Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 HAZÎRAN 1990 DIŞ HABERLER
ANKARA
CUMHURİYET/3
Marcos
davası
• NEW YORK (AA) —
Filipinler'in sürgünde ölen
diktatörü Ferdinand
Marcos'un eşi Imelda
Marcos'un yolsuzlukla
suçlandığı dava sürüyor.
Bayan Marcos'un avukatı
dünkü duruşmada yaptığı
açıklamada müvekküi
aleyhindeki suçlamalann,
Filipinler'deki Amerikan
üslerini kurtarmak için
girişilen siyasi bir komplo
olduğunu savundu. Avukat
Gerry Spence, "Bayan
Marcos, 35 yü boyunca bir
adamı sevmek, onun
çocuklarını büyütmek,
onun müsrifçe hediyelerini
almak ve onu
desteklemekten başka suç
işlememiştir" dedi.
AKKUMVla
ilerleme
• VtYANA (AA) —
Viyana'da devam eden
Avrupa'da Konvansiyonel
Kuvvet tndirimi
Müzakereleri'nde
(AKKUM), NATO ve
Varşova Pakü heyetlerinin,
tanklar ve zırhlı araçlarda
yapılacak indirim
konusunda anlaşmaya
vardıklan bıldirildi.
Diplomatik kaynaklar,
böylece, nihai anlaşmanın
yapılabilmesi için gerekli
çalışmalarda önemli bir
ilerleme kaydedildiğini
belirttiler. Anlaşmaya göre,
her iki blokun elinde
bulunacak zırhlı araç sayısı
30 bine, tank sayısı ise 20
bine indirilecek. Aynca,
zırhlı birlikler, kariyerler ve
diğer zırhlı araçlar arasında
ayrım yapılmaması kabul
edilerek, görüşmelerdeki
önemli anlaşmazlık
konulanndan biri daha
halledilmiş oldu.
Kuzey Irak'ta
çatışmalar
• LONDRA (AA) —
Irak'ın kuzeyinde Bağdat
yönetımine karşı silahlı
mücadele veren Irak
Kürdistam Demokrat
Partisi (KDP), Irak ordu
birliklerine karşı son
günlerde gerçekleştirdikleri
saldırılarda toplam 34 Irak
askerinin öldürüldüğünü,
16 askerin de esir almdığuu
bildirdi. KDP tarafından
dün Londra'da yapılan
açıklamada söz konusu
saldırılann 23 ve 25 haziran
günleri, ilki Halepçe kenti
yakınında, diğeri de
Kaledize kenti yakınında
meydana geldiği kaydedildi.
'Hacda gösteri
olacak'
• TAHRAN (AA) —
tran'ın dini lideri Ayetullah
Ali Hamaney, Suudi
Arabistan'ı eleştirerek,
Iran'dan esinlenen hacıların
bu yü da Batı aleyhtan
gösteriler yapacaklarını
savundu. Hamaney, Tahran
Radyosu'ndan yayımlanan
konuşmasında, haca
gidememekten dolayı
kalplerinin sızladığını,
ancak "tranlüar olmasa da
hatıralannın orada
olacağını ve İslamın birliği
sloganım ve Suudilerin
inançsızhğını hatırlayanlann
aynı sloganlan bugün de
tekrarlayacaklannı" belirtti.
Iran Meclis Başkanı Mehdi
Karrubi de Suudi
Arabistan'la
uzlaşmayacaklarını kaydetti.
Samson
Kıbrıs'a döndti
• LEFKOŞA (AA) —
1974 yıhnda Kıbns'ta
Yunanistan'ın desteğiyle bir
darbe yaparak zamanın
Devlet Başkanı Başpiskopos
Makarios'u deviren EOKA
lideri Nikos Samson,
hükümeti devirmek
suçundan kendisine verilen
hapis cezasını tamamlamak
üzere dün Güney Kıbns'a
döndü. Samson, ağustos
1976'da hükümeti devirmek
için komplo kurmak
suçundan 20 yıl hapis
cezasına çarptınlmış, nisan
1979'da tedavi görmek
üzere Fransa'ya gitmesi için
cezası geçici olarak askıya
alınmıştt. Ancak Samson,
tedavisi bittikten sonra
cezasını'tamamlamak üzere
geri dönmek yerine
Fransa'dan siyasi sığınma
hakkı istemişti. Halen 54
yaşında olan Samson, geçen
10 yıl boyunca Paris'te
yaşadı.
Fırat ve Dicle'ninpaylaşımı sorunu Kongre'de tartışıldı
ABD de 'suları'izliyorUFUK GÜLDEMİR
WASH1NGTON — Ortadoğu'daki su
konusu ABD Kongresi'nin de gündemin-
de. Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyo-
nu, Avrupa ve Ortadoğu Alt Komitesi'n-
de önceki gün "Ortadoğu'nun su
rezervleri" konusunda yapılan bir otu-
rumda, "kriz öncesi dunım" arz eden
bölge sulannın kullanımı konusunda
"Amerika'mn nasıl daha fada etkin
olabilecegi" tartışıldı. Komitede konuşan
uzmanlar, ilk krizin, Türkiye'nin Fırat
nehrini sulamada kullanmaya başlayacağı
1994'te, asü büyük krizin ise projtnin ta-
mamlanacağı 2000'li yıllarda patlak ve-
receğini savundu. Topİantıda, "Bölge ül-
kelerine verilen Amerikan yardımının su
konusunu olumlu bir şekilde elkilemek
için kullanılabilecegi" de ortaya alıldı.
Topİantıda, bu konuda ün yapmış üç
bilim adamı, Pennsylvania Üniversitesi'n-
den Prof. Tbomas Naff, Michigan Üni-
versitesi'nden Prof. John Kolars, Prince-
ton Üniversitesi'nden Prof. John YVater-
bnry konuştu.
Bunlardan Kolars. yaptı|ı açış konuş-
masında, "Petrol fakiri Türkiye'nin GAP
projesinin tamamlanmasıyla" Irak veSu-
riye'ye akan Fırat suyunun yüzde 50 ora-
nında azalacağını, bunun da beraberin-
de sorunlar getirmesinin kaçınılmaz oldu-
ğunu ileri sürdü. Kolars, "Türk diploma-
sisine adil olmmk jerekirse, Tiirkiye bir
banş suyu projesiyle ihtiyaç fazlası suyu-
nu güneyindeki Arap komşulanyla pay-
laşmayı da önermiştir" dedi. Aynı konu-
da görüşlerini açıklayan Prof. Naff ise
"Böyle bir önerinin yaşama geçirilmesi-
nin teknik bakımdan mütnkiin olmakla
birlikte, boru hattı rotasının Ürdün-
Suriye ve İsrail'in rızasını gerektirdigin-
den siyasi bakımdan güç olabilecegini"
kaydetti. Türkiye'nin önuraüzdeki dö-
nemde bölge "hidropoliükaanda" (su si-
yasetinde) perçin rolü oynayabileceğine
dikkat çeken Naff, "Bölgede su kullanı-
yok, ama imlcâmaT da degfl. Fırat ve Dide
konusu bu tehlikeye hayli yakın" görüş-
lerini savundular. Bu tehlikenin nasıl ön-
lenebileceği sorusuna Özal'ın "banş
suyn" projesinin, iyi bir adım öiabilece-
ğini vurgulayarak yanıt veren uzmanlar-
dan Kolars, "Ama Türkler kullanıcı ol-
masını düşündükleri İsraU'in durumunu
hiç açıkça ifade etmediklerinden projeye
Arap dünyasında kuşkuyla bakıbyor" de-
di Aynı uzman, banş suyunun Seyhan ve
Ceyhan yerine, daha bol kaynaklı bir ne-
hirden sağlanmasının daha gerçekçi ola-
Temsiicüer Meclisi Dışişleri Komisyonu Avrupa ve
Ortadoğu Alt Komitesi'nde, Ortadoğu ülkeleri arasında
suyüzünden çıkabilecek bir krizde "ABD'nin neler
yapabileceği" konuşuldu.
bileceğini kaydetti. Amerika'mn bu öne-
rinin bir 'modeT olarak benimsenmesi
için ne yapabileceğini soran Kongre üye-
lerine uzmanlar, projenin sadece Türki-
ye, Suriye ve Ürdün'ü kapsayacak bicim-
de yapılmasına, İsrail'in dışarda kalma-
sının projenin gerçekleşme olasılığını art-
tıracağına işaret ederek yanıt verdi. Uz-
manlardan Naff, "Bölge ülkekrine veri-
len Aroerikan yardımının su paylaşımı ko-
nusunu olumlu bir şekilde etkilemek için
knllanılabileceğini" de savundu.
Uzmanlardan Kolars, Komite Başkanı
Lee Hamilton'un, "Bir krizden ne kadar
mı konusunda meydana gelebilecek çanş-
malann önlenmesi için ABD'nin hızla
merkezi ve adil bir aracı rolü oynaması-
nı"önerdi. Naff, ABD'nin bu amacına
hizmet için "Amerikan politikalanm"
oluşturacak bir daire kurulmasım da
önerdi.
Bilim adamlarının konuşmalannı ta-
mamlamalanndan sonra Kongre üyeleri-
nin sorularının yanıtlanmasına geçildi.
Komite Başkanı Lee Hamilton, uzman-
lara su kuUanımının bir savaş nedeni olup
olmayacağım sordu. Uzmanlar özetle
"Savaş bemen çıkacak gibi bir dunım
uzağız?" sorusuna, ilk krizin, Türkiye'-
nin Fırat nehrini sulamada kullanmaya
başlayacağı 1994'te, asıl büyük krizin ise
projenin tamamlanacağı 2000'li yıllann
başında başgöstereceğinj vurgulayarak
yanıt verdi. Uzmanlar, her ne kadar Su-
riye'nin, Fırat ve Dicle uğruna savaşa gi-
rebileceği tehdidinde bulunmuş olsa
da"Krizin rautlaka savaş şeklinde uç ver-
meyebileceğini, destabilizasyon olarak da
kendini gösterebilecegini" kaydetti. Uz-
manlardan Kolars ve Naff, Türkiye'nin
Fırat'taki su kesintilermin teknik bir ko-
nu olduğunu söylediğini, ancak bölgede-
ki aynlıkçı terörist hareketlerinin varlığını
surdürdüğünü, bu yüzden Türkiye'nin
"Bilinçli olarak bu karta başvurabilecegi-
ni" kaydetti ve "Türidye'niu sopanın
ucunu gosterdiğini" iddia etti. Komite
başkanı, üç ülkenin bu konuda diyalog
içinde bulunup bulunmadığıru sorunca,
Naff, "Bir komisyon var. Aynca Türk
Bakan Bağdat'ı ziyaret etti. Ama çok et-
kili bir sonoç yok" dedi. Komite Başka-
nı, "Fırat nebrinde bu iiç ülkeye yetecek
kadar su var mı" diye sorunca, yine Naff,
"Pavlaşmak için yeterince su var, ama ih-
uraslannı tatmin edecek kadar yok" kar-
şdığını verdi. Naff, aynca Suriye'nin, Asi
nehri üzerinde iki baraj inşa etmekte ol-
duğunu, bunlar nedeniyle Hatay'ın su sı-
kıntısı çekebileceğini, bu durumun da
Türkiye tarafından göz önünde tutulaca-
ğını söyledi.
ANKARA GÖRÜŞMELERİ SONUÇSUZ
Su için anlaşma yok
Türkiye, Suriye ve Irak arasında bölgesel
suların kullanımı konusunda iki gün süren
görüşmeler ilerleme sağlanamadan sona erdi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Türkiye, Suriye ve Irak ara-
sında bölgesel suların kullanımı
konusunda iki gün süreyle Anka-
ra'da bakanlar düzeyinde yapılan
göruşmelerde tam aıilamıyla "ha-
vanda su dövüldü."
Irak'ın, Türkiye'nin Fırat neh-
rinden saniyede 700 metreküp su
verme taahhüdünde bulunmaması
durumunda "göriişülecek bir şey
olraadığım" belirtmesi üzerinde
herhangi bir sonuç alınamadı.
Türkiye'nin "optimum",
"hakça" ve "akıkı" kullanım
konusunda getirdiği tüm teklifler
Suriye ve Irak tarafından redde-
dildi. Bayındırlık ve Iskân Baka-
nı Cengiz Alünkaya, görüşmeler
sırasında Türkiye'nin paylaşım
IRAN
DEPREMZEDELER—Yaşadığı kasabanın yansı yok OUB Iranhan-
ne, cocuklanyla karanlık bir gelecegi paylaşıyor.
Depremzedeler
zor durumdaDış Haberler Servisi — Geçen
hafta meydana gelen ve son sap-
tamalara göre, 50 bin kişinin ölü-
mü ile sonuçlanan lran'daki dep-
remde zarar gören bölgelerin tü-
müne ulaşıldığı bildirildi. Dep-
rem sonucu hayatta kalanların
'araştırümasına bir hafta daha de-
vam edileceği, ancak bu yoldaki
ümidin giderek azaldığı haber
verildi.
Depremin yarattığı ölüm şoku-
nun ardından salgın hastalık ve
sert rüzgârlann endişe yaratma-
ya devam ettiği de kaydedildi.
Yağmur sulannın parcalanan in-
san cesetlerinden süzülerek içme
sulanna kanşması, salgın hasta-
lık tehlikesini arttırıyor. Şiddet-
li rüzgârlar da evsiz kalan 500 bin
kişi için sürdürülen konaklama
çalışmalannı baltalıyor.
tran'ın BM temsilcisı Kemai
Karrazi, ırk ayrırru politikası uy-
guladığı için G.Afrika'dan, top-
raklanndaki Müslürnanlara sal-
dırdığı için de Israil'den yardım
kabul etmediklerini açıkladı. An-
cak, bu ülke vatandaşlannın
uluslararası kuruluşlar aracıhğı
ile yaptıklan yardımlara karşı çı-
kılmıyor.
Helikopter düştü
Iran'da kurtarma ekiplerini ta-
şıyan bir helikopterin düşmesi
sonucu bir milletvekilinin öldü-
ğü, kaza sırasında helikopterde
bulunan 49 kişiden 40'ının yara-
landığı bildirildi.
tran resmi haber ajansı İRNA,
ABD yapımı Chinook helikopte-
rinin Kelishom Köyü yakmların-
da düştüğünü ve ölen milletveki-
linin adının Muhammed Hüseyin
Eftekhari olduğunu bildirdi.
değil ortak kullanım üzerinde dur-
duğunu beürterek Suriye ve Irakh
muhataplarına, "Fırat'ın suyu
paylaşılacaksa bizim halkımız,
basınımız da petrolü niye paylaş-
mıyorsunuz diye baskı yapıyor.
Biz de halkın temsilcisiyiz. Dola-
yısıyla paylaşmaya gidemeyiz"
dedi.
önceki gün başlayan görüşme-
lere dün de bütün gün devam edil-
di. Türkiye'nin Bayındırlık ve ts-
kân Bakanı Cengiz Altmkaya,
Irak'ın Sulama ve Tarım Bakanı
Abdiil Vahap Mahmnt El Sabah,
Suriye'nin ise Sulama Bakanı Ab-
durrabman Madani tarafından
temsil edildiği görüşmeler akşa-
mın erken saatlerine kadar sark-
masına karşın hiçbir konuda mu-
tabakat sağlanamadı.
Görüşmelerden sonra bir açık-
lama yapan Bakan Altmkaya,
"Mevcut statünün üstıinde getiri-
len yeni önerilerin birbüierioe cok
ters olması nedeniyle elle tutulur
bir sonuç alınamadığını" söyledi.
Gazetecilerin çeşitli sorulannı
da geniş bir şekilde yanıtlayan Al-
tmkaya, bir soru üzerine şunları
söyledi:
"Bilimsel parametreli çalışma
önçrimiz kabul gönnedi. Bizim
bissemizi verin gidelim dediler. Fı-
rat'a gelen su Türkiye'nin anud-
sinin hemen hemen yansına \agan
kariann erimesiyle toplamr gelir.
Dolayısıyla Tiirkiye halkının kay-
nağıdır. Bunun paylaşımı söz ko-
nusu olamaz. Hakça mühendis-
Ukçe kullanılabilir. Söz koausu
budur ve bunn tekfif ettik zaten.
Temmuz ayında oradaki zira-
atın suya çok ihtiyacı oldugu bir
10-15 gün vardır. Belki o günler-
de Türkiye'nin taahhüt ettiği sa-
niyede 500 metreküp yetmeyebi-
lir. Eger öyle bir problem varsa,
oradaki su kuyulanndan su çeki-
Hyorsa, üriin kavnüuyorsa biz
teknik imltânlannıiT üzerinde bel-
ki 600 metreküp veririz. Seneye
700 metreküp de veririz. Ocak
ayında onu keseriz. Ama suyan
yetmediginl parametreleriyle, bir
kriterte göstermemiz lazım. Bunu
teklif ettik. Ama cevap yok."
Suriye ve Irak'ın, Fırat ile Dicle
konusunda Türkiye'nin "tek
havza" yaklaşunını reddettiklerini
de kaydeden Altmkaya, Dicle ve
Asi nehrinin de konuşulması ge-
reküğini söyledi. ''Dicle'>i de ka-
bul ederlerse esasında hiçbir me-
sde yok" dedi.
Suriye Sulama Bakanı Madani
de gazetecilerin sorulannı yanıt-
larken 1987 yılında Ankara ve
Şam arasında imzalanan su pro-
tokolünde Türkiye'nin Furat neh-
rinden saniyede 500 metreküpten
"faıla" su vermeyi taahhüt etti-
ğini savundu. Bunun kendisine
bildirilmesi üzerine Bakan Altm-
kaya protokolde "500 metreküp-
ten az olmamak sarüyla" ifade-
sinin yer aldığını, Suriyeli baka-
mn açıklamasma şaşbğuu belirtti.
HAVALANDIRMA ISITMA KLIMA
M E N F E Z L E R İ
38 yıldır yurt içinde; yurt dışında, 3 kıtada
üstün kalitesiyle tanınmış TSEK belgeli:
stok ebatlarda seri üretimle yeni bir
Hİ2MET SUNUYORUZ
HEMEN TESLİM RAKİPSİZ FİAT
Ayrıca her tür seçenekleriyle
tüm HAVALANDIRMA aksamları
tfftalbkntk
Kurutuş. 1952
Tel: 586 32 44-586 4613-588 13 79 (Buro) Tel: 584 08 42 (Fabrika)
Telefax: 588 15 00
Adres: Ahmet Vefik Paşa Cad. No:36 34280 ÇAPA/İSTANBUL
Türkiye
'Rum ateşV
altuıdaOrtodoks Patriği Yakovas'ın Lozan
Antlaşması'mn ihlali olasıhğını gündeme
getiren açıklaması ile Dublin'de "Kıbrıs,
Türkiye ile ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor"
diyen bir metnin kabul edilmesi, Türkiye'yi zor
durumda bir aktı.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
s u ) — Washington ve Dublin'de
meydana gelen ve Türkiye'nin
uluslararası kamuoyunda ne denli
yoğun bir Rum-Yunan baskısı al-
tmda olduğunu gösteren iki geliş-
me, Ankara'da büyük tepki ya-
rattı. lrlanda'nın başkentinde dün
sona eren Avrupa Topluluğu
(AT) ârvesinde on iki ülke lide-
rinin ilk kez bir sonuç bildirgesin-
de Kıbns sorununa Türkiye-
Topluluk ilişkileriyle doğrudan
bağlantıh olarak yer vermesi,
Türkiye'nin bu konuda ısrarla sa-
vunduğu tezlerle tam bir celişki
oluşturdu. Kuzey ve Güney Ame-
rika Başpiskoposu Yakovas'ın
^ * » f » l * » t r>rknııL~lnr*i ^
u n y
"
n l B
^A bir yanında yoksu
o C I f l l C l Ç O C U J l lctı I cocuklara ilişkin araştırma raporlan birbirini izlerken, Hindistan
çocuklannın durumunun diğerlerinden çok daba acı olduğu ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler Ço-
cuklara Yardım Fonu UNICEF'in yayımladıgı rapora göre Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de
yaşayan çocuklann yansından çogunun, ciddi hastalıklar ve açlıgın pençesinde yaşadıklan bildiril-
di. Raporda, nüfusu 1 milyara >aklaşan ülkede çocuklann yüz yüze bulunduğu felaketlerin başın-
da cebalet, köle gibi çalıştınlmak ve bulaşıcı hastalıklar geldiği kaydedildi. UN1CEF, ulkenin kısıtlı
kaynaklan ve inanılmaz bir bızla çogalan nüfusu nedeniyle on milyonlarca çocuğun kitleler halin-
de ölüme terk edilmiş durumda yaşadığına dikkat çekti. (Fotograf: AP)
A NKARArTAHRAN
w
Iran ile 'bulutlu hava'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Geçen yıl uzun süre don-
ma noktasında bulunduktan son-
ra yeni Büyükelçi Muhammed
Bagheri'nin Ankara'da göreve baş-
lamasıyla birlikte hızla normalleş-
me sürecine giren Türkiye-İran
ilişkilerinde "pürüzlü" günler ya-
şanıyor. Ancak Ankara, bu pürüz-
lerin "çözülebilir nitelikte" oldu-
ğuna dikkat çekerek, iki başkent
arasında yeni bir krizin doğmak-
ta olduğu yonımlannı reddediyor.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer'in hafta
başında yapacağı Tahran ziyareti-
nin ertelenmesiyle yoğunlaşan
"kriz söylefltileri'*nin abartıldığını
belirten Dışişleri Bakanlığı yetki-
lileri, hükumetler arası diyaloğun
"fanatik sağ tran basınının oyu-
nnna gelmemesi" gerektiği görii-
şüyle ilişkilerin 1990 içinde yeni-
den canlandırüması kararında ıs-
rarlı olduklanm belirtiyorlar.
Öte yandan Bozer'in Tahran zi-
yareti için yeni bir tarihin henüz
saptanmadığı, ancak bu gezinin
1990 içinde gerçekleşmesi eğilimi-
nin ağır baslığı öğrenildi. Anka-
ra, tran'daki rejimin Humeyni'nin
ölümu sonrasında "yumuşama ve
dış ilişkilerde daha duyarlı olma"
eğilimi taşıdığı görüşündeler.
tran'ın "tslam devrimini ihraç
çabasında olduğu" yolundaki de-
ğerlendirmeler ise Ankara-Tahran
ilişkilerinin en "nazik"noktasıru
oluşturmaya devam ediyor. Ancak
Ankara'daki yetkililer, Tahran yö-
netiminin bu konuda "biraz da-
ha dikkatli" olduğu izlenimine sa-
hipler. Velayeti'nin geçen hafta
içinde Pakistan'da verdiği deme-
cin ise Türk basınına yanlış yan-
sıdığı vurgulanıyoı. Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri, kendilerinin in-
celediği demeç metninde Velaye-
ti'nin İran ve Türkiye'nin rejimle-
ri arasındaki farkhlıklara dikkat
çektiği ve bu farklılıklar söz ko-
nusuyken iki ülkenin "devrim
ihracı" yerine karşıhklı ilişkileri
canlandırmayı öne çıkarmasının
uygun olacağı doğrultusunda gö-
rüş bildırdiğini dile getiriyorlar.
ABD başkentinde yaptığı basın
toplantısında, Lozan Antlaşma-
sı'mn "tarihi gerçeklerin üstünde
ohnadığı" yolundaki imalı sözleri
ise tam anlamıyla Ankara'nın
şimşeklerini üzerine çekti.
Dışişleri Bakanlığı, Dublin'deki
AT Zirvesi'nden çıkan nihai bil-
diriyi, "öfke ve şaşkınlıkla" kar-
şıladı. Üst düzeyli bir yetkili, bu
konuda Cumhuriyet'e yaptığı de-
ğerlendirmede, Yunanistan'ın ha-
zırladığı karar taslağının her za-
manki gibi "sert ve tek tarafh"
ifadeler içerdiğini, ancak Toplu-
luğun diğer ülkeleri bu doğrultu-
da bir karara onay vermelerinin
'sürpriz' yarattığını dile getirdi.
Dışişleri Bakanlığı da AT zirve-
sindeki nihai bildiri konusunda
dün akşam saatlerinde bir açıkla-
ma yaptı. Bildirinin "tek yanlı bir
vaziyet ahş ve dolayısıyla olumsuz
bir gelişme teşkil ettiği" belirtilen
açıklamada, AT'nin Kıbns soru-
nun Türkiye ile topluluk ilişkile-
rini etkilediğini öne sürmekle bu-
güne kadar bu konuda benimse-
diği tutuma ters düştüğü vurgula-
narak şöyle denildi:
"AT, bu suretle, Yunanistaa'ın
üyeliğinin Türkiye-TopJuluk ilişki-
lerini etkileme>eceği ve Türk-
Yunan münasebetlerini etkileyen
sonınlara taraf olmayacağı şeklin-
de teceili etmiş bulunan müktese-
batını unutmuş görünerek, Kıbns
konusunda Yunan göıüşlerinia
yanında >er almış olmaktadır."
Açıklamada aynca bildirinin
"Yunanistan'ın girişim ve ısraria-
rı üzerine kabul edildiginin
anlaşıldığı" da ifade edilerek, bu
tutumun Kıbns sorununun çözü-
münü guçleştireceğine dikkat çe-
kildi. Bildiride Kıbns sorununun
çözümünü geciktiren
"engellerden" de söz edildiği ha-
tırlatılan açıklamada şu görüşle-
re yer verildi:
"Değinilen 'tıkaruklık'a ve etkfli
müzekereleri önleyen 'engeller'den
kasün, ancak görüşmelerin yeni-
den başlaması için baa şartlar ileri
surdukleri gonılen Yunanistan ve
Kıbns Rum tarafının tutum ve
yaklaşımiarını yansıtraakta oldu-
gundan kuşku yoktur. Bildiri bu
yaklaşımıyla BM Güvenlik Kon-
seyi'nin son karannın gerek lafzı,
gerek ruhu ile de çelişmektedir."
Yakovas'a tepki
Kuzey ve Güney Amerika Baş-
piskoposu Yakovas'ın Fener Rum
Ortodoks Kilisesi Patriği Dimitri-
os'un gelecek ay yapacağı ABD
ziyareti nedeniyle düzenlediği ba-
sın toplantısı ise Ankara'da "za-
man gecirilmeksizin" resmi bir
açıklamayla yanıtlandı. Haftalık
basın toplantısında AT bildirisi
konusunda 'resmi' bir tepki gös-
termeyi reddeden Dışişleri Bakan-
lığı Sözcüsü Murat Sungar, Yako-
vas'ın Lozan Antlaşması'na iliş-
kin sözleriyle ilgili bir sonıya şu
yanıtı verdi:
"24 Temmuz 1923 tarihinde
aktedilen ve imzacı taraflar ara-
sındaki meselelere çözüm getirid
olan Lozan Banş Antlaşması,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kunılu-
şu>la yaşdaş ve onun temelinde
var olan bir belgedir. Bu antlaş-
mada ve ilgili tutanaklarda kayıth
mutabakata göre Fener Rum Or-
todoks Patrikhanesi. Türkiye
Cumhuriyeti'nin himayesinde
Rum Ortodokslannın dini ve ru-
hani işlerini kanuniara uygun ola-
rak yüriitmekle görevli dini bir
Türk kurumudur. Patrikhane bu-
gün bu esaslar dahilinde faaliyet
göstermeye devam etmektedir.
Sayın Patrik Dimitrios'un ABD
gezisini bütün bu hususlann bilin-
cinde olarak gerçekleştinnesini
beklemekteyiz."
SAYIN MOTORLU ARAÇ SAHİPLERİ ve İŞLETENLERİ
TRAFİK SİGORTANIZI
YENİLEDİNİZ Mİ?
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası
Limitleri 1 Temmuz 1990 tarihinden
geçerli olarak değiştirilmiştir.
Yeni poliçenizi
almak için sigorta şirketinize
hemen başvurunuz.
veRtustonns Şititikıi Biıiiğ