Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'OE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdürtağü'n-
den alınan bılgiye göre: Yurdun
kuzey batJ kesimlen parcalı bulutlu
ötekı yerler az bulutlu ve açık ge-
çecek HAVA ŞICAKLIĞI: Biraz ar-
tacak. RÜZGÂR. Kuzey ve batı
yönlerden hafif ara.sıra orta kuv-
vette esecek. DENİZLERİMİZDE
HA/A: Akbeniz'de gün batisı ve lo-
dos dığer denızierde yıldız ve ka-
rayelden 3-5, Ege'de 6 kuvvetin-
de saattE 10-21, Ege'de 28 denız-
milı hızla esecek. Oalga yüksek-
iiği 0,5-1 yer yer 1,5, Ege'de 2 m.
dolayında bulunacak. Van Götü
1
nde hava. Az bulutlu ve açık ge-
Adana
çecek. Rüzgâr kuzey ve batı yönlerden hafıf ara sıra orta
kuvvette esecek. Göi küçük dalgalı olacak. Görüş uzaklı-
ğı 10 km. dolayında bulunacak.
Adıyaman
Myon
•On
Ankara
AMakya
Antalya
Artvin
/yiın
Balılvsır
Bilec*
Bingöl
Bıtfs
Bofcı
Burea
ÇanaMale
Corum
Denoü
A 33° 25° Dıyartakir
A 32° 18° Edırne
A 38° 23° Erancan
A 34° 14° Erzurum
A 33° 15° Estaşehır
A 34° 20° GanaJitep
A 36° 21° Giresun
42» 22° Manısa
34» 18° K.Maraş
34»20°Meısn
32°13°MuJla
3 3 o 9 M
41° 27° Nıfrfe
28
o
2(P0rtu
A 31
<>
25°GumûşlaneA
A 28° W Hakkân A 32° 21» Samsun
A 38°23°lspafQ A 35°15°Sıırt
A 32°C°tsül*ul A29°2Z°Sınop
A31°17°bmir A37°24°Sıvas
A 38° 22° Kans A 32° 14° fefcinlaO
A 34° 17° Kastamonu A 33° 16° latam
34° 17° lınceiA 30° 15° Kaysen
A 33° 19° Kırtore*
A 33°21°Komı
A 33° 18° KuMiya
A 38°22°Malatya
ş
34» 14° Van
34°17°YD!8a«
30° 21° Zonguldatt
A 37° 22°
A 34° 22°
A 30° 26°
A 35° 20°
A 30°21°
A 34° 18°
A 2ff"20°
A 28° 20°
A 28°20°
A 26° 41°
A 28°21°
A 32° 16°
A 30° 19°
A 28° 20°
A 34° 19°
A 34° 19°
A 32° 21°
A 31° 18°
A 26° 19°
'yajmurtu A-açık B-tHjtudu Ggûneşi K-igrt S-sısk Y-yjJmurlu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir oyun ya da
filmde dinlenme süre-
si. 2/ Güney Amerika
yerlilerinin oklarına
sürdüklerı çok güçlü
bitkisel zehir. Zeybek.
3/ Sıfat... Eski Mısır^
da güneş tanrısı. 4/
Yelkenleri rüzgârın
estiği yöne çevirraek-
te kulîanılan, her iki
taraftan yelkenin or-
tasına bağlanan ip...
Yapım. 5/ Ödeşme,
razı olma... Züppe. 6/
Rey... Saraçlann kul-
landığı yün kırpıntısı. 7/ Harman kal-
dınldıktan sonra yerde kalan toprak,
çöp ve samanla kanşık tahıl taneleri...
Arapçada "ben". 8/ Uluslararası Ça-
hşma Örgütü'nün simgesi... Göz. 9/ İri
taneli bezelye... Bağışlama.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yükseklik korkusu. 2/ Çıplak vü-
cut resmi... Eskiden hükümdara ayn-
lan gemi. 3/ Tekelci kapitalizme özgü
şirketler birliği... Eski Yunan mimar-
lığının üç biçeminden biri. 4/ Güzel, hoş, latif... Baryumun simge-
si. 5/ Mesafe... Sukabağından yapılmış ya da ağaçtan oyulmuş maş-
rapa. 6/ Pirinci kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için
kullanılan dibek... Şaşma belirten bir ünlem. 7/ Bir cetvel türü...
Buzullann taşıyıp biriktirdikleri taş. 8/ Gözahcı, alımlı. 9/ Anlam...
Böceklerin kurtçuk durumundan yetişkin duruma geçerken arada
aldıkları özel biçim.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Imtiyaz yok!21 TEMMUZ 1930
Geçen gün bizim gazetede otomobillerin tstiklal caddesini
takiben Taksim'den Galatasaray'a doğru gelmeleri
memnu olduğu halde bu memnuiyeti dinlemeyen,
belediyenin evamir ve nizamatına itaat etmemeği bir zevk
addeden zevatın doğru hareket etmediklerinden bahis bir
yazıvardı.
Cuma günü, bu yûzden az kalsın feci bir kaza oluyordu.
Lehistan Sefaretinin otomobili, tam sür'atle memnu
şekilde yukandan aşağı inerken Ağacamii'nin yanındaki
sokaktan ansızın önüne bir taksı çıktı. Bu taksinin şoförû,
memnuiyet dolayisile Taksim'den otomobil geleceğini
tahmin etmediğinden sür'atle vukanya doğru döndüğü
için iki otomobilin bir birine çarpıp parçalanmalanna
ramak kaldı. Böyle bir kaza vuku bulsaydı hiç şüphesız,
onun mes'ulü Lehistan Sefaretinin şoförû olacaktı:
Belediye nizamatını dinlemediği için...
Biz, bu mes'elede zabıtai belediye memurlannın ve
Şehrernanetinin de koısuru olduğuna kaniiz. Çünkü zabıtai
belediye memurlan. memnuiyeti dinkmiyerek yukandan
aşağı geçen otomobillerin
numaralannı alıp Emanete
bildireceklerine üstelik bu
otomobillere bir de cakah
selâm veriyorlar.
Geçen sene bu nizam
dinlemez otomobillerden
birinde, bir genç mektep
talebesi görmüştük. Sağdan
soldan verilen selâmlara
mukabele ederek geciyor,
daha 15-16 yaşından itibaren kanunlan, nizamlan
çiğnemeğe alışan mütenef fız bir imtiyazlı olmağı
öğreniyordu. Halbuki Cumhuriyet idaresinde herkes
'ısavi olmak, kanun ve nizam karşısında kimsenin bir
ı+ıtiyazı olmamak lâzım gelir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Yunus Nadi Armağanı21 TEMMUZ 1960 G
1960-1961 Yunus Nadi armağanı için hangi konuyu cle
alacağımızı düşündüğümüz zaman büyük zorluk
çekmedik. Konumuz hazırdı! 27 Mayıs. Karşılaşüğunız
KÜçlük daha fazla yanşmanın nevini tayin ve tesbitte oldu.
Şiir mi, hikâye mi, yoksa makale mi isteyecektik? Bunda
da çabucak ittifak ettik. Bir gazete çerçevesı içine daha
kolaylıkla, gireceğini düşündüğümüz makale de aynı
zamanda bu büyük ihtilâl ve ınkılâbın daha etrafhca
incelenebileceği neticesine vardık ve onu seçtik.
Yanşmaya kaülacak okuyuculanmıza yardımcı olmak
üzere konumuzu şu şekilde açıyoruz.
1- Bize sebepleri ve neticeleri ile 27
Mayısı anlatımz.
2- Bize sebepleri ve neticeleri ile 27
Mayısı söyledikleri gibi 27 Mayıs
ihtilâl ve inkılâbı bir bakıma bir son
ve bir bakıma da bir başlangıçtır.
Konuyu bu bakımdan da incelemek
doğru olur.
3- Yazı ne yalnız tecessüsten ibaret
boş, ne de yalnız fıkırden mürekkep
kuru bir yazı olsun. His ve düşüncelerinizi mezcediniz.
Istediğimiz makale 1000 kelimeyi geçmiyecektir. Bu ölçüye
bilhassa dikkat ediniz.
Yanşmanın bu en mühim şartından başka diğer esaslan
şunlardır:
1- Makalekr mutlaka daktilo makinesi ile kâğıdın bir
yüzüne yazılacaktır.
2- Yanşma amatör ve profesyonel bütün yazarlara açıktır.
3- Yalnız takma isim kullanmak yasaktır. Bir yazar
yanşmaya yalnız bir tek makale ile iştirak edecektir.
4- Makalelerin neşrine 1 ağustostan itibaren başlanacak,
şubat sonunda nihayet verilecektir.
5- Jûrinin karariyle birinciliği alacak yazıya 3000 lira
mûkâfat verilecektir.
Yazılanruzı bekliyoruz...
GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriY
et
TÜSİAD'dan yakınma
.. TEMMUZ 1989
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Türk Sanayici ve
Işadamlan Deraeği'ni (TÜStAD) ziyaret etti. Dernck
Başkanı Cem Boyner Evren'in ziyareti sırasında yaptığı
konuşmada, enflasyonu " kartopu gjbi büyüyen felaket" e
benzetti. Boyner," Politik istikrarsızlık, ekonomik
istikrarsızlığı, ekonomik istikrarsızlık ise politik
istikrarsızhğı karşılıkh olarak beslemiş, etkilemiştir" dedi.
TÜSİAD Yüksek Istişare Konseyi Başkanı Sakıp Sabancı
da, "siyasi çekişmelerin girişimcinin moralini bozduğunu"
vurgulayarak, bir an önce güven, huzur ve istıkrar
ortamının sağlanmasım istedi.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren TÜSİAD'ı ziyaret eden ilk
Cumhurbaşkanı oidu.
Sayın Doç. Dr. Nurkut tnan'ın Sayın Doğ-
ramacı'yı ve YÖK'ü eleştirip "L'niversiteye
üznm >emeye dönmüyorum" diyerek bitirdiği
mektup ile başlayıp en son Sayın Necdet Ku-
banç'ın 29.6.1990 tarihli Cumhuriyei gazete-
sinde Sayın Aydm Aybay'ın "Öfke" başlıklı
yazısı ve Bilkent hakkındaki göriişleri ile de-
vam eden tartışmaları şimdiye kadar dikka*-
le okudum. Sayın Necdet Kubanç, Sayın Doğ-
ramacı'nın ve YÖK'ün eleştirilebileceğini be-
lirttikten sonra Bilkent'in eleştirilmeiine ne-
dense karşı çıkmaktadır.
Şimdiye kadar basından Bilkenı hakkmda
çıkan yazılardan anladığım kadanyla Bilkent
Türkiye'nin en iyi öğretim kadrosuna, labo-
ratuvarlanna, derslıklerine, kısacası bir üni-
versitede var olması gereken her şeye sahip bir
üniversitedir. Dolayısıyla böyle bir üniversi-
teden mezun olacak gençlerin yurdumuza ge-
lecekte birçok katkılar sağlayaca|ı bir gerçek-
tir ve bundan herkesin memnun olacağı yad-
sınamaz.
Ancak Sayın Kubanç'ın gözden kaçırdığı
önemli bir nokta var. O da eleştirilerin bir-
çoğunun Bilkent'e değil de onun kuruluş yön-
*ternine olmasıdır. Kuruluş yöntemi derken de
Bilkent'in bir vakıf üniversitesi olarak ana-
yasaya aykırı bir şekilde kurulmasını da kas-
tetmiyorum. Eski bir başbakanın "Bir kez de
anayasayı ihiai edelim. Ne var yani bunda?"
anlamında sözJer sarfettiği, kanunların ve
anayasanın sürekli ihlal edildiği bir ortamda
bazı kışilerin bunu fırsat bilip zamanın hükü-
metinin de göz yumması ile böyle bir üniver-
site kurmasını gayet doğal buluyorum. An-
cak benim şahsen kabul edemediğim nokta bu
üniversitenin diğer üniversitelerin zaten kısıtlı
olan olanaklarının resmen gaspedilerek Bil-
kent'e aktanlması ile kurulmuş olmasıdır. Na-
sıl mı?
Yazısından anladığım kadanyla Sayın Ku-
banç bir üniversitenin üniversite olabilmesi
için başlangıçta sırf milyarların yeterli olma-
dığını, kendi deyişiyle "belirli dönemlerden
gecerek büyüyüp gürbüzleşmesi" gerektığini
bilen bir kimse. O zaman kendisine bir şey
sormak istiyorum. Bilkent'in 1986 olan ku-
ruluş tarihini göz önüne aldığınuz zaman, 4
£fc
Kahıre •
DÛNYA'OA BUGÜN
Amstefdam
Amman
Atına
Bağdat
Barcdona
Basel
Betgrad
aertın
Bonn
SriKSeı
BuOapeşte
Ceayif
CtOde
DuDa,
frankiuri
Gime
Hetsınle
Kahıre
Kopentag
KUn
Lefkoşa
A 26°
A 38°
A 34°
A 42°
A 34°
A 26°
A 25°
A 22°
A 26°
A 25°
A 23°
A 28°
A 34°
A 43°
A 43°
A 26°
t. 34°
A 21°
A 36°
A 24°
A 25°
A 34°
Lemngrad
LonCra
MadnC
Mılano
Montreal
Moslova
A 24°
A 27°
A 38°
A 29°
B 25°
B 19°
25°
33°
20°
28°
20°
43°
31°
Y 2S°
A 38°
A 30°
A 37°
A 22°
A 29°
A 26°
Washtngt»i A 33°
Zürtı A 28°
Ne* York
Oslo
Pans
Praa
Rıyas
Roma
Sofya
Şam
Tel Aviv
lunus
Varşo»
Venedik
Vıysna
IART1SMA
Bilkent ve Diğer Üniversiteler
Bilkent'in, elindeki sınırsız maddi olanaklan kullanıp diğer
üniversitelerin değerli öğretim üyelerinin bir kısmını transfer
ederek bugünkü konumuna geldiği de herkes tarafından
bilinen bir gerçektir.
yıllık çok körpe bir üniversite, acaba nasıl
1800'lü yıllann sonunda kurulmuş olan ITÜ'-
yü, 1956'da kurulmuş olan ODTÜ'yü solla-
yabilmiş; hatta hatta Kıta Avrupası'run en ile-
ri düzeydeki üniversitelerinden biri haline ge-
lebilmiştir? O görkemli ve zengjn kütüphaneyi
nasıl doldurabilmiştir? Gayet basit. EHğer üni-
versitelerin uzun süreli deneyimler ve uğraş-
lar sonucu sahip olduğu olanaklann bir kıs-
mının Bilkent'e aktarılmasıyla bu gerçekleş-
tirilmiştir.
Ben 1986 yılında ODTÜ'den mezun oldum.
Benim mezuniyet senem aym zamanda Bil-
kent'in kuruluş yıllanna rastladığı için Bil-
kent'in o zengin kütüphanesindeki sürekli ya-
yınların ve kitapların bir kısmının ODTÜ kü-
tüphanesinden oraya götürüldüğünü, OD-
TÜ'de gerçekten çok başarılı ve belli bir not
ortalamasının üzerindeki birçok arkadaşımı-
zın, asistan olarak oldukça iyi bir ûcret kar-
şılığında lisans üstü eğitim amacı ile Bilkent'e
transfer edildiğiniçok iyi biliyorum. Ayrıca
Bilkent'in, elindeki sınırsız maddi olanaklan
kullanıp diğer üniversitelerin değerli öğretim
üyelerinin bir kısmım transfer ederek bugün-
kü konumuna geldiği de herkes tarafından bi-
linen bir gerçektir. Bu bilinen gerçeklerle bir-
likte Bilkent'in kuruluşu esnasında perde ar-
kasında geçen ve kamuoyunun bilmediği pa-
zarlıklann da olduğu yadsınamaz. Butün bun-
lardan başka Bilkent öğrencilerinin "o 90'ının
ekonomik durumu Türkiye standartlarının
çok çok uzerinde olan ailelerden geldikleri (ge-
riye kalan "7010'un burslu öğrenim gördüğü-
nü farzediyorum), diğer üniversite kampus-
larında, yurtlarında, kantinlerinde öğrencilere
karşı uygulanan baskı ve yasakların Bilkent
öğrencilerine karşı daha da yumuşatılarak uy-
gulandığı, kısacası Bilkent'in ayrıcalıklı üni-
versite konumuna sokulduğu bilinmektedir.
Bu durumda rahatlıkla Bilkent'in sadece top-
lumun belli bir kesiminin üniversitesi olduğu
söylenebilir. Bütünc
bu ayncalıklar toplumu-
muzda var olan sınıflar arasındaki uçurumu
daha da büyüteceği için kabul edilemez.
Sonuç olarak; öğrencilere sağlanan olanak-
lar açısından, Bilkent gibi üniversitelere her
zaman için EVET, fakat Bilkent'in kuruluş
yöntemine ve toplumun sadece belli bir kesi-
mine ait olmasına her zaman için HAYIR.
Ayrıca konu ile pek fazla ilgili olmaması-
na rağmen bir konuya daha değinmek istiyo-
rum. Sayın Kubanç yazısının 8. paragrafın-
da Bilkent'in (Britanya Adaları'ndaki univer-
siteleri hariç tutarak) diğer A\ rupa ülkeleri-
nin en ileri düzeydeki üniversitelerinden biri
olduğunu ileri sürüyor. Ben şahsen bu kıyas-
lamanın neye dayanarak yapıldığını anlaya-
madım. Yaûuz bildiğim tek şey bu kıyaslama-
nın Avrupa üniversiteleri hakkında tam bir
bilgi sahibi olunmadan yapıldığıdır. Ben bu-
rada sadece içinde bulunduğum ve halen öğ-
renimime devam etmekte olduğum Zürih'te-
ki, "Eidgenössische Technische Hochschuk"
(Swiss Federal Institute of Technology Zürich)
ile daha önce mezun olduğum ODTÜ'yü kı-
yasladığım zaman aradaki farkın ne derece
korkunç olduğunu görebilmekteyim. Bu fark-
ları özellikle eğitim sistemi, her öğretim üye-
sine düşen öğrenci sayısı, öğrencinin ödevier
ve projeler uzerinde araştırma yapabilmesi
için sağlanan olanaklar olarak nitelendirebi-
lirim.
Bana göre üniversitelerimizi Avrupa'daki-
lerle kıyaslayabilmemiz için ilkokuldan baş-
layarak tamamen ezbere dayanan eğitim sis-
temimizi baştan sona değiştirmemiz, üniver-
sitelerimizi YÖK'ün pençesinden kurtarıp ta-
mamen özerk hale getirmemiz, ondan sonra
da Bilkent'e sağlanan olanaklann en azından
bir kısmını diğer üniversitelere de sağlamamız
gerekir. İşte o zaman Bilkent'i ve diğer üni-
versitelerimizi Avrupa'dakilerle bir tutup sağ-
lıklı bir kıyaslama yapabiliriz.
ORHAN ÖZKUL
Zurih
BAŞSAĞUĞI
Vefakâr, fedakâr ve onurlu arkadaşımız
OKAN ENVER
ARDAKOÇ'u
kaybettim. Ailesi ve dostlarına başsağhğı dilerim.
EVRtM lfAYEVLARI
VELİ KARAÖZ
TC. KÜLTÜR BAKANLIĞ! TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ
B A L K A N
NACİ İSLİMYELİ
I* HAZİRAN - 30 TEMMUZ 1990 ı2
I KURULUŞ YILINDA VESTEL'İN DEĞERLİ KATKILARIYLA
ASM BEZİRCİ
ÇOK KAPILI
ODA
3. BASI
7000 Lira (KDV Içituk)
Ödemeli göoderilmeı
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Türk Ocağı Cad. 1%41 Cağıkğlu-İSTANBUL
İNGİLİZCE
KENTTE
ÖĞRENİLİR
4> Audıo Visual
Yöntem
• Sıcak, Uygar
Bir Ortam
Bahar ye Caö
Reks Sıneması Karş<sı
Kadıkoy-IST
Tel: 347 27 91-92
KENT
ENGLISH
DUYURU
Erenköy'de
KARACA OTOMOBİL GALERİSİ'nin
açıldığını tüm dostlarımıza duyururuz.
KAZIM GÜREL
SEKRETER ARANIYOR
Kulübümüzün yazı ve bikjisayar işlerini yürütecek,
sosyal işleri ile ilgilenecek dinamik bir hanım
şekretör arıyoruz.
İlgilenen adayların mesai saatleri içinde
müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur.
İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü
Ortaköy-istanbul
Tel: 161 61 98 -99
CSLOIÜUJ YA.MŞBISff»Ş*C'SKLT)«:
Ataköy, 9. kısımda sahibinden 2 odalı
daire acilen satılık.
Tel.: 356 64 27
T.C. KAYSERI 2'NCI SULH CEZA
MAHKEMESt
HÜKÜM ÖZETİ
Sayı:
Esas No: 990/378
Karar No: 990/423
Davacı: K.H.
Sanık: Recep Günay: Ismail ve Hatice oğlu 1960 D.lu Puıarbaşı
ilçesi Han köyü Nüf. kayıtlı, KaysCTİ Karpuzatan mevkii Başyazıcı
sucuklarımn ımalatından sorumlu mesul mııdürü.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet.
Suç Tarihi: 12.10.1989
Hükme Esas Olan Kanun Maddesi: TCK'nın 3%. 402/1-2,647/4-5.
md. 3506 Sa. TCK.nun 72. mad.
Verilen Ceza (feri ceza dahil): TCK'nın 39. mad., 402/1-2. mad.,
647/4-5 md., 3506 sa. TCK'nın 72. mad. uyarınca sonuçta 470.000
lira ağır para cezası, 3 ay süreyle cürmüne vasıta kıldığı meslek sa-
nat ve ticaretinin tatiline, 7 gün süreyle işyerinin kapatılmasına, ay-
rıca huküm özetinin büyük harflerle yazılmak suretiyle kapatılan
işyerinin göze çarpan bir yerine kapatma süresı kadar kalmak şar-
tıyla yapıştmlmasına, ayrıca hüküm özetinin C. Savalığı'na gönde-
rilerek masraflarının sanıktan alınmak üzere Ankara, İstanbul ve
Izmir'de yayımlanan tirajı 100 binin üzerindeki bir veya iki gazete
ile suç yerinde yayımlanan mahalli gazetede ilaruna.
Kesinleşme: 4.6.1990.
Karar Tarihi: 28.5.1990
Sanık hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olup C. SavcılığYna su-
nulur.
Basın: 29018
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Açlık Grevi Yayılıyor!..
SHP'nin Kars Milletvekili Mahmut Alınak'tan arada bir mek-
tuplar alırım, Medis çalışmalarını, karşılaştığı güçlükleri anlatır.
Bir milletvekili de derdini Meclis'te anlatamazsa kimler anlata-
bilir? Geçende şoyle bir mektup aldım:
"Kars yaşanmaz bir il haline geldi. Bu gidişle Kars haritadan
silinecek. Çünkü çok yoğun göç var. Basından da izlediğiniz gi-
bi Kars'ın adı, satılık şehre çıktı. Viranhaneye dönüşen ilim için
çırpındım; ama hiçbir sonuç alamadım ve alamıyorum. Büyük
bir çaresizlik içindeyim. Artık Kars'a gitmeye utanır oldum. Meclls
kürsüsünde yaptığım ve bir örneğini size de sunduğum konuş-
mamın metnini üstündeki notum ile birlikte meslek kuruluşları,
bütün parti ve belediye başkanlarının, il genel meclisi üyeleri-
nin, köy muhtarlarının bulunduğu altı bin Karslıya postaladım.
Gelecek tepkilerine göre hareket edeceğim. Kars elden gidiyor."
Kars elden gidiyor, ama bu vurdumduymazlık karşısında mem-
leket de elden gidiyora benzer. Geçende bir parti başkanı sıralı-
yordu. Meclis gündeminde dönemden döneme aktanlan yüz-
lerce soru, gensoru, araştırma-soruşturma önergeleri, önerileri
vardı. Kanun gücünde kararnameler görüşülemiyordu. Meclis,
olayların önünü açıcı, aydınlatıcı, ışığa kavuşturucu olacağı yer-
de her şeyin önünü tıkıyor, tıkama aracı oluyor. Bir yerde Meclis
çalışmalarından yakınmalar başlayınca değerler de altüst olur.
Bir Meclis cuntası Meclisi işlemez hale sokar.
Şu ya da bu yurttaş derdini anlatabılmek için dilekçe veriyor.
Dilekçesine bir yanıt alamayınca daha yüksek yerlere başvuru-
yor. Bunların başında da Meclis geliyor Meclis Dilekçe Komis-
yonu'nda on binlerce başvuru vardır.
Milletvekillerinin derdi yok mu? Onlar dertlerinı anlatmak için
ne yapıyorlar?
Onlar da gündem dışı kürsüye çıkarak konuşuyorlar. Mahmut
Alınak da kürsüye çtkmış, konuşmuş. Konuşmanın bir örneğini
de bana göndermiş, şöyle diyor:
"Sevgili Karslılar, kardeşlerim. Konuşmayı Meclis'te yaptım.
ANAP iktidarının Kars'a olan ilgisizliğini protesto etmek için Mec-
liste açlık grevine başlamak istiyorum. Bu konudaki düşüncele-
rinizi bana bir iki satır yazıyia bildirirseniz çok sevinirim."
Milletvekilinin seçmenleri açlık grevi konusunda ne diyecek-
ler bilemeyiz. Ama milletvekili sonuç alamayınca açlık grevi yap-
mak zorunda kalmıştır Hctpishanede açlık grevine gidenler gi-
bi, milletvekili de greve gitme zorunda kalmıştır. Meclis kürsü-
sünde hükümete seslenişler uzundur. Biz seslenistnden bir par-
çayı buraya alıyoruz:
"...Sayın milletvekilleri, bu hükümet aklını başına toplamalı ve
Kars'taki bu büyük insan göçünün önüne geçmelidir. Bunun için
şeker fabrikası kurulmalıdır. Topraksız ve az topraklı insanlara
Hazine toprakları dağtılmalıdır. Barajlar ve sulama tesisleri ku-
rulmalıdır. Beş yıl için Karshlardan vergi alınmamalıdır. Her ilçe-
de bir hastane, her köyde bir sağlık ocağı kurularak yeteri kadar
doktor ve hemşire verilmelidir. Her köye içme suyu ve yol götü-
rülmelidir. Öğretmen açığı gtderilmelidir. 45-5 milyon küçükbaş,
15-2 milyon büyükbaş hayvan kapasitesıyle Türkiye'nin birinci
sırasında yer alan Kars'ta hayvan kombinesi kapasitesi arttırı-
malıdır. Ucuz gübre ve ucuz tohumluk verilmelidir. Sovyetier Bir-
liği ile Türkiye arasındaki ticari kapılar derhal açılmalıdır."
Orman, köy, il hizmetlerinin yerine getirilmesini isteyen Kars
milletvekili, sözünü şöyle bağlıyor:
"...Bugüne değin yaptığım bütün çabalarıma rağmen hükü-
metin Kars'a hizmet gotürmesini sağlayamadım. Sözlerimin dört
duvar arasında kalmasına izin vermeyeceğim. Hükümetin ilgi-
sizliği devam ederse, Kars halkının da onayını aldıktan sonra
Meclis'te oturma eylemi, süresiz açlık grevi ve benzeri protesto-
larda bulunacağım."
Grevler, sokaktan Meclise yansıyor, Bakalım ucu nereye va-
racak? Sadece halk çaresiz değil, milletvekilleri de çaresizdir...
CAUSANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Kontrol Mühendisi Olarak"
SORU: Bir konut kooperatifine kontrol möhendisi olarak nlı-
nıp işin (inşaatın bitiminde) bitiminde işine son verilen
inşaat mühendisine tazminat Ikıdem tazminatı) ya da
işten çıkarma tazminatı gibi adlarla bir para odenir mi?
Kendisi ile sozleşme yapılarak çalışma koşullan hakkın-
da aynnlılar saptanmamış. Yalnızca bir kaç satırlık yö-
netim kunılu karan ile ise başlatılmışbr. kendisine
aytıkücret ödenmektedir.
YANIT: Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 22.1.1976 tarih, 49.35 esas
ve 1294 karan benzer bir olaya ilişkindir.
Karar, kendi projesinin kontrol mühendisliğini de yapan bir ki-
şiyle ilgilidir. Kararda, kontrol mühendisliğinde geçen sürenin bir
hizmet sözleşmesi olduğu vurgulanmaktadır.
"...(Çalışmanm ilk kesiminde mühendis; geometri biliminin ve
tekniğin verilerinden yararlanarak bir tasan yapmakta ve işverene
kesinkes bağlı olmaksızın bir yapıt oluşturmakta, diğer bir deyiş-
le yapının projesini çizmektedir.
Bu proje bilimsel ve tekniksel biçimde, onu çizenin tüm özellik-
lerini taşıyan bir yapıt sayılmalıdır. Çalışmarun ikinci evTesinde mü-
hendis, tasansımn gerçekleştirilmesine çalışmakla birlikte, işverenle
olan anlaşmasına göre bunu işyerinde işverenin sağlayacağı araç-
larla ve onun işçileri eli ile gereçlere uygulanacaktır. Bu durumda
uğraşı, büyük ölçüde somutlaşmakta ve işverenle olan ilişkiler git-
gide yoğunlaşmaktadır. Artık, işin yasalara, sozleşme ve eklerine
ve projesine uygun olarak yapılmasında işverenin iş düzeninde yalın
ve etkin gözetim ve denetimi söz konusudur. Bütün bunlardan sonra
söylemek yerinde olur ki mühendis ile kooperatif arasındaki ilişki
istisna ve hizmet bağıtlarından oluşmuş bir —bileşik sozleşme—
niteliğindedir. (..)"
Kısaca kontrol mühendisi ile işveren arasındaki ilişki İş Yasası
kapsamında bir iş sözleşmesi niteliğinde görülmüştür.
Aynca iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunlu da değildir.
Ancak İş Yasası'run 9. maddesi uyannca "Belirli süresi bir yıl ve-
ya daha uzun sürekli hizmet akitlerinin yazılı olarak yapılması zo-
runludur"
Öncelikle kooperatifte kontrol raühendisi olarak çalışanın, 1475
sayılı Iş Yasası kapsamında olmasını gerektirir. Ortada yazılı bir
sozleşme bulunmaraası, yasanın tanıdığı hakları ortadan kaldır-
maz.
Sonuç olarak İş Yasası'nın kıdem tazminatı kurallannı belirle-
yen 14. maddesine göre işçinin işyerinde en az bir tam yıl çalışmış
olması koşuluyla "İşçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet ak-
tinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30
günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan
süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapıhrî*
T.C. KAYSERİ 2'NCİ SULH CEZA
MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Sayı:
Esas No: 990/14
Karar No: 990/330
Davacı: K.H.
Sanık: tsmail Yetkin: Salih ve Gülhanım oğlu 1953 D.lu Melikga-
zi ilçesi Hacılar aşağı Mah. Nüf. kayıtlı Aktaş Pastırma ye Sucukla-
rımn satış yeri sahibi.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğüne muhalefet.
Suç Tarihi: 14.11.1989
Hükme Esas Olan: TCK'nın 396, 398,402/1-2. mad. 2 kez 647/4-5.
mad. 2 kez.
Kanun Maddesi: TCK 72. mad. 3506 Sa. TCK'nın 19. mad. 940.000
lira ağır para cezası.
Verilen Ceza: (Feri cezalar dahil) 6 ay süreyle cürmüne vasıta kıl-
dığı meslek sanat ve ticaretinin tatiline, 14 gün süreyle işyerinin ka-
patılmasına, aynca karar kesinleştiğinde karar özetinintıüyük harflerle
yazılmak suretiyle kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine kapat-
ma süresi kadar kalmak şartıyla yapıştırılmasına, aynca hüküm öze-
tinin C. Savcüığı'na gönderilerek masraflanrun sanıktan alınmak üzere
Ankara, İstanbul ve tzmir'de yayımlanan trajı 100 binin üzerindeki
bir veya iki gazete ile suç yerinde yayımlanan mahalli gazetede ilanı-
na.
Kesinleşme: 4.6.1990
Karar Tarihi: 3.5.1990
Sanık hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olup C. Savcılıjı'na su-
nulur.
Basın: 29015