22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1990 * * * CUMHURÎYET/17 Genç Liberyalılar Doe'ya karşı Liberya Devlet Başkanı Samuel Doe'nun etrafındaki çember giderek daralıyor. Doe'ya karşı mücadele veren Charles Taylor Hderiiğiodeki Liberya Vatansever Ulusal Cepbe'de sadece yetişkiiüer mücadele vermiyor. 15 yaşında oldugunu iddia eden genç Liberyalı onlardan bir tancsi. Sırtında 2. Dünya Savaşı'ndan kalma Beretta olomatik tüfeği Ue Tappita kentinde nöbet tutuyor. (Fotograf: Reuter) Sıcak dalgası Sibiryada büyük orırıan yangını MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nin Batı Sibirya bölgesini etkileyen alısümamıs bir sıcak dal- gasının 7 bin hektarbk bir alan- da 25 orman yangmına yol açtığı bildirildi. Resmi haber ajansı TASS'ın bildirdiğine göre bölgede depolan- mış yakıt maddelerinin hava ısı- sının 40 dereceyi aşması yüzünden alev alması üzerine başlayan yan- gında bölgedeki 'taiga ve tundralar' alev aldı. Yangın alanının üzerine yayılan ve çapının 400 kilometreyi aştığı tahmin edilen büyük bir duman bulutunun, yangın söndürme ça- balannı önemli ölçüde engelledi- ği belirtiliyor. \ ^ Î İ 7 P I * rttPİ Bundan sonra Marcarislan'ı ziyaret etmek A U ^ C l U I C I isteyenlerbaşkentBudapeşte'deyenibirola- naktan yaraıianabilecekler. Macar jetkililer. yüzer bir oteli Bu- dapeşte'den geçen Tuna nehrinde hizraete soktular. Macaristan'da ilk kez uygulanmaya geçirilen bu sistemden bu ay sonundan itibaren yararlanılabilecek. (Fotoğraf: AP) San Francisco 30 yü içinde şiddetli deprem bekleniyor MENLO PARK/CALİTOR- NİA (AA) — Bilim adamlan, San Francisco'nuL, gelecek otuz yü içinde, büyük bir depremden, ön- ceden düşünüldüğünden daha fazla etkilenebüeceğini belirttiler. ABD Yerbilimi Araştırma Mer- kezi bilim adamlanmn, geçen ekim ayındaki şiddetli depremle ilgili araştırmalanndan sonra or- taya koydukları bulgularda, San Francisco'da, gelecek 30 yıl için- de, Richter ölçeği ile 7 veya 7'nin üstündeki şiddette bir depremin olroası olasüığının yüzde 67 oldu- ğunu saptadıkları bildirildi. Ana Kraliçe'nin doğum günü İngiltere kraliçesi Elizabeth dört agustosta 90 yasına basıyor. tngilizler bu önemli gün için şimdiden kollan sıvadılar. Önceki gün, Ana Kralice, onurnna verilen gala gosterisine katıldı. Dünya çapında iin kazanmış ses, tiyatro, filra ve televizyon sanatçılan bu nedenle perşembe aksamı Londra'daydılar. Asü gösteri dört agustosta sunulacak. (Fotoğraf: AP) I HABERLERIN DEVAMI Muhalefete TRT Sansürü... (Baftarafi 1. Sayfada) lerindeki seçimler öne sürülerek, televizyon ekranı muhalefet sözcülerine kapatılabilmek- tedir. Örneğin gelecek pazar günü Hasankeyf ve Güçlükonak'ta yapılacak il genel meclisi seçimlerinden ötürü, Türkiye genelinde se- çim yasağı uyguluyor TRT. Bu kez ekran ya- sağı yalnız muhalefet partilerine de uygulan- mamış; Barolar Birliği'nin 14 temmuzdaki toplantısı da yasak kapsamına sokularak, TRT'den haber olarak verilmemiş. Önümüzdeki ayın 19'unda 13 yerlesim bi- riminde belediye başkanlığı seçimleri var. 2 eylülde Antalya'nın Çolaklı kasabasında se- çim yapılacak. Bu seçimlerin her birinden 10 gün önce seçim yasakları başlayacağı için, muhalefete radyo ve televizyon kapanacak- tır. Bunun anlamı açıktır: Siyasal iktidar, her ay Türkiye'de bir iki secim yeri bularak mu- halefeti radyo ve televizyondan tümüyle si- iebilir. Demokrasiyle de eşitlikle de adaletle de bağdaşmaz bu durum. Ve gün gelir demokrasi adına mutlaka he- sabı sorulur bu haksıziığın. Televizyonu bir ANAP, bir Özal kutusu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bir yandan iki üç bin nüfuslu yerlerde se- çim var diye ekranı muhalefete kapayacak- sın, öte yandan Sayın Özal'a "tarafsız" cum- hurbaşkanı, Sayın Akbulut'a da "başbakan" olduklan için ekranı sonuna dek açacaksın! Geçelim. Muhalefet buna karşı etkili bir ortak kam- panya açabilmelidir. Ama aynı zamanda bir görevi daha olabi- lir muhalefet partilerinin. Daha şimdiden ara- larında, geleceğin radyo ve televizyon düze- ni konusunda ilke anlaşmalarına varabilirler. Ne gibi noktaları kapsayabilir böylesi bir mutabakat? Örneğin mali ve idari açılardan tam anla- mıylaözerkleştirilmiş... Siyasal iktidarın mü- dahalesıne kapatılmış... Yayın ilkeleri, çogul- cu demokrasi kültürünün oluşumuna katkı- da bulunacak biçımde belirlenmiş... Çok ses- liliğe dönük... Kanal sayısı ve olanakları, hem kendi içinde, hem de kendi dışında rekabe- te açık olarak düzenlenmiş bir kamu televiz- yonu ve radyosu.. Özel radyo ve televizyona ilke olarak evet demek... Ama aynı zamanda devlet tekeli- ne son verirken, özel tekellerin ortaya çıkı- şını da engelleyecek, kamu çıkarını değişik açılardan kollayacak kuralları da öngören bir uzlaşmaya varmak... Bugünün muhalefet partileri, kendi arala- rında şimdiden böylesine yaşamsal bir kr> nuda anlaşabilseler, ne iyi olurdu. Yarın iktidara gelen, bir' gün muhalefete de geçeceğini düşünür ve temelleri birlikte atılan düzene el sürmeye kalkışmazdı. Çok mu iyimseriz? Böylesi uzlaşmalara varamazsak... Ken- dimizi hep iktidara kazık çakılabileceği sa- nısına kaptınrsak... Demokrasi olur mu, söy- ler misiniz? VEIİEFEM)Î HİPODROMtmDAN FİKRETD4CUOCUJ Flaîr'e güveniyoruz KEMAL AKYER 1. AYAK: Perşembe sabahı 800/46 kolay yapan, curna sa- bahı kenterinde de çok iyi görü- nen Flair, idman durumuna gö- re yanşın en şanslı atıdır. Mis- liciler kuponlanna tek yazabilir. Kum pistte daha başanlı koşa- cağına inandığımız Günseli, da- ha sonra düşünülebilir. Gamb- ler ve Nurcan yanşın sürpriz at- larıdır. 2. AYAK: Çorşin tedavisinden sonra geçen hafta başanlı bir ya- '••• çıkaran ve cuma sabahı /39.5, 400/26, 200/13 güzel sprtntiyle Noktabatur'u başta tutuyoruz. Her geçen gün iyiye giden, dün sabah 400/26.5 ko- lay yapan Varol tzzet ile Turan- bey, Osmanaga'yı sırasıyla öne- ririm. 3. AYAK: Curna sabahı 600/40, 400/26, 200/13 kolay sprintiy- le Yavrum artık kazanacak du- ruma geldi. Perşembe sabahı ya- nş galobunu beğendiğim Şehnaz 9, kum çimi noksan olmasına rağmen form durumu çok iyi durumda olan Imparator daha sonra düşünülebilir. HilaJ 12'yi sürprizde öneririm. 4. AYAK: İlk kez çok sert grûp- ta koşmasına rağmen formunun zirvesinde olan Akgün'ü başta tutuyoruz. Dün sabah 600/38.5, 400/25, 200/12 R sprintiyle Be- yazmartı ve hafta içinde 1600/14.6 rekor galobundan sonra dün sabah 600/40.5 sprin- tinde fazla göz doldurmayan Berkoş da ihmale gelmez. Eski formu olmasa da Atlıer sürpriz yapabilir. 5. AYAK: Uzun bir tedavi dö- nemi sonrası start aldığı ilk kum yanşını kolay kazanan, sonraki muntazam idmanlarıyla 600 / 37.5, 400/24.5, 200/12 R yapan Leventşah, yanşın en şanslı atı- dır. Bu yanşa hedeflenen Gol- den Nugget, sert rakibidir. Dörtlü bahis için sırasıyla Tan- kut, Karh, Pikar ve D.Ruller'i öneririm. 6. AYAK: Hafta içi idmaniann- da ve perşembe sabahı galobu- nu beğendiğim Ekrembey, dün sabahki 600/40.5, 400/26, 200/13 R sprintiyle Şımarık ve perşembe sabahı ağır sahadaki galobunu beğendiğim Taşkın arasındaki mücadele yanşın bi- rincisini belirleyecektir. Nükte- dan, yanşın sürpriz atıdır. TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Menekşe (4), P: Taybatur (1), S. How Can I Go (2). 2. KOŞU: F: Flair (6), P: Gün- seli (2), P: Gambler (3), S.Nıir- can (1). 3. KOŞU: F: Noktabatur (6), P: Varol tzzet (10), P: Turanbey (9), S.Osmanağa (7). 4. KOŞU: F: Yavrum (3), P: Şehnaz (1), P: Imparator (10), S.Hilal 12 (4). 5. KOŞU: F: Akgün (1), P: B.Martı (5), P: Berkoş (8), S. Ather (3). 6. KOŞU: F: Leventşah (5), P: G.Nugget (4), P: Tankut (2). P: Karh (9), S.Pikar (1). 7. KOŞU: F: Ekrembey (6), P: Şımank (12), P: Taşkm (10), S. Nüktedan (11). OTORİTELERÎN GÖRÜŞ F. Dağlıoğlu K. Akyer Orhan özsu Ender Yılmaz Nalp Yılmaz 6-3-10 6 6 6-2-3 6-2 6 6 6 6-9-10 6-4 9-10-1 3-1 1-4-3-6 3 3-1-4 LERİ 8-1-4 1-5-8 8-1-4 8-1-3 5-8 2-1-5 5-4 5-9 5-4 5 6 6-12-10 6-10-12 11-12 6*12 Bursa altılısı devretti 19 teramuz perşembe günü yapılan Bursa at yanşlannda al- tıiı ganyaru bilen çıkmadı. 726 milyon 433 TL, 26 temmuz per- şembe günü yapılacak olan Bur- sa yanşına devretti. GÜNÜN PROGRAMI 2. KOŞt: (Apranti) 3 Saat: (85) (95) (90) (60) (50) (100) (•0) (30) (20) (75) 15.00 1 Narcaa 2Giaadi 1 rıaHıı 4 0-Şafc S LaekrGirl 6fWr 7TaHUa>a l O t l u l 9 RoMab lOSabv 1 Yş. Ingilızler 6.000.000 TL. 62 $8 56 53 1 51 4T 46 45 45 44 3. KOŞU: (Şartlı) 3 Saat: (70) (85) (60) (50) (40) (100) (30) (20) (90) (»3) (10) K< at: (95) (80) (100) (90) (85) (60) (50) (40) (30) (90) (20) (10) (10) 15.30 1 Aral M.Zdjun E.Yılçın t.Eacr A.Hntal S.Yymu Sertadilı H«k»n f.Çtk*, D.Bazfcvt S.İH, 1 Yş. Araplar 7.000.000 TL. 57.5 2 Gcmlikgudi 51 5 3 Daiau 4HMbe7 SKothaabe; 6 Noktabalar 'Own|ı 1 8Tır*u 9TWMWJ 10 V*nl iıM ll.SttBbt 56 56 56 56 56 56 56 56 54.5 (Ba koj«U kU >ŞU: (H 16.00 IŞtkıu IX 3 Yarnuı 4KU IX SHuuntı 6T»lf» 7Anluku 8D>MII 9Kırtk«ür 10 linrıloc II Bakart^ı l2.Urfe> lJ.Aalflu I H.Kanta; Ş«if C«kıhç S«im K«Z1HI KMİİr Y.AIp S.toyrmı A.Alp TM«r A.Ianlmş İMUt n t ) Şartlı) B Gr. Araplar 6.500.000 TL. 58 5 58 57 54 54 53 52 51 50 56 47 46 4* (B. kOfiHİa I d i InkJs . A.Alçı M O.SqKtti K*dir M M.Gikçt A.C«»klo H.K«nt>| Culute; S.Bovru HtOs AkıaM E.Valfn M.Zdyan G.GM 't açM baku tar) 9 3 5 4 10 1 7 2 8 6 4 2 5 7 6 1 3 11 8 9 10 10 6 1 5 12 11 13 3 4 2 7 9 8 (KUM) 1400 M. (413) (010) (010) (304) (210) (200) (400) (000) (000) (000) (ÇİM) 1100 M. (220) (301) (140) (140) (104) 1-21) (210) (003) (003) (-12) (000) (ÇİM) 1600 M. (221) (310) (003) (310) (000) (020) (000) (040) (031) (001) (000) (000) 1000) (70) (85) (65) (90) (50) (40) (95) 2 Akloltali 3 AtMCT 4 Bahx 5 Bc^ımartı 6.MMuotl« 7 TaciM SBcrkos 60 Defe 60 Kaa% 60 H.Karalaf 60 TıaayM 60 Saim 58 S A.Atçı 5^.5 Ataa (BaU «t BtTUBartı ekaridir) (Bu kosuda Urili b*Ws n 8 1 2 5 1 i 6 (030) (004) (101) (304) (100) (000) (223) <t. a(NI ( a ı y u ka koasda baalar) 6. KOŞt: (Şartlı) 4 ve Yk. tng. Saat: 17.05 5.000.000 TL. (85) (90) (20) (95) (100) (70) (60) (50) (80) (40) (30) (20) (10) 1 Pikar 2 Taaknt 3 Hmnk 4GoMn NsttM i Uvmdşjh 6 Poktr D'as 7 Kckik 8 DokazoftB 9Kar1ı 10 Avnıpı 11 ÇAdKj 12 Dcırn Rııkr 13 YuVkra> 61 Akıa 60.5 H.KareUf 57 G.Gul 58.5 ScdU 58.5 M.Barraaı M 58 5 CaakAç 57 S.BoyraJ 55.5 K.MeUkt 55.5 T«ay 55 Ali Rııa M 55 K r " ^ 55 A.Alp 55 Alkat 1 11 5 4 10 9 8 1 6 13 3 12 2 (Ba kof«ia ikü bıku re dârth bakis var) 7. KOŞL: (Açık) Saat: (60) (80) (50) (70) (40) (100) (30) (85) (65) (85) (90) (95) C Gr. Araplar 17.40 7.000.000 TL. 1 CaasulUo 2 AUoigalı 4 Albcrk 5 taba 1 6 OurmtKj 7HaxarI 8Şaklaa 1 9 Ş a ^ ı U lOTaakıa I I 11 Naklnbn 12ŞıiDank 1 (Ba koıada ikü İMkiı 60 A.ajnkns M 58.5 S.Boyru 58 5 R.Tnik M 58 Ali Kua 58 K.Mclike 58 A.AIp M 58 Dede 58 Ş.Çdik M 58 S<*cl(i 58 M.Bayraaı M 56.3 H.Karataf 56.5 Y.AIçı M . »t arak ynA a(ia bakb 10 2 9 12 11 6 8 1 4 5 3 7 VSJ (Altottalı. Bab» 1. H t n r 1, Şahlaa 1. Taskm II. Şımınlı 1. olursa B gr gc^cr (KUM) 2100 M. (000) (102) (000) (204) (031) (300) (000) (004) (000) (002) (400) (030) (030) (ÇlM) 1600 M. (000) (004) (040) (040) (000) (403) (410) (000) (000) (320) (410) (031) r) Karun Hazînesi için sevinç(Boştorafı 1. Sayfada) tiirerek, çeyrek yüzyıl önce çalın- mış, yülarca depolarda gizlenmiş eseriere zaman asımımn uygula- namayacağını kaıutlayan tarihsel bir karar çıkartülar. Antikacılar için bu 'kötii haber' oldu. New York Mahkemesi'nin bu karan, Türkiye'nin bu davanın önemli aşamasını kazanması ulu- sal variıklan yağmalanan birçok ülkeye örnek olacaktır. Yıkılan bir barajdan kurtulan sular birden nasıl boşalırsa bu karar da Ame- rikan miizelerine aynı etkiyi yapa- cakbr." New York Times gazetesinin sa- hibi olan Arthur Sulzberger, aynı zamanda muzenin başkanı. Gaze- tenin hukuk firması olan "Lord Day and Lord" da muzenin bu da- vadaki avukatı. Bu nedenle başta Kanakarya mozaikleri olmak üzere benzeri davalarda olaylan birinci sayfa- dan yansıtan ve genelde davacı kaynak ülkeden yana bir yaym po- litikası izleyen New York Times gazetesi, Karun Hazinesi olayını bu bağlantılan nedeniyle bugüne değin iç sayfalarda tek sütunluk haberlerle yetinnüşti. Mahkeme- nin dünkü karannı gazete bugün iç sayfalarda çift sütun olarak "Yargıc, METteki Törk escrleri- ne yolu açü" baslıklı bir haberle duyurdu. New York'taki hukuk yetkilile- ri, Federal Yargıç Vincent Brode- rick'in karannı ise şöyle değerlen- diriyor: "Dört yıldır süren yazışma ve sözlii tartışmalarda müze bu da- vanın zaman aşımına uğradığı icin usul açısından açılamayacağıru ve a>nca bu eserleri iyiniyetle satın aldığı için esastan davanın redde- dilmesini istemiştL Mahkeme bu karan ile MET- in gerek usul ve gerek esastan is- tegini reddetmekle muzenin (ma- sum) olmadığını ortaya koymuş- tur. Bu nedenle müze bundan son- ra bu iddialannı hiçbir biçimde yi- neleyeme\ecektir. Yargıcın 8 agustosta taraflarla yapacağı toplantıda bundan son- ra davanın özuyle ilgili konnlar ele alınacak. Bunun için de ilk aşa- mada müzede hftlâ saklanan öte- ki eserlerin (keşfi) için Türk bü- kümetinin miize deposuna avukat ve uzmanlanyla girmesine olanak saglay^caktır. Bu aşamada beiirlenecek olan eserlerin hangüerinin Türkiye'den kaçınldığına mahkeme daha son- ra karar verecektir." Türk hükümetinin avukatlan Harry Rand ile Lawence Kaye 8 ağustos buluşması için New York Başkonsolosu Volkan Bozkır ile birlikte ön hazırlıklara basjadılar. CÜNEYT ARCAYUREK yazıyor Dünü Boşver, Bugüne Bak!.. Uşak-New York hattı ANKARA — Bugün başlaya- cak Doğu gezisinin siyasal pro- paganda amacıyla düzenlendiğı- ni anlamak için programa ve TÖ'ye eşlik edecek bakanlara göz atmak yeterli. Doğu seferine içişleri ve Ba- yındırlık bakanlarının yanı sıra genç yaşta iki kule işhanı sahibi devlet bakanlarımızdan İbrahim Özdemir katılıyor. Yedi günlük geziye nedense kalkınmada ön- celikli yörelerin koordinasyonuy- la görevli, GAP'tan sorumVu Dev- let Bakanı Kâmran İnan çağrılmı- vor. Yeni illerden Şırnak ve Bat- man'a önceki gün vali atandı. TÖ, fırsatı kaçırmaz, bu yörede yaşayanlara iktidarları sayesin- de ilçelikten ile terfi ettiklerini söylemeye gkjiyor. Asıl amaç, Malatya'nın kayısı festivalinde ' şöyletjönlünoe eğierrme*. TSbii araya Tuncelı ve Bıngöl sıkıştı- rılıyor. Geçen yıl Doğu gezisini izli- yorduk. TO, şehitierarası yollar- da 180 kilometre hızla dağlık, ovalık yerlerde durmadan, o il- den bu ile inceleme gezisi yap- mış, halkla konuşurken zırhların arkasından görünmeyi yeğlemiş- ti. Zaman, hız yüzyılı. Otomobil bir yana, bu kez halkın sorunla- rını yüz yüze gelmeden helikop- terte tepeden inceleyeceği bildi- riliyor. Artık beş bin mi, yoksa elli bin mi olur, rakamı kestirmek olanaksız. dağ taş askerden, po- listen geçilmeyecek. Güneydo- ğu'da korku dağlarda, ovalarda. Oyleyse helikopter sağlıklı ve sağlam. Zaten TÖ'nün Doğu ve Gü- neydoğu'da sorunlarını yerinde görerek halkla konuşarak öğren- mesine gerek var mı? Siyaset mi, ilmini yapmış. Ekonomi mi, Sovyetter'e bile "model" satıyor. iş hayatı mı, Sabancı'nın yanın- da eğitim görmüş. Sosyal yaşam mı, Semra Hanım'dan başkasıy- la dans etmeyecek kadar herke- se örnek. Türlü çeşit becerilerine bir ye- nisini daha ekledi. Meğer okul çağlarında dayısının tenekeci dükkânında da çalışmış. Demek oluyor ki efendim, tenekecilik bahsinde de başkalarının TÖ'ye öğreteceği fazla bir şey yok! Doğu gezisinin ilginç yanı sa- nırız Elazığ'da yaşanacak. Bir yıl kadar önce Elazığ'da Etibank'a ait, 150 milyon dolar harcanarak yaptırılan ferrc- krpm tesisleri iş- letmeyebüyük bir törenle açıl- mıştı. TÖ, Elazığ'a gider de bir temel atmaz, bir işletmeyi ikinci kez kurdele keserek açmazsa hiç olur mu? Etibank'tan sorumlu devlet bakanımız Özdemir, ferrokrom ışletmesini, ikinci kez, TÖ'nün uğuriu elleriyle yeniden açıyor. Bir de özel girişim temeli. Bol ra- kamlı nutuklarla Doğu ile Güney- doğu'nun kalkınmada ne denli ileriye gittiği kanıtlanacak. Durum böyleyken kalkınmada öncelikli yörelerin koordinasyo- nuyla ilgili bakanı geziye çağır- mak, Doğu ve Güneydoğu'nun hâlâ kalkınmadığını kabul demek olacak ki; işte bu, TÖ'ye hiç ya- *VıfFr rrtı? "* *" "= Geçende Mecliste hac facia- sı konuşulurken muhalefet, ikti- dara göre muhalefet olsun diye ölenlerle ilgili tazminat sorunu- nun altını sürekli çiziyordu. Dev- let Bakanı Çiçek ise hükümetin sorunla geniş ölçüde ilgilendiğini anlatırken Suudi Bakanın TÖ'ye ziyaretinden söz ediyordu. Me- ğer Suudi'nin Hac ve Evkaf Ba- kanı tam o sırada basına "Türki- ye'de kaza geçirip ölsüm para mı isteyecektik" diyormuş. Devletin sorunla geniş ilgisinin altında yatan kesin gerçek böy- lece ortaya çıkıyor. Suudi, tazmi- nat filan vermeye yanaşmayaca- ğıni TÖ'ye duyurmuş. Çankaya'- dan ses çıkmamasının asıl nede- ni de bu olmalı. Üç beş yüz insanın ölmesi, ge- ride mezar taşı bırakmadan yitip gitmeteri... Tam Doğu seferi baş- larken kurcalamanın âlemi yok. Doğu ve Güneydoğu'daki olay- ları özenle izleyen sayılı bakan- lardan biri dün "Yörede mevsi- me göre izahı zor bir sükûnet var" diyordu. PKK ya toparlan- ma dönemindeydi ya da başka planlar ûzerinde çalışıyordu. Yö- re insanları bu yıl ürünün yeter- li, fiyatların da "fena" olmadığı günlerdeydi. Hac sorunu Ankara ya da İs- tanbul'da kapanır, Doğu ve Gü- neydoğu'njn fethi açılır. Bir gün öncesini bir gün son- ra anımsamak niye? Hız yüzyılında değil miyiz? Gitar 'Duvar'ı deliyor (Baştarafı 1. Sayfada) basını yitiren bir çocuğun yaşamı üzerine kurulu. Çocuk savaş son- rası yıllann güçlüğunü geçirdikten sonra şizofrenik ve faşizan bir rock yıldızı olur. Öyküde geri dö- nüşlerle anlatılan savaş sahneleri Berlin'de hakiki ucak, tank ve as- kerlerle yeniden yaşanacak. 9 mil- yon dolara (yaklasık 22.5 milyar TL) mal olacak gösterinin konuk yıldızları arasında Avrupa'nın ön- de gelen sinema ve tiyatroculan Ue pop-müzikçileri bulunuyor. "TheTOUl1990" başta Batı Av- rupa olmak üzere dünyanın çeşit- li ülkelerinde, televizyondan nak- len yayımlanacak. TRT ise göste- ri fllmini satın aldı ve bir günlük "denetim marjıyla" yann (pazar günü) saat 23.15'te TV2'de yayım- layacağını açıkladı. 5. KOŞU: (Açık) Saat: 16.30 A. Gr. Araplar 40.000.000 TL. (ÇİM) 2100 M. (100) l.Akfaa 60 CaakaV (111) ALTILI GANYAN: 2, 3. 4, 5, 6. i YENİ İ ÇLt BAHİS: 4 kosuda YENİ DÖRTLl BAHİS: 6 tojudadll S1RALI CÇLl BAHİS: 7. koşudadır POKTRE ROGER ^TERS Pink Floyd'un asi çocuğu Pink Floyd'un f'ggtgggk ilk dört ^ ^ i ^ ^ l H elemanından İ S B H P S biri olan, l ^ H ^ ^ j l H Cambridge W £ j doğumiu Wk . ^SJH Roger Waters, B *1İ^B mimari eğitimi g/t «MİaHI gördü. Grubun kurucusu Syd Barrett, Pink Floyd'dan ayrıldıktan sonra grubun beyni oldu. Ancak daha sonra da diğer üç arkadaşı ile müzikal ve siyasal anlaşmazlığa düşerek grupıan ayrıldı. Bas gitarcı Waters, Pink Floyd'un birçok plağında, giıfte ve beste yazan olarak geçiyor. 1983 yıhnda gruptan ayrıldıktan sonra 'Bleeding Hearts" (Kanayan Yürekier) adlı grubuyla üç solo ptak ı doldurdu. Rock müziğin siyasi ve kişisel bir prote-sto türü olduğuna inanan 1 Water5, 1988 yıhnda bir Amerikan radyosuna verdiği demeçte, Ş" sözü vermisti: "Bir tek şartl» çalarım. Berlin Duvarı yıkılırsa". Waters, geçen hafta Ingiliz Sunday Times'da yayımlanan demecinde ise "The Wall, insanlann birbirlerine yabaDcılaşmasını ve bir araya getebilmck için iletisim kurmaları gerektiğini aniatır. Ba nedenle, boyle bir konu ancak böyle bir zamanda ve en uygun mecra olan Berlin Duvan önünde sahnelenmeli" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Acar, bu konuda zamanın en yetkilisi olan Milli Eğitim Baka- nı Prof. Orhan Oguz'dan bir de- meç aldı. Prof. Oğuz'un da elin- de o tarihte bunlann MET'de ol- duğuna ilişkin bir bilgi yoktu. Ba- kan, Acar'a verdiği ve "Cumhu- riyef'te yayımlanan demeçte bu eserlerin peşine düşüleceğini söy- lüyordu. Bu olaydan üç ay sonra Acar, ABD Dışişleri Bakanlığı'run ko- nuğu olarak "Amerika'yı tanımaya" davet edildi. Vv'ashing- ton'da programını yapan bakan- lık yetkilisine "Metropolitan'ın depolarmda inceleme yapıp Türkiye'den gden eserleri görmek isliyonım" dedi. Bakanlık yetki-' lisi bu isteği müzeye ilettiğinde, değil buna izin vermek, New York'ta kalışı sırasında müze zi- yaretinin hiçbir biçimde Acar'ın resmi programına konulmaması âstejidt, Bjı olay, daha. sonra ABD'de yayımlanan bir kitapta açıklanacaktı. Acar yine de mü- zede ilk araştırmasını yaptı. An- cak herhangi bir sonuç alamadı. 1973 yıhnda müze 100. kuruluş yıldönümünü kutlarken özel bir sergi düzenledi. Bu arada bu eser- lerden beşine yer verildi. Prof. Kenan T. Erim bu eserleri tanıdı ve Türk hükümetini uyardı. Da- ha sonra Güre'de tkiztepe tümü- lüsünü kazan arkeolog Burhan Tezcan Amerika'ya bir inceleme gezisi sırasında muzenin yetkilisi Dr. Dietrich Von, Bothmer'den ilk teyidi ve bazı fotoğraflan sağ- ladı. Aynı zamanda Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Yardımcı- sı olan Tezcan, bu gelişmeleri Dı- şişleri Bakanlığı'na bildirdi. Ba- kanhk da VVashington Büyükelçi- liği'ne iletti. Zamanın Türk Büyü- kelçisi Melih Esenbel, ABD Dışiş- leri'ne diplomatik girişim yaptı. Yanıt, "Yanlış kapı caldınız. New York'ta müzeyi mahkemeye veriniz" oldu. Bir Türk tanıtma ataşesi de müzeye telefon ederek "Bizim sizde eski eserlerimiz var- mış, şunlan lütfen geri verin" de- diğinde müze yetkilileri kendisine sadece güldüler. Zamanın Türk Dışişleri girişim yapmıştı. Yamt- lar belliydi. Bundan başka bir şey yapılamazdı. Dosya kapatıldı. Türkiye'ye göre artık (Kanın'un Hazinesi) diye bir sorun yoktu. Acaba bu gibi başka ne kadar dosya daha kapatılmıştı kımbilir? O tarihlerde Ankara büromuz- da görevli olan Acar, ekim 1973'te "Burası Anadolu" adıy- la eski eser kaçakçıiığı konusun- da bir dizi yazı yayımladı. Bu ya- zılardan biri Uşak'tan kaçırılmış bu eseriere aynlrruştı. Türkiye'de ilk kez "Cumhuriyet", okuriarı- na, Karun Hazinea'nin varlığını bu yazılarla duyurmuştu. Acar görev yaptığı Atina'dan 1981'de New York'a özel olarak gidip yeniden müzeye başvurdu. Gazetecilik yollarını den^erek depolarda saklanan eserlerden ba- alannın fotoğraflaruıı müzeden gizlice sağladı. Ama fotoğrafların sayısı 3-4 adetti. Kamtlanmış bir araştırma için bunlar yetersizdi. Acar, 1984'de Atina'dan ayn- lıp Türkiye'ye kesin dönüş yap- madan önce New York'a gitti. Muzenin bölümlerini incelerken daha önce hiçbir biçimde gönne- diği bu eserlerden 55 tanesinin ser- gilendiğini farketti. Tek kamu 1981'de müzeden gizlice sağladı- ğı 3-4 fotoğraftaki eserler de bu 55 parça arasındaydı vç 'Doğu Yunan Eserleri' adı altında sergi- liyorlardı. Arkeoloji dünyasında Doğu Yunan, Anadolu'nun batı kıyısı demekti. Türkiye'ye döndü. Bir yandan "Milliyet" gazetesinin Ankara bürosunda istihbarat şefliği göre- vini yürütüyor, bir yandan da hafta sonlarındaki iunlerinde Uşak ve Manisa köylerinde dola- şarak incelemelerini sürdürüyor- du. 1986'da olayı bir hafta süreyle PORTRE OZGEN ACAR Kültürelmirasın peşinde Haber Merkezi — 1938 yıhnda Niğde'nin Bor ilçesinde doğdu. tlk, orta ve liseyi Izmir'de bitirdi. 1962'de Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nden mezun oldu. 1960 yıhnda öğrencilik döneminde Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosunda parlamento muhabiri olarak çalışmaya başladı. 1 Ocak 1972'ye kadar gazetemizde ekonomi ve dış politika muhabirliği yaptı. Cumhuriyet'in iik ekonomi sayfasını Prof. Melih Tümer'le yönetti. 1972'de Reuter Ajansı'run Ankara temsilcisi oldu. 1974'te gazetecilikten ayrılınca Bodrum'da vapımına başlanan Aktur Sitesi'nin müdürlüğüne getirildi. 1980'de Atina'da Milliyet'in temsilcisi olarak gazeteciliğe yeniden döndü. Dört yıl sonra Ankara'ya gelerek Ankara büro şefi oldu. Serbest gazeteci olarak 1987'de Amerika'ya giden Özgen Acar, serbest gazeteci olarak özeilikle Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasımn korunmasında çaba gösteren araştırmalar yapıyor. Çeşitli Amerikan yaym •rgariiarında araştırma yazıları yayımlanan Acar'ın gazetecilik alanında çeşitli başarı ödülleri bulunuyor. vckaıutlanyla açıklamadan önce konuyu sahiplenen Müsteşarı R. Oguz Ank'ın aracılığıyla zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Müker- rem Tasçıoglu'ndan randevu iste- di. Acar, bakandan "Yarım saat siire ile Başbakan Turgut Özal da- hi arasa kendisine hiçbir telefo- nun bağlanmamasını ve özel ka- lem müdürü dahil odaya bu süre içinde hiç kimsenin girmemesi" sözünü aldıktan sonra olayı 25 dakikada özetledi. Son beş daki- kada soracaklannı sordu ve yanı- tım aldı. Bakan "miizeyi Ameri- ka'da dava edeceğim" dedi. Acar için bu demeç yeterliydi. Bir haf- ta süreyle önce onlarca yıl araş- tırmasına dayalı öyküsünü açık- ladı ve son gün de bakanın deme- cini yayımladı. Taşçıoğlu Kültür ve Turizm Ba- kanlığı'nın yetkililerini Acar'ın da katıldığı bir eşgüdüm toplantısı- na çağırdı. Konu tartışıldı, dava açüması kararlaştınldı. Ancak bu arada ortaya ilginç bir durum çık- tı. Dışişleri Bakanlığı'run arşivi ta- şınırken 1973 yılına kadar olan konuyla ilgili dosya kayıptı. VVas- hington Büyükelçüiği'nin dosya- sı ise bölük pörçüktü. Acar iki bakanlık yetkililerine gerekli belgeleri kendi arşivinden çıkartıp birer dosya halinde sun- du. Bu sırada bakan değişmiş, ye- rine Mesut Yılmaz geçmişti. Yıl- maz dava açüması için gerekli ya- n>T Dışişleri Bakanhğı'na iletti. Uşak Muze Müdür Vekili Kâ- zım Akbıyıkoğlu'nun çevredeki etkinliğinin yanı sıra Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Yardım- cısı Nimet Berkok ile Bakanlığın Kültür Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Ayiun'un Ankara'daki başanlı işbirliğini, Washington Büyükelçisi Şükrii Elekdağ ve New York Başkonsolosu Murat Sungar'ın New York'ta davaya sahip çıkmaları tamamladı. Bu arada Başkonsolos Yardımcıla- nndan Gürsu Okurer'ın titiz ve inatçı çabasını daha sonra Ferhat Ataman sürdürmüştü. Durum önce Amerikan Dışişle- ri'ne nezaketen bildirildi ve ardın- dan bir Amerikan avukatlık fır- ması ile anlaşma imza edildi. lm- zanın fatura bedeli masraflar dı- şında en azından bir milyon do- lardı. 1986 yazmda müzeye banşçı yollar önerildi, ancak reddedildi. Bunun üzerine New York Federal Mahkemesi'nde dava açıldı. New York Başkonsoloslugu pek çok aday avukatlık firması içinde bu konuda en deneyimli ve Amerika koşuUanna göre en ma- kul ücreti isteyen firmayı seçti. Harry Rand ve Lawrence Kaye adlı iki avukat daha önce Ameri- ka'nın tammadığı Doğu Alman- ya'ya benzeri bir davayı Batı Al- manya'mn müdahalesine karşın kazandırmışlardı. 1966 yıhnda Uşak Mahkemesi'- ne intikal etrniş davanın dosyası Amerika'daki Türk avukatlan için çok önemliydi. Ancak Uşak Mahkemesi'nde her nedense bu dosya kayıptı. Adalet Bakanlıgı bu gerçeği öğrenince özgen Acar'ın yazılannda geçenlerin ifa- delerinin alınmasını Uşak Savcı- lığı'ndan istedi. Savcı, Acar'ı arayıp "Ulusal bir konuda kendisine yarduncı ol- mak üzere" kendisini Uşak'a da- vet etti. Hazırlanan dosya New York Federal Mahkemesi için ka- nıt olarak gönderildi. Dava açıldıktan sonra Acar ga- zeteciliğini sürdurmek üzere Ame- rika'ya gitti. Gelişmeleri yakından izledi. Bu arada Türk kaçakçıla- rınca ölümle tehdit edildi. Ame- rikan antika tüccarları gazete ve dergilerde Acar'dan "Türk hükü- metinin antika casusu" diye söz eden yazılar yayımladılar. Oysa Acar, tüm Amerika gezi- lerini ve incelemelerini kendi ce- binden karşüamıştı. Çünkü, ama- cı bir gazeteci olarak araştırma- larla nelerin yapılabileceğini ka- nıtlamaktı. DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ SUNGAR Önemli bir kararANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Karun'un Hazinesi'nin Türkiye'ye devrinin kararlaştınl- ması Türkiye'de sevinçle karşılan- dı. Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Murat Sungar, "Gelişmeleri he- yecanla izliyorum. Bu çok önem- li bir karar. Türkiye için küçüm- senmeyecek bir kapı açıldı" der- ken Eski Eserler ve Müzeler Ge- nel Müdürü Akif Isık karann ka- çakçılara da önemli darbe oldu- ğunu vurguladı. Metropolitan Müzesi'nin raah- kemeye getirdiği en önemli gerek- çelerden biri olan, "Türkiye ese- rine zamanında sahip çıkmamış, gereken önemi göstennemiştir. Olay zaman aşımına uğramışür" iddiasının böylece geçerliliğini yi- tirdiğini söyleyen Sungar şöyle de- di: "Bundan böyle Türtdye'den kaçak olarak çıkarılmış bir eseri satın alacak olan Amerikalı, iki defa düşunmek zonında kalacak. 1.5 yıldır dışişlerinin hemen he- men her departmanı konuyla ilgi- lendi. FJinden gelen çabayı göster- di. Davanın önündeki en önemli engel de boylece kalkmış oldu." Bundan sonra "işin esasma" geçileceğini beliften Sungar, "Bu- güne kadar bize Karun Hazinesi'- nin önemli bir bölümünü göster- mediler. Depolara bile sokmadı- lar. Şimdi bunlan isteme hakkı- mız da doğmus olacak" dedi. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Akif Işık da gelişmeler- den büyük sevinç duyduğunu be- lirterek, "Kacakçılara önemli bir darbe daha vurulmuş olda" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle