Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 TEMMUZ 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Ifleteoroloji Genel Mûdürlüğü'n-
den alınan bilgiye gftre yurdun ku-
zeydoju kesımleri parçajı bulutlu,
Batı ve Orta Karadeniz, İç Anado-
lu'nun kuzeydoğusu ıle Ooğu Ana-
dokı'nun kuzeyi sağanak ve gök gû-
rûltülü sajjanak yagışlı. öteki yerler
az bulutlu vc açık geçecek HAVA
SICAKLIĞI Ûnemli bir defiışiklık ol-
mayacak RÛZGAR Kuzey ve doğu
yûnterden hafif ara sıra orta kuvvette
yurrJufi kuzey kesimlerinde yer yer
kuvveöi olarak esecek. Demzterimız-
de rûzgâr Doğu Karadeniz'de yıldız
ve karayel, diğer denizlenmızde yıl-
't
İa ve poyrazdan 2-4
yer yer 5, Ege açiKlarmda 6 kuvvetinde saatte 4-16 yer yer
21. Ege açıklannda 28 deniz mili hızla esecek. Van Gölû'nde
hava. Parçalı az bulutlu geçecek. Rûzgâr kuzey ve doğu yön-
lerden haflf ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçük dalgalı
olacak. Görûş uzakJıflı 10 km. dolayında bulunacak.
Adana
Mapazan
Adt^man
Afyon
Ağrı
Ankara
Antacya
Antalya
ArtJin
A*!--,
Balıkesı-
Bılecık
Bıngö!
Bıtfc
Bolu
Bursa
ÇaraMate
Çonjm
OtnnJ
A 33° 24° OyartHkır A
A 27° 17° Edırne A
A 35° 20° Erancan Y
A 29= 14° Erarum Y
Y 29° 10° Esloşehır B
Y 28° 15° Gaaaitep A
A 32°23°aresun Y
A 32°23°GumüştaneY
Y 28° 14» Hakldn A
A 34° 1«° Isparta A
A 28° 15° tetanbul A
A 26" 16° Izmıt A
A 34°19°Kars Y
A 30° 15° Kasamonu A
A 2S°ir*afieri B
A 29° 16° man» A
A29°18°«onya A
Y 26° 14° Küfchya A
A 33° 19° Maiatya A
38°22°Maıwa
28° 16° K Maraş
30°i7°Meran
28° 9°Mu0ia
6°M
36°2O°IWe
26°i8°0nlu
28° 15» « a
33° 19° Samsuı
30°16°Sı«
26° 19° Sınop
33°19°Sıvas
28° 9°Won)aj
26° 14°*atam
3 2 ° 1 S ° U K < İ
28°»>Uşak
6»ta
28° 15° Yozgat
3 5 ° 2 1 o Z l
A 32° 20°
A 35°23°
A 31° 26°
A 33» 18°
A 32» 18°
A 32° 16°
Y 28° 18°
Y 26*18°
Y 26° 18°
A 38° 23°
A 25° 17°
Y 29° 13°
A 28° 18°
Y 26» 18°
A 33° 19°
A 30° 15°
A 29=15°
Y 27" 12°
A 25° 16°
I
, butuftı g | so* *•*>•< B-tajkıDu G-gûnesl K-kart S-sslı Y-yjOmurtu
DUNYA'DA BUGUN
Amsnrdanı
Amman
Atna
Bağdat
Barcslona
Basd
Belgnd
Benin
Bonn
Brükscl
Budapeşe
Cenevre
Ceofii
ûdde
Dubaı
FfankftHi
Gıme
Iİ6İ9U1İQ
Kahıre
Kooenhag
Lefkoşa
A 25°
A 39°
A 32°
A 43°
A 31°
A 33°
A 30°
A 28°
A 26°
A 26°
A 25°
A 33°
A 33°
A 44°
A 43°
A 29°
A 34°
A 20°
A 36°
A 22°
A 28°
A 34°
Leingrad
Loodra
Maönd
Mtor»
Mortrea
Mostora
MOrth
New York
OsB
Pans
Pnag
Rıyaö
Roma
Sofya
Şam
Vhn
Tünus
Vfcsova
toıedık
Vıyana
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
(AtefingtonA
Zünh A
18°
25°
28°
32°
33°
20°
28°
32»
22°
27°
30°
48°
33°
28°
40°
37»
34°
26°
31°
29°
30°
30°
BULMACA
SOLDAN SAGA: 1 2 3 4
1/ Bir yapıtta uzak ve
yabancı iilkderle ilgili
olaylan, kişileri, yöre-
sel görüşleri yansıt-
ma. 2/ Ûrem... Ger-
çek. 3/ Fizikte kulla-
nılan iş, enerji ve ısı
birimi... ABD'de otu-
ran Anglosakson hal-
ka verilen ad. 4/ Tan-
rı... Yabanıl hayvan-
bannağı. 5/ Ağrı'nın
bir ilçesi... Yankı. 6/
llkel benlik... İskam-
bilde bir kâğıt. 7/
Canlıların bölümlen-
mesinde, dalların bir araya gelmesiyle
oluşan birlik... Yahudiler tarafından
kendi dinlenne yabancı olan uluslara
verilen ad. 8/ Sinir hücresi... Koku. 9/
Bir çeşit cimnastik ayakkabısı... C*m
Sultan'a Batılıtar tarafmdan verilen ad.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Bankacılıkta elde bulunan para. 2/
Büyûk demiryolu durağı... Italya'da bir
kent. 3/ Erkek ve dişi gametin birle-
mesiyle oluşan döllenmiş hücre... Kil
ve kura karışımı verimli bir balçık. 4/ Kimyada basit şekerlerin ge-
nel adı... Müsluman olmayan kimse. 5/ Gece denizde oluşan panl-
tı. 6/ Asya'da bir ülke.. Nikelin simgesi. 7/ Budizm'in, Buda'yla
tek vücut olmayı amaçlayan kolu... Tıpta "Beyin Akım Grafiği-
'nin kısa yazılışı. 8/ Dokutna tezgâhlarında kullanılan masuralı
araç... Asya'da bir ırmak. 9/ Yer döşernesi olarak muşarnba.
tıO YIL ÖNCE Cumhuriyet
Sigorta tarifeleri
30 TEMMUZ 1930
Doğnıdan doğruya Jktisat Vekaletine merbut olan ve
şehrimizde icrayi faaliyet eden sigorta tetkikat heyetine
ticaret müdiriyetinde yeni bir daire verilmesi ve bir de
kütüphane tesisi tensip edilmiştir. Ayrıca vekâletin yeni bir
tebliğinde heyetin müzakere ve tetkik tarzı değiştirilmiş,
mevcut 13 daimi aza harik hayat nakliye ve kaza olmak
üzere dört kısma tefrik edilmiştir.
Azadan bir zat heyetin mesaisi hakkında bir muharririmize
şu malumatı vermiştir:
— Sigorta tarifelerini tanzim ve hususi fiatlan tesbit
etmekle meşgulüz. Bunlardan yangın tarife ve şeraiti
umumiyesi bitmiştir. Nakliye sigortasının yaln» tarifesi
yapılmış, şeraiti umumyesi derdesti tanzim bulunmuştur.
Kaza sigortalan için de yeni tarife bitmiş, ahkamı
umumiyesi kalmıştır.
Bundan sonra
da hayat
Jigortalarının
tarifesine
başlanılacaktır.
Kesbi kat'iyyet
eden yangın
tarifesi yeni ihtiyaçlara cevap verebilmek için yalnız iki sene
meri olmak üzere tanzim edilmiştir.
Hususi yangın tarifesine gelince bunun meriyet tarihi bir ay
nihayetinde tamam olacağı için heyetimiz bu Fıyatların
yeniden tesbitini ikmal etmek üzeredir!'
Tünel şirketi
Tünel şirketi bir müddet evvel ziyan ettiğini ileri sürerek
zam talebinde bulunmuştur. Bu talep Nafıa'ca tetkik
lilerek zamrrun muvafık olmayacağı neticesine varılmıştır.
ınun esbabı mucibesi şudur:
jnelle ikinci mevkide seyahat 100 paradır. Halbuki
tramvayla Taksim - Karaköy ikinci mevki dört kuruş on
paradır.
Taksim'e gitmek için Tünel tariki tercih edilse tünel için 100
para, tramvay için ayrıca 4 kuruş 10 para vermek lazımdır.
Bu da gösteriyor ki tünel fiatı esasen yüksektir.
Tünel tarifelerine zam yapıldığı takdir de tramvaylarda
izdiham olduğundan bu izdiham daha artacaktır. Buna da
tramvay şebekesi müsait değildir.
Vakıa tünelin 100 parasından % 5'i şehir hissesi, 30 parası
köprü, 10 parası nakliyat resmidir.
Bununla beraber, daha fazla zam, bizzat şirket aleyhine
olacağı görülmüştür.
Nitekim Tramvay şirketi, son köprü müruriyesi karşılığı olan
30 para zamdan sonra günde 1600 lira kaybettiğini iddia
etmektedir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
GürsePin demeci
30 TEMMUZ 1989
Devlet ve Hükümet
Başkanı Orgeneral
Cemal Gürsel bugün
İskenderun'a gelip
Kıbrıs alayına
sancağını teslim etti ve
bu münasebetle de
İskenderun ve'
Hataylüara bir
C Gürsel hitabede bulunarak
Hatay'ın bölünmez bir vatan parçası olduğunu bildirdi.
Gürsel sözlerine şöyle devam etmiştir: Hatay hakkında son
günlerde bazı söylentiler, bazı yazılar ve bazı dedikodular
var. Şunu biz de herkes de ve bütün dünya da bilmelidir ki
Hatay Türktür ve Hatay vatan bütünlüğünün ayrılmaz bir
cennet parçasıdır. Vatan verilemez, şantajlar uğruna
verilemez. Böyle bir tehlike belirirse ölümü göze almak
vazifemizdir. Size ben burada bu teminatı veTdikten sonra
rahat ve huzur içinde kalmalısınız. Hatay'a bir el uzatılırsa,
Erzurumlu, Sıvash, Edirneli, Ankaralı, tzmirli, tstanbullu
jütün vatandaşlar oraya koşacak ve bu eli mutlak
•ıracaktır.
GEÇEN YIL BUGUN CumhuriYet
Sanata baskı
30 TEMMUZ 1989
12 Eyliil 1980 gününden bu yana geçen süre içinde şiir,
rornan, öykü, deneme, sanat ve edebiyat eleştirileri içeren
îSCnin üzerinde değişik kitabm toplatıldığı, kovuşturma ve
soruşturmaya uğradığı, bunlardan 20 kadarının sıkıyönetim
tarafından imha edildiği belirlendi. Sanat ve edebiyat
çalışmalarından dolayı aynı dönemde 100'ün üzerinde
öykücü, romancı, şair, yazar ve çevirmen çeşitli kovuşturma,
soruşturma, yargılamalardan geçti ve bir böiümü cezaevine
girdi. Bu dönemde Halit Refiğ'in "Yorgun Savaşçı"sı ve
Korhan Yurtsever'in "Zincir"i yanarak yok olurken, 200'ü
aşkın sinema filmi ve video kaseti yasaklandı, toplatıldı,
yargılandı.
TARTISMA
Kenan Evren'e Z€H*unluYaıut
Size yazdığım ve yayımladığınız mektuptaki saygı dolu
hitaplar işgal ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı makamına
duyduğum sevgi ve saygıdan ötürüdür. Hiçbir şekilde
şahsınıza matuf değildir.
3 Temmuz 1990 tarihli gazetenkde yedinci
Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren'in hak-
kımdaki, üzücü ve yanbş anlaşılmış münha-
sıran işgal ettiği yüce makama duyduğum say-
gı ile yazdığım bir mektubun suretini ve layık
olmadığım gibi tamamen kendisine reddetti-
ğim "Görev verilmiş olsaydı 'cici' verilmeyin-
ce 'tuh kaka' demesinin nasıl izah edileceğini
her zaman kuvvetine inandığım kamuoyumu-
zun takdirine bırakıyorum" sözlerini bir sa-
taşma kabul ederek verdiğim cevabın aynen ya-
yımlanmasını istirham ederim.
1. Gerek silahlı kuvvetler mensupları arka-
daslanm ve gerekse yurdumuzun her yanın-
da hizmet verdiğim, yazdığım kitaplan, gazete
makalelerimi ve broşürlerimi okuyan, birçok
yerlerde verdiğim konferanslan dinleyen bü-
tün vatandaşlarım, bütün profesör ve öğret-
menlerim, Atatürkçü olan herkesin karakte-
rimi çok iyi bildiklerine eminim. Bu sebeple
Kenan Paşa'nın bana isnat etmeye çalıştığı id-
diasını gülünç karşılamışlardır.
2. Rahmetli Orgeneral Bedrettin Demirel'in
ve rahmetli Orgeneral Selahattin Demirciog-
lu'nun sözlerini aynen kabul etmek zorunda
idim. Çünkü onlann dürüst karakterlerine
inanıyordum.
3. Evvekve kendisine ve bütün komite üye-
lerine gönderdiğun "Atatürk'ün Devletier İdare-
si Anlayışı üt Atatiirk ve Laiklik tlkesi" ki-
taplarımda her hangi bir görev istemediğimi
de belirtmiştim. Aslında her emekli orgene-
ral ve korgeneralin çeşitli bankalar, şirketler-
de görev isteyip kalmalan, dilekçelerle Danış-
ma Meclisi'ne girmek için yaptıklan başvuru-
lar çok makul karşılanırken benim hiçbir ye-
re ve hiçbir şekilde müracaat etmediğim mey-
dandadır. Bu sebeple hakkımdaki bu iddiası
da tamamen hilafı hakikatür. tsKal ettiği o bü-
yük makamın vakanna asla yakıştıramadım.
4. Ben 27 Mayıs'ın 1954'den itibaren ilk ku-
ruculan arasında iken bir ihbar sonucu 115
gün ağır şekilde zindanda yatmış olmamda ve
sonra 27 Mayıs'ın başan ile kazanılmasını sağ-
layan vatansever ve kahraman arkadaşlarımı
hiçbir zaman kötüleyecek bir ahlaksızlık ve ka-
raktersizlik içinde bulunmadım ve bulunmam
da mumkün değildir. Size yazdığım mektup-
ta "Sözün ayağa düşmesi" cümlesi onlara de-
ğil, o devirdeki onlann tanımadıklan ve za-
ruri olarak kullandıkları bUrokrat ve politika-
cılara aitti.
5. "Her konuda emrinizdeyim, yiiregimia
bütün gücüyle zaferinizi kutlanm" telgrafım
ise silahlı kuvvetlerimin basanlı olduğunun se-
vincinin ifadesidir. Yoksa sizden herhangi bir
görev istediğimden değildir. Çünkü size yapa-
cağınız harekâtta yüce Atatürk'ümüzden il-
ham alabilmenizin ikazı için gönderdiğim ki-
taplarda hiçbir istegim olmadığım esasen be-
lirtmiştim.
6. Size yazdığım ve yayımladığınız mektup-
taki saygı dolu hitaplar işgal ettiğiniz Cum-
hurbaşkanlığı makamına duyduğum sevgi ve
saygıdan ötürüdür. Hiçbir şekilde şahsınıza
matuf değildir.
7. Curahuriyet Gazetesi'nde, Sayın Oktay
Akbal'm yerinde size hitap eden bir mektu-
bum çıkmış, o tarihte MflM Eğitim Bakanı olan
Vehbi Dincerler hakkında fikirlerimi belirtmiş-
tım. Bakanı istifa etmesine rağmen ahp Uzak-
doğu'ya birlikte götürdunüz ve gelince de Dev-
let Bakanı yaptınız.
8. Türkiye'ye gelen İran Başbakanı Molla-
nın "Atatürk'ttn kabrini ziyaret edefscm mii-
nafık olurum" şeklindeki küstah ve saygısız
sözlerine karşı herhangi bir tepki göstermedi-
ğiniz gibi onu protokol icabı mecbur olmadı-
ğınız halde yüce makamınıza kabul etmiş ol-
manızın (sizin değil, bizlerin de yürekten inan-
dığımız), kamuoyunda büyük tepki ile karşı-
landığını beliranek isterim.
9. Rabıta'nın, Almanya'daki Türk imamla-
rına maaş bağlamasını evvela inkâr edip son-
radan "Elli defa geisc yine imza ederim" di-
yen konuşmanızla bizim ve bütün kamuoyu-
nun vicdanını sızlatmış olduğunuzu da acı du-
yarak söylemek zorundayım.
10. Ayetler, hadisler okuyarak halka karşı
yaptığınız konuşmalar için de gerek Milliyet
ve gerekse 2000'e Doğru Dergisi'nde yazdığım
yazılan herhalde görmüşsünüzdür.
11. Halkevlerini kapatmanız, Atatürk'ün
kurduğu Dil Tarih Kurumu'nu tadil ederek
Atatürk'ün vasiyetiıü bozduğunuz, 27 Mayıs
milli bayramını kaldırmaruz ve o devrimi ya-
pan kahraman arkadaşlarımızı hor görmeniz,
sizin ısrarla emekli olup çift maaş istemek ri-
casını reddedip terfi etmeniz yolunu açan sı-
nıf arkadasımz Osman Köksal ve Sami Kü-
çak'ün sizi makamıruzda tebrik etmek için gel-
dikleri zaman kabul etmeyişınizin dahi sizin
bütün düşüncelerinizi belirten bir keyfiyet ol-
duğünu da ifade etmek isterim.
12. CelSI Bayar'ın naaşını Harbiyelilere ve
generallere çektirmenizin Harbiyeli ve gene-
rallerin yüreklerinde açmış olduğu yaralann
acısını acaba hissedebilmekte misiniz?
13. Vatan haini olarak Türkiye'den kovul-
muş ve iliğine kadar Türk düşmanı olan pa-
paza Hartoiye Ontnevi'nde zamanın başbakan-
lannın yemek ziyafeti vermesinin bir asker ola-
rak bizlere çektirdiği manevi ıstırabını acaba
hiç düşündünüz mü?
14. Bugün hortlayan irtica hareketlerinin
müsebbibi olan anayasanın 24. maddesine
koydurduğuııuz "zonınlu din derslerinin" şu
anda vicdanınızı sızlatıp sızlatmadığını merâk
etmekteyim. Çünkü o maddenin miman ola-
rak tarihe geçtiğinizi de açıklamak, benim mil-
li görevim olmustur. Saygılanmla.
FAKUK GÜVENTÜRK
Koreeneral (E)
Karadeııîz^in Kıyıcığından Izlenîmler
Akçakoca, 70'li yıllara değin (Ege ve Akdeniz'in keşfı
tamamlanmamışken) canh, etkin bir dinlence kasabasıymış.
Daha sonraki yıllarda etkinliğini yitirerek hafta sonu ve
bayram dinlencelerinde hizmet vermeye yönelmiş.
Akçakoca, Bolu'nun yaklaşık on bin nüfus-
lu bir kıyı kasabası. E-S'e, Diizce'den yeşilin
türlü tonlanyla bezenmiş yanm saatlik bir yol-
la bağlı. Karadeniz'in yeşili bol doğasını ve
dalga seslerinin müziğini dinlemek isteyenle-
re bulunmaz bir dinlence yeri.
Akçakoca, 70'li yıllara değin (Ege ve Ak-
deniz'in keşfi tamamlanmamışken) canh, et-
kin bir dinlence kasabasıymış. Daha sonraki
yıllarda etkinliğini yitirerek hafta. anu ve bay-
ram dinlencelerinde hizmet vermeye yönelmiş.
Halk, geçimini fındığa bağladığı için turizm
yatınmına pek ilgi duymamış. Üstelik yerel yö-
netimler de bu ilgisizliği körüklercesine kasa-
barun çirkinleşmesi için ellerinden ne geliyorsa
yapmaya çalışmışlar. tşte bunlardan birkaç ör-
nek:
Kasabanın ortasına, halk plajının buiundu-
ğu, serinletici gezintilerin yapıldığı güzelim kı-
yıya bir dalgakıran ^turtularak deniz öldürül-
müş. Ziftler içinde bir kıyı şeridi, havuzda yü-
zen sandallar, mavnalar, motorlar... Burada
bulunan lokantada içkilerini yudumlayarak
dinlenmek isteyen insanlar durgun havuz su-
larım ve mavna direklerini izlemek zorunda
kahyorlar doğal deniz görünümü yerine.
Kasaba dışında onca uygun koy dururken
dalgakıranın hangi usa hizmet için burada
oluşturulduğu bilinmezken pazar yerinin bir
bölümünün de buraya taşınması çirkinliğin üs-
tüne tuz biber ekiyor. Kıyıdaki derme çatma
pazarcı barakaları bu çirkin görünümü âdeta
bütünlüyor.
Akcakoca'nın (jirişine büyük, güzel bir otel
yapılmakta. Önünde oldukça uzun, geniş bir
kıyı şeridi var. (Samrım bundan böyle oraya
inekler giremeyecek.) Otelin sağ yanında ya-
pımı yıllardır bitirilemeyen dere yatağı değiş-
plastik mi?
Aklımızın alamayacağı kadar çok madde, çöplüklerden
toplanıp yeniden elden geçirilip hammadde oiarak tekrar
değerlendiriliyor.
tşim gereği çöpe atılan (doğaya ve denize
atılanlan değil) plastik maddeleri "özellikle
açık mavi renkte olan su şişelerini" yeniden
değerlendiriyorum.
Doğayı kirleten; plastik, teneke, kâğıt, cam
vs. organik veya inorganik maddeler değil, biz-
zat insanoğlunun kendisidir. Her ne şekilde
olursa olsun bu maddelerle işimiz bittiğinde
(bir vasıtayla giderken, tekneyle gezerken, pik-
nikte vs.) onlardan hemen kurtulma yolunu
seçeriz. Biraz uzağımıza, doğanın ortasına ata-
rız ve oradan ayrılırız.
Sonrada plastik aleyhine bir yığın laf üre-
tiriz. Plastik aleyhine söylenen bilimsel ve
gayri bilimsel sözlere bir diyeceğim yok. Plas-
tik lehine birtakım laflar da etmeyeceğim.
Doğru olan şudur ki, plastik sahip otduğu kul-
lanım kolaylığı sebebiyle (hafıfliği, ucuzluğu,
kınlmaya, darbeye aşınmaya mukavemeti) ara-
mızdaki yerini çoktan almıştır. En basit plas-
tik bardaktan, elimizde tuttuğumuz kalemden
otomobil yedek parçasına, zirai sulama tesis-
lerine kadar vazgeçilmezliğini sürdürmektedir.
Bu kadar geniş bir sahada kullanılan plastik
malzemeleri bir kalemde silip, bunlan yaşa-
mımızdan çıkarmaya çalışmak, olmayacak bir
işle boşuna uğraşmak demektir. Sadece kolay
tarafından doğru veya yanlış birtakım şeyler
tirme çalışması sürdürülüyor. Yatağın bir bö-
lümü açılmış, bir böiümü duruyor. tçine yağ-
muT, sel sulan doluşmuş; üstü koyu yeşil yo-
sun tabakasıyla örtülü. Kulaklarijpatlatan bir,
kurbağa korösu ve ince sazdan sivri'sinekler
fasıl topluluğu da cabası... Eski yerel yöneti-
min Akçakocalılara bıraktığı bu en büyük ar-
mağan dere yatağının değiştirilmesinden umu-
lan yarar da kimse tarafından bilinmiyor.
Yeni yerel yönetim de ayağının tozuyla so-
kaklardaki çöp bidonlarını kaldırttı. Çöpler
naylon torbalar içinde sokaklara konuluyor.
tyi, güzel, hoş da kırsal yöre. Kediler, köpek-
ler, küçük/büyükbaş hayvanlar dolaşıyor, tor-
baları açıyorlar. Sokaklara pislik yayılıyor.
Turizmle kalkınma düşleri kurarken kendı
kapımızın önunü temizlemeyi unutuyoruz. Kı-
yılarımızı, gittikçe yok etmeye yöneldiğimiz
güzelim doğamızı korumanm zamanı geçiyor.
"Yurdunu seven birer yurttaş olarak doğanın
bizlere sunduğu güzelliklere duyariılıkla eğil-
meli, çirkinleştirme örneklerini sergilemeye, il-
gililerin dikkatini çekmeye çaltşmalıyız" diyo-
rum kendi adıma.
VEDAT YAZICI
Akçakoca
yazarak veya söyleyerek, plastik ve ürünlerini
boykot efmeye çağırmakla ancak sözde çev-
reci olabiliriz.
Daha gerçekçi olalım. Lütfen bizimle işi bi-
ten plastikleri ve tabii diğerlerini de (teneke,
aluminyum, kâğıt, cam vs). doğaya değil çöp
tenekelerine atalım. Bu kadarcık basit bir uğ-
raş, sorunun temel çozümüdür. Çöpleri, çöp-
luğe atmak!.. Aklımızın alamayacağı kadar
çok madde, çöplüklerden toplanıp yeniden el-
den geçirilip hammadde olarak tekrar değer-
lendiriliyor. Enerji ve hammadde tasamıfu
sağlanıyor. Gazetelerde boy boy fotoğraflar
çıktı, sahillerde toplanan plastik torba ve şi-
şeler görüntülendi. Bunlan oraya atan bizle-
riz, plastiğin ne suçu var?
Lütfen bütün çöpleri çöplüğe atalım, sade-
ce çöplüğü kirletelim.
ERCAN ERBİLGtÇ İZMİR
OKURLARDAN
Karanlıkta tatil
Uzun bayram tatilinden
yararlanarak biraz
dinlenebilmek için Magla'nın
Ortaca ilçesine bağlı Dalyan
kasabasına gittik. Dev deniz
kaplumbağalan ile tüm
dünyarun dikkatini çeken bu
kasabada turizmin hızla
geliştiğini gördük. Ama ne
yazak ki TEK bu gelişmeye
ayak uyduramamış. JCaldığımız
pansiyonun bulunduğu
kasabamn merkezinde tatil
boyunca hemen hemen her gece
elektrikler kesikti. Elindeki
telsizle gün boyunca "caka"
satmaktan başka iş yapmayan
TEK görevlisi, elektrik
kesilmelerine çare arayacağma,
her akşam belediye
hoparlöründen "Elektrikler
yeterli olmadığı için kesiliyor.
Elektriği tasamıflu kulanın"
diye anonslar yaptırmaktan
başka bir şey yapmadı. Biz
Türkiye'de yaşadığımız için
elektrik kesilmesini biliyoruz.
Ama gel bunu yabancılara
anlat. Binlerce kilometre yol
katedip gelen turistlerin de
tatili karanlık yüzünden zehir
oldu.
Dileğim, turizmde her gün
ilerleme kaydeden Dalyan'da,
TEK de gerekli
çalışmayı yapsın.
Belki de hayatlarında
ilk defa elektrik kesilmesiyle
karşılaşan yabancılara mahcup
olmayalım, onlann taüUerini
zehir etmeyelim.
AHMET ORHON
Istanbul
İLAN
LADİK ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas no: 1988/228
Karar No: 1990/49
Davacı Saffet Kacmaz tarafından davalı Fatma Kaçmaz aleyhine
mahkememize açılan boşanma davasının mahkememızde yapılan açık
yargılaması sonunda:
Ladik ilçesi Deliahmetoğlu köyü cilt 029-01, sayfa 28, kütük 13'te
nüfusa kayıtlı Osman ve Seher oğlu 1957 D.lu Saffet Kaçmaz ile aynı
hanede kayıtlı Şaban ve Pembe kızı 1960 D.lu Fatma Kaçmaz mah-
kememizin 8.3.1990 tarihli kararı ile boşanmışlardır
Davalı Fatma Kaçmaz adresinde bulunamamış ve karar kendisine
tebliğ edilememiştir. tlan tarihinden 15 gün içerisinde mahkemeye ge-
lerek yasal bir yola başvurmadığı takdirde karann tebliğ edılraiş sa-
yılacağı ilan olunur.
Basm; 47453
T.C.
FATİH
2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
ESAS NO: 1989/359
KARAR NO: 1990/333
CEZA HÂKİMİ: Necdet Akkan 10562
YZ. İŞ. MD.: Recep Paker
213 sayılı Vergi Usul K.Muh. suçundan sanık olup Fatih, Şehre-
mini, Seyit Ömer Mah. Hüseyin Kazım Sok., Alaca Ap., 27/8 adre-
sinde mukim serbest ticaretle meşgul olan Raşit oğ. 1953 D.'lu Or-
han Öztürk Hk.raahkememizden3.5.1990 tarih ve 1989/359 esas
1990/333 karar sayılı ilamı ile 213 S. Vergi U.K. 344/6-359 647/4,
maddeleri uyannca 27.000 lira ağır para cezası. 3 ay müddetle tica-
ret, meslek ve sanattan mahmmiyetine ve işbu cezalannın 647/6'ncı
maddesi uyannca teciline, iş bu karann tirajı 100.000'in üzerinde bu-
lunan bir gazetede ilanına karar verilmiştir. 13.7.1990
Basın: 30072
POLTnKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Düşünceye İflas YokBir dostum var, derdi ki "Araplar bir, solcular iki, bir türlü ara-
larında anlaşamazlar. Eğer anlaşabilseler, Araplar israil'i bir kaşık
suda boğar, solcular da sermayecılerin önünde böylesi ezilmez-
ler."
Elimde Suphi Nuri'nin (İleri) 'Dün ve Yarın' dizisinden çıkmış,
'Günün İktisadi işleri' adlı kitabı var. Kitap 1935 yılında basılmış.
Demek Atatürk de İnönü de sağ. Ben 15 yaşındayım. Belli ki ki-
tabı dört, beş yıl sonra almış olacağım. Kitabm bir serüveni de
var. Her polis aramasında almışlar, sonra sakıncasız bulup geri
vermişler. O günün ev aramasında alınan krtaplar geri verilirmiş.
Suphi Nuri'nin kitabındaki yazıların bir bölüğü çeviri, bir bö-
lüğünü kendi yazmış. Çevirilenler de yazılanlar da birbirini ta-
mamlıyor. Yazarın amacı her konuda okura bilgi sunmak. Çevi-
rilerin bulunuşu, sadece kendi düşüncelerinin değil, başkaları-
nın da düşüncesıne yer vermek.
"Böceklerde komünizm"den söz ederken diyor ki: "Kbmünizm,
yani istihsal vasıtalarının şahsi mülkiyetten aynlması keyfiyeti,
hiçbir zaman insan cemiyetlerinde mutlak surette tecelli etmedi."
Arılardan örnekler, bilgiler veriliyor.
Ardından korporasyonlar. korporatizm, nakliye (ulaşım), nüfus,
deniz ve hava nakliyesi, ticari istatistik, makineter, turizm, şir-
ketler. tesanüt (dayanışma). türlü ûlkelerdeki kooperatifler, faşist
Almanya, Hitlerizm, faşistlik, Karl Marx ve sermaye, Karl Manc'ı
tenkit, komünist fırkaa, anarşistler, sendikacılar. türlü sendika
biçimleri, Türk mekteplileri geliyor.
Suphi Nuri (İleri), o dönemde hayli cesaret isteyen konulara
değinıyor. Kimi yerde söylenenlere katılıyor, kimi yerde ise suret-i
haktan görünüyor Sol üstüne yayınların çok kıt olduğu bir dö-
nemde böylesi tehlikeli sayılan konulara değinmek kolay değil.
Kitabm Karl Marx ve Sermaye başlığı altındaki yazılan aydın-
latıcı ve bilgi vericidir. Kapital için söyledikleri:
"Marx Sermayesi'ni Almanca ve berbat bir üslupla yazdı. Bu
kitabm anlaşılması güçtür. Her okuyan başka bir anlam verdiği
için her nesil de onu başka türlü anlamak istiyor. (...) Sermaye
dilimize henüz tamamen cevrilmedi. Bu meşhur eserin, aslı olan
Almancasından çevrilmesini temenni eylemeliyiz. Fransız ve in-
gilizcesinden değil. Bir de çevirinin bir iktisatçı tarafından yapıl-
ması lazımdır."
Bakıyoruz, Bernstein, Kautsky, Sorel, Proudhon, Vıdal tartış-
maları geliyor. Bugünkû gibi o gün de anlaşmazlıklar ortaya dö-
külüyor. Bernstein, "Bildiri"yi eleştirirken şunları söyler:
"Kredinin temerküzü, nakil vasıtalarının devlete devri, arazi
ve fabrikaların milli olması, mecburi çalışma, ziraat ve sanayi-
nin yaklaştınlması, eğitimin zorunluluğu, parasızlığı gibi."
Çağdaş devlet için söylenenler:
"Çağdaş devlet nedir? Birtakım aydınların elde ettikleri irrrti-
yazlar, malik oldukları siyasal araçlardır."
"Marksizm kolların felsefesidir, başların değil. Yani sınıf mü-
cadelesine dayanır. Marksizm bir siyasal parti değildir."
"Marx'ı eleştirenler onun fenni bir lisan kullanacağına remiz-
li (simgeli) yazılar yazdığım söylerler. Bu doğrudur. Mesela şu
kadastrof teorisi böyledir."
"Herhangi bir ihtilal hareketi evvelce tahmin ve tanzim edile-
mez, belirti bir plan takip edemez, ilk hattı hareketine sadık ka-
lamaz. İhtilalin başı sonu keşfedilemez."
"Sonunda sosyalizm Katolik kilisesine pek benziyor. Tarihte
pekçok defa bu kilisenin artık iflasa mahkûm olduğu iddia edil-
di. Fakat papalık makamı hep devam etti, hep kuvvetlendi."
Bugün de sosyalızmin iflas ettiğini soyleyenler olduğu gibi bu
karmaşadan güçlü çıkacağını da öne sürenler var. Marx'ın kimi
teorileri, artı değer ve sömürü teorileri, düşsel değil, gerçek ol-
duklarını kanıtladılar. Bildirisine gelince bunlann çoğu gerçek-
leşti. Nitekim sekiz yaşında çocuklar madene inmiyor, öğretim
de liseye kadar parasız. Bundan 65 yıl önce tartışılan konular
bugün de tartışılıyor. Eğrisini doğrusunu arıyoruz. İnsan düşün-
dükçe, düşünceye iflas yok!
T.C.
ADANA
1
> 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
KARAR
Esas No: 1989/593
Karar No: 1990/325
C. Sav. E. No: 1989/5083 Es. 1989/48 Hz.
Hâkim: Mesut Nüeri - 15812
C. Savcı Yrd.: Mustafa Bengi - 17957
Kâtip: Sevim Bağnaçık
Müşteki: Adana Buyükşehir Belediye Başkanlığı.
Sanık: Lütfı Yılmaz - Hacı Nusret ve Dursun'dan olma, 1%5 D.lu,
Maiatya ili, Hekimhan ilçesi, Polatlı köyü H: 26, C: 028/01, Sh: 28'de
nüfusa kayıtlı olup halen Adana ili Yenibaraj Mah. Hacı ömer Sa-
bamn Cad. Poroz Çifte Fırım'nı çalıştınr, bekâr, okur yazar, fınn-
cı, T.C. vatandaşı.
Suç: Eksik gramajlı ekmek imal edip satışa arzetmek.
SuçTar.: 20.8.1988
Yukanda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında mahkeme-
mize açılan davanın yapılan açık duruşması sonunda:
Gereği düşünüldü: Sanığın çalıştırdıgı işyerinde üreterek satışa sür-
düğü ekmeklerin gramajının eksik olduğu, yükletilen suçu işlediği dos-
ya kapsamı ile anlaşılmakla eylemine uyan TCK'nın 363/1 maddesi
gereğince 6 ay müddetle hapsine ve 30.000 lira ağır para cezası ile
tecziyesine,
Sanığın duruşmadaki hali ve sucunu itirafı lehine takdiri tahfif se-
bebi kabul edilerek sanığın cezasmdan TCK'mn 59. maddesi gere-
ğince 1/6 nispetinde indirilerek 5 ay hapis ve 25.000 lira ağır para
cezası ile tecziyesine,
647 S.K.'nun 4'üncü maddesi gereğince beher günü 300 lira uze-
rinden hesap edilerek 5 ay hapsin 45.000 lira ağır para cezasına çev-
rilmesine,
Verilen para cezalannın içtima ettirilerek sanığın neticeten 70.000
Lira ağır para cezası ile tecziyesine,
TCK'nın 402/son maddesi gereğince masrafı sanıktan alınmak üzere
tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazetede ve ayrıca mahalli bir
gazetede ilanı için karar özetinin C. Savcıhğı'na bildirilmesine,
(2.000.—) lira mahkeme masrafının sanıktan tahsiline, sanığın yü-
züne karşı temyizi kabil olmak üzere C. Savcısı huzuru ile talebe uy-
gun verilen karar açıkça okundu, anlatıldı. 28.5.1990
Basm: 29994
T.C. BİGA SULH CEZA MAHKEMESİ
KARAR ÖZETİ
Esas No: 1989/634
Karar No: 1990/273
Sanık: Mehmet Kara. Ferhat ve Fatma'dan olma 1959 doğumlu. Bi-
ga lşıkeli k.de kayıtlı olup BigaSakarya Mah. Baglar Sok. No: 44'te
kasap.
Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykınlık.
Suç tarihi: 10.11.1989
Karar tarihi: 11.6.1990
Kesinlesme tarihi: 12.7.1990 —
Sağlığa zararlı sucuk imal ve satışı yapmaklan sanık hakkında ya-
pılan yargılama sonunda sanığın TCK. 396, 19, 647 sk. 4 ve TCK.
402/1. maddeleri gereğince 620.000 TL ağır para cezası ile cezalan-
dırılmasına, 4a
y meslek ve sanatının tatiline, 10 gün süre ile işyeri-
nin kapaulmasına ve karar kesinleştikten sonra karar özetinin ka-
patma süresi kadar kalmak üzere büyük harflerle yazılmak suretiyle
kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştınlmasına karar ve-
rildiği ilan olunur.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
DEVLET KONSERVATUVARI
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DUYURU
1990-1991 egitim-ogretim yüında konservatuvanmızın aşağıda be-
linilen bölüralerine ön kayıtla öğrenci alınacaktır.
Geniş bilgi İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Müdürlü-
ğü'nden (Kadıköy) alınabilir.
tlgilenecek öğrencilere önemle duyurulur.
Mözik Bölütnü:
— Piyano
. — Gitar
— Arp
— Yayh Çalgılar
— Nefesli Çalgılar
— Vurma Çalgılar
Sahne Sanatlan Böiümü
— Opera
— Tiyatro
— Bale
Kompozisyon Bölamii
— Kompozisyon
Türk Mazigi Bolüraii
— Türk Müziği Nazariyatı