25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6: DİZI-ROPORTAJ 28 HAZÎRAN1990 U G U R M U M C UKAZIM KARABEKIR ANLATIYOR Kâzım Karabekir, Enver Ziya KaraVın ilkokullar için hazırladığı 'Cumhuriyet Tarihi' kitabına karşı çıka Tarih'Nutuk'layazılmamalıTarih: 27 Mart 1945. Yer: Milli Eğitim-Bakanhğı ba- kan odası. Odadaki üç kişi derin bir tar- tışmaya dalmışlardır. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücri, lstanbul Milletveidli emekü General Kaam Karabekir ve Prof. Dr. Enver Zrya Karal, cumhuriyet ve devnm tarihi konulannı tartış- maktadırlar. General Kâzım Karabekir, Prof. Dr. Enver Ziya Karal tarafından yazılan cumhuriyet tarihi kitabı- nın hangi kaynaklara dayanarak hazırlandığını sonnaktadır. Karal şu yanıtı vermektedir: — Ea çok Atatöfk'iin ••tku- dan ve Tarik Kuramn'oan yayun- ladıgı Tkrilı COt IV'dem, Genei- knrmay Harp TariU Encttmeai neşriyaündan, gazete kokksiyon- lanndan ve İnkılap larihJ Ensti- tüsü'Me gden vesUtılardaıı yarar- laadıaa. General Karabekir, Prof. Ka- raJ'ın bu yanıtından sonra şu yo- rumu yapmaktadır: — Elimdeki mevcut vesikalar- la bunlarifl benzerleri nesredilme- dikçe Turk tnialap Tarihi doğru dürüst yazılamaz. Bakan Yücei, Karabekir'e şu ya- nıtı vennektedir: — Cumhuriyet tarihi, bir okul kitabıdır. Bu itibarla inkılabımı- zm bülün tafsflatını ihtiva etmez. Bu şeyden önce ana hatlan belirt- mek amacıyla yazdmıştır. Vesika- lar neşredildikçe etraflı bir cum- huriyet tarihi yazılması ve yazdı- nlması daima mümkündür. Karabekir, yeniden söz alır. — Cumhuriyet Tarihi, çok ça- lışüarak yazılmış bir eserdir. İk- rih Kurumu'nun Cilt IV'den zih- niyet itibanyla çok ileri olduğunu kabul ediyorum, ancak khapta in- kılabunızm esaslan değil teferru- atlan yazılmış. Karabekir, daha sonra, Kurtu- luş Savaşı ile ilgili değerlendirme- lerini yapar. Yücel, Karabekir ve Prof. Karal arasında geçen konuş- maiar bir tutanakla saptanır. (65) Toplantılar, 30 mart günu de sürer. 30 Mart 1945 günkü toplantıda Karabekir şu açıklamayı yapar: "Ben ortada bir Bolşeviklik te- mayülü görünce bunu yok etmek için M.Kemal Paşa'nın bir Bolşe- yik Partisi kurmasını ve bu surct- te bu teşebbüsü zararsız hale ge- tinnesini teklif ettirn. Kabul etti. Fakat ordu mümessili olarak par- tide bulunmamı istedi. Rcddettim. Çünkü ordunun bu işle meşgul ol- mamasını istiyordum. Yine bu smlarda Celalettin Arif, Erzunım'a geldi. Esas mak- sadımn Erzurum'da bir kuvvet teşkil ederek Enver Paşa'yı cağırt- mak olduğunu sonradan nnlnritm lsmet Paşa çok geç olarak M.Ke- mal Paşa ile Celalettin Arif Bey'- in aralannın açık olduğunu sûy- ledi. Celalettin Arif ve taraftan kırk imzalı sahte bir tetgraf ile M.Kemal Paşa'yı tehdit etmişler. Ben müdahale ettim. M.Kemal Paşa, Kâzım Dirik'e bu kırk kisi- nin ellerini bağla, Ankara'ya sevk et demiş. Benim müdahalem ile mesele tavazzuh etti. Mustafa Kemal'in durumu çok zayıflamıştı. Kendisine destek ola- cak bir kuvvet, Topal Osman'ı ve Inıvvetlerini gönderdim:' (66). Bakan Yücel, General Karabe- kir ve Prof. Karal arasındaki gö- rûşmeler, 2 Nisan 1945 gunû de devam eder. Karabekir, bu toplan- tıda da ileri sürdüğû savlarla ilgi- li acıklamalar yapar. Karabekir, 9 nisan günkü dör- duncü toplantıda şu görüşü ileri sürer: "Nutuk çok yanlış ve tarafgira- nedir. Nutuk'ta daha zdyade tefer- ruat üzerinde durulmuş ve esaslar kamiJen ihmal edilmiştir. Benim yakılan kırk kitabım içinde biri de nutkun hata ve sevap cetveli adı- nı taşımaktaydı. Bunda nutkun yanhşlan bir bir gösterilmişti" Nutuk'a yanıt 1945 yılından, dilerseniz, kısa bir silre için aynlahm ve 1927 yı- hna dönelim: Atatürk, Nutku, 1927 yüının 15-20 ekim günleri arasında CHP Kurultayı'nda okumuş; Nutuk ilk kez 1927 yılında yayımlanmıştır. Kâzım Karabekir Paşa Nutuk- un ilk baskısı üzerinde el yazılan ile notlar düşmuş ve "Hakikat mihveri yafcal hata sevap cetveö" başhğı ile Nutuk'a yanıtlar vennis- tir. •Osmanfa Ordusu her tarmfta zeddeamiş' sozu doğru değildir. Şarktaki ordu Iran ve Kafkas Azerbaycam'nda birçok zaferler kazanarak oralara yerleşmiş buiu- nuyordu. Hatta Şimali Kafkasya- ya bile hâkim olmaya başlamıştı. Mağlup ve perişan olan Filistin 1 deki Yıldınm Ordusu idi. Az sonra Musul cenubundaki ordu perişan olmuştu." 'Orduma eünden eslifaa ve cep- hanesi abnmış ve •İmımıjrta,,' Bu sözden, şarktaki, adına On- beşinci Kolordu namı verilen Do- kuzuncu Kolordu (4 fırkalı) müs- tesnadır. Ben silah vermediğim gi- bi Istanbul dahilinde olduğu hal- de diğer kolorduların da elinden silah ve cephaneleri aunmıyorduT (...) 'Beni tsuabul'daa aeyf vc le* dJb maksadıyla Aoadohı'va f©n- •!•• •••!•• ' Kaydında, bana Anadolu'ya ge- lecegM vaat ettiği halde neden ön- ce Konya'dakı Ordu Müfettişh'ği- ne (kendi harp ettiği ordu bakiye- si) tayin olunduğu halde, hasta- yım, terfi isterim diyerek kabul et- mediğinın hakiki sebebinı yazmj- yor. Sebep, hâlâ tstanbul'da Har- biye Nazırlığı'nı alarak kalmaya çalışması ve Padişah Vahdettin'e damat olmaya uğraşmasıdır. (...) Nitekım Konya'ya gitmeyı kabul etmeyince oraya yine FUistin'de Ordu Korautaru bulunan Mersin- li Cemal Paşa göndenldi. (67). Bu vazdyette M.Kemal'in de benim mıntıkama gelmesini bazı arka- 14. sayfada milli teşkilat vemi- tinglerin kendi tamimi ile yapüdı- ğını anlatmak istiyor. Halbuki kendileri Samsun'a cıktıklan 19 Mayıs'da, bu tamimi yapmalan icap ederdi. On gun sonra tamim etmesinin sebebi ne olabilir? *Ver- diğim talimat üzerine her yerde mitingler yapılmaya başlandı' di- yorlar. Halbuki Erzunım'daki mi- tingi 18 mayısta yanı M. Kemal Paşa daha Samsun'a çıkmadan önce yaptırmıştım. Trabzon'a ge- lince burası MJCemal'in tamimin- den sonra da yapmamıştır. (...) Asabi mizaçh olan halkın miting neticesinde Rumlara saldırması "S. 38 1 eylöMe taarra edecck düşman bulanuyaa tafttder_" Yalan! tngilizîeY 7. Ördu tara- fından mağlup edildiklcri için durduruldular. Aksi takdirde ni- çin Adana'ya karşı yürümeyecek- lerdir? Bolşeviklik ile ilgili savlara ver- diği yanıt: "S. 54.. Bolşeviklik... Çok al- çakca uydurmak istediği bir hikâ- ye 'bana yapıştırmak istiyor'. "S. 76.. 'Bu da Anadolu'da te- Ithijet saaibi gibi göıünen bir d- manın Bolşevfldik ilanı ile müm- kiin olar_.' herzesiyle de beni mu- rat ediyorî' Milli Eğitim Bakanhğı'ndaki bu tartışma ve değerlendirme toplan- tüanndan sonra Prof. Karal, Ge- neral Karabekir ve Bakan Hasan Âli Yücel'e görüşlerini bildirir. Tutanağı olduğu gibi yayımla- yalım: General Kâzım Karabekir "Cumhuriyet Tarihi" tenkitlerini bitirdikten sonra Sayın Bakan En- ver Ziya Karal'a, tenkitler uzerin- deki düşüncelerini söylemesi için izin verdi. Enver Ziya Karal da tenkitlere şöyle cevap verdi: Sayın generalın tenkitlerini dört ana düşunce etrafında toplamak mümkündür: beürttiler "Mastafa Kenal geod barbİB soaonda ordalan yeaJhniş maginp bir geaeraMir. Padifaha bans yapılnuuı için teigraf çek- miştir. Halbaki Anadolu'aun do- lasnndaki ordater ve komatanlar venümemişür. Bu itibarla yenOmiş bir komutanda yok farz ebnemiz gereken savaşmak istek ve beyeca- nı mağlap oimayan koffiotanda vardır." Sayın generalin bu izahı gerçe- ğe uymaz. Çünkü mağlup olan or- du, tek başına yaşayan mücerret bir ordu değildir. Bu ordu bir dev- letin ordusu. Böyle bir ordunun başında ve içinde bulunmayan ve Karabekir tarafından kabul edil- diği de aşikârdır. Çünkü Mondros Mütarekesi imzalanırken general, mütareke imzalanmasın diye bir itirazda bulunmuş değildir. Mustafa Kemal'in padişaha sulh yapılması için çektiği telgraf- tan bir yıl önce Enver Paşa'ya ver- diği bir raporda harbin kaybedil- diği ve sulh yapılması gereğîni mO- dafaa ettiğini de biliyoruz. Paşa imkânlann Birinci Cihan Savaşı- na devam edemeyecegimizi gördü- ğü anda sulh yapümasmı teklif et- mesi tabiidir. Fakat onun kafasın- da ve yüreğinde bu sulh memle- ketin işgalini ve milletin esaretini Mustafa Kemal 'Nntak'u flk kez 15 Ekim 1927 tarihinde 2. CHP Bfiyuk Kurultayı'nda okamuştn. Nutuk aynı yıl yayunlandı. Prof. Enver Ziya Karal, Kâzım Karabekir'in iddialannın dajjanaksız olduğunu söyler. Karal, Karabekir^in eleştirilerini yanıtlar. KaraTa göre yaalan tarih, bir devlet tarihicür ve tarih olaylannın devlet bakanlan etrafında toplanması bütün devlet tarihlerinde göze çarpan bir gerçektir. Karal aynca yazılan kitabın bir ders kitabı olduğunu ve bütün 'kahramanlan' saymanın imkânı olmadı^nı belirtir. Prof. Karal, ders kitaplannda tarih eleştirisine yer olmadığını ve Karabekir'in 'Nutuk'la ilgili iddialannın kanıtsız olduğunu da ekler. Kâzım Karabekir, Prof. Enver Ziya Karal tarafından yazılan cumhuriyet tarihi kitabının taraflı ve eksik kaynaklara dayandığmı ileri sürer. Karabekir'e göre *Nutuk' çok yanlış ve < tarafgirâne > dir. Daha çok aynntüar üzerinde durulmuş, esaslar unutulmuştur. Karabekir 'Hakikat Mihveri yahut Hata Sevap Cetveli' başlığıyla 'Nutuk'a yanıtlar verir. Kâzım Karabekir, elindeki vesikalar ve yakılan kitaplan göz önüne alınmadıkça sağhkh ve doğru bir cumhuriyet tarihi yazümasının olanaksız olduğu kanısındadır. General Kâzım Karabekir, Cumhuriyet tarihinde olayların Atatürk ile Inönü etrafında top- landığına ve inkılap tarihimizin seyrinde onlardan başka daha pek çok kimsenin emekleri olduğu halde bu cihetin işaret edümedi- ğine itiraz etmektedir. Buna cevabımız şudur: Yazılan tarih devlet tarihidir. larih olaylannm devlet bakanla- n etrafında toplanması bütün dev- let tarihlerinde göze çarpan bir .gerçektir. Bu aynı zamanda bir metot meselesidir. Klasik bir ders kitabında bir olayın bütün kahra- manlanm saymak imkânı yoktur. Bu imkânsızuk ders kitabının ano- nim olmasını gerektirir. Kaldı ki TOrk inkılabında Atatürk ile Inö- nü arasında mevcut üikfl ve işbir- liği o kadar kuvveUi ve yapıadır ki bu hususta ısrar etmek tarih gerçeğini belirtmekten başka bir şey değildir. 3) Oiaylann gerçeğe uymayacak şekilde sistemli yapılması ve tarih kritiğine yer verilmemiş ohnası. General Kâzım Karabekir'in bu hususta yaptığı ıtiraza cevabımız şudur: Ders kitabının yazılmasın- da özel bir metot vardır. Bu tarih kritiğine yer vermez. Tarih ders ki- tabı olaylan sislemleştirdiği tak- dirde ancak büyük bir devri kısal- tarak alabilir. Zaten tarih ders ki- tabından maksat öğrencilere tarih hakikatlanru daha ziyade yapıcı cepheleri ile ve sonuçlanyla öğret- mektir. Bu itibarla tarih ders ki- tabında olay hercumercini kritiğe tabi tutarak ve kısahmayarak yaz- mak, maksat ve metodu feda et- mekten başka bir netice doğura- daşlanmız ısrarla kendilerinden rica ettiler. Hâlâ Istanbul'da Har- biye Nazırlığı'yla uğraşmasını ar- tık bütün muhiti ayıplıvordu. Eğer dediği gibi şarka gelmek hususun- da hâlâ ısrar ediyor idıyse, zama- nın rical ve padişahı benim ikazı- ma uymayan M.Kemal'i zorla göndermiş olduklan anlaşüıyor ki, kendileri ıçın elim bir vaziyet- tirT' (.„) MJCemal Paşa, itilaf devlet- leriyle başa çıkamayacağımızdan Milli Mucadeleye taraftar değildi. Benim tek dağ başı mezar ofau- caya kadar y» isökM ya ÖÜÜB' tck- lifime delilik diyordu." (...) tehlıkesinden korkulmuştur!' Karabekir, Nutuk'a düştüğfl notlarda Atatürk'ün Kurtuluş Sa- vaşı'nın başında "Amerikaa mandası" ve "Bolşeviklik Uanını' çözüm olarak düşünduğünü de yazmış! M.Kemal, Karabekir'in bu sav- larına ei yazılan ile tuttuğu not- larda şu yanıtlan veriyor: Yıldınm ordulannın savaşta ge- ri çekilmek zorunda kaldığı savı- na karşılık: "S. 37'de 7'nci ordu hakkında- ki sözleri yalandır. Katma sırtla- rındaki muharebeyi yapan 7. Or- du'dur. 2. Ordu oradan Adana ha- valisine nakil olunmamıştır" Anadolu'ya geçiş ile ilgili sav- lara: "S. 46-49 '11 nisan cuma günü' beni ziyareti. Baştan yalan, son- radan uydurma ve bir tiyatro par- çası. tzmir'in işgali üzerine düzenle- nen mitingler ile ilgili savlara: "tzmir'in ısgali (15 Mayıs 335) için mitingler ben emir verdikten sonradn^' O zamana kadar hatta ondan sonra da Irabzon yap- tırmadı. Karal: Karabekir'in iddialan dayanaksız Yeniden 1945 nisan ayına dönü- yoruz: 1) Olayların psikolojik izahla- nmn hatalı oluşu. 2) Olayların seyrinde iki tarihi simanın belirtilerek diğerlerinin si- lik gösterilmesi veya hiç gösteril- memiş olması. 3) Olayların, gerçeğe hiç de uy- mayan bir şekilde sistemli yapıl- mış bulumnası, tarihi kritiğe hiç yer verilmemiş olması. 4) Cumhuriyet Tarihi'nin yazıl- masında esas olan Nutkun yanlış- lar ile dolu olması ve esastan zi- yade tefarnıan ihtiva etmesi. Bu düşüncelerden birincisini ele aJalım. 1) Sayın generaüm psikolojik izahtan bahsederken en çok şunu dolayısıyla yenilmeden kendisini sorumlu saymayan komutanlar da müteessir olur. Bu itibarla Ana- dolu'nun doğusunda bulunan or- du komutanlannın Mustafa Ke- mal'den daha az müteessir olma- lan güç kabul edilir. Kaldı ki bir ordu komutanı yalmz başında bu- lunduğu ordunun mukadderatı ile ilgili değildir. Komutan mensup olduğu milletin bütun ordularıy- la yakından alakalı olmak gerek- tir. Komutanlık ödevleri bunu em- reder. Madem ki bu böyledir, Mustafa Kemal'in yenilen ordula- nnın yarattığı yeni şartlar bütün ordu komutanlannca kabul edilir. Zaten bu şartlann General Kâzun tazammun etmez. Bu sebepledir ki paşa, Mondros Mütarekesı'nin şartlanna itiraz etmiş ve Milli Mü- cadele'nin başına gecmiştir. Eğer Mustafa Kemal'de savaşmak arzu- su ve haksızlığa karşı isyan tema- yülü olmasaydı, bu yolda yaptık- larını izah etmek mümkün değil- dir. Bu düşüncelere dayanarak Ge- neral Kâzım Karabekir'in Cumhu- riyet Tarihi'nde psikolojik izab ha- tası diye ileri sürdüğü fikre iştirak edemiyoruz. 2) Oiaylann seyrinde iki tarihi simanın belirtilmesi, diğerlerinin silik gösterilmesi veya hiç gösteril- memesi. 4) Cumhuriyet Tarihi'nin yazü- masına esas olarak alınan "Nutkun" hatalar ve yanhslarla dolu olması. General Kâzım Karabekir'in bu hususta ileri sürdüğü düşünceleri kabul etmemekte mazuruz. Çün- kü hata ve yanlış olarak gösterdi- gi şeylerin gerçekten öyle olduk- lannı tevsik edecek delilleri yok- tur. Her ne kadar M.Kemal'in manda fikrine taraftar olduğunu Nutuk'un bazı satııianyla ispat et- mek istedilerse de bu satırlann gerçek manası hiçbir tefsire ta- hammul edemeyecek kadar açık- tır ve bu manadan da generalin çı- karmak istediği netice cıkmamak- udır. (65) Bu tutanaklan Hasan Âli Yû- cel'in bzı Sayın Canan Eronaı'dan al- dım. Kendisme bir kez daha tejekkdr ediyorum. (66) MSuphi - Yahya Kahya - Ali Şükrü - Topal Osman ilişkileri ve bu cinayetler arasındaki üişkileri ilgjnçtir. Karabekir M.Suphı oiayı üe ilgili olarak "Benim bu ışten haberim ohna- dığını ve kahpece adaın öldürmek fit- retiûde olmadığımi ve bunun ıçındir ki Kahya'yı resmen dersestle mahkeme- ye gönderdıgimi anlattım... Katiller Ankara'dan gelmis Osınan Aja'nııı adamlanymış diye yazjyor. (lstiklal Harbımiz s: 1092). (67) Korgeneral Cemal Mersinli (1873-1941) Yıldınm Ordulan Komu- tanlıgı yaptı. Kcarya'da 12. Ordu Mü- fettişi iken tstanbul'da Ali Rıza Paşa hukunKtinde Harbıye Nazırlıgı'na ge- tirildi. Osmarüı Meclisı Mebusanı'nın feshi (izerine IngüızJer tarafından Mal- ta'ya sürüldû. Yurda dönüjte TBMM'de 1. ve 4. devre mıUetvekilli- ği yaptı. (özerdim Samı, Açıklamab Söylev SözlügU, TDK Yay. s: 24; Kur- tulus Baki, Tarihsel Oiaylarla Söylev, Kurtuluş Yay. s: 340; Şimsir Bilal, Mal- ta sürgünleri, Bilgi Yay. s: 22 vd). (68) 7 Haziran 1336 hâkimiyeti mil- liye: M.Kemal Paşa'nın beyanatı: (..) "Ingiltere ve mıtttefiklenrun, bir mıllet sıfaııyla yaşayabümek ıçın Uİzun olan şartları ve hududu bıze verdikle- ri takdirde milliyetperverlenn harici bir kuvvete istinat etmeyecekierini anlar- lar zannediyorduk. Işte ondao dolayı biz bu vaziyetı muhafaza ettik. Aksi takdirde Bolşeviklerden yardım almak bizim için kolaydı. Tiirkiye'de Amerikan mOzahareti hakkında ne düşünduğünü Paşa'ya sorduğum zaman dedi ki: Biz, buna vaktiyle taıaftardık. Fa- kat vaziyet-i hazıra şeraitı ilerledikçe tabii bu imkân kalmadı. Milüyetper- verlerin noktaı nazan su idi: Turkiye, TürUer içındir ve Türkiye mustakiJ ofanalıdır... (.) Bu bir halk ha- rekitıdır. Ve âlem-ı Islamın yardımı- na isünad ediyoruz. Tılrkler, en son Müslüman muleti olduğu için musta- kil kalacaktır. Diger yerlerdeki Mus- htmanlar da duşmanlannuza karşı mtt- caddc edecekkrdir. Bunlar ekseriye tn- giliz idaresindedirler. Ve bizi mahvet- mek ısteyenler de tngilizlerdir. Biz bu salip harekâtırun en son salvetine ma- ruz bulunuyonız. Fakat âlemi lslam muhlik bu- surette uyanmıştu^' Sıvas Kongrea'ndeki manda tartıs- malan haiflrınHn bkz. Iğdemir, Ulug» Sıvas Kongrea Hıtanaklan, TTK Yajt 1969. S: 50 vd. Atatürk SOylev'de bu konoda fon- lan söyler: "Birindsi Ingiltere'ııiıı koruyuculu- gunu istaaek; ikindsi Aınerika^ıııı gu- dümünü ittemek. Bu iki tttrltt karara varmış olanlar, Osmanlı devletinın bir bütün olarak Irftlnm^ıpı dttsunenlerdîr. Osm&nlj ül- kesinin çeşitli devletler arasında pay- lasılmasından ise bu ulkeyı bütün ola- rak bir devletin kanadı altında bulu- dunnayı yeğleyenlerdir. (•). Baylar, bu dunım karşısında bir tek karar vardı, o da ulus egemenh^nıt da- yanan tam bafcmsız yeni bir Turk dev- leti kurmak tste daha istanbul'dan çücmadan ön- ce duşundüğumüz ve Samsun'da Ana- dolu topraklanna ayak basar basmaz uygulamaya başladığuruz karar, bu ka- rar olmuftur. (Söylev, s: 9-10)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle