Kaçmaz aleyhine mahkememize açılan boşanma davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sonunda: Ladik ilçesi Deliahmetoğlu köyü cilt 029-01, sayfa 28, kütük 13'te nüfusa kayıtlı Osman ve Seher oğlu 1957 D.lu Saffet Kaçmaz ile aynı hanede kayıtlı Şaban ve Pembe kızı 1960 D.lu Fatma Kaçmaz mah- kememizin 8.3.1990 tarihli kararı ile boşanmışlardır Davalı Fatma Kaçmaz adresinde bulunamamış ve karar kendisine tebliğ edilememiştir. tlan tarihinden 15 gün içerisinde mahkemeye ge- lerek yasal bir yola başvurmadığı takdirde karann tebliğ edılraiş sa- yılacağı ilan olunur. Basm; 47453 T.C. FATİH 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ ESAS NO: 1989/359 KARAR NO: 1990/333 CEZA HÂKİMİ: Necdet Akkan 10562 YZ. İŞ. MD.: Recep Paker 213 sayılı Vergi Usul K.Muh. suçundan sanık olup Fatih, Şehre- mini, Seyit Ömer Mah. Hüseyin Kazım Sok., Alaca Ap., 27/8 adre- sinde mukim serbest ticaretle meşgul olan Raşit oğ. 1953 D.'lu Or- han Öztürk Hk.raahkememizden3.5.1990 tarih ve 1989/359 esas 1990/333 karar sayılı ilamı ile 213 S. Vergi U.K. 344/6-359 647/4, maddeleri uyannca 27.000 lira ağır para cezası. 3 ay müddetle tica- ret, meslek ve sanattan mahmmiyetine ve işbu cezalannın 647/6'ncı maddesi uyannca teciline, iş bu karann tirajı 100.000'in üzerinde bu- lunan bir gazetede ilanına karar verilmiştir. 13.7.1990 Basın: 30072 POLTnKA VE OTESI MEHMED KEMAL Düşünceye İflas YokBir dostum var, derdi ki "Araplar bir, solcular iki, bir türlü ara- larında anlaşamazlar. Eğer anlaşabilseler, Araplar israil'i bir kaşık suda boğar, solcular da sermayecılerin önünde böylesi ezilmez- ler." Elimde Suphi Nuri'nin (İleri) 'Dün ve Yarın' dizisinden çıkmış, 'Günün İktisadi işleri' adlı kitabı var. Kitap 1935 yılında basılmış. Demek Atatürk de İnönü de sağ. Ben 15 yaşındayım. Belli ki ki- tabı dört, beş yıl sonra almış olacağım. Kitabm bir serüveni de var. Her polis aramasında almışlar, sonra sakıncasız bulup geri vermişler. O günün ev aramasında alınan krtaplar geri verilirmiş. Suphi Nuri'nin kitabındaki yazıların bir bölüğü çeviri, bir bö- lüğünü kendi yazmış. Çevirilenler de yazılanlar da birbirini ta- mamlıyor. Yazarın amacı her konuda okura bilgi sunmak. Çevi- rilerin bulunuşu, sadece kendi düşüncelerinin değil, başkaları- nın da düşüncesıne yer vermek. "Böceklerde komünizm"den söz ederken diyor ki: "Kbmünizm, yani istihsal vasıtalarının şahsi mülkiyetten aynlması keyfiyeti, hiçbir zaman insan cemiyetlerinde mutlak surette tecelli etmedi." Arılardan örnekler, bilgiler veriliyor. Ardından korporasyonlar. korporatizm, nakliye (ulaşım), nüfus, deniz ve hava nakliyesi, ticari istatistik, makineter, turizm, şir- ketler. tesanüt (dayanışma). türlü ûlkelerdeki kooperatifler, faşist Almanya, Hitlerizm, faşistlik, Karl Marx ve sermaye, Karl Manc'ı tenkit, komünist fırkaa, anarşistler, sendikacılar. türlü sendika biçimleri, Türk mekteplileri geliyor. Suphi Nuri (İleri), o dönemde hayli cesaret isteyen konulara değinıyor. Kimi yerde söylenenlere katılıyor, kimi yerde ise suret-i haktan görünüyor Sol üstüne yayınların çok kıt olduğu bir dö- nemde böylesi tehlikeli sayılan konulara değinmek kolay değil. Kitabm Karl Marx ve Sermaye başlığı altındaki yazılan aydın- latıcı ve bilgi vericidir. Kapital için söyledikleri: "Marx Sermayesi'ni Almanca ve berbat bir üslupla yazdı. Bu kitabm anlaşılması güçtür. Her okuyan başka bir anlam verdiği için her nesil de onu başka türlü anlamak istiyor. (...) Sermaye dilimize henüz tamamen cevrilmedi. Bu meşhur eserin, aslı olan Almancasından çevrilmesini temenni eylemeliyiz. Fransız ve in- gilizcesinden değil. Bir de çevirinin bir iktisatçı tarafından yapıl- ması lazımdır." Bakıyoruz, Bernstein, Kautsky, Sorel, Proudhon, Vıdal tartış- maları geliyor. Bugünkû gibi o gün de anlaşmazlıklar ortaya dö- külüyor. Bernstein, "Bildiri"yi eleştirirken şunları söyler: "Kredinin temerküzü, nakil vasıtalarının devlete devri, arazi ve fabrikaların milli olması, mecburi çalışma, ziraat ve sanayi- nin yaklaştınlması, eğitimin zorunluluğu, parasızlığı gibi." Çağdaş devlet için söylenenler: "Çağdaş devlet nedir? Birtakım aydınların elde ettikleri irrrti- yazlar, malik oldukları siyasal araçlardır." "Marksizm kolların felsefesidir, başların değil. Yani sınıf mü- cadelesine dayanır. Marksizm bir siyasal parti değildir." "Marx'ı eleştirenler onun fenni bir lisan kullanacağına remiz- li (simgeli) yazılar yazdığım söylerler. Bu doğrudur. Mesela şu kadastrof teorisi böyledir." "Herhangi bir ihtilal hareketi evvelce tahmin ve tanzim edile- mez, belirti bir plan takip edemez, ilk hattı hareketine sadık ka- lamaz. İhtilalin başı sonu keşfedilemez." "Sonunda sosyalizm Katolik kilisesine pek benziyor. Tarihte pekçok defa bu kilisenin artık iflasa mahkûm olduğu iddia edil- di. Fakat papalık makamı hep devam etti, hep kuvvetlendi." Bugün de sosyalızmin iflas ettiğini soyleyenler olduğu gibi bu karmaşadan güçlü çıkacağını da öne sürenler var. Marx'ın kimi teorileri, artı değer ve sömürü teorileri, düşsel değil, gerçek ol- duklarını kanıtladılar. Bildirisine gelince bunlann çoğu gerçek- leşti. Nitekim sekiz yaşında çocuklar madene inmiyor, öğretim de liseye kadar parasız. Bundan 65 yıl önce tartışılan konular bugün de tartışılıyor. Eğrisini doğrusunu arıyoruz. İnsan düşün- dükçe, düşünceye iflas yok! T.C. ADANA 1 > 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ KARAR Esas No: 1989/593 Karar No: 1990/325 C. Sav. E. No: 1989/5083 Es. 1989/48 Hz. Hâkim: Mesut Nüeri - 15812 C. Savcı Yrd.: Mustafa Bengi - 17957 Kâtip: Sevim Bağnaçık Müşteki: Adana Buyükşehir Belediye Başkanlığı. Sanık: Lütfı Yılmaz - Hacı Nusret ve Dursun'dan olma, 1%5 D.lu, Maiatya ili, Hekimhan ilçesi, Polatlı köyü H: 26, C: 028/01, Sh: 28'de nüfusa kayıtlı olup halen Adana ili Yenibaraj Mah. Hacı ömer Sa- bamn Cad. Poroz Çifte Fırım'nı çalıştınr, bekâr, okur yazar, fınn- cı, T.C. vatandaşı. Suç: Eksik gramajlı ekmek imal edip satışa arzetmek. SuçTar.: 20.8.1988 Yukanda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında mahkeme- mize açılan davanın yapılan açık duruşması sonunda: Gereği düşünüldü: Sanığın çalıştırdıgı işyerinde üreterek satışa sür- düğü ekmeklerin gramajının eksik olduğu, yükletilen suçu işlediği dos- ya kapsamı ile anlaşılmakla eylemine uyan TCK'nın 363/1 maddesi gereğince 6 ay müddetle hapsine ve 30.000 lira ağır para cezası ile tecziyesine, Sanığın duruşmadaki hali ve sucunu itirafı lehine takdiri tahfif se- bebi kabul edilerek sanığın cezasmdan TCK'mn 59. maddesi gere- ğince 1/6 nispetinde indirilerek 5 ay hapis ve 25.000 lira ağır para cezası ile tecziyesine, 647 S.K.'nun 4'üncü maddesi gereğince beher günü 300 lira uze- rinden hesap edilerek 5 ay hapsin 45.000 lira ağır para cezasına çev- rilmesine, Verilen para cezalannın içtima ettirilerek sanığın neticeten 70.000 Lira ağır para cezası ile tecziyesine, TCK'nın 402/son maddesi gereğince masrafı sanıktan alınmak üzere tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazetede ve ayrıca mahalli bir gazetede ilanı için karar özetinin C. Savcıhğı'na bildirilmesine, (2.000.—) lira mahkeme masrafının sanıktan tahsiline, sanığın yü- züne karşı temyizi kabil olmak üzere C. Savcısı huzuru ile talebe uy- gun verilen karar açıkça okundu, anlatıldı. 28.5.1990 Basm: 29994 T.C. BİGA SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Esas No: 1989/634 Karar No: 1990/273 Sanık: Mehmet Kara. Ferhat ve Fatma'dan olma 1959 doğumlu. Bi- ga lşıkeli k.de kayıtlı olup BigaSakarya Mah. Baglar Sok. No: 44'te kasap. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykınlık. Suç tarihi: 10.11.1989 Karar tarihi: 11.6.1990 Kesinlesme tarihi: 12.7.1990 — Sağlığa zararlı sucuk imal ve satışı yapmaklan sanık hakkında ya- pılan yargılama sonunda sanığın TCK. 396, 19, 647 sk. 4 ve TCK. 402/1. maddeleri gereğince 620.000 TL ağır para cezası ile cezalan- dırılmasına, 4a y meslek ve sanatının tatiline, 10 gün süre ile işyeri- nin kapaulmasına ve karar kesinleştikten sonra karar özetinin ka- patma süresi kadar kalmak üzere büyük harflerle yazılmak suretiyle kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştınlmasına karar ve- rildiği ilan olunur. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DUYURU 1990-1991 egitim-ogretim yüında konservatuvanmızın aşağıda be- linilen bölüralerine ön kayıtla öğrenci alınacaktır. Geniş bilgi İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Müdürlü- ğü'nden (Kadıköy) alınabilir. tlgilenecek öğrencilere önemle duyurulur. Mözik Bölütnü: — Piyano . — Gitar — Arp — Yayh Çalgılar — Nefesli Çalgılar — Vurma Çalgılar Sahne Sanatlan Böiümü — Opera — Tiyatro — Bale Kompozisyon Bölamii — Kompozisyon Türk Mazigi Bolüraii — Türk Müziği Nazariyatı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle