25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Arafat, LsraiTe çatü • BAĞDAT (AA) — FKÖ lideri Yaser Arafat, İsrail'i, FKÖ'nün dışlandığı bir Ortadoğu Banş Konferansı düzenlemeye çalışmakla ' suçiadı. Arafat, Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında lsrail'in, ABD Baskanı George Bush'a, FKÖ'nün olmadığı, yalnızca Israil ve komşu Arap ülkelerinin katılacağı bir banş konferansı önerdiğini söyledi. Arafat, lsrail'in önerisinin, Suriye'nin FKÖ'nün dışlandığı bir toplantıyı kabul etmesi halinde lsrail işgali altında bulunan Golan tepelerinin geri verilmesini içerdiğini söyledi. FKaiikud görüşmesi • BAĞDAT (AA) — Filistin Kurtuluş örgütü'nden bir yetkili Ue lsrail Başbakanı Izak Şamir'in partisi Likud'un flst düzey bir yetkilisi arasında bir görüşme yapıldığı biJdirildi. Filistin Devlet Başkanı Yaser /ırafat'ın danışmanı <ıssam Ebu Şerif, dün kğdat'ta gazetecilere yaptığı açıklamada, bu görüşmeye katılan kişilerin isimlerini, görüşmenin yerini ve tarihini açıklamayı reddetti. lsrail yasalanna göre terörist bir gmp olarak nitelendirilen FKÖ ve FKÖ'ye bağlı gruplarla her türlü görüşme yasaklanmış durumda bulunuyor. lsrail'in banş yanlılanndan Abie Nathan, geçen 9 ve 16 mart tarihlerinde Tlınus'ta Arafat ile görüştuğu için suçlu bulunmuştu. Cezayir'de erken seçim • CEZAYÎR (AA) — Cezayir'de erken genel seçimler, 1991 yılırun ilk yansmda yapılacak. Cezayir Devlet Başkanı Çadli Bincedid, 1991 yılırun ilk yarısında parlamentonun lağvedilerek erken genel seçimlerin yapılacağını açıkJadı. Devlet Başkanı Çadli Bincedid, karann halkın isteğini yansıttığını kaydetti, ancak bunun mevcut parlamentonun -•Vevini yapamadığı lamına gelmedığini y 'ledi. İsraiTden yalanlama • KUDÜS (AA) — îsrail Savunma Bakanlığı, lsrail'in elinde kimyasal silah bulunduğu yolundaki iddiaları yalanladı ve Ortadoğu'nun kimyasal silahlardan anndınlması çağrısında bulundu. Savunma Bakanlığı sözcüsü Dan Naveh, "İsrail, 1925 yılında Cenevre protokolünu imzalamış bulunuyor ve ona bağlı" dedi. 1925 Cenevre protokolü, kimyasal silah kullanımını yasakhyor. Taylor bakan atadı • PAYNESVILLE- BRÜKSEL (AA) — Liberya'da uzun süredir Devlet Bakanı Samuel Doe'ya karşı mücadele veren ve Doe hükümetini devirdiğini açıklayan Ulusal Yiırtsever Cephe lideri Charles Taylor, baa bakanlar atadığuu söyledi. Taylor, başkent Monrovia yakınlanndaki Paynesville kentinde AFP'ye yaptığj açıklamada altı ay içinde yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinde adayuğını koyacağını belirtti. G.KoreliIer Kuzey yolunda • SEUL (AA) — Güney "oreliler, Güney ve Kuzey ..ore'nin birlesmesi isteğiyle düzenlenecek ortak gösteriye katılmak üzere 6 ağustosta sının geçmeyi planladıklannı acıkladılar. Her iki tarafın da Kore'nin Japonya işgalinden kurtuluşunun 45. yıldönümünü kutladığı 15 ağustosta yapılacak gösteriye, Güney ve Kuzey Kore hükümetleri tarafından prensipte izin verildi. Ankara, ABD ve FAlmanya'nın envanter dışı silahlarına talip Türkiyej F-4 jetleri istiyorAnkara, AKKUM anlasması sonrasında ABD ve F. Almanya'dan alacağı silahların "hurda niteliğinde" ya da bakırru maddi külfet yaratacak türden olmasını istemiyor. •uç, Milli Savunma Bakanlığı, ABD tarafından önerilen M-60 tanklarına sıcak bakmıyor, F. Almanya'dan ise F-4 savaş uçaklan ve Alpha jet eğitim uçakları istiyor. EVREN DEĞER ANKARA — Türkiye, AK- KUM (Avmpa'da Konvansiyonel Kuvvet Indirimi Müzakereleri) an- laşması sonrasında özellikle ABD ve F. Almanya'da envanter dışı ka- lacak bazı silah sistemlerıne talip olduğunu bu ülkelere Uetti. ABDi nin Türkiye'ye bu çerçevede öner- diği M-60 tanklanna sıcak bak- mayan Milli Savunma Bakanlığı çevrekri, F. Alman yetkililerinden F-4 uçaklan ve Alpha jet eğitim uçaklan istediler. Milli Savunma Bakanhğı'na ya- km çevreler, gerek Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın gerekse üst düzeydeki askeri kesimin, "burda niteliğinde" ya da bakımı ve ida- mesi açısından TSK açısından maddi külfet yaratabilecek türdeki silah sistemlerıne ilgi duymadığı- nı bildirdiler. Aynı çevreler, Bakan Giray'ın bu konudaki göruşlerini diplomatik olarak da gerek ABD Savunma Bakanı Ricnard Cbc- YUNANÎSTAN nev'e «erekse F. Almanya Savun- ma Bakanı Geriıardt Stoltenberg'e ilettiğini de belirttiler. AKKUM gönişmeierinin bu yü sonuna doğru bir anlaşma ile so- nuçlanması sonrasında Türkiye1 nin özellikle uçak ve zırhlı araç en- vanterini güçlendirmek istediği de öğrenildi. Bu çerçevede ABD'nin Türkiye'ye önerdiğj M-60 tankla- nna sıcak bakmayan Milli Savun- ma Bakanlığı çevreleri, Türk sa- vunma sanayüne külfet getirme- yecek ve Türk Silahlı Kuvvetleri'- nin envanterinde bulunan bir sis- temden verilmesini istiyor. Bu is- teğe ABD'nin herhangi bir yanıt vermediği, ancak Türkiye'nin özellikle ilgilendiği sistemi verme- ye hazu- olduklannı Türk askeri ve sıvil makamlanna ilettikleri de bildirildi. F. Almanya'ya da söz konusu görüşmelerin anlaşma ile sonuçlanması sonrasında envan- ter dışı kalacak 2. kuşak jet uçak- lan olarak bilinen F-4'ler için is- tek iletildiğini kaydeden bakanlık çevreleri, Alpha jet eğitim uçak- lanna da sıcak bataJdığmı kaydet- tiler. öte yandan özellikle Güneydo- ğu Anadolu'da PKK'ya karşı kul- lanılacağı tahmin edilen Cobra helikopterlerinden 2'sinin bu haf- ta içerisinde Türkiye'de olacağı bildirildi. Bu helikopterlerin PKK'nın elinde bulunduğu öne sürülen SA-7 füzelerine karşı ısı güdttmlü füzeleri yanıltıcı "flaıe" sistemi ile donatıldığı da öğrenil- di. Atina'da skandal davaları başlıyorSosyalist PASOK hükümeti döneminde ortaya çıkan mısır, telefon dinleme ve Koskotas skandallarının davaian, ağustos ayında başlayacak. Davalarda eski Başbakan Andreas Papandreu ve PASOK üyesi 5 eski bakan yargılanacak. STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan'da 1988 yılı içinde ortaya çıkan skandal- lann sorumlu bakanları ağustos ayı içinde marfkeme huzuruna çı- kacaklar. Sosyalist PASOK hükü- meti döneminde meydana gelen yolsuzluklar, ulkenin ekonoraik, siyasi ve sosyal istikrannı sarsmış, dönemin Başbakanı Andreas Pa- paodreu ile beş PASOK uyesi ba- kan sorumlu gösterilerek, hakla- rında dava açılmıştı. Bu mahkemelerin ilki, temmuz ayı içinde başladı. Eski Maliye Ba- kan Yardımcısı Nikos Athanaso- pıüos, Yugoslavya'dan ithal edilen mısır ve buğdayın "Yuıun maiı" gibi gösterüerek, Avrup Toplulu- ğu ulkelerine ihraç edılmesinden sorumlu gösteriliyor. Athanaso- pulos mahkeme önünde saatlerce verdiği ifadelerinde, "Ne yapöy- sak milli menfaatler için yapük" tezini savundu. Dönemin Başba- kanı Papandreu'nun konu ile ilgisi olmadığını söyleyen eski bakan yardımcısı, ihracat için kullanılan sahte belgeleri kimin hazırladığı- nı bilmediğini, ancak alman bü- tün kararlann, Bakanlar Kunılu- nun onayından geçtiğini kabul et- ti. Yunanistan'daki bu yolsuzluk ortaya cıkınca, ATnin actığı mah- kemenin sonucunda Yunanistan, 2.5 milyon dolar cezaya çarptınl- mıştı. Andreas Papandreu ve Ulusal Ekonomi eski Bakanı Panayottis Rnmeliottis'in ifade verecekleri ta- rih henüz saptanmadı. Rumeliot- tis'in, şu anda PASOK'un Avru- pa parlaraenteri olması, buna en- gel oiuşturuyor. Rumeliottis'in ifade verebilmesi için Avrupa Par- lamentosu üyeliğinden istıfa etme- si ve millervekilliği dokunulmaz- lığının kaldınlması gerekiyor. Eski Başbakan Papandreu, adı yolsuzJuklara kanşan Girit Ban- kası'mn sahibi, kanun kaçağı Pe- orgios Koskotas'tan "dolaylı ola- rakriişvetalmak" ve ulkenin ile- ri gelen sivil ve askeri kişilerin te- lefon konuşmalannın dinlenroe- sinden sorumlu gösteriliyor. Maliye ve Ekonomi eski bakan- ları Covolas ile Rumeiiottis, Kos- kotas skandalı konusunda, "ola- yı bildikleri balde önlem almanıakJa" suçlanıyorlar. Eski sosyalist Başbakan Bruno Kmisky, kalp rahatsızhğından öldü Avusturya'da bir yıldız kaydı Dünyanın saygın devlet adamlanndan olan Kreisky, Avusturya'nın tarafsızhk politikasmın mimarı olarak tanınıyordu. Kreisky, FKÖ'ye yakınlık göstermesinden ötürü îsrail'in şimşeklerini üzerine çekmişti. Dtş Haberier Servisi — Avus- turya eski başbakanlanndan sos- yalist Bruno Kreisky dün 79 ya- şında bir haftadır kalp tedavisi gördüğü Lainz hastanesinde öldü. Doktoru VVolfgang Enekel, Kre- isky'nin son 24 saat içinde duru- munun giderek kötüleştiğini açik- larruştı. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemin en sevilen liderlerinden biri olan Bruno Kreisky'nin kan dolasımı bozukluğu ve kalp has- tabğı nedeniyle uzun süredir teda- vj gördüğü bildirildi. Avusturya'nın tarafsızhk poli- tikasımn mimarı olarak tanınan Bruno Kreisky, Yahudi idi. Ülke 1938 yılında Nazi Almanyası'na ilhak edildiğinde yurtdışına git- mek zorunda kalmış, ancak daha sonra Avusturya'ya geri dönerek en uzun süre başbakan ve parla- mento üyesi olma unvanuu ka- zanmıstı. Kreisky 26 yıl boyunca Sosyalist Parti lideri olarak ulke- sini yönetti. Avusturya ajanslan, 1970 yılında ezici bir çoğunlukla hükumete gelen Sosyalist Parti'- ye 26 yıl boyunca başkanlık eden Bruno Kreisky'yi, "özgur demok- ratik dünyada bu koaudaki tek rekor sahibi kişi" olarak tanım- lıyor. Bruno Kreisky, savaş sonrası dönemin en çok saygı gören siya- set adamlan olarak F. Alman VV'illy Brandt ve tsveçli Olof Pai- me ile birlikte anılıyor. Kreisk^ 1 1954-55 yıllarmda Avusturya'nın on yıllık işgaline son vermek ama- cıyla savaş galipleriyle masaya oturdu. Doğu-Batı arasında ycr alan Avusturya'nın tarafsız kal- masını sağlayan Kreisky, Yahudi dunyasmın sık sık eleştirilerine maruz kalıyordu. Avusturyalı si- yaset adamının Ortadoğu politi- kası, Filistin Kurtuluş Orgütü li- deri Yaser Arafat ile ilişkileri ts- rail'in hiç hoşuna gitmiyordu. Bu nedenle lsrail eski başbakanlann- dan Menabem Begin ile aralan hiç iyi değıldı. Libya lideri Muammer Kaddafî'yi ülkesinde kabul etme- si, 1975 yılında Viyana'da yapı- lan OPEC topiantısına saldın dü- BRL NO KREİSKY — Seçkin devlet adamı. zenleyen Arap teröristleri serbest bırakması da tepki toplamıştı. Bruno Kreisky ise tutumu şöyle gerekçelendiriyordu: "Bir sosya- list olarak ben herkesin dostu- yum. İster Arap, ister Yahudi, is- ter Kiirt olsun, Ortadoğu insan- lannın da dostuvum. Ben, insan- lann, faridılıldannı banş içerisin- de sürdürmesinden yanayım." Uzun yıllar Doğu-Batı yumuşa- masma hizmet veren Kreisky, Or- tak Avrupa oluşturulması dilegı- ni SSCB lideri Mihail Gorbaçov'- un "Ortak Avrupa Evi" önerisin- den daha önce dile getirmişti. Avusturyalı lider, komünist re- jimle yönetilen komşulan Ue iyi ilişkiler kurmayı başarmıştı. An- cak bu ülkelerdeki insan haklan ihiallerini eleştirmeyi de ihmal et- mezdi. Alberto Fujimori, ant içtikteo sonra halkı selamlıyor. (Fotoğraf: AP) Peru Fujimori ant içti Dış Haberier Servisi — Güney Amerika ülkelerinden Peru'da nisan ayında yapılan seçimlerde, ünlü romancı Mario Vargas LJosa'yı geride bırakarak başkanlığa seçilen Alberto Fujimori, önceki gün yapılan yerain töreniyle resmen göreve başladı. Baskent Lima'daki meclis salonunda yapılan yemin toreninde, "Bu ülkeyi, içinde bulunduğu kötii durumdan çekip çıkarmak için var güciimle çalışacagıma, tannnın huzunında yemin ederim" şeklinde ant içen Japon asıllı Fujimori, devlet başkanlığı görevine resmen başladı. ITALYA ÖA-terör olayında yeni gelişme ROMA (AA) — Italyan Dev- let Televizyonu RAI'nin sözcü- sü, Italyan adalet makamlannın televizyon binasına gönderdiği askeri polisin, televizyonda CI- A'run ttalya ve tsveç'teki terörü desteklediğini öne sttren muhabi- rin belgelerine el koyduğunu açıkladı. Sözcü, adalet makamlannın emri ile binaya giren askeri po- lislerin, notlan aldıktan sonra ay- nldıklannı söyledi. Muhabir Ennio Remoodino, daha önce RAI'nin l'inci kana- lındaki ana haber bülteninde 28 haziran - 2 temmuz arasında ver- diği dört haberle ilgili olarak sor- guya çekilmişti. Haberlerin birinde, daha ön- ce CIA ajanı olduğunu söyleyen Dick Brenneke, Amerikan Mer- kezi Haberalma Teşkilatı CIA'- nın 1970'lerde Italya'yı kasıp ka- vuran terör dalgasını yasadışı P-2 Mason Locası kanalıyla destek- lediğini açıklamıştı. Habere göre bir baska eski CIA ajanı da CIA ve P-2'nin îs- veç Başbakanı Olof Palme'nin 1986'da öldürülmesi olayıyla bağlantısı olduğunu öne sürmuş- tü. Eski CIA ajanı, eski P-2 lide- ri Ocio GeUi'nin dönemin Baş- kan Yardımcısı George Bush'un danışmanına Palme suikastinden üç gün önce "Isveç agacı devrüecek" şeklinde bir telgraf çektiğini iddia etmişti. CIA ise' suçlamaları red- dediyor. ltalyan Devlet Başkanı Fran- cesco Cossiga, ülkede siyasi bir dalgalanmaya neden olan iddia- lardan sonra, konunun araştınl- masmı, eğer iddialan destekleyen kanıt bulunamazsa RAI'den "keUeterin gidecegini " soylemiş- ti. Daha önce yapılan bir parla- mento araştırması, P-2'nin bü- yük ltalyan işadamlarından, si- yasetçilerinden ve askerlerinden oluşan bir 'devlet içinde devlet' olduğunu ortaya çıkarmıştı. Konunun ortaya çıkması, 1981'de hükümetin düşmesine yol açmış ve ttalya'run en büyük skandallanndan biri olarak nite- lenmisti. Darbeciler bakanları rehin tutuyor, başbakanyaralı IKnidacTda yağma başladıTrinidad hükümeti, darbeci Müslümanlarla anlaşmaya varıldığı yolundaki haberleri doğrulamadı. Başkentte çatışmaların sürdüğü ve yoğun yağmalama olaylarınm görüldüğü bildirildi. PORT-OF-SPAtV (AA) — Trini- dad'da cuma günü düzenlenen darbe sırasında Başbakan N.R. Robinson'un yaralandığı bildiril- di. Başkentte yağma başladı. Trinidad hükümeti, darbeci Müslümanlarla anlaşmaya vanl- dığı yolundaki haberleri doğrula- madı ve cuma günü darbe girişi- mi sırasında yaralanan Başbakan Robinson ve diğer bakanlann "rebine" olduklannı açıkladı. Darbecilerle görüşmeler yapan Katolik piskopos Antony Panrin, Müslümanlann lideri Ebu Bekir- in kendisine Başbakan ve diğer re- hinelerin patlayıcıJara bağlandığı- nı ve onlan kurtarmak için yapı- lacak herhangi bir girişimde pat- layıp parçalara bölüneceklerini söylediğini kaydetti. Müslüman grubun sözcüsü Bi- lal Abdullah, Başbakan Robin- son'un yaralandığını doğruladı. Abdullah, Robinson'un yarasmın ciddi olmadığını ve iyi muamele gördüğünü belirtti. Karayipler haber ajansı CANA ise Robinson'un istifa ettiğini bil- diren bir yazıyı imzalamayı red- detmesi üzerine gerillalann baca- ğına ateş ettiklerini bildirdi. Bu arada, başkent Port-Of- Spain'de dün de yer yer silah ses- lerinin duyulduğu kaydediliyor. Radyo ve televizyon haberlerin- de de başkentte yoğun yağmala- ma olaylarınm görüldüğü du- yuruldu. Bir polis yetkilisi radyoda yap- tığı konusmada, ciddi yağmalama olaylarınm olduğunu ve bu olay- lann engellenebilraesi amacıyla sert önlemlerin alınacağını bildirdi. öte yandan, çeşitli haber kuru- iuşlan darbe girişimi sırasında 22 kişinin ölduğünü ve çok sayıda ki- şinin de yaralandığuu duyuru- yorlar. Polis kaynaklan, ilk saldınlar- da polis merkezinin yakılması sı- rasında ölenlerle birlikte ölü sa- yısının çok daha yüksek olabile- ceğini kaydediyorlar. Müslüman grubun sözcüsü Bi- lal Abdullah, dün radyodan yap- tığı açıklamada, parlamento bina- sında kendileri tarafından rehin tutulan Başbakan Ray Robinson'- un anlaşma metnini imzaladığıru ve görevinden istifa ettiğini söy- lemişti. Abdullah, bu anlaşmaya göre hükümetin kendileri için af çıka- rılmasıru ve 90 gün içinde seçim- lerin yapılacağını bildirmişti. Sözcü, Planlama Bakanı Wıns- ton Bookeran'ın şimdilik başba- kanhk görevini yürüteceğini de kaydetmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı, Ebu Bekir ve adamlarına bir çağnda bulunarak silahlarını bırakarak yetkililere teslim olmalanm iste- di. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapı- lan açıklamada, "Bu darbe giri- şimine katılanlan, rehineleri ser- best bırakmaya >e ulkenin anaya- sal rejim yetkiülerine teslim olma- ya çağınyoruz" denildi. ABD'nin meşru hükumete destek verdiği ve bölgedeki diğer devletlerle yakın temasta olduğu ifade edilen açık- lamada, halkm darbecilere destek vermediği kaydedildi. Karayip ülkelen onak pazar ör- gutu CARICOM ile Orta Ameri- ka devlet başkanları darbe girişı- mini kınadılar. CARICOM'dan yapılan açıklamada, topluluğa üye ülkelerin Robinson hüküme- tine tam destek verdikleri ve dar- becileri kınadıkları kaydedildi. Jamaika'da yapılacak zirve nede- niyle Kingston'da bulunan üye ül- kelerin yöneticileri, Robinson hü- kümetine yardım etmeye hazır ol- duklannı belirttiler. Darbecilerin serbest bıraktığı 7 kişi arasında bulunan Trinidad- Tobago Dışişleri Bakanı Edden Shand ise radyodan yaptığı açık- lamada, ülkeye dışarıdan askeri bir müdahalede bulunulmaması- nı istedi. Shand, yabancı askeri müdahaleye, parlamento binasın- da rehin tutulan tüm kabine uye- lerinin de karşı olduğunu kaydet- ti. POLmKADA SORUNLAR ERGUNBALa Çelişkiler ve Türkiye Türkiye'nin ıki eski Başbakanı Sayın Süleyman Demirel ve Sa- yın Bülent Ecevıt, Cumhuriyet ve Millıyet gazeteleri ile yaptıkları söyleşilerde Türk dış politikası konusunda aydınlatıct ve yarariı açıklamalarda bulundular. Sayın Demirel Cumhuriyet'e verdiği demeçte, Türk dış politikasmın çeşitli yanlarına değindi. Sayın Ecevit ise Milliyet'le yaptığı söyleşıde özellikle Türkiye'nin bir Bal- kan politikası oluşturması şerektiğini vurgulayarak göruşlerini çarpıcı bıçımde dile getirdi. llginçtir, iki eski başbakan da bu ko- nuda benzer yaklaşım getırdiler. Sayın Ecevit, Türkiye'nin ön- celikle Yugoslavya ile ilişkilerım sıklaştırmasını, bu ilişkilerin Türkiye, Yugoslavya, Romanya, Arnavutluk ve bir noktada Bul- garistan'ı da kapsamına alacak biçimde genişietilmesinl öner- i di. Sayın Demirel ise Balkan politikasına bu kadar ayrıntılı gir- memekle birlikte "Türkiye için en dikkat edilmesi gereken, Yu- nanistan'la Sulgaristan'ın girişebitecekleri bir ittifaktır" diyerek bir Balkan politikası oluşturmanın önemini vurgulamış otâu. İki eski başbakanın da hareket noktaları, Türkiye'nin çevre- sindeki ülkelerin birbirleri ile olan çelişkileri ve Türkiye'nin bu ülkeierle olan çelişkileri idi. Bu çelişkı yumağı içinde gemiyi ka- raya oturtmadan götürebilmek için Demirel'in dediği gibi "Dış politikayı bir satranç oyunu gibi götürmek" zorunluydu. Cevremizdeki çelişkılerle, bızım çevremizle olan celişkilere bir göz atınca şu tablo ortaya çıkıyor: önce Ortadoğu dünyanın en çelişkili bölgesi niteliğini koru- yor Bölgede temel çelışki olan Arap-İsrail çelişkısinın yanı sıra son Körfez krizinde görüldüğü gibi Araplararası çelişkiler de tüm çabalara karşın hafiflemiyor, aksıne buyüyor Irak'ın Kuveyt ve Bırleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı gövde gösterısı bu olgunun yenı kanıtıdır. Bu olaydan sonra Kuveyt ve Birleşik Arap Emırlik- leri için bölgede temel çelişkınin İsraıl-Arap çelişkisi mi, yoksa Irak'la ilişkiler mı olduğu doğrusu merak konusudur. Irak sade- ce Körfez ülkeleri ile sürtüşme içinde değil, Suriye ile de yıllar- dır süren düşmanlık var aralarında. Suriye'nin Körfez savaşı st- rasında İran'ı desteklemesine, Irak, Lübnan'da Hıristiyan Gene- ral Michel Aoun'u destekleyerek karşılık verdi. Körfez'deki krizin yatışmasında Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in büyük roiü oldu. Ama ilginçtir, Mübarek, krizin ya- tışması için çaba harcarken Irak'la olan çelişkiyi de keskinleş- tirdi. Çünkü Saddam Hüseyin ve Hüsnü Mübarek, Arapların li- derliği ıçın rekabet ıçındeler. Bunalımda arabuluculuk yapan Mü- barek'in yıldızının parlaması Saddam Hüseyin'in herhalde pek hoşuna gitmemiştir. Suriye, bir yanında lsrail öte yanında Irak tarafından çevrilmiş durumda. Sovyet destegine de artık güvenemeyen Şam yöneti- mi geçen yıldan beri İsraıl'e göz kırpıyor. Hafız Esad son Mısır gezisinde, Hüsnü Mübarek'in banş planına yeşil ışık yakiı. As- jında Suriye ile İsraii arasındakı çelişkı o denli büyük de değil. İki ulkenin ortak çıkarları var. İkisi de bağımsız bir Filistin devle- tinin kurulmasını istemez ve Filistin hareketıni korrtrol altında tut- mak ister. Suriye, İsrail'den Golan'ı geri alabildığı takdırde, Şam hükümeti "Filistin davasını" rafa kaldırmakta tereddut etmez. Bu noktada Hafız Esad'ın FKÖ lideri Yaser Arafat'la olan çelişkisi gûndeme geliyor. Hafız Esad'ın bağımsız bir lider olan >raser Ara- fat'la gerçekten uzlaşabileceğını düşünmek çok zordur. _ Ürdün'ün durumu bazı bakımlardan Suriye'ninkini artdırıyor. Ürdün Kralı Hüseyin İsrail'den haklı olarak korkuyor. Ama Hü- seyın, belli etmemesine karşın, yanı başında kurulacak bağım- sız bir Filistin devletinden de korkar. Bu genç, dinamik devlet Hüseyin'le Hafız Esad'ın azınlık iktidartannı temellerinden sar- sabilır. Suudı Arabırtan ise ne Irak'a ne de Suriye'ye sempati duyar. Görüldüğü gibi Araplararası çelişkiler, Arap-İsrail çelişkisini pek aratmayacak niteiikte. * Son olarak iran'ın bölgedeki tüm Arap ülkeleri ile tarihten ge- len sürtüşmesi var. İran, Körfez Savaşı'nda kendısinı tek des- tekleyen Arap ülkesi olan Suriye ile bile Lübnan'da çekışiyor. İran yanlısı Hizbullah'la Suriye'nin desteklediği EMEL, günlerdir bir- birlerinin boğazına sarılıyorlar. Peki Türkiye'nin bu ülkeierle ilişkileri nasıl? Bilindiği gibi Türkiye'nin, Suriye, Irak ve İran'la ciddi sorunla- rı var. Ancak bu noktada hemen bir ayrım yapmak gerekli. Bize kalırsa Türkiye'nin Suriye ve İran'la olan çelişkisi, Irak'la olan- dan daha büyüktür. Suriye'nin hâlâ Hatay'da gözü var Fırat'ın suları konusu ise iki ülke arasında cıddı bir bunalıma dönüşme eğilımı gösteriyor. Şam yonetiminın teröristleri açıkça destekle- diği de bilinen gerçek. İran'la aramızda gerçı toprak ve su an- laşmazlıkları yok. Ama çok önemlı olan ideolojık çelişki var. La- ik Türkiye, din devletı olan İran için tehlikeli bir örnektir. Tahran, bu nedenle islam Devrimi'ni Türkiye'ye ihraç etme hedefinden vazgeçmez. Suriye ve İran'a kıyasla Türkiye'nin Irak'la olan çelişkisi ise da- ha hafiftir. Fırat'ın suları sorunu, Irak açısından Suriye için oldu- ğu kadar ciddi değildir. Irak, Dicle nehrinden su gereksinmest- nın önemlı bölümünü karşılayabilir. Ayrıca, Irak'la aramızda ide- olojik sürtüşme ya da toprak anlaşmazlığı da yok. Türkiye'nin dikkat etmesi gereken bir nokta, Irak'la Suriye'nin ülkemize karşı bir ittifaka girişmesidir Ankara, akılcı bir politika ile Irak'la ara- sında çok ciddi olmayan çelişkiyi yumuşatarak bunu önleyebi- lir. Türkiye'nin hedefi bölgedeki tüm ülkeierle iyi geçinmektir ve bu yolda kuşkusuz çaba harcamaya devam edecektir. Ama gü- nümüzün koşullarında Irak'la ilişkileri düzelrmek daha kolay gö- rünmektedir Suriye'nin Israif'e süreklı göz kırptığı ve Mısır banş planına yeşil ışık yaktığı bir ortamda Türkiye'nin kraldan fazla kralcı bir tutu- ma girerek Tel Aviv'le gerilim politikası izlemesine de gerek yok- tur Ortadoğu'da Türkiye açısından bir tehlike de ülkemizin ABD ve Batı Avrupa tarafından Mısır-İsrail-Suudi Arabistan eksenine ıMmes: olasılığıdır. ita/ya Dışişleri Bakanı Gıani de Michefis'in NATO'nun bundan böyle İslam dünyasından gelebilecek teh- lıkelere karşı bir örgüt niteliğine bürüneceğini söylediği ortam- da bu olasılık ciddidir. Batıda ise şimdilik Yunanistan'la olan sürtüşmemiz en önemii çelişki olarak görünüyor. Aslında biz bu çelişkinin, bazı çevre- ler tarafından öne sürüldüğü gibi "uzlaşmaz çelişki" olmadığı- na ve olayın kimi zaman biraz abartıldığına inanıyoruz. İnandı- ğımız başka bir nokta da Kıbrıs'ta Maraş'ın yerleşime açılması- nın, hem Türkiye'ye hem bunalımın çözümüne hıçbir yararı ol- mayacağı, aksine, sorunları büsbütün kanştıracağıdır. Ama her durumda, Türkiye'nin Bulgaristan'la olan çelişkisi, YunanıstaıV la olandan daha hafif görünmektedir. Bulganstan'da polıtıkacı- lar ülkedeki ekonomık ve sosyal krizin halkta yol actığı öfkeyi et- nik soruna kanalıze etme hatasını yapmazlarsa, Ankara ile Sof- ya arasında yararlı bir işbırlığı kurulabtlir. Türkiye'nin ilk aşamada güneyde Irak, batıda da Bulgaristan'la ilişkilerinı düzeltmeye ağırlık vermesi, Ankara'nın Ortadoğu ve Balkanlar'ı kapsayan banş politikasmın kilometre taşlarını oluş- turabilir. KÖRFEZ BUNALIMI Irak-Ruveyt görüşmeleri başhyor CtDDE (AA) — Kuveyt Ue Irak arasında petrol ve toprak anlasmazlıklannı çözmek ama- cıyla uzlasma görüşmelerinin salı günü Cidde'de yapılacağı açıklandı. Suudi Arabistan resmi kay- naklan Reuter Ajansı'na yaptık- ları açıklamada, Kuveyt heyeti- ne Başbakan Seyh Saad El- Abdullah El-Sabah'ın, Irak he- yetine de yönetimdeki Devrim Komuta Konseyi Başkan Yar- dıracısı Izzet îbrahim'in başkan- lık edeceğini belirttiler. Uzlasma görüşmelerinin salı günü Cidde'de yapılacağı, Irak haber ajansı INA tarafından verildi. Irak, dün daha önce yaptığı açıklamada, görüşmelerin bu hafta gerçekleşemeyeceğini kay- detmiş ve bundan Kuveyt'in so- rumlu olduğunu bildirmişti. Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt'i, kotalann üzerinde üre- tim yaparak dünya petrol fiyat- lannı düşürmekle suçlayan Irak, ayrıca Kuveyt'in tartışmalı sınır bölgesinde petjol kuyulan aça- rak 2 milyar 400 milyon dolar de- ğerindeki petrolünü çaldığı iddi- asında bulunmuştu. Bu arada, Kuveyt'te kabine toplantısından sonra yayımlanan açıklamada, "Görüşmelerin bü- riin sonınlann ve KHveyt ik Irak arasmdald görüş aynkldanma Od ulkenin de bagımsızlıgı ve yasal hf^lannı garanti altına aian ada- letli bir çöziim getirmesiai diliyoruz" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle